Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... üM
CUMHURIYETIRAK'TA
Çocukları süt içemeyenülkeBağdat'ta en çok dikkati çeken şey sıradanlık. Irak'a daha
önceki gelişlerinde didik didik aranmaya alışık olan
gazeteciler, gösterüen hoşgörüye şaşırıyorlar. Irak'ın
başkentinde tezgâhlar genellikle boş. Çocuk maması,
vitamin, ilaç ve süt en çok sıkıntısı çekilen gereksinim
maddeleri.
Iraklılara "Saddam Hüseyin'i seviyor musun" diye sorunca
hiç tereddüt etmeden "Evet" cevabını veriyorlar.
1 Eylül 1990
krizin 31. gunu
Busfı ve Gorbaçov'un
Körfez knzı ıçın bır
araya gelecetden
acddandı Oe Cuellar
ve Azcbır
kez daha
göcûştO
Arap Biriiji toplantısındarı Irak'ın
Kuveyt'ten çetolmesi yokmda bır
çaQn çıktı
:Anayollar
•Boru hatları
BESİNSIKINTISI
Irak ve
Ürdün'de
karne
dönemiUn, pirinç, şeker ve zeytin-
yağı gibi temel besin
maddeleri dünden itibaren
karneye bağlandı.
AMMAN/BAĞDAT (Cumhuriyel) —
BM Guvenlik Konseyi karan uyarınca eko-
nomik ambargo altında olan Irak, dünden
itibaren temel gıda maddelerinde karne uy-
gulamasını başlattı. Ürdun'de de şeker, pi-
rinç, süttozu, gibi temel gıda maddeleri için
dünden itibaren geçerli olmak üzere karne
uygulamasma başlandı.
Irak'ta halka dağıtılan aylık karnelerle
adam başına 6 kilo un, 1.5 kilo pirinç, 1 ki-
lo şeker, yarım kilo zeytinyağı ve bir kalıp
sabun düşüyor. Un, pirinç, kunı fasulye, süt
tozu ve et raflardan kaybolmuş dunımda.
Eczanelerde de ciddi ilaç sıkınüsı var. Has-
tane yetkilüeri, amiboyotik ve anestezi ila-
cı sıkıntısı çekildiğini söylediler.
ABD'li yetkililer, Irak'ın 2-4 aylık gıda
maddesi stoku bulunduğunu tahmin ediyor-
lar. Kimi uzmanlar kemerleri sıkma politi-
kası sonucu, ülkenin 6 ay kendini doyura-
bileceğini öne sürüyorlar.
1 yaşından küçük bebeklere ayda 3 kutu
süttozu veriliyor. Ama daha büyüklere süt-
tozu verilmiyor. Buna karşıhk taze meyve
ve sebze bol miktarda bulunabiliyor. Was-
hington'da bir uzman, "Iraklılann evlerin-
de de gıda maddesi stoku yaptıklan diisü-
nülebilir. Bu bakımdan, ambârgoya tahmin
edilenden daha uznn sure dayanabilirler"
diyor.
Ürdun'de
Irak'ın yanı sıra Ürdün'de de süttozu, şe-
ker ve piriniç gibi temel gıda maddeleri için
dünden itibaren geçerli olmak üzere karne
uygulamasma başlandı. Gıda Bakanı tbra-
him Eyiib, dün Amman'da duzenlediği ba-
sın toplantısında, bazı maddelerde karne
uygulamasma gidilmesinin 5 ay önce plan-
landığım kaydetti. Eyüb, amaçlarımn ka-
çakçılık, ısraf ve stoku önlemek olduğunu
ve bugunden itibaren şeker, pirinç ve süt-
tozunun karneyle satılacağını beürtti. Gıda
Bakanı, bu maddeleri karnede belirtilen
miktardan fazla almak isteyenlerin yüzde
150 oranında zamlı fiyat ödeyeceklerini de
söyledi. Süresiz olduğu belirtilen yeni uy-
gulamaya göre karneyle kişi başına ayda 1.5
kg şeker ve pirinç, 6 ayda da bir kg. sütto-
zu verilecek.
Bazı siyasi gözleraciler, kame uygulama-
sma, Irak'a gıda maddeleri yollanmasının
neden olduğunu ileri süriıyorlar.
SAFA GİRAY:
Saldırı olursa
harekete geçeriz
MOSKOVA (AA) — Milli Savunma Ba-
kanı Saf a Giray, Sov>'et televizyonuna ver-
diği demeçte, "Türk Silahlı Kuvveüeri'nin
yahuzca bir saklırganlıga karşıhk verme ge-
reği doğarsa" harekete geçeceğini büdirdi.
Sovyet televizyonunun birinci programın-
da, SSCB Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gen-
oadi Gerasimov'un sunuculuğunu yaptığı
bir haber programında konuşan Safa Giray,
Ataturk'ün "Yurtta Banş, Dünyada Banş"
ilkesinin, Türk dış politikasımn temeli ol-
duğunu hatırlatarak Türkiye için Kuveyt'-
in Irak tarafından işgalinin kabul edilemez
olduğunu söyledi.
Savunma Bakanı Giray, bölgedeki duru-
mun yaratığı gerginliğin Türkiye'de çok ya-
kından hissedildiğini bildirerek Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin, Türk dış politikasının ilke-
leri doğrultusunda, Türkiye"ye yönelik sal-
dırganca bir eylem olmadığı sürece harekete
geçmeyeceğini beürtti.
YASEMİN ÇONGAR
AMMAN/BAĞDAT — Admın "Ümid"
olduğunu söyledi, " d " harfmin ustune basa
basa, "Ümid". Kocaman kara gözleri var.
Kopkoyu, ama ışıklı. Gaziantepli bir kadın-
la Bağdatlı bir adamın 12 yaşındaki çocu-
ğu. Annesiyle babası yarunda değil. O be-
nimle Turkçe konuştukça, çevredekiler ga-
rip garip balayor. Sonradan söylediğine gö-
re amca çocuklanymış. "Onlar konuşmaz
Türkçe, onlar tam Irakh!", "Sen nerdi-
sin?" Gulüyor, gözleri daha bir ışıkh olu-
yor gülünee. "Ben de Iraklıyun, ama Türk-
iye'ye de geliyorum... Türkiye'de bir tane
dedem var". Bana Gaziantep'ı anlaüyor.
Çarşısını... Her yerde "iistıi yeşil fısüklı"
tath olan sokağı... "O tatlüardan Irak'U
yok mu?" "Var, ama Gaziantep'tekinden
defcil, farklı. Zaten artik pek yok."
Ümid ve amca çocuklanyla birlikte uzun
bir mücadeleden sonra Amman'dan Bağ-
dat'a doğru yola çıkıyonız. Onlarca gaze-
teci ve yuzlerce Iraklı. Her Irakhnın elinde
plastik çantalar, koliler... Kolilerin uzerinde
yaşı Ümid'inkinden küçük çocuklar... Kra-
liçe Alia Havaalanı'ndan Irak Havayolla-
n uçakları dolmuş usulü kalkıyor. Bagdat'a
pirinç, şeker, süttozu, maya, gazeteci ve ço-
cuk gidiyor.
önceki gün Irak Dışişleri Bakanı Tank
Aziz ile BM Genel Sekreten Perez de Cu-
ellar'ın buluştuğu Amman'a indiğirnizde,
Körfez krizinin Ürdünlüler için Türkiyeli-
ler için olduğundan nasıl da farklı anlam-
lar taşıdığıru görduk. Havaalanmda Irak'-
tan gelen yüzlerce Hintli, yerlerde oturmuş,
ertesi gün kalkacak Yeni Delhi uçağıru bek-
liyor. Bağdat bileti satılan gişelerin önun-
de kuyruk var... Dört yanda yıyecek tor-
balan, içi paket paket bira mayası dolu ka-
salar... Türkiye'den Kuveyt'in işgali son-
rasında Bagdat'a gitme izni alan ilk gaze-
teci grubu olarak uzun bekleyişlerden biz
de payımızı abyoruz. Bu bekleyişlerde soh-
bet ettiğirniz Ürdünlü görevliler Türkiye'-
den geldiğimizi duyunca "Siz" diyorlar,
"Neden Amerika'yı tuttunaz?" Irak'ı hakü
gördüklerini, Saddam Hüseyin'in "giıveni-
lir lider" olduğunu, kimsenin çocukları aç
bırakmaya hakkı olmadığıru anlatıyorlar,
bize kızıyorlar.
Açlık, özellikle çocuklann aç olduğu dü-
şüncesi, Ürdünlülerde büyük bir duyarlıhk
yaratmış. Günlük gazetelerde "Irakh ço-
cnklara süt" başlıklı ilanlar var. Pek çok
kentte örgütlenen "gönüllü yardım
komitdcri" Irak'a yiyecek gönderilmesi için
halka çağrıda bulunuyor. Ürdün devlet ba-
sın kurulusunun Ingilizce olarak yayımla-
dığı Jordan Times gazetesinde, "Ambargo-
nun ilaç ve çocuk maması sabşını engelle-
mesi cinayettir. Dtinya Çocuk Haklan
Kongresi yaklaşırken Iraklı çocukları süt-
ten yoksun bırakıyoriar. UNICEF uyuyor
muî" diye yorumlar yer ahyor. Gönüllü
yardım komitelerinin etkinlikleri büyük öl-
çüde UNICEF'i harekete geçirmeye yöne-
lik. Amman sokaklannda yüzlerce çocuğun
"Thatcher, Thatcher, milk snatcher"
(Thatcher, Thatcher, süt hırsızı) yazılı In-
gilizce ve Arapça pankartlarla yaptığı yü-
riıyus UNICEF binasında son buluyor. BM
Çocuk örgütü'nün Bölge Direktör Yardım-
cısı Nigel Fisber'a verüen mektupta, "Irakh
çocuklar olmesin, mama, ekonomik yap-
tınmlann dışına çıkanlsın" yazıyor.
"Çocuklann aç kalmasım istemiyorsa
Irak yönetiminin, Kaveyt'in işgal ve ilha-
kına son vermesi gerekmez mi?" Bu soru-
yu yönelttiğimiz Ürdünlüler itiraz ediyor-
lar: "Bu, olsa olsa Irak'la Knveyt arasın-
da bir sorun. Amerika Irak'ı tehdit eder-
ken Saddam Hüseyin nasıl davransın? Ku-
veyt sorunu, ancak Amerikan askeri evine
glderse, tsrail işgal ettigi topraklardan çı-
karsa çözühir..."
Bu tepki Ürdün'deki psikolojiyi ele \e-
riyor. Yüzde 70'i Filistinlilerden oluşan Ür-
dün halkında "anü Amerikan" eğiliraler
güçlü. Buradaki Batılı siyasi gözlemcilerin
"son kral" gözüyle baktıklan Hüseyin'in
ızlediği ortayol politikası, halkın Iraklıla-
ra besledigi dayanışma duygularına, tsrail
korkusuna bağlanıyor. Kral Hüseyin'in Su-
riye, Irak, Mısır gibi ülkelerin etkilerine tü-
müyle açık bir bölgede, "monarşi yöneti-
mini sürdünne uğraşı" kolay değil. Den-
geci olması gerekiyor. Irak ile olan sıkı üiş-
kileri ve Irak'ın askeri gücünün yarattıgı
kaygı da bunu gerektiriyor. Tüm bu siyasi
gerekçeler, sokakta eylem yapan Ürdünlü
çocuklara onları teşvik eden annelerine ya-
bana. AkıUannda daha çok kendileriyle ay-
nı dili konuşan, kendileri gibi kara gözlu
çocuklann, annelerin duygulan var. Irak-
lılann, Amman dükkânlarını âdeta yağma-
larcasma yiyecek alıp ülkelerine göturme-
leri de henüz bu dayanışma isteklerinf kö-
reltmemiş. Ancak Ürdun yönetimi, önlem
almak zorunda kalmış. Arz Bakanı İbra-
him Eyiib, dün duzenlediği basın toplantı-
sında, süt, şeker, buğday, pirinç ve etin
bundan böyle karneyle satılacağını duyur-
du. Ürdün yurttaşı olmayanlara kısıtlı kar-
ne verilecek. Arz Bakanı Eyüb, aynca Ür-
dün'de yeterli miktarda besin maddesi ol-
KURTULUŞ SEVİNCİ — Irak'tan dışanya ilk sahnanlar ttalyan rehineler oldu. Çocuklanyla doyasıya bir sevinri paylaşan rehineter, Amman'da ağıriandılar. (Fotograf: AP)
Rehinelerintahliyesi sürüyorIrak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in rehin tutulan
Batılı kadın ve çocuklann ülkeden ayalmalanna izin
verüeceğini açıklamasından sonra başlayan tahliye sürüyor.
Tahliye edilen rehinelerin sayısımn 600'ü aştığı bildirildi.
Dış Haberler Servisi — Irak ve Kuveyt'-
te bulunan ve Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin'in emri ile serbest bırakılmalan-
na karar verilen yabancı kadın ve çocuKİa-
rın tahliyesi dün akşam hız kazandı. ön-
ceki gun serbest bırakılan 24 Italyandan
sonra bir grup Japon vatandaşı da dün Am-
man'a ulaştı. Çok sayıda Batılıyı taşıyan
uçaklar ise dün gece geç saatlerde Bağdat'-
tan havalandılar.
60'tan fazla Japon vatandaşım taşıyan
Irak HavayoOan'na ait bir uçak dün gece
Ürdün'ün başkenti Amman'a vardı. Reu-
ter'in verdiği habere göre Amman Havaa-
lanı'ndaki bir yetkili, Bağdat'tan gelen
uçakta 68 Japon kadın ve çocuk ile hasta
bir erkek bulunduğunu kaydetti. Yetkili,
Japonlann bulunduğu uçakla bir kısım Ba-
tılı rehinenin de getirilmesi yönundeki plan-
lann ise iptal edildiğini kaydetti.
Amman'a ulaşan Japonlann, daha ön-
ce Amman'a gelen ve beraberinde 2 ton yi-
yecek ve ilaç getiren Japon Havayollan'-
na (JAL) ait bir uçakla hemen ülkelerine
gönderildikleri bildirildi.
Batılılar aynlıyor
Irak'ın ulkeden aynlmalanna izin verdiği
Batılıları taşıyan uçaklar da birkaç kez ya-
pılan ertelemelerden sonra, dün gece geç sa-
atlerde Bağdat'tan ayrılmaya başladılar.
Lufthansa Havayollan'na ait bir uçağın
dun gece yarısına doğru Bağdat'tan Frank-
furt'a hareket ettiği bildirildi. Aynca Ba-
tıhları taşıyan Irak Havayollan'na ait bir
başka uçak da dün gece aynı saatlerde Bağ-
dat'tan havalandı.
AA'nın verdiği habere göre Federal Al-
manya Dışişleri Bakanlığı, Bağdat'tan ay-
nlan Lufthansa Havayollan'na ait uçakta,
Irak'ın serbest bıraktığı 66'sı Federal Al-
man, 6O'ı Amerikalı olmak üzere, 22 ülke-
den 311 Batıbnın bulunduğunu açıkladı.
Bakanlık, Boeing 747 tipi uçaktaki yolcu-
lann 250'sinin kadın, 61'inin çocuk oldu-
ğunu büdirdi. Lufthansa Havayollan'na ait
uçak, bu sabah saat 03.30 sıralannda
Frankfurt Havaalanı'na indi.
Paris ve Londra'ya gitmek uzere Bağ-
dat'tan havalanan Irak Havayollan'na ait
Boeing 747 tipi uçakta da 200'den fazla In-
giliz, 150 kadar Amerikalı ve 20 kadar
Fransız vatandaşımn olduğu bildiriliyor.
Bu arada, Bağdat Havaalanı'nda büyük
bir kargaşa yasanmakta olduğu bildiriliyor.
Bağdat'taki büyükelçilerin bile kaç vatan-
daşlanmn uçağa bindiğini belirleyemedik-
leri, bu yüzden açıklanan rakamların sağ-
hksız olduğu kaydediliyor. Irak havacılık
yetkilüeri ise şu ana kadar toplam 430 ya-
bancınm aynldığını belirtiyorlar, ancak ay-
nlanlann milliyetleri hakkında detaylı bÛ-
gi vermiyorlar. Çok sayıda yabana kadın
ve çocuğun, Irak'tan aynlmak üzere Bağ-
dat Havaalanı'nda beklemekte olduklan da
bildiriliyor.
İtalyanlar Roma'da
Önceki gün Irak'tan çıkmalanna izin ve-
rilen 24 ttalyan kadın ve çocuk dun Roma'-
ya ulaştı. halyanlann, önceki gece geldik-
leri Amman'dan, Italya Devlet Başkanlığı'-
na ait bir uçakla Roma'ya getirildikleri bil-
dirildi. Bir bölümunu kendi cabaları ile
Amman'a gelenlerin oluşturduğu bu kişi-
ler, Saddam Hüseyin'in, Batılı kadın ve ço-
cuklann ulkeden çıkmalanna izin verilece-
ğini açıklamasından sonra ülkelerine dönen
ilk rehineler oldular.
Sovyet vatandaşlan
Irak'taki Sovyet vatandaşlannın buyuk
bir bölümünün tahliye edildiğı beliniliyor.
Sovyetler Birliği'nin resmi haber ajansı
TASŞ'ın. Dışişleri Bakanhğı'na dayanarak
verdiği haberde, şimdiye kadar 506'sı ka-
dın, 274'ü çocuk olmak üzere 941 Sovyet
vatandaşımn tahlıyesınin gerçekleştirildiği
bildirildi. 63 kadından oluşan diğer grubun
ise önümüzdeki pazartesi günü Moskova'-
ya ulasmâlannın beklendiği kaydedildi.
AP'NİN HABERÎ
Saddam^Özal'a ucuz petrol önerdiAssociated Press Ajansı'nın haberine göre Saddam Hüseyin,
Özal'a ambargonun delinmesine izin verilmesine karşıhk çok
ucuz fiyattan büyük miktarda petrol vermeyi önerdi.
WASHINGTON (AP) — Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüseyin, Türkiye Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'a, Türkiye"nin am-
bargonun delinmesine göz yumması karşı-
hğında bu ülkeye çok ucuz fiyattan büyük
miktarda petrol vermeyi önerdiği öğrenUdi.
Bu arada ABD Başkanı George Busb'un
Irak'a uygulanan ambargodan zarar gören
ülkelere yardım yapılması çerçevesinde Mı-
sır'ın 7.1 milyar dolarlık askeri borcunu sil-
me karan aldığı bildirildi.
VVashington Post'un haberine göre Ür-
dün'e de bir temsilci gönderraeyi planlayan
ABD yönetimi, Kral Hüseyin'e ambargoyu
desteklememesi durumunda, ekonomik yar-
dım beklememesı gerektigi mesajıru ilete-
cek.
Saddam'ın sarayı
Öte yandan AA'nın haberine göre Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in yeni sa-
rayının dekorasyonunun tamamlanması için
Portekiz'den dört ton mermer gönderildi.
Haftalık Semanario dergisinde yer alan
haberde, mermerlerin yaklaşık 15 gün ön-
ce havayolu ile Bagdat'a ulaştığı belirtildi.
Dergi, Bağdat'ta sarayın dekorasyonu için
5 aydır çalışan yaklaşık 20 Portekizlinin, sa-
rayın 1500 metre karelik bölümünün Türk,
ttalyan ve Portekiz mermerleri döşenmesi
işleminin bitirilmesi için acele ettiklerini
yazdı.
Semanario, Bağdat'ın mermer stokunun
bitmesi nedeniyle yeni mermer gönderildi-
ğini ifade etti.
Dergi, telefonla göruştuğu Portekizli iş-
çilerden birinin sözlerine de yer verdi. tşçi,
kendisi ve arkadaşlannın normal bir yaşam
surdüklerini, kendilerine daha önce verilen
yemeklerde bir değişiklik olmadığını, aynı
yerde uyuduklannı ve kendilerini rehine gibi
hissetmediklerini kaydetti. tşçi, "Ancak en-
dişe etmiyoruz demek de istemiyorum" şek-
linde konuştu.
Bir başka Portekiz dergisi de Saddam'ın
muhteşem sarayının dekorasyonu için üç
Belçikalı, 35 tngiliz ve birkaç trlandalırun
çalıştığını yazdı. O Independente dergisi, 5-6
katlı bu muhteşem sarayın palmiye ağaçla-
rı ile çevrelenen bahçesinde yüzme havuz-
ları ve küçük sunı çağlayanlar bulunduğu-
nu belirtti.
Dergi, Saddam Hüseyin'in sarayın 1500
metre karelik bölümünün "dünyarun en iyi
mermerleri ile kaplanacagıaı" söylediğini
hatırlattı.
duğunu, hatta artan ithalat nedeniyle 17 bin
tonluk bir pirinç filosunun Akabe'de özel
sektörden kiralanarak kullanümaya baslan-
djğını da söyledi.
Bu ithalat fazlası, Irak'a satışı durduran
ulkelerin ürdün'e yönelmesinden kaynak-
lanıyor. Bu ulkeye gelen fazla besin mad-
desi daha sonra Iraklılar tarafından satın
alınıp gene eski pazanna ulaşmış oluyor.
Ancak ambargoyu delen bu kişiler, Ümid
ve akrabalan gibi orta sınıfın üstündeki
Iraklılar. Halkın diğer bölümü, Lübnanh-
ların Larnaka üzerinden; tran, Türkiye ve
Suriyelilerin sınırdan Irak'a soktuklan bil-
dirilen kaçak mallara yöneliyor. 6 ülkeyle
binlerce kuometrelık sının olan Irak'a "de-
liksiz ekonomik ambargo uygulanmasının
olanaksız olduğunu" yazıyor Jordan
Times.
Bağdat sokaklan
Bağdat palmiyelen, zakkumlan, Saddam
Hüseyin'in büyük boy yağlıboya resimle-
ri, güneşte 60 derecenin ustune çıkan sıca-
ğıyla bizi karşüadığında en çok dikkatimi-
zi çeken şey sıradanlıktı. Irak'a daha ön-
ceki gelişlerinde didik didik aranmaya, dak-
tilolanm, objektiflerini gümrük kapısında
bırakmaya alışık olan gazeteciler, gösteri-
len hoşgörüye şaşırdılar. Bağdat caddele-
rinde Körfez savaşı yülanndaki gibi adım
bası tank, uçaksavar, asker yok artık. Cum-
hurbaşkanhğı binasırun çevresi guvenlik gö-
revlisi bakımından Çankaya Köşkü civann-
dan tenha. Kentın ana caddeleri temiz, ba-
kımlı, ağaçlık. Bir aydır gazetelerin man-
şetlerinden inmeyen Körfez krizinin en
önemli merkezlerinden birinde olmamızın
verdiği "olağanüstü bir sey görme" mera-
kı ilk anda içimizde kalıyor. 8 kişilik Türk
gazeteci grubu olarak büyük bir rahatlıkla
dolaşıp fotoğraf çektiğimiz kent merkezinde
•'olağanüstü" bir durum yok.
Irakhlara "Saddam Hüseyin'i seviyor
masun" diye sorunca "Evet" diyorlar hiç
tereddütsüz. ABD'nin kendilerine saldırma-
sından korkmadıklannı söylüyorlar. Tek a-
kıntıları yiyecek azlığı... Onun suçlusu ola-
rak da ABD başta olmak üzere ambargo
karanna uyan ülkeleri görüyorlar. Iraklı bir
üniversite öğrencisi olan Seyid Aıiı, "Biı
Kuvejt'e girerek suç işlemiş olsak bile bu-
nun karşılıgı, bizi aç bırakarak işkence yap»
mak olamaz" diyor. 23 yaşındaki ulusla-
rarası ilişkiler öğrencisi Aziz'e göre BM
Anayasası'nın 41. maddesi, "insanlıga
aykın" biçimde uygulanıyor.
Bağdat'taki ilk günümüzde görduğümüz
dükkânlar, ambargonun etkilerini hissetti-
riyor. Pazar yerindeki sebze meyve bollu-
ğunu bir yana bırakırsanız tezgâhlar genel-
likle boş. Ekmek almak için uzun kuyruk-
lar oluşturuluyor. Yerli endüstrinin pek et-
kin ohnadığı çocuk maması, vitamin ve ilaç
ile süt ise en çok sıkıntısı çekilen gereksi-
nim maddeleri. BAAS'a üye olmadığını,
ancak BAAS sayesinde ülkesindeki duru-
mun komşularından daha iyi olduğuna
inandığını söyleyen Seyid Aziz'e göre "Böy-
le giderse süt sıkınbsı çocuklarda dddi has-
tabklara, hatta olüralere yol açabilecek,
ama" diye sürdürüyor Aziz "yönetimin gtri
adım atacagını sannuyorum. Bn iş kaçak-
çılara yarayacak."
Irak'ın başkentinde dün, Kuveyt'te ya-
şayan Hollandalı kadın ve çocuklann tam
bir ay bekledikten sonra ülkelerine dönme
sevinçlerine tanık olduk. 3-4 aylık bebek-
lerini boyunlanna asmış kadınlar, kocala-
n Kuveyt'te tutulduğu için adlannı başına
açıklamaktan korkuyorlar. Sheraton Ote-
li'nin önünden havaalanına gitmek Üzere
aynlırken Irakh görevülerin uyanlanna kar-
şın yabancı TV kameralanna poz vennek-
ten çekinmiyorlar. Adlan tehlikeli olabilir.
Görüntüleri ise şimdilik masum.
Bu ayrılış arunı yakalamak için onlarca
kez deklanşorlerine basan gazetecilerin ma-
cerası daha farklı. Bağdat'ta bulunan 50 ka-
dar Batılı gazetecinin yerleştiği Sheraton ve
eski adıyla Meridyen, yeni adıyla Filistin
otellerinde faks ve teleks calrşmıyor. Türk-
iye de dahil olmak uzere herhangi bir Batı
ülkesini telefonla arayıp bulmak ortalama
iki saatimizi alıyor. Otelde gazetecilerle il-
gilenmekle görevli memurlara bunun nede-
nini sorunca "Siz gazetecisiniz, bilirsiniz"
diyorlar. Bagdat'a gırişte zorlanmayan ga-
zetecilerin izlenimlerini dışan aktarması çok
güç. TRT ekibinin de aralannda bulundu-
ğu televizyonculann görüntüleri sık sık san-
süre taküıyor. Krizin başkentinde "olagan"
yaşam, olağandışıhklardan bir türlü tümüy-
le annamıyor. Bildik nedenlerden ötürü.
SOLARZ
Türkiye AT'ye
almmah'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Bod-
rum'da iki hafta tatil yaptıktan sonra dün
Ankara'ya gelen ABD Temsilciler Meclisi
Üyesi Demokrat Senatör Stephan Solarz,
bir dizi ziyarette bulunduktan sonra dün
akşam ülkesine döndü. Solarz, ABD'nin,
Türkiye ile Yunanistan'a yapüğı askeri yar-
dımda uyguladığı 7/10 oramnın değiştiril-
mesi için çahşacağını söyledi.
Solarz dün Ankara'da Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Başbakan Yıldınm AkboJut,
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Milli Savunma
Bakanı Safa Giray tarafından kabul edil-
di. Solarz aynca SHP ve DYP Genel Baş-
kanlanm da ziyaret etti.
ABD'li senatör yaptığı açıklamalarda
Irak'a baskı uygulanmasında Türkiye'nin
"başanlı" rol oynadığını söyledi ve Türki-
ye'nin stratejik öneminin bir daha unutul-
mayacak şekilde ortaya çıktığım behrtti.
Solarz, Başbakan Akbulut tarafından ka-
bulü sırasmda, Bodrum'da çok iyi bir tatil
gecirdiğini ve Bodrum'u âdeta "ikinci bir
secim" bölgesi gibi görmeye başladığıru
söyledi. Türkiye'nin Körfez krizinde Irak'a
baskı uyguiamasında çok başanlı bir rol oy-
nadığını bildiren Senatör Solarz şöyle
konuştu:
"Bu soruna banşçı bir çözüm getirilme-
si konusunda Türkiye'nin çok çok önemli
oldnğu kanaatin ülkemde artan bir kanaal
olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye'nin
Irak'ın Knveyt'i işgaline gösterdigi isabet-
li reaksiyon, iki ülke arasındaki dostluğun
artmasmda rol oynamıştır."