Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 EKİM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
ÖDÜL
Booker Ödülü Nijeryalıya
• LONDRA (Reuter) — Ingiltere'nın önde gelen
edebiyat ödüllerinden Booker Odülü'nü bu yıl Nijeryalı
yazar Ben Okri, "The Famished Road" adlı kitabıyla
kazandı. Kitap, Nijerya'da iç savaş sırasında bir fakir
mahallesinde yaşanan olayları konu alıyor. Bir başka
özelliği de okuru zaman zaman fantezilerle örülü bir
dünyaya götürerek gerçeklerden uzaklaştırması.
Nijerya'da doğan Ben Okri, şu an 31 yaşında. 1978
yılından bu yana. Londra'da yaşıyor. Daha önce üç
roman yazan Okri'nin son yapıtı "The Famished Road",
yayınevlerinin aday gösterdiği yüzlerce kitabın arasmdan
seçildı. Booker Odülü'nü onceki yıllarda Iris Murdoch,
William Golding, Kingsley Amıs ve Salman Ruşdu gibi
yazarlar kazanmıştı.
Bayır'ın anısına öyküler
• ANKARA (ANKA) — Köy Enstitüleri'nde eğitimri
olarak katkılarda bulunan Ferit Oğuz Bayır adına
düzenlenen Düşün ve Sanat Ödülü, bu yıl "öykü"
dahnda verilecek. Türk kültürüne ve sanatına katkılar
getirmek amacıyla kurulan Ferit Oğuz Bayır Düşün ve
Sanat ödülü yanşmasına 1991 yılında yayınlanmış öykü
kitapiarı ya da yayımlanmaya hazır dosya halindeki
yapıtlar katılabılecek. 1 milyon lira ödüllü yarışmanın
seçici kurulunda Vedat Günyol, Talıp Apaydın, Mehmet
Başaran, Fakir Baykurt, Sami Karaören ve Emin
özdemir bulunuyor. ödüle katılacak yapıtların altı nüsha
halinde 31 Aralık 1991 akşamına değin "Değirmenyolu
Caddesi Kumrular Sokak No: 11 81570 Küçükyalı-
tstanbul" adresine postalanması gerekiyor.
SER6I
• PARİS (Cumhuriyet) — Otuz yıldır Paris'te yaşayan
Türk ressamı Erdal Alantar, geçen hafta son resimlerini
atölyesinde sergiledi. Fransa başkeminde ressam ve
plastik sanatla uğraşan kişilerin atölyelerini belli bir gun,
toplu festival niteliğinde halka açmalan son zamanlarda
oldukça tutulan bir yöntem. Türk ressamı Erdal Alantar
da, Paris dolaylanndaki Ivry banliyösünde tertiplenen
son toplu atölye sergisine katılanlar arasında yer aldı.
« Alantar, Fransız medyalannda sık sık sözü edilen, sevilen
bir sanatçı. Bugüne değin 100'den fazla bienale katılan
ve sergi açan Alantar'ın Fransa'da geçicdiği 30 yılı, 1989
yılında UNESCO merkezinde açılan bir sergiyle
kutlanmıştı. Türk ressam, 1959 yılından bu yana Paris'te
yaşıyor. Istanbul doğumlu sanatçı, tstanbul Güzel
Sanatlar Akademisi'nden sonra Florarisa'da duvar
freskleri ögrendiği Güzel Sanatlar Akademisi'nde
öğrenim gördü. Halen sürdürdüğü resim çalışmalanndan
başka, Ivry kentinde plastik sanatlar öğretmenliği
yapıyor. Ivry kenti, Alantar'ın da katıldığı "Sanatçı
Atölyeleri" Festivali'nde, halkın 88 ressam atölyesini
gezip görmesine olanak tanıdı.
Piyanist Ayşegül Sarıca, üç büyük kentte Brahms çalacak
Brahms'ı sever mîsîniz?EVtN İLYASOĞLU
Son iki aydır Ayşegül Sanca'-
yı arayanlar onu Johannes
Brahms ile başbaşa buluyorlar.
Bu yıl neredeyse Johannes
Brahms yılı olmuş Sarıca için.
Üç büyük kentimizde bestecinin
ikinci piyano konçertosunu ça-
lacak: "Canım bu yıl dolu do-
lu bir şey çalmak istedi. Baktım
ki 1978'deo beri Brahms'ı çal-
mamışım. lşte bugunlerde yo-
ğun bir şekilde bu çetin cevizle
uğraşıyorum." Ve her zamanki
alçak gönullülüğü ile ekliyor:
"Aslında hangi konçertoyu ça-
lışsam zamanımı ona hasrede-
rim. 1978'den once kirobilir kaç
kere çalmısım bu eseri, araa hiç
güvenmemeli, ilk kez tanıyor-
muş gibi vaklaşmak lazım."
Üç ayrı kentte üç ayrı şef ve
ayrı orkestra ile çalarken yapı-
tın bütünündeki değişiklikleri
nasıl.algılar bir solist? "Her şey-
den önce şefle aynı paralelde
düsünmek önemli. Benim ödün
vermem ve duşunce tarzımı de-
giştirmem soz konusu olamaz.
Inandıgıma sadık kalmalıyım.
Şef ve orkestra ile iyi bir diya-
log içinde olmalısınız. Bu kon-
çerto tıpkı bir piyanolu senfoni
gibi. Dört uzun bölümden olu-
şup elli dakikaya vanyor. Hele
ilk bdliimde baştan sona çalgı-
lann değişik ünılan ile piyanis-
tin uyum sağlaması, kopukluga
meydan vermemesi gerek. Yii-
Bu yıl neredeyse
Brahms yılı oldu
Ayşegül Sarıca için.
Sarıca, üç büyük
kentimizde.
Brahms'ın İkinci
Piyano
Konçertosu'nu
yorumlayacak.
Alexander
Schvvinck
yönetimindeki ilk
konserler yarın ve
cumartesi günü
Atatürk Kültür
Merkezi'nde.
Ayşegül Sanca
reginiz bu bütünlügü konımak
için çarpar."
Brahms ikinci piyano konçer-
tosunu 1881 'de kırk sekiz yaşın-
da yazmış. Kocaman bir orkest-
ranın tüm olanaklarını kullan-
mış. On sekizinci ve on doku-
zuncu yüzyıl müzik akımlarımn
birikimi üstüne kurulmuş bir
yapıt. Mozart-Beelhoven-
Scnubert-Schumann gibi klasik
ve romantik ustalann izlerini ta-
şıyor.
"Bir yandan da Macar dans-
lannın şenliği var. Bütün bun-
ları iyi dengelemek lazım. Bu
eserin zorlugu çok ça-
buk 'romantik' yonımuna kaya-
bilmesi. Hemen şekerli, toz
pembe olabilir. Mesele yaJnız
romantizm öğesi değil, içindeki
her özelliği duyurabilmek. He-
le son bölümün muzaffer yaşa-
ma coşkusu!"
Bu konçertonun bir başka
özelliği de hiç kadanz bölümü
olmayışı. Ama piyanistin baştan
sona ustalığını sergilemesine öy-
le bir fırsat tanımış ki Brahms!
"Neredeyse baştan sona piya-
nodan hiç eh'niz kalkmıyor. Tıp-
kı bir senfoniyi paylaşır gibisi-
niz orkestrayla."
Ayşegül Sanca, lstanbul Dev-
let Senfoni Orkestrası Genel
Müzik Direktörü Alman şef
Alexander Schwinck ile ilk kez
çalacak. Yaz sonunda Avrupa
turnesi için Schwinck-tDSO ve
Sanca ile planlanan programda
bir Mozart konçeno çalacaktı.
Eğer iptal edilmeseydi Kültür
BakanlığYnca.
Ve son bir soru sonıyonız
Ayşegül Hanıma: "Bugunlerde
devlet sanatçriığı konusu gün-
demde. Siz bu sıfata deger bu-
lunan ilk devlet sanatçılanmız-
dansınız. 1971'den beri bu sıfa-
tın >ükiimlülük)erini de verine
getirmektesiniz. Ne diişüniiyor-
sunuz son dunım için?" Sanca,
"tyi ki zamanında, tarüşmalar-
dan çok önce verümiş bu unvan
bana" diyor.
Şef: Alexander Schvninck / tstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası / Solist:
Ayşegül Sanca / Program: Brahms
Piyano Konçertosu No. 2; Schu-
mann Senfoni No. 2 / A KM Büyük
Salon / 25 ekim cuma 19.00, 26
ekim cumartesi 11.00
Alain Bonnefoifnın taşbaskıları AlkentActuelArt Galerisi'nde
Taşbaskıcla kadın çıplakhgıBonnefoit "kadın çıplakhgı'' üzerine çahşmalannı
1960Tandan bu yana sürdürüyor. Sanatçının yapıtlan
şu aralar Paris'te de sergüeniyor.
Kültür Servisi — Fransız res-
sam Alain Bonnefoit'nın yapıt-
lan, etkinliklerini Bünyamin Oz-
gültekin yönetiminde sürdüren
Alkent Actuel Art Galerisi'nde
sergilendi. 12 kasım günune ka-
dar açık kalacak sergide Bonne-
foit'nın taşbaskı tekniğinde üret-
tiği kırk kadar resim yer alıyor.
Alkent'teki Actuel Art Gale-
risi'nde sergilenen taşbaskılann
ağırlıklı konusu "kadın ve çıp-
laklık." Bonnefoit "kadın
çıplaklıgı" üzerine çalışmaları-
na 1964 yılında başlamış. 1970
yılında Paris'te bu İconuyu işle-
yen sergisi büyük övgüler almış.
Sanatsal yaratma süreci içinde
bir imge olarak ele aldığı kadın
görüntülerine verdiği değişik ha-
reket ve ifadelerle Bonnefoit re-
simlerinin içeriğini ve dokusunu
zenginleştiriyor.
Bonnefoit, olağanüstü güzel-
likte kadın figürlerini, devinim
içinde bir insanın alabileceği en
değişik pozlan ve en güç hare-
ketleri yalm çizgilerle yansıtır-
ken hiçbir zorlama olmadan,
son derece dingin ve derin an-
lamlarla ortaya yumuşak form-
lar koyuyor.
1937 yılında Paris'te dünyaya
gelen Alain Bonnefoit. 1953 yı-
lında Paris Tatbiki Güzel Sanat-
lar Yüksek Okulu'na girmiş.
Daha sonra sanat öğrenimini
Paris Güzel Sanatlar Akademi-
si'nde ve Brüksel Güzel Sanat-
lar Akademisi'nde tamamlayan
Bonnefoit, resmin yam sıra hey-
kel çalışmalan da yapmış.
Bonnefoit, Paris sanat çevre-
lerinde sanat yeteneğini çok de-
ğişik alanlarda kanıtlayabilen
bir kişilik olarak yer edinmış.
Ancak buna karşın Fransız sa-
natçı taşbaskıya daha fazla ilgi
gösterip zaman ayırmış. Bugün
bile yapıtlarırun baskılannı ilk
denemeden son baskısına kadar
kendisi gerçekleştiriyor.
Bugüne kadar "Gerçek Zen-
ginlikler", "Hayatın Zaferi",
"Bobem ve Kalbim" gibi önemli
kitaplarda da imzası olan Ala-
in Bonnefoit'nın ünü uzun sü-
redir Fransa sınırlanm aşmış bu-
lunuyor.
1987 yılında Gauguin Müze-
si'nde büyük çaplı bir retrospek-
tif sergi gerçekleştiren Bonnefo-
it'nın yapıtlan şu sıralar Paris'-
te de sergileniyor.
Alain Bonnefoit sergisi / Alkent
Actuel Art Galerisi / 12 Ekim -
12 Kasım / Tel.: 157 46 84
DİNGtN VE DERİN— Alain Bonnefoit, olağanüstü güzellikte kadın figürlerini, yumuşak fonn-
larla ortaya koyuyor. En değişik pozlan hiçbir zorlama olmadan, son derece dingin ve derin an-
lamlaria sunuyor. Bonnefoit'nın sergisi Alkent'te 12 kasıma kadar görülebilecek.
2 9 E K İ M O Z E L C E K I L I S I N D E* *
t
MİLLİ PİyANGO
ToalUn. Merate 30C:' honic iex' '(yw jncfc S i_*oo • Maaic 323 'MS •€ M « n l U n 4 Opri « w 1! « I • i trof 1 TXt Rosr • 6 N O T irty .1
Dans mevsimi 2 modern toplulukla açıldı
Iç dünyalarda modern dans
ŞEBNEM AKSAN
Bu yıl sezona nispeten yoğun
modern dans temsilleri ile baş-
landı. Amerikalı zenci modern
dans topluluğu Philadaneo'nun
gosterilerinden sonra gene Ce-
•nal Reşit Rey Konser Salonu'n-
ia Alman modern dans eko-
lünden bir örnek, Susanna Lin-
ke'yi izledik. Aynca Alman
Kültür Merkezi, konuşma ve
filmlerle Teutonia'da bir mo-
dern dans haftası duzenledi.
Acaba Türkiye'de de dans ger-
çekten bir modernleşme süreci-
ne mi girdi?
sofistike ve soyut anlatımına bir
kısım lstanbul seyircisinin izle-
meye tahammülü olmadığı gö-
rüldu. Nitekim aralarda "Bu ne
anlatıyor, mecbur muyuz bu ka-
dının karanlık iç diinyasını
izlemeye" diyerek kınayan se-
yirci olduğu gibi yerinden kal-
kamayacak kadar etkilenen,
temsilin her arunı değerlendiren-
ler de oldu. Böylesi avantgard,
öznel ve artistik bir gösterinin
arkasından coşkulu bir alkış da
beklenemezdi, çünkü seyirci dü-
şünmeye ve iç dünyasına bak-
maya zorlanıyordu...
formalist olarak nitelendirilir.
20. yüzyıl başlannda moder-
nizmi çağnştıran sanatçı, yaşa-
mı bireysel açıdan algıladığı ve
hissettiğı gibi yansıtmak istemiş-
tir. Bale sanatının özellikle bu
yuzyıl başlannda eriştiğı, katı il-
kelerle sınırh, klasik, geleneksel
ve romantik yapısında bu duy-
gulan ifade olanağı bulamayan
sanatçı daha gerçeksi ve doğal
bir teatral dans formu yaratma-
nın gereğini duyurmuştur.
1900'lü yıllann başında, Ma-
car asıllı Rudolf von Laban,
Avrupa'nuı çeşitli kentlerinde
Phiiadanco dans topiuiu- phüadanco Topluluğu'nun gösterisi popüler
nun gösterisi populer zevk , , • j ıf - -u-
aniayışa sesienmesi ve da- zevke seslenmesı açısından begenıldı.
ha çok "dans, seyirciyi efien- Linke'nin gösterisi ise izleyiciyi düşünmeye ve
S S ^ m ^ t S İ S : içdünyasınabakmaya zorluyordu.
Eserlerin hiçbiri teknik, içerik
ve form yönünden sanatsal bir
değer ve yenilik taşımıyordu.
Programın genelinde, eserler
farklı koregraflara ait olmalan-
na karşın "Rosa" adlı drama-
tik parça bile farklı bir duyarlı-
lık ve yaklaşım getirmiyordu.
Ancak her şeye karşın toplulu-
ğun enerji ve coşkusu seyirci
üzerinde neşeli ve olumlu bir et-
ki yaptı.
Susanna Linke'nin gösterisi
ise tam bir karşıtlık oluşturu-
yordu. Her ne kadar ısrarla kas-
vetli konuları, gerçek bir mo-
dernci gibi kişisel bir dil ve du-
yarlılıkla işliyorsa da Linke'nin
Bir konser salonunun görevi
sadece seyircisinin beğenisine
uymak ve onu eğlendirmek de-
ğildir. Zaman zaman evrensel
boyutta sözü edilen sanatçıları
da seyircisine tanıtmak zorun-
dadır.
Teatral bir dans formu olarak
20. yüzyıl başlannda gelişmeye
başlayan modern dansın ilk te-
melleri Almanya ve Amerika'-
da, aynı zamanda atılmıştır. Bu
nedenle de belli başlı iki ekol
karşımıza çıkmaktadır. Alman
ekolü anlatım ağırlıklı ve anti
formalist. Amerikan okulu ise
dans ve hareket birimine sadık,
açtığı okullarda, kendi geliştir-
diği ve Eukinetics adı verilen
kültür-fızik, ruh-beden sağlığı
amaçlı bir eğitim programı ver-
meye başlamıştı.
Mary YVjgman ve Kurt Jooss
gibi öncüleri yetiştiren Laban
okulu ve onların ürettiği yapıt-
lar AvTupa'da ve Almanya'da
büyük yankılar yapmıştır. Da-
ha çok sosyo-politik konuları,
kadın-erkek ilişkilerini irdeleyen
eserler üreten bu sanatçılann fa-
aliyetleri Nazilerin baskısı altın-
da yasaklanmış ve dansta ağır-
lık klasik baleye dönmüştür. Sa-
vaştan sonra bu okullar tekrar
faaliyete geçmenlerine rağmen
Almanya'da 6O'lı yıllara kadar
modernleşme hareİceti tekrar fi-
lizlenememiştir.
Amerika'nın ilk öncüleri, Lo-
is Fuller. Isadora Duncan ve
Ruth St. Denis ise önce Avru-
pa'da ideallerine ulaşmışlardır.
Daha çok bireyselliği ve bağun-
sızlığı savunan bu ilk kadın ön-
cüler arkalannda bir teori veya
bir eğitim metodu bırakmamış-
lardır. Martha Graham, Doris
Humphrey, Charles VV'idman
gibi ikinci kuşağiH öncüleri mo-
dern dansın ve koregrafinin te-
mellerini atnuşlar, kendilerini ilk
öncülerin uzakdoğu tutkusu ve
romantizminden sıyırarak,
Amerika'nın gerçeklerine ver-
meyi başarmışlardır.
Mayıs ayında İstanbul'da ya-
pılan Uluslararası Tiyatro
Kongresi Dans Komitesi top-
lantılarında dile getirilen konu-
lardan biri, dansın bireysel ve
ulusal karakteri yansıtması ge-
reği idi. Modern dansın öncelik-
le bireysel görüş ve anlatımı des-
teklediği bir gerçektir. Ulusal
karakterin nasıl yansıtılacağı
konusu ise o ülkede sanatın ve
kültürun olgunluğu ve özgürlü-
ğü nispetinde kaçınılmaz olarak
dansda da kendini gösterecek-
tir. Muhafazakâr görüşü be-
nimseyen bale sanatı bile bu gün
liberal toplumlarda modern ve
çağdaş aşamasıru yapmış du-
rumdadır.
BOND UNIVERSITESI
AVUSTRALYA'DA ÜNİVERSİTE
İNGİLİZCE + FOUNDATION + ÜNİVERSİTE
21. YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ
' BAŞARINIZBAŞARIMIZOIR
ISTANBUL BAĞDATCAD NO S32/6BOSTANCI
Tel (1)3624096 0)3623959
ANKAHA BIUURSOK NO 23/1 KAVAKLIOERE
TB( (4)126 7602 (4)126 7603
Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ostea sarkom teşhisiyle
tedavi görmekte olan
GÖNÜLYILlVIAZ'ın
gerçekleştirilecek ameliyatı için gereken tedavi masraflanna
yönelik bir yardım kampanyası başlatılmıştır.
tlgilenenler için
Agabeyi: Y1LMAZ SEDAT
İş Bankası Kanarya Şube«i
Hesap No: 1104300 - 221494
Genç Umutlar
• Kültür Servisi —
Isviçre'nin Cenevre kentinde
her yıl yapılan "Avrupa
Sinemasının Genç
Umutlan" festivali bugün
başhyor. Avnıpa ülkeleri
filmlennin katüdığı şenlikte
yalnızca genç oyuncular
dahnda bir yarışma var.
Şenlikte, Türkiye adına
Omer Kavur'un filmi "Gizli
Yüz" yanşacak. Filmin
yanşacak olan genç
oyuncusu ise Fikret
Kuşkan. Kuşkan'la birlikte
sinema yazanmız Atillâ
Dorsay da bu festivali
gazetemiz adına izleyecek.
Şoray Fransa
yolcusu
• Kültür Servisi — Sinema
sanatçısı Türkân Şoray,
Orleon Film Festivaü
kapsamında yer alan
"Türkan Şoray'a Saygı
Haftası" nedeniyle
Fransa'ya gidiyor. 5
kasımda Orleon'a gidecek
olan sanatçının festivalde
"Ada", "Berdel", "Selvi
Boylum Al Yazmahm",
"Vesikalı Yarim", "Hazal",
"Yılanı öldürseler" adlı
filmleri gösterilecek. Orleon
Film Festivali'nin afışinde
de Türkân Şoray'm
fotoğrafı yer alıyor.
Şoray'ın son Fdmi "Berdel",
bilindiği gibi Berlin Film
Festivali'nde Sanat
Sinemalan Konfederasyonu
birincilik ödülü, ttalya'da
Europa Cinema 91'de ve
Valencia Film Festivaü'nce
en iyi film ödülleri akruştı.
Basın Müzesi
etkinlikleri
• Kültür Servisi —
Gazeteciler Cemiyeti'ne
bağlı Çemberlitaş'taki Basın
Müzesi'nde bugün
Tataristan Ressamlan sergisi
açıhyor. Ay sonuna kadar
sürecek sergide Kültür
Bakanhğı'nın çağnhsı
olarak Türkiye*ye gelen
sekiz ressamın 100 adet
yapıtı izlenebilecek. Sergide
yapıtlan yer alan ressamlar
şöyle: lldar Feysullin, Zufer
Gimayev, Amir Mazitov,
Marina Nigmatullina,
Anvar Sagitov, Ilgızer
Samakyv, Shamil Sheydyllin
ve lldar Zaripov. Basın
Müzesi'nde aynca 25
ekimde Fotoğraf ve Sinema
Emekçileri (FOSEM) saat
15.00'te "Memleketimden
Insanlar" başlıkh bir
saydam gösterisi ;yapac*k:'
Gösteri Ortaköy Kültür
Merkezi müzik grubu
eşliğinde sunulacak.
'Rtizgâr ve
• Kültür Servisi — Şair
Mehmet Çetin'in "Rüzgâr
ve Gül Iklimi" adlı şiir
kitabımn ikinci baskısı ve
"Asmin" adı altında
topladığı öyküleri Ataol
Yayıncılık tarafından
yayımlandı. "Birağızdan"
adlı diğer şiir kitabıyla 1988
Enver Gökçe Şiir Odülü'nü
kazanan Mehmet Çetin,
aynı zamanda uluslararası
PEN Kulüp onur üyesi.
Şiirlerinde Türkiye'nin
yakın tarihine damgasını
vurmuş toplumsal
çatışmalann içinde yer alan
bir kuşağın yasantılannı
anlatan Mehmet Çetin,
"Asmin"de öykülerine yer
veriyor.
Rembrandt
resimleri
• Kültür Servisi — Üç
yaşına basan Doğan Kardeş
dergisi, bu yıl Hollanda,
Almanya ve Ingiltere'de
açılacak sergilerle amlacak
büyük ressam Rembrandt'ın
amsına bir portre yanşması
duzenledi. Yanşmanın adı,
"Yüzler". Yanşmaya ilkokul
4. ve 5. sınıf öğrencileri ile
tüm ortaokul öğrencileri
katılabilirler. Herhangi bir
yakının portresi çizilebilir.
•18 kasım pazartesi gününe
dek Doğan Kardeş dergisine
posta ile veya elden
ulaştınlması gereken
yapıtlar arasında birinci
seçilen Amsterdam tatili,
ikinci "Büyük Rembrandt
Resimleri Albümü", üçüncü
de "Küçük Rembrandt .
Resimleri Albümü"
kazanacak.
Kompozisyoıı
yanşması
• ISTANBUL (tÜHA) —
"Dişlerimiz ve Biz" konulu
ilkokullar arası 2. resim ve
kompozisyon yanşması
Saraçhane'deki Tekel Genel
Müdürlüğü Sergi
Salonu'nda yapüacak.
Sadece tstanbul'daki
ilkokul öğrencilerinin
katılacağı yanşmaya son
başvuru tarihinin 31 Ekim
1991 olduğu bildirildi.
87 trafik cıkışlı 1976 model
temiz Opel kadet.
18 milyon
384 38 42