Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13
SERBEST PİYASADA DÖVİZ
ABDDolan
Bat M m » Marto
IsviÇFB Ffsnçi
HotandaRanni
ingSzStatni
Fnnsız Ffsnçı
lOOİtalyanUrati
S.ARıyali
Avusturya Sıftni
Döviz Int ($) =
Alış
2965
1965
2325
1740
5700
580
260
770
277
Saoş
2975
1990
2335
1750
5750
585
265
780
262
2929
M.TIN eÜMÜŞ
Cumhuriyet
Reşat
24 ayar attm
22 ayar bilezik
900 ayar gümûş
Vakıfbank Altını
Iıraat Artım
HatkMtın
MBanlas 1 Ons S
TL IrrCerDanla Ort
Aliş
246.000
270.000
37.550
33 500
423
203.000
205 000
205 000
39105
Faiz (%) =
Satış
251000
280.000
37.600
36 900
450
208.000
210.000
210.000
392 70
= 6282
Döviz munzatn
karsılıkları
• ANKARA (UBA) —
Merkez Bankası, bankalann
döviz tevdiat hesaplan
munzam karşıhk faizlerini
ylikseltti. tsviçre Frangı
dişındaki tüm dövizler için
munzam karşıhk faizlerinin
arttmlması bankalara döviz
hesaplan açısından da
rahat nefes aldıracak.
Merkez Bankası tdare
Meclisi, bankalann Merkez
Bankası nezdindeki döviz
tevdiat hesaplan karşılığı
tesis edilen munzam
karşıhk faizlerini şöyle
belirledi: Döviz cinsi: ABD
Dolan, faiz oranı (yüzde):
4.5000, Alman Markı:
4.6875, Fransız Frangı:
4.9375, Hollanda Florini:
4.6564, İsviçre Frangı: 4.4063.
Esnafa verilen
kredi
• ISPARTA (AA) —
Isparta Esnaf Kefalet
Kooperatifi tarafından
geçen yıl ilde 2 bin 900
esnafa toplam 3 milyar 353
milyon lira tutannda kredi
verildiği bildirildi. Isparta
Esnaf Kefalet Kooperatifi
Başkanı Tevfik Önem, 1954
yılında kurulan
kooperatifin 3 bin 23 üyesi
bulunduğunu belirterek
1991 yılında 5 milyar lira
dolayında kredi dağıtmayı
planladıklarını açıkladı.
SSCBilebavul
ticareti
• TRABZON(AA) —
Trabzon limanının serbest
bölge kapsamına alınması
ve Karadeniz bölgesi
ekonomik işbirliği
çahşmalannm baştattığı
süreçte, yakın gelecekte
Türk-Sovyet Bankası'nın
kurulmasının zorunlu
olduğu bildirildi. Trabzon
Ticaret ve Sanayi Odası
(TTSO) Yönetim Kurulu
Başkanı Cevdet Eyüboğlu,
Sarp sınır kapısının
açılmasının ardından
gelişen bavul ticareti
çerçevesinde bankacıhk
hizmetlerinin de büyük
ölçüde arttığına işaret
ederek böyle bir bankanın
kurulması gerektiğini belirtti.
Eski Paktas'ta
mali kriz
• ADANA (AA) — Sümer
Tekstil Işletmeleri AŞ
(SÜTİ) tarafından
işletüirken KİTleştirilerek
E>evlet Malzeme Ofisi'nin
(DMO) bağlı ortaklığı
olarak kurulan Akdeniz
Sanayi ve Ticaret
lşletmeleri AŞ
(AKSANTAŞ) statüsü ile
faaliyetini sürdüren Adana
Paktaş Tekstil
Fabrikaları'nın, ilk yılı
geride bırakırken, ciddi
mali kriz ile karşı karşıya
bulunduğu bildirildi.
AKSANTAŞ Genel Müdürü
Oral Türkdoğan, yeni mali
kaynaklann devreye
sokulmaması halinde
fabrikalann kısa sürede
eski haline döneceğini
bildirdi.
GAP Master
Plam'na
eleştiri
• ANKARA/İSTANBUL
(UBA) — Prof.Dr. Uçkan
Geray'ın, hazırladığı
raporda GAP master
planının ihale yoluyla
yabancı uzman ağırlıklı bir
firmaya yaptınlmasmın ve
DPT'nin devre dışı
bırakılmasının önemli
sakıncalan olduğu
beürtildi. Orman
Mühendisleri Odası
tarafından kitap haline
getirilen raporda GAP
bölgesinin kalkınma
planııun gecikmiş ve bu
gecikmenin aşırı bir hızla
ve master düzeyinde
çözüme bağlanmak
istendiği ifade edilerek
"Her ne kadar
üniversitelerle yardımlaşma
biciminde birtakım
gösterişli ifadelere
rastlanıyorsa da ülkedeki
genel tutumun paraleünde
bu örnekte de gerçekten
ilgili olan kıırum ve kişilere
başvurmaksızın işterin
yürütülmeye çalışıldığı .
görülüyor" denildi.
Sigortaya4
hayat' öpücüğti
ESER ATİLLA
Türk sigorta sektörü 1991 yılında "ha-
yaf'Ia hayat bulacak. Son yıllarda öne-
mi giderek artan hayat sigortası, sektö-
rün can simidi olarak gösteriliyor! Sigor-
ta şirketleri, önümüzdeki yıl için hayat
branşı dışında mütevazı bir artış hedef-
lerken, hayat sigortasındaki prim artışı
hedefleri sınır tanımıyor.
1989 yılında hayat dalında 151 milyar
996 milyon liralık prim toplayan sigorta
şirketleri, 1990 yılında bu daldan topla-
nacak primlerin yaklaşık yüzde 200 ar-
tışla 450 milyan aşmasını bekliyorlar.
1991 yılı içinse birçok şirketin yüzde
200-300'lük artış hedeflediği, hatta yüz-
de 500-1500'lük artış bekleyen şirketle-
rin de bulunduğu gözleniyor. Son yıllar-
da hayat sigortasındaki bu büyük pat-
lama için sigortacılar, "Herkesin gelecek-
ten endişesi var. Bu aşamada hayat sigor-
tası gelişiyor, genişlijor" diyorlar.
Hayat Sigortası; yaşlılık, emeklilik,
ölüm, sağlık v.s. gibi sigorta türlerini
kapsıyor. Doğrudan insana yönelik olan
hayat sigortası, en uzun vadeli sigorta tü-
rü olarak tammlanıyor.
1990 yılında hayat sigortasında birçok
önemli adımın atıldığı göze çarpıyor. Bu
yıl ilk kez rekabete açılan sigorta sektö-
rü, hayat dışında daha çok fiyat rekabe-
tine soyunurken, bu dalda fıyatların ser-
best olmaması sigortacıları, hayatta da-
ha kaliteli hizmet ve değişik ürün reka-
betine doğru itiyor. 1990 yılında hayat
dahnda birçok yeni ürünün piyasaya su-
nulduğu dikkat çekiyor. Sigortacılar,
1990 yılında bu daldaki gelişmeleri de
"Hayat sigortası bu yıl ayrı olarak şir-
ketleşmeye başladı. 1990 yılında hayat
priminin toplam prim içinde pa>ı biiyü-
dü. 2-3 yıl önce hayat sigortasının payı
yüzde 5 iken, bu yıl >uzde 20'ye dek çık-
lı. Tanıtım faaliyetlerine daha çok önem
\erildi" diye açıklıyorlar.
Sigorta sektorü için hükümetçe hazır-
lanan şeni Sigorta Kanunu'ndaki "Ha-
yat sigortalan ayrı bir şirket tarafından
yünilülecek" maddesi, henüz kâğıda dö-
Yaşlıhk, emeklilik, ölüm,
sağlık gibi doğrudan
insana yönelik sigorta
türlerini kapsayan hayat
sigortası, 1991'de
sigortacılık sektörünün
'can simidi' olarak
görülüyor. Bu alanda
şirketler yüksek prim
hedefliyorlar.
Büyük şirketler hayat
dalında ayrı firmalar
kuruyor. Bu yıl çıkması
beklenen Sigorta
Kanunu'na şimdiden
hazırlanan Anadolu
Sigorta ilk adımı attı.
Güneş, Halk, Şark Sigorta
ve Hürriyet grubu da onu
izliyor.
'91 Hayat Sigortası hedefleri
(milyon TL)
ŞKtt
Ak
Anadolu
Ankara
Başak
Batı
Biıiik
Genel
Güneş
Güven
Halk Sigorta
Hayat
Hayat
Hür
Imtas Hayat
Merkez
Oyak
Seker
Ray
Şark
1090 (*)
30000
175000
10000
14000
1500
600-700
9000-10000
22000
3000
135-140
135-140
7000-7500
70
800-1000
2500 j
2500
4500
vermedi
edinilemedi
1991 (**)
80000
belirtemedi
26OOO-270OO
21000
5300
1500
30000-3500
50000
10000
320
320
40000-450000
70
5000-8000
40000
10000
8000
vermedi
edınitemedi
(*)Tahmini(")Hedef
külmeden sektörün bu dala ayrı bakma-
sına neden oldu. İlk adımı Anadolu Si-
gorta atarak 10 milyar sermayeyle Ana-
dolu Hayat Sigortası'nı kurdu. Güneş Si-
gorta, Halk ve Şark Sigorta da 1991 yılı
içinde hayat sigortası dalında faaliyet
gösterecek yeni şirketler kurmak için
tüm hazırlıklannı tamamladı. Hürriyet
gazetesinin de önümüzdeki yıl Hür Ha-
yat adında yeni bir şirket kuracağı açık-
landı. Kanunun yürürlüğe girmesiyle sa-
dece hayat dalında hizmet verecek olan
şirketlerin daha da artması bekleniyor.
Sigortacılar, hayat şirketlerinin kurulma-
sının hayat sigortasını geliştireceğinde
birleşiyorlar. Hayat Sigorta Genel Mü-
dürü İhsan Karagöz, "Bu yıl içinde bir-
çok yeni ürün piyasaya çıktı. Hayat şir-
ketlerinin kurulmasından sonra başka
yeni poliçeler de piyasaya çıkacak. Şir-
keller mevcul pastadan pay kapmak ye-
rine pastayı büy ulmeye çalışacaklar. Ve
sonuçta hayat o kadar konuşulan bir ko-
nu olacak ki ister istemez herkes ben de
alayım diyecek. Böylece hem kentte hem
de kırsal kesimde hayat sigortasının yay-
gınlaşması önlenemeyecek" diyor.
Son yıllarda yıldızı parlayan, 1991 yı-
lında ise sigortacılığın umudu olan ha-
yat sigortasında en büyük sorun olarak
acenteler gösteriliyor. Şimdiye dek acen-
telerin seçiminde gereken önemi verme-
yen bazı sigorta şirketlerinin 1990 yılın-
da bu konuya daha büyük bir önem gös-
terdikleri dikkat çekiyor. Birçok şirket
yöneticisi Sigorta Murakabe Kanunu'n-
da yer alan Acenteler Yönetmeliği'nin
yeniden elden geçirilmesi gerektiğinde
birleşiyorlar.
Sigorta Murakabe Kanunu'nda yer
alan Acenteler Yönetmeliği'nin yetersiz
kaldığını vurgulayan sigortacılar, yeni bir
kanun hazırlanması gerektiği üzerinde
duruyorlar. "Bir iş yapayım derken he-
yecanla yola çıkılıyor. Daha sonra hüs-
rana ugranıyor" diyen Güven Sigorta
Genel Müdürü Aytekin Tece, acenteler-
de teminatların arttırılması görüşünde.
Tece, "Şirketler 10 milyon degil, iş ölçü-
sünde 300 milyon liraya dek çıkan temi-
nat istiyorum diyebilirier" diyor. Merkez
Sigorta Genel Müdürü Alaattin Büyük-
kaya ise acentelere de hukuksal sorum-
luluk getirilmesi gerektiğini söylüyor.
Büyükkaya, "Acente herhangi bir yan-
lış yapttğında faturası ona da olmalıdır"
diye belirtiyor. Büyükkaya, acenteler so-
rununun çözümu için şu öneriyi getiri-
yor:
"Sigorta poliçelerinin daha yaygın bir
şekilde satılması lazım. Bunun için de
Türk sigorta sektörünün produktörlük
sistemine gereksinimi var. Produktörlük,
şahısların poliçe satması anlamına geli-
yor. Sektörün 6 bin acenteye degil. 60 bin
satıcıya ihtiy-acı var. Prodüktörier Milli
Piyango salıcılan gibi çalışmalı. Sattığı
policelerden stopaj odemeli, gelirler ver-
gisi, kurumlar vergisi ya da peşin vergi-
ye tabi olmamalı. Bu sistem getirildiğin-
de bence tüm sorunlar çözümlenecek.
Bu sistemle şirketler de geniş kitleiere po-
liçe sattırmak için prodüklorlere eğitim
programlan düzenleyecek. Ve böylece
egiülmiş satıcılar ortaya çıkacak."
Acentelerin eğitilmesi gerektiğine de
değinen birçok sigortacı, eğitimin ön pla-
na alınması gerektiğini savunuyor. Bazı
sigortacılar, bankalara ya da holdingle-
re acentelik verilmesini eleştiriyorlar. Bu
göruşu p*aylaşan sigortacılar, "Türkiye'de
bankalann acentelik yapması çok yaygın.
Şirketin önce acentenin karnını doyur-
ması gerekiyor. Bankalar buna engel olu-
yor. Aynca bazı şirketler, calıştıkları hol-
dinglere acentelik kisvesi altında indirim
yapıyor" diye yakınıyorlar.
ABD, helikopter
savaşında iddialı
ANKARA (ANKA)— Washington
>
un
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizas-
yon çalışmalarında önemli bir yer tutan
1.6 milyar dolarhk helikopter üretim pro-
jesini almaya kararlı olduğu, bu amaçla
Eximbank kredi koşullarında değişiklik
yaptığı öğrenildi.
ABD Eximbank'ı 200 adet çok amaçlı
helikopter üretimini öngören proje için
taahhüt ettigi krediyi "Sikorsky koşulu"
na bağlamaktan vazgeçti. Böylece 1.37
milyar dolarlık Eximbank kredisinin iha-
leyi Sikorsky'nin dışında bir Amerikan
Hrmasının kazanması halinde de sağla-
nacağı bildirildi.
Ankara'daki ihaleye yakın diplomatik
kıwnaklar, ABD Eximbank'tn tutum de-
ğişikliğini bir "haksızhk" giderme şek-
Hnde yorumlarken Washington'un ilk
başta ABD firmalan arasında "ayrım-
cılık" >-apmasının büyük bir hata oldu-
ğunu savundular. Buna karşın ANKA
muhabirine görüş bildiren bir Tüık yet-
kili, "\^ashington. bu ihaleyi alma>a ka-
rarlı. Şansı da çok yüksek. " şeklinde
konuştu. ihaleye "Black Hawk" helikopterteriyle katılan ABDli Sikorsky firması, geçen yıl Emniyet'le anlaşma yaptı.
Akaryakıt vergisi yine arttıPetrol fiyatlan yükseldiği sırada, aşırı zam yapmamak
için düşürülen akaryakıt vergi ve«fonları yeniden
y'ükseltildi. Ancak akaryakıt tüketim vergisindeki 5.5,
destekleme fiyat istikrar fonundaki 2.5 puanlık bu artış,
tüketiciye yansıtılmayacak, akaryakıt fiyatlan
değişmeyecek.
ANKARA (ANKA) — Akaryakıt tü-
ketim vergisi ile akaryakıt ve hampetrol
ithalatından ahnan destekleme Tıyat is-
tikrar fonu oranları 1 ocaktan itibaren
arttırıldı. Petrol Ofisi Genel Müdürü
Uğur Tevfîk Dogan, oranlann arttınlma-
sının akaryakıt fiyatlarım etkilemeyece-
ğini bildirdi.
Akaryakıttan alınan akaryakıt tüke-
tim vergisi oranlan 1 ocaktan itibaren
kalorifer yakıtı dışmdaki urünler için 5.5
puan, ithalattan alınan DFİF primi ise
2.5 puan yukan çekildi. Bu düzenlemeyle
birlikte akaryakıt tüketim vergisi süper
ve normal benzin için yüzde 79.5, gaz-
yağı için yüzde 74.5, motorin için yüzde
64.5 olarak uyguianacak.
Kalorifer yakıtı için yüzde 25 olan
ATV ise yüzde 27'ye çıkanlch. Ekim, ka-
sım ve aralık ayları içinde yüzde 5'e in-
dirilen Destekleme Fiyat İstikrar Fonu
primi ise yüzde 7.5'e yükseldi. Yeni akar-
yakıt tüketim vergisi oranlan ile DFİF
primi 31 Ocak 1991 tarihine kadar uy-
gulanacak. 1 şubattan itibaren ise akar-
yakıt tüketim vergisi oranlan, normal ve
süper benzin için yüzde 85'e, gazyağı için
yüzde 80'e, motorin için yüzde 70'e, fuel-
oil ve kalorifer yakıtı için yüzde 29'a yük-
selecek. DFİF primi ise yüzde 10 olacak.
Zam yapılmayacak
Petrol Ofısi Genel Müdürü Uğur Tev-
fik Doğan, akaryakıt tüketim vergisi
oranlan ile DFİF priminin arttırılması-
nın satış fiyatlanna yansıtılmayacağmı
bildirdi. Doğan, artan oranlar karşısın-
da pompa fiyatlanna zam yapılmasının,
TUPRAşın artan oranlarının getirece-
ği maliyet kadar rafineri çıkış fiyatmı dü-
şürmesi ile engellendrğini bildirdi.
Krize önlemdi
Akaryakıt tüketim vergisi ve DFİF
oranlan, Körfez krizinden sonra artan
hampetrol fiyatlarının iç piyasadaki
akaryakıt fiyatlannı daha fazla etkileme-
sini önlemek üzere Bakanlar Kurulu ta-
rafından ekim ve kasım aylannda uygu-
lanmak üzere kalorifer yakıtı dışındaki
ürünlef için ll'er puan düşürülmüştü.
Kriz koşullannın devam etmesi üzerine
düşük oranlann uygulanmasına aralık
ayı süresince de devam edilmişti. Bu
oranlar ocak ayında ilk haline göre 5.5
puan indirimli uygulanacak. 1 şubattan
itibaren ise indirim tümüyle kalkacak.
1991 'E GİRERKENİHRACAT
Eıracatta gerileme dönemi199O'da yaklaşık 12.5
milyar dolar olarak
gerçekleşen ihracatm
bir önceki yıla oranla
reel olarak gerilediği
belirtiliyor.
Hükümetin
1991 programında ise
14.1 milyar dolarlık
ihracat öngörülüyor.
Ekonomi Servisi— İhracat
sektöründeki duraklama geçen
yıl da sürdü. İlk kez 1987 yılın-
da 10 milyar dolar barajını asa-
rak 10.19 milyar dolara ulaşan
ihracat 1988 yılında da gelişimi-
ni sürdürerek 11.66 milyar dola-
ra ulaşmıştı. 1989'da 11.62 mil-
yar dolarla "yerinde sayan" ih-
racatın 1990 yılı sonu itibarıyla
12.5 milyar dolar olarak gerçek-
leşmesi.bekleniyor. Hükümetin
1991 programında ise 14.1 mil-
yar dolarlık ihracat öngö-
rülüyor.
1990 yılında ulaşılması bekle-
nen 12.5 milyar dolarlık ihracat
rakamı 1989'a ait 11 milyar 627
milyon dolarlık rakama göre
yüzde 7.5 oranında artışı ifade
ediyor. Ancak ihracat istatistik-
İhracat rakamları (milyon dolar)
Sektörter
Tarım
Madencılik
Imaiat Sanayıı
Tüketim mallan
Ara mallan
Yatırım mallan
TOPUM
1989
931.8
410.8
10284.3
5790.8
3740.7
752.8
1162S.9
1990 (•)
908.0
349.0
10943.0
6390.0
3652 0
901.0
12200.0
1991 (")
1198.0
395.0
12507 0
7142 0
4225.0
1140.0
14100.0
(*) Tahmıni (**) Program hedefi
lerinin ABD Doları bazında ya-
pılması ve bu para biriminin ge-
çen yıl boyunca Alman Markı-
na göre yaklaşık yüzde 12 ora-
nında değer yitirmesi, hesapla-
rı biraz karıştırıyor. örneğin
1989 yılı sonundaki dolar-mark
çapraz kurunun 1990 yılı sonu-
na kadar hiç değişmediği varsa-
yıldığında Türkiye'nin toplam
ihracatı 11 milyar 62 milyon do-
lara geriliyor. Ya da toplam ih-
racat, yıl sonunda geçerli olan
Merkez Bankası kurlarıyla Al-
man Markı cinsinden hesaplan-
dığında 1989'da 19.7 milyar
mark olan rakamın geçen yıl
18.7 milyar marka düştüğü or-
taya çıkıyor. Bu yöntemle yapı-
lan hesaplamada ihracatın yüz-
de 4.8 oranında gerilemeye uğ-
radığı anlaşılıyor.
Türktrade Yönetim Kurulu
Başkanı Evren Artam da 1990
yılı değerlendirmesinde, ihraca-
tın büyük bir bölümünün Al-
man Markı ve diğer Avrupa pa-
ra birimleri tercih edilerek yapıl-
dığına dikkat çekerek "Reel baz-
da yapılacak bir değerlendirme
sonucunda ihracatta izlenen ar-
tışın fiklif bir nitelik taşıdığı.
1990 yılı ihracatımızın reel ola-
rak aslında duraklama ya da
azalma eğiliminde olduğu anla-
şılır" diyor.
İhracat sektöründeki durakla-
ma başta vergi iadesi olmak uze-
re birçok teşvikin kaldırılması-
na bağlanıyor. Vergi iadesi sis-
temine bağlı olarak büyüyen dış
ticaret sermaye şirketlerinin ge-
rilediği ve arkasında üretici gü-
cü olmayan şirketlerin sıkıntılı
bir dönem geçirdikleri vurgula-
nıyor.
İhracat sektörünün temsilcile-
ri geçen yıldan "miras kalan"
sorunlan şöyle özetliyorlar:
Döviz kurlan: İhracatçının
sırtındaki en büyük kambur, dü-
şük döviz kuru politikası. Enf-
lasyon oranı resmi rakamlara
göre yüzde 60 civarındayken dö-
viz kurlanndaki artışın yüzde 30
civarmda tutulması, ihracatçıyı
yüzde 50 oranında bir zararla
karşı karşıya bırakıyor.
Körfez krizi: Irak ve Kuveyt'e
uygulanan ambargo bu ülkele-
re yapılan ihracatı tamamen
durdururken, İran ve Suudi
Arabistan'a yapılan ihracat da
önceki yıllara oranla azalma
gösteriyor. 1989 yılının ilk 9
ayında Körfez ülkelerine 1 mil-
yar 183 milyon dolarlık ihracat
yapılmışken 1990'ın ilk 9 ayın-
daki ihracat 914 milyon dolara
geriledi. Ancak SSCB pazarının
gelişmesi, ihracatçılara umut ve-
riyor.
Alacaklan 1991 yılına ilişkifı
Destekleme Fiyat İstikrar Fonu
listesindeki mal sayısı 116'dan
82'ye indirildi. Fon şu anda, ih-
racatçılara 300 milyar lira dola-
yında borçlu.
Yeni teşvikler DPT tarafın-
dan hazırlanan ve 13 kasımda
yürürlüğe giren Döviz Kazandı-
ncı Faaliyetleri Teşvik Tebliği'n-
de yer alan bazı maddeler sek-
tör için umut vaat ediyor. Yeni
düzenlemede, serbest bölgeler-
den yapılacak ihracat da ihracatı
teşvik kapsamına sokuldu. Ay-
rıca Irak ve Kuveyt'e ihracat
yapmak üzere teşvik belgesi
alan, ancak ambargo nedeniyle
ihracatı gerçekleştiremeyen fir-
malara, aym ürünü başka bir ül-
keye ihraç etmek üzere 2 aylık ek
süre tanındı.
Irak ve Kuveyt'e ihraç edilecek
olan malların üretimi için ithal
edilen hammadde, yardımcı
madde veya ambalaj malzeme-
lerin günırüğe terk edilerek ia-
de edilebilmesine olanak tanıdı.
3 milyon dolardan daha fazla ih-
racat gerçekleştiren imalatçı ih-
racatçılara da Eximbank tara-
fından ucuz kredi verilmesi ka-
rarlaştırıldı.
IŞÇTMN EVREN1NDEN
ŞUKRAN KETENCİ
Sınav GünleriHerkesin kendı hesabına, başta kendi haklarının ne ka-
dar sahibi olduğunun ve ne kadar demokrat, insan, işçi hak-
larının yanında yer alabildiğinin sınavından geçeceği gün-
leri yaşıyoruz.
Bugün 3 ocak, kendisini işçi sayan, işçi haklarının veril-
mesini isteyen herkesin, Türk-İş ve bütün diğer sendıkala-
rın aldıkları karar çerçevesinde işe gitmemiş olması gereki-
yor. Hükümetten gelen, özerk televizyonun tek yanlı bir bom-
bardıman halinde yaptığı tehditlerden korkmak kişiyi işçilik
ve hak bilinci sınavında sıfır not almaktan kurtaramaz.
Elbette Türkiye'de yaşayan herkes yürürlükteki anayasa
ve 2822 sayılı toplu pazarlık yasası çerçevesinde genel gre-
vin yasak ve suç olduğunu biliyor. Bu böyle olduğu içindir
ki, Türk-İş karar alırken genel grev yapıyorum' diyemiyor.
Yasaklı hukuk düzeninden bir kaçış olarak adını 'genel
eylem' koyup, fiili 'bir gün işe gitmeme' olarak tanımlıyor.
Yine Türkiye'de yaşayan herkesin üzerinde düşünmesi,
bilmesi gereken bazı önemli gerçekler daha var: Rejimine
demokrasi adını vermiş ülkelerin hiçbirinde anayasa ve ya-
salar işçilere genel grev hakkını yasaklayamıyor. Genel grev
ve yasaksız grev hakları temel insan hakları ve demokrasi
ile özdes haklar kabul ediliyor. Bu nedenledir ki basta Ulus-
lararası Çalışma Örgütü ilgili bütün uluslararası sözleşme ve
ilkelerde ülkelerin işçilere bu hakları vermeleri zorunlu kılı-
nıyor. Yine aynı nedenle Türkiye işçilerine yasalar ile hakla-
rını yasaklamış ülke olarak, sürekli uyarı alıyor. Turkiye'den
yasakları kaldırması istenıyor.
Bir ülkede, haklar, haksız biçimde, yasalarla da olsa, ya-
saklanmışsa, haklarm kazanılması için hakları gaspedilen-
lerin hak mücadelesı vermeleri gerekir. Hakları gaspetmiş
olanların, haklarını gaspettiklerine ihsan-bağış niteliğinde
haklannı geri verdikleri gorülmüş değildir işçiler genel grev
hakkını kazanmak istiyorlarsa, işçiler siyasi ıktıdarın kendi-
lerine karşı uyguladıkları politikaya karşı iseler, bunu pro-
teslo etmek istiyorlarsa, bedelini de göze alarak bunun mü-
cadelesıni vermek zorundadırtar. Kendı hakları için müca-
dele etmeden, bedelini göze almadan yakınmak, insanları
sadece başkalannın bir ölçüde acıdıkları bir konumda ya-
şamaya mahküm eder.
Muhalefet partileri, çoğu parti programlarına da geçirmiş
olarak. işçilerin grev hakkı önündeki yasaklara karşı çıkmış-
lar, genel grev hakkını savunmuşlardır. Sendikaların genel
grev hakkını kullanma ve kazanma sınavlarında, izleyecek-
leri politikalar ile parti güçlerini kattıkları ölçüde sınav vere-
ceklerdir. Desteklerinin sözde ve sadece politika mı oldu-
ğunu, yoksa gerçekten hakları mı savunduklannı göstere-
ceklerdir.
İktidar ya da hükümet işin başında çok kötü sınav vermiş
olmakla birlikte, hâlâ pek çok noktada dönüş yapma, puan
alma şansına sahiptir. Türkiye'nin çağ atladığını öne süren-
ler, AT'ye giriş başvurusu yapmış ve her gün temcit pilavı
gibi demokrasiden, demokrat olduklarından söz edenler için
not alabılmek üzere hâlâ bütün kapılar açıktır. Hâlâ bugün
işe gitmeyen işçilerin yasal suç işlediklerini söylemek yeri-
ne, bizi utandıracak bir sürpriz yapıp 'Çağdaş ülke olmanın,
demokrasiye inanmanın gereği olarak işçinın grev hakkı
önündeki çağdışı anayasa ve yasa hükürnlerini kaldıracağız,
grevi ve genel grev hakkını yasadışı olmaktan çıkaracağız'
deme şansına sahipler. Hükümetin birkaç gündür sürdür-
düğü tehditleri doğrultusunda uygulamaya kalkışmasının.
kendi iktidarları adına akılcılık olduğu kamsını hiç mi hiç ta-
şımıyoruz.
Ve yarın 4 ocak. Bir ayı aşan süre ile sadece Türkiye'nin
değıl, dünyanın da en önemli hak arama ve direnme sınavı
örneklerinde birini vermiş olan maden işçilerinin, seslerini
duyurmak üzere Ankara'ya geleceklerini ilan ettıkleri gün.
Maden işçilerinin Zonguldak'ta her gün eşlerini, çocuklan-
nı bütün bir kentin insanının desteğini katarak onbinlerle yağ-
mur, çamur demeden sokaklarda saatlerle yürümelerı. pro-
testo eylemlen yapmaWı, sloganları ile haykırmaları hükû-
meti uyarmaya yetmedi. Başbakan ve bakanların haftalar-
dır, televizyondan kamuoyuna açıkladıkları 'maden işçisine
verdik' dedikleri paraiarı vermediklerini geçen yılın son gü-
nü ile bu yılın ilk gününde yapılan Başbakan-Genel Maden-
İş zirvesi ortaya çıkardı. Halka işçinin cebine girecek çıplak,
net ücret, brüt ücret diye açıklanan aylık rakamların günlük
yevmiyelere dökümü yapıldığında, kapalı kapılar arkasında
yarı yarıyanın da altına inen rakamlar ortaya çıktı. Başba-
kan'ın görüşmeterin kesildiğini bildiren acıklaması televiz-
yondan yayımlanırken, gazetecilerin 'Verdiğinizi söylediği-
niz rakamların işçi yövmiyelerindeki karşıhğı ne?' sorusuna
yanıt vermediği bölüm kesilerek gerçek halk yığınlarmdan
saklanmak istendi. Böylece halkı bir süre rakam oyunları ile
aldatabilecekleri hesabını yapmış olabilirler. Ya bir ayı aşan
bir zamandır, her gün sokaklarda direnme sınavının en güçlü
örneğıni veren madencileri kandırabilirler mi?
Madenciler Zonguldak'ta en güçlü direnme sınavını veri-
yor olsalar da başta televizyonda uygulanan sansür ile Türk
kamuoyundan soyutlandıkları duygusunu yaşıyorlar. Anka-
ra'ya, Çankaya'ya çay içmek üzere gelme kararlarının ge-
rekçesi. içinde bulundukian koşulları, sorunlan başkente ta-
şımak, seslerini duyurabilmek.
Maden işçilerinin Ankara'ya geliş eylemi, başta hükümet,
muhalefet partileri, kendilerini işçi haklarının, demokrasinin,
insan haklarının yanında sayan herkes ve her örgütün ikin-
ci bir sınavdan geçişi olacak. Başta işçiler. sendikalar, siya-
sal partiler, maden işçilerinin Ankara'ya gelişı ile ilgili eylem
ve katkıları ile nerede, neyin, kimin yanında olduklannın ser-
gilemesini yapacaklar. Sözün kısası herkesin, her örgütlen-
menin nerede olduğunun sınavını verdiği, sınavdan kaça-
mayacağı, kaçamaklarla kurtulamayacağı, zorlu sınav gun-
lerini yaşıyoruz. Herkese, her örgütlenmeye insan hakları,
demokrasi, işçi hakları sınavında, bu zorlu sınavda başarı-
lar dileği ile...
Taner 23 puan yanıldı
(Baftarafı 1. Sayfada)
lefon trafiği yaşandı. TBMM
Başkanı'nın yen yıl mesajı,
Zonguldak grevi ve bugün işçi
eylemlerinin değerlendirildiği
bu görüşmelerde Devlet Baka-
nı Işın Çelebi'nin sert çıkışı da
ele alındı. Çelebi'nin tavnnın
'samimi olmadığını', üslubunun
da 'çok saldırgan' olduğunu sa-
vunanANAP yöneticileri, özet-
le şu görüşleri dile getirdiler:
"Devletin bâzı makamlan
arasında çelişki olabilir. Ama
yangına benzin dökerek gitmek
yerine bizim daha bhieştirid oi-
mamız lazım. Kaldı ki Işın
Bey-in sıkıntısı belli. O şimdi
Güneş Taner'in yerine oynuyor.
Bunun için de her fırsatı deger-
lendirmeye, Cumhurbaşkanı-
nın gözüne girmeye çalışıyor.
tşin daha ilginci bugün hükii-
metimizin onünde bunca kritik
ve ağır sorunlar varken bakan-
larımızın Meclis Başkanı ile
sürtttşmeye girmelerini anla-
makta da güçliik çekiyoruz."
ANAP yöneticileri, Güneş
Taner'i de eleştirerek "Gnneş
Bey'in de ne yapmak istediğini
çözmek güç" dediler. ANAP
yöneticileri, Taner'in istifa ede-
rek sonra da bu istifa kabul
edilmeyeceği için bir tür 'güven
tazeledi' imajı vermeye çalıştı-
ğını öne sürdüter.
Enflasyon yüzde 53
Bu arada DİE'de hesapmala-
rı son aşamaya gelen 1990 yılı
entlasyonun yüzde 53 düzeyin-
de gerçekleştiği öğrenildi. He-
nüz kesin sonuçlann alınmadı-,
ğı, ancak toptan eşya fiyatlann-
da yübaşı-yılsonu artış oranının
yüzde 51-52 civannda, yıllık or-
talama satış oranının da yüzde
53.2-53.4 düzeyinde olduğu be-
lirtiliyor.
Devlet Bakanı Güneş Taner
ise yılbaşı - yılsonu toptan fi-
yat artışının yüzde 30'lu rakam-
larda gerçekleşmemesi halinde
istifa edeceğini bildirmişti.
Bazı uzmanlara göre Körfez
krizinin olumsuz etkileri yasan-
masaydı Taner'in 30'lu rakam-
lar hedefi yüzde 37-38 düzeyle-
rinde gerçekleşebilecekti. Söz
konusu uzmanların hesabına
göre Körfez krizinin enflasyon
üzerinde 13-14 puanhk bîr etki-
si oldu.
Güneş Taner'in DİE fiyat en-
dekslerinin kesinleşmesinden
sonra yarın bir basın toplantısı
düzenleyerek istifasını açıklaya-
cağı ve Başbakan Akbuiut'a su-
nacağı kaydediliyor. Başba-
kan'ın ise istifayı kabul etmeye-
rek Taner'in aynı görevini sür-
dürmesini isteyeceği belirtiliyor.
ZİVERBEY
KÖŞKÜ
İlhan Selçuk
12. bası 5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Çajtaloğlu-tstanbul