25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Bozer, ABD'ye gitti • ANKARA (Cumhnriyet Bürosu) — Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Birleşmiş Mületler (BM) Genel Kunılu'nun yıllık olağan toplantısına katılmak üzere ABD'ye gitti. Bozer, New York'ta bulunduğu süre içinde genel kurulda konuşmasının yanı sıra çok sayıda meslektaşıyla ikili görüşmeler de yapacak. Thatcher İsviçreVle • BERN (AA) — Resmi bir ziyaret için dün tsviçre'ye gelen Ingiltere Başbakanı Margaret Thatcher, dış politikasında tarihsel olarak tarafsız politikalar izleyen bu ülkeyi, son dönemlerde uluslararası Uişkilerde daha etkin bir tutum takınması nedeniyle övdü. Thatcher, bir tngiltere lideri tarafından ilk kez Isviçre'nin resmi olarak ziyaret edilmesi niteliğindeki gezisi sırasında düzenlediği basın toplantısında, Bern'in Irak'a karşı alınan BM yaptınm kararlarma hemen uymayı kararlaştırmasının da memnuniyet verici olduğunu belimi. Lukanov'dan uyan • SOFYA(AA) — Bulgaristan Başbakanı Andrei Lukanov, yaşanan gıda ve enerji sıkıntısının, siyasal gerginlik ve reformlann ertelenmesi ile üst üste geldiğini ve bu ortamın, ülkeyi iç savaşa sürükleyebileceğini söyledi. Lukanov, dün parlamentoda yaptığı konuşmada, yeni güvenoyu alan hükümetinin, ülkeyi derin ekonomik ve siyasal bunalımdan çıkarmak için tek şans olduğunu savundu. Konuşmasında, hükümetin ilk 100 günlük programı konusundaki çahşmalannı önümüzdeki hafta içerisinde tamamlayacağını belirten Lukanov, "Mucize yaratmak için çalışacağımızın dUşünülmesi hayalperestlik olur. Ülkenin, önümüzdeki aylarda çetin bir sınavdan geçecek olan hükümetimızden başka bir şans| bulunmamaktadır" dedi. Çavuşesku'ya 20 yıl hapis • BÜKREŞ (AA) — Romanya'da, arahk 1989 halk ayaklanması sırasında idam edilen diktalör Nikolay Çavuşesku'nun oğlu Nicu Çavuşesku, cinayete azmettirmek suçunda 20 yıl hapis cezasına çarptınldı. BUkreş Askeri Mahkemesi, dunkU duruşmada, 1989 arahk ayındaki halk ayaklanması sırasında göstericilerin öldürülmesi emrini vererek soykınm uygulamakla suçlanan Nicu'nun bu konuda suçsuz olduğuna karar verdi, ancak 'cinayete azmettirmek'ten suçiu bularak 20 yıl hapse mahkûm etti. Mafya, hâkimi öldtirdti • ROMA (AA) — Sicilya'da mafya, suth hâkimi Rosario Livantino'yu öldürdü. Sicilya polisinin açıklamasına göre daha önce savcı yardımcılığı yapan ve sonra da adanın güney kentlerinden Agrigento'nun sulh hâkimliği görevine atanan Rosario Livantino, dün arabasıyla makamına gelirken pusuya düşürüldü. Livantino'nun kurşun yağmurundan kurtulmak için kendini araçtan dışanya attığı, ancak aldığı yaralardan o anda öldüğü bildirildi. 38 yaşındaki Livantino, geçen yıl sonuna kadar kentin savcı yardımcılığı görevini yürtltmüş, bu arada, adada mafya aileleri arasında meydana gelen kan davalannı ele alan bir dizi kovuşturma yapmıştı. Uyıışturucu mafyası • BOGOTA (AA) — Kolombiya'nın önde gelen iki gazetecisi ve eski htikümetin yetkililerinden birinin kız kardeşinin kaçınlmasının sorumluluğunu MedeUin uyuşturucu karteli üstlendi. Kartel liderleri, hükümet ile barış görüşmelerinde bulunan gerillalara karşı uygulanan siyasi muamelenin kendilerine de uygulanmasını istediklerini bildirdiler. SovyetlerBirliği Başkanı: "Ekonomik reform Şatalin planına dayanmalı" Gorbaçov, "Şatalin" diyorMihail Gorbaçov, Yüksek Sovyet'te yaptığı konuşmada radikal Şatalin planının esas olarak alınacağı ekonomik reform paketinin, Başbakan Rijkov'un programından da bazı maddeleri içerebileceğini söyledi. form programını desteklediğini, ancak kabul edilecek yeni programa Başbakan Rijkov'un planından bazı maddelerin ahnmasını da onayladığını açıkladı. Gor- baçov, Rijkov'un istifa etmesine karşı ol- Dıs Haberler Servisi — Sovyetler Bir- liği Başkanı Mihail S.Gorbaçov, piyasa ekonomisine geçiş programını oylamak üzere dün toplanan Yüksek Sovyet'te yaptığı konuşmada, Şatalin'in radikal re- duğunu da vurguladı. Başbakan Niko- lay Rijkov, ise parlamentonun "uzlaştıncı" bir reform programını ka- bul etmesi çağnsında bulundu. Yüksek Sovyet'in dünkü toplantısında oylama için yeterli çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle ekonomik program görüşme- leri, pazartesi gününe ertelendi. " Sovyetler Birliği'nin piyasa ekonomi- sine geçiş süreci için hazırlanan iki kar- şıt programın (Şatalin ve Rijkov paket- SSCB'de ekonomik tartışmanın perde arkası GorbHfeltsin mücadelesiKEREM ÇALIŞKAN Sovyetler BiriigTnde "pazar ekonomi- sine geçiş kavgası", arka plandaki siya- si mücadele ile birlikte şiddetlenerek sü- rüyor. Görünürde iki ana "paket" bir- biriyle yarışıyor: Şatalin planı ve Baş- bakan Rijov'un planı. Gorbaçov'un ri- cası üzerine ünlü ekonomi damşmanı Abel Aganbegyan'ın bu iki ekonomik reform paketini birleştirme-uzlaştınna çabası ise sonuç vermedi. Aganbegyan iki paket arasında uzlaşmaz noktalar ol- duğunu öne sürerek Şatalin planına ya- kın bir tavır aldı. Ancak ekonomik reform paketleri kavgasımn ardında yatan asıl büyük kavga, bir anlamda Yeltsin ve Gorbaçov arasında. Başka bir deyişle Yeltsin'in başkanlığını yapüğı Rusya Federasyonu Sovyeti, yani Sovyetler Birliği'nin 15 cumhuriyetinin en büyüğü, ülkede bü- yük bir "iktjdar kavgasıveriyor. Rusya Federasyonu, Şatalin planının 1 ekim- den itibaren uygulamaya geçmesini res- men kabul etti. Daha önce yine Rusya Yüksek Sovyeti, kendi kararlannın SSCB Yüksek Sovyeti'nin kararlarının ttstünde olduğunu ilan ettiğine göre Şa- talin planını fiilen uygulamak için bir Gorbaçov Yeltsin engel kalmayacak. Ancak burada doğ- rudan şu soru gündeme geliyon Ülkeyi kim yönetecek? Hangi orgamn kararlan geçerli olacak? Yeltsin başkanlığındaki Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti'nin dediği mi olacak, yoksa Gorbaçov baş- kanlığındaki SSCB Yüksek Sovyeti'nin sözü mü geçerli olacak? Bu kavga da- ha şimdiden Sovyet Merkez BankasıL nm merkezi ve şubeleri arasında çekle- ri ödememe noktasına kadar uzanmış durumda. Merkez Gorbaçov'dan, şube- ler Yeltsin'den yana. Sovyet kamuoyunda muhalefet yayın organlan, SSCB Yüksek Sovyeti'nin ar- tık fonksiyonunu yitirdiğini öne sürü- yor ve merkezle cumhuriyetler arasın- daki ilişküeri düzenleyen yasanın kabu- lünden sonra bu yüksek sovyetin dağıl- masıru ya da karar gücü olmayan bir da- nışma organına dönüşmesini istiyorlar. Ekonomik ve siyasi kararlann cumhu- riyet sovyetleri temeline kaydınlmasını istiyorlar. Işte Şatalin planı etrafında kopan kavganın püf noktalanndan biri de bu- rada yatıyor. Çünkü bu plan, cumhuri- yetlere tam bir ekonomik bağımsızlığın verilmesini ve bu anlamda 'Sovyet imparatorluğu'nun fıilen dağılma süre- cine girmesini öngörüyor. Gorbaçov, gönlünün Şatalin planından yana oldu- ğunu açıklamasına rağmen SSCB'nin "ünlter devlet" karakterini bozacak böyle bir yapılanmaya "evet" demekte zorluk çekiyor. SSCB Yüksek Sovyet'i de Şatalin planını "frenlemeye dönük" eğinm içinde. Şatalin planının ikinci önemli noktası, başta toprak ve kolek- tif işletmeler (fabrikalar) olmak üzere üretim araçlannın özel kişilere, hatta ya- bancı şirketlere satılmasını öngörmesi. Şatalin, böylece Sovyetler'in Batı eko- nomisi ile hızlı entegrasyonunu hedef- liyor, zaten kurtuluşu da bu noktada arttıyor. Yeltsin de bu planın siyasi cep- hesini tamamlıyor. lerinin) oylanması için dün toplanan Yüksek Sovyet'te konuşan Sovyetler Bir- liği Başbakanı Nikolay Rijkov, ülkenin kaostan kurtuknası için uzlaştıncı bir programın oluşturulması gerektiğini söy- ledi. Parlamentonun üzehnde tartıştığı iki ana programdan birinin miman olan Rijkov, parlamentonun, iki karşıt prog- ramın olumlu yönlerini alarak bir an ön- ce karar almasının şart olduğunu savun- du. "Parlamento bugün karar almazsa, iilke ciddi tehlikelerle yttzyüze geiecektlr" diyen Başbakan, delegelere "emeklerini birleşik bir prognun üzerin- de yogunlaştırmalan" çağnsında bulun- du. Rijkov'dan sonra kürsüye gelerek ko- nuşan Başkan Mihail Gorbaçov ise hü- kümetin ekonomik stratejisinin, Stanis- lav Şatalin'in radikal reform programı- na dayandırdması gerektiği görüşünü di- le getirdi. "Çogunuznn, Başbakan Rij- kov'un savundufn uzlaşmadan yana ol- dvfunu biliyonım" diyen Gorbaçov, kendi görüşünü, "Nihai ekonomik prog- ram, Şatalin'in planını temel almalı ve hikümetin (Rijkov'un) planından bazı nrahlrkri de kapsamahdır" şeklinde dile getirdi. Başkan Gorbaçov, konuşmasında Başbakan Rijkov'un istifa etmesini iste- mediğini de vurguladı. Rijkov hüküme- tinin istifasının, ülkenin ilerleme sürecin- de duraklamaya neden olacağmı soyle- yen Gorbaçov şöyle konuştu: "Böyle tarihi bir zamanda ve yapüa- cak bunca çok sey varken üst yönetim- de bir yeniden düzenlemeye gitmek, ül- kede siyasal kutuplaşmava yol açacakbr." Sovyetler Birliği'nin en büyük cum- huriyeti olan Rusya Federasyonu'nun Devlet Başkanı Boris Yeltsin, dün sabah geçirdiği trafik kazasından, yara alma- dan kurtuldu. Sabah saatlerinde Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti'ne gitmek- te olan Yeltsin'in rnakam arabası, bir başka otomobille çarpıştı. StYAH GÖZYAŞI — Siyahlar arasındaki çaüşmalarda ölen 12 ANC taraftan yakınlanmn gözyaşlan arasında toprağa verildi. G.Afrikada çatışan siyahlar görüşme yolunda Dış Haberler Servisi — Güney Af rika'da 12 Ağustos 1990'dan iki grubun rekabete son vermeleri gerektiğini belirtti. ANC, da- bu yana süren ve 760 kişinin öldüğü, Afrika Ulusal Kongresi ha önce Buthelezi ile göriişme>i reddediyordu. Mandela'nın çağ- (ANC) militanları ile sağcı Inkatha Partisi çatısı altında örgütle- nsına Inkatha'dan henüz bir >anıt gelmedi. Bu arada, bir üst du- nen Zulular arasındaki çatışmalar, ülkeyi bir iç savaşın eşiğine zey polis yetkilisi, son bir >ıl içinde meydana gelen siyasi şiddet getirmiş durumda. Ancak siyahlar arasında banşın sağlanması olaylannda 1689 kişinin olduğunu, 1607kişinin de yaralandıgını yolunda dün önemli bir adım atıldı. ANC Başkan Yardımcısı ve bildirdi. Açıklama. Güney Afrika'da şiddet olaylannda olen ve Güne> Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırk aynmcılıgına karşı yürütü- ^ralananlann sa>ısının bUdirildigi ve polis tarafından >-apılan ilk len siyah mücadelenin lideri Nelson Mandela, Inkatha Partisi- resmi açıklama niteliği taşıyor. Ote yandan önceki gün oldurü- nin ve Zulu kabilesinin lideri Mangosnthu Buthelezi ile görüs- len 12 ANC taraftan, siyah yerleşim bölgesi Soweto'da düzenle- meye hazır olduğunu bildirdi. Butbelezi'nin dostu olduğunu söy- nen büyük bir törenle toprağa verildi. leyen Mandela, dün Güney Afrika Tdevizyonu'na verdiği demeçte, (Fotoğraf: Reuter) GAZZE Türk-Yunan görüşmeleriAnkara'da tamamlandı 'Dostane ve olumlu' havaGörüşmelerde taraflar iki ülke arasındaki sorunlara derinlemesine inilmesi konusunda görüş birliğine vardılar. Ekonomik ve ticari alanlarda işbirliği geliştirilecek. SEMtH İDİZ ması, başta ekonomik ve ticari alanlarda ol- ni açıklama fırsatuu bıüdu" diye konuştular. mak üzere işbirliğinin ileri götürülmesi ko- İki ülke arasındaki gündemin ne olduğu nularında da ortak görüşe vardılar. hususunda bir anlaşmaya varüamamış olma- önceki gün yapılan görüşmelerde Kıbns sına karşın, ele alınan konuların özüne inil- konusunun da gündeme geldiği, Türkiye'nin, mesi gerektiği konusunda görüş birliğine va- Yunanistan'ın AT iv'nde bu konuda takın- rıldığını da bildirdiler. dığı tutumdan duyduğu hoşnutsuzluğu dile Aynı şekilde daha önce varılan mutaba- getirdiği kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı çev- katlann muhafazası ve özellikle ekonomik releri, Bakan Ali Bozer'in Yunanistan Dışiş- ve ticari alanlarda işbirliğinin geliştirilerek leri Bakanı Andonis Samaras ile New York- ileri götürülmesi konularında da görüş bir- ta gerçekleştireceği buluşma için "zeminin liğine vanldığını belirten söz konusu çevre- ANKARA Türkiye ile Yunanistan ara- haarlandığını" ifade ettiler. ler, bu arada Türk tarafının Yunanistan'ın, smda Ankara'da teknik düzeydeki siyasi gö- Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşlerden So- AT içinde Kıbns konusunda takındığı tu- rüşmelerin beklentilerin aksine "dostane ve rumlu Genel Müdür Yardıması elçi Kork- tumdan dolayıduyulaniıoşnutsuzluğunuda olumlu" geçtiği bildiriliyor. Bu çerevede ta- maz Haktanır ile Yunanistan Dışişleri Ba-dile getirdiğini belirttiler. raflann iki ülke arasındaki sorunlara derin- kanlığı Türkiye-Kıbrıs dairesi direktörü Em- Yunan tarafının da buna yanıt olarak "as- lemesine inihnesi konusunda görüş birliği manuel Ghikas başkanlığındaki görüşme- lında Türkiye'nin AT yolunu tıkamak gibi sağladıklan belirtiliyor. Dışişleri Bakanlığı ler hakkında bilgi veren Bakanlık çevreleri, bir niyetimiz yok. Ama Kıbns sorununun bu çevrelerinden edinilen bilgiye göre, taraflar, "göriişlen birbirine uymasa da iki taraf, me- yolda bir engel olduğu da kabul edilmeli" daha önce sağlanan görüş birliğinin korun- selelerin ne olduğu hususundaki göriişleri- şekhnde bir mesaj verdiği kaydedihyor. Papandreu, PASOK'un 2. kurultayında konuştu Kıbrıs'a Kuveyt benzetmesi Israilli asker taşlanarak öldürüldü Dtş Haberler Servisi — tsra- illi bir askerin Gazze Şeridi'nde önceki gün Filistinlilerce taşla- narak öldürüldüğü bildirildi. ts- rail yetkilileri olay üzerine Gaz- ze Şeridi'ni "kapalı askeri bölge" ilan ettiler. ısrail birlik- leri, Gazze Şeridi'nde yollan ka- patarak giriş-cıkışları denetim altına aldılar. Musevilerin yeni yılı olarak kabul edilen Roş Haşana kutla- malanndan sonra Gazze Şeridi'n- de bulunan birliğine katılmak üzere sivil bir araçla Gazze'de seyahat eden bir Israilli yedek asker, Bureij mülteci kam- pmdalci Filistinlilerce taşlanarak öldürüldü. Reuter Ajansı'nın bildirdiğine göre yanlışlıkla kampa giren Israilli asker, kamptakilerin kendisine taş at- maya başlamalan üzerine telaşla kampı terk etmeye çahşırken bir eşek arabasına çarparak iki Fi- listinli çocuğun yaralanmasına neden oldu. Çarpüğı eşek ara- basının yolu kapaması üzerine sıkışıp kalan Israilli askerin ara- bası, kamptaki yüzlerce Filistin- li tarafından kuşatılarak taşlan- maya başladı. AP'nin kamp- taki tanıklara dayanarak bildir- diğine göre Filistinliler, askerin M-16 tipi silahım da aldılar, ara- banın içine taşlar attılar ve me- tal çubuklarla tsrailliyi ölene ka- dar dövdüler. Ajanslar, asker öl- dükten sonra arabasının Filistin- lilerce yakıldığını kaydettiler. DUNÜADA BUGUN AIİStRMEN TÜSİAD Raponı Deniz Baykal, dar kadrocu politikasını bir de küçük ayak oyunlanyla destekleyip, partisini karman çorman ederek mu- halefet boşluğunu SHP cephesinde muhalefet kaosuna çe- virirken TÜSİAD (Türk Sanayici VB İşadamları Derneği), Tür- kiye'nin yalnız bugününü deiğil yannlarını da ilgilendiren ya- şamsal bir konuda, eğitim sorununda, kapsamlı bir rapor ha- zırlayarak muhalefetin politika üretme görevini kendisi üst- leniyordu. Her şeyden önce hazırlanan rapor için TOSİAD'ı kutlamak gerek. Doğallıkla bu arada muhalefet partilerinin -ki buna , SHP kadar DYP ve DSP de dahildir- ne gibi çahşmalar yap- ması gerektiğinin ve yapmadığının bir kez daha ortaya çık- mış bulunduğunu da vurgulamakta yarar var. TÜSİAD raporunun gözlemler bölümündeki düşüncelere katılmamak olanaksız. Yaygın meslek egitiminin yetersizliğin- den tutun, arttk zorunlu ilkeğitimin 5 yılla sınırlı kaldığı en geri 12 ülkeden birinin Türkiye olması, eğitime bütçeden ay- rılan payın azlığı, öğretmenlerin yaşam koşulları, öğretmen öğrenci oranındaki eksiklik, hâlâ okuryazar olmayanların var- lıkları ve özellikle imam hatip liselerinin eğitim kurumlanmız içindeki yerleri ve bunlara verilen öncelikler konusundaki sap- tamalara katılmamak olanaksız. Bunlara belki bir de siyasal amaçlı öğretmen kıyımı eklenmlş olsaydı, rapor daha da dört başı mamur olurdu. Çözüm önerilerinin de çoğuna katılmamak olanaksız. "Eği- tim sisteminin öğrenmeyı öğrenme, ekonomik çevreyi anla- ma, kâr etme (unutmayın raporu TÜSİAD hazırlıyor ve o dün- yagörüşünün ürünü, ama kabul etmek de gerekir ki kendi içinde tutariı) iletişim kurabilme ve ekip halinde çalışma, prob- lem çozme, yabancı dil bilme yeteneklerine agırlık vermesi gerektiğini" söyleyen görüşe de temel eğitimin sekiz yıla çt- kanlması önerisinde de eğitimin demokratikleştirilmesi, la- ikliği engelleyen durumlara karşı önlem alınması, özgür dü- şûnceli, küttürel kimlik sahibi insanlar yetiştirilmesi, eğitinv de fırsat eşitliği tanınması isteklerine de olumlu yaktaşmak gerek. _ . Hele hele TUSIAD'm imam hatip okullannın eğitim birliği ilkesi ile laik eğitimi zedelediğini saptaması ve imam hatip okullarının sekiz yıllık eğitimden sonra Milli Eğitim Bakanlı- ğı bünyesinde (milli eğitim içinde kalıp kalmaması ayn birtar- tışma konusudur ve sorun burada ete almdığında, başka bir yazıda işin bu yanı enine boyuna incelenecçktir) ayn okul olarak geliştirilmesi ve genel eğitim kurumuna dönüşmesi- nin engellenmesi, bu okulların din görevlisi yetiştirecek ka- pasKede okullar olması yolunda öneriler getirmesi, demok- rasimizin 'onsuz olmaz'ı laiklik konusundaki tehlikenin, top- lumun çeşitli kesimleri tarafından kavranmış olması açısın- dan da sevindiricidir. Toplantıda bulunan TÖ'nün eğitimimizin perişan durumu- nu dile getiren bu rapora sinirlenmesi ne kadar doğalsa, ar- tık Türkiye'yi ciddi bir çıkmaza itme eğilimi gösteren eğiti- min A'dan Z'ye çağın gerçeklerine göre yeniden düzenlen- mesinin işadamları, sendikalar, siyasal partiler, üniversiteler ya da aydınlar tarafından istenmesi de o denli doğaldır. Bu kez başı işadamları çekmış bulunuyor. Ancak biz burada özellikle imam hatip okulları üzerinde durmak istiyoruz. Bin kez yazıldı çizildi, söylendi ki milli eği- timin temelini oluşturmuş bulunan eğitim birliği ilkesiyle ta- ban tabana zıt olan imam hatip okullarından çıkanlar devle- tin çeşitli kesimlerinde odaklanma taktiğini uygulamaktadır- iar ve Türkiye'de laikliği ciddi olarak tehlikeye düşüren en önemli etkenlerden biri de bu kadroların Milli Eğitim'de, İçiş- leri Bakanlığı'nda, Adalet Bakanlığı'nda, Sağlık Bakanlığı'n- daki bu yoğun kadrolaşmalarıdır. " Bu gidişi önlemenin birinci yolu her şeyden önce imam hatip okulların ı esas işlevlerine, yani din görevlisi yetistirmeye yöneltecek bir statüye kavusturmaktır. Sorunun çözümü bu denli basittir. Ama TÖ, toplantıda yaptığı konuşmada bu çözümden ya- na olmadığını, başka bir deyişle demokrasinin temel öğesi laiklik konusunda vurdumduymaz olduğunu kanıtlamıştır. Zaten kimse de çözümü TO'den ya da ANAP'tan bekle- memekteydi. Şimdi esas konu muhalefet partilerinin TÜSİAD raporu hakkında ne düşündüklerini açıkça soylemeleridir Kendi iç çekişmelerinden ya datek adamlık tutkularından başkaldınp çevreye bakamayanlar, tüm toplumun bu konu- daki duyarlıhğının da henüz ayırdında değillerdir. Oysa söz konusu sorun, muhalefet için olduğu kadar re- jim için de bir ölüm kalım sorunudur. Arkadaşunız MUSTAFA ÇETİN ile GULSER ERDEM evlendilcr Mutluluklar dileriz. 21 Eylül 1990 Kodıköy CUMHURİYET ÇALIŞANLARI :ISA • yı öğrenmek ' isterseniz... PK.45, Beyoğlu STELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'da son bir yıl içinde üst üste yapı- lan üç secimden sonra ana mu- halefet partisi durumuna geçen Panhelenik Sosyalist Hareketi (PASOK), ikinci kurultay çahş- malanna başladı. PASOK, 1974 yüında kurulan bir parti olma- sına karşın ilk kunıltay çalışma- lannı 1984'te, ikincisini ise an- cak 6 yıl sonra yani bu yıl ger- çekleştirdi. Yunanistan'ın en "dinamik" başbakanlanndan biri olarak ün salan PASOK li- deri Andreas Papandreu, bin- lerce yandaşmm coşkulu teza- hüratı altında dün Olimpik stadyumunun konferans salo- nunda başlayan kunıltay calış- malannın açüış konuşmasında partisinin "yeniden iktidars gel- meye hazniandığım" söyledi. PASOK'un 71 yaşındaki lide- ri Papandreu, genç eşi Liani ile birlikte geldiği Olimpik stad- yumunda 3 gün sürecek olan kunıltay çalışmalarında PA- SOK'un 8 yıllık iktidan döne- minde yapılan yanlışlıklann dö- kümü çıkanlacak ve özeleştiri- ler dinlenecek. Papandreu'nun açılış konuşmasında geçen haf- talara oranla daha "rabat" ve kendisinden "daha emin" oldu- ğu gözlendi. Yunanistan'm ge- çen nisan ayında seçilen sağ eği- umli Yeni Demokrasi Partisi (YDP) hükümetinin işçi ve me- mur maaşlannın "alım gficttnü azaltan" siyasetiyle büyüyen grev dalgalanndan cesaret alan Papandreu, "Bu hükümet der- hal gitmelidir... PASOK yeni- den iktidara gelmek için hazırlanmaktadır" sloganını atıyor. Genel olarak YDP hüküme- tinin izlediği iç ve dış siyaseti sert bir dille eleştiren Papand- reu, bu arada kendi iktidan dö- neminde yapılan hatalat için "piramidin en üst noktasından alttaki en geniş tabanına kadar hepimizin soramluluğumuzu ta- nımamiA gerekir" diyen Pa- pandreu, PASOK'un Yunanis- tan'ın geleceği için hâlâ "alter- natifsidiğini koruduğnnu" öne sürdü ve şöyle konuştu: "Birieşmiş MUtetler GüvenHk Konseyi'nin Körfez kriziyle ilgili almış olduğu tüm kararlarını benimsiyoruz. Ancak bu silah yığınağı gösteriyor ki bu bölge- de er ya da geç büyük bir sava- şın çıkmasını kaçınılmaz kıl- maktadır. Yunanistan'ın bu sa- vaşa katılmasına hiçbir neden yoktur. Çünkü bu savaş, eko- nomiyi 10 yü süre ile sabit kda- cak, enflasyon ve işsizlik surekli artacaktır. En büyük dileğim, sa\aştan kaçınılmasıdır. Ame- rika Birieşik DevkUeri'nin böl- gede yeni bir 'Amerikan Imparatorluğa' knrması söz ko- nusudur. Bu, dünyada kaydedi- len geUşmelerie Ugilidir... Çün- kü, ABD teknolojisi, Japonya, Birieşik Almanya ve sonuç ola- rak Avnıpa ülkelerinin geliştir- diği teknolojinin karşısında cı- hz kalmaya yüz tutmuştur. Do- layısıyla yeni bir gerginlik asa- raasına girmekteyiz. Ne var ki dünya kamuoyu ve uluslarara- sı örgütlerin, Kuveyt'in işgaline karşı gösterdigi sert tepkiler, 1974'te Kıbns'ın işgali için gös- terilmemiştir. Bu çok üzücü bir olaydır. Türkiye, Yunanistan'- ın aleyhindeki yaydmacdık siya- setini Ege ve Trakya'da sürdür- mektedir. Ege'deki emellerinin yanı sıra Trakya'daki Hıristiyan ve Musluman halklan birbirine düşürme yoluyla kriz yaratma- ya çauşmaktadır." İşte insanoğlunun hayatını değiştiren üç önemli buluş: Telefon. Televizyon. Telecard. Telecard'la Turkıyenm her yerınde 2 4 s a a t para çekılır, para yatırılır. havale yapılır. şvenşyapüır. M YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle