27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 SERBEST PİYASADA DÖVİZ ABDDolan Bat M m » Marto IsviÇFB Ffsnçi HotandaRanni ingSzStatni Fnnsız Ffsnçı lOOİtalyanUrati S.ARıyali Avusturya Sıftni Döviz Int ($) = Alış 2965 1965 2325 1740 5700 580 260 770 277 Saoş 2975 1990 2335 1750 5750 585 265 780 262 2929 M.TIN eÜMÜŞ Cumhuriyet Reşat 24 ayar attm 22 ayar bilezik 900 ayar gümûş Vakıfbank Altını Iıraat Artım HatkMtın MBanlas 1 Ons S TL IrrCerDanla Ort Aliş 246.000 270.000 37.550 33 500 423 203.000 205 000 205 000 39105 Faiz (%) = Satış 251000 280.000 37.600 36 900 450 208.000 210.000 210.000 392 70 = 6282 Döviz munzatn karsılıkları • ANKARA (UBA) — Merkez Bankası, bankalann döviz tevdiat hesaplan munzam karşıhk faizlerini ylikseltti. tsviçre Frangı dişındaki tüm dövizler için munzam karşıhk faizlerinin arttmlması bankalara döviz hesaplan açısından da rahat nefes aldıracak. Merkez Bankası tdare Meclisi, bankalann Merkez Bankası nezdindeki döviz tevdiat hesaplan karşılığı tesis edilen munzam karşıhk faizlerini şöyle belirledi: Döviz cinsi: ABD Dolan, faiz oranı (yüzde): 4.5000, Alman Markı: 4.6875, Fransız Frangı: 4.9375, Hollanda Florini: 4.6564, İsviçre Frangı: 4.4063. Esnafa verilen kredi • ISPARTA (AA) — Isparta Esnaf Kefalet Kooperatifi tarafından geçen yıl ilde 2 bin 900 esnafa toplam 3 milyar 353 milyon lira tutannda kredi verildiği bildirildi. Isparta Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Tevfik Önem, 1954 yılında kurulan kooperatifin 3 bin 23 üyesi bulunduğunu belirterek 1991 yılında 5 milyar lira dolayında kredi dağıtmayı planladıklarını açıkladı. SSCBilebavul ticareti • TRABZON(AA) — Trabzon limanının serbest bölge kapsamına alınması ve Karadeniz bölgesi ekonomik işbirliği çahşmalannm baştattığı süreçte, yakın gelecekte Türk-Sovyet Bankası'nın kurulmasının zorunlu olduğu bildirildi. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Eyüboğlu, Sarp sınır kapısının açılmasının ardından gelişen bavul ticareti çerçevesinde bankacıhk hizmetlerinin de büyük ölçüde arttığına işaret ederek böyle bir bankanın kurulması gerektiğini belirtti. Eski Paktas'ta mali kriz • ADANA (AA) — Sümer Tekstil Işletmeleri AŞ (SÜTİ) tarafından işletüirken KİTleştirilerek E>evlet Malzeme Ofisi'nin (DMO) bağlı ortaklığı olarak kurulan Akdeniz Sanayi ve Ticaret lşletmeleri AŞ (AKSANTAŞ) statüsü ile faaliyetini sürdüren Adana Paktaş Tekstil Fabrikaları'nın, ilk yılı geride bırakırken, ciddi mali kriz ile karşı karşıya bulunduğu bildirildi. AKSANTAŞ Genel Müdürü Oral Türkdoğan, yeni mali kaynaklann devreye sokulmaması halinde fabrikalann kısa sürede eski haline döneceğini bildirdi. GAP Master Plam'na eleştiri • ANKARA/İSTANBUL (UBA) — Prof.Dr. Uçkan Geray'ın, hazırladığı raporda GAP master planının ihale yoluyla yabancı uzman ağırlıklı bir firmaya yaptınlmasmın ve DPT'nin devre dışı bırakılmasının önemli sakıncalan olduğu beürtildi. Orman Mühendisleri Odası tarafından kitap haline getirilen raporda GAP bölgesinin kalkınma planııun gecikmiş ve bu gecikmenin aşırı bir hızla ve master düzeyinde çözüme bağlanmak istendiği ifade edilerek "Her ne kadar üniversitelerle yardımlaşma biciminde birtakım gösterişli ifadelere rastlanıyorsa da ülkedeki genel tutumun paraleünde bu örnekte de gerçekten ilgili olan kıırum ve kişilere başvurmaksızın işterin yürütülmeye çalışıldığı . görülüyor" denildi. Sigortaya4 hayat' öpücüğti ESER ATİLLA Türk sigorta sektörü 1991 yılında "ha- yaf'Ia hayat bulacak. Son yıllarda öne- mi giderek artan hayat sigortası, sektö- rün can simidi olarak gösteriliyor! Sigor- ta şirketleri, önümüzdeki yıl için hayat branşı dışında mütevazı bir artış hedef- lerken, hayat sigortasındaki prim artışı hedefleri sınır tanımıyor. 1989 yılında hayat dalında 151 milyar 996 milyon liralık prim toplayan sigorta şirketleri, 1990 yılında bu daldan topla- nacak primlerin yaklaşık yüzde 200 ar- tışla 450 milyan aşmasını bekliyorlar. 1991 yılı içinse birçok şirketin yüzde 200-300'lük artış hedeflediği, hatta yüz- de 500-1500'lük artış bekleyen şirketle- rin de bulunduğu gözleniyor. Son yıllar- da hayat sigortasındaki bu büyük pat- lama için sigortacılar, "Herkesin gelecek- ten endişesi var. Bu aşamada hayat sigor- tası gelişiyor, genişlijor" diyorlar. Hayat Sigortası; yaşlılık, emeklilik, ölüm, sağlık v.s. gibi sigorta türlerini kapsıyor. Doğrudan insana yönelik olan hayat sigortası, en uzun vadeli sigorta tü- rü olarak tammlanıyor. 1990 yılında hayat sigortasında birçok önemli adımın atıldığı göze çarpıyor. Bu yıl ilk kez rekabete açılan sigorta sektö- rü, hayat dışında daha çok fiyat rekabe- tine soyunurken, bu dalda fıyatların ser- best olmaması sigortacıları, hayatta da- ha kaliteli hizmet ve değişik ürün reka- betine doğru itiyor. 1990 yılında hayat dahnda birçok yeni ürünün piyasaya su- nulduğu dikkat çekiyor. Sigortacılar, 1990 yılında bu daldaki gelişmeleri de "Hayat sigortası bu yıl ayrı olarak şir- ketleşmeye başladı. 1990 yılında hayat priminin toplam prim içinde pa>ı biiyü- dü. 2-3 yıl önce hayat sigortasının payı yüzde 5 iken, bu yıl >uzde 20'ye dek çık- lı. Tanıtım faaliyetlerine daha çok önem \erildi" diye açıklıyorlar. Sigorta sektorü için hükümetçe hazır- lanan şeni Sigorta Kanunu'ndaki "Ha- yat sigortalan ayrı bir şirket tarafından yünilülecek" maddesi, henüz kâğıda dö- Yaşlıhk, emeklilik, ölüm, sağlık gibi doğrudan insana yönelik sigorta türlerini kapsayan hayat sigortası, 1991'de sigortacılık sektörünün 'can simidi' olarak görülüyor. Bu alanda şirketler yüksek prim hedefliyorlar. Büyük şirketler hayat dalında ayrı firmalar kuruyor. Bu yıl çıkması beklenen Sigorta Kanunu'na şimdiden hazırlanan Anadolu Sigorta ilk adımı attı. Güneş, Halk, Şark Sigorta ve Hürriyet grubu da onu izliyor. '91 Hayat Sigortası hedefleri (milyon TL) ŞKtt Ak Anadolu Ankara Başak Batı Biıiik Genel Güneş Güven Halk Sigorta Hayat Hayat Hür Imtas Hayat Merkez Oyak Seker Ray Şark 1090 (*) 30000 175000 10000 14000 1500 600-700 9000-10000 22000 3000 135-140 135-140 7000-7500 70 800-1000 2500 j 2500 4500 vermedi edinilemedi 1991 (**) 80000 belirtemedi 26OOO-270OO 21000 5300 1500 30000-3500 50000 10000 320 320 40000-450000 70 5000-8000 40000 10000 8000 vermedi edınitemedi (*)Tahmini(")Hedef külmeden sektörün bu dala ayrı bakma- sına neden oldu. İlk adımı Anadolu Si- gorta atarak 10 milyar sermayeyle Ana- dolu Hayat Sigortası'nı kurdu. Güneş Si- gorta, Halk ve Şark Sigorta da 1991 yılı içinde hayat sigortası dalında faaliyet