22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 1990 CÜMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'OE BUGÜN Meteoroloıı Genel Mûdürtûğü'n den alınan bilgıye göre, yurrtın kuzey teamteı pan?fc buMju, Marmara'nın doğusu Karadeniz ile Iç ve Doju Ana l dolu'nun kuzeyi sağanak yağışlı ötekı yettef az bulutlu ve açık geçecek HA- W SICAKLIĞI DeSışmeyecek. RUZ- GÂR Bat) ve kuzeybatı yönlerden tıa- ffi aıa sıra orta kuvvette esecek De- nızterde rüzgar Karadeniz. Marmara ve Güney Ege'de günbatısı ve karayel, Kzey Ege'de kıble ve todos, Akdenız'- de gûnbateı ve lodostan 2-4 Karade- niz'de 5 açıHannda yer yer 6 kuvvet- 6nde saatte 4-16 Karafenirte 21 açık- lannda yer yer 27 deriz mili hda ese- cek Denız hafif çalkartıiı Karadeniz'- Adana Adapaan V Aörı Artora Afflakya Antalya Artvın AyOın demutedıldalgaiıolacak VanGolü'ndehava Parçanbulutluge- çecek. Rûzgâr batı ve gûneybatı yönlerden hafif ara sıra orta kuv- vette esecek. Goı küçük dalgalı olacak Gcrûs uzaKiığı 10 km. dolayında bukınacak Bıtacık Bıngö BitJıs Botu Burea Çanakkale Çonım Oenutı A 32° 17» Oıyartsator Y 24° 12» Edıne A 31° 14» Erancan A 22° 7» Erzunjm Y 22» 3°Eskışehır Y 24° 8°Ga2Hntep A 30°22°Gıresım A 30° 17° Gûtnûşlane Y Y t8° 11° HaMdn A A 29» 14° Ispaıta A B 27° 8°btanW Y B 23° 7°bmır A A 28°10°Kare Y A 28° 10» Kasamonu Y Y 21° 6°Kaysen B B 24° 10° KırMareS B B 26° 14° Konya B Y 21» 7°KuBhya A A 26° 13» Malatya A 31» 13° Marnsa 26° 12° K Maraş 23° 8°Menan 22° 3°Mu0la 22° 6°Muş •30» 16» Nıjde 22°15°0nlu 20° 6°Rıze 27»13»Samsun 25° 7°Sıırt 22° 14° &nop 27°14°S4\as 20P 20° 23° e°Tun«li 24° 13° Uşak 23» 17° van 22° 6°Yoz(jat 26° 14° ZonguMak A 28° 13° A 30°17° A 28° 20° A 28° 14» A 26» 9» B 23° 6° Y 22° 15» Y 23° 14» Y 21» 15° A 31° 15° Y 21° 16» Y 21° 5° B 21° 14° Y 23° 14° A 26» 11° A 23» 7° A23° 8° Y 20° 7° Y 20° 13° açı» OuuOu |U sslı /?) A-açık B-bulu<lu 6-gûneşlı K-karlı BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Ban bireyleri yan- gın çıkarmaya surük- leyen saplantıh itki. 2/ Diyarbakır'ın eski adı... At ve benzeri hayvanların sırtına vurulan keçe, meşin ya da kalın kumaş parçası. 3/ Demiryo- lu... Bir bağlaç... Ka- ra Kuvvetleri'nin kjsa yazılışı. 4/ Herhangi bir kuvvet alanından geçtiği varsayılan güç çâzgileri... Bir rnüzik parçasının, dinleyicı- lerin isteği üzerine yeniden çalınraası. 5/ Genellikle cami avlularmda bulunan havuz. 6/ Müstahkem yer... Radyumun simgesi... lran'da tarihi bir kent. 7/ Ay- nı adlı bitkiden elde edilen esans. 8/ Bir burç adı... Inatçı. 9/ Bir tür kâğıt oyunu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tek at tarafından çekilen, üzeri ka- palt bir araba. 2/ Üstü kapalı olarak arüatma... Iri taneli bezelye. 3/ Bir As- ya ulkesinin başkenti... Her iki Kore'nin de para birimi. 4/ Beste- lenmiş her tür şiire Batı'da" verilen ad... lstavrit bahğının küçüğü. 5/ Dağ sırtı. 6/ Fütüvvet şeyhi... Eskiden Türk'e yabancı olan kimse ya da topluluklara verilen ad. 7/ Olumsuzluk belirten bir önek... Anadolu'nun kırsal kesiminde erkekler arasında düzenlenen yaren toplantüanna verilen ad. 8/ Akdeniz'de yaşayan eti lezzettli bir balık. 9/ Dingil... Himalayalar'da ya$adığına inanılan "Kar Adam n ma ve- rilen ad. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyel Halk Fırkası 20 EYLÜL 1930 Dün Ismet Pş. nın riyasetinde H. Fırkası rüesasından Ankara'da bulunanların iştirakile aktedilen içtimada, fırka grupunun içtimaa daveti faideli görülmüştür. Grup içtimaının yann veya Meclisin açılacağı pazartesi gününün sabahı akti muhtemeldir. tsmet Pş., dünkü içtimadan sonra Meclis gazinosuna gitmiş, gayet beşuş olduğu halde hasbühallerde bulunmuştur. H. Fırkasında tasfiye rivayetlerinin asılsızlığı anlaşılrnıştır. tçtimada, Fırka Kâtibi Umumisi Saffet B. tarafından, fırkaya müteallik umumi mes'eleler hakkında izahat verildikten sonra tasfiye değil, ıslahat ve tadilat lüzumu olup olmadığı görüşulmüş ve Mecliste takjp edilecek hattı hareket mevzu bahsolmuştur. Başvekil, içtimaı raüteakıp, fırkanın atiyen daha fıkri tarzda çalışması için fırka arkadaşlanndan ne düşündüklerini sormuş, bu hususta tetkikatta bulunmak lüzumu ileri sürülerek ikinci bir içtima akti muvafık görülmüştür. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Y. Soruşturma Kurulu 20 EYLÜL 1960 Yüksek Soruşturma Kurulu, Genel Kurul çalışmalanna hız verilmiştir. Tali kurullar, suç konularına ait sjpruşturmalarını tamamladıkça, Yüksek Soruşturma Kurulu Baskanlığına, mezkflr suç ve suçlular hakkındaki mütalâalarını bildirilmekte ve bu mütalâa alan genel kurul toplanusında bütün üyelerin tasvibine arzedilmektedir. Genel kurul toplantılarında müzakere sona erdikten sonra, dosya, önümtizdeki günlerde teşekkül edecek olan iddia makamına, iddianame yazılmak üzere sunulacaktır. Halen 29 nisan - 27 mayıs tarihleri arasında Ankara Üniversitesinde, Kızılay'da ve Ankara'nın muayyen semtlerinde vukua gelen hâdiselerle ilgili soruşturma tamamlanmış, bu konu ile ilgili tali kurul rnütalâasını Yüksek Soruşturma Gnl. Kl.na vermiştir. 2 gün devam eden toplantılar ve çalışmalar sonunda Ankara hâdiseleriyle ilgili soruşturma neticeye bağlanmış, tali kurulun mütalâası tasvip edilmiştir. Soruşturmarun mahiyeti icabı, yapılan işlemler açıklanmadığından, durum hakkında b,ilgi verilmemektedir. Ancak, Ankara hâdiseleriyle ilgili sanıklann durumu tamamen tavazzuh etmiş ve suçları delilleriyle tesbit olunmuştur. Düşük D.P. ricalinden 25 kadannın ağır cezalarla ve 35 kadarırun daha hafif cezalarla tecziyesi mütalâaya bağlanmıştır. Dün toplanmıyan Yüksek Soruşturma Genel Kurulu yann sabahtan itibaren toplanacak ve 28 nisan ve bu tarihi takip eden günlerde tstanbul'da cereyan eden hâdiseler, Topkapı hâdiseleri hakkında soruşturma yapan tali kurulun mütalâasını müzakere edecektir. Bu hâdiselerde de düşük D.P. ricalinden yüzden fazla suçlunun bulunduğu söylenmektedir. Evvelce gazetelere de aksettiği gibi, Topkapı hâdiselerinde suçlu görülenler arasında düşük Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, düşük Başbakan Adnan Menderes de bulunmaktadır. Her tali kurul, görev bölümüne göre, kendisine verilen soruşturma konulannı sona erdirdikten sonra, mütalâasını Yüksek Soruşturma Genel Kuruluna vermektedir. Önümüzdeki günlerde, D.P.lilerin silahlandırümasiyle ilgili soruşturma konusuna ait mütalâada genel kurula verilecektir. Bilindiği • . ^ ^ ^ ^ &bi bu konuyla ilgili tali kurul "^^^**""" Yassıada'daki tahkikatını bitirmiş ve dün Ankara'ya dönerek mütalâasını hazırlamaya başlamıştır. Aym sonuna kadar, önerali konular hakkındaki iddianamelerin hazırlanacağı ve alâkalı sanıklara tebliğ edildikten ve muayyen süreler de geçtikten sonra, ekim ayında duruşmaların başlayacağı Adaıı Menderes kuvvetle tahmin edilmektedir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Silopi'de karışıklık 20 EYLÜL 1989 Öldürülen 9 kişiden altısımn PKK'lı değil, masum köylü olduğunu öne süren Derebaşı köylüleri, "çocuklarının katillerinin bulunması" amacıyla dün kaymakamlık binasını uastılar. özc\ timin dipçiklerle halkı dağıtması üzerine karışıklık çıkınca güvenlik güçlerince havaya ateş açıldı. Bir saat süren olaylar sonucunda 3'ü gazeteci, 5 kişi yaralandı. özel time bağlı polisler, çoğu yakmmacı köylüler olmak üzere aralannda üç gazetecinin de bulunduğu seksen kişiyi gozaltına aldılar. Bunlardan 43'ü bir süre sonra serbest bırakıldı. Köylüler, savcıhğa yaptıkları başvuruda, yakınlarırun sırtlarından ve aym hizadan vurularak öldürüldüklerini öne sürerek otopsi yapılmasını istediler. >7 J Â f\ Helsinkı jj Lenıngrad • J Moskova Kahıre » DÜNYA'DA BUGÜN Amstenjam Amman Atına Bajdat Barcetona Basel Belgrad Bertn Bonn Brûlsel Budaoeşle Cenevre Cezayır Cıdde DutHİ Frankturt Gvne Helsinkı Katntt Kooenhag K»n Leftaşa B 17° A 32° A 26° A 34° Y Z7° B 18» A 21° B 16° B 17° B 16° B 18° A 24° A 33° A 33° A 39° B 17° A 29° Y 13» A 31» Y 16° B 17° A 31» LfntngrBd Londra Madml Mıtano Uontreal Mcskova MM NewYort Oslo Pans Prag Rıyad Roma Sofya Şam -atm Tünus Y 12° A 23» Y 28° A 29° A 30° Y 12° B 17° A 27° Y 14» B 19° B 15» A 35° A 25° A 23° A 34° A 33° A 34° B 14° A 24° B 19° tasnıngtmA 27° Zûnh B 19° Vıyana T4KTISMA İTÜ Üzerine Haksız Bir GeneDeme On binlerce mezunu olan bir üniversitenin mezunları hakkında hüküm vermek üzere üç politikacıyı ahp incelemek nasıl bir örnekteme yöntemidir? Birkaç gün önce gazetenizde "Teknik Üni- versite Kökenli Politikacılar" başlıklı bir yazı yayımlandı. Yazar, bu sözünü üniversiteyi eleş- tiren, hatta yer yer aşağılayan bölümlerle sür- dürdüğü yazısında dinsel doğmalarla bu üni- versitedeki öğreümi özdeşleştirme çabasında görünüyordu. Şu sıradaki bazı üst düzey devlet yönetici- lerinin hedef tahtası durumunda olan İsUo- bul Teknik Üniversitesi'nin binalan konusun- da güdümlu ve amaçlı bir kampanyanın sür- dürüldüğü ve karşıt politik kuruluslardaki bazı parti yöneticilerinin bu konuda biruk oluştur- duğu da göz önüne alımnca, yazının görünen amacı dışmda bir kasıt taşıyabileceği akla ge- liyor. Aynca bazı köşe yazarlannın tTÜ'ye sal- dırmaları ile söz konusu yazı arasında üslup ve yıpratıa içerik bakımından paralellikler var. İTÜ'deki öğretimi bilimsel açıdan eleştirme iddiası olan yazarın önceden saptadığı bir so- nuca varmaya kestirmeci yönteminin mezunu olan bir üniversitenin mezunlan hakkında hü- küm vermek üzere üç politikacıyı alıp incele- mek nasıl bir ömekleme yöntemidir? Doğru- su, akademik unvan taşıyan bu saym yazann hiç bilmediğim bilimsel çalışmalarında böy- le davrandığını düşünmek istemiyorum. Bu ya- zı olsa olsa, bir önyargı, bir art niyet nedeni anlaşılamayan bir öfke ya da sağlıklı olma- yan bir baska etki ile yazümış olabilir. Saym yazara, benzer ve tam karşıt bir suç- lamanın tutucu yönetime karşı gösterdikleri tepki ve davranılarda ITÜ öğrencilerinin ön planda görülmelerini, yönetimdekiler, sık sık, öğretim üyelerinin etkisi ile yommlamıs, ts- tanbul Teknik Üniversilesi'ni solcu mühendis- ler yetiştirmekle suçlamışlardır. Bir bölumü ilerici ve yurtsever olan, bazılan devrimcilik iddiası ile kendisine, çeyresine ve öğretime za- rar veren bu ögrencüerin davranışlannda İTÜ'deki öğretim düzeninin rolü nasıl yoksa, sözü edilen ve sayısı arttınlabilecek örnekler- de de yoktur. Sayın yazar, üniversite öğrenci- leri üzerinde en önemli etkinin, yakın j^aşta olan arkadaş çevresi olduğunu deneyimleri art- tıkça görecektir. Söz konusu yazıda "Her türlii toplumsal so- runun bilimsel yöntemlerle çözülebOecegi", "yeni yetişenlerin kafalannı her türlu dogma- dan antraak gerektiği" ve benzeri bazı yadsı- namayacak duşünceler, gerçek dışı birtakım ıddialar ve "tenekecilik" gibi yakışıksız aşa- ğılamalarla birleştirilip ITÜ yıpratılmaya ça- hşılmıştır. Çirkin politikacılara yakışan bu yöntemin biüm adarru sıfatı taşıyan ve bir kim- seye yakışmadığım tüm dikkatli Cumhuriyet okuyucularının fark ettiklerine inanıyorum. Prof. Dr. ıNAHİT KUMBASAR tstanbul Görcisiaıı'da Dnrdurulan Zaman Ozel otolarıyla Türkiye'ye gelmek için Sarp'ın Gürcistan bölümünde 2-3 günlük kuyruklarda bekleyen Gürciler bu iki dost ülke için tek kapının artık yetersiz olduğundan şikâyet etmekte. lışmakta denilebilir. Herkeste Türkiye'yi, özellikle İstanbul ve Kapadokya'yı görme ar- zusu yatmakta. Otellere her gün en az 20-30 konuk Türki- ye'den gelmekte. Evlere vize ile misafır gelen- lerin sayısım gerçekten bilen yok. Gürciler çok misafirperver, evinde üstünde ne varsa misa- fırine verebiür. Dostluk, arkadashk en çok de- ğer verilen iki kelime. Kendilerine en yakın dost ülke olarak Türkiye'yi görmekteler. Sezon nedeniyle kapalı olan Bale Salo- nu'nda Monte Carlo'dan gelen bale toplulu- ğu vardı. Beiki biraz böbürlenerek "Bizim ba- lemiz bnndan çok iyi" diyenlere rastlayabili- yordunuz fuayede. Gerçekten Gürcistan'da ti- yatro, opera, bale ve müzik çok ileri derece- de. Gürci sanat grupları dünyamn her yanı- na davet edilmekte ve başanlı sonuçlar elde Söz gelimi bugün cumartesi, Tiflis'te evli- lik gunü. Evlenme sarayına ve kiliselere akın akuı insanlar gelmekte. En son giysiler, en ye- ni giysiler içinde. Sonrası malum, evlerde ve- ya lokantalarda verilen 300-500 kişilik evülik yemekleri, şarap, konyaklar, sampanyalar sa- baha kadar devam etmekte. Bugün pazar, arabalar şehir dışma yarışı- yorlar. Bu kadar petrol kuyruğu, araba ve kir- İara kaçış. Aylık 100-600 rable arası maaş ile 20.000-100.000 nıble arası arabalann nasıl sa- tın alındığını geç anladım. özel otolanyla Türkiye'ye gelmek için Sarp'ın Gürcistan bölümünde 2-3 günlük kuy- ruklarda bekleyen Gürciler bu iki dost ülke için tek kapının artık yetersiz olduğundan şi- kâyet etmekte. Büyük bir birikim olan yurt- dışına çıkmak arzusu özellikle Türkiye için ça- etmektedir. Gürcistan'da turizm yeni gelir kaynağı Amerika-Japonya-Avrupa ve Türkiye'nin ya- m sıra diğer Sovyet Cnmhuriyetleri'nden de turistler bol miktarda gelmekte, kooperatif adı altında kurulan özel lokantalar, özel el sanat- lan atölyeleri, barlar ve kafeler turizmden ya- vaş yavaş nasibini almaya başlamış görülüyor. Gorki kentinde şimdi müze olan, kendi doğ- duğu evin önünde duran Stalin heykelinin dı- şında tüm Gürcistan'da Lenin-Stalin ve diğer devrim Hderlerinin heykelleri sökülmüş. Batı tipi demokrasi anlayışı ve ekonomik arzu içinde çoğu Gürciler. Bu yasam tarzı bi- zi ileri götürecek diyorlar. Bu, halkın her ke- siminde olduğu gibi hükümette de aym doğ- rultuda. Hatta dini h'der tkinci tlya bile "Gür- cistan'da deri ve deri konfeksiyon teknoloji- sini getirecek rırmalarla kilise olarak ortak ya- tırıma girebileceklerini" söyledi. Gürcistan'da durdurulan zaman yeniden ta- rihi yazmaya başlamış. OSMAN NURİ MERCAN tstanbul Verilebileeek En Agır Ceza Bir avuç dershane sahibinin çıkarı için mi binlerce çocuk sokağa atılıyor, gelecekleriyle, tüm yaşamlanyla oynanıyor acaba? Eğitim çağında çocuğu olmayanlar belki bil- meyebilirler. Benim eğitim çağında çocuğum olduğu halde bilmiyordum ve öğrendiğimde inanmakta büyük güçlük çektim. Her çocuk, en parlak öğrenci bile bir gün herhangi bir ne- denle başansız olabilir. Başarısız öğrenci bu- günkü eğiüm sistemimizde çok ağır bir biçim- de cezalandırümaktadır. Eskiden başansız öğ- rencinin cezası bir yıl kaybetmek, sımfta kal- mak, aym sınıfı bir kez daha okumaktı. Şim- di ise iİti ve üç dersten başansız olan öğrenci beklemeye kalıyor, bu demektir ki bir yıl sü- reyle, bir sonraki eğitim yıhnın sonuna dek okulla ilişkisi tümüyle kesiliyor. Tüm derslerden sorumlu olarak okula de- vam hakkı tanmmadığı gibi yalmzca başan- sız olduğu derslere devam etmesine dahi izin verilmiyor. Eğitim yıhmn sonunda gelip ba- şansız olduğu derslerden sınava girmesi iste- niyor. 14-15 yaşında bir çocuğu bu şekilde sokağa atmak, bir yıl boyunca okulla ilişkisini tümüy- le kesmek, onu okuldan ve derslerden uzak- laştınp soğutmak, hiçbir sorumluluk taşıma- dan bası boş bir yıl geçirmesini istemek, hele bir de erkek çocuksa, sanırım o çocuğa veri- lebileeek en ağır ceza. Bütün yasamını, bütün geleceğini etkileyecek bir ceza. Okulun yöneticisi, "Aman başı boş bırak- mayın, okul gibi haftada beş gün kurs veren dershaneler var, birine kaydettirin. Ona da gü- venmeyin, sınavlara yakın da bir hoca tutun" önerisinde bulunuyor. Devlet, benim okul ça- ğındaki çocuğuma herhangi bir yer göstere- meyip, paraiı, özel dershaneleri öneriyor. Böyle bir yasanın çıkanlmasında özel dershanelerin katkıları olup olmadığını düşünmemek olası değil. Bir avuç dershane sahibinin çıkarı için mi binlerce çocuk sokağa atılıyor, gelecekleriyle, tüm yaşamlanyla oynanıyor acaba? Bu çarpık- lığın gerekçesi de sınıfların kalabalık olması biçiminde açıklanıyor. Yıllardır çözümleneme- miş olan kalabalık sımf sorununun, üç beş ba- şansız öğrenciyi sokağa atmakla çözümlenme- ye çahşılması gerçekten dehşet verici ve ina- nılması güç bir anlamsızlık. Şu günlerde milli eğitime yeni bir boyut ka- zandırmaya çalışan Sayın Milli Eğitim Baka- nımız umarız bu saçmalığı kaldırmayı da dü- şünüyordur. Saygılanmla. NİLGÜN SÜNER İstanbul SAĞUK VE GÜZELLİK REHBERİ ÇANAJANS 151CÖ44 FAX: 151 41 55 DMOT 0PTİK Artık Birden Fazla Gözlüğe gerek yok. VARİLUK ORGANİK LENTİLUX ANTIREFLE TİTAL CAM Her uzakhktan sa^lar CAU Normai camdan % 50 hafrf, kınlmaz CAM Normal camdan % 80 daha ınoe CAM gfizû koruyan CAM Normal camdan %40 ınce Çalışma »Istamlmlz bllglsayarlıdır GozlOgünuz PHOTOCENTRON cihazıyla resim çekilip, mertozlenerek yapılır. Umut Optikte gûleryûzle tanışın. Koyışctağı Cad. No. 228-3 (Fahrettln Kerim Gâkay Köşkü Karştsı) Gözfepo Tel:3680391 Fax:3680391 te«his ve tedavi j ğ Selmanpak Cad No 54 Tel 341 46 22 ÛSKÜDAftİST UZMAN DOKTORLAR • Röntgen • Sünnet • Ultrason • Kontakt Lens • Laboratuvar • Doğum Kontrolü • Diş 24 SAAT HİZMET Tüm Muayeneter, Röntgen Ultrasonografi ve Tıbbi Tahliller Labotaluarlaıı FızikTedaviÜnitesi,E.K.G. Doğum kontroiû, ik yardım cerrahi mûdaraleteri NtspetiyeCad.BriikSok. No:27/A1.LEVENT Tel: 169 6 4 35 Porselen Lamınate Vezer tekniği ile Artık Herkes, Aşınmış veya Gelişmemiş, Çapraşık, Aralıklı ve Düzgun görünûmü olmayan, Renkleşmş, Güzel görünümü olmayan, Kırılmış ve madde kaybı olan Dışlerde, * Anestezıye Gerek olmadan * Dışte Kesım yapılmadan * Daha ucuza ve Daha üstün estelik sonuçlar Elde Edebilir. Porselen Lamlnate Vezer Merkezi OZKATİC FulyaCad. GökmenApt No 7*3 Mecıdiyeköy Tel: 174 13 27-173 13 09 ONUR TIP MERKEZİ • KISIRLIK TEDAVİSİ ve ARAŞTIRMASI • KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM • ULTRASONOGRAFİ ve EKG. • TIBBİ TAHLİL ve CHECK-UP Not: Lütfen randevu. alınız. Kurtuluş Cd. Yapı Kredl Karşısı Slnemk^r Durağı TeL- 131 43 02 • 175 53 86 İTHAKA Psikolojik Danışmanhk Merkezi Çocuk. Yetişkin, Aile ruh sağlığı için psıkanalıtık bireysel ve grup terapileri HerÇrş: 11 00-13.00 Ucretsız. randevusuz bireysel danışmanlık Randevu için: 141 39 03 Abıde-ı HürriyetCd. 102-104 ŞİŞLİ-İSTANBUL SATILIK DAIRE Bcşiktaş, Dikilitaş mevkiinde 100 m 2 , 3 oda. 1 salon daire ihtiyaçtan satılık. Tel: 159 87 60 1. Hamur kağıda çok temiz OT O KOP Doğan Copy 16O 78 28 TL Ortabahçe Cad. No:60 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Güler misin, Ağlar mısın? Baykalcı il başkanlan, Ankara'da yaptıkları toplantıda, Kas- tamonu İl Başkanı Mehmet Yıldırım'ı "komite başkanı" seç- tiler. Mehmet Yıldırım'ı tanımıyordum; çalışmalarını, kim olduğunu kurcalamak istedim. Mehmet Yıldırım'ın "Baykalcı" olmaktan başka bir ayrıcalığı, özelliği pek yok gibi geldi ba- na. Kastamonu İl Başkanı ama, çokluk İstanbul'da oturuyor. İşleri de İstanbul'da. Daha doğrusu İstanbul'un SHP'Iİ bele- diyeterinde; örneğin Ümraniye'de! Kastamonu, 26 Mart belediye seçimlerinde, SHP'nin en başansız olduğu illerden biri. Oy oranı yüzde 19, 14 Aralık 1977'de Kastamonu'da CHP'nin oy oranı yüzde 39'du. Şim- dilerde Kastamonu'da SHP'Iİ üye sayısı 1200'den 200'e düştü. GeleJirn Mehmet Yildınm'a: Yıldırım, inşaat mühendisidir; Ka- rayollan'nda, Köy Hizmetleri'nde ihalelere girer, inşaat yapar. Araç ilçesinde üstlendiği bir stabilize işini zamanında bitir- mediğı için, ihalesi feshedilir. İş, çok eski değil, 1989 yılına ilişkin bir iştir. Mehmet Yıldırım'ın adı, bir daha ıhaleye gire- meyecekler arasında Resmi Gazete'de yayımlanır. Gazete- nin tarihi 22 Mart 1990, numarası 20469, sayfası da 61'dir. Bundan sonra, Mehmet Yıldırım'ın elinden kim tutar dersi- niz? İşini bir çeşit, İstanbul'a taşır Mehmet Bey! Ümraniye Belediyesi'nde iş alır. Ümraniye Belediyesı, SHP'de ya, ver gitsin ihaleyi!.. Başansız Kastamonu İl Başkanı'nı da "Baykalcı Komrte1 'nin başına seçtirdin mi, genel başkanlık çantada keklik! (Adaylığı alamadı ama, artı, ek işleri hesaplıyor, açıklayacak) Deniz Baykal'ın Kastamonu'yla da Araç ilçesiyle de yakın ilgisi var. Deniz'in çocukluğunun büyük bölürnü Araç'ta gecti. Babası Hilmi Bey, 1934'te Araç'ta Tekel memurluğuna atan- mış, burada on yıl kalmıştı. Deniz, 1938'de doğdu. Annesi- nin Antalyada evi olduğundan yazları Antalya'da geçerdi. Antalya'dan inebolu'ya vapurla gelirler, oradan Araç'a geçer- lerdi. Araç'ta söylentiye göre, Deniz Baykal denizde, vapur- da doğdugu için adı "Deniz" konmuştu. Gök adındaki erkek kardeşi ölmüştü. Deniz'in annesini, babasını, ablası Sevim'i "Deniz Baykal Belgeseli"nde yazan Güneri Civaoğlu, neden- se Baykal'ın Araç'ta geçen çocukluk yıllarına hiç değinmez. Deniz'in babası Tekelci Hilmi Bey, iyi bir "akşamcı'dır! Bu anlattıklanmı, Araç'taki eski Tekelcilerden Satılmış Yet- kin çok iyi anımsamakta. Hilmi Bey, 1944'ün ilkbahannda, Tekel Satış Amiri olarak, Kastamonu'ya atanır. Yazları, yine Antalya'ya anne evine gitmeyi sürdürürler. Deniz Bey'in, Gü- neri'ye Kastamonu'dan, Araç'tan hiç söz etmemesi ilginctir. Deniz Bey, Araç'la zaman zaman ilgilendi. Olaylardan biri şöyle: 1979da Deniz Bey, enerji bakanıyken; Araç Kayma- kamı Vtedat Müftüoğlu, Satı Deveci adındaki kişinin benzin istasyonunu kapatır. O yıllarda, benzin durumu biliniyor. Ku- rallara bağlanmıştır. Benzinci kural dışı davranmıştır. Satı De- veci'nin kayınbabası Kemal Ünal, Taşköprü CHP İlçe Başkanı'dır. Deniz Bey, Kaymakam Vedat Müftüoğlu'nu arar: — Kaymakam Bey, Araç'taki Satı Deveci'nin benzin istas- yonunu kapatmışsınız! — Evet kapattım, sorumlularını da mahkemeye verdim! — O istasyon bir partilimizindir; onu derhal açın! — Açamam efendim! Beni buradan alırsınız, yeni gelecek kaymakam açar! Telefon kapanır. İki ay kadar sonra, Kaymakam Vedat Müf- tüoğlu, Araç'tan alınır, başka ilçeye verilir. Vedat Müftüoğlu, şimdi Van Vali Yardımcısı, Vedat Bey'le konuştum, "Öyle bir olay yaşadık!" dedi. "Görevden alınışım, onunla mı ilgili bil- miyorum. Aradan 12 yıl geçti." Güneri Civaoğlu, "Deniz Baykal Belgeseli"nde, onun ço- cuklukta, okulda, "domates" adını aldığını, Olcay'la okulda tanıştığını anlatır da, Olcay'ın, Deniz'in öğretmeninin kızı ol- duğunu ne yazmaz. Bilmez! Gazetecilerin, yazarların kimi, SHP'deki olaya demokrasi açısından değil, ahbapçavuş ilişkileri açısından yaklaşıyor- lar. Yıllardır destekledikleri, Deniz Baykal'ın artık vurup geç- mesiru istemekte, daha sonrasının ne olacağı onları hiç ilgilendirmemektedir. Gerçekler gizlenebilmekte, gözardı edi- lebilmekte. Baykal'ın cuntasından Adnan Keskin, İzmir'de, SHP Genel Başkanı Hinthorozu Erdal Bey'e ağzına geleni söylemiş, "Allah kahretsin!" sözlerini kullanmış, ertesi günü "Erdal Bey'e söylemedim, başkasına soyledim!" diyebilmiştir. Yeniasır'da çıkan fotoğrafı çeken Ergun Ulcay ile muhabir Ba- nş Selçuk, tüm gazetelerde çıkan sözlerin, Keskin'in İnönü'ye yöneldiğinde soylendiğini doğrulamaktadırlar. Adnan Keskin, kürsüye doğru yönelip, şöyle bağırmış: — Allah kahretsin! Partiyi bu hale getirdin! Şimdi git, par- tiyi Yüksel Çakmur'a teslim et! Yeniasır muhabiri, "Kürsüde o sırada, bu bağırmaya mu- hatap İnönü idi" diyor. Keskin, sonra düzeltti. O sırada bağı- rış İnönü'ye idi! Hizipçilik, parti içinde de "partizanlığa" rahatça dönüşe- biliyor. Kimi SHP'liler için örneğin, ANAP'lılar, SHP'lilerden daha yakın olabilir! Bu hizipciler için geçerlidir. Sincan Be- lediye Başkanı Aziz Gürsoy, Erdal Bey'e "12 Eylül'ün ürünü" dedi. Disiplin Kurulu'na verildi. Baykalcı Disiplin Kurulu, Aziz Gürsoy'un cezalandırılma istemini reddetti. Adnan Keskin; verilse ne olacak? Aziz Gürsoy'u, İstanbul'dan gelen Deniz Baykal, gitti, kutladı! Bunlar, anlatmakla bitmeyecek trajikomik işler, ister ağla, ister gül. Eninde sonunda koyacak adaylığı. Hacı TÖ'nün Çankaya'ya tırmanışı gibi, en sonunda... • • * Eski Demokratlardan Menderes, Zorlu, Polatkan üçlüsü- nün gümütlerinin anıt-gömüte devlet töreniyle nakledilmele- rinin yankılan sürüyor. Uğur ne güzel yazdı; onların yalnız adları demokrattı! Gömütlerin, İmralı'da bırakılması yanlıştı. Bu konuda, CHP'nin eski bakanlarından İbrahim Saffet Omay, taa işin başından başlayarak, konuşmalar yapmış, başvurularda bu- lunmuştu. Omay, İmralı'da yıllar önce savcılık yapmıştı. Türk Ceza Yasası'nın 12/5 maddesi de asılan kimsenin cenazesi- nin tören yapılmadan, gömülmek üzere, mirasçılarına veril- mesini öngörmekteydi. Mirasçtları olmadığı, ya da kabul etmedikleri takdirde, belediyece gömüleceği belirtilmektey- di. İbrahim Saffet Omay, gerek partisi CHP içinde, gerekse hükümette, 12 Eylül'den sonra da, mektupla Devlet Başkanı Kenan Bey'e başvurarak, üç kişinin cenazelerinin nakledil- meleri gerektiğini bildirmiş, bunun savaşımını vermişti. An- cak, İbrahim Saffet Omay, girişimlerinden bir sonuç alamayınca, sonunda herkesin TV'de izlediği "gömüt sömürüsü" de yapılacaktı... TV'yi izledikten sonra, taşlama ustası Hasan Çelebi, şu dizeleri düştü: "27 Mayıs ki, muhteşem bir dramdı / Kahramanları ise ası- lan üç adamdı/ Ne zaman ki o dram, politikaya düştü / Son perde de ucuz bir komediye dönüştü./ Tarih verir hükmünü, neydiler nasıldılar?/ Onlar anrt gömüt'te bir daha asıldılar!" Olüm cezalarına karşı çıkmayanların asılanlara ağıt yak- maya hakları yoktur. (SANDIKLI SULH CEZA HÂKİMLİĞİNDEN) Esas No: 989/244 Karar No: 990/96 Hırsızlık suçundan dolayı sanık Recai Sölez hakkında mahke- raemize açılan kamu davasırun yapılan açık yargılaması sonun- da; Sanık Recai Sölez'in TCY.nin 491/4, 61., 522. maddeleri ge- erğince sonuç olarak 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandınlma- sına, verilen cezanın 647 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince 200.000 lira ağır para cezasına çevrilmesine, TCY.nin 40. madde- si gereğince tutuklulukta ve nezarette geçen süresinin cezasından düşürülmesine ve yargılama giderlerinin sanıktan alınmasına iliş- kin 20.3.1990 tarihli gıyabi karar sanık Recai Sölez'e adresi bili- nemediğinden ve bütün aramalara rağmen son adresinde bilin- mediği ve tanınmadığından bahisle tebliğ edilemediği için 7201 sayılı yasanın 29. maddesi gereğince adı geçen hükümlüye kara- rın ilanen tebliğine, hüküm fıkrasının yayın tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ve ilan giderlerinin sanık- tan alınacağı ilan olunur. Basın 33974
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle