20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbi'ye ödül • ROMA(AA) —Italya Başbakanı Giulio Andreotti, bu yılki "Uluslararası Fiuggi Ödülü"nün SSCB lideri Mihail Oorbaçov'a verileceğini açıkladı. Ödülü veren Fiuggi Kültur Vakfı'nın başkanlığını dayapan Andreotti. Gorbaçov'un ödülü almak için ttalya'ya gelmeye söz verdiğini belirtti. Gorbaçov, "Toplumsal ve poiitik alandaki çalışmalarıyla insan haklarının gelişmesinde önemli bir rol oynadığı ve dünyadaki değişime büyük katkıda bulunan poiitik yaklaşımı" için ödüle layık bulundu. Çinlibakan • İSTANBUL (AA) — Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Qian Qichen, Körfez sorununun diplomatik görüşmelerle ve banşçı yollarla çözümünden yana olduklannı söyledi. Türkiye'ye yaptığı resmi ziyareti tamamlayan Qichen, dün uçakla Türkiye'den aynldı. Qichen, Atatürk Havalimanı'nda hareketinden önce yaptığı açıklamada, Türkiye ziyaretinin iki ülke arasında var olan karşılıkh anlayış ve güvenin daha da gelişmesine yardımcı olduğunu kaydetti. Ankara'da yaptığı görüşmelerin ağırlık noktasını Körfez konusunun oluşturduğunu bildiren Qichen, bu sorunun sadece bölgeyi değil, aynı zamanda tiim dünyayı da çok yakından ilgilendirdiğini belirtti. Moldavya'ya jandarma • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Biriiği'nin Moldavya Cumhariyeti'nde, Yüksek Sovyet'in kararı uyannca, Sovyet İç Güvenlik Kuvvetleri'run yerini alacak jandarma birlikleri kurulmaya başlandı. Moldavya lçişleri Bakanı Kostash, Resmi Haber Ajansı TASS'a yaptığı açıklamada, ilk aşamada askerliğini yapmış gençlerden oluşacak bu gücünyüzde30ile40 arasındaki bir bölümünün profesyonel olacağını bildirdi. Kampuçya için görüşmeler • TOKYO(AA) —SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, Sovyetler Biriiği'nin Kampuçya'daki Vietnam destekli hukümetin önde gelen muhaliflerinden Prens Norodom Sihanuk'la görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Tokyo'da düzenlediği basın toplantısında, "Washington'un Kampuçya ile görüşmeye hazır olduğunu bildirmesinin ABD'nin bölgedeki konumunda değişiklikler olduğunu gösterdiğini" kaydeden Şevardnadze, "Sovyetler Biriiği'nin de Prens Sihanuk ile görüşmeye hazır olduğunu söylemek istiyorum" dedi. Şevardnadze, temmuz ayında ABD Dışişleri Bakanı James Baker'Ia yaptığı göriişmede, Baker'ın Kampuçya Başbakanı Hun Sen'le görüşmesi dunımunda kendisinin de Sihanuk'la görüşeceğini söylediğini hatırlattı. Tarihçi Taylor öldti • LONDRA(AA) — Çağdaş Avrupa siyasal yapısının kökenleri ve dünya siyasal tarihi alanında yaptığı çalışmaları ile akademik çevrelerde önemli etkiler bırakan Ingiliz tarihçi A.J.P. Taylor dün 84 yaşında öldü. Taylor'ın, Parkinson hastalığına yakalanması sonucu iki yıldır Londra'da bulunan bir sağlık merkezinde tedavi görmekte olduğu bildirildi. Taylor'ın, modern Avrupa'nın kiiruluşuna öncülük eden gelişmeleri incelediği eserleri, birçok dile çevrildi. Aynı zamanda Almanya tarihi konusunda uzman olarak tanınan Taylor, "Ikinci Dünya Savaşı'nın Kökenleri" adlı eseri ile ülkesi dışında Ödüller almıştı. Ingıiiy. rehineler • BEYRUT(AA) — Lübnan'daki Müslüman kaynaklar, Anglikan Kilisesi Temsilcisi Terry Waite'm da aralarında bulunduğu flç Ingiliz rehinenin bu ay serbest bırakılacağını bildirdiler. Reuters muhabirine demeç veren bir üst düzey yetkili, "Eğer her şey yolunda gjderse, John McCarthy, Jack Mann ve Ifcrry Waite eylül ayında serbest bırakikr" dedi. KÖRFEZ KRİZİ...KÖKFEZ KRİZt... KÖRFEZ KKİZİ...KÖRFEZ BasraKörfezi, yeni dünya düzeninin laboratuvarı oldu ABD, 'kriz'le sivrildiIrak'ın Kuveyt'i işgali ile ortaya çıkan gergin durum henüz giderilemedi. Ancak Körfez krizi, süperler arası ilişkilerden, ABD'nin Avrupa'daki rolüne, BM'nin yapısından NATO'nun yeni rolüne kadar dünya siyaset sahnesine yeni boyutlar getirdi. Kriz, ABD'nin sivrilmesine ve ortaya c tek kutuplu' bir dengenin çıkmasına neden oldu. UFUK GÜLDEMİR yVASHINGTÖN — Yaklaşık iki aydan beri süren Körfez krizi, sadece Ortadoğu'da değil tüm dünyada yerleşik dengeleri sar- sınca, dünya siyaset sahnesinde yeni denk- lemler ön plana çıktı. Soğuk savaşm kırk yılda oluşturduğu es- ki dengeler, geçen yıl Doğu blokunda mey- dana gelen gelişmeler dolayısıyla zaten bü- yük ölçüde sarsılmıştı. Buna, Körfez kri- zinin getirdiği siyasi deprem de eklenince, iki yıl önceki dünya ile bugünkü dünya ara- sında muazzam bir fark belirdi. Böylece Körfez krizi, bir bakıma, soğuk sava$ er- tesi, "yeni dünya düzeninin" laboratuvarı oldu. Körfez krizi henüz bitmedi, bundan son- raki gelişmelerin neler getireceği şımdiden kestirilemiyor. Ancak son iki ay içinde Kör- fez krizinin dünya siyaset sahnesinde ge- tirdikleri şöyle özetlenebilir: 1- Tek kutuplu dünya: Körfez krizi pat- lak verinceye kadar, soğuk savaş ertesi dün- yasırun, geçmişteki gibi "çift kutuplu" de- ğil, Amerika Avrupa ve Pasifik havzasm- dan oluşacak "çok kntuplu" bir dengeye oturacağına inanılıyordu. Sovyetler, için- de bulunduğu ekonomik durum nedeniy- le bu üçlüye dahil edilmiyordu. Ancak Kör- fez krizi, sağlam bir ekonomiye sahip ol- marun da süper güç olmaya yetmeyeceğini gösterdi. Avrupa ve Japonya ön plana çı- kamadı. Böylece soğuk savaş ertesi "yeni dünya düzeninde" yalruzca Amerika sivril- di ve ortaya "tek kutuplu" bir denge çıktı. Amerikalı stratejistler bu tek kutuplu dün- ya düzeninin belirmesini sağlayan kararlar dizisine "Bush doktrini" diyor. Soğuk sa- vaş ertesinin bu ilk doktnni, "Okyanus aşı- n Amerikan menfaatlerinin, geniş çapta uluslaranısı katıhmla korunması" şeklin- de özetleniyor. 2- Amerikasız Avrupa: ABD, bloklara- rası gerginliğin yumuşaması ile birlikte tam Avrupa'daki profilini küçültmeye hazırla- nırken Irak'ın Kuveyt'i işgali, Batı Avnı- pa'ya, yaşamsal güvenlik çıkarlannı koru- raakta hâlâ Amerika'ya muhtaç olduğunu hatırlattı. Avrupa, Körfez krizinden, Ame- rika'dan çok daha fazla zarar görecek ol- masına karşın Batı'nın Irak'a tepkisinin öl- çüsünü belirlemeyi Beyaz Saray'a bıraktı, sonra da risk Amerika'ya ait olmak üzere VVashington'un arkasında safları sıklaştır- dı. Bunun sonucunda da halen Varşova Paktı'nın çöküşüne kendisini adapte et- mekte olan Amerika+Avrupa ittifakı, da- ha ilk kabuk değiştirme sürecinden çıka- madan ikincisine girdi. New York Times- ın adı verilmeyen Avrupalı bir lidere atfen aktardığına göre, "Irak krizi, Avrupa'nın gücünün sınıriannı gözler önüne sürmek- le kalmadı, aynı zamanda, Avnıpa'nın, dünyanın jandarmahgını Amerika'nın yap- masma muhtaç olduğunu gösterdi." 3- NATO'nun yeni roltt: Avrupa, daha birkaç ay öncesine kadar, soğuk savaş er- tesi dünyada NATO'nun rolünün ne ola- cağını tartışıyordu. Körfez krizi ile birlik- te, NATO, güvenlik şemsiyesini, gelenek- sel sorumluluk sahasından gelmeyecek teh- ditlere karşı da açınca, NATD yeni bir dün- ya düzenine, yeni bir rol ile girdi. En azın- dan ABD'nin değerlendirmesi böyle, NA- TO'nun Avrupalı üyeleri daha iki ay ön- ceye kadar Avrupa'daki silah sistemlerinin modemize edilmesine karşı çıkıyordu. Bu- na karşılık ABD, henuz her şeyin bitmedi- ğini savunarak daha muhafazakâr bir çiz- gi izliyordu. Körfez krizi ABD'nin bu gö- rüşünü, Washington'a göre haklı çıkardı ve NATO silahiannın modernizasyon ihtiya- cı bir kez daha günderae girdi. Öte yandan Avrupalılar, özellikle Fransızlar, yine bir- kaç ay önceye kadar, Avrupa'nın güvenlikle o Bush'un muhteşem uçan sarayı ABD Devlet Başkanı George Bush'un 85 telefon ve bir düzine- den fazla televizyon ve video De donatılnuş muhteşem uçağı, plan- lanandan iki yıl gecikmeyle dun açılış yapılarak sergilendi. Boe- ing 747 modelinin özel bir dizaynı olan uçak, ABD Başkam'nı VV'ashington'dan Topeka, Kansas, Tallahassee ve Florida'daki poiitik duraklara taşıyacak. Özel uçak bir gun sonra da Bush'u Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov ile bir ara>a gelecegi Helsinki'ye gotürerek ilk tarihi gorevini yerine getirecek. Uçak, haziran 1986da sipariş edilmiş ve 1988 yılının ilk yansında biti- rilerek eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ın hizmetine sunul- ması planlanmıştı. Hiç yakıt ikmali yapmadan 7 bin mil kate- debilen uçakta Başkan Bush'un rahat elmesi için her turiü kon- for bulunuyor. Uçakta 8 ayn canlı ve banttan programı aynı anda yayımlayabüen bilgissyarlı televizyon sisteminden başka, duş vej altı kanallı müzik düzenli bir daire bulunuyor. Aynca iki mut-j fakta aynı anda 100 yemek birden hazırlanabiliyor ve Bush ve maivetini bir hafta dovurabilecek >iyeceğin depolanabileceği ye-j terince yer bulunuyor. (AA) PARÎS LONDRA ilgili dikkatini NATO'dan AGlICe çevirme- sini isteyerek ABD'nin Avrupa üzerindeki etkisini daraltmayı hedefliyorlardı. Bir gece içinde bu da değişti. Avrupalılaruı bir baş- ka eğilimi de Avrupa'nın ekonomik ve si- yasi entegrasyonunu bir Avrupa askeri ör- gütü ile tamamlamak niyetiydi. Körfez kri- zi, Amerika'yı dışlayan bir Avrupa güven- lik rejiminin en azmdan şimdilik mümkün olmadığını ortaya çıkardı. ABD geçen ha- ziranda Londra'da yapılan NATO zirvesin- de müttefıkleri, "bölge dışı" çaüşmalar ko- nusuna eğilmeye çağırraıştı. Washington- un bu eğiliminin giderek güçleneceği söy- lenebilir. 4- Süperler arası Uişkiler Körfez krizi ile birlikte ABD Sovyet ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. SSCB, BM'de, müttefıki Irak'a karşı alınan yaptınm kararlanm onayladı ve Bush'a bugünkü uluslararası koalisyonu bir araya getirme olanağı ver- di. Eğer Sovyetler'in bu desteği olmasay- dı, ABD, bugün daha tek yanlı kararlar al- mak zorunluluğu ile karşı karşıya kalabi- lecekti. Bunun sonucunda da ABD Sovyet- ler'i, artık, "mesru dünya düzeninin" bir üyesi, sorunun değil de çözümün bir par- çası olarak görmeye başladı. Moskova'nın bu tavnnda Sovyetler'in arük süper güç ol- maktan vazgeçmiş olmasımn da rolü var. Washington'un izlenimi o ki Moskova, ge- çirdigi güç dönemde pahalı maceralara gi- rişmemek, ulke bütunlüğünü muhafaza et- mek, Batı'nın ekonomik kapılannı zorla- mak istiyor. Moskova'nın bu yaklaşımı, ABD'nin, Sovyetler'i, "dünya mesdeterine" ortak etmekte daha az komplekslı >-apıyor. Böylece soğuk savaş ertesi dünya düzeni- ne Moskova ile Washington, ağırlık Ame- rika'da olmak üzere birer "partaer" ola- rak giriyor. 5- BM'ye yeni rol: Soğuk saraş boyun- ca ABD tarafından "Üçüncu Dünya demo- goglaruun forurnu" olmakJa suçlanan Bir- leşmiş Milletler, Körfez krizinden yeni bir kımlikle çıktı. Bu yeni kimlik, kırk yıl ön- ce BM'nin kuruluş amacının da kendisini oluşturuyor. BM'nin kuruluş amacı, böl- gesel saldırganhklann tüm dünyayı işin içi- ne çekmesine fırsat vermeden, diplomatik ve ekonomik boykoüarla caydırümasıru he- defleyen bir dünya örgütü yaratmaktı. An- cak son kırk yılda dünya BM'yi, asık su- rath diplomatların, Güvenlik Konseyi'nde birbiri ardına kararlan vetoladığı, oturum- ları terk ettiği bir platform olarak tanıdı. Doğu blokunda rneydana gelen degişiklik- lerden sonra BM yavaş yavaş öne çıkmaya başladı, Körfez krizinin başlangıç tarihi 2 ağustostan sonra art arda alınan beş Gü- venlik Konseyi kararıyla da kuruluş ama- cındaki kimliğini bir kez daha kazandı. Böylece Körfez krizinin, soğuk savaş son- rası "yeni dunya düzenine" armağan etti- ği bir başka olgu da BM'nin "dirilisi" oldu. 6- Körfez güvenlik rejimi: ABD Dışişle- ri Bakanı James Baker'ın, her ne kadar da- ha sonra geri adım atmış olsa da Körfez- de NATO benzeri bir güvenlik rejimine ih- tiyacı dile getirmiş ounası, ABD'nin soğuk savaş ertesi dünya düzeninde bu bölgeye nasü bir yapı özlediği konusunda fikir ve- riyor. Ancak bu özlemin henüz kristalleş- mediği, fıkrin de olgunlaşmadığı anlaşıh- yor. Fakat belli ki, konu tartışılsın isteni- yor. Beyaz Saray'dan Amerikan basımna sızan haberlere göre bu tartışmalardan çık- ması arzulanan sonuç, Amerika'mn bir şe- kilde Körfez'deki varlığım meşru bir kah- cılığa dönüştürebilmesinde fikir birliği oluşması. Soğuk savaş döneminde ya$ama geçirilemeyen bu eski özlemin, soğuk sa- vaş ertesi ortaya çıkan "tek kutuplu" dünya düzeninde Körfez güvenlik rejiminin teme- lini oluşturacağı anlaşılıyor. Fransa'nın sloganı: Thatcher'a Körfez Sadece abluka için koşullu destek Birkaç gün öncesinin aksine, tüm Batı başkentlerinde olduğu gibi Paris'te de Irak'ın ancak uzun vadeli abluka ile dize getirilebileceği yönündeki seçenek ağırlık kazanıyor. EDİP EMİL ÖYMEN SABETAY VAROL PARİS — Fransa, pazar günkü Helsin- ki zirvesinden "sansasyonel" kararlar çı- kacağını umuyor. önceki akşam yaptığı basın toplantısında, Fransa Devlet Başka- nı François Mitterrand, iki büyük arasın- daki görüşmenin yeni kararlar almadan çok "dayanışma gösterisi" anlarm taşıya- bileceğini vurguladı. Görünen o ki birkaç gün öncesinin aksine, tüm Batı başkentle- rinde olduğu gibi Paris'te de Irak'ın ancak uzun vadeli abluka sonucunda dize getiri- lebileceği yönündeki seçenek ağır basma- ya başladı. Bununla birlikte Fransa, Irak Devlet Başkanı Saddaro Hıiseyin Kuveyt- ten çeküme konusunda boyun eğmeye ka- rar vermedikçe, Bağdat nezdindeki yeni diplomatik girişimlerin hiçbir sonuç ver- meyeceğine kesin kanaat getirmiş durum- da. Mitterrand basın toplantısında, Fransa- nın tercihinin Bağdat'a kapsamlı bir aske- ri mudahale ohnayıp Irak'a karşı ambar- goyu sürdürmekten geçtiğini açıkca dile ge- tirdi. Devlet başkamnın bu tavn, dışişleri bakanmın birkaç gün önceki "savaşkan" üslubuna rağmen, "Paris'in dünyadaki ge- nel egilime uyması" şeklinde değerlendi- rildi. Yine de bir bölüm yorumcu, Mitter- rand'ın, Fransa'nın, "Birleşmiş Milletler kararianyla ohırnp Birleşmiş Milletler ka- rarianyla kalkmak" şeklinde özetlenebile- cek bu politikasıru, bir kez daha ABD'li muttefikten kendini ayırt etme olarak de- ğerlendirmekten geri durmadı. Le Figaro gazetesinde Yaa Işleri Müdürü Franz-Olivier Giesbert, "Başından beri Amerikan stratejisi, Saddam Hüseyin'i yanhşa itmek ve bunu fırsat bilip kendisi- ni ezmek üzerine kurulu. François Mitter- rand aynı fikirde olmadığını söyledi. Ni- yeti eldiven giyme pahasına da olsa clleri- ni kirletmemek. Peki, ama ellerini kiriet- meye hazır olan 'temizleyici' her zaman ol- duğu gibi yalnızlıga mahkum değil mi?" tarzında Başkan Mitterrand'ı ağır şekilde eleştirir bir ifade kullandı. öte yandan, Meclis Dışişleri Komisyo- nu Başkanı ve Cumhurbaşkanhğı Sarayı'- mn eski sözcusü, sosyalist milletvekih' Mic- hel Vauzeüe, Liberation gazetesinde yayım- lanan bir yazısında, Paris'in geleceğe dö- nük Arap politikası konusunda farklı ba- zı fıkirler ortaya attı. James Baker'ın "Kör- fez'de ortak güvenlik sistemi" önerisini iz- leyen bu "Akdeniz Güvenlik ve tşbiriiği Konferansı" önerisinin Elysee tarafından uçurulan bir deney balonu olup olmadığı önümüzdeki günlerde belli olacak. Devlet başkanıyla iyi ilişkileri süren Vauzelle, bu yazısında şöyle diyor: "Dogiı Avrupa halklanna umut ışığı ver- rae kaygısı Başkan Mitterrand'ı Avrupa Konfederasyonu fikrini ortaya atmaya yö- neltmişti. Akdeniz'in guney kıyısındaki ve Ortadoğu'daki halklara umut ışığı verme kaygısı Fransa'yı AT'li ortaklanna, Helsin- ki sürecinden farklı, ama ona paralel bir Akdeniz projesi sunmaya yöoeltmeli. Arap ülkeierini milliyetçilik ve dinsel bağnazlıkia baş başa bırakmak istemiyorsak, Körfez krizinin yaratngı ortamdan vararlanarak ve acilen güçlü bir siyasi jest yapmahyız." LONDRA — Avam Kamarası'nda Ku- veyt bunaJımı konusunda iki gün süren ola- ğanüstü toplantıda iktidar ve muhalefet, Başbakan Margaret Thatcher'i destekledi- ğini gösterdi. Yaz tatili sırasında toplanan Avam Kamarası'mn, 15 ekime kadar yeni- den tatile girmesi ve Kuveyt bunalımına ilişkin siyasetin uygulanmasını tamamen hükümete bırakması kararlaştınldı. Ana muhalefet İşçi Partisi'nin sol kanadı, "için- de bulunulan nazik ortamda hükümetİD sürekli denetlenmesi gerekriğini" savun- duysa da yapılan oylamada 35'e karşı 437 oyla, "sonınu Thatcher'a havale edip tati- le devam" kararı alındı. Avam kamarası, bundan önce 1982'de FaJkland Savaşı sırasında olağanüstü top- lanmıştı. Bu nedenle şimdiki toplantı, ka- muoyunda merakla izlendi. Radyo ve te- levizyondan naklen yayımlanan toplantı- da milletvekilleri, Başbakan Thatcher'in "sert rutum"unu buyuk ölçüde destekledi. Ana muhalefet tşçi Partisi dışişleri sözcü- su Gerald Kaufmann, "Hükümeti, destek- liyoruz, ancak açık çek vermedik, bu des- tek kayıtsız şartsız degildir" dedi. Dışişleri Bakanı Donglas Hurd ise ön- ceki gün konuşan Başbakan Thatcher'dan sonra, hukümetin görüşünü bir kez daha dile getirerek, "Askeri bir harekât iznini BM'ye bırakmaya gerek yok. BM böyle bir barekâta engelleyebilir. O zaman ne olacak? Irak, Kuveyt'i ganimet olarak inwnmı; mı olacak" diye sordu. Başbakan Thatcher, hafta sonundaki Bush-Gorbaçov doruğunu bekliyor. Baş- kan Mihail Gorbaçov'un Irak'a yönelik as- keri bir harekâtı benimsemese dahi, çekim- ser kalmasının sağJanabilmesini umuyor. Bu çerçevede Başbakan Thatcher, Kör- fez'e 2 bin kadar kara kuvveti gönderile- bileceğini ima etti. Körfez'deki deniz kuv- veti ile Umman'da üslenen hava kuvvetin- de görevli personeün sayısı da yaklaşık 2 bini buluyor. Avam Kamarası toplantısında da Türki- ye'ye dolaylı olarak değinildi. Birinci Dün- ya Savaşı sonrasında Ortadoğu'da "gelişi- guzel çizilen" sınırlardan söz eden eski ba- kanlardan birinin, "Knveyt bunalımı çozül- dükten sonra Kürtlerin toprak talepİerine karşı yapılmış olan haksızlıldar da dileriz gündeme gelir" şeklinde bir cumle sarf et- mesi dikkatlerden kaçmadı. >NN Bush ve Gorbi 3 ekimde Berlin'de ABD Dışişleri Bakanı Baker, 15 eylülde gelecegi Bonn'da Kohl hükümetinin yardımını isteyecek. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — ABD Dışişleri Bakanı James Baker, 15 eylülde Bonn'da temaslarda bu- lunacak. F. Alman Ehşişleri Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre Baker, Bonn'da "Ame- rikan kuvvetlerinin Körfez harekâtının fi- nansmanına katıhm" Uzerinde duracak ve Kohl hükümetinin yardımını isteyecek. An- cak bu "yardım"ın hangi alanları kapsa- yacağı şimdilik bilinmiyor. Almanya'nm birleşmesi, Kohl hüküme- tini yirmi dört saat meşgul etmeye yeten bir konu. Demokratik Alman ekonomisinin en azmdan genel seçim tarihi olan 2 aralığa kadar ayakta tutulması, işsizliğin bir ay içinde birkaç misline katlanmaması, ma- aşlann, emeklilik maaşlarının ve ücretle- rin zamanında ödenmesi konuları, hükü- metin önüne beklenmedik sorunlar yığıyor. Öte yanda Doğu Berlin'de "2 artı 4" gö- rüşmesi üç gündur sürmekte. tki Alman- ya'nın temsilcileriyle müttefikler, masa ba- şında "birieşme"nin şartlarım belirliyor ve bir sonuç belgesi uzerinde çalışıyorlar. Do- ğu Berlin'de son şeklini alan "sonuç bel- gesi", 12 eylülde Moskova'da imzalanacak. 3 Ekim 1990, tarihe "Almanya'nın yeni- den birleştiği gün" olarak geçecek. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov ve ABD Başka- nı Bush, büyük bir olasılıkla 3 ekim çar- şamba günü Berlin'de buluşacak ve ünlü "Brandenburg Kapısı" önünde el sıkışarak "birleşme"yi tamamlayacaklar. Gorbaçov ve Bush'un Berlin'de, soğuk savaşın sona erdiğini belgeleyen sembolik buluşması ve el sıkışma sahnesi, kuşkusuz 1990 yılının medya olayı olacak. Bundan sonra Almanya'da "milli bayram" olarak kutlanacak olan 3 ekim- de Berlin'de büyük bir şenlik düzenleniyor. 2 ekimi 3 ekime bağlayan gece, Berlin'de değil yüz binler, milyonlarca kişinin buluş- ması bekleniyor. 3 ekim günü ise bu yıl ilk kez resmi tatil ilan edildi. DUNYADA BUGIJN ALtSİRMEN Olacağı Buydu Parlamerrtodaki tabansız ANAP çoğunluğunun oyianyla TÛ^ nûn "tavsiye" ettiği ve Yıldırım Akbulut'un "istediği" yetki, hü- kümete verildi. Meclis'in bu yetkiyi veremeyeceği, tüm yapılanlann anayasa- ya aykın olduğu, özellikle İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu tarafın- dan yazıldı, hukukçular bu konuda aynı doğrultuda gorüş be- lirttiler. Ana muhalefet partisi SHP daha önceden de Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu, bu kez de vuracak. DYP de Medts1 in işlevinı korumak ve tağyir fiiline karşı çıkmak konusunda elin- den gelenı yaptı. önce bir noktayı rejimin esenliği açısırtdan vurgulamakta bü- yük varar var. Muhalefet, gidişe karşı kendisine düşen uyarı gö- revini yerine getirmiş, gerek kamuoyu gerekse ANAP'ı aydınlat- mak için elinden geleni yapmıştır. SHP'nin Anayasa Mahkeme- si'ne başvurması ise tüm olanaklar tükendikten sonra eldeki son yolu değerlendirme girişimkjir. Bu noktanın bilinmesinde, reji- mi değiştirmek isteyenlere karşı, rejim içinde seçenek bulundu- ğunun bilincinde olunması açısından büyük yarar vardtr. Bu noktayı vurguladıktan sonra yetkinin sakatlığı konusun- da daha önce yazılanlan yinelemeden astl değinmek istediği- miz konuya gelelim. 12 Eyiül'den ^[25 eylüle geçerken, kimileri tarafından sivilli- ğin simgeleri olarak gösterilen TÖ ile ANAP son davranıslanyla askeıierden çok daha şahin olduklannı kanıtlamışlardır. Bugün anayasaya aykın olarak verilen yetkiden sonra görû- nen şudur: Parlamentodaki ANAP çoğunluğu büyük bir sorum- suzlukla, kendi yetkisini, sorumsuz başka bir kişiye devretmiş bulunuyor. Artık ortada tabansız bir iktidar, sorumsuz bir yasa- ma, işlevsiz bir hükümet ile sorumsuz TÖ'nün kullandığı sınır- sız yetkiler vardır. Olayın temelinde yatan öğe sorumsuzluktur. Sorumsuzluğun kaynağında ise tabansızlık yatmaktadır. Evet hiç kimsenın kuşkusu olmasın ki bugünkü ıktidarın gözü karalığı ile sorumsuzluğu, tabansızlığından kaynakianmaktadır. iktidann tabansızlığı 26 Mart 1989 seçimlerinde tescil edilmişti. O günlerde % 20'lere inen ANAP, artık halk tabanındaki deste- ğini yrördiğini ve bunu bir daha öyle kolay kolay yeniden kaza- namayacağını görmüştü. Bu durumda tutulacak iki yol vardı. Birinci yol, hemen erken seçime gitmek, iktidarı çoğunluğu temsil eden parti veya partilere bırakarak, toparlanıp yeniden ta- banını oluşturmaktı. Bu yol demokratik olduğu kadar akılcıydı da. ikinci yol ise 26 Mart oylamasının bir yerel seçim olduğunu söylemek, elden geldiğınce sandığa gitmemeye çalışmak ve ka- lan iktidar süresini doldururken tabanı yeniden topartamaya ça- lışmaktı. İkinci yol, akıtcı da değilcfi, demokratik da Bu yol akılcı değildi, çünkü bu denlı yıpranmış bir partinin di- rençle iktidarını sürdürerek adeta halkla inatlaşır duruma girip yitirdiği tabanı kazanması olanaksızdı. öyle olunca da normal yollardan tabanı kazanmaktan umudu kesmiş kişilerin oluştur- duğu bir iktidarla karşı karşıya kalınması kaçınılmazdı. Artık iyıce tabansızlaşmış olan bir iktidann, eski tabanını nor- mal yollardan yeniden kazanmasının olanaksıziaşması, demok- rasinin temeli olan siyasi sorumluluğu fiilen ortadan kaldınyor- du. öyle ya, bir daha seçilmemek korkusu demek olan siyasi sorumluluk duygusu, bu olanak tümden ortadan kalkınca ken- diliğinden körlenecek ve demokrasilerdeki asıl sorumluluk yok olacaktı. Nitekim öyle de a'du. Olağan yollardan yeniden taban kazanamayacağını anlayan ve sorumsuzlaşan ANAP grubu, bir kişinin emellerine sonuna kadar hizmet edecek bir sorumsuzluğun çeşitli örneklerini ser- giledi. Yetki olayı bunların sonuncusu ve en tehlikelisidir. ANAP grubunun sorumsuzluğu yüzünden hukuken sorumsuz bir kişi- ye Türkiye'yi savaşa sürüklemek, toprakları üzerine yabancı güç- ler çağıımak, yabancı ülkelere asker göndermek yetkisi veril- miştir. Bir kez daha belirtelim, bu geniş yetkileri eline geciren kişi sorumsuz ve tabansızdır. İşte tabansızlıktan başlayan sorumsuzluğa uzanan bu korkunç olayın altında yatan neden, ANAP'ın artık tabanını yitirdiğinde, erken seçime gitmemesidir. O gün bizler, Türkiye'nin güç günleriyle böytesine sorumsuz ve tabansız bir iktidann işbaşında olmasımn doğuracağı son- suz sakıncaları düşünerek erken seçim istemiştik. Son olaytar, erken seçim isteyenlerin ne denli haklı olduğunu bir kez daha ortaya sermiş bulunuyor. ' H Emperyahst Korsanîaı Ortadoğu'- dandışan! H Emperyalizme karşı mücadele bay- rağı Saddam'a terk edilemez! H MEylül'ün sonuçlannı ortadan kal- dırmak için ileri! Jfi DSB için Güçbirliği Kuruîdu. jZArjantin'de Troçkist Parti iktidara yûrûyor. H Su sorunu, kadın soronu mn? 4. sayı Çıktı. Tum Bayılerde Nakilbent sok. No: 49/3 Sultanahmet/İST. Tel: 516 84 54 Dağltim: YAY-DAC. PUINLAMACILAR W MUHENDISLERŞirketımızin, çeşitli bolumlennde göreviendırilmek üzere aşağıda betırtılen konularda uzmanlar aranmaktadır •ENDÜSTRİ PLANCISI *TURİ2M PLANCISI •ARAZİ KULLANIM PLANCISI •ŞEHİR PLANCISI *ŞEHİR ALTYAPI PLANCISI •ÇEVRE KORUMA UZMANI *ULAŞlM PLANCISI •TELEKOMÜNİKASYON PLANCISI •TARIM PLANCISI *ENERJİ PLANCISI *TARIMSAL ENDÜSTRİ PLANCISI 'EKONOMİK MODELLEME UZMANI •BÖLGE PLANCISI Isteklilenn aşağıda belirtilen adrese şahsen başvurmalan rica dunur. MNG BİLGİSAYAR A.Ş Kızkulesı sok. 44 Gazıosmanpaşa-ANKARA TEL: 137 11 55-56 . 14612 05-06 1. Hamur kağıda çok temiz FOT O KOPİ 60 TL.Doğan Copy 16O 78 28 Ortabahçe Cad. No: 6O Beşlktaş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle