Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 8 OCAK 1991
Avukatların
açlıkgrevi
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosa) — Ankara Barosu
Başkanı Özdemir Özok,
Türk-lş'in 3 ocaktaki "bir
gün işe gilmeme" eyleminin
suç olmadı|ı yönünde
hukuki görüş açıkladıklan
gerekçesiyle Çağdaş
Hukukçular Derneği'nden
iki avukatın gözaltına
alınmasını "haksız ve
hukuk dışı bir eylem"
olarak niteledi. ıki avukatın
başlattığı açlık grevi ise
sûrüyor. Avukat Halit
Çetaık'in gözaltında
bulunan avukatlar Hüsnü
öndül ve Esin Kulaç ile '
•görfişme istemi reddedildi.
Çelenk'in dün yaptığı
başvuruya yamt veren
DGM Cumhuriyet Savcısı
Ülkfi Coşkun, Öndül ve
Kulaç ile ilgili
sonışturmanın "gizli,
örgütsel amaçlı olması ve
sonışturmanın selameti
açısından" uygun
görülmediğini belirtti.
Çağdaş Hukukçular
Derneği Genel Başkanı
Akif Kurtuluş da dün
yaptığı yazılı açıklamada,
gözaltı ve bürolara
"karakol kurulması"
uygulamalan için "Hiçbir
makam hukuk ihlallerine
alet edilmemelidir" dedi.
Tek rip arıtma
• ANKARA (AA) —
Sudaki kirliliği belirlemek
amacıyla standart metot
kullanılacak. Sanayi
kuruluşlarının kuracağı
antma tesısleri de tek tip
olacak. Böylelikle, her iki
alanda da yaşanan
çelişkilerin ve gereksiz
yatınmların önüne geçilmiş
olacak. 1988 yılında
yürürlüğe giren Su Kirliliği
Kontrolü Yönetmeliği'nin
ongördüğü 'nunıune alma
ve analiz metotları tebliği'
ile, 'teknik usuller tebliği',
dün Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Çevre müsteşarlığı
yetkilileri, bugüne kadar
numune almada çok çeşitli
metotların kullamldığını,
bu nedenle alınan
sonuçlarda çelişkiler ortaya
çıktığını belirterek "Bundan
sonra her yerde aynı metot
uygulanacak, sonuçlar da
sağlıklı olacak" dediler.
2000'e
Dogru'ya ihtar
• Haber Merkezi — 2000'e
Doğru Dergisi'ne yayın
durdurma ihtannda
bulunuldu. İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu imzasıyla
gönderilen "yazılı ihtar",
dergi sahibi Mehmet
Sabuncu ve Sorunılu
Müdür Adnan Akfırat'a
tebiiğ edildi. Bakan Aksu
imzalı yazıda 2000'e
Doğru'nun, "Olağanustü
Hal Bölgesi'ndeki
faaliyetleri sistemli ve
kasıtlı bir şekilde
aksettiren, gerçek dışı haber
ve yorumlan ile b^Igedeki
katnu düzenınin cıddi
şekilde bozulmasına ve
bölge halkının
heyecanlanmasına neden
olacak, güvenlik
kuvvetlerinin görevlerini
gereği gibi yerine
getirmelerini engelieyecek
nitelikte yayın yaptığı"
iddia ediliyor.
Çelebi
Arnavutlıık'ta
• İSTANBUL (AA) —
Devlet Bakanı Işın Çelebi
başkanlığında kamu
sektörü temsilcileri,
işadamlan ve
gazetecilerden oluşan 73
kişilik bir heyet, özei bir
uçakla Arnavutluk'a gitti.
Çelebi, Atatürk
Havalimanı'nda yaptığı
açıklamada, gezinin
Tûrkiye-Arnavutluk
ilişkileri açısından yeni bir
dönemin başlangıcı
olacağını ve ikili ilişkilerde
önemli bir aşama
kaydedileceğini söyledi.
Gaziantep
kongresi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — ANAP Genel
Başkan adaylarından Hasan
Celal Guzel, 13 Ocak'ta
yapılacak olan Gaziantep tl
Kongresi'ne katılmayacak.
Başbakan Yıldınm Akbulut
ve kalabahk bir grup
ANAP milletvekili 13
Ocak'ta Gaziantep'e giderek
gövde gösterisi yapacaklar.
Gaziantep kongresine
Gaziantep'ten milletvekili
adayı olmak isteyen Devlet
Bakanı Mustafa Taşar da
katılacak.
NtLAY ELDEŞ
CAMİDE ÜST LSTL — Kimi camide, kimi okulda, kimi kahvede sabahladı. Evlileri Mengenliler konuk ederken bekâriar sokaklarda, araçlann iclerinde
geceyi geçirdiler. Camiimamıgeceboyuncasobayaodunatarakicerininısınmasınaçalıştı. (Fotoğraf: Birol Üzmez)
İZLENİMLER
ve
CENGİZ ELDEŞ
Evliliklerinin I. yıldonumunde
mutluluklar dileriz.
BAŞAK AtLESt
Mengerfi karargâhyaptılar
ŞÜKRAN KETENCİ
MENGEN — Maden isçileri-
nin bulunduğu taraftan sadece
dozerlerin göründüğü Beşler
Köprüsü'nden (Yeni adı Sınır
Kapısı) ancak milletvekilleriyie
bazı özel kişiler geçebiliyor. Ma-
denciler kimlik ve geçiş hakkı-
nı "pasaportlu" olarak değer-
lendiriyor. Bir, "biz dUşman mı-
yız?" diyorlar ve ekhyorlar: "Biz
sadece grevdeyiz. Savaşmıyoruz.
Topiusozleşme, ücret isu>oruz."
Akşam alacakaranlığında so-
ğuğun bastırmasıyla biriikte yol
kenarlannda ateşler yakılıyor.
Kol kola birbirlerinin sıcaklığıy-
la ayakta birbirlerine yaklaşa-
rak, slogan atarak ısınmaya ça-
lışanlar, sıralar halinde bekleyen
onbinler rüzgânn üzerlerine sa-
vurduğu dumandan boğulma
noktasına geliyorlar. Sendika
>önetimi, kadmlar ve gece kapa-
lı bir mekana sığınmak isteyen-
Ierin araçlarla Mengen'e götü-
rülmesi kararını veriyor. Dağlar
arasında geceleyecekler ise 2-3
kilometre gerideki daha elverişli
alana yerleşecekler. Ancak ma-
denciler karann geri adım nite-
liği taşımasından kaygılanıyor-
lar. "Oltnek var dönmek yok"
sloganlyla tepki dile getiriliyor.
Madencileri yatıştırmak üzere
genel başkanlan Şemsi Denizer
megafonu alıyor. Yürüyüşten
vazgeçme, Zonguldak'a donme-
nin soz konusu olmadığını açık-
lıyor. Onbinler derhal yerleşme
hazırlığına geçiyor. Müthiş bir
kargaşa başlıyor. Büyük kuçük
her türden aracın bulunduğu
yerden geri dönme çabası ara-
sında yurüyen onbinler de katı-
hnca sekiz kilometrelik yolu özel
araba ile 2.5 saatte aşabiliyoruz.
Çoğunluk kitle, yer seçerek se-
kiz kilometrelik yolun kenarla-
nnda yerleşmeyi yeğliyor. Ateş-
ler yakılıyor. Yardım olarak ge-
len erzak dağıtıhyoı. Tanımlan-
ması yazıya dökulemeyecek, fo-
toğrafın da yeterlı olamayacağı,
bir olçüde usta kameranın an-
cak yansıtabileceği bir görüntü
doğuyor. Yaşlan ellınin uzerin-
de Karadeniz şıvesiyle konuşan
riirüm, dedim. Bu kalabalıkta
kargaşada onu da kaybettim. Şu
çilemize bakın. Bizi evlere alı-
yorlar. Erkekler ayazda, soguk-
ta, ormanda. Sabaha kadar on-
ları düşünup ağlıyor, uyuyamı-
yonız. Bunlann bize yaptığı ezi-
yetî Yahudi Araba yapmıyor."
Sekiz kilometrelik yoldan
Mengen'e taşınma bittikten ve
yol boyunca orman kenannda
konaklayacaklar yerleştikten
sonra yolun trafîği bitmiyor. En-
gellemeiere rağmen Zonguldak-
tan'tan, köylerden, kasabalar-
dan akış durmuyor. özel araba-
lar gruplara yanaşıyor, yiyecek,
oluşturuyor. Sendika Başkanı ve
Yönetim Kurulu üyeleri orman-
da öbek öbek konaklayanlan zi-
yaret ediyorlar. Barikatın önün-
de polislerle muhabbeti koyult-
muş olanlar bıle var. "Ne
konuşuyorsunuz" sorusuna
"Aynı tarafta, eziten tarafta ol-
duğumuzu, biriikte soğukta, or-
manda kaldıgımızı, asağı yukan
aynı açlıgı paylaşugımızı anlatı-
yoruz, 'sizi de biz kurtaracağız'
diyoruz", yanıtı geliyor. Polisler,
Başkan Şemsi Denizer'in kar-
deş oldukları mesajı ve selamı-
na yanıt vermeye çekiniyorlar.
Ziyaret kervanına İlyas Sal-
Sabaha karşı 02.00. Ateşler daha parlak, sohbetler koyulaşmış,
battaniyelerini başlarından aşağı pelerin gibi geçirmiş binlerce
insan ateşlerin başına üşüşmüş. Uçüncü geceyi sokakta, uykusuz
geçirenlerin, her gün saatlerce yürüyenlerin gücüne akıl ermiyor.
iki köylü kadm işçilerle çevik
kuvvet ve askeri ayıran sınırda-
ki dozerlere elleriyle yapışmışlar.
Götıirmek isteyenlere itiraz edi-
yorlar. Yurümenin durmasına
tepki duyan kalabahk bir grubu
etkileyen öfkeleriyle bağırarak
konuşuyorlar. "Buradan aynl-
mayız. Geri dönmek yok. Nere-
ye geri dönecegiz? Niçin yurii-
müyoruz? Biz düşman değiliz ki
ateş acsınlar. Bö>le yaşamaktan,
geri dönmektense ateş acsınlar
ölelim..."
Derken bu aşın öfkeye yol
açan özel koşullar dile geliyor:
"Kocam yanm adam. Sakat.
Ben senin jerine vekaleten >ü-
NOTLAR
eşya, battanıye dağıtılıyor. Sık
sık "Meyve isleyenler" "Ekmek
geldi" anonslan ya da klakson-
la yardım geldiği duyunılan ya-
pılıyor. Çoluk çocuk arabadan
inen bir ailenin kendi deyimle-
riyle "can parcalannın" duru-
munu gözleriyle görup komşu-
larından topla'dıklan yardımı
getırdıklerini izliyoruz.
Gece saat 11, 12, 01, 02...
02'den sonra görüntü çok daha
çarpıcı. Ateşler daha parlak.
Sohbetler koyulaşmış. Battani-
yelerı başlarından aşağı pelerin
gibi bağlanmış binlerce insanın
ateş ışığında hareketleri insanda
şok etkisi vapan bir görüntü
man ve Bilgesu Erenus gibi sa-
natçılar da katılınca hareket ve
görüntü daha da çarpıcı boyut
'kazanıyor. Ateş başlarındaki
halkalar, kalabalıklar büyüyor.
En çok başkanlan lehine ve ka-
rarhhklarına ilişkin coşkulu slo-
ganlar atıyor, sanatçılan kendi
üsluplan ve sloganlanyla selam-
lıyorlar. Başkanın ve sanatçıla-
rın bulunduğu ateş halkaların-
dan birine koşan bir işçi hen-
dekten suya düştü. Dakika geç-
meden araç farlan yardımında
kurtarılıyor. Kafasını çarpmış,
ilkyardım aracına taşınırken
hayretle duşüşunü Köşk'e bağ-
layan küfürler sa\Tirduğunu du-
yuyoruz. Arkadaşları kazadan
hem üzgün hem de kufürlere
gülerek açıklama getiriyorlar:
"Bu balimizin, çektiklerimizin
biitiin sorumlusu o degil mi?
Arkadaşımız haklı. Biz bize
düşman olanı, södeşmemizi im-
zalattınnayanı iyi tanıyoruz."
Sakalları, battaniyeleri ile
"Meksikalılara" benzetmelere
gulüp geçiyor, "Bizi mağara
adamına benzetip korkanlar da
var" yanıtını veriyorlar. Meksi-
kalı, mağara adamı, her ne ise
bu görüntülerinden çok mutlu-
lar. Battaniyelerle bir gece önce-
sine göre daha az üşüyorlar. Aç
da değiller. Sendika görevlileri
sürekli uyumamalan, donabile-
cekleri uyansım yapıyorlar. Slo-
ganlar, şarkılar, biraz da ayak-
ta kalabilmek için. Üçüncü ge-
ceyi sokakta ve uykusuz geçiren-
lerin her gün saatlerce yürüyen-
lerin dayanma gücüne, direnci-
ne ak'ıl ermiyor. Hâlâ güluyor,
hâlâ şarkı söyleyebiliyor, şaka
yapabiliyorlar. Derken yağmur
çiseliyor. Bulabilenler yanlarına
park etmiş araçtan aldıklan
malzemeyle örtüler yapmaya ça-
hşıyorlar. Bir işçi naylonu gere-
ceği sopayı toprağa saplamaya
çahşırken zorlanıyor. Yine Çan-
kaya'yı hedef alan küfurler sa-
vuruyor. Madencilere göre her
şeyin sorumlusu o. Dün bütün
yollarm kesilmesiyle kuşatma
altına aiınan madenciler Men-
gen'ı "karargâh" olarak seçip
buna yönelik geriye yürürken ilk
barikatın önündeki kadar öfkeli
değildiler.
Madenci geceyi yağmurda geçirdi
CELAL BAŞLANGIÇ
MENGEN — Gazete satan dükkân-
ların önünde uzun kuyruklar oluşturmuş
madenciler. Gazeteler elden ele geziyor
sokaklarda. 07.30'da radyo, haberleri
vermeye başladı. lşçiler de gazete satan-
lar da bir anda durdu kaldı. Kendileri
ile ilgili haberleri dinlediler. Sonra da
"adam sen de" gibisinden ellerini sal-
layıp Mengen'ın içinden çıkarak barika-
ta doğru yola koyuldular.
Mengen'den E-5'»çıkan yolun kena-
rındaki boşluklarda sabahlamış maden-
ciler. Bir kısmının sırtında battaniye,
elinde ateş var. Geceyi yağmur altında
geçirmişler. Mengen'deki çiselti, yuka-
nlara doğru çıktıkça, sulu kar serpinti-
sine dönüşuyor. Barikatın kurulduğu
köprünün birkaç kilometre ilerisinde
Bolu dağlanyla Köroglu dağlan birbiri-
ne değiyor. Arada, Gerede geçidi var.
Barikata doğru ince bir asfalt yol uza-
nıyor. Geceyi barikatın dibinde geçiren-
ler kızgın. Sabaha karşı barikatı geçen
polis, arkadaşlannı gözaltına almış. As-
falt yolun iki yanından çepeçevre dağ-
lar yükseliyor. Yamaçlar, çam ağaçlany-
la örtülü. Dar bir vadide sıkışıp kalmış
madenciler.
Polisler, Türk bayrağı taşıyan bir ma-
denciye bağırıyor:
— Bu bayrak sizin değil bizim...
Madenci Veli Yılmaz kızıyor. Kapıp
bayrağı yaşb işçinin elinden, sallaya sal-
laya barikata doğru yürüyor:
— Ben nerelerde taşıdım bu bayrağı
biliyor musunuz?
Veli Yılmaz madenci, ama aym za-
manda da milli judocu. Balkan şampi-
yonluğu da var. Polislerin, bayrağı "ma-
denciye çok görmesine" içerliyor.
Sendika yöneticileri gelene kadar, yeni
bir yurüyüş duzeni alıyor madenciler.
Yürüyüş kolunda bulunan yüzlerce ka-
dm en öne ajınıyor, "taştma" yapıyor
madenciler. Öndeki kadmlar, bir sloganı
üç kez atıyor, arkadan grup grup üçer
Madenci dondurucu soğuğa aldırmıyor. (Fotoğraf: İbrahim Gunel)
kez, yinelenerek yuruyuş kolunun sonu-
na kadar "taşımyor" aynı slogan:
-- Şaşkın mı, pişman mı, Zongul-
dak'a düşman mı?
Barikatın önünde SHP'li, HEP'li,
Sosyalist Birlikçi milletvekilleri var. Öğle
saatlerine doğru DYP'li milletvekilleri
de katılıyor grevci madencilerın arasına.
Milletvekillerinin uğraşı, Turkiye'nin
dört bir yanından gelen yardım malze-
melerinin işçilerin eline ulaşmasını sağ-
lamak. Ancak işçilerin bulunduğu yere
giden tum yollar tutulmuş. Yardım mal-
zemelerinin geçişi bir serbest bırakıhyor,
bir engelleniyor. Ama bir türlü işçilerin
eline ulaşmıyor. SHP milletvekili Cev-
det Selvi kızgın:
— Tonlaria erzak, yüzlerce insan
kamyonlann kasalannda bekletiliyor.
Daçlara el konmuş, battaniyelere el kon-
muş. Hatta ambulanslara bile el kon-
muş. Savaşta bile insanın ekmeğine, ila-
cına el konmaz...
Kadm işçiler, erzaklarına el konma-
nın umurlannda olmadığını anlatmak is-
tiyorlar yeni urettikleri bir sloganla:
— On yıldır açız. On gün daha kalı-
nz. Bir dilim ekmekle Ankara'ya vannz.
Madenci dört gündur yolda. İşçilerin
bir bölümü neredeyse son üç geceyi so-
kakta geçirmiş. Üzerlerinde ince, yok-
sul giysileri daha bir eskimiş. Kimi üs-
tunü, yardım olarak ulaşabilen bir bat-
taniye ile örtmeye çahşıyor. Hepsinin
ayaklan çamurlu. Pantolonlannın paça-
ları yırtılmış yurümekten.
Polisin, aralanna dalıp işçileri gözal-
tına almasından ve Eskiçağa'daki don-
durucu soğuktan korunmak için sendi-
ka yönetimi, "yürüyüş kolunu üç kilo-
metre geri çekme" kararı alıyor. İşçile-
rin çoğu guçlükle ikna edilebiliyor. So-
nunda, "Şu ağacın altına gecelim", "Şu
kayanın dibi sıcak oiur, bir de ateş
yakarız" gibi konuşmalarla yeni duru-
ma hemen uyum sağhyorlar. Kimsenin
dönmeye niyeti yok.
Sabahki sulu kar, öğleye doğru yağ-
mura donüyor. Bir ara, bulutlann ara-
sından yüzünu gosteriyor gune>. Maden-
ciler seviniyor. Başka bir sevinçli haber
daha alıyor madenciler. Kuşatma ara-
lanmış.yardım olarak gönderilen ekmek-
lerin, giysilerin, battaniyelerin, ilaçların,
halı ve kilimlerin bir kısmı barikatı aş-
mış. Kuşatmadaki madenci, soğuğa, ka-
ra, yağmura, yokluğa karşın direnıyor.
Madencinin inancı "sagır kulaklı yürek-
kr"in azınhkta olduğu...
POLİTİKA GÜNLUGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Türk-lş'in tavanındaki
yönetim bugüne dek
işçi hareketlerinin hep
gerisinde kalmıştı.
Yöneticilerin, siyasal
iktidara karşı aldığı
tavrın doğru çizgisi
yoktu.
Neden Korkuyoriar,
Niçin Kaçıyorlar?
Beşinci gün bugün...
Usanmadan yürüyorlar. Vurmadan, kımnadan haklannı al-
mak için bu onurlu eylemi sürdürüyorlar.
Kızanlar oluyor onlara, öfkelenenler. Aldırmıyor, onlan hiç
umursamıyoriar. Soğuğa, engellemelere karşın, açhğa, göz-
altına karşın yürüyorlar.
Birileri çok öfkeli, çok hırçın...
— Vızgelir böyle şeyler bize, vız!
Alışılmış sözcükler bunlar. Üç beş gün önce yeri göğü tit-
rettiğini söylemişti. Şımdi de onbinlerin yürüyüşüne karşı
benzeri şeyler söylüyor.
Onlar yürüyor, aldırış etmiyor böyle sözlere. Yürüdükçe
coşkun bir ırmağa dönüşuyor onbinler. Yürüdükçe yeri gö-
ğü sarsıyorlar, titretenlere inat...
— Geliyoruz zincirieri kıra kıra, iktidann kafasına vura vu-
ra...
Birileri çok ürküyor. Sanlacak bir dal anyor...
— Türk-İş Başkanı Şevket Yılmaz bile karşı bu yürûyö-
şe, Türkiye'de VValesa olmak istiyor Şemsi Başkan...
Türk-İş'in tavanındaki yönetim bugüne dek işçi hareket-
lerinin hep gerisinde kalmıştı. Yöneticilerin, siyasal iktida-
ra karşı aldığı tavrın doğru çizgisi yoktu. Hep zikzaklar çiz-
di. Tavanla taban arasında hep kopukluklar oldu.
1988 yılında 30 kentte yapılacağı açıklanan yığınsal ey-
lemler gerçekleşmemişti. Şimdi aradan üç yıl gectiği için
bunlar unutulup gitti. Bir de akla gelen, o tarihte yapılması
öngörülen Istanbul mitıngi vardı. Türk-lş'in tavan yönetimi
bu mitıngi de yapmamıştı. 1989 ve 1990 yılı da aynı biçim-
de işçiyı uyutma yöntemıyle geçti.
Salt 1988 yılı başında birkaç etkili eylem yapıldı. O ey-
lemler de kimi yöneticilerin yeniden seçilmesini sağladı.
Türk-İş'in tutumu sendikal hak ve özgürtükleri değil, sendi-
kacı hak ve özgür-
lükleri çizgisinde ge-
lişmişti.
4 Ocak 1991 gü-
nü başlayan en
uzun ve kitlesel yu-
rüyüşe başta Türk-İş
Başkanı Şevket Yıl-
maz olmak üzere
ANAP iktidan karşı
çıkıyor. Demokratik
hak ve özgürtükleri
savunmast gereken
Türk-lş Başkanı Yıl-
maz, Devrek Kaymakamı'na şöyle diyor:
— Ben de bu yürüyüşe karşıyım...
Niçin karşı Türk-İş Başkanı Zonguldak-Ankara yürüyüşü-
ne?
3 ocak genel eylemi gereken dersi vermiş Şevket Baş-
kan' ın açıklamalarına göre. Zonguidak grevine ise fazla po-
litika karıştırılmış. Açıklamalarından bunlar çıkıyor.
Şevket Yılmaz, Zonguldak'a hiç gitmedi...
Siyasal iktidar Türk-İş'in bu çıkışına sımsıkı sanlıyor. Ma-
den işçılerinin yürüyüşünü yasadışı olarak görüyor. İşçile-
ri, sendika yöneticilerini suçluyor:
— Polıtika yapıyorlar. İşçinin, sendikacının siyasette işi
ne?.
Türk-lş'in köklerinden aldığı bırgüç vardır. Bu güçle işçi-
lerin demokratik hak ve özgürluklerine sahip çıkması, top-
lumsal yükümlülüklerini yerine getırmesi gerekmektedir...
— 3 ocakta genel eylem yaptık, bu yetmiyor mu?
Evet, yetmiyor.
Çünkü ANAP iktidan bildiğini okumaya, her antidemok-
ratik uygulamaya yasal kılıf aramayı sürdürüyor. TRT ile kimi
gazetelerle işçılere gözdağı veriyor. Bunun yanı sıra işçi sı-
nıfı 12 Eylül döneminın etkilerini üzerinde taşıyor.
Tabandaki gelişmelere Türk-İş'in tavanı izleyici kalıyor.
Türk-lş'e bağlı 32 sendika içinde, 19 sendika sendikacılık
anlayışının değışmesinden yana iki yıl önce tavır koymuş-
lardı. 19 sendika bugün de ortak tavırlannı sürdürüyorlar.
Yine 19 sendika başkanlar kurulunda çoğunluğu oluşturu-
yor.
Eğergeçmişte 'bahareylemleri' olmasaydı, 1989 yılında
kamu toplu iş sözleşmelerinin bağıtlandığı düzeye ulaşma-
sı çok güç olurdu. İşçiler, burada Türk-İş'in bıraktığı boşlu-
ğu doldurmuşlar, eylemleriyle onun önüne geçmişlerdir...
Şımdi Zonguldak'tan onbinler Ankara'ya doğru yürüyor.
İlk haberlere göre dün sabah 150-200 işçi gözaltına alındı.
işçilerin yanında SHP'li, DYP'li, HEP'li milletvekilleri de var.
Ama Başkan Şevket Yılmaz yok. Türk-İş tepe yönetiminden
sadece bir iki kışi var.
Kimi Türk-İş yöneticileri tabanla yüz yüze gelmekten bir
iki yıldır korkuyor, Kongre oyunlarıyla yonetıme gelmeyi sen-
dikal mücadele sananlar, gelecekten çekinıyor. Bunlann ik-
tidar ve sermaye desteğiyle ayakta kaldıklarını, 12 Eylül dö-
nemınde ışçı sınıfı aleyhıne çıkarılan yasalara göz yumduk-
larını artık fıerkes bılıyor.
Korkuları, kaçışları bu yüzden...
P A R T İ L E R D E N
Spora Meclis araştırması
ANKARA (AA)— SHP Aydın Milletvekili
Hilmi Ziya Postacı ve 20 arkadaşımn,
"Sporla ilgili sorunları tespit etmek ve
ulusal bir spor politikası oluşturmak
amacıyla" verdikleri Meclis araştırması
önergesi, bugun TBMM Genel Kurulu'nda
görüşülecek. Genel KuruPun çarşamba
günkü birleşiminde, ANAP Konya Milletvekili Mehmet
Şimşek ve 39 arkadaşımn, Marmara Üniversitesi'ne bağh
"Turkiyat Araştırma Enstitüsü" kurulmasma ilişkin yasa
önerisinin tümü oylanacak. Söz konusu önerinin
maddeleri daha önce görüşülerek benimsenmiş, tumünün
oylanması sırasında karar yeter sayısı sağlanamamıştı.
Gündemin ikinci sırasında SHP Diyarbakır Milletvekili
Fuat Atalay'ın, •'bölücülük" yaptığı gerekçesiyle yasama
dokunulmazhğının kaldırılmastna ilişkin karma komisyon
raporu yer alıyor. Gündemde ayrıca, ANAP Istanbul
milletvekili Bülent Akarcalı'nın sigara reklamlanmn
yasaklanmasını öngoren yasa önerisi de bulunuyor.
Demirel, İstanbul'da
ANKARA (AA) DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel, 9-10 ocak günleri bazı
toplantılarda konuşmak ve partisinin yeni
ilçe binalannın açıhşmı yapmak üzere
İstanbul'da olacak. Yarın PEN Yazarlar
Derneği'nin The Marmara Oteli'nde
düzenleyeceği toplantıya katılacak olan
Süleyman Demirel, Deniz Ticaret Odası'nı da ziyaret
edecek. DYP lideri Demirel, aynı gun Ankara'ya dönecek
ve partisinin genel idare kurulu toplantısına başkanlık
edecek. 10 ocak perşembe gunü yeniden Istanbul'a
gidecek olan Demirel, Bayrampaşa, Ümraniye ve Kadıköy
ilçe merkezlerinin açılış törenlerine katılacak. Mısır
çarşısını da ziyaret edecek olan DYP Genel Başkanı,
akşam Sheraton Otel'de düzenlenecek "Yıla Bakış"
toplantısmda konuşacak.
Ecevit'in konferansı.
tSTANBUL (AA)— DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit,
yann, Erol Simavi Özel İletişim ve Eğitim Merkezi'nde
bir konferans verecek. Bülent Ecevit konferansında,
Gazeteciler Cemiyeti tarafından "Yılın Gazetecisi"
seçilmesı dolayısıyla mesleki açıklamalarda bulunacak.
DSP Genel Başkanı Ecevit, saat 15.30'da başlayacak
konferanstan sonra dinleyicilerin sorularını da
yanıtlavacak.