Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
=^ft& CUMHURİYET/6 HABERLER 1 EKİM 1991
SEÇ3M 91
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit Cumhuriyetfrî sorulannı yanıtladı
CHP ve DSP Ve dıs yarciımı reddettikAHMETTAN
ANKARA — DSP lideri Bülent Ecevit
ile açıktaavatoplantısı sonrasında evinde
konuştuk. Ecevit, şu sıralarda açık hava
toplantılarma eşi ve partinin Genel Baş-
kan Yardımcısı Rahşan Ecevit'siz katılıyor.
Rahşan Hanım'ın partide listelerle veya
Yûksek Seçim Kurulu ile ilgiii olası bir ge-
lişmeye karşı nöbet tuttuğunu belirtiyor.
Vakit akşamdı. Görüşmemiz sürerken,
Rahşan Hanım eve geldi. Günün geli$me-
leriyle ilgiii Genel Başkan'a kısa bilgi ver-
dikten sonra, sanınz akşam yemeği hazır-
lığı için mutfağa geçti.
Trabzon ve tstanbul açık hava toplan-
tılannın Ecevit üzerinde önemli bir mo-
ral etkisi olmuştu. Ecevit, verilen mesaj-
ların geniş kalabalıklan etkileyebildiğini
görmenin mutluluğu içindeydi. Aynca, ör-
neğin ANAP'ta olduğu gibi, DSP'de bir
aday listesi sıkıntısı yaşamnanıış olduğun-
dan da çok hoşnuttu. Bunu, "listelerin ör-
gütün sesine kulmk verere* belirlenmesi-
ne borçln olduklannı, bazılannın sandığı
gibi listelerin eşiyle baş başa hazırlanma-
dıgını, son derece kısıtlı bir itiraz dışında,
Tiirkiye çapında tum orgütkrde listelerin
besimsenip begenildigini" söyledi.
Ecevit ile konuşmamızın ağırhğını Gü-
neydoğu sorunu oluşturdu. Sorular ve ya-
nıtlan şöyle:
"— Konuşmalannızda milliyetçilik ve
din teması agırlık taşıyor. Bunu açıklar
ECEVİT — Ülkemizde, ulusal birliği
tehdit eden bazı akımlar var. Bu konu
gundelik yaşamda ön plana çıktı. Aynca,
dünyada Türklüğün önemi çok arttı. Böy-
le bir ortamda, bir kısım sosyal demok-
ratlar veya sosyalistler, bu konularda du-
yarhhk göstermeyi, sosyal demokratlığa
ters düşüyor gjbi görüyorlar. Ülkenin ulu-
sal birliği en önemli konudur.
— HEP'in SHP Ue işbirhğini çok agır
eteştiriyorsunuz. HEP'in dışlanması de-
mokratik olur muydu?
ECEVtT — Eğer HEP kendi başına se-
çüne girebilseydi, ben bunda fazla kaygı
duyacak bir şey görrnüyonım. Bölücü
akımlara cüret veren bir tutum sergileyen
partinin ana muhalefet partisiyle bütün-
leşmesi durumunda, ana muhalefet par-
tisinin politikasıru da etkilemesi kaçınıl-
mazdır. Basında sergilenen açık bir ger-
cek, -ki PKK bu seçimlerde HEP'i
desteklemektedir- PKK, Türkiye'nin bö-
lünmesi için terör oyunlan uygulamakta-
dır. Şimdi HEP'e yönelen destek, dolayh
olarak SHP'ye yönelmiştir. Fakat bunun
aslında SHP'ye bir kazanç getireceği ka-
nısmda değilim. Çünkü Kürt kökenli yurt-
taslarunız da dahil Turk ulusunun çok bü-
yük bir çoğunluğu, ulusal birlik ve ülke
bütünlüğu konusunda son derecede du-
yarbdır.
— SHP'nin 'DSP'ye gelecek oylar
ANAP'a gider' döşüncesine ne diyorsu-
nuz?
ECEVtT — SHP butün seçim kampan-
yasını DSP'ye yüklenerek götüreceğe ben-
ziyor. En azından ağırlığı buna veriyor ve
1986 ara seçimlerinde 1987 genel seçimle-
rinde ve 1989 yerel yönetim seçimlerinde
de bu seçim sistemiyle 'DSP'ye verilecek
oylar ziyan olur veya ANAP'a gitmiş olur,
ANAP'a verilmiş olur' temasıru işliyordu.
Eğer gerçekten gitmişse, bunun sorumlu-
su SHP'dir. Çünkü yürürlükteki sistemi-
nin sonucu olacakır. Bundan ANAP ka-
dar SHP de sorumludur.
— Bir de Güneydogu'dald secmeni göz-
den çıkardınız deniyor. Ne dersiniz?
ECEVtT — Guneydoğu'da elbette ba-
zı zorluklarımız var. Çunkü Güneydoğu
1
da şiddete dayanan, silaha dayanan, zora
dayanan terörist baskısı var. Buna aynca
PKK, HEP'İ DESTEKÜYOR Eğer HEP kendi başına seçime
girebilseydi ben bunda fazla kaygı duyacak bir şey
görrnüyorum. Bölücü akımlara cüret veren bir tutum
sergileyen partinin ana muhalefet partisinin politikasını da
etkilemesi kaçınılmazdır. Basında sergilenen gerçek o ki
PKK, HEP'i desteklemektedir.
MHP'ÜLERİN DSP'YE YÖNELMESİ Eskiden rniUiyetçi oldukları
için MHP'de yer alan bazı kimseler, şimdi yeni durum
değerlendirmeleri yapıyorlar; barışçılıkla, demokratlıkla,
çağdaş anlamda milliyetçiliği bağdaştıran başlıca parti olarak
DSP'yi görüyorlar.
6AP Sosyal yönü ve planlanması bugüne kadar
ihmal edilmiş bir projedir. Oysa GAP tamamlandığında,
Güneydoğu Anadolu'daki toprağın verimi 15-20 kat
artacaktır. Eğer daha önce toprak dağılımında adalet
sağlayıcı bir reform yapılmazsa, bölgedeki gelir adaletsizliği
de şimdikinin 15-20 katına çıkacaktır. Asıl o zaman
bölgedeki patlamalar ortaya çıkacaktır. •
devlet baskısı da ekleniyor. Fakat ben Gü-
neydoğu halkının büyük çoğunluğunun
bu baskılara karşın ulusal birlik ve ülke
bütunlüğünde duyarlı olacağına ve mace-
raya yönelmeyeceklerine inanıyorum.
özeUikle 1975'le 1980 arasında bölücü
akımlar şiddete başvurmamakla birlikte
bir hayli etkindiler, faaldiler. O zaman da
bana siz Güneydoğu Anadohı halkının oy-
lanru gözden çıkanyorsunuz diye eleştiri
geldi. Fakat tam tersine ben tavır aldıkça -
Güneydoğu Anadolu'da CHP'nin oylan
artmıştı. Orneğin eskiden Diyarbakır'da
CHP pek etkin parti değildi, fakat benim
bölücü akımlar karşısında açık tavır aldı-
ğım dönemde Diyarbakır'da yüzde 64'ü
buldu, Tunceli'de yüzde 70*i aştı. Bu da
gösteriyor ki, o bölge halkı aslında Tür-
kiye'nin birlik ve bütünlüğü konusunda
benim kadar duyarhdır. Kaldı ki o bölge
halkı, geçmişte bizim kendisine ne kadar
sıcak baktığımızı Türk-Kürt-Arap kökenli,
Süryani kökenli aynmı gözetmeksizin hal-
ka etnik eşit yaklaşım içinde bulunduğu-
muzu görmüştür ve Kahramanmaraş'taki
acı olaylar üzerine bazı illerde sıkıyöne-
tim ilanına karar verdiğimiz sırada bölge
halkının herhangi bir baskryia karşılaşma-
masına ne kadar önem verdiğimizi, bu
arada özellikle Kürt kökenli yurttaşlanmı-
zın zamanın Genelkurmay Başkanı, son-
ra devlete cumhurbaşkam olan Sayın Ev-
ren'in anılannda da açıklanmıştır. O ko-
nuda benim bazı komutanlarla tartışma-
larım oldu ve hatta o kaygılanm dolayı-
sıyla Diyarbakır'da sıkıyönetimi olabildi-
ğince enelettiğim açıklanmıştır.
öte yandan 1978-79 hükümet dönemin-
de dünya ekonomik bunalımı dolayısıyla
içinde bulunduğumuz ağır sıkıntüara kar-
şın Güneydoğu Anadolu'nun işsizlik so-
rununu, geri kalmışlık sorununu, ulaşım
sorununu çözmek için ne kadar büyük bir
çaba gösterdiğimizi yine bölge halkı bil-
mektedir.
— Sizce Güneydoğu sonınunun altın-
da ne yatıyor?
ECEVtT — Güneydoğu sorununu, o
bölgenin yan feodal yapısından, geri bı-
rakılmışhğından kaynaklanan bir sorun
olarak görüyoruz. Son yülarda bölgede on
binlerce okumuş genç işsiz kitlesi ortaya
çıkmaktadır. Bir yandan köylerdeki terör
ve ağa baskısı, bir yandan da devlet bas-
kısı yüzünden şehirlere ve kasabalara göç
etmek zorunda kaldıklanru ve orada da
çaresiz ve umutsuz duruma düştüklerini
biliyorum. Bunu çeşitli vesilelerle dile ge-
tirmiştim. öte yandan son yülarda alınan
güvenlik önlemleri, bu bölgedeki yan fe-
odal yapıyı büsbütün kökleştirecek, hat-
ta tam feodal yapıya dönüştürücü nitelik-
tedir.
— GAP'm olnmlu etkileri, soranun çö-
ztimiıne yardım etmeyecek mi?
ECEVtT — GAP tabii çok önemli bir
proje. Aneak GAP'ın sosyal yönü ve plan-
laması bugüne kadar ihmal edilmiş bir
projedir. Oysa GAP tamamlandığında
Güneydoğu Anadolu'daki toprağın veri-
mi 15-20 kat artacaktır. Eğer daha önce
toprak dağılımında adalet sağlayıcı bir re-
form yapılmazsa, bölgedeki gelir adalet-
sizliği de şimdikinin 15-20 katına çıkacak-
tır. Asıl o zaman bölgedeki patlamalar or-
taya çıkacaktır. Biz öncelikk bölgenin top-
rak adaletsizliğini, gelir adaletsizliğini ve
yan feodal yapısını süratle değıştirecek bir
program uygulayacağız Güneydoğu Ana-
dolu'da. Bunun için biz hızü sanayileşme
hareketini başlatacağız. Okumuş genç iş-
sizlere kendilerini manen de tatmin edici
çalışma olanaklarını sağlayacağız ve kısa
sürede o bölgenin yapısını, yan feodal ya-
pısını çağdaşlaştıracak bir çaba içine gi-
receğiz. Aynı zamanda güvenlik önlemle-
rine de bir yaklaşımla çözüm getireceğiz.
Bugün yurtdışında yülarca eğitim gören ve
gerillacılık tekniklerini ince aynntılanyla
ögrenen, modern silahlan kullanma bece-
risini edinen teröristlerin karşısına, bölge-
mizde çoğunun okumayazması bile olma-
yan ve donanımlan son derecede eksik ve
geri bulunan köy koru'culanyla veya bir-
kaç aylık askerlik yapmış deneyimsiz er-
lerle çıkılmaktadır. Oysa o bölgede güven-
lik, hem donanım hem de eğitim bakımın-
dan çok daha yeterli düzeyde oluşturula-
cak birliklere verilmelidir. Bu birlikler aynı
zamanda halkın guvenini kazanabilecek
biçimde, halkla sıcak bir diyalog kurabi-
lecek biçimde yetiştirilmelidirler. Aynı za-
manda bölgedeki yerleşim düzeni de bi-
zim köy-kent projemiz doğrultusunda kır-
sal alanda yaşayanlann can güvenliğini
sağlama bağlayacak biçimde değiştiriüne-
Udir.
— Efendim, şöyle bir göriiş var. Ola-
ğanustü bölgede, kendilerinin siyasette ye-
terince temsfl edilmedikleri kanaatinde
olan kitleler aynmcılara sempati gösteri-
yorlar şeklinde. Bu göriişleri kabul ediyor
musuiıuz?
ECEVtT — Ashnda TBMM'de ve ye-
rel yönetimlerde o bölgenin içinden, böl-
ge halkının içinden çıkan adaylar seçili-
yor, etnik aynm gözetilmeksizin. Birçok
Kürt kökenli yurttaşımız bu görevlere ge-
liyor. Ancak devletin bölge halkına, özel-
likle Kürt kökenli yurttaşlarımıza yakla-
şımı genellikle sağhklı olmamaktadır. Böl-
ge halkında tepkinin ötesinde kırgınlık
uyandıracak ölçülere varmaktadır. Bu
yönteme karşın bölgede can güvenliği de
sağlanamadığı için teröristlerin baskısı es-
kisine göre daha etkili olmaktadır. ANAP
seçime giderken televizyon reklamlannda
1980 öncesinin şiddet eylemlerini bellek-
lerde canlandırmayı amaçlayan bir tutum
izliyor. Oysa günümüzde şiddet eylemleri
nicelik bakımından olmasa bile nitelik ba-
kımından çok daha tehlikeli biçimde hem
o bölgede yoğunlaşmaktadır hem de baş-
ka bölgelerde yaygınlaşmaktadır.
— Şimdi durum nedir?
ECEVtT — Şimdi buyük bir değişik-
lik oldu. Şiddet eylemleri, daha çok Gü-
neydoğu Anadolu'nun hiçbir eyleme ka-
nşmayan halkına, kadınlanna, çocuklan-
na, üstelik de Kürt kökenli yurttaşlanmı-
za yönelirken, bir yandan da devlet güç-
lerimize ve devlet kuruluşlarımıza yönel-
mektedir. Yani bugünkü terör, niteliği ve
hedefleri bakımından 1980 öncesi terörün-
den bir bakıma daha tehlikelidir. Çünkü
doğrudan doğruya devleti hedef almıştır,
sade vatandaşlan hedef almıştır ve ülkeyi
bölmeyi amaçlamaktadır. Buna karşı dev-
letin aldığı önlemler de son derecede ye-
tersiz kalmaktadır. Üstelik Türkiye, Kuzey
Irak'taki özel bölgeye izin vermekle ve des-
tek olmakla PKK'mn kendi gücünü bu-
rada yoğunlaştırabilmesine de olanak sağ-
lamıştır. Eskiden birkaç kişilik eylemci
gruplar Türkiye'de eylem yaparken, şim-
di 100-150 kişilik gruplar bu eyleme giri-
şebilmektedirler. Artık eski Amerika'nm
vahşi batısmda olduğu gibi trenlere ve dev-
let kuruluşlanna karşı da saldınlar düzen-
lenmektedir.
— Bu anlamda SHP'nin HEP'i biinye-
sine almasıyla sakucalar giderilebilir mi?
ECEVtT — Bence giderilemez. Asıl bu-
yük tehlike, böyle dinamik hiçbir azınlık
grubu, bir büyük partinin içine girdiği va-
kit, daha girerken o partiden ödünler ko-
parmış olmaktadır. Girdikten sonra da da-
ha kolayhkla o partinin genel tutumunu
etkileme olanağını elde edebilir. Kaldı ki
o bölge halkı, zaten parlamentoda her za-
man kendi içinden seçtiği adaylarla tem-
sil ediliyordu.
— DSP'nin listelerinde o yöreden aday-
lar var herhalde.
ECEVtT — Var tabii. Her yerde örgü-
tümüz var. Büyük baskı altında öıgütü-
müz. Birçok arkadaşımızı can korkusu içi-
ne sürükleyerek görev almaktan vazgeçir-
meye çahşıyorlar. Bu baskı bir hukuk dev-
leti için utanç verici ölçülere varmıştır.
Devletin aczini göstermektedir. Ona rağ-
men arkadaşlanmız direniyorlar. Hatta
biz daha önce yeterli düzeyde örgütlene-
mediğimiz bazı Güneydoğu yörelerinde se-
çimler sırasmda örgütlenme bakımından
eksikliklerimizi tamamlama olanağını bul-
duk.
— Önümüzdeki günJerde gidecegJniz
yerler arasında Güneydoğu var mı?
ECEVtT — Istiyorum, henüz gezileri-
mizi programlayamadık ve çok kısa bir sü-
re içinde yoğun bir gezi programı hazır-
lamamız gerekiyor. Ekimin başlanna ka-
dar da Ankara'da birtakım işlemler vak-
timizi alıyor, ama vakit bulabüirsem elbet-
te gitmek istiyorum. O konuda hiçbir kay-
gım yok.
— SHP'den gelen bir eleştiri var. O yö-
relere gidemeyeceğiniz yöniinde...
ECEVtT — Bu politikam dolayısıyla
çok ağır bir yenilgiye uğramanuz söz ko-
nusu olsa bile, ben bu politikayı gütmek-
te devam ederim ve DSP de devam eder.
Çünkü bu, ülke bütünlüğü, ulusal birlik
sorunudur. Bu konuda hiçbir ödün veri-
letnez. Ancak şu gerçek ortada: HEP'in
kurucularını kendi bunyesinden attıktan
sonra SHP o bölgede hemen tüm örgütü-
nü yitirmiştir ve yeniden örgütlenebihnek,
seçim şansını yeniden canlandırabilmek
için kendini o bölgede HEFe teslim etmis-
tir. Biz, asla böyle bir teslimiyetçi politi-
ka uygulamayız.
öte yandan PKK lideri, baçhca hedef
olarak bizi alıyor. Bunda da kendi açısın-
dan haklıdır. Çünkü biz, bölgedeki cağ-
dışı yan feodal yapıyı kısa sürede değiş-
tirdiğimiz vakit, PKK'mn istismar edece-
ği bir şey kalmayacaktır. Bunu başarabi-
lecek tek parti de DSP'dir. Çünkü HEP
dahil hemen hemen bütün partiler, Gü-
neydoğu Anadolu'daki yan feodal güçle-
re dayanmaktadırlar. Hatta HEP, bir ba-
kıma o güçlerin temsilcisi durumundadır.
Hemen bütün partilerin o bölgedeki yan
feodal güçlere diyet borcu vardUr. Çünkü
örgütlenmelerini onlar araalığıyla yapmış-
lardır.
— DSP'nin, SHP'nin de yöneldigi kit-
leler dışında sağ seçmenden de oy alaca-
gını söylerken, bu konularda duyarlı sec-
men tabanından da oy gelmesini mi bek-
liyorsunuz?
ECEVtT — Sağ seçmenden oy alaca-
ğımızı söylemiyoruz. Sağcı partilerin ta-
banına itümiş olan sosyal demokrat ve de-
mokratik sol eğüimli secmenlere hitap ede-
bildiğimizi ve giderek artan ölçüde onlan
giderek kendi saflanmıza çekebüeceğimizi
söylüyoruz. Türkiye'de kendini ilerici ay-
dm diye tanımlayan bir kısım çevrekr, özel
yaşamlannda din kurallanna, gelenekle-
re, törelere biraz fazlaca bağlı olan veya-
hut milliyetçiliği vurgulayan kesimleri, sos-
yal görüşlerine bakmaksızm sağcı, tutu-
cu hatta gerici diye damgalamışlardır. Oy-
sa o kesimin içinde, bizim kadar laikliği
benimsemiş, çağ değişimine uyum sağla-
yabilen, demokrasiye bağlı ve sosyal ada-
leti izleyen birçok insan vardır. Biz onla-
nn oylannı alabüiyoruz. Fakat SHP'nin,
bilinen yapısıyla ve tutumuyla o kesimler-
den oy alabilmesi mümkün değildir.
— Bir de eski MHP kökenlilerin de
DSP'ye yönelecegi söyleniyor?
ECEVtT — Dünya hızla değişirken bir-
çok kimsenin dünya görüşünü değiştirme-
si de çok doğaldır. Eskiden milliyetçi ol-
duklan için MHP'de yer alan bazı kim-
seler, şimdi yeni durum değerlendirmele-
ri yapıyorlar ve banşçılıkla, demokratlık-
la, çağdaş anlamda milliyetçiliği bağdaş-
tıran başlıca parti olarak DSP'yi görüyor-
lar. Onlann da DSP'ye gelmeleri çok
doğaldır, ama bunlar faşist bir eğilim ta-
şımayan veya geçmişteki bazı davramşlar-
dan belli dersler çıkarmış olan kimseler-
dir. Dediğiın gibi, dünya görüşü değişiyor,
buna göre dünya görüşlerinin birçok çev-
relerde değişmesi doğaldır.
— Partilere yardım söz konusu edildi-
ginde en akla gebneyecek ülkelerden, ak-
la gebneyecek mikUrlania teklifler yapıl-
dıgını, fakat bunu reddettigmizi söyiedi-
niz. Bu konuyu biraz daha acar mısınız?
ECEVtT — Baa ülkeler, başka ülkeler-
de ve o arada Türkiye'de partilere yardım
teklif ediyorlar ve bazılan da öyle sanıyo-
nım ki böyle yardımlardan yararlamyor-
lar. Bize de zaman zaman gerek geçmişte
CHP döneminde, CHP'nin son aşamasın-
da ve daha sonra DSP döneminde böyle
çeşitli dış çevrelerden yardım teklifleri gel-
di. Biz bunlann hepsini reddettik. Hatta
12 Eylül 1980 öncesi CHP'ye bir yabancı
devlet tarafından, bir Batılı ülke tarafın-
dan son derece cazip yardım önerileri gel-
mişti. Onlan da gönül kırmayı göze ala-
rak reddettik. Çunkü bunun kendi dış po-
litikamızı ipotek altına sokabileceği kay-
gısını taşıyorduk. Fakat bazı partilerin bu
konuda aynı duyarlüığı gösterip gösterme-
diklerini bilmiyonım. O konuda hatta bazı
kuşkularım var.
— Bunun hangi devlet oldugunu açık-
lar mısınız?
ECEVtT — Hayır. Açıklamayı doğru
bulmuyorum. Ancak SHP'nin yakmda
yayına başlayacak uydulu televizyon istas-
yonu ile ilgiii bazı sorular sordum. Tele-
vizyon yayınahğı, hele uydu yoluyla baş-
ka bir ülkeden ülkemize yapılacak uydu-
lu televizyon yayınlan son derece pahah-
dır. Bir parti adına yayın yapacak, bir mu-
halefet partisi adına yayın yapacak tele-
vizyon kuruluşunun reklam alabilmesi de
kolay değildir. O halde SHP bunun kay-
nağuu nereden buluyor? Bir vatandaş ola-
rak merak ediyorum, bunu açıklamalıdır
dedim, ama bugüne kadar bir açıklama
gelmedi. Almanya'daki partilerin vakıflan
vardır ve bu vakıflara devlet, başka ülke-
lerde kullanılmak üzere büyük maddi kat-
kılarda bulunur. Bunu tecrübemle biliyo-
rum. Fakat biz bu tür olanaklardan yarar-
lanmayı, geçmişte CHP döneminde de
reddetmiştik. Şimdi DSP döneminde de
böyle olanaklar peşinde koşmadık ve ya-
pılan önerileri reddettik. Ama SHP'nin
vakıflar yoluyla dış maddi ilişkileri bulun-
duğu, bilinen bir gerçektir. Eğer Alman-
ya'dan Türkiye'ye yapılacak uydulu yayın-
lardan katkı sağlanmışsa, siyasal nitelik-
te dış kaynaklardan katkı sağlanmışsa, bu-
nu çok tehlikeli ve sakıncah bulurum.
— Teşekkttr ederim efendim."
Galeri • Atölye
(OPERA)
5 A N A I G»L E e I S I
TUNCEL DOĞRU'nun
ÇİÇEKLERİ
Resım Sergıst
30 Ey!ul-19Ek,m91
Sm&k Sok- Op*rı Han
*3'16lThe Marmara Oteiı
Yan.l TakıiRi 149 92 02
ÇOPERA)
SANAT G A I E I I S I
SALATA
BAS'IMIZ
BU YILDA
)ENİÜKLERLE AÇIUYOR
AYŞENİN 92
KOLEKSİYONU
30 Eylül-12 Ekım
T A K I C A L E R I S I
V«pur l*««nl Sok. Hv. S
OrtakayTal: 159 19 11
Tepoclk Yolu Cevher Sok.
No: 6/1 ETİLER
lEMDC
• AERO-CİM • BODY WORK • KONDİSYON
• ÇOCUK CİMNASTİĞİ • YOGA • MASAJ
ve ÜCRETSİZ SAUNA
T. C.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
İ S T A N B U L ÖZEL
ALPER
BALE
URSU
Bale Grubu kayıtian başlamış olup,
12 Ekim 1991 tarihine kadar yapılacak
çalışmaları müteakip 12 Ekim 1991
tarihınde, öğretim yapılacak 8 temel seviye için
seviye sınavları yapılacaktır.
îlgilenen velilere saygüanmızla duyururuz.
Tepecik Yolu Cevher Sok. No: 6 Etiler 157 01 54
ARKEON
SANAT GALERtSI
BURHAN
DOĞANÇAY
Ozgun fiaıkı R«am Stt
2 4 E t I 1 2 B i 9 1
Uui» Cod Sottona Sk No I»
r !•< 159 n S7
RESİM ve HEYKEL MÜZELERİ DERNEĞİ
Taiİhİ ve her yaş grubuna
RESIM ÇAUŞMALARI
kayıtlanmız devam etmektedir.
TȆ159
TEŞEKKUR1990 Manâİra Üni. Güzel Sanatlar İç Mimarhk
ıni İSF.N H KKISI \ 2. mi ()/.(.l.K S\RIK\N \
'91 İJici SERHAT GÜR 3.ncü S.DİDEM KAYNAK
END.TASARTM TEKSTtl
Zcynep DAALI
SototGCR
Gekbu GÜRKAN
REmıJrulEREN
CU
AjnıBATUM
EıkuŞAHtN
FevnGOÇMEN
AyKlKBStM
YılıuıSEBER
H. Serp KAYKAJC
EmelVERAL
AytelKBSlM
rımfrt ÇHTİNEL
EnsKUŞGÖZ
NcmnBtNGÖL
SERAMtK G.T.E. SANAT. ı İCMİMAKİ
DdemBtLAL
TWMI KUTLU
GtksŞANCI
NuhhKl AKÇAY
AyhınUYANIK
Nedune HûdMrdı
Hüsntt tYlDOĞAN
Oılem HCCAOĞLU
V Dıkk BAÛCILAR
F. Tugt» APAK
Fum» YELER
BuuBumael
ZcyncpPOLAT
GRAFÎK
RESİM
DıdemBtLAt
KESÎN KAYTT OIAN ÛĞRENCİLERİMİZE BAŞARILAR DtLERİZ.
Yine!.. Bu Yüda Bölümlerdeki
E B D K U Ş G Ö Z
AjbMn UYANIK
ŞaumrÖZSOY
ŞûkTTVt ÇOLAK
Öllon HOCAOĞLU
HılalYILMAZ
Serh«GÜR
S. Dnten KAYNAK
Çunra ÇEItNEL
Nılgûo tLGEZDl
HEYKEL
Bdgu ECEVİT
ÛJkM Dcary» SEBT
BukHÇETtN
rnw4ı« OLÇEK
Vcrda Dılek B^olar
USTUNLUGUMUZU KANITLADIK
Iç Mimari-Grafîk-Resim
^ Stilistlik - Modelistlik
Mimarhk ve Güzel Sanatlara Hazırlık
KURS KAYITIARIMIZDA SON HAFTA
ART)
:M6 97 75 - 348 65 30 Knsdili Cıl. Beyıııeıı Knrs. Altıyol-KADIKOV
146 97 3S • 132 64 26
ıç mımarO L M A K İ S T E Y E N L E R İ Ç İ N
H A F T A İ Ç İ - H A F T A S O N U
Dünya standartlannda özel bir OKUL
Temel eğitim, proje, maket perspektiv
mobilya tasanmı ve vitrin düzenleme
PROFESYONEL MİMARLAR
İÇİN hafta sonu proje, perspektiv,
mobilya, sanat tarihi.
istasyon sanat evi
s111 ı s tO L M A K İ S T E Y E N L E R İ Ç İ N
H A F T A İ Ç İ - H A F T A S O N U
Dünya standartlannda bir okul MOST
stilistlik, temel eğitim, sanat tarihi,
modelistlik - kalıpçılık, tekstil batik
PROFESYONEL DEFİLE Ue me-
zuniyet iki yıl süren uygulamaL eğitim.
istasyon sanat evi
TLŞl IRIYI:
ERENKÖY 3X5 4131-32-J3
TEŞV1KIYE
ERENKÖY 3X5 4131-32-33
grafikerO L M A K İ S T E Y E N L E R İ Ç İ N
H A F T A İ Ç İ - H A F T A S O N U
Çağdaş grafık sanatı, temel grafik
tasanm ve uygulama, temel sanat
eğitimi, grafık ülüstrasyon montaj,
pikaj, reklam uygulamalan mesleki
çalışmalar.
istasyon sanat evi
son hafta!..
iç mimaıiık,stilistlik,
grafik bölümlerine
kayıtlar için son hafta
istasyon sanat evi
TEŞVIKIYE
ERl \K()Y 3X54131-32-:
TE$\ IKIYE
ERESKÖY
141)56 5(^13066 1"
3X54131-32-33
TEM SANAT GALERİSI
-•bıavt
fmm Ulıpıli
nw>m
SANAT GAURİSİ
FUAT MENSİ
22 Eylul-19Elcım
Paıargunltrı 12 00-17 00
arau oçığız.
Tel:524 35 92
galeri • atölye
M6 97 3« • 132 64 26