22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunv*. Matbaacılık ve Gazeteabk Turk Anonıra Şırkcü adma Nldir Nıdl •) Genel Yavın MudUru H»s«n Cemal, Vluessesc MUduru EmhK l'şaMıgil, Vazı fslerl Muduru Okmf Gönenaa. 0 Haber Merkezı Mudürü Yglfln Bayef, Sa>fa Duzenı Yöoetmcnı Ali Arar 0 Terrsücıter ANKARA Ahmel Tan, tZMİR Hiknul Çeu«k««. ADAS A Çrtiıı Vi|«.oglu U Pobuka CcW B^Jupç. Dıs Haberkr &••• tala. Ekonomı Ccacu Tartu. ts-Sendıka ^ k ı ı ı b u d . Kllhılt Crfml latr. Istanbul Haberlen Ke«al kvfMk Egı ım Geaca} $•»••*. Hab«r Araşıırma- tsacl Bcrfcaa. Yun Habcrlerı Nccfet Datn. Spor Danıîmanı Abdvlkadk YMtfcm, Dizı >azılar fefcm Çabıkaa. Araîiırma Şahte *Jpay, DuKİtTtr Ab^Jtah Vancı £ Koonlınalör Ahnci K « ı b u 0 Mah Işlcr Lrol Ertnt 0 Muhasebc Mr*l %TMT 0 Btuçc Planlaır.a Se»tf Oı—•hijingl» 0 Iteklam V * TtHVR 0 Ek Yavmlar Halys U K I 0 idarc H ı » l ı Ganr 9 Istame Ö>4cr Çrt* % Bılgı l}lım Naü lul 0 Pmor»! S o g •oaluaotta >i«m »'••rt Baskan S»dir ".«d. Okl» AkM. Valt» ••*, H u u Cemi. HikıM Çnjaka*. Oka) G o m n . l | n Msncs llkaı 5d<ık, \B S n n . I t a ı l Taa Basar *c Yayatı Cumhunyet Maıbaacılık ve Cazeteolık T.A Ş. TOrk Ocagı Cad 39'4I Cataioitu 3«3< l>' PK 2*6 Isunbul Td 512 05 05 I » hal). Tek» 22246 Faı (I) 52* 60 72 0 Burvla'- Kwkam Zıva Gokalp Blv tnkOap S No 19 4 Tel 133 II 4M7 Tcicx 42344, Fax (4) 133 0' 65 0 bmlr H Z»a Bl. 1332 S 2/3. Td. 13 12 30 Tcia 52359. Faj: (Sl) 19 53 «0 0 U M L tnOnü Cad St9 S No ! Kal 1 Tel 19 37 52 ı4 la!). Tele* 62155. Fax p]> 19 37 52 TAKVIM: 15 EYLÜL 1990 Imsak 5 10 Guneş: 6.37 Oğle: 13.04 Ikındi: 16.35 Akşam: 19.21 Yatsı: 20.43 Susıın!..Nefes alaımyoruzFİGEN ATALAY REMZİ GÖKDAĞ "...Insaat «Jaiıni«iri boparlör- dcn sabahın beşinden, akşamın dokuzuna kadar giirüJ giiriil bir müzik yayılırdı çevreye. Agtanuüc gelirdi içinden, ama rnazik nese- liydi ve hiçbir yere ne tuvaletlere ne de çarsaflann altıaa saklaaır- dı. Her sey hoparlörlerin ses ala- nı içindeydi. Müzik, üzerine salı- nıvermiş bir köpek sürnsiiydii sanki. O zamanlar, böylesi bir müzik barbarlığinın ancak komii- oist diınyada hiikcun sörebılecefi- ni düşonnıuştti. tike dışına pkın- ca, müzigia gurültnye döniiştiinil- mesiniıi gezegeaimize özsü bir su- reç olduganu keşfetti. Iosanlık, tarihin mntlak çirkinlik evresine gjriyontu. Gdecekteki mutiak çir- kinlik, kendianj ilk olarak ber yerde birden var olan işitsel bir çirkinlik olarak hissettinnişti. Otomobilkr, motosiklettar, dek- tronik giurtar. matkaplar, bopar- iörier, canavar dndnkleri. Her yerde birden var olan görsel çir- kinlik de çok geçmeden bunu iz- »eyecekti... " Mibu Kundera'nın "Varotma- nın Dayanılmaz Hafiliifi" adJı ünlu romanından yaptığımız bu alıntıda söz edilen "görsel çirkin- lik", özellikJe büyük kent insanı- nı kıskacına alrnış durumda. Sa- bah, patates-soğan satıalarının anlaşıimaz bağırulan, tüpçülerin "uyan" sirenleriyle uyanır, vapur düdükieri, klakson sesleri, "giiriil güriU" mtizik yayınJan arasında işinize gidersiniz. tşyerinin kapı- sından girince gürültüden kurtul- mak, nerede çalıştığınıza ve ne iş yaptığınıza bağlı. Makine Ureten bir fabrikada işçiyseniz gürültü gün boyu yanınızda deraektir. Günlük yaşam koşturmasında çok fazla önemsemediğimiz, hatta aJıştığımızı sandığımız gUrültü, aslında sağlığımızın sinsi bir düş- manı. Ve gürültü, insana hem be- densel hem de psikolojik zararlar veriyor. Biz, hoşumuza gitmeyen, bizi rahatsız eden, süreklilik kazanan sesleri duyduğumuzda öfkeleniyo- ruz, tepki gösteriyonız ama ger- çekte, bu gürültünün sağlığımızı olumsuz yönde nasıl etkilediği k o nusunda fazla bilgi sahibi degiliz. Psikolog Doçent Dr. Acar Bal- Sabah patates-soğan satıcılarının anlaşılmaz bağırtılan, tüpçülerin 'uyarı' sirenleriyle uyanıyor; vapur düdükieri, klakson sesleri arasında işe gidiyoruz. Günlük yaşam koşuşturmasında önemsemediğimiz gürültü, sağlığımıza bedensel ve psikolojik açıdan büyük zararlar veriyor. HANGÎSES ZARARLI? GÜRÜLTÜ KAYNAĞI — Trafik, gürültü kaynaklannın en öneralilerinden biri. Gelişmiş ülkelerde trafik gürültüsünün en düşük düzeye indirilmesi için çeşitli yöBtemlere başvuruluyor. (Fotograf: Erdoğan Köseoglu) 70 desibelden sonrasının insana zarar verdiği belirlenen "ses"in aşamalan şöyle: 1 desibe): Duyum eşiği. 10 desibel: Sükûnet hissi. 20 desibel: Fısıltı sesi. 30 desibel: Sakin apartman sesi. 40 desibel: Tenha bir sokak sesi. 50 desibel: Sakin konuşma. 60 desibel: Röîantide motor sesi. 70 desibel: Yüksek sesle konuşma. 80 desibel: Cadde gürültusü. 90 desibel: Havalı çekiç sesi. 100 desibel: Tren geçişi. 110 desibel: 1 metre mesafeden klakson sesi. 120 desibel: Yakın mesafeden uçak motoru sesi. 130 desibel: Ağrı eşiği. Evlerde ve çalışma yerlerinde asılmaması gereken sınırlar: Yatak odası: 20-30 desibel, evin öteki bölumleri: 35-40 desibel, toplantı salonu: 30-40 desibel. Büro calısması ve benzeri faaliyet- ler 60-70 desibel, diğer çalışma yerieri: 80 desibel.endüstri bölge- leri (gtindüz): 65 desibel, (gece): 50 desibel, tamamen bannmaya aynlmış bölgeler (gündüz): 50 desibel, (gece): 35 desibel. Bir işletmede gurültu sınırı surekli olarak 90 desibeli geçerse, bu işletme "gıiriiltiilü" c'arak tanımlanıyor. taş'a göre gürültü, "istenmeyen ses." "Ibrahim Tatlıses'in 10 de- sibellik sesi de benim için gürültndar" diyen Doç. Baltaş, gürültünün insanın ruh ve beden sağlığına verdiği zararlan şöyle anlattı: "Gnrültü, Türk toplumu tara- fından henüz farkma vanlmamış bir hava kirliliğidir. lnsan sese, si- nir ststeminin kendi kendine ça- lışan bölâmü ile cevap verir. Gü- rulrii bir tebdittir. Organizma, gıi- rültüye hızlanarak cevap verir. Kan basıncı artar, kalp vuruş sa- yısı yiıkselir, ynzey sıcaklığı du- ş*r, kanda pıhtılaşma faktöriı ar- tar. Organizma, bir tehlikeyle karsı karşıya oldugu varsayımıy- la reaksiyon gösterir. Kisiler, 'bu gürültude yasamaya alıştım' der. Ama organizma gene bu tepkiyi vermeye devam eder. Ortaya iki sakınca çıkar. Birincisi, organiz- manın gurultüye karşı tepki gös- tererek hızlanması, motoru alçak devir gereken durumlarda yuksek devirde çalıştırmak demektir ve bn dununda motora ne ohırsa or- ganizmaya da o olnr. Yani erken yıpranır. tkinci salanca da gürül- tünün gece devam etmesiyle ilgi- b'dir. ÖmegİD, çevre yoüan yalon- lannda yaşayan insaular, 'ılk za- raanlaı uvuyanuyordum ama şim- di duymuyorum, fark etmiyorum bile' gibi sozler sö>lerler. Gerçek- te, oyuma süreleri kısalmasa bile uyku miktan azalmıstır. Daha yü- zeysd uynyorlardır ama fariunda degillerdir. Otonom tepkiler, uy- knnun derinleşmesmi önler. Çevre yollan yakınlannda yaşayan in- sanlarm, kendilerini potansiyel bir tehlike bekledigiııi bilmeleri ve bu konnda dnyarb olmalan gerekir." Bir araştırmaya göre Los An- geles Havaalam çevresinde mey- dana gelen intihar olaylarmm, başka bölgelere göre birkaç kat Çocuklar için dünya zirvesi 29-30 eylül tarihlerinde New York'ta gerçekleştirilecek zirveye çok sayıda ülkenin devlet ya da hükümet başkanları katılacak. ANKARA (AA) — Birleş- miş Milletler tarafından dü- zenlenen ve sekreterliğini UNI- CEF'in (Birlesmis Milletler Çocuklara Yardım Fonu) eer- çekleştireceği "Çocuklar İçin Diınya Zirvesi" tarihte ilk kez, çok sayıda ülkenin devlet ya da hukumet baskanlannın ka- tılımı ile 29-30 eylülde New York'ta yapılacak. Zirvenin odak noktasını, tüm dünyada çocuklara "birinci önceJik" il- kesinin tanınması konusu oluşturacak. UNICEF tarafından hazır- lanan dünya çocuklarımn du- rumu ile ilgili rapora göre zir- ve, "Çocnklan 1990'ü yıllann gündeminde üst sıralara karar- lı bir biçimde yerleştirmek için iyi günde, kötu günde, savaş- ta veya banşta, dünyadaki kaynaklann kullanımına iliş- kin birinci oncelik bakkının tnm dünya ulkelerince çocuk- lara tanınmasının kabulünü saglamayı" amaçlıyor. UNICEF tarafından zirve ile ilgili olarak hazırlanan ra- porda, zdrvede de alınacak ana konuların ana ve çocuk sağlı- ğı, açlık, hastalık, aşı, doğum ölümleri, dengesiz beslenme, eğitim, savaş, sağlıklı kanali- zasyon donanımı ve aşılar ola- rak sıralamrken, AIDS hasta- lığmın da çocuklar için ciddi bir tehlike oluşturduğuna dik- kat çekildi. Hastalığın çocuk- lardaki görunumunün en baş- lıca nedeninin damardan uyuş- turucu kullanımı olduğu belir- tilen raporda, ikinci derecede- ki nedenin ise fuhuş olduğu kaydedildi. Raporda ayrıca, çocuklarda AIDS hastalığının en fazla Afrika'da Karayip bölgelerinde göruldüğü ve is- tatistik verilere dayanılarak gj- derek daha fazla çocuğun AIDS nedeniyle ölüme mah- kûm olarak dünyaya geldiği bildiriJdi. UNICEF tarafından hazır- lanan raporda, bugünkü oran- lar veri olarak alındığı takdir- de 199O'lı yıllarda 150 milyon muhteınel çocuk ölümu olaca- ğı belirtildi. Teknoloji alarun- daki gelişmelerin bu çocukla- nn 25 milyonunu ölumden kurtarabileceğıne değinilen ra- porda, başanlı bir zirve ile ço- cuklar için daha çok şey yap- maya seferber edilecek dunya- da, hayatları kurtanlabilecek çocuk sayısımn da 50 milyonu bulabileceği ifade edildi. İstanbul Su Günleri - Dünden Bugüne Su' etkinlikleri ay sonuna dek sürecek Su sorunu, Mîzah MüzesfndeEtkinlikler çerçevesindeki "Karikatür Sergisi"nde su konusunu işleyen 70 çalışma yer alıyor. Serdar Ateşer'in "su müziği" düzenlemesi de dinlenebilecek. ASLI KAYABAL "İstanbul Su Günleri - Dünden Bugüne Su" etkinlikleri tstanbul Buyükşehir Belediyesi Karikatür ve Mizah Muzesi'nde dün başla- dı. Açılışı İstanbul Buyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen tarafından yapılan etkinlikler ay sonuna dek sürecek. Çeşitli do- nemlerde Istanbul'un su sorunu- na değinen karikatürlerden oluşan sergiyi Nurettin Sözen ve İSKİ Genel Mudürü Ergun Göknel gu- lümseyerek gezdiler. Etkinliklerin organizasyonunu Funda Bouris, Nilüfer Erdemve Nursel Güle- naz'la tnuze komitesi adına Behiç Ak üstlendi. Bourdis ve Erdem'in bildirdik- lerine göre, etkinlikler kapsamın- daki "Karikatür Sergisi"nde su konusunu işleyen 70 çalışma yer alıyor. Seçilen karikatürler arasın- da 20. yüzyıl başlannın çizerlerin- den Salih Erimez, Koca Sinan ve K. Opganadassis, 1930'lardan Ra- miz Gökçe, Orhan Ural ve Necmi Rıza Ayça, 1940,1960, 197OTerden ise Ercüment Kalmık, Kahraraan N., Tuıiıan Selçuk, Semih Balcı- oglu, Cafer Zorlu, Ahmet Erkan- lı, Selim Tuncer, Hasan Kaçan, Nezih Danyai, Zeki Beyner, Fer- ruh Doğan, Suat Yalaz, trfan Sa- yar. Eda Onü, Giırkan Özkan, Er- doğan Bozok, Ferit Öngoren, Er- gun Günduz, Tan Oral, Latif De- mirci ve Behiç Ak'ın karikaturle- ri "su kâğıdı" (özgünbaskı kâğıt- lar) üzerinde sergileniyor. Ressam Şirin tskit'in "Neseli Çeşme Uygulaması", medrese içindeki tarihi çeşmeye çağdaş bir tasan getirmeyi amaçlavan bir ça- lışma. Paris Devlet Güzel Sanat- lar Akademisi mezunu Iskit, bu çalışmasında saydam hortumlar- dan oluşan su tesisatı kullandığj- nı ve bugünün malzemesi ile tari- hi çeşmeye çağdaş bir tasarun kat- mayı amaçladığını belirtiyor. 1982-87 yıllan arasında Moza- ik grubunda çalan Serdar Ataser, etkinliklere "su müziği" düzenle- mesi ile katılryor. Ateşer'in fon müziği folk müziği türünde. Süha Ann'ın yalnızca "Suya Hüknm ki" adlı filmi izlenebile- cek. Etkinhklerin organizasyonu- nu üstlenenler, "tstanbul'un Ça- ğırdıgı Sn" adlı filmin kötü bir kopya olması nedeniyle gösteril- meyeceğini belirttiler. Muze bir sergi salonu, kitaphk, özgünbaskı atölyesi ve pek yakın- da açılacak bir çizgi film atölye- sinden oluşuyor. 16. yuzyılda Kapıagası Gazan- ferağa tarafından Mimar Davud Ağa'ya yaptınlan medrese, bir külliye içinde yer alan bağımsız medreselerin önemli bir örneği. Bugün Karikatür Mizah Müzesi olarak hizmet veren medrese, "Su Etkinlikleri" suresince Gürel Yon- tan'ın surprizlerine de tanık ola- cak. "İstanbul Su Günleri - Dünden Bugüne Su" etkinliklerini maddi yönden "İSKf" destekledi. Ayrıca İSKİ Genel Müdüru Er- gun Köknel, Süha Ann, Tan Oral, istanbul Belediye Kütüphanesi ve Müzeler Müduru Ajsel Polatog- lu, Basın Muzesi Mudürü Selçuk Türeli ile Turing ve Otomobil Ku- rumu, Topkapı ve Paşabahçe Şi- şe Cam Sanayi AŞ etkinliklere katkılarda bulundu. SU KİTAPLARIYLA — Sözen ve Göknel, "Su Günleri" sergisinde yer alan snyla ilgili kiuplan da inceledi. (Fotograf: Muharrera Aydm) Çevre temizliği bakterilere emanet Araştırmacılar uzun süreden bu yana ham petrol gibi hidrokarbonlarla beslenen 100'ü aşkın bakteri nesli ve maya mantarının varlığından haberdarlar. Dış Haberier Servisi — Ameri- kalı uzmanlar, geçen haziran ayın- da Meksiko Körfezi'nde infılak eden Norveç "Mega Borg" sanuç gemisinin denizde yarattığı "pet- rol halıanı" ilk kez bakteriler yar- dımıyla kısmen temizlemeyi ba- şardjktan sonra bu yöntemin "son derece cesaret verid" olduğundan söz ediyorlar. Amerikalı sahil koruyucuları Austin'deki (Teksas) "Alpha Environroental" bio-teknik firma- sından elde edilen elli kilogram bakteri ile petrol halısının bir kıs- mım "aşılamıslardL" Aradan yal- nızca sekiz saat geçmışti ki zehir- lenmiş alanın üçte ikisi temizlen- mıştı. Alman haftalık "Der Spiegel" dergisinin verdiği habere göre Amerikan Çevre Örgütü EPA, bu deneyde, mikrobiyolog Cari H. Oppenbeimer'in son on beş yıl içinde tum dunyadan toplayıp ço- ğalttığı bakterilerden yararlanıldı- ğı için izin verdi. Nitekim labora- tuvar deneyleri de petrol yiyen bu küçük canlılann temizleme çalış- malan sırasında çevreye hiçbir şe- kilde zarar vermediklerini göster- mişti. Araştırmacılar, uzun süreden bu yana ham petrol gibi hidrokar- bonlarla beslenen 100'ü aşkın bakteri nesli ve maya mantarının varlığından haberdarlar. Bu minik petrol yiyicileri, gıdalanm, özel- İikle yağ asitten oluşan ve deniz hayvanlarına besin maddesi ola- rak hizmet eden zararsız bio- kitlesine donuştüriiyorlar. Dunya denizlerinde petrol ben- zeri maddelerin toplandığı her yerde bu bakteriler hızla çoğalıyor. Ideal koşullarda petrol bakterile- ri her 20-30 dakikada yeni bir ku- şak meydana getiriyorlar. Bu sadece teori, çünkü bu ça- lışkan bakteriler tek başına petrol- den yaşamıyorlar. Petrol iştahla- nmn başgöstermesi için petrolün yanı sıra kendüerine bol miktar- da oksijen sunulması gerekiyor. Işte, bunun için de Meksiko Körfezi'nde örnek bir tenüzlik ha- rekâtı gerçekleştirdiklerini sanan bakteri önculerinin iyimser yakla- şımlanna bazı bilim adamlan kar- şı çıkıyor. daha çok olduğu belirlenmiş. Psi- kolog Baltaş, bunun nedenini şöy- le apkladı: "Gariiltn insanın direncini azaltıyor. tnsanlar ses nedeniyle intihar etmjyor, yasamda gBOİölc soranlaria mücadele e-me konu- sunda direnci düşüyor. Bunda uy- kunun iyi alınmanMsının da rolü var. Uyku insana rejenerasyon ve akfif bir süreç sagnyor. Bu neden- le yeterii uyumayırtca günlük so- runlarla etkili biçimde başa çık- mak güçlesiyor." Türkiye'deki havaalaniannın çevrelerinde yaşayanlann, 'acaba ben de bir gün intihar eder mi- yim?' diye korkmalanna gerek yok. Gerçi, uçakların iniş ve kal- kışlanmn yarattığı gürültü, be- densel ve psikoiojik olarak zarar veriyor ama henüz intihara yol açacak kadar değil. Doç. Baltaş, Los Angeles Havaalam 'nda her 30 saniyede bir uçaklann inip kalktığıru ve sabit bir gürültü oluştuğunu, Türkiye'deki havaa- lanlannda ise henüz bu derecede gürültü meydana gelmediğini söyledi. Gürültünün, işitme fonksiyonu Uzerindeki etkisi de gürültü ile karşüaşma süresi, gürültünün şid- deti, frekansı, surekli ya da kesin- tili olması, kişinin yaşı, bireysel duyarlılık derecesi, iç kulağin fonksiyonel bakımdan durumu gibi faktörlere bağlı olarak orta- ya çıkıyor. Gürültünün beden ve ruh sağ- lığımıa olumsuz yönde nasıl etki- ledığjni biz tam olarak bilmesek de bilim adamlan, ıızmanlar, doktorlar, psikologiar biliyorlar. Peki, durumun ciddiyeti bilindi- ğine göre önlem alınıyor mu? Gelişmiş ülkelerde trafik göriıl- tüsünün en düşük düzeye getiril- mesi için çeşitli yöntemlere başvu- ruluyor. Otoyollarda meydana gelen gürültulerin azaltılabilmesi için hız sınırlamalanmn azaJtılma- sı, yollarda durmalann önlenmesi ve yol eğiliminin yûzde 8'den az olmasının sağlanması gibi yön- temler önerilirken, uzmanlar, transit karayollanmn gürültünün en önemli kaynaği olduğunu ve bu yollann mümkün olduğu ka- dar yerleşim birimlerinin dışında yapüması gerektiğini belirtiyorlar. Otoyollan kenarlannda yetiştiri- lecek ve ağaçların da gürültüyü önlemede yararlı olacağj öne sü- rulüyor. Ancak, öncelikle tstanbullula- n ilgüendiren ve öfkelendiren sey- yar satıcı, tüpçü, kasetçi gibi "gü- rültü kaynaklan"na bir suurlama ya da yasakiama getirilmesi, şu aşamada söz konusu değil. 'Paralı öğretiın'e dava İki yıllık bir yüksek okuldan önlisans diploması alan ve 4 yılJık lisans eğitimi veren fakülteyi kazanan öğrencilere de devlet herhangi bir ödeme yapmayacak. Eğitim Servisi — İki yıllık bir yüksekokul bitirip önlisans diplo- ması alan ve bu eğitimlerini ta- mamlarnak amacıyla 4 yıllık li- sans eğitimi veren fakülteleri ka- zanan öğrenciler de "paralı ögre- tinTden paylarını alıyorlar. Oğre- nim gördükleri dallarda lisans diploması almak amacıyla yeni- den sınava giren ve istedikleri fa- külteleri kazanan öğrenciler, ka- yıt sırasında devletin kendüerine de hiçbir ödeme yapmayacağını öğrenince büyuk bir hayal kınk- lığına uğruyorlar. Bu oğrencilerden Ertuğrul Bo- za, bu kararın kendisini kapsama- ması gerektıği düşüncesiyle bölge idare mahkemesine dava açtı. Ga- zi Ünıversitesi'nde öğrenim sure- si iki yıl olan önlisans düzeyinde- ki lktisadı ve Idari Bölumler Fa- kültesi Tapu Kadastro Meslek Yuksekokulu'nu bitiren ve bu okulun devaıru niteliğindeki Yddız Üniversitesi Muhendislik Fakulte- si Jeodezı ve Fotogrametri Mü- hendisliği Bölumü'nü kazanan Boza'dan bu okula kayıt olması için istenen harç tutan 10 milyon lira. YÖK Başkan Vekili Uygur Ta- zebay'ın, "ikinci defa Isf olsun di- ye yapılan, hobi olsun diye yapı- lan üniversite egitimine devlet oi- ye katkıda bulunsun" sözlerini de eleştiren Boza, "Bu, 'laf olsun, hobi olsun' diye yapılan bir eği- tim değil" diye konuştu. Yıldız Üniversitesi yetkilileri ise iki yıllık yuksekokullann da yük- sekoğretim kurumu sayıldıklannı, bu nedenle istenen harç miktarı- nın doğru olduğunu belirttiler. Aliağa Ağır Cezalda • IZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Aliağa'da yapımı tasarlanan termik santral için Danıştay'ın verdiği yürütmeyi durdurma kararının uygulanmaması nedeniyle Başbakan Yıldınm Akbulut ve Bakanlar Kunılu hakkında takibat yapılması istemi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılıği'nca takipsizlik kararı verildi. Bunun üzerine Aitındağ Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuran Yeşiller, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına itiraz ettiler. Başvuru dilekçesinde, "anayasanın 100. maddesinde sadece Meclis soruşturmasından bahsedilmektedir. Bakanlar Kurulunu teşkil eden üyelerlc başbakanın kanuna uygun olarak uygulanması gereken bir karan uygulamamakla şahsi bir cezai sorumluluk altına giren eylemin cezai araştırması genel hükümlere tabii olmalıdır" görüşünü dile getirdiler. Anadolu Basın Bayramı • MALATYA (Cumhuriyet) — Anadolu Basın Bayramı'nın 71. yıldönümu Malatya'da törenlerle kutlandı. Yıldönümu nedeniyle duzenlenen Anadolu basını bölge toplantısmda konuşan Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Milli Kütüphane'deki Bilgi Bankası'na üç ülkenin bilgi bankalannın ücret karşılığında abone olduklannı, ancak Anadolu basırunın hizmetten ücretsiz yararlanabileceğini belirtti. Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da hükümetinin Anadolu basınını her konuda desteklediğini bildirerek, bu amaçla 73 il valiliğinde basın müşavirlikleri oluşturulduğunu anlattı. Doğalgaz tesis temeli • TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) — Cezayir'den ithal edilecek sıvılaştınlmış Doğalgaz'ın depolanacağı Mannara Ereğlisi'ndeki LNG ithal terminalinin bir bölümünün temeli Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ile eski devlet bakanlarından Tekirdağ Milletvekili Ahmet Karaevli'nin de katılacağı törenle bugün atılıyor. Yaklaşık 5S0 milyar liraya mal olacak olan tesislerde 125 bin metreküplük LNG tankerlerinin yanasabileceği biriskeleile85binton metreküp kapasiteli üç depolama tankı ve gazlaştırma üniteleri bulunacak. özel gemilerle Marmara Ereğlisi'ndeki terminale getirilecek Cezayir gazı, bu tesiste kullanıma hazır hale getirildikten sonra, 60 cm çapındaki borularla 23 kilometre uzaklıktaki SSCB-Türkiye ana doğalgaz boru hattına aktarılacak. Yönetici kadın ögretmenler • Eğitim Servisi — Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, kadın öğretmenlerin okul yönetiminde daha fazla görev almalannı istedi. Okul yöneticiliklerine yapılacak atamalarda, istekli kadın öğretmenlere öncelik tamnmasını isteyen Bakan Akyol, bu konuda valiliklere bir genelge gönderdi. Akyol genelgede, son yıllarda öğrenci sayılannın hızla arttığj okullarda, eğitim- öğretim etkinliklerinin sağbklı yürütülebilmesi için yönetimde görev alacak elemanlann titizlikle seçilmesinin zorunluluğuna dikkat çekti. Erkek ve kadın öğretmenlerin, kız ve erkek öğrencilerin sorunlanna daha yapıcı çözümler getirilmesi amacıyla yönetim kadrosunda denge sağlayacak biçimde görevlendirilmelerinin uygun olacaginı belirtti. AOF'de kayıtlar • ANKARA (AA) — Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi tktisat ve Iş tdaresi programlanna 1990-1991 öğretim ydı için kayıtlar, 17 eylül pazartesi günü başlayacak. 2 ekim salı gününe kadar sürecek kayıtlar sırasında, öğrencilere kitaplanyla birlikte, kimlik kartlan da verilecek. öğrenciler, bu öğretim yıbnda yabancı dil olarak lngilizce ve Almanca'nın yanı sıra Fransızca dersini de tercih edebilecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle