Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9 EKİM 1991
Seçmderm Dörifetlügtt Hkesi
Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim dönemi süresince Starl yayınlarını
engelleme kararı da çok sık ileri sürüldüğü gibi "basın özgürlüğüne'
ve "çok sesliliğe" aykırı bir işlem ve davramş da olmayacaktır.
Doç. Dr. SUHEYL BATUM
1991 seçimleri. seçim dönemi uygulamalan
açısından, iki temel özellik göstermektedir.
Bunlardan bırincisi "Tarafsız Cumhurbaşka-
nı'nın", değişik gerekçe ve vesılelerle "propagan-
da gezilerine ve faaliyetierine'" başlamış olması
bu faaliyetlenn. gerek resmi, gerek özel televiz-
yon kanallannda, tam bir propaganda aracı
niteliğınde vatandaşlara iletilmesidir.
Ikinci özellik ise Türk Anayasası'na (133.
madde) ve yasal düzenlemelere göre, açıkça "ka-
nun dışı" durumunda olan Starl özel TV Ka-
nalının, bu dönemde faaliyet göstermeye
başlamış olmasıdır. Ancak, bunun da ötesinde,
şu anda, seçim döneminde. gündemde olan, bu
özel TV'nin. hiçbir kural tanımaksızuı, hiçbir hu-
knk normu ile bağlı olmaksızın, tam anlamı ile
"siyasal iktidann propaganda yayın organı" ola-
rak görev yapmaya başlamış olmasıdır.
Bu dönemde Starl'in tüm siyasal nitelikli ya-
ymlannın "eşıtlik ve tarafsızlık ilkelerine" tüm-
den aykın olması bir yana, Türk yasalanna va
Anayasa Mahkemesi'nin 22 Mayıs 1987 tarihli
karanna (1) açıkça aykın olan siyasal reklaroları
da en temel tarafsızlık ve dürüstlük ilkelerini hiçe
sayar biçımde. iktidar partisinin sürekli ve yoğun
propagandası niteliğıni kazanmıştır.
Bu koşullarda yapılan bir seçimin, dünyanın
hiçbir demokratik ülkesinde görülmesi, kesinlik-
le mümkün değildir.
Seçımlerin. "Tarafsız Cumhurbaşkanı". siya-
sal iktidar ve 'onun resmi ya da özel propaganda
araçlan" tarafından bu denli istismaredilmesine
karşı koyabilecek araçlar ya da kummlar yok
mudur Türkiye'de? Ya da bir başka söyleyişle,
son yıllarda tamamen ortadan kalktığı gözlemle-
nen seçimlerin meşruiyeti konusunu güvence
altına alabilecek kurumlarTürk hukuk sistemın-
de yok mudur?
1982 Anayasasının 79. maddesi: "seçımlerin
başlamasından bitimine kadar, seçimin dfizen
içinde yönetimi ve dürfistlüğfi ile ılgilı bütün iş-
lemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve
seçimden sonra seçim konulanyla ilgili bütün
yolsuzluklan şikayet ve ıtirazlan inceleme ve ke-
sin karara bağlama" konulannda, Yüksek Seçim
Knrnhı'nu görevli ve yetkıh kılmıştır.
Ancak bu açıklığa karşm, Yüksek Seçim Ku-
rulu, 28 Eylül 1991 tarihinde verdiği 256 sayılı
kararla; a) Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı ilke-
sine aykın olarak, bir siyasal partiyı açıkça
destekler biçimde yaptığı seçim propagandası nı-
teliğindeki yayınlannın sona erdirilmesi konula-
nnda, kendisinı yetkisiz kabul etmiştir.
Kurul. söz konusu karannda, tamamen yanlış
ve hatalı olarak, kendi görev ve yetkılenru, sade-
ce, 298 sayılı Seçımlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri hakkında Kanun'un 63 (ve
62.) maddesindeki kurum, kuruluş ve kişilerle sı-
nırlı olarak kabul etmektedir. Dolayısıyla gerek
Cumhurbaşkanlığı makamı. gerek TRT ve
Star 1, bu sayılanlann dışında kaldığı ya da onla-
nn söz konusu faaliyetleri, bu maddelerde sayı-
lan faaliyet türlerinin dışında kaldığı ıçın YSK,
kendisini görevli ve vetkili kabul etmemiştir.
—A- Oysa, Anayasa'nın 79. maddesi hükmü
mutlaktır; Yüksek Seçim Kurulu. seçımlerin
başlamasından bitmesıne kadar, seçimin dürüst-
lükle ve düzen içinde yürütülmesine yönelık tüm
önlemleri alma, tüm işlemleri yapma ve yaptırma
yetkilenne, başka bir söyleyişle genel bir yetkıye
sahiptir.
Zaten, bu amaca yönelik olarak, gerek Ana-
yasa'nın 79. maddesi, gerek söz konusu yasanın
ilgili maddeleri (14 - 52 - 54 - 131 - 132 - 134).
Yüksek Seçim Kurulu'na. "gereklı göreceğı tüm
önlemleri alma, tüm şikayetleri ve itirazlan ince-
leme ve kesin olarak karara bağlama" yetkilerini
de tanımaktadır.
"Tarafsız Cumhurbaşkanı'nın" tarafsızlığına
aykın düşen faalıyetlerinin, tamamen bir parti
lehindeki propaganda konuşmalannın ve bunla-
nn yayımlanmasınm da bu alan içinde yer aldığı
muhakkaktır.
YSK, 28.9.1991 tarihli karannda. kendi yetki
alanını daraltarak. "Cumhurbaşkanı'nm Ana-
yasa ile belirlenmiş tarafsızlığına aykın olarak
belli bir siyasi parti lehine ve diğerlennın aleyhine
konuşmalar yaptığma dair iddianın değerlendiri-
leceği roerci olmadığı ve bu konuda herhangi bir
tedbir almak durumunda da olmadığı" bıçımınde
değerlendırme yapmıştır.
Oysa. Anayasa'nın açık hükmü ve ilgili yasa
maddelen karşısında. YSK. ilk husus üzerinde
gerçekten vetkili değilse de. "herhangi bir Kdbir
almak"konusunda tek yetkıh ve görevli organ
durumundadır.
Tabii ki, karannda da belırttıği gibi tarafsız ol-
ması gereken Cumhurbaşkanı'nın bu niteliğıni
yitirmesı ve propaganda gezilerine başlaması
karşısında. YSK'nun. "Cumhurbaşkanı'nın ta-
rafsızlığını yitirmiş olduğu"' biçiminde bir açıkla-
ma ve değerlendirme yapması gerekmemektedir.
Zaten böyle bırdeğerlendırmeyı yapmak yetkisi-
ne de sahıp değildir. Buna bağlı olarak, Cumhur-
başkanı'nın propaganda gezılenni yasaklamak,
Çankaya köşkünden aynlma yasağını koymak
durumunda da değildir.
Ancak Anayasa'nın 79. maddesi ve 298 sayılı
yasanın 52. maddesi uyannca. "bu faaliyetler.
seçimlerin dürüstlüğünü. eşitlik ılkesini zedeledi-
ğı, bir partiye diğerlerine oranla daha fazla
propaganda imkânı sağladığı takdirde", bu faa-
liyetlerin yayımlanmasını engellemek yetkisine
sahiptir. Ve bu yetkiyı kullanmaktan da kaçın-
maması zorunludur.
B-Aynı şekilde YSK, Starl'in taraflı yayınlan
konusunda da 63. maddede belırlenen kurumlar
ve faaliyetler içinde yer almadığı gerekçesı ile
kendisini yetkisiz kabul etmiştir.
Oysa. tabiı ki, YSK. Starl 'ın yasa dışı bir ku-
ruluş olduğunu. bu nedenle kaldınlması gerekti-
ğını belirlemek ve anayasanın 133. maddesinın
açık hükmünü doğrudan uygulatmak durumun-
da değildir.
Ancak, seçimlerin dürüstlüğünü ve düzen için-
de yönetimini sağlamakla yükümlü ve yetkili
olarak, StarTin tüm programlan, tüm siyasal
yayınlan ve (mevzuata ve AYM karanna açıkça
aykın olan) paralı reklamlan. bu dürüstlüğü ve
eşitlıği açıkça ıhlal ettığı, propaganda faaliyetleri
çerçevesini açıkça aştığı takdirde, bu yayınlan
engellemek. bu konuda tüm önlemleri, kararlan
almak ve uygulatmak yetkilerine sahiptir. Bu ko-
nuda ilgili kuruluşlara ve PTT Genel Müdür-
lüğü'ne gerekli tüm talimatları verebıleceği gibi
talimat verdiği tüm kurum ve kuruluşlann da bu
kararlara uyması zorunludur. 298 sayılı yasanın
134. maddesi. "kurullann tedbirlenne riayetsiz-
lik'' başlığı altında. bu kararlara uymamanın
cezai müeyyıdelerini belirlemektedir.
C- Bunun yanı sıra. Yüksek Seçim Kurulu'-
nun, seçim dönemi süresınce, Starl yayınlannı
engelleme kararı da çok sık ileri sürüldüğü gibi
"basın özgürlfiğüne" ve "çok sesliliğe" aykın bir
işlem ve davramş da olmayacaktır. Çünkü, bu
aşamada engellenmesi gereken, özel TV'nin ken-
disi değil, bu TVnin "siyasal ahlak ve eşitlik
ilkelenne aykın. tek yanlı propaganda niteliğin-
deki, seçimlerin dürüstlüğüne aykın yayınlandır
ve siyasal reklamlandır."
Sonuç itibariyle, Türkiye'de, yukanda belirle-
diğımiz makamlann ve kuruluşlann faaliyetleri
nedeniyle "seçim meşruiyeti" bir kez daha, gün-
deme gelmış bulunmaktadır.
Türkiye'nin "demokratik bir hukuk devleti"
ya da tam tersıne,"tek taraflıbeyin yıVama faali-
yetinin alanı" olması, bu faaliyetlerin pervasızca
sürdürülmesı ya da engellenmesi sonucunda or-
taya çıkacaktır.
Bu konuda önemli bir hukuksal güvence olma-
sı gereken kurum, Yüksek Seçim Kurulu'dur. 28
Eylül 1991 tarihinde, görevini başka "yargı mer-
cilerine devretme" yönünde, kendi varlığını sınır-
lama. bir anlamda yetkisizleşme yolunda bir
karar almış olmakla birlikte. bu tutumunu değiş-
tirmesı gerekli. hatta zorunludur. Nitekim. bu
konuda, bir şikayet, ıtıraz yapılması dahı gerekli
değildir.
Ve Yüksek Seçim Kurulu. bu karannı mutla-
ka değiştirecektır Çünkü. seçimlerin dürüst
yapılması. seçim meşruiyetinın korunması. YSK
açısından, basit bir tercih sorunu olmayıp, var
oluşunun temel nedenı olarak. anayasanın getir-
diği ve zorunlu kıldığı bir yükûmlûlüktûr.
1) Paralı reklamlara üışkın olarak, 298 sa>ılı yasanın 52
maddesıne 3270 sayılı yasa ile eklenen (d) bendı, bu imkanı ön-
görmüşken. Anayasa Mahkemesı 22.5.1987 tarihli karan ile
söz konusu düzenlemeyı anayasaya aykjn bularak ıptal etmış-
ür.
PENCERE
EVET/HAYIR
OKTtf AKBAL
1957 Seçimi Anılan: IBana da Konya, Niğde, Afyon, Eskişehir, Kütahya, Isparta,
Burdur ve Antalya illeri düşmüştü. 1957 genel seçimi öncesi.
'Vatan' gazetesi adına bu sekiz ili dolaşıp nabız yoklaması yapa-
caktım Tam 34 yıl önce ..
Şu günlerde hemen bütün gazetelerde nabız yoklamaları yapıl-
makta. Gazeteci, yazar, çizer arkadaşlar bütün yurda dağılmıs-
lar. her gittikleri yerden ilginç haberler gönderiyorlar. lllerin
önde gelen polıtikacılanyla, adaylarla görüşmeler yapıyorlar.
Seçimlerden sonra biri çıkıp da "şu nabız yoklamalarında ile-
ri sürülen görüşler, tahminler ne denli gerçeklere uydu" diye
bir araştırma yapsa acaba sonuç ne olur"? Nabız yoklamalarının
tahminleri ile sonuçlar ne denli birbirıni tutmuştur? Bunu kımse
yapmaz Nabız yoklamaları gazete koleksiyonlannda kalır.
1957 seçimlerinde bana da sekiz ili verdiler O zamana kadar
gazetelerin pek çok dalında çalışmıştım, ama hiç muhabirlik
yapmamıştım. Ama fırsat bildim bu sekiz ili dolasmayı. Yanıma
koca bir defter alıp yola düştüm.
önce Antalya idı hedef.. Küçük bir uçakla Antalya'ya gıttim.
Park içinde bir otel. Karsımda deniz. parkın ağaçları... İlk is
Antalya muhabirimizi bulmaktı Bir saat tamircisiydi muhabiri-
miz. Ama politikacılarla ahbaplığt vardı. Bir program yaptık.
Sırasıyia partilerin il başkanlarıyla görüşecektik. Ne var ki Arv
talya'da seçim sonuçlan önceden belliydi! Demokrat Parti'nin
kalelerinden birrydi burası. Ne CHP ne de MP'nin buradan bir
sandalye kazanmakumuduola-
mazdı.
Çoğunluk sıstemiydi uygula-
nan. Yani hangi parti en çok oyu
alırsa, o partınin listesi olduğu
gibi seçiliyordu. Ûnce DP merke-
zine gittim. Milletvekillerinin
çoğu yeniden aday olmuştu. Yal-
nız II Başkanı ilk kez adaylığını
koyuyordu. Söylenenlere göre İl
Başkanı onseçım delegelerine
beşer yüz lira dağıtmıştı Ama
beş yüz liranın yansını koparıp
kendine saklamış! önseçim so-
nunda lısteye gırerse o parçayı
da verecekmiş!
CHP cephesi sessizdı. Bir ıKı
genç adayı vardı bu partinin.
Antalya'da durumun değişece-
ğini söylüyorlardı. Ama fazlaca
bir umutlan yoktu. Bir gece şehir
kulübündeydik. Yandaki uzun
masada OP adaylan büyük bir
coşkuyla yıyip içiyorlardı Birara
beni de yanlarına çağırdılar.
Rakılar su gibi akıyordu. Halkın
kendilerini nasıl sevdiğini kanıt-
lamak ıçın bir öneride bulundu-
lar. Serik'te bir köy düğünü
vardı. Oraya gidecektik. Köylü-
nün nasıl bir refah düzeyine
ulaştığını bana göstermek isti-
yorlardı.
Hepsı sarhoştu. Üç arabayla
yola çıktık Milletvekillerinden
ikisi benim bindiğim taşıttaydı.
Asfalt yolda bile dümdüz gidemi-
yorduk. Bir sağa bir sola yalpa-
layarak köye vardık. Davul zurna
sesleri, şarkılar ta uzaktan duyu-
luyordu. DP'ye muhalif bir
yazardım, bunu hepsi biliyordu.
Ama gerçekleri gözlerimle gör-
memde yarar görüyorlardı.
Yolda şöyle bir olay anlatölar:
Milletvekili adaylarından biri
trenle Ankara'ya gidıyormuş.
Kompartımanda bir de bayan
varmış. Konuşmaya başlamıs-
lar. Söz Antalya'ya gelmiş. O
bayan "Antalya için çok güzel
derler öyle mıdir" diye sormuş.
"Kısmet olmadı, hiç gidemedim
Antalya'ya. Üstelik Antalya mil-
letvekiliydim" demez mi? DP'-
liler kahkahayı bastılar "CHP
burada nasıl seçim kazansın,
kadıncağız milletvekilliğini yap-
tığı bu cennet Antalya'yı bir kez
bile görmemiş."
Köyde coşkuyla karşılandık.
Düğün sahibine beni 'konuk ya-
zar1
diye tanıtblar Baş köşeye
yerleştirdiler. Rakı kadehi sun-
dular. Tavuktan kocaman bir
parça getirdiler. İki de bir "Bak
köylüler nasıl yaşıyor" diyorlar-
dı. Koltuklar kanapeler çimenle-
rin üstündeydi. Boyuna yenip
içiliyordu. Köylüler DP sayesin-
de bu duruma yukselmişlerdi!
Sonradan öğrendim, bu köy dü-
ğünü oranın en zengin toprak
sahibininmiş!.
Antalya'dan umudu kestım.
Uçağa atlayıp Afyon a geldim.
Indiğim otelde bir de baktım Kay-
han Sağlamer orada. Otelci "Bir
şişman gazeteci daha var, ama
geç geldi, uyuyor" dedi. Kapının
aralığından baktım, Ümit Deniz.
Görevimin ikinci aşamasıydı
Afyon Demokrat Parti'nin bir
başka kalesi...
BAŞSAĞUĞI
Şirketimizin yöneticilerinden Oktay
ŞEN'in kayınpederi
SABAM1TİN
ARAÜm
vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhuma Tanrı'dan rahmet, tüm
yakınlarına başsağlığı dileriz.
ATA MENKUL KIYMETLER A.Ş.
Onurlu yaşanunı, inançlarından hiç ödün
vermeden so«yalizın mücadelesine adayan. dirençli
yigit insan. gerçek dost
BFHtCE BORAN'ı
ölümünün dördttncü yılında daha çok gereksinim
duyarak «evgi, saygı ve özlemle anıyoruz.
SIDIKA SU - Av. NECLA FERTAN
ALİAĞA ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİNDEN
Dosya No: 1990/300
Davacı Sosyal Sıgortalar Kurumu vekilince davalı Osman Katılmış
aley'hine mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan duruşma-
sında verilen ara kararı gereğince;
Adresinize tebliğ olunan davetiyenin tebliğ edilemexliği ve açık ad-
resiniz de tespit edileraediğinden ilanen tebligat yapılraasına karar ve-
rilmiştir.
Karşıyaka 7161 Sokak No: 65'de OSMAN KATILMIŞ'ın mahke-
memizde yapüacak 12.11.1991 gunü saat 9.40'taki duruşmada hazır
bulunması, aksi halde HUMK'nun 509 ve 510. maddeleri gercğince
yoklnğunda duruşma yapıhp karar verileceği ilan olunur.
Basın: 37478
Özgürlük ve Terör
ANKA'nın haberi yalnız Cumhuriyet'te çıktı, ama belki de
bir dünya rekorudur:
"Haftalık Yeni Ülke gazetesinin son bir yıl içinde yayımladı-
ğı 49 sayısından 18'inin İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi
tarafından toplatıldığı açıklandı. Yeni Ülke Gazetesi Genel Va-
y'ın Yönetmeni Hüseyin Aykol yaptığı açıklamada, toplatılan
sayılardan 13'ünün Türk Ceza Kanunu'nun 142'nci maddesi-
ne, 5'inin Terörle Mücadele Yasası'na dayandırıldığını bildir-
di."
Haberin bir değil, birkaç anlamı var.
Bir ülkede bir yıl içinde bir dergi 18 kez toplatılıyorsa o ül-
kede fikir özgürlüğünden söz açılamaz.
Bu, bir...
Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142'nci maddeleri kaldırıl-
dı. Peki, ne oldu? Uygulamada hiçbir şeyin değişmediği or-
taya çıkıyor. "Terörle Mücadele Kanunu" fikir özgürlüğünü
yok eden maddeleriyle rejimin kimliğini vurguluyor.
Bu iki...
Babıâli hab-ı gafletın salıncağında gözlerini kapamış ko-
lan vuruyor. Dergiler toplatılmış, gazeteler mahkemelerde yar-
gılanıyor, ne umurun?.. Demokrasi var imiş, ya ki yok imiş,
holding basını gerçeklere sırtını dönmüş, çoğunluğuyla ikti-
darı destekliyor...
Bu da üç...
Yeni Ülke gazetesi bir örnektir.
Bılıyorum Babıâli'de kimilerinin aklına basın denince yal-
nız çok satışlı gazeteler gelir. "Büyük basın" dedikleri çoğu
-renkli değil- boyalı gazete "Yeni Ülke" ve benzerlerini bası-
nın dışında sayarlar, üstelik suçlarlar:
— "Bölücü!.."
Eğer bir gazeteyi ya da dergiyi savunduğu düşünceye ba-
karak değerlendirmeye kalkışırsak fikir özgürlüğüne ters, de-
mokrasiye aykırı, hukuk devletine sığmayan bir yaklaşımın
çukuruna düşeriz. Fikre fikirle karşılık vermenın erdemini be-
nimsemeden demokrat olunamaz. Demokrasi her tür fikrin
basın özgürlüğü kapsamında serbestçe yayımlanıp savunul-
ması dışında boy atamaz...
Kürtçülük mü?
Bölücülük mü?..
Bırakınız söylesinler...
Bırakınız savunsunlar...
Fikirlerden korkmayınız, düşüncelerden çekinmeyiniz ve
gocunmayınız. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" ilke-
sini yalnız ekonomide benimseyerek siyasada dışlayan bir
devlet düzeni, faşizme dönük dünya görüşünün ülkemizde
türetimidir.
•
Komünizm yıllarca yasaklı kaldı, hapishane duvarları ar-
kasına itildi. Oysa serbestçe tartışıiabilseydi, komünistler ye-
raltına itilmeyecekti; gizli eylemlere gereksinme duyulmaya-
caktı; demokrasinin "olmazsa olmaz" koşulu sayılan fikir öz-
gürlüğü topluma işleyip yerleşecekti; düşüncelerımizin en-
lem ve boylamındaki ufuklar genişleyecek, yoğunluklar de-
rinleşecekti.
Anlatım özgürlüğünün yasaklanması düşunce yetilerini kı-
sırlaştırır. Kürt sorununu çeviren tabuların yıkılması, ne terö-
rün işine gelecektir ne de zulmün... Güneydoğu'da çözüm
bekleyen konular enliliğine ve derınliğine tartışılabilirse top-
lum rahatlayacaktır.
Yasaklar perdesinin altında işlenen cinayetlere "dur" de-
menin yolu tam özgürlükten geçer.
Yazıyı bitirirken bir gerçeğin altını kırmızı kalemle çizme-
nin yararı var: Yeni Ülke gazetesinin toplatılmasına karşı çık-
makla, Güneydoğu'da şehit edilen yedi erin katillerini lanet-
lemek birbîriyle çelişmez, bırbiriyle bütünleşir.
Özgürlüğün "tam anlamında" özümsenmesi, terörün her
türlü dayanağını zayıflatıp yok etmek için atılacak birincil
adtmdır. ,
Garanti'de hizmetin yönünü belirleyen yıldız:
MÜŞTERİ YILDIZI*
Garanti Bankası'nda hizraete yön veren,
kurum içi egitimden, şubelerin organi-
zasyonuna her konuda k a r a r l a r ı ve
uygulamalan belirleyen tek ve en önemli
unsur " m ü ş t e r i ' dir. Garanti'de her
müşteri bir ' yıldız' dır: Özenli, kaliteli
hizmet alan, ihtiyaçları ve istekleri
yönünde hizmet alan birer yıldız! Garanti
ile çalışan ' ' y ı l d ı z ' ' l a r arasına siz de
katılın. Garanti'de müşteriye gösterilen
özenin farkını ve önemini göreceksiniz.
BANKACILIKTA
GARANTİ
• Müşteri YÜdızi: Jupitergezegeninin dığercuh. Buyüdızın özeüiği,
bütün fyi niteUklerikendinde toplamtş olmasıdır Meydan Larousse.
I L D I Z D I RG A R A N T İ ' D E H E R M U Ş T E R I B İ R Y