Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 EYLÜL 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÛN
Meteorolojı Genel Mûdürlüğü n
den alınan bilgiye göre, yurdun
kuzEytoatı kesimleri parçalı buluttu
diğer yerier az bulutlu ve açık ge-
çecek.H/?yRSICAKLIĞI:Birazar-
tacak. RÛZGÂR: Güney ve batı
yönlerden haflf, ara sıra orta kuv-
vette esecek. Denizlerde rûzgâr
Doğu Karaüeniz'detableve kesiş-
lemeden, diğer denizlerimizde
günbatisı ve lodostan 2 ila 4. yer
yer 5 kuvvetinde saatte 4 ila 16,
yer yer 21 deniz mili hızla esecek.
Van Götû'nde hava: Az bulutlu ve
açık geçecek. Rüzgâr güney ve
batı yönlerden tıafi', ara sıra orta kuvvette esecek. Göl,
küçük dalgajı olacak. Görûş uzaklığı 10 kın. civannda bu-
lunacak
Adana
Aüaoaza-
Adıyaman
Afyon
A0«
Ankara
Aitakya
Aitalya
A'ftT,
Aydın
BaMesir
Bılec*
Bmgöl
Bıtfc
Bolu
Bursa
CanakKale
Çonım
Oen-ztı
A 31° 19° Dıyartıak r
A 28° 14° Edırne
A 30° 19° Erzmcan
A 25° 10° Erzuıum
A 28° 7»Eskişe»w
A 28° 9°Gaaantep
A 32° 22° Giresun
A 32° 18° Gûmüşhane A
A 26° 10° HakKâri
A 32° 15° ISMrta
A 30° yistanbul
A 26° 9 ° t ™
A 29°12°Kars
A 2f 10° Kasomonu A
A 24° 6°Kayseri
A 28° 13° Kırtiareli
A zr>1*>*mflı
A 26° 4°Kûtahya
A 28° 14° Malaîya
32° 19° Mamsa
27° 12° K Maras
28° 7°Mesn
25° (FMuJla
27° 8°Muş
31° 18° NİJde
27° 16° Ocdu
23° f R e e
26° 13° Samsun
26° 8°Siirt
24° 16° Sınop
30° 16° Sıvas
26° 3 ° M r i a g
20° S°1nbzon
28° 5°lunceli
26° 12° Uşak
28° 9°Van
26°1T> Ytagat
30° y Z M
A 31° 15°
A 30° 16°
A 29° 21°
A 31° 16°
A 28° 12°
A 25° 7°
A 24° 14°
A 27° 16°
A 26° 16°
A 31° 18°
A 24° 16°
A 24° 8°
A 25° 12°
A 27° 16°
A 28° 8°
A 26°1t°
A 24° 10°
A 26° 8°
A 22° 13°
, DuUDu • ^ yajıroflu | g | as« Jg Kirt A-açık B-buhıtkı G-gûneşi K-turtı S-ss* Yyajmurlu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Osmanlılar'da, ça-
hşmak ya da ticaret
yapmak için tstan-
bul'a gelen kişilerden
ahnan vergi. 2/ Bazen
geceleri ufukta çakan
parıltı... Bir bilim ya
da sanat kolunda özel
ve belirgin yöntem. 3/
Tanrıtanımaz... Beh-
çet Necatigü'in bir şiir
kitabı. 4/ Türkiye-
Irak sımrmdaki güm-
rük kapısı... Bir mey-
ve. 5/ "Ufak tefek,
derme çatma" örnek-
lerinde oldufu gibi, anlatırru güçlendir-
mek için sesçe benzer sözcüklerin üst
üste kullanılmasına verilen ad. 6/ Ke-
silmiş hayvanın ciğer, işkembe gibi iç
organlanyla baş ve ayakları. 7/ Enge-
rek yılanı... Satrançta bir taş. 8/ Ver-
me, ödeme... Eski Mısır inamşında ana
tannça. 9/ Balık yakalama aracı... Du-
varla çevrilmiş mezarlık.
^TJKARIDAN AŞAGlYA:
1/ tslam dininin haramlar ve yasaklar
konusundaki rtim hükümlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan, aşın
tasavvuf ve Batınilik akımlarının genel adı. 2/ Eskiden türlü eşya
ve öteberinin satıldığı çarşı ya da pazar yerine verilen ad... Hayvan
yemi olarak yetiştirilen bir bitki. 3/ Bir kimse ya da bir sorun için
halkın kanısırun belirrnesi amacıyla yapılan oylama. 4/ tlave... Muğ-
la'nın bir ilçesi... llenme 5/ Asya'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir
palmiye türü. 6/ Hastalık, den... İki halatı ek yeri kalınlaşmaya-
cak biçimde birbirine ekleme işi. 7/ Bir yerde oturma... Bir nota.
