27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 1990 HABERLER CUMHURÎYET/9 KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KK İ Z İ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI CÛNE YT ARCAYUREK yazıyor Ben!ANKARA — TÜ'nün Türkiye'nin "tek sorunu" olduğunu kanıtla- mak için dünkü manzarayı bir de şu açılardan bakarak değerlendir- mek gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kulla- nılması, yabancı ülkelere gönde- rilmesi veya yabancı askerlerın Türkiye'de butundurulmasına - günümûz koşullannda- gerek ve zorunluluk olmadtğını başta: (1) Türk Silahlı Kuvvetleri, (2) Parta- mento içi ve dışt muhalefet, (3) Ya- pılan anketlere göre halkımızın yüzde 80'nine yakını, (4) TBMM'nın böylesi önemli bir yet- kiyi hükümete devrinın anayasa- ya aykırı olduğunu söyleyen bılim adamlan, (5) BM karanna göre - ABD dışındakı- Batılı uzmanlar söylüyor. Dûnya gerçekterini, Körtez olay- lannı -ülke yaranna- çok yerinde değerlendirdığine inanan bir tek kişi var ki; sayılan kesimterin söy- lediklerine karşı çıkıyor. Tek doğ- ru yolun kendi gösterdiği olduğu- na inanıyor. Neredeyse ıkına sıkı- na, o da kimi yazılara eleştiri ko- nusu olmasın diye tavsiye adı al- tında, (1) Körfez'dekı çokuluslu gü- ce -Mekke ve Medine'yı savunsun diye- Türk askenni göndermeyi, (2) Başta İncirlik, NATO savunma- sı içindeki üsleri ABD'ye peşkeş çekmeyi, (3) Türkiye'de ABD'li as- kerlerin cırrt atmasına, Meclis kür- sûsünden, TV'den halkın gözü ıçt- ne bakarak, hükümete ve ANAP grubuna "buyuruyor." "Buyuruyor" çünkü, daha on iki saat öncesine kadar "yeni yetki- ye gerek görmediğinı defaatle" rfade buyuran, son günlerin aslan yeleli Başbakanı soluk soluğa "TÖ'nün tavstyestne uyacaklannı" açıklıyor. Yukartdaki irdemelerin altını çi- zerek arıtmetık toplama yoluyla sonuca gelelim: TÖ, anayasayı ihtal bahasına ül- kenin yazgısında etken görev üst- lenen her kesıme meydan okuya- rak dün, tek adamlığı, şef sıstemi- ni, İnönü'nün dün sabahkı deyi- miyie, "Dikta rejimi"nı açıkca ilan ediyor! Anayasadaki "savaş hali ilanım " ıstedığı tüm izinlerden ayrı tutarak sözümona TBMM'nin sa- hip olduğu önemli "yetkiye" karış- mak istemediği gıbi bir oyuna baş- vuruyor. Şu anda Körfez'de savaş yok. Ama asker göndermemizi, üsleri ABD'nin Ortadoğu'daki hoyrat ide- allehne bütünuyle açmamızı iste- yerHere hizmet sunuyor. O neden- le, "savaş hali ilannı" dışlıyof şim- dilik. Sıcak savaş başlarsa o za- man TBMM'ye gıtmeyi alaturka kurnazlığa kaynak yapıyor. Akbuiut'un son bir haftadır göz- lenen direnmeleri "sınırsız yetkinin" a6krya alındığı izlenimi- ni verırken, tersini hesaplayan kuşkular olanca etkenliğiyte dola- şıyordu. Çünkü TÖ, henuz savaş başlamamasına karşın asker gön- deıme, üslerı açma. yabancı as- ker çağırma konularında kararlıy- dı. Başbakan'ın "gerektiğı zaman gerekli izinlerın" istenebileceğım söylemesi, uluslararası plarform- larda TÖ'nün dilediğı gıbı at oynat- rnası olasıhğını bir ölçüde askıya almıştı TO, dün sabah haftalık görüşme bahanesıyle Akbulut'u Çankaya1 ya çağırdı. Zayıf bir ırade, TÖ'nün baskısı altında. "tavsiye karanna uyacağına" dönüşerek Meclis'e indi. TÖ'nün Meclis açış konuşmast- na katılmamakJa ıkı muhalefet partisinin ne denli yennde davran- dıklan, böylece kesin çizgilerle or- taya çıktı. Tek şefe, tek adama sapka çıkarırcasına Meclis'te bu- lunma yerine, dışanda kalarak, ta- bii TÖ'nün peşıne takmaya hazır- landığı ANAP grubunu yazgılarıy- la başbaşa bırakarak tarihşel gö- revlerini yerine getirdiler İnönü, konuşmadan sonra "tehlike var" diyordu. Demirel "TÖ'nün ABO : ye verdiği gizh vaatleri" yerine ge- tirmeye çalıştığını bildıriyordu. Kuşkusuz TO'nün Tûrkiye'nin etken her çevresıne karşın, sınır- sız yetkıde direnmesi, Demirel'ın öne sürdüklerine hak verecek ni- telikteydi. İki muhalefet lideri 'Meclis'in yeni ve önemli bir gö- revle karşı karşıya kaldığını" vur- gularken, dinleyicı localarında yûzleri biraz daha bozulan gene- raller adına Genelkurmay'daki isimlerinin verilmesini istemeyen yetkililer, "Meclis'ten tavsıyenin geçmeyeceği" inancını bastna be- lirtiyoıiardı. ANAP grubu, daha önce verdi- ği kısıtlı izni sınırsız yetkiye çevir- meye yönelen harekete nasıl va- ziyet alacaktı? Sayısı yetersiz mu- halefete hıç değilse bir kez, ulu- sal bir karar önünde katılacak mıy- dı, yoksa "tavsiye" adındaki tek adam buyruğunu harfi harfine ye- rine mı getirecekti? Yetki tartışmalarının doruga tır- mandığı günlerde Baykal'ın söy- lediğı gıbi, iktidar grubu "Meclis karannı tersine çevirmeye önayak olacak, TBMM'nin burnunu sürtmeye" dayanan ginşime bo- yun mu egecekdi? Dün akşam üzeri, kuliste bu he- saplar yapılıyor. kuşkusuz gözler ilk kararın Meclis'te "tecavüz ha- linde ızne" dönüşmesini sağla- makta önemli görev yapan ANAP grubundaki "yeni dalga- lanmalara" çevrilıyordu. Hesaba katilması gereken bir başka etken; asker göndermeye, üsleri açma- ya Bakanlar Kurulu'nda karşı ÇH kan kimi bakanlardı. Gruptan bir "enstantane" vere- rek başlayalım: Içişleri Komisyo- nu'nun ünlü başkanı Galıp Demi- rel, düne kadar asker gönderme- yi gereksız buluyordu. TÖ, tavsiye- yi açıklayınca neredeyse avuçları patlayacaktı, öyle alkışlıyordu. Grubun geri sıralarında duraksa- malara rastlanıyordu. Ya hükümet- teki tartışmalarda karşı çıkan, - örneğin Vehbi Dinçerler, Mehmet Keçeciler gibi- bakanlar, tavsiye tezkereye dönüşüp önlerine getir- se ne yapacaklardı? İsim vermek gereksız. Ama bir- kaç gündür sınırsız yetkide TÖ di- rendikce hele Meclis'te açıktan söyledikten sonra, Bakanlar Kuru- lu'ndaki yeni görüşmelerde "olumlu oy vereceklerıni" bize açıkça söylemişlerdi. Sözü edilen bakanların grupta çevreleri ve et- kileyebıleceklerı mılletvekilleri var. Özellıkle Mesut Yılmaz düne ka- dar asker sevkıne yan tutmuyor- du. Bugünkü iç siyaset ve parti içi koşullarda nasıl davranacağını kim bilebilir? TÖ bir yandan "kararsız Kastm" örneği Akbuiut'un hükümetten geçıreceği kararın yapacağı etki- lerden sonra kulıs, öyle bir calışa- cak kı, dünkü sözlerinden dönen- leri belki de saya saya bitire- meyeğiz. Bir de yabancı elçilerin locası- na göz atmalı. ABD Büyükelçisi Abramovvitz, yüzünde gülûcükler, neredeyse şıkır şıkır! Halka, hal- kın varlığını sımgeleyen her kesi- me karşın, demokratık zemmlenn dikta buyruklarıyla kullanıldığı tek ülke herhalde Türkiye. ABD ile el ele... Haydiiin savaşa! İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Anayasa Çizgisi tZMİR — İskenderun ve Mersin limanlarına gelen transit yükte önemli bir azalma gözleniyor. Irak'a gidecek yaklaşık 10 bin ton "kuru yük" İskenderun ve Mersin limanlarında depolara alınırken, üç gemı dolusu donmuş etin de smanete alındığı bildiriliyor. Hükûmette Irak'taki hastalara ilaç, bebeklere mama gönderil- mesi tartışılırken, Tûrkiye'nin Ak- deniz'deki iki önemli limanına ge- len transit gemilerın sayısındakı düsüşün ülke ekonomisine zara- rı bOyük. Nedenine gelince... Transit yük tasıyan gemiler be- lirii limanlara uğrayarak Türkiye'- ye geliyorlar. Orneğin Amerika Birtestk Devletleri'nın hemangı bir limanından kalkan gemi Avrupa li- manlarına uğrayıp İskenderun ve Mersin e ulaşıyor. Transit yükünü boşaJttıktan sonra buralardan yük alarak dönüşe geçiyor Ayrıca İs- kenderun ve Mersin'de liman üc- reti ödüyor. Bir gemi ortalama 8 milyon lira bırakıyor. Şimdi ne olacak? Dıssatımcılann elleri kolian bağ- landı. Özellikle kış aylarında is- kenderun ve Mersin limanların- dan ihracat olumsuz yönde etki- lenecek. Transit gemi gelmedığm- den dışsatımcılar "konteyner" bu- lamayacaklar. Körfez bunalımına, T1R tasıma- cılığı, turizm, yaş sebze ve mey- ve ihracatındaki etkılenmeye bir yenisi daha ekleniyor. Etkilenme zincirinin giderek büyüyeceği sa- nılryor. Su, elektrik zammından sonra toplu taşımacılıkta katlamalı artış özellikle emekçt yığınlannı etkile- yecek. Bugün 20O300 bin lira üc- ret alan isçi belediyelerin ekmek fiyattannı sereest bırakmasıyta da- ha da ezilecek. Şöyte bakkala, kasaba uğrama- nın tam sırası. Bir hafta içınde sir- keden tuza, ithal pirincten konser- veye dek her şey zam gördü. Et ftyatlannda da durum aynı. • Dün saat 15.00'te TBMM, Ka- ya Erdem'in başkanlığında top- landı. SHP ve DYP grupları önce- den yetkili kurullarında benimse- dikleri "genel kurulu terk etme eytemini" dûn sabah yeniden gö- rüstüler. SHP lideri Erdal Inönû, Meclı- sı boykot etmediklerini üstüne ba- sa basa söylüyordu. SHP neden gelmeyecekti Mec- lis genel kuruluna? Aslında bu soruya daha önce birkaç kez yanıt vermiştı İnönü. Dün sabah yine hemen hemen aynı tümceleri yineler gibiydi: — Cumhurbaşkanının davranış şekli değışinceye dek bu eylem- lerımiz sürecek... İnönü, "davranış şeklini" yanlı cumhurbaşkanı olarak nitelendi- riyordu. Onun için de kendisini anayasa çizgisi içinde davranma- ya çağırıyordu. DYP lideri Süleyman Demirel de İnönü'yle aynı görüşteydi. De- mirel'e göre Özal, "başkan baba" olma sevdasındaydı ve Körfez bu- nalımında bunu kanıtlamak iste- mişti. Yine Demirel, özal'ın Kör- fez bunalımındaki girişimlerini eleştiriyor ve şöyle diyordu: — Sayın Özal'ın muhatabı Mec- lis değil ANAP grubudur. Çünkü ANAP grubu tarafından cumhur- başkanı seçilmiştir. Özal'ın yap- tığı milli biriik şantajına kapılırsak, millet iradesıni tanımamış oluruz. Evet, TBMM yeni yasama yılı- na girdi. Dün, Dûnya Banş Günü'- ydü ayrıca. İstanbul, Ankara ve İz- mir'de çeşitli etkiniikler düzenlen- di. Etkinliklerin öncülüğûnü SHP örgütlen, betediyeler, sosyalistler, Yeşiiler, İnsan Hakları Derneği, bilim adamlan üstleniyordu. Sahi böyle bir günde niye ANAP, DYP yoktu? Politikaya meraklı yurttaşlar sa- at 15.00'te televizyonlarının birin- ci kanalını açtılar. TV, TBMM'den canlı yayın yapıyordu. Kaya Erdem, açış konuşmasını yapmadan önce TV kameralan Meclis Genel Kurulu'nu yansıtıyor- du. Başkan Erdem, açış konuşma- sını yaptı. Özal, Genel Kurul'a gir- di. İstiklâl Marşı okundu. Sonra ne oldu? Yurttaşlar, TBMM'de konuşan, Gumhurbaşkanı Özal mı yoksa Başbakan özal mıydı diye merak ettiler. Bir süre birinci kanalı izle- diler, saat 15.30'da TV2'yı açtılar. Fenerbahçe-Boluspor maçı da- ha ilgı çekıcı olmalıydı. Herhalde... ANAPgrııbıında şaşkınhkCumhurbaşkanı Özal'ın hükümete asker gönderme izni verilmesi istemini ANAP'lılar yorumlamakta zorluk çektiler. Daha önce yetkiye karşı çıkan bakanlar, "tavsiye hükümetten geçer" derken, bazı milletvekilleri yetki isteminin grupta tartışılmasını istediler. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- me yetkisine ilişkin görüşleri ise su) Cumhurbaşkanı Turgut Ozal- m, hükümete asker gönderme iz- ni verilmesine ilişkin tavsiyesi, ANAP'ta "şaşkinlık" yarattı. ANAP içindeki eğilimler, Cum- hurbaşkanı özal'ın TBMM'deki konuşmasımn ardından kendi ara- lannda değerlendirme toplantılan yaptılar. Hükümete savaş ilanı ve asker göndenne izni verilmesini içeren ilk tezkereye karşı çıkan ba- kanlar, cumhurbaşkanının tavsi- yesinden sonra asker gönderilme izninin gerekli olduğu görüşünü savunmaya başladılar. ANAP grubu, hükümet tezkeresinin "Matlaka grupta tartışılmasını" isterken, Necmettin Karadaman ve arkadaşlaıı ile bazı liberallerin yeniden yetki istenmesine karsı di- rendikleri görüldü. ANAP Grup Baskanvekillerin- den Yasin Bozkurt, özal'ın konuş- masmdan sonra odasında bazı ANAP milletvekilleri ile bir değer- lendirme toplantısı yaptı. Çalışma Bakanı tmren Ayknt'un da katıl- dığı toplantıda, hukümet tezkere- sinin ve gerekçelerinin grupta tar- tışılması gerektiğı konuşuldu. Ya- sin Bozkurt, "savaş ilanı" ve as- ker göndenne konusunda ANAP gnıbunun titiz olduğunu belirte- rek, "öncelikk hükümet geüp gnıbo ikna etsin. Yoksa asker gön- derme yetkisini gruptan çıkarma- mız zor olur" dedi. Hasan Celal Giizel yanlısı mil- letvekilleri de Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı ile bi- raraya gelerek durumu değerlen- dirdiler. Güzel yanlısı milletvekil- ierinin bir böiümü asker gönderil- mesine karşı çikarken, bazılan da bu yetkinin hükümete verilmesi gerektiğini savundular. Bakanlar çark etti 12 ağustos günü Meclis'in hü- kümete savaş ilanı ve asker gön- derme yetki» verilmesine ilişkin tezkereye karşı çıkarak, yetkinin sırurlandınlması yönunde çaba sarfeden bakanların, bu kez Cum- hurbaşkanı özal'ın tavsiyesine uy- ma eğiliminde olduklan görüldü. Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, Cumhurbaşkanının isteği doğrul- tusunda yetki istenmesi halinde bunun Bakanlar Kurulu'nda be- nimseneceğini söyledi. Dinçerler, "Hükümettea geçer. ama ANAP gnıbunun meseleye bakış açısı ne olur? Bunu şimdiden değerlendi- remem. Bakanlar Kurulu'nda olamlu oy veririm. Ama ilk yet- kide olduğu gpbi son söz Mec- Ils'indir" dedi. Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler ise şöyle konuştu: "Böyle bir yetkinin aiınması doğmdvr. Cnrahurbaskanımızın da belirttiği gibi, böyle bir yetki, hükümete manevra kabiliyeti ve dinamizm kazandıracakür. Asker gönderme vetkisinin hükümete ve- rilmesi de bemen bunu kullanaca- gız manasına gelmez." Hükümete asker gönderme yet- kisi verilmesine gerek olmadığıru savunan ve bu yöndeki görüşleri- ni kamuoyuna açıklayan Dışişle- ri Bakanı Ali Bozer, Cumhurbaş- kanı özal'ın tavsiyesi ile ilgili her- hangj bir yorumda bulunmaktan kaçmdı. Diğer bakanların asker gönder- şöyle: Cengiz Tbncer (Ulaştırma Ba- kanı): Bakanlar Kurulu'nun ala- cağı karara saygılıyım. lsmet Özarsian (Devlet Baka- nı): Cumhurbaşkanımızın tavsiye- sine elbette uyacağız. İlhan Aküzüm (Turizm Baka- nı): Cumhurbaşkanı'mn' tavsiyesi- nin sonuna kadar yanındayım. MusUfa Taşar (Devlet Bakanı): Sayın Cumhurbaşkanı'mn tavsiye- lerine uyarız. Yetki gereklidir. HaUI Şıvgın (Sağlık Bakanı): Asker gönderilmesi hükümete manevra kabiliyeti kazandıra- cakür. Hösnü Dogan (Devlet Bakanı): Cumhurbaşkanı'nın isteğini yerin- de buluyorunydestekliyorum. Yılmaz: Yorum yok tlk yetkinin TBMM'de görüşül- mesi sırasında karşı çıkanlardan eski Dışişleri Bakanı Mesut Yıl- maz, özal'ın tavsiyesi konusunda- ki sorulara, "yonım yok" karşılı- ğım verdi. Cumhuriyet muhabiri- nin ısran üzerine, "Benden hiçbir yorum alamazsımz" dedi. Yılmaz, "Ama bu sözlerinn peşinen evet demediniz, önce döşiinüp sonra karar vereceğiniz anlamına gelmi- yor mu?" sorusuna, "Benim şim- drye kadar hiç doşünmeden iş yap- tıgımı gördünüz mü?" karşılığı verdi. Yılmaz'ın bir yakın arkada- şına, "Evet demeyecegimizi söylemeyeceğim" dediği, ve "G«- rekçesinin önemli olduğnnn" be- lirttiği öğrenildi. Geçen günlerde "yetkiye" kar- şı çıkan Yılmaz yanlısı milletvekil- lerinden Mükerrem Taşçıoglu da Cumhurbaşkanı'nm tavsiyesi ko- nusunda şunlan söyledi: Cumhurbaşkanı ağırlığını koy- du. Bizim tavnmız belli. Orurur, arkadaşlarla konuşuruz. Ama şu anda tavnmızı degiştirmemizi ge- rektiren*ir durum >ok. Cnmhur- başkanı belli şeyler söyleyebOir. Ama Başbakan gelip. grupta bi- ze anlatabilir, gelsin anlatsın. tk- na olursak elimizi kaldınnz. Ben 65 yaşındayım, bundan sonra ne Cumhnrbaşkanlığı ne de Başba- kanlık bekliyonım." Yine aynı gruptan Biilent Akar- calı da, kendilerinin milletvekili olarak hükümete güvenoyu ver- diklerini kaydederek, "Cnmhur- başkanı bükümete tavsiyede bn- lundu. Hükümet karannı getirsin, sonra da bize gerekçesini açıkla- (in, düşünelim" görüşünü savun- du. tstanbul Milletvekili Ferroh D- Eytip Aşık da "Türk askerinin ter de, Başbakan'ın grupta millet- başka bir devletin emrine veriime- vekillerine bilgi vermesi gerektiği- sine karşı olduğunu, ama hiikü- istemine kaydetti. m, ama buna rağmen "grubnn ildye bölünebüeceiini" söyledi. karsı Hasan Celal Güzel tlk yetki önergesine TBMM'de karşı çıkanlardan ANAP Genel Başkan adayı Hasan Celal Güzel, "Şahsi göriişiimde eskiye oranla bir değişiklik yok" dedi. Güzel, sözlerini söyle sürdürdü: "Aynı fikirlerimi savunmaya de- vam ediyorum. Ama henuz arka- daşlanmla konuşmadım. Onlann da pazartesi günü görüşlerini ala- cagım. Gönünen o ki, savaş kosu- lu yok. Grupta bilgi verildiğinde gerçek göruşümüzü söyleriz." Aynca Güzel'in çevresine, "ANAP grubnnun ikiye bölünebüeceğini soyledigi" öğrenildi. Güzel yanlısı milletvekillerinden metin yetki çıkmayacagım" ANAP İstanbul Milletvekili Leyla Yeniay Köseoğlu, Özal'ın ANAP kurucu genel başkanı ol- duğunu belinerek, "O her zaman dogru söylemişti. Her zavan haklıdır" görüşünü savundu. Es- ki bakanlardan MusUfa Kalem- U, sorulan yanıtlamaktan kaçınır- ken, ANAP Teşkilat Başkan Yar- dımcısı Ercan Vuralhan, yetkinin verilmesi gerektiğini, ama ilk yet- kide olduğu gibi sorun çıkmaması için istemin gerekçesinin ANAP milletvekillerine '4yi anlablmasi gerektiğini" ifade etti. ANAP Sakarya Milletveküi Yalçın Kocak da, "Zaten Uk yet- kinin eksik verilmesi hataydı" di- ye konuştu. TBMM'NİN YENİ YASAMA YHJ KOKTEYLİ TBMM'DE KOKTEYL — Yeni yasama yüının baslaması nedeniyle bu akşam TBMM'de kokteyl verildi. Kokteyle Cnmhnrbaşkam Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Akbulut, SHP Genel Baş- kanı İnönü ve parlamenterter kabldı. (Fotograf: AA) Gözler güzelde, sözler tavsiyedeANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) — TBMM'in, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın muhalefet tarafından protesto edilen konuş- ması ile başlayan yeni yasama yılı dün ak- şam Meclis bahcesinde verilen bir koktej'l ile kutlandı. Kokteylde en çok konuşulan-ko nu, yine özal'ın hükümete asker gönderme yetkisi verilmesi konusundaki "tavsiyesi" ol- du. TBMM Başkanı Kaya Erdem'in verdiği kokteyl bu yıl geçen yıllara oranla daha renk- li gecti. Koİcteyli renklendirenler ise Erdem'in davetlisi Türkiye Guzeli Jülide Ateş, Zülfii Livaneli gibi sanatçılar ile bazı işadamları oldu. Siyasi parti liderlerinden DYP Genel Baş- kanı Süleyman Demirel önceki yıllarda ol- duğu gibi bu yü da kokteyle katılmadı. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü de kokteylde partililer ve yabancı misyon şefleri ile soh- bet ederken özal ve Akbulut ile bir araya gel- memek için özen gösterdi. Konuklannı eşi ile birlikte kapıda karşı- layan TBMM Başkanı Kaya Erdem, Cum- hurbaşkanı özal ile birlikte konuklar arası- na katıldı. özal geldiği sırada gazetecilerin, "asker gönderme tavsiyesi" ve Körfez krizi ile ilgili sorularını yamtlayan Başbakan Ak- bulut konuklann arasına doğru ilerleyerek sorulan yarutlamayı sürdürdü. Kokteyle yal- nız gelen Cumhurbaşkanı özal, eşi Semra Özal'ın rahatsızlığl nedeniyle gelemediğini bildirdi. özal, gazetecilerin TBMM'de yap- tığı tavsiye ile ilgili soruları üzerine ise soru istemediğini söyledi. Kokteyl sırasında, TBMM Başkanı Er- dem'in çağrılısı üniversite birincisi öğrenci- lerve Türkiye Güzeli tek tek özal'ın yanına getirilerek tanıştınldı. özal daha sonra Er- dem ve Akbulut ile birlikte bahçede kendi- lerine aynlan bölümde oturarak sohbet et- ti. Çankaya Belediyesi Orkestrası'nın çaldı- ğı müzik eşliğinde kokteyle katılanlar, TBMM Lokantası'nda haarlanan çok çeşitli meyve, kanapeler ve tathlar ile döner keba- bı kısa sürede tükettiler. Meyvelerle süslenen ve egzotik bir hava verilen ağaçlann altın- daki sohbetlerde, Özal'ın tavsiyesinin nasıl bir sonuca bağlanacağı irdelenirken zaman zaman dikkatler Türkiye Guzeli Ateş'in üze- rinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ne- dp Torumtay ve kuvvet komutanlarının üze- rine kaydı. ANAP içindeki muhalif ekipler de kok- teyl bahçesinin köşelerinde kendi aralann- da özel sohbetler yürüttüler. BA§KEN r TTEN AHMET TAN Özarın El Bombası ANKARA — Başbakan Akbu- lut ile Meclis'in açılışına 1 saat ka- la telefondayız. Özal'ın "yetkide ısrar edeceğinia" sinyalini Akbulut'tan alıyoruz. Tdefon konufnamızdan biraz önce Çankaya'ya çıktığına göre, Başbakan da ilk sinyali bizzat özal'dan almış olmalı. Aralarında kimi bakanların da olduğu çok sayıda ANAP'lı mil- letvekili, daha önce yetki tezkere- sini sulandırmıştı. Özal dün, bu yetkiyi yeniden is- temekle Meclis kürsüsünden TBMM'deki ANAP mületvekille- rinin arasına adeta bir el bomba- sı atmış oldu. ANAP'lılar üç pazar önceki gi- bi bu el bombasını suya sokarak etkisiz hale getirebUirler mi? Yanıtı verilmesi gereken tek so- ru bu. Çünkü, özal bu direnme ile ANAP üzerindeki siyasal ağırbğı- n; masaya sürmüş oldu. Demek ki ortada buna değecek durumlar söz konusu. Muhalefe- tin "verilmis bazı sözler" diye for- müle ettiği durumlar... Başkentin cumartesi sessizliği- ni bozan, bu soru olmadı. Başkentte kulislerin cumartesi sessizliğini bozan yasama yüının baslaması değil, özal'ın el bom- bası oldu. Özal dün tavsiyeyi yaptıktan sonra Meclis bahcesinde ANAP- lılar arasında "yetki kulisini" baş- lattı bile. Bu kulise direnebilmek ANAP'lılar için çok zor. Kongre yaklaştrken herkesin boynu Özal'a karşı kıldan ince. "Elde bulunraası iyi olur" di- ye açıkladığı soyut bir koz uğru- na özal, ANAP'taki maddi ve manevi ağırlığını niçin tehlikeye atıyordu? Bir sünnet düğunü sonrasında 60 milletvekili ile yaptığı toplantı ve hizip başı bazı ANAP'lılarla sı- cak teması olduğu biliniyordu. Ama önceki yetki isteminde yete- rince ağırlık koymamıştı. Yetki is- teminin arkasında Özal'ın olduğu sonradan anlaşıldı. Özal da gaze- tecilere "Ne yapalım demokrasi.. Demek Meclis böylesini uygnn gördü" demişti. Ama şimdi durum farklı. Meclis, daha doğrusu ANAP- lılar Özal'ın "apk tavsiyesine" uy- maz ve yetkiyi reddeder veya su- landınrlarsa, hiç kuşkusuz özal yara alacaktı. Cumhurbaşkanı flç hafta önce "Demokrasi bu. Ne yapalım" noktasında idi. Şimdi, "Şu de- mokrasiyi biraz esneteUm" nokta- sına döndü. Bu kez işi şansa bırakmayacak. Kimler daha önce tekerleğe ço- mak soktu ise onlara uygun dil ile uyan da dahil, her tûrlü önlemi alacak. özal, hükümete yetki alma tav- siyesinde bulunduğu sırada bazı bakanların yüz ifadelerini göre- medi. Tavsiye sözü üzerine keder- den sıraya yapışanlarla alkış pat- latan bakanlan kameralar tek tek gösteremedi. Ama, basın locasın- dan heı kabine Uyesinin gerçek duygularının ne olduğu belli olu- yordu. Muhbirlik yapmamak için alkışlayan bakanların sayısuun so- murtanlardan biraz fazla olduğu- nu söylemekle yetinmek gerek. Dünkü Meclis açılışı gerçekten tarihi oldu. Ve olacak da. "Savaş hali ilanı izni"ni verecek olan Meclis ger- çekten tarihi bir Meclis olacak. Çünkü, bu "izin kâjıdı" ile neler olacağını, ne kâğıdı imzalayanlar büebilir, ne de kâğıdı kullanacak olanlar. özal "t«vsiyesi"ni "saraş" sö- zü yer almayan bir kâğıda millet- vekillerinin imza atmalan kolay olacak mantığı ile yaptı. Ama uyulmasını istediği tavsi- ye, Türkiye'yi Körfez'in orta yeri- ne sürükleyebilecek. Çünkü, içinde savaş sözü geç- mese de istenen yetki "Arabistan çöllerine asker göndermeyi" de "İncirlik İ'ssü'nün başka ülkete- rin bizmeüne verilmesini" de kap- sıyor. Hatta hedef alıyor. özal'ın savunduğu görüş şu: "Elimizde hazır bir asker gönder- me ve üs kullandırma yetkisi bu- hınması hareket kabUiyetimiri art- ünr. Manevra alanımızı genişle- ür.." Bu görüş 180 derece hatalı. Aksine, böyle bir yetki bulun- ması "oldu bittilerc karşı Özai'm (hadi biraz nazik ofaüun) hiiküme- tin manevra alaoını daraltır." Çünkü bu yetki ile özal (ve hü- kümet) karşı tarafa (yani ABD- ye, Suudilere) "Ne yapalım asker gönderemeyiz. Meclis karşı çıkıyor" diyemez hale gelecek. Bush'un hep yaptığı gibi "Ne ya- palım, Kongre'ye söz geciremiyorum" gibi bir olanak- tan yoksun kalacak. Dün özal yetki tavsiyesinde bu- hınurken Meclis'te dinleyicilerden en çok iki kişi çok rahatlamış gö- rünüyordu: Amerikan Büyükelçisi Abra- mowitz, Suudi Arabistan Büyü- kelçisi Abdulaziz El-Hoca. İki büyukelçi de rahattı. Ülkesi için üs kullanma tavsiye- si çıkan ve ulkesine takviye asker sağlayacak sefirler elbette rahat olurdu. Ozal'dan Akbıılut'a baskı Cumhurbaşkaru özal, dün Meclis toplantısından önce Başbakan Akbulut'u çağırarak yetki ve ilaç-gıda yardımı konusunu görüştü. ANKARA (Cnmhnriyet Büro- su) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Yıldınm Akba- Int'u, Meclıs'ten yeniden yetki is- tenmesiyle beraber Irak'uı ilaç ve gıda talebi konusunda ikna etti. Cumhurbaşkanı özal'ın çağnsı üzerine dün saat 12.00*de Köşk'e çıkan Akbulut, özal ile görüşme- den sonra Irak'ın istemi konusun- daki tutumunda değişiklik yapa- rak, "Tedbirlerini almak kaydıy- la ilaç gönderilmesi hnsnsunda öyle fazla ısrarlı olmak doğru degfl" dedi. Akbulut, Irak'ın gı- da maddesi talebine olumsuz yak- laşunını ise dün de sürdürdü. Baş- bakan Akbulut, muhalefetin Cumhurbaşkanı'mn Meclis ko- nuşmasının protestosunu "çügınlık" olarak niteledi. Cumhurbaşkanı özal'ın "Kın- lay aracılıgıyla Irak'a mama ve ilaç gönderilmesinin ambargonun delinmesi anlamına gelmediği" görüşünü açıklaması Akbuiut'un önceki günkü konuşmasıyla çeliş- ti. Akbulut, Irak'ın gıda ve ilaç ta- lebine olumlu yanıt verilmesinin mümkün olmadığıru söylemişti. Cumhurbaşkanı Özal dün ögle sa- atlerinde Akbulut'u çağırarak bir süre görüştü. Beklenmeyen bu gö- rüşmede özal'ın Akbulut'a Mec- lis konuşmasında bulunacağı "tavsiyeyi" ilettiği ayrıca, Irak'ın talebinin bir kez daha gözden ge- çirilmesini istediği öğrenildi. Ak- buiut'un Irak'ın talebi konusun- daki tutumu degişti. Akbulut, Özal ile görüşmesin- den sonra ANAP Meclis grup toplantısına katılmak üzere geldi- ği Meclis'te gazetecilerin sonüan- nı yanıtladı. Akbulut, Cumhur- başkanı'mn görüşünün anımsatıl- ması üzerine "tlaç için öyle fazla ısrarlı oimanın bir gereği yok" de- di. Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yalnız şnna dikkat etmek la- zım, biz ambargoya titizlikle uyan bir ttlkeyiz. Bunu şu veya bu şe- kilde halisane niyetleıie de olsa, insani maksaüarla da olsa yapa- cagınuz bir davramşın istismany- la, 'Ambargoya uyulmuyor' ima- jının verilmesine razı değiliz. Ted- birlerini almak kaydıyla ilaç gön- derilmesi hususunda öyle fazla ıs- rarlı olmak doğru değil." Çocuk maması gönderilmesi konusunda aynı şeylerin söylene- meyeceğini belinen Akbulut, co- cuklar için gönderilecek süttozu gibi gıdalann büyükler tarafından da kullanılabilecegini savundu. Akbulut, "Ambargoyu dolaylı şe- kflde çözmemek kaydıyla hareket etmek durumundayız. Yoksa, 'Hayır efendim, ilaç da vermeyiz, mama da vermeyiz' duşiincesinde degiliz. Ama bn maksatla bizim kasbmızın dışında birtakım de- ğeriendirmelere fvsat venneme- miz lanm ve o maksadın dışında da kullamlmaması lazım. Bnnun ölçüsünü iyi bilmek lazım" diye konuştu. Akbulut, grup toplantısından sonra da Cumhuriyet muhabiri- nin, "Cumhurbaşkanı ile göröş- tükten sonra ilaç konusundaki dtt- şüncenizde değişiklik mi oldu?" sorusuna, "Türkiye ambargoya deliyor mu gibi bir noktaya da Türkiye'yi getirmek istemem" de- di. Konunun teknik düzeyde de- ğerlendirilebileceğini söyledi. GenelkurmayBaşkanı Orgeneral Törumtay, "Konusiyasidir,yetki Meclis'indir" Komııta kademesinde clikkatli yorumlarOrgeneral Torumtay, TBMM'nin yeni yasama yılına baslaması nedeniyle verilen kokteylde bir soru üzerine "Bizim için hiçbir şey sürpriz olmaz. Tek sürpriz olacak şey baskındır. Silahlı kuvvetler bunlara hazırdır" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın TBMM'nin açılışında, yurtdışına asker gönderilmesini önermesi askeri kesimde dikkatli yorumlara yol açtı. Askeri çevre- ler, Özal'ın Körfez krizine ilişkin sözlerini ve tavsiyelerini "temkinli" bir bıçimde değerlen- direrek "karar yüce Meclisindir" dediler. Askeri kaynaklar, Cum- hurbaşkanı Turgut özal'ın "te- mennisinin" TBMM'ye söylendi- ğini kaydettiler. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Necip Torumtay, dün gece Meclis'teki kokteylde gazetecile- re, "Konn siyasidir. Yetki Meclisindir" dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ko- muta kademesinde bulunan ko- mutanlar, Özal'ın TBMM'ye "92. maddede kayıüı savaş hali ilanı hariç diger izinlerin verilme- sini tavsiye etmesi" ile ilgili değer- lendirme yapmaktan kaçınırken "Cumhurbaskaıudır, fikrini söy- ler. Geltşmelerin ne olacagına bakalım" dediler. Aym çevreler, kararın TBMM'ye ait olduğunu da kaydettiler. Askeri kaynaklar, Cumhurbaş- kanı Turgut özal'ın TBMM'de- ki konuşması sırasında "tavsiye ediyorum" sözlerini de "temenni" şeklinde yorumladı- lar. Bu çevreler, özal'ın "temen- nisinin" TBMM'ye yönelik oldu- ğunu, kendilerine yönelik bir şey söylenmediğjni, bir mesaj veril- mediğini de ifade ettiler. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Necip Torumtay, dün akşam TBMM'nin yeni yasama yılına baslaması dolayısıyla verilen kok- teylde Cumhurbaşkanı özal'ın yetki isteminin "bir snrpriz" olup olmadığı yolundaki bir soruya, '' Bizim için hiçbir şey sörpriz ol- maz. Tek sürpriz olacak şey bas- kındır. SOahlı Kuvvetler bunlara haztrdır" karşılığım verdi. To- rumtay, TSK'nin güvenliği ile il- gili her türlü önlemin alındığını da belirterek TBMM'nin karar alma- sı halinde bölgeye ne tür bir as- keri biriik gönderileceği konusun- daki sorulan yanıtsız bıraktı. To- rumtay, "Bir asker olarak ne ka- dar savaştan yanaanız?" biçimin- deki soruyu ise tebessümle karşı- ladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle