18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Türk-îş, hükümetten bir görüşme zemininin mutlaka bulunmasını istedi TürkJs ytirüytişe soğuk Bir sendika başkanı ile Yılmaz'ın göriışmesinden: Yılntaz: îmkânı yok, yürütmezler. Başkan: Dağlardan gideriz, geri gitmeyiz, diyorlar. Yılmaz: Bu, greve leke düşürür. Başkanlar Kurulu'nun büyük çoğunluğu bu yürüyüşe sıcak bakmıyor. Bjtşkaa: Ama artık bu olay yürüyüşü destekleyip desteklememek değü, işçi soğuktan ölecek. ÜMİTASLANBAY RIZAEZER ğunun Zonguldaidı maden iscik- dika başkanı arasındakitelsizte- rininyürüyüşünesıcak bakmadı- lcfon görüşmesi Cumhuriyet'e ğını söyledi. şöyle yansıdı: Türk-tş Genel Başkanı Şevket —İşçiler hiçbir yabancıyı ara- Yümazileüçgündenbuyanama- lannako>mu>orlar.Birbirlerini MENGEN — Türk-îş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Türk-lş Başkanlar Kurulu'nun çoğunlu- denti ytirüyuşüne katılan bır sen- tanryoriar.Zatengeneiliklegnıp- lar hallnde oluyoriar. Sen ister- sen denemek için 15-20 kişi gön- der, istedikleri yerde kalabalık içinegirebilirler. YILMAZ—Peki o yol üzerin- de nasıl duruyor o millet. Hasta olur kardeşim, hepsi. —Diin Şemsi (Denizer) onlan Zonguldak'a gonderme imkânı bulamadıgı için komiteieri çagır- dı. Hiç olmazsa birkaç gün Men- gen'dekaialımdiye. Yani diyor- lar ki karar aldık, dönmemiz mümkttn degil. Kar yagar, fırtı- na olur, dönmeyiz, diyorlar. Bu- ralarçok soğuk. YILMAZ—Çoksoğuk biliyo- rum. —Herkes onnanda şimdi. YLLMAZ—Ormanda mı? Ne yapıyorlar? —Ateşyakmışiar oturuyorlar. YILMAZ—Peki ama karde- şim bu nasıl netice? —Vallahi biz yüriiyecegiz di- yoriar. YILMAZ—İmkânı yok yü- rütmezler. —Yüriiyecegiz diyorlar. Dag- lardan gideriz, geri gitmeyiz di- yorlar. YILMAZ—Vallahi bu gTeve lekedüşürtür. —Valiabi bilmirorum Baş- kan. Tabii o bizi Ugilendiren bir şeydegU.Onlarkarar verdi.Bize diişen deslek olmak. Tabii bura- da bazı şeyler de konuşuluyor. Hem 3 ocak hem de bu olayı de- gerlendinnek üzere gerçekten bir başkanlar kurulu toplansa. YILMAZ—Ama kardeşim, başkanlar kunılunun çogubu yü- rüyüse sıcak bakmıyor. —Başkan, miimkiin degil. Bunlar geri gitmezler. YILMAZ—Gider, gider, gi- decekler. —Yani bugiin öyle bir direnç var kl etraftan da belediyelerden de. Gıdastkıntısı yok. Teksıkıntı çadır ve battaniye. Onlar da gel- di mi, kolay kola> bir yere uzak- laşmazlar. YILMAZ—Bizkonuştukher- kesle. Çadır ve battaniyegelecek. Battaniye sendikalardan dagele- cek. Konuştuk. Buradan bizgön- deririz. Yalnız bunun birsonucu yok beyefendi. Devletin otorite- si, sokakta kaldı böylesine diyor- lar. 85 bin metal ijcisi var. 'Top- lusözleşmedirenişle mi yapılır?' diyorlar. Grev hakkıdır. Bunu en iyi şekilde yapıyoriar Zongul- dak'ta tamam, 'Hay hay, ama biz bu arkadaşlan karayoluna çıkarmayiz' diyorlar. Ne olursa olsun. —Baskan diğer taraflardan bu iş zorlansa yani digerillerden bir- takım hareketler, protestolar... YILMAZ—Yaa kardeşcagı- zım bunu gördılkten sonra kim yapar bu işi. lki günden beri bu- nu konuşuyoruz dedim Şemsi Bey'e. Beni Londra'ya BBC'ye şikâyet edeceğine bunu deneme- l: vdi biraz. —Ben debunu söyledim. Böy- ie bir durumda bunu söylemeyi mantığım almıy or Başkan. Şim- di bu adamlara destek olmak için >ıgılı>orlar. Bura>aşimdi destek olmak bakımındandiyorum. Si- zin seyird kalmamanız yani. YILMAZ—Ben oraya gel- mem. Boy göstermeye gelmem oraya. —Hayır Başkan, buraya gel demiyorum.Türk-tşolarak des- lek... YILMAZ—Arkadaşların hepsi bendenrica ettiler. Bugre- vi birkaç gün ertele diye. Benim meşhur olmaya niyetim yok. Hiç istemiyorum meşhur olmak. —Sizdeyardımedin, buarka- daşları geri gonderelim. Bu mn- zakereleri bir an ev>el y apalun di- >e. Başbakan da diyor ki geri KADINLAR ÖFKELİ -r.Hak kavgasında uzun yürüyüşe katılan Zonguidaklı kadınjar, sloganlarda iktidara ofkelerinî dile getirdOer. (fd*totnff:'Birol l'zmez) Madencieşlerînden protesto BİROL ÜZMEZ ZONGULDAK — Ankara yürüyüşüne başlamalannın 3. gününde ve Mengen - Eskiçağa arasında kurulan barikatla dur- durulan ve burada bekleyen ma- den işçilerinin eş ve çocuklann- dan oluşan 200 kişilik bir grup, dün Zonguldak Madenci Anıtı önünde toplanarak protesto gösterisinde bulundular. Dün öğleyin Zonguldak'ta Madenci Anıtı önünde topianan kadınlar, eşlerinin Mengen'de barikatlann önünde kötü koşul- larda bekletilmesini ve kendîle- rine düşman gözuyle bakılması- nı protesto ettiler. "Gözaltma alınan tepki ne ise bize de gösterflsiıı" diyen kadınlar, "Ba> rikattar luddınbiB, işçiler yıiıü- sün", "Bizim askerlerinıiz bej- lerimize, nasıl tüfek çevirir", "Beyierimize yanlış pnUşıimaan diye bıçak büe vermedik", "Bu- rası Beİene mi?" diye tepki gös- terdiler. Kadınlar, burada yap- tıklan konuşmalarda çocukların babalannı özlediklerıni, okula gidemediklerini, babalarının Olup olmediklerini sorduklannı belintiler. Kadınlar, Mengen'de bekleyen eşlerini, kardeslerini desteklemek için Madenci Anı- tı'nın önünde yakılan meşale al- tında beklemeye devam edecek- lerini vurguladılar. Zonguldak'ta tüm halkın ma- dencileri desteklemek üzere se- ferber oldukları gözleniyor. Zonguldak'ta, yürüyuş sonrası oluşan hava, halk tarafından "ZongBİdak nyumayor", "Zon- guldak ayaku", "Zonguldak, maden işcisi ile kenetlenmiş durumda" şeklinde özetleniyor. Maden işçilerinin yakınları, Mengen'den haber alabilmek için her yolu de'niyorlar. Zongul- dak'ta bu nedenle alışılmadık görüntülere rastlanıyor. Kadın- lar, haber alabilmek için "Yal- nızca erkeklerin gidebildiği" kahvelerde oturuyorlar. MEVZUATTAKI SON DEĞİŞİKLİKLERİ BİLİYOR MUSUNUZ? Lebib Yalkın Yayımlan, 37 yıldır mevzuarı izler. Değişen yapraklar sistemiyle, her mevzuahn yürürlükte kalmasını, işlerin aksamamasını sağlar. .. Sizin de eksik ve eski mevzuatınız varsa, hemen yenilevin. Üstelik, Lebib Yalkın Yayımlan'nın taksir veya peşin alımlarda indirim imkânlarından yararlanın. YAYINLARIMIZ • VERGİ MEVZUATI • IŞ HUKUKU MEVZUATI • SENDİKALAR VE TOPLU SÖZLEŞME MEVZUATI • SOSYAL SİGORTA MEVZUATI • BAĞ-KUR MEVZUATI • BANKA VE SERMAYE PİYASASI MEVZUATI • TURK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA (KAMBİYO) MEVZUATI • TEŞVİK MEVZUATI • İTHALAT MEVZUATI • İHRACAT MEVZUATI • GÜMRUK MEVZUATI • AVRUPA TOPLULUĞU (AET) MEVZUATI • TURİZM MEVZUATI • BELEDİYE MEVZUAT1 • İMAR MEVZUATI • DEVLET İHALE KANUNU VE İLGILİ MEVZUAT • IMALAT SANAYİİ MEVZUATI Lütfen, yayınlannızla itgili broşür ve sotı» şartiannı aşoğıdaki odresime yoltoyın. ç Adı, Soyadı Mesleği Işyeri ünvanı:. Adresı LEBİB Y4LKlı\ YAYIMLARI "Yürür 1 ükteki Mevzııat" LEBİB YALKIN YAYIMLARI VE BAS1M İŞIERİ A.Ş. Buyukdere Coddesi, Eczo Sokak jEczacıboşı Fobnkası yan soltoğı) No 6, Sohcr Hon Kot 1, Gullepe 80640 - Istanbul Te) 179 İ7 50 |8 Hal| Fox 178 90 64 .-YILMAZ—Benim DGM'den içerialınmadurumum var. Birde 115 bin kişilik toplusözleşme İs- tanbul'da. Toplantı yapsak da- hi... Bu grevi destekleme herke- sin görevi. Ama bu yanlışlığı na- sıl telafi edeceksin? Orada o ar- kadaşlar dururken müzakere et- meyi duşünuyorum. Çok başka şeyler. Müzakereişleri hep benim yanımda oldu. Yani arabayla mı gelsin, helikopterlemıaldırsak... Başbakan kesin kararlı. —E\et, Başkan onu kesinlik- leifadeetmişler.Oyiiriiyuşkalk- madan kesinlikle müzakere et- meyiz demişler. YILMAZ—İyi, ama o mıiza- kereye az bir zaman kala duru- mu, oradaki farkı lehimize çe- virtmek suretiyle bitirmek var- ken... —Şimdi işçüer orada 1-2 gün oturmak suretiyle... YILMAZ—Hasta olur karde- şim bu millet. Hasta olur beye- fendi. Sayın Başkan, yazık gü- nah olur. —Vallafai olur. Olur Başkan. Ama ben boyle bir işçi görrae- dim. korkunç bir şey. Üç gundur > ollarda yuriiy or, gece sokakiar- da uyu>or, sabah dimdik ayakta. Ne yapıyor ne ediyor? Hayret ediyorum. YILMAZ-^Allah Allah. Şu anda 5 bin kişi varmış orada. —Ne 5 bini Başkan? YILMAZ—Şu anda şu an- da.... —Başkan... Akşam iislii onla- ra katılan sadece 10 bin kişiydi. Civardan ve Devrek'in köylerin- den. Bugiin 60 bin kişi yürıidü. Şu anda 70 bin kişi var orada. YILMAZ—Vallahi bilmiyo- rum. Bu bakanın dediği rakam. —Ben yarun saat öoceoraday- dım. 4'lii 5'li su-alar 4 km uzunlu- ğuqda... Neresi 5 bin? YILMAZ—Bilemem, bile- mem. Siz 3 günden beri beraber- siniz. Sizi dinlerler. Komite bunu halleder. Bu işi bitirmek lazım. —Vallahi o komite kabul etti- rebilse, neler yaparlar. Şimdi 'Soğuğu yedi işçiler biraz yumuşadılar' diyorlar.'Ama bil- mem. Benim görduğum jşçi mümkİMi degil. Oturduğu yer mUthis soğuk. Bogaz ateşle kap- landı. İşçiler dumandan bogula- caktı. Anons ettiler 'Geri gidin' diye. Ona-bile tepki gosterdiler. Tehlike faJan deyince öyle ikna ettiler. YILMAZ—Vallahi o arka- daşlan böylesoğuğun içinde hiç- bir menfaati olmadan zarara sokmaya hiçbir hakkımız olma- dığını düşünü>x>rum. —O işin mantığı Başkan. Ama artık mantığı kalmadı. YILMAZ—Mantıksızlık olur mu bu işte? —Onu karar veren diişünsün. O bizim görevimiz değil. Durum çok vahim. Lütfen bir değerlcn- dirin Sayın Başkan. YILMAZ—Peki. DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Biraz İnsaf... Zonguldak kömür işçilerinin eyiemine iktidar doruğundan konulan tanılar insanı gerçekten çileden çıkarryor. Hangi birinden başlamalı? Turgut Bey'in sözlerinden mi? Turgut Özal, Şemsi Denizer'i kastederek "O zatla aniaş- mak mümkün değil" diyor. Şemsi Denizer'in sendikaiı işçiler adına istedıği ise ne bir lütuf, ne de akıl dışı bir ücret İşçiler yalnızca kıt kanaat ge- çinecek bir gelirjn peşindeler. Ve o işçiler Türkiye'nin en güç koşullar altında çalışan ınsanları ve de bir lokma ekmek için yaşamlarını tehlikeye atan kışileri. Zonguldak madenlerinin rantabl olup olmadığı tartışma- sında da kamuoyu sürekli yanıltılmaktadır. Zamanında kerv di sanayı kuruluşlarına, kömür ışletmeieri sırtından sübvan-. siyon sağlayanlar kömürü tonu 100 dolar iken, 20 dotardan satıp gerekli yatırım kaynaklannı heba edenler, şimdi birden olaya başka bir gözle bakar olmuşlarsa herhalde burada iyi- niyet aramak boşunadır. Sayın özal'a sormak gerek. Acaba Türkiye'de anlaşılması en güç zat kimdir? Acaba Türkiye'de kiminle anlaşmak çok güçtür? Anlaşılması en güç kişi, tüm ulusun isteğine karşı çıkarak ülkeyi savaşa götüren kişi değil mi? Pariamentoyu hatta yürütmeyi saf dışı bırakarak başkana bir sisteme doğru pupa yelken giden politikacı degil mı, an- laşılması ve laf anlatılması en olanaksız kişi? Acaba, tabanı olmadığı halde, iktidarda kalmakta direnen- ler, hatta daha da doruğa tırmanmaya koyulanlarla mı an- laşmak kolaydır? Tabansız ve sorumsuzca hükmedenlerle anlaşmak otanak- lıdır da Şemsi Denizer ile mi anlaşmak olanaksızdır? Turgut Özal aynı zamanda, kömür işletmelerinin çok pa- halı olduğunu soylüyor. Her pahalıya mal olanı, ortadan kaldıracaksak eğer, he- men kendi kendimize sormahyız: Acaba Türkiye'nin şu an- da en pahalı odağı neresidir? Türkiye'nin en pahalıya mal olan odağı, tüm bir ülkenin bir kişinin keyfi karanyla savaşa sürüklendiği yer olmasın sakın? Türkiye'nin en pahalı odağı, halkın ıstencine karşın taban- sız ve sorumsuz bır iktıdarı sürdürmekte dırenen odak değil midir dersiniz? "Türkiye'nin en pahalıya mal olan yeri;anayasayı zorlaya- rak yargıya sızarak sivil darbenin adımlarının atıldığı yerdir" diyenlere, verecek ne yanıt bulunabilir dersiniz? Türkiye'nin en pahalıya mal olan kurumu, olaylara sivil çö- zümler bulmak yerine, olaylan kışkırtan, sorumsuziuk sim- gesi olan iktidar değil midir? Sorulan uzatmak olası, ama ne gerek var? Gerçekleri her- kes görüyor. Doğallıkla, gerçekleri görüp anlayanlar iktidar kanadında bulunmuyorlar. Hatta, işçilerin ıstemlerini görece anlayışla karşıladığı halde, kendi arkadaşlarına anlatamayan İmren Ay- kut bile anlayışsızlığın rüzgârına kendısini kaptırmış gö- rünüyor. Son günlerdeki gelışmelerin ortaya koyduğu gerçekleri, görmemekte, Zonguldak kömür işçilerinin kamuoyunun çok büyük bır bölumünün desteğine sahip olduğunu anlamamak- ta direnıyor imren Hanım. Ve İmren Hanım, Ankara'ya yürüyen işçilerin ve liderleri- nin ardında Saddam'ın bile olabileceğini soylüyor. Böylesi konuşmalar, iktidar sorumluluğu üstlenmiş olma- sı gerekenlere hıç mi hiç yakışmıyor. Ankara'ya yürüyen ve her türlü kışkırtmaya karşı büyük bir uyanıklık içinde olan işçilerin ardında, Türk halkı var. Onların ardında Saddam'ın olmadığını herkes biliyor. Ama biz İmren Hanım'a sormak ısterız: "Hanımefendi, sizin iktidarınızın savaş amigosu Körfezpo- litikasının ardında kim ya da kimler var acaba? ,. /caba İmren Hanım^usofuya açık bir yanıt v&rebilir.n#? RBA'KBA • Ankara'da Hâkim ve Savcı Eğitim Merkezi'ndeki 8. dönem stajı bitirerek Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca mesleğe kabulüne karar verilen 130 hâkim ve savcı törenle kura çekti. Ankara Adliyesi'nde dûzenlenen törende konuşan Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, adalet hizmetlerinin yürütülmesindeki ana unsunın hâkim ve savcı olduğunu söyledi. Sungurlu, bu konudaki açıgı kapatmak için 750 yeni kadro tahsis edeceklerini söyledi. • ODTÜ ısı santraüna doğalgaz bağlandı. Ankara Büyukşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçm, bu nedenle ODTÜ'de dûzenlenen törende yaptığı konuşmada bugüne kadar Ankara'da 150 bin konuta doğalgaz bağlandığını belirterek yıl sonuna doğru bu rakanun 250 bine ulaşacağını söyledi. • Akdeniz'deki uyuşturucu trafiğinde son günlerde büyük bir artış olduğu gözleniyor. Hatay Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi'nden âlınan bilgiye göre 1990 yılmın son haftaları ile 1991 yılının başında uyuşturucu yolu olarak bilinen Hatay'ın Samandağ ilçesi yakınlarında, denizden getirilen esrar trafiğinde artış kaydedildi. Yetkililer Lübnan'da üslenen kaçakçıların esrarlan, naylon torbalar içinde denize bıraktıklarını daha sonra bunlann denizden toplandığını belirttiler. • Kapatılan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) yönetim kurulu ve üyelerinden 6 kişinin polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi. TAYAD Genel Başkanı Gulten Şeşen adına yapılan yazılı açıklamada derneklere yönelik baskılann arttığı belirtilerek Saycan Yalçın, Songül Doğan, Namık Ereren, Gülnaz Yerlikaya, Mehmet Güvel ve Sema Güvel'in gözaltma alındıfını belirtti. • İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Adalet Bakanhğı'nda kurulan yeni bir fonla bütün adli evTakm parayla satılmasını eleştirerek "Adalete para karıştınürsa adaletten bahsedilemez" dedi. Kazan, baro yönetim kurulu üyeleriyle İstanbul Adliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, çıkanlan gehelgenin adalete "ticaret" mantığıyla bakmanın bir sonucu olduğunu savundu. ÖLÜM • Denizli eski milletvekillerinden Ilhan Açıkalın, dün Ankara'da vefat etti. 1930 yılında doğan Açıkalın, 1969 seçimlerinde miJJetvekili seçilerek parlamentoya girdi. tlhan Açıkalın için bugün TBMM'de tören düzenlenecek. Açıkalın'ın cenazesi, Maltepe Camisi'nde kılınacak namazdan sonra Denizli'ye götürülerek yann toprağa verilecek. VEFAT Merhum Fehime Altay'ın eşi, merhum doktor Nejat Altay, diş hekimi Yıldız Aktuna, doktor Lale Altay, diş hekımi Yalçın Altay'ııı sevgih babalan, doktor Güler Altay, diş hekimi Aydın Aktuna'nın kıymetli kayınpederleri, Özlem ve Özden Altay'ın bıricik dedekri, Em.Ut.Yrb34O-7 FEHMİALDff 6 Ocak 1991 gunu hakkııı rahraetine kavuşmuştur. Cenazesi 8 Ocak 1991 salı gunu ikindi namazını muteakip Selımiye Camiı'nden Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecektir. AtLESİ No<: Çelenk gönderilmemesi rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle