22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 28 EKİM 1991 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN yevre Bakanlığı Meteoroloji işleri Genel Mûdüriûğü'nden alınan bdgrye pöre yurdun kuzEydofiu tesimleri çok bulutlu. OoğL Karadeniz ıle Oo- ğu Anadolu'nun kuzey ve dojusu yafiışlı, *öer yerier az bulutlu ve açık oeçecek ifcöışlar yer yer sa- fianak, Do0u Karadenizin iç tesim- leriyteDoöuAnadoiu'nunyûksekke- sitrteri karta kanş* yaflmur şeMinde olacak. Marmara ile yurdun iç ke- sımtennde sabah saatlerinde « r yer sis gûrûtea*. HAA SKMKUGl: De- jüşild» tfnajocak. nÛZBAR: Güney ve batı yönlerden haftf, ara sıra or- ta kuvvette esecek. Oenizterte, Oo- fiu akdeniz'de gûnbatısı ve lodos. Mana Mapaan Mıyaman Afyon Afıı Anka/a Anakya Ama»* Artvrn Sartnr A 25° 15° KyartMkır B S 13» 5°E*ne S 8 W10° Eratıcan Y A 12° ytnanm Y V 10" 5°Esid5ehir S S 10° (PGmaınep B A 26° 17° Giresun Y A 24°13°GümûşhswY Batı Akdenizöe gûnbatısı ve karayel, Doğu Karadeniz'cte yıl- dız ve karayel, diğer denizlerimızde yıldız ve poyrazdan saat- te 10-21 deniz mili hızJa eseek van Göfö'nde hava yağışlı ge- çecek. Rûzgâr güney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Bngtt Biflb Boti Bursa ÇanaMafc Çonjra Oenzli Y 13° 3°Hal*4ri A 20° B°lspaHa S 13° 4°İSant>ul S 10° 0°izmir Y 12° 7°Kw Y 11° 5°KasOmonu A A 11° 1°K»»5«fi S 11° 3°Kıri(tare« S 1-C 6°Kcxya B 13° -3° Kütfva A 17° 4° Malatya 16° 9°Manisa 12° r>K.M»raş 14° 6°Meram 14° 3°MuJö 13°-1° Muş 20° 8°Ni0de 13° 9°(Wu 13° 6° K » 13° 7°Samsun W -1° Sürt 11° 3°Sinop 18° 7 ° S M S 11° 1°l<*n)aO 10° CThton 14° 0°l«ıc8İi 11° 2°Uşak 15° 0°Van 12°-2° Vtegat 18° 5°Zonguld* A 18° 6° A 20° 12° A 25° 15° A 17° 5° Y 17° 7° S 15° 1° Y 13° 9° Y 15° 9" Y 19° 8° B W11° A 15° 7° S 13° 2° s u° e» Y 15° 9° B 15° 5° A 13° 2° Y 12° 5° S 11° 0" A Tt° 5° £ açık bututiu ^yıjmuriu ğ § so» A-açık B-bukrtu G-güne^ı K-Udı S-ask Y-yaJmurfu BUIMACA Helsinkıbsio £%H ^ KopenhagA^ ^ Moskova Kahire • DUNYADA BUGÜN Amserdam B 12° Amman A Z7° Allna A 19° BaCdat A 29° BarceMra Y 18° Basd A 28° A TT° B 12° B 10° B Îi° B 7° Y 7° A 24° A 30° MostaM Mûıtfı BrtHsd Budape* Cenevre Caa»ir Odde Dufaaı FnnMurr Kahirc Kopenhag Leffaga Şam A 24° 6 4° A 29° B 11° B 10° A 25° Ltncngrad B 11° Londra Y 8° MaJnd A 12° B 13° B 5° A 9° Y 8° 8 8° A 32° Y 15° B 13° A 29° lınus B 5° B 10° B 7° Osk) Paris Prag »yad Roma Vtnafk Vlv» Zûnh Y 7° SOLDANSAGA: 1/ Anadolu'da kul- lanılan dokuma tez- gâhlannın en basit türüne ve bu tezgâh- larda dokunan do- kumaJara verilen ge- nel ad. 2/ Her yanı suyla çevrili kara parçası... Uzun so- luklu bir yazın türü. 3/ Yeralü demiryolu hattı... Tfelefon sözü. 4/ Tanntanunazbk... Bir haber ajansının simgesi. 5/ Bir no- ta... Hayvancılıkla geçinen göçebe Türkmen boyu. 6/ Bir kümes hayvanı... "Her yerden o, hem aynı güzellikle göründü / San- dım bu biten gün beni -ettiği gündü" (Yahya Kemal). 7/ Bir yeri aydınlat- maya yarayan araç... "- türlü çiçek vardır başmda/Kokar reyhan ile gül karmakanş" (Karacaoğlan). S/ Avuç içiyle toplamak. 9/ Ağrı Dağı'na ve- rüen bir başka ad... Radyumun sim- gesi. YUKAJUDAN AŞAĞIYA: 1/ lzmir ilinde bulunan Türkiye'nin en büyük tuzlası. 2/ Bini- cilikte atın normal yürüyüşüne verilen ad... Kent. 3/ Türlü ne- denlerle başarılı olamayan kimse... Cinayet. 4/ tkiyüzlü. 5/ Ye- ri sulamaya yarayan araç... Lantanın simgesi. 6/ Japon lirik dra- mı... Ingilizce "bay" s»3zcüğünün kısa yazılışı... Kalkan ve zırh gibi korunma aracı. 7/ Gözleri görmeyen... Faiz. 8/ llgili. 9/ Züppe... Evrenpulu da denilen ve yapraklar durumunda ayrıla- bilen parlak bir mineral. 60 YIL ONCE Cumhuriyet thtilal devam ediyor 28 EKİM 1931 Kıbns adasındaki vaziyet gerginligini hâlâ mubafaza etmekte olduğundan hükümet Kahire'den bir tayyare filosu daha gönderilmesini istemiştir. Bilhassa büyük bir galeyan hüküm sürmekte olan Pafus'ta kadınlarla çocuklann ve Ingiliz tebaasının bir tecavüze uğraması ihtimalinin önüne geçmek için lüzum görülen ihtiyat tedbirleri alınmıştır. Ortodoks serpiskoposu vali ile yaptığı bir mülakâtta mevlaıflar salıverilmediği takdirde sükûn ve asayişin muhafazası hakkında teminat veremeyeceğini söylemiştir. Bugün Kıbns'ta sükûn hüküm sürmekte olduğu bildirilmiştir. Lefkoşa'ya bir kaç zırhlı otomobil gönderiJdiğine dair bir şayia dolaşmaktadır. Kolombo knıvazörü sabahleyin Famagosta'ya vâsıl oldu ve karaya asker ihraç etti. (Lârnaka) da ve (Lefkoşa) da yeniden kanşıklıklar vuku buldu. Dün (Lârnaka) da London kruvazörü mürettebatı polise yardım ederek ahaliyi dağıtü. Ahalinin silâh hûcumuna maruz kalan bahriyeüler mukabelede bulunmuşlardır. Zayiat yoktur. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Başgil'in istifası 28 EKİM 1961 A.P. listesinden müstakil olarak Samsun Senatörlüğünü kazanan Ord. Prof. Ali Fuat Başgil, nihayet dün saat 11.20'de Feneryolundaki köşkünde basın mensuplannı kabul etmiştir. Başgil 4 gün önce hem senatörlükten istifa etmiş, hem de Cumhurbakanlıgı adaylığından vazgeçerek ansızın ankaradan Istanbula gelmisti. A.F. Başgil Senatörlükten niçin istifa ettiğmi ve adayhğını da niçin geriye aldığım bildirir yazılı bir beyanını gazetecilere okumakla yetinen Başgil, kendisinden daha başka mevzularda ve daha geniş olarak izahat istiyen gazetecilerin diğer sorularım cevapsız bırakmayı tercih etmiştir. Başgilin gerek kendisini ziyaret eden basın mensuplanna okuduğu ve gerekse gazete idarehanelerine gönderdiği yazılı beyanı aynen şudur: "— Bir iki gündür basın mensuplanm bir hayli üzdüğüm için özür diler ve kendilerine zahmet ettiklerinden dolayı teşekkür ederim. Fakat ben artık gazeteciler için enteresan bir suje olmaktan çıktım, buna çok memnunum. Artık eskisi gibi kendi köşemde en sadık arkadışlanm olan kitaplanmla huzur ve sükûn içinde baş başa kalacağınıı düşünerek seviniyonım. Senatörlükten istifa ederek ansızın Ankaradan aynlmama gelince, hikâye uzundur. Bunu şöylece kısaltaytm: Ankarada geçen salı gecesi saat 20 den sabahın dördüne kadar yaptığım temaslar sonunda buna mecbur oldum. Çünkü Cumhurbaskanlığina adaykğımı koymam için muhtelif partilerden beni seven ve tutan senatör ve milletvekillerinin talebi karşısında buna söz vermiş hattâ bir de vesika imzalanuştım. Fakat diğer taraftan, bahsettiğim temaslar neticesinde, adaylığımı geri almam zarureti hasıl oldu. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Barış çağrısı 28 EKİM 1990 SHP, olağanüstü kurultaydan sonra "Barış ve Insanca Yaşam" adlı ilk mitingini dün izmit'te gerçekleştirdi. Çok sayıda il örgütünün katıldığı mitingde SHP Genel Başkam Erdal Inönü parti içi tanışmalarla kaybedecek zamanlan olmadığıru belirterek ANAP iktidan ve Cumhurbaşkanı Turgut özal'ı sert bir dille eleştirdi. DÜZELTME • Uğur Mumcu'nun 'Takvim' başhkL dünkü yazısının son paragrafındaki "Bu savaşımın öncülüğü de SHP ve DYP'deki Anadolu aydınlanna düşüyor" cümlesindeki DYP, DSP olacaktır. Bu dizgi yanlışlığını düzeltir, özür diieriz. TARTIŞMA Tııtanak Uyıışmazhğı ve yapılan tartışmaları yanlann anlatımlanyla, yüksek mahkeme yargıçlannın önüne seren tutanaklar, bir • geminin seyir defteri gibi olup, davanın aynasıdır. _ _ Hukuk davalannda yargıç genellikle, M Taraf vekilleri geldiler, açık dıunşmaya başlandı" der. Yazıcı (zabıt kâtibi), meka- nik yazı makinesindeki saman kâğıda bu tümceyı yazmaya koyulur ve duruşma baş- lar. Tutanak (zabıt) ve yazıcı (zabıt kâtibi) ko- nusu, HUMK'nun 151-158. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tutanağın temiz ve okunaklı yazılmasından yazıa sorumlu- dur. (Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yön. madde 30). Koridorlardan süzûlüp gelen sabırsız bek- leyişlerin gürültüsüyle, yazı makinesinin tok ve tekdüze sesi. uyumsuzca birleşerek duruşma salonunun duvarlannda yankıla- nır. Ve yazıcı mekanikleşmiş dokunuşlarla, yargıan tümcelerini tutanak uzerine diz- meye çalışır. Yazıcı, yargıcın gözetimi altın- da sonışturmanın ve yargılamanm cereyanını tutanağa kaydeder. Yargıç tarafından yetki verilrnedikçe, iki taraf ya da vekilleri ifadelenni tutanağa doğrudan doğruya yazdıramazlar. Yargıç (ya da mahkeme başkanı), iki tarafın anîa- Umlanmn özetini tutanağa yazdınr. Duruş- ma sonunda tutanak, hazır bulunan yargıçlâ (ya da yargıçlarca), yazıa tarafın- dan derhal imzalarur (HUMK. md. 152, Yön. md. 30). Uyuşmazlık, soruşturma ve yargılama aşa- malanndan geçerek hükümle sonuçlan- maktadır. Hüküm temyiz edilerek, dava dosyası Yargıtay'a gönderildiğinde, uyuş- mazlığın usul veesas yönleri ilgili özel daire- de, dosya içeriğine göre incelenmektedir. Sav ve savunma dilekçelerinden sonra dos- yadaki en önemli belgeler, kanıtlar ve tutanaklardır. Yüksek mahkeme kararla- nndaki, "... temyiz dilekçesinın süresı içinde yerildiği anlaşılmış olmakla; dosya- daki kâğıtlar" arasında elbette tutanaklar da vardır. Uyuşmazhğı ve yapılan tartışmalan yan- lann anlatımlanyla, yüksek mahkeme yargıçlarının önüne seren tutanaklar, bir geminin seyir defteri gibi olup, davanın ay- nasıdır. * HUMK'nun tutanağın neleri kapsayaca- ğmı düzenleyen 151. maddesi, tutanaklann ne denli önemli olduğunun açık bir kanıtı- dır. Yasanın, sözlü yargılamanm işleyişinin ve gelişiminin ancak tutanak ile kanıtlanabile- ceğine ilişkin buyurucu hükmü (md. 153), konunun önem derecesini göstermektedir. Açıklanan bu yasal önemi ve vazgeçilmezli- ğine karşın tutanaklar, uygulamada yasa- nın öngördüğü dikkat ve özenden yoksun- dur. Tutanaklar, dil bilgisi kurallanna, nokta- lama işaretlerine uyulmadan fakat hızh yazı- larak makineden çıkmaktadır. Avukatlar. duruşma sırasında söylenenlerin -özetlene- rek de olsa ya hiç yazılmadığını ya da ger- çek anlatımlara ters bir tümceyle tutanağa geçirildiğini ancak duruşmadan sonra fark edebılmektedirler. Tutanakta mevcut olmayan hususlara da- yanılarak hüküm verilmiş olması. tutana- ğın değiştirilmesi (tağyir), bozulması (tahriO ve söylenmeyen bir sözün hüküm ve karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş olması, yargıan tutanakla ilgili sorumluluğuna neden olabilmektedir. (HUMK.md. 573/3.4) 'Asliye hukuk mahkemeleri'nde yazılı yargı- lama usulü uygulanmaktadır. Ancak taraf- lar dinlemeden hüküm verilemeyeceğinden (HUMK. md. 73, 377,381), sonışturmanın tamamlanmasından (md. 375) sonra ve hü- kümden önce sözlü yargılama yapılmakta- dır. özellikle ticaret mahkemeleri'nde, hüküm aşamasındaki bir uyuşmazlığın, sav ve sa- vunmanın, seslendirilişi ve kurul önünde, soruşturma yargısı dışındakı üyelere, yan- lann ifadeleriyle sunulabilmesi çok önemli- dir. Uygulama, yasa koyucunun sözlü yargılamayı gerekli görmüş olmasındaki amacı gerçekleştirmekten uzaktır. Ve yük- sek mahkeme yargıçlanna "d»v»yı" olduğu gibi ulaştırabilecek en önemli "kiğıt", sözlü yargılamadaki bu tutanaktır. Ya dava boyunca tutanak tutulması uygu- lamasına, yasanın ilgili hükümlennın iptali ile son verilmeli ya da yasa koyucunun amacı, teknolojik olanaklardan yararlana- rak mutlak olarak gerçekleştirilroelidir. AV.HULUSİMETİN tstanbul Teknoloji ve Muilulıık Uzerine Dalga dalga bir coşku yaymıyorsa kahkahalar, yapay güldürücüler ne işe yarar? Otomatiğe bağlanacaksa yaşam, insan yaratıcılığınm ne değeri var? Ozan. ressam olan arkadaşına. "Sen mutluluğun resmini yapabilir misinT" der. "Çok şükiir, çok şükür, bugünû de gördöm. öbem gam yemem gayrı"nın resmi, tuvale dökülebihT mı? Mutlutuk gibi, sevgi gibi, dostluk gibi değerler, insan elinin, yeteneğinin yettiği her alana konu olmuş, üzerlerinde değişik görüşler ya da varsayımlar ileri sürülmüş. Sapatçı, yapıtıyla, fılozof, dünya görüşüyle; bilim adamı, hedefi ve gerçekleştırdikleriy- le, insanoğluna anlatmaya ve sunmaya çalışmışlar mutiuluğu. Sıradan insan ise, ayırdına vararak ya da varmayarak yaşadı- ğı bu güzelliklere kendince yorumlar kat- mış. "Mntluluk nedirr' gibi bir sorunun tar- tışmasına girmek anlamsız olmalı. Çünkü, mutluluk göreli bir edınim, üstelık yaşana- cak denli somut olduğu oranda, sözcüklerle çözümlenemeyecek. yolu gösterilemeyecek kadar da soyut ve açıklanamaz. Reçete ya da formüller yetmez onu beümlemeye, an- cak yaşanır. tnsan var oldukça, yaşayacak- tır da. Belki yaşamdan tat alma, kendinle banşık ohna, coşkunluk, bilgeük, sevgi ve dostluk edinimlerinin kazancı. umutlann yerini bulması, yannlan sözveren güvence- ler, gerceğı anlamakia onu gerçekleştirmek arasındaki uzun çizgi, elde var olanla yetin- me ya da onu sadece venleni almakla avunmak onun adı. Bugüne değin. insanaklı ve elinin yarat- tığı tum oluşum ve varetmeler, insanın yaşamını kolaylaştırmaya ve onu mutlu kıl- maya yönelmiş ya da öyle olduğu savlan- mış. "M. Laıther King"in dediği gibi; "Kuşlar gibi ucmayı, balıklar gibi yüzmeyi" öğrenmişinsanlık. Ama sana>ileşme vetek- nolojinin insan yaranna kullanımından uzaklaşması, zamanla amac olmaktan çı- karmış, araca dönüştürüvermiş insanı. öyle ki, kendi yarattığı teknolojinin tutsağı olu- vermiş insan. Ruhsal zenginliklerinden annmanın yanı sıra, kendine bile yabancı- laşmaya başlamış. Üstelik, sadece kendi değerlerini yitirmekle kalmamış, doğada var olan dengeler de bozulmaya yüztutmuş bu arada. Doğal kaynaklar kurudukça. ya yerini yapay oluşumlar almış ya da boşluğu doldurulamayacak yaralar açılmış doğada. Acaba, insanoğlunun çabalan. bugün vanlan noktada. insanı mutlu etmeye yö- nelmiş midir? Sonuçtan gidilirse. bu soruya içtenlikle "evet" denılebilir mi? Yollannda yürünemiyorsa, çimenlerinde koşulamı- yorsa, avuç dolusu su kana kana içilemi- yorsa, balıklann, çakıl taşlanyla dansı izlenemiyorsa, doğa kokulan duyumsana- mayarak solunamıyorsa, bu soruya "eyet" denilebilir mi? Bir yere, bir şeyin gûzelliğıni elde etmek için vanlır. Dağbaşındaki kann bile rengi değişmişse eğer, oraya erken var- mamn ne anlamı var? Kokusu kalmamışsa çiceklerin, her zaman görülmesinin ne öne- mi var. Dalga dalga bir coşku yaymıyorsa kahkahalar, yapay güldürücüler ne işe ya- rar? Otomatiğe bağlanacaksa yaşam, insan yaratıcılığınm ne değeri var? En kötüsü de, var olduğundan beri ya- şam kaynağı olan toplumsallığından sıyn- larak, bireysellik ve yalmzlığın batağına sürüklenmesi olmuş insanın. Kavalının sesiyle insanlara ulaşmaya ça- lışan çobanın yerini, kalabalıklar içindeki yalmzlıklar almıştır bugün. Motor sesini yaşamanın güvencesi sayan insanoglu, onun dişleri arasında ezilrnek değil, onu yaşamak istiyor. Teknolojinin açtığı yolda yorulmak de- ğil, dinlenmek istiyor. Anlaşılmazlık içinde boğulmak değil, an- laşılırlık içinde soluk almak istiyor. Üreterek katılmak, ürettiğine sahıp çık- mak istiyor. Suyu içilemeyen, havası solunamayan, ağaçlannın gölgesinde dinlenilemeyen ve sonuçta ozon tabakası da delinen dünyamı- zın teknolojisi, ancak insanın yaşama se- vinci ve sorumluluğuyla korkunçluğundan kunulabilir. Teknolojinin insana ödettiğı bu ağır faturanın altından en az etkılenme- lerle çıkmak. ancak insan sevgisinin eklen- mesiyle olasıdır. Her kuşağın, bir sonrasına teknolojinin çalışma anahtan olarak insan sevgisiru bı- rakması dileği ve inancıyla... FİGENAYDOĞDU Ankanı HTflTURHCU Düsüncç DERIICfiİ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN BUGÜNKÜ YORUMU v . GENÇLİĞE YANSIMASI PANEL Yönetici : Prof. Dr Orhon Ulutin Konuşmacılar : Prof. Dr. Toktomış A»$ Prof. Dr. Erol Cihan Ali Sirmen Işıl Çakan Murat Somef 29 Ek.-r. 1991 Sol. Soat 14.00 Alatürk Kûhür M«Ht«ci. Konur Salonıı - UKSİM tLAN ESKİŞEHİR tŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 991/106 Karar No: 991/218 SSK Genel Md. vekili Av. Özen Özcelik tarafından Erhan Köprü- lü, Erdal Köprülü ve Kemal Taluğ aleyhine açılan rücuen tazminat davasının yapılan açık dunışması sonunda; Mahkememizce 16.7.1991 tarih 991/106 E. 991/218 K. sayısı ile kurum zaran 1.371.523.- liranın gelir bağlama ve masraf tarihlerin- den itibaren yasal % 30 faizi ile birlikte ve aynca 137.152.- lira ve- killik ücreti, 13.715.- lira karar harcı ve 228.000.- lira mahkeme masrafının davalılardan tahsüine karar verilmiş olup süresi içinde tem- yiz edilmediği takdirde karann kesinleşeceği, davalılar Erhan Köp- rülü, Erdal Köprülü ve Kemal Taluğ'a karar tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 49909 GAZİANTEP 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1991/300 Davacı Nejla Sipahi vekHi Av. l.Hayati Köksal, davalılar Mchmet Genç ve arkadaşlan aleyhine açtığı ortaklığın gıderilmesi davasının yapılan açık duruşması sırasında venlen karar gereğince, Gaziantep ili Şahınbey ilçesi Düztepe Mah. Anezedağı mevkii ada 1254, pafta 210, parsel 64, kfitük 1372'de kayıtlı bulunan taşınma- zm hissedarlanndan olan Hasan özgül'ûn tüm aramalara rağmen du- ruşmaya davet edilemediği anlaşıldıgından, duruşmanın atılı bulun- duğu 12.11.1991 günü saat 09.00'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, hazır bu- lunmadığında ve kendisini bir vekille temsil ettirmediğinde gıyabın- da karar venleceğı, davetiyeye kaım olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. Basın: 49849 CİHANBEYLt SULH CEZA HÂKİMLİĞt'NDEN Esas No: 1990/197 Karar No: 1991/163 Hâkim: Abidin AKAN 27703 Kâtip: Mustafa GÜNDÜZ 1038 Davacı: K.H. Sanık: Mehmet Üçleroğlu - Rifal ve Dilfunız'dan olma 1955 doğum- lu Cihanbeyli ilçesi Yeniyayla Mahallesi cüfusuna kayıtlı olup halen aynı yerde oturur. Evli 2 çocuklu, okur - yazar, sabıkalı T.C. lslam. Üçleroğlu Tuz Fabrikası'nı işletir. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet. Suç tarihi: 6J.1989 Karar tarihi: 19.6.1991 Yukanda açık kimliği yazüı sanık hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan kamu davasının yapılan açık dunışması sonucun- da sübuta erdiği kabul cdilen "Taklit veya tağşiş edilmiş yemeklik sofra tuzu iraal edip satmak eylemi nedeniyle TCK'nın 3506 sayıb yasa ile değişik 398. maddesi, 647 sayıb yasanın 4/1 maddesi ve TCK.nun 72. maddesi uyannca sonuç olarak 470.000 TL. ağır para cezası ile ceza- landırılmasına; TCK'nun 402/1 maddesi uyannca curme vasıta kıl- dığı meslek ve sanatmın 3 ay süre ile tatiline ve takdiren 7 gün süre ile iş yerinin kapatılmasına; karar verilmiş olup karar kesinlesmiştir. TCKInun 402/2 maddesi uyannca ilan olunur. KARADENÎZ E R E G L ! İŞ MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1990/479 Davacı SSK vekili Av. Gönül Ömür tarafından davalılar Erdemir, Kenan Atalay ve Çimtaş Çelik lmaiat-Tesisat AŞ. haklannda açılan rücuan alacak davası sebebiyle; Davalılardan Kenan Atalay'ın Erdemir Çimtaş Çelik Imalat-Tesisat AŞ.'de işci olması sebebiyle bu adresine çıkartılan tebligatın bilateb- liğ iade edilmesi uzerine yaptınlan zabıta araştırmasında da adrcsi tespit edilememiştir. Adı geçenin, duruşma günü olan 4/12/1991 günü saat 9.10'da du- ruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, tebliğden itibaren 10 gün içinde dava ile ilgili delülen varsa ibraz et- mesi, gelmediğı takdirde yokluğunda yargılamanm sürdürülerek ka- rar verileceği hususu ilan olunur. Basın: 49904 T.C. CEYHAN SULH HUKUK MAHKEMESİ 1988/628 Davacı Maliye hazinesi vekili ile davalılar Yaşar Çakar ve ark. ara- sında yapılan tapu iptali tescil davası sonunda: Davacı Maliye hazinesinin davası 24.12.1990 tarih ve 1988/628 esas 1990/1265 karar sayılı ilamı ile red olunmuştur. Tüm aramalara rağmen adresleri tespit olunamayan Sairae ile gül- seren Çakar'a mahkeme kararı 7201 sayılı tebligat kanununun 49. maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. 30.9.1991 Basın: 49912 POLJT1KA VE OTESI MEHMED KEMAL Seçimlerde Yanılmalar... Seçim sonuçlarını gören Aydın Menderes yakmlanna ye- niden siyasete gireceğini söylemiş. Oysa yıllar var önerilen- leri dışlıyor, hiç oralı olmuyordu. Acaba neden bunca yıl si- yaset dışı kaldı da şimdi soyunmak istiyor? Erdal İnönü'ye soruyortar: "Bu seçim yenilgisi karşısında istifayı düşünüyor musunuz? Duymazhktan geliyor. Çünkü İnönü'yû yakanın Nurettin Sö- zen olduğunu söylüyortar. Sözen dikine dikine gideceğine doğru dürüst belediyecilik yapsaydı, bunlar başına gelmez miydi? Belediye seçimlerinde bilinçli oy veren İstanbul haJkı genel seçimlerde mi bilinçsiz oy verdi? Sözen'in yaptıkJan Dalan'ın yaptıklanna erişemedi. Şöyleydi, böyleydi İstanbul kenti ortada, kimse Dalan'ı geçemedi. Ecevit sevindiğini söyleyemiyor ama seçildiği için teselli buldugunu söylüyor. Ecevit'e verilen oyların çöpe grttiğini söy- leyenler var. Ecevit'e kızacaklarına biraz da oyu çöpe atan seçmenlere kızsalar ya... Halka söz söyienmez diyorlar. Oyu çöpe atanlara da söylenmez mi? Demirel Köşk'e çıkar mı? Herkesin merakı bu!.. Gercek- ten demokrasi aşkına çıkar mı? Çıksa bir türlü cıkmasa bir türlü... Bir zamanlar Atatürk Çankaya'da oturduğu için, "Bu hıyâbân ebediyet ydudur" derlerdi. Şimdi orada Özal otu- ruyor, bu yolculuğa Demirel çıkar mı? Memleket hükümet- siz kalamaz. Hükümetin yolu da Çankaya'dan geçiyor... Ba- kalım bunlan nasıl açıklayacak, nasıi bir anahtarla kapıyı aca- cak? Parmaklarını birbirine vura vura ekranda boy gösteren Er- bakan Hoca da Demirel'in Çankaya'ya nasıl çıkacağını sor- muyor mu? Nasıl çıkacak? Eğer hükümeti kurmaya niyetli isetıpıştıpışçıkacak... "Varmıbunun başka türlü biraçıkla- ması?" Vaktiyle böyle konuşurdu, şimdi de konuşacak... Bu seçim sonuçlarından kariı çıkan iki kişi var; biri Mesut Yılmaz, öteki de Özal!.. Mesut Yılmaz seçimleri yitirerek özal'dan kurtuldu. Özal da, hiç bir parti anayasayı değişti- recek oranda Meclis'e giremedi, böylece devrilmekten kur- tuldu. Partilerden biri 300'den fazla milietvekili ile girseydi ne olurdu? Şimdi Demirel Çankaya'yı boşaltstn bakalım. Bazı mektuplar elime geç geçer. Emre Kongar dostum bu seçimlerde SHP'nin 7. bölge kontenjan adayıydı. Bastırdığı broşürde 'Değişim, Demokrasi, Dayanışma' için siyasete atıl- dığını söylüyor. Ne çare ki broşür elime seçimlerden sonra gecti. Yanıt veremedim. Dostumu, "Boş ver, bu da bir denemedir" diye gecikerek tesellli ediyorum. SHP'den kontenjan adayı bir dostum da Latif Muttu'ydu. Kadim dost da Sözen'in narına yandı diyelim mi? Bir okurum şunları yazıyor: "Yazılarınızı senelerdir zevkle okurum. Son günlerde siz ve Sayın Ekmekçi DSP hakkında birtakım verilere dayana- rak yazdığınız yazılaria bizleri aydınlattınız. Aslında benim Sa- yın Ecevit'in dürüst kişiliğinden kaynaklanan kemikleşmiş bir oyum vardı, bu seçimlerde aynı şekilde hareket edecektim. Günahı ve vebali sizlerin olmak kaydıyla 20 Ekim sabahı ben, eşim ve ilk defa oy kullanacak kızım ile birlikte sandıktan gül çıkarmaya gideceğiz. Esenlikler diler, saygılarımı sunanm." Emekli piyade yarbayı okuruma sonuçlar karşısında ne di- yeyim, sandıktan gül çıkmadı, gülü çıkaramadık. Kabahatin hepsi bizim değil... Bir dahaki bahara... Şiar Yalçın dostum alıntıladığım aruz mısra ve beyitlerde- ki yanlışları düzeltir. Bu kez aldığım beyitteki yanlışlar benim değil mürettip hatasıdır. İntihal'in Lugati Naci'de bulunduğu- nu söylüyor. Beytin doğrusu şoyle: Sirkat-ı şîr edene kat-ı zeban lâzımdır Boyledir şiiri belâgâtta fetvayı sühan Benden de bûtün dostlara selam ve sevgiler. Bu seçimler sadece bizleri değil siyasetçileri de yanılttı. MUHASEBE UZMANI Işletme, Ekonomi ya da Idari Bitimler Dallarında yüksek öğrenim görmüş, Malıyet Muhasebesi konusunda deneyimli, lyı derecede Ingilizce bilen, 30 yaşını geçmemiş. FİNANSMAN UZMANI işletme, Ekonomi ya da idari Bilimler Dallarında yüksek ögrenim görmüş, lyi derecede Ingilizce bilen, 30 yaşını geçmemiş. BÜTÇE VE PLANLAMA UZMANI Işletme, Ekonomi ya da idari Bilimler Dallarında yüksek öğrenim görmüş, lyi derecede Ingilizce bilen, 30 yaşını geçmemiş. Erkek adayların askerliklerini yapmış olmaları gereklidir. Isteklilerin, fotoğraflı özgeçmişleriyle yazılı başvurulannı en geç 11 Kasım1991 akşamına kadar aşağıdaki adrese göndermeleri rica olunur. İpek Kağrt Sanayi ve Ticaret A.Ş. BüyCıkaere Cad 193 Levent 80640 İstanbul Eczactbaşı - JA/Mont İLAN ERZURUM ASLtYE 2. HUKUK HÂKİMLÎĞİ'NDEN Dosya No: 990/6 Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından davalılar Ergun Sokullu, Hayrettin Bilgin, Osman Korkmaz, Adnan Yağcı ve Nec- det Kayabaş aleyhine açılan 726.741.18 liranın işleyecek gecikme fa- izi ile birlikte tahsili davasının yapılan açık dunışması sırasında veri- len ara karan gereğince: tstanbul Kartal-Maltepe Feyzullah Mahallesi, Mimar caddesi Hat- boyu Sokak Orbaş Apt. No: 14/13'te oturan Tnk. Bn. (1962-22) si- cil sayılı emekli davalı Ergün Sokullu adına çıkanlan davetiyelerin bila tebliğ iade edildiği ve zabıtaca yapılan araştırmalarda da adresi tespit edilemediğınden adına dava dilekçesinın ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verılmiştir. Davalı Ergun Sokullu'nun mahkememizde dunışmasının yapıla- cağı 4.11.1991 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde tahkikat ve yargılamaya davalmın yokluğunda devam edileceği ve hüküm veri- leceği davetiye yerine kâim olmak üzere ilan olunur. 23.9.1991 Basın: 49895
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle