08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20EYLÜL 1990 HABERLER CUMHURİYET/15 TUSIADldaneğitim içinuyarı raporuSîstem Temel eğitim 8 yıl olarak herkese zorunlu olmalı. Sanayi-okul işbirliği kurumsallaşmalı. Programlar ve teknoloji yenilenmeli. Mali kaynak Bir 'Türk Eğitim Projesi" oluşturularak GAP gibi tüm siyasi partilerce benimsenmeli. Eğitime bütçeden ayrılan pay °7o25'e çıkmalı. Özel sektörün finansmana katılımı teşvik edilmeli. ögretmen Maaş yetersizliği ve konut sorunu çözülmeli. Statü iyileştirilmeli. Hizmet içi eğitim sağlanmalı. Milli düzeyde bir öğretmen meslek kuruluşu kurulmalı. Süreklilik Yönetici ve üzman kadro, politik etkilerden korunmalı, yüksek yargı organlarının güvencesi altına alınmalı. İl ve ilçelerde eğitim konseyleri kurulmalı. Ekonomi Servisi — Türk Sa- nayicileri ve tşadamlan Deme- ği (TÜStAD), eğitimde reform istedi. Eğitim sisteminin, demok- (asiye, kalkınmaya, bilimsel ve teknolojik gelişmeye yapısal uyum bakımından çağdaş deği- gimin gerisinde kaldığım belir- ten TÜSİAD, mevcut sistemle 2000*11 yıllara deraokratikleşme içinde vanlamayacağını ve eği- tim sisteminin değiştirilmesi ge- rektiğini savundu. TÜSİAD'ın Talim ve Terbiye Kurulu eski başkanlanndan ve Sadi Irmak hükümeti Gençlik ve Spor Bakanı Zekfti Baloğiu başkanlığındaki bir ekibe hazır- lattığı "Türkiye'de Eğitim" ra- poru dün kamuoyuna açıklan- dı. Raporda,2000 yılında öngö- rülen okullaşma hedefine van- labilmesi için eğitim sisteminde darboğazın aşılması, mali kay- nak darboğazının giderilmesi, öğretmen sorununun ivedilikle çözıimlenmesi, eğitimde sürek- lilik, etkinlik ve önceliğin sağ- lanması gerektiği vurgulandı. Raporda bu öneriler şöyle açık- landı: • Eğitim sistemi darboğazmın aşıhnası: Demokrasiye, kalkın- maya, bilimsel ve teknolojik ge- lişmeye yapısal uyum için önce- likle eğitim profili belirlenmeli, temel eğitim 8 yü olarak herke- se zorunlu olmalı, fırsat eşitliği ve sosyal adalet sağlanmalı, eği- tim birliği kurulmalı, mesleki eğitim geliştirilmeli, sanayi-okul işbirliği kurumsallaştınlmalı, eğitim programlan yenileştiril- meli ve çeşitlendirilmeli, yeni eğitim teknolojileri kullanılma- lı, bakanlık içinde bilimsel ör- gütlenmeye gidilmeli, ûniversite sanayi işbirliği kurularak tekno- loji üretimi sağlanmalıdır. • Mali kaynak darboğazuun aşılması: Eğitimde atılım için parasaJ kaynak ihtiyacı planlan- malı ve "Türk Eğitim Projesi" (TEP) adı ile siyasal irade tara- fından ülke çapında sürekli ola- rak güncel tutulan ve gerçek pa- rasal ihtiyaçlan ile kaynak temi- EöîTİME KİMNEAYIRIYOR? (Nkatar Yıl GSMH'deıı Dıvtet bûtçeslndefl Avrupa Betçika Bulgaristan Oanimarka Fransa Hollanda Norveç Isveç İspanya İsviçre İngıltere Portekiz Yugoslavya SSCB Mtika Cezayir Kongo Mısır Liberya Libya Togo Tunus 1986 1986 1986 1983 1984 1983 1986 1985 1984 1984 1987 1980 1984 1985 1983 1985 1980 1985 1983 1982 5.5 7.1 7.2 6.0 6.9 6.9 7.6 3.3 4.9 5.2 4.5 4.7 68 6.1 58 55 57 7.5 6.2 5.5 14.3 — 13.4 18.5 16.8 13.6 12.6 14.1 19.7 113 — 32.5 102 15.6 10.9 11.5 24.3 19.8 20.8 14.2 Ülkeler Amrib Kanada ABD Brezilya ŞİH Kotombiya Venezüella Asya Yemen Hindistan iran Güney Kore israil Japonya Ürdün Güney Kore Malezya Yıl 1986 1983 1985 1985 1986 1985 1980 1985 1980 1985 1984 1985 1989 1985 1985 GSMH'den bütçesiotteıı 74 6.7 • 3.3 4.5 2.9 6.8 15.5 18.1 17.2 15.3 24.7 21.3 Suudı Arabıstan 1986 Surıye 1985 Tayland 1983 Türkiye 1989 6.2 3.6 4.8 10.2 5.1 8.0 4.8 6.6 10.6 6.4 3.9 2.7 16.9 9.4 19.5 28.2 9.2 17.9 14.8 28 2 16.3 11.2 11.8 21 1 12.2 ni yolları her an araştınlan bir devlet projesi haline gelmelidir. TEP bütün siyasi partilerce, GAP gibi her bakımdan önem ve önceliğe sahip milli bir proje olarak kabul edümelidir. Bunun için eğitime bütçeden aynlan pay yüzde 25'e çıkarılmahdır. Eğitimde finansman modeli ise temel eğitim parasız ve zorunlu olmalı, bütün giderleri devletçe karşılanmalıdır. Bundan sonra- ki eğitim kademelerinde ise ka- mu artı özel finansmana dayalı adem-i merkeziyetçi finansman modeli uygulanmalıdır. özel sektörün eğitımın finansmanına katılması teşvik edilmeüdir. • Oğretmen darbof azuun aşıl- ması: öğretmenin maaş yetersiz- liği ve konut sorunu çozülmeli- dir. Statusü iyileştirilmeli, öğret- men yetiştirilmesine gerekli önem verilmelidir. Hizmet içi eğitim yanında öğretmenlerin örgütlenmesine olanak tanınma- lıdır. Çoğulcu demokratik düzen içinde Türkiye'de eğitim kamu- oyu yaratacak ve eğitim stan- dartlarımn koruyuculuğunu ya- pacak milli düzeyde bir öğret- men meslek kuruluşu daha faz- la gecikmeden kurulmalıdır. • Eğitimde süreklflik, etkinlik ve öncelik sağlanmaa: Yönetici ve uzman kadro, politik etkilerden korunmalı ve hukukun yük- sek yargı organlannın güvencesi altına alınmalı, okul-çevre bü- tünleşmesi sağlanmalıdir. Duyarh bir kamuoyu yaratılması için merkezde, il ve ilçelerde birer eğitim konseyi oluşturulmalı, bu konseylere de kamu yöneticile- ri, özel sektör, meslek ve öğret- men, öğrenci velileri, gönüllü kuruluşlann temsilcileri katıl- malıdır. Wıi':l!'.l, ı.:.iıl!lİ!i'il l'i!!İ!lıl. Türkiye Afrika ülkelerinin gerisinde ' TÜStAD'ın "Soranlar ve Değişime Yapısal Uynm Öoerileri" alt başlığı ile sun- duğu "Eğitim RaponT'nda eğitim sisteminin değiştiril- mesi gerektiği vurgulanırken, Batı ülkelerinde zorunlu te- mel eğitimin 11 yıla kadar çıktığının altı çiziliyor. Dün- yada 199 ülke arasında için- de Türkiye'nin de bulunduğu yalnız 12 ülkede zorunluğu öğrenimin 5 yıl olduğuna dikkat çekiyor. Mali kaynak darboğazının sorunlann ortak noktasını oluşturduğuna, GSMH ve konsolide devlet bütçesi için- de eğitime aynlan paylann büyüyeceği yerde yıüar için- de küçüldüğüne, bu konuda Afrika ülkelerinin bile geri- sinde kalındığına dikkat çe- kilen raporda, mevcut durum şöyle sergileniyor: " Gençleri yeteneklerine göre iş alanlanna ve yiıkse- köğretime hazırlayan yönlen- dirici eğitim sistemi kıırula- mamış, okul sistemi sosyal talebio baskısı altında genç- leri ûniversite öniine yığan geleneksel yapısını, sorunla- n gittikçe büyuyerek sürdiir- miiştür. Yeni teknolojiler eği- timde knllanılamamıştır. Milli eğitimi yönlendirecek etkin ve istikrarlı bir yöneti- ci kadrosu kunılamamış, po- litik iradeyi etkileyecek du- yarlı bir kamuoyu da oluştu- rnlamamıştır. Bu durum ge- rekli refonnlann gerçekleşti- rflememesine ve eğitimin di- ğer sektörier arasında geri planda kalmasına neden ol- muştur. Özetle eğitim siste- mi, demokrasiye, kalkınma- ya, bilimsel ve teknolojik ge- lişmeye, yapısal uyum bakı- mından çağdaş değişimin ge- risinde kalmıştır. Okul siste- mi her yıl meslek eğitimsiz daha büyiik bir gençlik kit- lesini Ûniversite onttne yığ- maya ve niteliksiz işçi stoku gittikçe büyümeye devam et- mektedir." 70 75 80 Kız ûflrenö Topiam 89 Yıllar Imam-hatip lisesi mezunlarından fakültelere yeni kayıt yaptıranlann dağılımı (1988-89) Açıköjjretım 4058 Hukuk 313 Ilahıyat988 Tıp 188 'İmam hatip'ler amacından saptı 1. Diyanet tşleri'nde imam hatip liselerinden mezun görevli sayısmın 40 bin olmasına karşılık topiam öğrenci ve mezun sayısı 433 bin ile bunun 10 katını aşıyor. 2. İmam hatip liselerini genel eğitim kurumuna dönüştüren bu gelişme, ikinci bir genel eğitim kanalı oluşmasına yol açmıştır. 3. Bu eğitim kanalı, Kur'an kursları ile birlikte laik eğitim denetiminin elden çıkmasına ve Türk devriminin yasakladığı tarikatlann tekrar canlanmasına yol açtı. TÜSİAD raporunda imam hatip lise- leri, önemle üzerinde durulan bir konu ol- du. imam hatip okulları ile Kuran kursla- nnın eğitimde "laik olmayan ikinci bir kanalı" oluşturduklan, laik eğitim dene- timinin elden cıkmasını kolaylaştırdıkla- n ve bu boşluktan yararlanarak Türk dev- riminde yasaklanmış bulunan tarikatlann tekrar canlandığına dikkat çekildi. İmam hatip liselerinin 20 yılda çok bü- yük gelişme gösterdiği ve yüzde 1.250 ora- runda artış kaydettiğinin yer aldığı rapor- da, Diyanet Işleri'nde bu liselerden mezun görevli sayısmın 39,9 bin olmasına karşı- hk topiam öğrenci ve mezun sayısmın 433,2 bin ile bunun 10 katını aştığma dikkat çekildi. Raporda şöyle denildi: "Görüldüğü gi- bi, imam hatip liselerinde, acılış amacı dı- şında çok > uksek bir kapasite yaratılnuş- tır. Bu sayısal gelişme, imam hatip lisele- rinin genel eğitim kurumuna döntistüğü- nii ortaya koymaktadır. Aynca kız ötrend sayısı 69 bin 171'e ulaşmıştır. Kız öğrenci sayısındaki bu artış da imam hatip okul- tannın amacını aştığını göstermektedir". 1983 yılında yapılan bir değişiklıkle imam hatip liselilere uniyersiteye girme im- kânı tanındığına ve üniversiteye girenle- rin başka dallara yöneldiğine işaret edilen raporda 1988'de imam hatipten mezun olup yükseköğretime^yerlesen 9.931 öğren- cinin yalnızca 981'inln, yani onda birinin ilahiyat fakültelerine girdiğine parmak ba- sıldı. Raporda şu görüşlere yer verildi: "Bu gelişme, imam hatip liselerinin te- mel eğitim kademesinden başlayarak ge- nel eğitim kurumuna dönüşmesine, böy- lece ikinci bir genel eğitim kanalımn oluş- masına yol açmıştır. Gelişme devam et- mektedir. Iki kanal arasındaki sınır gittik- çe bfiyümektedir. Kanallarda aynca kiil- türel kimliği, milli benliği, deger yar^ıla- n, yaşam biçhni, giyimi, dunva goriışu, kı- sacası eğitim profili çok farklı iki ayn gençlik kuşağı yetiştirilmesi, tevhidi ted- risat (eğitim birliği) ilkesine aykın bir ge- lişmedir. Bu gelişme, eğitim sisteminin de- mokrasiye yapısal uyumunu olumsuz yön- de etkilemektedir. İmam hatip liselerinin, Tevhidi Tedrisat ve Milli Eğitim Temel Ka- nunlan'nın özune uygun olarak temel eği- time dayalı ve ayn meslek okullan olarak duzenlenmesi ve öğrenci sayısmın istih- dam kapasitesine göre sınırlandınlması gerekmektedir. 1982 Anayasası ile din kultüru ve ah- lak derslerinin ilk ve orta dereceli bütün okullarda zorunlu dersler arasına alınma- sı, bu derslerin laik olmayan kanalda ye- tişmiş öğretmenlerce okutulması ve bu öğ- retmenlere son 10 yıllık uygulamada, okullarda. milli eğitim müdiuittklerinde ve bakanlıkta din eğitimi dışında müdüıiük ve iist düzeyde yöneticilik görevleri de ve- rilmesi, oğretici ve yönetici personelin la- ikliği ilkesini zedeleraiştir. Böylece Türk milli eğitiminde laiklik esası zorlanmıştır. Aynca Kuran kurslannın, Milli Eğitim Bakanhğı'nın denetim ve gözetimi dışın- da örgütlenmesi, yönetim ve denetiminin din görevlilerine bırakılması, laik eğitim denetiminin elden cıkmasını kolaylaştır- nuş, bu boşluktan yararlanarak Türk dev- riminde yasaklanan tarikatlar tekrar can- lanmış, kanuna aykın olarak açılmış bin- lerce Kuran kursu ve kurs öğrenci yurdu ülkenin her yanına hızla yayılarak Türk çocuklannı ikinci kanalda baskı altına al- mıştır. trtica sınır çizgisi tevhidi tedrisa- tın gerisine kayma egilimi gösteren, asıl bu uygulamadır." Cumhurbaşkanı, imam hatip okullarını halkın yaptırdığını savundu Ozal^dan işadamlaruıa: Pamuk ellerMilli Eğitim Bakam Avni Akyol: Rapor tek bir kişi tarafından hazırlanmış. Ciddi görüş farkhlıklan ve yetersizlikler var. tstanbul Haber Servisi — Cumhurbaşkanı Turgut özal, sanayici ve işadamlanndan eği- time katkıda bulunmalannı is- teyerek, "Pamuk eller cebe" dedi. TÜSİAD'ın "Türkiye'de Eğitim" konulu raporunu sun- ması nedeniyle Hilton Oteli'nde düzenlenen törende konuşan Özal, çalışmayı takdirle karşıla- dığını, ancak raponın eleştirile- cek yönleri olduğunu söyledi. Özal, akşam da Eximbank'ın 3. kuruluş yıldönumü davetinde yaptığı konuşmada, yıl sonun- da 13 milyar dolar ihracat bek- lediklerini, bunun yüzde 84'ünü sanayi ürünlerinin oluşturacağı- nı savundu. Raponın bazı bölümlerini eleştiren özal, "Eğitimde 20 yıl- da yapdanlann yeterli olmadığT görüşünün doğru olmadığını kaydederek "Eğitim sistemi kö- tüyse Türkiye son 10 yıldaki ge- lişmesini neye dayanarak yaptı? Ülkenin kalkınmasında etken olan barajlan, tesisleri kimler yapo? Herhalde gökten inmedi- ler, bizim eğitim sistemimiz yetiştirdi" dedi. İmam hatip liseleri konusuna da değinen Cumhurbaşkanı, şunlan söyledi: "İmam hatip liseleri, laik Inö- nü zamanmda açıldı. Halkın is- teğine tercüman olmak dunı- mnndaydılar. Demokrasinin ge- reğiydi. tmam hatip liselerinin düzeltilmesi gerekli bazı eksik- likleri vardır. Ancak önyargılı değil, makul bir uzlaşma içinde ortaya konuhnası lazım. Halk bu liseleri kendisi yapıyor, yor- dunu da yapıyor. Devletten bir kuruş çıkmıyor. Tarikatiarla fa- lan ilgileri yok, lokal, demekler yapıyor. Aileler çocnklan daha sağhkiı dini eğitim almalan içia gönderiyorlar, bir de imkânlan kısıtiı köy çocuklan gidiyor. Böylece fırsat eşitiiğine önemli katkıda bulunuluyor." Eğitimde en önemli sorunun "merkezi yönetim" olduğunuj bunun değişmesi gerektiğini b» lirten Turgut Özal, eğitimde her- şeyin devletten beklenmemesi gereğine de dikkat çekti. "para- lı öğretim" konusuna da deği- nen Cumhurbaşkanı, "Paralı eğitim, parasu eğitim tartışma- lannı bir vana bırakalım. Üni- versitelerde paralı öğretim baş- layacak. Paralı eğitim veren eği- tim kuruluşlan daha kaliteli olur. Parasız öğrencilere de burs verüerek eğitim olanağı verilme- II. Paralı öğrenciden niçin para GENtŞ KATILIM — TÜSİAD'ın "Türkiye'de Eğitim" rapornnnn kamuoyuna sunnlmasına Caın- hurbaşkanı'ndan iş dünyasuıın en büyüklerine ve eski Milli Eğitim bakanlanna kadar hemen her- kes ilgi gösterdi. (Fotoğraf: Abdurrahman Yıldınm) almayalım? Paralı öğrenciden aldığunız para ile parasız öğren- ci okuturoz" diye konuştu. Başbakan Yıldınm Akbulut da ülkenin kalkınması ve geliş- mesi açısından son derece önemli olan eğitime sanayici ve işadamlan tarafından da katkı- da bulunulmasına ihtiyaç oldu- ğunu söyledi. Milli Eğitim Bakanı Avni Ak- yol da "Türkiye'de Eğitim" ra- porunu birçok açıdan eleştirdi. Raporda, tek bir kişi tarafından hazırlanması ve sistem analizi yapılmaması nedeniyle "ciddi göriiş farklılıklan ve yetersizlik- ler" bulunduğunu kaydeden Akyol, ele alınan pek çok konu- nun uzun suredir bakanbğın gündeminde olduğunu ve bu ko- nulardaki çalışmalann sürdürül- düğünü söyledi. Raponın bir bolûmünde yer alan "yatay ve dikey geçişler demokrasinin gereğidir" sözunü hatırlatan Ba- kan, "Bu göriiş, meslek okulu- nu bitirenlerin kcndi aiuian dı- şında öğrenim gönnelerinin en- geüenmesi görüşüyle bağdaşmı- yor. önemli olan özendirid ted- birler almak ve uygulamaktır" dedi. •Taranu-birieştirme yön- temiyle bazırUndığı ve bnhına- bUen bilgikrin defertendirU- mesi" nedeniyle raporun bilim- selliği ile ilgili bir değerlendinne yapmanın güç olduğunu bildir- di. Raporda yararlamlması gere- ken pek çok görüş, düşünce ve teklif bulunduğuna dikkat çe- ken Milli Eğitim Bakanı, bu ra- porun tartışma başlatacağını da sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Turgut özal, Eximbank'ın 3. kuruluş yıldö- numü nedeniyle Aya Irini'de ve- rilen davete kaııldı. özal bura- da yaptığı konuşmada son 10 yılda uygulanan ekonomik po- litikanın dayanağımn ihracat atıhmı olduğunu belirtti. 10 yı- lın başlangıcında ihracatın yüz- de 65'inin tanm üninlerinden oluştuğunu hatırlatan özal, bu yıl 13 milyar dolar düzeyinde bekledikieri ihracat tutarının yüzde 84'ünün sanayi urunlerin- den oluşacağını kaydetti. Başlangıçta verilen teşviklerin yerini 1988'den itibaren Exim- bank'ın actığı kredilerin aldığı- nı kayededen özal, bu banka- nın şimdiye kadar 5 trilyon li- raya yakın kredi kullandırdığı- nı, 600-700 milyon dolar civa- nnda da döviz kredisi açtığmı bildirdi. özal, ihracatın gelişme- sine önemli bir katkısı olan Eximbank'ın sermayesini arttı- rarak sektöre daha büyük kre- di imkânlan yaratmayı hedefle- diklerini sözlerine ekledi. Dave- te sanayici, işadamlan ve ban- kacılar katıldı. özal Aya Irini'deki davetten sonra gece Ankara'ya döndü. Izlenimler Devlet, raporu soğuk karşıladı ŞAHİN ALPAY TÜSİAD'ın hazırlattığı, Türkiye'nin eğitim alanındaki büyük sorunlannı irdeleyen ve çözüm önerileri getiren raporu, devlet katında biraz soğuk kar- şılandı. TÜSİAD Başkanı Cem Boy- ner, Yönetim Kurulu üyesi Er- kut Yüceogiu ve raporun yazarı Zekai Baioğlu'nun sunuş konuş- malanndan sonra kursüye gelen Milli Eğitim Bakanı Avni Ak- yol'un "kanşık duygular" için- de olduğu gozlendi. Raporu so- runlara dikkat çekilmesi bakı- mından memnunlukla karşüadı- ğını belirtmekle birlikte, esas olarak bir "eleştiri ve yanıttama" konuşması yaptı. Raporun çeşıtli dallara men- sup bir uzmanlar kurulunca de- ğil, (ne kadar ehil olursa olsun) tek bir kişi tarafından hazırlan- mış olmasını eleştirdi. Raporda yalnızca bulunabilen kaynaklar- Eğitimde Irtica' endişesi Boynen Bazı siyasal çevreterin istisman var. Yüceoğlu: Personelin laikliği yasal güvenceye alınmalı. Baloğlu: Kamuoyuna büyük etkileme görevi düşüyoL ABDURRAHMAN YILDIRIM TÜSİAD'ın titiz bir çahşmay- la hazırlığını 1,5 yıldan beri sür- dürdüğü ve ekonomi kulislerin- de "irtica raporu" diye kulaktan kulağa fısıldanan "Türkiye'de Eğitim" raporu nihayet açıklan- dı. Üzerinde birçok defa deği- şfklik ve düzeltme yapıldığı ve irtica yönünün "budandığı" be- lirtilen raporun basına tanıtımı önceki akşam Sheraton Oteli'- nde yapıldı. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın katıldığı dün sa- bahki tanıtun öncesindeki böy- le bir toplantıda "Yann bu ka- ^ dar açık konuşamayabiliriz" di- yen TÜSİAD Başkanı Cem Boyner ile raporun hazırlanma- sını yönetim kurulu adına koor- dine eden Erkut Yüceoğlu ve ra- porun haarlayıcısı Zekai Baloğ- lu, "hiicaya" dikkat çektiler. TÜSİAD, eğitimin laik olma- yan kanallara kaydırılmasından endişe ediyor. TÜSİAD Başka- nı Cem Boyner, cumhuriyet ön- cesi ayırıcı üçlü eğitim kanalı- mn, anayasa güvencesindeki Eğitim Birliği Kanunu ve milli eğitim temel hükümlerine rağ- men "başka kanallardan tekrar gün yüzüne çıktığım" belirtti. Boyner, "Bazı siyasal çevreleree istismar edikn bu geiişmekrden endişe duymamamız mümkHn değüdir" dedi. TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Erkut Yüceoğlu da "Yurt ve pansiyonlann Milli Eğitim Bakanhğı ve YÖK'te topbnna- sını, Kuran kurslannın, amcak bakanhk denetim ve gözetimi al- tında 8 yıllık zorunlu okuldan sonra verilmesini önerdi. Yüce- oğlu, "tmam hatip okullarnuı din görevlisi yetiştirecek kapasi- tede ayn meslek okulu olarak düzenlenmesini, milli eğitimde yönetim ve öğretim personelinin laikliği ilkesinin yasal güvencc altına alınmasını, demokrasiye yapısal uyum için gerekli gördü- ğünü" söyledi. Raporun hazırlayıcısı Zekai Baloğlu ise, mevcut eğitim siste- miyle Türkiye'yi demokratikleş- me içinde 2000'li yıllara taşıma- nın mümkün olamayacağını söyledi. Eğitim sistemindeki re- form için bugunden harekete ge- çilmesi gerektiğini belirten Ba- loğlu, "Bu politik iradeyi gerek- tirir. Politik irade ne ölçüdc eği- time yatkındır? Politika irade- nin ne ölçüde yatkın oldağuıu gördük. Bu iradeyi etkileyecek kamuoynna büyük g*revlcr düşmektedir" dedi. OZLEM Sığınacak anne, yaşamı paylaşacak eş, damşacak ablanın eksikliğini HAYRÜIMVİSA ÇETtNKAyA ve ZAFER SÜKAIVın 5. ölüm yıldönümunde yoğunca duyuyoruz. ÇETtNKAYA, SÜKA>, SOY AİLELERİ VEFAT Merhum Hasan ve merhume Zinnet Demir'in oğlu; merhume Züleyha Sayın'ın kaıdesi, Vehbi Demir'in ağabeyi, merhum Hadi ile Sabh, Emin, thsan, Sadullah ve Hüsnıye Sayın, Şerife Barut ve Leman Gttnay'ın dayılan; merhume GUlser Demır ile Ümit Erdemir ve Dilşad Göksal'ın amcaları; Aydın Şık, Mehmet Göksoy ve Dorothea Demir'in kayınpederlen; Tayfun Demir, Ayfer ^k, Müjde Göksoy ve Banş Demir'in babalan; Şirin Şık ve Can Demir'in dedeleri; Fazilet Demir'in değerli eşi, Ahlatlı HAIİL DEMİR 18 EylUl 1990 günü vefat etmiştir. Cenazesi bugun, ögle namazını müteakip Bakırköy Amine Hatun Camii'nden alınarak KUçükçekmece Tepeüstü aile mezarhğına defnedilecektir. Tann rahmet eylesin. EŞt dan yararlanılmış olduğunu, pek yeni bilgi getirmediğini söy- ledi ve "Bilimselliğiyle UgUi bir değerlendinne yapmak güçtür" dedi. Rapordaki bazı sayıların yanlışlıgına da değinen bakan, imam hatip okullan mezunlan- nuı üniversiteye girmesini engel- lemenin, haklarda eşitlik ilkesiy- le bağdaşmayacağı üzerinde durdu. Toplantıya yanm saat geç ge- len Cumhurbaşkanı Özal'ı diğer konuklar gibi yarım saat bekle- yen Başbakan Yıkhrım Akbulut, işadamlannın eğitim sorunlany- la ilgilenmelerinden duyduğu memnunluğu belirtmekle yetin- di. Cumhurbaşkanı özal'ın ise raporu okumaya vakit ayırdığı anlaşılıyordu. Raporu "Güzel bir çalışma, ama mutabık olma- yanlar bulunabilir" dedikten sonra daha çok raporla "muta- bık" olmadığı konular üzerinde durdu. özal'ın TÜSİAD raporu ile "mutabık " olmadığı önemli bir konu, imam hatip liseleri soru- nuydu. Bu okullann "en laik" hükümetler tarafından Ismet înönü zamarunda açıldığını ha- tırlattı. Raporun bu okullann 1970'lerde politikacılar tarafın- dan politik nedenlerle yaygmlaş- tınldığuıa üişkin ifadelerden ha- reket ederek "Demokrasi varsa politikacı da vardır. Bmüar fi- güransa demokrasi yoktur" fık- rini işledi. özal ve Ba- kan Akyol' un raporda "muta- bık" .olduklan tek husus galiba, eğitim sistemimizin aşırı merke- ziyetçi olduğuna dair saptamay- dı. Özal, bu önemli soruna ra- porda yalnızca birkaç cümle ile' değinilmiş olmasını,raporunya- zannın "galiba merkeziyetçi dü- şüncede bir kimse" olmasıyla açıkladı. Eğitimde gerçek re- form için okullann, "mahalle- lerin yönetimine verilmesi" ve öğretimin ücreth' hale getirilme- sinin kaçınılmaz olduğunu söy- leyen özal, konuşmasını işa- damlanna eğitime para harca- maya davet eden, "pamuk eller cebe" çağnsıyla tamamladı. TÜSİAD'ın hazırlattığı eği- tim sorunlan raponınun tek bir kişi tarafından yazılmış olması, eğitim sorunlanna daha çok "ekonomik" bir açıdan yaklaş- ması, belki birer zaaf, ama eği- tim sorunlanmıza kamuoyunun daha çok dikkatinin çekilmesi- ne bir vesile olursa, çok yararlı bir işlev yerine getirmiş olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle