19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÛN Meteorolojı Genel Mûdürlüğü n den alınan bilgiye göre, yurdun kuzEytoatı kesimleri parçalı buluttu diğer yerier az bulutlu ve açık ge- çecek.H/?yRSICAKLIĞI:Birazar- tacak. RÛZGÂR: Güney ve batı yönlerden haflf, ara sıra orta kuv- vette esecek. Denizlerde rûzgâr Doğu Karaüeniz'detableve kesiş- lemeden, diğer denizlerimizde günbatisı ve lodostan 2 ila 4. yer yer 5 kuvvetinde saatte 4 ila 16, yer yer 21 deniz mili hızla esecek. Van Götû'nde hava: Az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden tıafi', ara sıra orta kuvvette esecek. Göl, küçük dalgajı olacak. Görûş uzaklığı 10 kın. civannda bu- lunacak Adana Aüaoaza- Adıyaman Afyon A0« Ankara Aitakya Aitalya A'ftT, Aydın BaMesir Bılec* Bmgöl Bıtfc Bolu Bursa CanakKale Çonım Oen-ztı A 31° 19° Dıyartıak r A 28° 14° Edırne A 30° 19° Erzmcan A 25° 10° Erzuıum A 28° 7»Eskişe»w A 28° 9°Gaaantep A 32° 22° Giresun A 32° 18° Gûmüşhane A A 26° 10° HakKâri A 32° 15° ISMrta A 30° yistanbul A 26° 9 ° t ™ A 29°12°Kars A 2f 10° Kasomonu A A 24° 6°Kayseri A 28° 13° Kırtiareli A zr>1*>*mflı A 26° 4°Kûtahya A 28° 14° Malaîya 32° 19° Mamsa 27° 12° K Maras 28° 7°Mesn 25° (FMuJla 27° 8°Muş 31° 18° NİJde 27° 16° Ocdu 23° f R e e 26° 13° Samsun 26° 8°Siirt 24° 16° Sınop 30° 16° Sıvas 26° 3 ° M r i a g 20° S°1nbzon 28° 5°lunceli 26° 12° Uşak 28° 9°Van 26°1T> Ytagat 30° y Z M A 31° 15° A 30° 16° A 29° 21° A 31° 16° A 28° 12° A 25° 7° A 24° 14° A 27° 16° A 26° 16° A 31° 18° A 24° 16° A 24° 8° A 25° 12° A 27° 16° A 28° 8° A 26°1t° A 24° 10° A 26° 8° A 22° 13° , DuUDu • ^ yajıroflu | g | as« Jg Kirt A-açık B-buhıtkı G-gûneşi K-turtı S-ss* Yyajmurlu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Osmanlılar'da, ça- hşmak ya da ticaret yapmak için tstan- bul'a gelen kişilerden ahnan vergi. 2/ Bazen geceleri ufukta çakan parıltı... Bir bilim ya da sanat kolunda özel ve belirgin yöntem. 3/ Tanrıtanımaz... Beh- çet Necatigü'in bir şiir kitabı. 4/ Türkiye- Irak sımrmdaki güm- rük kapısı... Bir mey- ve. 5/ "Ufak tefek, derme çatma" örnek- lerinde oldufu gibi, anlatırru güçlendir- mek için sesçe benzer sözcüklerin üst üste kullanılmasına verilen ad. 6/ Ke- silmiş hayvanın ciğer, işkembe gibi iç organlanyla baş ve ayakları. 7/ Enge- rek yılanı... Satrançta bir taş. 8/ Ver- me, ödeme... Eski Mısır inamşında ana tannça. 9/ Balık yakalama aracı... Du- varla çevrilmiş mezarlık. ^TJKARIDAN AŞAGlYA: 1/ tslam dininin haramlar ve yasaklar konusundaki rtim hükümlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan, aşın tasavvuf ve Batınilik akımlarının genel adı. 2/ Eskiden türlü eşya ve öteberinin satıldığı çarşı ya da pazar yerine verilen ad... Hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki. 3/ Bir kimse ya da bir sorun için halkın kanısırun belirrnesi amacıyla yapılan oylama. 4/ tlave... Muğ- la'nın bir ilçesi... llenme 5/ Asya'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir palmiye türü. 6/ Hastalık, den... İki halatı ek yeri kalınlaşmaya- cak biçimde birbirine ekleme işi. 7/ Bir yerde oturma... Bir nota. 8/ Afrika'da yaşayan bir antilop... Buyurucu. 9/ Halk dilinde mı- sıra verilen ad... Tavlada bir sayı. 6 0 YIL ÖNCE CumhuhYet Kupa Viyana'nın 22 EYLÜL 1930 Viyana'lı ve Peşte'li futbolcular dün ikinci defa Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarımızla karşılaştılar. Peşteli oyuncular Fenerbahçe'ye 2-3 mağlup oldular. Viyana'lı futbolcular da Galatasaray'ı 1-3 mağlup ettiler. Statyomda, pazar olmasına rağmen dört binden fazla seyirci vardı. Evvela Viyanalılar sahaya çıktılar, bunu Galatasaray takip etti. Kemal Halim Beyin idaresinde oyun başladı. Galatasaray, Vinersporla Viyana'da mağlubiyetle neticelenen maçın revanşını yapıyordu. Galatasaray Nihad'ı merkez muavin mevkiine almış, merkez muhacim mevkiine de genç oyuncu Rasih'i koymuştu. Bu suretle müdafaa hattı daha mazbut bir şekıl almıştı. Oyuna .Galatasaray'ın canh hücumlarile başlandı ve bu akınlar on dakika devam ettikten sonra kornerden ilk gol Viyanalılar aleyhine yapıldı. Bir dakika sonra Mehmet, ikinci bir fırsatı kaçırdı. Galatasaray'ın muavin ve müdafaa hattı bugün iyi işliyor, muhacimlerle irtibatı muhafaza ediyordu. Buna rağmen muhacimler, gol kaçırmakta adeta yekdiğerile CANBAZUR ARASINOA aksamı E L H A M K « «INT.M müsabaka yapıyorlardı. On sekizinci dakikada Viyanalılar bir gol yaparak beraberliği temin ettiler ve bu devre iki tarafın da kat'i bir hâkimiyet tesis etmesine meydan vermeden bu şekilde bitti. İkinci devreye ayni şerait altında başlandı. Oyun seri ve canh bir şekilde devam ediyordu. Devre ortalarına doğru Galatasarayhlar bütün kuvvetlerile gol yapmağa uğraşıyorlardı. Bu dağınık vaziyeti fırsat bilen Viyanalılar arka arkaya iki gol atarak 3-1 galibiyet vaziyeti ihdas ettiler. Galatasaray, hiç olmazsa, beraberliği temin maksadile devre sonuna kadar çalıştı, yorulmadı. Buna rağmen netice değişmedi. Galatasaray 1-3 mağlup olarak sahayı terk etti. Cuma günü ve dün yapılan dört maçta en iyi neticeyi iki defa galip gelmek suretile Vinerspor takımı almış, bu suretle gazetemizin koyduğu "Cumhuriyet kupası" Viyana'h oyunculara verilmiştir. 3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet '27Mayıs'22 EYLUL 1960 Milli Birlik Komitesi'ne sevk edilen yeni bir kanun tasarısı ile ulusal bayram ve genel tatüler hakkmdaki kanuna yeni bir ilave yapıhnış ve her yıl, mayıs ayının 27 nci günü "Milli Birlik ve Hürriyet Bayramı" olarak kabul edilmiştir. 27 Mayıs tatil günü olacaktır. MBK'nin gezisi Milli Birlik Komitesi üyeleri, hazırlanan programa göre, bu sabah 16 ekip halinde sekiz gün devam edecek yurt gezisine çıkmışlardır. Milli Birlik Komitesi üyeleri, bir ve ikişer kişilik ekipler halinde çıktıklan bu yurt gezisinde 27 Mayıstan bu yana yapılan işler hakkında vatandaşlara bilgi verecekler ve 27 Mayıs inkılâbının halk topluluğu üzerindeki psikolojik ve sosyolojik etkilerini inceleyerek Komite Başkanlığına verilmek üzere birer rapor hazırlayacaklardır. GEÇEN YIL BUGLON CumhuriY ei 'Köylü değil terörist' 22 EYLÜL 1989 Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Mardin'in Silopi üçesine bağlı Derebaşı köyünde güvenlik kuvvetleriyle girdikleri silahh çatışma sonucu ölü ele geçirilenlerin terörist olduğunu söyledi. Kozakçıoğlu, dün basın raensuplanna yaptığı açıklamada, ölü ele geçirilenlerden 6'sının köylü olduğu yolundaki iddiaların ortaya atılroasından sonra süraıle sonışturma başlattıklannı bildirdi. Silopi Cumhuriyet Savcılıgı'nın da adli yönden sonışturma açtığını öğrendiklerini kaydeden Kozakçıoğlu, şunları söyledi: "Savcılığın soruşturma sonuçlarını bekleyeceğiz. Savcüık sonışturma sonuçlarını beklediğimiz zaman gördük ki, katnuoyunun beklediği haberi vermekte geç kahyoruz. Böylece sadece iddialar yazılıyojr. Buna karşılık cevap verilmiyor. Cevap verilmediği zaman da sanki iddialar kabullenilmiş, buna verilecek karşı cevap yokmuş gibi bir izienim ortaya çıkmış oluyor!' J . Helsinki DÜNYA'DA BUGÜN Amstefdafn Amman Alına Bağaal BaıceKma Baseı Beigrad Berlın Bonn lrj«se. Budapeşte Cenevte Cezayr Cıdde Oubaı FfMkİLlt Ginıe Hettinkl Kahıre Kopenhaç Kön Lefkoşa B 15° A 29° A 26° A 36° A 27° B 18° A 24° Y 15° Y 15° B 17° B 20° A 21° A 32° A 34° A 35° Y 18° A 30° Y 13° A 34° B 14° Y 15° A 30° Y 14° B 16° A 2» A 24° A 23° Y 15° Y 17° A 27° B 16° B 17° B 18° A 34° A 26° A 24° A 33° A 35° A 34° Y 18° A 23° B 19° Wasl»ngtot! A 27° Zûrih B 18° Lentngrad Londra Majrıd Milano Montreal Moskma Mûnıh Ne» Yoriı Osto Paris Prag Riyal Roma Sotya Sam Tet/Wıv Tunus VSırşova Venedîk Vıyana TARTISMA Okur\azarlığm I\eresîiMİe>iz? Girişilen çalışmalar sonucunda, 1927 yılı nüfus sayımında 6 ve daha yukarı yaştaki nüfusta yüzde 10 dolayında olduğu anlaşılan okuryazar oranı, 1985 yılı sayım sonuçlanna göre yüzde 77'ye yükselmiştir. h bir oran değildir. Türkiye yüzde 76 veya 77 okuryazar oranı ile dünya ortalamasının biraz üzerinde durmaktadır. Pek ileri bir noktada değiliz. Cumhuriyetin başlanndan bu yana, bazı dönemlerde daha hızlı, bazı dönemlerde daha yavaş olmak üzere okur- yazarlığın yaygınlaştırılması yolunda kay-Cumhuriyet Türüyesi'nde okuryazarhğın 1, nüfus sayımında 6 ve daha yukan yaşta- ^ f a " l g m yaygınıaşurumas yo.unaa «y- yaygınlaşurılması için bugüne kadar hem ki nüfusta yüzde 10 dolayında olduğu an- dettığımız üerleme yılda ortalama yuzde 1 ın yetişkinlere yönelik okuma-yazma kampan- yaları ve programlanyla hem de ilköğretim olanaklannm genişletilmesi yoluyla çaba gösterilmiştir. Yetişkinlere yönelik geniş kapsamlı okuma-yazma öğretimi uygulamalannın en parlak örnekleri arasında harf devriminin ardından Atatürk'ün önderliği altında baş- latılan 'Millet Mektepleri' hareketi ile 1959-1975 yıllan arasında ordu bünyesinde yer alan 'Silahlı Kuvvetler Okuma-Yazma ve Genel Kiiltür Programı' sayılabilir. Ata- türk'ün 100. doğum yıh olan 1981 yıhnda da 'Okuma-Yazma Seferberliği' adı altında geniş bir uygulamaya girişilmiştir. Yetişkin- lere yönelik okuma-yazma programlanyla yiiz binlerce yetişkine okuma-yazma öğre- tilmiştir. İlköğretim olanaklannm genişletilmesi yolundaki atılımlar arasında cumhuriyetin başlarında özel bir önem verilen şehir öğ- retmen okullan ile daha sonra girişilen köy enstitösfi hareketi başhca rolü oynamıştır. Bu hakaretleri destekleyen anlayış ve çahş- malarla, ülkenin pek çok yokluk ve sıkıntı ile boğuştuğu II. Dünya Savaşı yıllan ön- cesinde ve sırasında Türkiye'nin binlerce kö- yünde kız ve erkek çocuklarımız okula ka- vuşmuşlardır. Girişilen çalışmalar sonucunda, 1927 yı- laşılan okuryazar oranı, 1985 yılı sayım so- nuçlarına göre yüzde 77'ye yükselmiştir. Okuryazar oranı, aynı yılda erkekler arasın- da yüzde 87, kadınlar arasında ise yüzde 68 idi. Sayı olarak belirtmek gerekirse, 1985 yı- lında ülkemizde 6 ve daha yukan yaştaki nüfus içinde okuma-yazma bilmeyen 2.932.964 erkek ve 6.770.698 kadm olmak biraz üzerinde olmuştur. Geçen Uluslararası Okur-Yazariık Günü dolayısıyla basına yansıyan bazı haberler- de 1990 yıhnda ülkemizde okuryazar ora- nının erkeklerde yüzde 96'ya, kadmlarda yaklaşık yüzde 84'e çıktığını bildiren haber- ler yayımlandı. Bu haberlere bakıhrsa, 1985 ile 1990 yılı arasında beş yıllık dönemde okuma-yazma alanında bugüne kadar giri- şirnıiş bütün kampanyaları gölgede bırakan büyük bir kampanyanın sürdürülmüş oldu- ğuna, 10 milyona yakın okuma-yazma bil- meyen yetişkin nüfusun yarısından fazlası- mn bu kampanyadan yararlanmış olduğu- na inanmak gerekir. Yılda 1 milyondan fazla yetişkin insanımızı okuryazar hale getiren böylesine geniş bir uygulama olsaydı, bu- nu hepimiz duyardık. Resmi istatistikler ve bu alanda sürdürülen çalışmaların tempo- su dikkate alındığında, biz bu ölçüde iyim- ser olamıyoruz. Çok yakmda yapılacak olan 1990 nüfus sayımı durumu ortaya koyacak- I I N F S m hesanlamalannda 15 ve daha y a z a r l l k oranım ıyıleştırme ıhtıyacının ge- J^S^^SSS^l^S- ?olar f TT^T^ ger Syolun lara göre bir hesaplama yapıldığmda Tür- b u « u n d e b ^ k o l d u ^ u yö"»>"«»edır. kiye'de 1985 yıhnda okuryazar oranı yüzde Prof. Dr. TURHAN OGUZKAN 76 olmaktadır. Bu da 6 ve daha yukarı yaş- Boğaziçi Üniversitesi lara göre hesaplanan yüzde 77'den çok fark- Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Cyesi Körfez Krlzi ve Düsündürdükleri Biz acaba Türk ulusu olarak, Müslüman olmadan önce Batılıların dediği gibi, çok mu barbar bir toplumduk? Müslüman olduktan sonra mı uygar olduk? Irak, bedevî yasalan ile, yükte hafif, pa- hada ağır bir ziynet eşyası benzeri, küçük bir şehir büyüklüğündeki zengin ve savun- masız Kuveyt'i önce işgal edip sonra top- raklanna kattı. Oldubittiye getirip ulusla- rarası platformda bir iki kurnaz manevra ile bu işi kapayabileceğini sandı. Daha ön- ce Iran denemesinde olduğu gibi, belli odaklardan kabul göreceğiııi umdu. Dönü- lemeyecek noktaya geldikten sonra yanlı- şını anladı, fakat vakit çok geç. Şimdi pişmanüğının ve kurtulmaya çalış- ma çırpınışlarının belirtisi olarak strateji- sini her gün bir veya daha fazla değişik tak- tikle yönlendirmeye çabalıyor. Ancak pek inandırıcı olamıyor ve kabul görmüyor. Gi- dici olduğunu gören çevre, evdeki bulgur- dan da olmamak için çağnlanm cevapsız bırakmayı yeğliyor. Tatlı hayallere dalarak girişilen eylemin, bu oranda büyüyeceği, bu derece büyük ve hızh bir tepki alacağı, böy- le güçlü bir çemberle bağlanılacağı, marşa basılmadan hesaplanamadığı için, eminim şu anda çırpınışlar sürerken, yönetimce ül- kede bu faturamn ödetileceği birüeri de aranmaktadır. Ne acıdır ki ödemeler, her zaman oldu- ğu gibi yine öncelikle fakirler, yoksullardan başladı. Kendi ülkelerindeki olanaksızlık- tan, şimdi tehlikc odağında olan bu ülke- ye, emeklerini satarak geçün sağlamak için gelmiş geri kalmış (veya kalkınmakta olan) ülkeler insanlannın yürekler acısı durumu, Ürdün ve Türkiye hudut kapılarından TV ekranları kanalı ile bütün dünyaya sergi- leniyor. Habor sınır kapımızdan giriş yapanlar- dan Bangladeşliler de işte bu ilk ödeme gu- rubunda olanlardan. Bangtadeş Devlet Baş- kanı Sayın Erşal ta insanlarına biraz olsun destek olabilmek, onlann yanlarında oldu- ğunu beürtmek için ülkemize gelmiş bulun- maktadır. Elbette bu ziyaretin bir de resmi ve pro- tokollü yanı olması gerekiyor. 12 Eylül ak- şam, TV l'de izliyoruz. Sayın Cumhurbaş- kanımız konuklannı ağırlıyorlar. Konuk Başkan, devletimizce vatandaşlanna göste- rilen sıcak ilgi ve yardımdan ötürü şükra- nını belirtiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın yanıtını da dinliyoruz. "Biz ulus olarak" diye başlıyor ve dinimizi de karıştırarak Müslümanlığı- mıza bağlıyor davranışımızı. Biz acaba Türk ulusu olarak Müslüman olmadan ön- ce Banhlann dediği gibi çok mu barbar bir toplumduk? Müslüman olduktan sonra mı uygar olduk? Biz Müslümanhğımız gereği bu tür olay- Iara insancıl yaklaşıyor isek; Iran harbi sı- rasında kendi savunmasız insanlarına gaz bombası atabilen ve içinde bulunduğumuz günlerde TV'den izlediğimiz, dünya insan- lannın rahat ve huzurunu iki paralık eden, bu arada en yoğun acı ve ıstırabı Müslü- manlara çektiren lrak'ın dini ne? T.ERDAL SAMANCIOCLU Emekli Subay / Ist. T.C. tSTANBUL BÜYÜKŞEHtR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSKİ İSTANBÜL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DUYURU İSKİ Proje No: K. 4201 tstanbul-Çataka koüektör güzergâhına rastlayan Ferhatpaşa Mah. N. 19 pafta, 190 ada, 7-31-32-36-38 parsele; N. 20 pafta, 191 ada, 2-3-6-10 parsele; N. 21 pafta, 144 ada, 120-122 parsele; N. 21 pafta, 147 ada, 4-7 parsele; N. 21 pafta,l48 ada, 1 parsele; N. 21 pafta, 154 ada, 3-8 parsele ve N. 20 pafta, 200 ada, 1 no.lu parsellerin aleyhine İSKİ Genel Mûdürlüğü lehine irtifak hakkı tesisi için kamulaştınlma- sında kamu yaran bulunduğundan Idaremiz Yönetim Kurulunca alınan 03.04.1990 gün ve 1990/445 sayılı kamu yararı karan 28.07.1990 tarihinde tçişleri Bakanlığı'nca onaylanmıştır. Aşağıda tüm özellikleri belinilen söz konusu taşınmazlara Çatalca llçe Kıymet Takdir Komisyonu'n- ca 5 Ekim 1990 Cuma günü saat 14.00'de mahallinde kıymet takdiri yapılacakttr. 2942 sayılı kanunun 11. maddesi gereği ilgililere i'.anen tebliğ olunur. hı Isuobul Isuobui IstuİMl ijunbul loubul tflmbul İHınbul [stanbul Isunbul sunbul stuıbul staflbul Isunbul Çauka ÇMfcl Ç^lca çajlc, Çaufcı Çauka Çaukı Çauka Çaafca Çaulcı Çauka Çluka Çalalca MrrU- Ftrhjlı»s» Fcrbapap fatmpn* Ftrh«ı»j» Ferhıipaja Fnlwp«5l fehaptşa Fcrhaq»sa Fcthalpaşa Fcrtulpaşa Fcrlutpa^a Kaleicı Kalciçi rafb 1»-N 19-N 19-S 19-N 19-N 19-N 19-N 19-N 19-N 19-N 21-M 21-M A * 191 190 190 190 190 190 191 191 191 1% 200 M4 M7 r n l 3 7 31 32 36 38 2 6 10 1 1 120 4 A İ M ••') 572 175 113 295 300 628 I0S 120 105 1.952 424 271 MlKt •* ttinzlı AkiMl HalU Rectp M Sımi AJunel Mdıoıci Aw Nazmi Almn Ahallin AIİKcmü MtİkcTTCTD Muaffcr Nebiyc Şcmunin Kasım Maiiyc Hiz lsm« Cemik Haâbc LOlfiyc Nacivc Sadiyc TtvTık Mıikı* Nadı KDsuncdi B^cr ÇİI1Kİ Çiıud kfee K0x Alunta; Buyul Buyük Şabın lcşi) Kokuoilu Köken ÖmcclulfKitlu. ÖmCTttlfıoilu Omcrlanoilu Ömerlâlfictiu ömcTbtno|lu Ömcrlotfiotlıı Mrik Mıı* Hılıl Ali n. Muhsin n B^IUD Mosufa Musufa Öma Hısan Hasuı Şaian (kızıl Şaban llızıi Şaban Ntsaı Kannm r H j * 1 1 1 1 1 4 2 2 t 1 12 1 12 12 12 12 12 ıj | 6 6 6 6 6 6 tstanbuJ tsunbul Çatalca Çaıalca Kakıçi Isunbul Çauica 21-M 148 21-M 154 Falma Haııa H. HOsoıi Hüsniye Hilsnü Niluı Sclm» Snindık Gtrtkız Hanct 958 E^emcn Duymaz Duymaz Duymaz Duymaz Duymaz Knkm Duymaz Gundotan Cündojan Gundojin Ayaı GtiKİotaıı üundojM Ege tsunbul Çauica tsunbul Çauica Kaldfı Katacı 21-N 20-M 144 154 122 26 1702.50 özen Sann Suzan Abduüah Ayst Aykan Cerail Ceani Ihsan Hayaü Ozdcn Naaye Saadel Sadiyc ŞnİKl Maiiyt Haz Malıve Haz. Ahmcı Hılmı Kadır Ahmct Hılmı Kadır Kadir Kadır AhmciHılm Almn Hılmı Musafa tskcndcr Musufa Musufa Musufa Musufa Rua Rıza Rııa Rıza Rıza Rıza Rıza Rua Rıza 27 9 r 36 9 9 27 27 3 5 3 3 3 3 9 48 6 6 48 24 24 24 48 I 1 576 36 576 576 36 J6 576 576 20 20 20 20 20 20 192 192 192 •92 192 192 192 192 192 SATILIK MERCEDES 190 E 1.8 90 model, siyah renk, sıfır km. otomatik, elektrikli ön camlar, ABS fren, karavan çekici, geniş benzin deposu, 34000 mark + gümrük ve masraflar Tel: 149 34 46 - 144 50 50 Yıldız Üniversitesi (İDMM Akademisi Vatan Mühendisük Yüksek Okulu) gece makina bölürnünden almış olduğum 24.2.1977 günlü ve 2318 diploma numaralı geçici belgemi kaybettim. Diploma alacağımdan hükumsüzdür. HÜSEYÎN DERÎN MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ İSTANBÜL 5UBESİ CUMARTESİ BULUŞMALARI KORFEZ BUNALIMI & İÇ POLİTİKA K O N U Ş M A C I ESEN ÜNÜR GAZETECİ YAZAR 2 2 E Y L Ü L 1 9 9 0 CUMARTESİ Saat:16:00 M U J I I — Nacı C j d ' 5 İ A Kuruçeşme 80820 İST Tel (11157 46 34-36 SINEMAKURSUj 22 Eylül C.tesı başlıyor İFSAK Tel: 152 44 61 (14 00 den sonral Kumbaracı Yokusu. Kumbaracı Han 115/2-3 Tünel Türkiye'nin en güzel düğün salonları I NİŞANTAŞI I RESTAURANT Düğün Salonları ş a ş 16.5OOH Hezeli-YcKkli 19.5OOH ReZ:1476239/147 7440 Salonlaruuz klınalı ve 400-lono kişiliktir. POLİTİKA VE OTESİ MF.HMFD KF.1HAI Uzaktan Seyir... Çok yakınımızda oluşan, gelişen olaylar vardır; zaman ge- çince gerçek yönü unutulur, sivri yönü kalır. Gerçeği ancak elimize belgeler geçtikten sonra anlarız. Rahmetli Ulvi Uraz, hapisten çıktıktan sonra uzun süre iş bulamadı. Resmi olsun, özei olsun tiyatrolardan hiçbiri ya- naşmıyordu. Sonunda Küçük Sahne'de bir iş bulabildi. Her çıktığı oyunda alkış topluyor, seyircinin gözünü doyuruyor- du. Hangi oyunu oynarsa oynasın hep kapalı gişe oynuyor- du. Küçük Sahne'de oynayan Ulvi Uraz'ın gözü resmi tiyat- rodaydı. Ne olsa devlet aktörlüğünden geliyordu, güvenli ol- mak istiyordu. Sonunda Şehir Tiyatrosu'ndan istediler. Oraya geçmesi ki- mi solcu dostlarınca yadırgandı. Ama sonradan öğreniyoruz ki işin aslı astarı başkaymış. Ulvi'yi Küçük Sahne'de oynar- ken vasfi Rıza Zobu görmüş, alınmasına önayak olmuş. Ha- yatını 'Uzun Hikâye' olarak birkaç kitapta toplayan üstat, Ul- vi'nin Şehir Tıyatrosu'na kapılanmasını şöyle anlatır: "Küçük Sahne'de Ulvi Uraz isminde bir aktörü seyretmiş, pek beğenmiştirn. Devlet Konservatuvan'ndan diplomalı imiş. Sonraları kendisini yakından tanıdım. Terbiyeli, kendini sa- natına vermiş ve o sanat için çok müstait (yetenekli) bir genç. Şehir Tiyatrosu'nda yine sözümün geçer olduğu günlerdi. Ulvi'ye teklif eder, razı olursa kolaylıkla bizim tiyatroya aldı- rabilirdim. Ama Ulvi Küçük Sahne'de çalışıyor. Ona gel de- mek, ayartmak tiyatroya ihanet olur ki bunu sanat ahlakına da ihanet sayarım. Duydum ki bu ay içinde (Mayıs 1959) mu- kavelesi bitmiş, Küçük Sahne'den ayrılmış. Kendisine sordur- dum, başka bir yere sözü var mı diye. Yokmuş. Konuşmak istediğime dair haber gönderdim. Eve çağırttım, geldi. Tek- lif ettim. Kabul etti. Evet ama bir mahzur (sakınca) var. Onu halletmek lazım. İki yıl bunu yakalamışlar, komünistlikten iki yıla mahkûm etmışler. Yatmış. Yeni çıkmış. Kendisine bu sa- bıkasını söyledim. 'Evet' dedi. 'Şimdi Belediye Reisi ile görüşeceğim. Senin başına ge- len bu kazayı anlatacağım. Bir mahzur (sakınca) olup olma- dığını soracağım. 'Yoktur' derse hemen kayıt muamelesine (işlemine) başlarız. Ağustos 15'ten itibaren bizim tiyatronun sezon başıdır. Sen de o tarihte tiyatroya başlarsın.' Ertesi gün Kemal Aygün'le görüştüm. Meseleyi anlattım. Ulvi'yi o da tanırmış. 'Bence bir mahzur yok' dedi. 'Sağlama bağlayalım. MAH'a (şimdiki MİT) bir danışayım.' Danışmış. 'Resmi bir müessesede göz önünde olması biz- ce çok uygundur' demişler. Bu iş de oldu. Kısa zamanda üç iş becerdim" Vasfi Rıza Zobu'nun anlattığına göre olay böyle, solcu de- dikoducularının söylediklerı gibi ortada gıllı gışlı bir şey yok. Bir sanatçı bir özel tiyatrodan çıkıyor, bir resmi tiyatroya giri- yor. Ulvi Uraz Şehir Tiyatrosu'nda uzun yıllar çalıştı. Sonra ken- di bir tiyatro kurdu. Rıfat llgaz'ın 'Hababam Sınıfı'nı sahne- ye koydu. Ha Babam Sınıfı da büyük üne kavuştu, Ulvi de. Bu oyunundan epeyce para kazandığını sanıyorum. Ama Ulvi Uraz'ın sonraki oyunları pek tutmadı. Epeyce sıkıntı çekti. Vasfi Rıza Zobu'nun anıları ilginç. Clnlü Şehir Tiyatrosu 1 nun başından neler gelmiş, neler geçmiş. Günü gününe not tuttuğuna göre gerçekler bunların içindedir. Bir de anıları ara- sında kızdıkları var, bir de onları dinlemeli, anıları varsa, on- lan okumalı. O vakit tek yanlı olrnaktan kurtuluruz. Tiyatro- daki solcular üstadı pek tutmazlar. Ama Ulvi'ye gösterdiği ya- kınlık dostça davrandığının örneği olmuyor mu? Üstat sek- senini aştı, uzun ömürler dileyelim. Şimdi bir kenarda olup bitenleri 'mirsad-ı ibretten temaşa' ediyor. Bu da güzel bir te- maşa, hoş bir seyir! CAUSANLARIN SORULARI/SORUNLAR1 YILMAZ ŞİPAL "Doramiye de Alamadım" SORU: 1942 yılından 1955 yılına kadar bir askeri llsede 5.242 giin TC Emekli Sandığı'na tabi öğretmen olarak görev yapttın. 1955'ten 30 Eylül 1971'e kadar da özel okullarda öğ- retmen ve müdür olarak 5.428 gün çaltştım. 1972 yılından bu yana, Sosyal Sigortalar'dan emekli- yim. Daima tavandan ödedigim halde süpere gireme- dim. Halen ayda 420 bin lira emekli maaşı alıyornm. Emekli Sandığı'ndan emekli olan arkadaşlarım mil- yonun ustünde emekli maaşı alıyorlar. Ben ikramiye de alamadım. Sigortalı olarak özel okullarda geçen 5428 günluk hiz- metimin 2/3'si ile Emekli Sandıgı'nda geçen 5.242 gün- lük (14 yılı aşkın) hizmetimin birleştirilmesi ile Emekli Sandığı'ndan emekli olabilir, ikramiyemi de alabilir miyimî. ^ YANFK Size, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca yaslılık aylığı bağlan- dığı 1972 yıhnda yürürlükte olan 228 sayılı "Emekli Sandıkları ile Maluliyet, Ihtiyarlık ve Ölüm Sigortalan Kanunlan'na Tabi Hiz- metlerin BİTİeştirilmesi Hakkında KanurTun 3. maddesine göre, "Sigorta Kanunları ile Emekli Sandıkları Kanunlanna tabi çeşit- li işlerde çalışmış olanların, bu işlerde geçen hizmet süreleri bir- leştirilir. Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son ay- nldıkları kurum veya sandıkça kendi mevzuatına göre aybk bağ- lanır ve ödenir." Sosyal Sigortalar Kurumu'nca size, T.C. Emekli SandıgVna ke- senek öediğiniz 5.242 gün ile Sosyal Sigortalar Kurumu'naprim ödediğiniz 5.428 gün birleştirilerek toplam 10.670 gün üzerinden aylık bağlanmıştır. TC Emekli Sandıgı'nda geçen süre SSK'ya aktarıldığından, bir kez daha TC Emekli SandıgYnca değerlendirilmez. 1972 yıhnda >"ürürlükte olan 228 sayıh yasanın 15. maddesi ge- reğince, çeşitli sosyal güvenlik kurumlarında geçen ve "birleştiri- len hizmet süreleri toplamı TC Emekli SandığYnca ayhk bağlanmasını gerektirmes"ı halinde, birleştirilen hizmet süreleri top- lamı esas ahnarak 5434 sayılı kanun, hükümleri dairesinde hak ka- zandıklan takdirde emeklilik ikramiyesi ödenir. özel sektörde çalışmış olanlara bu hük'üm uygulanmaz." Emekli ikramiyesi ödenebilmesi için emekli ayhğınızın Emekli Sandığı'nca bağlanması gerekmekteydi. Baraj Baraka Baran Bara tarya Barba Barbakan Ba rbar Barbata Barbunya B arbut Bardacık Bardak B arem Barınak Barış Barik at Barisfer Bariton Bariz Bark Barmen Baro Barog rof Barudi Barut Baryum Abaıtmak Cebbar Ambar Kibar Dubara Gabardin Zıbar N'abar İbare İcbar İtıbar ECEBAR 27 EYLÜL'DE AÇIUYOR ( A ç ı l ı ş t a y i n e d o s t l a r ı m ı z b a r ı n a r k a s ı n d a ) 1 6 8 6 6 6 0 , 1 6 8 6 6 6 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle