23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 5 OCAK 1991 Aııkara'ya büyük yürüyüş ken sendika Genel Başkanı De- nizer, yeterli sayıda araçlarının olraaması nedeniyle Ankara'ya yürüyerek gidebileceklerini söy- ledi. Yüriiyüş başlıyor Günün erken saatlerinden başlayarak Zonguldakb maden işçileri kentin ana caddderine doluşmaya başladı. Ellerindeki naylon torbalar içinde "azıkla- n"nı da yanına alan işçiler, An- kara'ya gidecekleri otobüslerin kente sokulmadığını öğrenince tepkilerini giderek arttırdılar. Özellikle Cumhurbaşkanı Tur- got Özal aleyhinde slogan atan işçiler, her fırsatta Ankara'ya gitmeye kararlı olduklannı diie getirdiler. Denizer, sendika mer- kezinden caddelerde biriken bin- lerce işçiye, "mutlaka Ankara- ya gidileceğini" duyurdu. SHP milletvekilleri Cevdet Selvi, Muslafa Sangiii, Orhan Veli Yıldırun, Erdal KaJkan, Musa Gökbel, Ömer Çiftçi, Etem Cankurtaran, Mustafa Kul, Tevfık Kocak, HEP millet- vekilleri Mahmnt Alınak, Ad- nan Ekmen, Kenan Sönmez sen- dika genel merkezine gelerek iş- çilerle dayanışmalanm bildirdi- ler. tşçilerin eylemine daha son- ra Sosyalist Birlik Partisi'nin ku- ruculan olan milletvekilleri Ke- raal Anadoi, Ekin Dikmen, Ka- mil Ateşoğullan ve Hüsnıi Ok- çuoglu da katıldı. Saat lO.Offa doğru sendika genel merkezinden yanında par- lamenterler ve sendika yönetici- leri ile birlikte çıkan Denizer, megafonla yaptığı kısa konuş- madan sonra "Ankara yüriiyü- şü"nü başlattı. Kent halkının sevgi gösterileri arasında Zonguldak-Ankara karayoluna Geceyi devrek'te geçiren yürüyüşçülerden kadınlar evlerde konuk olurken, erkekler de lokanta, kahve ve arabalarda sabahladı. ZONGULDAK (Cumhnriyet) — Türkiye işçi sırufı tarihinin en büyük yürüyüşü dün sabah Zonguldak'tan 280 kilometre uzaklıktaki Ankara'ya doğru başladı. Grevde 36. gününü dol- duran maden işçileri ile eşleri ve yakınlarından oluşan on binler- ce kişi dün saat 09.30'da Anka- ra'ya doğru yürüyüşe geçerek zaman zaman hükümeti ve Çan- kaya'yı eleştiren sloganlar da atarak 7 saatte 23 kilometre yol aldılar. Yürüyüşçüler havanın karar- ması üzerine Karamanlar Köyü 1 nde mola verdiler. Burada Ge- nel Maden-lş Başkanı Şemsi De- nizer'e, Başbakan Yıldınm Ak- bulut'un görüşme çağnsı iletil- di. Madenciler ve yakınlan ken- dilerini izleyen araçlarla Kara- manlar köyünden yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Devrek'e taşındılar ve geceyi, kadınlar kendilerini ağırlayan yurttaşla- nn evlerinde, erkekler de kahve- hane, lokanta ve araçlarda gecir- diler. Bir grup işçi de sokakta sa- bahladı. Genel Maden-lş Sendikası Başkanı Denizer TV'nin 20.00 haberlerini de izledikten sonra Başbakan Akbulut'un görüşme çağrısı konusunda, "Yann (bu- gün) sabah 08.00'de Ankara'ya yüriiyüşümüzü sürdüreceğiz. Bu arada Başbakan'ın görüşme çağ- nsını da arkadaşlanmla birlik- te değerlendireceğiz. Yeterli ko- şul varsa kendisiyle ancak yann (bugün) görüşürüz. Bir yandan yürürüz, bir yandan da görüşürüz" dedi. tşçilerin yürü- yüşü sırasında Karamanlar kö- yü yakınlarmda meydana gelen trafik kazasında 1 işçi öldü. Daha önce otobüsle yapılması planlanan gösterinin "başkente yüriiyüş"e dönüşmesine, işçile- ri Ankara'ya taşıyacak otobüs- lerin güvenlik kuvvetleri tarafın- dan kente sokulmayarak geri çevrilmeleri neden oldu. Grevci işçilerin bağlı olduğu Genel Maden-lş Sendikası Baş- kanı Şemsi Denizer, "Ankara yüriiyüşü"nü "Madenci Anıtı" önünden "Yasal haklanmızı al- maya çalışıyoruz. Araçianmıza el kondu. Bu antidemokratik uygulamaya rağmen Ankara'ya gideceğiz. Gazamız mübarek ol- sun. En önde ben yürüyeceğinı" sözleriyle başlattı. Yürüyüşe SHP, HEP ve kuruluş aşama- sında olan Sosyalist Birtik Par- tisi'nden bazı parlamenterler de katıldı. Güvenlik güçleri Zon- guldak işçilerinin başlattığı "bü- yük yüriiyüş"e hiçbir müdaha- lede bulunmadı. Otobüslere el kondu Önceki günden başlayarak güvenlik güçleri Zonguldak'a çevre illerden gelen yollan tut- tu. Ankara, Istanbul ve komşu kentlerden partiler, sendikalar, yerel yönetimler tarafından ma- den işçilerinin Ankara'ya yürü- yüşüne katkıda bulunmak ama- cıyla Zonguldak'a çoğu boş ola- rak gönderilen araçlar kente so- kulmadı. Bu gelişmeler üzerine önceki gece toplanan Genel Maden-lş Sendikası Yönetim Kurulu dün sabaha karşı saat 03.00'e kadar süren bir toplantı yaptı. Genel merkez yöneticilerinin Ankara'- ya en az 30 bin işçiyi götürmeyi amaçladıkları, ancak beklenen araçlann Zonguldak'a sokulma- ması nedeniyle eldeki otobüsler- le 15 binden fazla işçi götürme- nin olanaksız olduğu değerlen- dirmesi yaptığı öğrenildi. Dün sabaha karşı toplantıdan çıkar- Özal: Taraf değilimANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, maden işçilerinin Zongul- dak'tan başlattığı yürüyüşle il- gili sorulara yamt vermekten kaçındı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi, Cumhu- riyet'in konuya ilişkin sorusunü yanıtlarken, "Bu konu, idari ve adli yönden, idari ve ilgili ma- kamlan ilgilendirir. Sayın Cum- hnrbaşkanınuz, bu konuda bu- nun dışında başka bir yonırada bulunmuyorlar" dedi. Toperi, işçilerin, Cumhurbaş- kanı Özal'ın toplu iş sözleşme- lerinde belirlenecek ücret mik- tarlanna ilişkin telkinlerine tep- ki gösterdiklerinin anımsatılma- sı üzerine de, "Sayın Cumhur- başkanımız bu konuyn hüküme- tin takdirine bırakmıştır. Ancak bunun belirlenmesinde enflas- yonun ve diğer kesimlerin göz- önünde bulundurulmasını istemiştir" dedi. Büyükelçi Toperi, Cumhur- başkanı Özal'ın bu konuda her- hangi bir şekilde taraf olmadı- ğını da söyledi. İşçi eylemleri konusunda ses- sizliğini sürdüren Cumhurbaş- kanı Turgut özal, dün Mebmel AB Birand'ın TV'deki "32. Gün' programının çekimine katıldı. Ozal'ın TRT'ye gelişi sırasında, "gergin ve sıkinüh" olduğu göz- lendi. Thır jandarma' İşçiler kahve ve lokantalarda sababladüar. (Fotoğraf: zmez) çıkan işçiler yaklaşık altı kilo- metrelik bir yürüyüş kolu oluş- tururken arkalannda da 350'yi aşkın otobüs, midibüs ve mini- büsün kendilerini izlediği görül- dü. Kent merkezinden 30 - 40 bin kişiyle başlayan "Ankara yü- riiyüşii"ne Yenice, Kurucaşile, Bartın, Amasra, Çaycuma, Dev- rek ve Ulus gibi üretim merkez- lerinden gelen madenciler ve ya- kınları ile bu sayı 60 - 70 bini buldu. önde bir Türk bayrağı, arkasında da Mustafa Kemal Atatürk'ün bir fotoğrafının ta- şındığı yürüyüş kolunun ön sı- rasında Genel Maden-lş yöneti- cileri ile parlamenterler yer al- dı. tşçilerin yürüyüşe başlama- sının ardından kent merkezinde- ki esnafın işyerlerini kapatarak, madencilere erzak taşıdıklan gö- rüld,ü. Yürüyüş kolu Zonguldak'tan çıkarken hiçbir güvenlik görev- lisinin müdahale etmediği göz- lendi. Yilrüyüşün yaklaşık altın- cı kilometresinde ise yol kıyısı- na beş kamyon, iki jeep dolusu asker geldi. Ancak yürüyüş ko- lu yaklaşınca askeri araçlar da yürüyüş güzergâhını terk etti. Bir piknik havası biçiminde ve üretim bölgelerine göre bölük bölük ayrılarak aralarma yaban- cı sokmayan işçiler, yanlannda getirdikleri yiyeceklerini de ha- reket halindeyken yediler. Yürü- dükleri güzergâh üzerinde bulu- nan yerleşim birimlerindeki yurttaşlar tarafından sevgi gös- terileriyle karşılanan grevci işçi- ler arasında bazı emeklilerin bu- lunması ve kadınların da çoğun- lukta olması dikkati çekti. Ankara'ya yürüyüşe geçen iş- çiler, yürüyüş sırasında sık sık "Gdiyor geliyor madenciler ge- liyor" "Zonguldak yollan taş- tan Özal sen çıkardın bizi baş- tan", "Yolıimuz Ankara derde düştü Çankaya" sloganları atıl- dı. İşçiler, Zonguldak'tan 17 ki- AKBULUT VE DENİZER BİR ARAYA GELİYOR 3. görüşme Bolırda yapılıyor DEVREK/ANKARA (Cum- huriyet) — On binlerce işçinin Zonguldak'tan Ankara'ya doğ- ru yürümeye başlamalannın ar- dından dün gece telefonla görü- şen Başbakan Yıldınm Akbulut ile Genel Maden-tş Sendikası Genei Başkanı Şemsi Denizer, bugün Bolu'da bir görtişme da- ha yapma kararı aldılar. Akbu- lut'un görüşmeye, hükümetin son teklifinden daha ileri bir teklifle gelme sözü verdiği, De- nizer'in ise Akbulut 'tan görüş- meye yalnız gelmesini istediği bildirildi. Başbakan Yıldınm Akbulut, dün cuma namazını kıldığı Ko- catepe Camii'nden çıkarken ga- zetecilerin madenci yürüyuşüne ilişkin sorulanm yanıtladı. Ak- bulut, yürüyuşün başladığının hatırlatılması üzerine, "Yürüye- rek nasıl gelsinler? Hepsinin gd- mesine lüzum yok. 1-2 otobüs gelebilûier. Otarar, görüşürüz" dedi. Yürüyuşün ve grevin bir ne- deni kalmadığı görüşünü yine- leyen Akbulut, "Ücretlerini ver- dik. Şimdi onlar niye yürüdıi- ler? İ'cretimiz az diyoriar. Araa yevmiyelerini ortalama 18 bin li- radan 64 bin liraya çıkardık. Artık bir nedenleri yok" diye konuştu. Akbulut, bir gazeteci- nin "İşçiler yürümeye devam ederse polisiye önlemlerle dur- durulacaklar mı?" şeklindeki sorusuna, "Kanunsuz işlerin ge- reğini yetkililer yapar" karşılı- ğını verdi. Genel Maden-lş sendikası Başkanı Şemsi Denizer'in, "Po- lis sertleşirse biz de sertleşiriz" sözleri anımsatılınca da Akbu- lut "Herkes görevini yapsın, emniyel mensuplannın da göre- vi var. Sendika olarak onlann üzerine duşen görevler de var. Görevler, kavga etntek \ç'm de- ğil, anlaşma uzlaşma içindir" dedi. Namazın bitiminden sonra cami çıkışmda koruma polisle- rinin engelini aşan Zonguldak Kömür Işletmeleri'nde işci Meh- met Karagöz, Akbulut'a ulaş- mayı başardı. Maden işçisi Ka- ragöz, emekli olacakken grev başladığını, her hafta Ankara'- ya gelerek cuma namazı kıldığı- m söyledi ve maden işçilerinin mağdur edilmemesini istedi. Akbulut, gazetecilerin sorusu üzerine de maden işcilerini An- kara'ya getirmek üzere sendika tarafından kiralanan otobüsle- rin şehre girişine izin verilmedi- ğinden bilgisi olmadığını söyle- di. Akbulut, bölge'de olağanüs- tü hal ilanının düşünülüp düşü- nülmediği yolundaki bir başka soruya, "Şimdi sırası mı?" kar- şılığını vermekle yetindi. Denizer'in sözleri Maden işçileriyle birlikte yü- rüyerek dün akşam saatlerinde Devrek'e gelen Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Şemsi Deni- zer, hükümetin açık venet bir teklifle kendilerine gelmesi du- Muhalefet liderleri kaygıb (Baftarafi I. Sayfada) üzerine polis güçlerini göndere- rek Türkiye'de bir iç savaşa mı yol açacaktır?" diye sorarken Demirel, "Haksızhk yapmaktan rahatsız olmayanlann, işçi yürii- yünceye kadar nerede oldukla- nnı sonnak lazımdır" dedi. SHP lideri, dün düzenlediği basın toplantısında, sendikala- nn çağrısıyla gerçekleştirilen ge- nel eylemin, "kendiliğinden yıl- lann ihmali karşıstnda oluşan bir demokratik tepki olduğunu, halkın da emeğin hakkını ara- yan işçilerin yanında yer aidığını" belirtti. Eylemin hukü- mete uyan amacını taşıdığım kaydeden İnönü, "Bu tür eylem- ler, tepkiler demokrasinin doğal parçalandir. Bunlan muhalefet partOeri kat etmiyor. Bu tepki hiçbir şekilde siyasi partiler ta- rafından örgütlenemez" dedi. Genel eylem ile siyasi partilerin ilişkisini kurmaya çalışmanın "hayal ve boş caba olduğunu" öne süren İnönü şöyle konuştu: "Böyle yaklaşmak, raeseleyi hiç görmemek Türkiye'nin çalı- şan büyük kiüesinin haksızlıga karşı sesini duymamak demek- tir. Bu olayın üzerine polisiye tedbirlerle gitmek, 'Konfederas- yon başkanı, partiler, belediye- İer tahrik etmiştir, onlara soruş- turma açalım, gözaltına alalım' demek, işte bu en büyük reza-' let, en büyük fiyasko olur. Bir konfederasyon başkanını, işçiler haklannı aradılar, bir gün işe gjtmediler diye gözaltına aiacak- sınız, ondan sonra 'Ülkede de- mokrasi var' diyeceksiniz. Her- kes güler, kimse yüzünüze bak- maz. Kimse böyle davranan bir ülkede demokrasi var demez. tk- tidar ve iktidarın yanında olan- lar, göroleri ne olursa olsun bu saçmalıklan bırakmalıdır." İktidarın katılımın yüzde 30 düzeyinde kaldığını öne sürdü- ğünü anımsatan İnönü, "Bunu söylemek büyük bir toplumsal hareket olduğunu kabul ettikle- rini gösterir" dedi. Böyle bir toplumsal harekete karşı polisi- ye önlemlerin "hiçbir anlam ifa- de etmeyeceğini" kaydeden İnö- nü şöyle devam etti: "Türkiye, bugün çok kritik bir aşamaya gelmiştir. Demok- rasi bir sınav veriyor. Demokrasi halkın yaranna bir yönetim şekli midir. değil midir? Hükümet ça- lışanlann istekleri karşısında bir çıkış yolu bulacak mıdır, yoksa bunu bir tarafa bırakıp çalışan- lann üzerine polis güçlerini gön- dererek Türkiye'de bir iç savaşa mı yol açacaktır? Hükümetin karşı karşıya kaldığı dunım bu- dur." Başbakan Yıldınm Akbulut- un, "SHP ve DYP belediyeleri eyleme öncülük etti" sözlerini "saçma" olarak niteleyen İnönü, "Belediyelente çahşanlar da sen- dikalı işçilerdir. Özel sektöre ait bir işyerine işçiler gitmediğinde o özel sektör fabrikasının yöne- tkisi ya da sahibi grevi tahrik et- miştir mi deniyor? Niye böyle bir şey söylemiyor Başbakan" diye konuştu. İnönü, Zonguldak'taki işçile- rin Ankara'ya yürüyeceklerini günler önce açıkladıklannı vur- rumunda görüşme yapabilecek- lerini söyledi. Devrek'e geçme- den Karamanlar mevkiinde te- Ievizyondan 20.00 haberlerini izleyen Denizer, Akbulut'un "yeni teklifi"ne ilişkin soruları yanıtladı. Denizer, "Teklif ola- rak eskisinin aynısı. Kelime de- ğişikligi >apı>orlar. Ne derece ciddi bilmiyorum. Bu hüküme- tin sarf ettigi çıplak ya da giy- dlrilmiş laflannı anlayamadım. Türk milletini yanüüyoıiar. Her şeyden once samimi olmalılar. Tekliflerini açıklığa kavustur- maları gerekir" dedi. Bu teklif üzerine yeni bir gö- rüşme olup olmayacağı yolun- daki bir soruya da Denizer, "6.5 aydır pazarlık yapıyoruz, aynı şeyleri dinledik. Kelime oyunu ve yalan. Onun için bun- dan sooraki tekliflerini açık ve net olarak yapmalan gerekir. Ondan sonra oturur degerlendiririz" karşılığını verdi. Bolu'da randevu Maden grevinin çözumlenme- si için akşam saatlerinde yoğun bir telefon trafıği yaşandı. Zon- guldak Valisi Saim Çotur'un dün geç saatlerde Denizer'i Dev- rek'ten arayarak Başbakan Ak- bulut'un görüşme önerisini ilet- tiği açıklandı. Denizer, yönetim kurulu üye- leriyle birlikte kaldığı Devrek Çınar Oteli'nden 23.25'te Baş- bakan Akbulut ile S dakika ka- gulayarak yürüyüşe polis baskısı ile engel olunmaması gerektiği- ni söyledi. İnönü, "Zonguldak 1 tan yüriiyenler sadece işçiler de- ğil, Zonguldak halkıdır. Bu bir halk hareketidir. Bunun üzerine polisiye tedbirle gidilmez. Bu yürüyüş barıs içinde sonuçlan- malıdır. Kimsenin burnu kana- mamalıdır. Birinci görev Başba- kan'a düşüyor. İşçilerin hakkı- nı verecek bir sözleşmeyi sağlasm" dedi. SHP'dcn yardım SHP Genel Sekreter Yardım- cısı Ertuğrul Günay, Zongul- dak'tan yürüyüşe geçen işçilere partisinin örgüt ve belediyelerin- den yiyecek yardımı yapılacağı- nı açıkladj. Günay aynca, bele- diyelerden sağlanacak sağlık ekiplerinin konvoya katılacakla- rını ve sağlık malzemesi gönde- rileceğini kaydetti. DYP lideri Demirel, dün yap- tığı yazılı açıklamada, 1991'in, işçinin, tüm çalışanlann sesini temsilen Türkiye'nin içinde bu- lunduğu duruma demokratik tepkisiyle başladığıria işaret etti ve şu görüşlere yer verdi: "Gerçekten, geçen 10 sene zarfında köylüierin, işçilerin, memurların, küçük esnafın, emekli-dul ve yetimlerin gayri safi milli hasıladan aldıklan pay, yüzde 60'lardan yüzde 30lara inmistir. Bu, fukaralaşmadır ve orta sınıfın yıkılışıdır. Bugünkü tepkinin altında yatan çıplak gerçek budur. Ülkeyi yönetenle- rin bu gerçeği kavrayabildikleri- ni ve kavrayabileceklerini sanmı- dar suren bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmenin ardından sendika yönetim kurulu topla- narak değerlendirme yaptı. Genel Başkan Denizer, daha sonra gazetecilere yaptığı açık- lamada, Başbakan Akbulut ile bugün saat 12.00'de Bolu Vali- lıgı'nde bir görüşme daha yapıl- masının kararlaştırıldığını söy- ledi. Denizer, Akbulut'un önce yaptığı ücret zammı teklifinin üzerinde yeni bir öneriyle Bolu'- ya geleceğini kaydetti. Denizer, Başbakan Akbulut'tan Bolu'ya yalnız gelmesini, Devlet Baka- nı Cemil Çiçek ya da kamu iş- veren sendikası yöneticilerinin toplantıda bulunmamasını iste- diklerini de kaydetti. Denizer, "Görüşme, işçilerin yürüyüşü- nü engelleyecek mi?" sorusuna, "Hayır. Yüriiyüş devam edecek" yanıtını verdi. Akbulut ile Denizer arasında bugün gerçekleşecek "3. zirve", greve ilişkin çözüm umutlarını arttırdı. Daha önce de Abant ve Ankara'da iki ayn görüşme ya- pılmış, ancak anlaşmaya vanla- mamıştı. Başbakan Yıldırım Akbulut, TTK grevi konusunda, Genel Maden-İş Sendikası yöneticile- ri ile bugün Bolu'da görüşece- ğini bildirdi. Akbulut, Hilton Oteli'nde özel bir yemekten çı- karken, AA'nın muhabirinin sorusu üzerine, Bolu'ya giderek TTK grevinin çözümü için sen- dika yöneticileri ile Bolu Valili- ği'nde görüşeceklerini bildirdi. yorum." Demirel, Zonguldak işçisinin günlüğünün 17 bin liradan 60 bin liraya çıkartılmasını kabul etmesinin bir ezilmişuği belgele- diğini kaydederek "Bugün işçi- nin Ankara'ya yürüyuşüne ma- ni olunması aslında bir hazım- sızlık ve hoşgörü noksanıdır" dedi. Tepkiler HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar UBA'ya yaptığı açıkla- mada, partilerinin işçilerle bir- likte ve omuz omuza olduğunu belirterek maden işçilerinin An- kara'ya yüriiyüşlerinin engellen- mesini "demokratik haklara bir darbe" olarak niteledi. Işıklar, 3 ocaktaki bir günlük işe gitmeme eylemini de "82 Anayasası'nın yüzde 92lik "evet'inin ciddi bir rövanşı olarak" değerlendirdi. DMP Genel Başkanı Bedret- tin Dalan ise Zonguldak grevi- nin bir an önce sona ermesi için işçiye hak ettiği paranın verilme- si gerektiğini belirterek "Hükü- metin işçiyle karşı karşıya gel- memesi lazımdı. Çözüm için ge- rekli hareketi yapmakta geç kaldılar" dedi. * DYP Genel Başkan Yardımcı- sı Mehmet Dülger UBA'ya yap- tığı açıklamada hükümetin ma- den işçilerinin yürüyüşünü en- gellemesinin rol gereği olduğu- nu belirterek, "Ben de hükümet olsam engellerim. Herkes rolü- nü oynayacak. Biri âşık diğeri güzel ku olacak. Kız naz yapa- cak, âşık yalvaracak. Herkesin belli bir pozisyonu var" dedi. lometre uzaklıktaki Sapça Tüne- li'ne 3.S saatte varabildiler. Bu süre içerisinde, yürüyüşçüler 5 kilometre uzunluğunda bir in- san kalabahğı oluştururken, araç konvoyu da 2 kilometreyi buluyordu. Karamanlar Köyü- ne gelindiğinde kent merkezin- den başlayarak 7 saatte 23 kilo- metre kateden işçüer, havanın da kararmasıyla mola verdiler. Sen- dikacılar bir durum değerlendir- mesi yaparak, gecenin Devrek'- te, civar köylerde ve araçlarda geçirilmesine karar verdiler. Sendika Başkanı Denizer, bu- rada gazetecilere yaptığı değer- lendirmede, her gün 30 kilomet- re yürüyerek 8-9 günde Ankara- ya ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Bu aradaKaramanlara SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay ile TBKP yöne- ticileri Haydar Kutlu ve Nihat Sargm'ın ayn ayn geldikleri gö- rüldu. Karamanlar köyünde işçilerin bir kısmı kendilerini izleyen ve çevreden gelen yurttaşlann araç- larıyla Devrek'e taşınmaya baş- landı. İşçilerin kalabalık bir gru- bu taşınma süresince ise Dev- rek'e yürüyüşü surdürdüler. ', (Baftarafi 1. Sayfada) te girmesinler diye. Ankara-Bolu il sırun. Tepeler biraz yeşillenmiş, ona nispet edercesine önlemler artmış. Yo- lun tek yönü, asker-polis ba- rikatı. Zonguldak ya da İstanbul'dan geliyorsanız paralı yola girme- den hemen önce, Akyarma ya- kınlan. Yine jandarma. Levha: — Dur, jandarma. llerleyin biraz, parah geçiş ödeme gişelerine doğru. Tek bir geçiş açık. Diğer taraflar kapa- tılmış. Uzun demirler, taşlar, tahtalar birbirinin üstune yığıl- mış, barikat oluşturmuşlar. İş- çilere tek bir geçit var. Ama o da şarth. Az berisinde yol kenarın- da taşlar, iri iri kayalar dizilmiş. Başucunda bir kepçe, içinde operatör. Ola ki izinsiz bir araç, "tek gecişten" geçmeye kalkar- sa kayalan yolun üzerine yuvar- layıverecek. Zaten dikenli teller de hazır bekliyor. Bir kısmı çe- kilmiş, bir kısmı da çekilmek üzere. İki ambülans hemen ar- kada. "Adl danımlar içio". Bir yanda Hataylı firmadan kiralanan yolcu otobüsü, diğer yanda "olası konuklan herhan- gi bir yere nakletmek için" jan- darma ve poLs araçlan. Çoğun- luğu minibüs, dokuz adet. İşçi- ler burayı geçebilirlerse belki Ankara'ya ulaşacaklar. Çanka- ya'ya bilinmez... Ankara-Zonguldak il sınırı Dorukan Tüneli ile belirlenmiş. Yaklaşık bir kilometre, parke taşlanndan oluşmuş engebeli ze- miniyle, soğukluğuyla, havasız- lığıyla tam madencilerin alışık olduğu türden. OetıireT: TV'nin 20:00 haberlerini de iz- ledikten sonra Başbakan Akbu- lut'un "yeni teklifTne ilişkin so- rulan yanıtlarken, "Teklif ola- rak eskisinin aynısı. Kelime de- gişildiği yapıyorlar. Ne derece ciddi bilmiyorum. Bu hüküme- tin sarf ettiği çıplak ya da giy- dirilmiş laflannı anlayamadım. Türk milletini yanutıyoriar. Her şeyden önce samimi olmalılar. Tekliflerini açıklığa kavuştur- malan gerekir" dedi. Bu teklif üzerine yeni bir gö- rüşme olup olmayacağı yolun- daki bir soruya da Denizer, "Altı buçuk aydır pazarlık yapıyoruz, aynı şeyleri dinledik. Kelime, oyunu ve yalan. Onun için bun- dan sonraki tekliflerini açık ve net olarak yapmalan gerekir. Ondan sonra oturur degerlendi- ririz" karşılığını verdi. Bu arada madenciIerin Zon- guldak - Devrek arasındaki yü- rüyüşü sırasında Karamanlar köyü yakınlarmda bir trafik ka- zası meydana geldi. Kazada ya- ralanan Kozlu Müessesesi'nde madenci olarak çalışan Recep An adlı işçi, kaldırıldığı Çaycu- ma Hastanesi'nde öldü. DYP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, işçilerin Anka- ra'ya yürümelerini onayiamadı- ğını söyledi. Toptan, ANKA'nın sorulanm yanıtlarken, "Bir ey- lemden önce sözleşmenin mü- spet ya da menfi sonuçlanması beklenmeli, sonra boyle bir ey- leme karar verilmeliydi" dedi. MÇP Genel Başkanı Alpas- lan Türkeş, "Hükümet kendini işveren yerine koyarak değil, iş- veren ile işçi arasında adil bir hakem olarak uzlaşma ve anlaş- ma sağlamalıdır" değerlendir- mesini yaptı. Filme yasak Çağdaş Gazeteciler Derne- ği'nce (ÇGD) düzenlenen ve çe- kimleri Ülkü özen'ce yapılan Zonguldak maden işçilerinin di- renişini gösteren belgesel filmin gösterimi yasaklandı. Ankara Kızılırmak Sineması'nda bu sabah saat 11.00'de gösterilecek fdmin, An- kara Valiliğı'nce yasaklanması- na gerekçe olarak, Maden-tş Sendikası'nın dün başlattığı "Çankaya yüriiynşü"nün cu- martesi (bugün) ve pazar günleri de "korsan" olarak uygulanabi- Ieceği gösterildi. ÇGD Genel Başkanı Musta- fa Ekmekçi de yasaklama kara- rını ağır bir dille kınadı. Bu ya- saklama kararının çağdışı anla- yış ve uygulamaların son örne- ğini oluşturduğunu belirten Ek- mekçi, "tşçiden de direnişinin belgeselleştirildiği 26 dakikalık filminden de korkuyoıiar" de- di. İşte, Dorukan Tüneli'ni gecin- ce Zonguldak başlıyor. Yol tek yönlü. Istanbul karayoluna gö- re tenha. Polis arabalan daha çabuk göze çarpıyor. tstanbul karayoluna çıkmadan, "sapagı dönmeden" kontrol var. Zon- guldak'a giden ya da Zongul- dak'tan gelen her aracın plaka- sı belirleniyor. * Zonguldak işçileri 20. kilo- metrede. Güneş iyice yükseldi, inmeye başladı. Ama yine ısıtı- yor, yükseklerdeki karları par- latıyor, beyaz ışığa boğuyor, göz alıyor. Kahverengi toprak üzeri- ne beyaz evler, don tutmuş su bi- rikintileri ile renk oyununa gir- mişler. Gökçebey'de maden işçileri arkadaşlannı bekliyorlar: — 25. kilometredelermiş. — Yok yok. lkinci tüneli geç- mişler. Bakacakkadı. Filyos Suyu'nu uzun uzun bir karayolu köprü- sü aşıyor. Köprünün az ötesin- de silahlar çatılmış, er ve erbaş- lar bekliyor. Başlannda kuman- danları "cemse"ler dizilmiş. Ba- kacakkadı lı maden işçileri, as- kerlere bakıyorlar, onlar gibi bekliyorlar aynı kişileri. Beklenenler 40 kilometre ka- dar ileride. Ayaklar şişmiş, yüz- ler yorgun, ama gözler gülüyor kadınlı erkekli. Etimesgut yol ayrımındaki polis bir cigara daha yakıyor. Filyos 2 köprüsünde jandarma- lar cemselerin içinde bekliyor, işçiler Devrek'e yaklaşıyor. Ha- va artık karanlık. İşçiler hak arayışında. Ankara-Zonguldak yolu bek- lemede... Dakika dakika yürüyüş (Baftarafi 1. Sayfada) nel Başkan Denizer, işçileri.ta- şımaya gelen otobüslerin kente sokulmadığını, bu nedenle Zon- guldak'tan Ankara'ya yürüyerek gidebileceklerini söyledi. 06.15: İşçiler kent merkezin- deki "Madenci Anıtı" önünde toplanmaya başladılar. Tümü- nün ellerinde bir günlük ku- manyalan var. 07.05 İşçiler, Ankara'ya gide- cekleri otobüslerin kente sokul- madığını öğreniyorlar. Tepkile- ri giderek artıyor. Attıklan slo- ganlarda tepkilerini dile getiri- yorlar: — Ölum olsa da sonumuz, Ankara'dır yolumuz. 07.40 işçi kalabahğı giderek artıyor. Genel Maden-İş Sendi- kası'na giden yollar başlan ba- retli, kasketli binlerce isçiyle do- lu. Yeni bir slogan üretiyor işçi- ler özal'a karşı: — Geliyoruz işte, var mı di- yeceğin? 08.10: Yakın yerleşim birim- lerinden yürüyerek daha uzak- takilerden de araçlarıyla gelebi- len işçiler sendikanın önünden, kentin ana caddelerine dalga dalga yayılıyor. En çok kızdık- lan da otobüslerin Zonguldak'a sokulmayarak geri çevrihnesi. Ama işçiler Ankara'ya gitmeye kararlı: — Bir kara, iki kara, üç ka- ra, dört kara, geliyoruz Anka- ra. 0830: Genel Başkan Denizer, işçilerin sevgi gösterileri arasın- da genel merkeze geliyor. Binler- ce işçi, "En büyük başkan bizim başkan" "Başkan seninle ölüme de gideriz" diye bağırıyor. De- nizer, sendikanın üst katındaki mikrofondan grevci işçilere ses- leniyor: — Oluşturduğumuz politika doğnıltusunda bir değişiklik yoktur. Bugün Ankara'ya hare- ket edecegiz. Madenciler tereddütsüz yanıt veriyor: — Ölmek var dönmek yok. — Yağmur yağsa da kıyamet kopsa da yürüyeceğiz. Sonra işçiler eğlenceli bir şar- kıyla neredeyse oynuyorlar: — Ankara'nın yollan taştan, Özal sen çıkarttın işçileri baş- tan... 09.45: Genel Başkan Denizer, parlamenterler, genel merkez- den çıkarak "Madenci Anıtı"nın önüne yürüyorlar. Denizer işçi- lere "çökün" diyor. Binlerce iş- çi oldukian yere çöküyor bir an- da. Bir megafon istiyor Denizer. Gelir gelmez de konuşmaya baş- lıyor: — Yasal haklanmızı almaya çahşıyonız. Araçianmıza el kon- du. Bu anti-demokratik uygula- maya rağmen Ankara'ya gidece- ğiz. Gazamız mübarek olsun. En önde ben yüriiyecegim... Çöken binlerce işçi bir anda ayağa fırlıyor. önde başkanlan en küçük bir tereddüt ifadesi yüzlerinden geçmeden, ellerinde kumanyalarıyla yola koyuluyor- lar. Kalabalık yetmiş bine yak- laşıyor. Herkesin ağzında tek bir slogan var: — Bir ocak, iki ocak, üç ocak, dört ocak, zafer bizim olacak... 11.15: Yürüyüş kolu Zongul- dak Kapalı Cezaevi'nin önüne geldi. Cezaevinden mahkûmlar yeri göğü inletiyor: — Genel af çıksın, zindanlar boşalsın! İşçiler el sallamalanyla, sev- gi gösterüeriyle karşılık veriyor cezaevinin parmaklıklan arasın- dan seslerini duyunnaya çalı- şanlara: .— Zonguldak işçisi, demok- rasi bekçisi. 12.10: Yürüyüşçü işçiler An- kara yolu üzerinde Asma tüne- line ulaşıyor: — Yar saçlarm liile löie, Ozal sana güle gule... 1330: İşçiler kent merkezinin 17 kilometre uzağındaki ikinci tünel olan Sapça'ya ulaştı. Slo- ganlar bitmiyor: — Yollar aşıldı, Çankaya şa- sırdı. 15.45: tnsan seli S6S metre uzunluğundaki Sapça tünelin- den cıkıyor: "Geliyoruz Çanka- ya, kulağım açmaya." Bir başka slogan: "Madencinin sesini dağ- lar taşlar dinlesin." 1630: İşçiler şu ana kadar 23 kilometre yürüdüler. Madenci- nin sesini dağlardan, taşlardan başka duyan da olmuş ki "yeni bir teklif" geliyor Ankara'dan. Başbakan Akbulut, Şemsi Deni- zer'i anyormuş yeniden görüşe- lim diye... Karaman'da konaklıyor insan seU. 17.00: İşçiler, Karamanlar'dan Devrek'e doğru yola çıktı. Kimi araçlarla kimi yürüyerek. 18^0 16 bin nüfuslu Devrek- in sokaklan tıklun tıklım. ln- sanlar kaldırımlardan alanlara, caddelere taştı. Devrek halkı ve belediyesi konuklan ağırlamak için çırpınıyor. Devrek sokakla- rında belediye hoparlörünün duyurulan yajımlanıyor: —Evlerde kalmak isteyen ba- yan ya da ailelerin belediyeye başvurmalan... —Halk Ekmek Fabrikası Müdürü acele belediyede bekle- niyorsunuz... * 21.00 Son işçiler de Devrek'e geldi. Kahveler, lokantalar, dü- ğün salonları tıklım tıklım do- lu. Büyük bölümü belediylnin önünde, yapılacak duyııruya gö- re hareket etmeyi bekliyor. So- kaktaki işçiler "Bu gece nerede kalacaksınız" sorusuna, "BU- mem, herhalde bir duyuru ya- parlar" karşılığmı veriyor. İşçi- lerin bir kısmı belediye önünde- ki alanda duyuru beklerken ha- lay çekiyorlar. Ve sonrası: Belediyenin yanındaki duva- ra iki genç fırladı: —Kozlu'dan işçi kardeşleri- mize ekmek, zeytûı getirdik, yok mu alan? Önlerindeki kocaman teneke- lerden çıkardıklan zeytini, ek- meklerin içine avuç avuç koyup alanda bekle>en işçilere dağıtı- yorlar. öyle bir bağınyorlar ki mahnı satmak isteyen Mahmut- paşalı işportacılara taş çıkartır- lar. Belediye önünde iki kuyruk oluşuyor. Biri grevci işçi ailele- rini evlerinde konuk etmek iste- yen Devreküler, diğeri de kendi- lerine kalacak yer arayan grevd işçiler. Evlerden kahvelere, düğün sa- lonlarına sandalyeler taşınıyor. Devrek halkı 70 bin konuğunu bir anda bağırlarına basıp kala- cak yer, yiyecek ekmek saglıyor. İşçiler ellerinde taşıdıklan pankartla Ankara'ya doğru yo- la devam ediyorlar: —Hakkımızı ahncaya kadar Zonguldak'a dönmeyeceğiz, öl- sek bile...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle