26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 1990 EKONOMİ CUMHURtYET/13 Azerbayean'la işbirligi • ANKARA (AA) — Azerbaycan ve Türkiye arasında ekonomik işbirliği protokolü imzalandı. Ulaştırma Bakanlığı'nda yapılan törene, Azerbaycan Başbakanı Hasanov, Maliye Bakanı Adnan Kahveci ve Ulaştırma Bakanı Cengiz luncer katıldı. Protokolde yer alan hususlar şöyle: Karayolu bağlantısı kurulması, sınır ticaretinin geliştirilmesi, Trabzon ve Bakü'de konsoloslukJar açüması, ortak tesis yapırru, direkt haberleşme kanallan kurulması, TV program değişimi, düzenli uçak seferi başlatılması, Azerbaycan'dan Türkiye'ye 80 bin ton kok kömürü ithali, iki ülke arasında elektrik sisteminin birbirine bağlanması, Türkiye'nin Azerbaycan'dan petrol aramasına izin verilmesi, Doğu Anadolu'ya doğalgaz sevkiyatı. Tuglaya zam • TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) — Petrol ürtlnleriyle elektrik ve kömüre yapılan zamlar tuğla fiyatlanna da yansıdı. Trakya'daki tuğla fabrikalan ürünlerine *k\2 ile 22 arasında zam yaptı. Trakya'da bulunan 22 tuğla fabrikasınca ahnan ortak karar gereğince, 8,5'luk tuğla 140 liradan 170 liraya, 13,5'luk tuğla 170 liradan 200 liraya, yığma tuğla 350 liradan 400 liraya yükseldi. Baca tuğlasının fıyatı ise 400 liradan 450 liraya çıkanldı. Zamlı fiyatlarla satışlara bugünden itibaren başlanacağı bildirildi. Fransız Tıcaret Bakanı geldi • Ekonomi Servisi — Fransız Dış Ticaret Bakanı Jean Marie Rausch, Türkiye-Fransa ikinci Dönem KEK toplantılanna katılmak üzere Istanbul'a geldi. Körfez krizi konusunda Türkiye'nin tavrını takdir ettiklerini söyleyen Rausch, Türkiye'nin AT konusundaki şikâyetlerini de ilgili mercilere götüreceğini söyledi. Altın ve döviz rezervleri • ANKARA (ANKA) — Uluslararası altın ve döviz rezervleri ağustos ayı sonu itibarıyla yılbaşına göre yüzde 25.60 oranında artarak 12 milyar dolar sırunna yaklaştı. Yıl başında 9 milyar 313 milyon dolar olan uluslararası rezervler, ağustos ayı sonunda 11 milyar 694 milyon dolara kadar yükseldi. Eczacıbaşı sermaye arttırdı • Ekonomi Servisi — Eczacıbaşı ilaç, dün yapılan olağanustü genel kurul toplantısında, şirketin sermayesini 30 milyar liradan 150 milyar liraya çıkarmayı kararlaştırdı. Arttınlan yüzde 400 oramndaki sermayenin yüzde 50Mik bölümü yeniden değerleme fonundan karşılanarak bedelsiz, geriye kalan yüzde 350'lik bölümü ise nominal değer üzerinden bedelli olarak verüecek. ATO'nun ödtilleri • ANKARA (ANKA) .— Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) geleneksel ödül töreni 26 eylülde yapılacak. 1989 yıhnda yüksek düzeyde vergi ödeyen, ihracat ve hizmet arzı yoluyla döviz getirenlerin yam sıra bazı bakanlar ve kamu görevlilerine de plaket verüecek. Elektrikte yeni özelleştirme • ANKARA (ANKA) — Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre Trakya'daki tüm elektrik üretim ve dağıtım tesislerinin halka açılacak bir ortaklık tarafından işletilmesi düşünülüyor. Söz konusu tesislerin kurulacak yeni bir şirket tarafından işletilmesi için bir çalışma yapıldığını belirten yetkililer, "Bu, henüz düşünce safhasında. Kurulması düşünülen şirket, TEK'e bağlı bir ortaklık olarak oluşturulur. Bu şirketin hisselerinin yüzde 51'i kamuya, geri kalan bölümü ise, örneğin özel fırmalarla bankalara ait olur" dediler. Irak'tan ekonomik misiüeme MN EVRENINDEN Irak, kendisine ve Kuveyt'e ekonomik ambargo uygulayan ülkelerin Iraİc'taki tüm varhklarını dondurdu. Hazine Müsteşan Namık Kemal Kıhç, bunun beklenen bir durum olduğunu belirtti. Müteahhitler Birliği ise bu kararla fiili durumun kesinleştiğini söyledi. ambargo uygulayan ülkelerin yasa ve kararlarının hiçbir şekil- de dikkate aiınmayacağı vurgu- landı. Irak haber ajansının ver- diği habere göre Irak'a ekono- mik ambargonun uygulanmaya başlandığı 6 ağustos tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan kanunun bazı önemli maddele- ri şöyle: l'inci maddesi, Irak'ın yurtdı- şındaki para ve malvarhğma el koyan ilgili ülkelerin yasa ve ka- rarlarının hiçbir şekilde dikka- te aiınmayacağı ve ilgili hükü- metlerin bu para ve malvarhğıy- la bunlann gelir ve ticari faizle- rinin korunmasından sorumlu olacakları belirtiliyor. 2'nci madde, makine, araç ge- reç ve diğer malzeme ile mülki- yeti tamamen ya da kısmen Irak'a ait olan malların ve bun- Ekonomi Servisi — Irak, ken- disine ve Kuveyt'e ait para ve maJvarlığını donduran ülkelere karşı misilleme yaparak, bu ül- kelerin Irak'ta bulunan varlıkla- rmı dondurdu. Irak Devrim Ko- muta Konseyi'nin 6 ağustostan itibaren geçerli olmak üzere al- dığı karara göre Irak'a ekono- mik ambargo uygulayan ülkelere ait her türlü para ve malvarhğıy- la bunlann gelirlerine el konul- du. Irak Devrim Komuta Konse- yi'nin dün açıkladığı 'Irak'ın içindeki ve dşındaki mal, çıkar ve haklarının korunmasına iltşkin' yasada, Irak'a karşı taah- hüde girtniş kişi ve kuruluşlann, bu taahhütlerini yerine getirme- melerinden doğacak zararlann sorumluluğunu da üstlenecekle- ri belirtilerek Irak'a ekonomik lann getirdiği gelirlerin korun- masının sorumluluğunu Irak'la ya da ona bağlı kuruluşlarla söz- leşme imzalamış kuruluş ve şir- ketlere yüklüyor. 3'üncü madde, Irak'a ait ser- mayenin yatınldığı yurtdışmdaki bankalara, bu sermayenin getir- diği faiz, temettü ve diğer hak- ların korunmasından tamamen sorumlu tutuyor. 4'üacii madde, Irak'a karşı sözleşme yoluyla taahhut altına girmiş gerçek kişilerle kuruluş ve şirketlerin yol açacağı gecikme- nin yaratacağı dolaylı ya da do- laysız her türlü zarann sorum- lusu olacağını belirtiyor. 5'inci maddesinin gizli tutul- duğu kanunun 6'ıncı maddesi Irak mahkeme ve hakemlik ko- misyonlanmn, Irak içinde Irak hükümeti ya da kuruluşlanna karşı açılacak davalara bakma- lannı yasaklıyor ve aynı şekilde, yurtdışında herhangi bir mahke- me ve hakemlik komisyonu ta- rafından alınacak kararların hiçbir biçimde tamnmayacağını düzenliyor. 7'nci maddede de Irak'a kar- şı usulsüz ve yasalara aykın ka- rar alan ülkelerin banka, kuru- luş, şirket ve hükümetlerine ait bütün para ve malvarlığıyla bunlann gelirlerine elkonuldu- ğu belirtiliyor. Irak'ın malvarlıklanm don- durma karan konusunda görüş- lerini açıklayan Hazine ve Dış ti- caret Müsteşan Namık Kemal Kılıç, bunun beklenen bir du- rum olduğunu belirterek, "Şim- diye kadar yapmamış olmalan şaşırtıcı" dedi. Musteşar Yar- dımcısı Mahfi Egilmez de Irak- ın karanndan, Türkiye'ye olan 750 milyon dolarhk borcunun bu yıl ödenmesi gereken 250 milyon dolarhk bölümü ile mü- teahhitlik ve ulaştırmadan yak- laşık 600 milyon dolarhk aJaca- ğın etkileneceğini söyledi. Türkiye Müteahhitler Birliği Genel Sekreteri Ydmaz Giirer, kararm şu andaki fiili durumda hiçbir değişiklik yaratmadığını belirterek, "Biz ambargo kara- nnı uygularken zaten oradaki malımızı mülkiimözü bırakıp gelraiştik. Pratik olarak Irak'ıo aldığı karar hiçbir ek kiilfet ge- ŞUKRAN KETENC3 tirmiyor. Sadece, zaten olan bir dunımu beyan etmiş oluyorlar" diye konuştu. Müteahhitler Bir- liği'nin saptamasma göre Türk müteahhitlerinin Irak ve Ku- veyt'teki işlerinden dolayı 500 milyon dolarhk kayıpla karşılaş- tığını hatırlatan Gürer, bu raka- nun 112.7 milyon dolarhk bölü- münün bu ülkelerde terk edilen makine parkından oluştuğunu söyledi. Irak'taki inşaatlan nedeniyle Körfez krizinden en büyük za- rarı gören ENKA adına acıkla- ma yapan Eşref Denizhan da, Irak'ın bu Ülkelerde bulunan malvarhğma zaten fiiliyatta el- koyduğunu belirterek, şirketin her geçen gün daha büyük za- rara girdiğini söyledi. Denizhan, Irak'ın taahhütlerdeki gecikme- lerden şirketleri sorumlu tutma karanna da değinerek "Biz Irak'a giderken Türk hükümeti- nin destegi üe harekel ettik. Ora- dan aynlmamız da, hükümetin arkamızdaki destegi ambargo karan alarak çekmesiyle oldn. Bunn düzeltmek hükümetin işi" dedi. Tekstîlciler NPye kızgın ÇELEBIATYISUÇLADIKota konusunda AT'nin krize karşın değişmeyen korumacı tutumu tekstilciler tarafından tepkiyle karşılandı. Ekonomi Servisi — Tekstilci- ler, kota konusunda ATnin ka- rarlannı büyük tepkiyle, ABD Temsilciler Meclisi'nin kararmı ise daha olumlu biçimde karşı- ladı. Pazartesi günü AT Dışişleri Bakanlan zirvesinde Körfez kri- zi dolayısıyla Batı'dan "yardım degil, serbest ticaret" isteyen Türkiye'nin isteklerinin yerine gelmemesi, Avrupa ülkelerinin tekstilde korumacılık politikala- nnı değiştirmeye niyetli olmadı- ğının açığa çıkması, Türk teks- tilcilerini hayal kınklığma uğrat- tı. ABD Temsilciler Meclisi'nin önceki gün ABD'ye yapılacak tekstil ve ayakkabı ithalatı ko- nusunda kabul ettiği yasa tasa- nsı ise daha olumlu bulundu. Bu yasa tasansı, ABD'nin bu yıl yapacağı ayakkabı ve tekstil it- halatında geçen yıla göre yüzde l'lik bir artışa izin veriyor. Da- ha önce ABD Senatosu'nda ka- bul edilen yasa tasansı, Temsil- ciler Meclisi'nde de 149'a karşı 271 oyla onaylandı. ABD yöne- timi ise daha önce 1985 ve 1988'de yaptığı gibi yasayı veto 'Kasıtlı davranış' ANKARA (AA) — Devlet Bakanı Isın Çe- lebi, TOBB Yönetim Kurulu toplantısı sırasın- da ATnin Türkiye'ye karşı uygıiladığı koruma- cı tavn eleştirerek Avrupa İbpluluğu'nun bu tutumunun "kasıth bir davnuuş" olduğunu be- lirtti. Çelebi, AT'nin birkaç Avrupalı tekel du- rumundaki firmanın baskısıyla hareket ettiğini öne sürdü ve şunları -söyledi: "Kotalann genişletilmesini istiyonız. Pamuk ipliği, polyester, elektronik \e pamuklu doku- mada bir anti-subvansiyon vergisi koymak için teknik komiteler çalışmalannı sürdüriiyor. Ben bu calışmalann durdurulması gerektiği kana- atindeyim. Almanya'ya 2 milyar dolarhk teks- til ve konfeksiyon ihracatunız var. İki Alman- ya birleşince Alman kotasınm da yüzde 50 art- tınlmasını istiyoruz. " etmeye hazırlanıyor. George Bush yönetimi, yüzde l'lik arft- şı yetersiz buluyor. ABD Dışiş- leri Bakanı James Baker da Temsilciler Meclisi'ne daha ön- ce yazdığı mektupta, krizden et- kilenen Türkiye ve Mısu"'ın kı- sıtlama dışında kahnasıru iste- mişti. Ancak meclis, bu mektu- bu dikkate almadı. önceki gün kabul edilen yasa tasansı konu- sunda bir açıklama yapan De- mokrat Parti lllinois MÜletvekili Dan Rostenkowski, kotalann Türkiye ile Mısır'ı cezalandırma anlamı taşıdığını söyledi. Ege büromuzun verdiği habe- re göre ise Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon Ihracatçılan Birli- ği Başkam Hüdayi Kurt, AT'nin tekstil kotalan konusundaki de- ğişmeyen tutumunu eleştirertk, "Kargada beraberiik, işte ayn- hk olmaz. AT Dışişleri Bakan- lan toplantısında Türkiye'ye yö- nelik olumlu sonuç çıkmaması- nı yadırgadık. Bu nedenle 15 ekimde yapılacak tekstil komis- yonu toplantısına daha kararlı olarak girecegiz. Toplantıya ka- blan arkadaşlanmız bu kez de kesin olarak kotalann tümden kaldınlmasını önerecekler" de- di. Hüdayi Kurt, ABD'nin yüzde 1 oranındaki artış karanru ise olumlu karşüadıklannı kaydede- rek, "Yüzde 1 küçufc görünse bi- le artışı kabul etmeleri büyük bir gelişmedir. Önemli olan bunu benimsemeleridir" biçiminde konuştu. Paıııuk, piyasaya düştü MEHMET YAPICI ADANA — Pamuk üreticisi, bu sezon Çukobirlik'in uyguladığı alım politikası ne- deniyle tarihinin en sıkıntılı dönemini ya- şıyor. Çukobirlik'in ortak olmayanlardan ürün almaması, ortaklanndan da ekim dö- neminde tesUmi taahhüt edilen miktan aşan kısrrum geri çevirmesi serbest piyasada pa- muk fiyatlannın düşmesine yol açıyor. Pamuk üreticisi, üretim maliyetine göre üç bin liradan aşağı olmaması gerektiğini Ziraat Odalan kanalıyla hükümete iletme- sine karşın verilen 2050 liralık taban fiyat- tan ürününü satabilmek için ortağı olduğu Çukobirlik'e bağh kooperatif ahm merkez- lerinin önünde günlerce sıra bekliyor. Yaklaşık 2 trilyon Ura borçlu durumda olan Çukobirlik, pamuk alımında kullan- mak üzere gereksindiği finansmanı sağla- yamadığından salt kendi ortaklanndan ta- ahhüt ettiği pamuğu alabiliyor. Bu durum serbest piyasayı beklentiye soktu. Gerek ih- racatçı tüccar ve gerekse tekstil sanayicisi, serbest piyasada fiyatlann gerilemesi için pamuk alımında 'nazlı' davranıyor. Çuko- birlik'in 2050 liralık fiyatına karşın tüccar pamuğa en çok 1800 lira veriyor. Çukobirlik'in kısıth olarak yaptığı alım- larda ürün bedelini de veremediğini anım- satan piyasa ilgüileri, "Finansman bulama- yan Çakobiriik önümüzdeki günlerde tı- kanma noktasına gelecek ve bu durum da pamuk fiyatının daha da gerilemesine se- bep olacaktır. Ihracatçı tüccar ile tekstilci- ler, fiyatlar 1600 lira seviyesine kadar çe- kiidikten sonra alıma tam anlamıyla geçeceklerdir" değerlendirmesini yapı- yorlar. PAMUK KUYRUĞL — Çukobirlik'in kısıtlı alım poliükası, üreticilerin biriigin merkezlerinde günler süren kuyruklarda beklemesine yol açıyor. ABD ekonomisi ağır yarah ABD'nin dış ticaret açıöı 1 (1990'ın ilk 7 ayı) »BO'nln alacafı (-), ÜNceier bBre " ("">*"S ) Kanada Batı Avrupa Ingiltere F. Almanya Fransa Italya Japonya Meksika Brezilya Tayvan G. Kore OPEC SSCB Çin -3.109 3.006 2.913 -5.334 33 -2.787 -22.556 -890 -2.096 -6.237 -2.384 -12.296 2.081 —5.195 Temmuz ayında, henüz petrol şoku başlamadığı halde, petrol ithalatı fırlayan ABD'de, dış ticaret açığı hazirana göre yüzde 75 arttı. Ağustos itibanyla da yılhk enflasyon yüzde 6.2'ye ulaştı. racatı 32 milyar dolar oldu. It- halat ise rekor kırarak yüzde 4.5'lik bir artışla 41.4 milyar do- lara çıktı. Temmuzdaki petrol it- halatı yüzde 7.9'luk bir artışla 3.98 milyar dolara çıktı. Üstelik temmuz ayında Irak krizi henüz başlamamış olduğundan, bu ar- tışta yükselen petrol fiyatlannın etkisi de yok. Bu nedenle asıl büyük fırtınanın, ağustos ayı ra- kamlan açıklanınca kopması bekleniyor. Bu arada enflasyon da kaygı verici boyutlara ulaştı. ABD Ça- hşma Bakanhğı verilerine göre ağustos ayında tüketici fıyatla- rı binde 8 oranında arttı. Tem- muz ayında enflasyon binde 4 Ekonomi Servisi — Temmuz ayı dış ticaret açığı artış oranı açısından sekiz yılhk bir rekor kıran ABD'de resesyon kaçınıl- maz görülüyor. Geçen yıl dış ti- caret açığı 109.4 milyar dolara ulaşan ve dünyanın en borçlu ül- kesi konumundaki ABD'de, Türkiye'de olduğu gibi temmuz ayı dış ticarette "kara" bir ay ol-' du. Açık, bir önceki aya göre yüzde 75 artarak 9.33 milyar do- lara ulaştı. Haziran ayında dış ticaret açığı 5.34 milyar dolar ol- muştu. Böylece ABD'nin bu yü- ki dış ticaret rakamının 95 mil- yar dolar civannda gercekleşme- si bekleniyor. Temmuz ayında ABD'nin ih- olmuştu. Bu durumda ABD'de yılm ilk sekiz ayı itibanyla enf- lasyon yılhk bazda yüzde 6.2'ye ulaşmış oldu. Geçen yıl enflas- yon yüzde 4.6 olarak gerçekleş- mişti. Ağustos ayindaki enflas- yon artışında en büyük etkinin petrol fıyatlanndaki yükselme olduğu belirtiliyor. ABD'de bütçe açığımn önce- den Gramm-Rudman-Hollings Yasası'yla 100 milyon dolarla sı- nırlandınlmış olmasına karşın Kongre, eylül sonunda bitecek mali yıl sonunda 165 milyon do- larhk bir açık öngörüyor. Ger- çekte ise açığın 250 milyon do- lara ulaşması bekleniyor. Bir türlü azalmayan dış tica- ret açığı, Körfez'deki askeri har- camalar dolayısıyla kısılamayan butçe açığı, yüksek enflasyon, tırmanan petrol fiyatlan, tah- minlerin altında kalan düşük büyüme hızıyla ABD'nin reses- yon çarkına tâkıldığı belirtiliyor. IşçiyeŞantaj Kuveyt'ten yine 2 milyar dolarhk yardım sözü ANKARA (Camhariyet Biirosu) — Cumhurbaşkam lurgul Özal, ülkesinin Irak ta- rafından işgalinden beri Suu- di Arabistan'da sürgün yaşa- yan Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El Ahmet El-Sabah'a yazılı bir mesaj gönderdi. Mesaj, Suudi Arabistan'da Kuveyt yetkilile- riyle kapsamlı görüşmeler ya- pan Türkiye'nin Kuveyt Büyü- kelçisi Güner Öztek tarafından iletildi. Öte yandan Türkiye 1 nin Irak ve Kuveyt'teki yurttaş- lannı tahliye işlemirıin tamam- landığı bildirildi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar haftalık basın toplantısında, 15 eylül günü Kuveyt Emiri El-Sabah'ın Bü- yükelçi öztek'i TaiFte kabul ettiğini belirterek bu görüşme sırasında Şeyh Sabah'a Cum- hurbaşkam özal'ın yazıh bir mesajının iletildiğini açıkladı. Sungar, Büyükelçi öztek'in Suudi Arabistan'da Kuveyt Dı- şişleri Bakanı Şeyh Sabah, Içiş- leri Bakanı Şeyh Salem ve Ma- liye Bakanhğı Müsteşan Al Gunai ile de birer görüşme yaptığıru bildirdi. Bakanhk kaynaklanndan edindiğimiz bilgiye göre söz konusu görüş- melerde, Türkiye'nin Irak'a karşı uyguladığı yaptınmlar nedeniyle uğradığı ekonomik kayıplann bir bölümünün Ku- veyt tarafından karşılanması konusu üzerinde duruldu. Su- udi Arabistan'daki temaslarda, Kuveytli yetkililerin Türkiye 1 ye 2 milyar dolar dolayında bir destek sağlama yolundaki ta- ahhütlerini yineledikleri öğ- renildi. Petrol 32 dolann altına inmiyorEkonomi Servisi — Petrol fiyatlan, 32 dolann altına in- miyor. önceki gün hem Batı Teksas türü, hem de Kuzey Denizi türü ham petrol Lond- ra ve New York borsalannda 9 yılın en yüksek fiyatına ulaş- tıktan sonra, dün biraz gerile- di. Kuzey Denizi türü ham pet- rolün (kasım teslimi) varil ba- şına fıyatı dün Avrupa borsa- lannda 32.10 dolardan kapan- dı. önceki gün aynı petrolün spot piyasada fiyatı 36.50 do- lara kadar yükselip 34.90 do- larda kapanmıştı. Önceki gun Irak Petrol Ba- karu İssam Abdülrabim H Çe- lebi'nın "Petrol fiyatlan 50 dolara kadar yükselecek" bi- çimindeki açıklaması, piyasa- larda endişe yarattı. Petrol fiyatlan 1981 aralık ayından bu yana en yüksek düzeyde seyrediyor. Bu tarih- te, Iran-Irak savaşımn yarat- tığı kriz nedeniyle petrolün va- rili 36.40 dolara kadar yük- selmişti. Petrol fiyatlanndaki olum- suz gelişmeler, yine Tokyo Borsası'nı vurdu. Tokyo Bor- sası'nın dünkü seansında, Nikkei endeksi 158.65 puan kaybederek, 23.726.17 ile kapandı. Bu puan, endeksin 1988 şu- batından bu yana indiği en dü- şük düzeydi. Borsadaki bu gelişmelere bağlı olarak, dolar da Japon Yeni karşısında değer kazandı. Bu arada, ABD'nin tem- muz ayı dış ticaret rakamlan- nın olumsuz çıkması, dün ABD Merkez Bankası Başka- nı Greenspan'in Kongre'de yaptığı konuşma sırasın- da'Henüz resesyona girdigi- mizi sanmıyorum" biçiminde- ki açıklamasına karşın, dola- nn dummunu etkiledi. TRT-TV sansür koydu. Basın önemine uygun ötçülerde yer vermedi. Kamuoyunun gözünden kaçırılmış oldu. Maden iş- çileri bulundukları çok kötü koşullan, yoksulluğu, sorunları- nı dıle getiren bir uyarı eylemı yaptılar. 30 bin civannda maden işçisinin kendiliğinden iki gün sü- reyle ocaklara inmeyişi, işçi hareketi içinde çok önemli yeri olan bir eylemdi. Kitlenin gözünden kaçırılsa da maden iş- çilerinin mesajı gönderilen adreslere ulaştı. Geçmişinde grev, bu boyutu iie protesto eylemi, ocağa inmeme, üretimi dur- durma geleneği olmayan maden işçisi, suskunluktan sıynl- dığını, gözünü açtığını, hakkını istediğini anlatmaya çalıştı. Toplu pazarlık masasında düş kınklığma uğramak isteme- diğini duyurmak istedi. TRT-TV aynı gün Yunanistan'da yapılan grev haberine ge- niş yer verirken maden işçilerinin ocağa inmeme, üretimi dur- durma eylemlerini yok saydı. Böylece maden işçisinin MTA'- da 9-17, TTK'da 16-20 liralık saat ücreti ile çalışmakta oldu- ğu kamuoyundan gizlendi. Maden işçisinin ayda 400-500 bin liralık ücretle yaşayamadığı, okullar açılırken çocukların ön- lük, defter ve kitaplarının alınabılmesi için toplusözleşme ala- caklanna mahsuben işverenden ıstenen avansın verilmedi- ği de duyurulmadı. TRT-TV, haberciliğin hiçbir kuralına sığ- mayan sansürü maden işçisi için kullanırken Cumhurbaş- kanımızın adını vermeden maden işçisi ve sendikasını teh- dit eden açıklamasını ana haberler arasında kullandı. Cumhurbaşkanımız, maden işçisinin eyteminde verilmek istenen mesajı almış, karşı mesajı, daha açık ifadesi ile şan- tajı yapıyordu; zarar eden kamu işletmesinde sendikanın yüz- de 500'ü bulan aşırı zam isteğı ile gelmesinın işletmeyi ka- patma noktasına getireceğini söylüyordu. Cumhurbaşkanı- mız iki gün ara ile ikinci konuşmasında da işçiler ve sendi- kalara yüksek düzeyde ücret artışı ıstememe uyarısında bu- lunuyordu. Bazı art nıyetlılerden, işçilerın yeterli ücret artışı aldıklarından, 10 yıl sonrasında da Batı ülkelerindeki ücret düzeyıne ulaşacaklanndan, Türkiye'nin kalkınmasma engel oluşturmamalarından söz ediyordu. Yine 12 Eytül öncesi çağ- rışımlarına yer veriyordu. İşçi, imzalanan her yeni sözleşme ile hak kaybedip yok- sullaştığında ağzını açan yok. İşçi, bırakınız geçmiş yıllar- daki kayıplarının giderilmesini, bugünkü fiyat artışlarını an- cak karşılayabilecek bir ücret artışı aldı mı kıyametler kopu- yor. Belediyelerin 1.3 milyon brüt çöpçü ücretleri üzerinde ko- parılan gürültüyü unuttunuz mu? Kimseler dünyanın her ye- rinde pis, zor ve ağır işlere daha fazla ücret verildiğı gerçe- ğini görmek istemedi. Kaldı ki sendıkalaşma. topiu pazar- lık, grev hakları, tek başına işveren-siyasi iktidar karşısında zayıf olan işçinin gücünü birleştiripL çalışma ve yaşam ko- şullarım lyileştirebilmesi için vardır. Ozgür toplu pazarlık dü- zenine, demokrasiye, insan haklarına saygımız varsa, toplu pazarlık düzeni içinde daha iyi haklar alabilen işçiye de şapka çıkarmamız gerek. Oysa kıyamet koparılan, üzerinde pole- mik yapılan aşırı sendika ve işçi istekleri, değil 1980'li yılla- rın kayıplarının giderilmesi, son sözleşme dönemlerinin ka- yıplannı karşılamaya dahi yetmemektedir. İşçiler 12 Eylül'den bu yana, özellikle de Sayın Özal'ın bas- bakanlığı dönemlerinde daha yüksek oranlarda olmak üze- re sürekli enflasyon altında kalan ücret artışları ile yoksul- laşmıştır. 12 Eylül öncesınde enflasyondan, ekonominin ge- lişmemesinden sorumlu tutulan işçilerin yoksullaşması, ne enflasyon artış hızlarını durdurabilmiş ne de ekonomiyi dü- ze çıkarmıştır. Işçiliklerin maliyet içindeki payları yüzde 16'lardan yüzde 7'lere kadar düşerken ve Sayın Özal'ın ik- tidarları döneminde yüzde 50'leri bulan gerçek ücret kayıp- ları yaşanırken hiç de el ele verilmemiş, bedel paylaşılma- mıştır. 1979'da milli gelirden yüzde 33 pay alan ücretliler, 1988'de yüzde 14'e düşmüş, faiz-kira-kâr payları ise yüzde 42.8'den yüzde 70 2ye yükselebılmiştir. "400-500 bin lira ücretle madene inilmez, çalışılamaz" de- diği için işyerinin kapatılması şantajına muhatap olan ma- den işçisinin durumuna bir bakalım; 1980'den bu yana her yıl aldığı ücret artışı önemli ölçüde enflasyon altında kalmış. Sayın Özal'ın ekonomiyi belirlediği yıllarda, 1982'de 100 olan ücretleri, 1989'da 60'a düşmüş. 1982'de yüzde 45.2 olan maden işletmeciliğindekı işçilik payı, 1988'de yüzde 13.1'e kadar düşmüş. Ama işletme yine zarar ediyormuş. Sorum- lusu işçi mi yoksa yatınmlarda madenciliğı gözden çıkaran, yatırımlar içindeki payını sürekli düşüren siyasi iktidar mı? Nedeni ne olursa olsun, sorumlusu kim olursa olsun kötü giden işlerin bedeli işçiye, nimeti başkalarına. İşçi, "Daya- namıyorum yeter!" dedi mi "12 Eylül öncesine dönmek is- teyenler, karanlık güçler", "Zararda işyeri aşırı istekle kapatılır" şantajları... Ne güzel? Devam etsin bu düzen... Polly Peck'ten AT'ye dava Asil Nadir, Polly Peck'inKKTC'den ihraç ettiği meyve ve sebzelerin ithalatını yasaklayan AT Komisyonu aleyhine dava açtı. EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Polly Peck International Yönetim Kuru- lu Başkam Asil Nadir, Avrupa Komisyonu aleyhinde Lük- semburg'da dava açtı. Polly Peck, Kıbrıs'ta faah- yet gösteren "Sunzest" yaş meyve sebze firmasının ih- raç ürünlerinin Avrupa Toplu- luğu ülkelerine sokulmak is- tenmemesi, bu uygulamanın da komisyon tarafından onaylandığı gerekçesiyle Avru- pa Komisyonu'nu Avrupa'nın en yüksek mahkemesine verdi. Davaya yakmda başlanacağı, Yunanistan ve Kıbns Rum Yö- netimi'nin müdahil olarak katı- lacağı, KKTC'nin de katılma hazırlığı içinde olduğu bildirili- yor. Avrupa Mahkemesi'nin ve- receği kararın, Kıbns sorunun- da hukuki bir dönüm noktası olacağı hukukçular tarafından vurgulanıyor. Davaya konu olan tartışma, Kıbns Rum Yönetimi'nin, Kıbns Rum Yönetimi'nin Avrupa Ko- misyonu nez- dinde geçen yıl yaptığı başvu- ru, Rum yöne- timi lehine so- nuçlandı. "Tek bir Kıb- ns hükümeti olduğu, bunnn da Kıbns Rum Yönetimi okhı- gu, bu nedenle Kıbns'm ber- bangi bir böl- gesinden yapı- lacak ihracatta KKTC damga- sı kullanılama- yacagı, Kuzey bötgesinden ih- racat yapıla- mayaca gı" gö- rüşü Avrupa Komisyonu'nun tarımdan sorumlu 6. Dairesi ta- rafından benimsendi. Bu daire tarafından AT üyesi ülkelerin temsilcilerine yollanan mektup- ta, "KKTC ibaresi geçerli sayılamaz" dendi ve KKTC'den yapılacak ihracatın kabul edil- memesi istendi. AT gümrükle- rinin bu çağnya, geçen şubat ayından itibaren büyük ölçüde uyduğu anlaşıhyor. Edinilen bil- giye göre tngiltere, Hollanda, Belçika, Danimarka, KKTC damgalı "Sunzest" ürünlerini kabul etmedi. Fransa'mn önce geri çevirdiği, sonra bir kısmı- na ithalat izni verdiği belirtildi. KKTC'den yapılan yaş meyve, # sebze ihracatını engelleme çaba- \\â toplumdan biri larmdan kaynaklanıyor KKTC 1 hakkinda aynmcillk den yaş meyve ve sebze ıhracatı- run hemen tümünü başta "Sun- zest" olmak üzere Polly Peck'e bağlı kuruluşlar yapıyor. Bu iş- lemdeki gümrük ve hıfzıssıhha beyannamelerinde KKTC ibaresi kullarulıyordu. "KKTC'nin yasal olmadığı, Kıbrıs'ı tek bir hükü- metin temsil ettiği" gerekçesiyle, Polly Peck'in bu gelişme üzeri- ne, "Kıbns'ta anayasal bakım- dan ortak iki toplnmdan biri aleyhii.de aynmcdık yaptığı ve toplumlararası eşitlik ilkesini bozdugn" gerekçesiyle Avrupa Komisyonu aleyhinde dava aç- tığı açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle