Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 28 EKİM 1991
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN
yevre Bakanlığı Meteoroloji işleri
Genel Mûdüriûğü'nden alınan bdgrye
pöre yurdun kuzEydofiu tesimleri
çok bulutlu. OoğL Karadeniz ıle Oo-
ğu Anadolu'nun kuzey ve dojusu
yafiışlı, *öer yerier az bulutlu ve
açık oeçecek ifcöışlar yer yer sa-
fianak, Do0u Karadenizin iç tesim-
leriyteDoöuAnadoiu'nunyûksekke-
sitrteri karta kanş* yaflmur şeMinde
olacak. Marmara ile yurdun iç ke-
sımtennde sabah saatlerinde « r yer
sis gûrûtea*. HAA SKMKUGl: De-
jüşild» tfnajocak. nÛZBAR: Güney
ve batı yönlerden haftf, ara sıra or-
ta kuvvette esecek. Oenizterte, Oo-
fiu akdeniz'de gûnbatısı ve lodos.
Mana
Mapaan
Mıyaman
Afyon
Afıı
Anka/a
Anakya
Ama»*
Artvrn
Sartnr
A 25° 15° KyartMkır B
S 13» 5°E*ne S
8 W10° Eratıcan Y
A 12° ytnanm Y
V 10" 5°Esid5ehir S
S 10° (PGmaınep B
A 26° 17° Giresun Y
A 24°13°GümûşhswY
Batı Akdenizöe gûnbatısı ve karayel, Doğu Karadeniz'cte yıl-
dız ve karayel, diğer denizlerimızde yıldız ve poyrazdan saat-
te 10-21 deniz mili hızJa eseek van Göfö'nde hava yağışlı ge-
çecek. Rûzgâr güney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta
kuvvette esecek.
Bngtt
Biflb
Boti
Bursa
ÇanaMafc
Çonjra
Oenzli
Y 13° 3°Hal*4ri
A 20° B°lspaHa
S 13° 4°İSant>ul
S 10° 0°izmir
Y 12° 7°Kw
Y 11° 5°KasOmonu A
A 11° 1°K»»5«fi
S 11° 3°Kıri(tare«
S 1-C 6°Kcxya
B 13° -3° Kütfva
A 17° 4° Malatya
16° 9°Manisa
12° r>K.M»raş
14° 6°Meram
14° 3°MuJö
13°-1° Muş
20° 8°Ni0de
13° 9°(Wu
13° 6° K »
13° 7°Samsun
W -1° Sürt
11° 3°Sinop
18° 7 ° S M S
11° 1°l<*n)aO
10° CThton
14° 0°l«ıc8İi
11° 2°Uşak
15° 0°Van
12°-2° Vtegat
18° 5°Zonguld*
A 18° 6°
A 20° 12°
A 25° 15°
A 17° 5°
Y 17° 7°
S 15° 1°
Y 13° 9°
Y 15° 9"
Y 19° 8°
B W11°
A 15° 7°
S 13° 2°
s u° e»
Y 15° 9°
B 15° 5°
A 13° 2°
Y 12° 5°
S 11° 0"
A Tt° 5°
£ açık bututiu ^yıjmuriu ğ § so» A-açık B-bukrtu G-güne^ı K-Udı S-ask Y-yaJmurfu
BUIMACA
Helsinkıbsio £%H
^
KopenhagA^ ^
Moskova
Kahire •
DUNYADA BUGÜN
Amserdam B 12°
Amman A Z7°
Allna A 19°
BaCdat A 29°
BarceMra Y 18°
Basd A 28°
A TT°
B 12°
B 10°
B Îi°
B 7°
Y 7°
A 24°
A 30°
MostaM
Mûıtfı
BrtHsd
Budape*
Cenevre
Caa»ir
Odde
Dufaaı
FnnMurr
Kahirc
Kopenhag
Leffaga
Şam
A 24°
6 4°
A 29°
B 11°
B 10°
A 25°
Ltncngrad B 11°
Londra Y 8°
MaJnd A 12°
B 13°
B 5°
A 9°
Y 8°
8 8°
A 32°
Y 15°
B 13°
A 29°
lınus
B 5°
B 10°
B 7°
Osk)
Paris
Prag
»yad
Roma
Vtnafk
Vlv»
Zûnh Y 7°
SOLDANSAGA:
1/ Anadolu'da kul-
lanılan dokuma tez-
gâhlannın en basit
türüne ve bu tezgâh-
larda dokunan do-
kumaJara verilen ge-
nel ad. 2/ Her yanı
suyla çevrili kara
parçası... Uzun so-
luklu bir yazın türü.
3/ Yeralü demiryolu
hattı... Tfelefon sözü.
4/ Tanntanunazbk...
Bir haber ajansının
simgesi. 5/ Bir no-
ta... Hayvancılıkla
geçinen göçebe Türkmen boyu. 6/
Bir kümes hayvanı... "Her yerden o,
hem aynı güzellikle göründü / San-
dım bu biten gün beni -ettiği gündü"
(Yahya Kemal). 7/ Bir yeri aydınlat-
maya yarayan araç... "- türlü çiçek
vardır başmda/Kokar reyhan ile gül
karmakanş" (Karacaoğlan). S/ Avuç
içiyle toplamak. 9/ Ağrı Dağı'na ve-
rüen bir başka ad... Radyumun sim-
gesi.
YUKAJUDAN AŞAĞIYA:
1/ lzmir ilinde bulunan Türkiye'nin en büyük tuzlası. 2/ Bini-
cilikte atın normal yürüyüşüne verilen ad... Kent. 3/ Türlü ne-
denlerle başarılı olamayan kimse... Cinayet. 4/ tkiyüzlü. 5/ Ye-
ri sulamaya yarayan araç... Lantanın simgesi. 6/ Japon lirik dra-
mı... Ingilizce "bay" s»3zcüğünün kısa yazılışı... Kalkan ve zırh
gibi korunma aracı. 7/ Gözleri görmeyen... Faiz. 8/ llgili. 9/
Züppe... Evrenpulu da denilen ve yapraklar durumunda ayrıla-
bilen parlak bir mineral.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
thtilal devam ediyor
28 EKİM 1931
Kıbns adasındaki vaziyet
gerginligini hâlâ mubafaza
etmekte olduğundan
hükümet Kahire'den bir
tayyare filosu daha
gönderilmesini istemiştir.
Bilhassa büyük bir galeyan
hüküm sürmekte olan
Pafus'ta kadınlarla
çocuklann ve Ingiliz
tebaasının bir tecavüze
uğraması ihtimalinin önüne
geçmek için lüzum görülen
ihtiyat tedbirleri alınmıştır.
Ortodoks serpiskoposu vali ile yaptığı bir mülakâtta
mevlaıflar salıverilmediği takdirde sükûn ve asayişin
muhafazası hakkında teminat veremeyeceğini söylemiştir.
Bugün Kıbns'ta sükûn hüküm sürmekte olduğu
bildirilmiştir.
Lefkoşa'ya bir kaç zırhlı otomobil gönderiJdiğine dair bir
şayia dolaşmaktadır.
Kolombo knıvazörü sabahleyin Famagosta'ya vâsıl oldu
ve karaya asker ihraç etti. (Lârnaka) da ve (Lefkoşa) da
yeniden kanşıklıklar vuku buldu. Dün (Lârnaka) da
London kruvazörü mürettebatı polise yardım ederek
ahaliyi dağıtü. Ahalinin silâh hûcumuna maruz kalan
bahriyeüler mukabelede bulunmuşlardır. Zayiat yoktur.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Başgil'in istifası
28 EKİM 1961
A.P. listesinden müstakil olarak
Samsun Senatörlüğünü kazanan
Ord. Prof. Ali Fuat Başgil, nihayet
dün saat 11.20'de Feneryolundaki
köşkünde basın mensuplannı kabul
etmiştir. Başgil 4 gün önce hem
senatörlükten istifa etmiş, hem de
Cumhurbakanlıgı adaylığından
vazgeçerek ansızın ankaradan
Istanbula gelmisti. A.F. Başgil
Senatörlükten niçin istifa ettiğmi ve adayhğını da niçin
geriye aldığım bildirir yazılı bir beyanını gazetecilere
okumakla yetinen Başgil, kendisinden daha başka
mevzularda ve daha geniş olarak izahat istiyen
gazetecilerin diğer sorularım cevapsız bırakmayı tercih
etmiştir.
Başgilin gerek kendisini ziyaret eden basın mensuplanna
okuduğu ve gerekse gazete idarehanelerine gönderdiği
yazılı beyanı aynen şudur:
"— Bir iki gündür basın mensuplanm bir hayli üzdüğüm
için özür diler ve kendilerine zahmet ettiklerinden dolayı
teşekkür ederim. Fakat ben artık gazeteciler için
enteresan bir suje olmaktan çıktım, buna çok
memnunum. Artık eskisi gibi kendi köşemde en sadık
arkadışlanm olan kitaplanmla huzur ve sükûn içinde baş
başa kalacağınıı düşünerek seviniyonım.
Senatörlükten istifa ederek ansızın Ankaradan aynlmama
gelince, hikâye uzundur. Bunu şöylece kısaltaytm:
Ankarada geçen salı gecesi saat 20 den sabahın dördüne
kadar yaptığım temaslar sonunda buna mecbur oldum.
Çünkü Cumhurbaskanlığina adaykğımı koymam için
muhtelif partilerden beni seven ve tutan senatör ve
milletvekillerinin talebi karşısında buna söz vermiş hattâ
bir de vesika imzalanuştım. Fakat diğer taraftan,
bahsettiğim temaslar neticesinde, adaylığımı geri almam
zarureti hasıl oldu.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Barış çağrısı
28 EKİM 1990
SHP, olağanüstü kurultaydan sonra "Barış ve Insanca
Yaşam" adlı ilk mitingini dün izmit'te gerçekleştirdi. Çok
sayıda il örgütünün katıldığı mitingde SHP Genel
Başkam Erdal Inönü parti içi tanışmalarla kaybedecek
zamanlan olmadığıru belirterek ANAP iktidan ve
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ı sert bir dille eleştirdi.
DÜZELTME
• Uğur Mumcu'nun 'Takvim' başhkL dünkü yazısının
son paragrafındaki "Bu savaşımın öncülüğü de SHP ve
DYP'deki Anadolu aydınlanna düşüyor" cümlesindeki
DYP, DSP olacaktır. Bu dizgi yanlışlığını düzeltir, özür
diieriz.
TARTIŞMA
Tııtanak
Uyıışmazhğı ve yapılan tartışmaları yanlann anlatımlanyla,
yüksek mahkeme yargıçlannın önüne seren tutanaklar, bir •
geminin seyir defteri gibi olup, davanın aynasıdır. _ _
Hukuk davalannda yargıç genellikle,
M
Taraf vekilleri geldiler, açık dıunşmaya
başlandı" der. Yazıcı (zabıt kâtibi), meka-
nik yazı makinesindeki saman kâğıda bu
tümceyı yazmaya koyulur ve duruşma baş-
lar.
Tutanak (zabıt) ve yazıcı (zabıt kâtibi) ko-
nusu, HUMK'nun 151-158. maddeleri
arasında düzenlenmiştir. Tutanağın temiz
ve okunaklı yazılmasından yazıa sorumlu-
dur. (Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı
İşleri Yön. madde 30).
Koridorlardan süzûlüp gelen sabırsız bek-
leyişlerin gürültüsüyle, yazı makinesinin
tok ve tekdüze sesi. uyumsuzca birleşerek
duruşma salonunun duvarlannda yankıla-
nır. Ve yazıcı mekanikleşmiş dokunuşlarla,
yargıan tümcelerini tutanak uzerine diz-
meye çalışır. Yazıcı, yargıcın gözetimi altın-
da sonışturmanın ve yargılamanm
cereyanını tutanağa kaydeder.
Yargıç tarafından yetki verilrnedikçe, iki
taraf ya da vekilleri ifadelenni tutanağa
doğrudan doğruya yazdıramazlar. Yargıç
(ya da mahkeme başkanı), iki tarafın anîa-
Umlanmn özetini tutanağa yazdınr. Duruş-
ma sonunda tutanak, hazır bulunan
yargıçlâ (ya da yargıçlarca), yazıa tarafın-
dan derhal imzalarur (HUMK. md. 152,
Yön. md. 30).
Uyuşmazlık, soruşturma ve yargılama aşa-
malanndan geçerek hükümle sonuçlan-
maktadır. Hüküm temyiz edilerek, dava
dosyası Yargıtay'a gönderildiğinde, uyuş-
mazlığın usul veesas yönleri ilgili özel daire-
de, dosya içeriğine göre incelenmektedir.
Sav ve savunma dilekçelerinden sonra dos-
yadaki en önemli belgeler, kanıtlar ve
tutanaklardır. Yüksek mahkeme kararla-
nndaki, "... temyiz dilekçesinın süresı
içinde yerildiği anlaşılmış olmakla; dosya-
daki kâğıtlar" arasında elbette tutanaklar
da vardır.
Uyuşmazhğı ve yapılan tartışmalan yan-
lann anlatımlanyla, yüksek mahkeme
yargıçlarının önüne seren tutanaklar, bir
geminin seyir defteri gibi olup, davanın ay-
nasıdır.
* HUMK'nun tutanağın neleri kapsayaca-
ğmı düzenleyen 151. maddesi, tutanaklann
ne denli önemli olduğunun açık bir kanıtı-
dır.
Yasanın, sözlü yargılamanm işleyişinin ve
gelişiminin ancak tutanak ile kanıtlanabile-
ceğine ilişkin buyurucu hükmü (md. 153),
konunun önem derecesini göstermektedir.
Açıklanan bu yasal önemi ve vazgeçilmezli-
ğine karşın tutanaklar, uygulamada yasa-
nın öngördüğü dikkat ve özenden yoksun-
dur.
Tutanaklar, dil bilgisi kurallanna, nokta-
lama işaretlerine uyulmadan fakat hızh yazı-
larak makineden çıkmaktadır. Avukatlar.
duruşma sırasında söylenenlerin -özetlene-
rek de olsa ya hiç yazılmadığını ya da ger-
çek anlatımlara ters bir tümceyle tutanağa
geçirildiğini ancak duruşmadan sonra fark
edebılmektedirler.
Tutanakta mevcut olmayan hususlara da-
yanılarak hüküm verilmiş olması. tutana-
ğın değiştirilmesi (tağyir), bozulması
(tahriO ve söylenmeyen bir sözün hüküm ve
karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi
gösterilmiş olması, yargıan tutanakla ilgili
sorumluluğuna neden olabilmektedir.
(HUMK.md. 573/3.4)
'Asliye hukuk mahkemeleri'nde yazılı yargı-
lama usulü uygulanmaktadır. Ancak taraf-
lar dinlemeden hüküm verilemeyeceğinden
(HUMK. md. 73, 377,381), sonışturmanın
tamamlanmasından (md. 375) sonra ve hü-
kümden önce sözlü yargılama yapılmakta-
dır.
özellikle ticaret mahkemeleri'nde, hüküm
aşamasındaki bir uyuşmazlığın, sav ve sa-
vunmanın, seslendirilişi ve kurul önünde,
soruşturma yargısı dışındakı üyelere, yan-
lann ifadeleriyle sunulabilmesi çok önemli-
dir. Uygulama, yasa koyucunun sözlü
yargılamayı gerekli görmüş olmasındaki
amacı gerçekleştirmekten uzaktır. Ve yük-
sek mahkeme yargıçlanna "d»v»yı" olduğu
gibi ulaştırabilecek en önemli "kiğıt", sözlü
yargılamadaki bu tutanaktır.
Ya dava boyunca tutanak tutulması uygu-
lamasına, yasanın ilgili hükümlennın iptali
ile son verilmeli ya da yasa koyucunun
amacı, teknolojik olanaklardan yararlana-
rak mutlak olarak gerçekleştirilroelidir.
AV.HULUSİMETİN
tstanbul
Teknoloji ve Muilulıık Uzerine
Dalga dalga bir coşku yaymıyorsa kahkahalar, yapay
güldürücüler ne işe yarar? Otomatiğe bağlanacaksa yaşam, insan
yaratıcılığınm ne değeri var?
Ozan. ressam olan arkadaşına. "Sen
mutluluğun resmini yapabilir misinT" der.
"Çok şükiir, çok şükür, bugünû de gördöm.
öbem gam yemem gayrı"nın resmi, tuvale
dökülebihT mı?
Mutlutuk gibi, sevgi gibi, dostluk gibi
değerler, insan elinin, yeteneğinin yettiği
her alana konu olmuş, üzerlerinde değişik
görüşler ya da varsayımlar ileri sürülmüş.
Sapatçı, yapıtıyla, fılozof, dünya görüşüyle;
bilim adamı, hedefi ve gerçekleştırdikleriy-
le, insanoğluna anlatmaya ve sunmaya
çalışmışlar mutiuluğu. Sıradan insan ise,
ayırdına vararak ya da varmayarak yaşadı-
ğı bu güzelliklere kendince yorumlar kat-
mış.
"Mntluluk nedirr' gibi bir sorunun tar-
tışmasına girmek anlamsız olmalı. Çünkü,
mutluluk göreli bir edınim, üstelık yaşana-
cak denli somut olduğu oranda, sözcüklerle
çözümlenemeyecek. yolu gösterilemeyecek
kadar da soyut ve açıklanamaz. Reçete ya
da formüller yetmez onu beümlemeye, an-
cak yaşanır. tnsan var oldukça, yaşayacak-
tır da. Belki yaşamdan tat alma, kendinle
banşık ohna, coşkunluk, bilgeük, sevgi ve
dostluk edinimlerinin kazancı. umutlann
yerini bulması, yannlan sözveren güvence-
ler, gerceğı anlamakia onu gerçekleştirmek
arasındaki uzun çizgi, elde var olanla yetin-
me ya da onu sadece venleni almakla
avunmak onun adı.
Bugüne değin. insanaklı ve elinin yarat-
tığı tum oluşum ve varetmeler, insanın
yaşamını kolaylaştırmaya ve onu mutlu kıl-
maya yönelmiş ya da öyle olduğu savlan-
mış. "M. Laıther King"in dediği gibi;
"Kuşlar gibi ucmayı, balıklar gibi yüzmeyi"
öğrenmişinsanlık. Ama sana>ileşme vetek-
nolojinin insan yaranna kullanımından
uzaklaşması, zamanla amac olmaktan çı-
karmış, araca dönüştürüvermiş insanı. öyle
ki, kendi yarattığı teknolojinin tutsağı olu-
vermiş insan. Ruhsal zenginliklerinden
annmanın yanı sıra, kendine bile yabancı-
laşmaya başlamış. Üstelik, sadece kendi
değerlerini yitirmekle kalmamış, doğada
var olan dengeler de bozulmaya yüztutmuş
bu arada. Doğal kaynaklar kurudukça. ya
yerini yapay oluşumlar almış ya da boşluğu
doldurulamayacak yaralar açılmış doğada.
Acaba, insanoğlunun çabalan. bugün
vanlan noktada. insanı mutlu etmeye yö-
nelmiş midir? Sonuçtan gidilirse. bu soruya
içtenlikle "evet" denılebilir mi? Yollannda
yürünemiyorsa, çimenlerinde koşulamı-
yorsa, avuç dolusu su kana kana içilemi-
yorsa, balıklann, çakıl taşlanyla dansı
izlenemiyorsa, doğa kokulan duyumsana-
mayarak solunamıyorsa, bu soruya "eyet"
denilebilir mi? Bir yere, bir şeyin gûzelliğıni
elde etmek için vanlır. Dağbaşındaki kann
bile rengi değişmişse eğer, oraya erken var-
mamn ne anlamı var? Kokusu kalmamışsa
çiceklerin, her zaman görülmesinin ne öne-
mi var. Dalga dalga bir coşku yaymıyorsa
kahkahalar, yapay güldürücüler ne işe ya-
rar? Otomatiğe bağlanacaksa yaşam, insan
yaratıcılığınm ne değeri var?
En kötüsü de, var olduğundan beri ya-
şam kaynağı olan toplumsallığından sıyn-
larak, bireysellik ve yalmzlığın batağına
sürüklenmesi olmuş insanın.
Kavalının sesiyle insanlara ulaşmaya ça-
lışan çobanın yerini, kalabalıklar içindeki
yalmzlıklar almıştır bugün.
Motor sesini yaşamanın güvencesi sayan
insanoglu, onun dişleri arasında ezilrnek
değil, onu yaşamak istiyor.
Teknolojinin açtığı yolda yorulmak de-
ğil, dinlenmek istiyor.
Anlaşılmazlık içinde boğulmak değil, an-
laşılırlık içinde soluk almak istiyor.
Üreterek katılmak, ürettiğine sahıp çık-
mak istiyor.
Suyu içilemeyen, havası solunamayan,
ağaçlannın gölgesinde dinlenilemeyen ve
sonuçta ozon tabakası da delinen dünyamı-
zın teknolojisi, ancak insanın yaşama se-
vinci ve sorumluluğuyla korkunçluğundan
kunulabilir. Teknolojinin insana ödettiğı
bu ağır faturanın altından en az etkılenme-
lerle çıkmak. ancak insan sevgisinin eklen-
mesiyle olasıdır.
Her kuşağın, bir sonrasına teknolojinin
çalışma anahtan olarak insan sevgisiru bı-
rakması dileği ve inancıyla...
FİGENAYDOĞDU
Ankanı
HTflTURHCU
Düsüncç
DERIICfiİ
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN
BUGÜNKÜ YORUMU v .
GENÇLİĞE YANSIMASI
PANEL
Yönetici : Prof. Dr Orhon Ulutin
Konuşmacılar : Prof. Dr. Toktomış A»$
Prof. Dr. Erol Cihan
Ali Sirmen
Işıl Çakan
Murat Somef
29 Ek.-r. 1991 Sol. Soat 14.00
Alatürk Kûhür M«Ht«ci. Konur Salonıı - UKSİM
tLAN
ESKİŞEHİR tŞ MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 991/106 Karar No: 991/218
SSK Genel Md. vekili Av. Özen Özcelik tarafından Erhan Köprü-
lü, Erdal Köprülü ve Kemal Taluğ aleyhine açılan rücuen tazminat
davasının yapılan açık dunışması sonunda;
Mahkememizce 16.7.1991 tarih 991/106 E. 991/218 K. sayısı ile
kurum zaran 1.371.523.- liranın gelir bağlama ve masraf tarihlerin-
den itibaren yasal % 30 faizi ile birlikte ve aynca 137.152.- lira ve-
killik ücreti, 13.715.- lira karar harcı ve 228.000.- lira mahkeme
masrafının davalılardan tahsüine karar verilmiş olup süresi içinde tem-
yiz edilmediği takdirde karann kesinleşeceği, davalılar Erhan Köp-
rülü, Erdal Köprülü ve Kemal Taluğ'a karar tebliği yerine geçmek
üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 49909
GAZİANTEP 1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
1991/300
Davacı Nejla Sipahi vekHi Av. l.Hayati Köksal, davalılar Mchmet
Genç ve arkadaşlan aleyhine açtığı ortaklığın gıderilmesi davasının
yapılan açık duruşması sırasında venlen karar gereğince,
Gaziantep ili Şahınbey ilçesi Düztepe Mah. Anezedağı mevkii ada
1254, pafta 210, parsel 64, kfitük 1372'de kayıtlı bulunan taşınma-
zm hissedarlanndan olan Hasan özgül'ûn tüm aramalara rağmen du-
ruşmaya davet edilemediği anlaşıldıgından, duruşmanın atılı bulun-
duğu 12.11.1991 günü saat 09.00'da mahkememiz duruşma salonunda
hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, hazır bu-
lunmadığında ve kendisini bir vekille temsil ettirmediğinde gıyabın-
da karar venleceğı, davetiyeye kaım olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur.
Basın: 49849
CİHANBEYLt SULH CEZA
HÂKİMLİĞt'NDEN
Esas No: 1990/197
Karar No: 1991/163
Hâkim: Abidin AKAN 27703
Kâtip: Mustafa GÜNDÜZ 1038
Davacı: K.H.
Sanık: Mehmet Üçleroğlu - Rifal ve Dilfunız'dan olma 1955 doğum-
lu Cihanbeyli ilçesi Yeniyayla Mahallesi cüfusuna kayıtlı olup halen
aynı yerde oturur. Evli 2 çocuklu, okur - yazar, sabıkalı T.C. lslam.
Üçleroğlu Tuz Fabrikası'nı işletir.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet.
Suç tarihi: 6J.1989
Karar tarihi: 19.6.1991
Yukanda açık kimliği yazüı sanık hakkında Cumhuriyet Savcılığı
tarafından açılan kamu davasının yapılan açık dunışması sonucun-
da sübuta erdiği kabul cdilen "Taklit veya tağşiş edilmiş yemeklik sofra
tuzu iraal edip satmak eylemi nedeniyle TCK'nın 3506 sayıb yasa ile
değişik 398. maddesi, 647 sayıb yasanın 4/1 maddesi ve TCK.nun 72.
maddesi uyannca sonuç olarak 470.000 TL. ağır para cezası ile ceza-
landırılmasına; TCK'nun 402/1 maddesi uyannca curme vasıta kıl-
dığı meslek ve sanatmın 3 ay süre ile tatiline ve takdiren 7 gün süre
ile iş yerinin kapatılmasına; karar verilmiş olup karar kesinlesmiştir.
TCKInun 402/2 maddesi uyannca ilan olunur.
KARADENÎZ E R E G L ! İŞ
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1990/479
Davacı SSK vekili Av. Gönül Ömür tarafından davalılar Erdemir,
Kenan Atalay ve Çimtaş Çelik lmaiat-Tesisat AŞ. haklannda açılan
rücuan alacak davası sebebiyle;
Davalılardan Kenan Atalay'ın Erdemir Çimtaş Çelik Imalat-Tesisat
AŞ.'de işci olması sebebiyle bu adresine çıkartılan tebligatın bilateb-
liğ iade edilmesi uzerine yaptınlan zabıta araştırmasında da adrcsi
tespit edilememiştir.
Adı geçenin, duruşma günü olan 4/12/1991 günü saat 9.10'da du-
ruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi,
tebliğden itibaren 10 gün içinde dava ile ilgili delülen varsa ibraz et-
mesi, gelmediğı takdirde yokluğunda yargılamanm sürdürülerek ka-
rar verileceği hususu ilan olunur. Basın: 49904
T.C. CEYHAN
SULH HUKUK MAHKEMESİ
1988/628
Davacı Maliye hazinesi vekili ile davalılar Yaşar Çakar ve ark. ara-
sında yapılan tapu iptali tescil davası sonunda:
Davacı Maliye hazinesinin davası 24.12.1990 tarih ve 1988/628 esas
1990/1265 karar sayılı ilamı ile red olunmuştur.
Tüm aramalara rağmen adresleri tespit olunamayan Sairae ile gül-
seren Çakar'a mahkeme kararı 7201 sayılı tebligat kanununun 49.
maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. 30.9.1991 Basın: 49912
POLJT1KA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Seçimlerde Yanılmalar...
Seçim sonuçlarını gören Aydın Menderes yakmlanna ye-
niden siyasete gireceğini söylemiş. Oysa yıllar var önerilen-
leri dışlıyor, hiç oralı olmuyordu. Acaba neden bunca yıl si-
yaset dışı kaldı da şimdi soyunmak istiyor?
Erdal İnönü'ye soruyortar: "Bu seçim yenilgisi karşısında
istifayı düşünüyor musunuz?
Duymazhktan geliyor. Çünkü İnönü'yû yakanın Nurettin Sö-
zen olduğunu söylüyortar. Sözen dikine dikine gideceğine
doğru dürüst belediyecilik yapsaydı, bunlar başına gelmez
miydi? Belediye seçimlerinde bilinçli oy veren İstanbul haJkı
genel seçimlerde mi bilinçsiz oy verdi? Sözen'in yaptıkJan
Dalan'ın yaptıklanna erişemedi. Şöyleydi, böyleydi İstanbul
kenti ortada, kimse Dalan'ı geçemedi.
Ecevit sevindiğini söyleyemiyor ama seçildiği için teselli
buldugunu söylüyor. Ecevit'e verilen oyların çöpe grttiğini söy-
leyenler var. Ecevit'e kızacaklarına biraz da oyu çöpe atan
seçmenlere kızsalar ya... Halka söz söyienmez diyorlar. Oyu
çöpe atanlara da söylenmez mi?
Demirel Köşk'e çıkar mı? Herkesin merakı bu!.. Gercek-
ten demokrasi aşkına çıkar mı? Çıksa bir türlü cıkmasa bir
türlü... Bir zamanlar Atatürk Çankaya'da oturduğu için, "Bu
hıyâbân ebediyet ydudur" derlerdi. Şimdi orada Özal otu-
ruyor, bu yolculuğa Demirel çıkar mı? Memleket hükümet-
siz kalamaz. Hükümetin yolu da Çankaya'dan geçiyor... Ba-
kalım bunlan nasıl açıklayacak, nasıi bir anahtarla kapıyı aca-
cak?
Parmaklarını birbirine vura vura ekranda boy gösteren Er-
bakan Hoca da Demirel'in Çankaya'ya nasıl çıkacağını sor-
muyor mu? Nasıl çıkacak? Eğer hükümeti kurmaya niyetli
isetıpıştıpışçıkacak... "Varmıbunun başka türlü biraçıkla-
ması?" Vaktiyle böyle konuşurdu, şimdi de konuşacak...
Bu seçim sonuçlarından kariı çıkan iki kişi var; biri Mesut
Yılmaz, öteki de Özal!.. Mesut Yılmaz seçimleri yitirerek
özal'dan kurtuldu. Özal da, hiç bir parti anayasayı değişti-
recek oranda Meclis'e giremedi, böylece devrilmekten kur-
tuldu. Partilerden biri 300'den fazla milietvekili ile girseydi
ne olurdu? Şimdi Demirel Çankaya'yı boşaltstn bakalım.
Bazı mektuplar elime geç geçer. Emre Kongar dostum bu
seçimlerde SHP'nin 7. bölge kontenjan adayıydı. Bastırdığı
broşürde 'Değişim, Demokrasi, Dayanışma' için siyasete atıl-
dığını söylüyor. Ne çare ki broşür elime seçimlerden sonra
gecti. Yanıt veremedim. Dostumu, "Boş ver, bu da bir
denemedir" diye gecikerek tesellli ediyorum.
SHP'den kontenjan adayı bir dostum da Latif Muttu'ydu.
Kadim dost da Sözen'in narına yandı diyelim mi?
Bir okurum şunları yazıyor:
"Yazılarınızı senelerdir zevkle okurum. Son günlerde siz
ve Sayın Ekmekçi DSP hakkında birtakım verilere dayana-
rak yazdığınız yazılaria bizleri aydınlattınız. Aslında benim Sa-
yın Ecevit'in dürüst kişiliğinden kaynaklanan kemikleşmiş bir
oyum vardı, bu seçimlerde aynı şekilde hareket edecektim.
Günahı ve vebali sizlerin olmak kaydıyla 20 Ekim sabahı ben,
eşim ve ilk defa oy kullanacak kızım ile birlikte sandıktan gül
çıkarmaya gideceğiz. Esenlikler diler, saygılarımı sunanm."
Emekli piyade yarbayı okuruma sonuçlar karşısında ne di-
yeyim, sandıktan gül çıkmadı, gülü çıkaramadık. Kabahatin
hepsi bizim değil... Bir dahaki bahara...
Şiar Yalçın dostum alıntıladığım aruz mısra ve beyitlerde-
ki yanlışları düzeltir. Bu kez aldığım beyitteki yanlışlar benim
değil mürettip hatasıdır. İntihal'in Lugati Naci'de bulunduğu-
nu söylüyor. Beytin doğrusu şoyle:
Sirkat-ı şîr edene kat-ı zeban lâzımdır
Boyledir şiiri belâgâtta fetvayı sühan
Benden de bûtün dostlara selam ve sevgiler. Bu seçimler
sadece bizleri değil siyasetçileri de yanılttı.
MUHASEBE
UZMANI
Işletme, Ekonomi ya da Idari Bitimler
Dallarında yüksek öğrenim görmüş,
Malıyet Muhasebesi konusunda deneyimli,
lyı derecede Ingilizce bilen,
30 yaşını geçmemiş.
FİNANSMAN
UZMANI
işletme, Ekonomi ya da idari Bilimler
Dallarında yüksek ögrenim görmüş,
lyi derecede Ingilizce bilen,
30 yaşını geçmemiş.
BÜTÇE VE
PLANLAMA
UZMANI
Işletme, Ekonomi ya da idari Bilimler
Dallarında yüksek öğrenim görmüş,
lyi derecede Ingilizce bilen,
30 yaşını geçmemiş.
Erkek adayların askerliklerini yapmış
olmaları gereklidir.
Isteklilerin, fotoğraflı özgeçmişleriyle
yazılı başvurulannı en geç 11 Kasım1991
akşamına kadar aşağıdaki adrese
göndermeleri rica olunur.
İpek Kağrt Sanayi ve Ticaret A.Ş.
BüyCıkaere Cad 193 Levent 80640 İstanbul
Eczactbaşı - JA/Mont
İLAN
ERZURUM ASLtYE 2. HUKUK
HÂKİMLÎĞİ'NDEN
Dosya No: 990/6
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından davalılar Ergun
Sokullu, Hayrettin Bilgin, Osman Korkmaz, Adnan Yağcı ve Nec-
det Kayabaş aleyhine açılan 726.741.18 liranın işleyecek gecikme fa-
izi ile birlikte tahsili davasının yapılan açık dunışması sırasında veri-
len ara karan gereğince:
tstanbul Kartal-Maltepe Feyzullah Mahallesi, Mimar caddesi Hat-
boyu Sokak Orbaş Apt. No: 14/13'te oturan Tnk. Bn. (1962-22) si-
cil sayılı emekli davalı Ergün Sokullu adına çıkanlan davetiyelerin
bila tebliğ iade edildiği ve zabıtaca yapılan araştırmalarda da adresi
tespit edilemediğınden adına dava dilekçesinın ve duruşma gününün
ilanen tebliğine karar verılmiştir.
Davalı Ergun Sokullu'nun mahkememizde dunışmasının yapıla-
cağı 4.11.1991 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması
veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde tahkikat ve
yargılamaya davalmın yokluğunda devam edileceği ve hüküm veri-
leceği davetiye yerine kâim olmak üzere ilan olunur. 23.9.1991
Basın: 49895