Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 EKÎM 1991 • * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Yılmaz'a Göre... Inönü'ye Göre...
(Baştarafı 1. Sayfada)
düşünerek yaptı tabii..."
Yapmaması için birkaç kez Cumhurbaş-
kanı'nı uyardığını, fakat "huyunu bildiği için"
fazla da ısrar etmediğini belirtti.
"Artık lider benim" havasında Mesut Yıl-
maz. Dikkat ettik, çevresinde de aynı hava
geçerli. Hem ona karşı hitap tarzı ve davra-
nışları, hem de Çankaya ve Özal'la ilgili söz-
lerj, bir bakıma, Yılmaz'ın liderliğinin aJtını
çizen belirtilerdi.
"Bu seçimle birlikte ANAP üzerinde Özal
vesayeti noktalanmış oluyor mu?" sorusu-
na başını sallayarak "Evet" karşılığını ver-
di; fakat şunu da ekledi:
"Özal'ın vesayeti zaten bitmişti. Ama bu-
nu bazı çevrelere nedense inandıramadık."
Özal-Yılmaz ilişkilerinde seçim öncesi ya-
şanan gerilim gerçekten "danışıklı dövüş"
değildi. Seçimle birlikteyse, ANAP'ta Mesut
Yılmaz'ın genel başkanlıktan sonra artık
"liderlik" döneminin açıldığı söylenebilir. An-
cak Çankaya ile özel ilişki içinde olmak, ana
muhalefet lideri olarak Şayın Yılmaz'ın kuş-
kusuz işine gelecektir. Örneğin, böylece De-
mirel'i bazen çifte kıskaca alma olanağına
sahip olacağını düşünüyor olabilir Yılmaz.
Nitekim dünkü söyleşimiz sırasında,
ANAP olarak muhalefette Kalma kararlarını
Özal'ın da "makul karşıladığı'nı vurguladı.
Demek ki danışmıştı. ileride de aynı şeyi kuş-
kusuz yapabilecekti.
•
Mesut Yılmaz'ın seçim sonrasına ilişkin
düşûnceleri, bugün gazetemizin manşetin-
de Ahmet Tan'ın kaleminden ayrıntılı olarak
yer aiıyor. Özetle şunların altı çizilebilir:
Koalisyon: Muhalefette kalma kararlarının
kesin olduğunu, bunu "baskı gruplarından
gelen baskılar"la değıştirmeye niyetleri ol-
madığını, bir kez daha hiçbir kuşkuya yer bı-
rakmayacak biçimde söyiüyor.
Seçim: Teorik olarak 6 ay ile 1 yıl içinde
seçimin gereğine inanıyor, fakat olamayaca-
ğını söylüyor. Örneğin, üç yıl sonra 1994'te
genel ve yerel seçimlerin birleştirilebileceğini
belirtiyor. Türkiye'nin bir beş yıl seçimsiz git-
meyeceğinin bilincinde. Ama seçimsiz dö-
nem uzadıkça, DYP'nin koalisyon iktidann-
da gitgide yıpranacağını bildiği için bü konu-
da acele etmeye niyeti yok.
Demokrasi: Koalisyon hükümetinin getire-
ceği "demokrasi reformu paketf'ne zorluk
çıkarmayacaklannı, ancak bu konuda yapı-
lacak çok şey olmadığmı da söylüyor.
Demirel: DYP lideri için "Dünyaları vaat
etti, şimdi sözlerinin esiri olacak, vaatlerinin
ceremesini çekecek" diyor. Demirel kavga-
cı ve hırçın bir yörüngeye saparsa çok sevi-
neceği, hele Erbakan ve Türkeş'le yeniden
koJ kola girerse, sevinçten uçacağı anlaşılı-
yor. Ama bu sonuncu olasılığın pek ağır bas-
madığını kendisi de biliyor. Ekonomide ar-
tık kılını kıpırdatmayacağı, acı paketi Demi-
rel'e bırakmaya hazırlandığı anlaşılıyor. Fa-
kat önceki gün de Demirel'in "enkaz dev-
raldık"ın hazırlığında olduğunu kendi ağzın-
dan duymuştuk. Ekonominin bütün bu ha-
zırlıklara ne kadar tahammülü kaldığını ise
bilemiyoruz; fakat alarm zillerinin çoktandır
çaldığı bilinmekte...
Gelecek: Demirel'in koalisyon hükümeti
kurmasını diiiyor. Muhalefette ANAP'ın da-
ğılmayacağını, "safraları atıp" güçleneceğini
ve ilk seçimde birinci parti olarak merkez sağ
oyları toplayacağına inanıyor.
Olabilir mi?
ANAP, sekiz yıldır iktidar nimetlerine alış-
mış bir parti olarak muhalefette varlığını sür-
dürebilir mi?
Yılmaz'ın 20 Ekim sonrası bir lider olarak
direksiyon başına geçtiği doğru; ama
ANAP'ın geleceği konusunda bugünden çok
kesin öngörülerde bulunmak için biraz erken
sayılmaz mı?
Sayın Yılmaz gelecekten çok emin. Makul
nedenleri de var bunun için. Ama kesin bir
yargıya varmak için biraz daha beklemekte
yarar olabilir.
•
Mesut Yılmaz ne kadar rahat ve güleç yüz-
lü idiyse, Erdal inönü de o kadar sıkıntılıydı,
yüz çizgileri gergindi.
SHP Genel Merkezi'ndeki çalışma odasın-
daki masada, ş/k yuvarlak bir tepsi içinde
Bebek'in ünlü badem ezmeleri vardı. Eşi Se-
vinç İnönü, seçim gecesi için göndermişti.
Salı akşamı kendisiyle sohbet ederken,
yazılması kaydıyia çok şey söyiemek isteme-
di. Partinin yetkili kurullarını toplamadan ön-
ce bunu istemediği anlaşılıyordu. Bazı izle-
nimlerimizi şu noktalarda toplayabiliriz:
Koalisyon: DYP ile koalisyona kapalı de-
ğil. İstediği söylenebilir. Bunun için, bir yan-
dan Demirel'in ne getireceğini, öte yandan
kendi partisinde neler olacağını bekliyor.
Özal'ı indirmek: inönü'ye göre parlamen-
to aritmetiği bu olanağı vermiyor artık. Sırf
bu yüzden bir seçim yapılamayacağına gö-
re de Özal, Çankaya'da oturmaya da çare-
siz devam edecek; ama tabii anayasanın sı-
nırları içinde kalarak...
SHP'de: Eninde sonunda, bir olağanüstü
kurultayla parti içi hesaplaşmanın kapıyı ça-
lacağını biliyor kuşkusuz. Ama önce koalis-
yon konusunun açıklığa kavuşmasını, he-
saplaşmanın sonraya kalmasını istiyor. Se-
çim sonrasında genel başkanlıktan istifası-
nın söz konusu olmadığmı açıklamıştı Sayın
İnönü; acaba olağanüstü kurultayda ya da
öncesinde genel başkanlık yarışına artık ka-
tılmayacağını açıklayabilir miydi? Bu da bir
soru işareti sayılabilir...
Seçimde partisinin uğradığı basarısızlığı
açık yüreklilikle tartışmaya hazır. Bunun işa-
retlerini veriyor. Genel başkan olarak ken-
disinin bu başarısızlıktaki payını da içtenlik-
le sorgulayabileceği anlaşılıyor.
HEP konusunda doğru yaptıklarını, de-
mokrasinin gereğinin bu olduğunu, oy kay-
betmiş olsalar bile bunu savunmaya devam
edecegini belirtırken şöyle dedi:
"1960'lann sonunda ortanın soluyla CHP
ortaya çıktığında neler söylenmişti?
1969'daki oy kaybı da buna bağlanmıştı.
Ama sonra iş değişti..."
Söyleşirken, o kendine özgü ince alayını
yine yeri geldiginde yapıyordu Sayın İnönü.
Ama üzgündü.
Genel merkez binası boşalmış gibiydi,
kimsecikler yoktu ortalıkta. Ya akşam vakti
olduğu için ya da bir seçim yenilgisinin son-
rasından kaynaklanıyordu bu sessizlik.
Ve böylesi bir dekor içinde, sanki bir yal-
nız adam görüntüsü çiziyordu Erdal İnönü...
Yılmaz: Kesin hayır
(Baştarafı 1. Sayfada)
rine ters düsen hiikumetlerin
ömrii pek uzun olmaz. Şimdi
bem işadamianmız hem de Ba-
ü, sizin Demirel ile bir koalisyon
yapmanızı telkin ediyor. Bu
yönde göçlii sinyaller veriliyor.
Bu sinyaller, ileride baskıya dö-
nüşebüecek. Bu tür baskılara ne
ölçüde direneceksiniz? Hepsin-
deo önemlisi. ANA-YOL for-
müliine neden direneceksiniz?
ANAP lideri, bu uzun soru-
yu, sigarasından uzun nefesler
çekerek dinliyor.
Soru bittikten sonra, nasıl ol-
sa, Mesut Bey bize bir "reklam
arası" sessizliği yaşatacaktır di-
ye düşünüyoruz.
Ama yanıldığımızı anüyoruz.
Mesut Bey, not tutmaya ola-
nak tanımayacak bir hızla ko-
nuşmaya başlıyor.
Yılmaz'ın, başbakanlık ko-
nuşma frekansı ile anamuhale-
fet liderliği frekanslan demek ki
çok farklı olacak:
— Evet, benzeri telkinler bi-
ze ulaşıyor. Ancak şunu akıldan
çıkarmamak gerekir. Demokra-
silerde, siyasal partilerin rol da-
ğılımını millet yapar. Milletin
oluşturduğu tabloya göre ken-
di oynayacağı rolü ise partiler,
kendi yetkili organlan eliyle,
kendileri belirlerler. Biz ANAP
İnönü: Olabilir
(Baştarafı 1. Sayfada)
— Genel siyasal tablodan kö-
tûmser sonuçlar çıkarmamak
gerek.
— Sayın Demirel, bugün-
yaruı kapımzı çalacak. Ne diye-
ceksiniz?
— Ne öneri getireceğini din-
leyeceğim. Ancak koalisyon ko-
nusundaki karan parti meclisi-
miz verecek. Benim, genel baş-
kan olarak hükümete katılmak
ya da katılmamak yönünde bir
kararım yok.
— Sizce Çankaya sorunu bu-
günkü siyasal aritmetikle çözti-
lebiUr mi?
— Biz Çankaya'yı hep anaya-
sa meselesi olarak gördük. Bu
meseleyi anayasa düzeyinde çö-
zecek gücümüz yoksa, yapılacak
başka şey de yoktur.
— Koalisyon kurarsanız, siz-
ce imzalanacak olan protokol-
de SHP neleri öngöriir?
— Bunu da söylediğim gibi
parti meclisi kararlaştıracak.
Anayasa değişıkliği konusunda-
ki hedeflerimiz bellidir. Sendi-
kalaşma ve örgütlenme özgürlü-
ğünün önündeki engelleri kal-
dırmaktan, gelir dağüımının ye-
niden düzenlenmesine, enflasyo-
nun denetim altına alınmasın-
dan dış politikadaki bazı hedef-
lere dek, parti programımızdaki
konular protokole konulabilir.
— Demirel "2 yıldan önce se-
çim zor" diyor. Siz ne dersiniz?
— Bir tahmin yapmak zor.
Yeni dönem, yeni koşullan da
birlikte getirir.
— Geniş tabanlı bir koalisyon
ister misiniz?
— Hükümet kurma görevini
üstlenecek liderin çalışmalannı
beklemek gerek.
— HEP'in size oy kaybettir-
digi söyleniyor. Ne dersiniz?
— Çok aceleci yorumlar ya-
pılıyor. Seçim sonuçlan ile ilgi-
li araştırma yaptınyoruz. Ama
HEP konusunda şunun bilin-
mesini isterim. Bu konuda söy-
lenenlerin, oy kaybının vesaire-
nin hiç önemi yoktur. önemli
olan, ulke bütünluğüdür. Hiçbir
siyasi olusumun dışlanmaması
gerekir. Oradaki arkadaşlann
partimize dönüşünü kalıcı ola-
rak görüyorum. Partideki arka-
daşlanmız da ben de yalnızca oy
hesabı ile karar vermemişlerdir.
Demokratik davrandiğuıiızı sa-
nıyorum. Bu konuda sorumlu-
luğu her zaman alırım. Güney-
doğu'daki vatandaşlanmızın
dışlanmalarını kabul ede-
mezdik.
— Olağanüstü kunıllay top-
lanabilir mi?
— Sonuçlar, partimiz için tat-
min edici değil. Sorumlu aranı-
yor, ama bunlann zamanı şim-
di değil. Partimizin koaüsyonda
yer alıp almayacağı belli olma-
dan, bu ortamda kurultaydan
söz etmek zaaftır ve j-anlıştır.
— Ülkenin temel sorununu
Çankaya olarak görmeye devam
ediyor musunuz?
— Söylediğim gibi seçimJer
bu konuda anayasal bir çıkış
olanağı pek vermiş değil. Bunu
kabul etmek gerek. Bence temel
mesele, felçli hale gelmekte olan
ekonomidir.
— Sayın Özal, bu sonuçlar-
dan dolayı rahatlamış sayılır
mı?
— (Gülerek) Evet, sanırım...
— Seçim başansızlığında. be-
lediyelerinizin etkisi oldu ma?
— Her iktidar yıpranma ge-
tirir. Bundan başkanlarımızın
iyi çalışraadığı anlamı çıkarma-
mak gerek. Siyasi iktidarla zor-
luklar vardı. Geçen yıl, Hollan-
da'da da yerel yönetimler yüzün-
den iktidarda gerileme oldu.
— Parti içi tartışmalann da
başansulıkta payı oldu mu?
— Sanıyorum. Genel başkan
da dahil, berkesin eksiklikleri
olabilir.'—~- "•—•— —
PARİSTE ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
Paşa Güven'in cenazesi
4 ay sonra getirildi
İSTANBUL/PARİS (Cum-
huriyet) — Paris'te dört ay ön-
ce silahJı saldında öldürülen es-
ki Dev-Sol liderlerinden Paşa
Güven'in cenazesi dün tstan-
bul'a getirildi. Cenazesi, Ata-
türk Havaalanı'nda ailesi, ya-
BerinNadi
(Baştarafı 1. Sayfada)
sine aykın davranıldığı ileri sü-
rülen iddianamede, Nadi ve Gö-
nensin'in DGM'de yargüanarak
cezalandınlması istendi.
Terörle Mücadele Yasası'nın
6/2. maddesi terör Örgütlerinin
bildıri ve açıklamalannı basan
ya da yayımlayanların beş mil-
yon liradan on milyon liraya ka-
dar cezalandırılacağını belirti-
yor. Bu suçun mevkuteler ara-
cılığıyla işlenmesi durumunda
ise yasa, yayın sahibi için 50
milyon liradan az olmamak üze-
re bir önceki ay ortalama satış
miktannın yüzde doksanı kadar
ağır para cezası öngörüyor. So-
rumlu müdürler ise yayın sahip-
lerine verilecek para cezasının
yansı kadar para cezasına çarp-
tırılıyor.
Berin Nadi ve Okay Gönen-
sin'in yargılanmalarma ise önü-
müzdeki günlerde duruşma ta-
rihinin belirlenmesinden sonra
başlanabilecek.
BURSA
HİPODROMimDAN
TAHMİNLER
1. KOŞU: F (7) Uğur 56, P (3)
Boray, P (4), Sipahi, S (1) Burcu
2. KOŞU: F (4), Müflis, P (5),
Pamilly, P (3) Semuş, S (1) Gol-
den egg
3. KOŞU: F (7) Alderviş, P (2)
Dilay, P (1) Enter, S (3) Gazala
4. KOŞU: F (3) Işıltı, P (2)
Esenyurt, P (7) Sasa, S (4)
Apricot
5. KOŞU: F (1) Perçem, P (13)
Dostu, P (3) G. Güzeli, P (2)
Şahin 116, S (8) Kasırga
6. KOŞU: F (4) Dilba, P (2) Ka-
rakeçili, P (6) Roza, S (3)
Yurtseven.
kınları ve eski arkadaşlan tara-
fından karsılanan Güven, bugün
Şişli Camii'nde kılınacak öğle
namazından sonra Feriköy Me-
zarlığı'nda toprağa verilecek.
Paris muhabirimiz Mine Sa-
ulnier'nin haberine göre 11 tem-
muz günü Paris'te öldürülen Pa-
şa Güven'in cenazesi, ölümün-
den hemen sonra Agence Cent-
rale Richard Leoir firmasının
morgunda beklemeye alındı.
Naklin bu kadar beklemesinin
nedeninin, Paşa Güven'in Türk
vatandaşlığını yitirmesinden do-
layı Ankara'dan izin beklenme-
si olduğu belirtildi.
Güven'in ölümünden hemen
sonra doğrudan doğruya Anka-
ra'daki ilgili makamlara başvu-
ran ailesi, cenazenin Türkiye*ye
nakli için izin istedi. Söz konu-
su izin, vatandaşlık yitirme do-
layısıylâ oldukça karmaşık bir
muameleden sonra 15 gün önce
verüdi. Paşa Güven'in kansı ta-
rafmdan cenazenin nakli ile gö-
revlendirilen Agence Centrale,
Paris Türk Başkonsolosluğu'na
"mürüriye izni" için geçen haf-
ta başvurdu. Söz konusu izin,
Ankara'nın onayı ile bekletilme-
den verildi ve nakil böylece
mümkün oldu.
Cumhuriyet muhabirinin, bir
cenazenin dört ay süreyle hangi
koşullar aJtında saklanabiidiği
sorusuna, Agence Centrale yet-
kilileri şu yanıtı verdiler:
"Paşa Güven'in cenazesi özel
olarak tahnit edildi ve hava, su
geçirmeyen özel bir tabuta ko-
nularak sakianması ve nakli
mümkün oldu."
32. Gün
Savcılık ifade
bekliyor
ANKARA (AA)— TRT tara-
fından, 32. Gün programıyla il-
gili olarak sahte evrak düzenle-
diği ve bu yolla haksız kazanç
sağladığı gerekçeleriyle hakkm-
da suç duyurusunda bulunulan
gazeteci- yazar Mehmet Ali Bi-
ran'la ilgili soruşturma, Ankara
Cumhuriyet Başsavahğı tarafm-
dan sürdürülüyor.
Konuyla ilgili olarak AA'nın
sorularını cevaplandıran Anka-
ra Cumhuriyet Başsavcısı M. Fa-
dıl Inan, incelemenin devam et-
tiğini bildirerek, "tstanbul Cum-
huriyet Başsavcılığrna talimat
\azarak Mehmet Ali Birand'ın
ifadesinin alıtunasını istedik. Bi-
rand'ıa ifadesinin bize geimesi-
ni bekliyoruz" dedi.
OtlllTlia eVİ
J
İ K u
? u k
f e k n l e c e
> Kayabaşı köyünde gecekondulan yıkılan altı aile,
dungece vilayet binası karşısında oturma eylemi yaptı. Önceki gün
Küçükçekmece Belediyesi Halkalı Şube Miidürliiğii'he bağlı ekipler tarafından Kayabaşı köyün-
de Hazine'ye ait arazi ttstünde bulunan altı kaçak yapının yıkılması üzerine evsiz kalan altı aile
dün gece Cağaloğlu'ndaki vilayet binasına geldiler. Aileler Vali Hayri Kozakçıoğlu ile göriısmek
istediklerini ve sabaha kadar burada bekleyeceklerini söylediler. Soğuk havaya rağmen bekleyen
ailelere dağılmaları uyansında bulunan gü>enlik güçlerine Küçükçekmece Belediyesi'nin kendile-
rine daha önceden bir uyanda bulunmadan gecekondulannı yıktıklannı savunarak, "Yıkun ekipleri
polisler ve askerlerle gelerek bizleri zorla dışarı çıkarttılar, eşyalanmız içerideyken evleriraizi yık-
tılar. Kış günü evsiz kaldık. Başka gidecek bir yerimiz de yok" dediler. Küçükçekmece Halkalı
Şube Müdürlügü yetkilileri ise yapılan gecekondulann seçimden önce yıkıldığını, seçim sırasında
yapılan kaçak binalann bir kez daha yıkıldığını belirttiler. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU)
Cumhuriyet Kitap Kulübü
TAKSİTLE
KfTAPSEÇKIN
YAZARLAR
ÜNLÜ
YAPITLAR
BİLGİ EDİNMEK İSTIYORUM
Adım, Soyadım
Adresım: . _
Teiefonum:
Adres: Cumhuriyet Kitap Kulübü,
Çağ Pazarlama A.Ş.
Türkocağı Cad. 39-41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul
Tel.: 512 05 05 / 516
olarak, bu konuda kendi yoru-
raunuzu yaptık. Ana muhalefet
olmanın hem partimiz hem de
ülkemiz için daha yararlı oldu-
ğu görüşüne vardıİc. Aynca bu
seçim kampanyasmın niteliği de
bizim ana muhalefet olmamız
gerektiriyor.
— Bu nasıl bir gereklilik?
— Şöyle: Seçime giren tüm
partiler kampanya boyunca bi-
ze yüklendiler. Hesap soracak-
larını söylediler, enflasyonu
yüzde 10'a indireceklerini söy-
lediler. Bu konuda onlara fırsat
tammak gerekir. Gelsinler, yap-
sınlar.
— Azmlık hükümetine destek
olur musunuz?
— Ülkenin çıkarları neyi ge-
rektiriyorsa yapanz. Ama azın-
lık hükümeti en son çaredir.
— Sizce en güçlü olasılık
nedir?
— SHP olumlu sinyaller ver-
diğine ve DYP de birinci parti
olduğuna göre birlikte kurabi-
lirler.
— 'Geniş tabanh hükümet sa-
vaş halinde söz konusu olur' de-
diniz. Enflasyonla mücadeleyi
de bir savaş saymaz mısınız?
— öteki partiler, enflasyon
için ellerinde güçlü silahlar ol-
duğunu söylemişlerdi. Bir dene-
sinler bakalım...
— Hemen bir seçim olasüıgı
var mı? Yani anayasadaki 45
gün maddesi...
— O, cumburbaşkanının tak-
dirindedir.
— Yine ANA-YOL'a döne-
lim. Sermaye istiyor, Batı dün-
yası istiyor, eğer Sayın Özal da
isterse, yine de diretir misiniz?
— Ben istifamı verirken, Sa-
yın Cumhurbaşkanı'na görüşü-
müzü söyledim. Makul karşıla-
dılar. Aynca Sayın Özal, bu ko-
nuiarda müdahil olmayacaktır.
— Yam ANAP, Özal'ın ve-
sayetinden çıktı denebilir mi?
— Bunu ben seçimden önce
de söylemiştim. Sayın Cumhur-
başkam, kendisi de bir gazete-
mize bunu açıklıyor zaten.
— Ertelenmesi olanaksız ba-
zı ekonomik kararlar var. Akar-
yakıt gibi... Koalisyon hüküme-
ti kuruluncaya dek bu zamlarm
yapılması gerekecek. Öyle degil
mi?
— (Gülerek) Ekonomik ön-
lemlerin bir bütünlük içinde ol-
ması gerek. Karşımızdaki parti-
ler seçim alanlannda, zanuna
karşı olduklannı söylüyorlar.
Şimdi onlar adına zam yapıp
onlan üzmek istemeyiz.
— Ülke ne kadar seçimsiz gi-
debilir sizce?
— Uyumlu bir hükümet çı-
karsa 5 yıl bile gidebilir. Bu ara-
da bü şey eklemdiyim. Bizden
hesap soracaklarını vaat etmiş-
lerdi. Bu konuda kendilerine
destek olacağız. Eğer
terlerse...
— ANAP, kuruldugu anda
iktidar olmuş bir parti. Muha-
lefeti becerebilecek mi?
— Dünkü miuhalefete örnek
olacak kadar... Aynca muhale-
fet görevi, partileşme açısından
hem yararlı hem de zorunlu bir
görevdir. Kaldı ki partiler, hep
iktidarda olmaya ahşınca, içle-
rinde yozlaşma unsurlan beüri-
yor. 'Ben partime ne veririm'
düşüncesini ortadan kaldırıp,
'Ben partiden ne alırım' opor-
tünizmini doğuruyor. Gerçek
politik kadrolann oluşması için
bu olumsuzluklann budanması
gerek. ANAP, bunu da, ana-
muhalefet görevini yürütürken
gerçekleştirip sağlam bir iktidar
partisi kimliğini yeniden elde
edecektir.
— Ne zaman tamamlanır bu
iş ya da ilk seçim ne zaman
olur?
— 1994'teki bir seçim en uy-
gun süredir.
— Olağanüstü bir kongre ile
başansızlıkla suçlanmamz söz
konusu olabilir mi?
— Parti tabanı durumu çok
sağlıklı değerlendiriyor.
ANAP'ın çok yakın dönem için
bile güç kazanmakta olduğunu,
sağlıklı bir süreç içine girdiğini
teşkilatlanmız dahil, bize oy ve-
ren seçmenlerimiz bile biliyor.
— Bir başbakan olarak, De-
mirel'in başbakanhğını nasıl gö-
riiyorsunuz?
— Saym Demirel.«ölçüsüz va-
atlerinin esiri olacaktır. Bu va-
atlerin ceremesini çekecek ve
gerçek dışı sözlerinin baskısı al-
tında ezilecektir.
Mesut Yılmaz, iktidar yükü-
nü ve koalisyon sorumluluğunu
atmış olmanın rahatlığı içinde
görünüyor. "2000'li yıllann po-
Utikalan"na egemen olmak üze-
re, sağda rüşdünü kanıtlamış ve
"ana muhalefet lideri bursu" al-
mış genç politikacı kimliği ile
konuşuyor.
Bu seçimlerle ilgili ilginç bir
anı soruyoruz.
Ciddileşiyor. "Ana muhale-
fet liderine bu tür bir soru so-
rulmaz" falan diyeceğini bekli-
yoruz:
"Trabzon'da otobüsün ya-
nında beklerken. başları örtülü
iki hanım arabaya doğru yaklaş-
tı. Biri otekini durttıi. 'Bak kız'
dedi, 'Gülüyor'."
GOZLEM
UGURMÜMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
rak Türkiye'yi Batılı anlamda demokratik rejime kavuştura-
bilirler.
Ama yapamazlar... Neden?
Çünkü, "Meclis arrtmetiği" dışında bu işlerin bir de
"geometrisi" oluyor. Bu geometri, aritmetiği bozuyor da on-
dan!
Örneğin, DYP-SHP koalisyonu, kurulması beklenen ko-
alisyonların en uygunu gibi geliyor. Meclis aritmetiği de buna
elverişli; ama partiler geometrisi bu koalisyona engel.
Hem DYP hem SHP, seçim alanlannda hem özal'ı indir-
mek hem de "hesap sormak" konularında hemen hemen
aynı sözleri vermediler mi? Verdiler. Anayasayı değiştirmek,
Seçim Yasası başta olmak üzere öteki yasaların değiştirile-
ceği her iki partinin seçim bildirgelerinde yer almadı mı?
Aldı.
En azından bu iki partinin "yakın h&defleri" aynıdır.
SHP, bu seçimlerden yenik çıkmıştır. Bu yenilgi, ister is-
temez iç hesaplaşmaya yol açacaktır. Bu hesaplaşmanın
yapılması da kaçınılmaz gibi görünüyor.
Partinin Baykal kanadı, kurultayın hemen toplanmasını,
parti genel başkanı ile parti meclisinin değişmesini; koa-
lisyon kararını da yeni parti yönetiminin vermesini istiyor.
Üstelik, SHP'de ayrıca HEP sorunu da var.
HEP kökenli milletvekilleri için SHP, Güneydoğu millet-
vekillerini Ankara'ya taşıyacak bir "vagon" ya da bu millet-
vekillerinin başka yönlere giden trenlere binmek için bir süre
bekledikleri Ankara istasyonundaki "bekleme salonu"yöu.
Sayıları yirmıyi asan Kürt milletvekilleri her an SHP'den
aynlabilirler.
Seçilir seçilmez "aynlma sinyalleri" veren HEP'liler ile
uzun erımli siyaset yapma olanağı yoktur.
Bu durumda, DYP-SHP koalisyonunu kurmak güç görü-
nüyor.
OYP-ANAP koalisyonu için de partiler geometrisinden do-
ğan engeller var.
Meclis aritmetiği, en iyi DYP-ANAP koalisyonunda işler.
iki partinin oluşturacakları en geniş tabanlı hükümet, DYP-
ANAP ortakhğıdır.
İstanbul iş ve sermaye çevreleri de böyle bir çözümü bek-
liyorlar.
Meclis aritmetiği tamam; bir de partiler geometrisi elverse
"TÜSİAD hükümeti" bir gün içinde kurulur.
Ama olmuyor...
ANAP, DYP'den bir süre uzak duracak; çünkü, bu iki parti
birbiriyle yarışıyor.
Ya DYP, ANAP'ı eritecek; ya ANAP, DYP'yi.
ANAP, üçüncü parti olsaydı, Demirel, ANAP'ı belli bir sü-
reç içinde eritmeyi planlamıştı. Güniz Sokak'taki evde ya-
pılan hesap, 20 Ekim'deki çarşıya uymadı.
Uymayınca da şimdi Mesut Yılmaz, Demirel ve DYP'yi
iktidarda yıpratmayı deniyor.
Yılmaz, Demirel'in seçim alanlannda bol keseden verdi-
ği sözleri iktidarda yerine getiremeyeceğini biliyor. Bildiği
için de Demirel'i SHP ya da RP ile ortaklığa zorluyor.
DYP-SHP koalisyonunu kurmak güç, peki ya DYP-RP ko-
alisyonu kurmak kolay mı?
Hayır; değil..
DYP içinde Hüsamettin Cindoruk ve arkadaşlarının böy-
le bir koalisyona karşı oldukları biliniyor. DYP-RP koalisyo-
nunu kurmak bu açıdan da güç.
Geriye, DYP'nin tek başına kuracağı hükümetin ANAP
ve SHP tarafından desteklenmesi seçeneği kalıyor. Buna
da Demirel sıcsk bakmıyor.
Bu seçim sistemini değiştirmeden Türkiye'de "istikrarfı
hükümet" kurulamaz. Bu partiler de bu Seçim Yasası'nı
kolay kolay değiştiremezler.
Böyle başa böyle tıraş; böyle partilere de işte böyle se-
çim sistemü.
Meclis arrtmetiği, ANAP dışındaki partilere anayasayı de-
ğiştirip, Özal'ı Çankaya'dan indirme olanağı veriyor. Parti-
ler geometrisi ile seçim sandıkları Çankaya Köşkü'nden te-
ğet geçiyor!
is
KARS / ERZURUM
2 çavuş şehit oldu
Haber Merkezi—Karsın Di-
gor ilçesine bağh Kocaköy ya-
kınlarında guvenlik güçleriyle
PKK'lı teröristler arasında çı-
kan silahlı çatışmada bir uzman
çavuş, bir jandarma çavuş şehit
oldu, bir terörist ise ölü olarak
ele geçirildi. Erzurum'un Tek-
man ilçesi Emniyet Amirliği'ne
ateş açan teröristler aynı ilçeye
bağlı Çimenözu köyü muhtan-
nı yaraladılar, kardeşıni ise öl-
dürdüler.
Kars Vali VekiU Ismet Baha-
duiı'dan alman bügiye göre böl-
gede arama ve tarama görevi
yapan guvenlik guçleri önceki
gece saat 02.00 sıralannda Di-
gor ilçesine bağlı Kocaköy ya-
kınlannda bir grup silahlı terö-
rist ile karşılaştılar. Guvenlik
güçlerinin teslim ol çağrısına
ateşle karşılık veren teröristler-
le çıkan çatışmada uzman Ça-
vuş Ökkeş Pehlivan ile jandar-
ma çavuşu SelahaUin Çakır şe-
hit oldular, kimliği henüz sap-
tanamayan bir terörist de ölü
olarak ele geçirildi.
Grupta bulunan ve silahlı ça-
tışmaya giren teröristlerin ka-
ranhktan ve arazi yapısından
yararlanarak kaçüklan öğrenil-
di. ölü olarak ele gecirilen terö-
ristin üstünden bir adet G-l
marka 7.62 mm çapında otoma-
tik tüfek, 5 adet şarjör, 76 adet
mermi, iki sırt çantası çıktı.
Dün sabah Kars Devlet Has-
tanesi'nden cenazeleri törenle
alınan şehitler yapılan bir tören-
den sonra memleketlerine gön-
derildiler.
Vali Aydıner, köyde muhta-
rın evini de basan teröristlerin
muhtar tbrahim Kılıç'ı ağır ya-
raladıklanm kardeşi Sait Küıç'ı
ise öldürdüklerini kaydetti.
PENCERE
GİDERÂZAK
1AŞARKEN
Vedat Günyol
8.0O0lira(KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağatoğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
(Baştarafı 2. Sayfada)
seferine çıkan, Kur'an dağrtan, Ramazan'da satışı artsın di-
ye olmadık numaralar çeviren gazete sahiplerinden, Demok-
rat Parti ve Adalet Partisi döneminde oy namazı kılıp seçim
orucu tutan politikacılara kadar herkes Refah'tan ürkmüş du-
rumda. Aranjman şarkılar söylemekle ün yaptıktan sonra bal-
dır bacak fotoğraflarıyla birinci sayfalardan eksik olmayan,
ama reklamdır diye başını bağlayıp Eyüpsultan'da kurban
kestiren o biçim yıldız da bayağı kaygılı:
— Gelirler mi?
Adam gibi yaşayacağına, Türkiye'yi. Amerika'nın Ortado-
ğu'daki eyaletine dönüştürmek için çalışıp arada komisyon-
culuktan kazanan sosyete, basın, ticaret erbabı da matem
içinde:
— Gelirler mi?
Moskova komünizmi yıkıldıktan sonra "yeşil kuşak" poli-
tikasından vazgeçip İslam köktenciliğini Ortadoğu'da tehli-
ke sayan Amerikan ajanı da kaygılanıyor:
— Gelirler mi?
Tam kırk yıl ülkede laikliği kemiren şeriat akımlarını besle-
yenler, şimdi korku içindeler. Büyük sermayenin bilinçsiz oy
deposu sayılan yoksul Müslüman, bu kez politikada bağım-
sızlığını ilan etti; kendi işini kendi görüyor. Üstelik, 'zamane1
nin zilletinde politikayı pespayeleştiren ne kadar politikacı var-
sa, hepsini aşarak, söyleminde Batı emperyalizmine kafa tu-
tan bir siyasete yöneldi.
•
Peki, Refah nasıl patlama yaptı?
Kırk yıllık devlet yatırımıyla..
Devlet bütçesinden şeriat eğitimine yapılan yatırımın kırk
yıldan beri haddi hesabı yok. Imam okulları meslek kurulu-
şu olmak niteliğini çoktan aştılar, temel öğretim kurumlarına
dönüştüler; devlet bürokrasisinin kilit noktalarına imam okulu
çıkışlılar yerleştiler; ilk ve orta öğretime zorunlu din dersleri
kondu; imamlar devlet memuru yapılarak cami yaptırma se-
ferberliğiyle birlikte şeriatçı siyasetin Örgüsünü dokudular.
Şimdi Islamcıların, büyük sermaye partilerinin denetimin-
den kurtularak kendi partilerini kurmasını ve seçimde patla-
ma yapmasını ürkerek izleyenlerin tümüne:
— Sabah şerifler hayrolsun...