23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 30 OCAK 1991 Tez: 'Sağır Sultaıvın toruıııT • ANKARA (UBA) — Sosyaldemokrat Halkçı Parti Ankara Milletvekili Ibrahim Tez, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ı Sağır Sultan'ın torunu diye tanımladı. Tez, Türkiye'nin savaşa girmemesi için her çabanın gösterilmesi gerektiğini belirterek tarih boyunca halkının desteğini alamayan diktatörlerin, ya baskı uyguladıklanm ya da halkını savaşa soktuklanm öne sürdü. İez, banş ve demokrasi konusunda görüşlerini açıklarkenr Eskiden Bursa'da bir Sağır Sultan varmış, halk ne derse duymaz, aldırmazmış. Derler ki şimdi onun torunlanndan biri Çankaya'da oturmaktadır" diye konuştu. NATO'yu denedık • MALATYA (Cumhuriyet) — Devlet Bakanı Mustafa Taşar, 'Çevik Kuvvefi NATO'yu denemek için çağırdıklannı söyledi. Taşar, Türkiye'nin NATO ile 40 yıllık ittifakı olduğunu da belirterek "NATO, Türkiye'ye yapılacak saldınyı kendimize yapılmış olarak göreceğiz demişti. Biz de Çevik Kuvvet'i çağırdık, 10 gûnlük gecikmeyle de olsa geldiler. Geliş amaçları tamamen caydıncıdır" dedi. Akbıılut Norveç'e gitti • ANKARA (AA) — Başbakan Yıldırım Akbulut, bir süre önce ölen Kral 6. Olav'ın cenaze törenine katılmak üzere, eşi Samia Akbulut ile birlikte özel Ana uçağıyla Norvec'e gitti. Başbakan Akbulut'a, ziyareti sırasında Başbakanlık danışmaru Şükrü Tufan da eşlik ediyor. Başbakan Akbulut, Türkiye'nin Oslo Büyükelçisi Ömür Orhun'la birlikte, bu akşam Norveç Başbakanı Brundtland ile görüşecek. Başbakan Yıldınm Akbulut'un Norveç'te bugun cenaze töreninden sonra, Yugoslavya Cumhurbaşkanı ve BM Genel Sekreteri'nin yanı sıra ABD Başkan Yardımcısı Dan Quayle, Norveç ve Fransa başbakanları ile görüşeceği belirtildi. Başbakan Akbulut yann gece yurda dönecek. Gözaltındakiler serbest • ANKARA (AA) — Güvenpark'ta "savaşa hayır" gösterisi yapmak isterlerken gözaltma alınan 11 kişi dün çıkarıldıklan DGM'de sorgulanarak serbest bıraküdılar. Dün öğleden sonra DGM'ye getirilen 11 kişi, yaklaşık 2 saat süren sorgulamaları sonucu salıverildiler. Olayda aralarında 2000'e Doğru dergisi Genel Yayın Yönetmen Yardıması ve Ankara Bölge Temsilcisi Hasan Yalçın'ın da bulunduğu 11 kişi gözaltma ahnmıştı. Emniyette ilk sorguları yapılan kişiler izinsiz toplantı ve gösteri yaptıkları gerekçesiyle DGM'ye sevk edilmişlerdi. Cumhurbaşkaniy 'Savaştan sonra sofraya değil masaya oturacağız' dedi Özal:Harita değişecekÖzal Meclis'te lOOkadar ANAP'lı milletvekilinden Kürtçe'nin serbest bırakılması için destek istedi. özal, Körfez savaşının 1-1.5 ayda biteceğirri söyledi. ANAP milletvekili ile görüşür- ken Saddam Hüseyin'in artık tükendiğini ve son çırpınışları- nı sergilediğini savundu. Özal, Körfez savaşımn 1-1.5 ay için- de biteceğini, Türkiye'nin de yüzde 99 savaşın dışmda kala- cağını anlatarak şoyîe konuştu: "Saddam elinde nıikleer silah olduğunu söylüyor. Bunlar son çırpınışlan. Ben elinde böyle biı silah olduğunu zannetmiyorum. Araa varsa belki bunu kullan- mayı da deneyebilir. Fakat ar- tık sonu gelmiştir. Savaştan sonra o bölgede harita değişe- cek. Yeni oluşum için birçok ulustararası konferanslar diizen- lenecek. Mesele tartışılacak. masaya oturulacak. Sağda sol da Türkiye toprak istiyor gibi laflar dolaşıyor. Bizim Irak'ın bir kanş toprağında gözümüı yok, biz sofraya değil, masaya oturacağız. O masada birçok demokratik ülke de yer alacak. Bizc sormazlar mı senin 10 mil- yon vatandaşın var. Kendl ana- Türkiye'nin zor dunımda kala- dillerini konuştunnuyorsun, bu cağmı savundu. Ydmaz, TCK'- bizi masada fevkalade sıkıntıya nın 141-142 ve 163. maddeleri- sokar." nin de kaldınlmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkam Tur- gut Özal, lOO'e yakın ANAP milletvekilini TBMM'deki ma- kamında yine toplayarak Kör- fez savaşına ilişkin bügi verdi ve Kürtçe konuşmanm serbest bı- rakılmasına destek istedi. Özal, Körfez savaşının 1-1.5 ay daha sürebileceğini, daha sonra böl- gedeki harita değişikliği için ma- saya oturulacağını anlatarak "Biz sofraya değil, masaya otu- racağız. Kürtçe konuşraa ser- bestisi getirmezsek orada fevka- lade sıkıntıya diişeriz" dedi. Özal, Turk Ceza Yasası'nın 141-142 ve 163. maddelerinin de kaldırüacağını, terör suçlarına ilişkin yasal düzenleme yapıla- cağını da açıkladı. Bazı ANAP milletvekilleri Kürtçe konuşma- nın serbest bırakılmasına karşı çıktılar. Cumhurbaşkanı Özal, dün 15.35'te TBMM'deki makamı- na geldi. Özal, 100 kadar Özal, Suriye'de 1 milyon, Irak'ta 1.5-2 milyon dolayında Kürt olduğunu ifade ederek "Onlar sahiplenmeye kalkıyor- lar. En fazla nüfus bizde. Diğeı ülkeler sahipleneceğine ben sa- hipleneyim" şeklinde konuştu. Daha onceki Milli Güvenük Ku- rulu ve Bakan 'ar Kurulu toplan- tılannda sorunun birkaç kez tartışıldığını anlatan özal, bir MGK toplantısında Kürtçe ya- sağının kaldınlmasının günde- me geldiğini aktardı. Daha sonra söz alan genel başkan adaylanndan Mesut Yd- maz, Helsinki ye Viyana sözleş- melerine göre herkesin anadili- ni konuşabilmesi gerektiğini söyleyerek "AGİK tnsani Boyut Toplantısı seneye de Moskova'- da yapılacak. Demirperde ulke- leri bile çok biiyıik serbesüik ge- tirdi. Problem bir tek bizde kal- dı" dedi. Yılmaz, bu sorunun halledilmerr.esi halinde Oslo'da kasım ayında yapılacak AGİK tnsani Boyut Toplantısı'nda ANAP Ankara Milletvekili Rıfat Diker, "Sadece Kürtçe konuşma değil yazma da serbest bırakilmalı" göruşünü savu- nunca özal, "Dur bakalım, şimdilik bununla yetinetim. tle- ride o da olur" karşılığını ver- di. Özal, Kürtçe serbestisine iliş- kin yapılacak düzenlemeyi şöy- le anlattı: "Yasada resmi dilin Tiirkçe oidnğu vurgulanacak. Ve Kiirt- çenin nerelerde kullanılamaya- cağı sıralanacak. Kürtçe ile te- levizyon ve radyo yayını, egiüm ve kultürel faaliyetler yapılama- yacak. Resmi yazışma dili ola- rak Kürtçe kullanılamayacak. Sttreli yayınlar çıkartılamaya- cak. Karşı çıkışlar Milletvekilleri K.Tuğrul Coş- kunoğlu, Orhan Ergüder, Talat Sargın, S.Ahmet Dalkıran, M.Fuat Yaacı Kürtçe serbesti- sine karşı çıktılar. Erdal tnönıi'- nün Kürtçe serbestisi önerisini Muhalefet durmuyor lem yapmayı karariaştıran 8 muhalefet partisinin il başkan ve yo- neticileri, yüriiyüşle ilgili başvuru dilekçesini dün tstanbul Valiliği'ne verdiler. Saat 11.30da bir araya gelen DYP tl Başkan Yardımcısı Recai Dıblan, HEP tl Başkanı Osman Özçelik, RP tl Başkan Yardımcısı Feyzullah Kıyıklı, SP tl Başkanı Mustafa Birçek, SBP MKYK üyesi Erol Kınlelma, SHP tl Başkanı Ercan Karakaş, TBKP tl Başkanı Zeynep Vardal ve Yeşiller Partisi tl Başkan Yardımcısı Osman Gümüşlü'den oluşan tertip komitesi, başvuru dilekçesini İstanbul Vali Yardımcısı Osman Gürbüz'e ver- di. Komite daba sonra tstanbul Valisi Cahit Bayar'a bir nezaket ziyaretinde bulundu. Tertip komitesi bugün saat 11.00'de, TRT tstanbul Bölge Müdürlügü'ne giderek bir görüşme yapacak. reddeden TBMM Anayasa Ko- misyonu Başkanı Coşkunoğlu, Kürtçe konuşma serbestisinin bölücülüğu teşvik edeceğini ve kötüye kullanılacağıru kaydede- rek "Bir serbestiyi getirirsek Kürtlerin azınlık olduğunu da kabul etmiş oluruz. Çünkii dil azınlık haklanndan biridir. Böyle yaparsak ileride diğer haktan da vermek zornnda ka- lınz. An kovanına^omak soku- yorsunuz" diye konuştu. istanbul Milletvekili Ergüder, "Öeride Kürtçe okulda da res- mi dairede de kullamlırsa ne, olacak? Başka mınlıklar da var, Rumlar var, bunlar da aynı yö- ne giderse ne olacak" sorusunu yöneltti. Ergüder, PKK lideri Apo'nun bildirileriıü Kürtçe ba- sacağını savundu. Bunun üzerine söz alan eski Adalet Bakanı Necat FJdem, "O Türkçe de basıyor" dedi. Tokat Milletvekili Talat Sargın, dil serbestisinin azınlık hakkının tanmması anlamına geleceğini savundu. Yozgat Milletvekili Seyit Ahmet Dalkıran da "Ya- nn bunlar çıkıp da televizyon is- terse, okul kuracagım derlerse, resmi yazışmalan Kürtçe yapa- cağım derierse ne olacak? Dil serbest olabilir. Ama daha baş- ka bir şey olamaz" görüşunü sa- vundu. ANAP grup başkanve- killerinden Onural Şeref Boz- kurt da konunun grupta tartışıl- madan gündeme getirilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Özal, bunun üzerine Kürtçe serbestisinin te- rör ve bölücülüğu teşvik edici bir yönü olmadığını kaydederek hükümetin terorizme ilişkin yeni bir yasal düzenleme hazırlaya- cağıru söyledi. Özal, 141-142 ve 163'ün de kaldırılacağını belir- terek şöyle konuştu: "Endişelerinizi anlıyorum. Yayın yoluyla işlenecek suçlar aynca düzenlenecek. Terör suc- lanmn yayın yoluyla teşviki ha- linde çok ağır cezalar getirilir. Ben bu meseteyi çok düşundüm. Dorusu bu. Hiç endişelenmeyin, hükümetin getireceği yasayı des- tekleyin. Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür. Hatta dışandaki ba- zı unsurlann hamisi olacak ka- dar güçlüdür." özal, Körfez savaşına deği- nirken de SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün savaşa ilişkin politikasını değişürdiğini savu- narak "O da dönmeye başladı. Politikasını değiştirdi. Ama iyi izleyin, Türkiye bu savaşa gir- mezse ki gireceğini zannetmiyo- rum, çıkıp diyecek ki ülkeyi sa- vaşın eşiğinden biz döndürdük. Pay çıkarmaya çalışacak" diye konuştu. özal, Körfez savaşımn 1-1.5 ay süreceği tahmininde bulundu. Kürtçeyasasının ANAP grubunda tartışılmaması sıkıntı yarattı Tokacb eldivenleatıyoruz'Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan Kürtçenin serbestçe konuşulabilmesine olanak sağlayan yasa taslağı, ANAP Grup Yönetim Kurulu'nda gündeme geldi. Sungurlu'nun, "Şimdi birisine tokat atıyorsunuz, biz bu tokadı eldivenle atıyoruz" diyerek önemsemediğini belirttiği taslak için Şadan Tuzcu, "Biz meseleyi bilmiyoruz. Konu grupta tartışılmıyor, emrivakiyle yasa getiriliyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kürtçe konuşma yasa- ğının kaldınlması yönündeki hazırlıklar ANAP içind^e yeni huzursuzluklar yaratırken SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Başbakan Yıldınm Akbulut'un kasım 1989'daki yazılı görüşle- rini anımsatarak "Madem Kürt- çeyi serbest bırakacaklardı, o saçmalıkları niye söylediler o zaraan" diye sordu. Bakanlar Kurulu'nun 25 ocak cuma günü aldığı karar uyann- ca Adalet Bakanlığı'nca hazırla- nan Kürtçenin serbestçe konu- şulabilmesine olanak sağlayan yasa taslağı dün ANAP Grup Yönetim Kurulu'nda gündeme geldi. Adalet Bakanı Oltan Sun- gurlu'nun "Degişenbirşey yok" diye açıkladığı, ancak ayrıntısı hakkında bilgi vermediği yasa taslağının ANAP grubunda da- ha önceden tartışılmamış olma- sını eleştiren iktidar partisinin Gnıp Yönetim Kurulu üyeleri, yasaklama getiren yasamn işler- liğinin bulunmadığını anım- sattılar. Sungurlu'nun, "Şimdi birisi- ne tokat atıyorsunuz, biz bu to- katı eldivenle atıyonız" diyerek önemsemediğini belirttiği taslak konusunda görüşlerini açıkla- yan ANAP Grup Yönetim Ku- rulu üyesi Şadan Tuzcu, "Biz meseleyi bilmiyoruz. Grupta ko- nu tartışılmıyor. Bütün tasanla- nn grupta konuşulup tartısıla- cağı sözü veriliyor, sonra bir ba- kıyorsunuz, emrivaki ile bir ya- sa getirüiyor" dedi. Tuzcu, Grup Yönetim Kurulu'nda, böyle ko- nuların grupta konuşulması is- teğini vurgulayarak "Bize şeyta- nın avukatlığını mı yaptınyorsunuz" diye sordu. ANAP Grup Yönetim Kuru- lu üyelerinden Van Milletvekili Aydın Arvasi de Kürtçe konuş- manın serbest bırakılabileceğini, ancak Kürtçe eğitim yapılması- nın karşısında olduğunu ifade ederek "Konu mutlaka grupta tartışümalı" dedi. ANAP grup başkanvekilleri de Adalet Bakanlığı'nca hazır- lanan yasa taslagından bilgileri bulunmadığını, konuyu grupta tartışma yanlısı olduklarını be- lirtmekle yetindiler. ANAP Grup Yönetim Kuru- lu, bu tartışmalardan sonra Kürtçe serbestliği ile ilgili yasa taslağının boyutlannı gündeme getirmek üzere söz alan Aydın Arvasi, Orhan Ergüder, Naim Geylani ve Ahmet Günebakan'a söz verilmemesini kararlaştırdı. ANAP grubunda sadece In- san Hakları Komisyonu'nun 13 ANAP'h üyesini belirlemek üze- re seçim yapıldı, Kürtçe serbest- liğinin tartışılması ise önümüz- deki haftaya bırakıldı. tnönü SHP Genel Başkanı Erdal tnönü ise partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı ko- nuşmada, hükümetin 2932 sayıh yasa konusunda aldığı kararı "memnuniyetle karşdadığını" ifade ettikten sonra kendilerinin daha önce benzer bir yasa öne- risi verdiklerüıi arumsattı. tnö- nü, özetle şöyle konuştu: "Aynntüan hâlâ belli değil, bilmiyorum ama degişiklikler getiriyor. Zaten anlamsız, tabi- ata aykın bir yasaydı bu. Biz bu- nun kaldınlması için öneri yap- tığımız zaman, Başbakan kasım 1989da 'Kültürel değil, Ata- türkçülüğe aykın durum' demiş- Türkiye'yİ savaşa sokmak VATANA IHANET SUÇU' Türklye'yi ABD çıkarları için savaşa sokan Özal'ın ceza sorumluluğu... Türkiye Barolar Biriiği Kararı: "Yüce divanda hesap sorulabilir..." SHP, DYP, RP, HEP, SP, IDP, SBP sözcüleri, sendikacdar, hukukçular suçun oluştuğu kanısında. Sorumluluk yalnız Özal'ın değil, parmak kaldıranların da... • TATVAH DAM ZONGULDAK'MMTİUUI M N İSTANBUL'A... DE YALAN BOMBAftMMANMA KMŞI ALTBtNATİF SAVAŞ HAKRLERİ. Dünyada mılyonlar ayakta. Eylemlerin ayrıntılı dokümü, politık güçlerin Körfez'deki tutumlan. • KOMUTANLARIN ÖFKBLİ ÇANKAYA 0KIŞI. Üslerin kullandırılması ve İkinci Cephe olayina generaller nasıl bakıyor. Hava Kuvyetleri Komutanı Org. Taştan: "Türk ucaklarını kaldırtmam". • ASKHÖ UZMANLARA GÖRE İKİNCİ CEPHE'NİN TtitHYE'YE FATUtASl.1 Doktorlar, h*m?ireler, sağlık pereoneii: "Opheye gidenler geri donaün, toplusözleşme laktığı.. cu eğılımk • İ H H I B İ H ^ T T C ı n y a müsiüman kaomları tartışıyor ' Eve mı kapanalım, meydanlara mı çıkalım?". "Islamı femmıstler. radıkal Islamcılar. "• İşçi hareketinde bir kadın kahramanın öykusü.. Olga. • Spor Yaşlılık. lezbıyenlik. ve Steffı Graff ûzenne • Gladyatörierden Gladio'ya • Baskın Oran: Doku2 derste Turgut ve Enver Paşa • Prot. Hkret Başkaya, Birleşmtş Milletler ve Körtez savaşını irdetedi: ' Emperyalist savaşia ilgNI efsane ve gerç«k". ti. O zaman o saçmalıldan niye söylediler? Zaten yapılması ge- reken bir şeyi şimdi söylüyoriar. Bizim yıllardır söylediğimiz Türkiye'nin çağdaş bir demok- rasi haline gelmesi. Bunun için gerekli dozenlemeleri yapm. Biz bnnları söylediğimizde 'bozguncu' diyoriardı. Şimdi o söylediklerinin doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Türkiye'deki an- tidemokratik yasalann hepsi kaMmlmaİKhr. Duşünce suçu ile ilgili olanlar ve sendikal hakla- n kısıtlavanlar da..." SP'den tepki Sosyalist Parti Genel Başka- nı Ferit tlsever de yaptığı yazılı açıklamada, Bakanlar Kurulu karannı "ABD çıkarian doğrul- tusundaki planın parçası" ola- rak niteledi. tlsever, "Açılan re- form paketi, Kürt halkını ve devrimlerini ezme ve tecrit etme politikasmm diğer bir yönüdür" göruşünü savundu. lçişleri Bakanı Abdölkadir Aksn, Diyarbakır'da düzenledi- ği basın toplantısında gazeteci- lerin Kürtçenin serbest bırakıl- masına ilişkin sorulanru da ya- nıtladı. Aksu, Bakanlar Kuru- lu'nda Kürtçe yasağının kaldınl- masından yana oy kullandığmı belirtti. Yabancı bir gazetecinin "Türkiye'deki Kürt vaUndaşla- nnın sayısını" sorması üzerine Aksu, "Biz öyle bir aynm yap- mıyonız, onun için savunız yok" dedi. Avnıpa Konseyi Parlamenter- ler MecUsi (AKPM) Başkanı Anders Bjorck, hükümetin Kürtçe konuşma yasağını kaldır- ma karannı alkışladıklarını, Irak'la aynı sınırı paylaşan Türkiye'nin Saddam aleyhtan it- tifakta çekinmeden yer alması- nı ise çok cesurca bir hareket olarak gördüklerini söyledi. AA muhabirinin sorularını cevaplandıran Anders Bjorck, Kürtçe yasağının kaldınlması konusunda şunları söyledi: "Kürtçe yasağının kaldınlma- sı çok olumlu bir adımdır. Av- nıpa Konseyi olarak bunu bü- yük bir geltşme olarak kabul ediyoruz." POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ANAP'ın Can Simidi Körfez Savaşı... Sağiık Bakanı Halil Şrvgın, Güneydoğu'ya gttmeyen sağlık görevlileri konusunda ilginç bir açıklama yaptı: — Gelenler imtiyaztı sayılacak, gelmeyenler hakkında ya- sal işlem yapılacak... Bakan Şıvgın önce Adana'ya, oradan diğer Güneydoğu illerıne gitmiş, onceki gün de Erzincan ve Erzurum'da in- celemelerde bulunmuştu. Her gittiği yerde özellikle doktor- lara gözdağı veren Sağlık Bakanı, Van'da "Savaşa hayır" eylemi yapan sağlık görevlilerini de uyardı: — Eyleme girıştiği saptanan sağlık personeli hakkında ya- sal işlem yaptınrım... Bakan böyle konuşurken İstanbul, Ankara ve İzmir'deki SSK hastanelerinde röntgen çekimi durdurulmuştu. Has- talar muayene olduktan sonra röntgen çekilmesi için bek- lemeye başlıyoıiardı. Ancak ya röntgen filmi ya da teknis- yen yoktu. Bu nedenle parası olanlar özel röntgen labora- tuvarlanna gitmek zorunda kalıyoriardı. SSK hastanelerinde olağanüstü görüntülere de tanık olu- yordu hastalar. Hastane çevresinde polis otoları bekliyor- du. Bunun nedenini adını vermeyeceğimiz bir yetkiliye sor- duk ve şu yanıtı aldık: — Güneydoğu'ya gidecek sağlık görevlileri için bekliyor. Çünkü buyruk geli- gslmez, daha önceden hazırlanan oto- büslere polis eşliğinde biniyorlar. Böylece çıkması muhte- mel olaylar önleniyor. Arkadaşımız Uğur Mumcu'nun dün yazdığı gibi ortada sı- kıyönetim, seferberlik, savaş hali gibi olağanüstü durum ilan edilmeden "sivil sıkıyönetim" uygulanıyor. Onceki gece Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük'ün tele- vizyonda apartman yöneticilerine ve muhtartara yaptığı çağn "sivil sıkıyönetim" uygulaması değil de nedir? Sağlık Ba- kanı Halil Şıvgın'm sağlık görevlileri için "Yasal işlem yaptırırım" sözleri — — — — — — — — . acaba neyin haber- cisidir? Önümüzdeki, Ba- sın Yayın Genel Mü- dürlüğü'nün TRT, ajans, gazete ve dergi sorumlularının dikkatlerine saygıyla sunduğu sekiz mad- delik uyarı metni okunduğunda, "sivil sıkıyönetim" süreci- nin önemli halkala- rından birisini oluş- turduğu anlaşılıyor. Türkiye savaşın içindemi. değil mi? Bu soruya verilen yanıtlar çok değişik. Kimilerine göre '^"J^SSr. getiriyor. Türkiye'de Ama yapılan uygula- İnSanlar "SlCak savaşı" tartışırken göste- siyasal iktidar bir taşla ya- Valiler kendi yasal yetkilerini kullanmaya başladıklarında, zaten "sivil sıkıyönetim" kendiliğinden uygulanmış oluyor. Şimdi de hükümet kanun hükmündeki kararnamelerle devlet yönetiminde istediği değişikliği yapabilmek için hazırladığı yetki tasarısını Meclis'e Yaym iki kuş vurmak istiyor. Genel Müdürlüğü'- ——————^——— -nün uyarısı, "savaş hali" niteliğini taşıyor. Siyasal iktidara karşı oldukça "yumuşak" bir politika iz- (eyen Şevket Başkan bile "Neler oluyor" diye soruyor. Türk- İş Başkanı, hükümetin yasaklarla dolu demokratik yapıyı, "Körfez savaşı" nedeniyle biraz daha yıktığını açıklarken bakın neler söylüyor: — Hiçbir ülke, terazinin bir kefesine dolarlan, öbür kefe- sine insanlan koyarak kazanç hesaplannı savaş üzerine bina etmemiştir... Artık durum apaçık ortaya çıkıyor. Türk-İş Başkanı Şev- ket Yılmaz, sonunda patlıyor, sağduyu sahibi insanlann gün- lerdir söyleyip yazdıklarını Başkanlar Kurulu toplantısında yineliyor: — Savaş tehlikesi siyasal iktidann