22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 EKİM 1991 Terörle Müeadele Yasası Yargı ve Güçler AynhgL 12 Eylül'ün uzantısı olan ANAPiktidan, bir yandan işkenceye karşı olduğunu ilan ederken öte yandan getirdiği Terörle Müeadele Yasası ile işkence sanığı emniyet memurlarım koruyan yasal düzenlemeler yapmıştır. HALİT ÇELENK Hukukçu Secimi kaybeden ANAP iktidan, bir yandan "Biz Türkiye'ye demokrasiyi getirdik, Ceza Yasası'nın 140, 141, 142, 163. maddelerini kaldırarak düşünce özgürlüğünü gerçekleştir- dik" sözleriyle kendini ülkeye ve dünyaya de- mokrasi havarisi olarak tanıtma çabasına gi- ,'rerken öte yandan 141 -142. maddeleri daha da ağırlaştırarak Terörle Müeadele Yasası'nın 7-8. maddelerine yerleştirrniştir. Yine 12 Ey- lül'ün uzanüsı olan ANAP iktidan, bir yandan işkenceye karşı olduğunu ilan ederken öte yan- dan getirdiği Terörle Müeadele Yasası ile iş- kence sanığı emniyet memurlannı koruyan ya- sal düzenlemeler yapmıştır. Biz burada bu koruma hükümleririden birisi üzerinde durmak istiyoruz. Sorunnedir? Terörle Müeadele Yasası'nın 15son. mad- desi, işkence suçu işleyen devlet memurlan hakkında "Memunn Muhakematı Hakkında Kanun" hükümlerinin uygulanacağı hükmünü getirmiştir. Yani bu maddeye göre, bir vatan- daşa işkence yapan emniyet görevlisi hakkında c. savcılığı soruştunna açamayacak, işkence olayını illerde il idare kurulu, ilçelerde ilçe idare kurulu ele alacak ve soruşturacaktır! Bu kurul- lar. "lüzumu muhakeme karan" (yargılanma) verirlerse konu c. savcılığı kanalı iJe yargı or- ganma götürülecek, "men'i muhakeme" (yargı- lanmama) karan verirlerse işkenceci memur yargüanmayacaktır. Sıddık Bilgin adındaki vatandaşın 4 asker ve bir sivil kişi tarafından işkence ile öldürülmesi nedeniyle açılan dayada ve yine lmdat Halis adındaki vatandaşa işkence yaptıklan ileri sü- rülerek bir başkomiser ve ıki polis memuru hakkında açılan davada c. savcısı tarafından, Terörle Müeadele Yasası'nın 15/son. madde- sinin uygulanması ve davanın durdurulması. dava dosyasının il idare kuruluna gönderilmesi istenilmiştir. Bu iki olay uygulamamn anı- msadığımız iki örneğini oluşturmaktadır. , Gerek Terörle Müeadele Yasası'nın 15/son. maddesi ve gerekse bu maddenin gönderme yaptıgı "Memurin Muhakematı Hakkında Kanun" (memurlann yargılanması yasası) anayasanın yargı, güçler aynlığı ve eşitliMke- lerine aykın düşmektedir. Anayasaya aykınlıklar Yürürlükte bulunan anayasa. 7,8 ve 9. mad- deleriyle "güçler aynlığı" Ukesini kabul etmiş, yasama, yürütme ve yargının görev ve işlevle- rini birbirinden ayırmış ve ayn ayn organlara vermiştir. Bilindiği gibi güçler aynlığı ilkesi, ya- sama, yürütme ve yargı erklerinin tek elde top- lanmasının sakıncalannı ortadan kaldırmak için kabul edilmiş bir ilkedir. Geçmiş dönemler- de hûkümdann, padişahın ya da imparatorun, hem yasa koyması, bu yasalan uygulaması ve hem de yargılama yapması (kendisi ya da onun adına bir başkası), insan haklan, savunma hakkı ve kişi güvenliği açılanndan haksızlıklar doğurmuş, keyfı bir yönetime yol acmıştır. Böyle bir keyfı yönetime karşı kamu hukuku alanında verilen mücadeleler sonunda bu yetki ve işlevlerin tek elde toplanması yerine ayn ayn kurumlara ya da organlara verilmesi yoluna gi- dilmiştir. Yasa yapma yetkisi yasama organı- na, yasalan uygulama görevi yürütme organına ve yargı işlevi de bagunsız mahkemelere veril- miştir. Terörle Müeadele Yasası'nın, işkence yapan emniyet görevlilerinın yargılanmalannı, Me- murin Muhakematı Hakkında Kanun'a gön- derme yaparak il ve ilçe idare kurullannın bu konuda karar vermeleri koşuluna bağlayan 15/ son. maddesi böylece anayasanın güçler aynlığı ilkesini düzenleyen 7, 8. ve 9. maddelerine ters düşmektedir. Anayasa, 9. maddesiyle yargı yetkisini ba- gunsız mahkemelere tanımıştır. Bu temel ya- sanm 138. maddesine göre, "Hakimler görevle- rinde bağunsızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlaerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasın- da mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkin- de bulunamaz." Kuşkusuz, hakimler ve c. savcılan hukuk eğitimi görmüş kişilerdir. Anayasa, "'Hakimler ve Savcüar Yüksek Kurulu"nu düzenleyerek hakim ve c. savalanna belli güvenceler sağ- lamış, atanma. yer değiştirme ve özlük hak- lannı kurallara bağlamıştır. Oysa Terörle Müeadele Yasası'nın 15/son. maddesinin gönderme yaptığı '•Memurin Mu- hakematı Hakkında Kanun" hükümlerine göre suç işleyen memur hakkında soruşturmayı c. savası değü, devlet memurlanndan oluşan bir kurul yapacakür. Bu kurulu oluşturan kişi- ler hakim nıteliğine sahip olmadıklan gibi ha- kimlere ve c. savalanna sağlanan güvencelere de sahip değildirler. Bu kurullarda görev alan kişiler, yürütme organının, yani hükümetin emrindeki kişilerdir. İdare tarafından verilen emirleri yerine getirmekle yükümlüdürler. Işte bu kurullar işkence olaylannı inceleyecek, sanığı sorguya çekecek, taruk dinleyecek, kanıt toplayacak ve bunlan değerlendirerek lüzumu muhakeme (yargılanmaj ya da men'i muhake- me (yargılanmama) kararlan vereceklerdir. Bütün bu işkvler bir yargı görevidir. Böylece yargımn görevi yürütme organına, idareye devredilmış olmaktadır. Altını çizerek söyle- mekte yarar vardır ki bu kurullar siyasal ikti- dann partizan etkilerine, baskılanna ve yön- lendirmelerine açık kurullardır. Bu kurullann verecekleri men'i muhakeme, yani yargılan- mama karan suçlu memurun yargı önüne çıkmasını engelleyebilir ve işkence gören va- tandaşın haklannın çiğnenmesi sonucunu do- ğurabılir. Bu da adajeti yaralar, kamuoyunda huzursuzluklar, tedirginlikler yaratabilir ve adalete olan güveni sarsar. Bu açıdan yargmıu görevini yürütme or- ganına veren Terörle Müeadele Yasası'mn 15/ son. maddesi ile Memurin Muhakematı Hakkındaki Yasa hükümleri, anayasanın 9. ve 138. maddelerine aykın düşmektedir. Eşitlik ilkesi Anayasanın 10. maddesine göre "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet. siyasi düşünce, felsefı inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle aynm gözetü- meksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tarunamaz." Oysa Terörle Müeadele Yasası'nın 15/son. maddesi ve MMHK hükümleri vatandaş ile memur arasında eşitsizlik yaratmıştu-. İşkence yapan emniyet görevlisi c. savcılığına değil idare kuru- luna gönderilecektir. Suç işleyen herhangi bir vatandaş c. savcısı- na göndenlirken aynı durumda olan memurun idare kuruluna gönderilmesi memur ile vatan- daş arasında açık bir eşitsizlik yaratmakta. Te- rörle Müeadele Yasası'nın öteki maddelerinde olduğu gibi işkence yapan memura koruma sağlamaktadır. MMHK, 1913 yılında kabul edilmiş, Os- manlı Imparatorluğu döneminden kalma bir yasadır. 78 yıl önce çıkanlan bu yasa, padişah- lığı her şeyin üstünde gören baskıa bir anlayışın ürünüdür. Cumhuriyetten sonra yürürlüğe gi- ren anayasalarla anayasa hukukunun güçler aynlığı, yargı bağımsızlığı, yargı güvencesi il- keleri kabul edilmiş ve çağdaş bir hukuk an- layışı yörüngesıne gırilmiştir. Toplum yaşa- mında devlete değil, ınsana öncelik veren. •'Dev- letinsan içindir". '"Her şey insan içindir", "Dev- letin görevi insanın kişıliğine. sağlığına ve onu- runa saygıh bir düzeni oluşturmaktır" görüşle- rini benımseyen çağdaş bir devlet anlayışı karşısında, insanı bağımsız bir yargının güven- cesinden yoksun bırakan ve onu cağdışı kalmış bir imparatorluk yasasının uygulama alanına iten Terörle Müeadele Yasası'nın 15/son. mad- desi vürürlükten kaldınlmahdır. CUMHURtYirrTE/V EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bilgisizlik Örnekleri... Banş Manco'nun TVdeki programını arasıra da olsa izliyor musunuz? Uzun zamandır süren bir program. 'Adam Olacak Çocuk'tu önce, sonra yaşlı insanları da kapsamaya başladı. Adam olacak çocuk kim? Büyümüş de küçülmüş gibi konuşan çocuk! Evde, annesinin babasının ezberlettıği sozlerı papağan gibi yineleyen, alaturka ya da arabesk şarkılan söylemeye calh şan!.. Böyle çocuklar 'adam olacak'mış? Ya yaşlı kadınlar erkekler?.. Onlar adam' olmuşlar, ama Banş'ın pfogramına tat vermek için kendılerinı gülünç durumla- ra sokmaktan çekinmıyorlar. Yetmişlik bir bayan ya da seksenlik bir bay geliyor mıkrofon başına, yaşamından anılar anlatıyor, ardından da bir şarkı soylüyor. Barış bey ıllede eğlendirecek ya, o yaşlı insanlann sözleriyle, davranışlanyla ınce ince eglenıyor. Saçlan beline dek uzun, giydikleri epey acayip bu şarkıcımız çocuklara güzel örnek oluyor doğrusu! Artık anababalar çocuk- lanna 'ne o saçlar, ne o kılık' diyebılirler mı artk? TV'nin gözde programcısı Banş bey parmakları yüzüklerle dopdolu, uzun mu uzun saçlan, Ortaasya dönemınin giysilerıyle her hafta ekranda görünürse hangı anababa, çocuklanna soz dınletebilir? Banş bey, epeyce de 'cahit'miş meğer! Belçika'da öğrenim (Arkaa 17. Sayfada) ACI KAYIP Yakın dostumuz, sevgili ZEHRA ÖZİPEK'i yitirdik. Merhumeye Tann'dan rahmet ve ailesine başsağhğı dileriz. 28.10.1991 CAN-ABDULLAH AQ KAYIP BÜLENT PUSANE 27.10.1991 günü Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 28.10.1991 Pazartesi (bugün) Kasımpa&a Camü Kebiı'de ikindi namazııu müteakiben Usküdar Seydi Ahmet Deresi Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. Annesi Cevahir Pusane, kardeşleri Prof. Dr. AJi Pusane ve Ercüment Pusane, eşi Ayşe Pusane, çocnklan Ender ve Emine Pusane. 2 DEVRIM 2 sayı sayı cıktı AYLIK SOSYALİST DERGİ cıktı11 H Yurtsever M.Hastürk. Y.Atabey E Irmak, M Gûneş Teorırtın Gucu. Enternasyonalızm SSCB'de Son Durum Emperyalızm 1 Hamam Sk. Yavu? Han 2/16 CagaloğlulST. Tl. 512 57 61 GÜLSER POLAT SELAHATTİN ŞAHİN cvlcndiler. 27.10.1991 NEVŞEHİR MERZİFON ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN DOSYASINDA İLAN Sayı: 1991/15 Davacı Nesnn Demıral vekili tarafından davalı Nevzat Demiral aley- hine açılmış bulunan boşanrna davasının duruşması sonunda: 13.9.1991 tarihve 1991/15 esas 1991/324 karar sayılı karar Ue ta- raflann bosanmalanna (Samsun ili Havza ılçesi Karameşe köyü 24 nolu hanede nüfusa kayıth) ve müşterek çocukların velayetinin da- vacı anneye verilmesine karar verilmiştir. Işbu karan davalı Merzifon Sofular mahallesi Soysal sokak No: 8'de mukim Nevzat Demiralay'a karar tebüğ yerine geçerli olmak ilze- re ilanen tebliğ olunuı. Bâsın; 49915 OKURLARA. OKAYGÖNENSİN Basınve Devlet... easın-yayın sektörünün dev/ef/e ilişkisinin niteliği ve düzeyi hep tartışıldı. Sonunda varılan; basının bağımsız, özgür ve çoksesliliğinin korunması için devletin de destek ya da gözlemci ya da müdahaleci olabileceği noktası. örneğin ABD'deki FCC (Federal İletişim Komisyonu), her yayının anayasal düzene uygunluğu ve hiçbir kuruluşun tekel oluşturamaması için büyük yetkilerle donanmış durumda. Avrupa'da daha çok televizyon yayınları yüksek kurullar aracılığıyla ve aynı hedefier doğrultusunda (çokseslilik ve tekel oluşmaması) denetlenmektedir. Avrupa, 1993'ün tek pazarı yaklaşırken tüm yazılı beigelere düşünce ve ifade özgüriüğü ile çokseslilik ilkelerini güvenceye alan metinler yerleştirmiştir. Çıkış noktası gazete ve kitabın herhangi bir ürün olmadığıdır; tüketici yani okurun her düşünceye kolayca ulaşabilmesidir; sert bir piyasa rekabeti içinde Lazı düşüncelerin ifade oianaklannın fiilen yok olmasının engelienmesidir; halkın haber alma hakkının büyük sermaye kuruluştannın dışında da varolabilmesidir; kamuoyunun özgürce oluşarak siyasal yönetimler üstünde denetimin sağlanabilmesidir. Avrupa ülkeleri, basın sektörünü tüm bu nedenlerle ayrıcaiıklı bir sanayi dalı konumunda görmektedirler. 1993'ün tek pazannda her ülkede kendi koşullanna göre desteklenmesine izin verilen tek sektör de basın- yayındır; yalnız doğrudan sübvansiyonlar belli bir süreç içinde kalkacaktır. Avrupa ülkelerinde basın kuruluşlan mali kolaylıklar, özel tarifeler gibi dolaylı yollarfa ya da sübvansiyon, yardım fonları gibi dolaylı yollarla desteklenmektedir. Bütün AT ülkelerinde gazete ve kitaplara Katma Değer Vergisi uygulamasında farktılık tanınmıştır. Belçika, Danimarka, İtalya, İngiltere ve Portekiz'de kitap ve gazeteden KDV aJınmamaktadır; Belçika, İtalya ve Portekiz'de kâğıt da sektörün temel hammaddesi olarak KDVden muaftır; haber ajanslan ve serbest gazeteciler için de aynı vergi kolaylığı getirilmiştir. Diğer Avrupa-ülkelerinde de KDV, gazete ve kitap için indirimlidir: Fransa'da 2.1, Yunanistan ve Lüksemburg'da 3, Ispanya ve Hollanda'da 6, Almanya'da 7. İngiltere ve Irlanda dışında bütün Avrupa ülkelerinde posta, telefon ve faks hizmetlerinde basın-yayın kurutuşlarına % 50'den % 95'e kadar ulaşan indirimler uygulanmaktadır. İtalya'daki dolaylı desteklerden biri de basın ve yayın kuruluşlarının yatınmlarının vergi kolaylıkları sağlaması biçiminde. Almanya ve Belçika da yatınmlara hızlandmlmış amortisman şistemi uygulayarak benzer bir kolaylık sağlıyor. İtalya, Almanya ve İspanya'da basın-yayın sektörüne verilen kredilere daha düşük faiz uygulanıyor; bu düşük faizle ilgili güvence sistemi her ülkede farklı. Ancak bütün bu destekler her önüne gelen yayına uygulanmıyor. Genellikle belli bir süredir yayımlanmakta olmak koşulu aranıyor. örneğin Fransa'da aynca içeriğin 1/3'ünden fazlası reklama ayrılmış ya da bedava dağıtılan yayınlar bu desteklerden yararianamıyor. Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'da doğrudan destekler, yalnızca fıkir yayınlan ya da genel (Arkaa 11. Sayfada) "Güzel! Bu hepimiz için yeni bir banka demek" Uzmanla güçbirliğine hazır mıstnız ? Denizbank, değişen dünyanın, değişen Türkiye'nin şaıilanna uygun olarak yeniden yapılandı: Denizbank yeni döneminde, bütün sektörlere uluslararası standartlarda uzman bankacılık hizmetleri' vermeye hazır. Genç, dinamik profesyonellerden kurulu uzman kadrosu, Türkiye üzerine yayılmış şubeleri ve modern bankacılık donanımıyla Denizbank, şimdi herkes için yeni bir banka' demek. Denizbank'la güçbirliği yapın, gücünüze Denizbank'ın gücünü katın. DenizbankU Z M A N L A G Ü Ç B İ R L İ Ğ î
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle