Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EKÎM 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11
iakovas geliyor
• NEW YORK (AA) —
Kuzey ve Güney
Amerika'daki Rum
Ortodokslann ruhani lideri
Başpiskopos Yakovas, 2
kasımda Istanbul'daki Rum
Ortodoks Kilisesi
Patrikliği'ne seçilen
Vartholomeos için
yapılacak törene katılmak
üzere lstanbul'a gelecek.
Yakovas'ın basın sözcüsü
Takis Gazvulis, New
York'ta yaptığı açıklamada,
patrikliğin resmen
Vartholomeos'a devri için
yapılacak törende, 80
yaşındaki Başpiskopos
Yakovas'ın da hazır
bulunacağım belirtti.
Yakovas, Patrik
Dimitrios'un cenaze töreni
için ekim ayı başında da
lstanbul'a gelmişti.
KGB'nin
yerine yeni
örgüt
• MOSKOVA (AA) —
Devlet Başkanı Mihail
Gorbaçov, KGB'nin yerini
alacak yeni bir
cumhuriyetler arası
güvenlik örgütünün
kurulmasıoı öngören bir
kararname yayımladı.
TASS'ın önceki gün
yayımlanan kararnamede
cumhuriyetlerdeki güvenlik
organlannın başkanlanyla
haberalma sergisi
başkanından oluşan
cumhuriyetler arası güvenlik
servisi adlı bir organ
oluşturulduğu bildiriliyor.
HÖHhükümette
yer alabilir
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan'daki genel
seçimlerden sonra son
günlerini yaşayan
hükümetin Başbakan
Yardımcısı Dimitar Lucev,
Hak ve özgürlükler
Hareketi ile Demokratik
Güçler Birliği'nin yeni
kurulacak hükümette yer
almalarını sakıncalı
görmediğini" söyledi.
Dimitar Lucev, Sofya'da
yaptığı açıklamada
hükümette parlamento
dışında kalan guçlerin
temsilcilerinin bile yer
alabileceğini vurgulayarak
"Ancak Bulgaristan
Sosyalist Partisi (BSP-Eski
Komünist Parti) hıçbir
şekilde hükümette yer
almamalı" diye konuştu.
Cezayir'de
gösteri
• CEZAYtR (AA) —
Cezayir'de ülkeyi 30 yıl
boyunca yöneten Ulusal
Kurtuluş Cephesi aleyhinde
büytik bir gösteri
dilzenlendiği bildirildi.
Kültür ve Demokrasi
Meclisi (KVDM) adlı
muhalefet partisi tarafından
düzenlenen gösteriye 60 bin
kişinin katıldığı beürtüdi.
Çoğunluğunu gençlerin
oluşturduğu göstericilerin,
Cumhurbaşkanhğı
Konutu'na giden yolların
polis tarafından kapatılması
üzerine olaysız biçimde
dağıldıkları kaydedildi.
AT yardımına
engel
• BRÜKSEL (AA) —
Yunanh sosyalist
milletvekilleri Paputsis ve
Romeos'un önerilerini
benimseyen Avrupa
Parlamentosu, Turkiye*ye
verilmek üzere aynlmış
tahsisatlan bütçeden
çıkararak bunlan rezevre
faslına aktardı.
Strasbourg'da yapılan özel
bütce toplantısmda alınan
bu karardan, Türkiye ile
AT arasında imzalanmış
olan 3. mali protokolün
bakiyesi ile henüz
uygulamaya sokulmayan 4.
mali protokol etkilenecek.
Aynı çerçevede, özel yardım
kapsamında Türkiye'ye
verilmesi öngörülen 10
milyon ECU da (yaklaşık
14 milyon dolar) bütçeden
çıkarılarak rezerv faslına
aktanldı. öte yandan,
Avrupa Parlamentosu
Genel Kurulu, Türkiye'den
insan haklan konusunda
araştırma yapan kişi ve
kunıhışlara, AT
bütçesinden para
verilmesini öngören bir
öneriyi de kabul etti.
BM diplomatlan, Giray'ın Cuellar'a gönderdiği mektubu 'çılgınca*şeklinde nitelediler
Giray'ın mektubuna tepkiGüvenlik Konseyi'nin Batılı diplomatlan, Safa
Giray'm BM Genel Sekreteri'ne gönderdiği
mektubun son derece sert bir tonda kaleme
alındığına dikkat çekerek, mektubun 'iç
siyaset' malzemesi olarak düşünüldüğünü
savunuyorlar.
rek mektubu 'çılgın bir girişim'
olarak yorumladılar. Mektubun
BM Genel Sekreteri'ne ulaşma-
dan önce Ankara'da basına da-
ğttılmasını ve 'kayda geçirflmek'
üzere hazırlanmış olmasını "se-
çim ortamında kayıl temiztemek
ve yiikü >eni hukümete bırak-
mak" şeklınde yorumlayan dip-
lomatlar, "Bu tür mektuplar ge-
nellikle devlet iist diizey yöneti-
cileri ile genel sekreter arasında
özel ve gjdi nitelikte olur. Mek-
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Mesnt Yü-
maz hükümetinin Dışişleri Ba-
karu Safa Giray'ın BM genel
sekreterine son raporu ve Gü-
venlik Konseyi kararı hakkında
seçim günü gönderdiği mektup
Güvenlik Konseyi diplomatla-
nnca olumsuz yorumİandı. Ba-
tılı diplomatlar, mektupla bir-
likte "Kıbns çıkmazının bir kör-
düğüme dönüştügunü" söyleye-
tubun son derece sert tonu ve ka-
muya açık yazılmış olması şüp-
he uyandınyor. Mektup, genel
sekreterin çabalanna yardımcı
olacak nitelikte bir mektup de-
ğil. Bu nedenle mektupla yeni
kurulacak hükümetin durumu
degeriendirecegine yonelik vur-
gulamayı dikkate alıyoruz. Ye-
ni hükümetin değeriendirmesin-
de bu mektubun ne kadar belir-
leyid olacagıru bilmiyoruz" şek-
Hnde konuşuyorlar.
Güvenlik Konseyi'nin Batıb
diplomatlan, altında Dışişleri
Bakanı Safa Giray'm imzasının
bulunmasına karşın mektubu
Giray'ın yazmış olduğuna bile
inanmadıklarını söylemekten
cekinmiyorlar. "BelB ki bu mek-
tup iç siyaset için yazılmış" di-
yen diplomatlar, mektupta özel-
likle iki konuda Güvenlik Kon-
seyi'ne doğrudan karşı çıkıldığı-
na dikkat çekiyorlar. Batılı dip-
lomatlar, mektubun'egemenlik-
le' ilgili kısmında "Egemenlik,
iki toplumun eşitligi ilkesi üze-
rinde belirlenir" ifadesini, "İki
toplumun ayn ayn egemenlik
hakkına sahip olduğu" şeklinde
yorumluyor ve bunu, Güvenlik
Konseyi karanna tümüyle ters
bir yorum olarak değerlendiri-
yorlar. İkinci nokta ise mektup-
ta "Türkiye'nin onerdiği dörtlu
zirvenin kabulünden memnun-
iuk duyuldugunun" ifade edil-
mesine rağmen "iki liderin bu
zirveden önce bir araya
gehnesinin" istenmesi "Giıven-
Yunanistan Başbakanı'ndan Bush'a' Sorumlu, Türkiye Başbakanı
Mitsotakis'in Yılmaz'ı şikâyetiATİNA (Comhuriyet) — Yunanistan
Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in, ABD
Başkanı George Bush ile eylül ayı içinde
mektup alışverişinde bulunması çeşitli yo-
rum ve değerlendirmelere yol açıyor. Mit-
sotakis'in, 13 ve 14 eylül tarihlerinde
Bush'a "not" niteliğinde ilettiği mektup-
lan son ana kadar "gizli" tutmasına da hiç-
bir anlam verilemedi. Geçen hafta başın-
da Yunan Parlamentosu'nda düzenlenen
oturumda ana muhalefet PASOK milletve-
killeri tarafından ortaya çıkartdan bu mek-
tup alışverişi, Kıbns Rum kesiminde Yor-
go Vasiliu'yu da zor durumda bıraktı.
Eleftherotypia gazetesinin tam metinle-
riyle yayımladığı bu "not" niteliğindeki
Mitsotakis'in mektuplannda daha çok,
Türkiye Başbakanı Mesut Yıtmaz ile Paris'-Türkıyı
m
te yaptığı görüşmesinden söz ediliyor. Mit-
sotakis, Mesut Yılmaz'ın banş görüşmesi
süresinde özeüikle Kıbns konusunda "hiç
beklenilmeyen bir Uvır aldıgını" Bush'a
bildirirken "Oysa BM özel temsilcileri An-
kara ziyaretlerinden sonra Atina'ya geldik-
lerinde Tiirk tarafının gerek GOBBI hattı
gerekse Morfu'nun Rum tarafına iadcsi ko-
nusunda hemfikir olduğunu söylemişkrdi.
Ancak Saym Mesut Yrimaz, Paris'te ba ko-
nularda hiçbir taahbüt altına giremeyece-
gbü, nstelik Turkhedeki seçimlerden ötürii
böyle bir karar almasıyla partisinin ve ken-
disinin felakete sürüklenecegini"ıletmesin-
den duyduğu üzüntülerini dile getirdiğı gö-
rülüyor. Türk tarafının Kıbns konusunda
izlemiş olduğu politikadan "şikayet eden"
Mitsotakis, bu "not" mektubunda, ayn-
ca Bush'un Kıbns sorununun bir an önce
çözümlenmesi amacıyla başlatmış olduğu
uğTaşüan aynen sürdürmesi için "ricada"
bulunuyor.
Bush tarafından Mitsotakis'e iletilen ke-
za "not" niteliğindeki mektupta ise söz ko-
nusu gelişmelerden ABD'nin haberdar ol-
duğu ve bu konu ile ilgili görüşlerin Anka-
ra'ya iletildiğinden söz ediliyor. Bush'a
"atfen" Yunan Başbakanı'na iletilen bu
mektupta Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaTa
ve Mesut Ydmaz'a Kıbns sorununun çözü-
mü için BM'nin hazırladığı önerileri bir
başlangıç noktası olarak kabul edip edilme-
diğinin sorulduğu ve buna bir yanıt beklen-
diği belirtiliyor. Kıbns ile ilgiÜ toplanu ta-
rihi için ise bunun BM Genel Sekreteri'nin
öncülüğüne bıraluldığma* işaret ediliyor
lik Konseyi'nin belirlediği yön-
teme ters düşmek" olarak nite-
lendiriyorlar.
21 kasım pazartesi günü BM
Türkiye misyonu tarafından ge-
nel sekreterliğe iletilen mektup,
Dışişleri Bakanı Safa Giray im-
zalı ve toplam 6 sayfa. Giray,
mektuba Türkiye'nin Kıbns ve
Kıbns Türk toplumu konusun-
daki görnşlerini yeniden vurgu-
lamak, 716 sayılı son Güvenlik
Konseyi karannın nasıl yonım-
landıginı açığa çıkannak için'
gerek duyulduğunu vurguluyor.
Mektupta 716 sayılı karann
olumlu ve olumsuz yanlan sıra-
lamyoT. Mektuba göre 716 sayı-
lı karann olumlu yanlan şunlar
1) İki toplumluluğu, iki ke-
simliliği ve siyasi eşitligi vurgu-
laması,
2) Dörtlti zirvenin kabulü,
3) İki toplumun güvenliğinin
vurgulanması,
716 sayılı karann olumsuz
yanlan ise:
1) Türk ve Rum toplumu li-
derlerine eşitlik ilkesine uyma-
yan isimlerle atıfta bulunulma-
sı,
2) Tübns Cumhuriyeti' söz-
cüğünün şu an Rum yönetimi-
nin sahiplendiği bir ifade olma-
sı,
3) Türk tarafına, 'yeni kav-
ramlar getirme' suçlamasının
yapılması,
4) Egemenlik kavramımn iki
toplumun eşitligi üzerine dayan-
dınlmaması,
5) Gerçeğe uygun olmayan ta-
rihler getirilmesi.
Giray, mektupta yeni kurula-
cak hükümetin durumu yeniden
gözden geçireceğini vurguluyor.
POLTITKADA
RMENİSTAN
<1
Türkiye
Azerbâycarfa
silah
veriyor'
Ermenistan İçişleri
Bakanı vekili Aşot
Manuçaryan,
Türkiye'den
Azerbaycan'a silah
sevk edildiğini iddia
etti. Türkiye'nin
Moskova Büyükelçisi
Volkan Vural bu
iddiayı yalanladı.
MOSKOVA (AA) — Erme-
nistan İçişleri Bakanı Vekili
Aşot Manuçaryan, Türkiye'den
Azerbaycan'a silah sevk edildi-
ğini iddia ederken Türkiye'nin
Moskova Büyükelçisi Volkan
Vnral, bu iddianın asılsız oldu-
ğunu bildirdi.
Ermenistan İçişleri Bakanı
Manuçaryan, haftahk 'Megapo-
Us Ekspres' gazetesine verdiği
demeçte, son iki ay içinde 200
bin otomatik Uzi ve Kalaşnikof
tûfek ile çok sayıda karadan ka-
raya ve karadan havaya fırlatı-
lan füzenin Türkiye|den Azer-
baycan'a sevk edildiğini öne sür-
dü. Manuçaryan, ulusal bir or-
du kurma karan alan Azerbay-
can'm piyasadan metal tüpler al-
makta olduğunu, bunlan silah
yapımında kullanacağım da id-
dia etti.
Türkiye'nin Moskova Büyü-
kelçisi Volkan Vural ise bu iddia
üzerine gazeteye gönderdiği
açıklamada, Türkiye'nin
SSCB'ye ve Kafkasya'daki hiç-
bir cumhuriyete silah ve mühim-
mat sağlamadığını belirtti.
Açıklamada Türkiye'nin, tam
tersine Kafkasya bölgesinin si-
lahlardan anndınlması konu-
sunda hem tek taraflı ve hem de
diğer ülkelerle işbirliği içinde gi-
rişimlerde bulunmakta olduğu
vurgulandı.
Vural, Türkiye'nin komşusu
olan Azerbaycan ve Ermenistan
arasındaki çatışmalann durdu-
rulması ve banş ortamının sağ-
lanması için gerekli katkılan
yapmaya hazır olduğunu birçok
kez açıklarmş olduğunu da kay-
detti. Büyükelçi Volkan Vural
şöyle dedi:
"Gerek ilgili cumhuriyetler,
gerek Sovyetler Birligi, Tfirldy^
nin bn yapıcı yaltlaymmın bilin-
ci içindedir. Bunu ber fırsatta ve
en üst siyasi düzeyde Türk hü-
kümeti yetkülertae ifade etmek-
tedirler."
MOSKOVA HUZURSUZ — Sovyetler Birliği'nin başkenti Moskova'da, soguyan havalarla birlikte halkın rahatsızlığı da artıyor.
Her tiirlü tüketim maddesinin ucuz fi>atlarla satıldığı devlet mağazalannda raflann surekli bomboş olmasını protesto eden yuz-
lerce Moskovalı, onceki gün "Bizi karaborsaya mahkûm etmeyin" sloganlan atarak gösteri yaptı. (Fotoğraf: Reuter)
Sovyet cumhuriyetinde, bağımsızlık için referandumyapılacak '
Tatarlar da 'bağımsız'Orta Asya cumhuri/etlerinden
Türkmenistan'da da bu hafta sonu
bağımsızlık karan ahnması bekleniyor. Rusya
Devlet Başkanı Yeltsin, silahlı çatışma
tehlikesinin arttığı Çeçen-İnguş Özerk
Cumhuriyeti'ne özel bir vali atadı.
MOSKOVA (AA) —
SSCB'nin Tataristan Cumhuri-
yeti Parlamentosu, bağımsızlık
ilan etti.
Kazan Türklerinin yurdu
olan Tataristan, geçen yda ka-
dar Rusya Federasyonu içinde
bir özerk cumhuriyetken
'egemenlik' ilan ederek statü-
sünü 'cumhnriyet' olarak de-
ğiştirme karan almıştı.
Tataristan Parlamentosu'-
nun önceki gece aldığı bağım-
sızlık ilanına ilişkin kararda,
geçen yıl kabul edilen egemen-
lik bildirisine atıfta bulunula-
rak Rusya'mn ve SSCB merke-
zi devletinin, Tataristan'm ye-
ni birliğin eşit taraflanndan biri
haline gelmesine olanak tanı-
madığı hatırlatıldı.
Tataristan'ın, yeni ekono-
mik birlik anlaşmasını Rusya'-
mn dışında, öteki cumhuriyet-
lerle eşit bir taraf olarak imza-
lamasına izin verilmediği hatır-
latılan kararda, aynca Tataris-
tan'a yeni Yüksek Sovyet'te
temsil edilme hakkının da ta-
nınmadıgı belirtildi.
Bu gerçekler karşısmda Ta-
taristan'ın bağımsızlık ilan et-
mekten başka yolu kalmadığı
beUrtilen kararda, halkın bu
karan destekleyip destekleme-
diğinin belirlenmesi için halk-
oylamasuıa gidilmesi amacıyla
gerekli hazırhklann en kısa sü-
rede tamamlanacağı bildirildi.
Tataristan, SSCB'nin kunıl-
masından bu yana her anaya-
sa değişikliğinde, statüsünün
birlik cumhuriyetine dönüştü-
rülmesini talep etmiş, ancak bu
istek "Tataristan'm uluslarara-
sı sınırlara sabip olmadığı" ge-
rekçesiyle surekli reddedilmiş-
ti.
Rusya'mn en zengin petrol
bolgelerini sınırları içinde tutan
Tataristan, aynca otomotiv sa-
nayii de dahil olmak üzere bir-
çok temel sanayi sektörüne hiz-
met veren işletmelere sahip bu-
lunuyor.
Geçen yıldan beri cumhuri-
yette giderek daha geniş örgüt-
lenme olanağına sahip olan
milliyetçi guçler, son zamanJar-
da, Tataristan'ın, 1552 yılında
Rus Çan Korkunç Ivan tara-
fından yağmalanan tüm Kazan
Hanlığı'nın topraklanm geri al-
ması gerektiğini savunmaya
başladılar.
Kazan Hanlığı, 15. yüzyılın
sonunda Altmordu devletinin
yıkılmasından sonra kunılan
üç devletten biriydi.
Bu arada, Orta Asya cumhu-
riyetlerinden Türkmenistan'm
da bu hafta sonu bağımsızlığı-
nı ilan etmesi bekleniyor.
Çeçenlere Rus vali
Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin, silahlı çatışma tehlike-
sinin arttığı Çeçen-İnguş özerk
cumhuriyetine, 'özel vali' ata-
dı.
Sovyet televizyonunun ha-
berine göre özel vali, doğrudan
Yeltsin'e bağh olarak görev
yapacak.
RusyaAdalet Bakanı, SBKP'nin Batı'daki terörist örgütlere de yardım ettiğini açıkladı
Kızıl Tugaylara Sovyet rublesiNİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Rusya Federasyonu Ada-
let Bakanı Nikola Fiodorov, Italyan te-
levizyonuna verdiği bir demeçte geçmişte
Sovyetler Birliği'nin Batı ülkelerinde fa-
aliyet gösteren Moskova yanbsı terörist
örgutlere de yardım ettiğini söyledi. hal-
yan televizyonu RAI'nın birinci kanalı-
na polemik yaratan bir demeç veren Rus-
ya Federasyonu'nun 33 yaşındaki genç
Adalet Bakanı Fıodorov, "Sovyetler" de-
di, "yalnız Batı'daki yasal komünist par-
tflere yardım etmekle kalmadı. Yasal ol-
mayan komünist partilere ve Batı ülke-
lerinde faaliyet gösteren kriminal örgüt-
lere de maddi yardım j'aptı." Fiodorov-
un isim vermeden "kriminal örgütler"
diye geçiştirdiği sözler Italya'da, Kızıl Tu-
gaylar'a yapılan maddi yardım olarak yo-
nımlandı. Bilindiği gibi, 70'li yıllarda
ttalya'nın yaşadığı terör yıllannın baş ak-
törü olan Kızıl Tugaylar, 1978'de öldür-
dükleri Hristiyan Demokrat Başbakan
Aldo Moro dahil, pek çok siyasi cina-
yete imzalannı atmışlardı.
Sovyetler Birliği'nin Kızıl Tugaylar'a
yardım edip etmediği yolundaki tartış-
malar alevlenip dururken geçen yıl "De-
mokraük Sol Partisi" (DSP) adını ala-
rak yeni bir siyasi oluşum yaratan Ital-
yan Komünistleri, İKP'nin 80'li yıUann
sonuna dek Moskova'dan para aldığı yo-
lundaki demeçlere nüanslı açıklamalar
getirdüer. DSP Genel Sekreteri olan es-
ki İKP lideri AchiDe Occhetto "evet" de-
di. "Moskova İKP'ye 'Avrupa komuniz-
mi' yolunun seçildiği 1976 yılına dek yar-
dım etmiştir. 1976'da Enrico Beriinguer'-
in Moskova'dan bağunsız bir şekilde
'Avrupa komünizmi' >olunu seçmesiyle
bizim SBKP ile hiçbir maddi ilişkimiz
kalmamıştır" dedi. Olayın aynca artık
sona eren soğuk savaş yıllannın mantığı
içinde değerlendürilmesi gerektiğini söy-
leyen Occhetto, "Bunda bu kadar biiyü-
tecek ne var, aynı dönemde başta Hıris-
üyan demokrattar olmak uzere merkez ve
merkez sağ partiler de ABD ve ClA'den
para alıyordu" diye ekledi.
Ne var ki İKP'nin DSP adıyla yeniden
vaftiz edimıesinden sonra Occhetto'nun
partisinden koparak "Komünizmin Ye-
niden Doguş Partisi" adlı bir parti ku-
ran eski Stalinistlerden Armondo Cosut-
ta, Ochetto'nun açıklamasını yalanladı.
Dün "Corriere Della Sera" gazetesine
"Bir kazaya kurban gitmekten korkuyo-
rum" diye dramatik ve tam bir sayfalık
büyük bir söyleşi veren Cossutta 1976'da
Berlinguer'in Moskova ile ideolojik bağ-
larıru koparttıgjnı, fakat partinin kendi-
sirü kullanarak SBKP'den maddi yardım
almaya devarn ettiğini belirtti.
SORUNLAR
ERGUNBALa
SHP'nin İstanbul Yenilgisi
Olayı
20 Ekim seçimlerinde SHP İstanbul'da açıkça hezimete
uğradı. Saym Nurettın Sözen, bu hezimeti Doğu Avrupa ve
Sovyatter Birliği'r»de komünizmin çökmesine bağlayarak gerçi
dış olayları dikkatli biçimde izlediğini gösterdi; ama deger-
lendirmesi, bunun ötesinde insanları tebessüm ettirmekten
başka bir etki yapmadı.
Gerçek şu ki, SHP'nin İstanbul'da bozguna uğrayarak
üçüncü parti durumununa düşmesinde en büyük rolü Sa-
yın Sözen oynamıştı.
Sayın Sözen dış politikaya gösterdiği ilgiyi biraz da İstan-
bul'un "iç politikasına" gösterip halkın nabzını yoklasaydı,
herhalde bu gerçeği kendisı de görürdü.
Yazm başlannda bir gün taksi ile Perşembe Pazarı'ndan
geçiyorduk. Şoför, Haliç'in kıyısında hâlâ çirkinlik anıtları ola-
rak boy gösteren binalara bakıp "Abi, Dalan olsaydı, bunlan
şimdıye kadar çoktan yıkardı. Adam iki yıl içinde Haliç'in karşı
yakasını temizledi" dedi.
Şoförün bu gözlemi, akhmıza bir fıkir getirdi. Ondan son-
ra ne zaman Perşembe Pazarı'ndan geçsek, dolmuş ya da
taksi şoförüne konuyu biz açmaya başladık.
'— Şoför bey, ne dersiniz, şu Haliç'in kıyısındaki binalar
hâlâ duruyor?"
Aldığımız yanıt sanki önceden çogaltılıp, tüm şoföriere da-
ğıtılmışçasına aynı idi:
'— Abi, Dalan olsaydı buralan çoktan temizlerdi."
Biz 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde Sayın Sözen'e oy ver-
dik. Bu seçimlerde de hıç güven telkin etmediği halde oyu-
muzu yine SHP için kullandık.
1989'da neden Sözen'e oy verdik? Dalan'ı begenmedtği-
miz için mi?
Hayır. Dalan1
ın çok begendiğimiz yanlan vardı. Bunlan yaz-
dık da. Haliç'in kıyılannın açılması tarihi bir olaydır. Parklar
pek zevkll olmayabilir; iş biraz aceleye getirilmiş olabilir. Ama
bunlar olayın önemini azaltmaz. Kuruçeşme'den o çirkin kö-
mür deposunun kaldırılıp, yerine yemyeşil park yapılması da
tarihi bir olaydır Bunlarm yanı sıra, kaderine terk edilmiş Sut-
tanahmet Parkı'nın düzenlenmesi, sahillerin denize açılarak
İstanbul'un soluk alması, Yerebatan Sarayı'nın, surtann, Boz-
doğan Kemeri'nin onarılması, Dalan'ın unutulamayacak hiz-
metleri arasındadır.
Ama Dalan'ın bize ters gelen tasarıları da vardı. Gökde-
lenleri savunuyor, Boğaz'da üçüncü bir köprü yapmak isti-
yor, Dolmabahçe Sarayı'nın tepesinde bir kâbus gibi yükse-
len Swiss Otel'ın yapımına izin veriyordu. Aynca Boğazıçi de
hızla betonlaşıyordu.
Bu nedenle, Dalan'ın olumlu icraatını devam sttirecegi,
olumsuz tasarılannı da engelleyeceği umuduyla, oyumuzu
Sözen'e verdik.
Ancak Sözen,"Dalan faktörünü" çok yanlış değertendirdi.
İktidara gelir gelmez işe Dalan'ı kötülemekle başladı. İstan-
bullulara yapmayı tasariadıklannı açıklayacağına, Dalan dö-
neminin yolsuzlukları ile ilgili dosyaları anlatmaya başladı.
(Bu dosyalar hâlâ açıklanmadı).
Dalan'dan daha ileri gitmeye çalışmak yerine, Dalan'ı ka-
ralamaya yönelmek büyük bir taktik hatasıydı. Çünkü Dalan
bazı yanlış uygulamaianna karşın, halkta derin etki yapmış
bir belediye başkanı ıdi. Bu tür yönetıcilerin üzerine çok faz-
la giderseniz insanlarda dogru ya da yanlış, "Onu kıskanı-
yor, bu nedenle karalamaya çalışıyor" izleniminin doğması-
na yol açar, kendiniz için bir "imaj sorunu" yaratırsınız.
İlginçtir. Birbirterini hiç sevmezler, ama Bedrettin Dalan'la
Sayın Çelik Gülersoy arasında benzer yanlar vardır. ikisi de
inatçı, çalışkan ve kararlı yöneticiler. Daha da önemlisi, ikisi
de tabuların üzerine gidip onlara cepheden saldıran, insan-
ların artık umudu kestiği işleri gerçekleştiren gözüpek kişiler.
Çelik Gülersoy, ortaya atılıncaya kadar, İstanbul halkı, mez-
beleyi andıran Çamlıca'ya, ambar ya da depo olarak kulla-
nılan tarihi konaklara, enkaza dönüşmüş medreselere, Kari-
ye'nin yürekler acısı haline alışmıştı. "Kaderimiz bu" diyor-
du. Gülersoy, istanbullulara kaderlerının bu olmadığını gös-
terdi. "Demek oluyormuş" dedirtti.
İstanbul'un yarası haline gelmiş Haliç'i parklaria süsleyen,
Kuruçeşme'deki iç karartıcı kömür deposunu kaldıran Dalan,
aynı işlevi yaptı. O da İstanbullulara "demek oluyormuş" de-
dirtti.
İşte Sayın Sözen'in belki en büyük eksikliği de bu. İstan-
bullulara "demek oluyormuş" dedirteceğine "yahu olanlar
da bozuluyor" dedirtti. Biz Sayın Sözen'in yerinde olsak, ik-
tidara gelir gelmez, İstanbul'un su, trafik, kanalizasyon gibi
temel sorunlarmın yanı sıra, Dalan'ın tamamlayamadığı iş-
lenn de üzerine giderdik. Söz gelişi, Perşembe Pazarı'nın
yıkımına, Kuruçeşme'deki parkın daha da büyütülmesine
ağırlık tanırdık. Çünkü bunlar, Dalan döneminde halkı en çok
etkileyen olumlu simgeler haline gelmişti. Oysa, Sözen on-
lara elinı bile sürmedi.
Kuruçeşme'deki parkı genişletmek bir yana, bu yıl bol ya-
ğış olmasaydı, İstanbul'un parklannın çoğu, bakımsızlıktan
kurur giderdi. Tanrı kurtardı parkları.
İstanbul Belediyesi'nin paralarının ANAP iktidan tarafın-
dan insafsızca kesildiği, ellerinin kollarının bağlandığı belir-
tiliyor.
Doğru olabilir. Ama açık konuşalım. Sokaklardan bir türlü
zamanında kalkmayan çöplerin toplanması, delik deşik olan
yolların onarılması için de mi Ankara'dan para gelmesi ge-
rekiyor? Ana caddelere varıncaya kadar yolları kaplayan çu-
kurlann doldurulmasına ancak seçimlere birkaç hafta kala
başlandı; Boğaz sırtları ise gecekondularla kaplandı.
Bunlan, ANAP tarafından belediyenin ellerinin kollarının
bağlanması ile mi açıklayacağız? Ya da "Doğu Avrupa'da ko-
münizmin çökmesinin olumsuz sonuçları" olarak mı deger-
lendireceğiz?
Hoşumuza gitse de, gitmese de gerçek şudur:
SHP'nin İstanbul'da uğramış olduğu yenilgınin en önemli
nedenlerinden biri "Sözen barajına" takılmış olmasıdır.
YUGOSLAVYA
Federal ordu
bastırıyor
Dış Haberler Servisi — Yu-
goslavya'da federal ordu ile
Hırvatlar arasındaki çatışma-
lar, ordunun tarihi Hırvat kenti
Dubrovnik ve çevresine yeni bir
saldın başlatmasıyla şiddetlen-
di.
Zagreb radyosu, dün sabah
saldınya geçen federal ordunun
Dubrovnik ve çevresini bomba-
ladığını ve kentin tarihi SİT
alanı olarak kabul edilen böl-
gesine çok sayıda havan topu
mermisi düştüğünü kaydetti.
Radyo, federal ordu destek bir-
liklerinin Hırvatistan'ın doğu-
sundaki Osijek'e yeni bir saldın
baslattığını, Belgrad'a 150 ki-
lometre uzakbktaki Vukovar'-
da ise önceki gece çatışmalann
durmadığıru bildirdi. Federal
ordu birlikleri, Dubrovnik'in
dış mahallelerinden Dubac
önünde mevzilenmiş durumda
bulunuyor. Dubac, ordunun
Dubrovnik kentine girişine son
engeli oluşturuyor.
Bu arada Sırbistar ile Kara-
dağ arasında Müslümanlann
yaşadığı Sancak bölgesinde
Sırp yönetiminin tehditlerine
karşın özerklik için oylama ya-
pılıyor. Demokratik hareketin
Müslüman partisi tarafından
düzenlenen ve üç gün sürecek
olan oylamanın Sırbistan tara-
fından "yasadışı" ilan edilme-
sine karşın önceki geceden iti-
baren başladığı bildiriliyor.
Bosna-Hersek cumhuriyetin-
de yaşayan Sırp asıllılar ise ön-
ceki akşam Saraybosna'da
kendi ulusal parlamentolanru
kurdular. Yeni parlamentonun
başkanlığma cumhuriyetin şinv
diki Parlamento Başkanı Sırp
asılh Momcilo Krajinsk seçikü.