23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 1991 INSANLAR F Ü S U Î N Ö Z B İ L G E N G Ö R Û Ş Neler Daha neler, tavuk meler, kurbağa oturmuş çocuk beler. Adana atasözü DUSTIN HOFFMAN VE ALAIN DELON'U SEYRETSEYDIBOYLE OLMAZDI... Bush, Reagan'ı aratıyor VURGUN fılmini hatırlıyoı musunuz? Alain Delon ile Je- an Gaben'in birlikıe oynadık- ları filmde müthiş planlı biı soygundan sonra calınan para- ların ne olduğunu? Bir çanta içinda havuza sak- lanan paraJar polisin gözleri önünde yavaş yavaş çantadan kurtularak suyun üstüne doğ- ru yükselmeye başlar. Ince planlar, soygun ve onca çaba- nın sonucu elde edilen para su- yun üstiine yayılmıştır. Maratboo Men fılminde ise Dustin Hoffman sonunda bir çanta pırlantayı su antma te- sislerine döküverir. Milyonlar- ca insanın dişlerinden elde edi- len pırlantalar sulara karışarak yok olur. Clint Easrwood'un oynadı- ğı Dinamitçi fîlminde Meksi- ka içsavaşının atmosferi için- de çalınan paralar dinamitle Bush birlikte havalara uçuşur. Ro- bert Redford ile Panl New- man'ın oynadıkları Sonsuz ölüm fîlminde ise tren soygu- nunda kasa patlatılır ve mil- yonlarca dolar havalara savru- lur... Heagan Çeşitii fîlmlerden akılda ka- lan bu sahneierin ortak bir me- sajı vardır: Uğruna ölünen, ele geçirmek için olmadık feda- kârhklara katlanılan paralar, sonunda kimsenin işine yara- maz olur. ŞİMDİ SIRAKÛRTLERDE Aynen şimdi binlerce bom- banın patladığı Körfez'de, uğ- runa ölünen ve öldürülen pet- rolün denize yayılıp gitmesi gi- bi. Aylardır tüm dünyayı uğ- raştıran, yabancı orduJarın binlerce askerini Arap çöllerin- de perisan eden petrol, Kör- fez'e yayılıp kuşlan öldürüyor. Alev alev yanıyor ve kimsenin işine yaramıyor. Milyarlarca dolarlık harca- ma yapılan savaş işte o petrol için. Şimdi petrol denize akıp gidiyor. Üstelik çevre felaket- leri yaratarak... ABD'nin eski artist başka- nı Ronald Reagan, bu tür film- leri çok görmüş ve gençliğin- de bazılannda rol almıştı. ABD'yi böylesine biiyük çap- lı bir savasa sokmaktan özen- le kaçındı. Reagan, Gorbaçov ile anlaşarak nükleer süahlann sınırlandınlması ve soğuk sa- vaşın yıkılması yönünde önemli adımlar attı. ABD ve SSCB arasındaki çekişmeyi kaldıran ve dünyaya barış ve güvenlik getiren adam olarak tarihe geçti. Ondan sonra seçilen yeni Başkan George Bush ne yap- tı? ABD'yi Ortadoğu'da "bir avuç pelrol" için baiaklık bir savaşa soktu. Bu arada Gorba- çov da Litvanya gibi ülkelerde sertleşti. 1989-90 yıllannda yu- muşayan dünya yeniden sert- leşme eğüimine girdi. Türkiye, kaderini fena hal- de ABD'ye bağladığı için artık bizi Tiirkiyeyi yönetenier de- ğil ABD'yi yönetenier ilgilen- diriyor. Bundan böyle Türk vatandaşlarına da ABD bas- kanlık seçiminde oy kullanma hakkı tanınsa da "savaşa hayır" diyenler Bush gibi bir rahip kılıklı şahin yerine, Re- agan gibi bir eski artiste oy kullanabilseler daha etkili ola- bilecekler anlaşılan... Bush, Reagan'ı aratıyor... Geçen cuma günü Beyazıt Mejdanı'nda bir bayli hırpalaomış bu aşın dinci sakallı vatandaş, EKRANDA C A M İ belki de ANAP'a oy vermişti. (Fotograf: Suat Kozluklu) " " " " " Dıncılerın gereğı kalmadı v&tandaştan AŞIRl dinciler, ANAP'ı iktidara getirmek için çok önemliydi. Onlara her türlü taviz ve- rildi ve karşıhğında oylan alındı. Dinci grap- lann önderleri de ANAP'ta etkin yerlere gel- diler. Ancak günün bırinde oy verdikleri ANAP'm ABD ile işbirliğini yeğleyeceğini kes- tirememişlerdi kuşkusuz. Şimdi cuma namann- dan sonra camilerden çıkıp sokaklarda bağınp çağmyorlar. Ama is işten geçti. Din duyguları- nı parti işlerinde kullananların gerçekten din- darlıktan değil, belli bir kesimin oyunu alarak kullanmak için laikiikten saptıklannın tipik bir örneği bu. Dindarlar artık ANAP'a oy verir mi vermez mi bilemeyiz. Ama şimdi sıra Kürtlere geldi. Ya- kın zamana kadar Kürtlerin kendi anadillerini kullanmalarına "bölücülük" diyen ANAP ik- tidarı, şimdi birden tutum değiştirdi. Hem de ne zaman? Tam Körfez savaşı başlamışken ve Irak'ın kuzeyinde bir Kürt devleti sözleri edi- lirken. Şimdi sıra Kürtleri savaşa sürmek için etnik duyguları kaşımaya geldi anlaşılan. Din gibi etnik ayrılıklar gibi insanları grup- lastıran düşünce ve farklılaşmaları, siyasal ge- lecekleri uğruna kullananlan ne zamana kadar çekeceğiz? Bu gruplar kullanıla kullanıla, kul- lanılmamayı öğrenene kadar... laiklik dersi KORKUT ÖZAL'IN DEÛERLENDİRMESİ Batı, petrolü kontrole alıyor CUMHURBAŞKANI Tbr- gut Özal'ın kardeşi Korkut Özal, Körfez savaşını değerlendirirken bizim bazı safoşlann yaptığı gi- bi Irak'a demokrasi götürmek- ten fılan söz etmiyor. Çok daha aJallıca bir biçimde olayı incele- yerek Batı'mn petrol çıkarlan için direkt olarak kontrol altına alacağı bir sistem aradığını anla- tıyor. Tempo Dergsi'inin sorulan- nı yanıtlayan Korkut Özal şöyle diyor: "Baü'nın uzun vadede Orta- doğu'da ulaşmak istediği bazı hedefler var. Bu hedeflere var- madan Körfez krizini bir araç olarak kullanabilecegi muhak- kakgibi. Bu hedefler neterdir? ' Birincisi Batı. petrol meseJe- sinde işi endirekt volla değil, di- rekt kontrol alnna alıcı bir sistem anyor. Petrol halen dünyanın en stratejik maddelerinden biridir. Bunu garanti altına aiacak. İkincisi İsrail meselesini hal- letmekfeti>or.Ama Batı bu İsra- 0 meselesini bölgenin şu anda ra- zı olabilecegi bir modelle değil, bir yerde tsrail'in razı olup, böl- genin de razı edilebilecefi bir modelle halledecek. Bölge, şu anda istemedigi bir çöziime de nasıl razı edüebilir? Çaresiz bir dunıma düsiiriilerek iki kötii- den daha azkötü olantna razı ol- ma mecburiyeti gibi. Üçüncü hedef de şu olabilir. Batı, tslami u>anışın kendisi için ve bu bölgedeki çok yönlii men- faatler için guçlii bir tehdit oluş- turduğunu ve bir yerde ciddi bir tehlike oiabiieceğini görüyor. Bu İslami u.nuuşı bir umacı gibi gös- terip uzun vadede köklü olarak halledecek bir yol anyor kanaa- tindeyim." YA SADDAM TORKİYE'YE GİRSEYDİ? Yusuf Ozal'ın korkusuANAP adma Yusuf Boz- kurt özal, SHP adma Onur Kumbaracıbaşı ve DYP adına Tansu Çiller basınla sohbet toplanusında bir araya gelerek Körfez'İB ekonomik ve siyasi boyutlan" üzerine göriişlerini açıkladılar. 4 saata yakın süren tartış- malı toplantıda konuşmacıla- nn söyledikleri bazı cümleleri alıyoruz: TANSU ÇtLLER: Ilk önce boşluk yaratıhyor sonra dol- duruluyor. Benim ve Çelebi'- nin çıkacağı Hodri Meydan programında da böyle oldu, savaştan 12 saat önce yukarı- dan gelen bir emirle bizim programımız iptal edildi. Boş- luk yaratıldı ve geleneksel bi- çünde özal yine doldurdu boş- luğu. Türkiye bir kâr için savaşa gdremez. Kâr bir yerde, kan bir yerde olamaz. Artık sağır sultan biliyor ki, Sayın Bush'un telefon konuş- maları ABD Kongresi'ne gel- diği zaman bir sey ifade etmez. öyleyse nedir alacağımız? Bush, çıkıp bir deta demlş mi bir koyup 20 alacağız? ONUR KUMBARACIBA- ŞI: Akbulut, Bayburt ANAP kongresine telgraf yollayarak Irak'a demokrasiyi götürece- ğiz diyor. İran-Irak savaşında ABD nereye demokrasi götür- mek için Irak'ı izledi. Başba- kan Akbulut bunları pek izle- yemiyor. Akbulut'un tarihi bilgisinen çoğu Özal'ın Fran- sızca yazdığı kitaptan. Scud'u Istanbul'a atsalar buna tenis raketiyle karşı koy- mak mümkün. Abarttım çün- kü bu konuda o kadar abartı- lar var ki onları dengelemek gerekir. YUSUF ÖZAL: Ülkeler or- dularını iki maksatla kurarlar. Ya başka ülkelerin toprakları- nı işgal etmek için ya memle- keti müdafaa için. Eskiden harp bakanüğı vardı şimdi müdafaa bakanlığı olmuştur. Saddam, Kuveyt'e saldır- masaydı; ihtilafını Türkiye ile görseydi, dünyanın 4. büyük ordusu Türkiye'ye girseydi. O zamanki durumu düşünün. Varşova Pakü bitmiş, Türki- ye'ye NATO'da ihtiyaç kal- mamış, ABD'nin Türkiye'ye tutum u da iyj değildi. Bizim yardımımıza gelen olur muy- du? Savaş bize neye mal olur- du? Ben diyorum ki Saddam'ı Allah şaşuitı, gitti Kuveyt'i iş- gal etti. REFİK Ceylan, bir vatan- daş olarak sık sık gördüğü ak- saklıklan dile getirir. Son ola- rak da TV'de 5. kanalda İ2İe- diği bir program hakkındakı görü^lerini yazmış. Şöyle di- yor: "23 Ocak 1991 gecesi, TV5 kanalında 'Doğu Ekspresi' isimli bir program yayımlan- dı. Abnanya'dan görüntülerin ekrana getirildiği bu program- da halen inşaatı devam eden Fatib Caraisi'ni de bol bol seyrettik. 'Minarenin aleminin' yerine takılmasından cami imamının 'aldıklan bağıslara kadar' bil- gi verdiği, inşaata bağışta bu- lunan mümin hanımlarımızın 'altınlannın' kasada saklandı- ğını belirttiği bu görüntülerden sonra ekranda devamlı olarak bir banka hesap numarası gös- terilmeye başlandt. Türkiye'nin her yerinde ar- tık günboyu alıştığımız 'cami inşaatlanna yardım' istekleri- ni bu kere de 'devletin deneti- mi aJündaki TRT ekranından' duyduk. Caminin bir an evvel bitmesi için bu hesaba yardı- ma çağırildık. Laikliği devletin temeli ola- rak kabul etmiş, anayasasında yer vermiş bir ülkenin, devlet denetimindeki ekranından ya- pılan bu yaymlar nereye kadar laikliğe uygundur acaba? 1989 temmuzunda, içinde 'Hıristi- yanlık' propagandası var iddi- ası ile TRT'ye telefonla istek- lerde (!) bulunanlan haklı gö- rerek 'laikliğe baglıhk1 diye 'Yasak Oyunlar' gibi bir sanat filmini kesen TRT, iş, cami in- şaatına 'bağış toplanmasına' gelince, laikliği bir kenara bı- rakıveriyorî' KORFEZ'İ BIRAK-ÇEKYAT Yazılı (Fotoğraf: Kâmil Masaracıl CUMHURÎYET/9 HAYVANLAR İSMAtL GÜLGEÇ yAfAcfcmr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK PİKNİK PtYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDET ŞE CEBRAIL KÖRKSAL (31) Eylül'zede Çizgilerini hâJâ izfemekteyiz. Yine kızıp, yine aülümsüyoruz. Bazen de gercekter soğuk dışı gibi getiyor, ama Mete'nin emekli generate bir yumruk üaN çakamadan grtmesı bızlen etkilecfı. YtMann ;- olumsuzluğuna rağmen o tür ınşanlara bir yumruğu dahı cok görmı^son Üstüne üstlük, zararsız btr de küfûr yemişiz. Ne diyeyim, sağliK oteun Verben yere vuruteak da sana ve çızgilenne alıştık. Kasap, sevdiği postu yerden yere vurutrnuş. GAVİDAN SINIFKURTARAN (37) Cengâver \fe Çeliğe Su VeriJdi... Sonra ben ve biz gekfik. Herifin yakasına yapıştım, "Sen potissinulan'dıvehaykırdım.. ' KbnuşmaJan teybe almak tsfedı, "Polise mi dintetecen ulan" dedim. Kan gıbı güldü uyuz. Argadaşlanna "Bi fcKoğraftmızı çeksenıze, bu anı unutmak istemı^trum" dedi Üstüne yürüyüp, Sen UÜajanısın . deşifre olmuşuk. krmseden korkumuz ™ yok" dedim. Öteki oportünıs» herrfler gehp eytemimize engel oldular. Gideray&k "Silüetini cızerız senin ptş faşıst, devnmcrferı yazıp-çızma" dıye stogan attım Gene de çızöı emperyalist uşağı. Önce "Bc»cı"yı, sonra da "Cfenek Mete'nin" hıkâyestnı. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JM DAVIS TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ 4RMA1S 30 Ocak KEMIK SARSANf 1885'TE " FfKMASrUIN ÛKerr/sı *7Tf£ f'/Ct T£*&£Le*U.İYC>İ. gESMİM ALTftfOA, ÜÇ TE- KEgLSKLt 8lSHCL£7-L£RO£M ÇOK OAtM 6Üf£/V- CEU VE Hf2U OLDUĞU &£U&r/LM£KrEYPi. ?O YIL ÖA/CE ALMAN BAROMU KAfU. VON D&)f£ '- /LK SrSİKL£r PAT£NrfNı 4lM/f, AKADAH G£- Ü /İ G£ÜfM£ GE/SÇEK- - Ç>PCAA: OEMI/Z - O J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle