Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EYLÜL 1990 HABERLER CUMHURÎYET/9
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KK İ Z İ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI
CÛNE YT ARCAYUREK yazıyor
Ben!ANKARA — TÜ'nün Türkiye'nin
"tek sorunu" olduğunu kanıtla-
mak için dünkü manzarayı bir de
şu açılardan bakarak değerlendir-
mek gerekiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kulla-
nılması, yabancı ülkelere gönde-
rilmesi veya yabancı askerlerın
Türkiye'de butundurulmasına -
günümûz koşullannda- gerek ve
zorunluluk olmadtğını başta: (1)
Türk Silahlı Kuvvetleri, (2) Parta-
mento içi ve dışt muhalefet, (3) Ya-
pılan anketlere göre halkımızın
yüzde 80'nine yakını, (4)
TBMM'nın böylesi önemli bir yet-
kiyi hükümete devrinın anayasa-
ya aykırı olduğunu söyleyen bılim
adamlan, (5) BM karanna göre -
ABD dışındakı- Batılı uzmanlar
söylüyor.
Dûnya gerçekterini, Körtez olay-
lannı -ülke yaranna- çok yerinde
değerlendirdığine inanan bir tek
kişi var ki; sayılan kesimterin söy-
lediklerine karşı çıkıyor. Tek doğ-
ru yolun kendi gösterdiği olduğu-
na inanıyor. Neredeyse ıkına sıkı-
na, o da kimi yazılara eleştiri ko-
nusu olmasın diye tavsiye adı al-
tında, (1) Körfez'dekı çokuluslu gü-
ce -Mekke ve Medine'yı savunsun
diye- Türk askenni göndermeyi,
(2) Başta İncirlik, NATO savunma-
sı içindeki üsleri ABD'ye peşkeş
çekmeyi, (3) Türkiye'de ABD'li as-
kerlerin cırrt atmasına, Meclis kür-
sûsünden, TV'den halkın gözü ıçt-
ne bakarak, hükümete ve ANAP
grubuna "buyuruyor."
"Buyuruyor" çünkü, daha on iki
saat öncesine kadar "yeni yetki-
ye gerek görmediğinı defaatle"
rfade buyuran, son günlerin aslan
yeleli Başbakanı soluk soluğa
"TÖ'nün tavstyestne uyacaklannı"
açıklıyor.
Yukartdaki irdemelerin altını çi-
zerek arıtmetık toplama yoluyla
sonuca gelelim:
TÖ, anayasayı ihtal bahasına ül-
kenin yazgısında etken görev üst-
lenen her kesıme meydan okuya-
rak dün, tek adamlığı, şef sıstemi-
ni, İnönü'nün dün sabahkı deyi-
miyie, "Dikta rejimi"nı açıkca ilan
ediyor!
Anayasadaki "savaş hali
ilanım " ıstedığı tüm izinlerden ayrı
tutarak sözümona TBMM'nin sa-
hip olduğu önemli "yetkiye" karış-
mak istemediği gıbi bir oyuna baş-
vuruyor.
Şu anda Körfez'de savaş yok.
Ama asker göndermemizi, üsleri
ABD'nin Ortadoğu'daki hoyrat ide-
allehne bütünuyle açmamızı iste-
yerHere hizmet sunuyor. O neden-
le, "savaş hali ilannı" dışlıyof şim-
dilik. Sıcak savaş başlarsa o za-
man TBMM'ye gıtmeyi alaturka
kurnazlığa kaynak yapıyor.
Akbuiut'un son bir haftadır göz-
lenen direnmeleri "sınırsız
yetkinin" a6krya alındığı izlenimi-
ni verırken, tersini hesaplayan
kuşkular olanca etkenliğiyte dola-
şıyordu. Çünkü TÖ, henuz savaş
başlamamasına karşın asker gön-
deıme, üslerı açma. yabancı as-
ker çağırma konularında kararlıy-
dı. Başbakan'ın "gerektiğı zaman
gerekli izinlerın" istenebileceğım
söylemesi, uluslararası plarform-
larda TÖ'nün dilediğı gıbı at oynat-
rnası olasıhğını bir ölçüde askıya
almıştı
TO, dün sabah haftalık görüşme
bahanesıyle Akbulut'u Çankaya1
ya çağırdı. Zayıf bir ırade, TÖ'nün
baskısı altında. "tavsiye karanna
uyacağına" dönüşerek Meclis'e
indi.
TÖ'nün Meclis açış konuşmast-
na katılmamakJa ıkı muhalefet
partisinin ne denli yennde davran-
dıklan, böylece kesin çizgilerle or-
taya çıktı. Tek şefe, tek adama
sapka çıkarırcasına Meclis'te bu-
lunma yerine, dışanda kalarak, ta-
bii TÖ'nün peşıne takmaya hazır-
landığı ANAP grubunu yazgılarıy-
la başbaşa bırakarak tarihşel gö-
revlerini yerine getirdiler İnönü,
konuşmadan sonra "tehlike var"
diyordu. Demirel "TÖ'nün ABO
:
ye verdiği gizh vaatleri" yerine ge-
tirmeye çalıştığını bildıriyordu.
Kuşkusuz TO'nün Tûrkiye'nin
etken her çevresıne karşın, sınır-
sız yetkıde direnmesi, Demirel'ın
öne sürdüklerine hak verecek ni-
telikteydi. İki muhalefet lideri
'Meclis'in yeni ve önemli bir gö-
revle karşı karşıya kaldığını" vur-
gularken, dinleyicı localarında
yûzleri biraz daha bozulan gene-
raller adına Genelkurmay'daki
isimlerinin verilmesini istemeyen
yetkililer, "Meclis'ten tavsıyenin
geçmeyeceği" inancını bastna be-
lirtiyoıiardı.
ANAP grubu, daha önce verdi-
ği kısıtlı izni sınırsız yetkiye çevir-
meye yönelen harekete nasıl va-
ziyet alacaktı? Sayısı yetersiz mu-
halefete hıç değilse bir kez, ulu-
sal bir karar önünde katılacak mıy-
dı, yoksa "tavsiye" adındaki tek
adam buyruğunu harfi harfine ye-
rine mı getirecekti?
Yetki tartışmalarının doruga tır-
mandığı günlerde Baykal'ın söy-
lediğı gıbi, iktidar grubu "Meclis
karannı tersine çevirmeye önayak
olacak, TBMM'nin burnunu
sürtmeye" dayanan ginşime bo-
yun mu egecekdi?
Dün akşam üzeri, kuliste bu he-
saplar yapılıyor. kuşkusuz gözler
ilk kararın Meclis'te "tecavüz ha-
linde ızne" dönüşmesini sağla-
makta önemli görev yapan ANAP
grubundaki "yeni dalga-
lanmalara" çevrilıyordu. Hesaba
katilması gereken bir başka etken;
asker göndermeye, üsleri açma-
ya Bakanlar Kurulu'nda karşı ÇH
kan kimi bakanlardı.
Gruptan bir "enstantane" vere-
rek başlayalım: Içişleri Komisyo-
nu'nun ünlü başkanı Galıp Demi-
rel, düne kadar asker gönderme-
yi gereksız buluyordu. TÖ, tavsiye-
yi açıklayınca neredeyse avuçları
patlayacaktı, öyle alkışlıyordu.
Grubun geri sıralarında duraksa-
malara rastlanıyordu. Ya hükümet-
teki tartışmalarda karşı çıkan, -
örneğin Vehbi Dinçerler, Mehmet
Keçeciler gibi- bakanlar, tavsiye
tezkereye dönüşüp önlerine getir-
se ne yapacaklardı?
İsim vermek gereksız. Ama bir-
kaç gündür sınırsız yetkide TÖ di-
rendikce hele Meclis'te açıktan
söyledikten sonra, Bakanlar Kuru-
lu'ndaki yeni görüşmelerde
"olumlu oy vereceklerıni" bize
açıkça söylemişlerdi. Sözü edilen
bakanların grupta çevreleri ve et-
kileyebıleceklerı mılletvekilleri var.
Özellıkle Mesut Yılmaz düne ka-
dar asker sevkıne yan tutmuyor-
du. Bugünkü iç siyaset ve parti içi
koşullarda nasıl davranacağını
kim bilebilir?
TÖ bir yandan "kararsız Kastm"
örneği Akbuiut'un hükümetten
geçıreceği kararın yapacağı etki-
lerden sonra kulıs, öyle bir calışa-
cak kı, dünkü sözlerinden dönen-
leri belki de saya saya bitire-
meyeğiz.
Bir de yabancı elçilerin locası-
na göz atmalı. ABD Büyükelçisi
Abramovvitz, yüzünde gülûcükler,
neredeyse şıkır şıkır! Halka, hal-
kın varlığını sımgeleyen her kesi-
me karşın, demokratık zemmlenn
dikta buyruklarıyla kullanıldığı tek
ülke herhalde Türkiye.
ABD ile el ele... Haydiiin
savaşa!
İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA
Anayasa Çizgisi
tZMİR — İskenderun ve Mersin
limanlarına gelen transit yükte
önemli bir azalma gözleniyor.
Irak'a gidecek yaklaşık 10 bin ton
"kuru yük" İskenderun ve Mersin
limanlarında depolara alınırken,
üç gemı dolusu donmuş etin de
smanete alındığı bildiriliyor.
Hükûmette Irak'taki hastalara
ilaç, bebeklere mama gönderil-
mesi tartışılırken, Tûrkiye'nin Ak-
deniz'deki iki önemli limanına ge-
len transit gemilerın sayısındakı
düsüşün ülke ekonomisine zara-
rı bOyük.
Nedenine gelince...
Transit yük tasıyan gemiler be-
lirii limanlara uğrayarak Türkiye'-
ye geliyorlar. Orneğin Amerika
Birtestk Devletleri'nın hemangı bir
limanından kalkan gemi Avrupa li-
manlarına uğrayıp İskenderun ve
Mersin e ulaşıyor. Transit yükünü
boşaJttıktan sonra buralardan yük
alarak dönüşe geçiyor Ayrıca İs-
kenderun ve Mersin'de liman üc-
reti ödüyor. Bir gemi ortalama 8
milyon lira bırakıyor.
Şimdi ne olacak?
Dıssatımcılann elleri kolian bağ-
landı. Özellikle kış aylarında is-
kenderun ve Mersin limanların-
dan ihracat olumsuz yönde etki-
lenecek. Transit gemi gelmedığm-
den dışsatımcılar "konteyner" bu-
lamayacaklar.
Körfez bunalımına, T1R tasıma-
cılığı, turizm, yaş sebze ve mey-
ve ihracatındaki etkılenmeye bir
yenisi daha ekleniyor. Etkilenme
zincirinin giderek büyüyeceği sa-
nılryor.
Su, elektrik zammından sonra
toplu taşımacılıkta katlamalı artış
özellikle emekçt yığınlannı etkile-
yecek. Bugün 20O300 bin lira üc-
ret alan isçi belediyelerin ekmek
fiyattannı sereest bırakmasıyta da-
ha da ezilecek.
Şöyte bakkala, kasaba uğrama-
nın tam sırası. Bir hafta içınde sir-
keden tuza, ithal pirincten konser-
veye dek her şey zam gördü. Et
ftyatlannda da durum aynı.
•
Dün saat 15.00'te TBMM, Ka-
ya Erdem'in başkanlığında top-
landı. SHP ve DYP grupları önce-
den yetkili kurullarında benimse-
dikleri "genel kurulu terk etme
eytemini" dûn sabah yeniden gö-
rüstüler.
SHP lideri Erdal Inönû, Meclı-
sı boykot etmediklerini üstüne ba-
sa basa söylüyordu.
SHP neden gelmeyecekti Mec-
lis genel kuruluna?
Aslında bu soruya daha önce
birkaç kez yanıt vermiştı İnönü.
Dün sabah yine hemen hemen
aynı tümceleri yineler gibiydi:
— Cumhurbaşkanının davranış
şekli değışinceye dek bu eylem-
lerımiz sürecek...
İnönü, "davranış şeklini" yanlı
cumhurbaşkanı olarak nitelendi-
riyordu. Onun için de kendisini
anayasa çizgisi içinde davranma-
ya çağırıyordu.
DYP lideri Süleyman Demirel
de İnönü'yle aynı görüşteydi. De-
mirel'e göre Özal, "başkan baba"
olma sevdasındaydı ve Körfez bu-
nalımında bunu kanıtlamak iste-
mişti. Yine Demirel, özal'ın Kör-
fez bunalımındaki girişimlerini
eleştiriyor ve şöyle diyordu:
— Sayın Özal'ın muhatabı Mec-
lis değil ANAP grubudur. Çünkü
ANAP grubu tarafından cumhur-
başkanı seçilmiştir. Özal'ın yap-
tığı milli biriik şantajına kapılırsak,
millet iradesıni tanımamış oluruz.
Evet, TBMM yeni yasama yılı-
na girdi. Dün, Dûnya Banş Günü'-
ydü ayrıca. İstanbul, Ankara ve İz-
mir'de çeşitli etkiniikler düzenlen-
di. Etkinliklerin öncülüğûnü SHP
örgütlen, betediyeler, sosyalistler,
Yeşiiler, İnsan Hakları Derneği,
bilim adamlan üstleniyordu.
Sahi böyle bir günde niye
ANAP, DYP yoktu?
Politikaya meraklı yurttaşlar sa-
at 15.00'te televizyonlarının birin-
ci kanalını açtılar. TV, TBMM'den
canlı yayın yapıyordu.
Kaya Erdem, açış konuşmasını
yapmadan önce TV kameralan
Meclis Genel Kurulu'nu yansıtıyor-
du.
Başkan Erdem, açış konuşma-
sını yaptı. Özal, Genel Kurul'a gir-
di. İstiklâl Marşı okundu.
Sonra ne oldu?
Yurttaşlar, TBMM'de konuşan,
Gumhurbaşkanı Özal mı yoksa
Başbakan özal mıydı diye merak
ettiler. Bir süre birinci kanalı izle-
diler, saat 15.30'da TV2'yı açtılar.
Fenerbahçe-Boluspor maçı da-
ha ilgı çekıcı olmalıydı.
Herhalde...
ANAPgrııbıında şaşkınhkCumhurbaşkanı Özal'ın hükümete asker
gönderme izni verilmesi istemini ANAP'lılar
yorumlamakta zorluk çektiler. Daha önce
yetkiye karşı çıkan bakanlar, "tavsiye
hükümetten geçer" derken, bazı milletvekilleri
yetki isteminin grupta tartışılmasını istediler.
ANKARA (Cumhuriyet Biiro- me yetkisine ilişkin görüşleri ise
su) Cumhurbaşkanı Turgut Ozal-
m, hükümete asker gönderme iz-
ni verilmesine ilişkin tavsiyesi,
ANAP'ta "şaşkinlık" yarattı.
ANAP içindeki eğilimler, Cum-
hurbaşkanı özal'ın TBMM'deki
konuşmasımn ardından kendi ara-
lannda değerlendirme toplantılan
yaptılar. Hükümete savaş ilanı ve
asker göndenne izni verilmesini
içeren ilk tezkereye karşı çıkan ba-
kanlar, cumhurbaşkanının tavsi-
yesinden sonra asker gönderilme
izninin gerekli olduğu görüşünü
savunmaya başladılar. ANAP
grubu, hükümet tezkeresinin
"Matlaka grupta tartışılmasını"
isterken, Necmettin Karadaman
ve arkadaşlaıı ile bazı liberallerin
yeniden yetki istenmesine karsı di-
rendikleri görüldü.
ANAP Grup Baskanvekillerin-
den Yasin Bozkurt, özal'ın konuş-
masmdan sonra odasında bazı
ANAP milletvekilleri ile bir değer-
lendirme toplantısı yaptı. Çalışma
Bakanı tmren Ayknt'un da katıl-
dığı toplantıda, hukümet tezkere-
sinin ve gerekçelerinin grupta tar-
tışılması gerektiğı konuşuldu. Ya-
sin Bozkurt, "savaş ilanı" ve as-
ker göndenne konusunda ANAP
gnıbunun titiz olduğunu belirte-
rek, "öncelikk hükümet geüp
gnıbo ikna etsin. Yoksa asker gön-
derme yetkisini gruptan çıkarma-
mız zor olur" dedi.
Hasan Celal Giizel yanlısı mil-
letvekilleri de Adalet Komisyonu
Başkanı Alpaslan Pehlivanlı ile bi-
raraya gelerek durumu değerlen-
dirdiler. Güzel yanlısı milletvekil-
ierinin bir böiümü asker gönderil-
mesine karşı çikarken, bazılan da
bu yetkinin hükümete verilmesi
gerektiğini savundular.
Bakanlar çark etti
12 ağustos günü Meclis'in hü-
kümete savaş ilanı ve asker gön-
derme yetki» verilmesine ilişkin
tezkereye karşı çıkarak, yetkinin
sırurlandınlması yönunde çaba
sarfeden bakanların, bu kez Cum-
hurbaşkanı özal'ın tavsiyesine uy-
ma eğiliminde olduklan görüldü.
Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler,
Cumhurbaşkanının isteği doğrul-
tusunda yetki istenmesi halinde
bunun Bakanlar Kurulu'nda be-
nimseneceğini söyledi. Dinçerler,
"Hükümettea geçer. ama ANAP
gnıbunun meseleye bakış açısı ne
olur? Bunu şimdiden değerlendi-
remem. Bakanlar Kurulu'nda
olamlu oy veririm. Ama ilk yet-
kide olduğu gpbi son söz Mec-
Ils'indir" dedi.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler ise şöyle konuştu:
"Böyle bir yetkinin aiınması
doğmdvr. Cnrahurbaskanımızın
da belirttiği gibi, böyle bir yetki,
hükümete manevra kabiliyeti ve
dinamizm kazandıracakür. Asker
gönderme vetkisinin hükümete ve-
rilmesi de bemen bunu kullanaca-
gız manasına gelmez."
Hükümete asker gönderme yet-
kisi verilmesine gerek olmadığıru
savunan ve bu yöndeki görüşleri-
ni kamuoyuna açıklayan Dışişle-
ri Bakanı Ali Bozer, Cumhurbaş-
kanı özal'ın tavsiyesi ile ilgili her-
hangj bir yorumda bulunmaktan
kaçmdı.
Diğer bakanların asker gönder-
şöyle:
Cengiz Tbncer (Ulaştırma Ba-
kanı): Bakanlar Kurulu'nun ala-
cağı karara saygılıyım.
lsmet Özarsian (Devlet Baka-
nı): Cumhurbaşkanımızın tavsiye-
sine elbette uyacağız.
İlhan Aküzüm (Turizm Baka-
nı): Cumhurbaşkanı'mn' tavsiyesi-
nin sonuna kadar yanındayım.
MusUfa Taşar (Devlet Bakanı):
Sayın Cumhurbaşkanı'mn tavsiye-
lerine uyarız. Yetki gereklidir.
HaUI Şıvgın (Sağlık Bakanı):
Asker gönderilmesi hükümete
manevra kabiliyeti kazandıra-
cakür.
Hösnü Dogan (Devlet Bakanı):
Cumhurbaşkanı'nın isteğini yerin-
de buluyorunydestekliyorum.
Yılmaz: Yorum yok
tlk yetkinin TBMM'de görüşül-
mesi sırasında karşı çıkanlardan
eski Dışişleri Bakanı Mesut Yıl-
maz, özal'ın tavsiyesi konusunda-
ki sorulara, "yonım yok" karşılı-
ğım verdi. Cumhuriyet muhabiri-
nin ısran üzerine, "Benden hiçbir
yorum alamazsımz" dedi. Yılmaz,
"Ama bu sözlerinn peşinen evet
demediniz, önce döşiinüp sonra
karar vereceğiniz anlamına gelmi-
yor mu?" sorusuna, "Benim şim-
drye kadar hiç doşünmeden iş yap-
tıgımı gördünüz mü?" karşılığı
verdi. Yılmaz'ın bir yakın arkada-
şına, "Evet demeyecegimizi
söylemeyeceğim" dediği, ve "G«-
rekçesinin önemli olduğnnn" be-
lirttiği öğrenildi.
Geçen günlerde "yetkiye" kar-
şı çıkan Yılmaz yanlısı milletvekil-
lerinden Mükerrem Taşçıoglu da
Cumhurbaşkanı'nm tavsiyesi ko-
nusunda şunlan söyledi:
Cumhurbaşkanı ağırlığını koy-
du. Bizim tavnmız belli. Orurur,
arkadaşlarla konuşuruz. Ama şu
anda tavnmızı degiştirmemizi ge-
rektiren*ir durum >ok. Cnmhur-
başkanı belli şeyler söyleyebOir.
Ama Başbakan gelip. grupta bi-
ze anlatabilir, gelsin anlatsın. tk-
na olursak elimizi kaldınnz. Ben
65 yaşındayım, bundan sonra ne
Cumhnrbaşkanlığı ne de Başba-
kanlık bekliyonım."
Yine aynı gruptan Biilent Akar-
calı da, kendilerinin milletvekili
olarak hükümete güvenoyu ver-
diklerini kaydederek, "Cnmhur-
başkanı bükümete tavsiyede bn-
lundu. Hükümet karannı getirsin,
sonra da bize gerekçesini açıkla-
(in, düşünelim" görüşünü savun-
du. tstanbul Milletvekili Ferroh D- Eytip Aşık da "Türk askerinin
ter de, Başbakan'ın grupta millet- başka bir devletin emrine veriime-
vekillerine bilgi vermesi gerektiği- sine karşı olduğunu, ama hiikü-
istemine
kaydetti.
m, ama buna rağmen "grubnn
ildye bölünebüeceiini" söyledi.
karsı
Hasan Celal Güzel
tlk yetki önergesine TBMM'de
karşı çıkanlardan ANAP Genel
Başkan adayı Hasan Celal Güzel,
"Şahsi göriişiimde eskiye oranla
bir değişiklik yok" dedi. Güzel,
sözlerini söyle sürdürdü:
"Aynı fikirlerimi savunmaya de-
vam ediyorum. Ama henuz arka-
daşlanmla konuşmadım. Onlann
da pazartesi günü görüşlerini ala-
cagım. Gönünen o ki, savaş kosu-
lu yok. Grupta bilgi verildiğinde
gerçek göruşümüzü söyleriz."
Aynca Güzel'in çevresine, "ANAP
grubnnun ikiye bölünebüeceğini
soyledigi" öğrenildi.
Güzel yanlısı milletvekillerinden
metin yetki
çıkmayacagım"
ANAP İstanbul Milletvekili
Leyla Yeniay Köseoğlu, Özal'ın
ANAP kurucu genel başkanı ol-
duğunu belinerek, "O her zaman
dogru söylemişti. Her zavan
haklıdır" görüşünü savundu. Es-
ki bakanlardan MusUfa Kalem-
U, sorulan yanıtlamaktan kaçınır-
ken, ANAP Teşkilat Başkan Yar-
dımcısı Ercan Vuralhan, yetkinin
verilmesi gerektiğini, ama ilk yet-
kide olduğu gibi sorun çıkmaması
için istemin gerekçesinin ANAP
milletvekillerine '4yi anlablmasi
gerektiğini" ifade etti.
ANAP Sakarya Milletveküi
Yalçın Kocak da, "Zaten Uk yet-
kinin eksik verilmesi hataydı" di-
ye konuştu.
TBMM'NİN YENİ YASAMA YHJ KOKTEYLİ
TBMM'DE KOKTEYL — Yeni yasama yüının baslaması nedeniyle
bu akşam TBMM'de kokteyl verildi. Kokteyle Cnmhnrbaşkam Özal,
TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Akbulut, SHP Genel Baş-
kanı İnönü ve parlamenterter kabldı. (Fotograf: AA)
Gözler güzelde, sözler tavsiyedeANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) —
TBMM'in, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
muhalefet tarafından protesto edilen konuş-
ması ile başlayan yeni yasama yılı dün ak-
şam Meclis bahcesinde verilen bir koktej'l ile
kutlandı. Kokteylde en çok konuşulan-ko
nu, yine özal'ın hükümete asker gönderme
yetkisi verilmesi konusundaki "tavsiyesi" ol-
du.
TBMM Başkanı Kaya Erdem'in verdiği
kokteyl bu yıl geçen yıllara oranla daha renk-
li gecti. Koİcteyli renklendirenler ise Erdem'in
davetlisi Türkiye Guzeli Jülide Ateş, Zülfii
Livaneli gibi sanatçılar ile bazı işadamları
oldu.
Siyasi parti liderlerinden DYP Genel Baş-
kanı Süleyman Demirel önceki yıllarda ol-
duğu gibi bu yü da kokteyle katılmadı. SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü de kokteylde
partililer ve yabancı misyon şefleri ile soh-
bet ederken özal ve Akbulut ile bir araya gel-
memek için özen gösterdi.
Konuklannı eşi ile birlikte kapıda karşı-
layan TBMM Başkanı Kaya Erdem, Cum-
hurbaşkanı özal ile birlikte konuklar arası-
na katıldı. özal geldiği sırada gazetecilerin,
"asker gönderme tavsiyesi" ve Körfez krizi
ile ilgili sorularını yamtlayan Başbakan Ak-
bulut konuklann arasına doğru ilerleyerek
sorulan yarutlamayı sürdürdü. Kokteyle yal-
nız gelen Cumhurbaşkanı özal, eşi Semra
Özal'ın rahatsızlığl nedeniyle gelemediğini
bildirdi. özal, gazetecilerin TBMM'de yap-
tığı tavsiye ile ilgili soruları üzerine ise soru
istemediğini söyledi.
Kokteyl sırasında, TBMM Başkanı Er-
dem'in çağrılısı üniversite birincisi öğrenci-
lerve Türkiye Güzeli tek tek özal'ın yanına
getirilerek tanıştınldı. özal daha sonra Er-
dem ve Akbulut ile birlikte bahçede kendi-
lerine aynlan bölümde oturarak sohbet et-
ti.
Çankaya Belediyesi Orkestrası'nın çaldı-
ğı müzik eşliğinde kokteyle katılanlar,
TBMM Lokantası'nda haarlanan çok çeşitli
meyve, kanapeler ve tathlar ile döner keba-
bı kısa sürede tükettiler. Meyvelerle süslenen
ve egzotik bir hava verilen ağaçlann altın-
daki sohbetlerde, Özal'ın tavsiyesinin nasıl
bir sonuca bağlanacağı irdelenirken zaman
zaman dikkatler Türkiye Guzeli Ateş'in üze-
rinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ne-
dp Torumtay ve kuvvet komutanlarının üze-
rine kaydı.
ANAP içindeki muhalif ekipler de kok-
teyl bahçesinin köşelerinde kendi aralann-
da özel sohbetler yürüttüler.
BA§KEN
r
TTEN AHMET TAN
Özarın El Bombası
ANKARA — Başbakan Akbu-
lut ile Meclis'in açılışına 1 saat ka-
la telefondayız.
Özal'ın "yetkide ısrar
edeceğinia" sinyalini Akbulut'tan
alıyoruz.
Tdefon konufnamızdan biraz
önce Çankaya'ya çıktığına göre,
Başbakan da ilk sinyali bizzat
özal'dan almış olmalı.
Aralarında kimi bakanların da
olduğu çok sayıda ANAP'lı mil-
letvekili, daha önce yetki tezkere-
sini sulandırmıştı.
Özal dün, bu yetkiyi yeniden is-
temekle Meclis kürsüsünden
TBMM'deki ANAP mületvekille-
rinin arasına adeta bir el bomba-
sı atmış oldu.
ANAP'lılar üç pazar önceki gi-
bi bu el bombasını suya sokarak
etkisiz hale getirebUirler mi?
Yanıtı verilmesi gereken tek so-
ru bu.
Çünkü, özal bu direnme ile
ANAP üzerindeki siyasal ağırbğı-
n; masaya sürmüş oldu.
Demek ki ortada buna değecek
durumlar söz konusu. Muhalefe-
tin "verilmis bazı sözler" diye for-
müle ettiği durumlar...
Başkentin cumartesi sessizliği-
ni bozan, bu soru olmadı.
Başkentte kulislerin cumartesi
sessizliğini bozan yasama yüının
baslaması değil, özal'ın el bom-
bası oldu.
Özal dün tavsiyeyi yaptıktan
sonra Meclis bahcesinde ANAP-
lılar arasında "yetki kulisini" baş-
lattı bile.
Bu kulise direnebilmek
ANAP'lılar için çok zor.
Kongre yaklaştrken herkesin
boynu Özal'a karşı kıldan ince.
"Elde bulunraası iyi olur" di-
ye açıkladığı soyut bir koz uğru-
na özal, ANAP'taki maddi ve
manevi ağırlığını niçin tehlikeye
atıyordu?
Bir sünnet düğunü sonrasında
60 milletvekili ile yaptığı toplantı
ve hizip başı bazı ANAP'lılarla sı-
cak teması olduğu biliniyordu.
Ama önceki yetki isteminde yete-
rince ağırlık koymamıştı. Yetki is-
teminin arkasında Özal'ın olduğu
sonradan anlaşıldı. Özal da gaze-
tecilere "Ne yapalım demokrasi..
Demek Meclis böylesini uygnn
gördü" demişti.
Ama şimdi durum farklı.
Meclis, daha doğrusu ANAP-
lılar Özal'ın "apk tavsiyesine" uy-
maz ve yetkiyi reddeder veya su-
landınrlarsa, hiç kuşkusuz özal
yara alacaktı.
Cumhurbaşkanı flç hafta önce
"Demokrasi bu. Ne yapalım"
noktasında idi. Şimdi, "Şu de-
mokrasiyi biraz esneteUm" nokta-
sına döndü.
Bu kez işi şansa bırakmayacak.
Kimler daha önce tekerleğe ço-
mak soktu ise onlara uygun dil ile
uyan da dahil, her tûrlü önlemi
alacak.
özal, hükümete yetki alma tav-
siyesinde bulunduğu sırada bazı
bakanların yüz ifadelerini göre-
medi. Tavsiye sözü üzerine keder-
den sıraya yapışanlarla alkış pat-
latan bakanlan kameralar tek tek
gösteremedi. Ama, basın locasın-
dan heı kabine Uyesinin gerçek
duygularının ne olduğu belli olu-
yordu. Muhbirlik yapmamak için
alkışlayan bakanların sayısuun so-
murtanlardan biraz fazla olduğu-
nu söylemekle yetinmek gerek.
Dünkü Meclis açılışı gerçekten
tarihi oldu.
Ve olacak da. "Savaş hali ilanı
izni"ni verecek olan Meclis ger-
çekten tarihi bir Meclis olacak.
Çünkü, bu "izin kâjıdı" ile neler
olacağını, ne kâğıdı imzalayanlar
büebilir, ne de kâğıdı kullanacak
olanlar.
özal "t«vsiyesi"ni "saraş" sö-
zü yer almayan bir kâğıda millet-
vekillerinin imza atmalan kolay
olacak mantığı ile yaptı.
Ama uyulmasını istediği tavsi-
ye, Türkiye'yi Körfez'in orta yeri-
ne sürükleyebilecek.
Çünkü, içinde savaş sözü geç-
mese de istenen yetki "Arabistan
çöllerine asker göndermeyi" de
"İncirlik İ'ssü'nün başka ülkete-
rin bizmeüne verilmesini" de kap-
sıyor. Hatta hedef alıyor.
özal'ın savunduğu görüş şu:
"Elimizde hazır bir asker gönder-
me ve üs kullandırma yetkisi bu-
hınması hareket kabUiyetimiri art-
ünr. Manevra alanımızı genişle-
ür.."
Bu görüş 180 derece hatalı.
Aksine, böyle bir yetki bulun-
ması "oldu bittilerc karşı Özai'm
(hadi biraz nazik ofaüun) hiiküme-
tin manevra alaoını daraltır."
Çünkü bu yetki ile özal (ve hü-
kümet) karşı tarafa (yani ABD-
ye, Suudilere) "Ne yapalım asker
gönderemeyiz. Meclis karşı
çıkıyor" diyemez hale gelecek.
Bush'un hep yaptığı gibi "Ne ya-
palım, Kongre'ye söz
geciremiyorum" gibi bir olanak-
tan yoksun kalacak.
Dün özal yetki tavsiyesinde bu-
hınurken Meclis'te dinleyicilerden
en çok iki kişi çok rahatlamış gö-
rünüyordu:
Amerikan Büyükelçisi Abra-
mowitz, Suudi Arabistan Büyü-
kelçisi Abdulaziz El-Hoca.
İki büyukelçi de rahattı.
Ülkesi için üs kullanma tavsiye-
si çıkan ve ulkesine takviye asker
sağlayacak sefirler elbette rahat
olurdu.
Ozal'dan
Akbıılut'a
baskı
Cumhurbaşkaru özal, dün
Meclis toplantısından önce
Başbakan Akbulut'u
çağırarak yetki ve ilaç-gıda
yardımı konusunu görüştü.
ANKARA (Cnmhnriyet Büro-
su) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, Başbakan Yıldınm Akba-
Int'u, Meclıs'ten yeniden yetki is-
tenmesiyle beraber Irak'uı ilaç ve
gıda talebi konusunda ikna etti.
Cumhurbaşkanı özal'ın çağnsı
üzerine dün saat 12.00*de Köşk'e
çıkan Akbulut, özal ile görüşme-
den sonra Irak'ın istemi konusun-
daki tutumunda değişiklik yapa-
rak, "Tedbirlerini almak kaydıy-
la ilaç gönderilmesi hnsnsunda
öyle fazla ısrarlı olmak doğru
degfl" dedi. Akbulut, Irak'ın gı-
da maddesi talebine olumsuz yak-
laşunını ise dün de sürdürdü. Baş-
bakan Akbulut, muhalefetin
Cumhurbaşkanı'mn Meclis ko-
nuşmasının protestosunu
"çügınlık" olarak niteledi.
Cumhurbaşkanı özal'ın "Kın-
lay aracılıgıyla Irak'a mama ve
ilaç gönderilmesinin ambargonun
delinmesi anlamına gelmediği"
görüşünü açıklaması Akbuiut'un
önceki günkü konuşmasıyla çeliş-
ti. Akbulut, Irak'ın gıda ve ilaç ta-
lebine olumlu yanıt verilmesinin
mümkün olmadığıru söylemişti.
Cumhurbaşkanı Özal dün ögle sa-
atlerinde Akbulut'u çağırarak bir
süre görüştü. Beklenmeyen bu gö-
rüşmede özal'ın Akbulut'a Mec-
lis konuşmasında bulunacağı
"tavsiyeyi" ilettiği ayrıca, Irak'ın
talebinin bir kez daha gözden ge-
çirilmesini istediği öğrenildi. Ak-
buiut'un Irak'ın talebi konusun-
daki tutumu degişti.
Akbulut, Özal ile görüşmesin-
den sonra ANAP Meclis grup
toplantısına katılmak üzere geldi-
ği Meclis'te gazetecilerin sonüan-
nı yanıtladı. Akbulut, Cumhur-
başkanı'mn görüşünün anımsatıl-
ması üzerine "tlaç için öyle fazla
ısrarlı oimanın bir gereği yok" de-
di. Akbulut, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Yalnız şnna dikkat etmek la-
zım, biz ambargoya titizlikle uyan
bir ttlkeyiz. Bunu şu veya bu şe-
kilde halisane niyetleıie de olsa,
insani maksaüarla da olsa yapa-
cagınuz bir davramşın istismany-
la, 'Ambargoya uyulmuyor' ima-
jının verilmesine razı değiliz. Ted-
birlerini almak kaydıyla ilaç gön-
derilmesi hususunda öyle fazla ıs-
rarlı olmak doğru değil."
Çocuk maması gönderilmesi
konusunda aynı şeylerin söylene-
meyeceğini belinen Akbulut, co-
cuklar için gönderilecek süttozu
gibi gıdalann büyükler tarafından
da kullanılabilecegini savundu.
Akbulut, "Ambargoyu dolaylı şe-
kflde çözmemek kaydıyla hareket
etmek durumundayız. Yoksa,
'Hayır efendim, ilaç da vermeyiz,
mama da vermeyiz' duşiincesinde
degiliz. Ama bn maksatla bizim
kasbmızın dışında birtakım de-
ğeriendirmelere fvsat venneme-
miz lanm ve o maksadın dışında
da kullamlmaması lazım. Bnnun
ölçüsünü iyi bilmek lazım" diye
konuştu.
Akbulut, grup toplantısından
sonra da Cumhuriyet muhabiri-
nin, "Cumhurbaşkanı ile göröş-
tükten sonra ilaç konusundaki dtt-
şüncenizde değişiklik mi oldu?"
sorusuna, "Türkiye ambargoya
deliyor mu gibi bir noktaya da
Türkiye'yi getirmek istemem" de-
di. Konunun teknik düzeyde de-
ğerlendirilebileceğini söyledi.
GenelkurmayBaşkanı Orgeneral Törumtay, "Konusiyasidir,yetki Meclis'indir"
Komııta kademesinde clikkatli yorumlarOrgeneral Torumtay, TBMM'nin yeni yasama
yılına baslaması nedeniyle verilen kokteylde
bir soru üzerine "Bizim için hiçbir
şey sürpriz olmaz. Tek sürpriz olacak
şey baskındır. Silahlı kuvvetler bunlara
hazırdır" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın TBMM'nin açılışında,
yurtdışına asker gönderilmesini
önermesi askeri kesimde dikkatli
yorumlara yol açtı. Askeri çevre-
ler, Özal'ın Körfez krizine ilişkin
sözlerini ve tavsiyelerini
"temkinli" bir bıçimde değerlen-
direrek "karar yüce Meclisindir"
dediler. Askeri kaynaklar, Cum-
hurbaşkanı Turgut özal'ın "te-
mennisinin" TBMM'ye söylendi-
ğini kaydettiler.
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral Necip Torumtay, dün gece
Meclis'teki kokteylde gazetecile-
re, "Konn siyasidir. Yetki
Meclisindir" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ko-
muta kademesinde bulunan ko-
mutanlar, Özal'ın TBMM'ye
"92. maddede kayıüı savaş hali
ilanı hariç diger izinlerin verilme-
sini tavsiye etmesi" ile ilgili değer-
lendirme yapmaktan kaçınırken
"Cumhurbaskaıudır, fikrini söy-
ler. Geltşmelerin ne olacagına
bakalım" dediler. Aym çevreler,
kararın TBMM'ye ait olduğunu
da kaydettiler.
Askeri kaynaklar, Cumhurbaş-
kanı Turgut özal'ın TBMM'de-
ki konuşması sırasında "tavsiye
ediyorum" sözlerini de
"temenni" şeklinde yorumladı-
lar. Bu çevreler, özal'ın "temen-
nisinin" TBMM'ye yönelik oldu-
ğunu, kendilerine yönelik bir şey
söylenmediğjni, bir mesaj veril-
mediğini de ifade ettiler.
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral Necip Torumtay, dün akşam
TBMM'nin yeni yasama yılına
baslaması dolayısıyla verilen kok-
teylde Cumhurbaşkanı özal'ın
yetki isteminin "bir snrpriz" olup
olmadığı yolundaki bir soruya,
'' Bizim için hiçbir şey sörpriz ol-
maz. Tek sürpriz olacak şey bas-
kındır. SOahlı Kuvvetler bunlara
haztrdır" karşılığım verdi. To-
rumtay, TSK'nin güvenliği ile il-
gili her türlü önlemin alındığını da
belirterek TBMM'nin karar alma-
sı halinde bölgeye ne tür bir as-
keri biriik gönderileceği konusun-
daki sorulan yanıtsız bıraktı. To-
rumtay, "Bir asker olarak ne ka-
dar savaştan yanaanız?" biçimin-
deki soruyu ise tebessümle karşı-
ladı.