Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLER 2 EYLÜL 1990
KÖRFEZ KRİZİ...KÜKFKZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI
Ozal'şartsız izni'yeniden istediANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, TBMM'nin 12 ağustosta
reddettiği başka ülkelere asker
gönderilmesi ve yabancı silahlı
kuvvetierin Türkiye'de bulunma-
sı konusunda şartsız izni yeniden
istedi. Başbakan Yıldınm Akbu-
lut, Özal'ın bu konudaki "tavsi-
yesPne uyulacağmı açıkladı. Ana-
yasanın 92. maddesine göre hazır-
İanacak Başbakanlık tezkeresinin
çarşamba günü yapılacak Bakan-
lar Kurulu toplantısından sonra
TBMM Başkanlığı'na sunulroası
bekleniyor.
özal'ın tavsiyesi doğrultusunda
TBMM'nin karar alması duru-
munda, Körfez krizi nedeniyle
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden bir-
likler bölgeye gönderilebilecek.
Aynca "gerekti göriilmesi" duru-
munda Türkiye'deki Incırlik baş-
ta olmak üzere üsler yabana ül-
ke askerlerinin kullanımı için açı-
labilecek. Savaş ilanı ise Türkiye^
ye silahlı saJdırı halınde mümkün
olabilecek.
TBMM yeni yasama yılına dün
başladı. SHP ve DYP milletvekil-
lerinin katılmadığı oturumda
TBMM Başkanı Kaya Erdem kı-
sa konuşmasından sonra açış ko-
nuşmasını yapmak üzere Cum-
hurbaşkanı Özal'ı başkanlık kür-
süsüne çağırdı. Özal. TBMM Baş-
kanı Kaya Erdem ile Başkanveki-
li Halim Aras'ın arasında başkan-
lık kürsüsüne gelirken ANAP
grubu ayakta alkışladılar. Salon-
da kalmayı yeğleyen HEP millet-
vcküleri, Sosyalistlerin Bırliği Par-
tisi kuruluş çalışmalarına katılan
milletvekilleri ayağa kalkmadılar.
Cumhurbaşkanı Özal, 26 dakika
süren konuşmasında önce Türki-
yetoin son 10 yılda ulaştığı ekono-
mik düzeyi anlattı. Özal, konuş-
masının son bölümünde Körfez
krizine değinerek Türkiye'nin böl-
gede bir istikrar unsuru olduğu-
nu, hem Batı hem de Doğu karşı-
sında vazgeçümez bir ülke ve köp-
rü olduğunu söyledi. Özal, am-
bargo konusunda alınan kesin ve
kararlı tutumun önemli mesafe
alınmasına yaradığını, ancak bu-
nun tek başına yeterli olmadığım
ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu hususun temin edilebilmesi
ve Türkiye'nin menfaatlerinin tam
manasıyla gözetilebilmesi bundan
sonra izleyeceği politikanın dina-
miğiyie de yakından ilişkilidir.
"jneıı yanıbaşımızda cereyan
edea Körfez'deki gelişmeler tabi-
atıyla ülkemizi çok yakından ala-
kâdar etmektedir. Bu bakımdan
sadece kriz sırasındaki geiişmeler
degil, kriz sonrası bölgede ortaya
cıkabüecek degişikliklerin ülkemiz
üzerindeki etkilerini de gözden
uzak rutamayız. Onun içindir ki
ba oluşumlara tesir edecek bir ko-
nnmda olmamız ve dinamik bir
politika izlememiz gereği vardır.
Bir başka ifadey le, bu Körfez bn-
naLmında çekingen, kararsız, baş-
kalannın karar vermesini bekle-
yen bir tutum iddia etmemiz dii-
şünülemez. Aksi takdirde Türki-
ye'nin âli raenfaatkrinin söz konu-
sn olduğu bir meselede tesirli bir
ülke olraa imkânını büyük ölçü-
de kaybedeceğimiz aşikârdır."
Yetki istemi
özal, Erdem ile Aras arasında
sürdürdüğU konuşmasında daha
sonra hükümete anayasanın 92.
maddesinde yer alan "savaş bali
ilanı izni" hariç diğer izinlerin ve-
rilmesi tavsiyesinde bulundu.
özal'ın yetki istemine ilk tepki
Bağımsız tzmir Milletvekili Kemal
Anadol'dan geldi. Kemal Anadol,
ayağa kalkarak, "Sen Medis'in
üstünde degilsin, lavsiye falan
edemezsin" diye bağırdı. özal, laf
atmalar üzerine konuşmasına ara
verirken ANAP Ordu Milletveki-
li Yılmaz Sanioğbı'nun, "O Cum-
hurbaşkanı, lerbiyesiz adam" di-
ye bağırarak Anadol'un üzerine
yürüdüğu göriildü. Anadol da Sa-
nioğlu'nun üzerine, "Hadi ora-
dan, s...." diye yürüdüğü sırada
ANAP'lı Idare Amiri Mustafa
Uğur Ener araya girerek Sanioğ-
lu'nu uzaklaştırdı. Kemal Anadol
ve Bağımsız Ankara Milletvekili
Kamil Ateşoğullan daha sonra sa-
lonu terk ettiler.
Başbakan Akbulut, Özal'ın yet-
ki istemi tavsiyesini dinlerken tep-
kisiz yüz ifadesini sürdürdü. Hü-
kümetin TBMM'den ilk savaş ila-
nı yetkisi istemine karşı çıkan
Devlet Bakanı Vebbi Dinçerler
başta olmak üzere Dışişleri Baka-
nı Ali Bozer ile bazı bakanlar her-
hangi bir tepki göstermediler. tlk
yetki istemine karşı çıkanlardan
Mesut Yılmaz, Hasan Celal Gü-
zel ve Recep Ergun'un da aralann-
da bulunduğu çok sayıda millet-
vekili özal'ı alkışlamaktan kaçı-
nırken ön sıralarda oturan ANAP
milletvekilleri uzun süre alkışladı-
lar. özal konuşmasını daha son-
ra şöyle sürdürdü:
INÖNÜ
TBMM'DEN NOTLAR
"Ba itibarla, hazurannzda, hü-
kümete anayasamızın 92. madde-
sinde kayıtlı, savaş bali ilanı izni
hariç, diğer izinlerin verilmesini
tavsiye ediyorum.
Bu hadiselerin seyrine göre sü-
ratle bareket etme kabiliyetini el-
de tutma imkânını verecek, dina-
mik bir politika izlememize çok
yardımcı olacaktır.
Ülkemizin ileride telafisi çok
zor bir durumla karşılaşmaması
için Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nin hükümete tavsiye ettiğim iz-
ni vereceğine inanıyorum.
Anayasasında bazı tabditler
olan Japonya ve Federal Alman-
ya dışındaki bürun demokratik ül-
kelerin bu harekel kabiliyetine sa-
hip olduklanna da aynca müşa-
hade ediyoruz.
Aynca şunu özetlikle belirtmek
istiyonım.
Ülkemizin berhangi bir ülkey-
lc bele bir komşumuzla savaşa gir-
me tasavvunı kesmlikle olamaz.
Biz, büyük Atatürk'ün 'Yurtta
sulh, cihanda sulh' preusibine
sımsıkı bağlayız. Nice harbin acı
ve yıkıntılannı yaşanuş olan Türk
milleti banşın değerini en iyi bi-
len millellerdendir.
Ülkemizde gerçekleştirilen ge-
tişmenin, kalkuvmanın ancak sulh
ortamında mumkün oldugunan
bilinci içindedir."
Özal konuşmasını bitirirken üs-
tü kapalı bir biçimde muhalefetin
tutumunu eleştirerek, "Körfez kri-
zi dolayısıyla hepinizin müşaha-
de ettiği önemli bir husus daha
var; o da bülıin ileri demokratik
ülkelerin bu krizin karşısında ik-
tidanyla muhalefetiyle bir milli
bütün oluşturduklandır. Ülkemi-
zin de bu bakımdan yüksek men-
faatlerimizi ön planda tutan ör-
nek bir dayanışma sergilemesinde
sonsuz yarar vardır" dedi.
Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin
son 10 yıllık ekonomık gelişmesi
hakkında ayrıntılı bilgiler verdiği
konuşmasında önümilzdeki 10 yıl,
sağlık ve eğitime önem verilmesi-
ni istedi. Özal, konuşmasını bitir-
dikten sonra ANAP grubunun
ayakta alkışlan arasında kürsüden
a>nldı.
Akbulut: '
kam'nın
uyacagız"
'Cumhurbaş-
tavsiyesine
Cumhurbaşkanı Özal. konuş-
masını bitırdikten sonra TBMM
Genel Kurulu'ndan aynldı. Özal,
Kaya Erdem'in oturumu kapata-
rak gelmesi için bir süre koridor-
da bekledi. Özal, bu sırada
TBMM'nin ANAP'lı başkanvekil-
lerinden Abdülhalim Aras ile soh-
bet etti. Özal'ın beklediğini gören
ANAP'h milletvekilleri ve bakan-
ların gelmesiyle Cumhurbaşkanı-
nın etrafında kalabalık bir grup
oluştu.
Erdem'in gelmesi üzerine Özal,
ANAP kulisinin bulunduğu tarafa
doğru yürümeye başladı. özal,
ANAP kulisinin önünde, ANAP
1
lı milletvekillerinin ve bakanların
tebriklerini kabul etti. Bazı millet-
vekilleri Özal üe tokalaşırken, ba-
zılan da Özal'ın elini öptüler.
Özal daha sonra bahçeye çıktı.
Bahçede Özal'm >
>
amna gelen Baş-
bakan Akbulut, "Efendim tebrik
etmek bize düşmez ama çok mem-
nun oldum" diyerek tokalaştı.
ANAP Teşkilat Başkan Yardıması
Ercan Vuralhan da Özal'ı tebrik
ederken, "Ağzınıza sağlık" dedi.
Akbulut'un "Efendim Meclis
babçesi güzeldi, sizi gezdirelim"
önerisi üzerine özal, yanındak:
ANAP'hlarla birlikte bir süre
bahçede dolaştı ve neşeli bir ha-
vada sohbet etti. özal, ANAP
Antalya Milletvekili Cengiz Dağ-
yar'a bugün Manavgat Çolakh'da
yapılacak seçime parti görevlisi
gönderilip gönderilmediğini sor-
du. Dağyar da "Dört kişi gönder-
dik. Merak etmeyin" karşılığmı
verdi. Özal, 7-8 eylülde Antalya-
>-a gideceğini de belirtti. Özal, yü-
rürken bir süre Akbulut ile konuş-
tu ama ne konuştukları duyu-
lamadı.
Erdem ve Akbulut, özal'ı
TBMM şeref kapısına kadar
uğurladılar. Özal, daha sonra tö-
ren kıtasını selamlayarak
TBMM'den ayrıldı.
Akbulut, makam arabasına
binmek üzere beklerken, bir gaze-
tecinin, "Cumhurbaşkanı'nın yet-
ki konusundaki tavsiyesini nasıl
degeriendiriyorsunuz?" sorusuna,
"Cumhurbaşkanrnın tavsiyesine
uyacağız" karşılığını verdi. Akbu-
lut, Cumhurbaşkanı ile araların-
da görilş aynlığı olup olmadığı»
yolundaki bir soruyu da yanıtla-
madı. Akbulut, TBMM'den ayrı-
larak Gölbaşı'na gitti.
Akarcalı
Mesut Yılmaz yanlısı ANAP Is-
tanbul Milletvekili Bülent Akar-
calı, Cumhurbaşkanı özal'ın as-
ker gönderme yetkisini bu asama-
ÖzalANAP'lılarla özlem giderdi
HAKKI ERDEM
ANKARA — Cumhurbaşkanı Turgut Ozal dün
ANAP grubuyla özlem giderdi. ANAP milletve-
killeriyle kucaklaştı ve el öptürdü. Bir süredir
ANAP grubuyla arasında başgösteren kopukluğu
gidermek için çaba harcadı.
Özal, Körfez'e asker gönderilmesini isterken,
Dünya Barış Günü nedeniyle öğleden önce TBMM
Başkanı Kay» Erdem'i ziyaret eden bir grup ço-
cuk tam tersi özlemleri dile getirdi. Bağımsız mil-
letvekilleri Kemal Anadol ve Hıisnü Okçuoğlu ile
birlikte Erdem'in yanına giden çocuklar, Erdem'e
verdikleri dilekçede "Babalanraız savaşmasın, bizi
bırakıp savaşa gitmesirder. ölmesinler. Babasız bü-
yıimek istemiyoruz" diyoriardı.
Genel kurula katılmama kararı alan SHP ve
DYP'liler, kulislerde bir ara "nerede oturacagız"
tartışması yapular. Bu konudaki çeşitli öneriler tar-
tışıhrken, bir SHP'li de arkadaşlarına "sığınağa,
sığınağa" diye seslendi.
Genel kurula katılan HEP'liler ile bazı bağım-
sızlar boş sıralarda oturdular. DYP ile bazı sorun-
ları olmasına rağmen DYP'li gözüken Hüseyin
özalp ile DMP'nin iki milletvekilinden biri olan
Tınaz Titiz de oturuma katıldılar. Bağımsız tlha-
mi Binici, "Zirveye çıkmaya. kokteyle katılmayı
ihmal etmeyenlerin bu tutumlan inandıncı değil-
dir" dedi. DYP'li Hüseyin Özalp ise "nonnal mil-
letvekilligi görevini yaptığuı" söyledi. HEP Ge-
nel Başkanı Fehmi Işıklar, "Muhalefetin muha-
lefete muhalefetini" sergiledi. Televizyon ekranı-
na yansımayan bu görüntüler sırasında Işıklar aya-
ğa kalkarak "Silah zortıyla seçilen Evren'i ayak-
ta karşılayan ve Köşk zirvesine giderek Özal'ı ta-
nıyan, Seçim Yasası'na boyun eğerek halkı
sıkıntılara sokanlar şimdi Meclis'i terk etmekle
bundan kurtulamaz" diye bağırdı. Yine ekrana
yansımayan bir başka görüntü ise Kemal Anadol'-
un özal'ın milletvekilleri yerine başkanlık kürsü-
sünden konuşmasına itirazı oldu.
TRT, başlangıçta SHP ve DYP panolanndan
başlayarak boş sıraları gösterdi, ama ekranları ba-
şındakiler aralardaki tartışmaları izleyemedi. Özal
asker gönderme izni isteyince, itiraz eden Anadol'-
un üzerine ANAP'lı Yılmaz Sanioğlu yürüdü.
Anadol ve arkadaşları bunun üzerine genel kurul
salonunu terk ettiler. Bu sırada dolu olan dinleyi-
ci localarında da bir kıpırdanma yaşahdı. Dinle-
yiciler arasında "daha ne istiyorsun'" sesi yükse-
lince iki vatandaş güvenlik kuvvetlerince dışan çı-
karıldı.
Irak dahil birçok ülkenin büyükelçisinin yanı sı-
ra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torum-
tay ve kuvvet komutanlan tarafından dinlenen ko-
nuşmasından sonra Özal, doğruca ANAP kulisi-
ne çıktı. Çevresi ANAP milletvekilleri tarafından
çevrilen Özal, bahçeye çıkarak ANAP'lılarla öz-
lem giderdi. Başbakan Akbulut, özal'ın yanında
gülümseyerek foto muhabirlerine poz verirken
Özal da bol bol el öptürdü. Özal bir ara yanına
gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren
Aykut'a "Semra Hanım'ın beklediğini" söyledi.
Leyla Yeniay Köseoğlu'na da ANAP amblemli
broşu nedeniyle Utifatlarda bulundu.
Özal bahçedeki özlem giderme turundar sonra
Meclis'ten aynlırken yanlış kapıya yöneld Çev-
resindekilerin uyarüan üzerine şeref kapısından çı-
kan Özal, gelişte olduğu gibi yine TBMM Başkan-
vekili Abdülhalim Aras tarafından törenle uğur-
landı. Meclis Başkanı Erdem de ayrılmadan önce
Özal'ın yanına gelerek akşamki kokteyl için da-
vetini yineledi.
özal, genel kurulda asker gönderme izni için tav-
siyede bulununca ANAP milletvekilleri tarafından
alkışlanması da, toplantıyı izleyen bir eski parla-
menter tarafından "ANAP grubu, Menderes'in
'siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' diye seslen-
diği Demokrat Parti grubuna" benzetih'yordu.
özal, genel kurul salonunda ANAP'lılar He
HEP'liler ve bazı bağımsızlara hitap ederken SHP
lideri Inönü konuşmayı Meclis'teki odasında te-
levizyondan izledi. Daha önce konuşmayı izleme-
yeceğini söyleyen Demirel ise bir ara DYP'li ida-
re amiri Nafiz Kurt'un odasına gidiyordu. Demi-
rel, daha sonra DYP'ii Başkanvekili Yıldınm Av-
cı'nın odasına geçti. Ancak DYP lideri odadan çı-
karken gazetecilere konuşmayı izlemediğini söy-
ledi. TBMM, yasama yılına tartışrnalar arasın-
da başlarken, ANAP'lılar arasında Özal'ın "tav-
siyesi"nin nasıl değerlendirileceği düşünülmeye
başlandı. Muhalefet ise konuşmanın hemen ardm-
dan yaptığı değerlendirmelerde böyle bir girişime
karşı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. İnö-
nü'ye göre özal'ın konuşması sırasındaki tablo bile
"gülünç ve saçma" idi. Bunun nedeni ise "konuş-
ma sırasında kürsüdeki herkesin ayakta başını bir
yöne dikerek Özal'ı izlemesi" idi. Demirel'e göre
de özal, hükümeti maşa olarak kullandığını bir
kez daha ortaya koymuştu.
da değerlendirmeyeceğini ifade
ederek "Bakalım hüknmet nasıl
bir metin getirecek? Gerekceleri
ne olacak? Grupta tartışınca or-
taya ne çıkacak? Bunlan gördük-
ten sonra bir degerlendirme
yapanm" dedi.
Akbulut TBMMnin
kokteylinde
Akbulut, TBMM BaşkanıEr-
dem'in kokteylinde gazetecilerin
sorularını yarutlarken Cumhur-
başkanı Özal'ın yetki konusunda-
ki tavsiyesinin önümüzdeki hafta
çarşamba günü Bakanlar Kuru-
lu'nda ele alınacağını söyledi.
"Cumhurbaşkanrnın tavsiyesine
uyacağız" diyen Akbulut, "Bir
zamanlama yapacağız. Önümüz-
deki hafta ya da gelecek hafta
Meclise bu konuyıı getireccgiz"
biçiminde konuştu. Akbulut,
"Yetki konusunda karar vennek
için acil bir neden göniyor
musuDuz" sorusunu yanıtsız bı-
raktı. Akbulut, "Daha önce asker
gönderilraesine. yetkiye gerek ol-
mariıgım soylüyordunuz, şimdi ne
degişri" sorusunu da "Cumhnr-
başkanı tavsiyede bulundu, bu-
lunduğuna göre bir gerekçesi
vardır" şekiinde yanıtladı.
Başbakan, basın mensuplany-
la arasımn iyi olmadığım, sözle-
rinin yanlış aktarıldığım öne
sürerek "Ayaküstü konuşmalan-
mın içerisinden cunbızla çekilip
yanlış yazılmaanın önlenmesi icin
oturup bir uzun boylu konuşma-
mız lazım" dedi. Özal'ın gazete-
cilerle "Yazdmamak üzere sohbet
toplantıları düzenlediginin"
anımsatılması üzerine, Akbulut,
"Benim de yapmam gerekiyor.
Önce yapsaydım, şahsım için dü-
zenlediğim zannedilirdi. Ama
şimdi memleket meseleleri v»r"
şekiinde konuştu.
Başbakanla sohbet eden Türk
Tabipler Birliği Merkez Konseyi
Başkanı Dr. Selim Ölçer, BM ka-
rarımn ilaç ve mamayı içermedi-
ğini belirtti. Bunun üzerine
Akbulut da "biz ilaca karşı
degiliz" dedi. Akbulut, ambargo-
nun Türkiye tarafından delindiği
görüntüsünü yaratılmaması için
çahşıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı özal da gaze-
tecilerin "Tavsiyenizin kabul edi-
leceğinden umutlu musunuz?"
sorusuna, bir an duraksayarak
"sonı yok" karşüığım, verdi.
Ifetki isteğinde tehlike yatıyorANKARA (Cumhuriyet Buro-
su) — SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın TBMM'deki açış konuş-
masını değerlendirirken, "Öal-
ın yetki isteğinde tehlike var. Ül-
keyi savaşa götürebilir. Yeni bir
görevle karşı karşıya" dedi. Inö-
nü, dün sabahki SHP grup top-
lantısında yaptığı konuşmada da,
Özal'ın açış konuşraasını yapacağı
TBMM oturumuna "dikta rejimi-
ni getireceğini gördnkleri için
kaalmadıklannı" söyledi.
özal'ın TBMM'den yeniden
yetki istemesini "Tehlike olmaya
drvam ediyor" diye değerlendiren
SHP lideri, bundan bir süre önce
hükümetin benzer bir yetki istedi-
ğini, şimdi bu yetki ısteminin ar-
kasında Özal'ın olduğunun orta-
ya çıktığını anlatarak bunun ge-
rekçesini sordu. Inönü, "saldın
şartııu bağh olmadan, yurtdışına
asker gönderilme yetkisi
fetenmesinin" hiçbir gerekçeye da-
yanmadığını, nereye gönderilmek
istendiğini açıklamadığını da vur-
guladıktan sonra "Sayın Cumhur-
başkanı'nın böyle hiıkümet adına
yetki istemek gibi bir yetidsi
yoktur" diye konuştu. Inönü, bu-
nu herhangi bir cumhurbaşkanı-
nın söylemesinin belki "tavsiye"
niteliğinde anlaşılabileceğini an-
cak özal için böyle bir durumun
söz konusu olmadığını dile getir-
di ve "Şimdi Özal böyle bir saldı-
n olmadan yetki istiyor. Gerekçe
göstermtden kime karşı asker
göndereceğini •çıklamadan isti-
yor. Ülkcyi savaşa götürebilir. Teh-
like budır. TBMM şimdi yeni bir
görevle karşı karşıya" dedi. Böy-
le bir "genel yetkinin" hükümete
devredilmesinin mümkün olmadı-
ğım, bunun anayasal olmadığını
savunan İnönü, özal'ın böyle ya-
parken birük ve beraberlikten söz
etmesini de eleştirdi.
Inönü, Cumhurbaşkanı'nın
anayasal sınırlar içinde kalmadı-
ğını bu nedenle de oturuma katıl-
madıklarım, yaptığı konuşmayla
da bu konuda ne kadar haklı ol-
duklaruun ortaya çıktığını bildir-
di ve "Sayın Özal'ın konuşması
geçmiş icraatın bir övgüsü olarak
ortaya çıktı" dedi. SHP lideri her
cumhurbaşkanının geçmiş dö-
nemden bahsedebileceğini, taraf-
sız bir cumhurbaşkanının ağzın-
dan yapılacak bu tür değerlendir-
melerden herkesin yararlanabile-
ceğini, ancak özal'ın "bir parti
başkanı gibi davrandığını" söyle-
di. özal'ın cumhurbaşkanı seçil-
diği gün de "düşonce
özgürlüğünden" söz ettiğmi, dün-
kü konuşmasında da yine bunun
üzerinde durduğuna dikkat çeken
Inönü, hUkumetin üzerinde yetkili
olan bir cumhurbaşkanının "bir
yıldan ba yana neden bunun ger-
çekleştirilmesi için girişimde bu-
lunmadığım" sordu. tnönü, bu-
nun Özal'ın "samimiyetsizliğioj"
orta>-a koyduğunu da öne sürdü.
Pikta rejimine gidiş
SHP Genel Başkanı Erdal Inö-
nü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal-
ın açış konuşmasını yaptığı
TBMM oturumuna "dikta rejimi-
ni getireceğini gördükleri için
katılmadıklannı" söyledi. İnönü,
"Özal, olan olmayan bütün yetki-
lerini kullanarak berkesten güçlü
olduğu izlenimini verebilir, ama
halktan güçlü olamaz" dedi.
tnönü, partisinin dün sabahki
grup toplantısını açış konuşmasın-
da Dünya Barış Günü nedeniyle
duzenlenen etkinliklerin vaülikler-
ce yasaklanmasını sert bir biçim-
de eleştirdi. İnönü, "Bu nasıl yak-
laşım, bu nasıl anlayış? Bu çağdışı
bir yaklaşım. Bu çağdışı yaklaşı-
ma kendini kaptıranlan şiddetle
kınıyorum" dedi. İnönü, dünya-
daki gelişmelerden habersiz tek ik-
tidarın Türkiye'de olduğunu, bu
nedenle valileri de kınadığını an-
latırken banş etkinliklerini yasak-
lamanın "ne anlama geldiğini"
düşünmelerini istedi.
İnönü, Özal'ın TBMM'deki ko-
nuşmasına değinirken de "Sayın
Özal'ın bugüne kadarki davranış-
lan anayasal bir çerçeve içinde
cumhurbaşkanı niteüklerini taşı-
saydı bu konuşmayı zevkle
iderdik" dedi. İnönü, özal'ın se-
çilmesinden başlayarak rnilli ira-
deye saygı göstermediğini, demok-
rasi kurallannı göz ardı ettiğini,
muhalefeti bir iktidar partisi söz-
cüsü gibi suçladığını, bütün bun-
ların, Özal'ı dinlemelerine engel
oluşturduğunu söyledi. İnönü,
Özal'ı anayasa sınırları içine bir
kez daha davet '• ierken de şunla-
n söyledi:
"Böyle bir hareket, bir fîili baş-
kanlık sisteminin yetkileri gibi beı
konuyu kapsıyor. Ama hiçbir ko-
nuda sonımlu olmuyor. Yetkili
ama sonımsuz bir cumhurbaşka-
nı davranışıu kabul etmeyeceğiz.
Bu davranışın eninde sonunda
Türkiye'ye bir dikta dönemini ge-
tireceğini gördügümüz için katıl-
mıyonız."
İnönü, dün akşamki TBMM
kokteylinde konuya ilişkin gaze-
tecilerin sorularını yamtlarken,
"Başkalarının hayatları üzerine
kumar oynamaya kimsenin bak-
kı yoktur" dedi. İnönü şöyle
konuştu:
"Akbulut, 'görüşümüz
değişmedi' diyor, ama yetki ile il-
gUi tekJifî getireceklerini söylüyor.
Bu ülkeyi ve kendilerini sonımlu-
luk altına sokmaktır. Emir alma-
lan gerekmeyen bir yerden emir
alıyorlar. Yetkili etkisiz sözü tam
ona uyuyor. Yukardakinin söyle-
dikJerini emir zannedip karşı çık-
mıyor. Bir başbakan bunu yapar
mı? Böyle başbakan olur mu?"
İnönü, Akbulut'un "Görüşü-
müz değişmedi, ama cumhurbaş-
kanının isteğidir" sözlerine de de-
ğinerek, "Yani özürii kabahalin-
den büyük. Bu kadar sakat bir du-
rumda insan nasıl durabilir? tnan-
raadıgı bir şeyi nasıl yapar" diye
sordu.
SHP lideri, "ANAP'h millerve-
killerine bir uyannız olacak mı?"
sorusuna da şu karşıhğı verdi:
"Bu tür şeyler aksi tesir yapar.
A.NAPIı miller>ekilleri yaşlı baş-
lı, okuduğunu anlayan insanlar.
Biz oknyup anlıyoruz. Bizim söy-
lememize gerek yok. İnandıklan
doğnıltnda oy versinler yeter. Ku-
mandanlar cephede emir verir,
ama burada kumandan da yok.
Böyle bir şey nasıl yapılır, böyle
bir emir nasıl yerine getirilir?"
IŞIKLAR'A ANAP ALKIŞI — Cumhurbaşkanı Özal, muhalefetin
katılmadığı Meclis'in açılış oturumunda hükümete yetki önerisinde
bulunurken bağımsız milletvekillerinin protestosuna ugradı. Bağım-
sız Kemal Anadol. Özal'a, "Sen tavsiyede bulunamazsın. Millet ira-
desinin üstünde degilsin" diye bağırdı. HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıkbr da "silah zonıyla yönetime gelen bir cumhurbaşkanı için ayağa
kalkmalanna rağmen muhalefetin salonda bulunmamasını" eleştir-
di ve ANAP'lılarca alkışlandı. Bu arada dinleyici locasında bulunan
Mehmet Ugur ve Beşir Oğe adlı kişilerin de Özal'ın sözlerine "O za-
man neden yetki istiyorsun" diye bağırdıklan duyuldu. (Rıza Ezer)
DEMIREL
Ozal, anayasayı hiç anlamamış
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — "Körfez'e asker gönderil-
mesi konusunda hükümete yetki
verilmesini" TBMM'ye tavsiye
eden Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a karşı çıkan DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel,
"TBMM'nin yetkileri devredile-
mez. Bu yetki Medis'indir" dedi.
Özal'ın anayasanın 92. maddesin-
deki yetkinin hükümete devrini is-
temekle "anayasayı hiç
anlamamış" olduğunu söyleyen
Demirel, "Daha önce istenen yet-
kinin mucidinin böylece kim ol-
duğu ortaya çıktı" diye konuştu.
DYP lideri, dün sabah yapılan
grup toplantısında TBMM'nin
dünkü açılış oturumuna katılma-
ma gerekçesini açıklarken, "Ozal
1
ın yapûgı milli biriik şantajma ka-
pdirsak millet iradesini tanımanuş
oluruz" değerlendirmesini vaptı.
Özal'ın konuşmasım TV'den de
izlemeyen Demirel, partili millet-
vekillerinden bilgi aldıktan sonra
DSP GENEL BAŞKANI KÖRFEZ KRİZİNİ DEĞERLENDİRDİ
Ecevit:Akbulut'un sözleri telılikeli ve sakuıcah
yaptığı değerlendirmede, silahlı
kuvvetierin yabancı ülkelere gön-
derihnesine TBMM'nin karar ve-
rebileceğini anımsattı. Demirel,
"Durup dunırken bu yetkinin hü-
kümete devredilmesini istemek,
anayasayı anlamamış olmaktır.
Hoş Sayın Özal anayasanın nesi-
ni anlamış ki?" diye konuştu.
Özal'ın anayasayı sürekli ihlal
ettiğini, hükümeti ise maşa olarak
kullandığını vurgulayarak "Ma-
lum önerinin tekrar gündeme ge-
tirilmesiyle bunun esas mucidinin
Sayın Özal olduğu da ortaya çıktı"
dedi. De.nirel, TBMM'nin karar
alraasının bir saatlik bir iş oldu-
ğunu belirterek "Niye TBMM'den
riyskârhktır" diye konuştu.
DYP Genel Başkanı SiUeyman
Demirel, TBMM'nin dünkü açüış
oturumuna katılmama gerekçesi-
ni "Özal'ın yapbğı milli biriik şan-
tajına kapılırsak millet iradesini
tanımamış oluruz" diyerek açık-
ladı. özal, seçiliş biçimi ve davra-
nışlanyla rejim dışına çıktığı için
açılış törenine katılmadıklannı
bildirdi ve TBMM kürsüsünün ar-
kasmda yer alan "Hâkimiyet ka-
yıtsız şartsız milletindir" şözünü
anımsatarak "Sayın Özal'ın
TBMM'de konuşması kabulleni-
lecekse o yazıyı silmek lazım" di-
ye konuştu.
DYP grubu, TBMM'nin özal'lı
DSP Genel Başkanı Ecevit, haftalık Tempo dergisinin
sorulannı yamtlarken Akbulut'un 'Türkiye'ye saldırı
olacağ yönünde istihbarat gelirse hiç beklemeyip
vururız' sözlerinin 'çok tehlikeli, sakıncah ve talihsiz
olduğmu' söyledi.
ANK\RA (Cumhuriyet Büro-
su) — ESP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ileiasbakan Yıldınm Akbu-
tut arasnda Körfez krizi konusun-
da "bir yetki tartışması geçmiş
oUbileeğini" belirterek "Bu da
karşılasıgımız dış tehlike orta-
mında »ile Türkiye'nin ciddi bir
rejim scunuyla karşı karşıya bu-
lundu|ımuzu gösteriyor" dedi.
Ecevit, "ürkiye'nin ulusal yaran-
nın ölütünün yabancı devlet
adamlaının alkışı olmaması ge-
rektiğİE söyledi.
DSP knel Başkam Ecevit, haf-
tahk Tmpo Dergisi'nin Körfez
krizineüşkin sorularını yanıtla-
dı. Ecen, böyle dönemlerde Mec-
lis'in yekilerinde direnilmesi ge-
rektiğiE işaret ederek şöyle
konuştı
"Çüıü Türkiye'yi savaşa sü-
riikleme yetkisi ister cumhurbaş-
kanı, ister başbakan olsun bir ki-
şinin elinde toplanırsa Türkiye'yi
savaşa süruklemek isteyen devlet-
lerin başkanlan o kişiyi alkışlayıp,
duygulanm harekete geçirerek is-
tedikleri sonucu alabih'rler. Cum-
hurbaşkanı veya başbakan, istek-
lerinizi yerine getiremem, Meclis
izin vermez' dunımdan çıkmış
olur. Böylelikle aslında baskılara
açık bale gelir."
Ecevit, 1974 yılında kendisinin
başbakan olduğu döneme Kıbrıs
Banş Harekâtı yapıldığı zaman
ABD Başkam'ndan, lngiltere Baş-
bakanı'ndan, eleştiri ve tehdit gel-
diğine de işaret ederek "Tabii ya-
bancılann bir Türk de% leti adamı-
nı alkışlaması ber zaman kötüye
işaret değildir, ama Türkiye açı-
sından ulusal yaranmızın ölçütü,
yabancı devlet adamlannın alkışı
olmamahdır" dedi.
Ecevit, Tempo Dergisi'nin
"Türkiye'nin bir saldınya uğraya-
cağı istihbarabnın alınması halin-
de erken davramp saldırarak sa-
vunma tezi hakkında ne
düşünüyorsunuz" sorusuna ise şu
yanıtı verdi:
"Bütün dunyada olduğu gibi bi-
zim istihbarat orgütümüz de baş-
ka istihbarat örgütleri ile diyalog
halindedir. Şimdi benim korkum
kaygım şu; Başbakan'ın güvenilir
istihbarat kaynaklarından Türki-
ye'ye bir saldın hazırhğı olduğu
bilgjsini aursam, sorumluluğu alıp
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni daha
saidm olmadan harekete geçiririm
sözü üzerine, CIA ve MOSSAD
gibi bazı isühbaral örgütleri Tür-
kiye'ye Irak'tan bir saldınnın baş-
lamak üzere olduğuna dair istih-
barat verebilirler. Bu şekilde Tür-
kiye'yi bir oldubitti şekilde sava-
şa sürüklemeye kalkışabilirler.
Onun için Başbakan'ın bu sözle-
rini çok tehlikeli, sakıncalı ve ta-
lihsiz bir demeç olarak görüyo-
rum. ABD, bize 'Irak kımyasal
başlıkh füzelerini Türkiye üzeri-
ne çevirmiş, elimizde uydu fotoğ-
raflan, kesin belgeler var' diye bir
istihbarat verirse, biz bunun dog-
ruluğunu, yanlışlığuu denetleyebi-
lecek dunımda degiliz. L'ydu bi-
zim degil. ABD'nin. Kaidı ki o fü-
zelerin bizim üzerimize çevrilmiş
olması ateşleneceği anlamına gel-
mez. Buna karşılık ABD'nin elin-
de o tür fuzeleri havada etkisiz ha-
le getirecek silahlar >ar. Öyleyse
ABD, bize o silahlardan versin,
başımızın çaresine bakalım."
Körfez'de olası bir sıcak müda-
halede, Türkiye'nin dışında kala-
bileceğini de işaret eden Ecevit,
Incirlik Hava Üssü'nden kaçak
uçuşlar yapılabileceğine dikkat
çekti. lncirlik konusunda dikkat-
li olunması gerektiğini de bildiren
Ecevit, Türkiye'nin birtakım pro-
vokasyon ve kışkırtma tehlikeleri
ile de karşı karşıya bulunduğunu
söyledi. Ecevit, Türkiye'den daha
fazla katkı ve özveri istemenin
haksızlık olacağını da kaydederek
"Çünkü Türkiye Irak'a karşı en
etkili ekonomik ambargoyu ablu-
ka ölçüsüne varan bir biçimde
uygulamaktadır" dedi.
Türkiye ile Irak arasında çıka-
bilecek olası bir savaş halinde
TSK'nın tüm eksiklerine rağmen
savaşm üstesinden geleceğine de
dikkat çeken Ecevit, bazı hükümet
yetkililerinin Türkiye'nin savaşa
girmesi halinde bile zarar görme-
yeceği yolundaki sözlerinin ger-
çeklerle bağdaşmadığım da söyle-
di. Ecevit, Ortadoğu sorununun
başta Meclis olmak üzere, kamu-
oyunda tartışüması gerektiğini de
belirterek bu tür konularda dene-
yinüi bulunan DSP ile Ortadoğu-
ya ilişkin özgün görüşleri olan Re-
fah Partisi'nden de yararlanılma-
sı gerektiğini bildirdi.
Ecevit, "Ortadoğu'nun gelece-
ginin Türkiye dışarda tutularak"
belirlenemeyeceğine de dikkat çe-
kerken "Arap-Türk, Arap-İran,
hatta Arap-tsrail ve Fiiisıin ayrı-
mı gözetilmeksizin bütün Ortado-
ğu devletlerinin bir araya gelerek
Ortadoğu'nun gelecekteki yapısı-
nı beliriemeye katkıda bulunma-
lan gerektiğini" söyledi.
Türkiye'nin Ortadoğu sorunu-
nun çözümüne ilişkin olarak Fi-
listin sorununu yeniden gündeme
getirmesi gerektiğini de bildiren
Ecevit, "Filistin sorunu lsrail'de
de güvensizlik uyandıracak bir bi-
çimde çozulmedikçe Ortadoğu so-
runu çözülmüş olamaz dememiz,
bunun bayraktarlığını yapmamız
gerekir" dedi. Türkiye'nin ayrıca
Doğu ile Batı arasında nükleer si-
lahlann ortadan kaldınlması sü-
recinin başladığı bir dönemde Or-
tadoğu'da böyle bir sürecin bay-
raktarlığını yapabileceğine de işa-
ret eden Ecevit, Türkiye'nin güne-
yinde olası olarak kurulabilecek
bir Kürt devleti konusundaki gö-
rüşlerini şöyle açıkladı:
"Böyle bir devlet Kürtler acısın-
dan çok zarariı olur. Çünkü da-
ha doğarken Batı emperyalizmi-
nin, tsrail'in çıkarlannı korumak
ve kollamak için böyle bir devle-
tin kunıimuş olacağı bellidir ve
Ortadogu'da yeni bir huzursuzluk
olacaktır. Türkiye'deki Kürt kö-
kenli Türk yurttaşlanmızı da çok
fedirgin edecektir."
bir şey kaçırmak istiyorlar" diye açılış törenine katılmama karan-
sordu. özal'ın bunu "dinamik nı dün Demirel'in başkanlığında
politika" gerekçesiyle açıklaması- yaptığı toplannda oybirliğiyle al-
nı "laf, palavra" diye niteleyen De- dı. Gruptaki konuşmasında millet-
mirel, Türkiye'de cumhurbaşkan-
lığı boşluğu olduğunu, özal'ın
milli bütünlük sözlerini de sami-
mi bulmadığını anlattı. Demirel,
"Başkalaruıa tavsiyede bulunaca-
ğına millete hakkını teslim etsin.
Deri demokratik ülkeleri örnek
gösterenlerin ervela kendilerine
bakmalan lazım. Hem halkı inkâr
edeceksin, hem ileri demokratik
ülkelerden bahsedeceksin, bu
vekillerine Körfez krizi ile ilgüi ge-
lişmeleri, bu konudaki yaklaşım-
larım da anlatan Demirel, 29 ey-
lülde yapılması programlanan
DYP Bûyük Kongresi'nin 24-25
kasıma ertelendiğini açıkladı. De-
mirel, kongrenin büyük bir siyasi
olay olarak planlandığını, ertele-
me karannın Körfez krizinin iç
politika>T örtmesi üzerine alındı-
ğını söyledi.
ELELE ÇOCUK KÜLUBU
6-12 yaş
1990-1991 kış dönemi kayıtlan başlamıştır. (1 cyliU-7 eylül)
* İlkokul çocuklanna yarım gün
(sabah veya öğleden sonra) etüd sınıflan
• Okula hazırlık ana sınıfı
•* Ingilizce dersleri
* Haftada bir buz pateni ve satranç dersleri
•* Ayda bir kez gezi
• Çeşitli sosyal etkinlikler
Çolak Ismail Cd. Halimağa Sk. Na 22/5 SUADtYE
Tel:3735330
\