26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 OCAK 1991 Cımıhurbaşkanınııı Yetkileri Ozal, anayasamn, devlet başkanhğı kımlıği nedeniyle yansızlığı varsayüarak kendisine bıraktığı gerçek yetkileri de bir parti adamı tutumuyla kullanmaktadır. Yani anayasa iki yönden çiğnenmektedir: Bir yandan, başbakana aıt olan yetküer, siyaseten sorumsuz cumhurbaşkanınca kullanılmakta; ote yandan da gerçekte yansız oliması gerektiği için cumhurbaşkanlığına bırakılan yetkıler, partılı bir anlayışla kullanılmaktadır. Prof. Dr. CEM EROĞUL AÜ Sıyasal Bılgiler Fakultesı Anatuzt (Anayasa Hukuku) bılim dah oğretım uyesı Çok tartışılan her konuda olduğu gıbı cum- hurbaşkanının yetkılen konusunda da kafalar ol- dukça kanşmış durumda Bu kanşıkiık ve bu- lanıklıktan kurtubnak ıçın konuyu öncehkle çağ- daş demokrasının gereklerı ve 1982 Anayasası'- nın kurallan açısından ele alıp Sayın özal'm ko- numunu bu çerçeve ıçınde değerlendırmekte ya- rar var Demokrasinin gerekleri Devletın yasama, yurutme, yargı ışlevlerı ara- sında, eskıden berı ve bugün de en etkılı olanı, hıç kuşkusuz yurutmedır Onun ıçındır kı de- mokrası savaşırnı, özunde yurutme ışlevını hal- kın denetımıne alma savaşımıdır Târıhe bakıl- dığında, yürütme ışlevı, geleneksel olarak hep devlet başkanının elınde olmuştur O nedenle de demokrası savaşımının devlet başkanının >etkı- lerı uzerınde odaklanmış olması doğaldır tnsanlık, bugune dek bu alanda baslıca ıkı çö- zûm uretmıştır 1 Bınncı çözumde, yurutme yetkısı devlet baş- kanından alınır ve halkın seçtığı bir meclıse ve- nlır Meclıs de bu yetkısını, kendisine siyaseten bağımlı bir hukumet elıyle kullanır Buna "par- lamenter" dızge denır Parlamenter denmesınm nedenı, bir parlamento bulunması değıl, vurut- me gucunun parlamentoya bağımlı bulunması dır 2 Ikına çözumde, yurutme yetkısı devlet baş kanının elınde bırakıhr, ancak başkarun kendı- suıe halk tarafından seçılme koşulu getınhr Bu- na "başkanlık" dızgesı denır Bunda da meclıs vardır Ancak yurutme, mechse bağnnlı değıldır Görulduğu gıbı bu ıkı çozumun ortak yanı >u- rutme yetkısının halkın denetımıne alınmasıdır Bu koşul yerıne getırümezse demokrasıden söz edılemez. Ayrıca her ıkı çözumde de öncehkle yargı bağımsızlığına dayanan bir guçler aynlı- ğı, etken bir kamuoyu denetımı, bir de tuze dev- letının temel guvencelerı, çağcıl bir demokratık duzenın varlığı ıçın kaçınılmazdır. Anayasa ne diyor? 1982 Anayasası, hem değıştırılmesı "önerıle- meyecek" maddelerınden olan 2 maddesınde hem de başlangıç bölumünde Türkıye Cumhu- nvetı'nuı "demokratık" bir devlet olduğunu ka- bul edıyor öte yandan bu anayasaya göre dev- let başİcanı, meclıs tarafından seçılıyor ve hıç bu- sıyasal sorumluluk taşımıyor Buna karşılık halkın seçtığı meclıstekı çoğunluğa dayanan ve meclıse siyaseten hesap vermek zorunda bulu- nan bir hukumet var Demek kı 1982 Anayasa- sı yurutme yetkısıne ılışkın olarak ıkı ana demok- ratık çözumden bınncısını, yanı parlamenter dız- geyı seçmış durumda Bu ılk saptama, anayasamn özgül olarak cum- hurbaşkanına ılışkın bulunan hükumlerının >o- rumlanması bakımından buyuk değer taşıyor Anayasamn 104 maddesıne göre cumhurbaşka- nı, devletın başıdır 8 maddesıne göre ıse cum- hurbaşkanı, bakanlar kuruluyla