Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•i 8 EKİM 1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
TİYATRO
'Bir Kadırî Fatih'te
• Kiıltür Servisi — özgün adı "Shirley Valentine" olan
ve üç yıldır gerek lstanbul içinde gerekse de gittiği
tumelerde kapalı gişe sergilenen "Bir Kadın" adh oyun
şimdi de Fatih Reşat Nuri Tiyatrosu'nda perde açacak.
40 yaşlarında evli bir kadının girdiği bunalım sonucu tek
başına tatile çıkmasıyla gelişen ve sürpriz sonuçla biten
oyunda, tek kişilik bu rolü Ayşe Sankaya oynuyor. Williy
Russel'in yazıp, Semra Karamurserin Türkçeleştirdiği
"Bir Kadın" oyununu Çetin Ipekkaya sahneye koydu.
"Bir Kadın" Fatih Reşat Nuri Tiyatrosu'nda 8 ekim güniı
perde açacak ve ekim ayı boyunca diğer oyunlarla
birlikte dönüşümlü olarak sahnelenecek.
Âğaoğlu'nun oyiınu
• ISTANBUL (AA) — |
Yazar Adalet Ağaoğlu,
geçen yıl Devlet
Tiyatroları, bu yıl da
lstanbul Belediyesi Şehir|
Tiyatrolan tarafından
repertuara alınan "Çok
Uzak-Fazla Yakın" adlı
oyununu iki kuruluştan
da geri çektiğini bildirdi.j
Ağaoğiu, yaptığı yazılı
açıklamada, Devlet
Tiyatrosu repertuanna
alınan "Duvar öyküsu-
Tohum Türküsü" adlı
oyunu için de aynı
gırişimde bulunduğunu,
kararlarını "bütünüyle
bağımsız" verdiğini
kaydetti. Ağaoğlu, bu
karannın gerekçelerini şöyle açıkladı: "Oyun yazarı ile
bu tiyatro yönetimleri arasındaki ilişkilerin çok bulanık
olduğunun görülebilmesinde, 'yerli oyun yazılmıyor ki,
yazılanlar da çok köttt' gibi resmi ağızlardan çıkma
ıfadelerin daha sorumlulukla sarf edilmesinde, en
azından yazanmız üstündeki tedirgin edici belirsizük
baskısırun kalkmasında, bu girişiminin bir katkısı olabilir
diye ummaktayım". Bu tavnnı, "her şeyin ötesınde
oyunları alıp yumurta küfelerinden kaçan, vatandaşlık
hukukunu ona karşı işleten kuruluşlar önünde kendinin
en temel hakkını savunmak" olarak niteleyen Ağaoğlu,
"Bu tiyatrolar, hem başvuru yazısmı şart koşuyor, hem
onu kör kuyuya atarak oyun yazarına aratıyorlar." dedi.
'Fermanlı Deli HazretlerF
• Kültur Servisi — Musahıpzade Celal'in Osmanlı
dönemini hicveden güldürü piyeslerinden "Fermanlı Deli
Hazretleri" adlı güldurüsü Üskudar Musahıpzade Celal
Sahnesi'nde bugün sahneleniyor. Engin Uludağ'ın
sahneye koyduğu ve başrolünu gulduru sanatçısı Feridun
Karakaya'nın oynadığı "Fermanlı Deli Hazretleri"nde
diğer rolleri Sevil Uluyol, Nuri Ergun, Sait Ergenç, Metin
Çoban, Haşmet Zeybek, Şevket Avşar, Nazif Şen, Gül
Akelli, Şenay Saçbuker, Ertuğrul Postoğlu ve Ayşe
Erbulak paylaşıyorlar. Oyunun konusu kısaca şöyle:
Padişah Sultan Ibrahim'in fermanıyla bir ağaca asılan
deli, ağacın devrilmesiyle ölumden kurtulunca padişah
tarafından affedilir. Ancak halk arasında adı "Fermanlı
DelP'ye çıkan bu adamı herkes efsunlu, cinli zanneder.
Hatta öylesine ki hastalannı okutmaya, dertlerine şifa
aramaya gelenlerin sayısı her geçen giin artmaktadır.
MÜZİK
Peldnelleri birleştiren piyano
• Kültür Servisi — Yapı Kredi'nin kflltürel etkinlikleri
kapsamında, Württemberg Oda Orkestrası eşliğinde
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda üç konser verecek
Güher ve Süher Pekinel kardeşler, dün verdikleri ilk
konser öncesi bir basın toplantısı yaptılar. Württemberg
Oda Orkestrası'mn şefı Jörg Fearber'in de katıldığı
toplantıyı Filiz Ali yönetti. Toplantıda söz konusu
orkestrayla daha önceki çalışmalan üzerine konusan
Pekinel kardeşler, 6 yaşlannda tanıştıklan piyanonun
hayatlarındaki önemini vurguladılar. 9 yaşlanna
geldikleri zaman ayrı çalışmaya başladıklannı ancak 10
yıl önce tekrar birlikte çalışmaya başladıklannı, birlikte
çalışmak için aynı evde uç pıyanoya gereksinim
duyduklannı söyleyen Pekineller, bu yüzden zaman
zaman çeşitli sorunlarla karşılaştıklarım, çıkan gürültü
yüzünden komşulann şikâyetçi olduklannı belirttiler.
Neden Zürih'te yaşadıklarına ilişkin bir soruyu ise "Çok
sık seyahat etmek zorundayız. Zürih dünyanın her yerine
rahatça ulaşım olanağı olan bir şehir" diye yanıtladılar.
(Fotoğraf: ENÎS ONAT)
KDNFERAMS
'Önce çizgi, sonra söz9
• ADANA (AAf — Karikatürist Turhan Selçuk,
karikatürün bir çizgi okuma sanatı olduğunu, toplumsal
ve siyasal eleştiri yaparak insanı yüceltmeyi amaç
edindiğini beürterek "Ancak Türkiye'de karikatur bazı
kişiler tarafından hâlâ eleştiriliyor, hoşgörü ile
bakılmıyor" dedi. Seyhan Belediyesi'nce düzenlenen
"Kültür Şenliği" çerçevesinde "Çizgüerle Mizah"
konusunda bir konferans veren Turhan Selçuk, ilk
karikatUrünun bundan 50 yıl önce Adana'da yayımlanan
'Türk Sözü' gazetesinde çıktığını kaydetti. "önce çizgi
vardı, söz sonra geldi" diyen Turhan Selçuk,
konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bence, Mısırlıların
hiyeroğlif yazısı ve Çin alfabesi de bir resim, bir
karikatürdür. Karikatur uluslararası bir dildir. Bence
karikatur okunur. Karikatur bir çizgi okuma sanatıdır.
T.C.
BAŞBAKANLIK
HAZİNE VE DIŞ TİCARET
MÜSTEŞARLIĞI
BANKALAR YEMÎNLİ MURAKIP
YARDIMCILIĞI
GİRİŞ SINAVI
T.C. Başbakaniık Hazıne ve Dış Ticaret Müsteşarhğı Bankalar Ye-
minli Murakıplan Kurulu Başkanlığı'nca 22 Aıalık 1991 tarihinde An-
kaıa'da Bankalar Yeminli Murakıp Yardımcıüğı giriş sınavı vapılacaktır.
Sınava katılabümek için;
1) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı nitelikleri
taşımak,
2) 1.1.1991 tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak,
3) Üniversitelerin Siyasal Bilgiler, Hukuk, Iktısat, İşletme ve Ikti-
sadı ve Idari Bilimler Fakülteleri'nden veya bunlara eşitliği Yiıksek
ÖJretinı Kurulu'nca kabul edilen yerli ve yabancı fakulte veya dört
yıllık yfiksek okullardan birini bitirmış olmak gerekmektedir.
tsteklilerin sınav için gereklı belgelerle sınav konulannı belirten bro-
şüru Ankara'da Ankara-Eskışehir Karayolu, Inönü Bulvan, Emek ad-
resindeki Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Bankalar Yeminli Mu-
rakıplan Kurulu Başkanlığı'ndan, tstanbul'da da Halaskargazi Cad.
220/2 Osmanbey adresindekı lstanbul Grup Başkanlığı'ndan bizzat
veya mektupla sağlayarak, başvurma ve kayıt ışlemi için 20 Kasım 1991
günu saat 18.00'e kadar Bankalar Yeminli Murakıplan Kurulu Baş-
kanlığı'na başvurmalan rica olunur.
Basın: 37307
Kent Oyuncuları bu sezon 30. yıllannı kutluyor
Yüzü aşan oyunla 30 yılKent Oyunculan'nın
bu sezon 30. yılı.
YıldızKenter, "Otuz
yıl sonra geriye
baktığımız zaman
aynı heyecanın devam
ettiğini görmek bana
mutluluk veriyor.
Yaşlansak bile
ihtiyarlamamış
olduğumu görmek
bana keyif veriyor,
umut veriyor. îşim
zaten umut benim"
diyor.
REFİK DURBAŞ
Otuz yıl mı olmuş?
6O'lı yıüann başuıda Izmir'de
Elhamra Sineması geliyor gözü-
mün önüne. Şiire vurgun bir li-
se öğrencisiyim o sıralar. Ama
yaz aylan gelince Kent Oyuncu-
lan'nın Izmir turnesini iple çe-
kiyorum. Daha çok Fuar zama-
nı mı gelirlerdi? Şimdi düşunü-
yorum da otuz yıl mı olmuş?
Kent Oyunculan bu sezon 30.
yıllarını kutluyor.
Şimdi Bebek'te, Tevfik Fik-
ret'in "Aşiyan"ı değil, iki asan-
sörle çıkılan Aşiyan Apartma-
nı'nın 4. katında Kent Oyuncu-
lan'nm kurucularından Yıldız
Kenterie konuşuyoruz. Salonun
duvarlan "eski" resimler, afiş-
lerle dolu. Kuçuksu'nun, Kan-
dilli'nin Boğaz'm sulanna yan-
sıyan gölgesi 30 yıl içinde alınan
ödıil plaketlerinin, anmahklann
üzerine düşuyor.
30 yıl öncesinin düşlerini El-
hamra Sineması'nın lobisinde
bırakıp Kent Oyunculan'nın ku-
ruluş öyküsünü anlatsın istiyo-
rum Yıldız Kenter:
"Kardeşim Müşflk'le Ankara
Devlet Konservatuvarı'nı bitir-
dik, Ankara'da çalışmaya başla-
dık. Ben 11 yıl, Müşfik 6-7 yıl.
Genel sanat yönelmenimiz rab-
metli Muhsin Ertugnıl'du. Kü-
çük Sahne'den oraya aktanlmış-
tı. Birlikte benim ilk rejim olan
'Öfke' oyununu oynadık. Bu
oyundan sonra Muhsin Bcy'in
birtiyatrodanuzaklaşünlma hi-
kiyesi oldu. Biz bundan rahat-
sız olduk. Bastık istifayı geldik
tstanbul'a. Yıl 1959. Karaca Ti-
yatro'da Muhsin Hoca'yla bir-
likte çalışmaya başladık. 27 Ma-
yıs ihtilali giinü tiyatrolar kapa-
tıldı. Muhsin Bey bir hastauk
geçiriyordu o sıra, zonaymış ga-
liba. Biz ortada kaldık. Bir tur-
neye çıktık. Feci bir tume>di.
Elimizde 'Öfta', 'Salıncakta İki
Kent Oyunculan 1963 yüında Necati Cumau'un "Derya Gülü*
Müşfik Kenter, Yüdız Kenter ve Şükran Güngör yer almıştı.
n oyunlarmda rol alan sanatçı-
ların Ustesi. Yıldız Kenter'le baş-
layıp Mustafa Dağhan'la biten
bu liste bir anlamda otuz yıllık
Türk tiyatro tarihinin bir dökü-
mü. Bu otuz yılda tam 105
oyuncu rol almış Kent Oyuncu-
lan'nda. Listeyi bir yana bırakıp
oyunlan soruyorum Yıldız Ken-
ter'e:
"Yüzü geçti sanıyorum. Bazı
oyunlan yineüyoruz. On yıl ön-
ce 'Harold ve Maudeu'u' oyna-
mışük, bu yıl turnede yine o>-
nadık. Otuz yıl once 'Salmcak-
ta İki Kişi'yi oynamıştık, on beş
yıl önce onu yineledik. Boyle ye-
niden oynadığımız oyunlar olu-
yor. Bazı oyunlar uzun süre oy-
nanıyor, bazı ovunlann böyle
şansı olmuyor. Sezon içinde
ömürierini tamamuyorlar."
Bu düşunceler içinde Kent
Oyunculan 25 Ekim 1991 tari-
hinde "sahne" diyecekler iki ye-
adhoyununusahndemişJerdi. Oyunda ni oyunla: "Sevgili Yelena
Sergeyevna" ve "Maskeli Süva-
Kişi', 'Tahta Çanaklar' gibi, boy-
le ağırlıklı oyunlar olmasına
ragmen hiç kimse gelmedi. Dön-
duk İstanbul'a, Açık Hava Ti-
yatrosu'nda oynamaya basladık.
Ve bir sure ne yapacağımızı bi-
lemedik."
Ardından Site Tiyatrosu geli-
yor, "Kapıcı", "Antigone", "Ev-
deki Yabancı" sergileniyor. Er-
tesi yıl Karaca Tiyatrosu'na ge-
çiliyor. Bir yıl da burada çalışı-
lıyor ve Altı Tiyatrosu kurulu-
yor.
"tşte o zaman" diyor Yıldız
Kenter, "Kent Oyunculan ol-
muştu. O iki yılı saymıyoruz.
Yoksa İstanbul'a geleli biz 32 yıl
oluyor."
Ve Kent Oyuncuları olarak
Haldun Dornıen'le çalışmaya
başhyorlar. Bu çalışma tam altı
yıl surüyor. Ama yer sorunu sü-
rekli olarak gundeme geliyor. tş-
te bu sırada Yıldız Kenter bir ti-
yatro yaptırma hayaline kapılı-
yor. Sözü ona bırakıyonım:
"Hayatımda bir kez, ilk ve
son kez l ludağ'a çıkmıştım. Sa-
nıyorum 1963 >a da 1964 yılıy-
dı. Orada işte üç giin mü ne kal-
dım. Bir ti>atro >iıptırsak diye
duşundum. Orhan Peker adın-
da bir mimar var. Beni aradı. de-
di ki arkada iki ev var, ucuza al-
mak mümkıin. Ve tiyatronun
planını anlattı. Gidip baktık.
Çok guçluklerle burayı aldık. Ve
Talat Sait Halman'ın onerisişle
koltuk da saıarak tiyatromuzu
yaptırmaya basladık. Bu, 1968'e
kadar surdu. 1968de Hamlef
oyunuyla, yine Muhsin Bey'in
bize öğrettigi gelenegc uyarak
açtık tiyatromuzu."
Böylece Kent Oyunculan ken-
di yerlerınde perdelerini açıyor.
Shakespeare'den Çehov'a,
H.Pinter'a yuzu aşkın oyun.
Yıldız Kenter araya giriyor:
"Ama şöylt hir baktıgımızda
en çok yerli oyun oynayan ozel
tiyatro olarak göriinüyoruz."
Şimdi otuz yıl geriye baktığı-
nızda nasıl görüyorsunuz diye
soruyorum.
"Otuz yıl geriye baktığım
zaman" diye soze başhyor Yıldız
Kenter ve surduruyor: "Bir de-
fa aynı heyecanımın devam et-
tigıni görmek bana mutluluk ve-
riyor. Yaşlansak bile ibtiyaıia-
mamış olduğumu görmek bana
keyif veriyor, umut veriyor. tşim
zaten umut benim. Koşullann
bozulması zaman zaman ale> hi-
mize işlivor ama, bu koşuUar bi-
zim yuzumuzden de bozulmuş-
tur. Yani hep koşamadık, bazen
yavaşladık, durduk. Bu yıl >eni-
den bir kalkınma hamlesi için-
de olma karanndayız. Otuz yü-
dır pek çok degişen şe> oldu ta-
bii. Turkive değişti bir defa.
Ekonomik-politik koşullar de-
ğişti. Ama bizim hevecanımızda,
sevgimizde, saygımızda pek bir
değişikiik olmadı."
Önümde bir liste var, Kent
Oyunculan'nın kuruluşundan
bugıbıe kadar oynalnış oldukla-
ri."
LodmiDa Raznmovskaya'nın
yazıp Yüdız Kenter'in yönettiği
"Sevgili Yelena Sergeyevna" bir
glasnost oyunu. Hayatını öğren-
cilerine adayan bir öğretmen ile
onun yaşgünunü kutlamaya gi-
den dört öğrencinin başmdan
geçenleri konu ediniyor.
Mehmet Baydur'un yazıp yi-
ne Yıldız Kenter'in yönettiği
"Maskeli Süvari" sahte aydınlan
anlatıyor.
Gençliğimin Elhamra Sine-
ması'nın düşlerini salonun bir
koşesine bırakıyonım, Yüdız
Kenter'in "Hanım"filmiyleBas-
tia Film Şenliği'nde aldığı ödü-
iün yani başına.
Akşamın gölgesi Boğaz'm su-
larına vuruyor, oradan da Kü-
çüksu'nun, Kandilli'nin kollannı
gökyuzune açmış pencereleri-
ne...
Yıldız Kenter'i gelecek otuz
yılların duşleriyle baş başa bıra-
kıyorum.
30. YILINDA KENTOYUNCULARI
Oynayanlar: Yıldız Kenter, Şükran Güngör yönetmen tarafından sahneye konacak. Bu
Yazan: Mehmet Baydur
Sahneye Koyan: Müşfik Kenter
Oynayanlar. Muşfik Kenter, Kadriye Kenter,
Çiçek Dilhgil Gercek, Zekai Müftüoglu, Ha-
kan Gercek
2. SevgiH Yelena Sergeyevaa *•
Yazan: LudmUla Razumovskaya w
Ü Z İ k
(
?
i
!
U h
/w
b
"
Yöneten: Yıldız Kenter
M e t ı n : S u h
» Oztartar
Oynayanlar: Yıldız Kenter, Aslı AlUner, Ha-
kan Gercek, Bora Seckin, 23ya Kürfcüt „ , . . . .
* Sahneye koyan: Mehmet Bırkıye
3. Konken Pardsi Ayrıca 1961-62 sezonunda yine Kent Yeniden düzenlenen fuayede "kitap-
Yazan: D.L. Coburn Oyunculan tarafından oynanmış olan Anton butik", "Viyana kahvesi", "ozel anı eşyalan"
Çeviren: Seçkin Selvi Çehov'un 'Martı'sı bu kez konuk bir Sovyet ve "resim galerisi"...
erı:
arada Ugur Mumcu tarafından oyunlaştın-
lan Atatürkün "Nutuk"unu Müşfik Kenter
oynayacak.
Kültür etkinlikleri: Yazarh-yönetmenli-
oyunculu-seyircili "oyun degerlendlnne söy-
leşileri", merakb seyirciler için "seyircüi genei
provalar", uzun vadede ciddi bir tiyatro eği-
timinin hedeflendiği "oyunculuk egitimi bi-
rimi", çocuk oyunları, gençler için tiyatro ve
kültür haftalan...
Inci Eviner'in desenleri îstanbuVda Galeri Nev'de sergileniyor
Toz boyalarla kurulu mekânGenç ressam înci Eviner İstanbul'da Galeri
Nev'de bir sergi açtı. Eviner aklının
pmarmdan tuvale geçerken şöyle düşünüyor:
"Benim resmim uzlaşmadan yana değil, ben
bitmemişliğin ardındayım, kabullenmeden
de yana değil bu resim!'
GÜLSELİ İNAL
Resmin mekânı Eviner'e göre boyutsuz ve güneş ötesinde solukla-
nır, çünküresminyüzeyi bir varlık.
Belırsizlıkler çağı! Parçala-
nan değerlerin çürüyen kavram-
ların yığmı goz kamaştınyor.
Shan degişirken uygarlığımızda
yönler de yer değiştiriyor ve ye-
ni bir ruh çıkıyor ortaya kendi-
ne yönelik, kendini irdeleyen.
Kendisine bakarken dünyaya
yeniden bakan ve bir dil oluştur-
maya çalışan ruh!
Siyah paraboller, nebulalann
artık biçimleri, helezonlar ve
uzay delikleri, bir uzay karan-
lığında ışığın girdiği biçimleri
yakalama çabası, ışığının nesne-
ler üzerindeki gucü ve bilinçal-
tının ipuçlan. Uzay denli uzak,
uzay denli dolu, zengin. Renkli
boyalarla, toz boyalarla kurul-
muş bir mekân. Bu renkli yuzey
zamandan nasıl bir parça ko-
parnuş ve mekândan ne pay al-
mış, varlık olarak bu dünyanın
neresinde duruyor, üstelik res-
min kendisi İnci Eviner'e gore
ne yaparsan yap kımıldamıyor.
Tuvalin sınırları ise olüm!
Eviner bilmecemsi maddenin
yani zamanuı peşinde biraz.
Ancak zaman onu hemen yanıt-
lamıyor, resmin tarihinde bile
büyük oyuklu adımları var
onun. Hepsi o kadar. Ressamın
'Körler Yıiruyuşü' adlı tablosu
zamansızhğı seçip, kendine ba-
kamayan insanın çizgisini, bak-
tığı anda geçebıleceği ışık alanı,
ışık alan içinden yeni insanın
doğabileceğini klasik umutsuz-
luğu bir kenara bu-akarak ve
üzerine becerikli parmaklanmn
gölgelerini duşürerek bize uza-
tıyor.
Zaman ne ola ki! Resim de ne
yaparsan yap kımıldamıyor bi-
le ya resmin mekânı var mıdır!
O artık Eviner'e göre boyutsuz-
dur ve güneş ötesinde solukla-
nır çünku resmin yüzeyi bir var-
lıktır. Sergisinde yağüboya ve
toz boya kullandığı renkli ve si-
yah beyaz tabloları İnci Eviner
adına resim ile izleyen arasında
zamansızlığın bulundugunu
vurguluyor. Yağlıboya kurul-
muş bir Üçüncu Dünya kentinin
üzerine yerçekimine uygun ba-
kır oklar, resmin ışığına karşı
konturlannı oluşturmak ve ışı-
ğı dengelemek için duruyor. Y?
da kızıl ağaçsı bir ortamın tam
uzerine ilkel boğa Mnevis'ın ba-
kır suretini asıyor. Boylece ba-
kır ve ışık birbirlerini dengeli-
Kadın kütüphaneciler buluşuyor
Kültur Servisi — Kadın Eserleri Kütüp-
hanesi ve Bilgi Merkezi'nin düzenlediği
"Uluslararası Kadın Kütüphaneleri" konulu
sempozyum bugun Fener'deki Kadın Eser-
leri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'nda
başhyor.
lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Iş-
leri Dairesi, ABD, Fransa, Almanya ve In-
giltere kültür ataşelikleri, Hollanda Konso-
losluğu, Türk Kütüphaneciler Derneği, Ma-
rie Claire Dergisi, Dilson Oteli ve Vip 1b-
rizm'in katkıları ile düzenlenen sem-
pozyumda 50-60 yılhk geçmişi olan dünya-
nın en büyük kütüphenelerinin yetkilileri ile
ilk kez bir araya geliyor.
Ingiltere'deki "Fawcett Kütüphanesi'nden
David Doughan, Fransa'dakı "Marguerite
Durand" Kütüphanesi'nden Annie Dizier,
ABD'deki "Arttaur ve Elizabeth Schlesinger
Kütüphanesi"nden Patricia Miller King,
"IIAV Hollanda Uluslararası Kadın Hare-
ketleri Arşivi ve Bilgi Merkezi"nden Mari-
eke Kramer, Almanya'daki "Üniversite Ka-
dın Araştırmalan Destekleme Merkezi-
'nden Johanna Kootz ve "Türkive Kadın
Eserleri MerkezT'nden kurucu uye Doç. Dr.
Şirin Tekeli, kendi kutüphanelerini tanıta-
cak ve 1980-1990 yıllan arasında yapılan ka-
dın araştırmalan konusunda bilgi verecek-
ler.
Uç gün sürecek sempozyum bugün Prof.
Jale BaysaPın açış konuşması ile başlaya-
cak. Baysal'dan sonra lstanbul Buyükşehir
Belediyesi Kültür Işleri Daire Başkanı Hil-
mi Yavuz, Turk Kütüphaneciler Derneği ls-
tanbul 1. Şube Başkanı Hasan Keseroglu,
Ingiliz Kültür Ataşesi Victoria Field bırer
konuşma yapacak.
Sempozyumda saat 09.40'ta Fawcett Kü-
tupbanesi'nin sorumlulanndan David Do-
ughan kutuphaneyi tamtıcı bir konuşma ya-
pacak Saat 10.35'te Fawcett Kütüphanesi
konusunda bir tartışma başlayacak.
Saat 11.15'de Doughan'ın, "1980-1990
arasında İngiltere'de Kadın Araştırmaları"
konulu bildirisi yer alacak.
Sempozyumun öğleden sonra programı
Fransız Kültür Ataşesi Alexandre Tolsloi-
nin konuşması ile başlayacak. Daha sonra
Annie dizier Fransa'daki Marguerite Du-
rand Kütuphanesi'ni tamtıcı bir konuşma
yapacak. Dizier'nin "1980-1990 Yıllan Ara-
sında Fransa'da Kadın Araştırmalan" ko-
nulu bildirisinin ardından, sempozyumun
birinci gun programı tamamlanmış olacak.
9 ekim çarşamba günü sempozyuma saat
09.30'da devam edilecek.
yorlar yağlıboya tablolarda.
Eviner böyle davranırken resim-
le kendisi arasında bir anda baş-
layan soğukluğu bir kenara bı-
rakıyor, çunkü o yeni bir gör-
me ardında, dünyayı yeniden
görme. Böylece Eviner aklının
pmarmdan tuvale geçerken şöy-
le duşünuyor: "Benim resmim
uzlaşmadan yana değil, ben bit-
memişliğin ardındayım, kabul-
lenmeden de yana değil bu re-
sim". Bana oyle geliyor ki res-
sam burada insanın sınırlanru
anlama çabasında, yoksa klasik
primitif anlayışa göre duyulann
bir boşalması, acılann dile ge-
lişi, sanatçımn duygularının dö-
kumünu yaptığı bir yer değil.
Siyah beyaz çalışmalan ço-
cukluk anılarının ipuçlan ile
düşlenen dünyanın donelerini
üstu kapalı renksizliği seçerek
bu topraklann kızı olarak ve bi-
linen coğrafyanın ağır yüküyle
siyah beyazda gezinen iblis su-
retini doğuruyor ve çoğaltıyor,
ardından dünya karşısında bu-
yülenmiş bakışın, saptamayı ya-
pan gözun ürünleri yer ahyor.
Işıkh konturlann mekânında
Üçüncu Dunya kentlerini anım-
satan, belki gelecekteki kent
modellerini ve uygarlık biçimle-
rini bize veren insansı hırsların
buyük çember adına tören du-
zenlemeleri. Ancak kimin için
bu tören, kimin adına yapdıyor,
uygarhğımızın kurban oluşu
adına mı yoksa insanoğlunun
çürumeye tanıklık edişine mi!
Resim ya da sanatsal ifade
tarzı, varlığın derin sunnda sak-
lanmış olan gerçeğın aktif göru-
numün yalmzca bir parçasıdır.
Resim, Eviner'de önce bir söz-
cük ile başhyor, sözcük bicime
ve renge bürünurken şöyle dü-
şunüyor sanatçı. "Bu uygaıiık-
ta kendimi kaybolmuş hissedi-
yorum, bütünlüğün larafında
degilim. Belki deresimledünya-
nın eksikligini tamamlavabili-
rim, artık Utopian olan sona
erdi" Ressama göre yine kav-
ramlar artık dünyayı açıklamı-
yor ancak resimsel imge çok
güçlü. Çok güçlu, çünkü insan
aklının vardığı her turlü yargı
belirsizük taşıyor, böylece kav-
ramlar da. Çift uslamlama! An-
cak sanatın dünyayı açıklayabil-
me, resmin dünyayı belli bir me-
safeden dile getirebüme gücü
apaçık, sanatçı da bunu yapıyor
zaten, Anrillogia'nın dize geldi-
ğı yer!
Çamlıca
KüJtür Vakfı
• ANKARA (ANKA) —
Çamhca Kültür ve Yardım
Vakfı'na vergi muafiyeti
tamndı. Bakanlar
Kurulu'nun Çamlıca Kültur
ve Yardım Vakfı'na vergi
muafiyeti tanımasına ilişkin
kararı Resim Gazete'de
yayınlanarak yürürlüğe
girdi. Söz konusu karar,
Vakıf, Medeni Kanun ve
Vakıf Senedine uygun
faaliyette bulunduğu sürece
geçerli olacak.
'Antrakt' çıkti
• Kültür Servisi — Aylık
sinema dergisi Antrakt
çıktı. Sinema önlerinde
dağıtılan ve bu alandaki tek
süreli yayın olan Sinema
Gazetesi ekibinin çıkardığı
dergi, çeşitli bayilerde ve
Türkiye çapmdâ 120
sinemada satılacak. 10.000
liraya satılan dergide
yayımlandığı ay vizyona
giren filmler tanıtılacak.
Antrakt'ta aynca 'TRT
tarafından gerekçesiz
reddedilen filmler
çahşması', Fdm yıldızları ve
yönetmenlerle ilgili yazılar,
bir kent yaşamı göstergesi
'satılık video kaseti'
konularında yazı ve
araştırmalar da yer alacak.
Schweitzer'in
biyografisi
• Kültür Servisi — Nobel
Banş Ödülu sahibi ünlü
düşünür Albert
Schweitzer'in biyografisi
Bebekus'un Kitaplan'nda
çıktı. Ann Cottrell Free'nin
yazdığı ve Turhan Aksu
tarafından çevrilen
"Hayvanlar, Doğa ve
Albert Schweitzer" adlı
kitabın Türkiye'de doğa ve
hayvan sevgi ve bilincini
geüştirmek ile Albert
Schweitzer ruhunu ülkeye
taşıyabilmek amacıyla
yayımlandığı belirtildi. 4
Ekim Dünya Hayvanlar
GUnü'nde piyasaya çıkan
kitabın basılan 3000
adedinden 1500'ünün
Hayvanlan Koruma
Derneği'ne, 250 adedi
'Yeşiller'e ve 250 adedinin
de Kütüphaneler Genel
Mudürlüğü'ne bağışlandığı
açıklandı.
Soroptimist
ressamlar
• Kültür Servisi —
Soroptimist ressamlann
karma sergisi açıkldı.
Türkiye Soroptimist
Kulüpleri Federasyonu|nun
sanatsal etkinlikleri
kapsamında açüan sergi 15
ekime kadar sürecek. Dr.
Esat Işık Caddesi, 65/1
Kadıköy adresindeki sergi
14.00-19.00 saatleri arasında
gezilebiliyor.
Müzik
varışması
• Kültur Servisi — Yıldız
Üniversitesi'nin düzenlediği
ve Pepsi'nin sponsorluğunu
yaptığı "Üniversiteliler
Müzik Yanşması"nın
durdüncüsünun ön elemesi
yapıldı. Selçuk Başar ve
Melih Kibar tarafından
yapılan ön elemede 15
parça 2 kasımda Hürriyet
Gösteri Merkezi'de
yapılacak finale katılmaya
hak kazandı. Finale ayrıca
konuk grup olarak Vitamin
ve yanşmada gösterdiği
sahne performansından
dolayı jüri özel ödülü alan
rock grubu Akbaba da
katılacak.
Edebiyatta aşk
• İSTANBUL (tÜHA) —
lstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kültür tşleri
Daire Başkanlığı'nca
Atatürk Kitaplığı'nda sûren
etkinlikler arasında yer alan
"Edebiyatımızda Aşk"
konulu söyleşi 10 ekim
perşembe günü yapılacak.
Ataturk Kitaplığı'nda saat
16.00'da başlayacak olan
söyleşiye konuşmacı olarak
tiyatro sanatçısı ve son
yıllarda yazdığı romanlarla
adından sık sık söz ettiren
Füsun Erbulak ile Barlas
Özankça katılacak.
Söyleşiyi Enver Ercan
yönetecek.
İNGİLTERE'DE
İNGİLİZCE
1 Kasm 1991-29 Şubat 1992
Haftada 30 ders genel
tngilizce, çift kişilik odada
yanm pansiyon konaklaAıa,
kitaplar ve öğrenci klubune
üyelik fiyau dahildir.
BARAT
Yurtdışı Lısan Okulları Temsilcilıgı
! 4.V bt* - U6 43 57
İTÜ öğrenci ve harç kredi
kartımı kaybettim.
Hukumsüzdür.
HÜLYA TURAN