Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20EYLÜL 1990 HABERLER CUMHURİYET/15
TUSIADldaneğitim içinuyarı raporuSîstem Temel eğitim 8 yıl olarak
herkese zorunlu olmalı. Sanayi-okul
işbirliği kurumsallaşmalı. Programlar ve
teknoloji yenilenmeli.
Mali kaynak Bir 'Türk Eğitim
Projesi" oluşturularak GAP gibi tüm
siyasi partilerce benimsenmeli. Eğitime
bütçeden ayrılan pay °7o25'e çıkmalı.
Özel sektörün finansmana katılımı teşvik
edilmeli.
ögretmen Maaş yetersizliği ve konut
sorunu çözülmeli. Statü iyileştirilmeli.
Hizmet içi eğitim sağlanmalı. Milli
düzeyde bir öğretmen meslek kuruluşu
kurulmalı.
Süreklilik Yönetici ve üzman kadro,
politik etkilerden korunmalı, yüksek
yargı organlarının güvencesi altına
alınmalı. İl ve ilçelerde eğitim konseyleri
kurulmalı.
Ekonomi Servisi — Türk Sa-
nayicileri ve tşadamlan Deme-
ği (TÜStAD), eğitimde reform
istedi. Eğitim sisteminin, demok-
(asiye, kalkınmaya, bilimsel ve
teknolojik gelişmeye yapısal
uyum bakımından çağdaş deği-
gimin gerisinde kaldığım belir-
ten TÜSİAD, mevcut sistemle
2000*11 yıllara deraokratikleşme
içinde vanlamayacağını ve eği-
tim sisteminin değiştirilmesi ge-
rektiğini savundu.
TÜSİAD'ın Talim ve Terbiye
Kurulu eski başkanlanndan ve
Sadi Irmak hükümeti Gençlik
ve Spor Bakanı Zekfti Baloğiu
başkanlığındaki bir ekibe hazır-
lattığı "Türkiye'de Eğitim" ra-
poru dün kamuoyuna açıklan-
dı. Raporda,2000 yılında öngö-
rülen okullaşma hedefine van-
labilmesi için eğitim sisteminde
darboğazın aşılması, mali kay-
nak darboğazının giderilmesi,
öğretmen sorununun ivedilikle
çözıimlenmesi, eğitimde sürek-
lilik, etkinlik ve önceliğin sağ-
lanması gerektiği vurgulandı.
Raporda bu öneriler şöyle açık-
landı:
• Eğitim sistemi darboğazmın
aşıhnası: Demokrasiye, kalkın-
maya, bilimsel ve teknolojik ge-
lişmeye yapısal uyum için önce-
likle eğitim profili belirlenmeli,
temel eğitim 8 yü olarak herke-
se zorunlu olmalı, fırsat eşitliği
ve sosyal adalet sağlanmalı, eği-
tim birliği kurulmalı, mesleki
eğitim geliştirilmeli, sanayi-okul
işbirliği kurumsallaştınlmalı,
eğitim programlan yenileştiril-
meli ve çeşitlendirilmeli, yeni
eğitim teknolojileri kullanılma-
lı, bakanlık içinde bilimsel ör-
gütlenmeye gidilmeli, ûniversite
sanayi işbirliği kurularak tekno-
loji üretimi sağlanmalıdır.
• Mali kaynak darboğazuun
aşılması: Eğitimde atılım için
parasaJ kaynak ihtiyacı planlan-
malı ve "Türk Eğitim Projesi"
(TEP) adı ile siyasal irade tara-
fından ülke çapında sürekli ola-
rak güncel tutulan ve gerçek pa-
rasal ihtiyaçlan ile kaynak temi-
EöîTİME KİMNEAYIRIYOR?
(Nkatar Yıl GSMH'deıı
Dıvtet
bûtçeslndefl
Avrupa
Betçika
Bulgaristan
Oanimarka
Fransa
Hollanda
Norveç
Isveç
İspanya
İsviçre
İngıltere
Portekiz
Yugoslavya
SSCB
Mtika
Cezayir
Kongo
Mısır
Liberya
Libya
Togo
Tunus
1986
1986
1986
1983
1984
1983
1986
1985
1984
1984
1987
1980
1984
1985
1983
1985
1980
1985
1983
1982
5.5
7.1
7.2
6.0
6.9
6.9
7.6
3.3
4.9
5.2
4.5
4.7
68
6.1
58
55
57
7.5
6.2
5.5
14.3
—
13.4
18.5
16.8
13.6
12.6
14.1
19.7
113
—
32.5
102
15.6
10.9
11.5
24.3
19.8
20.8
14.2
Ülkeler
Amrib
Kanada
ABD
Brezilya
ŞİH
Kotombiya
Venezüella
Asya
Yemen
Hindistan
iran
Güney Kore
israil
Japonya
Ürdün
Güney Kore
Malezya
Yıl
1986
1983
1985
1985
1986
1985
1980
1985
1980
1985
1984
1985
1989
1985
1985
GSMH'den bütçesiotteıı
74
6.7 •
3.3
4.5
2.9
6.8
15.5
18.1
17.2
15.3
24.7
21.3
Suudı Arabıstan 1986
Surıye 1985
Tayland 1983
Türkiye 1989
6.2
3.6
4.8
10.2
5.1
8.0
4.8
6.6
10.6
6.4
3.9
2.7
16.9
9.4
19.5
28.2
9.2
17.9
14.8
28 2
16.3
11.2
11.8
21 1
12.2
ni yolları her an araştınlan bir
devlet projesi haline gelmelidir.
TEP bütün siyasi partilerce,
GAP gibi her bakımdan önem
ve önceliğe sahip milli bir proje
olarak kabul edümelidir. Bunun
için eğitime bütçeden aynlan
pay yüzde 25'e çıkarılmahdır.
Eğitimde finansman modeli ise
temel eğitim parasız ve zorunlu
olmalı, bütün giderleri devletçe
karşılanmalıdır. Bundan sonra-
ki eğitim kademelerinde ise ka-
mu artı özel finansmana dayalı
adem-i merkeziyetçi finansman
modeli uygulanmalıdır. özel
sektörün eğitımın finansmanına
katılması teşvik edilmeüdir.
• Oğretmen darbof azuun aşıl-
ması: öğretmenin maaş yetersiz-
liği ve konut sorunu çozülmeli-
dir. Statusü iyileştirilmeli, öğret-
men yetiştirilmesine gerekli
önem verilmelidir. Hizmet içi
eğitim yanında öğretmenlerin
örgütlenmesine olanak tanınma-
lıdır. Çoğulcu demokratik düzen
içinde Türkiye'de eğitim kamu-
oyu yaratacak ve eğitim stan-
dartlarımn koruyuculuğunu ya-
pacak milli düzeyde bir öğret-
men meslek kuruluşu daha faz-
la gecikmeden kurulmalıdır.
• Eğitimde süreklflik, etkinlik ve
öncelik sağlanmaa: Yönetici ve
uzman kadro, politik etkilerden
korunmalı ve hukukun yük-
sek yargı organlannın güvencesi
altına alınmalı, okul-çevre bü-
tünleşmesi sağlanmalıdir. Duyarh
bir kamuoyu yaratılması için
merkezde, il ve ilçelerde birer
eğitim konseyi oluşturulmalı, bu
konseylere de kamu yöneticile-
ri, özel sektör, meslek ve öğret-
men, öğrenci velileri, gönüllü
kuruluşlann temsilcileri katıl-
malıdır.
Wıi':l!'.l, ı.:.iıl!lİ!i'il
l'i!!İ!lıl.
Türkiye
Afrika
ülkelerinin
gerisinde
' TÜStAD'ın "Soranlar ve
Değişime Yapısal Uynm
Öoerileri" alt başlığı ile sun-
duğu "Eğitim RaponT'nda
eğitim sisteminin değiştiril-
mesi gerektiği vurgulanırken,
Batı ülkelerinde zorunlu te-
mel eğitimin 11 yıla kadar
çıktığının altı çiziliyor. Dün-
yada 199 ülke arasında için-
de Türkiye'nin de bulunduğu
yalnız 12 ülkede zorunluğu
öğrenimin 5 yıl olduğuna
dikkat çekiyor.
Mali kaynak darboğazının
sorunlann ortak noktasını
oluşturduğuna, GSMH ve
konsolide devlet bütçesi için-
de eğitime aynlan paylann
büyüyeceği yerde yıüar için-
de küçüldüğüne, bu konuda
Afrika ülkelerinin bile geri-
sinde kalındığına dikkat çe-
kilen raporda, mevcut durum
şöyle sergileniyor:
" Gençleri yeteneklerine
göre iş alanlanna ve yiıkse-
köğretime hazırlayan yönlen-
dirici eğitim sistemi kıırula-
mamış, okul sistemi sosyal
talebio baskısı altında genç-
leri ûniversite öniine yığan
geleneksel yapısını, sorunla-
n gittikçe büyuyerek sürdiir-
miiştür. Yeni teknolojiler eği-
timde knllanılamamıştır.
Milli eğitimi yönlendirecek
etkin ve istikrarlı bir yöneti-
ci kadrosu kunılamamış, po-
litik iradeyi etkileyecek du-
yarlı bir kamuoyu da oluştu-
rnlamamıştır. Bu durum ge-
rekli refonnlann gerçekleşti-
rflememesine ve eğitimin di-
ğer sektörier arasında geri
planda kalmasına neden ol-
muştur. Özetle eğitim siste-
mi, demokrasiye, kalkınma-
ya, bilimsel ve teknolojik ge-
lişmeye, yapısal uyum bakı-
mından çağdaş değişimin ge-
risinde kalmıştır. Okul siste-
mi her yıl meslek eğitimsiz
daha büyiik bir gençlik kit-
lesini Ûniversite onttne yığ-
maya ve niteliksiz işçi stoku
gittikçe büyümeye devam et-
mektedir."
70 75 80
Kız ûflrenö Topiam
89
Yıllar
Imam-hatip lisesi mezunlarından fakültelere
yeni kayıt yaptıranlann dağılımı (1988-89)
Açıköjjretım
4058
Hukuk 313
Ilahıyat988
Tıp 188
'İmam hatip'ler amacından saptı
1. Diyanet tşleri'nde imam hatip liselerinden mezun görevli
sayısmın 40 bin olmasına karşılık topiam öğrenci ve mezun
sayısı 433 bin ile bunun 10 katını aşıyor.
2. İmam hatip liselerini genel eğitim kurumuna dönüştüren bu
gelişme, ikinci bir genel eğitim kanalı oluşmasına yol açmıştır.
3. Bu eğitim kanalı, Kur'an kursları ile birlikte laik eğitim
denetiminin elden çıkmasına ve Türk devriminin yasakladığı
tarikatlann tekrar canlanmasına yol açtı.
TÜSİAD raporunda imam hatip lise-
leri, önemle üzerinde durulan bir konu ol-
du.
imam hatip okulları ile Kuran kursla-
nnın eğitimde "laik olmayan ikinci bir
kanalı" oluşturduklan, laik eğitim dene-
timinin elden cıkmasını kolaylaştırdıkla-
n ve bu boşluktan yararlanarak Türk dev-
riminde yasaklanmış bulunan tarikatlann
tekrar canlandığına dikkat çekildi.
İmam hatip liselerinin 20 yılda çok bü-
yük gelişme gösterdiği ve yüzde 1.250 ora-
runda artış kaydettiğinin yer aldığı rapor-
da, Diyanet Işleri'nde bu liselerden mezun
görevli sayısmın 39,9 bin olmasına karşı-
hk topiam öğrenci ve mezun sayısmın 433,2
bin ile bunun 10 katını aştığma dikkat
çekildi.
Raporda şöyle denildi: "Görüldüğü gi-
bi, imam hatip liselerinde, acılış amacı dı-
şında çok > uksek bir kapasite yaratılnuş-
tır. Bu sayısal gelişme, imam hatip lisele-
rinin genel eğitim kurumuna döntistüğü-
nii ortaya koymaktadır. Aynca kız ötrend
sayısı 69 bin 171'e ulaşmıştır. Kız öğrenci
sayısındaki bu artış da imam hatip okul-
tannın amacını aştığını göstermektedir".
1983 yılında yapılan bir değişiklıkle
imam hatip liselilere uniyersiteye girme im-
kânı tanındığına ve üniversiteye girenle-
rin başka dallara yöneldiğine işaret edilen
raporda 1988'de imam hatipten mezun
olup yükseköğretime^yerlesen 9.931 öğren-
cinin yalnızca 981'inln, yani onda birinin
ilahiyat fakültelerine girdiğine parmak ba-
sıldı. Raporda şu görüşlere yer verildi:
"Bu gelişme, imam hatip liselerinin te-
mel eğitim kademesinden başlayarak ge-
nel eğitim kurumuna dönüşmesine, böy-
lece ikinci bir genel eğitim kanalımn oluş-
masına yol açmıştır. Gelişme devam et-
mektedir. Iki kanal arasındaki sınır gittik-
çe bfiyümektedir. Kanallarda aynca kiil-
türel kimliği, milli benliği, deger yar^ıla-
n, yaşam biçhni, giyimi, dunva goriışu, kı-
sacası eğitim profili çok farklı iki ayn
gençlik kuşağı yetiştirilmesi, tevhidi ted-
risat (eğitim birliği) ilkesine aykın bir ge-
lişmedir. Bu gelişme, eğitim sisteminin de-
mokrasiye yapısal uyumunu olumsuz yön-
de etkilemektedir. İmam hatip liselerinin,
Tevhidi Tedrisat ve Milli Eğitim Temel Ka-
nunlan'nın özune uygun olarak temel eği-
time dayalı ve ayn meslek okullan olarak
duzenlenmesi ve öğrenci sayısmın istih-
dam kapasitesine göre sınırlandınlması
gerekmektedir.
1982 Anayasası ile din kultüru ve ah-
lak derslerinin ilk ve orta dereceli bütün
okullarda zorunlu dersler arasına alınma-
sı, bu derslerin laik olmayan kanalda ye-
tişmiş öğretmenlerce okutulması ve bu öğ-
retmenlere son 10 yıllık uygulamada,
okullarda. milli eğitim müdiuittklerinde ve
bakanlıkta din eğitimi dışında müdüıiük
ve iist düzeyde yöneticilik görevleri de ve-
rilmesi, oğretici ve yönetici personelin la-
ikliği ilkesini zedeleraiştir. Böylece Türk
milli eğitiminde laiklik esası zorlanmıştır.
Aynca Kuran kurslannın, Milli Eğitim
Bakanhğı'nın denetim ve gözetimi dışın-
da örgütlenmesi, yönetim ve denetiminin
din görevlilerine bırakılması, laik eğitim
denetiminin elden cıkmasını kolaylaştır-
nuş, bu boşluktan yararlanarak Türk dev-
riminde yasaklanan tarikatlar tekrar can-
lanmış, kanuna aykın olarak açılmış bin-
lerce Kuran kursu ve kurs öğrenci yurdu
ülkenin her yanına hızla yayılarak Türk
çocuklannı ikinci kanalda baskı altına al-
mıştır. trtica sınır çizgisi tevhidi tedrisa-
tın gerisine kayma egilimi gösteren, asıl bu
uygulamadır."
Cumhurbaşkanı, imam hatip okullarını halkın yaptırdığını savundu
Ozal^dan işadamlaruıa: Pamuk ellerMilli Eğitim Bakam
Avni Akyol: Rapor tek
bir kişi tarafından
hazırlanmış. Ciddi
görüş farkhlıklan ve
yetersizlikler var.
tstanbul Haber Servisi —
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
sanayici ve işadamlanndan eği-
time katkıda bulunmalannı is-
teyerek, "Pamuk eller cebe"
dedi. TÜSİAD'ın "Türkiye'de
Eğitim" konulu raporunu sun-
ması nedeniyle Hilton Oteli'nde
düzenlenen törende konuşan
Özal, çalışmayı takdirle karşıla-
dığını, ancak raponın eleştirile-
cek yönleri olduğunu söyledi.
Özal, akşam da Eximbank'ın 3.
kuruluş yıldönumü davetinde
yaptığı konuşmada, yıl sonun-
da 13 milyar dolar ihracat bek-
lediklerini, bunun yüzde 84'ünü
sanayi ürünlerinin oluşturacağı-
nı savundu.
Raponın bazı bölümlerini
eleştiren özal, "Eğitimde 20 yıl-
da yapdanlann yeterli olmadığT
görüşünün doğru olmadığını
kaydederek "Eğitim sistemi kö-
tüyse Türkiye son 10 yıldaki ge-
lişmesini neye dayanarak yaptı?
Ülkenin kalkınmasında etken
olan barajlan, tesisleri kimler
yapo? Herhalde gökten inmedi-
ler, bizim eğitim sistemimiz
yetiştirdi" dedi.
İmam hatip liseleri konusuna
da değinen Cumhurbaşkanı,
şunlan söyledi:
"İmam hatip liseleri, laik Inö-
nü zamanmda açıldı. Halkın is-
teğine tercüman olmak dunı-
mnndaydılar. Demokrasinin ge-
reğiydi. tmam hatip liselerinin
düzeltilmesi gerekli bazı eksik-
likleri vardır. Ancak önyargılı
değil, makul bir uzlaşma içinde
ortaya konuhnası lazım. Halk
bu liseleri kendisi yapıyor, yor-
dunu da yapıyor. Devletten bir
kuruş çıkmıyor. Tarikatiarla fa-
lan ilgileri yok, lokal, demekler
yapıyor. Aileler çocnklan daha
sağhkiı dini eğitim almalan içia
gönderiyorlar, bir de imkânlan
kısıtiı köy çocuklan gidiyor.
Böylece fırsat eşitiiğine önemli
katkıda bulunuluyor."
Eğitimde en önemli sorunun
"merkezi yönetim" olduğunuj
bunun değişmesi gerektiğini b»
lirten Turgut Özal, eğitimde her-
şeyin devletten beklenmemesi
gereğine de dikkat çekti. "para-
lı öğretim" konusuna da deği-
nen Cumhurbaşkanı, "Paralı
eğitim, parasu eğitim tartışma-
lannı bir vana bırakalım. Üni-
versitelerde paralı öğretim baş-
layacak. Paralı eğitim veren eği-
tim kuruluşlan daha kaliteli
olur. Parasız öğrencilere de burs
verüerek eğitim olanağı verilme-
II. Paralı öğrenciden niçin para
GENtŞ KATILIM — TÜSİAD'ın "Türkiye'de Eğitim" rapornnnn kamuoyuna sunnlmasına Caın-
hurbaşkanı'ndan iş dünyasuıın en büyüklerine ve eski Milli Eğitim bakanlanna kadar hemen her-
kes ilgi gösterdi. (Fotoğraf: Abdurrahman Yıldınm)
almayalım? Paralı öğrenciden
aldığunız para ile parasız öğren-
ci okuturoz" diye konuştu.
Başbakan Yıldınm Akbulut
da ülkenin kalkınması ve geliş-
mesi açısından son derece
önemli olan eğitime sanayici ve
işadamlan tarafından da katkı-
da bulunulmasına ihtiyaç oldu-
ğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Avni Ak-
yol da "Türkiye'de Eğitim" ra-
porunu birçok açıdan eleştirdi.
Raporda, tek bir kişi tarafından
hazırlanması ve sistem analizi
yapılmaması nedeniyle "ciddi
göriiş farklılıklan ve yetersizlik-
ler" bulunduğunu kaydeden
Akyol, ele alınan pek çok konu-
nun uzun suredir bakanbğın
gündeminde olduğunu ve bu ko-
nulardaki çalışmalann sürdürül-
düğünü söyledi. Raponın bir
bolûmünde yer alan "yatay ve
dikey geçişler demokrasinin
gereğidir" sözunü hatırlatan Ba-
kan, "Bu göriiş, meslek okulu-
nu bitirenlerin kcndi aiuian dı-
şında öğrenim gönnelerinin en-
geüenmesi görüşüyle bağdaşmı-
yor. önemli olan özendirid ted-
birler almak ve uygulamaktır"
dedi. •Taranu-birieştirme yön-
temiyle bazırUndığı ve bnhına-
bUen bilgikrin defertendirU-
mesi" nedeniyle raporun bilim-
selliği ile ilgili bir değerlendinne
yapmanın güç olduğunu bildir-
di.
Raporda yararlamlması gere-
ken pek çok görüş, düşünce ve
teklif bulunduğuna dikkat çe-
ken Milli Eğitim Bakanı, bu ra-
porun tartışma başlatacağını da
sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
Eximbank'ın 3. kuruluş yıldö-
numü nedeniyle Aya Irini'de ve-
rilen davete kaııldı. özal bura-
da yaptığı konuşmada son 10
yılda uygulanan ekonomik po-
litikanın dayanağımn ihracat
atıhmı olduğunu belirtti. 10 yı-
lın başlangıcında ihracatın yüz-
de 65'inin tanm üninlerinden
oluştuğunu hatırlatan özal, bu
yıl 13 milyar dolar düzeyinde
bekledikieri ihracat tutarının
yüzde 84'ünün sanayi urunlerin-
den oluşacağını kaydetti.
Başlangıçta verilen teşviklerin
yerini 1988'den itibaren Exim-
bank'ın actığı kredilerin aldığı-
nı kayededen özal, bu banka-
nın şimdiye kadar 5 trilyon li-
raya yakın kredi kullandırdığı-
nı, 600-700 milyon dolar civa-
nnda da döviz kredisi açtığmı
bildirdi. özal, ihracatın gelişme-
sine önemli bir katkısı olan
Eximbank'ın sermayesini arttı-
rarak sektöre daha büyük kre-
di imkânlan yaratmayı hedefle-
diklerini sözlerine ekledi. Dave-
te sanayici, işadamlan ve ban-
kacılar katıldı.
özal Aya Irini'deki davetten
sonra gece Ankara'ya döndü.
Izlenimler
Devlet, raporu
soğuk karşıladı
ŞAHİN ALPAY
TÜSİAD'ın hazırlattığı,
Türkiye'nin eğitim alanındaki
büyük sorunlannı irdeleyen ve
çözüm önerileri getiren raporu,
devlet katında biraz soğuk kar-
şılandı.
TÜSİAD Başkanı Cem Boy-
ner, Yönetim Kurulu üyesi Er-
kut Yüceogiu ve raporun yazarı
Zekai Baioğlu'nun sunuş konuş-
malanndan sonra kursüye gelen
Milli Eğitim Bakanı Avni Ak-
yol'un "kanşık duygular" için-
de olduğu gozlendi. Raporu so-
runlara dikkat çekilmesi bakı-
mından memnunlukla karşüadı-
ğını belirtmekle birlikte, esas
olarak bir "eleştiri ve yanıttama"
konuşması yaptı.
Raporun çeşıtli dallara men-
sup bir uzmanlar kurulunca de-
ğil, (ne kadar ehil olursa olsun)
tek bir kişi tarafından hazırlan-
mış olmasını eleştirdi. Raporda
yalnızca bulunabilen kaynaklar-
Eğitimde Irtica' endişesi
Boynen
Bazı
siyasal
çevreterin
istisman
var.
Yüceoğlu:
Personelin
laikliği
yasal
güvenceye
alınmalı.
Baloğlu:
Kamuoyuna
büyük
etkileme
görevi
düşüyoL
ABDURRAHMAN
YILDIRIM
TÜSİAD'ın titiz bir çahşmay-
la hazırlığını 1,5 yıldan beri sür-
dürdüğü ve ekonomi kulislerin-
de "irtica raporu" diye kulaktan
kulağa fısıldanan "Türkiye'de
Eğitim" raporu nihayet açıklan-
dı. Üzerinde birçok defa deği-
şfklik ve düzeltme yapıldığı ve
irtica yönünün "budandığı" be-
lirtilen raporun basına tanıtımı
önceki akşam Sheraton Oteli'-
nde yapıldı. Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın katıldığı dün sa-
bahki tanıtun öncesindeki böy-
le bir toplantıda "Yann bu ka-
^ dar açık konuşamayabiliriz" di-
yen TÜSİAD Başkanı Cem
Boyner ile raporun hazırlanma-
sını yönetim kurulu adına koor-
dine eden Erkut Yüceoğlu ve ra-
porun haarlayıcısı Zekai Baloğ-
lu, "hiicaya" dikkat çektiler.
TÜSİAD, eğitimin laik olma-
yan kanallara kaydırılmasından
endişe ediyor. TÜSİAD Başka-
nı Cem Boyner, cumhuriyet ön-
cesi ayırıcı üçlü eğitim kanalı-
mn, anayasa güvencesindeki
Eğitim Birliği Kanunu ve milli
eğitim temel hükümlerine rağ-
men "başka kanallardan tekrar
gün yüzüne çıktığım" belirtti.
Boyner, "Bazı siyasal çevreleree
istismar edikn bu geiişmekrden
endişe duymamamız mümkHn
değüdir" dedi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu
üyesi Erkut Yüceoğlu da "Yurt
ve pansiyonlann Milli Eğitim
Bakanhğı ve YÖK'te topbnna-
sını, Kuran kurslannın, amcak
bakanhk denetim ve gözetimi al-
tında 8 yıllık zorunlu okuldan
sonra verilmesini önerdi. Yüce-
oğlu, "tmam hatip okullarnuı
din görevlisi yetiştirecek kapasi-
tede ayn meslek okulu olarak
düzenlenmesini, milli eğitimde
yönetim ve öğretim personelinin
laikliği ilkesinin yasal güvencc
altına alınmasını, demokrasiye
yapısal uyum için gerekli gördü-
ğünü" söyledi.
Raporun hazırlayıcısı Zekai
Baloğlu ise, mevcut eğitim siste-
miyle Türkiye'yi demokratikleş-
me içinde 2000'li yıllara taşıma-
nın mümkün olamayacağını
söyledi. Eğitim sistemindeki re-
form için bugunden harekete ge-
çilmesi gerektiğini belirten Ba-
loğlu, "Bu politik iradeyi gerek-
tirir. Politik irade ne ölçüdc eği-
time yatkındır? Politika irade-
nin ne ölçüde yatkın oldağuıu
gördük. Bu iradeyi etkileyecek
kamuoynna büyük g*revlcr
düşmektedir" dedi.
OZLEM
Sığınacak anne, yaşamı paylaşacak eş, damşacak ablanın
eksikliğini
HAYRÜIMVİSA
ÇETtNKAyA
ve
ZAFER SÜKAIVın
5. ölüm yıldönümunde yoğunca duyuyoruz.
ÇETtNKAYA, SÜKA>, SOY AİLELERİ
VEFAT
Merhum Hasan ve merhume Zinnet Demir'in oğlu; merhume
Züleyha Sayın'ın kaıdesi, Vehbi Demir'in ağabeyi, merhum Hadi
ile Sabh, Emin, thsan, Sadullah ve Hüsnıye Sayın, Şerife Barut
ve Leman Gttnay'ın dayılan; merhume GUlser Demır ile Ümit
Erdemir ve Dilşad Göksal'ın amcaları; Aydın Şık, Mehmet
Göksoy ve Dorothea Demir'in kayınpederlen; Tayfun Demir,
Ayfer ^k, Müjde Göksoy ve Banş Demir'in babalan; Şirin Şık
ve Can Demir'in dedeleri; Fazilet Demir'in değerli eşi, Ahlatlı
HAIİL DEMİR
18 EylUl 1990 günü vefat etmiştir. Cenazesi bugun, ögle
namazını müteakip Bakırköy Amine Hatun Camii'nden alınarak
KUçükçekmece Tepeüstü aile mezarhğına defnedilecektir.
Tann rahmet eylesin.
EŞt
dan yararlanılmış olduğunu,
pek yeni bilgi getirmediğini söy-
ledi ve "Bilimselliğiyle UgUi bir
değerlendinne yapmak güçtür"
dedi. Rapordaki bazı sayıların
yanlışlıgına da değinen bakan,
imam hatip okullan mezunlan-
nuı üniversiteye girmesini engel-
lemenin, haklarda eşitlik ilkesiy-
le bağdaşmayacağı üzerinde
durdu.
Toplantıya yanm saat geç ge-
len Cumhurbaşkanı Özal'ı diğer
konuklar gibi yarım saat bekle-
yen Başbakan Yıkhrım Akbulut,
işadamlannın eğitim sorunlany-
la ilgilenmelerinden duyduğu
memnunluğu belirtmekle yetin-
di. Cumhurbaşkanı özal'ın ise
raporu okumaya vakit ayırdığı
anlaşılıyordu. Raporu "Güzel
bir çalışma, ama mutabık olma-
yanlar bulunabilir" dedikten
sonra daha çok raporla "muta-
bık" olmadığı konular üzerinde
durdu.
özal'ın TÜSİAD raporu ile
"mutabık " olmadığı önemli bir
konu, imam hatip liseleri soru-
nuydu. Bu okullann "en laik"
hükümetler tarafından Ismet
înönü zamarunda açıldığını ha-
tırlattı. Raporun bu okullann
1970'lerde politikacılar tarafın-
dan politik nedenlerle yaygmlaş-
tınldığuıa üişkin ifadelerden ha-
reket ederek "Demokrasi varsa
politikacı da vardır. Bmüar fi-
güransa demokrasi yoktur" fık-
rini işledi. özal ve Ba-
kan Akyol' un raporda "muta-
bık" .olduklan tek husus galiba,
eğitim sistemimizin aşırı merke-
ziyetçi olduğuna dair saptamay-
dı. Özal, bu önemli soruna ra-
porda yalnızca birkaç cümle ile'
değinilmiş olmasını,raporunya-
zannın "galiba merkeziyetçi dü-
şüncede bir kimse" olmasıyla
açıkladı. Eğitimde gerçek re-
form için okullann, "mahalle-
lerin yönetimine verilmesi" ve
öğretimin ücreth' hale getirilme-
sinin kaçınılmaz olduğunu söy-
leyen özal, konuşmasını işa-
damlanna eğitime para harca-
maya davet eden, "pamuk eller
cebe" çağnsıyla tamamladı.
TÜSİAD'ın hazırlattığı eği-
tim sorunlan raponınun tek bir
kişi tarafından yazılmış olması,
eğitim sorunlanna daha çok
"ekonomik" bir açıdan yaklaş-
ması, belki birer zaaf, ama eği-
tim sorunlanmıza kamuoyunun
daha çok dikkatinin çekilmesi-
ne bir vesile olursa, çok yararlı
bir işlev yerine getirmiş olacak.