bırhkte yürüt- me >etkısını kullanır öte yandan 105 madde- ye gore cumhurbaşkanırun kunı ışlemlen tek ım- zayla yapılır, bunlardan da bır sıyasal sorumlu- luk doğmaz, kımı ışlemlen ıse ancak başbaka- nın ve ılgıh bakanın ımzalanyla yapılabüır, bun- lardan da bu destek ımzalan verenler meclıse karşı siyaseten sorumlu olurlar Bu hükumler bırhkte okunduğunda anayasa- ya göre cumhurbaşkanının ıkı nıtehğı olduğu he- men anlaşılıyor Bu nıtehklerden bırı, devletın başı olmak, otekısı ıse yurutmenın başı olmak- tır Cumhurbaşkanının görev ve yetkılennın bır bölumu bır nıtehğıne, ötekı bölumü ıse ötekı nı- tehğıne bağlıdrr Bu çıft özellık, cumhurbaşka- nının hangı yetkısını tek ımzayla kullanabılece- ğı sorunu dolayısıyla bırçok kararında Anaya- sa Mahkemesı'nce de saptanmıştır Sa>ın Özal ne yapıyor? Bu a>nmın bu>uk önemı şurada Türkıye (1909'dan başlayan bu- geleneğe uyarak) parla- menter dızgeyı benımsedığıne göre anavasada cumhuTbaşkanına verilen yetküer arasında yu- rutmeye ılışkın olanlar, ancak başbakana ve ıl- gıh bakana bağımlı olarak kullanılabılecek, ge- nış ölçude sımgesel nıtelıkte yetkıler olarak yo- rumlanmalıdır Buna karşılık, yürütme ışlevı dı- şında kalan yetkıler, gerçek nıtelıktedır ve bun- İar tek ımza ıle kullamlır Doğaldır kı bu saptamadan ne yürütme ala- nında cumhurbaşkanının gozu kapalı bır onay ışletkesı olduğu ne de ötekı alanlarda, yetkılen- nı keyfınce kullanabıleceğı anlamı çıkar Cum- hurbaşkanının yurutme alanında gerçı karar yet- kısı yoktur, ama gözetım ve uyan yetkısı var- dır Ötekı alanlardakı gerçek yetkılerını kulla- nırken de anayasaya, özelhkle de yansızlık ku- rahnı ko>an andına uygun davranmak zorunda- dır 31 Ekım 1989 gunu Sayuı Özal, kendısıru cum- hurbaşkanlığına seçtırmekle demokratık dûze- nı buyuk bır tehlıke ıçme atmıştır Bunun nede- nı dayandığı partınm kamuoyundakı desteğmm yuzde yırmılere dek duşmuş olması değıldır Ne- denı, bu seçıme bır partı adamı kımlıği, ınancı ve tutumuyla gırmış olmasıdır Bu bakımdan partısı seçmenlenn buyuk çoğunluğunca destek- îenseydı bıle demokrası ıçın yarattığı tehlıke yı- ne aynı olurdu Parlamenter dızgede, yurutm? alanında, baş- bakanlık ıle devlet başkanhğı nıtehklerı bırbın^ ne tumüyle karşıt ıkı kutup durumundadır Bı- nncısı partılüığı, ıkmcısı partısızlığı temsd eder, bınnası çoğunluğa, ıkıncısı azınhk çoğunluk ay- rımı vapılmadan tum ulusa dayanır Demokra- sı açısından temel sorun, Savın Özal'ın, bu- ku- tuptakı kımhğıru olduğu gıbı koruyarak ötekı- ne atlamış olmasıdır Bır yıldır devlet yaşamımızı gıderek artan ol- çude bunahma sokan temel sorun budur Sayın Özal, başbakan tutumuyla cumhurbaşkanhğına yerleşmce anayasaya göre sımgesel olması gere- ken yurutme yetkılennı, uygulamada gerçek yet- kıler olarak elıne almıştır Boylece ulke sıyase- tını saptama ve yurutme yetkısı, sıyasal açıdan ne meclıse, ne de halka hesap verme durumun- da olan bır kışının elıne geçmıştır Ote >andan Sayın Özal anayasamn devlet başkanhğı kımlı ğı nedeniyle > ansızlığı varsayılarak kendisine bı- raktığı gerçek vetkılerı de bır partı adamı tutu- muyla kullanmaktadır Yanı anayasa ıkı yönden çığnenmektedır Bır yandan, başbakana aıt olan yetkıler, siyaseten sorumsuz cumhurbaşkanınca kullanılmakta, öte yandan da gerçekte yansız olması gerektığı ıçın cumhurbaşkanlığına bıra- kılan yetkıler, partılı bır anlayışla kullanılmak- tadır. Türkıye'yı, savaşa da şenatçılığa da surukle- yebılecek olan en yaşamsal tehlıke ışte budur Gündemunızın en ıvedı sorunu, anayasamn bu bıçımde sureklı olarak çığnenmesme bır son ver- mektır EVET/HAYIR OKTAYAKBAL 82 Anayasası DeğişmedenL Hâlâ kulağımda o sesler Degeme'yı ezdık sıra Mess'te" Yollardan akın akın geçen emekçıler boyle bağınyorlardı Coş- kuyla, sevınçle, güçlenne duydukları guvenle Bılıyorlardı anayasamn kendılerınden yana olduğunu Ellenndekı grev sılahının yennde kullanıldığında karşı konulmaz bır ustünlûk sağladığını "Degeme'yı ezdık sıra Mess'te" O gunlerde Mess ın başında Bay Turgut Özal vardı Işve- renlerın baş temsılcısı Bay Turgut Özal bu sesle'nışlerı dın- lerken neler duşunuyordu acaba? 'Bağırın bağırın, bır jkı yıl sonra kım kımı ezmış görursünuz' mu dıyordu? Demokratık hakların uygulandığı yıllardı o 1978, 79'lar Emeğın gucu haklarını ozlemlerını, ısteklerını elde edıyor- du, elde etmeye yasalar çızgısınde uğraşıyordu Çunkü 61 Anayasası'nın 47 maddesınde şöyle yazılmıştı 'Isçıler, ış- verenlerle olan münasebetlerınde ıktısadı ve sosyal durum- lannı korumak veya duzeltmek amacıyla toplusözleşme ve grev haklarına sahıptırler Grev hakkının kullanılması ve ıs- ttenalarr ve ışverenlenn haklan 1<anunla düzenlenir' Bülerit Ecevıt'in Çalışma Bakanltğı dönemınde bu konuda hazıria- nan ve kabu» edılen yasa ıle emekçı kesımı gerçek anlarnda grev ve toplusözleşme haktarına kavuşmuştu Ama 82 Anayasası grev hakkının yanı sıra ışverenlere de lokavt hakkını getırıyordu Bu kadarla kalmıyor, bakın daha neler eklenıyordu ' Grev hakkı ve lokavt lyı nıyet kurallarına aykırı tarzda toplum zararına ve mıllı servetı tahrıp edecek şekılde kullanılamaz Grev sırasında greve katılan ışçılenn ve sendıkaların kasıtlı veya kusurlu hareketlerı sonucu, grev uygulanan ışyennde sebep olduklan maddı zarardan sendı- ka sorumludur Grev ve lokavtın yasaklanabıleceğı veya er- telenebıleceğı haller ve ışyerlerı kanunla düzenlenir" Göruyorsunuz, 82 Anayasası emekçılerın hak aramaları- nı, göruşlermı, ozlemlerını savunmalannı katı maddelehe ön- lemıştır Bu kadarla da kalmamış, bakın aynı maddenın so- nunda ne denılıyor ' Sıyası amaçlı grev ve lokavt, dayanış- ma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, ışyerı ışgalı, ışı ya- vaşlatma, verım duşurme ve dığer dırenışler yapılamaz Gre- ve katılmayanların ışyennde çalışmaları, greve katılanlar ta- rafından hıçbır sekılde engellenemez " Bu kadar lafı uzatacaklarına şoyle yazsalar daha doğru ol- maz mıydı Turkıye'de grev yasaktır' Emekçılenn grev hak- kını etınden almaya yonelık 20 satırlık bır madde hıçbır de- mokratık anayasada yoktur dunyada' Hem demokrası duze- nınde yaşıyoruz dıyeceğız, hem de emekçının grev yapabıl- me olanağını ortadan kaldıracağız grev olayını bır göster- melık ış halıne getıreceğız Sıyası amaçlı grev, dayanışma grevı, genel grev, ışyerı ış- galı, ışı yavaslatma, verım duşurme ve dığer' dırenışler' Ne kalıyor gerıye? Kotu nıyetlı bır yönetım her hak arama dırenı- şını, grev gtrışımını kolaylıkla 'sıyası amaçlı' dıye onleyebılır O da olmazsa 'dığer dıremşler'den bırı sayabılır' Nıtekım ANAP hukumetı, başta Başbakan, ardından öte- kı bakanlar, derken uydurma gazetecıler, bın yıllık profesör- ler, Ankara DGM Başsavcısı, 82 Anayasası'nın 54 maddesı- ne dayanarak kesın yargılara varmaktadırlar Başsavcı De- mıral, butun Turk-lş ve Hak-lş yonetıcılennı 'gozaltına' almak ısteğını belırtıyorsa kım dıyebılır bu tutum anayasaya aykırıdır' dıye1 Evet, 82 Anayasası'nın 54 maddesıne ve ona daya- narak Danışma Meclısı nce hazırlanan yasaya göre grev ya- pan, grevı destekleyen grevın bır hak olduğunu söyleyen her- kes suçludur Yanı yuzbınler, mılyonlar' Zonguldak'tan Ankara'ya yürümek de yasak elbet Ama yu- runüyor, yurunecek, yurunmelı Grevler yapılacak, yapılıyor, yapılmalı En başta da şu çağdışı, emek duşmanı, 82 Ana- yasası değıstırılmelı Şu bu maddelerı değıl, baştan başa1 Bız bunu 82 Anayasa taslağını gorur gormez, bu tur mad- delerı okur okumaz soyledık, yazdık Mahkemelere tutukev- lerıne kadar süruklendık Aklı basında olanlar, geleceğı gö- renler hep yazdılar, soyledıler Ama 12 Eylül un baskısı ezdı geçtı butun dırenışlerı 82 Anayasası neredeyse yuzde yuz oranda bır oyla kabul edıldı Şımdı suç kımde* 7 O anayasa taslağına 'evet' dıyenlerde, demek zorunda bırakılanlarda Işın kökune ınmek gerekıyor Her konuda, her demokratık hak arayışında, gerçeklerı her belırtme davranışında karşı- mıza 82 Anayasası çıkartılıyor Bu anayasa maddelerı, bırer guçlu sılah gıbı, halka karşı, emeğe, emekçıye demokratık uygulama arayışlarına karşı bır sılah gıbı kullanılıyor Her şeyı bır yana ıtıp öncehkle 82 Anayasası'nın yerıne yenı, çağdaş, demokratık halka mutluluk verecek, emekçıye, calışan ın- sanlara ozgurluk getırecek yenı bır anayasa hazıriamak, ulusa bunu kabu! ettırmek gerekmektedır Butun sıyasal partılerın, sendıkaların, derneklerın, aydınların, emekçılerın, sağduyu sahıbı halk yığınlarının 82 Anayasası na 'hayır' demelerı Demokrası ıstıyorsak baskıdan, korkudan, turiü engellerden kendımızı kurtarmak ıstıyorsak tutulacak tek yol budur TASFİYE TATİLİNİN İLANI Sayı 1989/3 Iflas MUFLISİN AD1 SOYADl, iKAMfcl OÂH1 Çağdaş Tanm Ürun lerı veSanavı Urunlen \e IçDışTıcaret Ltd Ştı Buyük Çarşı Iş Ha nı A Blok Kat 1 No 136 Iskenderun Yukanda adı ve adresı yazılı muflısın masaya aıt hıçbır malı bu lunmadığından Icra ve Iflas Kanunu'nun 217 maddesı uyarınca tas fıyenın tatılıne karar verılmıştır tşbu ılan tarıhınden ıtıbaren 30 gün ıçınde alacakhlar tarafından gıderı peşın verılerek ıflasa mutalık ış lerın devamı ıstenıldığı takdırde ıflasın kapatılacağı tebhğ ve ılan olu nur 14 11 1990 Yarııı Çok Geç Olabilir Turkiye*ye düşen görev, Ortadoğu'daki petrol jandarmahğına soyunmak yerine, dunya insanları arasında barış, dostluk ve işbirliği çağım açacak olan kolektif barış sistemine olumlu katkılarda bulunmaktır. OKTAY GÖKDEMİR Dokuz Eylül ÜnL Atatürk îlkeleh Enstitusu Bırleşnuş Mılletler Guvenhk Konseyı'nın Irak'a, Kuveyt'ten çekılmesı ıçın tanıdığı su- renın bıtmesıne sayılı günler var Irak'ın 2 Ağustos 1990*da Kuveyt'ı ılhak etmesı ıle baş layan Korfez bunalımı, yaşlı dunyamızın 21 yüzyüa on kala Doğu Avrupa ulkelennde or- taya çıkan yenı oluşumla bırlıkte vaşamış ol duğu en önemlı sorunlardan bırısıdır Butun dunya ulkelenm çok yakından etkıleyen Kör- fez bunalımı ülkemızı de etkıleyerek hatta ba- zen çok önemlı ıç poutıka sorunlarını dahı asarak Türkıye kamuoyunun gündemının ılk maddesını oluşturmuştur Neden banş? Kuşkusuz bu olgunun kaynaklandığı nok ta, Turkıye'nın "bunalım"ın patlak verdığı bölgede bulunmasından olduğu kadar ve belkı de ondan daha da behrleyıcı olanı, 1923'ten bu yana barışçıl esaslar doğrultu sunda sürdürülen geleneksel Turk dış pohu- kasındakı çızgı değışıklığıdır Temellen, Ulu sal Ant (Mısak-ı Mıllı) suurlanna ulaşmanın kaygısı ıçınde verilen Ulusal Kurtuluş Sava- şı'ndakı Kuvay-ı Mıllıye ruhu ıle atılan ve Ataturk'ün "Yurtta Barış, Dunyada Banş" slogam ıle somuüaşan bu polıtıka; bağımlı olmayan, ekonomık, adlı, sıyasal her alanda tam bağımsızhğı ongören ve savaş'ı, ulkenın yazgısı soz konusu olmadıkça ınsanlık suçu olarak goren gerçekçı bır polıtıka ıdı Trab- lusgarp, Balkan ve 1 Dünya Savaşı'nın acıla- nnı yaşamış ve hele hele Alman Genelkurma yı'nın emnyle Surıye, Hıcaz, Yemen ve Arap çöllennde nıçın savaştıklarmı bılmeden ölen bınlerce Mehmetçık'ı goren Mustafa Kemal Ataturk ve arkadaşlan, zafer kazanıldıktan sonrakı amaçlannı dunyanın kolektif banş sistemine katkıda bulunmak, ulusal sınırlar ıçınde yaşayan ınsanların mutluluk ve refa hını sağlamak, uygar dunyadan da a> nı an layışı beklemek olarak behrlemışlerdı Bu an- layışın bır üriınu olarak Türkıye, Bnand- Kdlog Paktı'nı ve Litvinof Protokolu'nu, ya nı dunyada savaşı kanun dışı sayan ve sılah- sızlanmayı öngören uluslararası belgelere ılk ımzayı atan ulkelerden olmuş, > me bu anla- yışın doğal bır sonucu olarak dunyayı yenı- den kana bulayan ve mılyonlarca ınsanın ölu müne neden olan II Dunya Savaşı'mn dışm- da kalmıştır Atatürk'e kulak verelim Ataturk'ün bu konudakı önemlı düşunce- lerını burada bır kez daha anımsatmakta va- rar olduğu düşuncesındeyım "Behemehal şu ve bu sebepler ıçın milleti harbe suruklemek taraftarı degilim. Harp zarun ve havatı olmalı. Hakıkı kanaatim şu- dur: Mılletı harbe gotunınce >ıcdanımda azap duvmamaliMm Oldurecegız dnenlere karşı, olmevecegız dıve harbe gırebılırız. La- kın mılletın havatı tehlıkeye marnz kalma- dıkca harp bir cınayetbr." "Efendiler, bu milleti bugua idam sehpa- sı karşisinda bulunduran hareketin kaynağı hayaldır, hıssıvaitır. Uzaklara ghmeye gerek yolr Bu mılletin genel seferberliginin hangı gerçekçı hesaplara davandığını bır defa du- şununuz.» Bunun nedenı duvgularla hareket etmektir. I. Dunva Savaşı'na ne ıle gırdik. Vaktinden evvel I. Dunv^ Savaşı'na bu mılletı sevk eden nedır Duvgulardır. Daha ilensıne gidelım. mazımıze donelım. Kuçuk bır tan- hi olav. Sadrazam Kara Mustafa Pasa bu mU- leti Viyana kapılanna sevk ederken butun Kuzey Almanya'vı ele geçırerek butun dun- vaya ya>ümış bır Osmanlı tmparatorluğu ya- ratmak hulyasına duşmuştu Fakat zavallı babamız duşunmuvordu kı butun bu futuhat emellen peşınde dolaşırken bu gınşım sonu- cunda babadan kalma yerleri kaybcttırmek ıçın zemın hazırlıjordu." "Hiç kimsenin hakkına tecavuz etmek ıs- temediğimiz gıbı digerlen tarafından da >a- şam hakkımıza ve ıstiklalımıze savgı gostenl- mesınden başka davamız yoktur... Mechsı- mız ve meclısımızın hukumetı savaşçı ve ma- ceracı olmaktan uzaktır. Bılakıs sulh ve sela- metı tercıh eder. Efendiler, dış politikamız- da bır başka devletın hukukuna tecavuz yok- tur." "Harbın cıddıyetinı nazar-ı dıkkate alma- yan bazı gayr-ı samımı onderler, saldınnın araçlan, ajanları olmuşlardır. Kontrollen al- bndakı uluslara mıllıvetçılığı ve ananeyı yan- ILŞ bir şekilde göstererek ve suıistimal ederek aldatmışlardır." "tnsanlan mesut edeceğim diye, onlan bir- bırıne boğazlatmak gayr-ı ınsanı ve son de- rece uzunlu vencı bır sıstemdır İnsanlan me- sut edecek tek araç onlan bırbırtenne vaklaş- tırarak onJara bırbıriennı se\dırerek karşılık- lı maddı ve raanevı gereksınımlennı sağlama- yavarayan hareket veenerjıdır Dunya ban- şı içersınde ınsanlıgın gerçek mutlulugu. an- cak bu vuksek ıdeal yolculannın çoğalması ve başanlı olmasıvla gerçekleşecektir." "Eğer devamlı banş ıstenıvorsa ınsan kut- lelerinın durumlannı ıvılesbrecek •ıluslara- rası onlemler alınmaîıdır. İnsanlıgın ref ahı, açhkvetazvıkınjennegeçmelıdır Dunya va- tandaşlan haset. açgozluluk ve kınden uzak- laşacak şekılde eğıtılmelıdir." (1> Ataturk'ün bızlere emanet ettığı Türkıye Cumhunyetı'nın dış polıtıka ılkelerı yukan- dakı sözlerınden de anlaşılacağı gıbı evren- seldüşuncelerleortayakonulmuşılkelerdır Ovsa, bolgemizde vaşanan sıcak savaş orta- mında, bugun evrensel duşuncelerle ortaya konulan bu ılkelerden, uzulerek belırtmek gerekır kı sapmalar başgostermıştır. Sonuç .__. Turkiye, Doğu Avrupa ulkelennde son yil- larda görulen yumuşama poütıkası ile soğuk savaş stratejüerınden hızla uzaklaşan bır dünya polıtıkasmda ulusal çıkarları açısın- dan kendısıru hıç de ılgılendırmeven >«nı var- yasyonlar'ın tuzağına duşmemehdır NATO, Varşova gıbı soğuk savaş dönemmın paktla- nnın artık tartışma konusu hahne geldığı bır dunyada Turkıye'ye duşen görev, Ortadoğu- dakı petrol jandarmalığına soyunmak yerı- ne, dunva insanlan arasında banş, dostluk ve ışbırlığı çağını açacak olan kolektif banş sis- temine olumlu katkılarda bulunmaktır Çun- kü Turk ınsanının ne Amenka Bırleşık Dev- letlen'nın çıkan ıçın ne Suudı şeyhlerının çı- kan ıçın ne de Kuveyt'tekı El-Sabah aılesmın çıkan ıçın akıtacak bır damla kanı vardır OI- mamalıdır da Turkıye, Arap çöllennde >e- nı Mehmetler, Hasanlar, Ahler yıtırmek zo- runda değıldır Türk analarına yenıden Ye- men turkulerı söyletmeye de kimsenin hak- kı yoktur, olmamalıdır Dunya banşına olan ınancımızı butun olumsuzluklara karşı ulke insanlan olarak sürdurmek zorundayız İktıdarı ıle muhale- feü ıle butun toplumsal gruplan ılebanşı zor lamak, banşı ıstemek zorundayız Çünkübu, bızım ınsanbk onurumuzdur Tersı durum- da yann çok geç olabıhr PENCERE (1) Ataturk ten DOşünceler, Derl Enver Zıya Karal Ist 1986 ANMA Aılemızın değerh buyuğu, merhum Avukai ORHAN APAYDIN, Avukat BURHAN APAYDlN'ın annelerı NURİYE APAYDIN'ı ölümünun altıncı yıldonumunde saygı ve özlemle anıyoruz. APAYDIN AİLESt VEFATLAR İÇİN Yurbçı yurtdşı cenaze nakle- dılır cenazeılaçlama malzeme tabut butün ışlemler hassası- yetle suratle yapılır Işletmede aynca 18 ambulans mevcuttur Cenaze ılanlannda hızmet be- delıalınmaz ISLAM CENAZE IŞLERİ 1472006-14068 86 Mesul Mudur Hafız VELİ ERDEMİR TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ SEMPOZYUM DUYURUSU 3568 sayılı yasada yapılacak değışıklıklere ışık tutmak amacı ıle derneğımızce duzenlenen "TURKIYE'DE MUHASEBECI - MALI MUŞAVIR - YEMINLI MALI MUŞAVIR NORM VE STANDARTLARI konulu sempozyum 8 Ocak 1991 salı gunu saat 13 00/17 00 arası Istanbul Dedeman Otelı Balo Salonu nda yapılacaktır Üyelenmız ve meslektaşlarımız davetlıdır Katılımcılar Prof Or. CUMHUR FERMAN Prof. Dr MUSTAFA AYSAN Prof Dr. KAMİL BUYUKM1RZA Prof Dr NALANAKDOĞAN Prof Dr. REMZI ORTEN Prof Dr. OKTAY GUVEMLI UZEYIR GARIH MUSTAFA OZDIL HUSEYIN PERVIZ PUR SEZAI ONARAL ZIYA DISANLI YAHYA ARIKAN PENDİK BELEDİYESİ KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ YAŞAR KEMAL SÖYLEŞİSİ YER Pendık Ataturk Külturevı TARIH 5Ocak 1991 Saat 1400 KARŞI OLANLAR! 9. Sayı çıktı Hesabın Hesabı!.. Sayı, nıcelığı vurgular, soyuttur beş dedığımız zaman ne anlarız? Beş elma mı? Armut mu? Iskemle mı17 Yumurta mı7 Tavuk mu? Işcı mû 'Beş ıskemle' cansız eşyadır, 'beş ışçı' dedığımız anda ışın ıçıne ınsan gırer Ya 48 bın ışçı? Zonguldak'ta 48 bın ıscı grevdedır 48 bın aıle' Ne var kı kent esnafı ve bolge halkı da grevcılere katılıyor Olay, 48 bın sayısının dışına taşıyor, çevreyı bütunuyle saran bır olguya donuşuyor Maden emekçısıne venlecek ucret, sayısallık sı- nırıyla kuşatılan bır yaklaşımın hesabına sığabılır mı? Sıyasal ıktıdar ne dıyor — Zonguldak'ta maden ışçısının çıkardığı kömürûn satışın- dan 500 mılyar gelıyor, ıstedıklerı ucret bunun üç katıdır Ocak- ları kapatırız Hesap doğru mu? Sayısal acıdan doğru ya da yanlış olabilir, ama, konu bu hesaba sığmıyor Keşke sığsaydı O zaman bır toplumun, ülkenın, devletın yönetımı ne ka- dar kolaylaşırdı' • Zonguldak'ta yaşanan, bır 'grev' olayı değıl, ışın ıçınde ış var Halk ayaktadır Işçı ıle ısveren arasında ucret anlaşması gerçeklesse bıle defter kapanmayacak, sorun geçıcı bıçım- de çözulmüş gorunecektır 12 Eylül askerı darbesınden sonra Genelkurmay Başkanı Kenan Evren halkın karşısında kursüye çıktı Televızyon mey- dan toplantısını yansıtıyor Orgeneral Evren, sırtındakı ünı- formayla ıdeolqık nutuk attığının bılıncınde olmadan söylüyor — Bugun bır otelın şef garsonu benden fazJa ûcret alıyor, böyle şey olur mu? Kenan Paşa bılmıyordu kı bır ulkede genelkurmay başka- nının ufku şef garsonunun aylık ucretını kıskanacak kadar daralmışsa, vah o devletın halıne1 Zonguldak'ta yaşanan olayı yalnız ucret kavgası sanan sığ kafalar, Turkıye'nın bır tek sorununu çözebılecek çapta de- ğıldırler Kırk yıldan ben ulkenın taş kömuru ocaklarına yatı- rım yapmayan, uretım teknolojısını gelıştırmeyen, geleceğı- nı duşunmeyen, ışçıye kole gıbı bakan kafa, ulkenın gelece- ğı ıçın ne söyleyebılır! 1991 Turkıyesı'nde Batı'nın en zen- gin ulkelennde yaşayan ları şaşırtacak kadar luks, savurgan- lık ve şatafat egemenleşırken Zonguldak'takı ışçının ücretı- ne takılmak hesap mıdır? Bır ıkı gün önce Cumhurıyet'te okuyanı şaşırtacak txr ha- ber yayımlandı "Cumhurbaşkanı Özafın "yuttiçı gezılennde' kullanmak ûze- re Japon Mıtsubıshı fırmasma üç buçuk mılyar degennde bır seçım otobüsü' ısmarladığı oğrenıldı" Otobüsun petrol şeyhlerının lüks arabalanndan gerı kal- mayacak donanımı haberde ayrıntılarıyla anlatılıyor Çanka- ya'dan başlayarak butun ulkeyı dalga dalga saran lüks sa- vurganlığın ve gosterışın halk kıtlelerıne sergıledığı ornek- ler ortadayken beş yuz metre yeraltında ölumle burun buru- na çalışan maden ışçısıne hangı hesaptan, hangı özvenden, hangı dengeden, hangı kâr ve zarar hesabından söz açabı- lırsınız? • Zonguldak'takı grevın ıçerığınde -dıle getınlmese de- hal- kın bır sıyasal ıktıdara, bır yaşam bıçımıne, bır sosyal ada- letsızlığe başkaldırması var Turkıye'dekı yönetımler, şımdıye dek Zonguldak ocakları ıçın ne yaptılar? Kırk yıldan berı ulusal demıryollanmızı tahnp' etmek ıçın elımızden ne gelıyorsa yapıyoruz Avrupa'da, Amerıka'da, Rusya'da demıryolculuk ılerlerken bızım kendı kendımıze ne kastımız var? Sıyasal ıktıdarlar Türkıye de demıryollanna ne- den duşman kesıldıler? Yarın obürgun demıryolu ışçısı top- lu pazartığa oturduğu zaman yapılacak kâr-zarar hesabınjn bır anlamı kalıyor mu? 12 Eylül darbesı, şef garsonun aylığını kıskanan bır genel- kurmay başkanıyla başladı, maden ışçılerı grev yaptığında "ocaklan kapatırım ha! " dıyen bır cumhurbaşkanıyla surüyor bılım ve sosyalızm yayınlan ÖZGURLÜK VE YABANCILAŞMA yuri DAVİDOV J STALIN nYAtEKTJKVETARİHSEL MATfflYAUZM ONUNCU BASKI i 00/" TL TOGLIA^ FAŞJ2MÜZEIHNEDBtSl£R ÜÇUNCU BASKI 12 000 ~L V I LENIN DEVinVEİHTİLM. YEDINCI6ASK1 BOOC T L V I LENIN PMlETBIDEVnMVE DÛNEKKAUTSKY BESINClBASKI 120OO TL G POLACZY HORVATH DfiNKfilEYDİK BUGÜN HAUTJZ OOROUNCU BASKI 9000 TL L N PIAO YAŞASMHALK UVAŞHİNZAFEIU BEŞIHCI BASKI 6000 L V I LENIN ÛTOPİKVEBİLİMSEL SOSYAÜZM IKINCI BASKI 16000 T L bılım ve sosyalızmyayınlan 15 DtYALEKTfKVE TARİHSB. MATERYAÜZİIİN AİFABCSİ BOGUSUVSKY/KARPUŞW RAKITOV/ÇERTIKK EZRIN V 1 LENIN KAflLMARXVE0OKTMM UÇUNCU BASKI 9 500 TL JACKT MURPHY STA1M IKINCI BASKI 17 000 TL M CORNFORTH KOM0MZMVE İNSMUKDâERLBH IKINCI BASKI 6000 TL J EATON EK0N0MİP0ÜTİK IKINCI BASKI 1oOOC TL BÖTÛNÛU(EL£rt«l İŞÇÜBHBÜUŞMZ IKINCI 3ASKI 17 000 TL PEKİN M0SK0VA ÇATIŞMASi DDflDUNCU 3ASKI 8 OOC YURİ OAVIDOV ÖZGÜRLÜK VE TABAMCMŞm BPNCI BASKI 9000 TL BOGbSLAVSKY KARPUŞIN RAK1T0V/ÇERTIKIN/EZRIN DİYMEKTİKVETARİHSEL MATERYAÜZMİN/UfMESI IKINCI BASKI 20 000 U bilim ve sosyalizm yayınlan Ataç Sokak 36/2 Yenışehır-Ankara Tel 131 46 97 Her Cuma Bayilerde T.C. ADÂNA ASLİYE TİCARET MAHKEMESt Sayı 1990/63 Davacı Yağsa Yağ Sanayu A Ş veküı avukat Aydın Coşar tarafın- dan davalı Özturk Tavukçuluk Tı>. veSan AŞ aleyhıne açılan ıflas davasının yapılan duruşması sırasında Davacı vekılı dılekçesınde, müvekkılı şırkete 7 8 1988 tanhı ıtıba- rıyla 93 025 409— TL ödemeye borçlu Öztürk Tavukçuluk Tıc ve San A Ş larafindan konkordato mehılı talebı Adana 2 îcra Tetkık Mercıı Hâkımlığı'nm 1988/1700, 1988/2306 savıb kararı ıle kabul edı- lerek tasdıkı ıçın Adana 3 Aslıye Hukuk Mahkemesı'ne göndenldı- ğını \e 3 Aslıye Hukuk Mahkemesı'nın 1989/5 esas, 1990/494 sayüı kararı ıle reddedıldıgını llK'nun 177 maddesının 3 fıkrasında, IİK 301 maddesınde ıse konkordato talebı reddedılen borçlunun ıflasına karar venlmesını talep etmı$ olmakla anılan şukete alacağı bulunan- lann (Ozturk Tavukçuluk Tıc ve San A Ş) ılan tarıhınden ıtıbaren 15 gun ıçensınde mahkememız dosyasına muracaat etmelennı durusma gunu olan 29 1 1991 gunu saat 9 50'ye bırakıldığı hususu ılan olunur 24 12 1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle