Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKİM 1991 HABERLER CUMHURtYET/3
•ı'w:fivı Arabesk düşmanıMeclis kütüphanesinde yapacağı
çalışmanın hayli zaman alacağını
söyleyen Prof. Toskay, "Özel
radyo ve televizyon gündeme
geldiğinde konu hakkında hayli
birikimi olan bir kişi olarak
yaranm dokunur. Tabii çevreye
de hayli duyarhlığım var" diyor.
GÜNDÜZ ÎMŞİR
İstanbul Üniversitesi'nde
öğretim üyeliği, özel Çevre
Koruma Bölge Başkanhğı,
Başbakan Başmüşavirliği,
TRT ve Magic Box Genel
müdürlüklerinden soura poiitika. Tabii bu
arada bürokratik yaşamda geçen dopdolu 29
yüdan sonra gelen emeklilik. Şimdi ise
Türkiye'nin geleceği için "Tek akılcı
alternatif" olarak değerlendirdiği ANAP'tan
İstanbul Milletvekilligi.
Bütün bu sayılanlar bir araya geldiğinde
ortaya Prof. Tunca Toskay çıkıyor.
Prof. Tunca Toskay'la TRT Genel
MUdurluğü sırasında 400 arkadaşını daha ev
sahibi yaptığı Etiler'deki kooperatif evinde
sohbet ediyoruz. Hayli sade, ancak zevkli
döşenmiş ev ilk bakışta ber an toparlanıp,
bir yere taşınabüeceği duygusunu veriyor
insana. Toskay'a bu düşüncemizi
söylediğinuzde ise "Haksız saydmazsınız"
diyor ve ekliyor. "1980 sonrasını surekli ev
değiştirmelerle geçirdik. Biz buna Toskay
ailesinin göç ydlan diyoruz. Atna bu yıllarda
en çok zorlanan da bütün egitimini farklı
ülke ve sehirlerde geçiren 18 yaşındaki kızun
Çiğdem oldu. Düşünün bir kere; baba
Almanya'da görevli, kızım ilkokula bu
âlkede başlıyor. Daha sonra yeniden
Istanbul'a dönüş, okol burada sıirüyor.
Daha sonra yine Ankara ve son kez tekrar
Istanbol. Ama artık bu evde kesinlikle
kararhyız, taşınmayacağız diyoruz."
Toskay'ın hayaunda en önemli yeri tutan
sözcük 'vefa." "Neden vefa" diye
soruyonız. AJdığımız yanıt hayli sıcak ve
sevecen. "Çünkü vefasızlıktan hiç
hoşlanmam. Birisiyle yola çıknuşsam
keslnlikle yan yolda bırakmam.
Taşınamayacak yüku dahi olsa, beraber
taşınm. Sakin bir insan
PROF. TOSKAY, ERTAN HANIM VE GÜMÜŞ — "Vefa ve sevgiııin gerçek değerini tnrMngu
ender kişi". Prof. Tunca Toskay, esi Ertan Hanıra'ı bu sözciklerle tanıüyor. Toskaytann 18 ya-
şındaki kızlan Çiğdem ise babasuun gdrev yeri degiştirmesinden ötüıü "göç yorguna. ' Toskay-
lar, son zamanlarda "Gümüş" adını verdikleri kedileri Ue ugraştıklannı söylnyortar.
olmadığımı söyleyebilirim. Yaş ve tecrabe
insana belirli bir disiplin kazandınyor. Ama
en böyük prensibim- ki bnndan hiç taviz
vermetn- insan sevgisi. Ben insanı bem sever
bem güvenirim. Hiçbir insana önyargıyla
yaklaşmadığun için insaniar da beni zamanla
sevdiler. Yöneticilik yıllanmda hep bu
kişiliğinıin yanınnı gördüm."
Prof. Tunca Toskay sohbetinde hayli ciddi.
Kurduğu uzun cttmlelerin hemen hemen
hepsi bugüne kadar yaşam pratiğinden
çıkmış felsefı boyuru yttksek, anlamlı
cümleler. Toskay politikaya girişini ise şu
cümlelerle dile geüriyor: "Üniversitede
hocalık yaptım. Mesleğim olan iktisata
hayranım. Ankara'da çeşitli bürokratik
görevlerde bulundum. Özel sektör
deneyimim oldn. Ve emeklilik geldi çatb.
Şimdi ise poiitika var gündemimde. Bir de
ikinci bir iş olarak aynı zamanda doçentlik
tezim de olan turizra sektörü için ciddi
girişimler içindeyim. Bunu da kâr ve risk
olayını üstümde hissederek yapmak istedigim
için gerçekleştiriyonım. Bir ay içinde
konnyla Ugili kesin sonuç alacağız.
Türkiye'deki fınansman grubuna yük
ohnadan, kendi göbeğimizi kendimiz
kesmeye kararüyız. Tek sennayemiz de
buiikte ise girdiğimiz arkadaşlanmm ve
benim tecrübe, birikim ve çevrelerimiz.
Arbk klasik bir hocalık yapamayacağımı
düşünmeye başladım. Kimseye herhangi bir
eleştiri getirmiyorum. Ama YÖK öncesi
öğrencilerim ve öğretim görevlisi
arkadaşlanmla gerçekleştirdiğim ber türlü
sohbet, tartışma olayının artık
gerçekleşemeyeceğinin bilincine vardun. O
dönemdeki öğretim görevüsi arkadaşlarun
dahi çok değişti. YOK'le biriikte derse girip,
çaatasını açan, dersini veren daha sonra
sınav yapıp sınav kâğıtlannı okuyan ve bir
devlet memuru gibi çalışıp evlerine dönmeye
başladılar. Benim gönlümdeki üniversite bu
değil asla da olmayacak."
Toskay'ın iş ve evlilik hayatında kendisini
hep sırtlayan, hep destek veren meslek
arkadaşı ve eşi Ertan Hanım'ın değeri çok
büyük. Toskay eşini tanıırJarken "Vefa ve
sevginin" gerçek değerini bulduğu ender kişi
sıfatını kullanıyor. Ertan Hanım bu
sıfatlardan hayli duygulanmış olacak, Tunca
Toskay'a teşekkür ediyor ve sonrası sımsıcak
bir bakışma, kelimelerden çok daha anlamlı.
Turk sanat müziği de dahil olmak üzere
müziğin her çeşidini büyük bir zevlde
dinledigini belinen Toskay, "Ancak ilkel
arabesk dışında. Çünkü bu müzik bana
katlanüamayacak kadar ucnz geliyor" diye
eklemeyi de ihmal etmiyor.
"Poiitika tamam, peki neden ANAP"
sorumuzu ise Tunca Toskay şöyle yanıthyor:
"Türkiye'de en rasyonel politikalan üreten,
en çagdaş parti ANAP. Türkiye'nin
gelecekteki hedeflerini görmek açısından,
diğer partiler ANAP'ın çok gerisinde
kalıyor. Seçim sonuçlan da bunu avnen
veriyor. Çünkü bizler ülkenin rolativ
(göreceii) kısmından oy aldık. ANAP
dinamik ve çagdaş parti olduğu için de
felsefe ve uygulamalarıyla ileriye en dönük
parti. Bu seçimden bana göre ANAP
gnçlenerek çıkmıştır. Parti deıiendi,
toparlandı disiplinii ve bütünleşmiş bir
biçimde çıktı. Parti genel başkanımız Mesut
Ydmaz'ın da belirttiği gibi bizler Meclis'te
sıra kapaklanna vurarak muhakfet değil,
yapıcı, birieştirici, millete yarar getirecek
üslupU bir muhalefet oluşturmak istiyoruz."
Toskay ailesinin evindeki 2.5 ayhk
"Gümüs" adh kırçüh kedi Ertan Hanım'ın
kucağına atıhyor. Toskay, "Bizim yeni
ağraşlanmızdan biri de bu kedi" diyor ve
Meclis'te yapmayı planladığı konular
hakkında şu ana başlıklan sırahyor.
"Meclis'in tek temsilcisi ben olmadığun için
konnya ütopisl bir görüşle yaklaşnuyornm.
Üzerinde hayli çalıştığım, ilgimi çeken
konular var. Ama her şeyden önce meclis
kütüphanesinde yapacağım çalışmanın hayli
zaman alacağını biliyorum. Politikada çok
yeniyim. Devletin butun problemleriyle
yakından ilgilenip uyarı gorevini başanyla
yerine getirmeye çalısacağım. Özel radyo ve
televizyon gündeme geldiğinde konu
hakkında hayli birikimi olan bir kişi olarak
hayli yaranm dokunur zannediyorum. Tabii
bir de benim çevreye karşı hayli büyuk bir
duyarultgun var."
haramiler'kurbanı1987 seçimlerinde parti üst yönetimine 'Kırk haramiler'
dediği için bir yıl ihraç edilen, "cezası dolunca"
yılmadan mücadele eden, Erdal İnönü'nün seçim
bölgesinden kontenjan adayı gösterilen Rıfat Serdaroğlu
şimdi Meclis'te.
TÜREY KÖSE
tZMİR — 1987
seçimlerinde liste
başlanna "tzmir'le Ogisi
olmayan" kişileri koyan
parti üst yönetimine "40
haramüer" dediği için bir yıl partiden
ihraç edilen, "cezası dolunca" yılmadan
mücadelesini sürdüren Bergama eski
Belediye Başkanı Rıfat Serdaroğlu
şimdi DYP Izmir milletvekili.
Serdaroğlu bu başansını önce "sabırla,
küsmeden çalışmasına", sonra da DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit'e borçlu
olduğunu söylüyor. Serdaroğlu, "Ecevit,
sagolsun, beni 197Tde belediye başkanı
yaptı, şimdi de mil)ervekili"diyor.
"Nasıl" sorumuza ise şu karşıbğı
veriyor:
1977 seçimleri çok zor seçimlerdi. Ben
AP'nin Bergama Belediye Başkan
adayıydım. Parti içinde küskünlükler
vardı, bana karşı olanlar vardı. Bir gün
Ecevit geldi, miting yaptı. Sol kollar
havaya kalktı, "devrimci adayımızı
destekkyin" dedi. Ondan sonra bütün
küskünler, korkanlar beni destekledi.
Belediye başkanı seçildim. Bu
seçimlerde de DSP'nin bana yardımı
oldu, oylara bakılırsa bu anlaşılıyor.
Rıfat Serdaroglu'nun seçimlerdeki
başansı "imkânsızı başannak" olarak
değerlendiriliyor. Parti üst yönetimince
SHP Genel Başkanı Erdal inönü'nün
seçim bölgesi olan ikinci bölgede,
Ustelik kontenjan adayı gösterilen
Serdaroğlu'na kimse şans tanımıyordu.
Kendisınin "tercih oylanyla birinci
sıraya yükselmesinin önlenraesi" için
kontenjan adayı gösterildiği
belirtilirken, o "kusmedi", özellikle
Bakırçay havzasmda etkili bir calışma
yürüttü. Partisi bu bölgede birinci
olurken, kendisi de milletvekili seçildi.
Serdaroğlu bugün kendisine
milletvekilliği sıfatını kazandıran siyasal
geçmişini şöyle özetliyor:
"1973 seçimlerine bağımsız Bergama
Belediye Başkan adayı olarak katıldım.
Beni AP'ye almamışiardı, yaşım da
24'tü, bir yaş büyûttüm, i>i oy
almıştım. Sonra 1977 seçimlerinde AP
belediye başkan adayı oldum. 1980'e
kadar belediye başkanlığı yaptım. 12
Eylül'den sonra DYP'de çahştım. 1985'te
il başkanı oldum. 1987 seçimlerinde
adaylara tepkiler oldu, kurban lazımdı.
Bizi ihraç eltDer. Yılmadım çalışum. Bu
seçimlerde de Türkiye'nin en zor
bölgesinin kontenjanına koydular. Biri
gitsin Rize'den, Isparta'dan seçim alsın,
çok zordur. Küsmedim, çalıştım.
Partiye, lidere küslük olmaz."
Iktisadi ldari Bilimler Yuksek Okulu
mezunu olan Rıfat Serdaroğlu evli ve
iki çocuk sahibi. Politikacı bir aileden
geliyor. Babası DP eski
milletvekiUerinden Kemal Serdaroğlu.
Rıfat Serdaroğlu kendisınin politikaya
başladığı günlere göre bugün
politikacımn saygınhğmın kalmadığını,
"köşe dönen, üç kâğıtçı" politikacı
kanısmın yerleştiğini söylüyor. Meclis'te
bu imajı değiştirmek için uğraşacak ve
elbette üreticinin sorunlarma yakından
eğilecek. Bir de "Sırf çocuklarla
Ugilenecek, sokaklardaki kimsesiz
çocuklan toplayıp döven değil, özel ilgi
gösteren bir çocuk poiisi uygulamasının
başlatılması" için çaba harcayacak.
Serdaroğlu partisinin büyük kent
açmazını da aştığı kanısında, "Arbk
şalvan çıkanp pantolon giymenin
zamanı" geldi diyor ve Izmir'de
aldıkları sonuç göz önüne alındığında
ilk yerel seçimlerde belediye başkamnın
da kendi partilerinden olacağına
inandığmı sözlerine ekliyor.
'KÜSLÜK OLMAZ' — Rıfat Serdaroğlu 1987 seçimkrinde kur-
ban lazundı, bizi ihraç ettüer. Küsmedim, yılmadım ylı^ım. Par-
tiye, lidere küslük oimaz' diyor. (Fotoğraf: CUMHURTYET)
ÖGRENMEKTEN EVLENEMEDİM' — DYP'den Tekirdağ
Milletvekili seçüen Fethiye Özver'in Fransa'da, iş kadınlanna
yönelik bir danışmanhk şirketi var. Örver, "Çalışmaktan ve
öğrenmekten evlenemedim, belki yaşlanınca ol»r" diyor.
OZVER Geldi
kazandıNAİM ÖRÜ
TEKİRDAĞ
— DYP'nin 20
Ekim seçimle-
rinde seçihneyi
başaran iki ka-
dın rrulletvekilinden biri Fethi-
ye Özver. 12 yıldır yaşadığı
Fransa'dan aday olma kararıy-
la 1 eylül günü Türkiye'ye ge-
liyor ve milletvekili seçilmeyi
başanyor.
39 yaşındaki Fethiye özver'le
Tekirdağ DYP il merkezinde
konuşuyoruz. İstanbul Üniver-
sitesi Iktisat Fakültesi'nden
mezun olduktan sonra dil öğ-
renmek için tngiltere'ye gittiği-
ni söylüyor Fethiye Ozver.
Bundan sonrasını şöyle anlatı-
y o T
L
"İki yıl Cambridge ve Lond-
ra'da kalarak tngilizce ogren-
dim. 2. yılın sonunda Camb-
ridge'den sertifıkamı aldım.
Daha sonra ABD'ye gittim.
Burada gençlik eğitimi uzeri-
ne 6 a> sure>le çaiıştun. Bunun
ardından Marsiiya Üniversite-
si'ne geçtim ve bit >d Fransız-
ca öğrenim yaptım. Bir yıl so-
nunda da Paris'e gittim. Sor-
bonne 10. Üniversitesi'nde
Uluslararası Poliük ve Ekono-
mik tlişkiler konusunda yük-
sek lisans yaptım. lspanyolca
da öğrenmek istiyordum.
Madrid'e geçerek burada
lspanyolca çalıştım."
On parmağında neredeyse
kırk marifeti var diyeceğimiz
Fethiye özver, daha sonra ye-
niden Paris'e dönmüş ve bu kez
Sorbonne 7. Universite'de Is-
lam dünyasıyla Ugili yüksek li-
sans öğrenimi görmüş. Bu ara-
da Uzakdoğu'da ırk aynmı ve
Afrika'da Muslümanların du-
rumunu da incelemiş. Sonun-
da bu iş de bitmiş. Derken Al-
manca öğrenmeyi kafasına
koymuş ve Münih Üniversite-
si'nde Almanca öğrenimi yap-
mış. Sonunda da Paris'te yer-
leşme karan almış.
Fethiye özver'e dil öğrenmek-
ten başka merakı olup olma'
dığını soruyonız:
"Gazetecilik çok Bgımi çeki-
yor. Birçok film festivalinde
gazeteci olarak çalıştım. tkti-
sat dergisinin ekim sayısında
bir vazım yayımlandı. Gelecek
ay da Milliyet gazetesinde
Cannes Film Festivali'yle Ugi-
li bir yazım çıkacak."
Politikaya atümak nereden
aklınıza geldi, diye soruyonız.
Yanıtı şöyle oluyor:
"Babam 46 Demokratıdır.
AP döneminde, Malkara AP
tlçe Başkanı'ydL Hâlâ politi-
kaya ilgi duyar. 1989 yerel se-
çimlerinde DYP Malkara Be-
lediye Başkanlığı'nda çok ba-
şanlı bir sonuç alınca aikce
oturduk ve benim DYP'den ilk
seçimde aday olmam karannı
aldık. Zaten kardeşim de Mal-
kara DYP bçe Başkanı. Bir de
şu var; şu kadar yd yurtdışın-
da yaşıyorsunuz, ne seçme ne
seçilme hakkmız var. Belii bir
birikiminiz ohnuşsa arbk bu-
nu kendi ülkeniz insanı için
kullanmalısunz."
Kendisine kardeşinin bir ara
ANAP üyesi olduğunu hatır-
latıyoruz. Diyor ki:
"Evet. Bir yıl kadar ANAP
içinde kaldı, ama dayanamaya-
rak aynldı."
Fethiye özver, ardından
şunları ekliyor:
"Tekirdag'da üçüncü sıra-
daydun. Fransa'dan seçilece-
ğim bissiyle gelmiştim. Yanıl-
mamışun."
Fethiye özver'e bunun ar-
dından Paris'te ne iş yaptığını
soruyonız. Bize gayet Uginç bir
danışmanhk şirketi sahibi ol-
duğunu şu cüfhlelerle an-
latıyor:
"Fransız Kadın Bakanlığı-
oın çerçevesinde iş kadınlanna
yönelik bir danışmanhk şirke-
ti bu. Fransa'daki şirketlere
bankalarda ve devlet dairele-
rinde gereken her turlu hizmeti
veriyor. Noter hizmeti de bu-
na dahil. tşimi şimdilik kız
kardeşime bırakıp gelmek zo-
runda kaldım. Bakalım bun-
dan sonrası ne gösterecek?"
özver, gençlik, kadın ve kül-
türel konularla dış ulkelerde-
ki Türklerin sorunlanyla ilgi-
lenmek istiyor. "Her türlü gö-
reve talibim" diyor. Partisi RP
<ile koalisyon yaparsa buna
kârşı olduğunu söylüyor.
özver hiç evlendi mi?
"Çalışmaktan ve öğrenmek-
ten şimdiye kadar hiç evlenme-
dim. Şu dunımda da bir evli-
lik mümkün göninmüyor. O iş
belki yaşlanınca olur artık."
SEÇKINER IHer şey spor içinYücel Seçkiner:
"Meclis'te gençliğin ve
sporcunun sesi olacağım.
Göreceksiniz, Meclis'te er.
çok spor konuşulacak"
AVŞE SAY1N
ANKARA
— ANAP An-
kara 1. Bölge
Milletvekili
Yücel Seçki-
ner'in seçim öncesinde "seçim
bürosu" olarak kullandığı Cin-
nah Caddesi'ndeki apartman
katı, tebriğe geknlerle dolup ta-
şıyor. Dairenin içi hemen he-
men ikiye bölünmüş. Bir yan-
da Seçkiner ve Mesut Yılmaz-
ın posterleri, diğer yanda Seç-
kiner'in spor alanında verdiği
hizmetlerden dolayı aldığı pla-
ketler, salonun duvarlannı süs-
lüyor. Işıklandırılmış bir pano-
da da Seçkiner'in bir spor kar-
şılaşmasım izlerken çekilmiş fo-
toğrafı.
Kara Harp Okulu kökenh
Seçkiner, 35 kez milli atlet, ant-
renör, Beden Terbiyesi Genel
Müdürü, Spor-Toto Teşkilatı
Genel Müdürü, son olarak da
Kredi ve Yurtlar Kunımu Genel
Müdürü olarak yürüttüğü
*|sportir' mücadelesini, Mec-
lis'te devam ettireceğini söylü-
yor. "TBMM'de gençlerin ve
sporcunun sesi" olacağım söy-
leyen Seçkiner, "İlk olarak
Meclis'te bir spor birliği kura-
cağun. Sporu, partiler üstü hale
getirmeye cahşacağım" diyor.
"Uzun spor yaşamından son-
ra politikaya nasıl bulaşbnız"
sorusunu Seçkiner, "1983'ten
bu yana teklif ahyordum, her
SEÇKİNER — MecUste bn dönem en çok spor konnşulacak.
partiden gekU teklifter. Öncekri
erken diye düşünüyordum, ama
arbk bürokrasinin aşamayaca-
gı şeyleri Meclis'te aşahrt diye
dnşündüm" sözleriyle yanıtlı-
yor. TBMM'ye Uk kez bu dö-
nem 21 spor kökenli milletve-
kilinin girdiğine de değinen
Seçkiner, diğer partilerle spor
konusunda aynı görüşleri pay-
laştıklannı belirterek şu görüş-
lere yer veriyor:
"Meclis'te sportif mücadele
vereceğiz. Meclis açıldıktan
sonra diğer partili arkadaşlara
çağn yapacağım. Toplanıp bir-
liği kurahm, herkes göriişlerini
söylesin. Hükümet olan arka-
daşımıza biz bu görüşlerimizi
bildirelim. Olimpiyatların
20001i yıllarda Türkiye'de yu-
pılması gibi, askerliğin kısaltıl-
ması, seçmen yaşının 18'e indi-
rilmesi, yurt sorununun acilen
çözülmesi gibi."
Meclis'te 'libero" oynamayı
yeğleyen Seçkiner, "muhalefet
partisi" olmasımn kendisi için
sorun olmadığını belirtiyor.
"SHP'den tbrahim Tez, Müm-
taz Soysal, DYP'den Tınaz Ti-
tiz ve Dursun Yangın'a telefon
ettim. Biz birteşeo'm, hep bera-
ber gidelim diye. Arbk çag at-
layan bir Türkiye'de bunlann
yapılması lazım. Ben ANAP
milletvekili seçildim, ama Çan-
kaya bölgesinin mflktvekiliyim,
bu birliği bem Çankaya'da bem
Meclis'te sağlayacağım" diyen
Seçkiner, "Çünkü milletvekilli-
ği, partiler, iktidariar gelip ge-
çici, kalıcı olan hizmettir" gö-
rüşune yer veriyor.
Seçkiner'in önerileri arasın-
da TBMM'de "spor muhabir-
leri bürosu" kurmak, yabancı
Ulkelerde "spor ataşeUği" açıl-
masını sağlamak, üniversite ve
spor federasyonlanna özerklik
tanınması, spor hizmetleri sını-
fınm kuruknası, sporculann
ekonomik ve sosyal güvenceye
kavuştunüması, TV'de spor da-
iresi başkanlığı ve spor kanalı
kurulması buhınuyor. DYP'nin
programında "Gençlik ve Spor
Bakanlığı" bulunduğunu belir-
ten Seçkiner, "Bu çok güzel bir
girişim" diyor. Gazetecilere,
"Şimdiye degin olmayan haber-
leri Medis'ten alacaksuuz" me-
sajını veren Seçkiner, "Göre-
ceksiniz, Meclis'te en çok konu-
şulan konu spor olacak, eski-
den bir bakandan haber alıyor-
dunuz, artık 21 Idşiden alacak-
sınız" diye konuşuyor.
Koaüsyon yönetimine de "sı-
cak bakan" Seçkiner, "Koalis-
yondan korkulmamalı, kont-
rollü bir devlet idaresi
olacakür" göruşünü dile geti-
riyor. "Demokrasi adına en çok
yapmak istediginiz olay nedir"
sorusunu, "Sporda demokrasi-
yi getirmek" diye yamtlayan
Seçkiner, şu görüşleri savunu-
yor:
"Yapıa tenkitlerle diğer par-
tili arkadaşlanmıza yardımcı
olacağız. Bugün ekonomi ko-
nusunda Hikmet Çetin'e,
DYP'den Tansn Çiller'e,
ANAP'Un Işın Çelebi'ye soru
sorsanız, farklı farklı görüşle-
ri söylerler. Ama spor konusun-
da bir Fikret Ünlfl, bir Refaed-
din Şahin aynı şeyleri söyleye-
cektir. Bugün Amerika-Çin ya-
kınlaşması basketbol maçıyla
olmnştur. D»ş poiitika konu-
sunda Yunanistan Ue diyalog
kurulamıyor, ama sporculan-
mız kol kola geziyor."
TESEKKUR5
370 Yapı Kredili üyemizin topluca ve haksız yere işten çıkarılmalanm protesto etmek ve
kamuoyuna duyurmak üzere Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürlüğü önünde 25 Ekim
Cuma günü saat 12.30'da düzenlediğimiz Basın Toplantısı'na katılan,
Türk-îş Konfederasyonu Başkanı
Sayın ŞEVKET YBLMAZ'a,
Uluslararası üst kuruluşumuz FIET Genel Sekreter Yardımcısı
Mr. NICHOLAS BECK'e,
Sendikamız merkez ve şube organlannda görevli yöneticilerimize
ve sendikacı meslektaşlarımıza, • .
örgütlü olduğumuz işletmelerden,
ARAP TÜRK BANKASI - BANCO DI ROMA - BANKALAR ARAŞŞ TAKAS
ODASI - BANK MELLAT - DENİZCİLİK BANKASI - EGEBANK - EŞKİŞEHİR
BANKASI - HOLLANTŞE BANK - PAMUKBANK - ŞEKERBANK - tÜRKİYE
BANKALAR BİRLtĞl - TÜRK DIŞ TİCARET BANKASI - TÜRKİYE tŞ BANKASI
- YAPI VE KREDİ BANKASI - ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ -
ANADOLU HAYAT SİGORTA - ANKARA ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ -
BAŞAK SİGORTA - GÜNEŞ SİGORTA - İNAN SİGORTA - İTTİHAD-I MİLLİ -
MİLLİ REASÜRANS - ŞARK SİGORTA ve ŞEKER SİGORTA'dan katılan,
tüm temsilci ve üyelerimize,
sendikamıza verdikleri dayanışmadan dolayı gönülden teşekkür ederiz.
Basisen Sendikası, işçi hak ve özgürlüklerinin ve iş güvencesinin sağlanması yolunda
bundan sonra da haklı mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.
BASÎSEN SENDİKASI ADINA
GENEL BAŞKAN
METtN TİRY4KİOGLU