Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 1 EKİM 1991
OLAyLAKIN Erivan'ın umudu Türkiye
ARDENDAKI
GERCEK
(Baftarafı 1. Sayfada)
yebiliriz ki 20 Ekim seçimleri
-beklenmedik bir olay gûndeme
girmezse- Türkiye'nin demokra-
siye açılışında bir aşama değeri
içerebilir.
12 Eylül askeri yönetiminden
bu yana halk katmanlarmda bi-
riken demokrasi özlemlerinin
sandıkta ağırlığını duyurması,
seçime gerçek anlamını verebi-
lecektir. Sağduyu sahiplerinin is-
tediği, geniş tabanlı bir demok-
ratik iktidann kurulmasını sağ-
layabilecek bir sonuçtur.
Askeri yönetimin gözetimi al-
tındaki 1983 seçimiyle iktidara
gelen ANAP'tan rejimin "nor-
malleftirümesi" ve "demokra-
tüUefibUnusr yolunda çok şey-
ler bekleniyordu. Ne yazık ki o
günden bu yana iktidar partisi
halk tabamnda darahrken de-
mokrasiye yeterince açılamadı.
Üstelik enflasyonun yüzde
60'lar düzeyinden aşağıya çeki-
lememesı ve gelir dağılımının da
bozulması bu tabloya eklenince
Türkiye'de kesin bir değişikliğin
zorunluğu ortaya çıktı.
20 Ekim seçimlerinin sonuç-
lan bu değişiküği sağladığı öl-
çiide Türkiye rahatlayacaktır.
Çünkü bugün toplumun en
Onemli ve birindl sorunu de-
mokrasidir.
• • •
Arkeolojinin
(Baftarafı 1. Sayfada)
Armağan Erkanal, "Konuşmaya
•akkı olmayanlar konnşmasın"
diye bağırdı. Erkanal, daha son-
ra bayguüık geçirdi. öğretim üye-
lcri, Erkanal'ın bu çıkışı, Ak-
yurt'un doktora çalışmasının jüri
tarafından "başansu" bulunma-
sı nedeniyle yaptığını söylediler.
Tören sırasında çok üzgün
görünen Kaa Başkanı Prof. Dr.
Hayat Erkanal, "Direkl olarak
bize hiçbir şekilde tetadit gelme-
di. Yalnızca, balk arasında söy-
leatfler vardL Yöre halkıyla iliş-
ktterimlz çok iyiydi" dedi. Sal-
dınmn mayınla değil, TNT adlı
patlayıcı maddeyle yapüdığını
anlatan Erkanal, olay anını şöy-
1e anlattı:
"Olay kaa çalısmasını yaptı-
gımız yerdeı 150 metre kadar
nzaklıkta oldu. Biz arabada se-
Idz Idsiydik. Ben de arabayı kal-
lanryordum. Dafaa sonra araba
iafUak etti. Yarahlan tek bası-
ma çıkardım."
Halen "şaşkın" durumda ol-
duğunu, bundan sonra bölgede-
ki çalışmalann nasıl sürdürüle-
cegi konusunu düşünemediğlni
bclirten Erkanal, "Gtanavu bö-
yiigundeki bilimsd çalışma, bir
Od nesil sonra sona erer" dedi.
Şimdiye kadar bölgede yap-
tıklan çalışmalar sırasında da
kcndikrine hiç tehdit gelmediği-
ni anlatan Erkanal, "Direkt bi-
zi hedef alacaklannı hiç düşün-
medim. 'Belki bir çatışma çıkar-
sa, arada kalınz' demiştim, ama
böyle bir şey olacagmı
düşünmedim" diye konuştu.
Anıtlar ve Müzeler Genel
Müdürlüğü'nde düzenlenen
ikinci törenden sonra cenazeler,
Maltepe Camisi'nde ikindi na-
mazından sonra Karşıyaka Me-
zarlığı'nda toprağa verildi.
Cenaze törenine çok sayıda
öğretim ttyesi katıldı.
Ankara Üniversitesi Yönetim
Kurulu tarafından dün yapılan
açıklamada olay kınandı. Açık-
lamada, şu görilşlere yer verüdi:
"Otay. tamamen bilimsel
araşannı amacı Ue bolgede bu-
luaan bir bilim heyetine yapüan
menfv bir saldın olup; iki genç
bflfan adımının öittmiine ve iki
ötrend iie bir profesörün yara-
bnnusua yol açnuşür.
Bilin« yöneltUmiş bu cana-
variığt ktmuoyunun yeterli du-
yarulık w tepldyi göstermesini
umuytnz."
ARADABİR
FAKİR BAYKURT
(Bapmafi 2. Sayfada)
teklene^e başlarsın. Boşa mı
demiser yaşlıhk rezillıktır. Ne
kendhi, te düşüncelerıni, ne de
yaşlılğı •ezil etmeden delikanlı
yaştali çıbi göturmek sanımca
ömekbirbaşarıdır.
Gczinü yumup düşunuyo-
.rum: Nadir Nadi'nin resmini
odasnın duvanna asacak deli-
kanltlır her zaman olacaktır yur-
dumtzdi...
(Baftarafı 1. Sayfada)
karayoluyla ulaşıyoruz. Kente
girerken Ağn DağYnın öteki yü-
zünü ve karlarla kaplı zirvesini
görüyoruz. Ararat Ovası'nın be-
reketi, Ağn'nın heybeti yanında
sönük kalıyor.
Erivan sanki birkaç gün ön-
ce bagunsızlık için halkoylaması
yapılmamış, Karabağ sorunu
için arabuluculuk yapan Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı Bo-
ris Yeitsin'le Kazakistan lideri
Nursultan Nazarbayev'i konuk
etmemiş gibi.
Ermenistan topraklarıyla
ikinci randevumuz çok daha iyi
başuyor. Kimse, vize alıp alma-
dığımızı bile sormuyor. Elimizi
kolumuzu sallaya sallaya istedi-
ğimiz yere gidiyoruz. Nisan ayı-
na oranla mağazalar daha dolu
gözüküyor. Sokak, sanki gü-
lümsüyor.
Burada politika iki konu uze-
rinde odaklanıyor. BunJardan
birincisi Karabağ, ikincisi ise
Türkiye. Karabağ öfkeyi, Türki-
ye ise umudu yansıtıyor. Kara-
bağ için endişeli bekleyiş sürer-
ken Erivan kulağını Türkiye'ye
çevirmiş bekliyor.
Devlet Başkanı Levon ler
Petrosyan'la parlamento bina-
sında ayakustü 10 dakikalık bir
görüşme imkânı buluyoruz. Pet-
rosyan, geçen görüşmemize
oranla daha yorgun gözüküyor.
Sanki 6 ay içinde daha yaşlan-
mış. Petrosyan, Türkiye Ue Er-
menistan arasında açılması
planlanan sınır kapısı Ue ilgili
olarak Ankara'dan yanıt bekle-
diklerini anlatıyor.
Nisan 1991'de Moskova Bü-
yükelçimiz Volkan Vural'ın Eri-
van'a yaptığı gezi sırasında açıl-
ması kararlaştınlan sınır kapısı
iki tarafça da prensipte onaylan-
mış durumda. Ankara, sınır ka-
pısına ilişkin olarak teknik dü-
zeydeki çalışmalannı sürdürü-
yor. Kısa süre içinde çalışmala-
nn tamamlanması bekleniyor.
Petrosyan, bağımsızlığın
halkoylaması ile perçinlendiğini,
bu aşamadan sonra Türkiye Ue
açılacak sınır kapısuun çok
önemli olacağına işaret ediyor,
"Bizim açımızdan hiçbir sorun
yok" diyor Petrosyan ve ekliyor.
"Biz, Tnrkiyc Ue Uişldterimize
bttyök önem veriyoruz, dostlnk
kurmak istiyoruz. Bu dostlugnn
kurulacağına da inanıyoruz."
Ermenistan Devlet Başkanı,
Türkiye*den toprak talebi ve söz-
de soykırım konusunda ise
"Şimdi bu konulann zamanı de-
gü. Biz ekonomik işbirüğini yer-
kftirmeye çabşıyoruz. Bu kona-
lar gündemde yok. Dünya, eko-
nomik işbirngine yönelirkea
böyle konularia uğraşmak idm-
seye yarar sagJamaz" diye konu-
şuyor. Bu sözler, Petrosyan'la
yaptığımız ilk görüşmeden son-
ra bir tekrar niteliği taşıyor.
Ülkesinin yumuşatümış bir
konfederasyon biçimindeki ye-
ni SSCB içinde yer almak iste-
diğini kaydeden Petrosyan, Ka-
rabağ konusuna gelince durak-
hyor ve hızh hızlı konuşuyor:
ADTÜRKTJN
1URTT4ŞLTK
BILGİLERİ
r'anna hazırlayan
>uran Tezcan
!.(XDlira(KDV içinde)
Çada Yayınlan Tilrkocağı
Cac 3941 Cağaloğlu-lstanbul
3ö9adi gönderilmcz.
GEÇMtŞ
ZAMAN
OLURKİ
«•n Ertuğrul Korie
Ü.CHO hra (KDV içinde)
Çgde Yayınlan Türkocağı
Cac 3^-41 Cağaloğlu-lstanbul
Öfendi gönderiİBiu.
"Bu meseknin, Azerbaycan
ile Ermenistan arasında çözül-
mesi gerektigine inandıgımı söy-
lemiştiııı. Biz, Karab^'da süah-
la hiçbir şey haUedilmeyecegine
inanıyoruz. Ermenistan yöneti-
miyle Karabağ'da saldınlarda
bnlnnan çeteler arasında hiçbir
baglantı yokrur. Azerbaycan ile
Karabai konusunda anlaşma
yapok. iki nlke de yeni sistemin
birer üyesi otacagma göre anlas-
mazlıklannı kendi aralannda
çözömlemeliler. Bize göre bu
saJdınlann arkasında Moskova
vardı. Şimdi aramızda bir adım
atıldı. Bir baslangıç yaptık. Bn-
no sürdürmek gerekiyor."
Petrosyan'ın temkinh' bir şe-
kilde değindiği Karabağ konu-
su, Erivan'ın en hassas olduğu
poütik faktörlerin başında geli-
yor. Sözde soykınm iddialanna
neden olan 1915 olaylanndan
daha eskiye dayanan Azerbay-
canTa Karabağ çekişmesi, Enne-
nileri çok yakından ilgilendiri-
yor. Açıkça söylemese bUe Pet-
rosyan'uı "silahlı çetelerle ilişki-
miz yok" demesine karşın Eri-
van'da her düzeyde Karabağ'a
olan yakınhk açıkça kendisini
gösteriyor. "Karabağ" dediği-
nizde herkesin gözündeki öfke-
yi rahatça yakahyorsunuz.
Levon Ter Petrosyan'la kısa
süren görüşmemiz tamamlanı-
yor. Devlet Başkanı'nm Başda-
nışmanı Sbahen Karamanouki-
an, bizi yahuz bırakmıyor. Ka-
ramanoukian da Petrosyan'ın
sözlerine yakın şeyler söylüyor,
ancak şu ilginç görüşü de orta-
ya atıyor:
"Şimdi bakın, ErmenisUn'da
Türk denilince büyök öfkeye ka-
pılan bir kitle var. Bu insanla-
ra, 1915 yılında yapdanlan nnu-
tun dediniz mi burada bir saat
bile duramazsınız. Bu bir siireç
mesdesL Ekonomik ilişkiler ge-
lişirse, birçok şey tarihte kaiır.
Bunlan bazen ortaya çıkarmak,
iç poiitik kazammlara yönelik-
tir. Yoksa Ermenistan'ın su an-
ki yönetim düzeyinde, bu konu-
lar kesinlikle birind öoceBkli de-
ğildir."
Radikal milliyetçi Taşnakşut-
yun Partisi'nin giderek güç ka-
zanıp kazanmadığuu, Petros-
yan'ın bu partiye göz kırpıp
kırpmadığını sorduğumuzda da
Karamanoukian, "Hayır, kesin-
likle hayu. Ermeni Ulusal Ha-
reketi varken, şu an için burada
kimse iktidara gelemez. Petros-
yan gerçekten de çok güçlii. O,
Ermeni Ulusal Hareketi'nin es-
ki lideri. Harekete zarar gelme-
sini istemez. Bazı iç poiitik ma-
nevralan geneDeştirmemek gere-
kiyor" karşılığını veriyor.
Erivan'da edindiğimiz izle-
nim, Levon Ter Petrosyan'ın en
büyük rakibi olarak Taşnakşut-
yun'dan bir adayın değil, Başba-
kan Vazgen Manukyan'uı sivril-
diği şeklinde. Bu konuda yöne-
tim çevreleri genellikle suskun
bir tavır takmıyorlar. Petrosyan
ile Manukyan arasındaki çekiş-
me, birçok alanda kendisini gös-
teriyor. Bunlann başında da
Manukyan'ın daha refonncu bir
tutum izlemesi ve Petrosyan'ı
milliyetçiliğe aşın taviz vermekle
suçlaması geliyor.
Erivan'da konuştuğumuz bir-
çok gazeteci, Petrosyan Ue Ma-
nukyan arasındaki görilş aynlık-
lannı doğruluyor. Şimdi Rusya
Federasyonu'nun haber ajansı
olan Novosti'nin Erivan bü-
ro şefi Avet Demuryan, bu ko-
nuda, "Bir çekişme otduğu dog-
ru, ancak ibre Petrosyan'dan ya-
na. Petrosyan daha gerçekçi
adımlar atıyor" diyor.
YARIM: Sokaktaki
adan ne diyor?
ÂPden Türkiye'ye
PKK imam öldürdü
Çalışkanlar köyüne baskın yapan PKK'lı
teröristler köy imamı Abdullah Kaya'yı
öldürdü. Kurtalan ilçesi kaymakamının evine
roketatarlı saldırıda bulunuldu.
DtYARBAKm/SttRT (Cum-
buriyet) — Diyarbakır'm Çün-
güş ilçesi Ue Batman arasında
bulunan Çalışkanlar köyune
baskın düzenleyen PKK'lı terö-
ristler köy imamı Abdullah Ka-
ya'yı öldürdü. Siirt'in Kurtalan
üçesi kaymakamı Ismail Fırat-
ın konutuna da roketatarlı sal-
dırıda bulunuldu.
Çalışkanlar köyüne dün sa-
bah gelen bir grup terörist kö-
yün imamı Abdullah Kaya'yı
evinden çıkardıktan sonra oto-
matik silahlarla kurşuna dizdi-
ler. Kaçan teröristlerin yakalan-
ması için bolgede operasyonla-
ra başlandı.
öte yandan Şırnak'ın ku-sal
kesiminde bir askeri araç terö-
ristlerin saldınsına uğradı. Yol
kenarına pusu kuran teröristle-
rin açtığı ateşe güvenlik güçleri
de karşüık veıdi. Dün saat 10.00
sıralannda başlayan çatışmanm
halen sürdüğü, Uk belirlemele-
re göre üç erin yaralandığı, bir
PKK'hnın da ölü ele geçirUdiği-
bUdirildi.
Bu arada Siirt'in Kurtalan
Kaymakamı tsmail Fırat'ın ko-
nutuna önceki gece PKK miü-
tanlan tarafından roketatarlı
saldın düzenlendi. ölen ve ya-
ralanan olmayan olay sırasında
kaymakamlık konutuna bir ro-
ketatar mermisinin isabet ettiği
ve hafif hasar meydana geldiği
öğrenildi. Teröristler daha son-
ra olay yerine gelen güvenlik
güçleriyle çatışmaya girdUer. 10
dakika süren çatışmanm ardın-
dan gecenin de karanlığından
yararlanarak kaçan teröristlerin
yakalanabilmesi için operasyon
başlatıldı.
(Baştarafı 1. Sayfada)
AT Dışişleri Bakanlan Toplantı-
sı'ndaise 11 ATbakanı, Yunanis-
tan'ı ikna ederek, Türkiye'ye
karşı izlenecek politika konu-
sunda "ortak tutum" belirlen-
mesini sağladılar.
Bu uzlaşmaya uygun 12 üye-
nin "ortak tutumu" olarak be-
nimsenen metinde, Atina'nm ile-
ri sürdüğü istekler geniş çapta
kabul gördü. Buna karşüık, Yu-
nanhlar Ankara'ya karşı, AT
içinde, Paris'teki Yümaz-Mitso-
takis göriişmesi sonrası yeni bir
sözlü saldmya geçmekten vaz-
geçti
12'ler adına, donem başkanı
Hollanda Dışişleri Bakanı Hans
Van Den Broek'in okuduğu söz
konusu AT "ortak tutum" met-
ni özetle şu noktalara yer verdi:
1- Topluluk "Türkiye ile iliş-
kileri süüaşürma" şeklinde bir
irade beyanında bulundu. Kör-
fez savaşı ve Ortadoğu'daki ge-
lişmelerle, Orta ve Doğu Avru-
pa'daki son gelişmeler yüzünden
Türkiye Ue Topluluk arasındaki
ilişkilerin daha da yoğunlaştınl-
ması gereği vurgulandı.
2- Türkiye Ue Topluluğun üye-
leri arasındaki iyi komşuluk iliş-
kilerine verilen öneme işaret edi-
lerek üstü kapalı biçimde, An-
kara'nın Yunanistan'la iyi kom-
şuluk ilişkilerine daha fazla
önem vermesi gerektiği anımsa-
tüdı.
3- Avrupa Komisyonu'nun,
Türkiye'nin 1987'de yaptığı tam
üyelik başvurusuna verilen ya-
nıttan sonra getirdiği ve karşüık-
lı UişkUeri iyileştirme amacına
dönük öneriler paketinin henüz
inceleme aşamasuıda olduğu be-
lirtUdi. Gerçekte Yunanistan,
Kıbns sorununu Ueri sürerek
"Matntes paketi" olarak adlan-
dırılan bu öneriler paketini sü-
rekli olarak engelledi.
4- Bu noktaya değindUcten he-
men sonra Hollanda Dışişleri
Bakanı Van Den Broek, Toplu-
luğun Kıbns konusundaki tutu-
munu birkaç kez Dstüne vura
vura dile getiidi. Böylece, 12 üye
arasında bakanlar düzeyinde
sağlanan ortak tutumun, Ati-
na'mn bu konudaki talepleri bü-
yük ölçüde tatmin edilmek su-
retiyle gerçekleştiği ortaya çıktı.
5- Türkiye'de insan haklan ih-
lalleri konusunda Yunanistan
1
ın toplantı öncesinde getirdiği
talepler genel ifadelerle ortak
metinde yer aldı. Bu konunun
daha birçok konuyla birlikte ak-
şam yemeğinde serbestçe ele alı-
nacağı söylendi.
Samaras memnun
Yunan Dışişleri Bakanı Sama-
ras, dün sabah gerçekleştirilen
AT Dışişleri Bakanlan Toplantı-
sı sonrası basına yaptığı açıkla-
mada, Atina'nın, Kıbns konu-
sunun ortak metninde bu kadar
büyük açıkhkla yer almasından
duyduğu memnunluğu ifade et-
ti. Ortak AT metninde, Kıbns ko-
nusunda "Dublin Dorugu"na
doğrudan atıf yapılmadan AF-
nin takındığı tutuma değinildi.
BASARININ SJMGESI
ODAK
DERSANESI
> KIAFTA IÇI KURSLARı 8 EKIM'DE BAŞLıYOR.
> H A R A SONU ÖĞLEN KURSLARı IÇIN
SON 3 SıNıFA KAYıT YAPıLMAKTADıR.
> SABAH KAYITLARIMIZ DOLMUŞTUR.
Odak Dersanesi gösterilen ilgiye teşekkür
eder, tiim öğrencilerimize başanlar diler.
Bakırköy
B.Çekmece
SUİVTİ
Kırmızı Şebboy Sok. No. 7
Cami Sok. No.9
Piripafa Mah. Vakkas Sokak No. 33
Tel: 572 23 03 - 542 04 13
Tol: (9-186) 341 63 - 365 40
Tol: (9-18 87)49 23
MEHMET GULEDYUZ
Yöneüraindc
RESİM ÇALIŞMALARI
3 Ekim'den itibaren
Her hafta Perşembe ve Cuma günleri
Bilsak :143 28 79 - 143 28 99
K A D I K Ö Y
SÜRKUR
SÜRÜCÜ
KURSU
Devreler:
Hafta Sonu: 5 Ekim
Hafta Içı: 7EKım
(Sabah-AKsam)
KADIKÖY
(Söğütlüçeşme Camiı yanı)
Tel 34918 24^360206-33602 79
YUNANCA İLE
TANISAUM
BİLAR'da
Yunanca I. Yunanca II semınerieri
7 Ekim 1991 'den itibaren
Koyrtlar başlamiftır!
iaJUI AŞ. İlk Beledıye Cad Kûçûk
Tûnel Han 5/5 TüneMstanbul
Tel: 149 42 66
YUZYUZE
AtiUâ Dorsay
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeti gönderflmez.
ÖZGÜRLEŞME
EYLEMt: KÖY
ENSTİTÜLERİ
Mehmet Başaran
8.000 üra (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
ödenteli gönderilmez.
1990 Dublin Doruğu'nda Kıbns
konusunun Türkiye Ue Topluluk
arasındaki ilişkileri olumsuz et-
kilediği belirtiüyordu. Hollanda
Dışişleri Bakanı'nın dünkü Or-
taklık Konseyi'nde okuduğu ve
ATnin benimsediği ortak tutum
belgesinde Kıbns konusu aynen
şu şekilde yer aldı:
"AT Dorugu Kıbns konusnııu
ele aldı|ı zaman, toplumlar ara-
sı diyalogda içine düşulen çık-
mazdan derin eMÜşeİerini dile
getirerek ve BM kararianna ıy-
gun olarak Kıbns'ın birliti, ba-
gım&iTİıgı, egemenligi ve toprak
bütiiBİflğune olan iaaacııu gtç-
li bir şekflde vurgulanuşti. Kıb-
ns sorununun «ynı zamanda
Avrupa Topiuluğu'yla Tirkiye
Uişkilerini olumsuz etkileditini
belirten AT Dornfn, Kıbns so-
rununa kaba bir çözfim buima-
yı amaçlayan, BM Genel Sekre-
teri'nin gözethninde yapılan ve
Güvenlik Konseyi'nin 649 nu-
marafa karanyla da güç kazanan
toplumlar arası müzakerelerin
öntindeki engeBerin kaldınlması
gerektigine deginnuşti. Bu dek-
larasyon tam anlanuyla gecerli-
Ugini muhafaza etmektedir."
Brüksel'deki bazı gözlemciler,
1990 Dubün Doruğu pozisyonu
Ue yetinen Yunanistan'm, Anka-
ra'ya karşı yeni bir saldınya geç-
memek suretiyle, Paris'ten son-
ra bir kez daha "uziaşma isteyen
taraT' görünümü varatmayı um-
duğunu kaydetti.
Bu arada dün toplanan ve AT
Ulkeleri dışişleri bakanlanyla
Türk Dışişleri Bakanı Safa Gi-
rayı aynı masa etrafmda bir ara-
ya getiren "Ortaklık Konseyi"
1986 yıhndan beri toplanamı-
yordu. Türk delegasyonuna ya-
kın kaynaklar, "tüm AT iilkele-
rinin Türkiye-AT Ortaklık Kon-
seyi'nde 'tek ses'le konuşmaya
karar vermesmin Ankara açısuı-
dan olumİD bir geüşme olduğu-
nu" ifade etti. Aynı kaynaklar,
"Türkiye'nin AT Ue Kıbns ko-
nusunda aynı görüşü parlaşma-
dıgı, ancak bu noktanın görüş-
meyi engellememesi gerektiği"
üstünde durdu.
Nitekim Dışişleri Bakanı Sa-
fa Giray, Ortakhk Konseyi'nde
yaptığı konuşmada, Kıbns ko-
nusunda Türkiye'nin görüşleri-
ni tekrarladı ve bu görüş aynh-
ğının ilişkilerin gelişmesini en-
gellememesi gerektiğini sözleri-
ne ekledi. Bakan Giray, Türki-
ye'nin de BM Güvenlik Konseyi
649 No'lu karanna uygun olarak
sorunun çözülmesinden yana ol-
duğunu benimsemekle birlikte
Kıbns sorunuyla AFTürkiye iliş-
kileri arasında baglantı kurul-
masına karşı olduğunu beUrtti.
1988'de Lüksemburg'da yapıl-
ması gercken Ortaklık Konseyi,
söz konusu görüş aynlığının
ATce vurgulanmak istenmesi
yüzünden gerçekleşememişti.
Bu yaklaşım, Ankara'nın
ATyle olan flişkilerinde eskiye
oranla önemli bir "yenilik" ola-
rak nitelendi.
CO7T.FM
UĞURMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
cezası' getiriliyor.
Ve yasanın geçid birinci maddesiyle de altın ve döviz ka-
çakçııığı sanıkları affediliyor ve kaçakçılık suçu sanık ve hü-
kümlülerinin cezaevterinden hemen salıverilmeleri sağla-
nıyor:
— Bu kanunun yürürfüğe girdiği tarihte 1567 sayrtı kanu-
na muheüefetton doteyt tututdu ve hûkümlü otenlar derhal tah-
liye edilir.
5 Haziran 1985 günü 'Kaçakçılığtn Men ve Takibi Hakkın-
daki Vfesa'nın 27. maddesi değiştirilerek 'hayali ihracaaf sa-
nık ve hükümlüleri de affedndı.
Bu yasanın geçici 1. maddesi de şöyleydi:
— Bu suçlardan tutuklu ve hükûmlû olanlar derhal tahli-
ye edilir ve mahkûmiyet hükûmleri infaz edilmez ve kanuni
neticeleri ortadan kalkar.
Altın, döviz ve gümrük kaçakçılığı sanıklan mahkemeier-
den ve cezaevterinden paçalarını kurtarmışlardı, ancak bu
davalar nedeniyle yurtdışına çıkamıyorlardı. Kaçakçı sanık-
lanna birer de pasaport gerekliydi.
Bunun da yolu bulunmuş; bu yasalar çıkanlmadan önce
Pasaport Yasası'nın 22. maddesi de değiştirilmisti.
ANAP hükümetinin Pasaport Yasası'nın 22. maddesirv
de yaptığı 20 Kasım 1984 günlü değişiklikle Türk Parasının
Kıyrnetini Koruma, Gümrük Yasası ve Kacakçılığın Men ve
Takibine Dair Yasa nedeniyle yargılananlar ile ilgili pasa-
port yasakJan kaldınlmıştı.
Bizler 0 günlerde, İstanbul Barosu'nun eski başkanı Or-
han Apaydın'a ve Kurtuluş Savaşımızın türkülerini yaşatan
Ruhi Su'ya pasaport alabilmek için çalmadık kapı bırakmı-
yor, başvurduğumuz her kapı yüzlerimize kapatılıyordu.
Orhan Apaydın ve Ruhi Su ölmek üzereydiler. Pasaport
alınabilseydi, yurtdışındaki sağlık merkezlerinde ameliyat
otacaklardı.
Apaydın ve Ruhi Su'dan ölüm doşeklerinde bile pasaport
esirgenirken attın kaçakçılığı, döviz kaçakçılığı, gümrük ka-
çakçılığı, silah kaçakçılığı, mermi kaçakçılığı, uyuşturucu
madde kaçakçılığı davalan sanıklan ile seks tacirleri için var
olan yasaklann kaldırılmasında hiç duraksanmadı.
Pasaport Yasası'nda yapılan 28 Mayıs 1988 günlü deği-
şiklikle bütün bu suçlardan yargılananlara pasaport veril-
mesi olanağı sağlandı.
'Kaçakçılığı koruma ve kotlama harekâb' bununla da bit-
memişti. Sigara kaçakçıları 'üvey evlatlar1
mıydı?
Hayır; Tütûn Tekeli Vasası'nın 38, 41 ve 44. maddelerin-
de 28 Mayıs 1986 gün ve 3921 ve 5 Haziran 1985 günü ya-
pılan 3217 sayılı yasa değişiklikleri ile de sigara kaçakçıla-
rına af getirilmişti.
Peki, ya tekstil kaçakçılığı sanıklan? Ona da yol bulun-
muştur.
11 Nisan 1990 günlû İthalat Rejimi kararı ile Türkiye'ye
beş yaştan bûyûk tekstil makinelennin sokulması yasaklan-
mış; Bursa'da bu karara aykırı olarak 10 ve 20 yaşlanndaki
eski makineleri yurda sokan 49 sanayici hakkında kaçak-
çılık suçundan davalar açılmıştı.
Nasıl kapatıldı bu davalar?
31 Ocak 1991 günlü 91/1418 sayılı 'Ithalat rejimi karan'
na geçici madde eklenerek...
Ne diyor geçici madde?
— İthalat rejimi karanna ek 11 sayılı Ithalabn doğrudan tas-
vik edilen yatınm mailan HstesindekJ maddeterden bu kara-
nn yürvriûğe girdiği tarihe kadar gûmrûklere gelmiş olup gl-
riş manrfestosu tesdl edUenlerin yaş sınınna bakılmaksızın
kuUanıltrnş olarak ithetterine gümrük idarelerince izin veriUr.
Bu karar ile Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davalar
düşürüldü. Bununla da yetinilmedi. Bir adım daha atılarak
tekstil kaçakçılığı davalannda "ekspertiz raporu' vererek bi-
lirkişi olarak görev yapan Makine Mühendisleri Odası'nın
bu yetkileri, Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci tara-
fından 17 Agustos 1991 günü kaldınldı.
Hiçbir dönemde kaçakçılık bu kadar 'resmi himaye' gör-
medi. Hiçbir dönemde kaçakçılann yaranna böyle yasalar,
yasa gücünde kararnameter, tebliğler ve karariar çtkanlma-
dı.
İş bttirici 'ANAP liberalizminiri tçyüzü budur işte!
Galeri . Atölye 146 97 38
1 EKİM'DEN İTİBAREN
NEVİN ÇOKAY
Y Ö N E T İ M İ N D E
DESEN • YAdLIBOYA
Ç A L I Ş M A L A R I
1 EKİM'DEN İTİBAREN
MAHİR GOVEN
Y Ö N E T İ M İ N D E
DESEN • YAĞLIBOYA
Ç A L I Ş M A L A R I
T E L : 1 3 2 2 2 2 2 T E L : 3 6 0 6 9 1 0
CIZGI
TC MOU UffMhtTML'İ- Cam. Zat VaG>* f
% K
\