can simidi olmuştur. iktidar yasaklara dayalı bir yapıdan yıllarca yararlanma alış- kanlığını yeni yasaklarla sürdürmektedir. Evet Şevket Yılmaz'ın bu sözlerini hem inönü, hem De- mirel hem de Ecevit ve Erbakan aylardır söylüyoriar. ANAP iktidarının "yasaklı demokrasiye, yeni savaş yasaklan katarak" ayakta kalmaya çalıştığını vurguluyor muhalefet liderleri. Böyle yasaklann geleceği, yani "sivil sıkıyönetim" uygulanacağı çok önceden biliniyor. Milli Güvenlik gerekçesiyle grev ertelenmesinin "işçileri mağdur etmemek" gibi bir kılıfla kamuoyuna sunulması, o yasakla demokrasiyi daha da yasaklı bir duruma getirmek için önceden hazırlanan bir program değil de nedir? Valiler kendi yasal yetkilerini kullanmaya başladıkların- da, zaten "sivil sıkıyönetim" kendiliğinden uyguianmış olu- yor. Şimdi de hükümet, kanun hükmündeki kararnameler- le devlet yönetiminde istediği değişikliği yapabilmek için ha- zırladığı yetki tasarısını Meclis'e getiriyor. Türkiye'de insan- lar "sıcak savaşı" tartışırken, siyasal iktidar bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Bu yetki "gözle görülmeyen olağanüstü hal" durumunu da ortaya çtkarabilir. Hükümet devletin her biriminde, her an istediğıni yapabilir. Türkiye, zor günler yaşıyor... P A R T İ L E R D E N AMAP'ın anketi I ANKARA (ANKA) — ANAP olası bir genel seçim için nabız yokluyor. Genel Merkez tarafından bir kamuoyu araştırma kuruluşuna yaptınlan ankette "bugün seçim olsa" ANAP'a oy vereceklerin oranı yüzde 26 olarak belirlendi. SHP az bir farkla ANAP'ı izlerken oranı yüzde 21 olarak tespit edildi. ANAP Araşarma, Planlama ve Politika Tespiti Başkanhğı tarafından iktidann Körfez politikasırun kamuoyunca nasıl karşılandığına ilişkin araştırmamn "gizlenen" ikinci bölümü, muhtemel seçime yönelik sorulardan oluştu. Genel başkan yardıması Metin Gürdere"nin açıkladığı anket sonuçlanna göre "Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz" şeklindeki soruyu yanıtlayanlann yüzde 26'sı ANAP'ı, yüzde 21'i SHP'yi, ^ yüzde 14'ü DYP'yi, yüzde °*u DSP'yi, yüzde 6'sı MÇP'yi, yüzde 6'sı Refah Partisi'ni tercih edeceğini belirtirken kararsızlann oranı yüzde 17'yi buldu. DYP'de komisyon çalışmalan • ANKARA (ANKA) — Körfez savaşı nedeniyle iç politikaya ilişkin çahşmalanni askıya alan DYP'de olası bir seçime karşı örgüt içi düzenlemelere hız verildi. İl ve ilçe örgütlerine gönderilen bir genelgeyle kadın ve gençlik komisyonlannın kunılarak harekete geçirilmesi istendi. Genel Başkan Yardımcısı Ali Şevki Erek koordinatörlüğünde sürdürülen, "kadın ve gençleri DYP saflanna kazandırma çahşmalan" kapsamında il ve ilçe örgütlerine bir genelge gönderildi. Genelgede, kadın ve gençliğin Türkiye nüfusu içinde yüzde 75'lik bir orana ulaştığına dikkat çekilerek iktidar için bu kitleye ulaşmanın gereği anlatıldı. Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nun siyasi partilerin gençlik ve kadın kolları kurmalarını yasakladığı da belirtilen genelgede, "Bu yasak, kadın ve gençlerimizin sorunlarmın araştırılmasına, incelenmesine, bilinmesine, çözümlerinin ortaya konulmasına engel değildir" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle