Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Mine Mutlu topraga veriliyor
• Kiiltür Servisi — önceki gun ölen oyuncu, ses
sanatçısı Mine Mutlu, bugün Levent Camii'nde kıhnacak
öğle namazından sonra toprağa verilecek. Uzun bir süre
kanserle mücadele eden Mine Mutlu, 42 yaşmdaydı. 1966
yılında "Perde" dergisinin düzenlediği "artist"
yarışmasında birinci olan Mine Mutlu, aynı yıl "Ben Bir
Kanun Kaçağıyım" filmiyle sinemaya geçti. Bir süre
mankenlik yapan sanatçı "Tek Kurşun" adh filmde
başrol oynadı. Çok sayıda sanatsal ağırbğı olmayan
filmde rol alan Mine Mutlu'nun oynadığı fılmlerden
bazılan şunlar: "Kadın Severse", "Kaldınm Çiçeği", "Gül
ve Şeker", "Olmaz Böyle Şey", "Berduş Kız", "Televizyon
Niyazi", "Köye Dönen Yosma", "Seks Fınınası", "Çılgın
Yenge;
1
, "Alageyik", "Çilli Yavrum Çilli." (Fotoğraf:
'Binbir Gece Masalları' adlı filmden.)
Bakanlık destekli yeni filmler
• Kiiltür Servisi — Kültür Bakanüğı Sinema Teşvik
Fonu'ndan yararlanacak 15 konulu fılm belirlendi. Film
Yaptırma ve Destekleme Komisyonu, daha önce
belirledigi 20 projeyle birlikte şimdiye kadar 35 filmin
yardım almasını kararlaştırdı. Her yapımcı firmanın tek
filmle başvuruda bulunabildiği teşvik fonundan 20O'er
milyon liralık yardım alacak yeni filmler ve yönetmenleri
şöyle: "Seni Seviyorum" (Işü özgentürk), "Sokaktaki
Adam" (Buket llhan), "Boynu Bükük Küheylan"
(Erdoğan Tokatb), "Korkunun Bittiği Yer" (Erdoğan
Tokatlı), "Eskici Dükkânı" (Şahin Gök), "Zamanı
Değildi Sevginin" (Şahin Gök), "Bir Kadın" (Nisan
Akman), "Asıl Olan Aşktır" (Ünal Küpeli), "Sade
Ramazan" (Kartal Tibet ya da Ünal Küpeli çekecek),
"Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu" (Engin Ayça), "Tatar
Ramazan" (Melih Gülgen), "Bir Kadın Düşmanı" (Kartal
Tibet), "Yah" (Safa önal), "Oyuncu Kadın" (Temel
Gürsu) ve "Erkin Olayı" (Zeki ökten).
Osmanlı arşivi bilgisayarda
• ANKARA (AA) — Osmanlı arşivlerinde bulunan
yaklaşık 100 milyon belgeden bugüne kadar ancak yüzde
6'bk bir bölümünün tasnif edilebildiği öğrenildi.
Işlemlerin çabuklaştırılması ve belgelerin zamanla yok
olmasırun önlenmesi amacıyla Osmanlı arşivlerindeki
belgeler mikrofilmleri alınarak bilgisayara yükleniyor.
Ün'ün filmi San Sebestian'da
• Kültür Servisi — Yönetmenliğini Memduh Ün'ün
yaptığı "Bütun Kapılar Kapahydı" adh fılm, San
Sebestian Film Festivali'nin yarışmalı bolümüne alındı.
Yönetmen Ün, filmin bugün ve 29 eylül günleri festivalde
Ispanyolca altyazıh olarak oynatılacağını bildirdi.
.Başrollerinde Aslı Altan ve Uğur Polat'ın oynadığı film,
Kahire, Manheim, Hong Kong ve Cenevre Film
Festivallerinden de davet aldı. Senaryosunu Süheyla Acar
Kalyoncu'nun yazdığı, görüntü yönetmenliğini Orhan
Oğuz'un yaptığı film, 9. Uluslararası Istanbul Film
Festivali'nin Ulusal Yanşma bölümünde Jüri Özel
ödülü'ne değer görülmüştü.
Nezihe Meriç Almanya'da
• Kültür Servisi — Yazar Nezihe Meriç, düzenlenecek
toplantılarda öykülerini okumak ve öykü üzerine
konuşmak üzere Avrupa'da. Almanya'nın Frankfûrt,
Münih ve Köln kentlerinde okuma toplantısına katılan
Meriç, Almanya'nın başka kentlerinden sonra Hollanda
ve Isviçre'de de okuma ve konuşmalarını sürdürecek.
"Bozbulamk", "Topal Koşma" "Menekşeli Bilinç",
"Dumanaltı" gibi öykü kitapları, "Korsan Çıkmazı" ve
"Alagün Çocukları" gibi romanlan bulunan Nezihe
Meriç son olarak "Bir Kara Derin Kuyu" adlı öykü
kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağam'nı aldı.
b o g a z ' a
t u t k u 1 u
b i r b a r
rüya ersavcı
Qır$. P<?>\ Cıınıa
emin igüs-tanju duru-serdar gönenç
Cııma-C tesı Pa:ar
cengiz erinç-erkan erk
PtesıSalıC hvı
CABARET
CİNE
(1H 00 0-100)
Yeşilpınar Sok No: 2 Amanıtköy
Td- 157 74 38
ölümünün beşinciyıldönümünde Zincirlikuyu'daki mezarı başında anılıyor
Bir söylencedir artıkBugünsaatl2.30'da
düzenlenecek anma
törenine Dostlar
Korosu da katılacak.
Ruhi Su'nun yeni çıkan
"Sultan Suyu" adh
kasetinde de sanatçının
Pir Şultan Abdal
deyişlerine yer
veriliyor. Ruhi Su'yu,
Vedat Günyol'un 1985
kasımında "Kitaplar"
dergisinde yayımlanan
bir yazısıyla anıyoruz.
VEPAT GÜNYOL ~
Doğu Anadolu topraklannda
dünyaya gelip türlü serüvcnlerden
geçe geçe soluğu Ankara Devlet
Konservatuvan'nda alan, halk kö-
kenli, halk canlı, halk kanlı bir in-
sandı Ruhi Su. Basbariton olarak
yetiştirilmişti Batı kökenli opera-
İarda şarkı söylemek üzere. Ama
ses dünyasının çocukluğundan
kalma dolgunluğu, halk türküle-
riyle besli yürek dolgunluğu bırak-
mayacaktı yakasım. Nitekim, ope-
ra sahnelerini dolduran gür sesi,
siyasal nedenlerle susturulunca,
kulağmda ve yüreğinde yer etmiş
olan halk türküleri ön plana çı-
kacaktı.
Ruhi Su'yu ilk kez Bchice Bo-
ran'ın evinde tarudığımı söyledim.
Ufak tefek yapısını gölgede bıra-
kan, sazına kattığı gür sesiyle...
Anadolu insanının, sevincinden,
acısından, derdinden kopup gelen
bir sesti bu. Sonra, Sabahattin
Eyuboğju'nun kiralık evinde, ki-
mi kez Aşık Veysel'in de bulundu-
ğu gecelerde sık sık görür oldum
onu.
Önceleri, kendini ikinci planda
tutarak halk ozanlannın dizelerin-
de, Anadolu insanırun gerçeğini
sunuyordu bize, "hallumızın du-
ynrmak istediği her seyin
sözcüsü" olarak. Sonra Kurtuluş
DÜNYA tNSANLA BAŞLADI — Ruhi Su, "Tevhit" adh sflrinde "Benim kâbem insandır" derken dün-
yamızı saran haksızlıklara cephe alıyordu. Ona göre dünya insanla başladı. Ama insan olmayacak şey-
İerle karşılaştı. (Fotoğraf: Cengiz Civa)
Savaşı'nın büyuk şairi N&zun Hik-
mefin şiirleriyle dolu ezgilerle çık-
tı karşımıza. Nasıl Anadolu, na-
sıl yurt kokuyordu sesi, sazı, ka-
fası, yüreğiyle!
Ruhi Su, 1950'lerde, aydınlar ve
aydıntanmış insanlar çevresinde
hayranhk yaratmaya başlamıştı.
Bir ara geçim nedeniyle, adı sanı
duyulmamış gece kulüplerinde sa-
zı eşlığınde.dört bir yanına toplu-
yordu büyUğünden kuçuğune hay-
ranlarını. Sonra "vatan kurtaran
arslanlar"m açık kapah sinsi bas-
kıları karşısında evine çekildi, bir
yandan sesini plaklara dökerek,
bir yandan da dost evlerinde, Hü-
seyin Erdcm'in derleyip dağarcığı-
na kattığı yeni türküleri yorumla-
yarak. Bir ara, içlerinde benim de
bulunduğum bir avuç türku tut-
kununa, Dr. Türkfin Saylan'ın
(çoktan kapattığı) muayenehane-
sinde, seslerimizi birbirine katarak
bir çeşit koro eğitimi uyguladı.
Ruhi Su, artık plaklanyla dışa açı-
lırken, kimi dost evlerinde, örne-
ğin Bertan Onaran'ın evinde, ara-
da bir toplanıp, türküleriyle yeşe-
rip çiçekleniyordu, bizleri de ye-
şertip çiçeklendirerek. Türkü ca-
ğırmak, Ruhi Su için bir yaşam
gereği, zorunluluğuydu. "Ancak
türkü söylediğim zamanlarda ya-
şadıgımın farkındayım. Yani
türkü sövlememek, bitmek gibi
bir şey geliyor bana" diyordu. Ay-
nı gereği Sabahattin Eyuboğlu da
duyuyor, biz yakınlarına da duyu-
ruyordu. öyle olması gerek pazar-
tesi aksamlan evinde, gerek top-
lu gezilerde, bir ağızdan söylenen
türkulere önderlik ederek aramız-
da kaynaşma sağlamaya çahşır
mıydı? Yakın dost çevresini Ruhi
Su'da, Aşık Veysel'de, âdeta tek
beden haline sokuyordu.
Evet, türkü söylemek, bir ya-
şam koşuluydu Ruhi Su için. Ona
göre insân sesiydi çalgılann en
soylusu. Onun için değil mi ki her
zaman sesini sazının üstüne çıka-
nyordu. Çünkü amacı, saz çaİmak
değil, söylediği türkulere uygun
bir eşlik elde etmekti.
Ruhi Su, kimi türküleri sazına
katarken seslendirdiği şiirin dize-
lerine uygun müziği bulamayınca,
şiiri müziksiz okurdu. Böylece in-
san sesinin soyluluğunu çıkarırdı
ortaya. Avrupa'da örnekleri çok
olan bu türün, recitatif türünün
Türkiye"de en yetkin ustası da yi-
ne Ruhi Su olmuştur bence.
Ruhi Su, halk türkülerini, Batı
tekniği içinde halk gibi, ama,
halktan ayn bir biçünde söylemeyi
yeğlerken kafasının ardındaki dü-
şünce şuydu: Türküleri gelişmiş
sanatçılann eline bırakmalı. Çün-
kü ona göre halk türkülerinin ge-
lişmeye değil, gelişmiş, yani en
azından bir klasik eğitimden geç-
miş, insan'sevgisiyle dolup taşan,
sanatçılara gereksinimi vardı. Ken-
disi bu gereksinimi yeterince kar-
şıladı bence. Ruhi Su'yu, alışıla-
gelen türkü sanatçüanndan ayıran
asıl nokta ne idi? Klasik müzik
eğitiminden geçmiş, yurt sorunla-
nna kafa yormuş, yuiduna, insan-
larına engin bir sevgi ile bağlan-
mış bir sanatçı olması mı yalnız?
Hayır. Ruhi Su'nun, özellikle bir
dünyagörüşünden yola çıkarak bir
repertuarla, tutarlı bir repertuar-
la insanlarımıza seslenmesini bi-
len, bu uğurda her türlu çıkar kay-
gısından uzak, özverili bir sanat-
çı olmasından... Ruhi Su, her şey-
den önce, insan olmanın onuru-
nu duyan ve bu onuru yaşamına
klavuz etmiş bir sanatçıdır:
"Ne mutlu ki bize insan olmn-
şuz / tnsan sevgisini gercek bilmi-
şiz / tnsanın dalında acıp gulmü-
şiiz / Mubabbet insana, insan ola-
n«."
Tevhit adlı şiirinde "bcnim kâ-
bem insandır" derken, büiyordu
ki dünyamızı saran hayvansal kav-
galara, haksızlıklara, beylere, ağa-
lara, zorbalara, ekmeğin beyazına
savaşı getirenlere cephe alıyordu.
Ona göre dünya insanla başladı.
Ama insan olmayacak şeylerle
karşüaştı.
Başlasın adlı şiirinin birkaç di-
zesini birh'kte okuyalım:
"Dünyaya gel / İnsan başlasın
/ Tannyı bul / Korku başlasın /
Ağalık beylik / Bir bir başlasan."
Işte Ruhi Su, boylesine bir dün-
yada haksızlıklara karşı, sazının
ötesinde, sesini destan eyledi. Bu
destanı yaşatanlar, insanlık onu-
runu da yaşatmış olacaklardır.
Ruhi Su bir'söylencedir artık!
M.C. Anday'ın romanından Yusuf KurçenlVnin uyarladığı 'Raziye' tamamlandı
Coşkulubir sevda öyküstiKâmuran Usluer, Yasemin öymen ve Oğuz
TAınç'un oynadıkları 'Raziye'nin çekimleri
Babakale'de 28 günde tamamlandı.
FATMA ORAN
Metih Cevdet Anday'ın roma-
nından Yusnf Kurçenli'nın se-
naryosunu yazıp yönettiği "Ra-
ziye" filminin çekimleri ta-
mamlandı. Yapımcılığını Kadri
Yurdatap'ın, görüntü yönetmen-
liğini Erdal Kahraman'ın üstlen-
diği, başrollerinde Kâmuran Us-
luer, Yasemin Öymen ve Oğuz
lunç'un oynadıkları; üç özgun
insarun arasındaki ilişkilerin, de-
vinimlerin, coşkulu bir sevdanın
anlatunı olan film, Babakale'de,
yirmi sekiz günde ve elli dokuz
kutu negatifle çekildi.
Tabii hemen hemen her film-
de olduğu gibi Raziye'de de ba-
2x sorunlar -üstelik daha çekime
başlamadan- başgösterdi. örne-
ğin, 14 ağustos tarihli röporta-
jımızda 'dayı' rolünü oynayaca-
ğını belirttiğimiz Engin Cezzar
son anda filmden ayrıldı. Yusuf
Knrçenli'ye, Cezzar'ın oynamak-
tan neden caydığım sorduğu-
muzda, bu konuda herhangi bir
polemiğe girmeye niyeti olmadı-
ğını söyledi. Kurcenli, sözlerine
şöyle devam etti: "Engin Cezzar
bir senaryo hazırlamıştı. Yazdı-
ğı senarjoda kendi o>na>-acag(
rol ön plandaydı. Benim yap-
mak istediğim filmde ise, 'dayı'
oradaki üç insandan bir tanesiy-
di. Yani, olaylan romandaki gibi
'genç adam'ın gözüyle ve tanık
olduğu olaylardan kalkarak an-
tatmak istemiştim. Bu yaklaşım,
bir aktör olarak Engin Cezzar-
ın beklentilerini karşılamadı, o
yüzden de aynjdı. 'Dayı' rolünü
Cezzar'ın yerine Kâmuran Uslu-
er üstlendi ve çok da iyi oldu."
— Peki, bu filmde istedikle-
rinizi gerceldestirebildiniz mi?
KURÇENLI — İş kopyasmı
henüz görmediğim ve montaja
başlamadığım için film hakkın-
da konuşmak şimdüik erken.
Büyük ölçüde bir üslup birliği
gerektiren bir çalışmaydı, tüm
çalışanların bir üslup birliğinde
aniaşır olmasını gerektiren bir
çalışmaydı. Bu konudan çok
emin değilim aslında; bunu an-
cak montaj aşamasında görece-
ğim. Yani, şu anda yapamadık-
lanm yaptıklarımdan daha faz-
la gibi geliyor bana.
— Kültür Bakanlığı söz ver-
diği gibi, 200 milyonluk vardı-
mın ilk aşaması olan yüzde
otuzluk vatınmı yaptı mı siz fil-
me başlarken?
KURCENLİ — Sanmıyo-
rum. O, prodüktörle Kültür Ba-
kanlığı ve AJlah arasında kalmış
bir mesele olduğu için bizim
böyle bir dunımdan haberimiz
olmadı.
Raziye'nin çekimleri yapımcı-
nın istediği sürede, üstelik de bir
FİLM SETtNDE — Yönetmen Yusuf Kurcenli. 'Raziye'nin çekim çalışmalan sırasında Vasemın u> men-
le. 'Raziye', üç özgün insan arasındaki ilişkiieri konu ediniyor.
kutu negatif arttırılarak bitiril-
di bitirilmesine ya set ekibi (tek-
nik ekip) dışında yönetmen yar-
dımcılannm, sanat yönetmeni,
larım"da çalışmışlardı; bu yüz-
den 'şerbetli'ydiler. Babakale'de
bir günlük paydos ederek, para-
lan ödenmezse işi tümüyle bıra-
kacaklannı söylediler ve direne-
makyöz, oyuncular ve yönetme-
nin alacaklarınm büyük bir bö-
lümü ödenmedi. Set ekibi ise,
aynı prodüktörle, Füruzan ile
Gülsün Karamustafa'run salt
ekonomik nedenler yüzünden rek paralanmn ödenmesini sağ-
otuz üç işgünü yerine iki yılda ladılar.
(o da eksik sahnelerle) gerçek- Evet, yapımcı cephesinde ye-
leştirebildikleri "Benim Sinema- ni bir şey yoktu. Her şey her za-
manki gibiydi. Yapuncmın eko-
nomik surunlan çözümleyeme-
mesi, tüm ekibin güvenli ve ra-
hat çalışmasını -ne yazık ki- sağ-
layamamıştı...
Tiyatro Yapımcıları Derneği'nde bugün 'devletyardımı' tartışılacak
6
Epikbir tavır' ım, 'kara ıııizalv mı?
ANNA TURAY
Tiyatro Yapımcılan Derneği
(TÎYAP) üyeleri bugün Dormen
Tiyatrosu'nda bir araya gelerek
"öıd tivatrolara devlet yardımı"
konusunu tartışacaklar. Olduk-
ça "etektrikli" geçmesi beklenen
bu toplantıda özel tiyatroların
sorunlarma ve çözüm yollanna
ilişkin çeşitli görüşler ve öneri-
ler dile getirilecek.
Kültür Bakanlığı'mn bu yıl
için özel tiyatrolara ayırdığı 538
milyon liralık ödenek konusun-
da henüz tartışmalar bitmemiş-
ken "2 milyariık ek ödenek" çı-
kartümasıyla ortalık yeniden ka-
nştı. Bakanlığın yaptığı yardım
aslında her yıl tiyatrocular ara-
sında çeşitli tartışmalara yol açı-
yor. Tartışılan, öncelikle yardı-
mın miktarı. Bu yardımı "epik
bir tavır" ya da "kara mizah"
olarak tanımlayanlann yani sı-
ra "sadaka" biçiminde deferlen-
direnler de var. Hemen her yıl
değişikliğe uğrayan yardım yö-
netmeliği, oluşturulan yardım
komisyonlarında yer alan isim-
ler, yardımın topluluklar arasın-
daki dağıhmı da tartışmaların
odak noktasmda.
özel tiyatrolar öncelikle
"yasa" diyorlar. Bilet sübvansi-
yonu, salon sıkıntısına çözüm
aranması, devlet yardımınm ti-
yatronun adma değil, projesine
baküarak verilmesi gibi konular
gündemde yerini alıyor.
Bakanlıkça oluşturulan Yar-
dım Komisyonu'nda TİYAP
temsilcisi olarak yer alan Rutkay
Aziz, yardımı yetersiz bulan ve
Bugün yapılacak toplantıda
en fazla söz alacaklardan biri
Necef Uğurlu olacak hiç şüphe-
siz. Karşı Tiyatro'nun sahiple-
rinden olan Necef Uğurlu, geçen
yıl olduğu gibi bu yıl da "Ben
düzmece, maskaralıklarla dolu
dosyalar hazırlayıp yardım
dilenmera" diyerek başvuruda
bulunmamıştı. Necef Uğurlu,
devletin özel tiyatrolarla kurdu-
Dağıtılan paranın halkın pa-
rası olduğunu, bu yüzden kim-
senin "nitelik" tartışmaya hak-
kı olmadığını söyleyen Uğurlu,
"Elbette ki halkın tercihini sa-
tılan bilet sayısıyla belirleyecek-
siniz. Üstelik Devlet Tiyatrola-
rı'nın Genel Müdürü özel tiyat-
rolartn niteligini tartışma hakkn
nı nereden buluyor? Sutyen-
jartiyerie vodvil oynamak mı ni-
TİYAP üyeleri bugün Dormen Tiyatrosu'nda bir araya gelerek "özel
tiyatrolara devlet yardımı"nı ele ajacaklar. Bakanlığın Yardım
Komisyonu'nda TİYAP temsilcisi olarak bulunan Rutkay Azizyardımda
ilkelerin belirlenmesinden ve bunun bir yasaya dönüşmesinden yana.
Karşı Tiyatro yöneticisi Necef Uğurlu, devlet-özel tiyatrolar ilişkisini bir
"yanhşlıklar komedyası" olarak niteliyor.
dağıtımın adil olmadığı konu-
sunda birleşen bir grup tiyatro-
cunun başhca hedefi konumun-
da. Rutkay Aziz'in görevini ge-
reğince yerine getirmediği ileri
sürülüyor. Sanatçı ise bu konu-
da kendisine yöneltilen eleştiri-
leri normal karşıladığını belirte-
rek "Bu tartışmaların daha ge-
niş kesimlerde yapdarak yardım-
da ilkelerin beüıİenmesi ve bu-
nun bir tiyatrolar yasasına dö-
nüşmesinde yapıcı katküann
saglanmasını istiyonız" diyor.
ğu ilişkinin "bir çelişkiler yuma-
ğı, bir yanhşlıklar komedyası"
olduğunu vurguiuyor sık sık.
Karşı Tiyatro'nun devlet yar-
dımına neden karşı olduğunu
şöyle açıklıyor Necef Uğurlu:
"Ödenekü tiyatrolarla özel tiyat-
rolar arasındaki haksız rekabet
ancak bilet fiyatlannın eşitlen-
mesi. özel tiyatrolann sanatçıla-
nna ve emekçilerine eşit sosyal
güvence sağlaması ile çözülebi-
lir, yardımla değil."
telikli oluyor" diyor. Hüküme-
tin, serbest piyasa ekonomisi il-
kesinin neden sanatta geçerlili-
ği olmadığını da sonıyor Uğur-
lu ve sorulannı art arda sıralı-
yof: "Cumhurbakanı TV'de
Hodri Meydan programuıda sa-
nat ve edebiyatta da serbest re-
kabet oluıalı buyurdular. Niçin
ANAP iktidan, liderierinin eko-
nomik politikasının dışına çıkı-
yor? Maliye Bakammız tütün
söz konusu olduğunda ben
Türkiye'nin Maliye Bakamyım
elbette Türk tütününü kayıraca-
ğım diyor. Öyleyse Athol Fu-
gard'a, Ray Coonej 'e destek ve-
ren Kültür Bakanı kimin baka-
nıdır? Türk j'azaıian Güney Af-
rika'dan, Ingjltere'den mi yar-
dım alacak?"
Necef Uğurlu, 'Devlet
Tiyatrolan' sisteminin kendi
içinde iflas ettiğini, sattıklan bi-
let sayısının ortada olduğunu da
vurguiuyor.: "Hem kamunun
parası ziyan ediliyor hem de
haksız rekabetle özel tiyatrola-
ra köstek olunuyor. Devletin,
belediyelerin görevi sanatçıya
destek olmaktır, sanat yapmak
değil. Tiyatro yazaıianmızm gö-
revi de Gencav Hanım'la didiş-
mek değil, yazar haklarını ara-
mak, yazarlann bu yardımdan
ne pay aldıklannı vurgulamka-
ür.
Yardımın yalmzca tiyatro sa-
hiplerine değil, ışıkçısından kos-
tümcüsüne, yazanndan oyuncu-
suna tum birimlerine eşit şekil-
de yansıtılması gerektiğini belir-
ten Uğurlu, devletin ozel tiyat-
rolara ilişkin bugune kadarki
uygulamalannı baştan aşağı
gözden geçirmek zorunda oldu-
ğunu da sözlerine ekliyor.
Uvaneli, Felix
jürlsinde
• BERLİN (ANKA) —
Avrupa Oscarları olarak da
bilinen Felix Avrupa Film
Ödülleri ön jürisi Berlin'de
toplandı. Bu yü Avrupa
Film ödülleri'ne
Türkiye'den 3 filmin
katüması önerilirken ZülfU
Livaneli de Avrupa Film
ödülleri'nde ön jüri
başkanlığmı yapacak. Jüri,
27 Avrupa ülkesinden
gönderilecek filmleri
değerlendirecek. Bu
fılmlerden yedisi 2 aralıkta
da Glasgovv'da yapılacak
olan toplantıda Lugmav
Bergman başkanhğmdaki
jüri tarafından
değerlendirilerek ödüllerin
hangi filmlere verileceği
saptanacak. Bu arada
Avrupa Film Ödülleri'ne
Türkiye'den 3 fılm önerildi.
Onat Kutlar, ömer Kavur,
Turkan Şoray, Atıf Yılmaz
ve Orhan Aksoy'dan oluşan
jürinin önerdiği filmler
şunlar: "Karartma
Geceleri" (Yusuf Kurcenli),
"A Ay" (Reha Erdem) ve
"Kecenin Teri" (belgesel).
'Fantastik'
Ordu'da
• İSTANBUL (AA) —
İstanbul Devlet Opera ve
Balesi, H.Schmidt'in
"Fantastik" müzikalini,
"15. Ordu Fındık Şenliği''
kapsamında sergileyecek.
Ordu Kapah Spor
Salonu'nda, 20 eylül
perşembe gunü sergilenecek
müzikali, Aytaç Manizade
sahneye koydu. Eserde,
orkestrayı Serdar Yalçın
yönetirken dekorlan Erkut
Uzelli, kostümleri Şanda
Zıpçı, koregrafiyi Nasuh
Baran hazırladılar.
Müzikalde, başhca rolleri
Serdar Abacı, Gülgün
Özyiğit, Timur Doğanay,
Ali thsan Onat ve Şamil
Gökberk paylaşü.
Acar^ın sergisi
• Kültür Servisi — Salih
Acar'ın resim sergisi 21
eylül cuma günü Ümit
Yaşar Sanat Galerisi'nde
açılıyor. Ressam Acar,
1951'de Sofya Akademisi
Fresko bölümünü
bitirdikten sonra Turkiye*de
DGS Akademisi'ne girdi.
1955'te Akademi'den mezun
olan Acar tablolannda
genellikle doğa ve kuşlan
işliyor. Dünya Tabiatım
Koruma Derneği üyesi ve
Türkiye"de Doğal Hayaü
Koruma Derneği'nin
kurucusu olan sanatçı,
"Doğayı bana kuşlar
sevdirdiği için bıkıp
usanmadan onlan çizdim
ve çizeceğim" diyor.
Arda'da
karnıa sergi
• ANKARA (AA) —
Arda Sanat Galerisi'nde,
aralannda Zeki Faik Izer,
Bedri Rahmi Eyuboğlu gibi
sanatçılann eserlerinin de
yer aldığı karma resim
sergisi açıldı. 12 ekime
kadar açık kalacak sergide,
Zeki Faik Izer, Ziya
Keseroğlu, Adnan Vannca,
Bedri Rahmi Eyuboğlu,
Orhan Peker, Avni Arbaş,
Duran Karaca, Müşerref
Köktürk, Hüseyin Yüce,
Utku Varhk ve tsmail
Altıok'un resimleri
bulunuyor. Arda Sanat
Galerisi'nde 12 ekimden
sonra Eşref Üren sergisi
açılacak.
Caz konseri
• Kültür Servisi — "Jazz
Tzigane de France" Üçlüsü
21 eylül cuma günü saat
21.00'de Fransız Kültür
Merkezi'nde bir konser
verecek. Topluluğun şefi
Francis-Alfred Moennan,
gitarist ve aynı zamanda
besteci. 193CİU yıllann
başında tüm Avnıpa'yı
saran ve Amerikan caz
müziği Paris çigancılanıu
"swing"e kaydırdı. "Şef
Moennan swingi, Sarane ve
Matelo Ferret ile Lousson
Reinhardt'dan, çigan
müziğini ise Sava Neagu ve
Lagos Kazanova'dan
öğrendi.
konsa