22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi' Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecıbk Turk Anonım Şırketi adına Berin Nadi • Murahhas Üye. Emine L'şaklıgil 0 Genel Yayın Mudüru: Hasaa Ccmal, Yazı İşlerı Muduru: Ok») Gönensin 9 Haber Merkezi Mudüru: Ydçın Bayer, Sayfa Düzenı Yönetmenr Ali Aaır 9 Temsılaler ANKARA- Ahmel Tan, tZMIR Hikmel Çelink«ya, ADANA: Çetin Yigeoogln tç Poblıka. Celal Başiangıc, tstanbul Haberlen Şeo*> Kalkın, Ekonomı Mcnl Tnmer, Dıj Haberler Ergun Bılcı. Is-Sendıka Şukran Ktuaa, Kultur Crlal Lster, Egıtım Onca> Şs>lan, Yurt Haberlen >ccdet Dogın, Spor Danı»manı AMulkıdir Vicdmu, Dızı Yazılar Kcren Çalışkan, Araştırma Şahin M|«y, Duzeltme AbdaJlak Yana £ Koordınatör Atımeı Korulsao # Malı İşler Erol Erkul 0 Muhasete Bolent Yener 0 Butçe-Pknlama Scv# Osmanbeşeoglu 0 Rekiam Ayşe Tonın # Idaıe Huscjln Gırcr 0 Işleune Onder Çdık 0 Bılgı-lslem Naıl Inal 0 Personel Sergi Boslancıoglo Jiom Kurulu Başkan İlhan Selçuk. Okli) Akbal, Yajçın Bı>er. Hısan Cemal. Hikmel Çetmkays, Oka> Gonensın, L 7 gur Mımcu, Alı ^ırmen, Ahmet Taa Basan ve Yayan: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazctecılık TA Ş. Turkocagı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist. PK 246 - lstanbul Tel. 512 05 05 (20 hat), Tel« 22246, Fax (1) 526 60 72 « Bumlar Ankan: Zıya Gökalp Bh Inkılap £ No. 19/4, Tel 133 11 4M7, Ttia. 42344, Fax (4) 133 05 65 • lanir H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Tel 13 12 30. Tdra. 52359, Fax (51) 19 53 60 • Adanc inönO Cad. 119 S No: 1 Kat 1, Tel. 19 37 52 (4 hat), Tela 62155, Fax. (71) 19 25 78 TAKVİM: 8 EKtM 1991 lmsak: 4.36 Günes: 6.00 ögle: 11.57 tkındi: 15.08 Akşam: 17.43 Yatsı: 19.02 Nobel Tip Ödülü 2Almana Alman bilim adamları hücre konusundaki çahşmalan nedeni ile en büyük ödüle layık görüldü. STOCKHOLM (Ajanslar) — 1991 Nobel Tıp Ödülü'nü hücredeki "iyon kanaUarT ko- nusundaki çalışmalan nedeni ile Alman fizyolojistleri Envin Neker (47) ile Bert Sackmann (49) kazandüar. Isveç Karolıns- ka Enstitusü konuya ilişkın yaptığı açıklamada, "tki araş- ünnaa yapüklan çanşmalarla şelter dahil bir dizi hastalıgın kaynagı olan hücre mekaniz- mCTMIII •nlaplmaana karkırta balanMiaşlardır. Neher ve Sackmaan'iD katkılan, hücre biyolojisinin, çeşiüi hastalık mekanizmalannııı anlaşüması bakımiDdan bir devrim anla- mıoa geliyor. tki bilim adamı- •u bulgulan, aynı zamanda yeni ve daha etkilittaçlannge- liştirilmesine giden yolu açmıştır" dedi. Nobel Tıp ödülü'nü kaza- nanlardan Erwin Neher, Al- manya'da Goettingen'de Max- Planck-Biyofizik Kimya Ens- titüsü'nde çaüşıyor. Bert Sack- mann ise Heidelberg'de Max- Planck Enstitusü Hücre Fızyo- lojisi Bölümü'nde görevli. Her hücre, içindeki dünyayı dış dünyadan ayıran bir duvar- la örtülü bulunuyor. Bu duvar- da, hücrenin çevresı ile bağlan- tı kurmasına yarayan kanallar bulunuyor. CEBZE TÜBtTAK Bilimadamına 'kart basma' zorunliıluğu Haber Merkezi — Turkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma- lar Kurumu TÜBİTAK'ın Gebze'deki kuruluşunda çalı- şan bilimsel ve idari persone- İe, geçen perşembe gününden itibaren getirilen kart basma zorunluluğu, bilim adamları arasında geniş huzursuzluga yol açtı ve fîzik bölümunden Doç. Dr. Ayşe Erzan istifa et- ti. Baa bilim adamlannm da istifarun eşığinde olduklan bil- dirildi. TÜBlTAK Marmara Araş- tırma Merkezi (MAM) yöneti- mi, Ankara'daki TÜBlTAK yönetiminden bağımsız olarak aldığı bir kararla, çaJışanların işe geliş-gidiş zamanıru belir- lemek amacıyla "kart basma" zonınluluğu getirdi. Bu karar iki aydır bilim adamlarının tepkisini çekiyordu ve birçok profesör ve doçent kart bas- mayacağını belirtiyordu. Yö- netim, kart basma karannı, "calışanlann binalarda hasta- lanıp kalmalan tehlikesine karşı bir önlem" olarak göste- riyordu. TÜBlTAK Gebze yönetimi tepkilere karşın karannı geçen persembe günü uygulamaya koydu. Aralannda bölum baş- kanlarının, yardımcılarının ve doçentlerin de bulunduğu bir- çok bilim adamı ve araştırma- cı sabah kapıdan girerken kart basmayı reddetti. Kan basma- yan 5 bilim adamı hakkında idari soruşturmanın açıldığj, bunlardan Doç. Ayşe Erzan 1 m istifa ettiği, Prof. Dr. Ava- dis Hacuıhvan'ın ise istifasının geri aldırıldığı, bazı bilim adamlarının da bu karar geri alınmadığı takdirde ceplerinde taşıdıklan istifa mektuplannı yönetime sunacaklan öğrenil- di.Cumhuriyet muhabirinin bu konudaki sonılannı yanıtlayan bilim adamlan özetle şunları belirttiler; "Bir bilim ve araş- tarma kunımunda araşünnacı- lara fabrikadaki işçüer gibi kart basma zonınJulugu getir- mek çok saçma ve onur kıncı bir şey; milyariarca değeriode- ki laboratnvarian teslim ede- ceksiniz, ama acaba 8 saat ca- lışıyor mu diye de kuşku dn- yacak ve şuphe edeceksiniz." Almanya'da ırkçılıkşaha kalktı, yabancüara karşı neonazisaldınlan her geçen gün artıyor veyayüıyor Türkler cbşarı-ffitleriçeriDtLEK ZAPTÇIOGLU BERLtN — Almanya'da ırk- çı saldırılar Hitler döneminden bu yana görülmemiş boyutlara ulaşıyor, artıyor ve yayılıyor. Neonaziler yalnız hafta so- nunda yabancüara karşı ülkenin hemen her yerinde elliyi aşkın saldın duzenledıler. Örgütlu neonazilerin ve Daz- laklann saldınlan her gun artan dozda devam eder ve Türkler arasındaki tedirginliği antırır- ken hafta sonunda Almanya'- nın çeşitli kentlerinde yabancı duşmanlığına karşı gösteriler de düzenlendi. Sendikalann ve ki- liselerin örgütlediği gösterilere katılım birkaç bin kisiyi aşma- dı ve sınırlı kaldı. Almanya'da neofaşisl görtıs- lere sahip gençlerin saldınlan yabana mültecileri, siyahları, Çingeneleri, Turkleri ve Sovyet askerlerini hedef alıyor. Doğu Almaınya'nın Gotha kentinde hafta sonunda neona- ziler bir Sovyet askerini dördun- cü kattaki evinin penceresinden asağı atarak ağır yaraladılar. Batı Almanya'da savaş sonrası- nın ilk başbakanı Konrad Ade- nauer'in anıt mezarı tahrip edil- di. Neonaziler mezarı gamalı haç ve SS işaretleriyle donattı- lar. Alman besteci Robert Schu- Birleşik Almanya'nın gündemîni belirleyen iki önemli konu var: Mülteciler ve neonaziler. Almanya'ya ekonomik ve siyasi nedenlerle sığınmak isteyenlerin sayısı artarken özellikle eski Doğu Almanya'da siyahlara, Çingenelere ve Türklere yönelik saldırılar hızla yayıhyor. Alman siyasi partileri bu hafta içinde "mülteciler" konusunda yeni bir yasa üzerinde uzlaşma arayacaklar. Siyasi takibin olmadığı ülkeler listesi çıkarılıp mülteciler için "toplama kampları" kurulması karara bağlanacak. ve kansı Clara Schu- mann'ın mezarları da yıkıma uğradı. Neonaziler örgutlfl Neofaşizmin giderek artan sayıda taraftar bulması ve sal- dırılann artarak sürmesi Al- manya'da politikacılan da alar- ma geçirdi. Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın gizli bir raporuna göre "Almanya'da giinnmiizde anayasal dttzene karşı en büyük tehlike, aşın sag eylemcilerden geüyor." Kendılenne "Skinhead' (Dazlak) adını veren gençler bi- linçli neonaziler tarafından ör- gutleniyor ve militan olarak kul- lanıüyor. Anayasayı Koruma Teş- kilatı'nın bilgisine göre yalnız Doğu Avrupa'da yaklaşık 3 bin örgütlü neonazi var. Bunlann çevresinde 15 bin kadar neofaşist görüşlere sahip militan bulunu- yor. Bu gençler, her an eylemler için harekete geçirilme potansiye- line sahip. Buçekirdeğinetrafın- da ise yaklaşık 50 bin neofaşizm sempatizanı var. Eylemcilerin yas ortalaması 23 olarak saptandı. Muhalefetteki Sosyal De- mokrat Parti ve Yeşiller, iktida- n 'ilticayı önleme tartışmaları ile ırkçılıgı ve yabancı daşmanlığı- nı köruklemekle' suçluyorlar. Almanya'da hükümet, uzun sü- redir 'iltica akınını nasıl önleyecefini' tartışıyor, ancak belli bir yöntem üzerinde anla- şamıyor. Muhafazakâr ve aşın sağ partiler halkta yabancüara karşı her zaman var olan soğuk- luğu ve antipatiyi körükleyerek eylemlerin yayılmasına zemin yaratıyorlar. İltica tartışması Almanya, ABD ya da Kana- da gibi klasik bir 'göç ülkesi' ol- mamasına karşın bugün Batı Avrupa'da en çok yabancmın yaşadığı ülke. Yalnız Türklerin sayısının 1 milyon 612 bine ulaş- tığı, yaklaşık 4.5 milyon yaban- cmın yaşadığı Almanya'da Du- var'ın açılmasından önce düş- manlık alttan alta sürüyordu. Irkçı neonazilerin eylemleri uzun aralıklarla, tekil eylemler olarak yaşamrken toplumda ya- bancılarla dayanışma gösteren büyük bir kesim vardı. Birleşmeden sonra neonazi- ler, kendine Doğu Almanya'da batıdakinden çok daha güçlu destek ve sempati buldular. Es- ki duzenin dağüdığı, ancak ye- ni duzenin temel atamadığı Do- ğu Almanya'da işsizlik ve gele- cek korkulan özellikle gençliği neonazilerin kucağına itiyor. 40 yıl kapalı kapılar ardında yaşamış olan, demokratik dü- şuncelere yabancı bir baskı re- V. NEONAZİ SELAMI— Eski Dogu Almanya lopraklanndaki gençler arasında ırkçdık ve yabancı düşmanugı şaşırtıa bir hıria yayılıyor. Bu yeni dadaklar simdffik bu ül - kedeki siyahtan ve Vietnamhlan hedefliyoriar. Beriin'de Türklere yönelik tehditler artıyor. Bir grup neonazi, gösteri arasında Hitler selamı verirken. Bonn'daki TürkiyeAraştırmalarMerkezi, yabancüara saldırüara karşı kampanya haztrlıyor Almanya'daki Türkler çekingenTürkiye Araştırmalar Merkezi Başkam Dr. Faruk Şen, Almanya'da mültecilere karşı son zamanlarda artan saldırganlığın Türklere de kaydığını ileri sürerken, Türklerin konunun önemini henüz kavramadığını savunuyor. YONCA ÖZKAYA "Almanya'da >abancı duş- manlığı mültecilerden sonra Türklere karşı harekete dönüşü- yor". Merkezi Bonn'da olan Türkiye Araştırmalar Merkezi (Zentrum fur Turkeistudien) Başkam Prof. Dr. Faruk Şen, Alman gençlerinin Türklerle Çingeneleri tercih ettikleri ya- banalar listesinin sonuna koy- duğunu belirtirken son haftalar- da Almanya'da mültecüere kar- şı artan saldınlann öneminin Türkler tarafından yeterince an- lasılamadığını savundu. Prof. Şen, telefonla yaptığı- mız söyleşide Türklerin gerek birleşme öncesi gerek birleşme sonrası Almanya ekonomisine yaptıklan katkılan Alman ka- muoyuna duyurmaya çauştıkla- rını anlattı. Her gün ortalama 800-1100 kişinin vize için başMirduğu Al- man Büyükelçiliği ve Konsolos- luğu yetkilileri, Almanya'da ya- banalara karşı artan saldırgan- lık nedeniyle vize işlemlerinde herhangi bir değişikliğe gidüme- diğini açıkladüar. Almanya'nın eski baskenti Bonn'da çalışmalannı sürduren Türkiye Araştırmalar Merkezi, Almanya'da yasayan yabancüa- nn büyük bölümünü oluşturan Türklerin Doğu Almanlann iş- lerini ellerinden almadığım du- yurmaya çalışıyor. Prof. Faruk Şen, merkezin bu konudaki çalışmalannı üçe ayınyor. İlki, Türklerin Federal ve Demokratik Almanya'nın birleşmesinden sonra Doğu Al- manlann refahına katkı sağla- mak amacıyla oluşturulan "Da- yanışma FonıT'na (Solidaritak- tsfond) Türklerin yaptığı katkı- nın duyuruünasım kapsıyor. Türklerin ödediği miktar, fon- daki paranm yüzde 7.5'ine denk geürken Prof. Dr. Şen bu mik- tan "yıllık 450 milyon Alman Markı" olarak belirtiyor. Merkezin diğer bir amacı es- ki Demokratik Almanya top- raklannda bulunan Dresden ve Leipzig kentlerinde iki şube aç- mak. Türkiye Araştırmalar Merkezi, yabancüann yoğun ol- duğu bu kentlerde yabancılann toplumla ilişkilerini başlatmak ve geliştirmek üzere, federal hü- kümete bir rapor sunacak. Mer- kez, daha önce eski Federal al- manya toprakJannda kalan Ku- zey Ren-Westfalya eyaletinde "Yabancılara Çalışma Bölgeleri" (Regionale Arbeits- stelle für Auslaender) projesini gerçekleştirmişti. Doğuda da benzer çalışmalar hedefleniyor. Prof. Faruk Şen'in, değindi- ği üçüncü nokta, Almanya'da- ki Türklerin 1961-90 yıllan ara- sında ödenen işsizlik fonunun yüzde 8.5'ini karşılamış olmala- n. Aym dönem içerisinde Türk- lerin emekülik sigortasına yap- tıklan ödemelerin de bu mikta- ra eklenmesi gerekiyor. Prof. Şen, 1961 yıhndan bu yana ük emeklilik maaşımn, 1981'de malulen emekli olan bir işçiye bağlandığının, bunun dışında Türklere herhangi bir ödemenin olmadığının altım çiziyor. Prof. Faruk Şen, Almanya'- da mültecilere karşı saldırganh- ğm arttığı son bir iki hafta içe- risinde, kendi evine de "Sesini kesecegiz" şeklinde tehdit tele- fonlan edildiğinı kaydederken AUnanya'da yaşayan Türkler arasında bir kararsızhk ve çe- kingenliğin hâkim olduğunu da beUrtiyor. Şen, hükumetin Almanya topraklanndaki ya- bancı duşmanlığına gereken önemi vermediğini, Alman po- lisinin de Turkleri korumakta yetersiz kaldığıru savunuyor. jimınde yetişen Doğu Alman toplumu, ırkp düşüncelere karşı zaaf gösteriyor. Iktidar partile- rinin aylardır iç politikada gün- demin ilk konusu haline getir- diği 'Almanya Utkacüar tarafın- dan işgal ediliyor' tartışması da neonazilerin ekmeğine yağ sür- du. Siyasi mülteci Almanya'ya her yıl artan sa- yıda insan 'siyasi ggmmarı' ola- rak başvuruyor. Bilindiği gibi 1973'ten beri yabana işci alma- yan Almanya'ya gelip burada çauşmak yalnız 'işci aöesi' ya da 'siyasi miılteci' olarak müm- kün. Nitekim siyasi sığınmaa- lann birçoğu, ülkelerinde siya- si nedenlerle takibe uğradıklan- m kanıtlayamadıklan için sığın- ma hakkj alamıyor. Ancak siya- si sığınma davalan yülarca sü- rebiliyor. Afrika'dan, Asya'- dan, Doğu Avrupa'dan ve Türkiye'den de gelenler böyle- ce Almanya'da bir süre kacak çalışma şansı kazanıyor. Siyasi nedenlerden çok eko- nomik nedenlerle Almanya'ya gelenlerin sayısı her yıl 150-200 bin civannda. Bundan başka her yıl 350 bin kadar Alman asıliı, Doğu Avrupa'run çeşitli ülkelerinden Almanya'ya göç ediyor. Çekoslovakya'dan, Ro- manya'dan, SSCB'den gelen bu insanlar, 'Alman asıliı' olduk- larını kanıtladıklan anda oto- matikman Alman vatandaşhğı elde ediyor. Iktidardaki Hıristiyan Birlik Partileri CDU ve CSU, Alman anayasasının siyasi sığınma hak- kını guvence alan 16. maddesi- ni değıştırmek; tek bir yasayla multeci akınını kısıtlamak ama- anda. Iktidara ortak olan Hür Demokratlar (h'beraller) anaya- sa değişiklığine karşı çıkıyor. Sosyal Demokrat Parti SPD ve Yeşiller de iltica hakkına doku- nulmasına karşılar. Ama tüm partüer, iltica akınını sımrlamak gerektiği konusunda hemfikir. Kürtlere özel Jıalk önümuzdeki perşembe günü iktidar ve muhalefet partileri bir ^raya gelerek iltica konusunda yeni bir uzlaşma formülü araya- caklar. özel bir komisyonun ha- zırladığı rapora göre hükümet iltica akınını şöyle durdurmak istiyor: UNO MültecUer Komiseri, kilise temsücileri ve Uluslararası Af örgütü'nün tavsiyeleriyle 'si- yasi takibin olmadığı ülkelerin bir Kstesi' cıkanlacak. Turkiye'- nin de bu ülkeler arasında yer alması bekleniyor. Ancak 'bel- li halk gruplan istisna kabnl edi- lecek." Türkiye'de yasayan Kürtler de 'siyasi baskı altında' sayıla- rak iltica kapsamına alınacak. Siyasi takibin olmadığı ülkeler- den gelen mültecüer, o ülkede yine de baskıya maruz kaldığı- nı iddia ediyorsa, kendisinden bu iddiayı belgelerle kanıtlaması istenecek. Multeciye uzun tem- yiz davalanyla işlemleri uzatma hakkı verilmeyecek; tek bir tem- yiz hakkı tanınacak. Toplama kamplan Mülteciler, etrafı çitlerle, du- varlarla çevrili 'toplama kamplannda' banndınlacak. Serbest dolaşım ve çalışma hak- kı verilmeyecek. tltica davası so- nuçlanana değin devletten para yardımı yerine ayni yardım (yi- yecek, giyecek yardımı) alacak- lar. İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, bu önerilerine ek olarak üçüncü ülkelerden gelen mültecilerin derhal sınırdan ge- ri çevrilmesinı istiyor. örneğin Macaristan veya Çekoslovakya 'siyasi takip olmayan ülkeler' listesine ahndığında, Budapeşte uzerinden Almanya'ya gelen bir Turk 'Macaristan'a sıgmma şansı bulunduğu için' Alman- ya'ya kabul edÜmeyecek. İçişle- ri Bakam'mn bu önerisine Libe- raller ve Sosyal Demokratlar simdilik karşı akıvor. Elizabeth TaylorVlan sekiziııci kez w evet9 X M, Elizabeth Taylor 8. evliligini Larry Fortensky ile geçen pazar gtinii ymptı. Kültür Servisi — Ünlü Ame- rikalı sinema sanatçısı EBzabeth Taylor, sekizinci kez "evet" de- di... Kendisinden 20 yaş küçük inşaat işçisi Larry Fortensky ile sekizinci evliligini yapmadan önce "Ben evlilik için yarabhnışım" diyen Elizabeth Taylor, sekizinci damadın bu- güne dek gördüğü "en duyarlı" erkek olduğunu söyledi. 59 yaşındaki Liz Taylor ile 39 yaşındaki Larry Fortensky, Ca- lifomia'da, ünlü şarkıa Mkhad Jackson'a ait olduğu belirtilen Neverland VaUey'de önceki gün evlendiler. Düğün törenlerine 200 kadar konuk katıldı. Bun- lann arasında sinema ve sosye- te dünyasının ünlü isimleri de vardı; Liza Minelli, Gregory Peck ve Eddk Murphy gibi... New York'un yerel gazetele- rinin birinde, bir dedikodu ya- zanmn sütununda yayımlanan bir söyleşide Liz Taylor, ölme- den önce evliliği bir kez daha denemek istediğini söylemişti. Yeni kocası Larry Fortensky de Taylor'a göre en uygun kişiydi, çünkü "Hayaünda gördüfü en şeker erkekti..." Larry For- tensky ile üç yıl önce uyustu- rucu ve alkol tedavisi gördüğü Betty Ford Centre'da tanışan Liz Taylor, kocasının hastalığı süresinde kendisini sürekli ziya- ret ettiğini ve böylece arkadaş olduklannı söyledi. Fortensky'nin Liz Taylor ile parası için evlendiği yolundaki dedikodulan yalanlayan Liz Taylor, "O çok iyi bir insan, gercek bir erkek. Benimle pa- ram için evlenmedi. Aynca za- ten kendi yapbgı işe devam edecek" dedi. Dalyan'a Alman destegi • ANKARA (ANKA) — Turkiye ile Almanya, Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bolgesi'nin korunması amaayla işbirliği yapacaklar. Türkiye ile Federal Almanya arasında yapüan çevre ve doğanın korunması konulu proje anlaşması, Bakanlar Kurulu'nda onaylanarak Resmi Gazete*de yayımlandı. Proje çerçevesinde Köyceğiz- Dalyan özel Çevre Koruma Bölgesi için Almanya toplam 1.5 milyon marklık finansman desteği sağlayacak. Aynca Alman uzmanlar Türkiye'de görevlendirilirken, Turk uzmanlar yurtdışında eğitilecek. Kulak-bıırun- bogaz kongresi • ANTALYA (AA) — Ulusal Otorinolarengoloji (KBB) Derneği Başkanı, Hacettepc Üniversitesi İip Fakültesi KBB Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Sunar, mevcut politik, sosyal ve kültürel problemler içinde sağlık örgütlenmesine radikal çözüm umudunun, simdilik ufukta gözükmediğini söyledi. Prof. Dr. Sunar, Side'de düzenlenen "21. Ulusal Kulak-Bumn-Boğaz Kongresi"nin açüışında yaptığı konuşmada, ABD ve lngiltere'deki örnekleri gibi, Türkiye'de vakit geçirilmeden "Ulusal tıp ve Cerrahi Akademileri" kurulması gerektiğini büdirdi. Kongreye, hastanelerden, tıp fakültelerinden ve serbest çalışan 450 dolaymda KBB hekimi katıhyor. 350 bildirinin sunulacağı kongrede, gırtlak kanseri, burun alerjileri ve kulak hastaüklan üzerine uç de panel düzenlenecek. Kolesterol gencin de sorunu • tZMİR (AA) — Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi diyet uzmanlanndan Süheyla Mutlu, geçmişte genellikle 40 yaşm üzerindeki kişilerde görülen kolesterol sorununun günümüzde genç insanlan da tehdit ettiğini söyledi. Mutlu, 30 yaşmdan sonra vücut metabolizmasımn yavaşladığını belirterek, • özellikle 40 yaşmdan sonra çok enerjili besinlerde sınırlama yapılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "30 yaşm üzerindeki kişüer, et ihtiyaçlannı karşılamak için günde en fazla 90 gram et '3 köfte* yemelidirler. Bol miktarda sebze ve meyve yiyerek doğal vitamin almalı, özellikle süt ve süt urünlerini tercih etmelidirler. Kadmlarda, kemiklerden kalsiyum çekilmesi ortaya çıktığı için, günde 500 gram süt veya yoğurt yenmesi gerekir. Ancak, fazla alınan kalsiyum, kemiklerde aşın sertleşmeye yol acacağından yarardan çok zarar getirir!' 2 onur ödülü • IZMtR (AA) — Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkam Prof. Dr. Tahsin Güneş'e, Sovyetler Birliği ve Azerbaycan Dermatoloji dernekleri tarafından iki 'onur ödülü' verildi. Prof. Güneş, yaptığı açıklamada, 23-29 eylül tarihleri arasında Kazakistan'm baskenti Alma Ata'da gerçekleştirilen 'Sovyetler Birliği Dermatoloji Kongresi'nde TürİciyeVi temsil ettiğini belirtti. Nemrut'a alternatif • GAZtANTEP — lslahiye Uçesindeki Yesemek açık hava heykel atölyesinden çıkarüan heykel taslağı sayısı 320'yi buldu. Yetküiler Yesemek'in yapılacak düzenlemeden sonra Nemnıt'a alternatif olabileceğini bildirdiler. Dunyanın ük açık hava heykel atölyesi olduğu saptanan Gazıantep'in lslahiye yakınlanndaki Yesemek bölgesinde 32 yıl aradan sonra gerçekleştirilen kazüarda 320 heykel taslağı toprak yüzeyine çıkarıldı. Gelecek yıl yapılacak kanlarda 190 heykeün daha çıkarılmasının beklendiği vurgulandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle