Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
MTVödülleri
• CALIFORNIA (AP) — îrlandah şarkıcı Sinead
O'Connor'un "Nothing Compares 2 U" adh şarkısının
video klibi, bu yıl yedincisi düzealenen MTV yarışmasının
"En lyi Video Klibi" ödülünü aldı. 23 yaşındaki O'Connor,
Madonna'nın şuh danslarla dolu "Vogue" klibiyle epeyce
çekiştikten sonra, tamamen kendi yüzünün ayrıntı
çekiminden oluşan klibiyle 1990 yılının bu alanda en başanh
kadını seçildi. Billy Idol da "Cradle Of Love" şarkısının
klibi ile aynı dalda erkekler arasında birinciliği elde etti. 21
sanatsal ve teknik kategoriden oluşan MTV yarışmasında,
O'Connor'un "I Do Not Want What I Haven't Got"
albümünün "hit" parçası, Prince*in bestesi "Nothing
Compares 2 U" beş ayn dalda da ödüllere aday gösterildi.
Öte yandan Madonna "Vogue" ile sekiz, Paula Abdul
"Opposites Attract" ve rock grubu Aerosmith de "Janie's
Got a Gun" ile yedi dalda ödüllere aday gösterildiler. Bu
arada, MTV Müzik-Video Yanşması'nın en önemli
ödüllerinden biri sayılan "öncü Sanatçı" ödülü de Janet
Jackson'a verildi.
Rostropoviç'in 50. yılı
• Kültür Servisi — Sovyet asılh ünlü çellist ve orkestra şefi
Mstislav Rostropoviç, konser yaşamının ellinci yılını
kutluyor. Rostropoviç, bugün Londra'da Barbican
Merkezi'nde onumna düzenlenen konserde, Theodor
Guschlbauer yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası
eşliğinde üç çello konçertosu seslendirecek. Rostropoviç,
konserde Saint-Saens ve Şostakoviç"in 1 Nolu Çello
Konçertolan'nın yanı sıra Alf red Schnittke'nin 2 Nolu Çello
Konçertosu'nun da ilk seslendirmesini yapacak. Mstislav
Rostropoviç ilk konserini 1940 yılında 13 yaşındayken
vermiş, konserde Saint-Saens'ın viyolonsel konçertosunu
seslendirmişti.
6 sanatçı disiplin kunılu'nda
• Kültür Servisi — İstanbul Belediyesi Şehir
Tiyatrolan'nda hakkında disiplin kovuşturması açılan
sanatçıların sayısı altıyayükseldi. Daha önce, Tiyatro
Yönetmeliği'nin kamuoyunda yoğun eleştirilere hedef olan
bir yönde değiştirilmesi üzerine sanatçıların büyük bölumü
bir bildiri yayımlayarak tepkilerini dile getirmişti.
Sanatçılar, özellikle yönetim kurulunun ve genel sanat
yönetmeninin seçimini düzenleyen maddelere ve
yönetmeliğin hazırlanma amacına tepki göstermiş ve
topluca Belediye Sarayı'na giderek tepkilerini dile getirmişti.
Bu tepkilerin ardından, kurumun en eski sanatçılanndan
Nedret Güvenç ve Burçin Oraloğlu hakkında disiplin
kovuşturması başlatılmıştı. Genel Sanat Yönetmeni Gencay
Gürün ve onun başkaniığmdaki eski yönetim kurulu ayrıca,
1402'lik sanatçılardan Güngör Dilmen ve Başar Sabuncu
hakkında, Cumhuriyet gazetesi ve Milliyet Sanat dergisinde
yayımlanan röportajlarından ötürü kovuşturma başlatmıştı.
Görüş beyan ettikleri için savunmaları istenen Sabuncu ve
Dilmen'den sonra Candan Sabuncu ve son olarak Adnan
Altay hakkında da disiplin kovuşturması açıldı. Candan
Sabuncu'ya yöneltilen suçlamanın "Genel Sanat Yönetmeni
Gencay Gürün'e saygısız tutum ve davranış" olduğu
öğrenilirken, 1402 j sanatçılardan Adnan Altay hakkında
kovuşturma yürütülmesinin gerekçesi ise "Yönetim kurulu
üyeleriyle ortaklaşa yapılan yeni tiyatro döneminin açılış
toplantısında yaptığı konuşma" olarak belirtildi. Daha önce
de hakkında disiplin kovuşturması açılan Burçin Oraloğlu
hakkında ayrıca, üç ayrı dergide yaptığı röportajları
nedeniyle yeni kovuşturmalar açıldı.
İFSAK fotograf kursları
• Kültür Servisi — lFSAK'ın (İstanbul Fotoğraf ve
Sinema Amatörleri Derneği) 50. Dönem Fotoğraf
Kurslan kayıtlan derneğin Tünel'de Kumbaracı yokuşu,
Kumbaracı Han 3. kattaki yeni yerinde başladı. Salı ve
cumartesi günleri olarak iki ayn kur halinde, 8 hafta
sürecek kurslar 11 eylül salı ve 15 eylül cumartesi günfl
başlayacak. Kurslarda salı grubu akşam 19.00-24.00
arasında cumartesi grubu 13.00-15.00 saatleri arasında
kurs görecek. Kurslarda fotoğraf tarihi, fotoğraf
makinesi ve objektifler, ışık, renk ve görüntünün
oluşumu, kompozisyon, aydınlatma araçlan, yardımcı
araçlar ve filtreler işlenirken kurs karanhk oda
uygulamaları ve fotoğraf çekim gezileri ile desteklenecek.
Basın Müzesi etkinlikleri
• Kültür Servisi — Basın Müzesi'nde 1990-91 dönemi
kültür ve sanat etkinliklerine 24 eylülden itibaren
başlanıyor. Müzede 24 eylül-17 ekim tarihleri arasında Cem
Çahş'ın "Heykel", Agâh ve Melih Arat ile Ertan Tınas'ın
"Fotoğraf', ŞeymaOktuğ'un "Resim" ve Sanat Butik'in 22
sanatçıdan oluşan daimi sergisi izlenebilecek. Sergilerin
açılış günü saat 15.00'te konuk sanatçı Devrim Erbü'in
katılacağı "Çağdaş Sanat-Çağdaş Yaşam" başlıklı bir
söyleşi düzenlenecek. Ayrıca müzede düzenlenen sanat ve
kültür kurslanna bu yıl da devam ediliyor. Kayıtlan eylül
ayında yapılacak kurslann ekim ayında başlatılacağı
bildirildi. Müzede, hızlı okuma, diksiyon, minyatür, gravür,
resim, tiyatro ve Osmanhca okuma kurslan düzenlenecek.
'Arredamento Dekorasyon'
• Kültür Servisi — "Arredamento-Dekorasyon"un eylül
sayısı yayımlandı. Dergide SlPA'mn kurucusu ve patronu
Gökşin Sipahioğlu ile yapılan söyleşide Türk basınımn
sorunları ele alınıyor. Sedad Hakkı Eldem "sorunu"nu
yandaşlarıru, karşıtlarını ve kendisine kayıtsız kalanlan
konuşturarak inceleyen dergide, Uğur Tanyeli, Eldem'in
kişilik özelliklerini, mimari yaklaşımını ve ürünlerini
değerlendiriyor. Aynca Eldem hakkında Mehmet Ali
Handan'la yapılan bir söyleşiye ve Aykut Köksal'ın kısa bir
değerlendirmesine yer veriliyor. Eldem'in büyüklüğü,
mimarlığımn düşünsel temelleri ve hâlâ sürüp giden bir
etkisi olup olmadığı konusunda, uç anket sorusunu Turgut
Cansever, Behruz Çinici, Nezih Eldem, Ersen Gursel,
Doğan Kuban, Süha Özkan, N.Erdal özyurt, H.Kemal
Söylemezoğlu ve Engin Yenal yanıtlarken derginin eylül ayı
dosyasmda "İstanbul iskeleleri" tanıtıhyor.
EFES PESEN
BASKETBOL TURNUVASI
İşte yeni bir heyecan:
Efes Pilsen Basketbol Tumuvası.
Yine ünlü ısraıler, yıne ünlü takımlar.
Finlandiya'dan Tbrpart Pojat,
Sovyetler Bırlığı'nden Kbrabel, CSKA
ve Efes Pilsen.
Haydı baskete! Haydi alkışa!
LütfiKırdarSporSalonu
8 Eylül 1990 Cumartesi
15.30 Korabel-Tbrpan ft>jat
17.00 Efes Pılsen-CSKA
9 Eylül 1990 Pazat
15.30 CSKA-Tbrpan Pbjat
17.00 Efes Pılsen-Korabel
EFES PİLSEN
SPOR KULÜBÜ
Ünlü Fransızşarkıcı Gilbert Becaud'dan Atatürk Kültür Merkezi'nde üç konser
SesÜ bir duygu tarîhçisiMARİO LEVİ
Birikimini içinizde şöyle ya da
böyle barındırdığınız bir coğraf-
yanın müziğine, kendinize göre bir
yolculuğu dunıp dururken göze
alabilir misiniz? Alabilir, dahası
böylesi bir yolculuğu zaman za-
man gereksinebilirsiniz diyelim.
İşte bu durumda çok es^ilerden
bir ses, sizlere artık eni konu alış-
kını olduğunuz kimi duygulan da
hatırlatarak "Ya şimdi ne yapaca-
ğım ben / Bana bıraktıgın bu va-
kitle dolacak hayatımda" sözcük-
leriyle seslenebilir. Aynntılara ya
da o anda yaşadıklarınızla ilgili
değişik algılamalara, duygulan-
malara da süruklenebilirsiniz o
dinleme anında. Ama sonuç ne
olursa olsun, sizlere öylesine bir
şeyler anlatan bu "ses"in yülan-
mış bir gelenekte çok saygı duyu-
lası, daha da önemlisi sevilesi bir
komıma sahip olduğunu çok iyi
bilirsiniz. Oturup düşünebilir ya
da kendinizi duygulann çağnşımı-
na şöyle bir bırakabilirsiniz: Bir
aynİık şarkısıdır burada anlaülan,
bu türden sözcüklerin buna ben-
zer başka şarkılarda, değişik bi-
çimlerde de olsa dile geldiğini, da-
hası bu duygulan hayatınızın be-
lirli dönemlerinde içinizde yaşat-
mış olabileceğinizi ayrımsarsınız.
Etkilenmeden, bir şarkıyla birlikte
kendi yolculuğunuza çıkmanın
koşullan, belki de büyüsü eni ko-
nu hazırlanmıştır artık: "Et
maintenant" (Ya Şimdi) uzun, ço-
ğalulmış bir duygu tarihinin bel-
ki de terael taşlarmdan biridir.
Ne var ki böylesi bir aşamada
bile daha derin ya da ne yalan söy-
leyelim daha yaralayıcı bir yolcu-
luğun izlerini arayabUir insan. Bel-
li bir yerden sonra bu biraz da do-
ğal, beklenesi sayılabilecek etki-
lenmenin ötesinde bir şeyler oldu-
ğunu hissedersiniz. Bu, eğer deyiş
yerindeyse bir ayrıcalık bir bam-
başkahk arayışıdır. Sizi bu şarkı-
ya ya da bu tanıdık sesin diğer ve-
rimlerine götüren yolun durakla-
nnda beklemediğiniz çağrışımlar
ve etkilenmeler de bekleyebilir. İş-
te o zaman da bu çok özel tarih-
teki ezgiler, sözcukler ya da yal-
nızca bakışlarla sanki bir kez da-
ha tanışır gıbi olursunuz. Şarkılar
ve anılar dersiniz kendi kendini-
ze. "Nathalie"yi, "Je reviens te
chercher"yi, "Mes mains"ni,
"L'important c'est larose"u,"De-
sireVyi anımsayıverirsiniz. Bura-
da elbette çok kişisel seçenekler ve
seçimler söz konusudur. Ancak bu
kez de bu şarkılardan oluşmuş bir
"dünya"yla karşı karşıya bırakıl-
'BAY 100 BÎN VOLT" GELOl — Şovbnnda bitmek bilmeyen ener
jisiylc "Bay 100 Bin Volt" olarak Unınan Gilbert Becaud, Yapı Kre-
di'nın 46. yıldönümfi nedeniyle bugun, yann ve 10 eyhilde Atatürk
Kültiir Merkezi'nde üç konser vermek üzere dun akşam htanbul'a
geldi. Becaud havaalanında iner inmez karşısına çıkan bir kediyi se-
verek bir süre onunla oynadı. (Fotograf: Muharrem Aydın)
dığınızı ayrımsarsınız. Ayrılıklar,
kırgınhklar, yitik aşklar, paylaşıl-
mış ya da paylaşüamamış ama
sanki hep özlenen, beklenen ay-
nntılar. iç burukluklan, yinelenen
umutlaı ve hüzünler sanki hep bu
biraz da karamsar coğrafyayı
oluşturmak içindir. "Et raainte-
nant"ın bestecisi sizleri işte tüm
bu izleklerden oluşmuş, sevinci
belki az, ama derinliği çok bir
dünyayla tanıştınr. Bir dünya evet.
tçine gırmeyi başarabildikten son-
ra benliğinizde bir şekılde taşıma-
ya, benzerlerinizle çoğaltmaya,
vorumlamaya, üstune ustluk yaşa-
durumda. Şarkı o özdeşleşme
anında içinizde değildir, yalnızca
siz bir şekilde de olsa o şarkının
içine akmışsınızdır.
Buraya kadar dile getirilen özel-
likler belirli bir dünyası olan he-
men hemen her şarkıcının şöyle ya
da böyle sahip olduğu özellikler
arasında bulunabüir. Bu özellik-
ler, köklerini yüzyıllar öncesinde,
genel kabul görmüş bir görüşle or-
taçağda bulan ve yüzyılımız Fran-
sası'nda değişik biçimlerde filL.
veren "chanson" turünde de belir-
gin, dahası kaçınılmaz bir şekil-
de bulunur. Günümüzde, bu ko-
bir söyleyişle yaşayan efsanelerin-
den biridir ve besteleri daha şim-
diden bu tarihin klasikleri arasın-
da kabul edildi. Moskova'da bir
rehberie paylaşılan kısa, ama unu-
tulmaz bir gönül macerasının di-
le getirildiği "Nathalie", buruk ve
yorgun bir geriye dönüşün, yıllar
yıh sürmüş, içte gizlenmiş bir hi-
kâyenin şarkısı olarak niteleyebi-
leceğimiz "Je reviens te cnercber",
sıkıntılarımıza, çıkmazlarunıza
küçücük bir çıkış kapısmın öne-
rildiği "L'important c'est la rose",
bir yapayalnızlığın, bir terk edil-
mişliğin burukluğuyla anlam ka-
"Et maintenant"ınyaratıcısı Becaud, Yapı Kredi'nin 46. yıldönümünde üç
konser verecek. Gilbert Becaud'nun konserleri bugün, yarm ve 10 eylülde.
mınıza geçirmeye hazır olabilece-
ğiniz bir dünya.
Gelgelelim mesele bununla da
bitmez. Çünku bu besteci, biraz
da ozan şarkıcıyı, şekli nasıl olur-
sa olsun, sahnede görebilmeniz
durumunda yorumculuğun kimi
şarkıları sahnede, belirli bir kitle-
ye, ustüne üstlük ramp ışıklarını
hani nerdeyse bir duvar bilerek
söylemenin çok ötesinde bir şey-
ler olduğunu sezinleyebilirsiniz.
Şarkılan yaşamak, daha da önem-
lisi sahnede söylenmekte olan şar-
kının kahramanı olmak gibisinden
bir duyguyu da yaşayabilirsiniz bu
nuda kaleme alınan yazılarda bu
.geleneğin en büyükleri, yani ister
besteci-ozan-yorumcu, ister yal-
nızca yorumcu olsun, belirli bir
dünyası olan şarkıcılar- arasında,
Leo Ferre, Jacques Brel, Georges
Brassens, Edith Piaf, Serge Reg-
giaai, Yves MonUnd, Charies Tre-
aet ve Barbara'nın ısımlerınden
söz edilır. Ben bunlara Anne
Sylvestre, Maurice Fanon, Moulo-
udji ve Leny Escudero'nun isim-
lerini de eklemekten yanayım.
Yukanda, dunyasını bir şekilde
vermeye çalıştığınuz Gilbert Beca-
nd işte bu geleneğin, alışılagelmiş
zanan "Et maüıtenant" bu şarkı-
lan bir şekilde yaşamış olanların
belleğinde, giderek tarihinde unu-
tulamayası bir şekilde yer etmiş-
tir ne de olsa.
Geriye Becaud'nun bugün alt-
mış yaşını geride bırakmış bir sa-
natçı, dolayısıyla da bu tarihin
önemsenmeye değer bir bölümü-
nü tüm boyutlanyla yaşamış bir
insan olduğunu, buna karşın, ken-
disine tüm yakıştırüanlara uygun
olarak sahnede şarkı söylemeye,
tum enerjisiyle sizı o şarkı söyle-
me süresince dünyasına adeta tut-
sak ettiğiru, sinemayı denediğini,
bu alanda başanh kompozisyon-
lar da çizdiğirü ve şarkıdaki o
uzun yolculuğunu olası bir sonu
belki de hiç dûşünmeksizin sür-
dürmekte olduğunu söylemek ka-
lıyor.
Oaude Lelouch'un "Toute une
vie/Tüm Bir Yaşam" adh fılminin
şimdi belli belirsiz bir görüntü
olarak anımsadığım sahnelerin-
den birinde kendisine âşık olan
genç kızın duygulannı işte öylesi-
ne bir şarkıcı olarak reddetmenin
zorunluluğunu yaşarken "Gilbert
Becaud'vu sevmek çok kolaydır"
der Becaud. Çunkü burada sevi-
len, bir insandan çok bir isim ya
da bizlere şöyle ya da böyle arma-
ğan edilen bir rüyadır. Bu sahne-
den sonraysa, bu yazının kıvücı-
mını oluşturan "Et maintenant"-
ın görüntüleri yansır ekrana. Be-
caud, "Bu, benim hayatımda en
sık söylemeye mecbur oldugum
şarladır" der: "Şimdi gittiğine gö-
re hayatımdan / Bu geceler neye
ve kime >'arayacak?". Bu şarkının
çağrıştırdıklanyla bu çok anlam-
lı sorunun yanıtını sanımca en çok
Becaud'nun kendisı biliyor. Ama
ben kendi açımdan böylesi bir so-
ruya bir yanıt bulamam?k ve bu-
rada anlatüanlan bir şekilde de ol-
sa yaşayabilmış olmak her şeye
tercih edilesidır diyorum. Yaşa-
mak*ya da yalnızca anlamak evet.
Becaud gıbilerinin dünyasına bir
şekilde de olsa girebilmek için.
Füsun Sağlam'ın resim sergisi Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde
Düşsel doğa r* ""*
yorumlarıDoğa, Füsun Sağlam'ın vazgeçemediği bir
tutku, değişmekte ve yitirilmekte olanın dış
simgesi. Sağlam'ın sergisi ay sonuna kadar açık.
LUDMİLA BEHRAMOĞLU
Ressam Füsun Saglam ile Vak-
ko Beyoğlu Galerisi'nde 4 eylül-
de açtığı resim sergisinde söyleşi-
yoruz. Incecik, sarışm, yanakla-
n pembe bir tevazu içinde. Sev-
miyor pek sanatını anlatmayı.
"Allahın büyüklüğünu hisset-
tim resimlerinde" diyor yanunı-
za kutlamak için gelen bir kadın
ve ağlayıveriyor. Yumuşak yumu-
şak bakmayı sürdürüyor Füsun.
Bu gözyaşları, yaratmak istediği
etkinin bir kanıtı: "Size resimle-
rimde raistik bir yan olduğunu
söylemistim" diyor.
Sergiyi her gezen, resimleri ki-
min yaptığmı görmek istiyor.
Coşkuyla kutluyor hepsi de teb-
rikler, tebrikler...
Füsun Sağlam'ın sergilediği 16
büyükçe resimde hep doğa görün-
tüleri var: Çamlarla kaph yalçın
tepeler, sanki yeryuzünun özunün
tüttüğü doğa parçalan, dağlar,
durgun sular, gökyüzü, bulutlar
sanatçımn doğa nostaljisini yan-
sıtıyor.
Doğa, Füsun Sağlam'ın res-
minde vazgeçemediği bir tutku,
değişmekte ve yitirilmekte olanın
dış simgesi. Bir yandan doğanın
heyecan verme gücünü kullanarak
kendi iç duyarlığını bir biçime so-
kuyor. Corot, Watteau, Poussin
ve Rubens gibi ressamlarda otdu-
ğu gibi yaşamın derin anlamıyla
yoğurduğu doğaya bakışı basit bir
göruntuden sır dolu şiire dönuş-
tüniyor. Resimlerindeki gökyüzu-
nün derinliklerinin yansıdığı din-
gin sular insanı içine çeken br
sonsuzluk duygusu uyandınyor
Basit bir perspektif dizge ile el-
de edilmiş olan bu derinlik, mis-
tik bir boyut getiriyor. Renklerin
dikkatle seçümiş ohnası ve denge-
de tutuhnası, resmin genel çizgi-
lerinin görkemli ve ağır, ancak ay-
nı derecede de teknik olarak ku-
sursuz, yalın ve ekonomik oluşu,
tüm öğelerin yükselmeye ve derin-
leşmeye yönelik ohnası, kaynağı
belirsiz ışığın durgun ve eşit da-
ğıtılmış oluşu, bilinçaltına doğru
uzanan bir algı dizgesi oluşturu-
yor. Grafığe özgü açık seçiklik fo-
toğrafık gerçekliğe yaklaşan an-
cak bilinçli yalınlığın özenli denge-
si, yapıtlara dinlendirici bir özel-
lik, hem çarpıcılık hem zarafet
veriyor.
Tüm bu göriintüler her ne ka-
dar göze gerçekliğin ta kendisi gi-
bi gözüküyorsa da düşünceye
yansıttıklan gerçekdışı bir atmos-
fer. Füsun Sağlam, imgelemin bir
tür sarhoşluğu içinde, sanatçıya
ON ALTIYAPIT SERGİLENIYOR — Vakko'daki sergide FnsmıS^laın'ın 16 büyükçe restni yeralıyor. Tat-
biki Güzel Sanatiar Yüksek Okulu'nu bitirdikten sonra çalışmalannı bir süre Avustralya'da sürdüren Sağ-
lam, 1984'te>urdadonmüştü.
özgü tutkunluk dolu takıntıyla
her şeyin yahnlaştığı ya da çoğal-
tıldığı, yapay cennetlere sığmüan
19. yüzyıl Romantizmine benzer
bir tavırla kendini aşma>ı sa\'unu-
yor. Görünenin anlamını aşacak
güçte yaratma isteği ile esinlenmiş
bir şair gibi yaklaşıyor resme. De-
rinlemesine düşünceye dalarak
tartıp biçerek resmini saptıyor.
Duyarlığım durmadan evirip çe-
virerek kaptırıyor kendini resmin
dünyasına.
Saygı, sabır ve ciddiyet isteyen
bu yaklaşımı ile tıpkı Uzakdoğu-
lu ressamlar gibi oda içinde çalı-
şarak düşünce ve imgede yoğun-
laşarak düşsel doğa yorumlan
oluşturuyor. Yapıtını sırurlamada
kendiliğinden olgunlaşmaya bı-
rakması ise Klee'ninki gibi mo-
dern bir tavır.
Füsun Sağlam'ın yapıtlan 29
eylüle kadar Beyoğlu Vakko Sa-
nat Galerisi'nde gorulebilecek.
IstanbuTa
4
sulu günler geliyor
— Kabveci, bu kurbağa ne?
— Efendim, Terkos suyundan yapılan kahveden ne çıkacak?
Nişan BERBERYAN / Tiyatro Dergisi 1874, Sayı 61.
Kültür Servisi — İstanbul Bu-
yüksehir Belediyesi, İstanbul Su ve
Kanalizasyon Idaresi (İSKİ) ile
Karikatur ve Mizah Müzesi'nin
duzerdediği "tstanbul Su Günleri'
14-30 eylül tarihleri arasında ger-
çekleşecek. "Dünden Bugüne Su"
teması çercevesinde düzenlenen et-
kınlikler Fatih'teki Karikatur ve
Mizah Müzesi'nde izlenebilecek.
"Su Günleri" etkinliklerinin
ana gösterisi, 36 karikatur sanat-
çısının 70 karikatüründen oluşan
"Su Karikatürleri" sergisi. Sergi-
de 1870'lerden günümüze Istan-
bul'un su sorununu konu aJan ka-
rikatürler bir araya getirildi. 14 ey-
lulde açılacak olan bu sergideki
karikatüristler Karagoz, Şaka, Mi-
zah, Akbaba, Tef, Aydede gibi mi-
zah dergilerinden ve Turgut Çevi-
ker'in arşivinden derlendi. Sergi-
de Ramiz Gökce, Cemal Nadir,
Orban Unü gibi eski karikatur us-
talannın yanı sıra günümuz sanat-
çılanndan da Semih Balcıoglu.
Erdoğan Bozok, Tan Oral, Ahmet
Erkanlı, Latif Demirci, Bebiç Ak
gibi imzalar yer alıyor. "Su Kari-
katürleri" sergisi, müzeyi oluştu-
ran bölumlerden biri olan medre-
senin tamamını kaplıyor.
Sergiyi oluşturan karikatürlerin
bir bölumü de "Su Kitabı" adı al-
tında bir kitapta toplandı. Kitap-
ta lstanbul'un su sorunuyla ilgili,
çeşitli dönemlerden 41 karikatur
bulunuyor.
Karikatur ve Mizah Müzesi'nin
avlusunda yer alan ceşmenin de-
ğişik bir anlayışla düzenlemesi de
etkinhklerin bir bolümu. Şirin İs-
kit "Neşeli Çeşme" adını verdıği
bu düzenlemeyle tarihi Osmanlı
çeşmesini yine "su sorunu" teması
çercevesinde yorumluyor.
Gürel Yontan ise yine müze
içinde, etkinhklerin açılış günün-
de "su" konulu bir happening ger-
çekleştiriyor. Süha Ann'ın "Su
Hüküm Ki" adını taşıyan belge-
seli de etkinlikler süresince her
gün iki kez videodan gosterilecek.
Belgesel Mimar Sinan'ın tstan-
bul'da yaptığı köprüleri, su ke-
merlerini ve su yollannı konu
alıyor.
Su ile ilgili Türk ve yabancı kay-
naklardan derlenen çeşitli belge,
küpur ve makaleler de "Su
Kitaplığı" adı alunda bir araya ge-
tirilıyor. Bu kitaphkta Türk ede-
bıyatından su ile ilgili çeşitli aün-
tılar da yer alıyor.
Yılmaz Güney
gunu
• FOÇA (Cumhuriyet) —
Foça Belediyesi'nin
düzenlediği Kültür ve Sanat
Günleri çercevesinde bugün
"Yılmaz Güney Günü"
kutlanacak. Beşkapılar'da
Atillâ Dorsay ve Atilla
Özkırımlı, Güney'in yapıtlan
hakkında bilgi verecek ve
yöneltilen sorulan
yanıtlayacak. Ardından
Yılmaz Güney'in "Salpa"
adh öyküsünden, Hasan
Kıyafet'in "Mapus Yılmaz
Güney" ve Atillâ Dorsay'ın
"Yılmaz Güney Kitabı"ndan
yararlanılarak hanrlanan
tiyatro gösterisi sunulacak.
Sanat Günleri çercevesinde
daha sonra Atillâ Dorsay ve
Atilla özkırımlı kitaplannı
imzalayacaklar.
4
Gereği
Düşüntildti'
• Kültür Servisi — Levent
Kırca Tiyatrosu'nun yeni
oyunu "Gereği Duşünüldü",
bugünden itibaren Harbiye
Açıkhava Tiyatrosu'nda
sahnelenmeye başlanıyor.
Yılmaz Erdoğan ile Muzaffer
Abayhan'ın birlikte
yazdıklan oyunda 60 kişilik
bir kadro bulunuyor. Levent
Kırca'nın yönetip, başrolleri
Oya Başar ile baylaştığı
oyunda, müzik Grup
Gündoğarken'e ait. Sait
Sökmen Dans Grubu'nun da
yer aldığı oyunun biletleri
Galleria Ataköy, Suadiye
Vakkorama, Taksim
Vakkorama ve Açıkhava
Tiyatrosu gişesinden elde
edilebilir.
Elvis seifflsi
• DOGU BERLİN — Elvis
Presley'in altın plakları,
sahne giysileri ve Cadillac
marka arabasının yer aldığı
bir sergi, geçen perşembeden
beri şarkıcının yaşamı
boyunca konser veremediği
ülkelerden birinde, Doğu
Almanya'da açıldı. Doğu
Alman resmi haber ajansı
ADN'den yapılan
açıklamaya göre Tenesee'deki
Graceland Muzesi'nden
gelen Elvis Presley 'Anılar'
sergisi, Rostock'ta pazara
dek açık kalacak.
Şarkıcı, önceki dönemlerde
komünist idarelerin rock
müziğe karşı 'sert' tavnndan
dolayi bu Ulkede konser
verememişti.
Allmaıı'
• Kültür Servisi — Daha
önce de Istanbul'a gelerek
Topkapı-Harem konulu bir
resim sergisi açan Amerikalı
ressam Avis Allman'ın
Türkistan Eserleri
Müzesi'nde açılan sergisi 23
eylüle dek sürüyor. Sergiyi
gezmeye gidenler, sergi
alanında çalışmalannı
sürdüren Allman'ı çalışırken
izleyebiliyorlar ve resimleri
hakkında soru sorabiliyorlar.
Kısa filnı
sempozyumu
• Kültür Servisi —
Türkiye'nin çeşitli
köşelerinde birbirinden
kopuk olarak çalışmalannı
sürdüren ve çoğunluğunu
gençlerin oluşturduğu kısa
film çalışanlannın
birlikteliğinin sağlanması,
sorunlann tartışılması ve
çözüm yolları aranması
konusunda ulusal düzeyde
bir sempozyum
düzenleniyor. 20-21 ekim
tarihleri arasında
Istanbul'da
gerçekleştirilecek olan
sempozyuma sadece çağrüı
kişiler katılabilecek. Ön
duyuruların mart ayında
başlatıldığı toplantıya
katümak isteyenler, İstanbul
152 57 00 nolu telefonda
Hilmi Etikan'dan bilgi
edinebilirler.
BUGÜN ~
• Okul öncesi ğ
Hacettepe Üniversitesi
Çocuk Gelişimi ve Eğitim
Uzmanı Belma Atik'in
konuşmacı olarak katıldığı
"Okul Öncesi Eğitimine
Genel Bakış" konulu
sohbet toplantısı saat
14.00'te LT.Ü. Maçka
Sosyal Tesisleri'nde
yapılacak.
• Açılış Ümraniye Kültür
Merkezi'nin saat 11.00'deki
açılışından sonra saat
17.00'de Genco Erkal
"Merhaba" adlı oyununu
sahneleyecek.
• Barış için dans
Sosyalistlerin Birlik Partisi
girişimcileri tarafından
düzenlenen "Banş İçin Dans"
etkinliği saat 16.00'da
Galatasaray Lisesi karşısında
gerçekleşecek.