Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Türk-îş, hükümetten bir görüşme zemininin mutlaka bulunmasını istedi
TürkJs ytirüytişe soğuk
Bir sendika başkanı ile Yılmaz'ın göriışmesinden:
Yılntaz: îmkânı yok, yürütmezler.
Başkan: Dağlardan gideriz, geri gitmeyiz, diyorlar.
Yılmaz: Bu, greve leke düşürür. Başkanlar Kurulu'nun büyük
çoğunluğu bu yürüyüşe sıcak bakmıyor.
Bjtşkaa: Ama artık bu olay yürüyüşü destekleyip desteklememek
değü, işçi soğuktan ölecek.
ÜMİTASLANBAY
RIZAEZER
ğunun Zonguldaidı maden iscik- dika başkanı arasındakitelsizte-
rininyürüyüşünesıcak bakmadı- lcfon görüşmesi Cumhuriyet'e
ğını söyledi. şöyle yansıdı:
Türk-tş Genel Başkanı Şevket —İşçiler hiçbir yabancıyı ara-
Yümazileüçgündenbuyanama- lannako>mu>orlar.Birbirlerini
MENGEN — Türk-îş Genel
Başkanı Şevket Yılmaz, Türk-lş
Başkanlar Kurulu'nun çoğunlu- denti ytirüyuşüne katılan bır sen- tanryoriar.Zatengeneiliklegnıp-
lar hallnde oluyoriar. Sen ister-
sen denemek için 15-20 kişi gön-
der, istedikleri yerde kalabalık
içinegirebilirler.
YILMAZ—Peki o yol üzerin-
de nasıl duruyor o millet. Hasta
olur kardeşim, hepsi.
—Diin Şemsi (Denizer) onlan
Zonguldak'a gonderme imkânı
bulamadıgı için komiteieri çagır-
dı. Hiç olmazsa birkaç gün Men-
gen'dekaialımdiye. Yani diyor-
lar ki karar aldık, dönmemiz
mümkttn degil. Kar yagar, fırtı-
na olur, dönmeyiz, diyorlar. Bu-
ralarçok soğuk.
YILMAZ—Çoksoğuk biliyo-
rum.
—Herkes onnanda şimdi.
YLLMAZ—Ormanda mı? Ne
yapıyorlar?
—Ateşyakmışiar oturuyorlar.
YILMAZ—Peki ama karde-
şim bu nasıl netice?
—Vallahi biz yüriiyecegiz di-
yoriar.
YILMAZ—İmkânı yok yü-
rütmezler.
—Yüriiyecegiz diyorlar. Dag-
lardan gideriz, geri gitmeyiz di-
yorlar.
YILMAZ—Vallahi bu gTeve
lekedüşürtür.
—Valiabi bilmirorum Baş-
kan. Tabii o bizi Ugilendiren bir
şeydegU.Onlarkarar verdi.Bize
diişen deslek olmak. Tabii bura-
da bazı şeyler de konuşuluyor.
Hem 3 ocak hem de bu olayı de-
gerlendinnek üzere gerçekten bir
başkanlar kurulu toplansa.
YILMAZ—Ama kardeşim,
başkanlar kunılunun çogubu yü-
rüyüse sıcak bakmıyor.
—Başkan, miimkiin degil.
Bunlar geri gitmezler.
YILMAZ—Gider, gider, gi-
decekler.
—Yani bugiin öyle bir direnç
var kl etraftan da belediyelerden
de. Gıdastkıntısı yok. Teksıkıntı
çadır ve battaniye. Onlar da gel-
di mi, kolay kola> bir yere uzak-
laşmazlar.
YILMAZ—Bizkonuştukher-
kesle. Çadır ve battaniyegelecek.
Battaniye sendikalardan dagele-
cek. Konuştuk. Buradan bizgön-
deririz. Yalnız bunun birsonucu
yok beyefendi. Devletin otorite-
si, sokakta kaldı böylesine diyor-
lar. 85 bin metal ijcisi var. 'Top-
lusözleşmedirenişle mi yapılır?'
diyorlar. Grev hakkıdır. Bunu en
iyi şekilde yapıyoriar Zongul-
dak'ta tamam, 'Hay hay, ama
biz bu arkadaşlan karayoluna
çıkarmayiz' diyorlar. Ne olursa
olsun.
—Baskan diğer taraflardan bu
iş zorlansa yani digerillerden bir-
takım hareketler, protestolar...
YILMAZ—Yaa kardeşcagı-
zım bunu gördılkten sonra kim
yapar bu işi. lki günden beri bu-
nu konuşuyoruz dedim Şemsi
Bey'e. Beni Londra'ya BBC'ye
şikâyet edeceğine bunu deneme-
l:
vdi biraz.
—Ben debunu söyledim. Böy-
ie bir durumda bunu söylemeyi
mantığım almıy or Başkan. Şim-
di bu adamlara destek olmak için
>ıgılı>orlar. Bura>aşimdi destek
olmak bakımındandiyorum. Si-
zin seyird kalmamanız yani.
YILMAZ—Ben oraya gel-
mem. Boy göstermeye gelmem
oraya.
—Hayır Başkan, buraya gel
demiyorum.Türk-tşolarak des-
lek...
YILMAZ—Arkadaşların
hepsi bendenrica ettiler. Bugre-
vi birkaç gün ertele diye. Benim
meşhur olmaya niyetim yok. Hiç
istemiyorum meşhur olmak.
—Sizdeyardımedin, buarka-
daşları geri gonderelim. Bu mn-
zakereleri bir an ev>el y apalun di-
>e. Başbakan da diyor ki geri
KADINLAR ÖFKELİ -r.Hak kavgasında uzun yürüyüşe katılan Zonguidaklı kadınjar, sloganlarda iktidara ofkelerinî dile getirdOer. (fd*totnff:'Birol l'zmez)
Madencieşlerînden protesto
BİROL ÜZMEZ
ZONGULDAK — Ankara
yürüyüşüne başlamalannın 3.
gününde ve Mengen - Eskiçağa
arasında kurulan barikatla dur-
durulan ve burada bekleyen ma-
den işçilerinin eş ve çocuklann-
dan oluşan 200 kişilik bir grup,
dün Zonguldak Madenci Anıtı
önünde toplanarak protesto
gösterisinde bulundular.
Dün öğleyin Zonguldak'ta
Madenci Anıtı önünde topianan
kadınlar, eşlerinin Mengen'de
barikatlann önünde kötü koşul-
larda bekletilmesini ve kendîle-
rine düşman gözuyle bakılması-
nı protesto ettiler. "Gözaltma
alınan tepki ne ise bize de
gösterflsiıı" diyen kadınlar, "Ba>
rikattar luddınbiB, işçiler yıiıü-
sün", "Bizim askerlerinıiz bej-
lerimize, nasıl tüfek çevirir",
"Beyierimize yanlış pnUşıimaan
diye bıçak büe vermedik", "Bu-
rası Beİene mi?" diye tepki gös-
terdiler. Kadınlar, burada yap-
tıklan konuşmalarda çocukların
babalannı özlediklerıni, okula
gidemediklerini, babalarının
Olup olmediklerini sorduklannı
belintiler. Kadınlar, Mengen'de
bekleyen eşlerini, kardeslerini
desteklemek için Madenci Anı-
tı'nın önünde yakılan meşale al-
tında beklemeye devam edecek-
lerini vurguladılar.
Zonguldak'ta tüm halkın ma-
dencileri desteklemek üzere se-
ferber oldukları gözleniyor.
Zonguldak'ta, yürüyuş sonrası
oluşan hava, halk tarafından
"ZongBİdak nyumayor", "Zon-
guldak ayaku", "Zonguldak,
maden işcisi ile kenetlenmiş
durumda" şeklinde özetleniyor.
Maden işçilerinin yakınları,
Mengen'den haber alabilmek
için her yolu de'niyorlar. Zongul-
dak'ta bu nedenle alışılmadık
görüntülere rastlanıyor. Kadın-
lar, haber alabilmek için "Yal-
nızca erkeklerin gidebildiği"
kahvelerde oturuyorlar.
MEVZUATTAKI
SON DEĞİŞİKLİKLERİ
BİLİYOR MUSUNUZ?
Lebib Yalkın Yayımlan, 37 yıldır mevzuarı izler.
Değişen yapraklar sistemiyle, her mevzuahn yürürlükte kalmasını,
işlerin aksamamasını sağlar.
.. Sizin de eksik ve eski mevzuatınız varsa, hemen yenilevin.
Üstelik, Lebib Yalkın Yayımlan'nın taksir veya peşin alımlarda
indirim imkânlarından yararlanın.
YAYINLARIMIZ
• VERGİ MEVZUATI • IŞ HUKUKU MEVZUATI • SENDİKALAR VE TOPLU
SÖZLEŞME MEVZUATI • SOSYAL SİGORTA MEVZUATI • BAĞ-KUR
MEVZUATI • BANKA VE SERMAYE PİYASASI MEVZUATI • TURK PARASININ
KIYMETİNİ KORUMA (KAMBİYO) MEVZUATI • TEŞVİK MEVZUATI
• İTHALAT MEVZUATI • İHRACAT MEVZUATI • GÜMRUK MEVZUATI
• AVRUPA TOPLULUĞU (AET) MEVZUATI • TURİZM MEVZUATI • BELEDİYE
MEVZUAT1 • İMAR MEVZUATI • DEVLET İHALE KANUNU VE İLGILİ
MEVZUAT • IMALAT SANAYİİ MEVZUATI
Lütfen, yayınlannızla itgili broşür ve sotı» şartiannı
aşoğıdaki odresime yoltoyın. ç
Adı, Soyadı
Mesleği
Işyeri ünvanı:.
Adresı
LEBİB Y4LKlı\ YAYIMLARI
"Yürür 1 ükteki Mevzııat"
LEBİB YALKIN YAYIMLARI VE BAS1M İŞIERİ A.Ş.
Buyukdere Coddesi, Eczo Sokak jEczacıboşı Fobnkası yan soltoğı)
No 6, Sohcr Hon Kot 1, Gullepe 80640 - Istanbul
Te) 179 İ7 50 |8 Hal| Fox 178 90 64
.-YILMAZ—Benim DGM'den
içerialınmadurumum var. Birde
115 bin kişilik toplusözleşme İs-
tanbul'da. Toplantı yapsak da-
hi... Bu grevi destekleme herke-
sin görevi. Ama bu yanlışlığı na-
sıl telafi edeceksin? Orada o ar-
kadaşlar dururken müzakere et-
meyi duşünuyorum. Çok başka
şeyler. Müzakereişleri hep benim
yanımda oldu. Yani arabayla mı
gelsin, helikopterlemıaldırsak...
Başbakan kesin kararlı.
—E\et, Başkan onu kesinlik-
leifadeetmişler.Oyiiriiyuşkalk-
madan kesinlikle müzakere et-
meyiz demişler.
YILMAZ—İyi, ama o mıiza-
kereye az bir zaman kala duru-
mu, oradaki farkı lehimize çe-
virtmek suretiyle bitirmek var-
ken...
—Şimdi işçüer orada 1-2 gün
oturmak suretiyle...
YILMAZ—Hasta olur karde-
şim bu millet. Hasta olur beye-
fendi. Sayın Başkan, yazık gü-
nah olur.
—Vallafai olur. Olur Başkan.
Ama ben boyle bir işçi görrae-
dim. korkunç bir şey. Üç gundur
> ollarda yuriiy or, gece sokakiar-
da uyu>or, sabah dimdik ayakta.
Ne yapıyor ne ediyor? Hayret
ediyorum.
YILMAZ-^Allah Allah. Şu
anda 5 bin kişi varmış orada.
—Ne 5 bini Başkan?
YILMAZ—Şu anda şu an-
da....
—Başkan... Akşam iislii onla-
ra katılan sadece 10 bin kişiydi.
Civardan ve Devrek'in köylerin-
den. Bugiin 60 bin kişi yürıidü.
Şu anda 70 bin kişi var orada.
YILMAZ—Vallahi bilmiyo-
rum. Bu bakanın dediği rakam.
—Ben yarun saat öoceoraday-
dım. 4'lii 5'li su-alar 4 km uzunlu-
ğuqda... Neresi 5 bin?
YILMAZ—Bilemem, bile-
mem. Siz 3 günden beri beraber-
siniz. Sizi dinlerler. Komite bunu
halleder. Bu işi bitirmek lazım.
—Vallahi o komite kabul etti-
rebilse, neler yaparlar. Şimdi
'Soğuğu yedi işçiler biraz
yumuşadılar' diyorlar.'Ama bil-
mem. Benim görduğum jşçi
mümkİMi degil. Oturduğu yer
mUthis soğuk. Bogaz ateşle kap-
landı. İşçiler dumandan bogula-
caktı. Anons ettiler 'Geri gidin'
diye. Ona-bile tepki gosterdiler.
Tehlike faJan deyince öyle ikna
ettiler.
YILMAZ—Vallahi o arka-
daşlan böylesoğuğun içinde hiç-
bir menfaati olmadan zarara
sokmaya hiçbir hakkımız olma-
dığını düşünü>x>rum.
—O işin mantığı Başkan. Ama
artık mantığı kalmadı.
YILMAZ—Mantıksızlık olur
mu bu işte?
—Onu karar veren diişünsün.
O bizim görevimiz değil. Durum
çok vahim. Lütfen bir değerlcn-
dirin Sayın Başkan.
YILMAZ—Peki.
DUNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Biraz İnsaf...
Zonguldak kömür işçilerinin eyiemine iktidar doruğundan
konulan tanılar insanı gerçekten çileden çıkarryor.
Hangi birinden başlamalı?
Turgut Bey'in sözlerinden mi?
Turgut Özal, Şemsi Denizer'i kastederek "O zatla aniaş-
mak mümkün değil" diyor.
Şemsi Denizer'in sendikaiı işçiler adına istedıği ise ne bir
lütuf, ne de akıl dışı bir ücret İşçiler yalnızca kıt kanaat ge-
çinecek bir gelirjn peşindeler. Ve o işçiler Türkiye'nin en güç
koşullar altında çalışan ınsanları ve de bir lokma ekmek için
yaşamlarını tehlikeye atan kışileri.
Zonguldak madenlerinin rantabl olup olmadığı tartışma-
sında da kamuoyu sürekli yanıltılmaktadır. Zamanında kerv
di sanayı kuruluşlarına, kömür ışletmeieri sırtından sübvan-.
siyon sağlayanlar kömürü tonu 100 dolar iken, 20 dotardan
satıp gerekli yatırım kaynaklannı heba edenler, şimdi birden
olaya başka bir gözle bakar olmuşlarsa herhalde burada iyi-
niyet aramak boşunadır.
Sayın özal'a sormak gerek. Acaba Türkiye'de anlaşılması
en güç zat kimdir? Acaba Türkiye'de kiminle anlaşmak çok
güçtür? Anlaşılması en güç kişi, tüm ulusun isteğine karşı
çıkarak ülkeyi savaşa götüren kişi değil mi?
Pariamentoyu hatta yürütmeyi saf dışı bırakarak başkana
bir sisteme doğru pupa yelken giden politikacı degil mı, an-
laşılması ve laf anlatılması en olanaksız kişi?
Acaba, tabanı olmadığı halde, iktidarda kalmakta direnen-
ler, hatta daha da doruğa tırmanmaya koyulanlarla mı an-
laşmak kolaydır?
Tabansız ve sorumsuzca hükmedenlerle anlaşmak otanak-
lıdır da Şemsi Denizer ile mi anlaşmak olanaksızdır?
Turgut Özal aynı zamanda, kömür işletmelerinin çok pa-
halı olduğunu soylüyor.
Her pahalıya mal olanı, ortadan kaldıracaksak eğer, he-
men kendi kendimize sormahyız: Acaba Türkiye'nin şu an-
da en pahalı odağı neresidir?
Türkiye'nin en pahalıya mal olan odağı, tüm bir ülkenin bir
kişinin keyfi karanyla savaşa sürüklendiği yer olmasın sakın?
Türkiye'nin en pahalı odağı, halkın ıstencine karşın taban-
sız ve sorumsuz bır iktıdarı sürdürmekte dırenen odak değil
midir dersiniz?
"Türkiye'nin en pahalıya mal olan yeri;anayasayı zorlaya-
rak yargıya sızarak sivil darbenin adımlarının atıldığı yerdir"
diyenlere, verecek ne yanıt bulunabilir dersiniz?
Türkiye'nin en pahalıya mal olan kurumu, olaylara sivil çö-
zümler bulmak yerine, olaylan kışkırtan, sorumsuziuk sim-
gesi olan iktidar değil midir?
Sorulan uzatmak olası, ama ne gerek var? Gerçekleri her-
kes görüyor.
Doğallıkla, gerçekleri görüp anlayanlar iktidar kanadında
bulunmuyorlar. Hatta, işçilerin ıstemlerini görece anlayışla
karşıladığı halde, kendi arkadaşlarına anlatamayan İmren Ay-
kut bile anlayışsızlığın rüzgârına kendısini kaptırmış gö-
rünüyor.
Son günlerdeki gelışmelerin ortaya koyduğu gerçekleri,
görmemekte, Zonguldak kömür işçilerinin kamuoyunun çok
büyük bır bölumünün desteğine sahip olduğunu anlamamak-
ta direnıyor imren Hanım.
Ve İmren Hanım, Ankara'ya yürüyen işçilerin ve liderleri-
nin ardında Saddam'ın bile olabileceğini soylüyor.
Böylesi konuşmalar, iktidar sorumluluğu üstlenmiş olma-
sı gerekenlere hıç mi hiç yakışmıyor.
Ankara'ya yürüyen ve her türlü kışkırtmaya karşı büyük bir
uyanıklık içinde olan işçilerin ardında, Türk halkı var.
Onların ardında Saddam'ın olmadığını herkes biliyor.
Ama biz İmren Hanım'a sormak ısterız:
"Hanımefendi, sizin iktidarınızın savaş amigosu Körfezpo-
litikasının ardında kim ya da kimler var acaba?
,. /caba İmren Hanım^usofuya açık bir yanıt v&rebilir.n#?
RBA'KBA
• Ankara'da Hâkim ve Savcı Eğitim Merkezi'ndeki 8.
dönem stajı bitirerek Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nca mesleğe kabulüne karar verilen 130 hâkim ve
savcı törenle kura çekti. Ankara Adliyesi'nde dûzenlenen
törende konuşan Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, adalet
hizmetlerinin yürütülmesindeki ana unsunın hâkim ve
savcı olduğunu söyledi. Sungurlu, bu konudaki açıgı
kapatmak için 750 yeni kadro tahsis edeceklerini söyledi.
• ODTÜ ısı santraüna doğalgaz bağlandı. Ankara
Büyukşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçm, bu
nedenle ODTÜ'de dûzenlenen törende yaptığı konuşmada
bugüne kadar Ankara'da 150 bin konuta doğalgaz
bağlandığını belirterek yıl sonuna doğru bu rakanun 250
bine ulaşacağını söyledi.
• Akdeniz'deki
uyuşturucu
trafiğinde son
günlerde büyük
bir artış olduğu
gözleniyor. Hatay
Emniyet
Müdürlüğü
Narkotik
Şubesi'nden
âlınan bilgiye
göre 1990 yılmın son
haftaları ile 1991 yılının başında uyuşturucu yolu olarak
bilinen Hatay'ın Samandağ ilçesi yakınlarında, denizden
getirilen esrar trafiğinde artış kaydedildi. Yetkililer
Lübnan'da üslenen kaçakçıların esrarlan, naylon torbalar
içinde denize bıraktıklarını daha sonra bunlann denizden
toplandığını belirttiler.
• Kapatılan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma
Derneği (TAYAD) yönetim kurulu ve üyelerinden 6 kişinin
polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi. TAYAD
Genel Başkanı Gulten Şeşen adına yapılan yazılı
açıklamada derneklere yönelik baskılann arttığı belirtilerek
Saycan Yalçın, Songül Doğan, Namık Ereren, Gülnaz
Yerlikaya, Mehmet Güvel ve Sema Güvel'in gözaltma
alındıfını belirtti.
• İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Adalet
Bakanhğı'nda kurulan yeni bir fonla bütün adli evTakm
parayla satılmasını eleştirerek "Adalete para karıştınürsa
adaletten bahsedilemez" dedi. Kazan, baro yönetim kurulu
üyeleriyle İstanbul Adliyesi'nde düzenlediği basın
toplantısında, çıkanlan gehelgenin adalete "ticaret"
mantığıyla bakmanın bir sonucu olduğunu savundu.
ÖLÜM
• Denizli eski milletvekillerinden Ilhan Açıkalın, dün
Ankara'da vefat etti. 1930 yılında doğan Açıkalın, 1969
seçimlerinde miJJetvekili seçilerek parlamentoya girdi.
tlhan Açıkalın için bugün TBMM'de tören düzenlenecek.
Açıkalın'ın cenazesi, Maltepe Camisi'nde kılınacak
namazdan sonra Denizli'ye götürülerek yann toprağa
verilecek.
VEFAT
Merhum Fehime Altay'ın eşi, merhum doktor Nejat Altay, diş
hekimi Yıldız Aktuna, doktor Lale Altay, diş hekımi Yalçın Altay'ııı
sevgih babalan, doktor Güler Altay, diş hekimi Aydın Aktuna'nın
kıymetli kayınpederleri, Özlem ve Özden Altay'ın bıricik dedekri,
Em.Ut.Yrb34O-7
FEHMİALDff
6 Ocak 1991 gunu hakkııı rahraetine kavuşmuştur. Cenazesi 8 Ocak
1991 salı gunu ikindi namazını muteakip Selımiye Camiı'nden
Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecektir.
AtLESİ
No<: Çelenk gönderilmemesi rica olunur.