Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 8 EKİM 1991
HAVA DURUMU TURKİYE'DE BUGÛN
Devtet Meteoroloji İşleri Genel
Müdûriûğü'nden alınan bilgiye
göre yurrjun kuzey ve iç kesim-
leri çok buluttu, Marmara'nın
kuzeyi ve doğusu, Karadeniz, İç
Ege, Göller bölgesi, iç Anado-
lu ile Ooğu Anadolu'nun kuzeyi
yağışlı, dığer yerier az bulutlu
ve açık geçecek. HAVA SICAK-
LIĞI: Yaflış alan yerierde değiş-
meyecek, diğer yerterde biraz
artacak. RÛZGÂR: Gûney ve
doğu, Marmara ve Ege'de ku-
zey ve baü yönierden hafif ara-
sıra orta kuvvette esecek. De-
nizlerde, Doğu Karademz'de yıldız ve poyraz, Batı Ka-
radeniz, Marmara, Ege ve Batı Akdeniz'de yıldız ve ka-
rayel, Akdeniz'de kıble VB lodostan saatte 10-21 deniz
mili hızla esecek.
Adana
Adapaan
Adıyaman
Afyon
*fln
Ariıara
Anökya
Anttya
Artırin
Aydın
Balıtesr
Blecık
BıngM
Bıtte
Sokı
Bursa
ÇanaBale
Çorum
Denzi
A 29° 18° DıyartMtar
Y 20P13° Edirne
B 2*> M° Erzincan
Y 2U> FErnsıım
Y 2*> 2°Esidşeh»
Y 21° 7°Ga2antB|]
A 31° 19° Giresun
16° 12° K Maraş
25° 11° Meıan
22° rMutfa
21° 8°Wuş
25°M°NiO<ie
23PW>(W
A 2S° 15° Gümûştıane Y
H t t BV 28° W HaMdn
B 22°14° Isparta
V 19° 11° feönbul
V 21° 8°lznw
B 27°12°t<aıs
B 26° 12° Kastamonu Y
Y 18° 7°Kaysen
Y 19° 11° Kırttmt
B 17° 13° Kon»a
Y 22° 7°Küahya
Y 20° 11° Malatya
25° 12° « a
25° 11° Samsun
18° 9°S«rt
21°12°Sinci()
22°13°Swas
23" PTekınlaO
22° 9°Trabzon
22° 8°Tüncai
16° i r Uşak
22° 7°Van
19° 7""taoat
26° 13° ZoflguMak
A 24° 14°
A 29° 19°
B 20° 9°
B 26° 10°
Y 20° 9°
Y'23°15°
Y 25° 16°
Y 23° 15°
B 28° 16°
Y 23° 16°
Y 20° 8°
Y 24° 18°
Y 26° 12°
Y 20° 9°
B 23° 8°
Y 19° 8°
Y 23° 15°
hjluUu ^ yagmurlu m aslı ^ « f l ı A-a(ik B-buluUu (^gune«lı Martı S-aslı Y-yajmurtu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Vezir ve sadra-
zamlann giydikleri
bir çeşit kavuk. 2/
Bir bütünün parça-
lanndan her biri...
Büyü. 3/ Bir yapının
duvarlanna sürülen
ince harç tabakası...
Platinin simgesi. 4/
"Saadet-i — kabil-i
zeval olmaz / Güneş
yer üstüne düşmekle
payimal olmaz" (Fu-
zuli)... Bir bağlaç. 5/
Bir şarkıda her kıta-
dan sonra yinelenen
ve bestesi değişmeyen parça. 6/ Hi-
le, dolap. 7/ Japon lirik dramı... Yu-
musak deri. 8/ Gözde sanya çalar
kestanerengi... Bir cetvel türü. 9/
Muğla'nın bir ilçesi... Keten tohumu.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Sürünün önünden giderek Ona kı-
lavuzluk eden koç ya da teke. 2/ Ye-
ni doğurmuş memeülerin ilk sütü...
HnTStiyanlann en büyük bayramı. 3/
Osmanlı donanmasında görev yapan
asker sınıfı... Bir nota. 4/ Denizcilikte "açıktan geç, yaklaşma"
anlamında kullanılan sözcük. 5/ tskambilde bir kâgit... Bazı dil-
lerde, ad ve eylem çekimlerinde iki kişi ya da nesneyi göster-
mek için kullanılan tekil ve çoğuldan farklı nicelik. 6/ "Çok
önemli kişi" anlamında kuUarulan uluslararası kısaltma... Sarp
geçit. 7/ A$m ve güçlü istek. 8/ Lantan elementinin simgesi....
Anadolu'da kurulmuş eski uygarlık. 9/ "Gözetleme, dikiz" an-
lamında argo sözcük... Yiğit.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
GazetecilikMektebiaçılıyor
8 EKİM 1931
Darülfünun Emaneti Yüksek
gazetecilik mektebini bu sene
tesise karar vermiştir.
Emanet bu hususta
1 tetkikatını ikmal etmek
üzeredir. Mektebin uhsil
müddeti iki sene olacaktır.
Ders programlan bir
gazeteciyi alâkadar edecek,
bilhassa gazetecilik
kabiliyetlerinin inkişafını
temin edebilecek şekilde
tanzim edilmektedir.
Mektep hocalan bütün
fakülte müderrisleh
meyanından intihap edilecektir.
Mektebe lise mezunlan ve bu seneye mahsus olmak üzere
lise mezunu olmıyan fakat gazetecilik yapanlar
girebileceklerdir.
Ders saatleri gazetecilerin de devam edebilmelerini temin
edebilecek bir tarzda tespit edilecektir. Mektebin ders
programı ve sair teknik istihzaratı yakında tesbit edilecek
ve Divaıun tasdikından sonra kat'î şeklini alacaktır.
Müstehcen plâklar
Müddeiumumilik yeni matbuat kanununa tevfıkan
gramofon plâk ve şarkılannı tetkike devam etmektedir.
Haber verildigine göre Safiye Hanımın bir plâk
kumpanyası hesabına okuduğu bir şarkı müstehcen
görülmüş ve sattınlmamasına karar verilmiştir. Plâklar
müsadere olunmıyacak, ancak satıldığı takdirde ceza
verilecektir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Başol Anayasa
Mahkemesi Reisi
8 EKÎM 1961
Yüksek Adalet Divanı Başkanı Salim Başol bugün Devlet
ve Hükümet Başkanı Orgeneral Gürsel tarafmdan kabul
edilmiştir. Saat 10.20 ile 10.35 arasında yapılan bu
görüşme hakkında Salim Başol ve Başkan Gürsel
herhangi bir açıklama yapmamışlardır.
öğrendiğimize göre Salim Başol bugünkü görüşme
sırasında kendisine teklif olunan "Anayasa Mahkemesi"
Reisliğini kabul etmiştir. Bu husus görüşmeden sonra
Adliye Bakanma Başbakanbktan bildirilmiş ve gereken
formalitenin yapılması istenilmiştir.
Anayasa Mahkemesirun üyeleri ise seçimden sonra tespit
olunacaktır.
Geçinme endeksi
Şehrimiz Ticaret Odasınca yapılan hesaplara göre, 1948
yılı 100 itibar edilmek şartiyle temmuz 1961 de İstanbul
geçinme indeksi 273.9 göstermekte idi.
1952 de 111.4 olan indeks 1956 da 168.5'a çıkmıştı.
lndekste gıda maddeleri 278.4, giyim ve ev eşyası 260.6
rakamiyle temsil olunmaktadır.
Haziran 1961'e nazaran temmuzda 3 puanbk bir düşüş
vardır.
tktisadi gruplaşmalar
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu genel mahiyetteki
müzakerelerine bugün ögleden sonra saat 19 da 16 (gmt)
devam etmiştir.
lktisadi gruplaşmalan tenkid eden Yeni Zelanda
temsilcisi, bu gibi bölge teşekküllerinin bir savaştan
mağlup çıknuş ülkelere uygulanan iktisadi müeyyidelere
benzer toplu tesirler meydana getirdiğini ileri sürmüştür.
Yine ipucu yok
8 EKİM 1990
SHP Parti Meclisi üyesi Doç. Dr. Bahriye Üçok'un
bombalı kitap paketile bir suikasta kurban gitmesinin
ardından pollsin başlattığı soruşturmada bir ipucu elde
edilemezken son aylarda yoğunlaşan tüm siyasi
cinayetlerde olduğu gibi polis yine "çözümsüz" ve
"çaresiz" kaldı. Ankara polisinin araştırmaları, olayı
açıkhğa kavuşturma konusunda sadece Üçok'un ölümüne
yol açan bombanın yapısını çözümlemekle sınırlı kaldı.
Lemngrad ^ ^
Moskova
( \
Kahıre*
DÜNYA'DA BUGÛN
Aüna
»
Banakm
Bastl
Bdgnd
Bertn
Bom
Bıflsal
Budapeşte
Cenam
C«a»ir
CkUe
Duba
Fmkfurt
öme
Heianki
KMn
Kopenhag
KÜn
Y 18°
A 30°
Y 20°
A 35°
Y 21°
Y 20"
B 18°
B 23°
Y 19°
B 20°
Y 18°
Y 19°
B 25°
A 37°
A 32°
Y «•>
A 23»
B 14»
A 29°
B 15»
Y 19°
A 17"
Larungrad B 14°
Londra Y 15°
Madnd B 27°
Ulano Y 23°
A 10°
Y 21°
MostaM
Münih
New Yort
Osio
Pans
f^g
Kyad
Floma
Sofya
Şam
UAviv
Vıyara
ZOrüı
V 12°
B 1S°
B 19°
B 16°
A30P
B 17°
1 22°
o
N
Y 20°
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
TARTISMA
Gözttmttz, Kıılagınııy
Keyfı olduğuna inandığım gazetecilerin gözaltına alınmasının
uygulamasının durdurulmasını; basın meslek kuruluşlarının,
sendikalann, fotoğraf derneklerinin tepki göstermelerini
öneriyorum.
Fotoğraf, toplumsal yasamın dinamiği-
nin doğrudan kişiye iletilmesi açısından
önemli bir araç günümüzde. öyle ki, tari-
he geçmiş olaylan bazan tek bir fotoğraf
karesi ile anımsanz. Vietnam savaşmı, Şl-
B'de olanlan fotografsız düşünmek olanak-
si2 neredeyse. Yaşanılanlann unutulması-
na karşı bir güvencedir fotoğraf. Dünyayı
yorumlarken göz göze geldiğimiz, aynı an-
da çok kişinin eüne ulaşabilen bir belge fo-
toğraf.
Fotoğrafın bu gücü herkesçe biliniyor ol-
malı ki, olumsuzlukları yaratanlar ile on-
dan etkilenenlerin fotoğrafçıya yaklaşımlan
farklı olabiliyor. Haksızhğa uğrayanlar fo-
toğrafçıya gereksinim duyarken, haksızlı-
ğı yaratanlar en azmdan yansız olabüen fo- Bilinen bu düşünceler Paşabahçe işcile-
toğrafçının çekim yapmasmdan hoşlanmı- rinin aileleriyle sürdürdükkri hak arama di-
yorlar. renişinde de dogrulanıyor sanki. Sivil gü-
venlik birimleri sarı basın kartı taşıyan ga-
zeteciler dışındaki fotoğrafcılan gözaltına
alıyor (Benim izleyebüdiğim 17 kişi. Biri tF-
SAK üyesi). San basın kartı almarnn bir yı-
ğın koşulu bilinirken, gazetesinin kimlik
kartını, derneğinin üye kartını taşıyan fo-
toğrafçılar 24 saatten fazla gözaltında tu-
tulabüiyor. tşçiler; bizim çabalarımızı ya-
zın, başkalanna da gösterin biçiminde fo-
toğrafçilara sorumluhık yüklerken, öte yan-
da sanki birileri yazmayın, göstermeyin di-
yor.
TRT'nin bilinen sansürü sürerken gaze-
tecilerin sonımluluklan bir kat daha artı-
yor. Onlann görevlerini yaparken karşılaş-
tığı güçlükleri okuyunca gözume, kulağıma
sert bir darbe yemiş gibi oluyorum. Haber
alma hakkımın çiğnendiğini düşünüyorum.
Keyfi olduğuna inandığım gazetecilerin
gözaltına alınmasının uygulamasının dur-
durulmasını; basın meslek kunıluşlannın,
sendikalann, fotoğraf derneklerinin tepki
göstermelerini öneriyorum.
İBRAHİM AKYÜREK
Fotografçı, İFSAK Üyesi
ANKARA NÖTLAKI
îm' Olmayaıılara!..
17 eyliılde tsunbul Beşiktaş'tan Necati
Astan imzalı yazıyı ben de okudum. Merak-
la 2 eylüldeki yazısına cevap olarak yazıl-
mış bu yazıyı Cengiz Genç'in vereceği kar-
şılığı bekledim. 3 ekimde tzmir'den Erdal
Yıldınm'ın karşılığı geldi. Cengiz Genç'in
karşı cevabını beklememin sebebi öncelik-
li cevap hakkmın onda olduğuna inanmam-
dı. Cengiz Bey belki benim ydpmayı düşün-
diiğüm eleştirileri yapacaktı. Aynı Necati
Bey'in kafasına takılan 12 Eylül'le ilgili
eleştiriler gibi...
Şunu belirtmekle önem görüyorum: Er-
dal Bey'in yaptığı 'şekilseT eleştirilere ka-
tıhyorum. Düzeysiz üslup, "Lenin...
Lennon" sloganının yanlış alınması, söz
konusu ülkelerin komünist olarak nitelen-
dirilmesi vb. Ama Necati Aslan'ın
'düzeysiz" olarak yaptığı eleştirilerin içe-
riginde insana 'tabii yahu, neden öyk oldu'
dedirten unsurlar var.
Sanınm ben Necati Aslan'la aynı kuşak-
tanım. 12 Eylül gecesi saat 04.05'te helikop-
ter sesiyle uyanıp da "Bu karanukta siri gö-
remem ki pilot abiler" dediğımde henüz 11
yaşmdaydım. Birkaç ay öncesinde orta ikin-
ci sınıftaki ablam okullanndaki sağ-sol kav-
gası sırasında 'kazayla' başına gelen taşın
(iyi ki mermi değildi) kanlarıyla ağlayarak
eve geldiğinde de aynı yaştaydım. Lise 2.
sınıftaki yeğenim tstanbul'dân 'bölgemize'
silah sevkiyatı yaparken amcam tarafmdan
yakalandığında ve evden kovulduğunda 10,
yeğenim hapisten çıktığında 16 yaşınday-
dım. Yani ben de orada değildim, ama duy-
dum, okudum. Şimdi; eğer Erdal Yıldırım
"orada olmayan gençier 11 eylülii ve 12 Ey-
liil'ii tartısamazJar" demek istemiyorsa ben
de bir şeyler söylemek istiyorum.
11 eylül 12 Eylül'den daha iyiydi diye-
mezsiniz. Her iki dönemde politik sebep-
lerle öldürülenler, işkence görenler, ailesi
dağılanlar, hakları, gasp edilenler karşılaş-
tınldığında 12 Eylül'ün 'ehven-i şer' oldu-
ğunu kabul etmek, bizim gibi sıkıştığında
'yukandan' yardım beklemekten başka çare
düşünemeyen toplumlar için tek düşünce-
dir. 11 eylülde kendi mücadelelerini canını
ortaya koyarak sürdürenler 12 Eylül'de ne-
den Tienanmen, Prag ya da Moskova'da-
ki genç arkadaşlarımız gibi devam etmedi-
ler. Yoksa bizim abilerimiz onlar kadar
'okumamış'lar rnlydı? Bir başka yazar yok
muydu? "Onee oku, sonra mücadele et' di-
yen. Sebebi neydi biliyor musunuz? 11 ey-
lüldeki abilerimizde artık öyle bir ortam-
da, hiçbir sonuca gidilemeyeceğini, her gün
20 kişinin ölmesini istemiyorlardı. Hiçbiri-
nin içi rahat değildi. (Provokatörler kaideyi
bozmaz). Onlar da kökten bir çözüm ara-
yışı içerisindeydiler. Onlar da 'yukandan',
ama kuzeyden, ama güneyden ama Batı'-
dan, ama ordunun 'yukansından' yardım
bekliyorlardı. Dışandan geleceğine içeriden
geldi: Fena mı? Kuzey, güney, batı (dışan-
dan müdahale ya da işgal) ya da ordudan
(içeriden darbe): Hepsi aynı kapıya çıkar;
ölüm, idam, işkence, aile dağılması, hak
gasbı... Iş olacağına vardı. Madem ülkeyi
bu kadar seviyorlar, bir şeyler yapmaya ça-
lışıyorlardı, silahlan bırakıp mutabakata
varsalardı.
Bunlar olmadı, olamadı. Neden, abile-
rimiz de bizim gibi 'önce okumamışlar'
mıydı? Yoksa onlar da bizim gibi gençliğin
heyecanı ile atlayı mı vermişlerdi? Erdal
Yıldırım gibi 'gençier okumadan etmeden
hemen eleştiriveriyoriar' diyen abilerimize
teessüf ederim. Necati Aslan'ın düzeysizli-
ğini eleştirirken yine kabak biz gençlerin ba-
şına pathyor. Ya da bu benim dolmuşluğu-
mun ahnganhğı...
Abilerim, ablalarım: Bizsanıldığı kadar
ot bir kuşak değiüz. Çoğumuz az okusa da,
çoğumuz sağ duyulu yetiştik. Sizlerin yap-
tıklarından ders aldık. Çoğumuz artık sos-
yalizmle liberalizmi, daha doğru deyişle
toplumculukla bireycüigi tanışıyoruz. Ama
tartışma kilitlendiğınde bıçak, sopa, taş, ta-
banca aıamıyoruz. Bazılanrrûz kız arkada-
şına ya da kendine yan bakıldığmda bunu
yapıyor, ama bunu yapan serseriler, her
toplumda ve her dönemde belli bir yüzde-
yi tutturmamışlar mıdır? Biz sizden daha
iyi bir kuşak değiliz, ama az okumak çok
çok öldürmekten iyidir. Sanınm biraz da-
ha okusak, sizin düştüğünüz hatalara düş-
meden bu ülke için çok daha iyi şeyler ya-
pabileceğiz.
11 eylülde sizi o hale getirenlerin kimler
olduğunu biliyoruz. O dönemdeki politika-*
cı idarecilerin yetersizliğini biliyoruz. Ge-
nerallerin hesaplarını biliyoruz. 12 Eylül'ü
tartışrnaya bizim de hakkımız var. Ben,
kendi adıma sosyal ahlak seviyemiz örne-
ğin bir Çekoslovak kadar oluncaya dek 12
Eylül'ü haklı ya da gerekli buluyonım. Hat-
ta 27 Mayıs'tan bile gerekli buluyorum. Bu
kadar darbeden sonra belli bir demokrasi
seviyesine geldiğimize inanıyor, artık dar-
be olmayacağına güveniyorum. 12 Eylül gi-
bi darbelerin yaralan çok olur. Bunlar ta-
mamen sarıhnca değil babalarımızla abile-
• imizle bile olan bu kuşak çatışmasının bi-
teceğine inanıyorum.
Sevgiler Necati, saygılar Erdal...
MEHMET KORKMAZ / Balıkesir
KREŞ - YÜVfl - flNflOKULUIRI
yvrinîzi aldınız mı?
ERTE
Çocuk Kulübü
bûyü+elim.
ÜSTSUADİYE
Tel: 372 81 26
GULDEN ANNE
ÇOCUKEVİ
"Oyun, egitimin en büyük yardımcısıdır"
ilkesini desteküyoruz.
• EQrtim uzmanları ve öğretmenler laraftndan
uygulanan programımız
• Resim • Tiyatro • Satranç • Yûzme ve Spor
• Aile danışmanlığı
ÇOCUKLARINIZ İÇİN EMİN BİR ORTAM.
Koşuyolu 3398122
Çocuğuna
Özen gösteren
anneler-babalar!
0-6 yaş
çocuklarınız iç'm
önce. sevgi
sonfa egîfîm
diyorsanız sizi
bekliyoruz.
Cumartesi 14.00 -19.00
arast açığız.
Koşuyolu
3393088
AMAÇ
Cocuk Evleri
0-3 Yaş Kreş
4-6 Yaş Yuva
7-12 Yaş Etüd
• Yaz süresince kendi tesisimızde
yüzme-mini futbol-masa tenisi-
ingilizce-satranç-oyun bahçesinde
dilediğinizce özgür ortam.
• 12 ay süresince tüm okul
hizmetinizde.
• Uzman kadro-doktor
kontrolü-rehberlik hizmeti.
• Çağdaş eğitim-sıcak ve sevgi dolu
bir ortam.
Küçükyalı 367 2936*36628 42
Evinize yakın olanı değil,
Çocuğunuza yakın olanı seçin.
ÇOCUK YUVASI
3-6 yaş
Uzman Psikolog
Sevda Bulduk
Psikolog
Esin Taner
BahçeKitMAatHiMûaSosı)
NışantaşıTEL: 134464=
ÇEKİRDEK
ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ
2-6-12 Yaş Çocuklanna
• Özgür bir ortam • Bale, müzik, folklor • Jimnastik •
Okul öncesi hazırlık çalışmalan • Etûdsınıtı llkokul
oğrencHerine uzman oğrelmenler gözetiminde özgütce
metak duygusunu ve kişıliğini geliştirmek üzere
faaliyetlerine devam etmektedir.
: 372 86 53 Göztepe: 386 09 73
Dere Sk. 93 TARABYA
162 31 24
162 10 69
OZEL YUKSEL ANAOKULU
Okulumuz,
3-6 yaş çocuklarınızı
sosyal, psikolojik davranışlarının
biçimlendirilmesinde yararlı olan anlatım
yolları, estetik ifade, yaratıcı ve bilişsel
etkinliklerle, yüzme, bale, folklar,
bilgisayar, ingilizce gibi eğitim
programlanyla
ilkokula hazırlamayı amaç edinmiştir.
ERINÇ
Çocuk Kulübü
3000M bahçeiçinde
ikiaynbina,
3-6 yaş yuva
6-12 yaş çocuk kulübü
• ilkokul ve branş öğretmenlerı
denetimınde eğitım
• Satranç • Basket • Resim
Çalışma saatteri: 7.30 -19.30»
Şenesenevler-Bostanc
3805354
3616421
MUSTAFA EKMEKÇt
Seçim Sisteminin Oyunları (5)
Hacı TÖ, Kendi Oyununa
mı Geliyor?
Hact TÖ, şu sıralar çok sıkıntılı gözüküyor; Hacı SÛ de-
sen öyle. Bir şeylerin kayıp gitmekte olduğunu seziyortar da
ondan mt ne? Hacı TÖ, bir koyup yirmi almaya meraklıdır.
Ama, nedense işler hep tersine tersine gitmeye başlıyor. Se-
çim sistemi konusunda da öyle mi oluyor ne? Tezgâh kurul-
muşken tersine dönüveriyor; her şey ortalıklara dökülüveriyor.
Hacı TÖ'ye ne olduysa, 1987 seçîmleri öncesinde oldu. Es-
ki politikacıların yasaklannın kaldınlması otayından ilk yara-
yı aldı. Eski poMikacılann yasaklannın kalkması için kamuoyu
bastırıyordu, dış dünya ağırlığını koyuyordu. Hacı TÖ, birgûn
-o sıralar- birlikte çalıştığı bir arkadaşına:
— Sen DYP'lilere yakmsın, DYP'liler de seni sever. Hûsa-
mettin (Cindoruk) ile Mehmet'le (Dülger) sen temas et... de-
di; bu bir çeşit görevlendirmeydi.
Cindoruk, DYP'nin başındavdı o zaman, Mehmet Dülger
de CfYP Genel Başkan Yardımcısı olarak toplantılara katlmak-
taydı. ANAP ya da Hacı TO. adına da, adım şimdi açıklama-
yacağım bir yetkili bulunmaktaydı. Üç kişi oturup bir bir yasa
tasansı hazıhadılar. Bu, yasaklann kalkmasına iiişkin kısa bir
yasa taslağıydı. öyle, sonradan ortaya çıkacak olan "halkoy-
laması", yani "referandum" filan ortada yoktu; uslarının kö-
şesinden geçmiyordu. Yasaklann nasıl kalkacağına iiişkin
taslağı Hacı TÖ'ye götürdûler, Hacı TÖ, görevlendirdiği ar-
kadaşına:
— Çocuklar, çok iyiydi ama, Evren Paşa istemiyor! di-
yecekti.
— Efendim, siz hiç merak etmeyin, Evren Paşa'yı ben hal-
lederim!
— Canım, nasıl halledeceksin? Bana söyledi, istemiyor!
Arkadaşı, ona bir şey söylemedi. Kenan Bey'den randevu
aldı, gitti; konuyu açtr.
— Siz istemiyor musunuz bunu?
Kenan Bey, çok kızdı:
— Kim diyor yav bunu?
— Turgut Bey diyor!
— Yalan! Benim katiyen buna karşı bir itirazım yok. Olan
olmuş, geçen geçmiştir. Şu anda, hâlâ bu şekilde bir yasa-
ğın manası yoktur. Gönderin kanunu, ben razıyım!
Kenan Bey'den bu yanrtı alınca, Hacı TÖ'ye gitti; büyük bir
saflıkla:
— Efendim, Evren Paşa kabul etti! Ben sıze demedim mi?
Onun zaten itirazt yokmuşl dedi.
Hacı TÖ, suratını astı, yanıt vermedi. Arkadaşı o zaman an-
ladı ki, Hacı TÖ, içinden yasaklann kalkmasını geçirmiyor;
Kenan Bey bahane! Mehmet Dülger'le, Hüsamettin Cindo-
ruk da boşuna seviniyortar.
Hacı TÖ, burada ilk yanlışı yaptı, "halkoyu"na gitti! Onun
da beynine, Cahit Aral mı girmişti? Cahit Bey'i Clark Qab-
le'a benzetirlerdl. Saçlannı tarayış biçimi, bıytk tıraşı aynı
Clark'tı! Aynaya bakar bakar, çok keyiflenir miydi ne? Clark
Gable (1901-1960), çocukluğumuzun ünlü aktörüydü. Hele
kızlara bir "Clark çekmesi" vardı, kaşını kaldırarak, üfff!
Hacı TÖ, arkadaşına şöyle diyecekti'.
— Biz, Cahit Bey'le bunu düşündük. Yasaklann kalkması
bizim lehimize olmayacak. Biz bunu referanduma kovacağız!
— Efendim referanduma falan koymak yanlış otur, antide-
mokratik olur, siyaseten de yanlış olur.
— Elimizdeki bir hakkı niye karşımızdakine verelim? Ra-
kiplerimizin affını sağlayarak, kendiliğimizden niye başımı-
za dert çıkaralım?
— Efendim...
— Sen çok idealist düşünüyorsun, teorik düşünüyorsun!
— Efendim, bu böyle değil; biz daha geniş düşünelim. Siz,
basıt kasaba entrikacısı politikacıların laf ına aldırmayin. Ge-
lin biz, Süleyman Bey'i, Ecevit'i, digeriehni affedelim. Yani
1980 Cuntası'nın yaptığı antidemokratik işi biz kaldıraiım. Pu-;
an toplarsınız. Üstelik bu, referandumda reddedilmez. Mut-
laka "beyaz" çıkacaktır.
— Nereden belli? Aksine "ret" çıkacak! :
— Efendim, ret çıksa da bu ayıp olur. Türkiye'nin bir dış'
gorüntüsü var. Her şeyi öne sürüyor adamlar, nasıl izah
ederiz? ;
DYP'liler: !
— Biz referanduma razıyiz, hazırlayin kanunu! dediter. Ta-
san hazırlanmaya başlandı. Bu kez, Hacı TÖ'ye gelip şöyle
diyenler vardı?
— Efendim, öyle bir kanun hazırlarız ki biz, ancak 2/3 ora- i
nında, veya yüzde 70-80 oranında "Evet" çıkarsa, biz yasak-!
ları kaldınrız, aksi halde reddedilmiş sayılır! '
Arkadaşı karşı çıkıyordu Hacı TÖ'nün:
— Efendim, bu hukukun neresine uygun? Bu referandum
kanunu Anayasa Mahkemesi'nden döner. Dünyanın hiçbir ye-
rinde plebisitler, referandumlar böyle yapılmaz. Bakın, ben
bu işte yokum, sonuna kadar da "evetçi"yim!
Halkoylamasının sonucunu herkes biliyor. Ekim 1991 ba-
şında, İstanbul'da, ANAP Kadın Komisyonu toplantısında ko-
nuşan il başkanı Hacı SÖ'ye, bir bayan partili sormuş:
— O parti liderierinin yasaklannı en az beş sene daha kal-
dırmayacaktınız!
— Maalesef, o hatayı biz yapmadık! yanıtını vermiş Hacı
SÖ.
Seçim sistemindeki karmaşık oyunlaria, yerinde kalmaya
çalışan ANAP'ın da Hacı TÖ'nün de belli başlı tek yardımcı-
sı var, Büient Ecevit. Gitmekte olan iktidar yetkilileri hiç Ece-
vit'e çatıyorlar mı? Start, açmış aynalannı Ecevrt'e "Dayan
aslanım!" diyor.
1974 yılında, CHP iktidara gelip, Ecevit Başbakan olunca
Uğur Mumcu'yia Başbakanlığa gkjip, bir görüşme yapmış-
tık. Ayrılırken sormuştum:
— Büient Bey, size son bir soru yönertmek istiyorum; bir
tahminde bulunabilir misiniz, acaba kaç yıl iktidarda kala-
caksınız?
Lokum gibi soru! Ecevit, düşündü, şu karşılığ' verdi:
— Sayın Ekmekçi, bu sorunuzu yanıtlamam kciay değil,
şu kadannı söyleyebilirim; sanıyorum en az yirmi yıl!
— Teşekkür ederim Bütent Bey, başanlar dileriz!
Uğur'la birtikte ayrıldık. Yıllardır düşünürüm. Yirmi yıll Yıl
şimdi 1991, demek Büient Bey, daha üç yıl başbakan! O yön-
den Büient Bey'in, 'An, iktidarda olsam" demesi yanlış! Yur-
dagül Erkoca'nın Lüleburgaz'dan yazdığına göre Büient Bey
"Ben muhalefete, muhalefetin çilesine alışığım, ama Türki-
ye'nin önünde açılan oianaklan gördükçe 'ah, iktidarda olsam'
diye avucumun içi kaşıniyor" demiş.
Büient Bey'in avucu, SHP'nin oylartnı böleceği için kaşı-
nıyordur...
Biz. kocamaı
bir mıvauız.
karar
Çiçekç
Ho.15
T.C.
ŞİŞLİİKİNCİ SULH CEZA
MAHKEMESİ
Esas No: 991/48
Karar No: 991/1033
HÜKÜM ÖZETI
Davaa: K.H.
Sanık: Ali Tekin, Şaban ve Fatma'dan olma, 24.4.1991 dofumlu,
Sıvas, tmranlı, Karatekin Mah. Hane 9, cilt 003/01, sayfa 25'te nü-
fusa kayıtb, evli, 4 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, sucuk imalau ya-
par, halen Ayazaga Atatürk Cad. No: 49'da mukim.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet.
Suç tarihi: 19.4.1990
Yukanda açık kimliği yazüı sanık Ali Tekin hakkında Gıda Mad-
deleri Tüzüğü'ne muhalefet suçundan dolayı açılan kamu davasının
yapılan yargılaması sonunda:
Sanığın suçu sabit görülerek 1593 sayılı yasanın 282. maddesi ge-
reğince, 647 Sk. 4. maddesi gereğince 300.000 lira hafif para cezası
ile tnahkûmiyetine ve samgın suça vasıta kıldığı meslek ve sanatının
takdiren 7 gün tatiline, takdiren 7 gün işyerinin kapaulmasına, hü-
kOm özetinin kapatma sUresi kadar işyerinin göze çarpan bir yerine
asılmasına, karar kesinleştiginde hüküm özetinin Şişli C.Savcüığı'-
na bildirilerek masrafı bilahare alınmak üzere gazetede yayımlanma-
sına karar verilmiş ve mahkememiz karan kesinleşmiş olmakla hukOm
özeti Uan olunur. 13.9.1991 Yazı tşl. Müd.
Basın: 37409