Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 OCAK 1991 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
Uevlet Meteoroloıi Ijleri Gaad
Müdfirlûgu nden akran Wfrt gfce. Itanr»
nfmn bttm « tayı Eg» * Oogu AaafcV
betdaniyGr. ftg^lar QBMI O S M I
fakya. Karadtttfn ic taunHn İç ve Oogu
Anadokı'non kuzey tesimltrmje M i kan-
S* ¥»0mur w yer lor «ddnde otaok. HA-
* 9CANJGI: Tüm yurtt» b r a azaiacak.
RÛZBtaYurtun dogutesmierâd»gOmy
ve bat diger yertode k u a y * hrt yMer-
den c Mtannetbyer yjr taMetfca •secak.
Oeratede. Bas Karadmz. Marmara ve Eg*
de yıfcto ve kanyeklen Dogu Karadcniz *
AkdmrtSe gğAbâba w bfes amanU Oo-
ğu Kanfenrteyrtte ve knyeUen 1 » 5
bat Kndeniz. Ege ve Bat Mderittfe 6 rta
8 kuvvrtnde saar» 27 ia 40 dena m* hız-
U esaok. Dalga yûkseMgı 1 M 15 Manra-
n. Ooju AMena ve Oogu Karaderazde 2
dıger denzleraTra de 25 ila 4 metre dota-
Adana
Adapazan
Adıyaman
Mytm
AJn
Y 12° 6°Drya1)ak«
Y 8° 6 Edırne
Y 11° -1» Eranean
Y 6° 2°Eranım
K •*= Af&u&eu
Y <? 2°Ganjn»p
Y 15» 9»ÛWUB
Y 6? -3° Mantsa
B 5° 3°KMa/aş
K 2°-3° Mersm
K -1° •WMuOla
Y r 2°Muş
Y 11° CPNtObe
Y 9° e°Onju
yinds buıunacak «an Gotu Me na« a * b ı M u ggçKafc- RUgk incelen
kuzey ve bac. amanu guney ve totı yönıerten t«8f n sua orta tajvvttB
tsecek GM hûçük Oatg^ı gArû$ uzaklıflı 10 lan sabah saMemde 1-2 ton
dotajnflda bukınacak.
y
A
r
*vın
A,d.n
Sa - K J I
Bı'ecık
Bıngöl
BıOts
Bokı
Bursa
Çanakfcaie
Çonjii
Oenun
Y 13° PGûmüşluneY 4°-1° Rae
- - - Y 0°-8° Samsun
Y 7° *>Slrt
Y KP 8°Sınop
B 12° 7°&vas
5» fHaldör
10° S°lswna
7° 4°ls»*ul
6° 2°taTW
3° -5° Kars
4°-7° Kasamoou
5° fKaysen
7° ^KırBafdi
9° 7°Konya
3°-0° Kûöhya
Y 10° 5°Malatya
-6°
4° fTralEDn
3°-2°lüncelı
5° !°Van
6° 2°Yozgat
2° -4° Zonguldak
Y 10° 5"
Y 9° 2°
Y 12° 9°
Y 10° 4°
Y -1» -8°
Y 5° 1°
Y 9° 6°
Y «P 6»
Y W 8*
Y e°-3°
Y 9» 7°
Y 0°-2°
B 9° 7°
Y 9° 6»
B W-*>
Y 6° 2°
Y 10» V
(kark Vapk B-bukiflu G-güneşi K-tan, S-ss» Y-yjJmuflu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Tanzimat'tan
sonra 1869-1876 yıl-
lan aıasında hazırla-
nan ve fıkıh hUküm-
leriyle bu konudaki
türlü içtihadı bir
araya getiren mede-
ni kanun. 2/ Ayağın
üstündeki tümsek
yer... Bir cetvel türü.
3/ Sazın ince ses ve-
ren teli... Hıristiyan
ennişlerine verilen
san. 4/ lzmir'in bir
ilçesi... Zayıf, kuru,
sıska. 5/ Güney 9
Amerika'da yaşayan bir tukan türü.
6/ Türk halk edebiyatında çoban
türküsü. 7/ Bir dinsel tören sırasın-
da Kuran'dan okunan on ayetlik bö-
lüm... Bir baskı tekniği. 8/ Kiraya ve-
rilerek gelir getiren mülk. 9/ Çit, per-
de... Devir... Tantal elementinin
simgesi.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Bir çeşit Leh dansı. 2/ Anların çı-
kardığı bir tür salgı... Eskiden har-
man ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi. 3/ Orman-
hk ve çalıbk yerlerde yasayan güzel ötüşlü bir kuş. 4/ tlaç... Ağn
Dağı'na verilen bir başka ad. 5/ Evrensel ahcı olan kan gru-
bu... Yüz. 6/ Layık olma, uygunluk. 7/ Yerfıstığı. 8/ Bir tür balık
ağı. 9/ Büyük balta... Anadolu'da özellikle Doğu Karadeniz'in
yüksek kesimlerinde yaygın geçici kırsal yerleşme.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Menemen'de ihtifal
3 OCAK 1931
Hususi trenle on binlerce
halk, cemiyetler, ocaklar,
talebeler, muallim, izci
Menemen'e Kublay ihtifali
için geldiler. Bir çok kişi
tren almadığı için lzmir'de
ve Karşıyaka'da kaldılar.
Manzara çok ulvi idi.
Manisa, Alaşehir, Akhisar,
Salihli ve diğer kazalar ve n'ahiyeler de yüz binlerce halk
namına heyetler göndermişlerdir. Menemen mahşerden
bir nümune arzetmektedir.
Istasyondan hükûmet meydanına gelindi. Kublay'ın şehit
edildiği mahalde meydanükta on binlerce halk vardı. Bir
manga asker havaya kurşun attı. Şehitler namına bir
dakika sükût edildi. Ayni dakikada lzmir de bu ihtiram
vakfasına iştirak ediyordu. Badehu İzmir meb'usu Vasıf
Bey bir hitabe irat etti. Halk hitabe esnasında
"mel'unlar kahrolsunlar" diye bağınyordu. lzmir Türk
Ocağı namına ilk tedrisat müfettişlerinden Asım tsmet
Bey çok heyecanlı bir nutuk söyledi. Alkışlandı. Asım
Bey kara kuvveti boğmak için tek başına Ueri atılmakta
tereddüt etmiyen şehit Kublay'ın hatırasını taziz ve
Kublay'ın Cumhuriyetçi Türk gençliğince bir remz ve bir
mücahede tipi olarak ilhakki edildiğini izah etti.
Buradan zafer mektebine gidildi ve mektebin ismi
Kublay olarak değiştirildi. Levhaşı takıldı. Bundan sonra
inkılâp şehitlerinin mezarlarına gidildi. Hitabeler irat
edildi. Yağmur mütemadiyen yağıyordu. Halk
smksıklam olmuştu. Fakat şiddetli yağmura rağmen
merasimden ayrılmak hiç kimsenin aklına gelmiyordu.
İnkılâp şehitleri namına yapılan bu merasim pek
muazzam olmuştu. On binlerce halk, hainlere lânet
okuyordu.
Bu merasimde şehit Kublay'ın validesi Zeynep H. ve
akrabasından diğer bir hanım da bulunuyordu. Bu
mua2zez Türk annesi perişan bir halde bulunuyor,
evlâdının alçakçasma şehit edildiği meydanda göz
yaşlannı zaptedemiyordu. Umumi teessür fevkalâdedir.
Şehitlerin mezarlarının civan diz boyu çamur olduğu
halde halk camur içinde merasime devam etmiştir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Ulay istifa etti
3 OCAK 1961
• 27 Mayıs İnkılâbından sonra
Ulaştırma Bakanlığma getirilen
Mflli Birlik Komitesi üyesi
Tümgeneral Sıtkı Ulay bugün
Bakanlık görevinden istifa etmiştir.
Milli Birlik Komitesindeki görevine
dönen Tümgeneral Sıtkı Ulay,
bugün Devlet Başkanı ve Başbakan |
Cemal Gürsel'e aşağıdaki istifa
mektubunu göndermiştir: Sıtkı Ulay
"Kurucu Meclisin çok mümtaz âzalardan teşekkülü
dolayısiyle sayın Devlet Başkanımıza Meclis içinden
büyük milletimize daha lâyık bir Ulaştınna Bakanı
seçebilmelerini temin maksadı ile Bakanlık vazifemden
istifa ediyorum.
Başta kadirşinas yüksek milletime olmak üzere
zâtıâlilerine ve milli birlik ve beraberlik ruhuna
bağlılıklarımı arz ile kabulünS yüksek müsaadelerinizi
istirham ederim."
Diğer taraftan istifa haberi üzerine kendisi ile
konuştuğumuz Tümgeneral Sıtkı Ulay, bize şunlan
söylemiştir:
" — Bu Meclis, görüyorum ki çok kaliteli. Türkiye
tarihinde böyle bir Meclise ulaşmış olmak büyük bir
bahtiyarlıktır. İçersinde işgâl ettiğim Bakanlığa daha
lâyik insanlann bulunacağından şüphe yoktur. Sayın
Devlet Reisimize bu imkânı bahşetmeyi bir zevk telâkki
ederim. Esasen bundan sonraki Bakanlar daima azimet
ve avdet biletlerini beraberindeki bulundurmalıdırlar."
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
GAP savaşı
3 OCAK 1990
Atatürk Barajı'nda 13 ocakta yapılacak "su tutma"
- töreni GAP tartışmalanm yeniden gündeme getirdi.
Siyasal arenada "GAP'ı gaptırmayız" sloganıyla
başlayan GAP'a sahip arama tartışmalan
Özal'ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla da devreye girmesiyle
büyüdü. Özal'ın Başbakanlığı döneminde GAP'ın
gerçekleştirici olduklarını tezini ortaya atması ve
Cumhurbaşkanhğı döneminde de bu tezini devam
ettirmesi diğer siyasi partüerin tepkisine neden oluyor.
Turgut Özal Cumhurbaşkanı olarak 13 ocakta yapılacak
su tutma törenine katılacak. Diğer siyasi parti
temsilcileri ise Özal'ın bu tutumunu "şov" olarak
değerlendirdi.
/ DUNYA'DA BUGUN
Amstertam r 8»
Amman B 14°
Mka B 13°
Bjjdat B 15°
Bvcalonı B 10°
B*sel 8 3°
B 4°
Y 8°
Y 8°
Y 8°
B 5°
8 3°
B M°
A 24°
A 23°
B 6°
Y ie°
K -3°
B 21°
Y 6°
Y 8°
Y W
Bonn
Brûksd
Budapeşte
Cmn
Caa«ic
ûdrtt
DuDJİ
Frvkturt
K -5°
Y 9°
B «•
8 <•
B 3°
K -8°
8 6°
B 10"
K -*>
Y 10»
B 5»
B 12°
B 0»
B M»
A 24°
B 13°
Y 8°
B 4°
B 5°
Mashmgton B 11°
Zûnh B 5°
Lenngrad
Londn
Uadnd
Mılano
MontreaJ
Moskna
Hterah
NMYort
Os*o
Pans
5S?5.
floma
Tunus
Vıyana
TABÜSMA
Çok beğenilen bir yapıtta, keşke olmasaydı denilebilecek bir
iki şey çıkabilir. Çok yerilen bir yapıtta da hoşa giden bir
bölüm, bir tümce, hatta birkaç sözcük bulunabihr.
Beğenmek, görecedir.
Herkes hanl hanl yazdı, bir acele, bir me-
rak... Konu, Kara Kitap idi, ama birden bi-
re Tahsin Yiicdoldu. Meğer Tahsin Yücel
ne bilgisiz, ne saldırganmış... Üsteh'k bun-
ca yıl dilbilimciyim, yazarım diye hepimizi
uyutmuş. Tann bilir Fransızca filan da bil-
miyordur. Tahsin Yucel'e haddini bildiren-
ler, onu bir sınavdan geçirseler de anlasak.
Gerçekten Fransızca biliyor mu, gerçekten
dilbilimci mi?
Eleştiri, son yıUarda iyiden iyiye anlam
değıştirdi. 'Bir >uzın ya da sanat yapıtını
her yöniiyle inceleyip açıklamak, anlaşüma-
sını saglamak amaayla yazılan yazı türii-
dür eleştiri. Elbette salt sanat yapıtlanna
özgü bir kavram değildir. Sınırlannı çizmek
de zordur. Ama bir sanat yapıtını eleştiri-
yorsamz, o sanat dalında söyleyecek sözü-
nüz olması gerekir. Kara Kitap'ı (ya da bir yanlardan çıkan "köt" sesini de Ankara'-
başkasını) her okuyan eleştirebilir. Ancak dan duyuyoruz. Bu anlayışla moda kitap-
bu eleştirinin yazınsal değer taşıması için lar, moda yazarlar ortaya çıktı. Çağunız-
okumak yetmez. da modanın hızına ayak uydurmamn güç-
Eleştiriye günümüzde "övgüler dizmek" l ü p de ortada. Moda yakışandır, denir.
ya da "yennek" için başvurulduğundan, Yazın dünyasmda "Güiün Adı" adlı kitap-
sözcük anlam daralmasına uğradı. Bu da- ta tamk olduğumuz gibi ne hoş kılıklara gir-
ralma içinde de yazık ki önce eleştiri yaz- <ü insanlar, sinemaya bile götürdüler kita-
ma meraklıları tutsak oldu. öven yerenle-
rin, övgü yergi üzerine kurulu yazılanndan
da en çok yazınsal ürünler yara aldı. Bu sa-
vımızı doğrulayacak pek çok yazı örneği var
dergi ve gazetelerde. Bakıyorsunuz bir ya-
zar göklere çıkanhyor, bakıyorsunuz çıka-
Her yapıt bir emek ürünüdür. Okura ula-
şıncaya dek kaç kişinin göz nunı eklenir
ona. Bin bir sancıyla yaratan yazardan, ba-
sana satana, dağıtana satana, okuyana ta-
nıtana haksızlık etmemek için kıldan ince
nldığı yerde unutuluyor. Paraşütü açılma- kıüçtan keskin bir köprünün başındadır
Madenci Fenerînîn Işığt
On yılhk baskı sonucu küçülmüş ücretler baz ahnarak bu
ücretlerin, enflasyonun artışı oranında arttırılması, bir
"oran" ardına çekilerek, işçinin aldatılmasından başka bir
şey değildir.
Kömür işçileri grevinin 30. gününde, Birincisi: Daha önce de kömür işçileri
grevle bütünleşmiş bir kenti, Zonguldak'ı greve gittiği zaman, kömür madeninin ar-
tık yeterince verimü (rantabl) olmadığı, bu
nedenle de işletmeyi kapatacaklan, siyasal
iktidar tarafmdan bir tehdit olarak Ueri sü-
rtilmtiştü.
KömüT madenini kapatma karan, siya-
sal iktidarlann tek başlanna verebilecekle-
ri bir karar değildir. Böyle bir karar, an-
cak kömür madeni rezervine uygun bir tak-
vim içinde, işçilerin emek güçlerini sanayi-
ye aktarmalannın olanaklan sağlandıktan
gelen bir yanıyla köyünden kendini tam ya- sonra, yani alttaki doğal kaynak tükenir-
htmamış emekçüerden oluşur. Hemen he- ken üstte oluştunılacak sınai tesislere emek-
soluduk.
Kentin hemen her yöresinde ayn grup-
lar oluşturarak yürüyen kadın-erkek yığın-
lar, tşçi Aaıtı'nıo bulunduğu alarra akıyor,
tüm caddeleri, sokaklan, balkonlan, pen-
cecereleri dolduran insanlar, tek bir gövde
oluşturuyor, sloganlar atılırken kent tek bir
sese dönüşüyordu.
Zonguldak kömür işçisi, genel olarak
Zonguldak çevresinden, yani kırsal alandan
men başka bir gelir kaynağj olmayan kent
ticaretinin belkemiğini de gene bu kömür
işçileri oluşturur.
tşçiler, kendilerini çevreleyen kırsal ke-
simle ve kendilerinin çevrelediği kentliyle
tam bir bütünleşme içindedir. Bu nedenle
de işçüerin yazgjsı, kent ve yöre yaşamım
doğrudan etkiliyor.
İşçilerin yazgısı, yöre halkını yakından
etkilediği kadar maden işçileri, grev göm-
leğinin içinde, ülkenin demokratikleşme sa-
vaşımım soluyor. Bunun içindir ki maden
işçisinin grevi, yalnız Zonguldak'la sınırh
kalmıyor, tüm ülkenin yazgısını beürleye-
cek bir özellik de taşıyor.
Geçen cuma günü. TV haber bültenin-
de, Cumhurbaşkanı Özal'ın başbakanlığı sı-
rasında, aynı işçilere, enflasyon oranında
ücretleri arttırarak anlaşma sağladığına iliş-
kin sözlerini dinlerken işçilerin, enflasyon
oranının üstündeki isternlerinin "makul"
istemler olmadığmı duyumsatmak istediğini
düşündüm. Bu konuşmk, bana, şunlan
arumsattı;
gücü çekilerek uygulamaya konabilir.
Greve giden işçiyi, siyasal hasım olarak
algılayarak cezalandırmak amacıyla, oca-
ğı kapatmakla tehdit etmenin nitel bakım-
dan, parlamentoyu kapatınm tehdidine
benzer bir baskı içerdiği göz ardı edilme-
mek gerekir.
özal'ın konuşmasının bana anımsattığı
ikinci husus, enflasyon oramndaki artışla-
ra baz (esas, temel) alınan ücretlerin yeter-
sizliğiydi.
12 Eylül yönetiminin grev ve toplusöz-
leşmeyi yasakladığı, işçilerin, "Yüksek Ha-
kem Kuralu"nun, enflasyonun çok altın-
da belirlediği düşük ücret artışlanyla çalış-
maya mahkûm edildiği biliniyor.
On yıllık baskı sonucu küçülmüş ücret-
ler baz alınarak bu ücretlerin, enflasyonun
artışı oranında arttınlması, bir "oran" ar-
dına çekilerek işçinin aldatılmasından baş-
ka bir şey değildir. Ücretlerin, geçim koşul-
larına ve yaşam standartlarına göre hesap-
lanması zorunluluğu vardır.
İşçinin net olarak aldıgı diyelim 400 bin
eleştiren kişi. Çünkü "to kaka" denilen bir
kitap bile üç beş kitaplığa girmiştir, kahcı-
dır. Ancak eleştiri salt övgü ya da yergiyse
uçup gider...
Çok beğenilen bir yapıtta, keşke olma-
saydı denilebilecek bir iki şey çıkabilir. Çok
yerilen bir yapıtta da hoşa giden bir bölüm,
bir tümce, hatta birkaç sözcük bulunabi-
lir. Beğenmek görecedir. Yapıtın yaratıcısı
ise yapıtını savunmak zorundadır. O da sa-
vunmasım yaparken daha doğnısu ürünü-
ne sahip çıkarken övgtl yergi yolunu seçer-
se, bu da üç beş gün konuşulur biter. Bu
soz kalabahğı içinde kitabın satışı biraz can-
lanır belki, ama bu kısır tartışmalar, yazın-
sal bir anlam taşımaz. Günler gecer. bu kez
gündeme bir başka moda kitap girer. Bu iş-
leT yapılırken yazıtanlann çoğu eleştiri ni-
teliği taşımadığı için okur yanıltılır. Anla-
mayan, değer bilmeyen, okumayan, ilgisiz
bilgisiz sanı, ona yakıştınlır; suçlu bulun-
muştur.
Bir yazan, bir yapıtı görmezden gelmek
de övgü ya da yergi düzülmesi kadar dü-
şündürücüdür, sıkça taruk olduğumuz bir
durumdur. "Yazüsın, konuşulsun da tek
yerilsin" gibi sağhksız isteklerin doğması-
na neden olmaktadır. Bu kanı, eleştiri ya-
zanlara bakışın acıklı bir göstergesidir. Ço-
ğu yazar okumadan övenkr yerine, okuyup
da yerenleri yeğler, o başka. Bütün bunlar
eleştirinin tekelleşmesi gibi bir düşünceye
itiyor bizi. Bir yanda vur deyince öldüren-
ler, öte yanda öldürmeseler de kafa göz ya-
ranlar... Karşıda da tatb tatlı gerinip gulen-
ler...
Bütün övenlere yerenlere günaydın!
SEVGİ ÖZEL
Ankara
liranın, enflasyon oramnda, diyelim 1* 40
arttınlarak 160 bin lira farkjj, 560 bine cıka-
nldığını varsayalım. Geçen yıl, ücret ola-
rak 400 bin ne kadar yetersizse, geçen yılın
enflasyon oranında arttınlan 160 bin lira
da o kadar yetersizdir.
Artışa baz alınan ücret, 400 bin değil de
diyelim 800 bin olsaydı, aynı enflasyon orar
nı uygulandığında, ücrete eklenecek fark
160 bin değil, 320 bin olacaktı. 160 bin de
320 bin de % 40 enflasyon oranını ifade
eder. Fark, baz alınan ücretin büyüklüğü-
ne bağlı olarak değişir.
Bundan da önemli olan, oranlamaya esas
ahnan ücretin kendisidir. 24 Ocak Kararla-
n'nı uygulamaya koyan 12 Eylül yönetimi-
nin baskısıyla aşağı çekilen bir ücret baz alı-
narak bugünkü enflasyon oranında artış
sağlamakla, işçinin geçimini, yaşamım sur-
dürebilmesinin maddi olanaklan sağlanmış
olmaz.
Kömür işçisinin isteminin (grevde bulu-
nan tüm işçilerin istemlerinin), enflasyon-
la birlikte ancak geçim koşullan ve yaşam
standartlan baz ahnarak çöztlm arandığı
zaman, gerçekçi olduğu da anlaşüır.
" Maden işçisinin grevi, 24 Ocak Kararla-
n'm ve bu kararları uygulayan 12 Eylül yö-
netiminin baskısı altında aşağı çekilen üc-
ret politikasını yargılayan bir grevdir. Bu
yönüyle de bu grev, 24 Ocak Kararlan'nın
ve bu kararları baskı altında yaşama geçi-
ren 12 Eylül anlayışının savunucularıyla
yoksullaşmış ve baskıdan bunalmış emek-
çi halk arasında, ekonomik yönden emek-
çinin iyileşmesini amaçladığı kadar siyasal
olarak ülke ölçeğinde, baskıdan kürtulmayı
da amaçlayan bir grevdir.
Bu nedenle de madencinin feneri, yalnız-
ca emekçilerin ekonomik sorunlarına ışık
tutmuyor, demokratik olmayan baskıcı po-
litikalan sona erdirmenin yolunu da ışıtı-
yor.
MUZAFFER İLHAN ERDOST
ELKONULAN SAYI
BAYİLERDE
"ORDU, SAVAŞ EMRiNi
DİNIEMEYECEK"Doğan Güreş Bağdat'a mı yürüyecek, Çankaya'ya mı? MİT yetklUsi: "Tonımtay darbe lideri
olarak dönebilir..." Emekli generaller blldirisi... MİT'çilerin 24 aralık üst düzey toplantısı...
Şadece kabine değil, vali ve emniyet müdürteri de değişecek... Bürokratlardan Demirel ve
inönü'ye günlük raporlar... Kozakçıoğlu, Evren ve Özal için neden çok sert konuşuyor?..
MİT'te hesaplaşma... Çevik Kuvvet'in açığa çıkardığı gerçekler... Kozakçıoğlu: "Bildiri ge-
nel eyleme karşı değil..."
• "MİT'TE İNTIKAM TİMİ." Ferdi Tamer cinayetine projektör.
• GORBAÇOV MANEVRA YAPABİLECEK Mİ?
• ŞHP'DE YEREL YÖNETİM KAVGALARI. Namus davası değil, rant savaşı.
• İŞÇİ ÖZAL'ı DEVİRİYOR
Genel eylem ve Ankara yürüyüşü.
• GÜNEYDOĞU'DA ÖZEL HARP BİLANÇOSU
8 aylık kararname döneminin eylem dökümü. Asker, polis ve korucu kayıpları. Gerilla kayıpları.
PKK kaynakları, devletin açıklamaları ve 2000e Doğru'nun araştırma sonuçları.
Şırnak köylerinden İstanbul'a: Sürgündeki yaşam • Doğu Perinçek değerlendirdi: 97. do-
ğum yılında Mao'nun yeniden keşfi • Islam popülizmi sosyaldemokrasiye karşı. Sayın Baş-
kan filrni • SağMk çalışanları sendikalaşma kurultayı • Van'ın ören yerlerinde eski eser katli-
amı «İstanbul Üniversiiesi Felsefe Bölümü-. Kurutulmuş fetsete bahçesi.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
İşçiler, Okusun Diye...Tutucuiar da bildiriler vayımlayıp kapı altlarından alıyoriar
artık; yıllar, yüzyıllar boyu "gâvur icadı" dedikleri basımev-
lerini kullanıyorlar. Bu, az buz gelişme mi? Gerçi, "gâvur
icadı" televizyona kızıyorlar, ama orada dinsel yayımlar ya-
pılmasına bir şey dedikleri yok, bizim yobazların.
Ankara'nın Keçtöreni'nde yeni yıl öncesinde kapılann al-
tından atılan basılı kâğıtların bir yerinde şoyle deniyordu:
"...Şu günlerde memleketimiz için milli bir afet olan yılba-
şının yaklaşmasıyla her tarafta bir hareketlilik göze çarpıyor.
Sanki bir Hıristiyan ülkesi gibi her yer Noel Baba resimleriy-
le donatılmakta, vitrinler çeşit çeşit içkilerie dolduaılmakta
ve şehirlere satılmak üzere getirilen hindilerin istilasına uğ-
ramaktadır.
Mübarek kurban bayramlarımızda "Binlerce hayvan telef
oluyor" diye haykıranların kendi Noel kutlamalannda milyon-
larca hindiyi boğazlamalanna ve çamlan devirmelerine ne
demeli?
Müslümanlar olarak rezjl yılbaşı gecelerinde içkiden, ku-
mardan ve her türlü kepazelikten uzak kalalım ve şu sorula-
rın cevabını iyice düşünerek ne yapmamız gerektiğine karar
verelim.
—Hıristiyanların dini bir gün olarak kabul ettiği Noel'i ni-
çin kendi dinimizin gereğiymiş gibi kutluyoruz. (Burada so-
ru imi gerekir)
—Mübarek kandil gecelerimize neden Noel kadar ikji gös-
termiyoruz, neden mübarek günlerimiz tatil olmuyor?
—Her türlü yayınıyla tertemiz yavrularımızı zehirleyen, ai-
te ocaklarını söndüren televizyon yayınları kendimizın mi yok-
sa Hıristiyanların mıdır?
Bu sorulann kafamızdaki bazı şeyleri şekillendireceğini
ümit ediyor ve diyoruz ki: "Müslüman ülkesinde salyangoz
satılmaz."
Bir kez, "Müslüman ülkesinde" değil, "Müslüman mahal-
lesinde"dir bildirinin son sözü. O da taa ne zamandan kat-
ma. Türkiye'deki Giritliler, onlann da Müslüman olanlan yok
mu? Olmaz olur mu? Onlar, bayılıyorlar salyangoza. Türki-
ye'de domuz eti yiyertler de çoğaldı giderek. isteyen yer, is-
temeyen yemez; o insanlann kendilerinin bilecekleri şey.
Kapı altlarından, bu bildirileri dağıtanlar, bir yerlerden mi
alıyoriar gücu? Onlara göz kırpanlar mı var ne?
Laik bir ülkede yobazlık, geçeıii olamaz, olmamalı değil
mi? Öyleyse Turan Dursun neden öldürüldü? Prof. Muam-
mer Aksoy, Çetin Emeç, Ooçent Bahriye Üçok nıye öldürül-
düler? Onlan öldürenler, öldürtenler neden butunamıyor?
Türkiye bir "yobazlar ülkesi" mi yapılmak isteniyor?
Bir okur yollamış, bir kamu kuruluşunda çalışanlar için ha-
zırtanacak raporun örneğini. Sorulara bakılırsa, sivil değil,
daha çok askersel ya da MİT'le ilgili bir çalışma. Kişinin "adı
soyadı" sorulup yazıldıktan sonra şu bilgilerin derlenmesi is-
teniyor:
"Sola meyilli kuruluşlana temasta bulunuyor mu?", "Aşın
devletçilik, solculuk ve sosyalizmi savunuyor mu?", "Devleti
devamlı tenkit ediyor mu?", "Daima içtimai, iktisadi. iç ve dış
siyasi zaaf ve hatalan eşeliyor mu?", "Kapitalizm ve zengin-
lik düşmanlığı yapıyor mu?", "İttifaklan devamlı olarak yeri-
yor mu?", "Milli duyguları tahrik edip huzursuzluk yaratıyor
mu?", "Ferdi tahakküme dayanan idare sistemini övüyor
mu?", "Bilhasşa dısarıdan gelen maksatlı neşriyatı reklam
ediyor mu?", "İşçi ve köylü haklannın ancak aşın sol saye-
sinde sağlanacağı fikrini yayıyor mu?", "Sol neşriyatı takip
ediyor, okuyor, okutuyor ve dağıtıyor mu?"
Raporlann bundan böyle yukarıdaki sorulann yanıtını içe-
recek biçimde düzenlenip yollanması istendikten sonra; ra-
poru düzenleyenin adı soyadı ile sicili, bir de "rütbesi"
soruluyor?
Bu sorular, nerede, kimler için hazırianıyor bilmiyorum. Bel-
ki yeni bir okur mektubundan onu da öğrenirim. Okuriara gü-
venim sonsuzdur. Onlardan belge de istemem. "Yayınla"
deseler de adlarını saklı tutmak ısterim. Deneyimlerimle bi-
liyorum, en önemli belge insandır; kâğıt parçası değil! Yıllar,
bana okura güvenmeyi öğretti...
Birde üçüncüsünü yayımlayacağım bugün, işçilerin eylem
günûnde. Üçünü de okusunlar da ülkenin ne durumda ol-
duğunu görsünler diye.
Ceyhan özel Tip Cezaevi'nde, C/4 koğuşunda yatan Ni-
hat Şeker şöyle diyor yılbaşı kartında:
"Sayın Mustafa Ekmekçi,
Toplumsal gelişimin insanın onuriu ve gelişkin değerieriyle
bütünleşerek ileriye olan akışını önleme çabaları, bilinçleri
çarpıtmak, insan üzerinde her tür baskı uygulamak, onu bir
gelişmemişliğin içinde tutmak, bütün hak ve özgürlükJeri dar-
belemek biçiminde kendini açığa vurmaktadır.
Bu en fazla da kendini yıllardır cezaevleri üzerinde gös-
termektedir. Sürekli bir biçimde cezaevlerıni olumsuz ve in-
sancıl olmayan koşullarda tutmak, yeni baskı uygulamalarını
devreye sokmak, bu göstergenin temel çizgileri durumunda-
dır. Bunlardan yeni olarak bir tanesi de açık görüşlerte ilgili
getirilen kısıtlamalardır. Yeni yıl için verilen açık görüş, bu
kısıtlamayla kabul edilemez durumdadır. Bununla cezaevle-
rinde yeni gerginlikler yaratılmak istenmektedir.
İnsanı, cezaevierinde ve bütün alanlarda, bir kırım maki-
nesinden geçirmenin karanlığına karşı durabilmek, ancak
toplumun aydınlanması ve onun bu aydınltğa sahiplenme-
siyle olanaklı olabilecektir.
12 Eylül'ün uydurma gerekçelerinden payıma düşen bir
idam hükümlüsü olarak, bu yönde gösterdiğiniz duyariılık ve
çabanın insanı onuriu değerieriyle yüceltmenin bir ifadesi ol-
duğunu düşünüyor, bundan sevinç duyuyorum.
Yeni yılınızı kutiuyor, başarılar diliyorum."
* * *
İşçilerin bir günlük eylemleri bugün: siyasal görüş ayrımı
9özetmeden, tüm halkın, işçi-
lerin bu eylemini destekleme-
si, onlara hoş bakması gerekir.
Göreceğiz.destekleyecektir
de. Bu eylemde Hacı T.Ö.,
dersini bir daha alacak. Zon-
guldak maden işçileri yarın,
Çankaya'ya yürüyecekler. Sa-
tır arasında bu, bir "Savaşa
hayır" yürüyüşüdür de anlaya-
na...
Ülkü Özen'in çektiği Zongul-
dak greviyle ilgili belgesel film
5 Ocak 1991 cumartesi günû
saat 11.00'de, Ankara'da Kızı-
lırmak Sineması'nda ücretsiz
gösterilecek. Aynntılı bilgi,
Çağdaş Gazeteciler Demeği
Genel Merkezi'nden alınabilir.
Telefon: 188 01 53
VEFATLAR
İÇİN
Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakle-
dilır, cenaze ilaçlama, malzeme,
tabut. bütün ışlemler hassası-
yette, süratle yapılır. işletmede
ayrıca 18 ambülans mevcuttur.
Cenaze ilanlarında hizmet be-
deli alınmaz.
İSLAM CENAZE İŞLERİ
14720 06-1406886
Mesul Müdür
HafKVEÜERDEMİR
KARACABEY SULH HUKUK
HÂKtMLİĞl'NDEN
Esas No: 1986/755 Karar No: 1987/529
lrfan Ay. Sevgi Ay, Sevil Ay vekilleri Av. t. Erkan Arbak tarafıtt-
dan davalüar Kamil Ay, Mehmet Ali Ay, Huriye Ay, Nuriye Kazanç,
Şevket Alsaç (llhan), Recep Alsaç ve Rafet Alsaç aleyhine Yolağzı
köyü 786, 775, 830, 546 ve 584 parsellerde kayıtlı taşınmazlann or-
taklığının satış yolu ile giderilmesine ilişkin açılan davanın yapılan
dumşması sonunda satışlanna karar verilmiştir.
Davalılardan Recep Alsaç ve Rafet Alsaç Yurtdışı adreslerinde aran-
mış, bulunamamışür, Karacabey Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1.7.1987
gün ve 1986/755 esas, 1987/529 Karar sayıh ılamı ile satışına karar
verilen gayri menkullerle ilgili ilamı ilan tarihinden itıbaren 7 gün içe-
risinde temyiz etmeniz, aksi takdirde ilaraın kesinleşerek satışa veri-
lecegi hususu tebligat yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
MAZGİRT 2. NO'LU KADASTRO
MAHKEMESt
Parsel No: 185
Dosya No: 1979/199 Es.
1989/256 Ka.
Mahkememizin 11.8.1989 tarihve 1979/199 Es., 1989/256 Ka. sayüı
karar ve Mazgirt ilçesi Kabun kövü hudutlannda kain 185 no'lu par-
selin davalılar adına tesciline karar verümiş olduğu, davacılardan ölü
Tuncer Çaflı mirasçıları Elemşabano, Necati, Şirin, Aynur, Gülnur,
Hüseyin Onur, Semra, Nilüfer, Berrin, Kemal, Hasan, Emel Çağlı,
Emoş Yıldız'ın adresleri meçhul olduğundan kendilerine karar teb-
liğ edilemediği ilanın gazete ilanmdan 15 gün sonra davacı mırasçı-
larına tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen teblift olunur.
K A D I K O Y
LİSKUR
SÜRÜCÜ
KURSU
DevreJer:
HaftaSonu: 5 0 c *
Haftalçi: 7 Ocak
KADIKÖY
(SöğOÜüçeşmeCamiiyanı)
349 18 24-349 18 25
336 02 06-336 02 79
PARLAMENTONUN
BOYUTLARI
Rahmi Kumaş
5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli göndtriUnez.