Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 OCAK1991
MUZÎK
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
Akçıl ve Gürmen'in başarısı
• Kiltttr Servisi— Kemancı Saim Akçıl ve piyanist
Cana Günnen SSCB'de Moldavya Cumhuriyeti'nin
başkenti Kişinev'de Türk bestecilerinin de yer aldığı
programlarla bir resital ve Moldavya televizyonu ve
Gagavuz Türkleri için de iki ayn televizyon bantı
yaptılar. Aynca kemancı Saim Akçıl, 29 aralıkta
Moldavya Devlet Filannoni Orkestrası'nın Dumitru Goya
yönetimindeki senfonik konserinde Mozart'ın 5 No'lu La
Majör Keman Konçertosu'nu solist olarak seslendirdi.
Her iki sanatçı da önümüzdeki konser sezonu için tekrar
resmen davet edildiler.
\ahudilerden Madonna'ya tepki
• LOS ANGELES (AA) — Ytiradiler, ünlO pop
şarkıcı Madonna'nın "Justify My Love" adlı compact
disc'indeki bir şarkının Yahudilere karşı nefret
uyandırdığı gerekçesiyle CD'nin piyasadan çekilmesini
istediler. Los Angeles'ta bulunan Simon Wiesenthal
Merkezi Başkanı Haham Abraham Cooper, Madonna'nın
menajeri Freddie Demann'a yazdığı mektupta "Justify
My Love" adlı CD'deki bir ifadenin Yahudileri küçtik
düşürdüğünü ve Yahudi karşıtı hareketleri arttırmak
isteyenlere yardımcı olacağını öne sürdü. Haham Cooper,
CD'nin piyasadan çekilmesini ve Yahudi aleyhtan
sözlerin kullanılma nedeninin açıklanmasını istediği
mektubunda, Yahudilerin şeytan gibi gösterilmesinin
Yahudilere saldınlara ve 2 bin yıldır var olan Yahudiliğe
karşı iftiralara yol açacagmı kaydetti. Madonna ise
yaptığı açıklamada "Justify My Love" adlı CD kaydında
Incil'den ahntılar kullanılmasının kesinlikle Yahudi
aleyhtan bir niyeti olmadığmı bildirerek "Eğer şarkıda
bir mesaj varsa bu hoşgörüdür. Her şeyin ötesinde, şarkı
bir aşk şarkısıdır" dedi.
SERSİ
Akbank'ın Anadolu sergileri
• Kültür Servisi— tstanbul ve Anadolu'daki Akbank
sanat galerilerinde ocak ayı boyunca 21 sergi yer alacak.
MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi ve KTÜ Fatih Eğitim
Fakültesi Resim Bölümü öğrencilerinin temel plastik
sanat-desen sergisi 9 ocak tarihine dek Akbank Trabzon
Sanat Galerisi'nde görülebilecek. FUsun önal'ın fotoğraf
sergisi 15 ocak- 1 şubat tarihleri arasında Akbank Ofıs
Diyarbakır Sanat Galerisi'nde yer alacak. AFAD
Koleksiyonu'ndan "Eski Adana" başlıklı fotoğraf sergisi
ise 15-25 ocak tarihleri arasında Adana Sanat
Galerisi'nde izlenebilecek. Köprubaşı-Eskişehir Sanat
Galerisi'nde ise Mehmet Aslan'ın resim sergisi 16 ocak- 1
şubat tarihleri arasında sunulacak. Konak-Fzmir Sanat
Galerisi'nde Memiş Aslan'ın, Ankara Farabi Sanat
Galerisi'nde ise Mahmut öztürk'ün resim sergisi 16
ocakta açılacak.
GÖSTERJ
Keribar'ın 'Pııshkar Panayırı'
• Kültür Servisi— lzzet
Keribar'ın Pushkar
Panayırı'nı konu edinen
saydam gösterisi 8 ocak
günü saat 18.00 ve 19.00'da
Fransız Kültür Merkezi'nde
izlenebilecek. Pushkar
Panayın her yıl kasım
ayında dolunay döneminde
yapıhyor. Hindistan'ın tüm
bölgelerinden binlerce hacı
kutsat göle girmek,
tapınaklarda ibadet etmek
ve burada yapılan büyük
deve pazarında hayvan
alışverişi yapmak üzere akın
ediycir. Bugtıne dek
Afrika'dan Asya'ya çok
sayıda ülkeyi gezen ve
fotoğraflannda bu Ulkelerin
kültürlerini yansıtan sanatçı, son olarak "Fas" konulu
sergisini İFSAK Fotoğraf Günleri kapsamında açmıştı.
PERGİ
'Bakış'ın ocak sayısı
• Kültür Servisi —
Ayhk kültür ve sanat
dergisi "Bakış"m ocak
sayısı yayımlandı.
Derginin bu sayısında
Ülkü
Karaosmanoğlu'nun
'Yeni Yılda Yeni Bakış',
önder Şenyapılı'nın
'Tarih Bilinci' ile 'Çevre
llişkisi', Aytekin
Hatipoğlu'nun
'Business'de Bir ölüm
Haberi', Hüseyin
Yurttaş'ın 'Bornova,
Bornova' başlıklı yazıları
sonuluyor. Derginin
'Ayın Şairi* köşesinde Ceyhun Atuf Kansu'yayer veriürken,
'Türp Suyu' köşesinde ise Tank Buğra 'Mülteciler'
üzerine bir yazı sunuyor. Aykut Tknkuter'in Murat
Belge'yle yaptığı söyleşi ile Emine Işmsu'nun 'İki Kadın'
adlı öyküsfi de derginin sayfaları arasında. 'Ayın Şiirleri'
bölümünde Metin Celal ve Esra Zeynep'in şiirleri
sunulurken, Attila llhan'ın 'Üçuncü Yeni Savaşı', Nevval
Çizgen'in 'Gelibolu'da Ruslar', Cengiz llhan'ın 'Kırmızı
Kravat', Metin Celal'in 'Henüz Okunmamış Ohnak
Mazhariyettir' Hasan Bülent Kahraman'ın 'Tarihi
Aşmak' ve 'Izleyenin Çoğalttığı Resim', Necla Işık'uı
'Asyalı, Yazarlar Istanbul'daydı', Cankut Şamlı'nin 'İki
Başh Dev İçin Yazsam Ne Olur Yazmasam Ne Olur?',
Alev Alath'nın 'Orada Kimse Yok mu?' başlıkh
yazılarına da yer veriliyor. Derginin 'Ayın Dosyası'
bölümünde ise Piraye Şengel'in "Şehir Tiyatrolan'na
Yavuz Müdahaleler" başlıkh incelemesi yer alıyor.
Şiir Okulıı çıktı
• Kültür Servisi— "Şiir Okulu" adlı ayhk derginin ocak
sayısı çıktı. Derginin bu sayısında Ali Narçın'm "Paravan
Yayınevleri", Öner Yağcı'nın "Edebiyat Cumhuriyeti TYS,
AAWA ve Aziz Nasın", Yücel Aydın'm "Şiir Yağmurunda
Aşk ve Minaytürler", Hasan Huseyin Yalvaç'ın "Taşrada
Sanatçı Olmak- Balon Sanatçı Olmak Istemiyorsa Yaşamı
Gözlemeli" başlıklı yazıları sunuluyor. Derginin
"Unutulmadılar" köşesinde Sabahattin Eyuboğlu'na,
"Söyleşi" köşesinde ise Rıfat Ilgaz ve Cahit Külebi'ye yer
veriliyor. Muammer öztop, tsmail Delihasan, Rıfat Ilgaz,
Cahit Kulebi, Kamil Aydemir, Gülseren Engin, Gülsüm
Akyüz ve Mehmet Aydın'ın şiirlerinin sunulduğu derginin
"Ozanlarımız" köşesinde ise Kamil Aydemir yer alıyor.
TtYATRO
'AktörKean'KKTC'de
• LEFKOŞA (AA) — Tiyatro sanatçısı Cihan Ünal,
"Aktör Kean" adlı eseri sahnelemek üzere 7 ocak
pazartesi günü KKTC'ye gidecek. Cihan Ünal'ın,
Türkiye-KKTC Kültür Işbirli Protokolü çerçevesinde
gerçekletireceği "Aktör Kean" oyunu, 9-10 ocak
günlerinde Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'nde
sahnelenecek. Ünal, 12 ocakta adadan aynlacak.
DÜZELTME
• Gazetemizin önceki günkü sayısında yedinci sayfada
yer alan "Gel Kraliçem Tacını Giy" başhklı haberin
yazan şair-yazar Gülseli İnal'dır. lnal'ın ismi Ankara
muhabirimiz Günseli önal iie karıştırılmıştır. Düzeltir
özür dileriz.
îtalyan heykeltıraş Franco Adami'nin sergisi Vakko Beyoğlu Sanat GalerisVnde
Mermerin soylu duygulanndaAdami'nin dün açılan sergisi
ay sonuna kadar
görülebilecek. 1959'dan bu
yana Paris'te yaşayan
sanatçı, akılcı bir
yaklaşımdan çok; öznel,
duygusal yaklaşımın
üstünlüğünü savunuyor.
Költür Servisi — Îtalyan heykeltıraş
Fraaco Adami'nin sergisi dün Vakko
Beyoğlu Sanat Galerisi'nde açıldı. Sa-
natçının 4 bronz, 4 masif gümüş ve 9
menner olmak üzere 17 işinin yer aldığı
sergi ay sonuna kadar açık kalacak.
Yapıtlan son olarak Galeri K tarafın-
dan Paris'e FIAC 90'da sergilenen Fran-
co Adami, tstanbul'daki sergisinin he-
men ardından 7 Ocak 1991 tarihinde Mi-
ami'de acılacak kişisel sergisinde bulun-
mak uzere ABD'ye gidecek.
1933'te Italya'mn Pisa kentinde dün-
yaya gelen Franco Adami, Leonardo da
Vinci Enstitüsü'nde, Cascina Sanat
Okulu'nda ve Floransa Güzel Sanatlar
Okulu'nda öğrenim gördü. öğrenimi sı-
rasında antik dönem heykellerınden et-
kilenen sanatçı, 1959 yıhnda Paris'e
yerleşti.
O dönemin sanat akımlanyla yakın
bir ilişki kuran Adami, aynı yıllarda
Brancusi ve Moore gibi sanatçıların ya-
pıtlanna buyük bir hayranhk duydu,
onlann işlerini yakından inceledi.
196O'lı yıllarda ahşap figurler çalışan
Îtalyan sanatçı, 1970'ten başlayarak
malzeme olarak taşı secti. Adami sık sık
Carrare'ye gidiyor, beyaz mermer çahş-
malarını doğrudan bu taşın kaynağında
gerçekleştiriyor.
1970'li yıllarda kendine özgün biçimi-
ni oluşturan Adami, 1970-75 arasında
büyük fıgürlerin çoğunlukta olduğu bir
"soyııtlama döoemi" yaşadı. Sanatçının
SOYLU MALZEMELER— İtalyan sanatçı Franco \dami, >apıtlannda, "soylu
malzemeler" olarak nitelediği mermeri ve dökme bronzu kullanıyor. Hayranlık duy-
duğu heykeltıraşlann başında Brancusi ve Henry Moore geliyor.
1974-75 yülannda çahşmalannda çoğun-
lukla güç ve iktidann simgesi hayvan fi-
gürleri göze çarptı ve Adami'nin figüre
döndüğü gözlemlendi. 1977-79 yıllann-
da "dogum" temasını, 1977-82 döne-
minde "insan" ve "karşılıklı ilişkiler"
tematennı işteyen Unlü heykeltıraşın
1982-89 yılları arasındaki çalışmaların-
da Afrika'nın, Fildişi Sahili ve Togo'-
nun etkileri ön plana çıktı.
Franco Adami, yapıtlannın yalnızca
zihinsel bir etki yaratmakla kalmama-
sından, aynı zamanda görme ve dokun-
ma duyularına seslenmesinden yana.
Son zamanlarda sanayileşmiş Batı
toplumranndaki birçok görsel sanatçı-
da yapıtlarında daha akılcı bir yaklaşım
benimseme eğilimine karşı oJduğunu
vurgulayan Adami "Benim heykeBerim-
de ortıya koymak istediğim, öznel duy-
gusal yaklaşımın üstünlüfö" diyor.
Yaklaşımını "gercegin yeniden dogu-
şu" olarak tanımlayan Franco Adami,
"soyln malzemeler" diye nitetediği mer-
meri ve dökme bronzu kullanıyor. Ada-
mi'nin heykellerinin malzemesi genelde
Akdeniz'in en guzel taşı olan mermer:
Carrare'nin beyaz, Ispanya'nın san, Alp
Dağlan'nın yeşil, Belçika'nın siyah mer-
meri ve Pakistan'ın oniksi. Bütün bu
mermerler sanatçıya çok degişik doku-
lar ve renkler elde etme olanağı sağlıyor.
Franco Adami "gerçek"ten ne anla-
dığını da şöyle açıklıyor: "Gerçek der-
ken, insanlarla dolaysızca ilgili ögeleri,
onlann göriinüşlerini, özeHiklerini, dav-
ranışlarmı kastedryonım... Heykefierim-
le diyalog içindeyim, ama izleyicilerin
heykellerimin mesajını alabilmek için
yonımlamalara başvurmalan gerektigi-
ne inanmıyornm... Gercegin yeniden do-
ğuşu düşüncem yalnızca bejkeflerim için
degil, taşıdıgım bir umut için de geçer-
li: Gerçek, insanlan birbirlerine kötü ve
yanlış davranışlanndan kurtaracak-
ör..."
Adami, kimi yapıtlarıyla, insanlann
dikkatini, bireyselliği ve insanlann çe-
şitliliğini kurban eden akhn kibirli ve
zorbaca yanlış uygulamalanna çekme-
yi de amaçhyor.
Sanatçının çalışmalanmn evrimi bir
"sürekliNk" gösteriyor. Yapıtlan çoğun-
lukla "yaratüış"la ilgili formlardan olu-
şuyor. Doğumun gizi, dünyaya geliş gi-
bi ya da değişime uğrama, beürsizlik, ya-
n insan yarı hayvan formlan gibi.
Afrika etkisi ise Adami'nin yalnızca
plastik diliyle sınırh değil. Afrika, Ada-
mi'nin canlılan bırleştiren bağlar, görü-
nenle görünmeyen arasındaki ilişkiler gi-
bi konulara da derin bir ilgi duymasına
yol açmış.
Franco Adami, 1992 ya da 1993'te
Paris'teki Rodin Müzesi'nde, yine
1992'de Fransa'da Vasarely Vakfı'nda
birer sergi gerçekleştirecek.
Tiınç Başaran yenifilmi 'Piano Piano Bacaksız'ı Kemal DemireVden uyarladı
Kamera, çocuğun göz hizasında"Uçurtmayı
Vurmasınlar"da küçtik
Ozan Bilen'i oynatan
Başaran, yeni filminde
de küçük bir
oyuncuya, Emin
Sivas'a rol verdi.
Başrolü Rutkay
Aziz'in üstlendiği
"Piano Piano
Bacaksız"m
oyuncuları arasında
Serap Aksoy ve Meral
Çetinkaya da var.
AHU ANTMEN
Tunç Başaran, Oscar'a ilk kez
"aday adayı" olan Türk fılmi
"Uçurtmayı Vurmasınlar"dan
sonra Kemal Demirel'in çocuk-
luk arulanm anlattığı "Evimizin
lnsaaJan"nı beyazperdeye uyar-
ladı. Başaran bir "üctenie"yi ta-
mamlamak istiyordu başından
beri... Aytaç Arman'ın başrol
oynadığı "BiriveDigerierTnde
sevgi aranıyordu, bulundu da.
"Uçurtmayı Vurmasınlar", Nur
Sürer ile kuçuk (ama büyük)
Ozan Bilen'in sevgisi üzerine ku-
ruluydu, sevginin yaşatıldığı fıl-
miydi Başaran'ın. "Evimizin tn-
sanlan"ndan uyarladığı "Piano
Piano Bacaksız" (Yavaş Yavaş
Bacaksız) ise sevginin yitirilişi...
Başaran'ın bu son filminde
"ne anlatmak istediği", Kemal
Demirel'in kıtabından küçük bir
bölümle açıklanabilir:
"Insanın yoksulu, üstelik de
çocuksa, benim gibi banştan ya-
"BACAKSIZ" SEKİZ YAŞINDA— Tunç Başaran'ın "Piano Piano Bacaksız" adlı yeni filminde
oynayan Emin Sivas sekiz yaşında. Başaran, küçük oyuncunun yetenegini övüyor.
nadır. Yani umnttan yana. Ya-
hnayak yaşardım, ama ber cuma
günü kurulan pazara gider, o za-
man moda olan kösele atkılı, ke-
narları suluboyayla kırmızıya
boyanmış topuklu nalınlara im-
renerek bakardun. En büyuk
umudnm, bir gün yedi buçuk
kuruşa sahip olunca bu nalınlan
alabilmekti. Benim olmasalar
bile nalınlar vardı, pazara geti-
riliyordu ya... Bir gun benim
olabilirier demekti bu."
"Piano Piano Bacaksız" iki
katlı, suyu elektriği olmayan,
ahşap bir konakta geçiyor. On
odalı, her odasında bir aile otu-
ran. "Bacaksız" işte bu konak-
ta oturuyor. 8 yaşında kuçuk bir
çocuk, Tünç Başaran "Evimin
Insanlan"nda kendi çocukln-
ğunda da benzer şeyler olduğu-
nu söyleyerek anlatıyor:
"Kitapta benim çocnkluk anı-
lanma yakın şeyler gordugum
için bazı 'şekü'leri değiştirdim.
Ornegin o kuçiik kırmıa nalın-
ların yerine siyah çizmeler kul-
landım." Bir anısını anlatıyor
sonra: "Bir gun, sanınm altı ya-
şındavdım, evimizin bahçesinde
oynarken annem bana seslendi.
Biz de aynı sozU edilen ev gibi
bir yerde otunıyorduk. Annem,
babam, babaannem, dedem,
kardeşlerim hep aynı odada ya-
tardık. Eve girdiğimde annem ve
babam anlamlı anlamlı bana ba-
kıyorlardı. Sonra gözüm o za-
manlar bana kocamanmış gibi
göriinen, ama aslında çok nor-
mal boyutlu bir konsola Uişti. Ve
üstunde duran bir çift siyah çiz-
meye. O bildigimiz adi plastik
çizmelerdendi. Ama nasıl sevin-
miştim. Hatırlıyonım da yaz ol-
masma ragmen onlan giyip bab-
çede top oynamıştım..."
Başaran'ın bu filminde
"bayut" çok önemli yer tutuyor.
Kamera "küçUklerin dünyasın-
da", yani boyunda dolaşıyor.
Hani o "küçüklüğiimuzde kal-
dınmlan, eşvaları, kapılan, in-
sanlan hep oldugundan büyük
görurüz ya" onu yansıtmaya ça-
Iışmış Başaran göruntüye. "Ka-
merayı hep çocuğun göz ucun-
da tuttum, insanlar, objeler da-
ha bir büyüdüler" diyor.
"Neden 'Evimizin İnsanlan"
sorumuzu, "sevgi" diye yarutlı-
yor Başaran: "Ben insanlan çok
seviyorum. Her zaman söyledi-
ğim gibi sevgisiz dünyada hiçbir
şeyin var olabilectğine inanmı-'
yonım. Ve bunu anlatmaya ça-
İışıyonım. Benim eski fılmlerin-
de de vardır bu. Ben sevgiyi ilk
defa bulmuyorum. Zaten sevgi
sonradan bulunan bir şey degil-
dir. Sevgi bir dogmadır. Sevgi-
siz hiçbir şey olmaz. Bu kitapta
o vardı işte."
Tunç Başaran "Uçurtmayı
Vurmasınlar"da olduğu gibi bu
filmde de bir çocukla çalıştı:
Emin Sivas. Bu filmde daha çok
zorlandığım anlatan yönetmen
yorulduğunu, ama sonuçtan
memnun olduğıinu söyluyor.
"Ticari başansı" konusunda bir
tahminde bulunmak istemiyor.
Zaten "Uçurtmayı Vurmasın-
lar"ın maddi anlamda başansı
da şaşırtmış Başaran'ı. "Ama
bana çok şeyler ögretti
Uçurtma" diyor. "En azudan
şnnu öfretti ki, ben dogru yol-
dayım."
Yönetmen bütun oyuncula-
nndan memnun. Küçük oyun-
cunun yeteneğini övuyor. Başrol
oyuncularından Rutkay Aziz'in
filmin başından beri çok iyi per-
formans gösterdiğini söyluyor.
Diğer rollerde Tunç Başaran'ın
tek tek övduğü Serap Aksoy, Ay-
şegül Ünsal, Taner Barlas, Me-
ral Çetinkaya, Yaman Okay,
Meriç Başaran, Menderes Sa-
mancılar yer alıyor.
Trompette gizli kalmış isimlerden Jon HasselVın yeni albümü
Doğu müziğine yenilikçi yaklaşım
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Her mu-
zikseverin yasamında, beğenisi-
ne şu ya da bu ölçüde yerleşmiş
nesnelliği gecersiz kılan, onu fa-
natik yapan yaratıcı kişilikler
vardır. Kimileri için Mozart'tır
bu, kimileri için.ltri; kimileri
için Hendrix, Brel, Jobim,
Monk, Sinatra ya da başkalan.
Jon Hassdl da bu müziksever
için onu fanatizme iten birkaç
isım arasında yer alması bakı-
mından özel bir anlam taşıyor.
Hassell, özgun bir teoriler bü-
tünü üzerinde yükselen müzi-
ğinde yaratageldiği kahp-dışı
göndermelerle, uzak mitolojik
coğrafyalardan esinlerle dolu,
alabildiğine gizemli ve "kapah"
dünyasıyla, yıllardır kendisini
"avantgarde" çevrede yer alan
muzisyenlere ilgiyle izleten, ge-
niş bir kitle tarafından tanınma-
yan, küçük ve fanatik bır kitle
tarafından ise saygıyla gözlenen
bir "ses yaratıcısı".
Stockhausen'in öğrencisi, mi-
nimalizm bayraktarı Terry Ri-
ley, La-Monte Young, Brian
Eno ve Harold Budd'ın "silah
arkadaşı" olan 52 yaşındaki bu
ilginç trompet ustasının birbi-
rinden buyuleyici yapıtlarını
dinlemek^her bireyde var olan
oznel müziksel algılamanın edil-
genden etkene geçiş deneyimine
de tanıklık etmektir. Anlamını
kendi içinde başh başına taşıma-
yan, tersine ancak dinleyıcin'in
etkin katkısıyla kazanan bir
Stockhausen'in
öğrencisi, 52
yaşındaki bu ilginç
trompet ustasının
yeni albümü "City:
WorksofFiction"
sanatçının gittikçe
yetkinleşen
müziğinin yeni bir
köşe taşı. Hassell'm
içgüdüye dayalı,
cinsellik dolu çalma
tarzı, kaynağını
Hindistan'dan alıyor.
"beUrsizlik muzigi" söz konu-
su Hassell'da.
Bireye kendisini zorla benim-
setmeye çalışan değıl, "istersen
katıl" diyen bir muzik, bir çağ-
rı.
Genç müzikseverler, Jon
Hassell'ın adeta Niyazi Sayın'-
ın neyini çağnştıran, -Chet Ba-
ker'ınkini bile bayağı "sert"
kılan- "fume" trompetini 1980
sonrasında tanıdılar. Talking
Heads'in çığır açan Remain in
Light albumundeki bir iki par-
çada, Japan'ın eski solisti Da-
vid Sylvian'ın olağanustu guzel-
likteki Brilliant Trees ve VVords
with the Shaman adlı yapıtlann-
da, Tears For Fears'in: The Se-
eds of Love çalışmasında orta-
ya çıkan tılsımlı atmosferde
Hassell'ın "nefes darbelerinin "
önemli bir payı vardı.
Sanatçı, gittikçe yetkinleşen
ve mükemmele yaklaşan muzi-
ğini, geçenlerde çıkan 9. albü-
mü City: VVorks of Fiction'da
da sürdurüyor.
Hassell, ardında uzun ve kıv-
rımlı bir muzik yolu bırakarak
geliyor bu noktaya. 1938
Memphis doğumlu. Eastman
School of Music'ten trompet ve
kompozisyon eğitimli. "Avant-
garde'a tutkusu 1950'lerin so-
nunda başlamış. 1965'ıeKöln'e
giderek -unlu Can grubumın
beyni Holger Czukay'la bir-
lıkte- ıkı yıl süreyle Karlheinz
Stockhausen'in "müridi" ol-
muş.
İş bu noktaya gelince, yolu
Hindistan'a çıkmış. Hindistan'-
ın yaşayan en buyuk vokahstle-
rinden Pandim Pran Nath'ı din-
leyınce, gidip ustadm köyune
yerleşmiş. "Gövdenin bnr parca-
sı gibi" müzik üflemeyi öğren-
miş orada. İçgüdüye dayalı,
kaygan, imalı, cinsellik dolu,
kıvnm kıvrım bir çalma tarzı
kendiliğinden ortaya çıkıvermiş.
Hassell, ozellıkle ikinci albu-
mu Earthquake Island'dan baş-
layarak içinde alışılmış izleksel
melodik yapının hemen hiç ol-
madığı; tümuyle düşsel, "orga-
nik" bir dünyanın yaratılması-
na yönelik bir çizgi izlemeye ko-
yuldu. Kimsenin o ana dek de-
nemediği bir yoldu bu: Bir
ucunda Satie, Debussy ve
Stockhausen vardı, öteki ucun-
da ise Amazon - Afrika ritmle-
ri, Bali'nin gamelan müziğinden
etkiler, ragalar, hatta İma Su-
mak tipi aranjmanlar...
Gizemi bütün heybetiyle or-
taya çıkaran bu arayış, yapıttan
yapıta devam etti 1980'ler bo-
yunca: "Nemli" Dream Theory
of Malaya, "durağan" Aka/
Darbari/Java, 'tok nabızlı"
Power Spot, "gelgitli" Surgeon
of the ISightsk), tazeliklennden
bir şey yitirmeden yenilikçi mu-
ziğin koşe taşları arasına katıl-
dılar.
City: VVorks of Fktion da ay-
nı sıfata aday. Doğu'nun müzi-
ğine ciddiyeti ve içtenlikle çağ-
daş bir anlam kazandıran bu
büyük müzisyenin Türkiye'de
de tanınmasını beklemek, salt
bu nedenden ötüru doğal bir
hak sayılmalı.
\aşar Kemal
söyleşisi
• Kültür Servisi— Pendik
Belediyesi Aıatürk
Kultürevi'nde bugün saat
14.00'te Yaşar Kemal'in
söyleşisi yer alacak. Halit
Refığ'in yönettiği "Kanlar
Koğuşu" adh fılm ise yarın
saat 14.00 ve 16.00'da
izlenebilecek. Film, 7 ve 8
ocak günleri ise 16.00,
18.30 ve 21.00 matinelerinde
gösterilecek. Nokta
Tiyatrosu'nun sahnelediği
"En Büyük Megaloman"
adlı oyun ise 9 ocakta saat
18.00 ve 21.00'de
izlenebilecek. Kartal Sanat
Işbırliği Tiyatrosu'nun "Vur
Bir Mastika" adlı oyunu ise
12 ocak günü saat 15.00 ve
18.00'de izlenebilir.
^Şarkımız
Gtiney'e Dair
?
• Kültür Servisi— Yılraaz
Güney'in yaşam
öykusunden yararlanarak
Mehmet Esatoğlu'nun yazıp
yönettiği "Şarkımız Güney'e
Dair" adlı oyun bugün ve
yarm saat 19.00'da Pendik
Atatürk Kultürevi'nde yer
alacak. Geçen yıl Hollanda,
Almanya ve Isviçre'de
sahnelenen "Şarkımız
Guney Dair"in dekor
tasanmı Cem Yalın'a, dekor
yapımı Ümit Eşitmez'e ait.
Müziklerini Yaşar Kurt'un
yaptığı oyunda Arif Pişkin,
Meral Gündoğdu, Alişan
Akpınar, Serkan Durak,
Dağıstan Bekiroğlu, Osman
Özcan, Uğur Işbilir, Lale
Ulutepe, Enver Akın,
Şebnem Önal, Murat
Tunçelli, Nazife Kalkan,
Sevtap Akbel ve Güzide
Balcı rol alıvorlar.
Kadir Inanır'la
söyleşi
• Kültür Servisi— Time
Clup'te düzenlenen kültür
etkinlikleri kapsamında 10
ocakta saat 21.00'de Nevzat
Çakır'ın "Asılacak
Fotoğraflar" başhklı dia
gösterisi yer alacak. 12
ocakta saat 17.00'de Zerrin
Akgün'ün "Yoga" üzerine
söyleşisi izlenebilecek. Time
Clup'te 24 ocakta saat
21.00'de ise Kadir Inanır'la
"Türk Sineması" üzerine
bir söyleşi sunulacak.
Ahmet Kaya'ya
dava açıldı
• ANKARA (AA)— Ozan
Ahmet Erhan, şarkıcı
Ahmet Kaya hakkında, bir
şürinin adını değiştirip,
kendi eseri gibi izinsiz
olarak seslendirdiği
gerekçesiyle dava actı.
Geçen yıllarda Bora
Ayanoğlu'na "Fabrika Kızı"
için 30 mılyon lira tazminat
ödeyen Kaya'dan bu kez
Ahmet Erhan 100 milyon
lira istiyor. Ahmet Kaya'nın
son yayımlanan ve 500
binin üzerınde sattığı
belirtilen, "Sevgi Duvan"
adlı kasetinin birinci
yüzunde yer alan "Eylul'e
lsyan Gibi" adlı parçanın
tüm sozlerinin Ahmel
Erhan'a ait olduğu öne
sürüldü. Kasetin kapağında,
söz ve müziği Ahmet Kaya
tarafından hazırlandığı
belirtilen eser, Ahmet
Erhan'ın 1981 yıh Behçet
Necatigil Şiir ödüllu
"Alacakaranlıktaki Ülke"
adlı kitabının 36.
sayfasında yer alan "Bugün
de Ölmedim Anne" adlı
şiirle aynı sözleri taşıyor.
Ahmet Erhan'ın avukatı
Ünsal Piroğlu, eserin
sozlerinin tamamen çahntı
olduğunu, eserde sanatçının
adının kullanılmadığı gibi
herhangi bir telif hakkı da
odenmediğini belirtti.
DilekTürker
Küçük Sahne'de
• Kültür Servisi — Geçen
ay, "Bir Zamanlar
Memleketin Birinde" adlı
oyunu sergilerken kaza
geçiren ve çalışmalarına bir
süre ara veren Dilek
Türker, 9 ocakta aynı
oyunu sahnelemeye
başlayacak.
bugün
bilsak
5 OCAK CUMARTESİ :
14.30 Günlcrin Gölürdüğü:
"Korfcz Krizınintç Polılikaya
Etkileri"
Cüncyt CANVER
(Adana Millavckili)
Care-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
Rock Care-Bar(5.Kat)
12.00-18.00 HcavyMctal
18.00-24.00 Rock
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99