22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9 MÜZİK Art Ensemble of Chicago konseri • Kültür Servisi — Akbank 1. Uluslararası Caz Festivali bugün Art Ensemble of Chicago'nun vereceği iki konserle sona erecek. "Art Ensemble of Chicago", cazın geleceği için kafa yoran bir topluluk. Grup, trompetçi Lester Bowie, ünlü saksofoncular Roscoe Mitchell ve Joseph Jarman, basçı Malachi Favors ve geçen yıl Kirk Lightsey'le Istanbul'da bir caz-barda bir hafta çalan davulcu Don Moye'dan oluşuyor. Art Ensemble of Chicago'nun konserleri Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda saat 18.30 ve 21.30'da yer alacak. TİYATRO YAZARLARI DERNEĞİ Cumalı istifa etti • Kultnr Servisi — Necati Cumah, Tiyatro ve TV Yazarları Derneği üyeliğinden istifa etti. Cumalı, istifa gerekcesinde, dernegin dar bir kliğin baskı organı niteliğine dönuştüğunü ileri surdü. Cumah, dernek yönetimine gonderdîği istifa mektubunda şunlan söyledi: "Kuruluş günlerinden beri uyesi bulunduğum, birçok dönem yönetim kurullannda değişik görevler alarak amaçları doğrultusunda yararlı olmaya çalıştığim derneğımizin, özellikle şu son 2 dönemdir, tüm üyelerinin meslekteki başanlannı, özverili hizmetlerini nesnel ölçulerle değerlendirerek savunmak yerine, dar bir kliğin baskı organı niteliğine dönüştuğü, bu tutumuyla bir meslek kuruluşu olmaktan uzaklaştığı kanısındayım. Üyelik kaydımın süinmesini dilerim;' KİTAP Melih Cevdet kitabı • Kültur Servisi — 10. İstanbul Kitap Fuan'nın oöur ozanı Melih Cevdet Anday adma TÜYAP'ın hazırladığı kitap yayımlandı. Bir süre once 75. doğumgunu kutlanan Melih Cevdet Anday'm izniyle hazırlanan kitap, 2-10 kasım tarihleri arasında açılacak olan İstanbul Kitap Fuan'nın bir kültür hizmeti olarak yayımlandı. Kitapta, Melih Cevdet Anday'm yaşamı ve yapıtlan, sanatı ve yapıtları üzerine yazılanlardan seçmeler, şiırleri, " " oyunlan, romanlan ve denemelerinden örnekler, sanatı ve yapıtlan uzerine kendi göruşleri, kendisiyle yapılan bir söyleşi ve çeşitli dönemlerde yazdığı denemeleri yer ahyor. Kitapta aynca Ara Güler'in çekmış olduğu Melih Cevdet Anday fotoğraflanna da yer veriliyor. ETIYOPYA DEVRIMI TANIĞIYLA SÖYLEŞİ Jenny Hammond Yazar Program: İmza (EUyopya Devriminde Gerilla Kadırüar) Etiyopya Devrlmlnin Anlatımı Film-Dİa Gösterisi Fotoğraf Sergİsl (Giriş Ücretslzdir) Yerier. • BİLAR llk Beledtye Cad. Tûnel Han. Kat 3 Tûnd / İST. Tarih: 26 Eklm '91 Saat 14.00 • Haaan Ali Yücel Kûltûr Merkezi Kartal / İST. Tfcrih: 27 Eklm "91 Saat 09.00 Adnan Saygun'un 'Kerem' operası 38 yıl sonrayeniden gündemde Kereırfin dramı, iıısaııııı draıru MELİH CEVDET ANDA\ İstanbul Devlet Opera ve Balesi, geçen yıl yitirdiğimiz besteci A. Adnan Saygun'un 'Kerem' operasını bugün saat 15.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde sahneleyecek. 'Kerem'i Aydın Gün sahneye koydu, orkestrasını Fedor Gluşenko ile Serdar Yalçın dönüşümlü olarak yönetecek. EVİN tLYASOĞLU İstanbul Devlet Operası Say- gun'un Kerem'ini sahneliyor. Kefera, ilk ulusal operamız ola- rak bilinmekte. Kerem'i sahne- lemek, ızlettirmek, izlemek belki de biraz Türk âydınının görevi. 1948'de yazılmış ve 1953'te sah- neye konmuş. Cevat Memduh Ahar şöyle anlatıyor: "Eserin yönetimini tümüyle üzerine alan Adnan Saygıın, 1953 yılı içinde, Türk opcrasuun ilk rejisörü Aydın Gun'iin yönetimi altında ta- mamlanmış olan sahne calısma- lannı, orkestra ile birleştinniş ve 22 Mart 1953 gunu Büyük Ti- yatro Sahnesi'nde olaganüstü başan ile sahneye konmasını saglamıştır." Opera Tarihi'nln dördüncü cildinde Altar'a göre "Kerem ile Asta'nın seruveni Saygun'un ese- rinde dunyevi aşktan aynlıp, ila- hi aşka donüşmüstür. Onun içindir ki büyuk opera türiinde yazünuş ilk Turk operası olan Kerem'de, halkın anlattıgi hikâ- yenin bilinen a>nntıları degil de Saygun'un \e Batu'nun serbest bir işleyişle oluşturduklan üç asamalı mistik bir aşk dile geti- rilmiş ve eser, halk masahnda ol- duğu gibi üç ayn zirvede geliş- miştir... Halk hikâyesinde Asb URAS VEÖCAL- "Kerem" opensmda Ruhsar Öcal ile Erol Uras'ın (fotoğrafta) vanı sıra Işın Güyer, Ke- nanDagaşan,AtithsanOnat,AyhanBaranAigitToksoz,(^^ Huseyin likos, Atffla Tıknaz ve Mustafa Kartal rot ahyor. Kerem'den uzaklaşır, bunun ne- deni de her ikisi arasındaki din aynhğıdır. Halbuki Kerem ope- rasında bu olay tumüyle mistik bir hayale dönuşmüştur ...dola- yısıyta ses ve soz unsuru, alabtt- digine çileli bir dram havası için- de mistik bir butüne dömişmüş- tür." Saygun ise Kerem'i yazışım şöyle anlatır: "Ynnus Emre'den sonra bu konu üstüne düşünme- ye başlamıştım... 1944'te Sela- hattin Baru ile bir sohbet arasın- da konunun onun da ilgisini cektigini batta Kerem ile Aslı isimli bir piyes de yazdığını öf- rendim. Pivesi okudum. Konu- ya benim gibi baknuyordu. Halk arasındaki hikâyeye sadık kal- mışü. Benim eserimin adı sade- ce Kerem'dir." Sonra Selahattin Batu bu lib- rettoyu Saygun'un istediği gibi yazmış ve Tevfik tleri'nin deste- ği ile eser sahnelenmiş. llk gece- ki temsıli sahneye koyan Aydın Gün, Kerem rolunü de üstlen- miş. Leyla Gencer, Belkis Aran, Ayhan Aydan, Hilmi Girginkoç ve Ayhan Baran gibi isimler bu ilk programda yer alanlardan bazılan. Ve aradan 38 yıl geçti; ilk ulu- sal Türk operası olarak nitele- nen Kerem, yeniden gündeme geldi... Ne yazık ki, bestecisi Sayguri bu temsüi göremeden öl- dü. Bu kez orkestrayı Fedor Gtuşenko yönetiyor. Serdar Yal- çın ile dönuşümlu. Koroyu Gök- çen Koray çahştırmış. Rol alan sanatçılar Erol Uras, Ruhsar Öcal, Işın Güyer, Ayhan Baran, Kenan Doganşan, *hsan Onat başta olmak uzere geniş bir kad- ro oluşturuyor. Sahneye koyan ise yine ilk sahneleyen Aydın Gün. Geçen yıl kendisiyle yapılan bir söyle- şide Aydın Gün, neden bugüne kadar az sahnelendiği sorusuna şu yanıu vermiş: "Saygun'un Ke- rem operası çok büyük ve geniş soluklu bir eserdir. Partisyon her yönden çok yogun ve grifttir. Bu nedenle de icrası çok güç bir eserdir. Almanlann 'Bütün ola- rak senfoBİk fonnda bestelen- miş dramatik eser' dedikleri opera formunda yazılmışür... Kısacası Kerem icrası yönünden bir demir lebtebidir." Kerem rolünü üstlenen Erol Uras ise Yunus Emre Oratoryo- sn ustüne yaptığirruz bir söyle- şide şu görüşü belirtmişti: "Ke- rem'de oratoryonun nüvesinin var olduğunu düşunüyorum. Kerem 1947-1952 arasında yazıl- nuş. Bestednin aynı yıDardald D- gi alanı ve yöntemkrinin benzeş- tigi söylenebilir. Renk olarak ar- monik yapı olarak beazeşme. Aynca belli bir felsefeyi sembol- ie işlemesi. Ömeğin Kerem'de su ve zaman kavramlan özdeşlesi- yor. Zamanın akışı denizin dal- gası gibi. Müzikteki ritim de dalgalar halinde gelip dönü>or. Kerem'in dramı insamn dramı olarak simgelenmiş. Bütmne dogru yol alan bir mürik. Tıpkı oratoryodaki gibi. Iibrettoda da a>nı şey: Sona dogru 'vahdet' olayı yaşanıyor." İstanbul Devlet Opera ve Ba- lesi'nin bu yıl sahnelemekte ol- duğu nice eğlendirici nitelikteki yapıt yanında Kerem gibi, oyna- ması, sahnelemesi ve belki izle- mesi de zor bir oyun sergileme- si bir yende tarihi bir görev. Çoksesli müziğimize opera for- munda ilk örnekleri sunan Say- gun, sonraki kuşakJann bu dal- da bir eğitieisi olmuştur. lçinde- ki bize özgu makamsal renkler, halk masallarımızın kokusu, ta- savvuf felsefesinin derinliği ve yüzyıllann birikiminin çoksesli çerçevede bir araya gelmesi.. Ke- rem'i izlemek, TV aracıhği ile geniş kitlelere izlettirmek belge- sel nitelik taşıyor. Sinema izleyicisi Cumhuriyet okuyor • Kültür Servisi — Sinemalarda ücretsiz olarak dağıtılan haftalık Sinema Gazetesi'nde yer alan bir habere göre, sinema izleyicisi Cumhuriyet okuyor. Fida Film-Boyut 1991 Araştınnası'na göre, sinema izleyicileri arasında yapılan ankette, gündelik \ basında yüzde 40 ile en | fazla Cumhuriyet Gazetesi'nin izlendiği ortaya çıktı. Gazetemizi yüzde 19 ile Hürriyet Gazetesi izüyor. Diğer gazeteleri izleyenlerin oranı ise yüzde 39. tzleyicilerin yüzde 2'sinin ise hiçbir gazeteyi okumadığı belirlendi. Tülin Altılar kaza geçîrdi • Kültür Servisi — Reklam sektörünün önde gelen fotoğrafçüanndan Tülin Altılar, geçen pazar günü bir trafik kazası geçirdi. Gazetemizin düzenledigi Yunus Nadi ödüllerinin fotoğraf jurilerinde de yer alan Tülin Altılar'm tedavi gördükten sonra hastaneden taburcu edildiği öğrenildi. Grafikerler Meslek Kuruluşu sergilerinde birçok kez fotoğraf ödülü de almış olan Tülin Altılar'm hayati tehlikeyi atlattığı, ancak bir gözünü yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. SANATKUlM Kalpleri saran radyum ateşi SUN YAY1NCILIK TeL 516 06 84 Faa: 518 36 96 Marie ve Pierre Curie'nin ya- şamlarını konu edinen "ödül- ler Kimin?" adh oyun Şehir Ti- yatrolan'nın Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde sergileniyor. Oyun- da Marie Curie'yı Hümeyra, Pi- erre Curie'yi de Avni Yalçın canlandınyor. Jean Noel Fen- wick'in oyununa konu olan Cu- rie çiftinin yaşamöyküsü 1900'lü yıllann başında Fransız basınına da konu oldı*. O yıllar- da Pierre Curie ölmüştü. Eşi Marie Curie yalnız yaşıyordu. 1911 tarihli "Journal" gazetesi şu başhkla yayımlandı: "Bir Marie Curie yazar Françoise Giroud'nun Fa- yard Yayınevi'nden çıkan "Une Famme Onorable" (Onurlu Bir Pierre Curie Kadın) adh kitabına konu oldu. Fransız basını uzun süren bu aşk öyküsüyle ilgilendi. Sovyet yönetmen Leonid Hei- fetz, Şehir Tiyatrolan'nda "Viş- ne Bahçesi" ve "Uç Kız Kardeş" ten sonra şimdi de Anton Çe- hov'un "Vanya Dayı"sını sahne- liyor. Geçen hafta başlayan oyun- daVanya Dayı'yı oynayan Cüneyt Türel, Çehov'un unlü kahrama- nını şöyle yorumluyor: "Umut- suz, yaşı ilerlemiş ve âşık!" Tü- rel'e bakıhrsa, çahşan, akıtan, ama eli boş kalan biri Vanya Da- Cuneyt Turel, "Vanya Dayı al- datılmış ve düş kırıkhğına uğramış" diyor. "Ama yaşamı o düşlere bagh. Düşleryokolup gi- âince, yapacak bir şey kalmadığı zaman, yapmayakalkışsabilear- uk treni kaçırmış.." Türel, bu du- rumun orta yaşh ınsanların bir gün yaşayacaklan bir durum ol- duğu kanısında. Bu arada Türel eklemeden edemiyor. "Bir de 'son aşk'mı yaşıyor Vanya Dayı. Ama o aşktan da umut yok..!' Son aşkını yaşayan Vanya Dayı- yı görmek isteyenler, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Cüneyt Türel'i izleyebiürler... haberde radyumun ateşinin iki bilim adamımn kalbinde yangın çıkardıği beürtiliyordu. Marie Curie laboratuvar arkadaşı Pa- ul Langevin'e sınlsıklam âşık olmuştu. "Radyumun ateşinin sarmaladığı" bu aşk, Fransız Ramko, beşinciyılını büyük birsergiyle kutluyor Modiglianfnin yanında Zeid 2 9 E K İ M ÖZEL C E K I I I S I K D E# # MİLLİ PİyAMGO Bu yıl beşinci yıhnı kutlayan Ramko Sanat Merkezi'nde İsviçre'nin müzayede kuruluşu Gabus'nün koleksiyonundan derlenen bir sergi açıldı. Marc Chagall, Amadeo Modigliani, Max Ernst, Pablo Picasso, Raoul Dufy, şergide yer alan birkaç isim. Oskan'm yapıtlan da yer alıyor sergide. Böyİesi bir sergide Türk sanatçıları dışlamak yerine, "bizleri", "onlarla" kaynaştır- mak istemiş Ramko Sanat Mer- kezi'nin sahibi Nahit Kabakçı. Resimlerden 13'u orijinal, ge- ri kalanları baskı. SeTginin be- lirli bir "başhğı" yok... Ram- ko yöneticisi Nahit Kabakçı Türkiye'ye kolaylıkla getirilebi- AHU ANTMEN Ramko Sanat Merkezi, beşin- ci yılını büyük bir sergiyle kut- luyor. Isviçre'nin tanınmış mü- zayede kuruluslanndan Gabus'- nün özel koleksiyonundan seçi- len yapıtlan bir araya getiren il- ginç bir sergi bu. tşte sergide yer alan birkaç sanatçr. Marc Cna- gall, Amadeo Modigliani, Max da gidip gelerek, ancak son yıl- lannı Fransız Rivierası'nda ge- çiren Chagallin bir restoran mönüsü üzerine yaptığı bir re- sim bu. Restoran sahibine daha sonra 10 bin dolar kazandıran bir yapıt... Sergide yer alan en genç res- sam, resimlerinde savaş sonra- sı Avrupa'yı anlatan ve yapıtları "voksulluk gerçekçiliği" olarak tanımlanan Bernard Buffet. 196O'lı yıllardaki ani "düsüş"- ünden sonra Japonlann özellik- le ve Amerıkalıların yeniden keşfettiği bu ressam, 1989'da Tokyo'da gerçekleştirilen bir muzayedede "yeniden dogmuş- tu"... Yazar Carol Mann, "Modig- liani" adh kitabında yazann yaşamoyküsünu her yönüyle ele almış. İşte Idtaptan bir bölüm: " 'Kısa, ama dolu s dolu bir yaşam istiyorum' demişti Modigliani. 24 Ocak j 1920 yılında 35 yaşmdayken öldü, ojsa o gün Modigliani ef sanesinin de doğduğu gündü. 15 yıl içinde resimlerinin fiyatı yükseldikçe yukseldi. Kendine özgü, ama pek lanınmayan bu kahraman, bir anda ünlü bir j ressam oluvermişti. Oysa 1 1917 yılında bir tavuğu 10 franga, bir Modigliani 1 resmini ise 5 franga 1 alabUirdiniz." i ! ^SlSr^&. I t •H8PİMİ Ernst, Pablo Picasso, Raoul Dufy... Sanatseverler VVupper- tal Von der Haydt Müzesi ko- leksiyonundan derlenen "Eks- presyonizm ve Sonrası" sergisi- nin ardından yine unlu sanatçı- lann yaprtlannı gorme olanağuu buluyorlar böylece. Yabancı sanatçılann yanı sı- ra geçenlerde yaşamını yitiren Fahrunissa Zeid, Plastik Sanat- lar Derneği'nin "onur belgesi" verdiğı sanatçılardan Ferruh Başaga ve Nuri tvem ile Yervant lecek küçük boyutlu yapıtları seçmiş yalnızca. Isviçre'deki si- gorta firmalannın Türkiye'yi "tehBkeli" buldukları gerekçe- siyle sigorta yapmamalan ve bu sorunun burada çözulmesi, işin başka bir boyutu. Ramko'nun beşinci yıl sergi- sinin ilginç yapıtlarından biri, 1887-1985 yılları arasmda yaşa- yan unlu Rus asılh ressam Marc Chagall'in imzasını taşıyor. 1920'li yıllann ilk yansından sonra Moskova'dan aynlarak yaşamını Paris ile ABD arasın- Beş yıl, bir galeri için uzun bir süre sayılmaz. Bu sergi de yal- nızca bir beşmci yıl kutlaması sayılmaz. Ramko Sanat Merke- zi, "kısa geçmiş"ine oldukça yuklü bir etkinlıkler dizisi sığdı- rabilmiş bir sanat galerisi yine de. Kabakçı'nın ufak bir resim koleksiyonu bulunan sanatsever kimliğinden "galerici" kimliği- ne bürunmesi ve profesyonel ga- lericiliğe >onelmesi hep son bir- kaç yılda olmuş. Aylık duvar kıralama yoıue- miyle "işe başlayan", ancak "malnm" nedenlerle bundan vazgeçen Ramko Sanat Merke- zi, uluslararası piyasaya girmek istiyor. Amaç, Türk resmini dı- şanda tanıtmak, dışandaki alı- cıya sağhklı bir şekilde empoze edebilmek. İşte beşinci yıl ser- gisi de bu "uluslararası sanat ortamına girme hedefi"nin uzantısı... Türkiye'deki galeri- lerin uluslararası fuarlara kabul edilmesi zor. önce "backgro- und"a bakıhyor çünku. Galeri hangi ressamlarla çahşmış? Künyesinde hangi ressamlann ismi var? Türk resim sanatının ustala- nnın imzalannı taşıyan yapıtla- ra yer verilmesi de böyle bir bi- lincin yansıması. Galeri sahibi Nahit Kabakçı, "Türkiye'de re- sim mi yapılırmış" duşüncesin- de olanlara seslgnmek istiyor: "Böyle düşünen insanlara, yurtdışında Türk ressamlannm sergilerini açtırmak zor. Ancak Türk evlerinde ya da önemsiz müzelerde sergileniyor Türk sa- natçılann resimleri. Şimdi, bi- zim eümizde böyle bir fırsat var- ken hiç degUse Türkiye'de yaşa- yan yabancdar gelsinler, bir Modigliani'nin yanında Fahrü- nissa Zeid'i görsünler. Çok de- ğer verdikleri bir Corbusier'nin yanında bir Ferruh Başağa'yı görsünler. Nuri lyem'i görsün- ler." Nahit Kabakçı, kendi kolek- siyonunda bulunan, Resim ve Heykel Müzesi'nin heykel bölü- münün kurucusu Yervant Os- kan'ın "Osman Hamdi Bey'in eşi Naile Hanım için yaptığı bir portreyi de sergiliyor. Bu yapı- tın fotoğrafı, Resim ve Heykel Müzesi'nde. Üç dört yıl içinde uluslarara- sı fuarlann kapüannı aralamak- ta kararh Ramko. Profesyonel bir galeri kimliğiyle. Nahit Ka- bakçı, Türkiye'de ınsanların hem eleştirmen hem galerici hem de ressam olabildiklerini, bunu "tuhaf" bulduğunu söy- lüyor. Kendisi, ticari bir kuru- luş olarak kalmayı tercih edıyor: "Resmin eleştirmeni ayndır, ressam ayrıdır. Galerici de ben lüccanm di>ebilmelidir. Ben bir ticari kuruluş olarak en iyi res- sam ı bulmak için en iyi eleştir- mene sorarım." (iezen'in • Kültür Servisi — Müjdat Gezen Sanat Merkezi 29 ekim salı günü açıhyor. Merkez içinde yer alan 60 kişilik Yılmaz Güney Cep Sineması, açıhş gününde Müjdat Gezen'in yönettiği "Kobay" adlı fihni gösterecek. (346 51 09) Sadak Azerbaycarfda • Kültür Servisi — Piyanist Gülseren Sadak'm Azerbaycan'da verdiği konserler ilgiyle izlendi. Azerbaycan Devlet Filarmoni Orkestrası'nın çağnhsı olarak Bakü'ye giden Gülseren Sadak once bir resital verdi. Daha sonra Kara Karayev Orkestrası eşliğinde bir konser veren Gülseren Sadak. Haydn'ın Piyano Konçertosu'nu seslendirdi. Şef Prof. Nazım Rızaev yönetimindeki konser televizyonda da yayımlandı. Osmanlı g^ysileri • Kültür Servisi — 17. yuzyıl ve 20. yüzyıl arası yapılmış dokuma, işleme ve kıyafetlerden oluşan sergi Yıldız Sarayı Sanat Galerisi'nde açıldı. Koleksiyonda bulunan eserler: Çatma yastık yüzleri ile son devirde Osmanlı pazarlannda bulunan Selimiye, Saval gibi hafif ipekliler. Aynca son devir kumaşlardan yapılmış; üç etek adıyla tanınan kadın kıyafetleri, kısa cepkenler, bir Şam hırkası bulunuyor. 'Denizin Kanı' • Kültür Servisi — Romancı-hikâyeci Tank Dursun K!nın biri yabancı (Yugoslavya-Vardar Fihn) diğeri de yerli (TRT) televizyonlarca filme de alınan romanı "Denizin Kanı", ekim ayı içinde Makedoncaya da çevrilip kitap halinde yayımlandı. Daha önce Türkiye'de dört baskı yapan "Denizin Kanı" Makedon dilinden başka Rusça ve Bulgarcaya da çevrihniş, Moskova ve Sofya'da yayımlannuştı. "Denizin Kanı"m Makedoncaya Turkolog Nalan Hüseyin Avdovic cevirdi ve roman Yugoslavya'nın önde gelen yayınevlerinden "Misla"mn yayınlan arasmda yer aldı. UGUN • Terra-cotta heykel Doç. Meriç Hızal'ın "Ten-a-Cotta Heykel ve Kikinda" konulu söyleşisi saat 15.00'te Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde (360 90 05) • Anatolia'da cumartesl Anatolia'da Onur tnel'in gitar dinletisi saat 16.00'da, Sinan öğüt'ün Türkiye Resim Sanatı konulu söyleşisi 16.30'dan itibaren izlenebilir. (349 99 01) • Atıf Yılmaz'la sinema sohbeti Beyoğlu ve Sinema Sohbetleri'nin bu haftaki konuğu Atıf Yılmaz. Yılmaz'ın söyleşisi saat 17.00'de başlayacak. (151 32 40)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle