Katalog

= S £ 9EKÎM 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 SEOM Ozal'ın Bursa sözü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükeiçi Kaya Töperi, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın önceki gün Bayburt'ta yaptığı konuşmadaki "Ben size Bursa sözü veremem" sözlerinin yanlış yorumlandığını bildirdi. Toperi, açıklamasında şöyle dedi: "Sayın Cumhurbaşkanı, söz konusu konuşmasında, bir siyasi parti liderinin bölgede yaptığı bir konuşmada "Gumuşhane'yi Bursa yapacağım" sözüne atıfla kendisinin, yerine getirilemeyecek bir vaatte buiunamayacağını, ancak Bayburt'u il yapacağım vaat ettiğini ve bu sözunü de yerine getirdiğini ifade etmiştir" 'Hepsi takîitçilerin partLsi* • AFYON — Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, "Seçimlere iki parti giriyor" iddiasını yineleyerek iktidar ve muhalefeti eleştiri bombardıznanına tuttu. Er- bakan, "Seçimlere katılacak partilerin birisi mananların, diğerleri takîitçilerin partisidir" dedi. Demireri masonlukla suçlayan Erbakan, "Seçimlenn ortasında bile lzmir'de mason toplantısına gitmiş" şeklinde konuştu ve "DemireFin özal'dan ne farkı var" diye sordu. RP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Şu faizleri, bu zamları 24 Ocak kararları ile Özal ile beraber başlatan o değil mi? Avrupa'nm faizci nizamını taklitten başka ne yapmıştır? 6 defa başbakan oldu, hangi sorunu çözdu?" diye konuştu. ANAFtan 220 istifa • TRABZON (AA) — Trabzon'da, ANAP'ın il ve ilçe örgütlerınde görev almış 220 kişinin partilerinden istıfa ettiği bildirildi. Eski ANAP Merkez İlçe Başkanı tlhan Arpaçay, düzenlediği basın toplantısında milliyetçi ve muhafazakârların dışlanmasından sonra ANAP'ta görev yapamayacaklarını anladıklanm söyledi. ANAP'tan istifa edenler arasında Eski Akçaabat İlçe Başkanı Yusuf Kasap ile il ve ilçe yönetim kurullarında daha önce görev yapmış kişilerle delegeler bulunuyor. Mega-10 sinevizyonda • ANKARA (Cumhuriyet Biirosn) — Mamak Belediyesi, Mega-10 yayınlarının izlenebılmesi için, Şehitlik Meydanı'na büyuk bir televizyon ekranı (sinevizyon) yerleştifdi. SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, dun akşam Şehitlik Meydanı'na gelerek. bir sure Mega-10 yayınlarını izledi. Ozalp'tan veda • ANKARA (AA) — Türkiye Büyuk Millet Mecüsi'nin "Haydar Ağası" ANAP Niğde Milletvekili Haydar özalp, 36 yıllık politik hayatını noktaladı. Ozalp, "36 Yıllık Bir Siyasi Hayatın Portresi" adını verdigi kitapçıkta, "Prensi ile papatyasıyla şöhret saçan bu siyasi ortamdan uzaklaşmak için daha evvel verdiğim karar gereğince politikayı noktalar.ıak ve bu ortamdan uzaklaşmak istedim" dedL IIFden kara tablo • ANKARA (A.NKA) — ABD'de faaliyet gösteren Instutue of International Finance (IIF) adlı kuruluş, eylül 1991 tarihli Türkiye raporunda, seçim sonrası dönem için karamsar bir tablo çizdi. Enstitu, seçim sonrasında yüksek enflasyon ve büyüme hızının düşmesı noktalarına dikkat çekerken seçimden koalisyon çıkması halinde kamu sektöründeki yapısal sorunlann çöziimünun gecikeceğini ileri sürdü. IFF'den bir heyetin Türkiye"de yaptığı araştırma sonucu hazırlandığı ve "gizli" damgalı olduğu bildirilen raporda, seçim ekonomisi nedeniyle ertelenen KİT zamlarının, seçim sonrasında yürurluğe konulacağı belirtildi. İSEDAK toptantısında 1.5 saat yan yana ororan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yine konuşmadıkJan dikkati çekti. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜZ) tSEDAK toplantısında Özal ile konuşmayan Başbakan Yılmaz: 'Gösterecek aııahtarmı yok' GÜNDÜZ İMŞtR TEKİRDAĞ — Başbakan Mesut Yılmaz, dun parti- sinin Tekirdağ mi- tinginde, "Benim size gosterecek anahtanm yok. Anabtar bcnde demiyorum. Anatatar sizde di- yonım" dedi. Konuşmasında muhalefeti eleştiren Yılmaz, "Bu liderlerin sozleri. bep o> kaygısıyla ed.ilmiş sözlerdir. Bu sözler uçar gider" şeklinde ko- nuştu. Yılmaz dun İstanbul'da İSE- DAK toplantısının açılışından önce Cumhurbaşkanı Ozal'la bir araya geldi. Sheraton Oteh'- nin kapısında Özal'ı karşılayan Yılmaz'ın daha sonra kürsüde yamnda oturduğu 1.5 saat sure- since hiç konuşmadığı gorüldü. Özal ile Yılmaz'ın, otelin Hozi- ron Salonu'nda İSEDAK üyele- rine verilen resepsiyonda da bir araya gelmemeye özen göster- dikleri dikkat çekti. Resepsiyon sırasında Yılmaz, ayn bir köşe- de Pakdemirli ile sohbet eder- ken Özal bir başka köşede ko- nuklarla ilgılendi. Yılmaz, daha sonra helikop- terle Çatalca'ya geçti, sel bolge- sinde incelemeler yaptı. Daha sonra incelemelerini Silivri'de surdüren Yılmaz, saat 16.20'de bir polis helikopteriyle Tekir- dağ'a geldi. Atatürk Bulvan uzerinde toplanan çok sayıda yurttaş tarafından karşılanan Yılmaz ile eşi Berna Yılmaz, aşı- n izdiham nedeniyle Cengiz To- pel Meydanı'na ancak bir saat- te varabildi. "Yılmaz şapkayı alıp kaçmaz", "Yılmaz'ın arka- sında ne kin ne de kan var". "Ne ana ne var sevgisi, bir bas- kadır Mesut Yılmaz setgisi" pankartları dikkat çekti ve sık sık "Başbakan Yılmaz" slogan- ları atıldı. Yılmaz da Tekirdağ- hlardan gördüğü coşku ve kala- bahk karşısında hayli moral ka- zandı. Seçim otobüsünun onün- de kendisini izleyen yurttaşların sevgi gösterileri karşısında mi- ting alanına varmadan, otobu- sün üzerine çıkıp yurttaşları se- lamlayan Yılmaz'a uzun sure al- kışla tezahürat yapıldı. Yılmaz, miting alanına vardığında ise kendisini bekleyen hayli kalaba- hk yurttaş topluluğu coşkulu te- zahüratını surdürdü. Yılmaz konuşmasında kendi- sini diğer liderlerden ayırt eden özelliklerinin başında, diğer li- derler gibi "ben ben" dememesinin geldiğini belirterek "Bakınız dikkat ederseniz, ben 'biz' diyorum. Bunun içinde siz varsınız. Ben arkasına rakıldığı- mız zaman, kafasım kışla du- varlanna vuranlardan değilim. Dünyada 'Duşiin peşime, sizi kalkındırayım' diyen bir lider yok. Diınyadaki zengin biitün ülkeler kendi emekleriyle kal- kınmıştır. Fukaralık edebiyatı yaparak ülkesini ileriye gotiiren bir tane bile lider yok. Biz sizin önünuze düşerek değil, sizin ko- lunuza girerek, doğru poiitika üreterek, dürüstçe çalışarak si- ze hizmet etmek zorundayız" dedi. Hükümeti kurduklan 3.5 ay zarfında bu memleketin temel direği olan ortadirek denilen çiftçi, işçi ve esnafa ne imkân- lar sağlanmışsa 21 ekim sabahı yeniden iktidara geldiklerinde ortadireği ezen enflasyonu orta- dan kaldırmak için, aynı azim ve kararlılıkla çalısacaklannı belirten Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdu: "Eğer 20 Ekim'de bana, ba- şında bulundugum ANAP'a gü- venirseniz bizi Tiırk siyasi tari- hinde Demokrat Parti'den son- ra 3'üncu kez iktidara getirirse- niz, size vaat ediyorum ki hiç kimsenin değil, sadece sizin hü- kttmetiniz olurum." "Benimle kavga etmek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsın- lar kimse ile kavga ejmem" di- ye konuşan Yılmaz, "Tiirkiye'- de siyaseti artık iki, üç, beş ki- şinin kavgası olmaktan çıkar- mak isliyorum. Eskiden olduğu gibi kavgalar yapılmasın. Bu- giin burada yapıldığı gibi bir bayram havasında yapılsın. Bi- zim siyasel yapmamızın altında tek sebep, yeni bir Türkiye ara- yışıdır" dedi. CÜNEYT ARCAYÜREK YAZIYDR YSK'nın Dikkatine Kimi Örnekler... ANKARA — On üç askerimizle bir diplomalımızı şehrt eden olayları dün ön plana alan gazetelerimizin birindeki başlığa göre "Lafı bırakıp PKK'yı durdurmalıydık." Lafı bırakıp sadede geliyor insan. İster istemez kafalara PKK'yı kimin durduracağı ya da bugünlere dek kimin dur- duramadığı sorulan takılıyor. Dünün ve bugünün sorumluları, biri "taze" öteki "yaşlı" iki lider iktidarsızlık korkusuyla yollarda. Sığındıkları tek st- per, 1980 öncesı terör. Son olaytarın toplumu sarstığı saatlerde ANAP'ın Magkr Box'ta on gündür yayımladığı "terör filmleri" birden günde- me geliyor. Filmlerin sahibi, "taze" lider Mesut Bey mi yoksa değil mi? Bu tartışma birdenbire ortaya atılıyor. Bir başkası mı? Evet, bir başkası! Haberin kaynağı sağlam, çok sağlam. Güneri Crvaoğlu dünkü köşesinde Mesut Bey'e atfen açıklıyor: "Ben de 'ne- gatif filmlere' karşıyım. Sokakta yürürken bazen insanın ba- şına saksı düşebilir" dediğini yazıyor. Önemli bir açıklama daha yapıyor Cıvaoğlu. 80 öncesi filmleri hazırlatıp oğlumuz Ahmet televizyonunda yayınlata- nın kimliğini "deşifre" ediyor. Yazdığı aynen şu: "Böyleco -Mesut Bey'in- bu filmlerin özal tarafından yaptınldığına do- kunuyordu. özal, Antalya'da gazetecilere 'O filmleri kendi- sinin yaptırdığını ve kendi talimatıyia gösterildiğini' soylemiş- ti." TÖ ile taze liderin sözleri, gizlemeye çalıştıklan gerçeği ayrıntılarıyla ortaya döküyor. Terörle ilgili filmleri ANAP adı- na yaptıran, oğlumuz Ahmet'in ekranlarına getiren TÖ ol- duğunagöre taze liderimiz Mesut Bey'in tersine savlarına karşın TD'nün partiden, propagandadan, seçimden, geçim- den, partinin yönetilmesınden elini çekmedığı kanıtlanıyor. Magtc Box'ın ANAP borazanlığını üstlenen yayınlanna mu- halefet ateş püskürüyor. Ne çare, Yüksek Seçim Kurulu, ya- sal dayanak yoksunluğuna sarılarak bu yayınlan önlememek- te direniyor. Dilemeyiz ama, bu durum daha önemli olayiar- la karşılaşmamız olasılığını arttınyor. Geçmişten bir örneği YSK üyelerinin dikkatine sunalım. 1957 seçımlerinde, oy verme işlemi sürerken marifetli De- mokrat Parti ıktidarı tekelindeki radyoyla çoğu yerde seçim- leri kazandığını ilan etmeye ve seçmeni etkilemeye başla- dı. Yayınlan engellemeye yönelik çabalar sonuç vermecH. Maliye Bakanlığı, Magic Box'tan milyarlarca vergi istiyor. Oğlumuz Ahmet'in annesi bayan SÖ, "Magic Box'ın Alman- ya'da kurulan Türk yasalanna tabi olmayan bir kurum oldu- ğunu öne sürerek vergi vermeyeceğini" söylüyor. Türkiye'ye dönük Magic, yurtdışı bir kurumsa, demek ki "seçimi etkileyen ve etkileyecek dılediği yayını yapabilir." Ya, DP'nin 195Tdeki radyo marifeti, 20 ekimde ANAP adt- na TO'lerin tekelindeki Magic Box'ın ekranlarına gelirse, ne olacak? Olay gerçekleşmeden yayınlan önlemek konusunda du- raksamalar geçiren YSK, o zaman nasıl bir yorum ya da ka- rar çıkaracak acaba? Oy verme sırasındaki Magic yayınla- rını seçimlerin dürüstlüğü ile nasıl bagdastıracak? Bugünkü yayınlar kimi önemli kaygılan yarına taşıyor. Önlem alınmasını gerekli kılıyor... YSK'nın dikkatine. YENI BİR TURKIYE Ü 12 GUN KALDI tlk kadın \alinin fotoğraflan ANAP'ın Starl'de yayımlanan reklam filminde kullanıldı. Aytaman, reklam için oriayının alınmadığını söyledi Kadın valî ANAP reklamında ÎDtL GÜRSEL ANKARA — Turkiye'nin ük kadın valısi Lale Aytaman, ANAP'ın reklam fılmine malze- me oldu. Starl'de gösterilen ANAP reklamlarında bir res- miyle yer alan Muğla Valisi Ay- taman, "Reklam için benim onayıra almmadı. Benim habe- rim yoktu" dedi. Türk ldareci- ler Derneği Başkanı Yılmaz Ce- mal Bor da, devletin tarafsız va- lisinin siyasi partilerin reklam aracı olamayacağını belirterek "Vali Aytaman, kendi istegiyle Urafsızlığına golge duşürmuşse istifa etmelidir" diye konuştu. Reklam filminde ANAP'ın 'ic- raatlan' arasında gösterilen Vali Aytaman, henuz reklamı gör- mediğini belirterek, "Ciddiyet- le konunun üzerine eğileceğini" söyledi. Reklamın, insanlarda "kendisinin reklam için valilik makamına getirildiği yolunda" bir tepki yaratması halinde bun- dan çok uzüntü duyacağını an- latan Aytaman, "Ben böyle bir reklamı arzu etmem" dedi. Kendisinin "tarafsız konıunda" bulunduğunu da vurgulayan Aytaman, şunları söyledi: "Turkiye'de kadınlann vali olmasını bu bukttmet gerçekleş- tirdi. Bu konuda ilk adımı on- lar attı. Bu konuda geç de ka- lınmıştı. Belki bnnu vurgula- mak istediler ve kadınlanmıza bir mesaj vermek istediler. Ama bu reklam halk arasın- da 'Benim reklam için atandı- ğım şeklinde bir kanı yaratırsa' çok y azık olur. Her şeyden ön- ce kadınlar için üzulüriim. Bu makama bir zarar gelmemesi için ben çok ugraşıyorum. tn- sanlarda da bu şekilde bir kanı dogar. Konuyu bir iki yerle te- masa geçerek değerlendirmem gerek. Bu reklam beni zor du- nıma düşurdu." Aytaman, ANAP'ın reklam filminde kullanılan resmin Özel Kalem Müdürlüğu'nden temin edilmiş olabileceğinı de açıkla- yarak, "Genelde çok resim ta- lebi olduğundan, bu konudaki her talep bana yansımıyor" de- di. Türk Idareciler Derneği Baş- kanı Bor, "tarafsız" olması ge- reken devletin valisinin siyasi bir partinin reklam filminde yer al- masını "doğru" bulmadığını belirterek "Eğer bu, bilerek >a- pılmışsa kanunsuz ve yanlıştır. Valinin dısında Starl televizyo- nu ve ANAP da ayıp yapmıştır" dedi. Vali Aytaman'ın ANAP reklamına çıkarak hükümetin propagandasını yaptığını anla- tan Bor, "Vali Aytaman'ın, bu- nun kendisine danışılarak yapıl- madığını açıklaması gerekir. Da- va da açabilir. Eğer kendisi cid- di ve inandıncı bir şekilde göre- vinde fiilen ve hukuken kalmak istiyorsa, onurluysa tavır koy- ması lazımdır" göruşünü savundu. ANAP REKLAMINA UYARLANAN "HADt BAKAUM^A AÇIKLAMA Sezen Aksu: Hiçbirilgim yok Haber Merkezi — Turk Pop Muziğı sanatçısı Sezen Aksu, bestesi Onno Tunç, sözleri Aysel Giı- rel'e ait olan "Hadi Bakalım" parcasının ANAP tarafından seçim propagandasında kullanımıy-. la ilgili olarak Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Hadi Bakalım adlı şarkınun politik ya da di- ğer anlamlarda değerlendirmeleri ile yapımcı ve yonımcu olarak hiçbir ilgim yoktur" dedi. Ak- su, sozleri değıştırılerek Mesut Yılmaz için yeni- den uyarlanan parçayı kendi şarkısından ayıra- rak "Aysel Gurel'in sözleri ile benim seslendir- diğim şarkı, temel olarak insanlar arasındaki gıiç ve iktidar catışmalanna, çelişkilere karşı çıkan ve uzlaşmaya davet eden bir sevgi şarkısıdır" şek- linde yorumladı. Son gunlerde çevresinden gelen aşırı tepkiler- le haksız yere suçlandığını ve bu durumun ken- disini çok rahatsız ettıgini belirten Sezen Aksu, sözlerini şoyle surdurdu: "Kendimi, kimseye herhangi bir politik yaşam biçimi, dünya goruşu onerebilecek yetkinlikte his- setmiyorum. Bu, çok ciddi bir sorumluluk. Bu nedenle yıllardır herhangi bir fikre ya da toplu- luğa ait olmama özeni içinde oldum. Renk, ırk, siyasaljjörüş ya da başka nedenlerle ayırdıgım, kayırdığım hiç kimse yok. Beni, doğruları, yan- lışları, hataları ve kusurlanyla biitün insanlar il- gilendiriyor." Sanatçı, "ANAP'ın şarkısını seslendiren Levent ve Sertap sizin vokalistiniz. Buna ne diyorsunuz" soruya ise "Onlar profesyonel, benim bir muda- halem olamaz. O yalnızca onların vermesi gere- ken bir karar. Ben başlangıçtan bu yana her şe- yiiı dısındayım, bugun de oyle, gelecekte de..." yanıtını verdi. "Hadi Bakalım" parcasının müzikseverler ta- rafından kendisiyle özdeşleştirildiğinin anımsa- tılması üzerine sanatçı "Mcvcut telif yasalan ge- reği bir eserin her turlu kullanımı besteci ya da söz yazannın tasarrufundadır. Yapabilecegim bir şey yok" dedi. Parçanın bestecısi Onno Tunç ise bir sure on- ce konuyla ilgili olarak "Semra Özal telefon etti ve 'Hadi Bakalım' parçasını kullanmak istedik- lerini, para veremeyeceklerini söyledi. Insiyatifimi kullandım, verdim" demişti. GÜL YESİLÎ BİRÇEVRE Isparta gülünün yaprağı kadar yeşil bir çevre istiyoruz! Ekonomi programımızda bunun için yeşil sanayiyi öngördük. Bunun için çağdaş kentleşme önerileri getiriyoruz. Bunun için Caretta Caretta'lann yurduna turistik de olsa tesisler yaptırmayacağız. Ve biitün çevrecilere çağnda bulunuyoruz: Gelin, önerilerinizi getirin, uygulayalım! Çağdaş çevre için herkes DYP'ye! DOGRU YOL P A R T i S i TEK BASINA İKTİDAR