Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
'Sansür,
sürgün' davası
• ANKARA (UBA)—
Anayasa Mahkemesi
kamuoyunda "Sansür,
sürgün" kararnameleri
olarak adlandınlan 424 ve
42S sayıh kanun
hükmündeki
kararnamelerin iptali
istemiyJe SHP tarafrndan
açılan davayı görüşmeye
bugün devam edecek.
Mahkeme heyeti toplantıda
iptal davası açıldıktan sonra
çjkarılan ve 424-425 sayıh
KHK'lan önemli ölçüde
degişikliğe uğratan 430
sayılı KHK'nın meydana
getirdiği değişilik olup
olmadığırun belirlenmesi
amacıyla hazırlattırılan ek
raporu değerlendirecek.
•
Insan Hakları
Komisyonu
• ANKARA (AA) —
TBMM'de oluşturulmasına
karar verilen, "Insan
Haklarını Inceleme
Komisyonu"nun üyeleri bu
hafta belli olacak.
Komisyon, Başkanlık
Divanı'nın oluşmasmdan
sonra çalışmalanna
başlayacak. Komisyon, bir
başkan, iki başkanvekili,
bir kâtip, bir sözcü ve 16
da üye olmak üzere 21
kişiden oluşacak. Komisyon
Baskanı,
başkanvekillerinden birisi ve
kâtip ANAP'Iı üyeler
arasından seçilecek.
Başkanvekillerinden birisi
SHPIi, Komisyon Sözcüsü
ise DYP'li olacak.
Komisyonda, ANAP 13,
SHP 7, DYP 3
milletvekiliyle temsil
edilirken bir üye de
bağımsız milletvekilleri
arasından seçilecek.
Komisyon'da ANAP'a
düşen 13 uyelik için 43
milletvekili başvurada
bulundu. DYP Grubu ise
komisyon üyeliğıne îzmir
Milletvekili Akın Gönen,
Kahramanmaraş Milletvekili
Atilla Imamoğlu ve
Erzurum Milletvekili Ismail
Köse'yi seçfi. Siyasi
partilerın seçtikleri adaylar
daha sonra genel kurulun
onayına sunulacak.
ÖzaTın kabulü
• ANKARA (AA) —
Cumhurbaşkanı Turgut
özal, Italya'nın Torino
Itentinde düzenlenen
yarışmada piyano dalında
bîrinci olan piyariist
Kamerhan Turan'ı dün
Çankaya Köşkü'nde kabul
etti. Cumhurbaşkanı Tlırgut
özal, kabul sırasında
piyanist Turan'ın çalışmaian
hakkında bilgi aldı ve
sanatçı ile bir süre sohbet
etti. Niyet edip çalışıldıktan
sonra bütün meselelerin
hallolacağmı kaydeden
Cumhurbaşkanı, bu
gerçeğin siyaset dahil her
alan için geçerli olduğunu
söyledi. Yeteneği topraktan
çıkmış cevhere benzeten
Cumhurbaşkanı Özal,
"Tiraş edih'r, işlenirse ehnas,
pırlanta olur" dedi.
Bilkent işçileri
• ANKARA (AA) —
Bftkent Üniversitesi'nden
geçen hafta sonu işten
çıkarılan 190 işçi bugün
yeniden işbaşı yapmak
istedi. İşcileri ziyaret eden
HEP Milletvekili İbrahim
Aksoy, Bilkent Üniversitesi
rektörü Prof. Mithat Çoruh
ile görüştü. Dün sabah
Bilkent Üniversitesi
kampusuna gelen işçilerin
girişi jandarma tarafından
engellendi. İşçileri ziyaret
eden HEP Malatya
Milletvekili İbrahim Aksoy,
Tez-Koop-lş Ankara I.
Şube Başkanı Muhlis Karslı
ve lektör Mithat Çoruh ile
bir sOre görüştü. Rektör
Çoruh, işten çıkanlan
işçilerin universite vakfına
bağlı işyerlerinde istihdam
edibnesi için gerekli
girişimkri yapacağını
bildirdi.
Yılniazoılar
şansh
• BURSA (Camhuriyet
Borosu) — ANAP Bursa tl
örgütü'nün merkez ilçe
kongrelerinin hanrhğı
sürerken Mesut Yılmazcı
olarak bilinen Osmangazi
İlçe Başkanı Feridun
Pehlivan, il başkanlığı için
aday olduğunu açıkiadı.
Genel merkez yanlısı olarak
bilinen tl Başkanı Ziya
Hısımcıl ise yeniden
adayhğı konusunda henüz
açıklama yapmadı. Yılbaşı
öncesinde yapılan ilçe
köngrelerinde genel merkez
yanlılannın başarı
kazanmasına karşılık,
Mesut Yılmazcı olarak
tanınan delegelerin merkez
ilçelerde ağırlık kazandığı
belirtilerek Pehlivan'ın bu
tabanın oylanyla il
baskanlığına seçilme
şansuun yüksek olduğu
belfrtiliyor.
DYPlideriy hükümetin maden işçileriyle bir an önce anlaşmasını istedi
DemirelrBuişibitirinDemirel Sendika ve devlete bir görev
düşüyor: Bu işi bitirin! İşçilerin gözaltma
alınması gözdağıdır. Suçsuz insanlar gözaltma
alınırsa, kıyameti koparınz. Zonguldak işçisi,
sükûnet içinde hak arama yolundadır. İşçi
açtır, perişandır. Dondurucu soğuğun
zulmündedir. Devletin şefkati eksiktir.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- yal Güvenlik Bakanı tmren Ay-
rosu) — Maden işçilerinin yüriı-
yüşü nedeniyle DYP genel mer-
kezinde dün de hareketli bir gün
yaşandı. DYP Genel Başkanı
SiUeymao DemireJ bükümete ve
Genel Maden-lş Sendikası'na
"Bu işi aksamdan önce bitirin"
çağnsı yaptı. İşçilerin gözaltma
aünmasıru "gözdağı" olarak ni-
teleyen Demirel, "Suç işlememiş
insanian gözaltma aldıklan tak-
dirde de biz burada kıyamet
kopartıru" diye konuştu.
T)YP Genel Başkam Süley-
man Demirel, Çalışma ve Sos-
kut'un, maden işçilerinin Anka-
ra'ya doğru yürflmesini "Bıı bir
isyaodır" diye değerlendirerek,
arkasında Saddam Httseyin'in
olduğunu iddia etmesini "ayıp"
olarak niteledi. Demirel, şöyle
dedi:
"Fevkalade ayıp etmistir. Fev-
kalade dikkatsiz ve sornmsuz
bir beyandır. Hele arkasına bi-
risini koymaya kalkması. Zaten
gösteri hakkının anarşi veya is-
yan diye teiakki edilmesi, Türki-
yedeki rejimin ayak bağıdır.
Rejim ondan işlemiyor. Hak
HELİKOPTER NOTLARI
aramayı imkânsız haie getiriyor.
Adam hak aramaya kalktıgı za-
man, ya 'Anarşiye sebep oldun'
ya da 'Isyan ettin' diyorsunuz.
Masum masum hakkını anyor
adam, başka bir şey yapmamış.
Ne kınnıs ne dökmüş ne de yol-
lardan geçiimesine mani olmuş.
Aksine onun yolu kesflmiş, ama
devlete karşı en ufak bir şeyin
içine ginnemiştir."
İşçi açtır, perişandır
Demirel, dün TBMM'deki
odasında bir basın toplanüsı dü-
zenleyerek, maden işçilerinin yü-
rüyüşünü değerlendirdi. Yürii-
yüşün zor kış koşullan altında
gerçekleştirildiğini, yollarda gös-
teri yürüyüşünün yasaya aykırı
olmasına karşın maden işçileri-
nin yasanın yasakladığı duruma
düşmediğini anlatan Demirel
şöyle konuştu:
"Takdirje söyleyeyim ki Zon-
guldak işçisi hiçbir sıkıntıya se-
bep olmamıs, fevkalade sükûnet
içerisinde ve imrenilecek bir şe-
kilde bir hak arama \olunu.
haklı kalarak takip etmiştir. İş-
çi açtır, perişandır. Aksam olun-
ca da dondunıcu soguğun zul-
tniine maruz kalmıştır. Devlet
tarafından gösterilen gayretleri
hiçbir şekilde kâfı bulmuyorum.
Devletin şefkati eksiktir. İşçiye
yardımı önlemek için ledbirler
alınmıştır yollarda. Bu, hazin
bir durumdur. Devlet kendi va-
tandasına şefkat göstermeyip ki-
me gösterecek? Hak arayan bu
insanlann >ollarda, sanki Turki-
ye'nin düşmanlanvmış gibi mu-
ameleye tabi tutulmasını esefle
karsılıyonım. Karşüıklı itişip ka-
kışmaya gerek yoktur. Devlete
hiddet, htısumet yakışmaz.
tşçinin istediği ile devletin ver-
digi arasında. hemen bemen
MENGEN AYAKTA-Mengen halkı dönen madenci konvoyunu karsılamak için yeniden sokağa dökülmüşjü. (Foloğraf: Özgen Acar)
Madenci çamurlu yoldaÖZGEN ACAR
İlk bakışta asağıdaki görünüm, sanki pi-
yade desteğinde ilerleyen bir motorize tü-
men dar bir boğazda baskına uğramış gi-
biydi. Yüzlerce otobusün rengi hakiye bo-
yalı olsaydı, bu görüntü daha da inandı-
rıcı olacaktı.
Yüzlerce otobusün ve binlerce yayanın
yönu olayın kaderini gösteriyordu. Devlet
otoritesi karşısında "saygmlığı" seçen
Zonguldakk maden işçisi Ankara'ya değil,
Mengen'e donuyordu.
Ankara'dan öğle saatlerinde heükopter-
le hareket ettikten bir süre sonra pilotu-
muz aşırı sisten geri dönme karan bile al-
mıştı. Ancak, uçuş süresini biraz daha uza-
tıp sislerin geçit verdiği karlı tepeleri üze-
rimizde bırakarak vadilerin içinden E-5 yo-
Iuna ve Gerede'ye ulaşabildik.
Zonguldaklı maden işçisinin Ankara'ya
ulaşmak için E-5 yoluna çıkacağı nokta-
da bindirilmiş toplum polisinin, son aşa-
ma olarak burada yolu tuttuğu görülüyor-
du. Yürüyüş kolu bu noktaya ulasamarruş-
tı. E-5 yolundan ayrıhp Mengen yolu uze-
rinde kuzeye doğru uçmaya başladığımız-
dan 2-3 km sonra bir başka barikatla kar-
şılaştık. Bir düzlükte 20-30 kadar askeri
kamyon, her an yeni bir barikat oluştur-
mak üzere, motoru çalışır durumda bek-
letiliyordu.
2-3 km daha uçmuştuk ki bu kez tarn
«ratejlk bir noktada öbek öbek toplanmış
soğûk havada üşüm'emek için çalı çırpı ya-
kıp ısınan toplum polisi ve karşı yamaçta
ise 20 kadar güvenlik otobüsü dikkati çe-
kiyordu. Tabii bu arada Zonguldak'tan sel
gibi akıp gelen azimli insanları durdurma
amacıyla buldozerlerden yapılmış sarı bir
barai, havadan bile ürkütücü görünüyor-
du. Işte bu noktada, yani Deller Köprü-
sü'nde, Zonguldaklı maden işçisi devlet
otoritesine saygı ile emeğinin bedeli ara-
sında bir karar verme zorunda bırakılmıştı.
Karlı bir tepenin üzerini aşıp kıvrıla kıv-
rıla ilerleyen dar vadide alçalmaya başla-
dıgımjzda olayın boyutlan acımasız bir bi-
çimde karşımıza çıktı. 4-5 km uzunluğun-
da ve (S) biçimindeki bir vadide durum ana
baba günu gibiydi.
Dar karayolunun tam ortasında ve yan
yana ikili üçlü otobüsler güçlükle ilerler-
ken iki taraftaki refüjün çamurlan üzerin-
de binlerce insan güçlükle adım atıyordu.
Sırtlarında torbaları, plastik su şişeleri ile
kadınlar ve erkekler bilinmezliğe doğru yü-
rüyorlardı. Gerçekten yüzlerce otobüs ça-
mur haki renge boyalı ve yer yer de üzer-
lerinde askeri kamuflaj lekeleri oLaydı bir
motorize birliği bu dar boğazda bir bas-
kınla kunartldığı yargisına koiayca varı-
iabilirdi.
Helikopterle yolu izleyerek çizdiğimiz
yeni S'ler boyunca, her köşede durum ay-
nıydı. Yan yana güçlükle ilerlemeye çalı-
şan yüzlerce otobüs ve çamurlar uzerinden
bata çıka adım atan binlerce kadın ve er-
kek.
Helikopterle Mengen'e doğru yaklaşır-
ken otobüsler aralannda fren payı mesa-
fe bırakmış ve tek sıralı bir konvoya dön-
müştü. Ancak bu hıza ayak uyduramayan
yaya sayısı oldukça azdı. Çünkü konvo-
yun gerisinde kalmıştı.
Mengen ise zaten ayaktaydı. Sokaklar-
da koşup duran ya da öbek öbek toplanan
insanlar olup biteni ya da olup bitecekleri
değerlendiriyor olmalıydılar.
Aynı yoldan geri dönmezken konvoyun
başı Mengen'e girmek üzereydi, sonu ise
çalışma tarihine "Deller Köprüsü" adıy-
la girecek san dozerlerin oluşturduğu ba-
rikattan daha aynlmamıştı bile.
Ama ne var ki onlann da yönü artık An-
kara değildi... Gece yeni kararlara gebey-
di.
HELİKOPTER PİLOTU GÖZALTINDA — Mengen yolunda bir askeri konvoy. Bu görünfiılerin çekildiği Ankara Anakent Beledi-
yesi'ne ait helikopterin 2 pilotundan biri de gözaltma alındı. (Fotoğraf: Özgen Acar)
fark kalmamıştır. Çok yaklaş-
mışür birbirioe. Işçinln yevmiye-
sinin 50-65 bin lira arasında ol-
masını devlet kabul etmiş du-
rumdadır. Meselenin 17 bin li-
radan ortalama 60 bin Unya çık-
mış olması asiında devkti yöne-
tenlerin, bu işçiye eziyet ettikie-
rinin kabulüdür. On sene evveJ
sofrasından aldıgınız kadar ek-
megi, işçinin sofrasına koyuyor-
sunuz. Bu. işçinin haklı çıkma-
sıdır. Bu hakkın teslim edilmiş
olmasını da, işçinin yapiığı mii-
cadele sonunda vanlmış bir
nokta olarak, herkesin degerien-
dinnesi lazımdır. Bnrada sendi-
ka ve devlet tarafına bugün
(dün) göre\ düşüyor Bu işi bi-
tirin."
Canevinden vurdu
"Devletin, olayiarı prestij me-
selesi yapmayacağını" söyleyen
Demirel, konunun bu aşamaya
geldiği bir şırada Cumhurbaşka-
nı Turgul Özal'ın, işçinin en çok
korktuğu "işleımelerin
kapaülması" konusunda düşün-
celerini açıklamasının, "ateşin
iistiine benzin dökmek
olduğunu" vurguladı. Demirel,
"Sayın Özal, 'Bu işletme ekono-
mik değildir. Kapatahm' gibi bir
beyanla ortaya çıkınca, işciyi ca-
nevinden vurmuştur. Halbuki
Sayın Akbulut 24 aralıkta Mec-
lis'Ie, bu işletmenin kapatılma-
yacağınj, modernize edileceğini
temin etti. Tabii şimdi hangi laf
geçerli olacak?" dedi.
Devlet ağabey
Hükümetin ve sendikanın,
akşamdan önce (dün) anlaşma-
sını isteyen Demirel sözlerini
şöyle sürdürdu:
"İşçi muayyen bir yere gelmiş,
durmuş. güvenlik kuvvetleriyJe
bir çatışmaya girmiyor. Gayet
terbiyeli bir şekilde orada duru-
yor. Buna devletin sıcak yaklaş-
ması lazım. 'Şu şart olursa sızın-
le konuşuruz, şU şart olmazsa
konuşmayız' olmaz. Devlet, ba-
ba degilse bile ağabeydir. Bun-
lar devletin baba olduğunu ka-
bul etmiyorlar, hiç olmazsa aga-
bey olduğunu kabul etsinler. Biz
sıcak ilgisi bakımından devleti,
baba kabul ederiz, ama devlet
de herhalde bir sendika başka-
nı ile ay nı seviyede değildir. Sen-
dika başkanımn birtakım sıkın-
tılan vardır. İhtilafın devamın-
da yarar yoktnr."
Bıçak sırtı
Demirel, daha sonra gazeteci-
lerin sorulannı yanıtlarken de
"Biz: olayui bir an evvel son bul-
ması, insanlann itilip kakılma-
ması, hakkın teslim edilmesini
söylüyoruz. tşçi tarafının, hak-
lılıklannı yitirip haksız duruma
düşmemelerini isüyoruz. Olay,
tam bıçak sırtının ustündedir.
İşçi, asil bir olay meydana getir-
miştir. tstediğimiz şey, onun us-
tüne gölge diişmemesi" dedi.
Barikatın bu yanı
SP Genei Başkanı Ferit tlse-
ver dün Mengen'de yaalı bir
açıklama yaparak işçilerin önü-
ne kurulan barikatın yeni bir
kritik aşama başlattığını söyle-
di. Barikata karşı tüm halkı bir-
leşmeye çağjran llsever şöyle
konuştu:
"Mengen barikatı nlkemizde
ve bölgemizde krizin olağaniis-
tü derinleştiği koşuUarda büyük
anlamlar taşıyor. Şimdi barika-
tın bir tarafında Ozal iktidan,
kontrgerillacüar, tüm 12 Eylül-
cüler vardır. V ine bu tarafta ts-
rail'le birlikte Bush'lar,
ülkemizi ABD'nin yanında sa-
vaşa sokmaya çalışan tüm güç-
ler bulunuyor. tşçinin
adımlanndan tirtir titreyen ba-
n büyük basın ve TRT'yi de bu-
rada saymak gerekir. Barikatın
öbür tarafında ise, başta Zon-
guldak'ın yiğit madencileri ol-
mak üzere işçi sınıfımız, yoksul
köyluler ve tüm ezilenler vardır.
Başta Filisnn ve Irak olmak üze-
re Ortadoğu'nun ezilen hakları,
Kızılderilisi ile, karası, sansı ve
beyazıyla emperyalizmin ezdiği
tümtaalklarda burada bulunu-
yor."
ZONGULPAKT4N ANKAIU^YA YÜRÜYEN İŞÇİLERE YURTİÇİ VE YURTDIŞINDAN DESTEK
Madencîlere yardrnı yağıyor
CUNEYTARCAYUREK
YAZIYOR
lş-Sendika Servisi — Genel Maden-lş
Sendikası Genel Başkanı Şemsi DenizeK
in Zonguldak'tan Ankara'ya yürüyen iş-
çilerin güç koşullar altmda kaldıklannı
belirterek, "Tüm dünyaya, Tiirk müietine
çağnda bulunuyorum. Bize yardım
etsinler" cağnsının ardından madencilere
yardım yağmaya başladı. Öte yandan Ba-
tı Avrupa ve ABD'deki sendikal Örgüt-
ler de maden işçilerinin eylemine destek
yönündeki girişimlerini yoğunlaştırdılar.
Avustralya'da da 30 Türk ve Ayustral-
yalı işçinin, Zonguldakh maden işçileri-
ni desteklemek amacı ile bugün Sydney
kentinden Canberra'ya kadar uzanan bir
yürüyüşe başlayacağı bildirildi.
AA'nın haberine göre, Avustralya Bir-
leşik Maden İşçileri Federasyonu Başkan
Yardımcısı Ken Hawkins, yürüyüşün
"Ücretlerinin arttıniması ve çalışma ko-
şullannın iyileştirilmesi istegiyle hafta-
lardır grevde bulunan ve Ankara'ya yü-
rümeye başlayan madencilere karşı alı-
nan tavıra" dikkat çekmek için gerçek-
leştirileceğini açıkiadı.
Kendilerine "Türk Maden tsçileriyle
Dayanışma Komüesi" adını veren bir
grup tarafından düzenlenen 300 kilomet-
relik Sydney-Canberra yürüyüşünün yedi
gün sürmesi bekleniyor.
Cumhuriyet Ankara Bürosu'nun ha-
berine göre, Avrupa İşçi Sendikalan
Konfederasyonu (ETUC), Uluslararası
Hür İşçi Sendikalan Konfederasyonu
(ICFTU), Uluslararası Madenciler Fede-
rasyonu (MIF) ve Amerikan Birleşik
Maden İşçileri (UNWA) bu desteği Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'a gönderdikle-
ri protesto mesajlan ile gösterirken,
MIF'in maden işçilerine maddi yardım-
da da bulunacaği öğrenildi. Amerikan
İşçi Federasyonu ve Sınai örgütler Bir-ı
liği (AFL-CIO) eylemin meşruiyetini sa-
vunurken, bu konfederasyona üye UN-
VVA da ABD Dışişleri Bakanı James Ba-
ker ve Türkiye*nin Washington Buyükel-
çisi Niizhet Kandemir'le temasa geçerek
işçilerin durumuna ilişkin kaygı bildir-
di.
Çeşitli işçi sendikalarından da maden-
cilere destek yağıyor. Petrol-tş Genel
Merkezi, dayanışma amacıyla üyelerin-
den toplanan para ile işçilere gönderil-
mek üzere parka, giyecek ve yiyecek al-
maya başladı. Belediye-lş Sendikası'nın,
şube yönetimleri araaüğıyla toplanan gı-
da maddelerinin de madencilere gönde-
rilmeye devam edildiği açıklandı. Hava-
lş Sendikası da dünden itibaren çadır ve
battaniye toplamaya başladı. Toplanan
çadır sayısının 100'ü aştığı bildirildi. Tek
Gıda-tş Sendikası'nca yardım amacıyla
toplanan 20 milyon lira ile işçilere gıda
yardımı yapümaya çalışıldığı bildirildi.
Kristal-tş yönetimi de üyelerinin topla-
dığı 40 milyon lirayı dün Mengen'e ulaş-
tırdı. Bağımsız Laspetkim-İş Sendikası
üyelerinin dayanışma amacıyla 20 mil-
yon lira topladıklan Yalova şubesinde de
dün belediye hoparlörlerinden anonslar
yapılarak yardım kampanyası başlatıldığı
öğrenildi.
Istanbul Büyükşehir Belediyesi Başka-
nı Nurettin Sözen'in işçilere 30 bin bat-
taniye ile 10 kamyon yiyecek gönderdiği
öğrenildi.
Zonguldak Belediyesi halka çağrı ya-
parak, battaniye ve ilaç yardımında bu-
lunulmasını istedi. Belediye hoparlörle-
rinden sık sık yapılan anonslarla şöyle
denildi:
"Ankara yürüyüşüne devam eden ma-
den işçilerinin kötü hava koşullanndan
etkilenmemeleri için belediyemiz vatan-
daşımıza yardım cağnsı yapıyor. Haikı-
mızın evlerinde bnlunan fazla battaniye
ve ilaçları, Belediye Zabıta Müdüriüğü-
ne bildirmeleri rica olunur."
Türk Eczacıhk Vakfı da maden işçi-
lerine ağrı kesici, antigripal, boğaz pas-
tili, antibiyotik, antisepik tozlar ve so-
lusyonlar ile çeşitli pomatlar gönderdi.
Tiirk Tabipler Birliği, maden işçileri-
ne ilaç ve doktor gönderilmesini karar-
laştırdı.
Maden işçiJeri için gönderilen yardım-
lar, dün saat 11.00 sıralarında barikat-
lara ulaştı. Yardımlann işçilere ulasma-
sı engelleniyor. Güvenlik yetkilileri ile
sendika görev lilerı arasında yapılan gö-
rüşmelerde, yalnız gıda maddelerinin iş-
çilere ulaştınunasına olanak sağlandı.
Sendika yetkilileri, öteki malzemenin de
kendi taraflanna geçirilmesini istiyorlar.
Olanlardan Olacaklardan
Sorumlu Kim?
ANKARA — İşçi, jandarma ve polis barikatının önünde
duruyor. Geceyi aç ve açıkta geçirmiş. Yürüyüşü sürdür-
mek ya da sürdürmemek... "Şimdilik" böyte birsorun yok.
Hava koşullan yüzünden cepheyi Mengen'e taşıyor.
Ankara'da toplanlı üstüne toplantı. Türk-İş'te, SHP'de ve
kimi kurumlarda. Hükümet mi? Son sözü söyleyen insan-'
lara özgü kıvançla ne toplanıyor ne de aç ve açıkta kalan-
lara devletin şefkatii elini uzatmaya niyetli.
Kaskatı, taş gibi,buz gibi... Ölürlermiş. Ölsünler! Hasta-
lanırlarmış.. Hastalansınlar! Açlık her derdin başıymış. 01-
sun! ikiidar mantığma göre işçileri yürüyüşe, başkente doğru
eyleme davet eden hükümet değil! Öyleyse? Olürlerse öl-
sünler, hastalanırlarsa hastalansınlar, açlıktan kıvranacak-
larmış, kıvransınlar.
Geceyi soğukta ve aç geçiren işçiye gönderilen yiyecek
kamyonları dün sabah bir yerde durduruluyor. Saatlerce
bekletiliyor. Neden sonra yola devam etmelerine izin veriii-
yor. İnsanlık erdemini askıya alanların utanç verici bu tutu-
mu insanı isyana kışkırtıyor.
Önceki gece Denizer, işçiye çadır, ilaç, battaniye veril-
mesinin engellendiğini söylerken Mengen ve dolayında ça-
dır, ilaç, battaniye yokluğundan yakınmıyordu. Varolanla-
rın "işçiye verilmesini engelleyen yetkili kişilerden" söz
ediyordu.
insanlıktan yoksun, efendilerinin buyruklarını yerine ge-
tirmeye çalışan hangi çanak yalayıcısı ise bu adamlar, iş-
ler yatıştıktan sonra bir bir bulunmalı, ibret olsun diye hal-
ka teşhir edilmeli.
Bir bakan çıkıyor, maden işçilerini Saddam'ın kışkırttığı-
na inanası geldığinden söz ediyor. Başbakan Konufta otur-
— . ^ — — — i ^ — - _ _ — muş, zorba yollarla
Bir bakan çıkıyor,
maden işçilerini
Saddam'm
kışkırttığına inanası
geldığinden söz
ediyor. Başbakan
konutta oturmuş,
zorba yollarla işçiyi
dize getirmeye
çalışıyor.
işçiyi dize getirmeyi
hesaplıyor. içişleri
Bakanı, harita üze-
rinde nereye bari-
katlar kuracağını...
Hükümet, bütünûyle
soğuk ve açlıkla işçi-
yi ezeceğini konuşu-
yor. Tırmanan olay-
larda hükümet üye-
teriyle yetkililerin so-
rumluluğu derece
derece.
Fakat bugünlerde
olanlarla bugünden
sonra oiacaklarm
tek ve asıl sorumlu-
su içimizden biri değil, tepemizde oturuyor.
İşçisi, hükümeti "meşru zeminlerde" çözüm bulmaya ça-
lışıyor. Ne var ki "bu sistemi bozan" TÖ oluyor. Nedeni çok
açık. Yetki ve görevi olmadığı halde sendikanın, işçinin kar-
şısına "taraf olarak" çıkıyor. Tarafları sürekli kışkırtıyor.
Toplusözleşme pazarlığı açmaza girince, işçinin Çanka-
ya'ya yürümesı kuşkusuz söz konusu değildir. Fakat Zon-
guldak grevinde TO taraf olmuş. Ocakların kapatılacağını
söyleyerek ekmek teknelerinin ellerinden alınacağını bildi-
rerek işçiyi sürekli kışkırtmış.
Hatta ocak kapama planını açıklıyor. "Bugün toplusöz-
leşme yapılmalı, vakit yitirmeden ardından ocakların kaparv
masını sağlayacak işlemlere geçilmeii, işçiyi emekliye ayı-
racak formüHer bulunmalı" diyor. Hem de TV'den... İşçi, bu
kadar açık seçik biçimde gelecekten umudunu kesmeye yö-
nelten Çankaya'ya protesto yürüyüşü yapmayacak da ne
yapacak?
Işçilerle pazariıktan sonra sözleşmeyi imzalayacak KİT
yönetimi. İşçiye götürülecek maddi önerilerse hükümet so-
runu. Ancak TÖ, yukarıdan müdahalelerle hükümet politi-
kasfnı; hükOmetlde dışlıyor. ...,/ ..»«»j #
Hükümet ise müdahalelerden doğan yanhşiara yertıtori-
ni ekliyor. Kimi zorba engellemelerle işçiyi durdurmaya ça-
lışırken basit yöneticilere özgü basft bir siyaset kullanıyor.
Zorla durdurduğu kitleleri son pazarlıkta verdiğini artık ka-
bul etmeye zorluyor.
Ne çare, politikanın deneylerden geçmiş ana bir kuralı
var. Bu politikaların faturası. kime çıkar, belli olmaz.
Yukarıdan aldığı buyruklarla, yukarının müdahalejeriyte
üstlendiğı sorumluluklara yenilerıni eklemek için Akbulut,
yanında İçişleri ve Adalet Bakanı dün öğle üzeri Çankaya'-
ya çıkıyor.
Yeni yeni "adli ve idari" hangi önlemler tezgâhlanryor
acaba?
P A R T İ L E R D E N
ANAP'a ihtar davası
ANKARA (UBA) — Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcıhğı tarafından Anayasa
Mahkemesi'ne açılan "ANAP'a ihtar
davası" bugün görüşülecek. Başsavcılık,
Çorum, Osmancık ilçe teşkilatı üyesi
Hüseyin Bülbül'ü uyarılara rağmen partiden
ihraç etmediği gerekçesiyle Anayasa
Mahkemesi'ne başvurarak ANAP'a ihtar verilmesini .
istemişti. Anayasa Mahkemesi'nin bassavcıuğın istemini
yerinde bulması durumunda ANAP'a Siyasi Partiler
Kanunu'nun 104. maddesi uyarınca ihtar verilecek.
Genel görüşme iptal
ANKARA (AA) — ANAP İstanbul Milletvekili Bülent
Akarcalı, Körfez krizi, Necip Tonımtay'm Genelkunnay
Başkanlığı'ndan istifası ve anayasa değişikliği tartışmalan
konusunda grupta genel görüşme açılmasına ilişkin
verdikleri önergeyi geri aldıklannı açıkiadı. Grup
başkanlığına yapılan başvuruda şu görüşlere yer verildi:
"Nedenleri ve gerekçesi ne olursa olsun bir hukuk
devletine hiçbir şekilde tasvip edihneyecek olan bu
hareketlerin devam ettiği bir ortamda böyle bir genel
görüşmenin kendisinden beklenen faydayı
sağlayamayacağı ve kamuoyunda grubumuzun birliği
konusunda yanlış değerlendirmelere yol açabileceği
düşüncesiyle ileri bir tarihte ele alınmak üzere genel
görüşme onergemizi geri alıyoruz." önergede Körfez
krizi, Necip Torumtay'ın istifası ve anayasa değişikliği
tartışmalarının yanı sıra partinin üniversiteler, meslek i
kuruluşları, sendikalar ve basınla olan ilişkilerinin ele
alınması istenmişti.
MADEN İŞÇİLERİYLE
DAYANIŞMA BAŞARIYLA
SÜRÜYOR
•
Zonguldak maden işçilerine battaniye
ve kışlık giyecek gönderme kampanyası
sürüyor. İlk on kamyon yerine ulaştı.
Emeğe saygılı herkesi, yardımlarını
SHP il ve ilçe merkezlerine ulaştırmaya
çağırıyoruz.
Tel.: 143 59 71-149 30 61-143 63 21
UL