Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 8 OCAK 1991
Anlaşma utnudu
AYKUTLA GORÜŞECEK —Denizer bugnn Ankara'da Bakan Ayknt'U görüşecek. Dcnizer, gazetecilere 'Tahriklere kapılmayacagız' dcdi. (Fotograf: tbrahim Gtind)
Inönü-Akbulut söz düellosu
(Baştarafi I. Sayfada)
Ankara'ya gddiklerinde mi el-
kfli olacmk? Bnoun izahı var mı?
tstihbaratınuz, işçilerin verdigi-
miz ücrete raa oldugu, ama sen-
dikanın kabul etmedigi
yönânde" dedi.
Akbulut'un bu sözleri üzeri-
ne İnönü, sinirlenerek yiiksek
bir ses tonuyla konuşraaya baş-
layınca, güvenlik görevlileri ba-
sın mensuplarını salondan çı-
karmaya çaüştılar. İnönü, buna
mudahale etti ve daha sonra
SHP lideri ile Akbulut arasında
şu konuşma geçti:
"İNÖNÜ — Sayın Başbakan,
izin verirseniz ben de bir şey söy-
leyeyim, görüyorura ki basının
da duymasını istiyorsunuı. Söy-
lediklerinizden çok önemli bir
sonuç çıkıyor. Bir siyasal olay
karşısında olduğunuzu söylu-
yorsunuz. Ücret meselesi talidir
diyorsunuz. Öyleyse bu siyasal
hareket nasıl ortaya çıkmıştır?
Bunun üzerinde durmak gerek.
Bir işçi kitlesi, Zonguldak'tan
büyük bir halk kitlesi böyle bir
hareketin içine nasıl giriyor? De-
mek ki bugunkü iktidann yıHar-
dır yaptığı ışler, halkta böyle bir -
bilinç doğurmuş. Orada bizim
mületvekilleriıniz var diye, mil-
letvekillerimizin buna dahil ol-
duğunu ima ediyorsunuz. Yan-
hş, hiç böyle bir şey yok. Millet-
vekülerimiz nerede olay varsa,
herhangi bir haksızhk varsa ora-
ya gidiyorlar. Her grevde şimdi-
ye kadar bulundular. Bugüne
kadar hiçbir olay meydana gel-
medi. Hiçbir grev halkın bütün-
leşmesiyle böyle bir yüruyüş ha-
line dönmedi.
Burada başka bir şey var. Bu-
radakı başka şeyin ne olduğunu
siz değerlendireceksiniz. Eğer si-
yasal bir hareket görüyorsanız,
siyasal bir istek görüyorsanız, o
siyasal isteğin cevabıru siz vere-
ceksiniz. Bunu ben yapacak de-
ğilim. Biz muhalefet olarak hal-
kın isteğini dile getiriyoruz.
Ama sanmayın ki, bugunkü ha-
reketi muhalefet ortaya çıkar-
mıştır. Bugunkü hareket halktan
gelen bir harekettir, işçilerin ha-
reketidir ve bunun sonucunu de-
ğerlendirmek de sizin göreviniz-
dir. Onun için bana söylediğiniz
şeyleri buradan bir mesaj diye
kamuoyuna yayıyorsaruz eğer, o
zaman ben de söylemek zorun-
dayun ki, burada hükümet gö-
revini vapmalıdır. Siyasi görü-
yorsa siyaseten görevini yapma-
lıdır. Yasalardaki eksiklikler
neyse onları tamamlamalıdır.
Halkımızı bu şekilde yollara
döken, kışın soğuğuna karşı ha-
yatını feda edecek kadar ortaya
•çıkaran neyse onu bulmalıdır.
Bunun ücret olmadığını söylü-
yorsunuz. Bence en önemli me-
sele ücrettir. Bana söylediğiniz
ücretleri kabul edecek olan ben
değilim. Bunlart siz sendika baş-
karuna, bakanınıza söyletecek-
siniz ve karşıbklı olarak anlaşa-
caklar. Yoksa bana burada 'O
kadar trilyon para ödüyonız,
kabul etmiyoriar' diyorsunuz, o
kadar para ellerine geçiyor mu?
Bunlan kim biliyor? Bunlan bi-
lecek olanlar sendika başkanı,
işçiler. Onlara söylemeniz lazını,
ikna etmeniz lazım. Bu yüriiyüş
elbet kendi kendine olmaz. Böy-
le bir hareket tarihte görülme-
miş bir şey. Bunun anlamını de-
geıiendiremiyorsanız, ben bura-
da iyiniyetle size bir görevi ha-
tuiatıyorum, bunu yaparsınız,
yapmazsınız siz bilirsiniz.
Tiirkiye'nin demokrasi içinde
bu sornnu aşmasını istiyoruz.
Temel görev hiikümetindir. Hü-
kümet bunu ücret meselesi gö-
rüyorsa, ücreti sağlasın. Siyasi
mesde göriiyorsa, neredeyse o
eksiklikler onlan Medis'e getir-
sinler. Sendikalar demek rahat
çalışamıyor, demek ki bir top-
lumsal nuzursuzluk var. Neyse
bunlan bolsun, Medis'e getirsin
biikümet. Bunlan yapacak olan
hükümettir. Dolayısıyla bunu
sadece orada bizim milletvekil-
lerimiz bulunuyor gibi bir me-
seleye baglamak gercegi görme-
mektir. Kusura bakmayın, ben
sizden gercegi görmenizi is-
tiyorum.
Elinizde imkânlar var, bu işi
sonuclandırmanızı istiyorum.
Bana degil bunlan, sendika baş-
kanına söyleyin. Zaten çekili-
yorlar, söylü>orsunuz çekilmiş-
ler. Şimdi bunu bir strateji me-
selesi olarak görmeyin. Siz güç-
liisiinüz, devlet güciü. Ama güç-
lü olan devlet, baikı huzur için-
de yaşatmalı. Dolayısıyla 'Ka-
nnnlara karşı geliyorlar' diye
bana söylemeyin. Kanunlara
karşı geliyorlarsa bunu daha ev-
vel siz durdururdunuz. Mesele
kanuna karşı gelmek değil, me-
sele bu istekleri dile getirmenin
bir yolunu bulmak.
Çağırın sendika başkanım,
artık bitirin. Sayın Başbakan Uç
defa görüştü, bir şey çıkmadı.
Bu nasıl şey? Görüşün, bitirin
bu işi.
AKBULUT — Şimdi basının
önünde konuşuyoruz. Kendi
meselelerimizi konuşmuyoruz.
tşçilerle toplusözleşme meselesi-
ni konuşuyoruz. Şimdi benim
'Milletvekilleriniz bu işin
içerisrnde' dememe de sinirleni-
yorsunuz. Ama benim dememe
gerek yok, bunu herkes biliyor
ve ben 'Bu, kanunsuz bir iştir,
o nedenle bugunkü mevzuu bir
ücret meselesi olmaktan çıkmış-
tır. Kannnsuz iş tamamlanma-
lıdır, bilahare ücret meselesi otu-
rulup konuşulmalıdır' derken
bunu sizin söylemenizle yapmı-
yorum ki. Bunu çok daha evvel
söyledim, yani sizin gelmeniz ve
burada konuşmanızla benim bu
kararı vermediğimi herkes bili-
yor. Bolu'ya gittim, kanunsuz
hareketin durdurulması için hü-
kümetin yapabileceği en güzel
şeyleri, en demokratik, en insan-
cü davranışlarda bulundum. Bu-
nu siz söyleyebilir misiniz ki
kendi meselelerimizi konuşma-
yalım? Oraya getirmeyin mese-
leyi. Siz diyebilirdiniz ki 'Hukuk
çerçevesinde bu meseleler
çözülsün' ve milletvekillerinize
diyebilirdiniz ki 'Siz bu isin içe-
risinde olmayın'. Di mi efen-
dim?.. Şimdi bu noktalan ko-
nuşmayaum.
İNÖNÜ — MifletvekiUerimiz
bu işin içinde değil ki.
AKBULUT — O sendika
başkanı veya yöneticileri işi şah-
süeştirmek ve herhangi bir şekil-
de zıtlaştırmak istedikleri ve ba-
zı söyleyemediğim şeyler var.
Mesela onlar elbette ki çevresi-
nin etkisiyle birtakım kararlara
vanyorlar. Sendika başkanı be-
nim gücüm yetmez gibi laflar
söylüyor. Senin gücün yetmez-
se, idareci olarak kimin gücü ye-
tiyor. Elbette her siyasi hareke-
ti önleyecek bir zihniyet içinde
değiliz. Ancak siyasi hareketle-
rin kanunsuz bir şekilde devamı
söz konusu ise elbette onun kar-
şısına bir hukuk çıkacağını, bir
nizam çıkacağını belirtmek la-
zımdır ve bunun herkes tarafm-
dan da bilinmesi lazım. Yani
şimdi kimse kalkıp da diyebilir
mi ki 'Ben kanunlara falan baglı
detitim?'
İNÖNÜ — Diyen var Türki-
ye"de.
AKBULUT — Dememelidir
efendim.
İNÖNÜ — Ama o zaman bu-
nu gidip söyleyeyim o insana be-
raber. Sayın Başbakan, 'Hukuk
devleti vaV diyorsunuz. Yapma-
yın bunu lütfen. Ama en başta-
ki insan bunu dinlemiyor" *
Akbulut, işcikre madende ca-
lıştıklan nedeniyle fazla ücret
verdiklerini kaydederek, "Ama
daha fazla vennemu mümkün
degil. Bazı dengderi de koru-
mak zoruBdayu. Çünkü bunnn
arkasından başka sözlesmeler
de var" diye konuştu. Kimsenin
işçilerin aç olduğunu söyleyeme-
yeceğini öne süren Akbulut,
"tşin içinde başka konular var.
Siyasi olabilir" dedi. Akbulut,
Genel Maden-lş Başkanı'nı
"Konunun bir asayiş meselesi
oidugu koBusunda ayardıgını,
karşısında kanunu babragını ve
kendisini iscflerle birtikte nuuiur
durama daşürecegini anlatbğı-
nı" söyledi.
Yaklasık bir saat süren top-
lantı sonrasında İnönü, gazete-
cilerin sorularını yanıtlarken
"Benim tatmin olmam söz ko-
nusu degil" dedi.
SHP Genel Başkanı, İuönü,
dün sabah saatlerinde de Zira-
at Mühendisleri Odası'run Ta-
nm Sempozyumu'nda yaptığı
konuşmada, hükümetin bir an
önce uzlaşma araması gerektiği-
ni söyledi ve hükümeti göreve
çağırdı. tnönü, "Btrakuuz ne-
denleri, şunlan, buolan. 'Siya-
si partiler karışıyor'
sözlerini.Orada bir halk kitlesi
var. Onlan ikna edin. Onlara bu
ülkede mutlu yaşayacaklan
InaBcmı verecek bir sözieşme
yapm" dedi. İnönü, işçilerin ey-
lemini, "Herhangi bir siyasi
partinin kışkırtması olarak gör-
menin yanlıs oldugonu" vurgu-
layarak, "Siyasi partiler
Türldye'de kaç yıkür var? Türk-
iye'de böyle bir olay kaç defa
oldn? Demek ki buradaki me-
sele Zonguidak halkının kendi-
lerinin ihmal edüdigi
izknimüıde oinulan" diye ko-
nuştu. tnönü, hükümetin böy-
le bir durumla karşı karşıya
kalınca, "Beu sizdco güclüyüm,
siz Zongoldak'sanu, ben de
Tnrkiye'yim" şeklindeki yakla-
şımını demokrasi ve uzlaşma
doğasına aykın düştüğünü bil-
dirdi.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın ekonominin olaydan
çok zarar göreceğini söylemesi-
ni eleştiren Inönu, "Bnnu bir
ekonomi bakam söylese bir şey
olmaz, bir işvercn söyiese bir
şey otanaz. Ama bir cumhurbaş-
kanı söyieyince o zaman 'Cum-
hurbaşkanı nerede' diye berkes
birbirine bakıyor " dedi.
lşçilere, "Yüriimeyi bırakın,
uztafaJım" çağnsırun gelmesi
gerektiğini belirten tnönü, "tş-
çiler elbet uzlaşma anyorlar,
toplusözJeşmeyi biürmek isti-
yorbr. Maatık da, huknk da bir
bntnndür. tşinize gelmedigi za-
man mantıgı, hnkagu reddedin,
işinize geidigi zaman insanlan
manbga davet edin. Bunlar, bir
gün olur, iki gün olur, sonun-
da işçtter ayağa kalkar, 'Biz si-
ze inanmıyoruz' der" diye
konustu.
Zorbalıkla hak aranmaz
(Baştarafı 1. Sayjada)
ya "yaptıklan işin tamamen ka-
nunsuz olduğunu, buna göz yu-
mulmaması gerektiğini" söyledi-
ği öğrenildi.
Çankaya'daki toplantıda, ma-
den işcilerinin yürüyüşü ve hü-
kümetin aldığı güvenlik önlem-
leri değerlendirildi. Akbulut
toplantıda sorunu çözümlemek
için hükümetin olumlu ve yu-
muşak bir tavır içinde olduğu-
nu ifade ederek "Ben yapabile-
cegim her şeyi yaptım. Verebile-
cegim tavizj verdim. Bunun öte-
sinde vereceğim başka taviz de
yok. Yürüyüşü biürmeden yeni-
den masaya otunnam" dedi.
Akbulut, Özal'a Maden-tş Sen-
dikası Başkanı Şemsi Denizer-
in ayağına kadar gittiğini, hükü-
metin bütün imkânlannı zorla-
yarak işçilere verebileceğinin en
fazlasını verdiğini anlattı ve "yü-
rüyüşü sona erdirip Zongul-
dak'a geri dönmelerini istedim.
Kabul etti »mı sonra ertesi sa-
bah ytiriıyüşe devam karan çık-
tı" biçiminde konuştu.
Akbulut'un Zonguidak böl-
gesinde olağanüstü hal ilan edil-
mesinin düşünulmediğini, işçiler
Zonguldak'a geri dönene kadar
barikatm korunmasının yeterli
olacağım anlattığı da öğrenildi.
tçişleri Bakanı Aksu da işçi-
lerin yürüyüşunün tamamen ka-
nuna aykın olduğunu ifade ede-
rek "Kanunsuz harekete izin
Vakfımız Şeref Kurulu Üyesi
Büyük Besteci
Büyük İnsan
A. ADNAN
SAYGUN'un
yakınlarına ve tüm sanatçılara başsağlığı
diliyoruz.
ÎSTANBUL KÜLTÜR VE SANAT VAKFI
Türk Çağdaş Müziği'nin
büyük bestecisi
AHMED ADNAN
SAYGUN'u
kaybettik.
Eserlerini bizler yaşatacağız.
İSTANBUL
DEVLET SENFONt ORKESTRASI
vennemiz söz konusu olamaz"
dedi.'
Özal'ın, Içişleri Bakanı Ab-
dülkadir Aksu'dan işçilerin ey-
lemleri ve alınan güvenlik ön-
lemleri ile ilgili bilgi aldıktan
sonra "Yaptıklan iş tamameu
kanunsaz, buna göz yumulma-
sı mümkün degil. Ancak güven-
lik güçleri 0e işçileri karşı kar-
şıya getirecek hareketlerden ka-
çınmak lazım" dediği öğrenildi.
Çankaya'daki görüşme sonra-
sında, Bakanlar Kurulu'nun
toplantıya çağınlması ve geliş-
melerin bir kez daha değerlen-
dirilmesi karan alındı.
Ozal: Zorbahk
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
maden işçilerinin eylemi için
"Zorbalıkla hak almnuz" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal, maden
işçilerinin Zonguldak-Ankara
yürüyüşleri ile başlayan sorun
için "tnşallah çözülür, çözül-
mezse memleketin meselesi çö-
zülmez, bnndan da kimseye fay-
da gelmez" değerlendirmesini
yaptı.
VEFAT
Çağdaş-evrensel çoksesli Türk müziğinin öncülerinden; büyük besteci;
müzik eğitimcisi ve müzikbilimci; aynı zamanda Danışma Kurulu Daimi
Başkanımız ve vakfımızın 1990 yılı onur ödülü altın madalyası sahibi,
Devlet Sanatçısı
^, A.ADNAN SAYGUN'u
kaybetmiş bulunuyoruz. Tüm sanatseverlere üzüntüyle duyurur, ailesine
başsağlığı dileriz.
SEVDA-CENAP AND MÜZİK VAKFI
I Ş K KANSU,
GÜNDÜZ İMŞİR,
TAYFUN GÖNÜLLÜ,
BtROL ÜZMEZ,
SELAHATTİN DEMİRCAN
MENGEN/GEREDE/AN-
KARA — "Büyük yürüyüş"le-
ri Mengen'e 12 kilometre uzak-
lıkta kunılan barikatla durdunı-
lan maden işçilerinden 200*ü
dün gözaltına alınırken, Genel
Maden-tş Başkanı Şemsi Deni-
zer, bugün Ankara'da Çalışma
Bakanı Imren Aykut Ue görüşe-
ceğini açıkladı. Dün Bakan Ay-
kut'un teiefonla ilettigi görüşme
çağnsını ve Mengen'e gelen
Türk-tş heyeti ile yaptıklan gö-
rüşmeyi değerlendirdikten son-
ra bu karan aldıklarını belirten
Denizer, Aykut ile görüşmeden
iyi işaretler aldıklarını bildire-
rek, "Atfura'da yüriyüşü degil,
para konnsunu görüşecegini"
vurguladı. Maden işçilerinİB
Mengen'de kalıp kalmayacaklan
konusunda bu sabah yapüan
toplantıda karar verilecek.
Bakanlar Kurulu dün saat
19.00'da olağanüstü toplandı.
Yaklasık 7 saat süren toplantı-
dan sonra gazetecilerin sonıla-
nru yanıtlayan Başbakan Yıldı-
nm Akbulut, işçiler Zongul-
dak'a dönmedikçe bir görüşme-
nin mümkün olainayacağmı be-
lirterek şunlan söyledi.
"Yuriyoştt Uti ederter, yü-
ıtyüşfi katduiriar. Ba laumsnz
daTramşlanna son veririer. O
zaman getirler görüşürüz. Bu-
gün görüsme konusunda gdebi-
Urier ancak benim bir davetim
yok. Gohişmeyecegiz, Aaka ön-
ce de söyiedim. Her şeyi tadı ye-
rindc bmksnlar."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Imren Aykut da toplan-
ddan sonra şunlan söyledi: "Sa-
yın Başbakan çok kararü. Şim-
diye kadar etmden gekni yapö.
taçi Zoagaldak'a dönmedikçe
gortanıe gercekleşmez. Biz ora-
daki işçilerimizin saglık ve gü-
venUkleri icnı de gerekH her tir-
lü tedbiri aldık, bugün benimle
Sayın Dralzer bir görüşme ya-
pacak. Ancak ba, bir müzake-
re olmayacak. Ne olumln, ne
olumsuz bir görüşme olacak.
Bunun amacı, bir topln pazar-
Uk sirecinde Çalışma Bakanı
olarak kapdana kapah ohnadı-
pm go^ermektir. Aacak ba ko-
nudaki görüşümüz açıkür. Da-
ha önce de dile getirildi."
Aykut, gazetelerde yer alan
ve madencilerin yürüyüşünü
"isyan" olarak nitelendiren söz-
lerinin yanlış anlaşıldığını, söz-
lerinin başında "Şöyle şöyle
ohırsa, şu şckk birnaüm isyaa
olur" ibaresinin yer aldığını id-
dia etti. Aykut, olayın arkasın-
da "Saddam Hüseyin'in
olabikcegi" yolundaki sözleri-
nin anımsatılması üzerine de
"Ben bazı şeyler anlatüm. Bu
sözleri de şaka olsun diye söyle-
dim" şeklinde konuştu.
Mengen'e bütün ana ve
tali giriş çıkışlann güvenlik gö-
revlilerinin barikatı ile KesDdiği,
Mengen'e işçi girişinin önlendi-
ği, battaniye, giyecek ve yiyecek
yardunlanmn ise bu yüzden ge-
cikmeli ulaşabildi&i bildirildi.
önceki gün E-5'e 8 kilomet-
re kala kurulan barikatla yürü-
yüşleri durdurulan maden işçi-
leri, geceyi barikatla Mengen
arasında 10 kilometrelik yola
yayılarak gecirdiler. Zaman za-
man yağan yağmura ve şiddetli
soğuğa karşı işçiler, yaktıklan
ateşlerin etrafında kümelenerek
ve çay pişirerek sabahladılar.
Sabahın erken saatlerinde
jandarma komandolan ve çevik
kuvvet görevlilerinden oluşan
bir grup, barikattan aynlarak
yaklasık 100 metre yakımnda
konaklayan ilk işçi gnıplarırun
arasına girdiler.
Polis yetkilileri, ellerindeki
listeden isimler okûyarak, ora-
da bulunanlan gözaltına almak
istediler. Bunun üzerine işçiler
barikat önünde set oluşturarak,
arkadaşlannı vermek istemedi-
ler. Polis yetkililere yapükları-
nın kanunsuz olduğunu belirte-
rek dağılmalarıru istediler. İşçi-
ler de yuhlarla karşılık verdiler
ve "Burası Israil defM" diye slo-
gan attılar. Bu sırada polis, 200
işçiyi gözaltına alarak göturür-
ken işçiler de barikattan uzak-
Jaştüar.
Bu gelişmenin ardından ko-
nakladıklan yerlerden barikata
yaklaşarak, toplanmaya başla-
dılar. Sırtlannda battaniyelerle
yürüyen işçiler "Gemileri yak-
Ok, geri döBÜş yok", "Düşinan
degO bnrada bir vüayet var. Di-
renecegiz, kazanacagız", "Şaş-
lon mı, şişman mı, Zonguldak'a
düşman mı?" sloganlan attılar.
Denizer, saat 10.00 sıralann-
da gelerek yürüyüş kolunun ba-
şına geldi. Denizer, burada ga-
zetecilerin sorulanru yanıtlarken
oluşturulan barikatlar nedeniyle
yürüyüşlerini sürdürmelerinin
mümkün olmadığını belirterek,
güvenlik güçlerini yarmak gibi
bir niyetleri bulunmadığını kay-
detti. Denizer, yol açılmadığı
sürece beklemekten başka yapa-
cak bir şeyleri ohnadığını ifade
ederek havanın yağışlı ve soğuk
olmasını da göz önünde bulun-
durarak yerleşirn bölgelerine ka-
yacaklanm bildirdi. Denizer,
Mengen'in sonuç ahnana kadar,
kendileri için mesken olacağım
ve buradan geriye gidilmeyece-
ğini bildirdi. Derüzer şöyle dedi:
"Biz paranın peşindeyiz, pa-
ra almak için mücadeie ediyo-
raz. Böyle bir durumda güven-
lik güçleri karşımıza dikiliyor-
larsa antidemokratik bir uygu-
lama yapıyonar. Hak arama
yollannın tıkanmasına neden
oiuyoriar. Stkryönetim uygnlan-
maya çataşdıyor, insanlan tah-
rik etmeye çalışıyorlar. Böyle
bir tahrike gdmeyiz, bekleyece-
ğiz, haklanmızı alıncaya kadar
sonuna kadar dirtnecegiz.
Çabşmaya niyeümiz yok, de-
mokratik yollardan hak aranz,
o duruma çekmeye çauşıyoriar,
bn oyuna gelmeyiz."
Denizer, gazetecilerin Başba-
kan Akbulut'un soruna yakla-
şım tarzıyla ilgili sorulan üzeri-
ne, "Çok yumnşak, çok iyi ni-
yetli bir insan, ancak birilerin-
den etkilenmeieri var. Digerleri
gibi dega, ama aşamadıgı taraf-
Yapı Kredi'den,
yükselmek isteyen
Müfettiş Yardımcılarına çağrı!
Yapı Kredi'ye dinamik. yaratıcı. eğitıci ve ciddi bir ortamda yoğun
çalışmayı gerektiren saygın bir konumda etkin bir görev üstlenmek,
bankacılığı en ince ayrıntısına kadar tanıyıp. teknik bilgi ve becerisinı
en hızlı bir şekilde geliştirmek ve yönetim kademeierine hazırlanma
fırsatını bulmak isteyen Müfettiş Yardımcıları alınacaktır.
Adayların;
• T.C. vatandaşı olması.
• Boğaziçi, Orta Doğu Teknik, Marmara ve diğer üniversitelerin.
İktisadi ve İdari Bilimler. Hukuk. İktisat İşletme. Siyasal Bilgiler
Fakülteleri, İş İdaresi ve Kamu Yönetimi Bölümleri. İstanbul Teknik
Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Mühendisliği Bölümü
ya da Türkiye'deki denkliği Milli Eğitim Bakanlığı'nca onanmış
dtş ülkelerdeki benzeri kuruluşlardan mezun olması.
• İyi derecede İngilizce biimesi.
• Sınav tarihinde 26 yaşını tamamlamamış olması,
• Resmi daire, kurum ve kuruluşlara karşı zorunlu hizmet
yükümlülüğü bulunmaması,
• Erkek adayların askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş olması
gerekmektedir.
Sınavlar. 16-17 Şubat 1991 Cumartesi. Pazargünleri
İstanbul. Ankara ve İzmir'de yapılacaktır.
Sınav konulannı ve aynntılı bilgileri kapsayan broşür,
Teftiş Kurulu Başkanlığı'mızdan. yazıyla ya da şahsen; Ankara. İzmir,
Bursa. Adana. Edirne, Samsun, Erzurum. Diyarbakır, Antalya Bölge
Müdürlükleri"mizden şahsen başvurularak sağlanabilir.
Adayların en geç 31 Ocak 1991 Perşembe günü çalışma saati
bitimine kadar, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
Teftiş Kurulu Başkanlığı İstiklâl Caddesi No: 285/4 Beyoğlu
80050 İstanbul adresine dilekçeyle başvurarak. istenen belgeleri
vermeleri ya da belirtilen tarihte elimize ulaşacak şekilde
postalamalan zorunludur. Başvurular kesinlikle gizli tutulacaktır.
YAPI^CKREDi
lar var, kendi başına kalsa olay-',
lan daha saglıklı çözer" diye
konuştu.
Denizer, Bakan Aykut'unı
dünkü, "Bu işin arkasında Sad-
dam olabilir" biçimindeki açık-
lamasını ise "gülerim" diye kar-
şıladı.
Denizer'in açıklamalanndaa
sonra öndeki Türk bayrağını en.'
arka sıraya aktaran işçiler, ge-;
risin geriye dönerek, yavaş ya-
vaş yaklasık üç kilometre ötede-
ki vadiye yürüyüşe gectiler.
Kendi aralannda konuşup şaka-
laşarak yer yer "Niye
dönUyomz" diye tepki gostere-
rek, aşağıya doğru inen işçiler,
bazı binalann da bulunduğu va-
dide bekleyişe gectiler. Bir kıs-
mı ise tekrar dönmek üzere
Mengen'e araçlarla geldiler.
Bu arada vadiye yayüan diğer
işçiler de Mengen'e dönerek bek-
lemeye başladılar.
Dün sabahın erken saatlerin-
de barikatın yanında konakla-
yan işçi grubu arasından güven-
lik görevlilerince gözaltına alı-
nan 200 kişinin "yasaya aykın
yürüyüşe katddıkian" iddiasıyla
adliyeye sevk edilecekleri bildi-
rildi Denizer, Gerede Kapalı
Spor Salonu'nda gözaltında tu-
tulan bu işçilerin serbest bırakı-
lacağına ilişkin Bakan Aykut-
un söz verdiğini açıkladı.
Aykut ve Türk-tş
devrede
Türk-lş, hükümetle Genel
Maden-lş arasında yumuşama
sağlamak için dün de girişimle-
rini sürdurdü. Sabah, Türk-
tş'in genel merkezinde Türk-tş
yöneticileri ile genel merkezleri
Ankara'da bulunan sendikala-
nn başkanları ile bir araya gel-
diler. Toplantıda Zonguidak
maden işçilerinin sözleşmesine
artık bir çöztim bulunması ve
bunun için Türk-tş ve sendika-
lann doğrudan devreye girme-
leri gercktiği görüşunde birleşil-
di. Ayrıca Genel Başkan Şevket
Ythnaz'ın hükümet nezdinde g^
rişimlerde bulunarak işcinin ya-
nında olduklannı, ancak yürül-
yüşün devam etmesi dunımuni-
da olayın kötuye gidebileceği;
bu nedenle mutlak bir görüşme
zemininin aranması mesajını
iletmesi kararlaştınldı.
Yılmaz daha sonra da Aykıtf
ve Akkaya ile Devlet Bakanı
Mehmet Yazar'ın hazır bulun-
duklan bir toplantıya katıldı.
Yılmaz, 4 saate yakın süren top-
lantıdan sonra Türk-lş döntf-
şünde gazetecilerin sorulanru
yanıtlarken, bakanlardan öncç-
likle, yürüyüşe katılan işçilerin
saglık sorunlanna ilişkin önlem-
ler alınmasını ve gözaltına al^-
nan 200 işçinin durumlannın
aydınlığa kavuşturulmasuıı istç-
diğini söyledi.
Yılmaz bu çahşmaları sürdü-
rürken, aralannda Türk-lş Ge-
nel Eğitim Sekreteri Mnstafa
Başoglu, Türk Harb-tş Sendika-
sı Genel Başkanı Kenan Dunı-
kan, Tarun-lş Sendikası Başka-
nı Sabri Özdeş, Türkiye Maden-
lş Başkanı Hbseyin Kayabaşı,
Ağaç-lş Başkanı Güral Erçakır,
BASS Başkanı Turgut Yılrau,
Türkiye Çimse-lş Başkanı Ta-
mer Eralan, Yol-tş Başkanı
Bayram Meral'in yer aldığı bir
Türk-tş heyeti Mengen'e hare-
ket etti.
Bu arada Bakan Aykut An-
kara'dan teiefonla arayarak
Mengen Belediyesi'nden Deni-
zer'le görüştü. Aykut, Denizer'i
görüşme için Ankara'ya çağır-
dı.
Bakan Aykut'un Türk-tş he-
yetinde bulunan Durukan ve
Meral ile de teiefonla ayn ayn
görüşerek Denizer'in görüşme-
ye gelmesi için ikna edilmesi ko-
nusunda çaba göstermelerini is-
tediği öğrenildi.
Türk-lş heyetindekiler Men-r
gen'de Denizer'le yaptıklan gö-
rüşmede maddi ve manevi her
türlü destek için hazır oldukla-
nnı bildirdiler. Türk-tş Genel
Eğitim Sekreteri Mustafa Ba-
şoglu Genel Maden-lş'in grev ve
yürüyüş ile önemli kazanımlar
elde ettiğini, özal'ın ocakların
kapatılması yönündeki istegın-
den vazgeçildiğini ayrıca ücret
zammı konusunda da başlangıe-
takinden çok daha yüksek dü-
zeylere gelindiğini anlattı. Ba-
şoğlu ve diğer heyet üyeleri ki-
ütlenen toplusözleşme görüşmı*-
lerinin yeniden başlamasınm
önemine değinerek. Denizer'e
Ankara'ya gelerek görüşmeleri
başlatma çağnsı yaptılar. Bu
toplantıdan sonra Denizer sen-
dikasının merkez yöneticileri ve
şube başkanlan ile toplantı yap-
tı. Denizer toplantıdan sonra
yaptığı açıklamada Ankara'ya
giderek bugün saat 17.00'de Ça-
hşma ve Sosyal Güvenlik Baka-
nı lmren Aykut ile görüşecegi-
ni bildirdi. Aykut'la yaptığı te-
lefon görüşmesinden "iyi işaret-
ler aldığını", bakanın kendisi-
ne gözaltına alınan 200 işçinfa
serbest bırakılacagı sözü verdi-
ğini belirten Denizer, "Biz pa-
ra istiyoruz" diyerek isteklerinin
karşılanmaması durumunda ey-
lemlerin süreceğini bildirdi.
Bugün görüşmeier, yarın
Türk-lş Başkanlar Kurulu top-
lantısı, perşembe günü de
DGM'de ifade vennek için AA-
kara'da bulunacagmı belirten
Denizer, "Bu üç gün içinde in-
şallah sonın çözülür" dedi. De-
nizer bu gelismeler nedeniyle iş-
çilerin Mengen'de kalıp kalma-
yacaklan konusunda bu sabah
yapüacak toplantıda karar veri-
İeceğini söyledi.