25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15 KÖRFEZ KUİZİ... KÖRFEZ KRf Zİ... KÖRFEZ KRtZt...KÖRFEZ KRİZİ ATDIŞİŞLERİBAKANLARITOPLANTISI Türkiye'ye yardım içinkarar günüNİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Körfez krizinden zarar gören ülkelere yapüacak yardımı tartışmak üze- re bugün AT dışişleri bakanları "gayriresmi" bir toplantı için ttalyan baş- kenünde bır araya geliyor. 17 eylülde Brük- sel'de yapüacak bir toplantıyla Türkiye, Mısır ve Urdün'e -ve belki Yugoslavya'ya- yapüacak yardımın cinsi ve miktan hakkın- da verilecek karar "nihai seklT'ni alacak. Bugünkü toplantı, kararın temel niteliğini belirleyecek. Yann AT'nin "Ecofin" top- lantısı için gene ttalyan başkentinde bir ara- ya gelecek olan 12'li maliye bakanları da söz konusu kararı gözden geçirecek. Her halukârda verilecek yardımın mik- tan AT Komisyonu tarafından belirlenmiş durumda. Ancak AT yetkilileri toplantı ari- fesinde rakamlar hakkında herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınıyorlar. Ama AT (Akdeniz yöresi masasına bakan) ko- misen Abel Matutes'in ttalyan basınına verdiği açıklamalara göre tespit edilen rak- kamlar ülke başına 3 ay içinde verilmek uzere 600 milyon dolarlık bir meblağı kap- sıyor. AT ülkelerinden gelebilecek bir kay- nak transferinin her halukârda Türkiye'nin yıllık zaran olarak tespit edilen 4.5 milyar dolan karşılamaktan çok uzak kalacağı an- laşılıyor. Roma'da îtalyan Dışişleri Bakanlığı'na yakın kaynaklardan edinilen bilgüere göre Türkiye'ye yapılacak yardımın şekli diğer- lerinden farklı olabilir. Bu yardım AT ile ticari ilişkilerin hızlandınlması, Türkiye ile AT arasında hazıılanan işbirliği paketinin işlerlik kazanması, -Yunan vetosu ile kar- şılaşmaması halinde- mali protokülün açıl- ması şeklinde olabilir. Ne ki "La Stampa" gazetesinin Bruksel kaynaklı bir haberine bakılacak olursa bütün bunlar teonde ka- hyor. îtalyan gazetesine göre Yunanistan'ın Türkiye-AT ilişkilerinde oluşturduğu dü- ğüm bu toplantıda kendisini açığa vuracak. "La SUunpa" Yunanistan'ın Türkiye'ye yapılacak yardıma kategorik olarak karşı çıktığını söylüyor ve her zamanki tavnnı koyduğunu beliniyor. Bu dunımda AT ül- kelerinin yardımı Türkiye'ye ikili anlaşma- lar çerçevesinde gündeme gelebilecek. AT'nin dönem başkanlığını yapan ttal- yan Dışişleri Bakanı Gianni de Michelis'in açıklamalarına göre ise ambargodan zarar gören ulkelere yapılacak yardımın şekli 24'ler grubunun Doğu Avrupa için örgüt- lediği yardım programına benzer bir proje içinde gerçekleştirilebilecek. Bugunkü top- lantının ana konusunu zarar gören ulkele- re yardım paketi olarak tanımlayan Dışiş- leri Bakanı, 12'lerin bu toplantıda ABD'- nin Avnıpa'dan istedigi Körfez'deki aske- ri masraflara katkı konusunu tartışmaya- cağını söylüyor. Bir başka deyişle bakan, AT'nin Körfez krizine olan mali katkısının zarar gören ulkelere yapılacak yardımla sı- nırlı kalabileceğini belirtiyor. Roma'daki toplantırun ardından AT dı- şişleri bakanlan, ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'dan Helsinki zirvesi hakkında bilgi ahnak ve ABD Dışişleri Bakanı' yla kendi pozisyonlannı karşıiaştırmak amacıy- la Bruksel'de NATO dışişleri bakanlan ile bulusacak. Şimdiye dek ender rastlanan bir siyasi dayanışma içine giren AT ülkeleri, bu çerçeve içinde pazar günü Helsinki'de bu- luşacak olan ABD ve Sovyet liderine Av- rupa'nın çıkarlannı da göz önünde bulun- durulmasım hatırlatacak ve kararların 12'lere danışılmadan alınmamasını talep edecek. Aynca AT, ABD'ye Avrupa'dan bekleyeceği fedakârlıklan ABD'nın kendi- sini hesaba kattığı olçude tatmin edebile- ceğini iletecek. AT üyesi ülkderin Italya'run dönem baş- kanhğı altında Roma'da yapacaklan top- lantıda, ele alacakları bir diğer önemli ko- nu da topluluğun Körfez krizine Uişkin şim- diye kadarki tuturau. Dışişleri bakanlan, Irak'ın Kuveyt'i işgalinden bugune kadar geçen süre içinde, "AT'nin ABD'nin geri- sinde pasif bir tutum" izlediği yolunda ohı- şan imajı silmenin yoUannı da arayacaklar. Bu nedenle AT Dışişleri Bakanlan Toplan- tısı'nda, Avrupa'nın Körfez krizine ilişkin tutumunu kesin çizgilerle tammlayan bir açıklama çıkması da bekleniyor. Bugünkü topIanUnın gündemindeki di- ğer maddeler arasında ise Kuveyt ve Irak'- ta kalan Batılı diplomatlann tutumu, am- bargonun gidişatı ve olası bir hava arnbar- gosu opsiyonu da sayıhyor. ÜRDÜN Mültecilere Batı yardımıDış Habcrier Servisi — Batı, Irak ve Ku- veyt'ten kaçarak Ürdun'e sığınan, sayılan 100 bini aşkın Asyalı mültecinın yüz yüze bulunduğu açlık tehlikesine karşı, bölgeye gıda ve malzeme yardımında bulunmaya başladı. Ancak Ürdıin'deki mülteci kamp- larına gönderilen malzemelerin yetersiz ol- ması nedeniyle açlık ve salgın hastalık teh- likesi, on binlerce mülteciyi hâlâ tehdit edi- yor. Bu arada serbest bıraküan Batılı rehi- nelerin tahliyesi sürüyor. Batılı yardım kuruluşlan ve uluslararası Kmlhaç örgütleri, Ürdün'deki Asyalı mül- tecilere yardım gönderilmesine başlandığı- nı açıklarken Ürdün'deki mültecilerin açlık- la yüz yüze oldukları bildiriliyor. AP ajan- sırun haberine göre bölgeye ulasan gıda mal- zemesinin yetersizliği nedeniyle Asyalı mül- tecilerin yerleştirildiği kamplarda salgın has- talık tehlikesi de başgösterdi. ABD Kızılhaç örgütü, dün Washington- da yapılan bir açıklamayla Ürdün, Mısır ve mültecilerin yoğun olarak girış yaptığı di- ğer ulkelere yardım malzemesi go.ıderilece- ğini duyurdu. ABD Kızılhaçı, boıgeye gön- dereceği gıda ve sağlık malzemesinin yanı sıra uluslararası Kızılhaç örgutune de 75.000 dolar tutannda ekonomik yardımda bu- lunacak. Ürdün'e, ağustos ayı başmdan beri Ku- veyt ve Irak'tan 605.000 kışinin giriş yaptı- ğı bildiriliyor. Şu anda çoğu Asyalı ve Arap olmak uzere 105.000 kişinin bulunduğu Ür- dün'e, günde 10.000 kişi giriş yapmaya de- vam ediyor. BD arâda, 320 tngiliz kadın ve çocuk re- hine de dün Ürdün'e gıttı. Irak Havayol- lan'na ait iki uçakla Kuveyt'ten Ürdün'ün başkenti Amman'a giden rehineler, British Airvvays'e ait bir jumbo jetle Amman'dan alınarak, Londra'ya götürülecek. Rehine- leri alraaya gidecek olan tngiliz uçağının, Ürdün'deki Asyalı mülteciler için bölgeye yardım malzemesi taşıyacağı bildiriliyor. DIŞBASIN NEW YORK TIMES 'Kahraman Türkiye'ye acil destek'ABD'nin müttefikleri.Körfez krizindtr ortaya çıkan gerçekle yüz yüze gelmek du- rumundadırlar: Irak'ı engellemek için har- canan ortak çabaya gerektiği gibi ve adil olarak katkıda bulunmalıdırlar ya da itti- fakta ABD destegıni tehlikeye atmaktadır- lar. ABD'nin Körfez'deki çıkan her şeyden çok ayn, değişmez, maliyetinden bağımsız bir şey değildir. Bu bir ölçüde diğer ülke- lerin maliyeti ve riski paylaşrnalarına da bağhdır. Eğer diğerleri üzerine düşeni yap- mazsa, ABD'nin de iküdarda kalmasını et- küeyecektir. Eğer ortak çaba başansız olur- sa maliyet çok yükselecektir ve herkes da- ha fazla ödemek durumunda kalacaktır. Petrol fiyatlan ve saldırganlık açısından. Şimdiye dek tngiltere, Fransa ve Suudi Arabistan dışındakiler hiçbir katkıda bu- lunmadılar. Batı Avrupalılar ve Japonya'- nın petrole bagımlılığı herkesten fazladır. Bu nedenle üzerlerine duşeni herkesten çok yerine getirmekle yükumludürler. Baa Av- rupaülar ve Japon liderleri ABD'nin aske- ri operasyonlarına para yardımı yapmaya, Amerikalılan ücretli asker gibi gösterece- ğinden karşı çıktıklannı söylüyorlar. Evet? Paralı asker gibi gbrünmek, ölü ya da ye- nik asker gibi görünmekten daha iyidir. Al- manlar ve Japonlar anayasalannın ülke sı- nırları dışmda askeri operasyonlan yasak- ladığını öne sürerek dışarda kahyor. Bu an- laşılabih'r bir şeydir. Ama mayın tarayıcı, doktor, taşıma gemileri ya da uçaklan gi- bi malzetnenin ya da pararun gönderilme- sine engel değildir. Amerikalılann hayat- lan söz konusu olunca bu tür tartışmalar sinik görünmektedir. Geçen günlerde Hazine Bakanı Nicholas Brady ve Dışişleri Bakanı James Baker Av- rupa Topluluğu üyelerine Doğu Avnıpa'- daki demokrasilere ve Ürdüne yardım için mali sorumlulukları üstlenmeleri çağrısı yaptılar. Ve kahraman Türkiye'nin yaptı- ğı fedakârhğın maliyetini kaldırabilmesi için acilen ticaret ve desteğe ihtiyacı vardır. Amerikalı görevliler aynca Avrupa'da as- ker bulundurmanın maliyetini paylaşmak için Avrupalılara başvurdular. Bütun bu ta- lepler gereklidir ve adildir. AT Dışişleri Bakanları Roma'da bu ko- nulan görüşmek için toplanacaklar. Eğer saldırganlığm yenilmesini, enerji fıyatlan- nın ve arzlannın güvenli kalmasını, savaş ve banş hakkında söz söyleyebilmeyi isti- yorlarsa oyun oynamayı bırakıp bir an önce üzerlerine düsen payı ödemeye başlamalı- dırlar. 6 Eylül 1990 HÜZÜNLE KARIŞK — Irak ve Kaveyt'teki rehineler grnplar halinde ülkeJerine dönerierken, haraalanlannda sk sık ynkandaki gibi sahneier yaşamyor. (Fotograf: Reuter) LONDRA Thatcher Körfez'e yeni güç gönderecek İngiliz Parlamentosu 8 yıldan beri ilk kez olağanüstü toplanarak Körfez krizini görüştü. Başbakan îyîargaret Thatcher Irak'a karşı "bir askeri harekâta girişmeme taahhüdü vererek, kendi meşru haklarımızı sınırlayamayız" dedi. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Körfez bunulamını görüş- mek uzere tatilini yanda keserek 8 yıldan beri ilk kez olağanüstü toplanan parlamen- toda, Türkiye'nin adı sıkça gecti. Dün baş- layan ve bugün sonuçlanması beklenen top- lantıda, Başbakan Margaret Thatcher, hü- kümetinin Basra Körfezi'ne, Birleşmiş Mil- letler kararlannı uygulamak ve Suudi Ara- bistan'a Irak'ın olası bir saldmsım önlemek amaayla askeri kuvvet gönderdiğini, ancak ABD ile birlikte Irak'a bir askeri saldınya girişme seçeneğini "saklı tuttuğunu" söy- ledi. Thatcher konuşmasında Körfez'e da- ha fazla askeri guç göndermeyi tasarladı- ğını açıkladı. Başbakan Thatcher, Irak'a karşı bir harekâta girişmek için Birleşmiş Milletler'in yeniden bir karar almasına ge- rek duymadığını da belirtti. Başbakan Thatcher, "Bir askeri harekâta girişmeme taahfcüdü vererek, kendi meşru haklannu- zı sınırlayamayız" şeklinde konuştu. Başbakan Thatcher, Avam Kamarası'- ndaki oturumu açış konuşmasında, Kuveyt bunalımının geçmişi hakkında bilgi verir- ken Türkiye'ye de değindi. Başbakan Thatcher, "Türkiye ve Snndi Arabistan'- ın Irak petrol bonı haUannı kapatması ha- yataydı. Türkiye lideri de bu konuda bü- yük kararlılık ve dirayet gosterdi" dedi. Başbakan'ın bu sözleri, salonu tıka basa dolduran miUetvekilleri tarafından hararet- le onaylandı. ATÎNA Ancak daha sonra yapılan konuşmalar- da, Türkiye'nin adı, "yayılmacı emeiler" iddialannı cağnştıracak çerçevelerde geçti. Ana muhalefet tşçi Partisi'nin eski savun- ma bakanlanndan Dennis Healey, uzun ko- nuşmasında, Irak'ın askeri bir harekâtla parçalanmasırun mı arzulandığını sordu ve "Türkiye'nin, 1923'te Irak'ta kaybettiği petrol bölgelerini geri almak niyetiyle, bu- nalıma taraf olmak istedigi söyleniyor" dedi. Ingiltere'nin Irak'ta ABD'nin yanında bir askeri harekâta girişmesine şiddetle kar- şı çıkan tşçi Partisi'nin sol kanat üyesi Tony Benn ise "ABD, Irak'a karşı bir askeri ha- rekâta hazırdır. Bir bahane bularak saldı- racak ve Saddam'ı devirecek. tngiltere, bu buyük planda küçük bir parçadır. Thatc- her, Başkan Bush'a kilitlenmiş durumda. ABD ne pahasna olursa olsun petrol böl- gelerini kornmaya kararh" dediği konuş- masında, Amerikan yönetimlerinin, dünya bekçiliği için "ahlaki otoritesi" bulunma- dığım söyledi. Grenada ve Panama'ya ABD'nin doğrudan, Nikaragua'ya dolaylı müdahalelerini, tran'la savaşırken Irak'ı desteklemesini örnek verirken, "A>Tn Ame- rika, Kıbns böinndağünde bir şey yapta mı" diye sordu. Avam Kamarası'nın 1982'de Falkland bunalımından bu yana ilk kez yaz tatilini bölerek toplanması, kamuoyunda "buna- lımın tırmandıgına işaret" olarak göriilü- yor. Toplantırun bugün, dışişleri ve savun- ma bakanlannın da konuşmalanndan sonra geç saatlerde bir oylama ile sona ermesi bekleniyor. tktidar partisi, büyük bir ço- ğunlukla "Savaşa hazınz" derken, muha- lefet, "Ancak BM karan ile savaşa evet diyebiliriz" göruşünde. Tony Benn ve ta- raftarları ise "savaşa hayır" diyorlar. Bu bölünmelere rağmen iktidar partisinin Avam Kamarası'ndaki 100 milletvekillik çoğunluğu ile ve muhalefetten de büyük bir destekle Başbakan Thatcher'a arka çıkması bekleniyor. Ankara'nın 'önemi'kaygı yaratıyorBasra Körfezi'ndeki krizin patlak verdiği andan itibaren Türkiye'nin tutumunu yakmdan izleyen Yunanistan, Ankara'nın Batı ülkeleri nezdinde 'önemini arttırmış' olmasından kaygı duyuyor. Atina, krize ilişkin olarak Türkiye'nin 'ardında kalmamak' için çabalıyor. STELYO BERBERAKİS ATİNA — Basra Körfezi'ndeki krizin patlak verdiği andan itibaren, Türkiye'nin tutumunu yakından izleyen Yunanistan, Türkiye'nin Batı ülkeleri nezdinde 'önemi- ni arttırmış' olmasından kaygı duyuyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri ve ardın- dan Avrupa Topluluğu Komisyonu'nun Türkiye'ye karşı 'daha olnmlu' bir tavır al- malan, Yunanistan'ın bu kaygılannı daha da arttırıyor. uluslararası gelişmelerin kaydedildiği an- larda Türkiye'nin 'ne yapacagını" ya da ge- lişmeler karşısında Türkiye'nin'yeni konn- munun ne olacağını' izlediği ve dış siyaset rotasını buna göre çizdiği gözlenen Yuna- nistan, Körfez gelişmelerinde de aynı 'du>vrlı]ıgı' gösteriyor. Yunanistan'da göz- lenen bu 'fenomen' yalnız hükümet politi- kasında değil, muhalefet çevrelerinde, ga- zete haberleri ve yorumlannda da görülü- yor. Bunun en son iki örneği Körfez krizinde verildi. Yunanistan, Suudi Arabistan ve Ku- veyt'in çağnlarından sonra Basra Körfezi- ne donanmasuıın *en gözde* firkateyni Iim- nos'u gönderdi. Ancak Limnos'u gönder- mesindeki asıl amacm, 'Ynnanistan'ın Tür- kiye'nin gerisinde kalmasını önlemek' oldu- ğu bazı hükümet üyeleri tarafından da dile getirildi. Ikinci örnek, Enerji Bakanı ile Dı- şişleri Bakan Yardımcısı'nın Suudi Arabis- tan'a gerçekleştirdiği *iş ziyareti'nde verildi. Yunan gazeteleri iki Yunanlı bakanın Cid- defye gerçekleştirdiği ziyaretin asıl amacının Türk Dışişleri Bakam Ali Bozer'in Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyaretin *ardm- da kaünmaması olduğu' belirtildi. Nitekim, Yunanistan Basra Körfezi'ne sa- vaş gemisi göndermekle Suudi Arabistan1 dan 'ucuz petrol saglamayı' başardı ve bu, kamuoyuna 'Türkiye'nin ardında kaünma- dı' şeklinde yansıtıldı. Yunanistan'ın şimdilerde en büyük kay- gısını Kıbns sorununun 'rafa kaldmlması' oluşturuyor. Kıbns konusunda geçen hazi- ran ve temmuz aylannda "Türkiye'nin kö- şeye sıkıştınld»gına" yönelik mesajları ABD ve AT'den alan Yunanistan hükümeti, şim- di bu mesajlann 'ters yüz' olduğunu görü- yor. Kıbns Rum yönetiminin ATye tam üye- lik başvurusunun görüşüleceği 17 eylül gü- nü yaklaşırken BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın, başta tngiltere olmak üzere Al- manya, Fransa ve ttalya hükümetlerine "Kıbns'iD başvurusnnu askıya almalan" için birer mesaj ilettiğinden söz ediliyor. Ay- nı söylentilere göre de Cuellar bu mesajla- rı, ABD'nin baskısıyla iletroiş bulunuyor. Bu arada ABD Dışişleri Bakanhğı'mn da aynı ulkelere aynı içerikli birer mesaj iletti- ği belirtiliyor. Ancak bu mesajda ABD'nin Türkiye'yi Maraş'ın yerleşime acmaması için ikna ettiği ve Türkiye'nin bunun karşıhğın- da 'Kıbrts'ın AT üyeliğini askıya almasım şart koştugu'ndan söz ediliyor. Yunanistan 1 ın ise gerek ABD gerekse AT ülkelerinden Türkiye - AT ilişkileri konusunda Işi yokusa surmemesi için' çeşitli baskılar gördüğu öne sürülüyor. Körfez krizi Ue birlikte 'bloke* olan Yu- nanistan hükümeti, aynı baskılan ana mu- halefet sosyaüst PASOK lideri Andreas Pa- pandreu'dan da görüyor. Papandreu, Kıb- rıs'ın durumu ile Kuveyt'in bugünkü duru- munun aynı olduğunu öne sürüyor ve Kör- fez'e savaş gemisi gönderdiği için yalnız hü- kümeti değil Kıbns sorununda buna ben- zer tepkileri göstermedikleri için BM, NA- TO, AT ve uluslararası kuruluşlan sert bir dille eleştiriyoT. Yunanistan'ın diğer bir kaygısını da ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'a ayırdığı askeri yardımlar oluşturuyor. Türkiye'nin bölgedeki önemini arttırmasından sonra ABD'ye baskı yaparak söz konusu 7/10 ora- nındaki dengeyi bozabileceğinden endişe duymaya başlayan Yunanistan, bu gelişme- ler karşısında ortaya bazı *yeni boyutlar' at- maktan da kaçınmıyor. Dışişleri Bakanı An- donis Samaras, "Dünyada tslam hareketi yayıldıkca, Avrnpa'nu Moslüman olmayan ülkesi Yunanistan'ın bölgedeki önemini artüracagından" söz etmeye başladı. Sama- ras'a göre tslam hareketinden son derece en- dişe duyan Avrupa Topluluğu, Yunanistan'ı Doğu Akdeniz bölgesinde bir 'kale' gibi gö- rüyor ve bu nedenle ATnın Doğu Akdeniz'e noktalanan sınır adası Girit oldukça bu>-ük önem kazanmaya başlıyor. Tüm bu gelişmeler kaydedilırken Türk- Yunan diyaloğunun yeniden başlatılması için atılacak 'yeni adımlann' gunu de yak- laşıyor. Türk ve Yunan başbakanlarının ge- çen temmuz ayında Londra'da vardıklan an- laşma çerçevesinde 19 eylülde buyukelçiler düzeyinde Ankara'da bir göreşme yapılacak. Bu göriışmede iki ülke dışişleri bakanlan- nın eylül ayı sonunda Ne\* York'ta ve BM toplantısı süresinde 'tkili bir gonişme yap- malan amacıyla' gerekli ortamın sağlanma- sına çalışılacak. Eğer "Her şey yolunda giderse" Türk ve Yunan başbakanlan da da- ha ileride kendi aralannda bir görüşme ya- pabilecek. Yunanistan, anlaşıldığı kadanyla Türki- ye've 'bakış açtşını' değiştirraek zorunda ka- lacak. Ama gelişmelerinin yanı sıra Kıbns sonınuna da bir çözüm bulunabileceği yo- lundaki ümidıni de yitirmiş değil. Yunanis- tan'ın sağ eğilimli yeni hükümeti böylece hem ana muhalefet sosyalist PASOK'u Kıb- ns konusunda 'yaöştırmaya' hem de Kör- fez'le ilgili alman kararları 'harfiyen' uygu- lamakla ne pahasına olursa olsun ABD ve AT ülkeleriyle kurduğu 1yi Dişkileri' surdür- meye çalışıyor. ÖZAL' Daha çok yardım değil, daha çok ticaret MIAMI (AA) — Irak'a ekonomik am- bargonun Türkiye'ye 3.5-5 milyar dolara mal olacağını beh^ten Cumhurbaşkaıu Tor- gut Özal, zaran karşılamak için Batı'ylati- careti arttırmak istediğini söyledi. Cumhurbaşkam Turgut özal, Amerikan TV istasyonlannda yayınlanan "The Nightly Business Report" programında kendisiyle yapılan röportajda, "Bir sloga- nun var.. Daha çok yardım degü, daha çok ticaret" diye konuştu. Ürdün'ün Irak'tan gelen mülteci akını yüzünden ciddi ekonomik sorunlarla kar- şılaştığını, ancak Türkiye'nin zarannın Irak'tan ham petrol taşıyan bir boru hattı- nın kapatılmasından kaynaklandığmı kay- deden Özal, Irak'la ış yapan Turk işadam- lanmn da Irak'taki işlerinin durduğunu ve zarara uğradıklaruu söyledi. Turgut özal, Türkiye'nin güneydoğusun- daki bazı tüccarlann sınır boyunca Irak'a yapılan ekonomik ambargoyu deldikleri id- dialannı da, "Bu imkânsızdıı, çunku Irak'a giden tek bir >ol vardır. Bu yol, ulaşımın ana noktasıdır. Geri kalan bölgeler ise dag- hknr ve ulaşun imkinı yoktnr" şeklinde ce- vapladı. Cumhurbaşkanı özal, Türkiye'nin böl- gede önemli bir rol oynayabileceğini, an- cak ordusunun tamamen modernize edil- mediğini, "Ordu ve Hava Knvveticri'nfai modcrnizasyomınuo çok gerekli oMnguna" kaydetti. BM .,„, Irak'a yiyecek ıçın yol arayışı ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Birleşmiş Milleüer Ge- nel Sekreteri Perez de Cuellar, Güvenlik Konseyi'ne Irak'la ilgili raporunu verirken Konsey Ambargo Komitesi "Yiyecek ve Baç girişi" sorunu için çözüm yollanm görüş- tü. Güvenlik Konseyi'nin 661 sayıh karan çerçevesinde oluşturulan Ambargo Komi- tesi Irak'a "yiyecek ve ilaç girişi" için bir mekanizma geliştirmeye çalışıyor. ABD, yiyecek ve ilaç girişine, ekonomik ambargoyu "zedelemeyecek bir mekaniz- ma" sağlanırsa izin vereceği sinyalini ver- di. ABD'li diplomatlar bu konudaki koşul- larmı şöyle suahyor: "Genei Sekreter'ta ya da Güvenlik Konseyi'nin saptayacagı bir ekibin insani ihtiyaçlan' belirlemek üzere Irak'a gönderilmesi sadece bu ekibin sap- tadığı ihtivaçlann sıkı kontrol albnda Irak'a girebilmesi, gönderilen askere degil halka datıülinasının sağlanması..." Ayn- ca insani ihtiyaçlar için harekete geçilme- den önce Irak'taki Batıh rehinelerin tümü- nün serbest bırakılması isteniyor. BM Genel Sekreteri, Irak Dışişleri Baka- nının insani ihtiyaçlan konusundaki talep- lerini içeren raporunu Güvenlik Konseyi'- ne iletti. Cuellar'ın Körfez krizi raporunu dinleyen Güvenlik Konseyi üyeleri diploma- tik yollann tıkandığmı, hafta sonunda ya- pılacak olan Bush-Gorbacov Zirvesi'nin so- nuçlannı bekleyeceklerini bildiriyorlar. Bundan sonra Sovyetler Birliği'nin arabu- lucu rolü üstlenebileceği kaydediliyor. ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın önceki gün Kongre'de, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi halinde bile Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinde asker bırakacak- lanm söylemesi Birleşmiş Milletler'de Bağ- lantısızlann ABD'ye karşı itirazlannı güç- lendirdi. özelhkle Küba, ABD'nin Güven- lik Konseyi'nden bağımsız askeri bir mü- dahaleye girişmesinin engellenmesi için çe- şitli çağnlar yaptı. Ekonomik ambargonun yiyecek ve ilaç dışında uygulanması yolun- daki çağnlar da Küba'dan geldi. Küba, Gü- venlik Konseyi'nin ekonomik ambargo çağ- rısı yapan 661 sayüı kararındaki "insani ihtiyaçlar" itadesine açıklık kazandınlma- sını istiyor. Ambargo Komitesi dün 661 sayüı karar- daki ifadeye açıklık getirilmesi için getiri- len karar teklifleri üzerinde durdu. Komi- tenin görüşmeleri tamamladıktan sonra onay için yeniden Güvenlik Konsevt'ne baş- vurması bekleniyor. Başta Küba olmak Uzere ABD'nin Kör- fezde askeri varlığma itiraz eden Bağlantı- sızlar bundan sonrald gelişmelerde Sovyet- ler'in izleyeceği tutumun önemli olduğunu vurguluyorlar. Batüılar ise Sovyetler Birli- ği'nin kriz için arabulucu rol Ustlenebile- ceğini belirtiyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle