Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EKİM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9
MÜZİK
Art Ensemble of Chicago konseri
• Kültür Servisi — Akbank 1. Uluslararası Caz Festivali
bugün Art Ensemble of Chicago'nun vereceği iki
konserle sona erecek. "Art Ensemble of Chicago", cazın
geleceği için kafa yoran bir topluluk. Grup, trompetçi
Lester Bowie, ünlü saksofoncular Roscoe Mitchell ve
Joseph Jarman, basçı Malachi Favors ve geçen yıl Kirk
Lightsey'le Istanbul'da bir caz-barda bir hafta çalan
davulcu Don Moye'dan oluşuyor. Art Ensemble of
Chicago'nun konserleri Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda saat 18.30 ve 21.30'da yer alacak.
TİYATRO YAZARLARI DERNEĞİ
Cumalı istifa etti
• Kultnr Servisi — Necati Cumah, Tiyatro ve TV
Yazarları Derneği üyeliğinden istifa etti. Cumalı, istifa
gerekcesinde, dernegin dar bir kliğin baskı organı
niteliğine dönuştüğunü ileri surdü. Cumah, dernek
yönetimine gonderdîği istifa mektubunda şunlan söyledi:
"Kuruluş günlerinden beri uyesi bulunduğum, birçok
dönem yönetim kurullannda değişik görevler alarak
amaçları doğrultusunda yararlı olmaya çalıştığim
derneğımizin, özellikle şu son 2 dönemdir, tüm
üyelerinin meslekteki başanlannı, özverili hizmetlerini
nesnel ölçulerle değerlendirerek savunmak yerine, dar bir
kliğin baskı organı niteliğine dönüştuğü, bu tutumuyla
bir meslek kuruluşu olmaktan uzaklaştığı kanısındayım.
Üyelik kaydımın süinmesini dilerim;'
KİTAP
Melih Cevdet kitabı
• Kültur Servisi — 10.
İstanbul Kitap Fuan'nın
oöur ozanı Melih Cevdet
Anday adma TÜYAP'ın
hazırladığı kitap
yayımlandı. Bir süre
once 75. doğumgunu
kutlanan Melih Cevdet
Anday'm izniyle
hazırlanan kitap, 2-10
kasım tarihleri arasında
açılacak olan İstanbul
Kitap Fuan'nın bir
kültür hizmeti olarak
yayımlandı. Kitapta,
Melih Cevdet Anday'm
yaşamı ve yapıtlan,
sanatı ve yapıtları
üzerine yazılanlardan
seçmeler, şiırleri, " "
oyunlan, romanlan ve denemelerinden örnekler, sanatı
ve yapıtlan uzerine kendi göruşleri, kendisiyle yapılan bir
söyleşi ve çeşitli dönemlerde yazdığı denemeleri yer
ahyor. Kitapta aynca Ara Güler'in çekmış olduğu Melih
Cevdet Anday fotoğraflanna da yer veriliyor.
ETIYOPYA DEVRIMI
TANIĞIYLA SÖYLEŞİ
Jenny Hammond
Yazar
Program:
İmza (EUyopya Devriminde Gerilla Kadırüar)
Etiyopya Devrlmlnin Anlatımı
Film-Dİa Gösterisi
Fotoğraf Sergİsl
(Giriş Ücretslzdir)
Yerier. • BİLAR llk Beledtye Cad. Tûnel Han. Kat 3
Tûnd / İST. Tarih: 26 Eklm '91 Saat 14.00
• Haaan Ali Yücel Kûltûr Merkezi Kartal / İST.
Tfcrih: 27 Eklm "91 Saat 09.00
Adnan Saygun'un 'Kerem' operası 38 yıl sonrayeniden gündemde
Kereırfin dramı, iıısaııııı draıru
MELİH CEVDET ANDA\
İstanbul Devlet Opera
ve Balesi, geçen yıl
yitirdiğimiz besteci A.
Adnan Saygun'un
'Kerem' operasını
bugün saat 15.30'da
Atatürk Kültür
Merkezi'nde
sahneleyecek. 'Kerem'i
Aydın Gün sahneye
koydu, orkestrasını
Fedor Gluşenko ile
Serdar Yalçın
dönüşümlü olarak
yönetecek.
EVİN tLYASOĞLU
İstanbul Devlet Operası Say-
gun'un Kerem'ini sahneliyor.
Kefera, ilk ulusal operamız ola-
rak bilinmekte. Kerem'i sahne-
lemek, ızlettirmek, izlemek belki
de biraz Türk âydınının görevi.
1948'de yazılmış ve 1953'te sah-
neye konmuş.
Cevat Memduh Ahar şöyle
anlatıyor: "Eserin yönetimini
tümüyle üzerine alan Adnan
Saygıın, 1953 yılı içinde, Türk
opcrasuun ilk rejisörü Aydın
Gun'iin yönetimi altında ta-
mamlanmış olan sahne calısma-
lannı, orkestra ile birleştinniş ve
22 Mart 1953 gunu Büyük Ti-
yatro Sahnesi'nde olaganüstü
başan ile sahneye konmasını
saglamıştır."
Opera Tarihi'nln dördüncü
cildinde Altar'a göre "Kerem ile
Asta'nın seruveni Saygun'un ese-
rinde dunyevi aşktan aynlıp, ila-
hi aşka donüşmüstür. Onun
içindir ki büyuk opera türiinde
yazünuş ilk Turk operası olan
Kerem'de, halkın anlattıgi hikâ-
yenin bilinen a>nntıları degil de
Saygun'un \e Batu'nun serbest
bir işleyişle oluşturduklan üç
asamalı mistik bir aşk dile geti-
rilmiş ve eser, halk masahnda ol-
duğu gibi üç ayn zirvede geliş-
miştir... Halk hikâyesinde Asb
URAS VEÖCAL- "Kerem" opensmda Ruhsar Öcal ile Erol Uras'ın (fotoğrafta) vanı sıra Işın Güyer, Ke-
nanDagaşan,AtithsanOnat,AyhanBaranAigitToksoz,(^^
Huseyin likos, Atffla Tıknaz ve Mustafa Kartal rot ahyor.
Kerem'den uzaklaşır, bunun ne-
deni de her ikisi arasındaki din
aynhğıdır. Halbuki Kerem ope-
rasında bu olay tumüyle mistik
bir hayale dönuşmüştur ...dola-
yısıyta ses ve soz unsuru, alabtt-
digine çileli bir dram havası için-
de mistik bir butüne dömişmüş-
tür."
Saygun ise Kerem'i yazışım
şöyle anlatır: "Ynnus Emre'den
sonra bu konu üstüne düşünme-
ye başlamıştım... 1944'te Sela-
hattin Baru ile bir sohbet arasın-
da konunun onun da ilgisini
cektigini batta Kerem ile Aslı
isimli bir piyes de yazdığını öf-
rendim. Pivesi okudum. Konu-
ya benim gibi baknuyordu. Halk
arasındaki hikâyeye sadık kal-
mışü. Benim eserimin adı sade-
ce Kerem'dir."
Sonra Selahattin Batu bu lib-
rettoyu Saygun'un istediği gibi
yazmış ve Tevfik tleri'nin deste-
ği ile eser sahnelenmiş. llk gece-
ki temsıli sahneye koyan Aydın
Gün, Kerem rolunü de üstlen-
miş. Leyla Gencer, Belkis Aran,
Ayhan Aydan, Hilmi Girginkoç
ve Ayhan Baran gibi isimler bu
ilk programda yer alanlardan
bazılan.
Ve aradan 38 yıl geçti; ilk ulu-
sal Türk operası olarak nitele-
nen Kerem, yeniden gündeme
geldi... Ne yazık ki, bestecisi
Sayguri bu temsüi göremeden öl-
dü. Bu kez orkestrayı Fedor
Gtuşenko yönetiyor. Serdar Yal-
çın ile dönuşümlu. Koroyu Gök-
çen Koray çahştırmış. Rol alan
sanatçılar Erol Uras, Ruhsar
Öcal, Işın Güyer, Ayhan Baran,
Kenan Doganşan, *hsan Onat
başta olmak uzere geniş bir kad-
ro oluşturuyor.
Sahneye koyan ise yine ilk
sahneleyen Aydın Gün. Geçen
yıl kendisiyle yapılan bir söyle-
şide Aydın Gün, neden bugüne
kadar az sahnelendiği sorusuna
şu yanıu vermiş: "Saygun'un Ke-
rem operası çok büyük ve geniş
soluklu bir eserdir. Partisyon her
yönden çok yogun ve grifttir. Bu
nedenle de icrası çok güç bir
eserdir. Almanlann 'Bütün ola-
rak senfoBİk fonnda bestelen-
miş dramatik eser' dedikleri
opera formunda yazılmışür...
Kısacası Kerem icrası yönünden
bir demir lebtebidir."
Kerem rolünü üstlenen Erol
Uras ise Yunus Emre Oratoryo-
sn ustüne yaptığirruz bir söyle-
şide şu görüşü belirtmişti: "Ke-
rem'de oratoryonun nüvesinin
var olduğunu düşunüyorum.
Kerem 1947-1952 arasında yazıl-
nuş. Bestednin aynı yıDardald D-
gi alanı ve yöntemkrinin benzeş-
tigi söylenebilir. Renk olarak ar-
monik yapı olarak beazeşme.
Aynca belli bir felsefeyi sembol-
ie işlemesi. Ömeğin Kerem'de su
ve zaman kavramlan özdeşlesi-
yor. Zamanın akışı denizin dal-
gası gibi. Müzikteki ritim de
dalgalar halinde gelip dönü>or.
Kerem'in dramı insamn dramı
olarak simgelenmiş. Bütmne
dogru yol alan bir mürik. Tıpkı
oratoryodaki gibi. Iibrettoda da
a>nı şey: Sona dogru 'vahdet'
olayı yaşanıyor."
İstanbul Devlet Opera ve Ba-
lesi'nin bu yıl sahnelemekte ol-
duğu nice eğlendirici nitelikteki
yapıt yanında Kerem gibi, oyna-
ması, sahnelemesi ve belki izle-
mesi de zor bir oyun sergileme-
si bir yende tarihi bir görev.
Çoksesli müziğimize opera for-
munda ilk örnekleri sunan Say-
gun, sonraki kuşakJann bu dal-
da bir eğitieisi olmuştur. lçinde-
ki bize özgu makamsal renkler,
halk masallarımızın kokusu, ta-
savvuf felsefesinin derinliği ve
yüzyıllann birikiminin çoksesli
çerçevede bir araya gelmesi.. Ke-
rem'i izlemek, TV aracıhği ile
geniş kitlelere izlettirmek belge-
sel nitelik taşıyor.
Sinema izleyicisi
Cumhuriyet
okuyor
• Kültür Servisi —
Sinemalarda ücretsiz olarak
dağıtılan haftalık Sinema
Gazetesi'nde yer alan bir
habere göre, sinema
izleyicisi Cumhuriyet
okuyor. Fida Film-Boyut
1991 Araştınnası'na göre,
sinema izleyicileri arasında
yapılan ankette, gündelik
\ basında yüzde 40 ile en
| fazla Cumhuriyet
Gazetesi'nin izlendiği ortaya
çıktı. Gazetemizi yüzde 19
ile Hürriyet Gazetesi izüyor.
Diğer gazeteleri izleyenlerin
oranı ise yüzde 39.
tzleyicilerin yüzde 2'sinin
ise hiçbir gazeteyi
okumadığı belirlendi.
Tülin Altılar
kaza geçîrdi
• Kültür Servisi —
Reklam sektörünün önde
gelen fotoğrafçüanndan
Tülin Altılar, geçen pazar
günü bir trafik kazası
geçirdi. Gazetemizin
düzenledigi Yunus Nadi
ödüllerinin fotoğraf
jurilerinde de yer alan
Tülin Altılar'm tedavi
gördükten sonra hastaneden
taburcu edildiği öğrenildi.
Grafikerler Meslek
Kuruluşu sergilerinde
birçok kez fotoğraf ödülü
de almış olan Tülin
Altılar'm hayati tehlikeyi
atlattığı, ancak bir gözünü
yitirme tehlikesiyle karşı
karşıya olduğu bildirildi.
SANATKUlM
Kalpleri saran radyum ateşi
SUN YAY1NCILIK TeL 516 06 84 Faa: 518 36 96
Marie ve Pierre Curie'nin ya-
şamlarını konu edinen "ödül-
ler Kimin?" adh oyun Şehir Ti-
yatrolan'nın Fatih Reşat Nuri
Sahnesi'nde sergileniyor. Oyun-
da Marie Curie'yı Hümeyra, Pi-
erre Curie'yi de Avni Yalçın
canlandınyor. Jean Noel Fen-
wick'in oyununa konu olan Cu-
rie çiftinin yaşamöyküsü
1900'lü yıllann başında Fransız
basınına da konu oldı*. O yıllar-
da Pierre Curie ölmüştü. Eşi
Marie Curie yalnız yaşıyordu.
1911 tarihli "Journal" gazetesi
şu başhkla yayımlandı: "Bir
Marie Curie
yazar Françoise Giroud'nun Fa-
yard Yayınevi'nden çıkan "Une
Famme Onorable" (Onurlu Bir
Pierre Curie
Kadın) adh kitabına konu oldu.
Fransız basını uzun süren bu
aşk öyküsüyle ilgilendi.
Sovyet yönetmen Leonid Hei-
fetz, Şehir Tiyatrolan'nda "Viş-
ne Bahçesi" ve "Uç Kız Kardeş"
ten sonra şimdi de Anton Çe-
hov'un "Vanya Dayı"sını sahne-
liyor. Geçen hafta başlayan oyun-
daVanya Dayı'yı oynayan Cüneyt
Türel, Çehov'un unlü kahrama-
nını şöyle yorumluyor: "Umut-
suz, yaşı ilerlemiş ve âşık!" Tü-
rel'e bakıhrsa, çahşan, akıtan,
ama eli boş kalan biri Vanya Da-
Cuneyt Turel, "Vanya Dayı al-
datılmış ve düş kırıkhğına
uğramış" diyor. "Ama yaşamı o
düşlere bagh. Düşleryokolup gi-
âince, yapacak bir şey kalmadığı
zaman, yapmayakalkışsabilear-
uk treni kaçırmış.." Türel, bu du-
rumun orta yaşh ınsanların bir
gün yaşayacaklan bir durum ol-
duğu kanısında. Bu arada Türel
eklemeden edemiyor. "Bir de
'son aşk'mı yaşıyor Vanya Dayı.
Ama o aşktan da umut yok..!'
Son aşkını yaşayan Vanya Dayı-
yı görmek isteyenler, Harbiye
Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde
Cüneyt Türel'i izleyebiürler...
haberde radyumun ateşinin iki
bilim adamımn kalbinde yangın
çıkardıği beürtiliyordu. Marie
Curie laboratuvar arkadaşı Pa-
ul Langevin'e sınlsıklam âşık
olmuştu. "Radyumun ateşinin
sarmaladığı" bu aşk, Fransız
Ramko, beşinciyılını büyük birsergiyle kutluyor
Modiglianfnin yanında Zeid
2 9 E K İ M ÖZEL C E K I I I S I K D E# #
MİLLİ PİyAMGO
Bu yıl beşinci yıhnı kutlayan Ramko Sanat
Merkezi'nde İsviçre'nin müzayede kuruluşu
Gabus'nün koleksiyonundan derlenen bir sergi
açıldı. Marc Chagall, Amadeo Modigliani, Max
Ernst, Pablo Picasso, Raoul Dufy, şergide yer alan
birkaç isim.
Oskan'm yapıtlan da yer alıyor
sergide. Böyİesi bir sergide Türk
sanatçıları dışlamak yerine,
"bizleri", "onlarla" kaynaştır-
mak istemiş Ramko Sanat Mer-
kezi'nin sahibi Nahit Kabakçı.
Resimlerden 13'u orijinal, ge-
ri kalanları baskı. SeTginin be-
lirli bir "başhğı" yok... Ram-
ko yöneticisi Nahit Kabakçı
Türkiye'ye kolaylıkla getirilebi-
AHU ANTMEN
Ramko Sanat Merkezi, beşin-
ci yılını büyük bir sergiyle kut-
luyor. Isviçre'nin tanınmış mü-
zayede kuruluslanndan Gabus'-
nün özel koleksiyonundan seçi-
len yapıtlan bir araya getiren il-
ginç bir sergi bu. tşte sergide yer
alan birkaç sanatçr. Marc Cna-
gall, Amadeo Modigliani, Max
da gidip gelerek, ancak son yıl-
lannı Fransız Rivierası'nda ge-
çiren Chagallin bir restoran
mönüsü üzerine yaptığı bir re-
sim bu. Restoran sahibine daha
sonra 10 bin dolar kazandıran
bir yapıt...
Sergide yer alan en genç res-
sam, resimlerinde savaş sonra-
sı Avrupa'yı anlatan ve yapıtları
"voksulluk gerçekçiliği" olarak
tanımlanan Bernard Buffet.
196O'lı yıllardaki ani "düsüş"-
ünden sonra Japonlann özellik-
le ve Amerıkalıların yeniden
keşfettiği bu ressam, 1989'da
Tokyo'da gerçekleştirilen bir
muzayedede "yeniden dogmuş-
tu"...
Yazar Carol Mann, "Modig-
liani" adh kitabında yazann
yaşamoyküsünu her yönüyle
ele almış. İşte Idtaptan bir
bölüm: " 'Kısa, ama dolu s
dolu bir yaşam istiyorum'
demişti Modigliani. 24 Ocak j
1920 yılında 35 yaşmdayken
öldü, ojsa o gün Modigliani
ef sanesinin de doğduğu
gündü. 15 yıl içinde
resimlerinin fiyatı yükseldikçe
yukseldi. Kendine özgü, ama
pek lanınmayan bu
kahraman, bir anda ünlü bir j
ressam oluvermişti. Oysa 1
1917 yılında bir tavuğu 10
franga, bir Modigliani 1
resmini ise 5 franga 1
alabUirdiniz."
i
!
^SlSr^&. I t •H8PİMİ
Ernst, Pablo Picasso, Raoul
Dufy... Sanatseverler VVupper-
tal Von der Haydt Müzesi ko-
leksiyonundan derlenen "Eks-
presyonizm ve Sonrası" sergisi-
nin ardından yine unlu sanatçı-
lann yaprtlannı gorme olanağuu
buluyorlar böylece.
Yabancı sanatçılann yanı sı-
ra geçenlerde yaşamını yitiren
Fahrunissa Zeid, Plastik Sanat-
lar Derneği'nin "onur belgesi"
verdiğı sanatçılardan Ferruh
Başaga ve Nuri tvem ile Yervant
lecek küçük boyutlu yapıtları
seçmiş yalnızca. Isviçre'deki si-
gorta firmalannın Türkiye'yi
"tehBkeli" buldukları gerekçe-
siyle sigorta yapmamalan ve bu
sorunun burada çözulmesi, işin
başka bir boyutu.
Ramko'nun beşinci yıl sergi-
sinin ilginç yapıtlarından biri,
1887-1985 yılları arasmda yaşa-
yan unlu Rus asılh ressam Marc
Chagall'in imzasını taşıyor.
1920'li yıllann ilk yansından
sonra Moskova'dan aynlarak
yaşamını Paris ile ABD arasın-
Beş yıl, bir galeri için uzun bir
süre sayılmaz. Bu sergi de yal-
nızca bir beşmci yıl kutlaması
sayılmaz. Ramko Sanat Merke-
zi, "kısa geçmiş"ine oldukça
yuklü bir etkinlıkler dizisi sığdı-
rabilmiş bir sanat galerisi yine
de. Kabakçı'nın ufak bir resim
koleksiyonu bulunan sanatsever
kimliğinden "galerici" kimliği-
ne bürunmesi ve profesyonel ga-
lericiliğe >onelmesi hep son bir-
kaç yılda olmuş.
Aylık duvar kıralama yoıue-
miyle "işe başlayan", ancak
"malnm" nedenlerle bundan
vazgeçen Ramko Sanat Merke-
zi, uluslararası piyasaya girmek
istiyor. Amaç, Türk resmini dı-
şanda tanıtmak, dışandaki alı-
cıya sağhklı bir şekilde empoze
edebilmek. İşte beşinci yıl ser-
gisi de bu "uluslararası sanat
ortamına girme hedefi"nin
uzantısı... Türkiye'deki galeri-
lerin uluslararası fuarlara kabul
edilmesi zor. önce "backgro-
und"a bakıhyor çünku. Galeri
hangi ressamlarla çahşmış?
Künyesinde hangi ressamlann
ismi var?
Türk resim sanatının ustala-
nnın imzalannı taşıyan yapıtla-
ra yer verilmesi de böyle bir bi-
lincin yansıması. Galeri sahibi
Nahit Kabakçı, "Türkiye'de re-
sim mi yapılırmış" duşüncesin-
de olanlara seslgnmek istiyor:
"Böyle düşünen insanlara,
yurtdışında Türk ressamlannm
sergilerini açtırmak zor. Ancak
Türk evlerinde ya da önemsiz
müzelerde sergileniyor Türk sa-
natçılann resimleri. Şimdi, bi-
zim eümizde böyle bir fırsat var-
ken hiç degUse Türkiye'de yaşa-
yan yabancdar gelsinler, bir
Modigliani'nin yanında Fahrü-
nissa Zeid'i görsünler. Çok de-
ğer verdikleri bir Corbusier'nin
yanında bir Ferruh Başağa'yı
görsünler. Nuri lyem'i görsün-
ler."
Nahit Kabakçı, kendi kolek-
siyonunda bulunan, Resim ve
Heykel Müzesi'nin heykel bölü-
münün kurucusu Yervant Os-
kan'ın "Osman Hamdi Bey'in
eşi Naile Hanım için yaptığı bir
portreyi de sergiliyor. Bu yapı-
tın fotoğrafı, Resim ve Heykel
Müzesi'nde.
Üç dört yıl içinde uluslarara-
sı fuarlann kapüannı aralamak-
ta kararh Ramko. Profesyonel
bir galeri kimliğiyle. Nahit Ka-
bakçı, Türkiye'de ınsanların
hem eleştirmen hem galerici
hem de ressam olabildiklerini,
bunu "tuhaf" bulduğunu söy-
lüyor. Kendisi, ticari bir kuru-
luş olarak kalmayı tercih edıyor:
"Resmin eleştirmeni ayndır,
ressam ayrıdır. Galerici de ben
lüccanm di>ebilmelidir. Ben bir
ticari kuruluş olarak en iyi res-
sam ı bulmak için en iyi eleştir-
mene sorarım."
(iezen'in
• Kültür Servisi — Müjdat
Gezen Sanat Merkezi 29
ekim salı günü açıhyor.
Merkez içinde yer alan 60
kişilik Yılmaz Güney Cep
Sineması, açıhş gününde
Müjdat Gezen'in yönettiği
"Kobay" adlı fihni
gösterecek. (346 51 09)
Sadak
Azerbaycarfda
• Kültür Servisi —
Piyanist Gülseren Sadak'm
Azerbaycan'da verdiği
konserler ilgiyle izlendi.
Azerbaycan Devlet
Filarmoni Orkestrası'nın
çağnhsı olarak Bakü'ye
giden Gülseren Sadak once
bir resital verdi. Daha sonra
Kara Karayev Orkestrası
eşliğinde bir konser veren
Gülseren Sadak. Haydn'ın
Piyano Konçertosu'nu
seslendirdi. Şef Prof.
Nazım Rızaev
yönetimindeki konser
televizyonda da yayımlandı.
Osmanlı
g^ysileri
• Kültür Servisi — 17.
yuzyıl ve 20. yüzyıl arası
yapılmış dokuma, işleme ve
kıyafetlerden oluşan sergi
Yıldız Sarayı Sanat
Galerisi'nde açıldı.
Koleksiyonda bulunan
eserler: Çatma yastık
yüzleri ile son devirde
Osmanlı pazarlannda
bulunan Selimiye, Saval
gibi hafif ipekliler. Aynca
son devir kumaşlardan
yapılmış; üç etek adıyla
tanınan kadın kıyafetleri,
kısa cepkenler, bir Şam
hırkası bulunuyor.
'Denizin Kanı'
• Kültür Servisi —
Romancı-hikâyeci Tank
Dursun K!nın biri yabancı
(Yugoslavya-Vardar Fihn)
diğeri de yerli (TRT)
televizyonlarca filme de
alınan romanı "Denizin
Kanı", ekim ayı içinde
Makedoncaya da çevrilip
kitap halinde yayımlandı.
Daha önce Türkiye'de dört
baskı yapan "Denizin
Kanı" Makedon dilinden
başka Rusça ve Bulgarcaya
da çevrihniş, Moskova ve
Sofya'da yayımlannuştı.
"Denizin Kanı"m
Makedoncaya Turkolog
Nalan Hüseyin Avdovic
cevirdi ve roman
Yugoslavya'nın önde gelen
yayınevlerinden "Misla"mn
yayınlan arasmda yer aldı.
UGUN
• Terra-cotta heykel Doç.
Meriç Hızal'ın "Ten-a-Cotta
Heykel ve Kikinda" konulu
söyleşisi saat 15.00'te
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nde (360
90 05)
• Anatolia'da cumartesl
Anatolia'da Onur tnel'in
gitar dinletisi saat 16.00'da,
Sinan öğüt'ün Türkiye
Resim Sanatı konulu
söyleşisi 16.30'dan itibaren
izlenebilir. (349 99 01)
• Atıf Yılmaz'la sinema
sohbeti Beyoğlu ve Sinema
Sohbetleri'nin bu haftaki
konuğu Atıf Yılmaz.
Yılmaz'ın söyleşisi saat
17.00'de başlayacak.
(151 32 40)