17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKÎM 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11 iakovas geliyor • NEW YORK (AA) — Kuzey ve Güney Amerika'daki Rum Ortodokslann ruhani lideri Başpiskopos Yakovas, 2 kasımda Istanbul'daki Rum Ortodoks Kilisesi Patrikliği'ne seçilen Vartholomeos için yapılacak törene katılmak üzere lstanbul'a gelecek. Yakovas'ın basın sözcüsü Takis Gazvulis, New York'ta yaptığı açıklamada, patrikliğin resmen Vartholomeos'a devri için yapılacak törende, 80 yaşındaki Başpiskopos Yakovas'ın da hazır bulunacağım belirtti. Yakovas, Patrik Dimitrios'un cenaze töreni için ekim ayı başında da lstanbul'a gelmişti. KGB'nin yerine yeni örgüt • MOSKOVA (AA) — Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, KGB'nin yerini alacak yeni bir cumhuriyetler arası güvenlik örgütünün kurulmasıoı öngören bir kararname yayımladı. TASS'ın önceki gün yayımlanan kararnamede cumhuriyetlerdeki güvenlik organlannın başkanlanyla haberalma sergisi başkanından oluşan cumhuriyetler arası güvenlik servisi adlı bir organ oluşturulduğu bildiriliyor. HÖHhükümette yer alabilir • SOFYA (AA) — Bulgaristan'daki genel seçimlerden sonra son günlerini yaşayan hükümetin Başbakan Yardımcısı Dimitar Lucev, Hak ve özgürlükler Hareketi ile Demokratik Güçler Birliği'nin yeni kurulacak hükümette yer almalarını sakıncalı görmediğini" söyledi. Dimitar Lucev, Sofya'da yaptığı açıklamada hükümette parlamento dışında kalan guçlerin temsilcilerinin bile yer alabileceğini vurgulayarak "Ancak Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP-Eski Komünist Parti) hıçbir şekilde hükümette yer almamalı" diye konuştu. Cezayir'de gösteri • CEZAYtR (AA) — Cezayir'de ülkeyi 30 yıl boyunca yöneten Ulusal Kurtuluş Cephesi aleyhinde büytik bir gösteri dilzenlendiği bildirildi. Kültür ve Demokrasi Meclisi (KVDM) adlı muhalefet partisi tarafından düzenlenen gösteriye 60 bin kişinin katıldığı beürtüdi. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu göstericilerin, Cumhurbaşkanhğı Konutu'na giden yolların polis tarafından kapatılması üzerine olaysız biçimde dağıldıkları kaydedildi. AT yardımına engel • BRÜKSEL (AA) — Yunanh sosyalist milletvekilleri Paputsis ve Romeos'un önerilerini benimseyen Avrupa Parlamentosu, Turkiye*ye verilmek üzere aynlmış tahsisatlan bütçeden çıkararak bunlan rezevre faslına aktardı. Strasbourg'da yapılan özel bütce toplantısmda alınan bu karardan, Türkiye ile AT arasında imzalanmış olan 3. mali protokolün bakiyesi ile henüz uygulamaya sokulmayan 4. mali protokol etkilenecek. Aynı çerçevede, özel yardım kapsamında Türkiye'ye verilmesi öngörülen 10 milyon ECU da (yaklaşık 14 milyon dolar) bütçeden çıkarılarak rezerv faslına aktanldı. öte yandan, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Türkiye'den insan haklan konusunda araştırma yapan kişi ve kunıhışlara, AT bütçesinden para verilmesini öngören bir öneriyi de kabul etti. BM diplomatlan, Giray'ın Cuellar'a gönderdiği mektubu 'çılgınca*şeklinde nitelediler Giray'ın mektubuna tepkiGüvenlik Konseyi'nin Batılı diplomatlan, Safa Giray'm BM Genel Sekreteri'ne gönderdiği mektubun son derece sert bir tonda kaleme alındığına dikkat çekerek, mektubun 'iç siyaset' malzemesi olarak düşünüldüğünü savunuyorlar. rek mektubu 'çılgın bir girişim' olarak yorumladılar. Mektubun BM Genel Sekreteri'ne ulaşma- dan önce Ankara'da basına da- ğttılmasını ve 'kayda geçirflmek' üzere hazırlanmış olmasını "se- çim ortamında kayıl temiztemek ve yiikü >eni hukümete bırak- mak" şeklınde yorumlayan dip- lomatlar, "Bu tür mektuplar ge- nellikle devlet iist diizey yöneti- cileri ile genel sekreter arasında özel ve gjdi nitelikte olur. Mek- ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Mesnt Yü- maz hükümetinin Dışişleri Ba- karu Safa Giray'ın BM genel sekreterine son raporu ve Gü- venlik Konseyi kararı hakkında seçim günü gönderdiği mektup Güvenlik Konseyi diplomatla- nnca olumsuz yorumİandı. Ba- tılı diplomatlar, mektupla bir- likte "Kıbns çıkmazının bir kör- düğüme dönüştügunü" söyleye- tubun son derece sert tonu ve ka- muya açık yazılmış olması şüp- he uyandınyor. Mektup, genel sekreterin çabalanna yardımcı olacak nitelikte bir mektup de- ğil. Bu nedenle mektupla yeni kurulacak hükümetin durumu degeriendirecegine yonelik vur- gulamayı dikkate alıyoruz. Ye- ni hükümetin değeriendirmesin- de bu mektubun ne kadar belir- leyid olacagıru bilmiyoruz" şek- Hnde konuşuyorlar. Güvenlik Konseyi'nin Batıb diplomatlan, altında Dışişleri Bakanı Safa Giray'm imzasının bulunmasına karşın mektubu Giray'ın yazmış olduğuna bile inanmadıklarını söylemekten cekinmiyorlar. "BelB ki bu mek- tup iç siyaset için yazılmış" di- yen diplomatlar, mektupta özel- likle iki konuda Güvenlik Kon- seyi'ne doğrudan karşı çıkıldığı- na dikkat çekiyorlar. Batılı dip- lomatlar, mektubun'egemenlik- le' ilgili kısmında "Egemenlik, iki toplumun eşitligi ilkesi üze- rinde belirlenir" ifadesini, "İki toplumun ayn ayn egemenlik hakkına sahip olduğu" şeklinde yorumluyor ve bunu, Güvenlik Konseyi karanna tümüyle ters bir yorum olarak değerlendiri- yorlar. İkinci nokta ise mektup- ta "Türkiye'nin onerdiği dörtlu zirvenin kabulünden memnun- iuk duyuldugunun" ifade edil- mesine rağmen "iki liderin bu zirveden önce bir araya gehnesinin" istenmesi "Giıven- Yunanistan Başbakanı'ndan Bush'a' Sorumlu, Türkiye Başbakanı Mitsotakis'in Yılmaz'ı şikâyetiATİNA (Comhuriyet) — Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in, ABD Başkanı George Bush ile eylül ayı içinde mektup alışverişinde bulunması çeşitli yo- rum ve değerlendirmelere yol açıyor. Mit- sotakis'in, 13 ve 14 eylül tarihlerinde Bush'a "not" niteliğinde ilettiği mektup- lan son ana kadar "gizli" tutmasına da hiç- bir anlam verilemedi. Geçen hafta başın- da Yunan Parlamentosu'nda düzenlenen oturumda ana muhalefet PASOK milletve- killeri tarafından ortaya çıkartdan bu mek- tup alışverişi, Kıbns Rum kesiminde Yor- go Vasiliu'yu da zor durumda bıraktı. Eleftherotypia gazetesinin tam metinle- riyle yayımladığı bu "not" niteliğindeki Mitsotakis'in mektuplannda daha çok, Türkiye Başbakanı Mesut Yıtmaz ile Paris'-Türkıyı m te yaptığı görüşmesinden söz ediliyor. Mit- sotakis, Mesut Yılmaz'ın banş görüşmesi süresinde özeüikle Kıbns konusunda "hiç beklenilmeyen bir Uvır aldıgını" Bush'a bildirirken "Oysa BM özel temsilcileri An- kara ziyaretlerinden sonra Atina'ya geldik- lerinde Tiirk tarafının gerek GOBBI hattı gerekse Morfu'nun Rum tarafına iadcsi ko- nusunda hemfikir olduğunu söylemişkrdi. Ancak Saym Mesut Yrimaz, Paris'te ba ko- nularda hiçbir taahbüt altına giremeyece- gbü, nstelik Turkhedeki seçimlerden ötürii böyle bir karar almasıyla partisinin ve ken- disinin felakete sürüklenecegini"ıletmesin- den duyduğu üzüntülerini dile getirdiğı gö- rülüyor. Türk tarafının Kıbns konusunda izlemiş olduğu politikadan "şikayet eden" Mitsotakis, bu "not" mektubunda, ayn- ca Bush'un Kıbns sorununun bir an önce çözümlenmesi amacıyla başlatmış olduğu uğTaşüan aynen sürdürmesi için "ricada" bulunuyor. Bush tarafından Mitsotakis'e iletilen ke- za "not" niteliğindeki mektupta ise söz ko- nusu gelişmelerden ABD'nin haberdar ol- duğu ve bu konu ile ilgili görüşlerin Anka- ra'ya iletildiğinden söz ediliyor. Bush'a "atfen" Yunan Başbakanı'na iletilen bu mektupta Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaTa ve Mesut Ydmaz'a Kıbns sorununun çözü- mü için BM'nin hazırladığı önerileri bir başlangıç noktası olarak kabul edip edilme- diğinin sorulduğu ve buna bir yanıt beklen- diği belirtiliyor. Kıbns ile ilgiÜ toplanu ta- rihi için ise bunun BM Genel Sekreteri'nin öncülüğüne bıraluldığma* işaret ediliyor lik Konseyi'nin belirlediği yön- teme ters düşmek" olarak nite- lendiriyorlar. 21 kasım pazartesi günü BM Türkiye misyonu tarafından ge- nel sekreterliğe iletilen mektup, Dışişleri Bakanı Safa Giray im- zalı ve toplam 6 sayfa. Giray, mektuba Türkiye'nin Kıbns ve Kıbns Türk toplumu konusun- daki görnşlerini yeniden vurgu- lamak, 716 sayılı son Güvenlik Konseyi karannın nasıl yonım- landıginı açığa çıkannak için' gerek duyulduğunu vurguluyor. Mektupta 716 sayılı karann olumlu ve olumsuz yanlan sıra- lamyoT. Mektuba göre 716 sayı- lı karann olumlu yanlan şunlar 1) İki toplumluluğu, iki ke- simliliği ve siyasi eşitligi vurgu- laması, 2) Dörtlti zirvenin kabulü, 3) İki toplumun güvenliğinin vurgulanması, 716 sayılı karann olumsuz yanlan ise: 1) Türk ve Rum toplumu li- derlerine eşitlik ilkesine uyma- yan isimlerle atıfta bulunulma- sı, 2) Tübns Cumhuriyeti' söz- cüğünün şu an Rum yönetimi- nin sahiplendiği bir ifade olma- sı, 3) Türk tarafına, 'yeni kav- ramlar getirme' suçlamasının yapılması, 4) Egemenlik kavramımn iki toplumun eşitligi üzerine dayan- dınlmaması, 5) Gerçeğe uygun olmayan ta- rihler getirilmesi. Giray, mektupta yeni kurula- cak hükümetin durumu yeniden gözden geçireceğini vurguluyor. POLTITKADA RMENİSTAN <1 Türkiye Azerbâycarfa silah veriyor' Ermenistan İçişleri Bakanı vekili Aşot Manuçaryan, Türkiye'den Azerbaycan'a silah sevk edildiğini iddia etti. Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural bu iddiayı yalanladı. MOSKOVA (AA) — Erme- nistan İçişleri Bakanı Vekili Aşot Manuçaryan, Türkiye'den Azerbaycan'a silah sevk edildi- ğini iddia ederken Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vnral, bu iddianın asılsız oldu- ğunu bildirdi. Ermenistan İçişleri Bakanı Manuçaryan, haftahk 'Megapo- Us Ekspres' gazetesine verdiği demeçte, son iki ay içinde 200 bin otomatik Uzi ve Kalaşnikof tûfek ile çok sayıda karadan ka- raya ve karadan havaya fırlatı- lan füzenin Türkiye|den Azer- baycan'a sevk edildiğini öne sür- dü. Manuçaryan, ulusal bir or- du kurma karan alan Azerbay- can'm piyasadan metal tüpler al- makta olduğunu, bunlan silah yapımında kullanacağım da id- dia etti. Türkiye'nin Moskova Büyü- kelçisi Volkan Vural ise bu iddia üzerine gazeteye gönderdiği açıklamada, Türkiye'nin SSCB'ye ve Kafkasya'daki hiç- bir cumhuriyete silah ve mühim- mat sağlamadığını belirtti. Açıklamada Türkiye'nin, tam tersine Kafkasya bölgesinin si- lahlardan anndınlması konu- sunda hem tek taraflı ve hem de diğer ülkelerle işbirliği içinde gi- rişimlerde bulunmakta olduğu vurgulandı. Vural, Türkiye'nin komşusu olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalann durdu- rulması ve banş ortamının sağ- lanması için gerekli katkılan yapmaya hazır olduğunu birçok kez açıklarmş olduğunu da kay- detti. Büyükelçi Volkan Vural şöyle dedi: "Gerek ilgili cumhuriyetler, gerek Sovyetler Birligi, Tfirldy^ nin bn yapıcı yaltlaymmın bilin- ci içindedir. Bunu ber fırsatta ve en üst siyasi düzeyde Türk hü- kümeti yetkülertae ifade etmek- tedirler." MOSKOVA HUZURSUZ — Sovyetler Birliği'nin başkenti Moskova'da, soguyan havalarla birlikte halkın rahatsızlığı da artıyor. Her tiirlü tüketim maddesinin ucuz fi>atlarla satıldığı devlet mağazalannda raflann surekli bomboş olmasını protesto eden yuz- lerce Moskovalı, onceki gün "Bizi karaborsaya mahkûm etmeyin" sloganlan atarak gösteri yaptı. (Fotoğraf: Reuter) Sovyet cumhuriyetinde, bağımsızlık için referandumyapılacak ' Tatarlar da 'bağımsız'Orta Asya cumhuri/etlerinden Türkmenistan'da da bu hafta sonu bağımsızlık karan ahnması bekleniyor. Rusya Devlet Başkanı Yeltsin, silahlı çatışma tehlikesinin arttığı Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti'ne özel bir vali atadı. MOSKOVA (AA) — SSCB'nin Tataristan Cumhuri- yeti Parlamentosu, bağımsızlık ilan etti. Kazan Türklerinin yurdu olan Tataristan, geçen yda ka- dar Rusya Federasyonu içinde bir özerk cumhuriyetken 'egemenlik' ilan ederek statü- sünü 'cumhnriyet' olarak de- ğiştirme karan almıştı. Tataristan Parlamentosu'- nun önceki gece aldığı bağım- sızlık ilanına ilişkin kararda, geçen yıl kabul edilen egemen- lik bildirisine atıfta bulunula- rak Rusya'mn ve SSCB merke- zi devletinin, Tataristan'm ye- ni birliğin eşit taraflanndan biri haline gelmesine olanak tanı- madığı hatırlatıldı. Tataristan'ın, yeni ekono- mik birlik anlaşmasını Rusya'- mn dışında, öteki cumhuriyet- lerle eşit bir taraf olarak imza- lamasına izin verilmediği hatır- latılan kararda, aynca Tataris- tan'a yeni Yüksek Sovyet'te temsil edilme hakkının da ta- nınmadıgı belirtildi. Bu gerçekler karşısmda Ta- taristan'ın bağımsızlık ilan et- mekten başka yolu kalmadığı beUrtilen kararda, halkın bu karan destekleyip destekleme- diğinin belirlenmesi için halk- oylamasuıa gidilmesi amacıyla gerekli hazırhklann en kısa sü- rede tamamlanacağı bildirildi. Tataristan, SSCB'nin kunıl- masından bu yana her anaya- sa değişikliğinde, statüsünün birlik cumhuriyetine dönüştü- rülmesini talep etmiş, ancak bu istek "Tataristan'm uluslarara- sı sınırlara sabip olmadığı" ge- rekçesiyle surekli reddedilmiş- ti. Rusya'mn en zengin petrol bolgelerini sınırları içinde tutan Tataristan, aynca otomotiv sa- nayii de dahil olmak üzere bir- çok temel sanayi sektörüne hiz- met veren işletmelere sahip bu- lunuyor. Geçen yıldan beri cumhuri- yette giderek daha geniş örgüt- lenme olanağına sahip olan milliyetçi guçler, son zamanJar- da, Tataristan'ın, 1552 yılında Rus Çan Korkunç Ivan tara- fından yağmalanan tüm Kazan Hanlığı'nın topraklanm geri al- ması gerektiğini savunmaya başladılar. Kazan Hanlığı, 15. yüzyılın sonunda Altmordu devletinin yıkılmasından sonra kunılan üç devletten biriydi. Bu arada, Orta Asya cumhu- riyetlerinden Türkmenistan'm da bu hafta sonu bağımsızlığı- nı ilan etmesi bekleniyor. Çeçenlere Rus vali Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, silahlı çatışma tehlike- sinin arttığı Çeçen-İnguş özerk cumhuriyetine, 'özel vali' ata- dı. Sovyet televizyonunun ha- berine göre özel vali, doğrudan Yeltsin'e bağh olarak görev yapacak. RusyaAdalet Bakanı, SBKP'nin Batı'daki terörist örgütlere de yardım ettiğini açıkladı Kızıl Tugaylara Sovyet rublesiNİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Rusya Federasyonu Ada- let Bakanı Nikola Fiodorov, Italyan te- levizyonuna verdiği bir demeçte geçmişte Sovyetler Birliği'nin Batı ülkelerinde fa- aliyet gösteren Moskova yanbsı terörist örgutlere de yardım ettiğini söyledi. hal- yan televizyonu RAI'nın birinci kanalı- na polemik yaratan bir demeç veren Rus- ya Federasyonu'nun 33 yaşındaki genç Adalet Bakanı Fıodorov, "Sovyetler" de- di, "yalnız Batı'daki yasal komünist par- tflere yardım etmekle kalmadı. Yasal ol- mayan komünist partilere ve Batı ülke- lerinde faaliyet gösteren kriminal örgüt- lere de maddi yardım j'aptı." Fiodorov- un isim vermeden "kriminal örgütler" diye geçiştirdiği sözler Italya'da, Kızıl Tu- gaylar'a yapılan maddi yardım olarak yo- nımlandı. Bilindiği gibi, 70'li yıllarda ttalya'nın yaşadığı terör yıllannın baş ak- törü olan Kızıl Tugaylar, 1978'de öldür- dükleri Hristiyan Demokrat Başbakan Aldo Moro dahil, pek çok siyasi cina- yete imzalannı atmışlardı. Sovyetler Birliği'nin Kızıl Tugaylar'a yardım edip etmediği yolundaki tartış- malar alevlenip dururken geçen yıl "De- mokraük Sol Partisi" (DSP) adını ala- rak yeni bir siyasi oluşum yaratan Ital- yan Komünistleri, İKP'nin 80'li yıUann sonuna dek Moskova'dan para aldığı yo- lundaki demeçlere nüanslı açıklamalar getirdüer. DSP Genel Sekreteri olan es- ki İKP lideri AchiDe Occhetto "evet" de- di. "Moskova İKP'ye 'Avrupa komuniz- mi' yolunun seçildiği 1976 yılına dek yar- dım etmiştir. 1976'da Enrico Beriinguer'- in Moskova'dan bağunsız bir şekilde 'Avrupa komünizmi' >olunu seçmesiyle bizim SBKP ile hiçbir maddi ilişkimiz kalmamıştır" dedi. Olayın aynca artık sona eren soğuk savaş yıllannın mantığı içinde değerlendürilmesi gerektiğini söy- leyen Occhetto, "Bunda bu kadar biiyü- tecek ne var, aynı dönemde başta Hıris- üyan demokrattar olmak uzere merkez ve merkez sağ partiler de ABD ve ClA'den para alıyordu" diye ekledi. Ne var ki İKP'nin DSP adıyla yeniden vaftiz edimıesinden sonra Occhetto'nun partisinden koparak "Komünizmin Ye- niden Doguş Partisi" adlı bir parti ku- ran eski Stalinistlerden Armondo Cosut- ta, Ochetto'nun açıklamasını yalanladı. Dün "Corriere Della Sera" gazetesine "Bir kazaya kurban gitmekten korkuyo- rum" diye dramatik ve tam bir sayfalık büyük bir söyleşi veren Cossutta 1976'da Berlinguer'in Moskova ile ideolojik bağ- larıru koparttıgjnı, fakat partinin kendi- sirü kullanarak SBKP'den maddi yardım almaya devarn ettiğini belirtti. SORUNLAR ERGUNBALa SHP'nin İstanbul Yenilgisi Olayı 20 Ekim seçimlerinde SHP İstanbul'da açıkça hezimete uğradı. Saym Nurettın Sözen, bu hezimeti Doğu Avrupa ve Sovyatter Birliği'r»de komünizmin çökmesine bağlayarak gerçi dış olayları dikkatli biçimde izlediğini gösterdi; ama deger- lendirmesi, bunun ötesinde insanları tebessüm ettirmekten başka bir etki yapmadı. Gerçek şu ki, SHP'nin İstanbul'da bozguna uğrayarak üçüncü parti durumununa düşmesinde en büyük rolü Sa- yın Sözen oynamıştı. Sayın Sözen dış politikaya gösterdiği ilgiyi biraz da İstan- bul'un "iç politikasına" gösterip halkın nabzını yoklasaydı, herhalde bu gerçeği kendisı de görürdü. Yazm başlannda bir gün taksi ile Perşembe Pazarı'ndan geçiyorduk. Şoför, Haliç'in kıyısında hâlâ çirkinlik anıtları ola- rak boy gösteren binalara bakıp "Abi, Dalan olsaydı, bunlan şimdıye kadar çoktan yıkardı. Adam iki yıl içinde Haliç'in karşı yakasını temizledi" dedi. Şoförün bu gözlemi, akhmıza bir fıkir getirdi. Ondan son- ra ne zaman Perşembe Pazarı'ndan geçsek, dolmuş ya da taksi şoförüne konuyu biz açmaya başladık. '— Şoför bey, ne dersiniz, şu Haliç'in kıyısındaki binalar hâlâ duruyor?" Aldığımız yanıt sanki önceden çogaltılıp, tüm şoföriere da- ğıtılmışçasına aynı idi: '— Abi, Dalan olsaydı buralan çoktan temizlerdi." Biz 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde Sayın Sözen'e oy ver- dik. Bu seçimlerde de hıç güven telkin etmediği halde oyu- muzu yine SHP için kullandık. 1989'da neden Sözen'e oy verdik? Dalan'ı begenmedtği- miz için mi? Hayır. Dalan1 ın çok begendiğimiz yanlan vardı. Bunlan yaz- dık da. Haliç'in kıyılannın açılması tarihi bir olaydır. Parklar pek zevkll olmayabilir; iş biraz aceleye getirilmiş olabilir. Ama bunlar olayın önemini azaltmaz. Kuruçeşme'den o çirkin kö- mür deposunun kaldırılıp, yerine yemyeşil park yapılması da tarihi bir olaydır Bunlarm yanı sıra, kaderine terk edilmiş Sut- tanahmet Parkı'nın düzenlenmesi, sahillerin denize açılarak İstanbul'un soluk alması, Yerebatan Sarayı'nın, surtann, Boz- doğan Kemeri'nin onarılması, Dalan'ın unutulamayacak hiz- metleri arasındadır. Ama Dalan'ın bize ters gelen tasarıları da vardı. Gökde- lenleri savunuyor, Boğaz'da üçüncü bir köprü yapmak isti- yor, Dolmabahçe Sarayı'nın tepesinde bir kâbus gibi yükse- len Swiss Otel'ın yapımına izin veriyordu. Aynca Boğazıçi de hızla betonlaşıyordu. Bu nedenle, Dalan'ın olumlu icraatını devam sttirecegi, olumsuz tasarılannı da engelleyeceği umuduyla, oyumuzu Sözen'e verdik. Ancak Sözen,"Dalan faktörünü" çok yanlış değertendirdi. İktidara gelir gelmez işe Dalan'ı kötülemekle başladı. İstan- bullulara yapmayı tasariadıklannı açıklayacağına, Dalan dö- neminin yolsuzlukları ile ilgili dosyaları anlatmaya başladı. (Bu dosyalar hâlâ açıklanmadı). Dalan'dan daha ileri gitmeye çalışmak yerine, Dalan'ı ka- ralamaya yönelmek büyük bir taktik hatasıydı. Çünkü Dalan bazı yanlış uygulamaianna karşın, halkta derin etki yapmış bir belediye başkanı ıdi. Bu tür yönetıcilerin üzerine çok faz- la giderseniz insanlarda dogru ya da yanlış, "Onu kıskanı- yor, bu nedenle karalamaya çalışıyor" izleniminin doğması- na yol açar, kendiniz için bir "imaj sorunu" yaratırsınız. İlginçtir. Birbirterini hiç sevmezler, ama Bedrettin Dalan'la Sayın Çelik Gülersoy arasında benzer yanlar vardır. ikisi de inatçı, çalışkan ve kararlı yöneticiler. Daha da önemlisi, ikisi de tabuların üzerine gidip onlara cepheden saldıran, insan- ların artık umudu kestiği işleri gerçekleştiren gözüpek kişiler. Çelik Gülersoy, ortaya atılıncaya kadar, İstanbul halkı, mez- beleyi andıran Çamlıca'ya, ambar ya da depo olarak kulla- nılan tarihi konaklara, enkaza dönüşmüş medreselere, Kari- ye'nin yürekler acısı haline alışmıştı. "Kaderimiz bu" diyor- du. Gülersoy, istanbullulara kaderlerının bu olmadığını gös- terdi. "Demek oluyormuş" dedirtti. İstanbul'un yarası haline gelmiş Haliç'i parklaria süsleyen, Kuruçeşme'deki iç karartıcı kömür deposunu kaldıran Dalan, aynı işlevi yaptı. O da İstanbullulara "demek oluyormuş" de- dirtti. İşte Sayın Sözen'in belki en büyük eksikliği de bu. İstan- bullulara "demek oluyormuş" dedirteceğine "yahu olanlar da bozuluyor" dedirtti. Biz Sayın Sözen'in yerinde olsak, ik- tidara gelir gelmez, İstanbul'un su, trafik, kanalizasyon gibi temel sorunlarmın yanı sıra, Dalan'ın tamamlayamadığı iş- lenn de üzerine giderdik. Söz gelişi, Perşembe Pazarı'nın yıkımına, Kuruçeşme'deki parkın daha da büyütülmesine ağırlık tanırdık. Çünkü bunlar, Dalan döneminde halkı en çok etkileyen olumlu simgeler haline gelmişti. Oysa, Sözen on- lara elinı bile sürmedi. Kuruçeşme'deki parkı genişletmek bir yana, bu yıl bol ya- ğış olmasaydı, İstanbul'un parklannın çoğu, bakımsızlıktan kurur giderdi. Tanrı kurtardı parkları. İstanbul Belediyesi'nin paralarının ANAP iktidan tarafın- dan insafsızca kesildiği, ellerinin kollarının bağlandığı belir- tiliyor. Doğru olabilir. Ama açık konuşalım. Sokaklardan bir türlü zamanında kalkmayan çöplerin toplanması, delik deşik olan yolların onarılması için de mi Ankara'dan para gelmesi ge- rekiyor? Ana caddelere varıncaya kadar yolları kaplayan çu- kurlann doldurulmasına ancak seçimlere birkaç hafta kala başlandı; Boğaz sırtları ise gecekondularla kaplandı. Bunlan, ANAP tarafından belediyenin ellerinin kollarının bağlanması ile mi açıklayacağız? Ya da "Doğu Avrupa'da ko- münizmin çökmesinin olumsuz sonuçları" olarak mı deger- lendireceğiz? Hoşumuza gitse de, gitmese de gerçek şudur: SHP'nin İstanbul'da uğramış olduğu yenilgınin en önemli nedenlerinden biri "Sözen barajına" takılmış olmasıdır. YUGOSLAVYA Federal ordu bastırıyor Dış Haberler Servisi — Yu- goslavya'da federal ordu ile Hırvatlar arasındaki çatışma- lar, ordunun tarihi Hırvat kenti Dubrovnik ve çevresine yeni bir saldın başlatmasıyla şiddetlen- di. Zagreb radyosu, dün sabah saldınya geçen federal ordunun Dubrovnik ve çevresini bomba- ladığını ve kentin tarihi SİT alanı olarak kabul edilen böl- gesine çok sayıda havan topu mermisi düştüğünü kaydetti. Radyo, federal ordu destek bir- liklerinin Hırvatistan'ın doğu- sundaki Osijek'e yeni bir saldın baslattığını, Belgrad'a 150 ki- lometre uzakbktaki Vukovar'- da ise önceki gece çatışmalann durmadığıru bildirdi. Federal ordu birlikleri, Dubrovnik'in dış mahallelerinden Dubac önünde mevzilenmiş durumda bulunuyor. Dubac, ordunun Dubrovnik kentine girişine son engeli oluşturuyor. Bu arada Sırbistar ile Kara- dağ arasında Müslümanlann yaşadığı Sancak bölgesinde Sırp yönetiminin tehditlerine karşın özerklik için oylama ya- pılıyor. Demokratik hareketin Müslüman partisi tarafından düzenlenen ve üç gün sürecek olan oylamanın Sırbistan tara- fından "yasadışı" ilan edilme- sine karşın önceki geceden iti- baren başladığı bildiriliyor. Bosna-Hersek cumhuriyetin- de yaşayan Sırp asıllılar ise ön- ceki akşam Saraybosna'da kendi ulusal parlamentolanru kurdular. Yeni parlamentonun başkanlığma cumhuriyetin şinv diki Parlamento Başkanı Sırp asılh Momcilo Krajinsk seçikü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle