Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Bozer, ABD'ye
gitti
• ANKARA (Cumhnriyet
Bürosu) — Dışişleri Bakanı
Ali Bozer, Birleşmiş
Mületler (BM) Genel
Kunılu'nun yıllık olağan
toplantısına katılmak üzere
ABD'ye gitti. Bozer, New
York'ta bulunduğu süre
içinde genel kurulda
konuşmasının yanı sıra çok
sayıda meslektaşıyla ikili
görüşmeler de yapacak.
Thatcher
İsviçreVle
• BERN (AA) — Resmi
bir ziyaret için dün
tsviçre'ye gelen Ingiltere
Başbakanı Margaret
Thatcher, dış politikasında
tarihsel olarak tarafsız
politikalar izleyen bu
ülkeyi, son dönemlerde
uluslararası Uişkilerde daha
etkin bir tutum takınması
nedeniyle övdü. Thatcher,
bir tngiltere lideri
tarafından ilk kez
Isviçre'nin resmi olarak
ziyaret edilmesi
niteliğindeki gezisi sırasında
düzenlediği basın
toplantısında, Bern'in Irak'a
karşı alınan BM yaptınm
kararlarma hemen uymayı
kararlaştırmasının da
memnuniyet verici
olduğunu belimi.
Lukanov'dan
uyan
• SOFYA(AA) —
Bulgaristan Başbakanı
Andrei Lukanov, yaşanan
gıda ve enerji sıkıntısının,
siyasal gerginlik ve
reformlann ertelenmesi ile
üst üste geldiğini ve bu
ortamın, ülkeyi iç savaşa
sürükleyebileceğini söyledi.
Lukanov, dün
parlamentoda yaptığı
konuşmada, yeni güvenoyu
alan hükümetinin, ülkeyi
derin ekonomik ve siyasal
bunalımdan çıkarmak için
tek şans olduğunu savundu.
Konuşmasında, hükümetin
ilk 100 günlük programı
konusundaki çahşmalannı
önümüzdeki hafta
içerisinde tamamlayacağını
belirten Lukanov, "Mucize
yaratmak için
çalışacağımızın dUşünülmesi
hayalperestlik olur.
Ülkenin, önümüzdeki
aylarda çetin bir sınavdan
geçecek olan
hükümetimızden başka bir
şans| bulunmamaktadır" dedi.
Çavuşesku'ya
20 yıl hapis
• BÜKREŞ (AA) —
Romanya'da, arahk 1989
halk ayaklanması sırasında
idam edilen diktalör
Nikolay Çavuşesku'nun
oğlu Nicu Çavuşesku,
cinayete azmettirmek
suçunda 20 yıl hapis
cezasına çarptınldı. BUkreş
Askeri Mahkemesi, dunkU
duruşmada, 1989 arahk
ayındaki halk ayaklanması
sırasında göstericilerin
öldürülmesi emrini vererek
soykınm uygulamakla
suçlanan Nicu'nun bu
konuda suçsuz olduğuna
karar verdi, ancak 'cinayete
azmettirmek'ten suçiu
bularak 20 yıl hapse
mahkûm etti.
Mafya, hâkimi
öldtirdti
• ROMA (AA) —
Sicilya'da mafya, suth
hâkimi Rosario
Livantino'yu öldürdü.
Sicilya polisinin
açıklamasına göre daha
önce savcı yardımcılığı
yapan ve sonra da adanın
güney kentlerinden
Agrigento'nun sulh
hâkimliği görevine atanan
Rosario Livantino, dün
arabasıyla makamına
gelirken pusuya düşürüldü.
Livantino'nun kurşun
yağmurundan kurtulmak
için kendini araçtan
dışanya attığı, ancak aldığı
yaralardan o anda öldüğü
bildirildi. 38 yaşındaki
Livantino, geçen yıl sonuna
kadar kentin savcı
yardımcılığı görevini
yürtltmüş, bu arada, adada
mafya aileleri arasında
meydana gelen kan
davalannı ele alan bir dizi
kovuşturma yapmıştı.
Uyıışturucu
mafyası
• BOGOTA (AA) —
Kolombiya'nın önde gelen
iki gazetecisi ve eski
htikümetin yetkililerinden
birinin kız kardeşinin
kaçınlmasının
sorumluluğunu MedeUin
uyuşturucu karteli üstlendi.
Kartel liderleri, hükümet ile
barış görüşmelerinde
bulunan gerillalara karşı
uygulanan siyasi
muamelenin kendilerine de
uygulanmasını istediklerini
bildirdiler.
SovyetlerBirliği Başkanı: "Ekonomik reform Şatalin planına dayanmalı"
Gorbaçov, "Şatalin" diyorMihail Gorbaçov, Yüksek Sovyet'te yaptığı konuşmada
radikal Şatalin planının esas olarak alınacağı ekonomik
reform paketinin, Başbakan Rijkov'un programından da
bazı maddeleri içerebileceğini söyledi.
form programını desteklediğini, ancak
kabul edilecek yeni programa Başbakan
Rijkov'un planından bazı maddelerin
ahnmasını da onayladığını açıkladı. Gor-
baçov, Rijkov'un istifa etmesine karşı ol-
Dıs Haberler Servisi — Sovyetler Bir-
liği Başkanı Mihail S.Gorbaçov, piyasa
ekonomisine geçiş programını oylamak
üzere dün toplanan Yüksek Sovyet'te
yaptığı konuşmada, Şatalin'in radikal re-
duğunu da vurguladı. Başbakan Niko-
lay Rijkov, ise parlamentonun
"uzlaştıncı" bir reform programını ka-
bul etmesi çağnsında bulundu. Yüksek
Sovyet'in dünkü toplantısında oylama
için yeterli çoğunluğun sağlanamaması
nedeniyle ekonomik program görüşme-
leri, pazartesi gününe ertelendi. "
Sovyetler Birliği'nin piyasa ekonomi-
sine geçiş süreci için hazırlanan iki kar-
şıt programın (Şatalin ve Rijkov paket-
SSCB'de ekonomik tartışmanın perde arkası
GorbHfeltsin mücadelesiKEREM ÇALIŞKAN
Sovyetler BiriigTnde "pazar ekonomi-
sine geçiş kavgası", arka plandaki siya-
si mücadele ile birlikte şiddetlenerek sü-
rüyor. Görünürde iki ana "paket" bir-
biriyle yarışıyor: Şatalin planı ve Baş-
bakan Rijov'un planı. Gorbaçov'un ri-
cası üzerine ünlü ekonomi damşmanı
Abel Aganbegyan'ın bu iki ekonomik
reform paketini birleştirme-uzlaştınna
çabası ise sonuç vermedi. Aganbegyan
iki paket arasında uzlaşmaz noktalar ol-
duğunu öne sürerek Şatalin planına ya-
kın bir tavır aldı.
Ancak ekonomik reform paketleri
kavgasımn ardında yatan asıl büyük
kavga, bir anlamda Yeltsin ve Gorbaçov
arasında. Başka bir deyişle Yeltsin'in
başkanlığını yapüğı Rusya Federasyonu
Sovyeti, yani Sovyetler Birliği'nin 15
cumhuriyetinin en büyüğü, ülkede bü-
yük bir "iktjdar kavgasıveriyor. Rusya
Federasyonu, Şatalin planının 1 ekim-
den itibaren uygulamaya geçmesini res-
men kabul etti. Daha önce yine Rusya
Yüksek Sovyeti, kendi kararlannın
SSCB Yüksek Sovyeti'nin kararlarının
ttstünde olduğunu ilan ettiğine göre Şa-
talin planını fiilen uygulamak için bir
Gorbaçov Yeltsin
engel kalmayacak. Ancak burada doğ-
rudan şu soru gündeme geliyon Ülkeyi
kim yönetecek? Hangi orgamn kararlan
geçerli olacak? Yeltsin başkanlığındaki
Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti'nin
dediği mi olacak, yoksa Gorbaçov baş-
kanlığındaki SSCB Yüksek Sovyeti'nin
sözü mü geçerli olacak? Bu kavga da-
ha şimdiden Sovyet Merkez BankasıL
nm merkezi ve şubeleri arasında çekle-
ri ödememe noktasına kadar uzanmış
durumda. Merkez Gorbaçov'dan, şube-
ler Yeltsin'den yana.
Sovyet kamuoyunda muhalefet yayın
organlan, SSCB Yüksek Sovyeti'nin ar-
tık fonksiyonunu yitirdiğini öne sürü-
yor ve merkezle cumhuriyetler arasın-
daki ilişküeri düzenleyen yasanın kabu-
lünden sonra bu yüksek sovyetin dağıl-
masıru ya da karar gücü olmayan bir da-
nışma organına dönüşmesini istiyorlar.
Ekonomik ve siyasi kararlann cumhu-
riyet sovyetleri temeline kaydınlmasını
istiyorlar.
Işte Şatalin planı etrafında kopan
kavganın püf noktalanndan biri de bu-
rada yatıyor. Çünkü bu plan, cumhuri-
yetlere tam bir ekonomik bağımsızlığın
verilmesini ve bu anlamda 'Sovyet
imparatorluğu'nun fıilen dağılma süre-
cine girmesini öngörüyor. Gorbaçov,
gönlünün Şatalin planından yana oldu-
ğunu açıklamasına rağmen SSCB'nin
"ünlter devlet" karakterini bozacak
böyle bir yapılanmaya "evet" demekte
zorluk çekiyor. SSCB Yüksek Sovyet'i
de Şatalin planını "frenlemeye dönük"
eğinm içinde. Şatalin planının ikinci
önemli noktası, başta toprak ve kolek-
tif işletmeler (fabrikalar) olmak üzere
üretim araçlannın özel kişilere, hatta ya-
bancı şirketlere satılmasını öngörmesi.
Şatalin, böylece Sovyetler'in Batı eko-
nomisi ile hızlı entegrasyonunu hedef-
liyor, zaten kurtuluşu da bu noktada
arttıyor. Yeltsin de bu planın siyasi cep-
hesini tamamlıyor.
lerinin) oylanması için dün toplanan
Yüksek Sovyet'te konuşan Sovyetler Bir-
liği Başbakanı Nikolay Rijkov, ülkenin
kaostan kurtuknası için uzlaştıncı bir
programın oluşturulması gerektiğini söy-
ledi. Parlamentonun üzehnde tartıştığı
iki ana programdan birinin miman olan
Rijkov, parlamentonun, iki karşıt prog-
ramın olumlu yönlerini alarak bir an ön-
ce karar almasının şart olduğunu savun-
du. "Parlamento bugün karar almazsa,
iilke ciddi tehlikelerle yttzyüze
geiecektlr" diyen Başbakan, delegelere
"emeklerini birleşik bir prognun üzerin-
de yogunlaştırmalan" çağnsında bulun-
du.
Rijkov'dan sonra kürsüye gelerek ko-
nuşan Başkan Mihail Gorbaçov ise hü-
kümetin ekonomik stratejisinin, Stanis-
lav Şatalin'in radikal reform programı-
na dayandırdması gerektiği görüşünü di-
le getirdi. "Çogunuznn, Başbakan Rij-
kov'un savundufn uzlaşmadan yana ol-
dvfunu biliyonım" diyen Gorbaçov,
kendi görüşünü, "Nihai ekonomik prog-
ram, Şatalin'in planını temel almalı ve
hikümetin (Rijkov'un) planından bazı
nrahlrkri de kapsamahdır" şeklinde dile
getirdi.
Başkan Gorbaçov, konuşmasında
Başbakan Rijkov'un istifa etmesini iste-
mediğini de vurguladı. Rijkov hüküme-
tinin istifasının, ülkenin ilerleme sürecin-
de duraklamaya neden olacağmı soyle-
yen Gorbaçov şöyle konuştu:
"Böyle tarihi bir zamanda ve yapüa-
cak bunca çok sey varken üst yönetim-
de bir yeniden düzenlemeye gitmek, ül-
kede siyasal kutuplaşmava yol açacakbr."
Sovyetler Birliği'nin en büyük cum-
huriyeti olan Rusya Federasyonu'nun
Devlet Başkanı Boris Yeltsin, dün sabah
geçirdiği trafik kazasından, yara alma-
dan kurtuldu. Sabah saatlerinde Rusya
Federasyonu Yüksek Sovyeti'ne gitmek-
te olan Yeltsin'in rnakam arabası, bir
başka otomobille çarpıştı.
StYAH GÖZYAŞI — Siyahlar arasındaki çaüşmalarda ölen 12 ANC taraftan yakınlanmn gözyaşlan arasında toprağa verildi.
G.Afrikada çatışan siyahlar görüşme yolunda
Dış Haberler Servisi — Güney Af rika'da 12 Ağustos 1990'dan iki grubun rekabete son vermeleri gerektiğini belirtti. ANC, da-
bu yana süren ve 760 kişinin öldüğü, Afrika Ulusal Kongresi ha önce Buthelezi ile göriişme>i reddediyordu. Mandela'nın çağ-
(ANC) militanları ile sağcı Inkatha Partisi çatısı altında örgütle- nsına Inkatha'dan henüz bir >anıt gelmedi. Bu arada, bir üst du-
nen Zulular arasındaki çatışmalar, ülkeyi bir iç savaşın eşiğine zey polis yetkilisi, son bir >ıl içinde meydana gelen siyasi şiddet
getirmiş durumda. Ancak siyahlar arasında banşın sağlanması olaylannda 1689 kişinin olduğunu, 1607kişinin de yaralandıgını
yolunda dün önemli bir adım atıldı. ANC Başkan Yardımcısı ve bildirdi. Açıklama. Güney Afrika'da şiddet olaylannda olen ve
Güne> Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırk aynmcılıgına karşı yürütü- ^ralananlann sa>ısının bUdirildigi ve polis tarafından >-apılan ilk
len siyah mücadelenin lideri Nelson Mandela, Inkatha Partisi- resmi açıklama niteliği taşıyor. Ote yandan önceki gün oldurü-
nin ve Zulu kabilesinin lideri Mangosnthu Buthelezi ile görüs- len 12 ANC taraftan, siyah yerleşim bölgesi Soweto'da düzenle-
meye hazır olduğunu bildirdi. Butbelezi'nin dostu olduğunu söy- nen büyük bir törenle toprağa verildi.
leyen Mandela, dün Güney Afrika Tdevizyonu'na verdiği demeçte, (Fotoğraf: Reuter)
GAZZE
Türk-Yunan görüşmeleriAnkara'da tamamlandı
'Dostane ve olumlu' havaGörüşmelerde taraflar iki ülke
arasındaki sorunlara
derinlemesine inilmesi
konusunda görüş birliğine
vardılar. Ekonomik ve ticari
alanlarda işbirliği geliştirilecek.
SEMtH İDİZ
ması, başta ekonomik ve ticari alanlarda ol- ni açıklama fırsatuu bıüdu" diye konuştular.
mak üzere işbirliğinin ileri götürülmesi ko- İki ülke arasındaki gündemin ne olduğu
nularında da ortak görüşe vardılar. hususunda bir anlaşmaya varüamamış olma-
önceki gün yapılan görüşmelerde Kıbns sına karşın, ele alınan konuların özüne inil-
konusunun da gündeme geldiği, Türkiye'nin, mesi gerektiği konusunda görüş birliğine va-
Yunanistan'ın AT iv'nde bu konuda takın- rıldığını da bildirdiler.
dığı tutumdan duyduğu hoşnutsuzluğu dile Aynı şekilde daha önce varılan mutaba-
getirdiği kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı çev- katlann muhafazası ve özellikle ekonomik
releri, Bakan Ali Bozer'in Yunanistan Dışiş- ve ticari alanlarda işbirliğinin geliştirilerek
leri Bakanı Andonis Samaras ile New York- ileri götürülmesi konularında da görüş bir-
ta gerçekleştireceği buluşma için "zeminin liğine vanldığını belirten söz konusu çevre-
ANKARA Türkiye ile Yunanistan ara- haarlandığını" ifade ettiler. ler, bu arada Türk tarafının Yunanistan'ın,
smda Ankara'da teknik düzeydeki siyasi gö- Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşlerden So- AT içinde Kıbns konusunda takındığı tu-
rüşmelerin beklentilerin aksine "dostane ve rumlu Genel Müdür Yardıması elçi Kork- tumdan dolayıduyulaniıoşnutsuzluğunuda
olumlu" geçtiği bildiriliyor. Bu çerevede ta- maz Haktanır ile Yunanistan Dışişleri Ba-dile getirdiğini belirttiler.
raflann iki ülke arasındaki sorunlara derin- kanlığı Türkiye-Kıbrıs dairesi direktörü Em- Yunan tarafının da buna yanıt olarak "as-
lemesine inihnesi konusunda görüş birliği manuel Ghikas başkanlığındaki görüşme- lında Türkiye'nin AT yolunu tıkamak gibi
sağladıklan belirtiliyor. Dışişleri Bakanlığı ler hakkında bilgi veren Bakanlık çevreleri, bir niyetimiz yok. Ama Kıbns sorununun bu
çevrelerinden edinilen bilgiye göre, taraflar, "göriişlen birbirine uymasa da iki taraf, me- yolda bir engel olduğu da kabul edilmeli"
daha önce sağlanan görüş birliğinin korun- selelerin ne olduğu hususundaki göriişleri- şekhnde bir mesaj verdiği kaydedihyor.
Papandreu, PASOK'un 2. kurultayında konuştu
Kıbrıs'a Kuveyt benzetmesi
Israilli asker
taşlanarak
öldürüldü
Dtş Haberler Servisi — tsra-
illi bir askerin Gazze Şeridi'nde
önceki gün Filistinlilerce taşla-
narak öldürüldüğü bildirildi. ts-
rail yetkilileri olay üzerine Gaz-
ze Şeridi'ni "kapalı askeri
bölge" ilan ettiler. ısrail birlik-
leri, Gazze Şeridi'nde yollan ka-
patarak giriş-cıkışları denetim
altına aldılar.
Musevilerin yeni yılı olarak
kabul edilen Roş Haşana kutla-
malanndan sonra Gazze Şeridi'n-
de bulunan birliğine katılmak
üzere sivil bir araçla Gazze'de
seyahat eden bir Israilli yedek
asker, Bureij mülteci kam-
pmdalci Filistinlilerce taşlanarak
öldürüldü. Reuter Ajansı'nın
bildirdiğine göre yanlışlıkla
kampa giren Israilli asker,
kamptakilerin kendisine taş at-
maya başlamalan üzerine telaşla
kampı terk etmeye çahşırken bir
eşek arabasına çarparak iki Fi-
listinli çocuğun yaralanmasına
neden oldu. Çarpüğı eşek ara-
basının yolu kapaması üzerine
sıkışıp kalan Israilli askerin ara-
bası, kamptaki yüzlerce Filistin-
li tarafından kuşatılarak taşlan-
maya başladı. AP'nin kamp-
taki tanıklara dayanarak bildir-
diğine göre Filistinliler, askerin
M-16 tipi silahım da aldılar, ara-
banın içine taşlar attılar ve me-
tal çubuklarla tsrailliyi ölene ka-
dar dövdüler. Ajanslar, asker öl-
dükten sonra arabasının Filistin-
lilerce yakıldığını kaydettiler.
DUNÜADA BUGUN
AIİStRMEN
TÜSİAD Raponı
Deniz Baykal, dar kadrocu politikasını bir de küçük ayak
oyunlanyla destekleyip, partisini karman çorman ederek mu-
halefet boşluğunu SHP cephesinde muhalefet kaosuna çe-
virirken TÜSİAD (Türk Sanayici VB İşadamları Derneği), Tür-
kiye'nin yalnız bugününü deiğil yannlarını da ilgilendiren ya-
şamsal bir konuda, eğitim sorununda, kapsamlı bir rapor ha-
zırlayarak muhalefetin politika üretme görevini kendisi üst-
leniyordu.
Her şeyden önce hazırlanan rapor için TOSİAD'ı kutlamak
gerek. Doğallıkla bu arada muhalefet partilerinin -ki buna
, SHP kadar DYP ve DSP de dahildir- ne gibi çahşmalar yap-
ması gerektiğinin ve yapmadığının bir kez daha ortaya çık-
mış bulunduğunu da vurgulamakta yarar var.
TÜSİAD raporunun gözlemler bölümündeki düşüncelere
katılmamak olanaksız. Yaygın meslek egitiminin yetersizliğin-
den tutun, arttk zorunlu ilkeğitimin 5 yılla sınırlı kaldığı en
geri 12 ülkeden birinin Türkiye olması, eğitime bütçeden ay-
rılan payın azlığı, öğretmenlerin yaşam koşulları, öğretmen
öğrenci oranındaki eksiklik, hâlâ okuryazar olmayanların var-
lıkları ve özellikle imam hatip liselerinin eğitim kurumlanmız
içindeki yerleri ve bunlara verilen öncelikler konusundaki sap-
tamalara katılmamak olanaksız. Bunlara belki bir de siyasal
amaçlı öğretmen kıyımı eklenmlş olsaydı, rapor daha da dört
başı mamur olurdu.
Çözüm önerilerinin de çoğuna katılmamak olanaksız. "Eği-
tim sisteminin öğrenmeyı öğrenme, ekonomik çevreyi anla-
ma, kâr etme (unutmayın raporu TÜSİAD hazırlıyor ve o dün-
yagörüşünün ürünü, ama kabul etmek de gerekir ki kendi
içinde tutariı) iletişim kurabilme ve ekip halinde çalışma, prob-
lem çozme, yabancı dil bilme yeteneklerine agırlık vermesi
gerektiğini" söyleyen görüşe de temel eğitimin sekiz yıla çt-
kanlması önerisinde de eğitimin demokratikleştirilmesi, la-
ikliği engelleyen durumlara karşı önlem alınması, özgür dü-
şûnceli, küttürel kimlik sahibi insanlar yetiştirilmesi, eğitinv
de fırsat eşitliği tanınması isteklerine de olumlu yaktaşmak
gerek. _ .
Hele hele TUSIAD'm imam hatip okullannın eğitim birliği
ilkesi ile laik eğitimi zedelediğini saptaması ve imam hatip
okullarının sekiz yıllık eğitimden sonra Milli Eğitim Bakanlı-
ğı bünyesinde (milli eğitim içinde kalıp kalmaması ayn birtar-
tışma konusudur ve sorun burada ete almdığında, başka bir
yazıda işin bu yanı enine boyuna incelenecçktir) ayn okul
olarak geliştirilmesi ve genel eğitim kurumuna dönüşmesi-
nin engellenmesi, bu okulların din görevlisi yetiştirecek ka-
pasKede okullar olması yolunda öneriler getirmesi, demok-
rasimizin 'onsuz olmaz'ı laiklik konusundaki tehlikenin, top-
lumun çeşitli kesimleri tarafından kavranmış olması açısın-
dan da sevindiricidir.
Toplantıda bulunan TÖ'nün eğitimimizin perişan durumu-
nu dile getiren bu rapora sinirlenmesi ne kadar doğalsa, ar-
tık Türkiye'yi ciddi bir çıkmaza itme eğilimi gösteren eğiti-
min A'dan Z'ye çağın gerçeklerine göre yeniden düzenlen-
mesinin işadamları, sendikalar, siyasal partiler, üniversiteler
ya da aydınlar tarafından istenmesi de o denli doğaldır.
Bu kez başı işadamları çekmış bulunuyor.
Ancak biz burada özellikle imam hatip okulları üzerinde
durmak istiyoruz. Bin kez yazıldı çizildi, söylendi ki milli eği-
timin temelini oluşturmuş bulunan eğitim birliği ilkesiyle ta-
ban tabana zıt olan imam hatip okullarından çıkanlar devle-
tin çeşitli kesimlerinde odaklanma taktiğini uygulamaktadır-
iar ve Türkiye'de laikliği ciddi olarak tehlikeye düşüren en
önemli etkenlerden biri de bu kadroların Milli Eğitim'de, İçiş-
leri Bakanlığı'nda, Adalet Bakanlığı'nda, Sağlık Bakanlığı'n-
daki bu yoğun kadrolaşmalarıdır.
" Bu gidişi önlemenin birinci yolu her şeyden önce imam
hatip okulların ı esas işlevlerine, yani din görevlisi yetistirmeye
yöneltecek bir statüye kavusturmaktır.
Sorunun çözümü bu denli basittir.
Ama TÖ, toplantıda yaptığı konuşmada bu çözümden ya-
na olmadığını, başka bir deyişle demokrasinin temel öğesi
laiklik konusunda vurdumduymaz olduğunu kanıtlamıştır.
Zaten kimse de çözümü TO'den ya da ANAP'tan bekle-
memekteydi.
Şimdi esas konu muhalefet partilerinin TÜSİAD raporu
hakkında ne düşündüklerini açıkça soylemeleridir
Kendi iç çekişmelerinden ya datek adamlık tutkularından
başkaldınp çevreye bakamayanlar, tüm toplumun bu konu-
daki duyarlıhğının da henüz ayırdında değillerdir.
Oysa söz konusu sorun, muhalefet için olduğu kadar re-
jim için de bir ölüm kalım sorunudur.
Arkadaşunız
MUSTAFA ÇETİN
ile
GULSER ERDEM
evlendilcr
Mutluluklar dileriz.
21 Eylül 1990 Kodıköy
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
:ISA
• yı öğrenmek
' isterseniz...
PK.45, Beyoğlu
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Yunanistan'da
son bir yıl içinde üst üste yapı-
lan üç secimden sonra ana mu-
halefet partisi durumuna geçen
Panhelenik Sosyalist Hareketi
(PASOK), ikinci kurultay çahş-
malanna başladı. PASOK, 1974
yüında kurulan bir parti olma-
sına karşın ilk kunıltay çalışma-
lannı 1984'te, ikincisini ise an-
cak 6 yıl sonra yani bu yıl ger-
çekleştirdi. Yunanistan'ın en
"dinamik" başbakanlanndan
biri olarak ün salan PASOK li-
deri Andreas Papandreu, bin-
lerce yandaşmm coşkulu teza-
hüratı altında dün Olimpik
stadyumunun konferans salo-
nunda başlayan kunıltay calış-
malannın açüış konuşmasında
partisinin "yeniden iktidars gel-
meye hazniandığım" söyledi.
PASOK'un 71 yaşındaki lide-
ri Papandreu, genç eşi Liani
ile birlikte geldiği Olimpik stad-
yumunda 3 gün sürecek olan
kunıltay çalışmalarında PA-
SOK'un 8 yıllık iktidan döne-
minde yapılan yanlışlıklann dö-
kümü çıkanlacak ve özeleştiri-
ler dinlenecek. Papandreu'nun
açılış konuşmasında geçen haf-
talara oranla daha "rabat" ve
kendisinden "daha emin" oldu-
ğu gözlendi. Yunanistan'm ge-
çen nisan ayında seçilen sağ eği-
umli Yeni Demokrasi Partisi
(YDP) hükümetinin işçi ve me-
mur maaşlannın "alım gficttnü
azaltan" siyasetiyle büyüyen
grev dalgalanndan cesaret alan
Papandreu, "Bu hükümet der-
hal gitmelidir... PASOK yeni-
den iktidara gelmek için
hazırlanmaktadır" sloganını
atıyor.
Genel olarak YDP hüküme-
tinin izlediği iç ve dış siyaseti
sert bir dille eleştiren Papand-
reu, bu arada kendi iktidan dö-
neminde yapılan hatalat için
"piramidin en üst noktasından
alttaki en geniş tabanına kadar
hepimizin soramluluğumuzu ta-
nımamiA gerekir" diyen Pa-
pandreu, PASOK'un Yunanis-
tan'ın geleceği için hâlâ "alter-
natifsidiğini koruduğnnu" öne
sürdü ve şöyle konuştu:
"Birieşmiş MUtetler GüvenHk
Konseyi'nin Körfez kriziyle ilgili
almış olduğu tüm kararlarını
benimsiyoruz. Ancak bu silah
yığınağı gösteriyor ki bu bölge-
de er ya da geç büyük bir sava-
şın çıkmasını kaçınılmaz kıl-
maktadır. Yunanistan'ın bu sa-
vaşa katılmasına hiçbir neden
yoktur. Çünkü bu savaş, eko-
nomiyi 10 yü süre ile sabit kda-
cak, enflasyon ve işsizlik surekli
artacaktır. En büyük dileğim,
sa\aştan kaçınılmasıdır. Ame-
rika Birieşik DevkUeri'nin böl-
gede yeni bir 'Amerikan
Imparatorluğa' knrması söz ko-
nusudur. Bu, dünyada kaydedi-
len geUşmelerie Ugilidir... Çün-
kü, ABD teknolojisi, Japonya,
Birieşik Almanya ve sonuç ola-
rak Avnıpa ülkelerinin geliştir-
diği teknolojinin karşısında cı-
hz kalmaya yüz tutmuştur. Do-
layısıyla yeni bir gerginlik asa-
raasına girmekteyiz. Ne var ki
dünya kamuoyu ve uluslarara-
sı örgütlerin, Kuveyt'in işgaline
karşı gösterdigi sert tepkiler,
1974'te Kıbns'ın işgali için gös-
terilmemiştir. Bu çok üzücü bir
olaydır. Türkiye, Yunanistan'-
ın aleyhindeki yaydmacdık siya-
setini Ege ve Trakya'da sürdür-
mektedir. Ege'deki emellerinin
yanı sıra Trakya'daki Hıristiyan
ve Musluman halklan birbirine
düşürme yoluyla kriz yaratma-
ya çauşmaktadır."
İşte insanoğlunun
hayatını değiştiren
üç önemli buluş:
Telefon.
Televizyon.
Telecard.
Telecard'la
Turkıyenm her yerınde
2 4 s a a t
para çekılır,
para yatırılır.
havale yapılır.
şvenşyapüır.
M
YAPI^CKREDi
"hizmette sınır yoktur"