22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•••3 CUMHURİYET/16 11 EKİM 1991 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Devlet Meteorotop İşieri Genel Müdürtüğü'nden alınan bilgiye göre Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu'nun doğusu yağmuhu, diğer yerler açık geçecek. Mar- mara ile yurdun iç kesimlerin- de sabah saaUerinde sis görû- lecek. HAVA SICAKLIĞI: Batı bölgeterimizrJe biraz artacak, di- ğer yerierde değişmeyecek. RÜZGÂR: Kuzey ve doğu yrjn- lerden orta kuvvette esecek. Denizlerde, Bat Karadenız, Mar- mara ve Egtfde yrtdız ve poyraz- Adana Mapazan Adıyaman Afyen AOn Artora Antakya Anolya Artvın A 28" 12° DtyartHkif A 25°12°E*ne A 23° 10° Erancaı A 20° 5°Ef3urum Y 19° e°Esta$8hır A 23° G°Gaaantap A 28° 16° ûresun A 29°ie°GM*tuneY BılK* dan 3-5 kuvvetınde saatte 27 demz milı hızla esecek. Van Gölü'nde hava çok bulutlu ve sağanak yağışlı ge- çecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden hafif esecek. o »tts Bohı Bursa Çanakkale Çorum Denızf Y 21° 14" HaMcan A 29° 12° Isparta A 25° 9°«OnOul A 24° 10° bnr B 21° 8°Kaıs Y 19° 8°Kasbmonu A A 21° 8°Kayseri A 25° 9° Kıftdarnh A 25°12°Kon»a A 21° 10° K0«va • A 25° 11° Matatya 26° 9°Mansa ZS° 13° K Maraş 20° 7°Mesn 18° 2°Mu0a 23° 6°Muş 26°10°Nifldc 24° 18° Ordu 22°10°RBB 23°12°Sani5un 23° 6°SW 23°14°Snop Z7"12°Sıws 18° 5°fetwhO 21°10°Trateın 21° 7°1ünc«i 24°12°Uş* 23° 6°Van 22° 6°Ytagat 2Ü° 10° ZonguUak A 2T12° A 24° 12° A 28° 17° A 27° 11° Y « ° 7° A 20° 7° Y 24°1«° Y 24" 16° A 24° 16° A 23° 16° A 21° 17° A 20° 9° A 23° 14° Y 24° 18° B 20° 8° A 23° 6° Y 18° 6° A 19° 8° A 20° 12° aç* bulutlu * yadmurtu »s» /?> *-** B-buhrtu G-jüneSı K-kariı S-ast Y^ajmurtı BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Deniz dipterinde inceleme yapmak için kullarulan araç. 1/Köydekiişlerinel- birliği ile bitirilme- si... "Çoklarından düşüyor da bunca / Görmüyor gelip ge- çenler / Eğilip alıyo^ rum / Solgun bir —' oluyor dokununca" (Behçet Necatigil). 3/ Giysinin dik dur- masını sağlayan ko- lalı bez... Mayhoş bir içecek. 4/ VUayet... Afrika'da bir iilke. 5/ Keman gibi omza dayanarak çalınan yayh çalgı... Valide. 6/ öldürme, yok etme. 7/ îcel flüıde bir ilçe... Peşin para ile belli bir sflre için bir şeye alıcı olma işi. 8/ Akarsu kıyısmdaki çalı ve agaçlann üzerinde de yaşayabilen bir balık. 9/ Gövde heykeli... Dikişte kullarulan pamuk ipliği. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ "Çok hoş" anlamında kullarulan argo sözcük. 2/ Işçi... Kimliği belirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad. 3/ "Şahinim var bazlanm var / — alışkın sazlanm var" (Karacaoğİan)... Bir bilgisayar belleğinin sığasını ölçmek- te kullarulan birim. 4/ Izin... Bir spor takımının gözde oyuncu- su. 5/ Tavlada bir sayı... Sularını bir denize ya da göle gönde- rcn bölge. 6/ Bizmutun simgesi... Baymdır. 7/ Kimi kişilerin alan, park, sokak gibi yerlerde duydukları ürkeklik hastalığı. 8/ Taflan çubuklanndan yapılan ve resim çizmekte kullarulan kömür kalem... Bir meyve. 9/ Bir nota... Mercek. SOSYIÜSf M l f l EMEK(İ İKTİDARI İÇİN AYAĞA MİTİNGİ + Paranın diklasına son • l>çı kıyımına son, is güvenliğı + Türk ve Kürt hallclannın estt, özgür, gönüllü birliği * ABCye IMF'ye AET'vc ÇeJtıç Güç'e, NATO'ya hayır Boğımsız Demokratik Emekçi Cumhuriyetı SP Genel Başkanı D06U PERİNÇEK KARTAL'DA(İskele Meydara) 12 Ekm C«martesi, Saat 12.00 Tim Dcvrimcikr, Yvrtseverler, Emekfitor HAYDİ SOSYALİZMİN SESİNİ YÜKSEITMEYE! RUHI SU DOSTLAR KOROSU KONSERI İstanbvl Büyükşehir Belediyesi KARİKATÜRveMİZAHMÜZESİ Saraçhane Reşat Nuri Tiyatrosu Karşısı 12 EKİM 1991 Cumartesi Saat:15.00'te Düzenleyen: Karikatürcüler Derneği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşieri Daire Başkanlığı GIRIŞ ÛCRETSIZDIR Mülkiyeliler Birliği istanbul Şubesi II Cumartesi 74 İstanbul Mülkiyeliler Vakfı Sovyetler Birliği'nde Son Gelişmeler" AlberfÇERNİŞEV Sovyet Büyükelçisi 12 Ekim 1991 Cumartesi Saat: 15.00 Y!ülki>elılerLokali Kuruçe^meTel:l57 46 M ^ Etfcinliklerimiz. ResUurant t« Lokalimiı Herkese As'iklır. kı/ 157 svHelsınkı •VLondra AWL^S Kahıre» DÜNYA'OA BUGÜN Amsfcrtam A 17° Amman A 29° Atna Btftttit Banatona Belgrad Btrtn Boraı Brtksel Budapeşte C Cazayir CMfc Out» Pnkkırt Gftne KıMre Kopenhag Kûm A 23° A 32° A 26° B W A 24° A20° A 20° A 19° A 18° 8 t8° A 28° A 35° A 35° B 15° A 29° B 11° A 20° A 18° A 20° A 29° Londca Madnd Mlm> Monreal Uostoa Mûnh Hen M Osk) Pahs Riyad Rocna Solya Şam Tel Aviv Tunus Vaışota A 20° Venedık A 24° Vpna A 18» Washınfltın Zûrtı A 19° B 17° A 17° Y 13° A 20° B 14° A 18° A 10° B 15° A 19° A 35° A 24" A 22° A29° T.C. HINIS KADASTRO MAHKFMESİ 1985/336 Esas Davacılar Hınıs Tipideresi köyünden Fahretün ATICI, Gıyasettin AT1CI, Abdulbaki Şimşek ile Ünlüce köyünden Selahattin BİNGÖL ve Müşterekleri ile Maliye hazinesini izafeten Hınıs Mal Müdürlüğü- nün davalılar Ünlüce köyünden Şehrauz AXTAŞ ve müşterekleri aley- hine Ünlüce köyune ait 97-102-103-104-105-10^-113-118- ve 120 nolu parseller hakkında açmış olduklan komisyon karanmn iptaline iliş- kin dava diiekçesi ve dahili dava dilekçeleri anılan parseilerin tespit malikleri olan Ünlüce köyünden Ali çocuklan Zekiye CANTAP, Pe- rizade CANTAP ve Mehmet CANTAP'a tebliğ edilemediğinden ve keza açık adresleri de tespit edilemediğinden dava diiekçesi ve dahili dava diiekçesi adı geçen şahıslara ilanen tebliğine karar verilmiş ol- makla adv geçen Ali çocuklan Zekiye CANTAP, Perizade CANTAP ve Mehmet CANTAP'ın duruşmanın atılı bulunduğu 6.12.1991 tari- hinde mahkememizde hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi takdirde davanın gıyaplarında yürütülüp so- nuçlandınlacağı hususu davetiye yerine kaim olmak üzere İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 7.6.1991 T4RTTSMA Mudanya Mütarekesi Bugûn 11 Ekim, Ulusal Bağımsızlık Sa- vaşırruzı mutlu sona ulaştıran "Mudanya Mütarekesi'nin 69. yıldönümünü kutluyo- ruz. Bu yıldönümü vesilesiyle, ulusal tarihi- mizin önemli bir dönemecini oluşturan bu Banş Sözleşmesi'nden söz etmek istiyonıra. Birkaç yıl önce, bir gazeteci arkadaşımla rnemleketim olan Mudanya'da Mütareke binasıru ziyaret etmiştik. Bu ziyaret sırasın- da bu tarihsel binanın deposuna bakarken, yere atılmış bir yanh belge gözûmûze ilişti. Belgeye dikkatlice bakınca gözlerime ina- namadım: Fransızca yaztlmış Mudanya Mütarekesi'nin sonuç bölümünün yaalı ol- duğu bir kopyesiydi elimdeki. Bu belgede sözleşmenin taraflan ve yan- lanna atılan imzalar sırasıyla şöyleydi. "Pour La Grande Bretagne (Ingiltere Adı- na) General Harrington", "Pour l'Italie (ualya Adına) General Mombelli", "Pour La France (Fransa Adına) Gene- ral Charpy". En altta ise Pour La Grece (Yunanistan Adına) sözcükleri okunuyordu, ama bu ya- zının yanına hiçbir imza atılmâmış, öylece boş kalmıştı. Nasıl oluyordu bu? Biz doğrudan Yu- nanlılarla savaşmamış mıydık "Ulusal Bağımsızlık Savaşf'mızda? Savaş bitimin- de ise Yunanlılar yerine emperyalist ülkeler oturuyordu Mudanya'daki müzakere ma- sasına! Bağımsızlık savaşımızın tarihsel nitelik ve anlamını bu kutsal savaşın gerçekte kim- lere karşı verildiğini çok açık bir şekılde ortaya koyan bu tablo, o gün bizi pck etki- lemiş, gazeteci arkadaşımla birlikte bu tarihsel belgenin defalarca fotoğrafını çek- miştik. Belgenin "Pour La Grece" (Yunanistan Adına) yazılı bölümünün hemen üstünde ise bizi duygulandıran şu sözcükler okunu- yordu: "Pour Le Gouvemeınent de la Graride As- semUce National de Turquie (Türkiye Böyik Millet Meclisi Hûkümeti Adına) M. (Mustafa)tsmet." Yeni bir Türk devletinin, daha sonraki niteliğiyle laik Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşunu müjdeleyen bir onur belgesiydi bu. Ama ne hazindi ki bu "Onur Belgesi" tarih bilincınden yoksun kişilerce bir pa- çavra gibi, küf kokan bir depoya atılmıştı. Evet, "ulusal bilincine", "ulus egemenli- ğine" dayalı Türkiye Büyük Millet Meclisi, yönettiği kahraman ordulanyla, Türk Ulusu'nu yok etmek isteyen "Emperyalist- ler"i, "Vatanın harem-i İsmet'inde" boğmuş, bağımsızlık savaşımızın en büyük komutanının deyimiyle: "...Karanlıklan sı- yınp kaldırmış, ümitlen boğan felaketler- den ulusun gözlennı kamaştıran güneşler ve zaferler çıkanruşü! Anadolu'daki savaşımlar süresince, "Türkiye Büyük Millet Meclisf'yle diyalo- gu asla kabul etmeyen "Emperyalistler" şımdi Mudanya'da o kutsal meclisçe temsil edilen ulusal irade önünde saygıyla eğiliyor, onun hukuksal varlığıru kabul etmek zo- runda kalıyorlardı. Mudanya mütarekesiyle "Sevr sözleşme- si" parça parça edilmiş, Lozan banş yolu açılmıştı. 3 Ekim 1922'de batı cephesinin muzafîer komutam olarak Mudanya'ya ge- len tsmet Paşa Türk tezini üstün dirayetiyle 11 Ekim 1922 sabaru-emperyalistlere kabul ettirmişti. Edirne, Trakya ve Boğazlar savaşsız ka- zanılıyor, Misak-ı Milli'nin (Ulusal Andın) toprak ile ilgili son hedeflerine (Bağımsızlık Savaşı içindeki yeni bir strateji ile ulusal hu- dutlara) Mudanya'da kan dökülmeden ulaşılıyordu. Mudanya mütarekesi sırasında tsmet Paşa'mn mahiyetinde görev yapan Yüzbaşı Avni (Okar) Bey, Yunanhlann 11. tümeni- nin tutsak alınmasına Mudanya'da, genç bir milis olarak katılan rahmetli babam Sa- it Sezgin'e, 1950 yılında Mudanya mütare- kesi günlerini anlatan bir mektup göndermişti. O günlerin yûksunluklanru, Izmir'den Mudanya'ya nasıl gelindiğini, hangi koşullarda Lozan'a gidildiğıni göste- ren ve Lozan bir zafer mi yoksa bir hezimet mi? diye düşünen zavallı kafalara bir yanıt olabilmesi için bu tarihsel mektubun bir bö- lümünü buraya aktarmak istiyorum: " (tzmir'den) geldiğirruzin birinci günü, Mudanya halkı bizi ağırladı. Binaya yakın bir yere mutfak kurdular. Fakat ikin- ci günü tsmet Paşa yemekten sonra bana sordu: "Bu yemekler nereden geliyor"? Ben de kaymakam beye meseleyi sordum. Ceva- ben Mudanya halkı veriyordedi. Bucevabı tsmet Paşa"ya aktardım. tsmet Paşa şöyle dedi: "Doğnı değil, biz memleketi bizleri bedava beslesinler diye mi kurtardık? Ya- nndan itibaren masrafı sen göreceksın dedi bana... tzmir'den aynlırken bu gibi masraf- lar için bana 400 lira para vermişlerdi. Kendimizi methetmek için söylemiş olma- yayım, amma hiç birimiz Mudanya'daki memuriyetimiz için ne on para yolluk aldık, ne de böyle yolluk usullerini bilıyorduk. Bi- lahere oradaki masraflann herkesin hissesi- ne isabet eden miktan maaşlanmızdan ödedik. Mütarekeden sonra Bursa'ya hare- ket ettik. Hatta Bursa'da paramız yetişme- di. Tekrar Bursa defterdanndan senetle bir miktar para aldık " Yurt, üstün ahlakla dolu (mücehhez) va- tanseverlerin, büyük bir özveriyle kendile- rini vatanlanna adayan bu k^hramanlann sayesinde kurtuldu. Kendilerini bir kez da- ha minnet ve saygıyla anıyorum. M.METİNSEZGIN Bursa Barosn Avukatlanndan EĞİTİ M REHBERİ T C MİLLİ EGITIM ÜAKAN1 IGI İSTANBUL LISAN MERKEZI ÇANAJANS Tel: 151 00 44 Fax: 151 41 55 GENEL İNGİÜZCE PET-CFE-CAE-TOEFL • PIAB Tnl (DoUnte ıçın hitM • 8» ıpitıde Mt (AnA«la için) • Bumm /TrmUon ENGUSH • fOaak stmfatt EJunanh (yri ÛCRETSİ2 YURTDIŞI HİZMETLERİ • Ingitore v« Ima*.t6i AU-PAIRIk • flMVERSIrELER CKl OKUCLAH1 • hgiHara. Amaika w Anatiya'da / ü m Yûknk üans (Uul«r) v* 0 Gcnçtürk Cad. No.50 LALELİ/İST. rucsııeoes p E T E K i SÜRKUR DERSANESİ 9 Üniversite kariyerli öğretim kadrosu • Sakin ve konforlu ortam • 15 ki|ilik özel derslikler ÜNİVERSİTE HAZIRLIK • Seçtiğiniz üç fakulteden birini kazandırma ga- rantisi yalnızca PETEK'te Hak Pazan yanı &»ı»nc»l>»y Yokufu BEŞliaAŞ 161 «6 06-164 28 23 SÜRÜCÜ KURSU Devreler: HaftaSonu ' 19Bom Hatta k?: 21 Ekim KADIKÛY (Sijûdüçeşme Canâ yan) 349 18 24 -349 18 25 336 02 06 - 336 02 79 < A D I K O V S Ü R K U R BAKIRKÖY, İstasyon Cd Gür Çarşısı K.5 Tel: 583 05 68 - 583 16 96 « * Û Ö e O Y E BR MMCM VE MAK>€ BAŞKM EÖfflM ELSENGLISH LANGUAGE SCHOOL 12 kişilik sınıflarda "FİLOLOJÎ'ye HAZIRLIK" • GRAMMAR • READING • TRANSLATION • TESTING PRACTICAL ENGLISH > 12 kişilik sınıflarda ı Huzurlu ve sıcak bir ortamda ı Uygun ödeme koşullarıyla Devroler: Hafta Sonu: 19 EKım Hafta Içi: 21 Ekim KADIKÛY T«t 347 18 24-336 02 06 33602 79 Fcx3»18 25 BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ • BASIC /GRAFİK CO8OL ÇIZİM PASCAL DIZAYN • GWINDOWS 300 PAGEMAKEH EXCEL-QUATTROPflO BİLGİSAYAR NUMARANIZI KAYITTA VERİRİZ. ALTIYOL-KADIKÖY GELIN FARKI FARKEDİN MACKA SÜRUCÜ KURSU Hafta Sonu 19 Ekim Hafta (ç> 21 Bum gûndûz«akşam kayıdanımz devam edıyor. EĞİTİMOEKI BAŞARIMIZ KAZALARA KARŞI SIGORTAMIZDIR Akaretler Yokuşu No:134-MAÇKA 159 92 87 159 90 74 ourset ÇeCeeeğinize tCifkin 'KonuCarda Scçiminize Saygı (Duyar • • • 15 KİŞİUK TV-YİDEO-AUrtO DONANMJ SINHARDA > GENEL İNGİLİZCE > ÖZEL AMAÇLAR İÇİN İNGİLİZCE (Tıp-Tıcari-Teknik vb) > ULUSLAMRASI GEÇERLİLİKTEKİ PET-CFC-TOEFL ve CPE sınavlarına hazıriama > ÜNİVERSİTE ADAYLARINI İNGİLİZCE BÖLÜMLERİNE HAZIRLAMA > ORTAOKUL ve LİSE ÛĞRENCİLERİNE İNGİLİZCE PROGRAMLAR ÖDÜL! ÖĞRETECEĞİMİZ İIMGİLİZCEDİR. 2. Devre Programlarımız için kaytllar devam ediyor. AKTİK İNGİLİZCE DİL KURSLARI islarfculCad Kırmızışebboy Sok No:10 BAKIRKÖY T»l: 572 18 44 - 572 18 60 BAŞARININ SIMGESI ) ODAK DERSANBSİ Fen Liselerine Hazırlık Kurs Kayıtlarımız Devam Ediyor B a k i r k ö y : Kırmczı Ş«btx>y Sok. No. 7 T«t 572 23 03 -542 0413 B.Çefcmece: CamlSok.No.9 T«t (9-168) 341 63-34640 S İ l l v r l : Plripo^o Moh. Vokko» Sokak No. 33 Tefc (9-18 87) 49 23 ALİAĞA ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1990/308 Davacı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili tarafından davalılar Tüp- raş A.Ş. ve diğerleri aleyhine mahkememizde açılan tazminat davası- nın yapılan duruşmasında verilen ara kararı gereğince; • Adresinize tebliğ olunan davetiyenin tebliğ edilemediği ve açık ad- resiniz tespit edilemediğinden üanen tebligat yapılmasma karar veril- miştir. Karşıyaka 8841 Sokak No: 22 de ALİ R1ZA AYDEMİR'in mahke- memizde yapılacak 12.11.1991 günü saat 9.15'teki duruşmada hazır bulunması, aksi halde HUMK'nun 509 ve 510. maddeleri gereğince yokluğunda duruşma yapılıp karar verileceği ilan olunur. Basın: 37481 MUŞERREF HEKİMOGLU Çocuklarımız... Suçlu çocukların güvercin beslediğini biliyor musunuz? Nedeni, belli bir uçuştan sonra çocuklara dönüyor güvercin- ler. Onları yalnızlığa itmiyorlar. Oysa toplum suçlulan dışlı- yor! Geçen hafta Hayvansevenler Derneği'nin düzenlediği bir panelde çocuk ve hayvan ilişkilerinden de söz etti konuşma- cılar. Ûzellikle Prof. Ferhunde Öktem'in konuşması duygu- landırdı beni. Küçük Oktay'ın öyküsü çok uyarıcı. Küçük bir çocuk, belli sevgisiz bir çevrede yaşıyor. Önce sinek oldu- ğunu sanıyor, hiç kimsenin o küçük sineği fark etmediğini. Sonra an oluyor, balık oluyor, kuş oluyor, kanatlanıp uçuyor, Oktay oluyor giderek. Bir psikolog olarak küçük bir çocuğun oyküsünde yalnızlığın şiirini söyledi Sayın Ferhunde Öktem. Sevginin yapıcı, sevgisizliğin yıpratıcı rolünü. Betül Kalemli ve arkadaşlannı kutluyorum, Hayvansevenler Derneği olumlu bir çaba gösteriyor, yayınlar, uyanlarla sevgisizliği, ilgisizliği aşmak istiyor, hayvan sevgisini üretmek istiyor. O panelde Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuya da eğildiğini açıkladı bir görevli. Başkentin onca sorununa çözüm ararken hayvan- lan da unutmamkştar, korumak için belli bir çaba gösteriyor- lar. Hayvansevenlerin toplantısında bir konuşmacı da Müslü- manlığın hayvansever bir din olduğunu savundu. Örnekler de verdi. Örneğin Kurban bayramlarında bir yaşından küçük koyunlar kesilmiyor. Ama bir yaşındakiler kesiliyor! Ören'de bir Kurban Bayramı'nda yaşadıklanm geliyor aklıma. Bayram öncesi çocuklar geziyor sokakta, ellerinde kuzular, onları ot- latryor, seviyorlar. Bayram sabahında da korkuyla açılıyor göz- leri. O kuzular bağlanıyor, tepinmeler, melemeler arasında bıçaklanıyor, kanlar akıyor, şaşkına dönüyor çocuklar. O kanlı sahneyi yaşarken neler nissediyorlar acaba! Peki, ya insanların öldürülmesine tanık olurken neler his- sediyorlari Siyasal sahnedeki kimi konuşmalan izlerken göz- leri de kulakları da örselenmiyor mu acaba? Demokratik sa- vaşta, alanlarda boy gösteren politikacılann sevgiyle, saygıyla boyutlandığını ne zaman görecek çocuklarımız? Kimi politi- kacılar durmadan boyut yitiriyor değil mi? Genç bir dostum çirkinliklerin bulantısı içinde ilginç bir öykü anlattı dün ak- şam. Bir müzik şöleninde ünlü iki şarkıcı var. Müzikseverler, eleştiriciler coşkuyla bekliyor. Dünyanın en güzel seslerini dinleyecekler. Konser gecesi iki şarkıcıdan biri sahnede, öteki dinleyıciler arasında. Konseri izliyor, hiçbir coşku, tepki gös- termiyor, oysa şarkı çok güzel. Konser bitince biri yaklaşıyor Sınına, şarkıyı nasıl buldunuz, diye soruyor. Yanrt çok soguk. küz gibi bağırdı, diyor. İkinci konserde öteki şarkıcıya so- ruyor o müziksever. Konseri nasıl buldunuz. Yanıt degişmi- yor. Şarkı söylemedi, öküz gibi bağırdı, diyor. Üçüncü akşam bir kokteyl var, iki şarkıcı yan yana duruyor dostça konuşu-, yorlar Aynı kişi yanlarına yaklaşıyor, konserler için ne düşü- nüyorsunuz, diyor. İki şarkıcı doğruluyorlar birden, birbirle- rini övmeye başlıyorlar. Müziksever sözlerini kesiyor. İkiniz de öküz gibi bağırdınız, diyor. Şarkıcılar tepki gösteriyortar, bu ne utanmaz adam, nasıl böyle konuşabilır, biz sanatçı- yız.. Adam gülümsüyor, bu benim yargım değil, sizin düşün- ceniz, diyor. Genç dostum da sözünü bağladı gülümseyerek. Siyasal şarkıcıların da birbirlerini suçlamak yerine öz şarkılarını söy- lemelerini diledi. Bu genel bir dilek sanırım. Toplumda yeni bir şarkı dinlemek özlemi var. O özlemi dindiren konuşma- lar ikji topluyor ancak. Kimi halkın unutkanlığına güveniyor, boyacı fıçısına batıp öz değiştirdiğini anlatmak istiyor. Kimi çok hırçın çabalar içinde, hırsını, öfkesini hayli düzeysiz bo- yutlara vardınyor, veryansın ediyor, herkesi suçluyor. Son gün- lerde bir de babalar ve çocuklar tartışması çıktı ortaya. Sa- yın Özal'ın bir konuşmasından kaynaklanıyor. SHP liderin- den söz ederken İsmet Paşa'yı anımsatıyor. Babası olmasay- dı, fizik profesörü olabilir miydi, diye soruyor. Bu sorunun kar- şıtları da oiur elbet. Sayın inönü sormuyor, ama başkaları so- ruyor. Ben de fizik dalında bir bilim adamından, Sayın Rauf Nasuhoğlu'dan dinlediğim bir olayı anımsıyorum. Erdal İnö- nü, Fen Fakûltesi'nin ilk ve en iyi oğrencilerinden biri. Da- lında tırmanan bir bilim adamı. Siyasal sahneye çıkmasay- dı, UNESCO'da güzel bir tırmanış yapması bekleniyordu. Si- yasal yaşama zorlandı ve soyadına yaraşır biçimde çalışma- ya yöneldi. Bu tür olaylar Batı ülkelerinde de yaşanıyor, ül- kemizde de yaşanıyor Ama soyadı benzerliği başarı sağla- mıyor her zaman. 27 Mayıs devrimini izleyen dönemde par- lamentoya gelen milletvekillerini ve senatörleri anımsarsınız. Eski demokratların eşi, oğlu, yeğeni, soyadlarının çağrışım- larıyla boy gösterdiler. Ama ne yaptılar? Yandaşlan da dışla- dı onları. Kimi oğullar, örneğin Menderes kardeşler, soyad- larına karşın politikada düşkınklığına uğramadılar mı, rahmetli Yüksel Menderes'in dramı unutulabilir mi? Duygusal yakla- şımlar iyi sonuç almaya yetmiyor politikada. Sayın İnönü'nün siyasal yaşamında soyadının etkisi yok mu derseniz, elbet var. SODEP'in kuruluş günlerini anımsıyorum. Oran'da Ziya Müezzinoğlu'nun evinde bir konuşmayı. Necdet Uğur ve Is- mail Hakkı Birler de tanığı o konuşmanın. Ben tepki gösteri- yorum. Pgrtinin kuruluş döneminde çok emeği geçen Birler, Uğur ve Müezzinoğlu, İnönü'nün olumlu bir rol oynayacağı- nı söylüyorlar. Anımsayanlar var sanırım, Sayın Ecevit parti- siyle ilgisini kesti, SODEP'in kuruluş dönemindeki başvuru- lara da şoğuk baktı o günlerde. Erdal İnönü siyasal yaşamda belli bir tırmanısta bugün. Çünkü İnönü soyadına yaraşır bir çizgisi, politıkaya çağdaş bir bakışı var. İsmet Paşa'yı tarihimiz yazıyor, Kurtuluş Sava- şı'nı başaran bir komutan, cumhuriyetimizin kurucusu Ata- türk'ün en yakın arkadaşı, Lozan'ın mimarı, devletimizin te- mel ilkelerini kuran ve uygulayan bir devlet adamı. Erdal İnö- nü, kan bağıyla değil, cumhuriyet kuşağından bir kişinin bi- linciyle üstleniyor siyasal görevini. İnönü soyadı o nedenle bir anlam taşıyor. O ilkelere ters düşen bir politikacı olsaydı, soyadı benzerliği neye yarardı? Siyasal yaşamda yanlışları da olabilir, ama doğruları ağır basıyor bence. Ulusal çıkarla- rımızdan ödün vermeyen, demokratik hak ve özgürlüklere özen gösteren, umutla, hoşgörüyle gelişen bir çizgisi var. SHP'nin seçim politikasında uyguladığı yöntemi de iyi yorunv lamak gerekir. Ulusal sorunların çözümünde karşı karşıya de- ğil. yan yana gelmek gerekiyor. Barış içinde bir bifrtelik.Bu birliği bozanlar bir gün düşkınklığına uğrayabilır. Oysa yan yana gelenler tüm güçlükleri aşabilir. Sevgiyle, hoşgörüyle, güvenle. Sevgiden yana belli bir çoraklık var seçim ortamında. Ki- mi politikacılar, çok hırçın ve kavgacı görünüyor. Halkımızın bundan hoşlandığı söylenemez doğrusu. Aşın, abartmalı söz- lerden de hoşlanmıyor, içten ve gerçekçi bir sesleniş bekli- yor kürsülerden. • • • Politikacı babaları izleyen çocuklara Hurşit Güneş de ka- tılıyor SHP'de. Turan Güneş'in oğlu, babasının parıltısına yeni bir ışık katmaya hazırlanıyor. Sanırım özgün bir ışık olur. Tu- ran Güneş yaratıcı gücüyle sivrilen bir kişi politikada. 12 Ey- lül'den sonra büyük hüzne gömüldü, neşeli, şakacı kişiliğiy- le hüznünü dağıttı, ama özlemıni dindirmeden ayrıldı dün- yamızdan. Yalnız Hurşit Güneş'e değil, tüm gençlere demok- ratik yaşamda yarım kalan bir şarkıyı tamamlamak, özlemi dindirmek görevi düşüyor bence. Çağdaş bir toplum olma- dan tarihimizi de, cografyamızı da yaşayamayız. Babalannı izleyen oğullar ve kızlar, siyasal yaşamı da soyadlarıyla de- ğil, görev ve sorumluluklarının bilinci doğrultusunda değer- lenir bence. Ağaçlar yeni dallaria yeşertir dünyamızı. O dal- ları da belli değerler olusturur ancak. Parasal değil, ulusal ve evrensel değerier. ı ACI KAYBIMIZ Babamız, amcamız ve yoldaşımız; Halkına ve dostlarına bağlılığıyla gönüllerimizde taht kuran büyük insan KEMAL YILDIRIM'ı (Osman Dayı-lhliyar) 5.10.1991 "de kaybettik. Acımız buyuktur. Ailesine ve tum dostlarına baş sağlığı diliyoruz. ALMANYA'DAN DEVRİMCİ ARKADAŞLARI ADENA >ESİMİ KESEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle