Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 5 OCAK 1991
Aııkara'ya büyük yürüyüş
ken sendika Genel Başkanı De-
nizer, yeterli sayıda araçlarının
olraaması nedeniyle Ankara'ya
yürüyerek gidebileceklerini söy-
ledi.
Yüriiyüş başlıyor
Günün erken saatlerinden
başlayarak Zonguldakb maden
işçileri kentin ana caddderine
doluşmaya başladı. Ellerindeki
naylon torbalar içinde "azıkla-
n"nı da yanına alan işçiler, An-
kara'ya gidecekleri otobüslerin
kente sokulmadığını öğrenince
tepkilerini giderek arttırdılar.
Özellikle Cumhurbaşkanı Tur-
got Özal aleyhinde slogan atan
işçiler, her fırsatta Ankara'ya
gitmeye kararlı olduklannı diie
getirdiler. Denizer, sendika mer-
kezinden caddelerde biriken bin-
lerce işçiye, "mutlaka Ankara-
ya gidileceğini" duyurdu.
SHP milletvekilleri Cevdet
Selvi, Muslafa Sangiii, Orhan
Veli Yıldırun, Erdal KaJkan,
Musa Gökbel, Ömer Çiftçi,
Etem Cankurtaran, Mustafa
Kul, Tevfık Kocak, HEP millet-
vekilleri Mahmnt Alınak, Ad-
nan Ekmen, Kenan Sönmez sen-
dika genel merkezine gelerek iş-
çilerle dayanışmalanm bildirdi-
ler. tşçilerin eylemine daha son-
ra Sosyalist Birlik Partisi'nin ku-
ruculan olan milletvekilleri Ke-
raal Anadoi, Ekin Dikmen, Ka-
mil Ateşoğullan ve Hüsnıi Ok-
çuoglu da katıldı.
Saat lO.Offa doğru sendika
genel merkezinden yanında par-
lamenterler ve sendika yönetici-
leri ile birlikte çıkan Denizer,
megafonla yaptığı kısa konuş-
madan sonra "Ankara yüriiyü-
şü"nü başlattı. Kent halkının
sevgi gösterileri arasında
Zonguldak-Ankara karayoluna
Geceyi devrek'te geçiren yürüyüşçülerden
kadınlar evlerde konuk olurken, erkekler de
lokanta, kahve ve arabalarda sabahladı.
ZONGULDAK (Cumhnriyet)
— Türkiye işçi sırufı tarihinin en
büyük yürüyüşü dün sabah
Zonguldak'tan 280 kilometre
uzaklıktaki Ankara'ya doğru
başladı. Grevde 36. gününü dol-
duran maden işçileri ile eşleri ve
yakınlarından oluşan on binler-
ce kişi dün saat 09.30'da Anka-
ra'ya doğru yürüyüşe geçerek
zaman zaman hükümeti ve Çan-
kaya'yı eleştiren sloganlar da
atarak 7 saatte 23 kilometre yol
aldılar.
Yürüyüşçüler havanın karar-
ması üzerine Karamanlar Köyü
1
nde mola verdiler. Burada Ge-
nel Maden-lş Başkanı Şemsi De-
nizer'e, Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un görüşme çağnsı iletil-
di. Madenciler ve yakınlan ken-
dilerini izleyen araçlarla Kara-
manlar köyünden yaklaşık 30
kilometre uzaklıktaki Devrek'e
taşındılar ve geceyi, kadınlar
kendilerini ağırlayan yurttaşla-
nn evlerinde, erkekler de kahve-
hane, lokanta ve araçlarda gecir-
diler. Bir grup işçi de sokakta sa-
bahladı.
Genel Maden-lş Sendikası
Başkanı Denizer TV'nin 20.00
haberlerini de izledikten sonra
Başbakan Akbulut'un görüşme
çağrısı konusunda, "Yann (bu-
gün) sabah 08.00'de Ankara'ya
yüriiyüşümüzü sürdüreceğiz. Bu
arada Başbakan'ın görüşme çağ-
nsını da arkadaşlanmla birlik-
te değerlendireceğiz. Yeterli ko-
şul varsa kendisiyle ancak yann
(bugün) görüşürüz. Bir yandan
yürürüz, bir yandan da
görüşürüz" dedi. tşçilerin yürü-
yüşü sırasında Karamanlar kö-
yü yakınlarmda meydana gelen
trafik kazasında 1 işçi öldü.
Daha önce otobüsle yapılması
planlanan gösterinin "başkente
yüriiyüş"e dönüşmesine, işçile-
ri Ankara'ya taşıyacak otobüs-
lerin güvenlik kuvvetleri tarafın-
dan kente sokulmayarak geri
çevrilmeleri neden oldu.
Grevci işçilerin bağlı olduğu
Genel Maden-lş Sendikası Baş-
kanı Şemsi Denizer, "Ankara
yüriiyüşü"nü "Madenci Anıtı"
önünden "Yasal haklanmızı al-
maya çalışıyoruz. Araçianmıza
el kondu. Bu antidemokratik
uygulamaya rağmen Ankara'ya
gideceğiz. Gazamız mübarek ol-
sun. En önde ben yürüyeceğinı"
sözleriyle başlattı. Yürüyüşe
SHP, HEP ve kuruluş aşama-
sında olan Sosyalist Birtik Par-
tisi'nden bazı parlamenterler de
katıldı. Güvenlik güçleri Zon-
guldak işçilerinin başlattığı "bü-
yük yüriiyüş"e hiçbir müdaha-
lede bulunmadı.
Otobüslere el kondu
Önceki günden başlayarak
güvenlik güçleri Zonguldak'a
çevre illerden gelen yollan tut-
tu. Ankara, Istanbul ve komşu
kentlerden partiler, sendikalar,
yerel yönetimler tarafından ma-
den işçilerinin Ankara'ya yürü-
yüşüne katkıda bulunmak ama-
cıyla Zonguldak'a çoğu boş ola-
rak gönderilen araçlar kente so-
kulmadı.
Bu gelişmeler üzerine önceki
gece toplanan Genel Maden-lş
Sendikası Yönetim Kurulu dün
sabaha karşı saat 03.00'e kadar
süren bir toplantı yaptı. Genel
merkez yöneticilerinin Ankara'-
ya en az 30 bin işçiyi götürmeyi
amaçladıkları, ancak beklenen
araçlann Zonguldak'a sokulma-
ması nedeniyle eldeki otobüsler-
le 15 binden fazla işçi götürme-
nin olanaksız olduğu değerlen-
dirmesi yaptığı öğrenildi. Dün
sabaha karşı toplantıdan çıkar-
Özal:
Taraf
değilimANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, maden işçilerinin Zongul-
dak'tan başlattığı yürüyüşle il-
gili sorulara yamt vermekten
kaçındı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Büyükelçi Kaya Toperi, Cumhu-
riyet'in konuya ilişkin sorusunü
yanıtlarken, "Bu konu, idari ve
adli yönden, idari ve ilgili ma-
kamlan ilgilendirir. Sayın Cum-
hnrbaşkanınuz, bu konuda bu-
nun dışında başka bir yonırada
bulunmuyorlar" dedi.
Toperi, işçilerin, Cumhurbaş-
kanı Özal'ın toplu iş sözleşme-
lerinde belirlenecek ücret mik-
tarlanna ilişkin telkinlerine tep-
ki gösterdiklerinin anımsatılma-
sı üzerine de, "Sayın Cumhur-
başkanımız bu konuyn hüküme-
tin takdirine bırakmıştır. Ancak
bunun belirlenmesinde enflas-
yonun ve diğer kesimlerin göz-
önünde bulundurulmasını
istemiştir" dedi.
Büyükelçi Toperi, Cumhur-
başkanı Özal'ın bu konuda her-
hangi bir şekilde taraf olmadı-
ğını da söyledi.
İşçi eylemleri konusunda ses-
sizliğini sürdüren Cumhurbaş-
kanı Turgut özal, dün Mebmel
AB Birand'ın TV'deki "32. Gün'
programının çekimine katıldı.
Ozal'ın TRT'ye gelişi sırasında,
"gergin ve sıkinüh" olduğu göz-
lendi.
Thır jandarma'
İşçiler kahve ve lokantalarda sababladüar. (Fotoğraf: zmez)
çıkan işçiler yaklaşık altı kilo-
metrelik bir yürüyüş kolu oluş-
tururken arkalannda da 350'yi
aşkın otobüs, midibüs ve mini-
büsün kendilerini izlediği görül-
dü. Kent merkezinden 30 - 40
bin kişiyle başlayan "Ankara yü-
riiyüşii"ne Yenice, Kurucaşile,
Bartın, Amasra, Çaycuma, Dev-
rek ve Ulus gibi üretim merkez-
lerinden gelen madenciler ve ya-
kınları ile bu sayı 60 - 70 bini
buldu. önde bir Türk bayrağı,
arkasında da Mustafa Kemal
Atatürk'ün bir fotoğrafının ta-
şındığı yürüyüş kolunun ön sı-
rasında Genel Maden-lş yöneti-
cileri ile parlamenterler yer al-
dı. tşçilerin yürüyüşe başlama-
sının ardından kent merkezinde-
ki esnafın işyerlerini kapatarak,
madencilere erzak taşıdıklan gö-
rüld,ü.
Yürüyüş kolu Zonguldak'tan
çıkarken hiçbir güvenlik görev-
lisinin müdahale etmediği göz-
lendi. Yilrüyüşün yaklaşık altın-
cı kilometresinde ise yol kıyısı-
na beş kamyon, iki jeep dolusu
asker geldi. Ancak yürüyüş ko-
lu yaklaşınca askeri araçlar da
yürüyüş güzergâhını terk etti.
Bir piknik havası biçiminde ve
üretim bölgelerine göre bölük
bölük ayrılarak aralarma yaban-
cı sokmayan işçiler, yanlannda
getirdikleri yiyeceklerini de ha-
reket halindeyken yediler. Yürü-
dükleri güzergâh üzerinde bulu-
nan yerleşim birimlerindeki
yurttaşlar tarafından sevgi gös-
terileriyle karşılanan grevci işçi-
ler arasında bazı emeklilerin bu-
lunması ve kadınların da çoğun-
lukta olması dikkati çekti.
Ankara'ya yürüyüşe geçen iş-
çiler, yürüyüş sırasında sık sık
"Gdiyor geliyor madenciler ge-
liyor" "Zonguldak yollan taş-
tan Özal sen çıkardın bizi baş-
tan", "Yolıimuz Ankara derde
düştü Çankaya" sloganları atıl-
dı.
İşçiler, Zonguldak'tan 17 ki-
AKBULUT VE DENİZER BİR ARAYA GELİYOR
3. görüşme Bolırda yapılıyor
DEVREK/ANKARA (Cum-
huriyet) — On binlerce işçinin
Zonguldak'tan Ankara'ya doğ-
ru yürümeye başlamalannın ar-
dından dün gece telefonla görü-
şen Başbakan Yıldınm Akbulut
ile Genel Maden-tş Sendikası
Genei Başkanı Şemsi Denizer,
bugün Bolu'da bir görtişme da-
ha yapma kararı aldılar. Akbu-
lut'un görüşmeye, hükümetin
son teklifinden daha ileri bir
teklifle gelme sözü verdiği, De-
nizer'in ise Akbulut 'tan görüş-
meye yalnız gelmesini istediği
bildirildi.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
dün cuma namazını kıldığı Ko-
catepe Camii'nden çıkarken ga-
zetecilerin madenci yürüyuşüne
ilişkin sorulanm yanıtladı. Ak-
bulut, yürüyuşün başladığının
hatırlatılması üzerine, "Yürüye-
rek nasıl gelsinler? Hepsinin gd-
mesine lüzum yok. 1-2 otobüs
gelebilûier. Otarar, görüşürüz"
dedi.
Yürüyuşün ve grevin bir ne-
deni kalmadığı görüşünü yine-
leyen Akbulut, "Ücretlerini ver-
dik. Şimdi onlar niye yürüdıi-
ler? İ'cretimiz az diyoriar. Araa
yevmiyelerini ortalama 18 bin li-
radan 64 bin liraya çıkardık.
Artık bir nedenleri yok" diye
konuştu. Akbulut, bir gazeteci-
nin "İşçiler yürümeye devam
ederse polisiye önlemlerle dur-
durulacaklar mı?" şeklindeki
sorusuna, "Kanunsuz işlerin ge-
reğini yetkililer yapar" karşılı-
ğını verdi.
Genel Maden-lş sendikası
Başkanı Şemsi Denizer'in, "Po-
lis sertleşirse biz de sertleşiriz"
sözleri anımsatılınca da Akbu-
lut "Herkes görevini yapsın,
emniyel mensuplannın da göre-
vi var. Sendika olarak onlann
üzerine duşen görevler de var.
Görevler, kavga etntek \ç'm de-
ğil, anlaşma uzlaşma içindir"
dedi.
Namazın bitiminden sonra
cami çıkışmda koruma polisle-
rinin engelini aşan Zonguldak
Kömür Işletmeleri'nde işci Meh-
met Karagöz, Akbulut'a ulaş-
mayı başardı. Maden işçisi Ka-
ragöz, emekli olacakken grev
başladığını, her hafta Ankara'-
ya gelerek cuma namazı kıldığı-
m söyledi ve maden işçilerinin
mağdur edilmemesini istedi.
Akbulut, gazetecilerin sorusu
üzerine de maden işcilerini An-
kara'ya getirmek üzere sendika
tarafından kiralanan otobüsle-
rin şehre girişine izin verilmedi-
ğinden bilgisi olmadığını söyle-
di. Akbulut, bölge'de olağanüs-
tü hal ilanının düşünülüp düşü-
nülmediği yolundaki bir başka
soruya, "Şimdi sırası mı?" kar-
şılığını vermekle yetindi.
Denizer'in sözleri
Maden işçileriyle birlikte yü-
rüyerek dün akşam saatlerinde
Devrek'e gelen Genel Maden-İş
Sendikası Başkanı Şemsi Deni-
zer, hükümetin açık venet bir
teklifle kendilerine gelmesi du-
Muhalefet liderleri kaygıb
(Baftarafi I. Sayfada)
üzerine polis güçlerini göndere-
rek Türkiye'de bir iç savaşa mı
yol açacaktır?" diye sorarken
Demirel, "Haksızhk yapmaktan
rahatsız olmayanlann, işçi yürii-
yünceye kadar nerede oldukla-
nnı sonnak lazımdır" dedi.
SHP lideri, dün düzenlediği
basın toplantısında, sendikala-
nn çağrısıyla gerçekleştirilen ge-
nel eylemin, "kendiliğinden yıl-
lann ihmali karşıstnda oluşan
bir demokratik tepki olduğunu,
halkın da emeğin hakkını ara-
yan işçilerin yanında yer
aidığını" belirtti. Eylemin hukü-
mete uyan amacını taşıdığım
kaydeden İnönü, "Bu tür eylem-
ler, tepkiler demokrasinin doğal
parçalandir. Bunlan muhalefet
partOeri kat etmiyor. Bu tepki
hiçbir şekilde siyasi partiler ta-
rafından örgütlenemez" dedi.
Genel eylem ile siyasi partilerin
ilişkisini kurmaya çalışmanın
"hayal ve boş caba olduğunu"
öne süren İnönü şöyle konuştu:
"Böyle yaklaşmak, raeseleyi
hiç görmemek Türkiye'nin çalı-
şan büyük kiüesinin haksızlıga
karşı sesini duymamak demek-
tir. Bu olayın üzerine polisiye
tedbirlerle gitmek, 'Konfederas-
yon başkanı, partiler, belediye-
İer tahrik etmiştir, onlara soruş-
turma açalım, gözaltına alalım'
demek, işte bu en büyük reza-'
let, en büyük fiyasko olur. Bir
konfederasyon başkanını, işçiler
haklannı aradılar, bir gün işe
gjtmediler diye gözaltına aiacak-
sınız, ondan sonra 'Ülkede de-
mokrasi var' diyeceksiniz. Her-
kes güler, kimse yüzünüze bak-
maz. Kimse böyle davranan bir
ülkede demokrasi var demez. tk-
tidar ve iktidarın yanında olan-
lar, göroleri ne olursa olsun bu
saçmalıklan bırakmalıdır."
İktidarın katılımın yüzde 30
düzeyinde kaldığını öne sürdü-
ğünü anımsatan İnönü, "Bunu
söylemek büyük bir toplumsal
hareket olduğunu kabul ettikle-
rini gösterir" dedi. Böyle bir
toplumsal harekete karşı polisi-
ye önlemlerin "hiçbir anlam ifa-
de etmeyeceğini" kaydeden İnö-
nü şöyle devam etti:
"Türkiye, bugün çok kritik
bir aşamaya gelmiştir. Demok-
rasi bir sınav veriyor. Demokrasi
halkın yaranna bir yönetim şekli
midir. değil midir? Hükümet ça-
lışanlann istekleri karşısında bir
çıkış yolu bulacak mıdır, yoksa
bunu bir tarafa bırakıp çalışan-
lann üzerine polis güçlerini gön-
dererek Türkiye'de bir iç savaşa
mı yol açacaktır? Hükümetin
karşı karşıya kaldığı dunım bu-
dur."
Başbakan Yıldınm Akbulut-
un, "SHP ve DYP belediyeleri
eyleme öncülük etti" sözlerini
"saçma" olarak niteleyen İnönü,
"Belediyelente çahşanlar da sen-
dikalı işçilerdir. Özel sektöre ait
bir işyerine işçiler gitmediğinde
o özel sektör fabrikasının yöne-
tkisi ya da sahibi grevi tahrik et-
miştir mi deniyor? Niye böyle
bir şey söylemiyor Başbakan"
diye konuştu.
İnönü, Zonguldak'taki işçile-
rin Ankara'ya yürüyeceklerini
günler önce açıkladıklannı vur-
rumunda görüşme yapabilecek-
lerini söyledi. Devrek'e geçme-
den Karamanlar mevkiinde te-
Ievizyondan 20.00 haberlerini
izleyen Denizer, Akbulut'un
"yeni teklifi"ne ilişkin soruları
yanıtladı. Denizer, "Teklif ola-
rak eskisinin aynısı. Kelime de-
ğişikligi >apı>orlar. Ne derece
ciddi bilmiyorum. Bu hüküme-
tin sarf ettigi çıplak ya da giy-
dlrilmiş laflannı anlayamadım.
Türk milletini yanüüyoıiar. Her
şeyden once samimi olmalılar.
Tekliflerini açıklığa kavustur-
maları gerekir" dedi.
Bu teklif üzerine yeni bir gö-
rüşme olup olmayacağı yolun-
daki bir soruya da Denizer,
"6.5 aydır pazarlık yapıyoruz,
aynı şeyleri dinledik. Kelime
oyunu ve yalan. Onun için bun-
dan sooraki tekliflerini açık ve
net olarak yapmalan gerekir.
Ondan sonra oturur
degerlendiririz" karşılığını
verdi.
Bolu'da randevu
Maden grevinin çözumlenme-
si için akşam saatlerinde yoğun
bir telefon trafıği yaşandı. Zon-
guldak Valisi Saim Çotur'un
dün geç saatlerde Denizer'i Dev-
rek'ten arayarak Başbakan Ak-
bulut'un görüşme önerisini ilet-
tiği açıklandı.
Denizer, yönetim kurulu üye-
leriyle birlikte kaldığı Devrek
Çınar Oteli'nden 23.25'te Baş-
bakan Akbulut ile S dakika ka-
gulayarak yürüyüşe polis baskısı
ile engel olunmaması gerektiği-
ni söyledi. İnönü, "Zonguldak
1
tan yüriiyenler sadece işçiler de-
ğil, Zonguldak halkıdır. Bu bir
halk hareketidir. Bunun üzerine
polisiye tedbirle gidilmez. Bu
yürüyüş barıs içinde sonuçlan-
malıdır. Kimsenin burnu kana-
mamalıdır. Birinci görev Başba-
kan'a düşüyor. İşçilerin hakkı-
nı verecek bir sözleşmeyi
sağlasm" dedi.
SHP'dcn yardım
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Ertuğrul Günay, Zongul-
dak'tan yürüyüşe geçen işçilere
partisinin örgüt ve belediyelerin-
den yiyecek yardımı yapılacağı-
nı açıkladj. Günay aynca, bele-
diyelerden sağlanacak sağlık
ekiplerinin konvoya katılacakla-
rını ve sağlık malzemesi gönde-
rileceğini kaydetti.
DYP lideri Demirel, dün yap-
tığı yazılı açıklamada, 1991'in,
işçinin, tüm çalışanlann sesini
temsilen Türkiye'nin içinde bu-
lunduğu duruma demokratik
tepkisiyle başladığıria işaret etti
ve şu görüşlere yer verdi:
"Gerçekten, geçen 10 sene
zarfında köylüierin, işçilerin,
memurların, küçük esnafın,
emekli-dul ve yetimlerin gayri
safi milli hasıladan aldıklan pay,
yüzde 60'lardan yüzde 30lara
inmistir. Bu, fukaralaşmadır ve
orta sınıfın yıkılışıdır. Bugünkü
tepkinin altında yatan çıplak
gerçek budur. Ülkeyi yönetenle-
rin bu gerçeği kavrayabildikleri-
ni ve kavrayabileceklerini sanmı-
dar suren bir telefon görüşmesi
yaptı. Görüşmenin ardından
sendika yönetim kurulu topla-
narak değerlendirme yaptı.
Genel Başkan Denizer, daha
sonra gazetecilere yaptığı açık-
lamada, Başbakan Akbulut ile
bugün saat 12.00'de Bolu Vali-
lıgı'nde bir görüşme daha yapıl-
masının kararlaştırıldığını söy-
ledi. Denizer, Akbulut'un önce
yaptığı ücret zammı teklifinin
üzerinde yeni bir öneriyle Bolu'-
ya geleceğini kaydetti. Denizer,
Başbakan Akbulut'tan Bolu'ya
yalnız gelmesini, Devlet Baka-
nı Cemil Çiçek ya da kamu iş-
veren sendikası yöneticilerinin
toplantıda bulunmamasını iste-
diklerini de kaydetti. Denizer,
"Görüşme, işçilerin yürüyüşü-
nü engelleyecek mi?" sorusuna,
"Hayır. Yüriiyüş devam
edecek" yanıtını verdi.
Akbulut ile Denizer arasında
bugün gerçekleşecek "3. zirve",
greve ilişkin çözüm umutlarını
arttırdı. Daha önce de Abant ve
Ankara'da iki ayn görüşme ya-
pılmış, ancak anlaşmaya vanla-
mamıştı.
Başbakan Yıldırım Akbulut,
TTK grevi konusunda, Genel
Maden-İş Sendikası yöneticile-
ri ile bugün Bolu'da görüşece-
ğini bildirdi. Akbulut, Hilton
Oteli'nde özel bir yemekten çı-
karken, AA'nın muhabirinin
sorusu üzerine, Bolu'ya giderek
TTK grevinin çözümü için sen-
dika yöneticileri ile Bolu Valili-
ği'nde görüşeceklerini bildirdi.
yorum."
Demirel, Zonguldak işçisinin
günlüğünün 17 bin liradan 60
bin liraya çıkartılmasını kabul
etmesinin bir ezilmişuği belgele-
diğini kaydederek "Bugün işçi-
nin Ankara'ya yürüyuşüne ma-
ni olunması aslında bir hazım-
sızlık ve hoşgörü noksanıdır"
dedi.
Tepkiler
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar UBA'ya yaptığı açıkla-
mada, partilerinin işçilerle bir-
likte ve omuz omuza olduğunu
belirterek maden işçilerinin An-
kara'ya yüriiyüşlerinin engellen-
mesini "demokratik haklara bir
darbe" olarak niteledi. Işıklar, 3
ocaktaki bir günlük işe gitmeme
eylemini de "82 Anayasası'nın
yüzde 92lik "evet'inin ciddi bir
rövanşı olarak" değerlendirdi.
DMP Genel Başkanı Bedret-
tin Dalan ise Zonguldak grevi-
nin bir an önce sona ermesi için
işçiye hak ettiği paranın verilme-
si gerektiğini belirterek "Hükü-
metin işçiyle karşı karşıya gel-
memesi lazımdı. Çözüm için ge-
rekli hareketi yapmakta geç
kaldılar" dedi. *
DYP Genel Başkan Yardımcı-
sı Mehmet Dülger UBA'ya yap-
tığı açıklamada hükümetin ma-
den işçilerinin yürüyüşünü en-
gellemesinin rol gereği olduğu-
nu belirterek, "Ben de hükümet
olsam engellerim. Herkes rolü-
nü oynayacak. Biri âşık diğeri
güzel ku olacak. Kız naz yapa-
cak, âşık yalvaracak. Herkesin
belli bir pozisyonu var" dedi.
lometre uzaklıktaki Sapça Tüne-
li'ne 3.S saatte varabildiler. Bu
süre içerisinde, yürüyüşçüler 5
kilometre uzunluğunda bir in-
san kalabahğı oluştururken,
araç konvoyu da 2 kilometreyi
buluyordu. Karamanlar Köyü-
ne gelindiğinde kent merkezin-
den başlayarak 7 saatte 23 kilo-
metre kateden işçüer, havanın da
kararmasıyla mola verdiler. Sen-
dikacılar bir durum değerlendir-
mesi yaparak, gecenin Devrek'-
te, civar köylerde ve araçlarda
geçirilmesine karar verdiler.
Sendika Başkanı Denizer, bu-
rada gazetecilere yaptığı değer-
lendirmede, her gün 30 kilomet-
re yürüyerek 8-9 günde Ankara-
ya ulaşmayı hedeflediklerini
söyledi. Bu aradaKaramanlara
SHP Genel Sekreter Yardımcısı
Ertuğrul Günay ile TBKP yöne-
ticileri Haydar Kutlu ve Nihat
Sargm'ın ayn ayn geldikleri gö-
rüldu.
Karamanlar köyünde işçilerin
bir kısmı kendilerini izleyen ve
çevreden gelen yurttaşlann araç-
larıyla Devrek'e taşınmaya baş-
landı. İşçilerin kalabalık bir gru-
bu taşınma süresince ise Dev-
rek'e yürüyüşü surdürdüler. ',
(Baftarafi 1. Sayfada)
te girmesinler diye.
Ankara-Bolu il sırun. Tepeler
biraz yeşillenmiş, ona nispet
edercesine önlemler artmış. Yo-
lun tek yönü, asker-polis ba-
rikatı.
Zonguldak ya da İstanbul'dan
geliyorsanız paralı yola girme-
den hemen önce, Akyarma ya-
kınlan. Yine jandarma. Levha:
— Dur, jandarma.
llerleyin biraz, parah geçiş
ödeme gişelerine doğru. Tek bir
geçiş açık. Diğer taraflar kapa-
tılmış. Uzun demirler, taşlar,
tahtalar birbirinin üstune yığıl-
mış, barikat oluşturmuşlar. İş-
çilere tek bir geçit var. Ama o da
şarth. Az berisinde yol kenarın-
da taşlar, iri iri kayalar dizilmiş.
Başucunda bir kepçe, içinde
operatör. Ola ki izinsiz bir araç,
"tek gecişten" geçmeye kalkar-
sa kayalan yolun üzerine yuvar-
layıverecek. Zaten dikenli teller
de hazır bekliyor. Bir kısmı çe-
kilmiş, bir kısmı da çekilmek
üzere. İki ambülans hemen ar-
kada. "Adl danımlar içio".
Bir yanda Hataylı firmadan
kiralanan yolcu otobüsü, diğer
yanda "olası konuklan herhan-
gi bir yere nakletmek için" jan-
darma ve poLs araçlan. Çoğun-
luğu minibüs, dokuz adet. İşçi-
ler burayı geçebilirlerse belki
Ankara'ya ulaşacaklar. Çanka-
ya'ya bilinmez...
Ankara-Zonguldak il sınırı
Dorukan Tüneli ile belirlenmiş.
Yaklaşık bir kilometre, parke
taşlanndan oluşmuş engebeli ze-
miniyle, soğukluğuyla, havasız-
lığıyla tam madencilerin alışık
olduğu türden.
OetıireT:
TV'nin 20:00 haberlerini de iz-
ledikten sonra Başbakan Akbu-
lut'un "yeni teklifTne ilişkin so-
rulan yanıtlarken, "Teklif ola-
rak eskisinin aynısı. Kelime de-
gişildiği yapıyorlar. Ne derece
ciddi bilmiyorum. Bu hüküme-
tin sarf ettiği çıplak ya da giy-
dirilmiş laflannı anlayamadım.
Türk milletini yanutıyoriar. Her
şeyden önce samimi olmalılar.
Tekliflerini açıklığa kavuştur-
malan gerekir" dedi.
Bu teklif üzerine yeni bir gö-
rüşme olup olmayacağı yolun-
daki bir soruya da Denizer, "Altı
buçuk aydır pazarlık yapıyoruz,
aynı şeyleri dinledik. Kelime,
oyunu ve yalan. Onun için bun-
dan sonraki tekliflerini açık ve
net olarak yapmalan gerekir.
Ondan sonra oturur degerlendi-
ririz" karşılığını verdi.
Bu arada madenciIerin Zon-
guldak - Devrek arasındaki yü-
rüyüşü sırasında Karamanlar
köyü yakınlarmda bir trafik ka-
zası meydana geldi. Kazada ya-
ralanan Kozlu Müessesesi'nde
madenci olarak çalışan Recep
An adlı işçi, kaldırıldığı Çaycu-
ma Hastanesi'nde öldü.
DYP Zonguldak Milletvekili
Köksal Toptan, işçilerin Anka-
ra'ya yürümelerini onayiamadı-
ğını söyledi. Toptan, ANKA'nın
sorulanm yanıtlarken, "Bir ey-
lemden önce sözleşmenin mü-
spet ya da menfi sonuçlanması
beklenmeli, sonra boyle bir ey-
leme karar verilmeliydi" dedi.
MÇP Genel Başkanı Alpas-
lan Türkeş, "Hükümet kendini
işveren yerine koyarak değil, iş-
veren ile işçi arasında adil bir
hakem olarak uzlaşma ve anlaş-
ma sağlamalıdır" değerlendir-
mesini yaptı.
Filme yasak
Çağdaş Gazeteciler Derne-
ği'nce (ÇGD) düzenlenen ve çe-
kimleri Ülkü özen'ce yapılan
Zonguldak maden işçilerinin di-
renişini gösteren belgesel filmin
gösterimi yasaklandı.
Ankara Kızılırmak
Sineması'nda bu sabah saat
11.00'de gösterilecek fdmin, An-
kara Valiliğı'nce yasaklanması-
na gerekçe olarak, Maden-tş
Sendikası'nın dün başlattığı
"Çankaya yüriiynşü"nün cu-
martesi (bugün) ve pazar günleri
de "korsan" olarak uygulanabi-
Ieceği gösterildi.
ÇGD Genel Başkanı Musta-
fa Ekmekçi de yasaklama kara-
rını ağır bir dille kınadı. Bu ya-
saklama kararının çağdışı anla-
yış ve uygulamaların son örne-
ğini oluşturduğunu belirten Ek-
mekçi, "tşçiden de direnişinin
belgeselleştirildiği 26 dakikalık
filminden de korkuyoıiar" de-
di.
İşte, Dorukan Tüneli'ni gecin-
ce Zonguldak başlıyor. Yol tek
yönlü. Istanbul karayoluna gö-
re tenha. Polis arabalan daha
çabuk göze çarpıyor. tstanbul
karayoluna çıkmadan, "sapagı
dönmeden" kontrol var. Zon-
guldak'a giden ya da Zongul-
dak'tan gelen her aracın plaka-
sı belirleniyor. *
Zonguldak işçileri 20. kilo-
metrede. Güneş iyice yükseldi,
inmeye başladı. Ama yine ısıtı-
yor, yükseklerdeki karları par-
latıyor, beyaz ışığa boğuyor, göz
alıyor. Kahverengi toprak üzeri-
ne beyaz evler, don tutmuş su bi-
rikintileri ile renk oyununa gir-
mişler.
Gökçebey'de maden işçileri
arkadaşlannı bekliyorlar:
— 25. kilometredelermiş.
— Yok yok. lkinci tüneli geç-
mişler.
Bakacakkadı. Filyos Suyu'nu
uzun uzun bir karayolu köprü-
sü aşıyor. Köprünün az ötesin-
de silahlar çatılmış, er ve erbaş-
lar bekliyor. Başlannda kuman-
danları "cemse"ler dizilmiş. Ba-
kacakkadı lı maden işçileri, as-
kerlere bakıyorlar, onlar gibi
bekliyorlar aynı kişileri.
Beklenenler 40 kilometre ka-
dar ileride. Ayaklar şişmiş, yüz-
ler yorgun, ama gözler gülüyor
kadınlı erkekli.
Etimesgut yol ayrımındaki
polis bir cigara daha yakıyor.
Filyos 2 köprüsünde jandarma-
lar cemselerin içinde bekliyor,
işçiler Devrek'e yaklaşıyor. Ha-
va artık karanlık.
İşçiler hak arayışında.
Ankara-Zonguldak yolu bek-
lemede...
Dakika dakika yürüyüş
(Baftarafi 1. Sayfada)
nel Başkan Denizer, işçileri.ta-
şımaya gelen otobüslerin kente
sokulmadığını, bu nedenle Zon-
guldak'tan Ankara'ya yürüyerek
gidebileceklerini söyledi.
06.15: İşçiler kent merkezin-
deki "Madenci Anıtı" önünde
toplanmaya başladılar. Tümü-
nün ellerinde bir günlük ku-
manyalan var.
07.05 İşçiler, Ankara'ya gide-
cekleri otobüslerin kente sokul-
madığını öğreniyorlar. Tepkile-
ri giderek artıyor. Attıklan slo-
ganlarda tepkilerini dile getiri-
yorlar:
— Ölum olsa da sonumuz,
Ankara'dır yolumuz.
07.40 işçi kalabahğı giderek
artıyor. Genel Maden-İş Sendi-
kası'na giden yollar başlan ba-
retli, kasketli binlerce isçiyle do-
lu. Yeni bir slogan üretiyor işçi-
ler özal'a karşı:
— Geliyoruz işte, var mı di-
yeceğin?
08.10: Yakın yerleşim birim-
lerinden yürüyerek daha uzak-
takilerden de araçlarıyla gelebi-
len işçiler sendikanın önünden,
kentin ana caddelerine dalga
dalga yayılıyor. En çok kızdık-
lan da otobüslerin Zonguldak'a
sokulmayarak geri çevrihnesi.
Ama işçiler Ankara'ya gitmeye
kararlı:
— Bir kara, iki kara, üç ka-
ra, dört kara, geliyoruz Anka-
ra.
0830: Genel Başkan Denizer,
işçilerin sevgi gösterileri arasın-
da genel merkeze geliyor. Binler-
ce işçi, "En büyük başkan bizim
başkan" "Başkan seninle ölüme
de gideriz" diye bağırıyor. De-
nizer, sendikanın üst katındaki
mikrofondan grevci işçilere ses-
leniyor:
— Oluşturduğumuz politika
doğnıltusunda bir değişiklik
yoktur. Bugün Ankara'ya hare-
ket edecegiz.
Madenciler tereddütsüz yanıt
veriyor:
— Ölmek var dönmek yok.
— Yağmur yağsa da kıyamet
kopsa da yürüyeceğiz.
Sonra işçiler eğlenceli bir şar-
kıyla neredeyse oynuyorlar:
— Ankara'nın yollan taştan,
Özal sen çıkarttın işçileri baş-
tan...
09.45: Genel Başkan Denizer,
parlamenterler, genel merkez-
den çıkarak "Madenci Anıtı"nın
önüne yürüyorlar. Denizer işçi-
lere "çökün" diyor. Binlerce iş-
çi oldukian yere çöküyor bir an-
da. Bir megafon istiyor Denizer.
Gelir gelmez de konuşmaya baş-
lıyor:
— Yasal haklanmızı almaya
çahşıyonız. Araçianmıza el kon-
du. Bu anti-demokratik uygula-
maya rağmen Ankara'ya gidece-
ğiz. Gazamız mübarek olsun.
En önde ben yüriiyecegim...
Çöken binlerce işçi bir anda
ayağa fırlıyor. önde başkanlan
en küçük bir tereddüt ifadesi
yüzlerinden geçmeden, ellerinde
kumanyalarıyla yola koyuluyor-
lar. Kalabalık yetmiş bine yak-
laşıyor. Herkesin ağzında tek bir
slogan var:
— Bir ocak, iki ocak, üç
ocak, dört ocak, zafer bizim
olacak...
11.15: Yürüyüş kolu Zongul-
dak Kapalı Cezaevi'nin önüne
geldi. Cezaevinden mahkûmlar
yeri göğü inletiyor:
— Genel af çıksın, zindanlar
boşalsın!
İşçiler el sallamalanyla, sev-
gi gösterüeriyle karşılık veriyor
cezaevinin parmaklıklan arasın-
dan seslerini duyunnaya çalı-
şanlara:
.— Zonguldak işçisi, demok-
rasi bekçisi.
12.10: Yürüyüşçü işçiler An-
kara yolu üzerinde Asma tüne-
line ulaşıyor:
— Yar saçlarm liile löie, Ozal
sana güle gule...
1330: İşçiler kent merkezinin
17 kilometre uzağındaki ikinci
tünel olan Sapça'ya ulaştı. Slo-
ganlar bitmiyor:
— Yollar aşıldı, Çankaya şa-
sırdı.
15.45: tnsan seli S6S metre
uzunluğundaki Sapça tünelin-
den cıkıyor: "Geliyoruz Çanka-
ya, kulağım açmaya." Bir başka
slogan: "Madencinin sesini dağ-
lar taşlar dinlesin."
1630: İşçiler şu ana kadar 23
kilometre yürüdüler. Madenci-
nin sesini dağlardan, taşlardan
başka duyan da olmuş ki "yeni
bir teklif" geliyor Ankara'dan.
Başbakan Akbulut, Şemsi Deni-
zer'i anyormuş yeniden görüşe-
lim diye...
Karaman'da konaklıyor insan
seU.
17.00: İşçiler, Karamanlar'dan
Devrek'e doğru yola çıktı. Kimi
araçlarla kimi yürüyerek.
18^0 16 bin nüfuslu Devrek-
in sokaklan tıklun tıklım. ln-
sanlar kaldırımlardan alanlara,
caddelere taştı. Devrek halkı ve
belediyesi konuklan ağırlamak
için çırpınıyor. Devrek sokakla-
rında belediye hoparlörünün
duyurulan yajımlanıyor:
—Evlerde kalmak isteyen ba-
yan ya da ailelerin belediyeye
başvurmalan...
—Halk Ekmek Fabrikası
Müdürü acele belediyede bekle-
niyorsunuz... *
21.00 Son işçiler de Devrek'e
geldi. Kahveler, lokantalar, dü-
ğün salonları tıklım tıklım do-
lu. Büyük bölümü belediylnin
önünde, yapılacak duyııruya gö-
re hareket etmeyi bekliyor. So-
kaktaki işçiler "Bu gece nerede
kalacaksınız" sorusuna, "BU-
mem, herhalde bir duyuru ya-
parlar" karşılığmı veriyor. İşçi-
lerin bir kısmı belediye önünde-
ki alanda duyuru beklerken ha-
lay çekiyorlar.
Ve sonrası:
Belediyenin yanındaki duva-
ra iki genç fırladı:
—Kozlu'dan işçi kardeşleri-
mize ekmek, zeytûı getirdik, yok
mu alan?
Önlerindeki kocaman teneke-
lerden çıkardıklan zeytini, ek-
meklerin içine avuç avuç koyup
alanda bekle>en işçilere dağıtı-
yorlar. öyle bir bağınyorlar ki
mahnı satmak isteyen Mahmut-
paşalı işportacılara taş çıkartır-
lar.
Belediye önünde iki kuyruk
oluşuyor. Biri grevci işçi ailele-
rini evlerinde konuk etmek iste-
yen Devreküler, diğeri de kendi-
lerine kalacak yer arayan grevd
işçiler.
Evlerden kahvelere, düğün sa-
lonlarına sandalyeler taşınıyor.
Devrek halkı 70 bin konuğunu
bir anda bağırlarına basıp kala-
cak yer, yiyecek ekmek saglıyor.
İşçiler ellerinde taşıdıklan
pankartla Ankara'ya doğru yo-
la devam ediyorlar:
—Hakkımızı ahncaya kadar
Zonguldak'a dönmeyeceğiz, öl-
sek bile...