Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 EKİM 1991
îlSflyıgmn Artiııılıtıag
Ülkemizde il sayısı arttınlırken bunun yeni bir teknolojinin uygulanması ya
da kaynakların daha etkili kullanılması amacıyla yapıldığını söylemek
olanaklı değildir. Yeni iller kurulurken Türkiye'nin yönetsel bölünmesinde
yeni bir anlayışla değişiklik yapılması, yeni ölçütler kullanılarak il
sisteminin iyileştirilmesi söz konusu değildir.
Doç. Dr. AYKUT POLATOĞLU ODTÜ Kamu Yönetimi Bölümü
195O'li yıllarda Nevşehir ve Adıyaman ille-
rinin eklenmesiyle 67'ye çıkan il sayısının ara-
dan yaklaşık 30 sene geçtikten sonra siyasi ik-
tidar tarafından yeniden arttırıldığına şahit
olmaktayız. Son olarak il yapılan Bartın örne-
ği ve siyasi iktıdar yetkililerinin beyanları göz
önüne almdığında il sav ısının daha da artacağı
anlaşılmaktadır. İl sa>ısının arttırılma gerek-
çesi olarak bir taraftan gelişen Türkiye"de il
sayısının artması doğaldır biciminde beyan-
larla sayının artmasının, gelişmenin gösterge-
lerinden biri olduğu vurgulanırken, öte yan-
dan günün başbakanı ihtiyaç oldukça illerin
sayısı arttırılacaktır beyanatı ile sayının art-
masının bir gerekşinimden kaynaklandığını
ileri sürmektedir. İl sayısının arttınlmasının
gerekliliğini savunan bu gerekçelerin doğru-
luk payı ya da gerçek anlamı nedir''
İl sayısının arUırılması toplumsal gelişme-
nin, kalkınmanın göstergelerinden bir tanesi
midir? Gelişme ya da kalkınma kavramı bir
önceki döneme oranla. daha yeni teknolojik
olanaklar ya da yöntemlerle kaynaklurın daha
ussal kullanımı ve kamu hizmetlerinin daha
etkili sunulmasını çağrıştırmaktadır. Ülke-
mizde il sayısı arttırılırken bunun yeni bir tek-
nolojinin uygulanması ya da kaynakların
daha etkili kullanılması amacıyla yapıldığını
söylemek olanaklı değildir. Yeni iller kurulur-
ken Türkiye'nin yönetsel bölünmesinde yeni
bir anlayışla değişiklik yapılması, yeni ölçütler
kullanılarak il sisteminin iyileştirilmesi söz ko-
nusu değildir. Yalnızca var olan illerin bazıları
siyasi iktidarın isteği sonucu küçültülmekte ve
yeni iller kurulmaktadır. Yeni bir teknoloji ya
da yöntem kullanılması söz konusu değildir.
Bu biçimde arttırılan il sayısı kamu hizmetleri-
nin sunulmasında ulusal kaynakların daha us-
sal kullanımı sonucunu doğurur mu sorusuna
verilecek yanıt ise büyük bir hayır olacaktır.
Yeni il kurulması. kamu kesiminin yeni örgüt
birimleri kurması, yeni personel atamalan
yapmasmı gerektirmekte. kısaca cari har-
camaları arttırmaktadır. Bir başka deyişle
kamu kesimi bir önceki dönemde sunduğu ay-
nı hizmeti daha çok sayıda personel ve kaynak
kullanarak sunmaktadır. Hizmetin kalite ve
kantitesinin artması >a da ussal kaynak kulla-
nımından söz etmek bu anlamda olanaklı de-
ğildir.
İl sayısının arttırılması kamu hizmetlerinin
kalite ve kantitesini arttırmak gereksinimin-
den mi kaynaklanmaktadır? Bunu ileri sür-
mek ve savunmak da olanaklı değildir. Her
şeyden önce 1940'h yıllardan bu yana yapılan
araştırmaların çoğu, mevcut illerin kamu hiz-
metlerinin etkili bir biçimde sunulmasına ola-
nak tanımayacak büyüklükte olduğunu ileri
sürmüşlerdir. Bu araştırmaların önemh' bir bö-
lümü ij sayısının arttınlması değil azaltılması
ya da illerin alanlarının büyütülmesini öner-
mektedirler. Bu tür araştırmaların dışında uy-
gulamaya baktığımızda, uygulamanm da îl-
lerin alanlannın büyütülmesini destekler yön-
de olduğunu söyleyebiliriz. 1950'li yıllardan
beri giderek artan sayıda merkezi hükümet
kuruluşunun, taşra örgütlenmesini. illeri
gruplandırarak oluşturduklan bölge düzeyin-
de gerçekleştırdiklerini görmekteyiz. Bir baş-
ka deyişle kamu örgütleri, illeri. hizmetin etkili
sunulabilmesi açısından küçük yönetsel birim-
ler olarak görmektedirler. Bugünkü yapıda 22
merkezi hükümet kuruluşunun taşra örgütlen-
mesini bölge düzeyinde gerçekleştirdiğini gör-
mekteyiz. Oyleyse yeni illerin kurulması kamu
hizmetlerinin daha iyi sunulması ya da ulusal
kaynaklann daha ussal kullanılması gibi ge-
reksinimlerden kay naklanmamaktadır.
Türkiye bu bağlamda öteki ülkelerden
farklı bir yaklaşım içindedir. Öteki ülkelenn
deneyimlerine baktığımızda onların yönelsel
birimlerini büyütme çabası içinde olduğunu
görmekteyiz. Hizmetin en etkili bir biçimde
sunulabilmesi için optimum büyüklük ne ol-
malıdır arayışı içinde bu ülkeler idari birimle-
rini büyütmektedirler. Bizde ise tam tersi bir
anlayışla esasen küçük olan birimler daha da
küçülmektedir.
Durum böyleyse, ulusal kaynaklann daha
ussal kullanımı ya da kamu hizmetlerinin da-
ha etkili sunulması için duyulan bir gerekşi-
nimden ka\naklanmayan bu olgunun teme-
linde yatan'asıl neden nedir? Bu soruya yanıt
vermeden ülkemizde illerin anayasalanmızda
belirtilen ussal ölçütlere göre kurulmuş olmak-
tan çok tarihsel bir oluşuma ve geleneklere da-
yandığını ve zaman içinde nüfusu artarak il
merkezini geçen ilçelerin il statüsüne kavuş-
mak için siyasi iktidarlara baskı yaptıklarını
belirtelim. Herhangi bir ilçeye il statüsü veril-
diğinde orada merkezi hükümetin yeni taşra
örgütleri kurulacak. yeni kamu görevlileri ata-
nacak, yeni bir il özel idaresi kurulması sonucu
yeni birtakım mali kaynaklar tahsis edilecek
ve dolayısıvla ekonomik etkinlik artacaktır.
Bu avantajları nedeniyle pek çok sayıda ilçe il
olabılmek için siyasal iktıdara baskı yapmak-
tadırlar. Özellikle son yıllarda bazı küçük ilçe-
lerin bile il yapılmaları sonucu bu tür baskılar
daha da artmıştır. Bu bağlamda bir ilçenin il
yapılması o yörede yaşayanların siyasal ikti-
dara daha sıcak bakmalan sonucunu doğura-
bilir. Yaklaşan seçimler göz önüne alındığında
siyasi iktidann belirli bir o\ potansivelini ken-
di tarafına çekebilmek için pekçok ilçeye il
olacaklan sözünü vermesi doğaldır. Burada
vurgulanması gereken nokta şudur; il sayısı-
nın arttınlmasının toplumsal bir gelişme so-
nucu ya da kamu hizmetlerinin daha iyi sunu-
labilmesi için duyulan birgereksinirnden daha
çok siyasi iktidann kendi siyasal ihtiyaçlan ve
çıkarlan için yapılmakta olduğudur. Makro
açıdan bakıldığında il sayısının arttırılması
ulusal kaynakların israf edilmesinden başka
bir şey değildir.
ARADABIR
FAKIR BAYKLRT
Aydınca Dik
1950 seçimleriyle "27 yıllık baskıcı CHP yönetimi" devrildi.
"Şöyle bir rahat soluk alalım..' demeye kalmadı, sonrası daha
beter gitmeye başladı. Gene aydınlar izleniyor, kalabalık grup-
lar halınde tutuklanıyor; dergiler, gazeteler yasaklanıyor. Gene
devlet daırelerinde tanıdıksız iş görülmüyor. Hem de eskisinden
beter el etek opülüyor.
Kimi işler daha da kötüleşti. Gelir gelmez ezanın Türkçesini
atp Arapçasını getirdiler. Okullarda din derslerıni genişlettiler.
Büyük çoğunluk ayırdında değil. Dımyat'a pirınce giderken
evdeki bulgurdan oluyorduk..
Kavacık ta öğretmenliğimi sürdürürken, Istanbul'dan Peride
Celâl'in gönderdiğı gazeteleri ıcığinecıcığınakadarokuyordum.
Birden. yeni Cumhurbaşkanı Bayar'ın verdiği bir kabul res-
minde, kendısıni yeni mılletvekilleriyle tanışırken gösteren re-
simlerden biri, beni olağanüstü etkiledı. DP listesinden bağımsız
olarak seçilen Muğla Milletvekilı Nadir Nadinin devlet başkanı
Önünde duruşunun resmı..
Gerçekte bir olağanüstülük yoktu ortada. Çoğunluğun eğilen.
bükülen. hatta daha da eğilip el öpen, vıcık vıcık tavrı yanında
"olağanüstü" oluyordu. Cumhuriyet başyazannı tanımadığım
gibi, daha önce resminı de görmedım sanınm. Ya fotoğraf öyle
gösteriyor, ya da gerçekten öyle; Celâl Bayar'dan daha boylu,
nerdeyse pehlivan yapılı. yayla insanı, oldukça da yakışıklı. Uy-
garca giyinmiş, gelmiş Cumhurbaşkanının önüne, tokalaşıyor.
Ciddi bir güleryüzlülük içinde. aydınca dik. Hatta geçip gıdecek
bir ivme gösteriyor.. Buna karşılık Bayar eğiliyor hafifçe. Poz
poz resimler. Kendine eğilen bükülen obür millervekilleri önün-
de öyle değil de Nadir Nadı'nın önünde eçjiliyor hafrf..
Yaşım 21; Tonguç'u, Yücel'i görmüşüm, konuşmuşum hatta;
Enstitü'de iyi öğretmenlerim olmuş; bir Ankara, bir istanbul
gezisi yapmış, Dıno'yu, Günyol'u tanımışım; gene de uzak dağ
köyünde boylesine örnekler arıyorum kendime. Düşüncemde
Tonguç'tan Günyola, iyi kumaştan aydınlar sıralansın. Onlara
baka baka kendime doğru dürüst bir yaşam düşünüp bunu ger-
çekleştirme yolunda ölesiye, dûşesiye calışayım.
Gazetedekı resmı kesip bir kartonun üstüne yapıştırdım,
astım odamın duvanna.. Cumhuriyet'ın daha dikkatli izleyicisi
oldum.
Ondan sonraki yıllarda Nadir Nadi'yi yüzcek de tanıyacaktım.
Çok sık değil, ara sıra görecektım, hatta baş başa oturup ko-
nuşacaktık. Benimle konuşurken de dikti. Bilmeyen, anlamayan,
kasılıyor sanabilir. Devlet başkanının önünde öyle duran adam,
tıpkı yazarlığındaki, başyazarlığındaki gibi, her durumda, her
zaman "tırtarlılık' gösteriyordu. Nasıl başlamışsa öyle götürü-
yordu; kolay değildir. Bir de doğa yasaları var, bir yaştan sonra
olumsuz'a işler. Elliye, altmışa kadar iyi götürürsün de ötesinde
(Arkast 14. Sayfada)
TÜRK EĞİTİM VAKFI
YURT DIŞINDA YÜKSEK LİSANS
(MASTER) ÖĞRENİMİ İÇİN
BURSLAR VERECEKTIR
TUrk Egitim Vakfı 1992-1993 öğretira yılıtıda ABD ve Avrupa ül-
kelerinde Yüksek Lisans (Master) öğrenimi için burs verecektir;
a) Ingiliz hükümeti ile Türk Eğitim Vakfı'nın müşterek vereceği
burslara; Elektrik-Elektronik, Bilgisayar, Endüstri, Çevre Mühen-
disliği ile Ekonomi ve Siyaset Bilitni ve Uluslararası ilişkiler dalla-
rında öğrenim yapanlar,
b) Işletme Yönetimi, Milletlerarası Finans ve Ticaret Hukuku ile
Radyo-Televızyon dallannda verilecek burslara; lktisat, Hukuk, Mü-
hendislik ve Radyo-Televizyon dallannda öğrenim yapanlar,
c) Geleneksel Türk El Sanatlarının Muhafazası ve Restorasyonu
(Resim Restorasyonu dahil), Muzecilik, Kütüphanecilik, Şan ve Opera
dallannda verilecek burslara; bu dallarda öğrenim yapanlar,
başvurabilirler.
AOAYLARIN:
a) T.C. vatandaşı olmaları ve 30 yaşından büyük olmamalan (1961
doğumlular da muracaat edebilir),
b) Yukarda belirtilen dallarda eğitim yapan universite veya yük-
sek okullardan 4 üzerinden en az 3, 10 Uzerinden en az 7,3 not orta-
laması ile mezun olmalan (son sınıf öğrencîleri aday olabilırler),
c) öğrenim göreceği ulkenin dilini yüksek lisans öğrenimini sür-
dürecek düzeyde bilmeleri,
d) Yurt dışında öğrenim yapmak için gerekli maddi imkâıu olma-
dığını belgelemeleri,
şereklidir.
ÖNEMLİ NOT:
Yukardaki ön koşullan tasıyan isteklilerin hangi dalı tercih ettiği-
ni belirterek "Yurt Dıjı Burslan Hakkındaki Tamamlayıcı Bilgiler"
ile "Muracaat" formlannı en geç 11 Ekim 1991 Cuma gününe ka-
dar Türk Eğitim Vakfı'ndan almalan veya mektupla istemeleri ge-
rekmektedir.
ADRES: TÜRK ECİTtM VAKFI Egiüm-Mudürlügu Bü)ükdere Cad-
desi TEV-Kocabaş Işham No: 111 Kat:8 80300/Gayretlepe/
İSTANBUL
AHMET UU
HASR I
SAOIK GÛRBUZ
SALTUK PLAKTAN
2 YENİ KASET
Saltuk Plak ve Kasetçtlık Sar. ve Tc. A.Ş.
I.M.Ç. / 6.BJok >0.6617 Unkapanı- İBBfibulTel:513 7369
SENİ UNUTMAYACAĞIZ
Gitti vadesiz, gencecikken
Yiğitken, güzelken, incecikken
ölüm, adın kalîeş olsun
Dr. KUDRET GÜRBÜZ
(1957-1991)
Erhan Emel> Mustafa Şenynrt, Olcay Emel, Hasan
Ogan, Kemalettin Şişli, Seza (Bilfin) Artunkal,
Hikmet Beşta«, Rflştti Sungur, M.Ali Ediboğlu,
Mihriban Ankan, Ümit Arıkan, Mehtap (Kulaş)
Şişman, Eain Tuncay.
BAŞSAĞUĞI
Sendikamız eski Genel Başkanı
tlhan Dalkılıç'ın annesi
KADRİYE DALKHJÇ'm
vefatından duyulan acıyı paylaşır;
merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli
ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
OTOMOBİI^tŞ SENDÎKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU
PENCERE
Karmaşık ve Saydam!..
Karmaşık'...
Neden?
Seçim yasasının adı kondu: Rus ruletiL Tam bir kumarL 12
Eylül'ün son partisinin son marifeti!.. Buyüzden her şey karmaşık
ve karışık görünüyor.
ANAP'ın amacı da buydu, iktidara ahtapot gibi yapıştı; bulanık
suda balık avlamak istiyor.
Askeri faşizmden miras aldığı yönetimini sürdürmek için
ANAP seçim yasalannı on bir kez kesip biçmiş, halk tabanındaki
azınlığını Meclis çoğunluğunadönüştürmüştü. Şimdi 12 Eylül dü-
zenini 21'inci yüzyıla taşımak için eiinden geleni ardına koymu-
yor.
Halkın yüzde 80'i iktidann karşısında..
Yine de kâr etmiyor.
•
"Istikrar!.."
Sorumsuz Cumhurbaşkanı Özal ANAP'tan yana seçim propa-
gandasına sıvandı.
Diyorki
"-Istikrarı bozmaym!.."
Hangi istıkrarı?
Sokaklarında bekçi. jandarma, profesör. gazeteci. general ve
her katmandan yurttaşın sinek gibi avlandığı bir ülkede istikrar-
dan söz açmak aymazlık değil mi?
Yüzde 70lere varan enflasyonun azgın dalgalarında boğulan
yurttaşa diyorsun ki:
-Istikrarı koru!..
Halkın yüzde 80'ini karşısına almış bir iktidarın reklamını ana-
yasayı çiğneyerek sürdüren Cumhurbaşkanı. hem devletin hem
oğlu Ahmet'in televizyonunda "istikrar'dan soz açıyor. 20 Ekim
seçimınden sonra da yüzde 20'yle ülkeyi yönetmeye kalkışırsa
ortalık allak bullak olacaktır.
Türkiye'nin gündeminde boylesine 'ham hayal'in yeri yok...
Ancak adaletli bir seçımle oluşacak geniş tabanlı bir siyasal
iktidar "ıstikrar"\ sağlayabılır
Saydam!..
Hem de pırıl pırıl, akvaryum ışıltısında, berrak ve "görüş me-
safesi" 21'inci yüzyıl...
Türkiye'de demokrasi çağdaş anlamıyla kurulacaksa 12 Ey-
lül'ün hukuk düzeni değiştirilmelidir. Yargıç güvencesi, üniversi-
te özerkliği, fikir özgürlüğü sağlanmalı, işkence ve zulme karşı
gerekli hukuk onlemleri alınmalıdır. Banka kesıminde grev yasa-
ğını sürdüren, bir buçuk milyon memur ve öğretmeni sendikasız-
laştıran, Terörle Mücadele Kanunu'nda en temel insan haklarını
çiğneyen. işçi sendikalarıyla siyasal partilerın doğal ilişkilehni
ağır yasaklann çemberinde boğan bir düzene demokrasi dene-
mez.
20 Ekim 1991 seçimlerinde Anadolu halkı demokrasıye layık
olduğunu kanıtlayabilecek midir?..
Eğer tutucu iktidann televizyon tekelme. seçim yasasındaki
oyunlarına, devlet gücünü yurttaşa karşı kullanmasına karşın
halk seçim sandığında demokrasiye oy verirse, Türkiye 21'inci
yüzyıla alnı açık girebilecektir.
•
özgürlüğü cebinde Amerikan Doları tasımak ve köşeyi dön-
mek sanan ufuksuzluğun siyasal komisyoncularınısandıktatasfi-
ye etmek için ne yapmalı?
Yanıt karmaşık değil..
Saydam.
20 Ekim 1991 seçimlerinde sağ ile sol hesaplaşmıyor.
Sağ ile sağ. sol ile sol çekişiyor.
"12 Eylül'ün son partisi" bu çekismenin karmaşık sonuçlarına
umudunu bağlamıştır. Hesap şudur: Sol solu yiyecek, sağ ile sağ
didişecek. halkın iradesi parçalanıp bölünerek unufak olacak; sc-
nuçta ortaya çıkacak kargaşada Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde
oturan özal a manevra olanakları doğacak. parsellenmiş parla-
mentoda Çankaya'nın içine katıldığı koalisyon oyunlarını sürdü-
r©C6K...
"12 Eylül'ün son partisi"ni tasfiye etmek için sağda tek, solda
tek partide oylan toplamak, Türkiye üstüne oynanan oyunu boşa
çıkarmak için tek yoldur.
BAŞSAĞUĞI
YEDPA Şantiyemiz Proje Müdürü Mustafa Haldun
Evsine'nin ağabeyi, şirketimiz muhasebe elemanlarından
HASAN ENDER EVSİNE'yi
29.9.1991 gecesi kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü
içindeyiz. Arkadaşımız ve ailesine başsağlığı dileriz.
YAPI MERKEZİ tNŞAAT ve SANAYİ AŞ
A.B.D., Almanya, Fransa, İsylçre, Avu*turya, Hollanda, ispanya,
Çekostovakya, Tarwan gibi ülkelerin. sektöre dunya çapında ege-
men dev kumluşlannın yanısıra, İnglltereve Karya'nın ülke standlan
ile yer aldığı... UluslararasıdüzeydekiTürkkuruluşlannın katılımı ile,
gerçek uluslararası nitelikte. hepsi birarada...
Alternatörler, ampeımetreler, aküler, merkezi kontrol sistemleri.
devre kesme cihazlan, bobinler, elektrik kablo boruları, kontaktörler,
kontrol ve otomasyon ekıpmanlan,kontrol panolan.konvertörler ve
invertörler, dedektörler, distribüsyon ekıpmanlan, elektrik ve elek-
tronik test ekıpmanlan, elektrikli emniyet ve alarm sistemleri, elek-
tromanyetik ekipmanlar, eletctromanyetik üniteler, enerji tasarruf
ekıpmanlan, arıza kontrol ekıpmanlan, sigortalar, jeneratörler, ızola-
törler, bağlano kutulan. enerji kablolan.regülatörter, röleler vokon-
vertörler, uzaktankumandaekipmanlan.güneşenerjisiekipmanlan,
şalterier, terminal kutulan, transformatörter, transmısyonekıpman-
lan. türbinler, kesintısiz güç kaynakları, voltmetreler, emniyet ve eği-
tim ekipmanlan gibi günümüz dünyasında hızla gelışmekte olan
elektrik ve etektronik konularında Türkiye pazarı için yeni birçok ürü-
nün ve en yeni teknolojilerin tüm sektör çeşıtleri ile prezante edildiği
ve yurdumuzda ilk kez lanse edilen ürunlerın yabancı katılımcılarının
Türkiye'de mümessillik ve distribüt5rlük vereceği Elektrık/Elektro-
nik'91 pazarlama potansiyeli, prezantasyon kalitesı, olağanüstü ka-
tılım kapsamı ile sektörünün nitelikli tek fuan.
Üstelik, Türkiye'deki tek amaca uygun ve her türlu modem altyapıya
sahip, dünya standartlanndaki tek özel fuar merkezinde.
4Istanbtd,UIuslaraıası Ekktrik ve
EIcktronîkMühcndisIi^EndüstrrvcIFuan
ELEKTPIK
ELEKTBONIK'91
2'OEKIJVL
EXHiBrnoNCENTER
ISDUMBUL HOION
Zivarct Saatleril200-20 00
PazarGtin&lZOO-l&OO
A&D