gösterecek yeni şirketler kurmak için tüm hazırlıklannı tamamladı. Hürriyet gazetesinin de önümüzdeki yıl Hür Ha- yat adında yeni bir şirket kuracağı açık- landı. Kanunun yürürlüğe girmesiyle sa- dece hayat dalında hizmet verecek olan şirketlerin daha da artması bekleniyor. Sigortacılar, hayat şirketlerinin kurulma- sının hayat sigortasını geliştireceğinde birleşiyorlar. Hayat Sigorta Genel Mü- dürü İhsan Karagöz, "Bu yıl içinde bir- çok yeni ürün piyasaya çıktı. Hayat şir- ketlerinin kurulmasından sonra başka yeni poliçeler de piyasaya çıkacak. Şir- keller mevcul pastadan pay kapmak ye- rine pastayı büy ulmeye çalışacaklar. Ve sonuçta hayat o kadar konuşulan bir ko- nu olacak ki ister istemez herkes ben de alayım diyecek. Böylece hem kentte hem de kırsal kesimde hayat sigortasının yay- gınlaşması önlenemeyecek" diyor. Son yıllarda yıldızı parlayan, 1991 yı- lında ise sigortacılığın umudu olan ha- yat sigortasında en büyük sorun olarak acenteler gösteriliyor. Şimdiye dek acen- telerin seçiminde gereken önemi verme- yen bazı sigorta şirketlerinin 1990 yılın- da bu konuya daha büyük bir önem gös- terdikleri dikkat çekiyor. Birçok şirket yöneticisi Sigorta Murakabe Kanunu'n- da yer alan Acenteler Yönetmeliği'nin yeniden elden geçirilmesi gerektiğinde birleşiyorlar. Sigorta Murakabe Kanunu'nda yer alan Acenteler Yönetmeliği'nin yetersiz kaldığını vurgulayan sigortacılar, yeni bir kanun hazırlanması gerektiği üzerinde duruyorlar. "Bir iş yapayım derken he- yecanla yola çıkılıyor. Daha sonra hüs- rana ugranıyor" diyen Güven Sigorta Genel Müdürü Aytekin Tece, acenteler- de teminatların arttırılması görüşünde. Tece, "Şirketler 10 milyon degil, iş ölçü- sünde 300 milyon liraya dek çıkan temi- nat istiyorum diyebilirier" diyor. Merkez Sigorta Genel Müdürü Alaattin Büyük- kaya ise acentelere de hukuksal sorum- luluk getirilmesi gerektiğini söylüyor. Büyükkaya, "Acente herhangi bir yan- lış yapttğında faturası ona da olmalıdır" diye belirtiyor. Büyükkaya, acenteler so- rununun çözümu için şu öneriyi getiri- yor: "Sigorta poliçelerinin daha yaygın bir şekilde satılması lazım. Bunun için de Türk sigorta sektörünün produktörlük sistemine gereksinimi var. Produktörlük, şahısların poliçe satması anlamına geli- yor. Sektörün 6 bin acenteye degil. 60 bin satıcıya ihtiy-acı var. Prodüktörier Milli Piyango salıcılan gibi çalışmalı. Sattığı policelerden stopaj odemeli, gelirler ver- gisi, kurumlar vergisi ya da peşin vergi- ye tabi olmamalı. Bu sistem getirildiğin- de bence tüm sorunlar çözümlenecek. Bu sistemle şirketler de geniş kitleiere po- liçe sattırmak için prodüklorlere eğitim programlan düzenleyecek. Ve böylece egiülmiş satıcılar ortaya çıkacak." Acentelerin eğitilmesi gerektiğine de değinen birçok sigortacı, eğitimin ön pla- na alınması gerektiğini savunuyor. Bazı sigortacılar, bankalara ya da holdingle- re acentelik verilmesini eleştiriyorlar. Bu göruşu p*aylaşan sigortacılar, "Türkiye'de bankalann acentelik yapması çok yaygın. Şirketin önce acentenin karnını doyur- ması gerekiyor. Bankalar buna engel olu- yor. Aynca bazı şirketler, calıştıkları hol- dinglere acentelik kisvesi altında indirim yapıyor" diye yakınıyorlar. ABD, helikopter savaşında iddialı ANKARA (ANKA)— Washington > un Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizas- yon çalışmalarında önemli bir yer tutan 1.6 milyar dolarhk helikopter üretim pro- jesini almaya kararlı olduğu, bu amaçla Eximbank kredi koşullarında değişiklik yaptığı öğrenildi. ABD Eximbank'ı 200 adet çok amaçlı helikopter üretimini öngören proje için taahhüt ettigi krediyi "Sikorsky koşulu" na bağlamaktan vazgeçti. Böylece 1.37 milyar dolarlık Eximbank kredisinin iha- leyi Sikorsky'nin dışında bir Amerikan Hrmasının kazanması halinde de sağla- nacağı bildirildi. Ankara'daki ihaleye yakın diplomatik kıwnaklar, ABD Eximbank'tn tutum de- ğişikliğini bir "haksızhk" giderme şek- Hnde yorumlarken Washington'un ilk başta ABD firmalan arasında "ayrım- cılık" >-apmasının büyük bir hata oldu- ğunu savundular. Buna karşın ANKA muhabirine görüş bildiren bir Tüık yet- kili, "\^ashington. bu ihaleyi alma>a ka- rarlı. Şansı da çok yüksek. " şeklinde konuştu. ihaleye "Black Hawk" helikopterteriyle katılan ABDli Sikorsky firması, geçen yıl Emniyet'le anlaşma yaptı. Akaryakıt vergisi yine arttıPetrol fiyatlan yükseldiği sırada, aşırı zam yapmamak için düşürülen akaryakıt vergi ve«fonları yeniden y'ükseltildi. Ancak akaryakıt tüketim vergisindeki 5.5, destekleme fiyat istikrar fonundaki 2.5 puanlık bu artış, tüketiciye yansıtılmayacak, akaryakıt fiyatlan değişmeyecek. ANKARA (ANKA) — Akaryakıt tü- ketim vergisi ile akaryakıt ve hampetrol ithalatından ahnan destekleme Tıyat is- tikrar fonu oranları 1 ocaktan itibaren arttırıldı. Petrol Ofisi Genel Müdürü Uğur Tevfîk Dogan, oranlann arttınlma- sının akaryakıt fiyatlarım etkilemeyece- ğini bildirdi. Akaryakıttan alınan akaryakıt tüke- tim vergisi oranlan 1 ocaktan itibaren kalorifer yakıtı dışmdaki urünler için 5.5 puan, ithalattan alınan DFİF primi ise 2.5 puan yukan çekildi. Bu düzenlemeyle birlikte akaryakıt tüketim vergisi süper ve normal benzin için yüzde 79.5, gaz- yağı için yüzde 74.5, motorin için yüzde 64.5 olarak uyguianacak. Kalorifer yakıtı için yüzde 25 olan ATV ise yüzde 27'ye çıkanlch. Ekim, ka- sım ve aralık ayları içinde yüzde 5'e in- dirilen Destekleme Fiyat İstikrar Fonu primi ise yüzde 7.5'e yükseldi. Yeni akar- yakıt tüketim vergisi oranlan ile DFİF primi 31 Ocak 1991 tarihine kadar uy- gulanacak. 1 şubattan itibaren ise akar- yakıt tüketim vergisi oranlan, normal ve süper benzin için yüzde 85'e, gazyağı için yüzde 80'e, motorin için yüzde 70'e, fuel- oil ve kalorifer yakıtı için yüzde 29'a yük- selecek. DFİF primi ise yüzde 10 olacak. Zam yapılmayacak Petrol Ofısi Genel Müdürü Uğur Tev- fik Doğan, akaryakıt tüketim vergisi oranlan ile DFİF priminin arttırılması- nın satış fiyatlanna yansıtılmayacağmı bildirdi. Doğan, artan oranlar karşısın- da pompa fiyatlanna zam yapılmasının, TUPRAşın artan oranlarının getirece- ği maliyet kadar rafineri çıkış fiyatmı dü- şürmesi ile engellendrğini bildirdi. Krize önlemdi Akaryakıt tüketim vergisi ve DFİF oranlan, Körfez krizinden sonra artan hampetrol fiyatlarının iç piyasadaki akaryakıt fiyatlannı daha fazla etkileme- sini önlemek üzere Bakanlar Kurulu ta- rafından ekim ve kasım aylannda uygu- lanmak üzere kalorifer yakıtı dışındaki ürünlef için ll'er puan düşürülmüştü. Kriz koşullannın devam etmesi üzerine düşük oranlann uygulanmasına aralık ayı süresince de devam edilmişti. Bu oranlar ocak ayında ilk haline göre 5.5 puan indirimli uygulanacak. 1 şubattan itibaren ise indirim tümüyle kalkacak. 1991 'E GİRERKENİHRACAT Eıracatta gerileme dönemi199O'da yaklaşık 12.5 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatm bir önceki yıla oranla reel olarak gerilediği belirtiliyor. Hükümetin 1991 programında ise 14.1 milyar dolarlık ihracat öngörülüyor. Ekonomi Servisi— İhracat sektöründeki duraklama geçen yıl da sürdü. İlk kez 1987 yılın- da 10 milyar dolar barajını asa- rak 10.19 milyar dolara ulaşan ihracat 1988 yılında da gelişimi- ni sürdürerek 11.66 milyar dola- ra ulaşmıştı. 1989'da 11.62 mil- yar dolarla "yerinde sayan" ih- racatın 1990 yılı sonu itibarıyla 12.5 milyar dolar olarak gerçek- leşmesi.bekleniyor. Hükümetin 1991 programında ise 14.1 mil- yar dolarlık ihracat öngö- rülüyor. 1990 yılında ulaşılması bekle- nen 12.5 milyar dolarlık ihracat rakamı 1989'a ait 11 milyar 627 milyon dolarlık rakama göre yüzde 7.5 oranında artışı ifade ediyor. Ancak ihracat istatistik- İhracat rakamları (milyon dolar) Sektörter Tarım Madencılik Imaiat Sanayıı Tüketim mallan Ara mallan Yatırım mallan TOPUM 1989 931.8 410.8 10284.3 5790.8 3740.7 752.8 1162S.9 1990 (•) 908.0 349.0 10943.0 6390.0 3652 0 901.0 12200.0 1991 (") 1198.0 395.0 12507 0 7142 0 4225.0 1140.0 14100.0 (*) Tahmıni (**) Program hedefi lerinin ABD Doları bazında ya- pılması ve bu para biriminin ge- çen yıl boyunca Alman Markı- na göre yaklaşık yüzde 12 ora- nında değer yitirmesi, hesapla- rı biraz karıştırıyor. örneğin 1989 yılı sonundaki dolar-mark çapraz kurunun 1990 yılı sonu- na kadar hiç değişmediği varsa- yıldığında Türkiye'nin toplam ihracatı 11 milyar 62 milyon do- lara geriliyor. Ya da toplam ih- racat, yıl sonunda geçerli olan Merkez Bankası kurlarıyla Al- man Markı cinsinden hesaplan- dığında 1989'da 19.7 milyar mark olan rakamın geçen yıl 18.7 milyar marka düştüğü or- taya çıkıyor. Bu yöntemle yapı- lan hesaplamada ihracatın yüz- de 4.8 oranında gerilemeye uğ- radığı anlaşılıyor. Türktrade Yönetim Kurulu Başkanı Evren Artam da 1990 yılı değerlendirmesinde, ihraca- tın büyük bir bölümünün Al- man Markı ve diğer Avrupa pa- ra birimleri tercih edilerek yapıl- dığına dikkat çekerek "Reel baz- da yapılacak bir değerlendirme sonucunda ihracatta izlenen ar- tışın fiklif bir nitelik taşıdığı. 1990 yılı ihracatımızın reel ola- rak aslında duraklama ya da azalma eğiliminde olduğu anla- şılır" diyor. İhracat sektöründeki durakla- ma başta vergi iadesi olmak uze- re birçok teşvikin kaldırılması- na bağlanıyor. Vergi iadesi sis- temine bağlı olarak büyüyen dış ticaret sermaye şirketlerinin ge- rilediği ve arkasında üretici gü- cü olmayan şirketlerin sıkıntılı bir dönem geçirdikleri vurgula- nıyor. İhracat sektörünün temsilcile- ri geçen yıldan "miras kalan" sorunlan şöyle özetliyorlar: Döviz kurlan: İhracatçının sırtındaki en büyük kambur, dü- şük döviz kuru politikası. Enf- lasyon oranı resmi rakamlara göre yüzde 60 civarındayken dö- viz kurlanndaki artışın yüzde 30 civarmda tutulması, ihracatçıyı yüzde 50 oranında bir zararla karşı karşıya bırakıyor. Körfez krizi: Irak ve Kuveyt'e uygulanan ambargo bu ülkele- re yapılan ihracatı tamamen durdururken, İran ve Suudi Arabistan'a yapılan ihracat da önceki yıllara oranla azalma gösteriyor. 1989 yılının ilk 9 ayında Körfez ülkelerine 1 mil- yar 183 milyon dolarlık ihracat yapılmışken 1990'ın ilk 9 ayın- daki ihracat 914 milyon dolara geriledi. Ancak SSCB pazarının gelişmesi, ihracatçılara umut ve- riyor. Alacaklan 1991 yılına ilişkifı Destekleme Fiyat İstikrar Fonu listesindeki mal sayısı 116'dan 82'ye indirildi. Fon şu anda, ih- racatçılara 300 milyar lira dola- yında borçlu. Yeni teşvikler DPT tarafın- dan hazırlanan ve 13 kasımda yürürlüğe giren Döviz Kazandı- ncı Faaliyetleri Teşvik Tebliği'n- de yer alan bazı maddeler sek- tör için umut vaat ediyor. Yeni düzenlemede, serbest bölgeler- den yapılacak ihracat da ihracatı teşvik kapsamına sokuldu. Ay- rıca Irak ve Kuveyt'e ihracat yapmak üzere teşvik belgesi alan, ancak ambargo nedeniyle ihracatı gerçekleştiremeyen fir- malara, aym ürünü başka bir ül- keye ihraç etmek üzere 2 aylık ek süre tanındı. Irak ve Kuveyt'e ihraç edilecek olan malların üretimi için ithal edilen hammadde, yardımcı madde veya ambalaj malzeme- lerin günırüğe terk edilerek ia- de edilebilmesine olanak tanıdı. 3 milyon dolardan daha fazla ih- racat gerçekleştiren imalatçı ih- racatçılara da Eximbank tara- fından ucuz kredi verilmesi ka- rarlaştırıldı. IŞÇTMN EVREN1NDEN ŞUKRAN KETENCİ Sınav GünleriHerkesin kendı hesabına, başta kendi haklarının ne ka- dar sahibi olduğunun ve ne kadar demokrat, insan, işçi hak- larının yanında yer alabildiğinin sınavından geçeceği gün- leri yaşıyoruz. Bugün 3 ocak, kendisini işçi sayan, işçi haklarının veril- mesini isteyen herkesin, Türk-İş ve bütün diğer sendıkala- rın aldıkları karar çerçevesinde işe gitmemiş olması gereki- yor. Hükümetten gelen, özerk televizyonun tek yanlı bir bom- bardıman halinde yaptığı tehditlerden korkmak kişiyi işçilik ve hak bilinci sınavında sıfır not almaktan kurtaramaz. Elbette Türkiye'de yaşayan herkes yürürlükteki anayasa ve 2822 sayılı toplu pazarlık yasası çerçevesinde genel gre- vin yasak ve suç olduğunu biliyor. Bu böyle olduğu içindir ki, Türk-İş karar alırken genel grev yapıyorum' diyemiyor. Yasaklı hukuk düzeninden bir kaçış olarak adını 'genel eylem' koyup, fiili 'bir gün işe gitmeme' olarak tanımlıyor. Yine Türkiye'de yaşayan herkesin üzerinde düşünmesi, bilmesi gereken bazı önemli gerçekler daha var: Rejimine demokrasi adını vermiş ülkelerin hiçbirinde anayasa ve ya- salar işçilere genel grev hakkını yasaklayamıyor. Genel grev ve yasaksız grev hakları temel insan hakları ve demokrasi ile özdes haklar kabul ediliyor. Bu nedenledir ki basta Ulus- lararası Çalışma Örgütü ilgili bütün uluslararası sözleşme ve ilkelerde ülkelerin işçilere bu hakları vermeleri zorunlu kılı- nıyor. Yine aynı nedenle Türkiye işçilerine yasalar ile hakla- rını yasaklamış ülke olarak, sürekli uyarı alıyor. Turkiye'den yasakları kaldırması istenıyor. Bir ülkede, haklar, haksız biçimde, yasalarla da olsa, ya- saklanmışsa, haklarm kazanılması için hakları gaspedilen- lerin hak mücadelesı vermeleri gerekir. Hakları gaspetmiş olanların, haklarını gaspettiklerine ihsan-bağış niteliğinde haklannı geri verdikleri gorülmüş değildir işçiler genel grev hakkını kazanmak istiyorlarsa, işçiler siyasi ıktıdarın kendi- lerine karşı uyguladıkları politikaya karşı iseler, bunu pro- teslo etmek istiyorlarsa, bedelini de göze alarak bunun mü- cadelesıni vermek zorundadırtar. Kendı hakları için müca- dele etmeden, bedelini göze almadan yakınmak, insanları sadece başkalannın bir ölçüde acıdıkları bir konumda ya- şamaya mahküm eder. Muhalefet partileri, çoğu parti programlarına da geçirmiş olarak. işçilerin grev hakkı önündeki yasaklara karşı çıkmış- lar, genel grev hakkını savunmuşlardır. Sendikaların genel grev hakkını kullanma ve kazanma sınavlarında, izleyecek- leri politikalar ile parti güçlerini kattıkları ölçüde sınav vere- ceklerdir. Desteklerinin sözde ve sadece politika mı oldu- ğunu, yoksa gerçekten hakları mı savunduklannı göstere- ceklerdir. İktidar ya da hükümet işin başında çok kötü sınav vermiş olmakla birlikte, hâlâ pek çok noktada dönüş yapma, puan alma şansına sahiptir. Türkiye'nin çağ atladığını öne süren- ler, AT'ye giriş başvurusu yapmış ve her gün temcit pilavı gibi demokrasiden, demokrat olduklarından söz edenler için not alabılmek üzere hâlâ bütün kapılar açıktır. Hâlâ bugün işe gitmeyen işçilerin yasal suç işlediklerini söylemek yeri- ne, bizi utandıracak bir sürpriz yapıp 'Çağdaş ülke olmanın, demokrasiye inanmanın gereği olarak işçinın grev hakkı önündeki çağdışı anayasa ve yasa hükürnlerini kaldıracağız, grevi ve genel grev hakkını yasadışı olmaktan çıkaracağız' deme şansına sahipler. Hükümetin birkaç gündür sürdür- düğü tehditleri doğrultusunda uygulamaya kalkışmasının. kendi iktidarları adına akılcılık olduğu kamsını hiç mi hiç ta- şımıyoruz. Ve yarın 4 ocak. Bir ayı aşan süre ile sadece Türkiye'nin değıl, dünyanın da en önemli hak arama ve direnme sınavı örneklerinde birini vermiş olan maden işçilerinin, seslerini duyurmak üzere Ankara'ya geleceklerini ilan ettıkleri gün. Maden işçilerinin Zonguldak'ta her gün eşlerini, çocuklan- nı bütün bir kentin insanının desteğini katarak onbinlerle yağ- mur, çamur demeden sokaklarda saatlerle yürümelerı. pro- testo eylemlen yapmaWı, sloganları ile haykırmaları hükû- meti uyarmaya yetmedi. Başbakan ve bakanların haftalar- dır, televizyondan kamuoyuna açıkladıkları 'maden işçisine verdik' dedikleri paraiarı vermediklerini geçen yılın son gü- nü ile bu yılın ilk gününde yapılan Başbakan-Genel Maden- İş zirvesi ortaya çıkardı. Halka işçinin cebine girecek çıplak, net ücret, brüt ücret diye açıklanan aylık rakamların günlük yevmiyelere dökümü yapıldığında, kapalı kapılar arkasında yarı yarıyanın da altına inen rakamlar ortaya çıktı. Başba- kan'ın görüşmeterin kesildiğini bildiren acıklaması televiz- yondan yayımlanırken, gazetecilerin 'Verdiğinizi söylediği- niz rakamların işçi yövmiyelerindeki karşıhğı ne?' sorusuna yanıt vermediği bölüm kesilerek gerçek halk yığınlarmdan saklanmak istendi. Böylece halkı bir süre rakam oyunları ile aldatabilecekleri hesabını yapmış olabilirler. Ya bir ayı aşan bir zamandır, her gün sokaklarda direnme sınavının en güçlü örneğıni veren madencileri kandırabilirler mi? Madenciler Zonguldak'ta en güçlü direnme sınavını veri- yor olsalar da başta televizyonda uygulanan sansür ile Türk kamuoyundan soyutlandıkları duygusunu yaşıyorlar. Anka- ra'ya, Çankaya'ya çay içmek üzere gelme kararlarının ge- rekçesi. içinde bulundukian koşulları, sorunlan başkente ta- şımak, seslerini duyurabilmek. Maden işçilerinin Ankara'ya geliş eylemi, başta hükümet, muhalefet partileri, kendilerini işçi haklarının, demokrasinin, insan haklarının yanında sayan herkes ve her örgütün ikin- ci bir sınavdan geçişi olacak. Başta işçiler. sendikalar, siya- sal partiler, maden işçilerinin Ankara'ya gelişı ile ilgili eylem ve katkıları ile nerede, neyin, kimin yanında olduklannın ser- gilemesini yapacaklar. Sözün kısası herkesin, her örgütlen- menin nerede olduğunun sınavını verdiği, sınavdan kaça- mayacağı, kaçamaklarla kurtulamayacağı, zorlu sınav gun- lerini yaşıyoruz. Herkese, her örgütlenmeye insan hakları, demokrasi, işçi hakları sınavında, bu zorlu sınavda başarı- lar dileği ile... Taner 23 puan yanıldı (Baftarafı 1. Sayfada) lefon trafiği yaşandı. TBMM Başkanı'nın yen yıl mesajı, Zonguldak grevi ve bugün işçi eylemlerinin değerlendirildiği bu görüşmelerde Devlet Baka- nı Işın Çelebi'nin sert çıkışı da ele alındı. Çelebi'nin tavnnın 'samimi olmadığını', üslubunun da 'çok saldırgan' olduğunu sa- vunanANAP yöneticileri, özet- le şu görüşleri dile getirdiler: "Devletin bâzı makamlan arasında çelişki olabilir. Ama yangına benzin dökerek gitmek yerine bizim daha bhieştirid oi- mamız lazım. Kaldı ki Işın Bey-in sıkıntısı belli. O şimdi Güneş Taner'in yerine oynuyor. Bunun için de her fırsatı deger- lendirmeye, Cumhurbaşkanı- nın gözüne girmeye çalışıyor. tşin daha ilginci bugün hükii- metimizin onünde bunca kritik ve ağır sorunlar varken bakan- larımızın Meclis Başkanı ile sürtttşmeye girmelerini anla- makta da güçliik çekiyoruz." ANAP yöneticileri, Güneş Taner'i de eleştirerek "Gnneş Bey'in de ne yapmak istediğini çözmek güç" dediler. ANAP yöneticileri, Taner'in istifa ede- rek sonra da bu istifa kabul edilmeyeceği için bir tür 'güven tazeledi' imajı vermeye çalıştı- ğını öne sürdüter. Enflasyon yüzde 53 Bu arada DİE'de hesapmala- rı son aşamaya gelen 1990 yılı entlasyonun yüzde 53 düzeyin- de gerçekleştiği öğrenildi. He- nüz kesin sonuçlann alınmadı-, ğı, ancak toptan eşya fiyatlann- da yübaşı-yılsonu artış oranının yüzde 51-52 civannda, yıllık or- talama satış oranının da yüzde 53.2-53.4 düzeyinde olduğu be- lirtiliyor. Devlet Bakanı Güneş Taner ise yılbaşı - yılsonu toptan fi- yat artışının yüzde 30'lu rakam- larda gerçekleşmemesi halinde istifa edeceğini bildirmişti. Bazı uzmanlara göre Körfez krizinin olumsuz etkileri yasan- masaydı Taner'in 30'lu rakam- lar hedefi yüzde 37-38 düzeyle- rinde gerçekleşebilecekti. Söz konusu uzmanların hesabına göre Körfez krizinin enflasyon üzerinde 13-14 puanhk bîr etki- si oldu. Güneş Taner'in DİE fiyat en- dekslerinin kesinleşmesinden sonra yarın bir basın toplantısı düzenleyerek istifasını açıklaya- cağı ve Başbakan Akbuiut'a su- nacağı kaydediliyor. Başba- kan'ın ise istifayı kabul etmeye- rek Taner'in aynı görevini sür- dürmesini isteyeceği belirtiliyor. ZİVERBEY KÖŞKÜ İlhan Selçuk 12. bası 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Çajtaloğlu-tstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle