Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 EYLÜL 1990**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Kâr-Zarar Hesabı..
(Baştara/ı 1. Sayfada)
lirin yüzde 5.3'üne ulaşması bekleniyor. Bu-
nun anlamı, daha çok zamdır, daha yüksek
enflasyon ve hayat pahalılığıdır.
İnsanımız bu acı gerçeği, birbiri ardından
açılan zam paketleriyle şimdiden yaşamaya
başlamış bulunuyor.
Bu durum ne zamana dek sürebilir? Ya-
şam koşulları daha da kötüleşebilir mi?
Körfez krizinin nasıl bir seyir alacağı bili-
nemediği için, bu sorulara bugünden karşı-
lık verilemez. Ancak bölgede bugünkü ne sa-
vaş ne barış durumunun devam etmesinin
bile, Türk ekonomisini gün geçtikçe daha
çok sıkıştıracağı anlaşılıyor.
Ankara, bugün içın 2.5-3 milyar dolariık
kaybı nasıl kapatabileceğini hesaplarken, ay-
nı zamanda bir noktanm üzerinde durmak-
tadır: Batı'dan kalıcı ticari çıkarlar elde
etmek...
VVashingion ziyaretine hazırlanmakta olan
Cumhurbaşkanı Özal'ın kafasmda özellikle
iki hedefin yer ettiği söylenebilir. Bunlardan
biri, ABD ve Batı Avrupa'da ticaret kapıları-
nı Türkıye'ye daha çok açtırmak, diğeri, Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin modernleştirilmesini
sağlayacak katkıyı elde etmekiir.
Ankara, hibe niteliğindeki yardımlara ve
borç hanesine yazılacak kredilere kuşkusuz
karşı değil. Ancak bunlardan daha çok, haklı
olarak, dışsatımda Türkıye'ye ek olanaklar
yaratacak ve süreklilik taşıyacak düzenleme-
lerle ordunun modernizasyonunu önemsi-
yor.
Acaba Amerikan yönetimi, Kongre'yi aşa-
rak dışalımı sınırlayan kotalan gevşetebile-
cek mi? Bazı sözler vermiş olan Avrupa Top-
luluğu ülkeleri, bu konuda Ankara'nın bek-
lentilerini ne ölçüde karşılayabilecek?
Bu soru işaretleri, Ankara'nın perde arka-
sındaki tüm çabalarına karşın, henüz varlık-
larını korumaktadır.
Bunun gibi Ankara, Avrupa Topluluğu'n-
dan 1980'den beri askıda tuttuğu 4. Mali
Protokol'ün serbest bırakmasını haklı olarak
istemektedir. Ama burada Yunanistan engeli
hâlâ orta yerde duruyor. ABD ve Topluluk ül-
kelerinin, bu engelin aşılmasında yeterli ağır-
lığı oluşturamadıkları öne sürülebilir mi, bt-
lemiyoruz.
Japonya'ya gelince... Petrol dışalımının
yüzde 90'ını Körfez'den yapan bu ülkenin
Türkiye'ye sağlayacağı yardımda da bir pü-
rüz söz konusu: Tokyo, yardımı IMF turnike-
sinden geçirmek istiyor, Ankara da buna ya-
naşmak istemiyor.
Özetlemek gerekırse, Türkiye'nin Körfez
krizinden doğan kaybını ve zararını karşıla-
mak öyle sanıldığı gibi kolay olmayacak.
Doğrudur, Türkiye'nin coğrafyasının öne-
mi bir kez daha keşiedilrniştir. Bundan şu ya
da bu biçimde yararlanmanın yollarını ara-
mak dogaldır.
Fakat bunu ulusal çıkarlarımız çerçevesın-
de yerii yerine oturturken, geniş ufuklu, çok
boyutlu düşünmek gerekir.
Dış ilişkilerde tüccarlığın yeri kuşkusuz
yadsınamaz. Ama ticaretle dış politika, tüc-
carlıkla devlet adamlığı karıştınlırsa eğer, uğ-
ranılacak zarar da büyük olur.
Kâr-zarar hesabını özenle yapmak gere-
kiyor.
VEIİEFENDİ fflPODROMlTNDAN
FİKRETDAĞUOĞUJ
Koşular sürprize müsaît
At sahipleriyle seyisler arasın
da ücret anlaşmazlığından kay-
naklanan sorun dün akşam çö-
züldü ve bugünkü yanşlann ip-
tali tehlikesi de onadan kalktı.
tki gündur süren yağış nedeniy-
le kum pist sulu ve kaygan, çim
TAHMİNLER
1. Koşa: F: Brownie (3), P: Tay-
batur (1), S: Akar (4).
2. Koşn: F: Navratilova (3), P:
Snow And Sun (5), P: Toraboy
(7), S: Solero (6).
3. KOŞB: F: Cino (1), P: Wind
Mill (7), P: Reha (2), S: Grand
Mother (12).
4. Koşn: F: Eserbatur (1), P: Ni-
lüfer (8), P: Beste(15), S: Kırde-
mir (12).
5. Koşu: F: Black H. Cane (2), P:
Beylerbeyi (5), P: Ottoman (1), S:
Sub Marine (8).
6. Koşa: F: Beyazmartı (5), P:
Berkoş (11), P: Emiroğlu (6), P:
Altınkız (10), S: Atlıer (4).
7. KOŞB: F: Karayunt (3), P: Ha-
tip (9), P: Gev Gev (5), S: Onur-
han (4).
1İ
7
£
S
11
pist ise çok ağır. Altılı Ganyan
sürprize musait görünüyor.
1. AYAK: Sabah idmanların-
da canlı görünen ve dün sulu
pistte 400/25 R sprintiyle Navra-
tilova'yı başta tutuyoruz. Snow
and Sun daha sonra düşünulebi-
lir. Tomboy ve Solero'yu sürp-
rizde öneririra.
2. AYAK: Çarşamba koşula-
nnda yanşı beşinci bitiren Cino
ile form durumu iyi olan Wind
Mill arasındaki mücadele yarışın
birincisini belirleyecektir.
3. AYAK: Seri temposuyla ya-
nşı göturecek olan, kısa mesafeyi
seven ve dün sabah 400/26 yapan
Eserbatur günün banko atıdır.
Üçlü bahis için; dün sabah sprin-
tinde iyi görünen Nilüfer, pazar-
tesi sabahj galobunu beğendiğim
Beste ve seri temposuyla çamur
yemeden önde gidecek ola-ı Kır-
demir diyoruz.
4. AYAK: Uzun mesafeli tem-
po yarışında Black H.Cane id-
man ve form durumuna göre ya-
nşın en şansh atıdır. Beylerbeyi
sert rakibidir. Ottoman ve Sub
Marine daha sonra düşünülebi-
lir.
5. AYAK: Ağır pistte çok ba-
şanlı olan Beyazmartı ve çok
koşturulmasına rağmen Berkoş
ile yine bu pistte başanlı olan At-
lıer arasındaki mücadele yanşın
birincisini belirleyecektir.
6. AYAK: Karayunt ile Hatip
birincüik mücadelesi verecekler.
Gev Gev ve Onurhan'ı sürpriz-
de öneririm.
BAŞKENTTEN
Uyarılar-Tavsiyeler...
AHMET TAN
ANKARA — Baykal, dünkü
Cumhuriyet'te yeralan, "lnöntt-
den Baykai'a öç sert nyan" baş-
lıklı haberi kesip katlayıp cebine
koymuştu. Üç uyannın altını ke-
çe mavi uçlu kalemle çizmişti.
Bu yüzden gazeteci olarak işi-
miz çok zor olmadı. "Saadede"
gelmekte güçlük çekmedik.
Baykal, üç sert uyanya yumu-
şak olmayan üç yanıt verdi.
Inönü, "Uzlaşma mttmkön
degir diyordu. Baykal, "Sayın ge-
nel başkanla köpıüleri atmadım,
atmam da."
Inönü, "Aday ol" çağnsı yapı-
yordu. Baykal, "Talimatla aday
olmak siyasi ilkelerime de, siyaset
pratiğine de uymaz."
"Aday olmazsan liste
hazırlama" diyen genel başkana,
Baykal'ın yanıtı, "Kunıltaylarda
kimsenin iradesine ipotek konula-
maz. A>TKa tek lisleli knmitay de-
mokrasi>e uygun düşmez" oldu.
Baykal ile iki saat birlikte ol-
duk. Cüueyt Arcayiirek, Gencay
Şaylan ve Ümit Aslanbay ile or-
taklaşa sorular sorduk.
tnönü'nun üç uyansına karşı
Baykal'ın da tnönü'ye üç tavsiye-
si vardı:
1- Genel başkan takımı tutmaz,
genel başkanın takımı olmaz.
2- Tek liste partiye zarar verir.
3- Iç hesaplaşmaya neden
olmayın.
tnönü'nun uyarüarı mı geçerli
olacak, Baykal'ın lavsiyeleri mi?
Bunu iki hafta sonra bugün ya-
pılacak olan olağanüstü kurultay-
dan önce kimsenin kestirmesi söz
konusu değil.
tnönü mu haklı, Baykal mı?
Buna delegeler karar verecek. Ga-
zetecilerin şu anda yaptığı iki ta-
rafı dirüemek, görüşlerin fotoğra-
fını çekmek.
Baykal ile iki saatlik sorgu-
sualin sonunda ortaya çıkan izle-
nimler, düşünceler şöyle:
Deniz Baykal istifa ederek tnö-
nü'ye sürpriz yapmıştır. Inönu de
bu sürprizi bir başka sürprizle ya-
rutlamıştır. Bu sürprizler karşıhldı
olarak "restleşmeye" dönüş-
müştür.
Bu anlamda tnönü genel baş-
kanlık mücadele takvimini öne
alarak Baykal'ın gdecekteki lider-
lik hesaplanna çomak sokmak is-
temiştir.
Baykal'ın gelecekte bir hesabı
var mı? Varsa kendisi bu yüzden
kınanabilir mi?
Hesabı olmaması siyaseti ve si-
yasetçiyi tarumamak olur. Hesa-
bı var veya olabilir diye kendisini
kınamak gerekmez. 1976'daki
CHP kurultayından bu yana Bay-
kal'ın sosyal demokrat liderliği en
azından bir kesim için gündemde.
TC
4NCC C l
GÜKSEL
Cemal GtirsePe çifte arıma töreni
ANKARA (Cumhuriyet Bıiro-
su) — Dördüncü Cumhurbaşka-
ru Cemal Gürsel, ölümünün 24.
yıldönümü nedeniyle iki ayrı tö-
renle anıldı. Resmi tören Devlet
Mezarhjb'nda yapıhrken, Anıtka-
bir'deki "alternaöf" tören, 27
Mayıs Milli Devrim Derneği tara-
fından duzenlendi.
Dernek üyeleri, devlet törenine,
Gürsel'in mezannın eski Cumhur-
başkanı Kenan Evren tarafından
Devlet Mezarüğı'na naklini pro-
testo etmek için katılmadıklannı
belirttıler. Dernek Başkanı Hüse-
yin AVBİ Göler, Anıtkabir şeref
defterini imzalarken, Menderes,
Zorlu ve Polatkan için düzenlenen
töreni de eleştirdi.
Anıtkabir'deki törene Sıtkı
Ulay, Ekrem Acun, Sami Küçük,
Haydar Tunçkanat, Suphi Kara-
man, Yaşar Başaran, Hiıseyin
Avni Güler. Şeref Çolakoglu, Ve-
cihi Ataklı, Ihsan Topaloglu, Sa-
cit Sonmez, Halil Tander ile Ti-
raur Eren adlı bir vatandaş katıl-
dı. Gursel'in eski mezannın bu-
lunduğu yerin ziyaret edilmesinin
ardından karanfil atılarak saygı
duruşunda bulunuldu.
Devlet Mezarlığı'nda düzenle-
nen törene ise Cumhurbaşkanlı-
ğı adına Cumhurbaskanlığı Genel
Sekreter Yardıması Muzaffer
Başkaynak, hükümet adına Dev-
let Bakanı ve Hükümet Sözcüsu
Mehmet Yazar, Genelkurmay
BaşkanLğı'nı temsflen Korgeneral
Selçuk Saka, Ankara Garnizon
Komutanı Korgeneral Arilla Ateş,
ailesi adına Başyaveri Nevıat De-
reli, Milli Birlik Komitesi üyesi
Mehmet Özgıineş katıldılar. Tö-
rende Cumhurbaşkanlığı ve Türk
Silahlı Kuvvetleri çelenklerinin
konulmasının ardından saygı du-
ruşunda bulunuldu.
Baykal, sürpriz istifasırun yanı-
tının sürpriz olağanüstü kunıltay
olmaması gerektiği inancında.
Çünkü tnönü'nun zamanlaması-
mn ülkenin içinde bulunduğu zor
koşullara uygun düşmediği kanı-
sında. Baykal bu yüzden SHP'nin
özal tarafından süruklenmek is-
tenilen savaşa karşı kitle eylemle-
ri düzenlerne fırsatını kullanama-
dıgı inancında.
Ancak bir başka gerçek daha
var. Bunu Baykal dün şöyle ifade
etti:
"Kimi yazarak, Idmi okuyarak,
Idmi konuşarak döşöııür. Siyasette
ise yaşanarak düşiinölür."
tnönü'nun yaptığı sürpriz ola-
ğanüstü kurultay çağnsı belki de
"yaşayarak" düşünmek için.
tnönücülere göre Baykal'ın
aday olmaktan " kaçması, hazır-
lıksız yakaiandı^ı" için. Onlara
göre hiçbir düsman savaş için kar-
şı tarafuı hazır olmasını beklemez.
Baykal'ın "olağanüstü kunıltay
gereksiz yere parti içi mücadeleyi
giindeme getinii"sözlerine de ya-
rutları var:
"(Maganüstü kurultay olmasay-
dı, istifa ederek Baykal'ın başlat-
ügı bu süreçte, olagan kunütaya
kadar tam 7 ay parti kendi içinde
yine bu sonınları konuşacaktı...
Şimdi bir aya içinde konuşulup bi-
tecek, parti yine dışa dönecek..."
Dünkü izlenimimiz Baykal'ın
kendisine, "Mücadeie için hazır
degJJim" süsü vermek istediği yo-
lunda. Baykal, mücadeleye, kay-
betmeye ve kazanmaya da hazır
görünüyor.
Aslında tnönü de öyle.
Aralanndaki fark tnönü görün-
müyor, açıkça söyluyor da.
Baykal, kurultay yanşını kay-
betse de sürdürme kararlılığından
bir adım geri kalmayacak. "Nefer
olarak hizmeti sürdüriiriim" de-
mesi bu yüzden.
Siyaset yaşam boyu süren bir
maraton. Arada duraklamalar,
sendelemeler oluyor. Ama mara-
ton sürüyor. Baykal, bundan 14-15
yıl önce kaybettiği genel sekreter-
lik yanşını sürdürüyor.
İki hafta sonraki kunıltaydan
sonra da öyle olacak. lnönü için
durum biraz farklı gönintüde.
Hazırladığı listenin delirmesi ha-
linde SHP lideri için tek seçenek
var: "tstifa."
Baykal şu anda benzeri bir se-
çenekle karşı karşıya kalmama ka-
rarında.
Baykal konuşmanın sonuna
doğru, "lnönü'nün sorunu be-
nimle degil, partiyledir" dedi. Bu
görüşüne yanıt almak üzere Inö-
nu ile temas kuramadık. Onun ye-
rine Inönücü bir parti yetkilisiyle
konuştuk. Baykal'ın, "İnönü'nün
sonınu benimle degil, partiyledir"
dediğini söyledik. Yanıtı şöyle
oldu:
"Baykal dbette dognı söylfiyor.
O demek zaten şu anda parti dc-
mektir. lnönü'nün de derdi sahi-
den Baykal ikdir."
Baykal-lnönü arasındaki uyan-
tavsiye düellosu olağanüstü kurul-
tay kürsüsünden yapacaklan ko-
nuşmalara dek sürecek. Sonrası
ise kurultay maratoncusu SHP de-
legelerinin bilecegi iş.
w m
G O Z L E M UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Böyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz!
Neden mi?
Çünkü bu "devlet töreni"ri\ düzenleyen cumhurbaşkanı-
nın başbakanlığındaki hükümetin yayımladığı Bayrak Tü-
züğü, Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın tabutlarına bayrak sa-
rılmasını yasaklıyor.
Evet; evet yasaklıyor.
Türk Bayrağı Yasası, 1983 yılında çıkarılmış. Askeri dö-
nemde çıkanlan bu yasa, Türk Bayrağı'nın "Cumhurbaşkan-
lığı yapmış kişilerin, şehitlerin ve tüzükle belirlenecek asker
ve sMI kişilerin cenaze törenlerinde" tabutlara örtülebilece-
ğini belirtmiş.
Tüzük de 17 Mart 1985 günü çıkarılmış. Tüzügün 21. mad-
desi kimlerin tabutlarına bayrak sanlacağını tek tek sayar-
ken bir de yasaklayıcı kural getirmiş:
—Ancak, devlet aleyhine veya yüz kızartıcı mahiyette bir
suç işlemekten hüküm giymiş olanlarm tabutlanna, affedil-
miş olsalar bile, bayrak örtûlemez.
Bu tüzüğü yayımlayan hükümetin Başbakanı Özal, bu-
gün Cumhurbaşkanıdır; içişleri Bakanı Akbulut Başbakan-
dır; Başbakan Yardımcısı Erdem, TBMM başkanıdır; Milli
Eğitim Bakanı Dınçerler bugün hükümette Devlet Bakanı'dır.
Askerlerın çıkarttığı yasada "affedilmiş bile olsalar tabut-
lanna bayrak örtûlemez" diye bir yasak var mı?
Yok!
Demek Özal hükümeti, bu konuda askerlerden de ya-
sakçıdır!
Anayasanın 76. maddesi "ideolojik ve anarşik eylemlere
katılanlar"m "affa uğramış dahi olsalar" milletvekili seçile-
meyecekleri koşulunu getirmişti.
Bu ne demektir?
Bu TBMM'nin af yetkisini kısıtlamak demektir.
Özal hükümeti, bu yasakçılıkta bir adım daha ileri gide-
rek 1985'te TBMM'nin af yetkisini tüzükle kısrtlamış ve "dev-
let aleyhine" suç işlemiş olanlarm tabutlarına "affedilmiş ol-
salar bile" bayrak örtülemeyeceğı yasağı getirmiştir.
Demokrat Parti hükümeti ve milletvekilleri ile üst düzey
asker ve sivil yöneticiler, Yüksek Adalet Divanı'nca "devle-
tin şahsiyetine karşı cürümler" bölümünde yer alan 146.
madde gereğince çeşitli cezalara çarptırılmışlar; bu ceza-
lar, sonradan çıkanlan af yasaları ile bütün hukuksal sonuç-
ları ile bağışlanmıştır.
Genel af, bir cezayı bütün sonuçlarıyta kaldırır. TBMM bir
kez af yasası çıkartmış ve bir cezayı bütün sonuçlarıyla kal-
dırmışsa, yasalarda bile yer almayan böyle bir yasak bir tü-
zükle tabuta kadar sürdürülemez.
Ama ne yapacaksınız kı Özal hükümeti 1985 yılında çı-
kardığı tüzükle "affedilmiş bile olsa tabutlara bayrak
örttürtmem" diyerek bu "devlet kinini" mezara kadar sür-
dürüyor.
Bu Bayrak Tüzüğü Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın ce-
naze törenlerinde uygulanmayacak. "Uygulansın" da demi-
yoruz. Milletvekilliği, bakanhk ve başbakanlık yapanların ta-
butlarına elbette bayrak örtülmelidır.
Devlete karşı suç işleseler de işlemeseler de... Affedil-
seler de edilmeseler de...
Biliyoruz ki Özal hükümetince bu hüküm, başkaları için
getirildi. Hem de 12 Eylül generallerinin getirmediği ölçü-
de bir yasak getirildi.
Öyle ya da böyle; önemli olan bu "çifte standarf'm ve in-
sanları, inançlanndan, ideolojilerinden, sıyasal düşünce ve
eylemlerinden ötürü mezara kadar izleyen "devlet kini" ile
bu kinden kaynaklanan çağdışı yasakçılığın son bulması-
dır.
EVET/HAYIR OKTM AKBAL
(Bastorafi 2. Sayfada)
cenin sanata dönüşmesı yaşama
sevinciyle başlar? Yaşama sevın-
ci de doğayla ınsanın bütünleş-
mesi sonucu elde edilir. Samsun
Sanat, gençlenn gözü kulağı ofa-
caktır. Hem sayfalarını onlara
açacak hem de elinden tutacak-
tır. Atatürk ilkeieri yayın ilkemiz-
dir. Çağdaş Türkiye özlemi 'Sam-
sun Sanat'ın da özlemidir. Yüre-
ği, beyni insanımıza doğamıza
sevgiyle özlemle dolu olan her-
kese sayialarımız açıktır."
Dünyanın en gelişmiş soğutucu teknolojisi Türkiye'de
No-Frost. AEG'denS
AEG, dunyadaki en yenı, en gelişmiş soğutucu
teknolojısmı ulkemize getirdı.. Yenı No-Frost'larla!
Yenı AEG No-Frost'lar sıze, başka hıçbır
soğutucuda olmayan üstünlükler sunar.
Işte bunlardan birkaçı:
•AEG No-Frost'da fan sistemıyle üflenen soğuk
ve kuru hava soğutucunun butun bölumlerinde
dolaşır. Karlanma, buzlanma ve rutubet olmaz.
Dığer soğutucuiarda, belırtı aralıklaria yapılması
gereken entme ışiemı tamamen ortadan kalkar.
•AEG No-Frost da başka hıçbır soğutucuda
olmayan "derın soğutucu" bölumü vardır.
Burada, kısa sure saklanması gereken besınler,
paketlenmeden, ılk günkü tazeliğınde korunur.
•AEG No-Frost çok hızlı soğutur Boylece mevye
ve sebzelenn hucre zarian patlamaz, oz sulan
ıçlennde kalır. FYoteınlerı eksılmez pH değerieri
değişrrez
•Denn dondurucusu dort yıldızhdır Besinteri eksi
18 derecenın altında dondurur, aylarca taptaze
korur
AEG Yetkılı Satıcılarına gelın, yenı No-Frost'larla
tanışın. Dılersenız uç, dılersenız ıkı kapılı
Yaşamınıza yepyenı, bambaşka bir konfor katm
1
AEG
Hayatın
tadını
çıkarın!
'Samsun Sanat'ta Peyami Sa-
fa'nın Mayıs 1952'de 'Türk Dili'
dergisinde çıkan bir yazısının tıp-
kı basımı yer almış. Bir süre son-
ra gerıcı bir tutum takınacak, öz-
türkçe düşmanları arasında yer
alacak Peyami Safa bakın o gün-
ler de bu konuda ne yazmış:
"Türk Dil Kurumu'nun ırk dili-
ni kabul etmeyenlere irtica danv
gası vurduğu iddia ediliyor. İfti-
ra. Biz can'a can diyenlerin de-
ğil uygunluk'a.mutabakat diyen-
lerin geri dil anlayışlarıyla sava-
şıyoruz... TDK, Türkçe tam kar-
şılıkları veya Türkçe köklerı bu-
lunan kelimelerle ifade edilmesi-
ni doğru bulmuyor."
Trabzon'da, Samsun'da bir sa-
nat ve kültür havası yaşatıyor bu
dergiter Bursa'da da 'Bİçem
1
adlı
yeni bir dergi yayımlanrnakta.
'Biçem' düzeyli bir d«rgi. Üçün-
cü sayısında da pek çok ünlü ya-
zarın ürünleri var. 'Biçem' yöre-
sel olmaktan çok ülke ölçüsün-
de tanınmış imzalan toplamak is-
temiş. Birsel, Apaydın, Nutku,
Özer gibi...
Anadolu kentlerinde çıkan der-
giler bizlere o yörelerden güzel
esıntıler getirir. Büyük kentlerin
yaygın satışlı dergilerinden çok,
bu Anadolu ve Trakya kentlerin-
de binbir zorluğu yenerek yayım-
lanan dergıler, sanat ve kültür
dünyamızın ana kaynaklarını
oluşturur. Hepsıne başarı dilek-
leri, hepsine sevgiler, dostluklar.
Hilmi Haşal'ın şıirindeki "yine
sevgisizlik ağları örülüyor
çevremde" dizesinin tam karşıtı
olan sevgiler, dostluklar...
Cıunhuriyet'e
taziîiiııat
davası
tstanbul Haber Servisi — Ga-
zetemizın 18 Şubat 1990 tarihli sa-
yısında yer alan "Tecavüz et, son-
ra kurtul" başlıklı haber nedeniy-
le gazetemiz aleyhine açılan ma-
nevi tazminat davasma dün de-
vam edildi.
Haberde, "kişflik haklanna
saldında bulunuidugunu" öne sü-
ren M.Tursun Yangöz, gazetemiz
aleyhine 1 milyar liralık manevi
tazminat davası açmıştı.
tstanbul 3. Asliye Hukuk Mah-
kemesi'ndeki duruşmada, haberi
yazan Yelda Özcan ve gazetemiz
avukatlan hazır bulunurken, da-
vacı M.Tursun Yangöz katılma-
dı. Gazetemiz avukatlannca mah-
kemeye sunulan dikkçede, haber-
yazının gerçek ve güncel bir ko-
nuyu içerdiği belirtildi. Manevi
tazminat miktanmn taraflann
sosyal ve ekonomik güçlerinin
gözetilerek belirlenmesi gerektigı-
nin vurgulandığı dilekçede,
M.Tursun Yangöz'ün "haksu
zenginleşmenüı tipik bir öroegiai
oluşturdugu" kaydedildı. Aynca,
dava konusu haber-yazıda huku-
ka aykınlık bulunmadığı, bu yflz-
den davanın reddine karar veril-
Tiesi gerektiği görüşü savunuldu.
3. Asliye Hukuk Mahkemesi,
yanıt dilekçesinin davacıya iletil-
mesi amacıyla duruşmayı 26.10.
1990 gününe erteledi.