8/ Afrika'da yaşayan bir antilop... Buyurucu. 9/ Halk dilinde mı-
sıra verilen ad... Tavlada bir sayı.
6 0 YIL ÖNCE CumhuhYet
Kupa Viyana'nın
22 EYLÜL 1930
Viyana'lı ve Peşte'li futbolcular dün ikinci defa
Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarımızla karşılaştılar.
Peşteli oyuncular Fenerbahçe'ye 2-3 mağlup oldular.
Viyana'lı futbolcular da Galatasaray'ı 1-3 mağlup ettiler.
Statyomda, pazar olmasına rağmen dört binden fazla
seyirci vardı. Evvela Viyanalılar sahaya çıktılar, bunu
Galatasaray takip etti. Kemal Halim Beyin idaresinde
oyun başladı. Galatasaray, Vinersporla Viyana'da
mağlubiyetle neticelenen maçın revanşını yapıyordu.
Galatasaray Nihad'ı merkez muavin mevkiine almış,
merkez muhacim mevkiine de genç oyuncu Rasih'i
koymuştu. Bu suretle müdafaa hattı daha mazbut bir
şekıl almıştı. Oyuna
.Galatasaray'ın canh
hücumlarile başlandı ve bu
akınlar on dakika devam
ettikten sonra kornerden ilk
gol Viyanalılar aleyhine
yapıldı. Bir dakika sonra
Mehmet, ikinci bir fırsatı
kaçırdı. Galatasaray'ın
muavin ve müdafaa hattı
bugün iyi işliyor,
muhacimlerle irtibatı
muhafaza ediyordu. Buna
rağmen muhacimler, gol
kaçırmakta adeta yekdiğerile
CANBAZUR
ARASINOA
aksamı
E L H A M K « «INT.M
müsabaka yapıyorlardı. On sekizinci dakikada
Viyanalılar bir gol yaparak beraberliği temin ettiler ve bu
devre iki tarafın da kat'i bir hâkimiyet tesis etmesine
meydan vermeden bu şekilde bitti.
İkinci devreye ayni şerait altında başlandı. Oyun seri ve
canh bir şekilde devam ediyordu. Devre ortalarına doğru
Galatasarayhlar bütün kuvvetlerile gol yapmağa
uğraşıyorlardı. Bu dağınık vaziyeti fırsat bilen Viyanalılar
arka arkaya iki gol atarak 3-1 galibiyet vaziyeti ihdas
ettiler.
Galatasaray, hiç olmazsa, beraberliği temin maksadile
devre sonuna kadar çalıştı, yorulmadı. Buna rağmen
netice değişmedi. Galatasaray 1-3 mağlup olarak sahayı
terk etti.
Cuma günü ve dün yapılan dört maçta en iyi neticeyi iki
defa galip gelmek suretile Vinerspor takımı almış, bu
suretle gazetemizin koyduğu "Cumhuriyet kupası"
Viyana'h oyunculara verilmiştir.
3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet
'27Mayıs'22 EYLUL 1960
Milli Birlik Komitesi'ne sevk edilen yeni bir kanun
tasarısı ile ulusal bayram ve genel tatüler hakkmdaki
kanuna yeni bir ilave yapıhnış ve her yıl, mayıs ayının 27
nci günü "Milli Birlik ve Hürriyet Bayramı" olarak
kabul edilmiştir.
27 Mayıs tatil günü olacaktır.
MBK'nin gezisi
Milli Birlik Komitesi üyeleri, hazırlanan programa göre,
bu sabah 16 ekip halinde sekiz gün devam edecek yurt
gezisine çıkmışlardır. Milli Birlik Komitesi üyeleri, bir ve
ikişer kişilik ekipler halinde çıktıklan bu yurt gezisinde
27 Mayıstan bu yana yapılan işler hakkında vatandaşlara
bilgi verecekler ve 27 Mayıs inkılâbının halk topluluğu
üzerindeki psikolojik ve sosyolojik etkilerini inceleyerek
Komite Başkanlığına verilmek üzere birer rapor
hazırlayacaklardır.
GEÇEN YIL BUGLON CumhuriY
ei
'Köylü değil terörist'
22 EYLÜL 1989
Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu,
Mardin'in Silopi üçesine bağlı Derebaşı köyünde güvenlik
kuvvetleriyle girdikleri silahh çatışma sonucu ölü ele
geçirilenlerin terörist olduğunu söyledi. Kozakçıoğlu, dün
basın raensuplanna yaptığı açıklamada, ölü ele
geçirilenlerden 6'sının köylü olduğu yolundaki iddiaların
ortaya atılroasından sonra süraıle sonışturma
başlattıklannı bildirdi.
Silopi Cumhuriyet Savcılıgı'nın da adli yönden
sonışturma açtığını öğrendiklerini kaydeden Kozakçıoğlu,
şunları söyledi:
"Savcılığın soruşturma sonuçlarını bekleyeceğiz. Savcüık
sonışturma sonuçlarını beklediğimiz zaman gördük ki,
katnuoyunun beklediği haberi vermekte geç kahyoruz.
Böylece sadece iddialar yazılıyojr. Buna karşılık cevap
verilmiyor. Cevap verilmediği zaman da sanki iddialar
kabullenilmiş, buna verilecek karşı cevap yokmuş gibi bir
izienim ortaya çıkmış oluyor!'
J .
Helsinki
DÜNYA'DA BUGÜN
Amstefdafn
Amman
Alına
Bağaal
BaıceKma
Baseı
Beigrad
Berlın
Bonn
lrj«se.
Budapeşte
Cenevte
Cezayr
Cıdde
Oubaı
FfMkİLlt
Ginıe
Hettinkl
Kahıre
Kopenhaç
Kön
Lefkoşa
B 15°
A 29°
A 26°
A 36°
A 27°
B 18°
A 24°
Y 15°
Y 15°
B 17°
B 20°
A 21°
A 32°
A 34°
A 35°
Y 18°
A 30°
Y 13°
A 34°
B 14°
Y 15°
A 30°
Y 14°
B 16°
A 2»
A 24°
A 23°
Y 15°
Y 17°
A 27°
B 16°
B 17°
B 18°
A 34°
A 26°
A 24°
A 33°
A 35°
A 34°
Y 18°
A 23°
B 19°
Wasl»ngtot! A 27°
Zûrih B 18°
Lentngrad
Londra
Majrıd
Milano
Montreal
Moskma
Mûnıh
Ne» Yoriı
Osto
Paris
Prag
Riyal
Roma
Sotya
Sam
Tet/Wıv
Tunus
VSırşova
Venedîk
Vıyana
TARTISMA
Okur\azarlığm I\eresîiMİe>iz?
Girişilen çalışmalar sonucunda, 1927 yılı nüfus sayımında 6 ve
daha yukarı yaştaki nüfusta yüzde 10 dolayında olduğu
anlaşılan okuryazar oranı, 1985 yılı sayım sonuçlanna göre
yüzde 77'ye yükselmiştir.
h bir oran değildir. Türkiye yüzde 76 veya
77 okuryazar oranı ile dünya ortalamasının
biraz üzerinde durmaktadır. Pek ileri bir
noktada değiliz. Cumhuriyetin başlanndan
bu yana, bazı dönemlerde daha hızlı, bazı
dönemlerde daha yavaş olmak üzere okur-
yazarlığın yaygınlaştırılması yolunda kay-Cumhuriyet Türüyesi'nde okuryazarhğın 1, nüfus sayımında 6 ve daha yukan yaşta- ^ f
a
" l g m
yaygınıaşurumas yo.unaa «y-
yaygınlaşurılması için bugüne kadar hem ki nüfusta yüzde 10 dolayında olduğu an- dettığımız üerleme yılda ortalama yuzde 1 ın
yetişkinlere yönelik okuma-yazma kampan-
yaları ve programlanyla hem de ilköğretim
olanaklannm genişletilmesi yoluyla çaba
gösterilmiştir.
Yetişkinlere yönelik geniş kapsamlı
okuma-yazma öğretimi uygulamalannın en
parlak örnekleri arasında harf devriminin
ardından Atatürk'ün önderliği altında baş-
latılan 'Millet Mektepleri' hareketi ile
1959-1975 yıllan arasında ordu bünyesinde
yer alan 'Silahlı Kuvvetler Okuma-Yazma ve
Genel Kiiltür Programı' sayılabilir. Ata-
türk'ün 100. doğum yıh olan 1981 yıhnda
da 'Okuma-Yazma Seferberliği' adı altında
geniş bir uygulamaya girişilmiştir. Yetişkin-
lere yönelik okuma-yazma programlanyla
yiiz binlerce yetişkine okuma-yazma öğre-
tilmiştir.
İlköğretim olanaklannm genişletilmesi
yolundaki atılımlar arasında cumhuriyetin
başlarında özel bir önem verilen şehir öğ-
retmen okullan ile daha sonra girişilen köy
enstitösfi hareketi başhca rolü oynamıştır.
Bu hakaretleri destekleyen anlayış ve çahş-
malarla, ülkenin pek çok yokluk ve sıkıntı
ile boğuştuğu II. Dünya Savaşı yıllan ön-
cesinde ve sırasında Türkiye'nin binlerce kö-
yünde kız ve erkek çocuklarımız okula ka-
vuşmuşlardır.
Girişilen çalışmalar sonucunda, 1927 yı-
laşılan okuryazar oranı, 1985 yılı sayım so-
nuçlarına göre yüzde 77'ye yükselmiştir.
Okuryazar oranı, aynı yılda erkekler arasın-
da yüzde 87, kadınlar arasında ise yüzde 68
idi. Sayı olarak belirtmek gerekirse, 1985 yı-
lında ülkemizde 6 ve daha yukan yaştaki
nüfus içinde okuma-yazma bilmeyen
2.932.964 erkek ve 6.770.698 kadm olmak
biraz üzerinde olmuştur.
Geçen Uluslararası Okur-Yazariık Günü
dolayısıyla basına yansıyan bazı haberler-
de 1990 yıhnda ülkemizde okuryazar ora-
nının erkeklerde yüzde 96'ya, kadmlarda
yaklaşık yüzde 84'e çıktığını bildiren haber-
ler yayımlandı. Bu haberlere bakıhrsa, 1985
ile 1990 yılı arasında beş yıllık dönemde
okuma-yazma alanında bugüne kadar giri-
şirnıiş bütün kampanyaları gölgede bırakan
büyük bir kampanyanın sürdürülmüş oldu-
ğuna, 10 milyona yakın okuma-yazma bil-
meyen yetişkin nüfusun yarısından fazlası-
mn bu kampanyadan yararlanmış olduğu-
na inanmak gerekir. Yılda 1 milyondan fazla
yetişkin insanımızı okuryazar hale getiren
böylesine geniş bir uygulama olsaydı, bu-
nu hepimiz duyardık. Resmi istatistikler ve
bu alanda sürdürülen çalışmaların tempo-
su dikkate alındığında, biz bu ölçüde iyim-
ser olamıyoruz. Çok yakmda yapılacak olan
1990 nüfus sayımı durumu ortaya koyacak-
I I N F S m hesanlamalannda 15 ve daha y
a z a r l l k
oranım ıyıleştırme ıhtıyacının ge-
J^S^^SSS^l^S- ?olar
f TT^T^ ger
Syolun
lara göre bir hesaplama yapıldığmda Tür-
b u
«
u n d e b
^
k o l d u
^
u
yö"»>"«»edır.
kiye'de 1985 yıhnda okuryazar oranı yüzde Prof. Dr. TURHAN OGUZKAN
76 olmaktadır. Bu da 6 ve daha yukarı yaş- Boğaziçi Üniversitesi
lara göre hesaplanan yüzde 77'den çok fark- Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Cyesi
Körfez Krlzi ve Düsündürdükleri
Biz acaba Türk ulusu olarak, Müslüman olmadan önce
Batılıların dediği gibi, çok mu barbar bir toplumduk?
Müslüman olduktan sonra mı uygar olduk?
Irak, bedevî yasalan ile, yükte hafif, pa-
hada ağır bir ziynet eşyası benzeri, küçük
bir şehir büyüklüğündeki zengin ve savun-
masız Kuveyt'i önce işgal edip sonra top-
raklanna kattı. Oldubittiye getirip ulusla-
rarası platformda bir iki kurnaz manevra
ile bu işi kapayabileceğini sandı. Daha ön-
ce Iran denemesinde olduğu gibi, belli
odaklardan kabul göreceğiııi umdu. Dönü-
lemeyecek noktaya geldikten sonra yanlı-
şını anladı, fakat vakit çok geç.
Şimdi pişmanüğının ve kurtulmaya çalış-
ma çırpınışlarının belirtisi olarak strateji-
sini her gün bir veya daha fazla değişik tak-
tikle yönlendirmeye çabalıyor. Ancak pek
inandırıcı olamıyor ve kabul görmüyor. Gi-
dici olduğunu gören çevre, evdeki bulgur-
dan da olmamak için çağnlanm cevapsız
bırakmayı yeğliyor. Tatlı hayallere dalarak
girişilen eylemin, bu oranda büyüyeceği, bu
derece büyük ve hızh bir tepki alacağı, böy-
le güçlü bir çemberle bağlanılacağı, marşa
basılmadan hesaplanamadığı için, eminim
şu anda çırpınışlar sürerken, yönetimce ül-
kede bu faturamn ödetileceği birüeri de
aranmaktadır.
Ne acıdır ki ödemeler, her zaman oldu-
ğu gibi yine öncelikle fakirler, yoksullardan
başladı. Kendi ülkelerindeki olanaksızlık-
tan, şimdi tehlikc odağında olan bu ülke-
ye, emeklerini satarak geçün sağlamak için
gelmiş geri kalmış (veya kalkınmakta olan)
ülkeler insanlannın yürekler acısı durumu,
Ürdün ve Türkiye hudut kapılarından TV
ekranları kanalı ile bütün dünyaya sergi-
leniyor.
Habor sınır kapımızdan giriş yapanlar-
dan Bangladeşliler de işte bu ilk ödeme gu-
rubunda olanlardan. Bangtadeş Devlet Baş-
kanı Sayın Erşal ta insanlarına biraz olsun
destek olabilmek, onlann yanlarında oldu-
ğunu beürtmek için ülkemize gelmiş bulun-
maktadır.
Elbette bu ziyaretin bir de resmi ve pro-
tokollü yanı olması gerekiyor. 12 Eylül ak-
şam, TV l'de izliyoruz. Sayın Cumhurbaş-
kanımız konuklannı ağırlıyorlar. Konuk
Başkan, devletimizce vatandaşlanna göste-
rilen sıcak ilgi ve yardımdan ötürü şükra-
nını belirtiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yanıtını da
dinliyoruz. "Biz ulus olarak" diye başlıyor
ve dinimizi de karıştırarak Müslümanlığı-
mıza bağlıyor davranışımızı. Biz acaba
Türk ulusu olarak Müslüman olmadan ön-
ce Banhlann dediği gibi çok mu barbar bir
toplumduk? Müslüman olduktan sonra mı
uygar olduk?
Biz Müslümanhğımız gereği bu tür olay-
Iara insancıl yaklaşıyor isek; Iran harbi sı-
rasında kendi savunmasız insanlarına gaz
bombası atabilen ve içinde bulunduğumuz
günlerde TV'den izlediğimiz, dünya insan-
lannın rahat ve huzurunu iki paralık eden,
bu arada en yoğun acı ve ıstırabı Müslü-
manlara çektiren lrak'ın dini ne?
T.ERDAL SAMANCIOCLU
Emekli Subay / Ist.
T.C.
tSTANBUL BÜYÜKŞEHtR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
İSKİ
İSTANBÜL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DUYURU
İSKİ Proje No: K. 4201
tstanbul-Çataka koüektör güzergâhına rastlayan Ferhatpaşa Mah. N. 19 pafta, 190 ada, 7-31-32-36-38
parsele; N. 20 pafta, 191 ada, 2-3-6-10 parsele; N. 21 pafta, 144 ada, 120-122 parsele; N. 21 pafta, 147
ada, 4-7 parsele; N. 21 pafta,l48 ada, 1 parsele; N. 21 pafta, 154 ada, 3-8 parsele ve N. 20 pafta, 200
ada, 1 no.lu parsellerin aleyhine İSKİ Genel Mûdürlüğü lehine irtifak hakkı tesisi için kamulaştınlma-
sında kamu yaran bulunduğundan Idaremiz Yönetim Kurulunca alınan 03.04.1990 gün ve 1990/445
sayılı kamu yararı karan 28.07.1990 tarihinde tçişleri Bakanlığı'nca onaylanmıştır.
Aşağıda tüm özellikleri belinilen söz konusu taşınmazlara Çatalca llçe Kıymet Takdir Komisyonu'n-
ca 5 Ekim 1990 Cuma günü saat 14.00'de mahallinde kıymet takdiri yapılacakttr. 2942 sayılı kanunun
11. maddesi gereği ilgililere i'.anen tebliğ olunur.
hı
Isuobul
Isuobui
IstuİMl
ijunbul
loubul
tflmbul
İHınbul
[stanbul
Isunbul
sunbul
stuıbul
staflbul
Isunbul
Çauka
ÇMfcl
Ç^lca
çajlc,
Çaufcı
Çauka
Çaukı
Çauka
Çaafca
Çaulcı
Çauka
Çluka
Çalalca
MrrU-
Ftrhjlı»s»
Fcrbapap
fatmpn*
Ftrh«ı»j»
Ferhıipaja
Fnlwp«5l
fehaptşa
Fcrhaq»sa
Fcthalpaşa
Fcrtulpaşa
Fcrlutpa^a
Kaleicı
Kalciçi
rafb
1»-N
19-N
19-S
19-N
19-N
19-N
19-N
19-N
19-N
19-N
21-M
21-M
A *
191
190
190
190
190
190
191
191
191
1%
200
M4
M7
r n l
3
7
31
32
36
38
2
6
10
1
1
120
4
A İ M
••')
572
175
113
295
300
628
I0S
120
105
1.952
424
271
MlKt •*
ttinzlı
AkiMl
HalU
Rectp
M Sımi
AJunel
Mdıoıci
Aw
Nazmi
Almn
Ahallin
AIİKcmü
MtİkcTTCTD
Muaffcr
Nebiyc
Şcmunin
Kasım
Maiiyc Hiz
lsm«
Cemik
Haâbc
LOlfiyc
Nacivc
Sadiyc
TtvTık
Mıikı*
Nadı
KDsuncdi
B^cr
ÇİI1Kİ
Çiıud
kfee
K0x
Alunta;
Buyul
Buyük
Şabın lcşi)
Kokuoilu
Köken
ÖmcclulfKitlu.
ÖmCTttlfıoilu
Omcrlanoilu
Ömerlâlfictiu
ömcTbtno|lu
Ömcrlotfiotlıı
Mrik
Mıı*
Hılıl
Ali
n. Muhsin
n
B^IUD
Mosufa
Musufa
Öma
Hısan
Hasuı
Şaian (kızıl
Şaban llızıi
Şaban
Ntsaı
Kannm
r H j *
1
1
1
1
1
4
2
2
t
1 12
1 12
12
12
12
12
ıj
|
6
6
6
6
6
6
tstanbuJ
tsunbul
Çatalca
Çaıalca Kakıçi
Isunbul Çauica
21-M 148
21-M 154
Falma
Haııa
H. HOsoıi
Hüsniye
Hilsnü
Niluı
Sclm»
Snindık
Gtrtkız
Hanct
958
E^emcn
Duymaz
Duymaz
Duymaz
Duymaz
Duymaz
Knkm
Duymaz
Gundotan
Cündojan
Gundojin
Ayaı
GtiKİotaıı
üundojM
Ege
tsunbul Çauica
tsunbul Çauica
Kaldfı
Katacı
21-N
20-M
144
154
122 26
1702.50
özen
Sann
Suzan
Abduüah
Ayst Aykan
Cerail
Ceani
Ihsan Hayaü Ozdcn
Naaye
Saadel
Sadiyc
ŞnİKl
Maiiyt Haz
Malıve Haz.
Ahmcı Hılmı
Kadır
Ahmct Hılmı
Kadır
Kadir
Kadır
AhmciHılm
Almn Hılmı
Musafa
tskcndcr
Musufa
Musufa
Musufa
Musufa
Rua
Rıza
Rııa
Rıza
Rıza
Rıza
Rıza
Rua
Rıza
27
9
r
36
9
9
27
27
3
5
3
3
3
3
9
48
6
6
48
24
24
24
48
I
1
576
36
576
576
36
J6
576
576
20
20
20
20
20
20
192
192
192
•92
192
192
192
192
192
SATILIK
MERCEDES 190 E 1.8
90 model, siyah renk, sıfır km. otomatik, elektrikli ön
camlar, ABS fren, karavan çekici, geniş benzin deposu,
34000 mark + gümrük ve masraflar
Tel: 149 34 46 - 144 50 50
Yıldız Üniversitesi (İDMM
Akademisi Vatan Mühendisük
Yüksek Okulu) gece makina
bölürnünden almış olduğum
24.2.1977 günlü ve 2318
diploma numaralı geçici
belgemi kaybettim. Diploma
alacağımdan hükumsüzdür.
HÜSEYÎN DERÎN
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ
İSTANBÜL 5UBESİ
CUMARTESİ
BULUŞMALARI
KORFEZ
BUNALIMI
&
İÇ POLİTİKA
K O N U Ş M A C I
ESEN ÜNÜR
GAZETECİ YAZAR
2 2 E Y L Ü L 1 9 9 0
CUMARTESİ Saat:16:00
M U J I I — Nacı C j d ' 5 İ A Kuruçeşme 80820 İST
Tel (11157 46 34-36
SINEMAKURSUj
22 Eylül C.tesı başlıyor
İFSAK
Tel: 152 44 61 (14 00 den sonral
Kumbaracı Yokusu. Kumbaracı Han
115/2-3 Tünel
Türkiye'nin en güzel
düğün salonları
I NİŞANTAŞI
I RESTAURANT
Düğün Salonları
ş a ş 16.5OOH
Hezeli-YcKkli 19.5OOH
ReZ:1476239/147 7440
Salonlaruuz klınalı ve
400-lono kişiliktir.
POLİTİKA VE OTESİ
MF.HMFD KF.1HAI
Uzaktan Seyir...
Çok yakınımızda oluşan, gelişen olaylar vardır; zaman ge-
çince gerçek yönü unutulur, sivri yönü kalır. Gerçeği ancak
elimize belgeler geçtikten sonra anlarız.
Rahmetli Ulvi Uraz, hapisten çıktıktan sonra uzun süre iş
bulamadı. Resmi olsun, özei olsun tiyatrolardan hiçbiri ya-
naşmıyordu. Sonunda Küçük Sahne'de bir iş bulabildi. Her
çıktığı oyunda alkış topluyor, seyircinin gözünü doyuruyor-
du. Hangi oyunu oynarsa oynasın hep kapalı gişe oynuyor-
du. Küçük Sahne'de oynayan Ulvi Uraz'ın gözü resmi tiyat-
rodaydı. Ne olsa devlet aktörlüğünden geliyordu, güvenli ol-
mak istiyordu.
Sonunda Şehir Tiyatrosu'ndan istediler. Oraya geçmesi ki-
mi solcu dostlarınca yadırgandı. Ama sonradan öğreniyoruz
ki işin aslı astarı başkaymış. Ulvi'yi Küçük Sahne'de oynar-
ken vasfi Rıza Zobu görmüş, alınmasına önayak olmuş. Ha-
yatını 'Uzun Hikâye' olarak birkaç kitapta toplayan üstat, Ul-
vi'nin Şehir Tıyatrosu'na kapılanmasını şöyle anlatır:
"Küçük Sahne'de Ulvi Uraz isminde bir aktörü seyretmiş,
pek beğenmiştirn. Devlet Konservatuvan'ndan diplomalı imiş.
Sonraları kendisini yakından tanıdım. Terbiyeli, kendini sa-
natına vermiş ve o sanat için çok müstait (yetenekli) bir genç.
Şehir Tiyatrosu'nda yine sözümün geçer olduğu günlerdi.
Ulvi'ye teklif eder, razı olursa kolaylıkla bizim tiyatroya aldı-
rabilirdim. Ama Ulvi Küçük Sahne'de çalışıyor. Ona gel de-
mek, ayartmak tiyatroya ihanet olur ki bunu sanat ahlakına
da ihanet sayarım. Duydum ki bu ay içinde (Mayıs 1959) mu-
kavelesi bitmiş, Küçük Sahne'den ayrılmış. Kendisine sordur-
dum, başka bir yere sözü var mı diye. Yokmuş. Konuşmak
istediğime dair haber gönderdim. Eve çağırttım, geldi. Tek-
lif ettim. Kabul etti. Evet ama bir mahzur (sakınca) var. Onu
halletmek lazım. İki yıl bunu yakalamışlar, komünistlikten iki
yıla mahkûm etmışler. Yatmış. Yeni çıkmış. Kendisine bu sa-
bıkasını söyledim. 'Evet' dedi.
'Şimdi Belediye Reisi ile görüşeceğim. Senin başına ge-
len bu kazayı anlatacağım. Bir mahzur (sakınca) olup olma-
dığını soracağım. 'Yoktur' derse hemen kayıt muamelesine
(işlemine) başlarız. Ağustos 15'ten itibaren bizim tiyatronun
sezon başıdır. Sen de o tarihte tiyatroya başlarsın.'
Ertesi gün Kemal Aygün'le görüştüm. Meseleyi anlattım.
Ulvi'yi o da tanırmış.
'Bence bir mahzur yok' dedi. 'Sağlama bağlayalım. MAH'a
(şimdiki MİT) bir danışayım.'
Danışmış. 'Resmi bir müessesede göz önünde olması biz-
ce çok uygundur' demişler. Bu iş de oldu. Kısa zamanda üç
iş becerdim"
Vasfi Rıza Zobu'nun anlattığına göre olay böyle, solcu de-
dikoducularının söylediklerı gibi ortada gıllı gışlı bir şey yok.
Bir sanatçı bir özel tiyatrodan çıkıyor, bir resmi tiyatroya giri-
yor.
Ulvi Uraz Şehir Tiyatrosu'nda uzun yıllar çalıştı. Sonra ken-
di bir tiyatro kurdu. Rıfat llgaz'ın 'Hababam Sınıfı'nı sahne-
ye koydu. Ha Babam Sınıfı da büyük üne kavuştu, Ulvi de.
Bu oyunundan epeyce para kazandığını sanıyorum.
Ama Ulvi Uraz'ın sonraki oyunları pek tutmadı. Epeyce
sıkıntı çekti.
Vasfi Rıza Zobu'nun anıları ilginç. Clnlü Şehir Tiyatrosu
1
nun başından neler gelmiş, neler geçmiş. Günü gününe not
tuttuğuna göre gerçekler bunların içindedir. Bir de anıları ara-
sında kızdıkları var, bir de onları dinlemeli, anıları varsa, on-
lan okumalı. O vakit tek yanlı olrnaktan kurtuluruz. Tiyatro-
daki solcular üstadı pek tutmazlar. Ama Ulvi'ye gösterdiği ya-
kınlık dostça davrandığının örneği olmuyor mu? Üstat sek-
senini aştı, uzun ömürler dileyelim. Şimdi bir kenarda olup
bitenleri 'mirsad-ı ibretten temaşa' ediyor. Bu da güzel bir te-
maşa, hoş bir seyir!
CAUSANLARIN
SORULARI/SORUNLAR1
YILMAZ ŞİPAL
"Doramiye de Alamadım"
SORU: 1942 yılından 1955 yılına kadar bir askeri llsede 5.242
giin TC Emekli Sandığı'na tabi öğretmen olarak görev
yapttın.
1955'ten 30 Eylül 1971'e kadar da özel okullarda öğ-
retmen ve müdür olarak 5.428 gün çaltştım.
1972 yılından bu yana, Sosyal Sigortalar'dan emekli-
yim. Daima tavandan ödedigim halde süpere gireme-
dim. Halen ayda 420 bin lira emekli maaşı alıyornm.
Emekli Sandığı'ndan emekli olan arkadaşlarım mil-
yonun ustünde emekli maaşı alıyorlar. Ben ikramiye de
alamadım.
Sigortalı olarak özel okullarda geçen 5428 günluk hiz-
metimin 2/3'si ile Emekli Sandıgı'nda geçen 5.242 gün-
lük (14 yılı aşkın) hizmetimin birleştirilmesi ile Emekli
Sandığı'ndan emekli olabilir, ikramiyemi de alabilir
miyimî. ^
YANFK Size, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca yaslılık aylığı bağlan-
dığı 1972 yıhnda yürürlükte olan 228 sayılı "Emekli Sandıkları ile
Maluliyet, Ihtiyarlık ve Ölüm Sigortalan Kanunlan'na Tabi Hiz-
metlerin BİTİeştirilmesi Hakkında KanurTun 3. maddesine göre,
"Sigorta Kanunları ile Emekli Sandıkları Kanunlanna tabi çeşit-
li işlerde çalışmış olanların, bu işlerde geçen hizmet süreleri bir-
leştirilir.
Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son ay-
nldıkları kurum veya sandıkça kendi mevzuatına göre aybk bağ-
lanır ve ödenir."
Sosyal Sigortalar Kurumu'nca size, T.C. Emekli SandıgVna ke-
senek öediğiniz 5.242 gün ile Sosyal Sigortalar Kurumu'naprim
ödediğiniz 5.428 gün birleştirilerek toplam 10.670 gün üzerinden
aylık bağlanmıştır.
TC Emekli Sandıgı'nda geçen süre SSK'ya aktarıldığından, bir
kez daha TC Emekli SandıgYnca değerlendirilmez.
1972 yıhnda >"ürürlükte olan 228 sayıh yasanın 15. maddesi ge-
reğince, çeşitli sosyal güvenlik kurumlarında geçen ve "birleştiri-
len hizmet süreleri toplamı TC Emekli SandığYnca ayhk
bağlanmasını gerektirmes"ı halinde, birleştirilen hizmet süreleri top-
lamı esas ahnarak 5434 sayılı kanun, hükümleri dairesinde hak ka-
zandıklan takdirde emeklilik ikramiyesi ödenir. özel sektörde
çalışmış olanlara bu hük'üm uygulanmaz."
Emekli ikramiyesi ödenebilmesi için emekli ayhğınızın Emekli
Sandığı'nca bağlanması gerekmekteydi.
Baraj Baraka Baran Bara
tarya Barba Barbakan Ba
rbar Barbata Barbunya B
arbut Bardacık Bardak B
arem Barınak Barış Barik
at Barisfer Bariton Bariz
Bark Barmen Baro Barog
rof Barudi Barut Baryum
Abaıtmak Cebbar Ambar
Kibar Dubara Gabardin
Zıbar N'abar İbare İcbar
İtıbar ECEBAR
27 EYLÜL'DE AÇIUYOR
( A ç ı l ı ş t a y i n e
d o s t l a r ı m ı z
b a r ı n a r k a s ı n d a )
1 6 8 6 6 6 0 , 1 6 8 6 6 6 1