23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurıyçt Matbaacılık vc Cazeteaiık Turk Anomm Şırketı adına "Sidır Nıdi 0 Genel Tayın Mudüru Hl*»n Cemıl. MuesKS* Muduru Enune l>lklıgil, Yazı Işlen Mûdurû Oklj Gonensıa, 0 Habcr Merkczı Muduru Yalçın Bayrr, Sayfa Duzeru Yönetmenı Ah A ı v 0 Temtlcıier ASkARA Aknct Tut, tZMlR HikroM Çttmk»»ı. -\Ü<\S A Çrun Vı{«otiu Iç Polnıka b U Ba$l«nf*> Dn Habcrler Ufua Bafcı. Ekanoroı C*a|iz Ifcrtıa. 1; Sendık* Şakraa b M c v tuıitı.- Cclal Lsler. Ulan&ul HatCTkn b n a l Ka(«k. Eiılm h n | >>ta«. Yur Haberlcıı N«e*l Do*ıa. Spor Dajıısmam AMıOudır Y«*l«*a. Dız Yazıjar Knm Çılı*kM. ^raşttrma Ş*hJa 4Jpay. DüzeKme AbMık VszMi 0 koordınator Akarl konılsM 0 Malı l,k- En>l trkat 0 \hihaxtw Halnl M n 0 But(r Planliir.ı S*v,i O»ul>n«>tlı 0 Rtklam \>»e T n u 0 L • taııokr HDKS \k*ol 0 Idare HnnM Garer 0 l ^ m c Öarier Çcfllk 0 Btlg> ^tem Sııl Ual 0 Pcrond s Yavm Kurulu Başkan Nrfır Sadı OVır. U U . lılpa t v o . Hasaa Ctaul HıkoMt Ç«ı*kays. Ofc«î Goımuta. Lfnr MMCL. lllıu SelçBk. th Sınocn. Aknn T » flffsofl vf YeyaA Cumhun>« Maıbaaolık ve Guctecılık T A ^ TOrkOca|ı Cad. 39'41 C*|»*ojtu M334 Isı PK 246 Utsnbul Tei 512 05 03 (20 h»:>. Teleı 22246, F«. (I) 5M «0 T2 0 Burolar Aakaı*. Zı>a Gökalp Bhv lnkıtap S. No 19 4 Td 133 !l 41-47. Tda. 42344. Fu: (4) 133 05 65 0 InNr H Zıy» Btv 1352 S. 2/3, TeL 13 12 30 Teleı S2359, Fu. (51) 19 53 «0 0 Adaatt Inonll Cıd 119 S. »to 1 Kal I. Tri 19 3' 52 (4 tal). Tde* 62155. F««. (71) 19 25 7« TAKV1M- 30 OCAK 1991 Imsak: 5.42 Guneş. 7.10 Oğle: 12.22 İkindi: 15.00 Akşam: 17.24 Yatsı. 18.46 Kalp krizi sonucu dün yaşama veda eden Prof. Tarık Zafer Tunaya, yarın törenle toprağa verilecek Tarık Zafer Hoca kalbimizdeKiiltiir Servisi — Anayasa Hukuku profesörü, bilim adanu Prof. Tank Zafer Tunaya (76) dün sabah erken saatlerde geçir- digi kalp krizi sonucu öldü. Prof. Tunaya'nın cenazesi 31 ocak perşembe şunu saat 10.00'da tstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi önu- ne getirilerek burada bir tören düzenlenecek. Cenaze, Teşviki- ye Camisi'nde kılınacak oğle na- mazının ardından Aşiyan Me- zarlığı'nda toprağa verilecek. Istanbui Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren ve aynı üni- versitede 40 yıh aşkın öğretim tiyeliği yapan Prof. Tunaya, 1961'de Kurucu Meclis ve Ana- yasa Komisyonu üyeliğine seçil- di. Türkiye'nin siyasal yaşamına ilişkin lO'dan fazla bilimsel esere imzasını atan, anayasa hukuku ve siyaset bilimi alanında araştır- maian buJunan Prof. Tunaya 1983 yılında emekliliğini isteye- rek mesiek yaşamını tamamla- dı. Siyaset bilimi dalında ismi duyulan birçok siyaset bilimci- sinin hocası olan Prof. Tunaya emekliliğinden sonra da hafta- nın bir gününde öğrencileriyle evinde bir araya gelerek "bilim sohbelleri"ni sürdürdu. Çok değerli bir arşive sahip olan Prof. Tunaya "Türkiye'de Siyasal Partiler" başlığıyla kale- me aldığı ve 1952 yılında yayım- lanan eserini yeniden kaleme alı- yordu. Bu dizinin ilk üç kitabı yayımlanmıştı, dördüncü ve be- 76 yaşında ölen anayasa hukuku Profesörü Tarık Zafer Tunaya, siyaset biliminde "hocaların hocasıydı". "Türkiye'de Siyasal Partiler" ve "İttihat Terakki" gibi Türk siyasal yasamına ışık tutan temel eserleri kaleme alan Tunaya, Atatürk devrimleri ve laikliğin kararlı savunuculan arasmdaydı. Tunaya, geçen yıl yapılan bir söyleşide şunları söylüyordu: "Türkiye, gelişmekte olan bir ülkedir. Atılacak çok büyük adımlar olduğunu hesaplamak gerekiyor. Bu hesaplamanın en büyük unsuru laikliktir. Laiklik devrimcilerin buldozeri olmuştur. İnsanların karşısına engelleri koyan, ilerlemeye set çeken ne varsa, onlann hepsini temizleyen araç.." PORTRE TARIKZAFER TUNAYA VEESERLERI Siyasal Partiler Tarihi1915 yılında IstanbuFda doğan Tarık Zafer Tunaya 1937'de Saint Benoit Lisesi'ni ve 194O'ta İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1942'de aynı fakültede asistan olarak görev aldı. Î949'da doçent, 1960'ta profesor oldu. 1961'de Kurucu Meclis üyeliğine seçilerek Anayasa Komisyonu üyeiiğine getirildi. 1968'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanhğı'na seçildi. 1969'da bu görevden istifa etti. 1979'da kurulan tstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nin ilk dekanı oldu. Prof. Tunaya 1983 yılında kendi isteğiyle emekli olana dek 40 yılı aşkın bir süre öğretim üyeliği görevini sürdürdu. Anayasa, hukuk ve siyaset bilimi alanında araştırmalar yapan Prof. Tunaya, özellikle Tanzimat sonrası Türkiyesi'nde siyasal ve toplumsal akımlar ve gelişmeler konusunda önemli yapıtlar verdi. Prof. Tunaya'nın başlıca yapıtları: Türkiye'de Siyasi Partiler (1952), Hurriyet'in llanı (1959), Türkiye'nin Siyasi Hayatında Batılılasma Hareketleri (1960), lslamcılık Cereyanı (1962), Devrim Hareketleri Içinde Atatürk ve Atatürkçüiük (1964), Siyasi Müesseseler ve Anayasa Hukuku (1966), Türkiye'nin Siyasi Gelişmeleri (1970), însan Derisi ile Kaplı Anayasa (1979), Medeniyetin Bekleme Odası'nda (1989). Prof. Tunaya son yıllarında dokuz yıllık çalışmasının ürünü olan ve 1952'de yayımlanan "Türkiye'de Siyasal Partiler" adlı eseri yeniden kaleme almaya başladı. 1952'de cıkan kitabın ikinci basımı olmaktan çok, büyuk boyutlu yeni bir ^ p ı t olarak değerlendirilebilecek bu çalışmanın birinci cildinde "tkinci Meşrutiyet", ikinci cildinde "Mütareke" dönemlerinin siyasal dernek ve portreleri ele alıruyor. Son yayımlanan üçüncü cilt ise yalnızca "ittihat ve Terakki'ye aynlmış. Prof. Tunaya bundan sonra yayımlamayı planladığı dördüncü ve beşinci ciltlerde ise Müdafaa-i Hukuk donemini ve Cumhuriyet rejimini (1923-60) ve (1960-80) siyasal partilerini incelemeyi tasarlıyordu. şinci ciltler ise yayına hazırlanı- yordu. özellikle Tanzimat sonrası Türkiyesi'nde siyasal ve toplum- sal akımlar ve gelişmeler konu- sunda önemli yapıtlar veren Prof. Tunaya tttihat ve Terakki Cemiyeti konusunda yaptığı araştırmalarla bu alanda tarihe ışık tutmuş, "Tiirkiye'de Siyasal Partiler" adlı toplu çalışmasının üçüncü cildi olan "lttihaf ve Terakki" adlı kitabıyla Sedat Si- mavi Vakfı 1989 yılı Sosyal Bi- limler ödülü'nü kazanmıştı. Prof. Tunaya, bir yıl önce Alpay Kabacalı'nın kendisiyle yaptığı, gazetemızin arka sayfa- sında yayımlanan röportajda günümüz Türkiyesi ve laiklik konularındaki gorüşlerini sıra- lıyordu. Prof. Tunaya Türkiye 1 yi sosyal yapı bakımından "ge- lişmekte olan bir ulke" olarak görüyor ve ekliyordu: "Birçok seyler eksiktir, ta- nuunlanması gerekir. Sadece ku- nımlan oluşturalım diye bir bi- nanın kapısına bir tabela as- makla, o kurumlann oluştuğu görülmemiştir. Bugun en çok dikkati çeken de bu gerçektir. Asıl ülkenin kendi gelişmesi, kendi toprağının verdigi ve ye- tiştirdiği bitkiler bu memleketi kurtarabilir. Kişi başına duşen gelirie kurtulması, kurtulmuş sayıiması yanlış. Böyle olsaydı petrolcu Arap ülkeleri en uygar kesim olurdu. Kultur sorunu bu- yük onem laşıyor. Bu da yalnız okuma yazmakla degii, bu ha- vayı teneffüs ettirecek ortamın ortaya çıkması ile mümkıin. Atı- lacak çok büyük adımlar oldu- ğunu besaplamak gerekiyor. Bu hesaplamanın en buyuk unsuru laikliktir. Laiklik, devrimcilerin buldozeri olmuştur. fnsanlann karşısına engelleri koyan, ilerle- meye set çeken ne varsa onlann bepsini temizleyen bir araç...' Tunaya, laiklik ilkesıne bun- ca önem vermesine karşın, 141 - 142 Ue birlikte I63'ün de kal- dırılması gerektiği inancında: "Ancak ölçülü olmak, adaletli ve hesaplı hareket etmek gerek. Bazı insanlar mazinin kovukla- rma saklanarak geleceği inşa et- mek umudundadırlar, ama Türkiye kaikındıkça bunun yan- lış olduğunu hissedeceklerdir." Ne dediler? Prof. Tank Zafer Tunaya ile ilgili öğrencileri ve yakmlan şun- ları söyledi: Ord. Prof. Hıfzı Veldet Veli- dedeoğlu (Emekli öğretim uye- si) — Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya'nın olümüyie ülkemiz aydın ve bilgin bir evladını ve inanmış bir Atatürkçuyü yitir- di. Ne yazık ki ülkemizde nadir Uçan desenlerREFÎK DURBAŞ Daha 15 gün bile olmadı. Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya, "Sanal Uçmaktır" adını verdiği desen sergisini açmadan bir gün önce yaptığımız konuşmaya şöyle başlamıştı: "Ben sanat adamı degilim." (Cumhuriyet 15 Ocak 1991) Gerçekten öyle miydi? Sanmıyorum. Bu, alcakgönüllü|ün ifadesinden başka bir şey değildi. Gerçi o gün duvarlan kitaplar ve tablolarla dolu küçük odasında söyleşi konumuz yalnızca birkaç gün sonra açacağı serginin desenleriydi, ama söz dönüp dolaşıp sanatın öteki konularına da uzanıyordu. Tunaya Hoca, kimi bilim adamlannın yazılarının anlaşılmazlığı söz konusu edüdiğinde bunu, o bilim adamlannın konularına tam "vakıf olamamalanna bağlıyordu. Bunun için de çok okumak, sanatı, edebiyatı yakından izlemek gerektiğini vurguluyordu. Örneğin bilimsel çahşmaların desen çalışmalannı nasıl etkilediği konusunda bir sorumu şöyle yanıtlamıştı: "Hayır, resim yapmak. sanat hiçbir şeyi engellemez kanısındayım. JNe yaparsanız bu bir kazançtır. Ve size ilerleme sağlayabilir. Sanıyorum ki bana da bunu sağladı." Tunaya Hoca, bu anlamda bilimle sanatın birlikteliğini savunuyor, ikisi arasında bir "aynm" görmüyordu. Ona göre bilim bir "hakikafi arıyor, "bir gerçege varmayı planlıyor"du. Sanat ise "insanlara. ber insana içinde bulunduğu şartlara göre bir şeyler veren ve kazandırao bir yöntem"di. Ama şu soruyu da kendi kendine sormadan edemiyordu: "Sanatın bir bilim haline gelmesi mümkün mü? Bunu da düşünüyorum." "Çünkü ben rengi seviyorum" diyordu. Bu noktaya da şuradan gelmişti: Hem bilimin felsefesi hem sanatın felsefesi üzerine sürekli düşünmüş, araştırmıştı. Bu da her konuda çok okumalardan geçiyordu. Yoksa tam 55 yıl desen uzerine uğraş verip 55 yıl sonra ilk sergisini açarken sanat uzerine bunca konuşması başka türlü nasıl açıklanabilirdi? Desenleri üzerine bir başka mutiuluğu yaptıklannın somut bir biçimde "ijlev" kazanmasıydı. 3 Kasım 1981 tarihinde yine Cumhuriyet'te çıkan bir roportajında Tunaya Hoca, kimi desenlerinin Parisli ünlü modacı Pierre Cardin ve Leonard tarafmdan özellikle kravatlarda kullanılmak üzere ahndığını belirtiyordu. Hoca bu desenlerin kullanılıp kullanılmadığmı bilmiyordu, ama önemli olan, desenlerin bu modacılar tarafından ahnmasıydı. Bütün ömrünce gençlikten, gençlerden yanaydı. Bilimden, sanattan, bu ikisinin kaynaşmasından yanaydı. "Genç" yaşında da aramızdan ayrıldı. TARIK ZAFER TUNAYA — tstanbul L'tıiversitesi'nde 40 > ılt aşkın ogretim uyeliği yaptı. Türkive'nin si>asal yasamı- na ilişkin lO'dan fazla bilimsel esere imzasını attı. 76 yaşında olen Tunaya, birçok siyaset bilimcisinin hocasıydı. Oktay Akbal ve Sami Karaören, Tank Zafer Hoca ile 'son konuşmalarını' anlattılar 'Bilinç aydınlığı yayan insan'Haber Merkezi — Prof. Tank Zafer Tunaya ile ölümünden kısa süre önce birlikte olan gaze- temiz yazarlarından Oktay Akbal ve Sami Ka- raören, "Hoca" ile son günlerini şöyle anlattı- lar: Oktay Akbal: Tarık Zafer Tunaya artık yok. Daha dün, pazartesi akşamı saat beşte birliktey- dim. O birbirinden güzel, anJamlı desenlerin ser- gilendiği salonda, Kim derdi ki ertesi sabah bu dünyayı bırakıp gidecek! Bir de çarşamba gün- kü toplantıya geleceğiınizi söylemiştik. Kişi, elin- deki zaman süresini hiç bitmez sanıyor. Bugün yann diye oyalanıyoruz. Tunaya Hoca'nın evi bir çeşit akademi gibiydi. Neden, neden uzun sü- redir gidemedik, gorüşemedik diye ne kadar üzülsem de boş! Tunaya'yı tanıtmak gereksiz. Gerçek bir de- mokrasi tutkunu, sağlam inançlı, uygarlıktan, insanlıktan, bilimden, kültürden, sanattan ya- na bir "Atatürk devrimcisi". Okurlarma, dost- lanna, çe\Tesine sürekli bilinç aydmlığı yayan bir insan. Bilim adamlığıyla sanatçı duyarlığını özümsemiş gerçek bir "hoca". Yalruz hukuk fa- kültesi öğrencilerinin değil; yazılan, kitapian, konuşmalanyla yığınlara seslenmiş, etkilemiş bir hoca... Tarık Zafer Tunaya'sız kalmanın acısını hep duyacağım. Bir boşluk ki doldurulması olanak- sız. Sami Karaören: Bilimsel yetisine ve kişiliğine sonsuz bir saygı duyduğum değerli hocamız Ta- nk Zafer Tunaya'nın olümü haberini telefonla öğrenmek pek çok dostlan gibi beni de çok sars- tı. Üstelik dun (28 ocak pazartesi) Melih Cevdet Anday dostumuzun Türkiye Yazarlar Sendika- sı tarafından duzenlenen 75. yıl kutlamasma git- mezden önce Balyoz Sokak'taki Tank Zafer Ho- ca'nın desen sergisinde bırlikte olduk. Eşi Meiahat hanımefendiyle birlikte 17.00'den 17.30'a kadar her konuda soyleştik. Karıma uzun uzun desenleri hakkında bilgi verdi. Pek çok geziye birlikte gittiğimiz için, "Şıfbir iki ay daha geçip bahar gelse de yine bir yerlere gitsek" diye yaşam dolu bir görunüm içinde isteklerde bulundu. Kanm da ben de pek sevinerek "Bun- ları gerçekleştirecegiz hocam" dedik... Ayrıca kendisınin siyasal partilerle ilgili yapı- tuun dörduncu cildine çalışmanın onu yorup yor- madığını sordum, "Çalışmıyorum ki, bıraktım" dedi. "Aman hocam, sakın bırakmayın. Bu bir anıt kitap oldu. herkesin başvuracağı kaynak ki- tap, tamamlayın ne olur" dedim, "Bakalım, bel- ki devam edebilirim" dedi. Melih Bey'in gunune gitmek için izin istediği- miz zaman, "Melih Cevdet'i de ne kadar gor- mek isterdim, şimdi oraya gitsem yanm saatten fazla oturmaya dayanamıyorum, yanm saatten sonra kalkıp gitmek de çok ayıp oluyor. Çok se- lamlarımı, kutlamalarımı. sevgilerimi söyleyin. Melih Bey'in bu sergiyi görmesini ne kadar isterdim" dedi. Nadir Bey'e, Ilhan Stlçuk'a selamlannı, sev- gilerini götürmemizi istedi. Daha önce de Ok- tay Akbal ile karşılaşmaktan çok mutlu olmuş- tu sergide. Kendisine, allahaısmarladık dediği- mizde "Ne gun gdeceksiniz bize" diye ısrar edin- ce "Yanndan sonra, çarşamba günü geliriz" de- dik. Çok mutlu oldu. Bizi uğurlamak için asan- söre kadar gelişini, bunca ısrarımıza karşın on- leyememiştik. O sonsuz sevecen kişiliği elbette çok mutlu etmiştir bizi. Bu, büyuk yeri doldu- rulmaz hocanın ne bilirdik ki ertesi gunü yaşa- ma gozlerini yumacağını; bunun bir son göruş- me olduğunu nerden kestirebilırdık? Sabahleyin gazeteden bir arkadaşımız telefon ederek bu acı haberi duyurduğunda, laik Türki- ye Cumhuriyeti'ni yürekten savunan anıtlaşmış bir bilim adamının dünyadan ayrılışı pek çok (Arkası 17. Sayfada) yetişen boyle değerli bilim adamlan birer birer gidiyor. Yer- lerini doldurabilecek miyiz? Ben kişisel olarak da çok üzgünum, çünkü onunla öğrencilik yaşa- mından beri tanışlığımız ve dostluğumuz sürüp gitmiştir. Hukuk fakultesinde Öğretim üyesi olarak da yülarca birlikte çalıştık. 27 Mayıs 1960 devri- ıninden sonra İstanbul Üniver- sitesi'nde kurulan Anayasa Bi- lim Komisyonu'nda ve Temsilci- ler Meclisi'nin Anayasa Komis- yonu'nda yine beraber çalıştık. Sosyal görüşlü çağdaş bir insan, vefalı bir dost ve arkadaş idi. Üzuntüm sonsuzdur. Bütün ai- lesine ve aydınJara başsağlığı di- lerim. Öhan Selçuk (Yazarh- Büyük bilim adamı, büyük insandı. Ta- nk hoca bu memlekete çok şey verdi. Biz ona sadece acı ve zu- lum sunduk. Bu ayıp ölümünde daha beter anlaşüıyor. Insanın yüreğine işliyor. Prof.Dr. Ajdın Ajbay (tÜ Si- yasal Bılgiler Fakültesi Medeni Hukuk Bölumu) — Sevgili ho- camızın anayasa hukuku dersle- rini okudum. Yıllarca birlikte çalıştık, Siyasal Bilgiler Fakül- tesi'ni vedi kişivle birlikte kur- duk. Tunaya, SBPnin ilk deka- nı olduğunda onun yardımcısıy- dım. Kendisi engin bılgisiyle et- rafına ışık saçan bir bilim ada- mı, bir hukuk ve siyaset bilimi âlimiydi. Türkiye'nin hukuk ve siyaset bilimi hazinesine çok de- ğerli eserleriyle büyuk ölçüde katkı sağlamıştır. Denilebilir ki o, Türkiye'de çağdaş siyaset bi- liminin kurucusuydu. Yaşamını âdeta Atatürk devrimlerinin ya- yılmasına ve gerçekleşmesine adarruştı. Bana göre Atatürk hakkında yazılan eserlerin en değerlileri onun kaleminden çık- madır. Herkese yardım eden, herkesin derdini paylaşan bir ki- şiliği, kimliği vardı. Özellikle öğ- rencilerine, eskisi olsun yenisi ol- sun aşk derecesinde bağlı ve se- vecendi. Prof.Dr. Toktamıs Ateş (ts- tanbul Üniversitesi Iktisat Fa- kültesi Uluslararası tlişkilerBö- lümu) — Tank Zafer Tunaya'nın kaybıyla Türk sosyal bilimler yaşamında bir devir kapanmış oluyor. Tank Zafer Tunaya bü- yük hocalar kuşağının gunü- müzde yaşayan son temsilcile- rinden biriydi. Titizliği, çalış- kanlığı ve derin göruşüyle ve sı- rasında huysuzluklanyla Türk bilim yaşamında yeri doldurul- maz bir insan olarak var oldu. Çalışmalan ile bundan sonra da var olacağını düşünmek bizlere teselli verecek. Fevkalade üzgü- nüm. Prof.Dr. Rona Aybay (Anka- ra Üniversitest Siyasal Bilgiler Fakültesi Devletier Öze! Huku- ku Bölümü) — Büyük bilim adamı olması mutiaka önemli. Ancak benim için öğrencilerine sevgiyle yaklaşması ve bize mes- leği sevdirmesi de çok önemli. 1955'te öğrencisi olduğumuzda bize hocalığı o sevdirdi. Ve bi- zim sınıftan 15 kişi asistan ol- duk. Ve bunlardan yaklaşık 10 tanesi Türkiye'nin çeşitli üniver- sitelerinde profesör oldu. Tarık Hoca deyince benim aklıma ge- len budur. Gençleri seven, onlar- la ilişki kurmayı çok iyi bilen bir kişıydi. Birinci sınıf öğrencisi bi- le rahatlıkla odasma girer ve si- yasetten konuşurdu. Ondan, bi- lim alanında öğrendiklerimiz- den önce öğrenciyi, mesleği, öğ- retmeyi sevmesini öğrendik. Ta- rık Hocanın biz 1959 mezunla- rı için çok özel bir yeri vardır. Mezuniyetimizin üzerinden 30 yıl geçti, ancak bu süre içinde son günlere kadar hâlâ evine gi- derdik, sohbet ederdik. Feyyaz Tokar (Işadamı yazar) Sevgili dostum, zarif insan Ta- nk Zafer Tunaya ile 35 yıl kadar önce bir vapur yolcuhığunda ta- nışmıştık. îlk dakikalarda değil- se bile, ilk saatlerde kırk yıllık dost olmuştuk. Onu ince espri çizgisinin altına çekip, çocuksu bir üslupla şakalaşırdım. "Ho- ca gel adam gibi bir rakı içe- lim!" dediğimde, yüzünde kibar ve muzip bir gulücük oluşur, (Arkası 17. sayfada) • Aksoy yarın anılıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Bilinmeyen kişilerce 31 Ocak l ^ d a Bahçelievler'deki evinin girişinde vurularak öldürülen Prof. Muammer Aksoy, ölümünün birinci yılında çeşitli etkinliklerle amlacak. Aksoy'un mezarı başında yarın düzenlenecek tören saat 10.30'da başlayacak. Cebeci Asri Mezarhğı 2 Nolu Kapı'daki törende Mülkiyeliler Birliği'nin yaptırdığı anıtmezann da açılışı yapılacak. Tören için Çankaya Belediyesi önünden saat 10.00'da belediye otobüslerinin kaldınlacağı belirtildi. Aksoy için yann saat 17.00'de Türk Hukuk Kurumu'nda da bir tören düzenlenecek. Aynı gün Atatürkçü Düşünce Derneği de Aksoy için çoksesli müzik konseri düzenledi. Konser Altındağ Kültur Merkezi'nde saat 18.00'de başlayacak. "Insanlığa örnek" kampanyası • İSTANBUL (AA) — 500. yıl vakfı tarafından duzenlenen "Insanlığa örnek kampanyası"nın tanıtım faaliyetlerini, Interlink Kurumlararası lletişim ve Danışmanbk A.ŞInin yürüteceği bildirildi. Yapılan açıklamaya göre, vakfın faaliyetlerinin daha profesyonel anlayışla yiırütülmesinin amaçlandığı belirtildi. îspanya'dan kaçarak Türk topraklanna gelen ve Sultan 2. Beyazıt tarafından kabul edilen Musevilerin ülkeye gelişlerinin 500. yıldönümü nedeniyle, Türk milletinin üstün vasfmı ve hUmanizmini uluslararası kamuoyunda seslendirmek amacıyla, 500. yıl vakfı tarafından duzenlenen "insanlığa örnek kampanyası" çerçevesinde yurtiçi ve yurtdışında seminer, sempozyum ve çeşitli sanatsal etkinlikler gerçekleştirilecek. Okımıaz yazmazlar • ANKARA (UBA) — Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim uyelerinden Dr. Firdevs Güneş, UNESCO kayıtlanna göre 2000 yılında dünyada okuryazar olmayanlann sayısımn bir milyara ulaşacağını öne sürdü. Firdevs Güneş, "O nedenle okuma yazma kampanyalanna çok önem vermeliyiz. Bu kampanyalarda okumaz- yazmazlan gerçekten okur yazar hale getirmek istiyorsak 15 hususa dikkat etmeliyiz" dedi. Çevre ve kaplumbagalar • İSTANBUL (AA) — Türkiye'de doğal hayatı korumak için çevre koruma bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştınlmasının yanı sıra aktif çalışma yapan gönüllu örgutlerin arttınlması gerektiği bildirildi. Doğal Hayatı Koruma Derneği Genel Müdüriı Nergis Yazgan, Şehir Ti>-atroları Kültür Etkinlikleri kapsamında duzenlenen "Yaşayan Deniz ve Denizkaplumbağalannın Son Şansı" konulu toplantıda yaptığı konuşmada çevre korumacılığının, çevre bilincinin geliştirilmesiyle yaygınlaştırüması ve kişilerin tek tek olumsuzluklara karşı çıkarak "bana ne"ci anlayıştan kurtulması gerektiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle