19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYL AR VE GÖRÜŞLER 8 EYLÜL 1990 Insan Hakları ve PemokratJkleşme Kişisel ve toplumsal anlamda insan haklan ihlallerini, sistem içinde önleme olanağı vardır. Bu kendisini ülke ölçeğinde olduğu kadar içerisinde yer aldığı sistem içinde ve sistemler arası anlamda uluslararası ölçekte zorunluluk olarak duyumsatmaktadır. MUZAFFER İLHAN ERDOST ÎHD Ankara Şube Başkanı Nükleer silahlann insanlığı daha büyük ölçü- de tehdit etmeye başlamasıyla birlikte, kapitalist (etnperyalist) sistem ile sosyalist sistemin bir ara- da yaşama düşüncesi de gerçeklik kazandı. Dünya kapitalist sisteminin komuta merkezinı oluşturan Birleşik Devletler ile dünya sosyalist sısteminı temsil eden Sovyetler Birliği'nın başı çektikleri iki sistem arasında saldırı ve savnnma sarmah içinde üretilen nükleer silahlar, son kırk yıl içinde nicel olarak çoğaltılmakla kalmadı, sal- dın yalnızca saldırı olarak kaldığı yani karşılık görmediğı zaman bıle saldın merkezini de ıçıne alacak boyuta ulaştı. İnsanlığın gelişmesi önleniyor Diyelim Türkiyedeki Birleşik Devletler üsle- nnden gönderilerek Moskova üstünde patlatıla- cak bir nükleer bombanın, yalnızca Mosko- va'yı değil. üs olarak fırlatıldığı mekânı, yanı Türkiye'yi, Sovyetler Bırliğfne komşu ülke- leri. özellıkle İskandınav ülkelerini içine alacak kadar etkı alanı genışledi. lnsanlık. insanlığın binlerce yıldır biriktirdiğı değerlerin yanı sıra kendi öz varlığını yok edecek ölçekte depoladığı nükleer gücün korkusu altına çekilmeye ve bu korkunun birçeşit tutsağı olma- ya başladı. Sistemler arasındaki güvensizlık, yeni nükleer silah üretımıne ve yenı silahlar da korku- nun büyümesine, düşmanlığın derinleşmesine neden oldu. Nükleer gücün büyüklüğü, uluslararasındaki sınırlann üstünden aşmaya, sistemler arasındaki duvarların rolünü sıfırlamaya da başladı. Çünkü bir ülkeden başka bir ülkeye doğru yüzen radyas- yon yüklü bulutlar, ne sivili askerden, ne ınsanı öteki canlılardan avırıyor, ne ulusal sınır, ne sis- ternler arası duvar tanıyor Üstelik bu silahlan üretmek için gereken fon, kapitalist sistem içinde daha çok gene bu sisteme bağımlı/borçlu ülkeler halklanndan baskı altın- da (daha çok faiz biçiminde) emilen ve acılı yok- sullaşmalann bedeli olan sömürüden, sosyalist ülkelerde ıse toplumsal gelişme için ayrılan fon- dan sağlanmaktadır. Kısacası sistemler arası si- lahlanma yanşının vükü, genel olarak tüm dün- ya emekçilennin omuzlanna yüklenmekte, in- sanlığın gelişmesinin ve gönencinin engelini oluş- turmaktadır. Sistemler arası barışma, insan haklan kavra- mını, ulusal sınırlardan uluslar üstü bir düzeye. dahası sistemler üstü bir düzeye yükseltiyor. Dünyanın hemen her yerindeki her insan, hangi ırktan, hangi dinden. hangi siyasal ve ıdeolojık sistemden olursa olsun bir insanın insan olarak haklannı savunma ve koruma konumu kazanı- yor. Kısacası doğrudan insanın kendisi belirleyi- ci olmaya başlıyor. Bir başka anlatımla insanın gerek yaratılış sürecinde doğrudan aldığı farklı- lıklar, gerek dil ve din gibi tarihsel gelişme süreci içinde edindiği farklılıklar. içinde yer aldığı ulu- sal ve sistemsel farklılıklar, insan haklan kavra- mını belirlemıyor. tersine bu farklılıklardan kay- naklanan anlayışlar. genel ve evrensel "insan" kavramı içinde erimeye başlıyor. Bu nedenle de varlığı korunan, haklan savunulan özne, insan olduğu gibi insana da, içinde var olduğu toplu- luk. bağlı bulunduğu din, birlikte korunduğu ulus ya da sistem değil, doğrudan insan sahip çık- maya başlıyor. Sistemler arası bu banşma, aynı zamanda Bir- leşmiş Milletler bildirgelerinde ayn ayn duran, burjuva demokrasisiyle birlikte oluşmuş ve geliş- miş kişisel haklarla sosyalist demokrasiyle birlik- te oluşmuş ve gelişmiş toplumsal haklann karşı- lıklı dengelenmesine, bireysel haklarla toplumsal haklann olabildiğince uyumlu bir bütünleşmesı- ne de altlık oluşturuyor. Özgûrce seçebilmeli Bireysel haklarla toplumsal haklann uyumlu bütünleşmesi sosyalist sistemin merkez ülkesin- de (Sovyetler Birliği'nde) başlayan ve bu sistemin çevre ülkelenne (özellıkle Doğu Avrupa ülkeleri- ne) yayılarak yaşama geçen sosyalist demokra- tikleşmeyle daha bir belirginleşti. Ama buna kar- şılık kapitalist dünya sistemin çevre ülkelerinde, örneğin Türkiye gibi kapitalist dünya sistemi içinde yer alan ve aynı zamanda bu sisteme ba- ğımlı borçlu ülkelerde ise demokratik olmayan ekonomik ve siyasal vapılanmadan demokratik yapılanmaya geçilmedi. Demokratikleşme çaba- lan dün olduğu gibi faşist yöntemlerle engelleni- yor. Oysa sistemler arası bir arada yaşama, yalnız- ca sosyalist ülkelerde sosyalist demokrasiye ge- çişle yani yalnızca sosyalist ülkelerin halklannın geleceklerini serbestçe belirlemesiyle sınırlı kal- mamak gerekır. Aynı zamanda dünya kapitalist sistemi içinde yer alan ve bu sistemin merkez ül- kelenne bağımlı bulunan ülkelerde, burjuva de- mokrasisine geçilmesi, daha açık bir anlatımla bu ülkelerin de yalnızca biçimsel değil. özü, içeri- ği bakımından da demokratıkleşmesı gerekiyor. Somutlaştırarak söylemek gerekirse sosyalist bir ülkede halkın özgür iradesiyle serbestçe gele- ceğini belirleme. kapitalist sisteme dönüş dahil, kendi sistemini seçmesinin demokratik olanakla- nna kavuşması gibi kapitalist sistem içinde yer alan bağımlı' borçlu bir ülkede de halk özgür ira- desiyle geleceğini ve dolayısıyla dilediği sistemi serbestçe belirleyebılmelı, bir başka deyışle sos- yalist sisteme de geçebilmesinin demokratik ola- naklanna kavuşmalıdır Yalnızca sosyalist ülkelerde kapitalizme dönü- şün demokratik olanaklannı sağîamak, ama bu- na karşılık kapitalist ülkelerde sosvalizme geçi- şin demokratik yollannı kapalı tutmak, dünya ölçeğinde bir demokıatikleşmenin değil, olsa ol- sa dünya ölçeğinde tekelleşmış sermayenin ege- menliğinin yolunu açar. İnsanlık ıçın sorun, yalnızca ekonomik gönenç değıldir. Sermayenin tahakkümü altında erişile- cek konfor hiç değıldir. Ekonomik gönenç kadar insanın ve insanlığın özgürleşmesidir söz konusu olan. Amaç yönetılen bağımlı bir insanlık değil. kendıni yöneten özgürleşmış bir insanlıktır. İnsan haklannın sağlıklı bıcimde yaşama geç- mesi, siyasal yapılanmanın demokratikleşmesiy- le olanaklıdır; bu da ekonomik yapılanmanın de- mokratıkleşmesıne bağlıdır. Türkiye'yi örneklersek Türkiye örneklenerek söylemek gerekirse ser- maye ve servetın tam özgür olduğu, emeğin ve emekçinin demokratik haklardan erımli ölçüde yoksun bırakıldığı bir yapılanmadan, emeğin ve emek sahıbı sınıflann da sermayeye ve servet sa- hibi sınıflar kadar aynı ölçüde siyasal özgürlükle- re sahip olduğu bir yapılanmaya geçilmesi, insan haklannın demokratik bir yapıya kavuşturulma- smınönkoşuludur. Egemen erk, insan haklanna karşı olduğu için değil de var olan (mevcut) sistemi koruduğu için kimi insan haklanna da karşı olduğunu ıçten içe duyumsatmak ıster. Emekçilerin demokratik haklanna kavuşmasının ön koşulu olmak gere- ken 141 ve 142. maddeleri, emekçilenn demokra- tik haklanna karşı olduğu için değil, sistemi ko- rumak için kaldırmaktan kaçındığını da duyum- satmak istemektedir. İnsan haklan açısından sorun, sosvalizme geç- mek için sistemi değiştirmek değil, sistemin bas- kıcı özelliğını sona erdirerek emekçilerin/ sosyalistlerin de siyasal örgütlenmelerinin yasal olanağını sağlamaktır. Halkın. sosyalizm dahil dilediği sistemi özgür iradesiyle seçmesinin siya- sal ve demokratik koşuilannın tam olarak yara- tılmasıdır. Bır başka deyışle ıç egemen güçlerin alt basamaklanndan ve özellikle askeri açıdan bağlandığı emperyalist sistemin merkeziyle itti- fak içinde oluşturulan baskıcı. faşist yörünge- den, iç ilerici güçlerle dünya ölçeğinde oluşan de- mokratikleşme sürecınin oluşturmaya başladığı merkezin yörüngesine geçmektir. Demokratik olmak, doğal ki parlamento, siya- sal partiler, genel oy gıbı kurumlann varlığını ge- rektirir. Ama parlamento. siyasal partiler, genel oy, toplumun tüm sınıflanna değil. belirli bazı sı- nıflara açık ve emekçilere kapalı ise orada ancak biçimsel bakımdan demokrasiden söz edilebilir. Özü bakımından demokratik olmak demek tüm toplumsal sınıf ve katmanlann, topluluklann, ekonomik ve siyasal örgütlenme olanaklanna sa- hip olması. iradelerini siyasal örgütleri aracıhğıy- la yaşama geçırmelerinin demokratik ve yasal olanaklan bulunması demektir. Türkiye'de göreli de olsa insan haklannın ya- şama geçmesi içte baskıcı ve dışa bağımlı olmak- tan kurtulmakla olanaklıdır. Bundan, insan hak- lan ihlallerinin sistemin kendisinden kaynaklan- dığını gözardı ettığimız anlamı çıkanlmamalıdır. Sistemin kendisinden kaynaklanan ihlallenn. sistem (kapitalist sistem) değişmeden de belirle- yici ölçüde önlenmesinin olanaklan bulunduğu unutulmamak gerekır. Özet olarak söylemek gerekirse, kişisel ve top- lumsal anlamda insan haklan ihlallerini, sistem içinde önleme olanağı vardır. Bu kendisini ülke ölçeğinde olduğu kadar içerisinde yer aldığı sis- tem içinde ve sistemler arası anlamda uluslarara- sı ölçekte zorunluluk olarak duyumsatmaktadır. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Özgür Düşünceye 7 Kurşun.. " Akıl ve bılım ölçülerı başkadır. Dindeki konular akıl ve bilım ölçülerine vurulduğunda ışin içinden çıkılamaz. Islamın amentüsünde yer alan iman esaslarını e)e alalım Hiç biri akıl ve bilim ölçülerine sığmaz. Tannya ınanç da, Tanrı ile insanlar arasına gırmış görünen Peygambere ınanç da, ahiret gününe ınanç da, kadere inanç da..." "İslamın temelindeki yalanlar" adlı dizi yazılanndan birinde böyle diyordu Turan Dursun... Çarşamba sabahı evınin yakınla- rında yedı kurşunla öldürülen yazar Turan Dursun, bir kaç yıldır islamlık konusunu bilimsel bır açıdan inceleyen yazılar yayımlı- yordu. Bu yazılar bağnaz çevreleri ve klşileri öfkelendiriyordu. Kendisi de biliyordu. Çünkü süreklı gözdağı mektupları alıyordu. Bir din adamıydı Turan Dursun. Tutucu bir çevreden yetişmiş- ti. Dınokullarındaöğrenım görmüştü. Yıllarcavaizoiarakgörev yapmıştı Irdeledığı konuyu iyi biliyordu Gerçek İslamlığın bağ- nazlıktan, daha doğrusu yobazlıktan değişik olduğunu anlatmak istiyordu. "2000'e Doğru"da, son haftalarda da "Yüzyıl" adlı der- gide sürekli yayımlanan "Din Bilgisi" köşesinde çıkan aydınlatı- a yazıları ilgiyle okunuyordu. Kimi beğenerek kimi de düşman- ca duygularla... Turan Dursun'u vuranları kimse görmemiş, İstanbul Emniyet Müdürü Ardalı, 'görgü tanığı yok' diyor. Oysa on üç yaşındaki Arhan "Siyah renkli araba arkadan geldi. Sonra adamın yere yıkıldığını gördüm" diyor. Çapraz ateşe tutularak öldürülen Dur- sun'un katilleri de bulunamayacak mı? Daha öncekı cinayetler- de olduğu gibi Aksoy'un, Emeç'in katillerinin bulunamaması gibi... Vanlı bir iş adamından bir mektup almış son günlerde. "Se- nin için İstanbuPa üç kişi gönderiyorum" diyormuş. Dursun bu tür gözdağı mektuplanna karşı şöyle yanıt vermiş Mayıs 1990 günlü dergide: "Kütür ve tehdit yüreksizliğin, tükenmişliğin ürünüdür, boşu- nadır. Şimdiye dek yalanlarla örtülegelmiş karanlıklarda, güçlü- lerin yararına saklanmış gizli saklı din konuları varsa bir bir or- taya dökülüp sergilenecektir. Buna kimsenin kuşkusu olmasın. Daha güzel bir dünyanın. ışıklı dünyanın, özgürlüklerin, insan aklı ve bilimin tüm boyutlarıyla geçerli olduğu bir dünyanın ku- rulması için bu tür çabalar su kadar, hava kadar gereklidir" diyordu. Turan Dursun'un yazılarının bir bölümünü masama serdim. Ordan burdan cürnleler okuyorum. Kurandaki çelişkilerden söz ederken diyor ki: "İslam, tüm insanlar Müslüman olana dek, yer- yüzünü bir savaş alanı sayar. Barış ve hoşgörü de eğer gereki- yorsa savaşın gereğı olan hile içindir." "Tanrı bildi anladı ki" ya- zısından: "Kuran'ın Tanrısı önce bir şey yapıyor, bir hüküm orta- ya koyuyor, sonra bir gelişme olunca görüşünü, dolayısıyla hük- münü değiştiriyor, yani bir başka hüküm koyup bir öncekini ge- çersiz kılıyor" Turan Dursun'un öldürülme nedeni işte bu tür görüşlerdir Bi- lim açısından Kuranı yorumlamak demek ki büyük bir suç, öl- dürülme gerektirecek kadar ağır bir suç! Tahran Radyosu, Dur- sun'un öldürülmesini sevinçle bildirmiş, şöyle demiş: "Halırlat- mak gerekir kı Turan Dursun yazılarında yüce İslam dini ve Hz. Muhammed'e defalarca ihanet ve edepsizlikte bulunmuştu." Şim- di anlaşılıyor mu yedi kurşunun nerden, hangi kaynaktan atıldığı? Görgü tanığı yok, katillerden iz yok, hiçbir şey yok, ama öldü- rülme nedeni çok açık: Bilim kafasıyla din konulannı incelemek, irdelemek . Son haftalarda iki kitabı çıkmıştı Dursun'un. "Kulleteyn"de ki- şisel anılarını ve yetişme yaşamını anlatıyordu. Bu ilginç kitabı daha okumaya başlamadan yazarının korkunç bir cinayete kur- ban gitmesi yazgının bır oyunu mu? Dursun'u öldürenleri sözde kimse görmemiş, ama emekli ko- miser İbrahim Çağlar'ı öldürenleri görenler var! O kadar ki katil- lerin resimleri hemencecik çizilip kamuoyuna sunulmuş. Ama Turan Dursun için böyle bir çalışma yok Bu bile epey anlamlı değil mi? HAYRETTEN TULUNAY KORGENERAL (1921-8.9.1989) Dürüstlüğünü, Sevgini, Saygını ve Nezaketini çok özlüyoruz. Nur içinde yat. AİLEN 29 Ekim 1942'de Onurlu bir yaşama ilk adımını atan iyi insan, sevgili kardeşimiz Öğretmen CUMHUR ÇETİNKAYA'nm bu dopdolu yaşamı 26 Ağustos 1990 günü sona ermiştir. Acılarımızı, üzüntülerimizi paylaşan tüm akraba ve dostlanmıza teşekkür ederiz. Kızkardeşi SUZAN ÜSTÜN. Yefteni ARZA BATTAL, Kayınbiraderi TEKEV (JSTÜTV SAYDAM (DİA) ALINACAK TÜRKİYE SEYAHAT ACENTALARI BİRLIĞİ, BÜNYESINDE KURDUĞU ARŞİV İÇİN AŞAĞIDA BE- LİRTİLEN KONULARDA DAHA ÖNCE BAŞKA BİR YERDE KULLANILMAMIŞ SAYDAMURI (DİA) TEÜF HAKKI İLE SATIN ALACAKTIR. SATIN ALMA PAZARUK USULÜYLE YAPILACAKTIR. KONU : OTELLER MOTELLER LOKANTALAR MÜZELER ÖREN YERLERİ TURİSTİK BELDELER NİTEÜKLER : 6X6 cm veA«ya 35 mm. ÖZGÜN TEKÜFLER 10 EYLUL 1990 TARİHİNE KADAR: 17 EYLÜL 1990 TARİHİNDEN İTIBAREN: 146 02 36 - 146 02 37 - 132 59 13 175 13 61 - 175 13 62 - 175 13 97 175 06 98 - 175 06 99 NO.LU BİRÜK MERKEZI TELEFONLARIMIZDAN RANDEVU ALINARAK İLETİLECEKTİR AYRINTILAR İÇİN BU TELEFONLARDAN BİLGI ALINABILIR. Temiz bir deniz... Sessiz bir ortam ve eşsiz bir doğa içinde tatil. MOTEL ÇAGIN Assos-Bektaş Köyü Tam pansiyon: 30.000 TL Ayvacık/ÇANAKKALE Tel: 9-1969-1441 PENCERE Sivil Darbe!. Darbe, yalnız askeri olmaz. Sivil darbeyle rejimi değiştirmiş diktatörler pek çoktur; en çar- pıcı örnekleri de 20. yüzyılda yaşanmıştır. Bir sabah tank seslerıyle uyanmak, askeri darbenin çarpıcı yönüdür. Yurttaş gözlerini açtığında radyo ve televizyona el kon- muştur. Operasyon şafakla birlikte gerçekleşir. Değişim birden- bire olduğu için herkes farkına varır. Sivil darbede değişim za- mana yayıldığından çoğu kişi ayrımsayamaz. İnsan birlikte yaşadığı kişilerin her gün biraz daha değiştiği- ni ve yaşlandığını görebilir mı? Ancak uzun süre ayn kaldığın bir dostu ilk görüşte şaşırabilirsin. Saçları aklaşmış, yüzü kırış- mış, bedeni çökmüştür; ilk bakışta tanıyamazsın: — Gözüm ısırıyor; ama kim? Türkiye ivmesi gün geçtikçe artan bir süreçte sivil darbeyi ya- şıyor; askeri darbenin bir gecede yaptığını sivil darbe birkaç yıkda gerçekleştiriyor. Eğer sivil darbeye karşı demokratik direniş güçlenip hareke- ti durduramazsa, iş işten geçmiş olacak. *• 1990 Türkıyesi'nde cumhurbaşkanı her şeyi elinde tutuyor; ne Başbakan var, ne hükümet, ne de Meclis... Parlamentodaki ANAP grubu var oluşunu doğal lideri Özal'a bağlı sayıyor. ülke SS kararnamelerıyle yönetiliyor. Güneydoğu bölgesindeki olağanüstü hal bütün yurda yaygın- dır, vali istediği konseri, tiyatro oyununu, toplantıyı, açıkoturu- mu, gösteri yürüyüşünü, mitingi yasaklayabilir. İçişleri Bakanı istediği matbaanın kapısına kilit vurur, gazete ya da dergiyi ka- patır. Olağanüstü Hal Yasası'nı pekiştiren SS kararnameleri "fiiten" bütün yurda yaygın sıkıyönetim düzeni kurmuştur. Meclis'teki ANAP çoğunluğu yetkilerini Akbulut hükümetine teslim etmiş, Akbulut hükümeti devir-tesüm ışlemini tamamla- yarak sorumsuz Cumhurbakam Özal'ın emrine girmiştir. Bu devir-teslim işlemi o kadar büyük boyutlara ulaşmıştır ki "d'ma- mik dış politika için Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yurtdışında kullan- mak ve yurda yabancı silahlı kuvyetleri çağırmak yetkisi" de ar- tık sorumsuz Cumhurbaşkanı Özal'ın elindedir. Cebine koyduğu bu yetkiyle Amerika'ya uçacak olan Özal, ABD Başkanı Bush ile konuşacaktır. Neyi konuşacaktır?.. * Sorunun yanıtını bilmeyen yok; artık gazetelerde gelecekteki Ortadoğu'nun haritalan da yayımlanıyor; Amerıka, petrol sava- şına hazırlanıyor; bölgede yeni düzen kuracak; bu amaçla Su- udi Arabistan'a yerleşmıştir; askeri yığınağını arttırıyor; Türki- ye, ABD'nin yanı başında bu seferberliğe katılırsa, savaş son- rasında kurulacak masaya oturacak, sofrada yerı olacak... Çok kurnaz ve açıkgöz olanların şimdiden yaptıklan hesap açık seçik ortadadır: — ABD'nin kuracağı düzenin dışmda kalamayız, Türkiye'de siyasal iktidan Vaşington saptar; Amerika'nın desteklemediğikiş ya da partiayakta duramaz. Öyteyse şimdiden 'büyük oynamak' gerekiyor. 'Çekingen' dış politika geçmişte kalmıştır. Fırsat bu fırsat!.. Kraldan çok kralcı olmanın yararian vardır; çünkü kraldır her şeyi elinde tutan... Türkiye'de sivil darbe bu amaçla gerçekleştirildi; anayasa rafa kaldırıldı. • Sivil darbeciler halka dayanmıyorlar; Türk halkının yüzde 80'i ANAP iktidanna ve savaşa karşıdır Hele Ortadoğu'nun -Arap ve İslam dünyasını- yeniden paylaşımı sofrasına oturmak ha- yali, tam bir macera sayılıyor. Ne var ki içeride halk desteğini yitiren ve demokrasiye sırt çeviren her yönetim, iktidannı ayakta tutabilmek için dış mace- ralar yaratmak yollarına sapar Türkiye'yi Ortadoğu serüvenine sürüklemek isteyenlerin "bü- yük düşünmek" ya da "büyük oynamak" dedıkleri, iç politika- da sıkışmış sivil darbecilerin dış politika zorunluğudur. îstanbul Üniversitesı Kardiyoloji Enstitüsu'nden aldığım sağırlık karnemi kaybettim. Hukümsüzdür. HÜLYA SEZGlN PAZARLAMA VE DAĞITIM ARAŞTIRMALARI TÜRKtYE'DEKİ UYGULAMALARI Nezih H. Neyzi Haşet, Akademi, Gençlik, Acar, Elif, Bilgi, Eren ve Kültür Kitabevleri'nde arayınız. PEVA-Beyoğlu, Imam Sk. No: 1 tSTANBUL (1931-8.9.1982) ANMA İRFAN DEMtR (Bahriye) Seni, ölumünün sekızincı yıldönümünde sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Eşi ve çocukları adına MECİT DEMİR FUAYEMİZDE Savüj Yıkımdır" adlı karikalur sergisi ızlenebilir. Ş HAYIR DEMENİN HAKLILIĞINI KANITLAYAN FİLM• SAVAŞA İSMİNİ UNUTMA 1 3.00 - 15 30 - 1 8 00 - 20.00 LUDMİLLA KASATRINA • LUOMİLLA İVANOVA OKM 158 69 87 Çelik Motor, şimdisize tüm bayilerinde "ÖzelSabit Kur İmkanı"m sunuyon 1Japon Yeni 18,20 TL Honda HatchbackDüz Vites, Standart 40.100.000TL*(KDV Dahil) 16 valf. İ4(H)CC.9()HP • Havalı avarlanabılırdıreksıvon • Içerden kumandalıbagaj vebenzındeposu kapağı • Katlanabılırarka koltuk • IşıkLgenışbagaj • Arka cam rezısansı • Isteğe gore aır condıtıon, sun roof. onjinal radyo-teyplı tıpler. * Chic Sedan Düz Vites SUndart 40.350.000 TL • Civic Sedan Otomatik Viles Sundart 42.480.000 TL »Chic Sedan Düz Vites Full 48.300.000 TL Civic Sedan Otomatik Vites Full 50.440.000 TL • Civic Hatchback Otomaük Vites Standart 41.560.000 TL • Cnic Hatchback Düz Vites Full 45.350.000TL • Chic Hatchback Otomatik Vites Full 47.210.000TL • CRX(aircondition'lı) 55.550.000 TL ÇEÜKMÖTÖR 353 9081- 353 91 8C (6 Hal ı Honda Show Room BuvukdereCad 112. Esentepe. İstanbul 1 6 7 3 4 8 4 - 1 7 3 1 2 4 0 Honda Yetkili Sancılan İSTANBLL» MadukMi Lld.Siu KaUmışfenerCad S5 17-IKFenertahçe.3.V, 7050-3365744 • YnıiköyOto«Xh, KmisrçıCad |7(IYen>km 162<N G«HiA4..Cumtıun){tCad 3«3Harhvt. I * 1511-13044 14 • Ak>ûzOtomoln.ÇalıkuşuSok PLevert.Tel 16995 07-ISfl2241 IZMtR^TtTÜüOtömoüı.AıaturkCad 330 A.21 1210-6304 56 •' ANKAlAHonOtOBo6A^.CınııalıCad.66Çanluya. 140^040-41 \D^N4• CoşkunkBrtKoll.Ştı.Zıvapa^aBul Mışadıbcv \pL21 C. 174158-1 " 4 2 5 9 t İZ.MİT• F»ilOMmoth.DemınoluCad 1W.15(«İ9« 8Allk£blR>AlunrıcııreıiŞ^enıHasıaiKCâd. Ii:5(l 42 • A.VTALH»KıwU5KtndillwOlflBolh,UçjenVb)ı AMılpekçıCad.55 C 15 (M 05-06 An'OS^ErMakİMLld Ş«ı, AtaturkCad29 339 1 2-i3 t ESKİŞEHİR»ÜstûnOloıııoth.SnnnısarCad88 A.I201 4" DENİZÜ • Kımı Tıc. KoH S t Halk Cad 127.39 8 W -12 ! 54 • ÇORL M • ÇK;HCİICT TPCIM, Inonu Cad 45. 43180 SA.MSl.S»KıroıMo«orKıArKİ«fl-'<-S'>-^lurkBul 2 12"5Î7 t TRABZON»DoguKan(lmİ20toTıc.LliŞli,SdhılCad.3". 43586 kONY*»OtoKon.tŞ..Nak;aoCad \\ Ijhaıu. 84 1.1339 52 • D O Z C E * A*»Gesl«i$S.Ai2!urkBul 4.JI0İU-17I00 GAZliVTlPHeyı>ışTerawlif.Fevz]ÇakmakBulvan7Cad 19,1(110 11 • BlRSA• IıullırLtd. SıadvumCad22 1472 23-1492 94 MERSİN • Mortuhıt Otomom. Inonu Cad 202.52 68^ Lutfndittu.Hondı CivicStitn.CKKHıictoıci.CiııcCRX.\BDdı^nılı»lıszcıJıponvıdı*HotrfaMolorCo.Ü4."ıınfındınurnilv HondjMotwCo LıdnınTuriıvt>«lıl,sıuctsıretckdıımkûloniÇeKkMotor*m LONDRA., (2XP0W), CAMBR1D6B BOÜRNEMOUTH^MGHTOy DE SEÇKİN QILOKUUARW0lkyA2-K14 rADA 8ÛTUN VILİNûlUZCE Ö6R.CNİM ttTAKSİTTE ODi KOLAYUGt $ KUKLAR •TICAfcl İN6İÜZCE . TUR.İZM INGILİZÇESİ •BANKAC1LIK İNÛİÜZCESİ •5INAV KURSLAR1: Cambridge •First Certificate ,PnofıCıtncy, •T0EFL,AREl5(Saz\ü) tursem İNGİLİZLİSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhurıyet Cad 173/4-B Elmadağ 80230 İstanbul Hııton Otelı Karşısı Tel 14839 77-148 79 43-1482849 Fax 132 97 29 Tlx 27498 tusn tr Turkıye'nin en güzel düğün salonları I NİŞANTAŞI 1RESTAURANT Düğün Salonları 150 ktgı ıçın Ye-nekh i 785 000 Ye-ncklı mezelı 2 175 000 Rez 147 62 39-147 74 40 • Salonlanrmz klimahdır • Başbakanlık kimlik cüzdarumı kaybettim. Hukümsüzdür. ALİ MESUT BİRÎNCİ Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hukümsüzdür. OLCA Y KAYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle