22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EKİM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 ÖDÜL Booker Ödülü Nijeryalıya • LONDRA (Reuter) — Ingiltere'nın önde gelen edebiyat ödüllerinden Booker Odülü'nü bu yıl Nijeryalı yazar Ben Okri, "The Famished Road" adlı kitabıyla kazandı. Kitap, Nijerya'da iç savaş sırasında bir fakir mahallesinde yaşanan olayları konu alıyor. Bir başka özelliği de okuru zaman zaman fantezilerle örülü bir dünyaya götürerek gerçeklerden uzaklaştırması. Nijerya'da doğan Ben Okri, şu an 31 yaşında. 1978 yılından bu yana. Londra'da yaşıyor. Daha önce üç roman yazan Okri'nin son yapıtı "The Famished Road", yayınevlerinin aday gösterdiği yüzlerce kitabın arasmdan seçildı. Booker Odülü'nü onceki yıllarda Iris Murdoch, William Golding, Kingsley Amıs ve Salman Ruşdu gibi yazarlar kazanmıştı. Bayır'ın anısına öyküler • ANKARA (ANKA) — Köy Enstitüleri'nde eğitimri olarak katkılarda bulunan Ferit Oğuz Bayır adına düzenlenen Düşün ve Sanat Ödülü, bu yıl "öykü" dahnda verilecek. Türk kültürüne ve sanatına katkılar getirmek amacıyla kurulan Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat ödülü yanşmasına 1991 yılında yayınlanmış öykü kitapiarı ya da yayımlanmaya hazır dosya halindeki yapıtlar katılabılecek. 1 milyon lira ödüllü yarışmanın seçici kurulunda Vedat Günyol, Talıp Apaydın, Mehmet Başaran, Fakir Baykurt, Sami Karaören ve Emin özdemir bulunuyor. ödüle katılacak yapıtların altı nüsha halinde 31 Aralık 1991 akşamına değin "Değirmenyolu Caddesi Kumrular Sokak No: 11 81570 Küçükyalı- tstanbul" adresine postalanması gerekiyor. SER6I • PARİS (Cumhuriyet) — Otuz yıldır Paris'te yaşayan Türk ressamı Erdal Alantar, geçen hafta son resimlerini atölyesinde sergiledi. Fransa başkeminde ressam ve plastik sanatla uğraşan kişilerin atölyelerini belli bir gun, toplu festival niteliğinde halka açmalan son zamanlarda oldukça tutulan bir yöntem. Türk ressamı Erdal Alantar da, Paris dolaylanndaki Ivry banliyösünde tertiplenen son toplu atölye sergisine katılanlar arasında yer aldı. « Alantar, Fransız medyalannda sık sık sözü edilen, sevilen bir sanatçı. Bugüne değin 100'den fazla bienale katılan ve sergi açan Alantar'ın Fransa'da geçicdiği 30 yılı, 1989 yılında UNESCO merkezinde açılan bir sergiyle kutlanmıştı. Türk ressam, 1959 yılından bu yana Paris'te yaşıyor. Istanbul doğumlu sanatçı, tstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nden sonra Florarisa'da duvar freskleri ögrendiği Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim gördü. Halen sürdürdüğü resim çalışmalanndan başka, Ivry kentinde plastik sanatlar öğretmenliği yapıyor. Ivry kenti, Alantar'ın da katıldığı "Sanatçı Atölyeleri" Festivali'nde, halkın 88 ressam atölyesini gezip görmesine olanak tanıdı. Piyanist Ayşegül Sarıca, üç büyük kentte Brahms çalacak Brahms'ı sever mîsîniz?EVtN İLYASOĞLU Son iki aydır Ayşegül Sanca'- yı arayanlar onu Johannes Brahms ile başbaşa buluyorlar. Bu yıl neredeyse Johannes Brahms yılı olmuş Sarıca için. Üç büyük kentimizde bestecinin ikinci piyano konçertosunu ça- lacak: "Canım bu yıl dolu do- lu bir şey çalmak istedi. Baktım ki 1978'deo beri Brahms'ı çal- mamışım. lşte bugunlerde yo- ğun bir şekilde bu çetin cevizle uğraşıyorum." Ve her zamanki alçak gönullülüğü ile ekliyor: "Aslında hangi konçertoyu ça- lışsam zamanımı ona hasrede- rim. 1978'den once kirobilir kaç kere çalmısım bu eseri, araa hiç güvenmemeli, ilk kez tanıyor- muş gibi vaklaşmak lazım." Üç ayrı kentte üç ayrı şef ve ayrı orkestra ile çalarken yapı- tın bütünündeki değişiklikleri nasıl.algılar bir solist? "Her şey- den önce şefle aynı paralelde düsünmek önemli. Benim ödün vermem ve duşunce tarzımı de- giştirmem soz konusu olamaz. Inandıgıma sadık kalmalıyım. Şef ve orkestra ile iyi bir diya- log içinde olmalısınız. Bu kon- çerto tıpkı bir piyanolu senfoni gibi. Dört uzun bölümden olu- şup elli dakikaya vanyor. Hele ilk bdliimde baştan sona çalgı- lann değişik ünılan ile piyanis- tin uyum sağlaması, kopukluga meydan vermemesi gerek. Yii- Bu yıl neredeyse Brahms yılı oldu Ayşegül Sarıca için. Sarıca, üç büyük kentimizde. Brahms'ın İkinci Piyano Konçertosu'nu yorumlayacak. Alexander Schvvinck yönetimindeki ilk konserler yarın ve cumartesi günü Atatürk Kültür Merkezi'nde. Ayşegül Sanca reginiz bu bütünlügü konımak için çarpar." Brahms ikinci piyano konçer- tosunu 1881 'de kırk sekiz yaşın- da yazmış. Kocaman bir orkest- ranın tüm olanaklarını kullan- mış. On sekizinci ve on doku- zuncu yüzyıl müzik akımlarımn birikimi üstüne kurulmuş bir yapıt. Mozart-Beelhoven- Scnubert-Schumann gibi klasik ve romantik ustalann izlerini ta- şıyor. "Bir yandan da Macar dans- lannın şenliği var. Bütün bun- ları iyi dengelemek lazım. Bu eserin zorlugu çok ça- buk 'romantik' yonımuna kaya- bilmesi. Hemen şekerli, toz pembe olabilir. Mesele yaJnız romantizm öğesi değil, içindeki her özelliği duyurabilmek. He- le son bölümün muzaffer yaşa- ma coşkusu!" Bu konçertonun bir başka özelliği de hiç kadanz bölümü olmayışı. Ama piyanistin baştan sona ustalığını sergilemesine öy- le bir fırsat tanımış ki Brahms! "Neredeyse baştan sona piya- nodan hiç eh'niz kalkmıyor. Tıp- kı bir senfoniyi paylaşır gibisi- niz orkestrayla." Ayşegül Sanca, lstanbul Dev- let Senfoni Orkestrası Genel Müzik Direktörü Alman şef Alexander Schwinck ile ilk kez çalacak. Yaz sonunda Avrupa turnesi için Schwinck-tDSO ve Sanca ile planlanan programda bir Mozart konçeno çalacaktı. Eğer iptal edilmeseydi Kültür BakanlığYnca. Ve son bir soru sonıyonız Ayşegül Hanıma: "Bugunlerde devlet sanatçriığı konusu gün- demde. Siz bu sıfata deger bu- lunan ilk devlet sanatçılanmız- dansınız. 1971'den beri bu sıfa- tın >ükiimlülük)erini de verine getirmektesiniz. Ne diişüniiyor- sunuz son dunım için?" Sanca, "tyi ki zamanında, tarüşmalar- dan çok önce verümiş bu unvan bana" diyor. Şef: Alexander Schvninck / tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası / Solist: Ayşegül Sanca / Program: Brahms Piyano Konçertosu No. 2; Schu- mann Senfoni No. 2 / A KM Büyük Salon / 25 ekim cuma 19.00, 26 ekim cumartesi 11.00 Alain Bonnefoifnın taşbaskıları AlkentActuelArt Galerisi'nde Taşbaskıcla kadın çıplakhgıBonnefoit "kadın çıplakhgı'' üzerine çahşmalannı 1960Tandan bu yana sürdürüyor. Sanatçının yapıtlan şu aralar Paris'te de sergüeniyor. Kültür Servisi — Fransız res- sam Alain Bonnefoit'nın yapıt- lan, etkinliklerini Bünyamin Oz- gültekin yönetiminde sürdüren Alkent Actuel Art Galerisi'nde sergilendi. 12 kasım günune ka- dar açık kalacak sergide Bonne- foit'nın taşbaskı tekniğinde üret- tiği kırk kadar resim yer alıyor. Alkent'teki Actuel Art Gale- risi'nde sergilenen taşbaskılann ağırlıklı konusu "kadın ve çıp- laklık." Bonnefoit "kadın çıplaklıgı" üzerine çalışmaları- na 1964 yılında başlamış. 1970 yılında Paris'te bu İconuyu işle- yen sergisi büyük övgüler almış. Sanatsal yaratma süreci içinde bir imge olarak ele aldığı kadın görüntülerine verdiği değişik ha- reket ve ifadelerle Bonnefoit re- simlerinin içeriğini ve dokusunu zenginleştiriyor. Bonnefoit, olağanüstü güzel- likte kadın figürlerini, devinim içinde bir insanın alabileceği en değişik pozlan ve en güç hare- ketleri yalm çizgilerle yansıtır- ken hiçbir zorlama olmadan, son derece dingin ve derin an- lamlarla ortaya yumuşak form- lar koyuyor. 1937 yılında Paris'te dünyaya gelen Alain Bonnefoit. 1953 yı- lında Paris Tatbiki Güzel Sanat- lar Yüksek Okulu'na girmiş. Daha sonra sanat öğrenimini Paris Güzel Sanatlar Akademi- si'nde ve Brüksel Güzel Sanat- lar Akademisi'nde tamamlayan Bonnefoit, resmin yam sıra hey- kel çalışmalan da yapmış. Bonnefoit, Paris sanat çevre- lerinde sanat yeteneğini çok de- ğişik alanlarda kanıtlayabilen bir kişilik olarak yer edinmış. Ancak buna karşın Fransız sa- natçı taşbaskıya daha fazla ilgi gösterip zaman ayırmış. Bugün bile yapıtlarırun baskılannı ilk denemeden son baskısına kadar kendisi gerçekleştiriyor. Bugüne kadar "Gerçek Zen- ginlikler", "Hayatın Zaferi", "Bobem ve Kalbim" gibi önemli kitaplarda da imzası olan Ala- in Bonnefoit'nın ünü uzun sü- redir Fransa sınırlanm aşmış bu- lunuyor. 1987 yılında Gauguin Müze- si'nde büyük çaplı bir retrospek- tif sergi gerçekleştiren Bonnefo- it'nın yapıtlan şu sıralar Paris'- te de sergileniyor. Alain Bonnefoit sergisi / Alkent Actuel Art Galerisi / 12 Ekim - 12 Kasım / Tel.: 157 46 84 DİNGtN VE DERİN— Alain Bonnefoit, olağanüstü güzellikte kadın figürlerini, yumuşak fonn- larla ortaya koyuyor. En değişik pozlan hiçbir zorlama olmadan, son derece dingin ve derin an- lamlaria sunuyor. Bonnefoit'nın sergisi Alkent'te 12 kasıma kadar görülebilecek. 2 9 E K İ M O Z E L C E K I L I S I N D E* * t MİLLİ PİyANGO ToalUn. Merate 30C:' honic iex' '(yw jncfc S i_*oo • Maaic 323 'MS •€ M « n l U n 4 Opri « w 1! « I • i trof 1 TXt Rosr • 6 N O T irty .1 Dans mevsimi 2 modern toplulukla açıldı Iç dünyalarda modern dans ŞEBNEM AKSAN Bu yıl sezona nispeten yoğun modern dans temsilleri ile baş- landı. Amerikalı zenci modern dans topluluğu Philadaneo'nun gosterilerinden sonra gene Ce- •nal Reşit Rey Konser Salonu'n- ia Alman modern dans eko- lünden bir örnek, Susanna Lin- ke'yi izledik. Aynca Alman Kültür Merkezi, konuşma ve filmlerle Teutonia'da bir mo- dern dans haftası duzenledi. Acaba Türkiye'de de dans ger- çekten bir modernleşme süreci- ne mi girdi? sofistike ve soyut anlatımına bir kısım lstanbul seyircisinin izle- meye tahammülü olmadığı gö- rüldu. Nitekim aralarda "Bu ne anlatıyor, mecbur muyuz bu ka- dının karanlık iç diinyasını izlemeye" diyerek kınayan se- yirci olduğu gibi yerinden kal- kamayacak kadar etkilenen, temsilin her arunı değerlendiren- ler de oldu. Böylesi avantgard, öznel ve artistik bir gösterinin arkasından coşkulu bir alkış da beklenemezdi, çünkü seyirci dü- şünmeye ve iç dünyasına bak- maya zorlanıyordu... formalist olarak nitelendirilir. 20. yüzyıl başlannda moder- nizmi çağnştıran sanatçı, yaşa- mı bireysel açıdan algıladığı ve hissettiğı gibi yansıtmak istemiş- tir. Bale sanatının özellikle bu yuzyıl başlannda eriştiğı, katı il- kelerle sınırh, klasik, geleneksel ve romantik yapısında bu duy- gulan ifade olanağı bulamayan sanatçı daha gerçeksi ve doğal bir teatral dans formu yaratma- nın gereğini duyurmuştur. 1900'lü yıllann başında, Ma- car asıllı Rudolf von Laban, Avrupa'nuı çeşitli kentlerinde Phiiadanco dans topiuiu- phüadanco Topluluğu'nun gösterisi popüler nun gösterisi populer zevk , , • j ıf - -u- aniayışa sesienmesi ve da- zevke seslenmesı açısından begenıldı. ha çok "dans, seyirciyi efien- Linke'nin gösterisi ise izleyiciyi düşünmeye ve S S ^ m ^ t S İ S : içdünyasınabakmaya zorluyordu. Eserlerin hiçbiri teknik, içerik ve form yönünden sanatsal bir değer ve yenilik taşımıyordu. Programın genelinde, eserler farklı koregraflara ait olmalan- na karşın "Rosa" adlı drama- tik parça bile farklı bir duyarlı- lık ve yaklaşım getirmiyordu. Ancak her şeye karşın toplulu- ğun enerji ve coşkusu seyirci üzerinde neşeli ve olumlu bir et- ki yaptı. Susanna Linke'nin gösterisi ise tam bir karşıtlık oluşturu- yordu. Her ne kadar ısrarla kas- vetli konuları, gerçek bir mo- dernci gibi kişisel bir dil ve du- yarlılıkla işliyorsa da Linke'nin Bir konser salonunun görevi sadece seyircisinin beğenisine uymak ve onu eğlendirmek de- ğildir. Zaman zaman evrensel boyutta sözü edilen sanatçıları da seyircisine tanıtmak zorun- dadır. Teatral bir dans formu olarak 20. yüzyıl başlannda gelişmeye başlayan modern dansın ilk te- melleri Almanya ve Amerika'- da, aynı zamanda atılmıştır. Bu nedenle de belli başlı iki ekol karşımıza çıkmaktadır. Alman ekolü anlatım ağırlıklı ve anti formalist. Amerikan okulu ise dans ve hareket birimine sadık, açtığı okullarda, kendi geliştir- diği ve Eukinetics adı verilen kültür-fızik, ruh-beden sağlığı amaçlı bir eğitim programı ver- meye başlamıştı. Mary YVjgman ve Kurt Jooss gibi öncüleri yetiştiren Laban okulu ve onların ürettiği yapıt- lar AvTupa'da ve Almanya'da büyük yankılar yapmıştır. Da- ha çok sosyo-politik konuları, kadın-erkek ilişkilerini irdeleyen eserler üreten bu sanatçılann fa- aliyetleri Nazilerin baskısı altın- da yasaklanmış ve dansta ağır- lık klasik baleye dönmüştür. Sa- vaştan sonra bu okullar tekrar faaliyete geçmenlerine rağmen Almanya'da 6O'lı yıllara kadar modernleşme hareİceti tekrar fi- lizlenememiştir. Amerika'nın ilk öncüleri, Lo- is Fuller. Isadora Duncan ve Ruth St. Denis ise önce Avru- pa'da ideallerine ulaşmışlardır. Daha çok bireyselliği ve bağun- sızlığı savunan bu ilk kadın ön- cüler arkalannda bir teori veya bir eğitim metodu bırakmamış- lardır. Martha Graham, Doris Humphrey, Charles VV'idman gibi ikinci kuşağiH öncüleri mo- dern dansın ve koregrafinin te- mellerini atnuşlar, kendilerini ilk öncülerin uzakdoğu tutkusu ve romantizminden sıyırarak, Amerika'nın gerçeklerine ver- meyi başarmışlardır. Mayıs ayında İstanbul'da ya- pılan Uluslararası Tiyatro Kongresi Dans Komitesi top- lantılarında dile getirilen konu- lardan biri, dansın bireysel ve ulusal karakteri yansıtması ge- reği idi. Modern dansın öncelik- le bireysel görüş ve anlatımı des- teklediği bir gerçektir. Ulusal karakterin nasıl yansıtılacağı konusu ise o ülkede sanatın ve kültürun olgunluğu ve özgürlü- ğü nispetinde kaçınılmaz olarak dansda da kendini gösterecek- tir. Muhafazakâr görüşü be- nimseyen bale sanatı bile bu gün liberal toplumlarda modern ve çağdaş aşamasıru yapmış du- rumdadır. BOND UNIVERSITESI AVUSTRALYA'DA ÜNİVERSİTE İNGİLİZCE + FOUNDATION + ÜNİVERSİTE 21. YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ ' BAŞARINIZBAŞARIMIZOIR ISTANBUL BAĞDATCAD NO S32/6BOSTANCI Tel (1)3624096 0)3623959 ANKAHA BIUURSOK NO 23/1 KAVAKLIOERE TB( (4)126 7602 (4)126 7603 Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ostea sarkom teşhisiyle tedavi görmekte olan GÖNÜLYILlVIAZ'ın gerçekleştirilecek ameliyatı için gereken tedavi masraflanna yönelik bir yardım kampanyası başlatılmıştır. tlgilenenler için Agabeyi: Y1LMAZ SEDAT İş Bankası Kanarya Şube«i Hesap No: 1104300 - 221494 Genç Umutlar • Kültür Servisi — Isviçre'nin Cenevre kentinde her yıl yapılan "Avrupa Sinemasının Genç Umutlan" festivali bugün başhyor. Avnıpa ülkeleri filmlennin katüdığı şenlikte yalnızca genç oyuncular dahnda bir yarışma var. Şenlikte, Türkiye adına Omer Kavur'un filmi "Gizli Yüz" yanşacak. Filmin yanşacak olan genç oyuncusu ise Fikret Kuşkan. Kuşkan'la birlikte sinema yazanmız Atillâ Dorsay da bu festivali gazetemiz adına izleyecek. Şoray Fransa yolcusu • Kültür Servisi — Sinema sanatçısı Türkân Şoray, Orleon Film Festivaü kapsamında yer alan "Türkan Şoray'a Saygı Haftası" nedeniyle Fransa'ya gidiyor. 5 kasımda Orleon'a gidecek olan sanatçının festivalde "Ada", "Berdel", "Selvi Boylum Al Yazmahm", "Vesikalı Yarim", "Hazal", "Yılanı öldürseler" adlı filmleri gösterilecek. Orleon Film Festivali'nin afışinde de Türkân Şoray'm fotoğrafı yer alıyor. Şoray'ın son Fdmi "Berdel", bilindiği gibi Berlin Film Festivali'nde Sanat Sinemalan Konfederasyonu birincilik ödülü, ttalya'da Europa Cinema 91'de ve Valencia Film Festivaü'nce en iyi film ödülleri akruştı. Basın Müzesi etkinlikleri • Kültür Servisi — Gazeteciler Cemiyeti'ne bağlı Çemberlitaş'taki Basın Müzesi'nde bugün Tataristan Ressamlan sergisi açıhyor. Ay sonuna kadar sürecek sergide Kültür Bakanhğı'nın çağnhsı olarak Türkiye*ye gelen sekiz ressamın 100 adet yapıtı izlenebilecek. Sergide yapıtlan yer alan ressamlar şöyle: lldar Feysullin, Zufer Gimayev, Amir Mazitov, Marina Nigmatullina, Anvar Sagitov, Ilgızer Samakyv, Shamil Sheydyllin ve lldar Zaripov. Basın Müzesi'nde aynca 25 ekimde Fotoğraf ve Sinema Emekçileri (FOSEM) saat 15.00'te "Memleketimden Insanlar" başlıkh bir saydam gösterisi ;yapac*k:' Gösteri Ortaköy Kültür Merkezi müzik grubu eşliğinde sunulacak. 'Rtizgâr ve • Kültür Servisi — Şair Mehmet Çetin'in "Rüzgâr ve Gül Iklimi" adlı şiir kitabımn ikinci baskısı ve "Asmin" adı altında topladığı öyküleri Ataol Yayıncılık tarafından yayımlandı. "Birağızdan" adlı diğer şiir kitabıyla 1988 Enver Gökçe Şiir Odülü'nü kazanan Mehmet Çetin, aynı zamanda uluslararası PEN Kulüp onur üyesi. Şiirlerinde Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vurmuş toplumsal çatışmalann içinde yer alan bir kuşağın yasantılannı anlatan Mehmet Çetin, "Asmin"de öykülerine yer veriyor. Rembrandt resimleri • Kültür Servisi — Üç yaşına basan Doğan Kardeş dergisi, bu yıl Hollanda, Almanya ve Ingiltere'de açılacak sergilerle amlacak büyük ressam Rembrandt'ın amsına bir portre yanşması duzenledi. Yanşmanın adı, "Yüzler". Yanşmaya ilkokul 4. ve 5. sınıf öğrencileri ile tüm ortaokul öğrencileri katılabilirler. Herhangi bir yakının portresi çizilebilir. •18 kasım pazartesi gününe dek Doğan Kardeş dergisine posta ile veya elden ulaştınlması gereken yapıtlar arasında birinci seçilen Amsterdam tatili, ikinci "Büyük Rembrandt Resimleri Albümü", üçüncü de "Küçük Rembrandt . Resimleri Albümü" kazanacak. Kompozisyoıı yanşması • ISTANBUL (tÜHA) — "Dişlerimiz ve Biz" konulu ilkokullar arası 2. resim ve kompozisyon yanşması Saraçhane'deki Tekel Genel Müdürlüğü Sergi Salonu'nda yapüacak. Sadece tstanbul'daki ilkokul öğrencilerinin katılacağı yanşmaya son başvuru tarihinin 31 Ekim 1991 olduğu bildirildi. 87 trafik cıkışlı 1976 model temiz Opel kadet. 18 milyon 384 38 42
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle