22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•i 8 EKİM 1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 TİYATRO 'Bir Kadırî Fatih'te • Kiıltür Servisi — özgün adı "Shirley Valentine" olan ve üç yıldır gerek lstanbul içinde gerekse de gittiği tumelerde kapalı gişe sergilenen "Bir Kadın" adh oyun şimdi de Fatih Reşat Nuri Tiyatrosu'nda perde açacak. 40 yaşlarında evli bir kadının girdiği bunalım sonucu tek başına tatile çıkmasıyla gelişen ve sürpriz sonuçla biten oyunda, tek kişilik bu rolü Ayşe Sankaya oynuyor. Williy Russel'in yazıp, Semra Karamurserin Türkçeleştirdiği "Bir Kadın" oyununu Çetin Ipekkaya sahneye koydu. "Bir Kadın" Fatih Reşat Nuri Tiyatrosu'nda 8 ekim güniı perde açacak ve ekim ayı boyunca diğer oyunlarla birlikte dönüşümlü olarak sahnelenecek. Âğaoğlu'nun oyiınu • ISTANBUL (AA) — | Yazar Adalet Ağaoğlu, geçen yıl Devlet Tiyatroları, bu yıl da lstanbul Belediyesi Şehir| Tiyatrolan tarafından repertuara alınan "Çok Uzak-Fazla Yakın" adlı oyununu iki kuruluştan da geri çektiğini bildirdi.j Ağaoğiu, yaptığı yazılı açıklamada, Devlet Tiyatrosu repertuanna alınan "Duvar öyküsu- Tohum Türküsü" adlı oyunu için de aynı gırişimde bulunduğunu, kararlarını "bütünüyle bağımsız" verdiğini kaydetti. Ağaoğlu, bu karannın gerekçelerini şöyle açıkladı: "Oyun yazarı ile bu tiyatro yönetimleri arasındaki ilişkilerin çok bulanık olduğunun görülebilmesinde, 'yerli oyun yazılmıyor ki, yazılanlar da çok köttt' gibi resmi ağızlardan çıkma ıfadelerin daha sorumlulukla sarf edilmesinde, en azından yazanmız üstündeki tedirgin edici belirsizük baskısırun kalkmasında, bu girişiminin bir katkısı olabilir diye ummaktayım". Bu tavnnı, "her şeyin ötesınde oyunları alıp yumurta küfelerinden kaçan, vatandaşlık hukukunu ona karşı işleten kuruluşlar önünde kendinin en temel hakkını savunmak" olarak niteleyen Ağaoğlu, "Bu tiyatrolar, hem başvuru yazısmı şart koşuyor, hem onu kör kuyuya atarak oyun yazarına aratıyorlar." dedi. 'Fermanlı Deli HazretlerF • Kültur Servisi — Musahıpzade Celal'in Osmanlı dönemini hicveden güldürü piyeslerinden "Fermanlı Deli Hazretleri" adlı güldurüsü Üskudar Musahıpzade Celal Sahnesi'nde bugün sahneleniyor. Engin Uludağ'ın sahneye koyduğu ve başrolünu gulduru sanatçısı Feridun Karakaya'nın oynadığı "Fermanlı Deli Hazretleri"nde diğer rolleri Sevil Uluyol, Nuri Ergun, Sait Ergenç, Metin Çoban, Haşmet Zeybek, Şevket Avşar, Nazif Şen, Gül Akelli, Şenay Saçbuker, Ertuğrul Postoğlu ve Ayşe Erbulak paylaşıyorlar. Oyunun konusu kısaca şöyle: Padişah Sultan Ibrahim'in fermanıyla bir ağaca asılan deli, ağacın devrilmesiyle ölumden kurtulunca padişah tarafından affedilir. Ancak halk arasında adı "Fermanlı DelP'ye çıkan bu adamı herkes efsunlu, cinli zanneder. Hatta öylesine ki hastalannı okutmaya, dertlerine şifa aramaya gelenlerin sayısı her geçen giin artmaktadır. MÜZİK Peldnelleri birleştiren piyano • Kültür Servisi — Yapı Kredi'nin kflltürel etkinlikleri kapsamında, Württemberg Oda Orkestrası eşliğinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda üç konser verecek Güher ve Süher Pekinel kardeşler, dün verdikleri ilk konser öncesi bir basın toplantısı yaptılar. Württemberg Oda Orkestrası'mn şefı Jörg Fearber'in de katıldığı toplantıyı Filiz Ali yönetti. Toplantıda söz konusu orkestrayla daha önceki çalışmalan üzerine konusan Pekinel kardeşler, 6 yaşlannda tanıştıklan piyanonun hayatlarındaki önemini vurguladılar. 9 yaşlanna geldikleri zaman ayrı çalışmaya başladıklannı ancak 10 yıl önce tekrar birlikte çalışmaya başladıklannı, birlikte çalışmak için aynı evde uç pıyanoya gereksinim duyduklannı söyleyen Pekineller, bu yüzden zaman zaman çeşitli sorunlarla karşılaştıklarım, çıkan gürültü yüzünden komşulann şikâyetçi olduklannı belirttiler. Neden Zürih'te yaşadıklarına ilişkin bir soruyu ise "Çok sık seyahat etmek zorundayız. Zürih dünyanın her yerine rahatça ulaşım olanağı olan bir şehir" diye yanıtladılar. (Fotoğraf: ENÎS ONAT) KDNFERAMS 'Önce çizgi, sonra söz9 • ADANA (AAf — Karikatürist Turhan Selçuk, karikatürün bir çizgi okuma sanatı olduğunu, toplumsal ve siyasal eleştiri yaparak insanı yüceltmeyi amaç edindiğini beürterek "Ancak Türkiye'de karikatur bazı kişiler tarafından hâlâ eleştiriliyor, hoşgörü ile bakılmıyor" dedi. Seyhan Belediyesi'nce düzenlenen "Kültür Şenliği" çerçevesinde "Çizgüerle Mizah" konusunda bir konferans veren Turhan Selçuk, ilk karikatUrünun bundan 50 yıl önce Adana'da yayımlanan 'Türk Sözü' gazetesinde çıktığını kaydetti. "önce çizgi vardı, söz sonra geldi" diyen Turhan Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bence, Mısırlıların hiyeroğlif yazısı ve Çin alfabesi de bir resim, bir karikatürdür. Karikatur uluslararası bir dildir. Bence karikatur okunur. Karikatur bir çizgi okuma sanatıdır. T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE VE DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI BANKALAR YEMÎNLİ MURAKIP YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI T.C. Başbakaniık Hazıne ve Dış Ticaret Müsteşarhğı Bankalar Ye- minli Murakıplan Kurulu Başkanlığı'nca 22 Aıalık 1991 tarihinde An- kaıa'da Bankalar Yeminli Murakıp Yardımcıüğı giriş sınavı vapılacaktır. Sınava katılabümek için; 1) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı nitelikleri taşımak, 2) 1.1.1991 tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak, 3) Üniversitelerin Siyasal Bilgiler, Hukuk, Iktısat, İşletme ve Ikti- sadı ve Idari Bilimler Fakülteleri'nden veya bunlara eşitliği Yiıksek ÖJretinı Kurulu'nca kabul edilen yerli ve yabancı fakulte veya dört yıllık yfiksek okullardan birini bitirmış olmak gerekmektedir. tsteklilerin sınav için gereklı belgelerle sınav konulannı belirten bro- şüru Ankara'da Ankara-Eskışehir Karayolu, Inönü Bulvan, Emek ad- resindeki Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Bankalar Yeminli Mu- rakıplan Kurulu Başkanlığı'ndan, tstanbul'da da Halaskargazi Cad. 220/2 Osmanbey adresindekı lstanbul Grup Başkanlığı'ndan bizzat veya mektupla sağlayarak, başvurma ve kayıt ışlemi için 20 Kasım 1991 günu saat 18.00'e kadar Bankalar Yeminli Murakıplan Kurulu Baş- kanlığı'na başvurmalan rica olunur. Basın: 37307 Kent Oyuncuları bu sezon 30. yıllannı kutluyor Yüzü aşan oyunla 30 yılKent Oyunculan'nın bu sezon 30. yılı. YıldızKenter, "Otuz yıl sonra geriye baktığımız zaman aynı heyecanın devam ettiğini görmek bana mutluluk veriyor. Yaşlansak bile ihtiyarlamamış olduğumu görmek bana keyif veriyor, umut veriyor. îşim zaten umut benim" diyor. REFİK DURBAŞ Otuz yıl mı olmuş? 6O'lı yıüann başuıda Izmir'de Elhamra Sineması geliyor gözü- mün önüne. Şiire vurgun bir li- se öğrencisiyim o sıralar. Ama yaz aylan gelince Kent Oyuncu- lan'nın Izmir turnesini iple çe- kiyorum. Daha çok Fuar zama- nı mı gelirlerdi? Şimdi düşunü- yorum da otuz yıl mı olmuş? Kent Oyunculan bu sezon 30. yıllarını kutluyor. Şimdi Bebek'te, Tevfik Fik- ret'in "Aşiyan"ı değil, iki asan- sörle çıkılan Aşiyan Apartma- nı'nın 4. katında Kent Oyuncu- lan'nm kurucularından Yıldız Kenterie konuşuyoruz. Salonun duvarlan "eski" resimler, afiş- lerle dolu. Kuçuksu'nun, Kan- dilli'nin Boğaz'm sulanna yan- sıyan gölgesi 30 yıl içinde alınan ödıil plaketlerinin, anmahklann üzerine düşuyor. 30 yıl öncesinin düşlerini El- hamra Sineması'nın lobisinde bırakıp Kent Oyunculan'nın ku- ruluş öyküsünü anlatsın istiyo- rum Yıldız Kenter: "Kardeşim Müşflk'le Ankara Devlet Konservatuvarı'nı bitir- dik, Ankara'da çalışmaya başla- dık. Ben 11 yıl, Müşfik 6-7 yıl. Genel sanat yönelmenimiz rab- metli Muhsin Ertugnıl'du. Kü- çük Sahne'den oraya aktanlmış- tı. Birlikte benim ilk rejim olan 'Öfke' oyununu oynadık. Bu oyundan sonra Muhsin Bcy'in birtiyatrodanuzaklaşünlma hi- kiyesi oldu. Biz bundan rahat- sız olduk. Bastık istifayı geldik tstanbul'a. Yıl 1959. Karaca Ti- yatro'da Muhsin Hoca'yla bir- likte çalışmaya başladık. 27 Ma- yıs ihtilali giinü tiyatrolar kapa- tıldı. Muhsin Bey bir hastauk geçiriyordu o sıra, zonaymış ga- liba. Biz ortada kaldık. Bir tur- neye çıktık. Feci bir tume>di. Elimizde 'Öfta', 'Salıncakta İki Kent Oyunculan 1963 yüında Necati Cumau'un "Derya Gülü* Müşfik Kenter, Yüdız Kenter ve Şükran Güngör yer almıştı. n oyunlarmda rol alan sanatçı- ların Ustesi. Yıldız Kenter'le baş- layıp Mustafa Dağhan'la biten bu liste bir anlamda otuz yıllık Türk tiyatro tarihinin bir dökü- mü. Bu otuz yılda tam 105 oyuncu rol almış Kent Oyuncu- lan'nda. Listeyi bir yana bırakıp oyunlan soruyorum Yıldız Ken- ter'e: "Yüzü geçti sanıyorum. Bazı oyunlan yineüyoruz. On yıl ön- ce 'Harold ve Maudeu'u' oyna- mışük, bu yıl turnede yine o>- nadık. Otuz yıl once 'Salmcak- ta İki Kişi'yi oynamıştık, on beş yıl önce onu yineledik. Boyle ye- niden oynadığımız oyunlar olu- yor. Bazı oyunlar uzun süre oy- nanıyor, bazı ovunlann böyle şansı olmuyor. Sezon içinde ömürierini tamamuyorlar." Bu düşunceler içinde Kent Oyunculan 25 Ekim 1991 tari- hinde "sahne" diyecekler iki ye- adhoyununusahndemişJerdi. Oyunda ni oyunla: "Sevgili Yelena Sergeyevna" ve "Maskeli Süva- Kişi', 'Tahta Çanaklar' gibi, boy- le ağırlıklı oyunlar olmasına ragmen hiç kimse gelmedi. Dön- duk İstanbul'a, Açık Hava Ti- yatrosu'nda oynamaya basladık. Ve bir sure ne yapacağımızı bi- lemedik." Ardından Site Tiyatrosu geli- yor, "Kapıcı", "Antigone", "Ev- deki Yabancı" sergileniyor. Er- tesi yıl Karaca Tiyatrosu'na ge- çiliyor. Bir yıl da burada çalışı- lıyor ve Altı Tiyatrosu kurulu- yor. "tşte o zaman" diyor Yıldız Kenter, "Kent Oyunculan ol- muştu. O iki yılı saymıyoruz. Yoksa İstanbul'a geleli biz 32 yıl oluyor." Ve Kent Oyuncuları olarak Haldun Dornıen'le çalışmaya başhyorlar. Bu çalışma tam altı yıl surüyor. Ama yer sorunu sü- rekli olarak gundeme geliyor. tş- te bu sırada Yıldız Kenter bir ti- yatro yaptırma hayaline kapılı- yor. Sözü ona bırakıyonım: "Hayatımda bir kez, ilk ve son kez l ludağ'a çıkmıştım. Sa- nıyorum 1963 >a da 1964 yılıy- dı. Orada işte üç giin mü ne kal- dım. Bir ti>atro >iıptırsak diye duşundum. Orhan Peker adın- da bir mimar var. Beni aradı. de- di ki arkada iki ev var, ucuza al- mak mümkıin. Ve tiyatronun planını anlattı. Gidip baktık. Çok guçluklerle burayı aldık. Ve Talat Sait Halman'ın onerisişle koltuk da saıarak tiyatromuzu yaptırmaya basladık. Bu, 1968'e kadar surdu. 1968de Hamlef oyunuyla, yine Muhsin Bey'in bize öğrettigi gelenegc uyarak açtık tiyatromuzu." Böylece Kent Oyunculan ken- di yerlerınde perdelerini açıyor. Shakespeare'den Çehov'a, H.Pinter'a yuzu aşkın oyun. Yıldız Kenter araya giriyor: "Ama şöylt hir baktıgımızda en çok yerli oyun oynayan ozel tiyatro olarak göriinüyoruz." Şimdi otuz yıl geriye baktığı- nızda nasıl görüyorsunuz diye soruyorum. "Otuz yıl geriye baktığım zaman" diye soze başhyor Yıldız Kenter ve surduruyor: "Bir de- fa aynı heyecanımın devam et- tigıni görmek bana mutluluk ve- riyor. Yaşlansak bile ibtiyaıia- mamış olduğumu görmek bana keyif veriyor, umut veriyor. tşim zaten umut benim. Koşullann bozulması zaman zaman ale> hi- mize işlivor ama, bu koşuUar bi- zim yuzumuzden de bozulmuş- tur. Yani hep koşamadık, bazen yavaşladık, durduk. Bu yıl >eni- den bir kalkınma hamlesi için- de olma karanndayız. Otuz yü- dır pek çok degişen şe> oldu ta- bii. Turkive değişti bir defa. Ekonomik-politik koşullar de- ğişti. Ama bizim hevecanımızda, sevgimizde, saygımızda pek bir değişikiik olmadı." Önümde bir liste var, Kent Oyunculan'nın kuruluşundan bugıbıe kadar oynalnış oldukla- ri." LodmiDa Raznmovskaya'nın yazıp Yüdız Kenter'in yönettiği "Sevgili Yelena Sergeyevna" bir glasnost oyunu. Hayatını öğren- cilerine adayan bir öğretmen ile onun yaşgünunü kutlamaya gi- den dört öğrencinin başmdan geçenleri konu ediniyor. Mehmet Baydur'un yazıp yi- ne Yıldız Kenter'in yönettiği "Maskeli Süvari" sahte aydınlan anlatıyor. Gençliğimin Elhamra Sine- ması'nın düşlerini salonun bir koşesine bırakıyonım, Yüdız Kenter'in "Hanım"filmiyleBas- tia Film Şenliği'nde aldığı ödü- iün yani başına. Akşamın gölgesi Boğaz'm su- larına vuruyor, oradan da Kü- çüksu'nun, Kandilli'nin kollannı gökyuzune açmış pencereleri- ne... Yıldız Kenter'i gelecek otuz yılların duşleriyle baş başa bıra- kıyorum. 30. YILINDA KENTOYUNCULARI Oynayanlar: Yıldız Kenter, Şükran Güngör yönetmen tarafından sahneye konacak. Bu Yazan: Mehmet Baydur Sahneye Koyan: Müşfik Kenter Oynayanlar. Muşfik Kenter, Kadriye Kenter, Çiçek Dilhgil Gercek, Zekai Müftüoglu, Ha- kan Gercek 2. SevgiH Yelena Sergeyevaa *• Yazan: LudmUla Razumovskaya w Ü Z İ k ( ? i ! U h /w b " Yöneten: Yıldız Kenter M e t ı n : S u h » Oztartar Oynayanlar: Yıldız Kenter, Aslı AlUner, Ha- kan Gercek, Bora Seckin, 23ya Kürfcüt „ , . . . . * Sahneye koyan: Mehmet Bırkıye 3. Konken Pardsi Ayrıca 1961-62 sezonunda yine Kent Yeniden düzenlenen fuayede "kitap- Yazan: D.L. Coburn Oyunculan tarafından oynanmış olan Anton butik", "Viyana kahvesi", "ozel anı eşyalan" Çeviren: Seçkin Selvi Çehov'un 'Martı'sı bu kez konuk bir Sovyet ve "resim galerisi"... erı: arada Ugur Mumcu tarafından oyunlaştın- lan Atatürkün "Nutuk"unu Müşfik Kenter oynayacak. Kültür etkinlikleri: Yazarh-yönetmenli- oyunculu-seyircili "oyun degerlendlnne söy- leşileri", merakb seyirciler için "seyircüi genei provalar", uzun vadede ciddi bir tiyatro eği- timinin hedeflendiği "oyunculuk egitimi bi- rimi", çocuk oyunları, gençler için tiyatro ve kültür haftalan... Inci Eviner'in desenleri îstanbuVda Galeri Nev'de sergileniyor Toz boyalarla kurulu mekânGenç ressam înci Eviner İstanbul'da Galeri Nev'de bir sergi açtı. Eviner aklının pmarmdan tuvale geçerken şöyle düşünüyor: "Benim resmim uzlaşmadan yana değil, ben bitmemişliğin ardındayım, kabullenmeden de yana değil bu resim!' GÜLSELİ İNAL Resmin mekânı Eviner'e göre boyutsuz ve güneş ötesinde solukla- nır, çünküresminyüzeyi bir varlık. Belırsizlıkler çağı! Parçala- nan değerlerin çürüyen kavram- ların yığmı goz kamaştınyor. Shan degişirken uygarlığımızda yönler de yer değiştiriyor ve ye- ni bir ruh çıkıyor ortaya kendi- ne yönelik, kendini irdeleyen. Kendisine bakarken dünyaya yeniden bakan ve bir dil oluştur- maya çalışan ruh! Siyah paraboller, nebulalann artık biçimleri, helezonlar ve uzay delikleri, bir uzay karan- lığında ışığın girdiği biçimleri yakalama çabası, ışığının nesne- ler üzerindeki gucü ve bilinçal- tının ipuçlan. Uzay denli uzak, uzay denli dolu, zengin. Renkli boyalarla, toz boyalarla kurul- muş bir mekân. Bu renkli yuzey zamandan nasıl bir parça ko- parnuş ve mekândan ne pay al- mış, varlık olarak bu dünyanın neresinde duruyor, üstelik res- min kendisi İnci Eviner'e gore ne yaparsan yap kımıldamıyor. Tuvalin sınırları ise olüm! Eviner bilmecemsi maddenin yani zamanuı peşinde biraz. Ancak zaman onu hemen yanıt- lamıyor, resmin tarihinde bile büyük oyuklu adımları var onun. Hepsi o kadar. Ressamın 'Körler Yıiruyuşü' adlı tablosu zamansızhğı seçip, kendine ba- kamayan insanın çizgisini, bak- tığı anda geçebıleceği ışık alanı, ışık alan içinden yeni insanın doğabileceğini klasik umutsuz- luğu bir kenara bu-akarak ve üzerine becerikli parmaklanmn gölgelerini duşürerek bize uza- tıyor. Zaman ne ola ki! Resim de ne yaparsan yap kımıldamıyor bi- le ya resmin mekânı var mıdır! O artık Eviner'e göre boyutsuz- dur ve güneş ötesinde solukla- nır çünku resmin yüzeyi bir var- lıktır. Sergisinde yağüboya ve toz boya kullandığı renkli ve si- yah beyaz tabloları İnci Eviner adına resim ile izleyen arasında zamansızlığın bulundugunu vurguluyor. Yağlıboya kurul- muş bir Üçüncu Dünya kentinin üzerine yerçekimine uygun ba- kır oklar, resmin ışığına karşı konturlannı oluşturmak ve ışı- ğı dengelemek için duruyor. Y? da kızıl ağaçsı bir ortamın tam uzerine ilkel boğa Mnevis'ın ba- kır suretini asıyor. Boylece ba- kır ve ışık birbirlerini dengeli- Kadın kütüphaneciler buluşuyor Kültur Servisi — Kadın Eserleri Kütüp- hanesi ve Bilgi Merkezi'nin düzenlediği "Uluslararası Kadın Kütüphaneleri" konulu sempozyum bugun Fener'deki Kadın Eser- leri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'nda başhyor. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Iş- leri Dairesi, ABD, Fransa, Almanya ve In- giltere kültür ataşelikleri, Hollanda Konso- losluğu, Türk Kütüphaneciler Derneği, Ma- rie Claire Dergisi, Dilson Oteli ve Vip 1b- rizm'in katkıları ile düzenlenen sem- pozyumda 50-60 yılhk geçmişi olan dünya- nın en büyük kütüphenelerinin yetkilileri ile ilk kez bir araya geliyor. Ingiltere'deki "Fawcett Kütüphanesi'nden David Doughan, Fransa'dakı "Marguerite Durand" Kütüphanesi'nden Annie Dizier, ABD'deki "Arttaur ve Elizabeth Schlesinger Kütüphanesi"nden Patricia Miller King, "IIAV Hollanda Uluslararası Kadın Hare- ketleri Arşivi ve Bilgi Merkezi"nden Mari- eke Kramer, Almanya'daki "Üniversite Ka- dın Araştırmalan Destekleme Merkezi- 'nden Johanna Kootz ve "Türkive Kadın Eserleri MerkezT'nden kurucu uye Doç. Dr. Şirin Tekeli, kendi kutüphanelerini tanıta- cak ve 1980-1990 yıllan arasında yapılan ka- dın araştırmalan konusunda bilgi verecek- ler. Uç gün sürecek sempozyum bugün Prof. Jale BaysaPın açış konuşması ile başlaya- cak. Baysal'dan sonra lstanbul Buyükşehir Belediyesi Kültür Işleri Daire Başkanı Hil- mi Yavuz, Turk Kütüphaneciler Derneği ls- tanbul 1. Şube Başkanı Hasan Keseroglu, Ingiliz Kültür Ataşesi Victoria Field bırer konuşma yapacak. Sempozyumda saat 09.40'ta Fawcett Kü- tupbanesi'nin sorumlulanndan David Do- ughan kutuphaneyi tamtıcı bir konuşma ya- pacak Saat 10.35'te Fawcett Kütüphanesi konusunda bir tartışma başlayacak. Saat 11.15'de Doughan'ın, "1980-1990 arasında İngiltere'de Kadın Araştırmaları" konulu bildirisi yer alacak. Sempozyumun öğleden sonra programı Fransız Kültür Ataşesi Alexandre Tolsloi- nin konuşması ile başlayacak. Daha sonra Annie dizier Fransa'daki Marguerite Du- rand Kütuphanesi'ni tamtıcı bir konuşma yapacak. Dizier'nin "1980-1990 Yıllan Ara- sında Fransa'da Kadın Araştırmalan" ko- nulu bildirisinin ardından, sempozyumun birinci gun programı tamamlanmış olacak. 9 ekim çarşamba günü sempozyuma saat 09.30'da devam edilecek. yorlar yağlıboya tablolarda. Eviner böyle davranırken resim- le kendisi arasında bir anda baş- layan soğukluğu bir kenara bı- rakıyor, çunkü o yeni bir gör- me ardında, dünyayı yeniden görme. Böylece Eviner aklının pmarmdan tuvale geçerken şöy- le duşünuyor: "Benim resmim uzlaşmadan yana değil, ben bit- memişliğin ardındayım, kabul- lenmeden de yana değil bu re- sim". Bana oyle geliyor ki res- sam burada insanın sınırlanru anlama çabasında, yoksa klasik primitif anlayışa göre duyulann bir boşalması, acılann dile ge- lişi, sanatçımn duygularının dö- kumünu yaptığı bir yer değil. Siyah beyaz çalışmalan ço- cukluk anılarının ipuçlan ile düşlenen dünyanın donelerini üstu kapalı renksizliği seçerek bu topraklann kızı olarak ve bi- linen coğrafyanın ağır yüküyle siyah beyazda gezinen iblis su- retini doğuruyor ve çoğaltıyor, ardından dünya karşısında bu- yülenmiş bakışın, saptamayı ya- pan gözun ürünleri yer ahyor. Işıkh konturlann mekânında Üçüncu Dunya kentlerini anım- satan, belki gelecekteki kent modellerini ve uygarlık biçimle- rini bize veren insansı hırsların buyük çember adına tören du- zenlemeleri. Ancak kimin için bu tören, kimin adına yapdıyor, uygarhğımızın kurban oluşu adına mı yoksa insanoğlunun çürumeye tanıklık edişine mi! Resim ya da sanatsal ifade tarzı, varlığın derin sunnda sak- lanmış olan gerçeğın aktif göru- numün yalmzca bir parçasıdır. Resim, Eviner'de önce bir söz- cük ile başhyor, sözcük bicime ve renge bürünurken şöyle dü- şunüyor sanatçı. "Bu uygaıiık- ta kendimi kaybolmuş hissedi- yorum, bütünlüğün larafında degilim. Belki deresimledünya- nın eksikligini tamamlavabili- rim, artık Utopian olan sona erdi" Ressama göre yine kav- ramlar artık dünyayı açıklamı- yor ancak resimsel imge çok güçlü. Çok güçlu, çünkü insan aklının vardığı her turlü yargı belirsizük taşıyor, böylece kav- ramlar da. Çift uslamlama! An- cak sanatın dünyayı açıklayabil- me, resmin dünyayı belli bir me- safeden dile getirebüme gücü apaçık, sanatçı da bunu yapıyor zaten, Anrillogia'nın dize geldi- ğı yer! Çamlıca KüJtür Vakfı • ANKARA (ANKA) — Çamhca Kültür ve Yardım Vakfı'na vergi muafiyeti tamndı. Bakanlar Kurulu'nun Çamlıca Kültur ve Yardım Vakfı'na vergi muafiyeti tanımasına ilişkin kararı Resim Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu karar, Vakıf, Medeni Kanun ve Vakıf Senedine uygun faaliyette bulunduğu sürece geçerli olacak. 'Antrakt' çıkti • Kültür Servisi — Aylık sinema dergisi Antrakt çıktı. Sinema önlerinde dağıtılan ve bu alandaki tek süreli yayın olan Sinema Gazetesi ekibinin çıkardığı dergi, çeşitli bayilerde ve Türkiye çapmdâ 120 sinemada satılacak. 10.000 liraya satılan dergide yayımlandığı ay vizyona giren filmler tanıtılacak. Antrakt'ta aynca 'TRT tarafından gerekçesiz reddedilen filmler çahşması', Fdm yıldızları ve yönetmenlerle ilgili yazılar, bir kent yaşamı göstergesi 'satılık video kaseti' konularında yazı ve araştırmalar da yer alacak. Schweitzer'in biyografisi • Kültür Servisi — Nobel Banş Ödülu sahibi ünlü düşünür Albert Schweitzer'in biyografisi Bebekus'un Kitaplan'nda çıktı. Ann Cottrell Free'nin yazdığı ve Turhan Aksu tarafından çevrilen "Hayvanlar, Doğa ve Albert Schweitzer" adlı kitabın Türkiye'de doğa ve hayvan sevgi ve bilincini geüştirmek ile Albert Schweitzer ruhunu ülkeye taşıyabilmek amacıyla yayımlandığı belirtildi. 4 Ekim Dünya Hayvanlar GUnü'nde piyasaya çıkan kitabın basılan 3000 adedinden 1500'ünün Hayvanlan Koruma Derneği'ne, 250 adedi 'Yeşiller'e ve 250 adedinin de Kütüphaneler Genel Mudürlüğü'ne bağışlandığı açıklandı. Soroptimist ressamlar • Kültür Servisi — Soroptimist ressamlann karma sergisi açıkldı. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu|nun sanatsal etkinlikleri kapsamında açüan sergi 15 ekime kadar sürecek. Dr. Esat Işık Caddesi, 65/1 Kadıköy adresindeki sergi 14.00-19.00 saatleri arasında gezilebiliyor. Müzik varışması • Kültur Servisi — Yıldız Üniversitesi'nin düzenlediği ve Pepsi'nin sponsorluğunu yaptığı "Üniversiteliler Müzik Yanşması"nın durdüncüsünun ön elemesi yapıldı. Selçuk Başar ve Melih Kibar tarafından yapılan ön elemede 15 parça 2 kasımda Hürriyet Gösteri Merkezi'de yapılacak finale katılmaya hak kazandı. Finale ayrıca konuk grup olarak Vitamin ve yanşmada gösterdiği sahne performansından dolayı jüri özel ödülü alan rock grubu Akbaba da katılacak. Edebiyatta aşk • İSTANBUL (tÜHA) — lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür tşleri Daire Başkanlığı'nca Atatürk Kitaplığı'nda sûren etkinlikler arasında yer alan "Edebiyatımızda Aşk" konulu söyleşi 10 ekim perşembe günü yapılacak. Ataturk Kitaplığı'nda saat 16.00'da başlayacak olan söyleşiye konuşmacı olarak tiyatro sanatçısı ve son yıllarda yazdığı romanlarla adından sık sık söz ettiren Füsun Erbulak ile Barlas Özankça katılacak. Söyleşiyi Enver Ercan yönetecek. İNGİLTERE'DE İNGİLİZCE 1 Kasm 1991-29 Şubat 1992 Haftada 30 ders genel tngilizce, çift kişilik odada yanm pansiyon konaklaAıa, kitaplar ve öğrenci klubune üyelik fiyau dahildir. BARAT Yurtdışı Lısan Okulları Temsilcilıgı ! 4.V bt* - U6 43 57 İTÜ öğrenci ve harç kredi kartımı kaybettim. Hukumsüzdür. HÜLYA TURAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle