22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABERLER CUMHURÎYET/11 'LAGANUSTUKURULTAYA DOGRUSHP DSP GenelBaşkanı Ecevit SHP'dekigelişmeleri Cumhuriyet'e değerlendirdû SHP soıııuı başlangıcındaBETÜL UNCULAR ANKARA — DSP Genel Baş- kanı Büient Ecevit, SHP'deki son gelişmeleri Cumhuriyet'e değer- lendirirken, 12 Eylüi kalıbından cıktığı için SHP'nin yok olup gi- deceği görüşünü savundu. Ecevit, "BaykaJ kazamrsa SHP küçülür, taönü kazanırsa SHP süninür" dedi. 19 agustos Bayrampaşa se- çiminin, SHP için sonun başlan- gıcı olduğuna işaret eden Ecevit, fnönü'nün sorununun güçlü genel sekreterlikten değil Baykal'ın par- ticilik anlayışından kaynaklandı- ğını söyledi. CHP'nin iki basfılıktan zarar görmediğıni amrnsatan Ecevit, 29 eyiül kurultayı öncesinde iki tara- fın da kılıçlanru çektiklerini be- lirtti, "Ya biri i r ^ i f f c ya öbü- rü. Btr tniujmm otanagı ŞB aşama- da görnlmuyor" diye konuştu. SosyaJ demokrastnin önündeki engelleri aşarak iktidara gdecek- lerini bildiren DSP lideri, "SHP'nia kurdılmasi diye bir şe> sdz koaasu degil. Törk toplumu- Bun da SHP'yi kurtarmak gibi bir mecboriyeti yok. Önemli olan tosyaJ demokratlann başansMİır" dedi. Ecevit'e yönelttiğimiz sonılar ve yanıtlan şöyle: ninde güçlenmeye basladı ve de- vam etti. Ondan da parti zarar görmedi. 1966-1971 arasında ise ben de partide oldukça ağırlığı olan genel sekreterdim. Rahmet- li tnöntt'nün tabii büyük ağırlığı vardı arna aramızda herhangi bir sorun olmamıştı. 12 Man'takı so- run parti içi çekişmelerden veya iki başhlıktan kaynaklanan sorun değildi. Orada büyük bir rejim ve devlet sorunuyla karşı karşıya kal- dık. Askerler kendi kurdurduklan hükümete CHP'nin de katılması- nı, hatta Başbakan'ın bir CHP'Ii olmasını istediler, ben bunu hem rejim, hem CHP, hem demokra- tik sol hareket açısından çok sa- kıncalı buldum. Ama rahmetli ts- met tnönü sakıncalı bulmadı, bu isteğe uydu. Onun üzerine ben ay- nldım. Somut bir devlet ve rejim sorunuyla ilgili bir konuda görüş- lerimiz ayrılmca uygarca bir çö- züme ulaştırdık bunu. Bütün o dönemler boyunca lentiler egemea... ECEVTT — Sayın tnönü'nün sorunu güçlü genel sekreter olgu- sundan değil de şimdiki genel sek- reterin, yani Sayın Baykal'ın par- ticilik anlayışından kaynaklanı- yor. Biliyorsunuz benim de o ko- nuda geçmişteki nedenlere daya- nan ciddi kaygılarım vardı. Yani SHP'de bu sonuçlann ortaya çık- masında, Baykal'ın kişiliğinin de etkisi olacağını düşünüyordum ama bu bizim sorunumuz değildi, SHP'nin sorunuydu. Yani, bir ke- re Sayın Baykal'ın dar kadrocu tutumundan rahatsız olduğu an- laşılıyor. Hele son günlerdeki açıklamalar belirgin bir biçimde gösteriyor ki Sayın tnönü kamu- oyunda biraz Baykal'ın gölgesin- de, gerisinde kalmış olmaktan te- dirgin görünüyor. Bunu kendisi de açıkça belirtti son günlerde. — SHP'de var oMuğuou öte- den beri belirttigiııiz somnlann. hastakMann knruhayda sona ere- manda SHP'nin içinde siyaset an- layışlan, siyasal çizgileri birbirle- riyle kolay bağdaşamayacak un- surlar da var. Dunyadaki gelişme- lerin etkisi altında bu gruplar ken- dilerini frenleme ihtiyacını duyu- yorlar. Bazı sloganlar eskisi gibi haykınlamıyor yüksek sesle. Gü- nümüz dünyasında çok çağdışı kalacağı için ama bilinç altında, saman altında bunlar devam edi- yor. Ayrıca partinin konumu çok ilginç. 12 Eylül döneminin kalıbından çıkmış siyasal kurumlann ömrü tükeniyor, bazılan yok oldu git- ti. Bazılannın adlan bile hatırian- mıyor. ötekiler de erime sürecin- de. önde gelen partilerden 12 Ey- 1Ü1 kalıbından çıkmış olan başlı- ca iki parti var, ANAP ve SHP. Bunlar kaldı, Ötekiler gitti. ANAP çok hızlı bir erime süreci içine girdi, ancak şimdi iktidarda olmamn avantajlannı kullanarak ve Meclis'teki muhalefetin olağa- ve dünya çok değişmiştir. Bunun dışrada 'DSP bizimle birtessin' diyor. Yani çözümü kendi dışında anyor. Kendi için- den bir çözüm üretemiyor. Yapı- sındaki tutarsızJıklar dolayısıyla politika da üretemiyor. Oysa halk arük boş lafla ve hızlı muhalefet- le, eleştiriyle yetinmiyor. Halkın siyasal bilinci bir hayli yükselmiş durumda ve halk muhalefet par- tilerinden somut çözümier, tutarlı politikalar istiyor. Biz buna bü- yük özen gösteriyoruz. Bayram- paşa'da bir eleştiriyle filan ye- tinmedik. tç ve dış her temel ko- nuda somut politikalar açıkladık. SHP bunu da yapamıyor, içinde pek çok değerli uzman olduğu halde. Kıhçlar çeküdi Ben 29 eylüldeki olağanüstü SHP kurultayının bir şey çözece- ğini sanmıyorum. SHP ortalama 6 ayda bir kurultay yapan bir par- Iki başlıhk " — SHP'de 19 agastos seçimi sooDçtenyla biriikte su yiuiıat cı- kan sorunun nedeoleri arasında 'güçlü genel sekreterlik' de sayı- lıyor. BUDD nasü def erlendiriyor- Boz? BUdi|imiz kadanyia siz gtiçNi gend sekreterlik kunımunu Mvunyonhuıaz... ECEVtT — İki basü parti ol- maz deniliyor. Aslında CHP'nin tarihine bakarsak, hep iki başlı ve bundan bir sıkıntı görmemiş. Tek parti dönemini düşünün, Atatürk ve tnönü, ikısinin de çok güçhl ki- şiliği var. lcabında birbirlerine karşı kendi görüşlerinde direnebi- liyorlar ve parti bu yüzden de bir zarar görmedi. 1950'den sonra çok partili rejime geciş aşamasın- da yani 1940'ların ortalanndan 1950'ye kadar bir süre Recep Pe- ker gibi çok iddialı, kişiliği olan bir kimse parti yönetiminde etki- li durumdaydı ve rahmetli tnönü de hem Cumhurbaşkanı hem parti başkanıydı. Aynca çeşitli gruplar vardı. Çatışmalar, sünüşraeler, tartışmaiar olurdu. Ama bu da partinin demokrasiye geçiş süre- cini engellemedi. 1950'den sonra uzunca bir sü- re Inönü ve Gülek baştaydı ve Gü- lek'in de güçlü bir kişiliği vardı, bdli bir dinamizmi vardı. O an- lamda o dönemde de parti iki baş- bydı, arada tartışırlardı. Kişilik- leri birbirleriyle çok çelişirdi. Ona ragrnen parti ilk asamadaki zayıf- lamadan sonra giderek halk zemi- lkibaşhlıkrİkibaşlı parti olmaz deniliyor. CHP'nin tarihine bakarsak hep iki başlı. Bundan da zarar görmemiş. Atatürk- İnönü, sonra çok güçlü kişiliöi olan Recep Peker ile înönü, 1950'den sonra înönü ve Kasım Gülek, 1966-1971 döneminde ben de partide oldukça ağırlığı olan genel sekreterdim. CHP iki başlıhktan zarar görmedi. îkinci, üçüncü adama gerek yok deniliyorsa ortaya NAP'taki durum çıkar. ÇÖTÛmih dışında anyor: 'DSP bizimle birleşsin' diyor. Yani çözümü kendi dışında arıyor. Kendi içinde bir çözüm üretemiyor. Yapısındaki tutarsızlıktan dolayı politika da üretemiyor. HaJk, muhalefet partilerinden somut çözümler bekliyor. Biz buna büyük özen gösteriyoruz. Bayrampaşa'da eleştiriyle falan yetinmedik. ıç ve dış her temel konuda somut politikalar açıkladık. CHP iki başlıbktan bir zarar gör- memişti. Bazen görebilir, ama ku- raJ olarak sadece güçlü genel baş- kan yeter, ikinci üçüncü adama lüzum yoktur denirse, ortaya ANAP'taki durum da çıkabilir. O kadar tek adam egemenliğine alış- mış ki ANAP, Sayın özal başba- kanlıktan ve gend başkanlıktan aynldı, Cumhurbaşkanı oldu, fa- kat gerisinde öyle bir boşluk bı- raktı ki o boşluğu doldurabilecek kimse cıkamıyor ve özal hâlâ fii- len bir parti başkanı gibi hareket ediyor. Bu konularda genellemeler ya- parken biraz daha dikkatli olmak gerekir sanıyorum. BaykaFın gölgesinde — Son gÖBJerde kolisierde Sa- yın laöııi'aiin giiçhi gend aekre- teriiktea vazgececeti. gea«l sebc- Utilk Mn çok fazia gtfçli otaa- yaa bir M n istedlgi yolaada söy- ceglai dnşiBuyor mnsnnoz? ECEVTT — Hizipçilik ciddi bir sorun. Her panide belli ölçüde olur ama onun partiye canlıbk, di- namizm kazandırması ve demok- ratik hukuk çerçevesi içinde kirn- senin hakkını yemeyecek ölçuler içinde hizipçiliğın ötesine gecme- mesi gerekir. Oysa, CHP'nin son yıllannda partiye ve rejime çok ciddi zararlar verecek hükümete ciddi zararlar verecek ölçüye var- mıştı hizipçilik. SHP'ye bunlar ol- duğu gibi aktanlmıştır ve son günlere gelinceye kadar Erdal Înönü bunu hep küçümsemiştir. Hatta hizip lafını kullanmaktan kaçınmış, 'arkadaş grabu' deyişi- ni kullanmıştır, hâlâ o deyimi kul- lanıyor. Belki daha nazik bir de- yiş oluyor... Sonunda kendisinin de sabrı taşma noktasına gelmiş- tir. Fakat SHP'deki sorun sade- ce gecmifteki asın hizipçilik has- talığımn kaJmra yoluyla SHP'ye geçmesinden ibaret değil aynı za- nttstü etkisizliğinden yararlanarak bir ölçüde gücunü toparlıyor, fa- kat asıl avantaj ANAP'ın geçmi- şe dönük değil geleceğe yönelik bir parti olması. Geleceğe ilişkin birtakım ilginç teşhisler koyabili- yor ANAP liderliği. Fakat o ge- lecekle ilgili teşhislere uygun po- litikalan kolay kolay oluşturamı- yor. Çeiiskiler, kararsızlıklar için- de bocalıyor. SHP, 1980 onceanin partisi go- rünumUndedir. Oysa bugünkü asamada Türk toplumu 12 Eylül 1980 rejimini de istemiyor, 12 Ey- lül öncesini de istemiyor. SHP hâ- lâ geçmise dayanmamn bu kadar hızlı değisen dünya ve TOrkiye'- de bir avantaj olabileceğini sanı- yor. Nitekim kendi yapısından, doğuşundan kaynaklanan sorun- lara kendi dışında çözüm anyor. Ah CHP yeniden kurulsa.. CHP yeniden kurulsa bile SHP'den çok farklı bir parti olur. Aksi halde ayakta kalamaz. ÇOnkü Türkiye tı. Çok sık genel sekreter değıştı- ren bir parti. Defalarca genel baş- kan değiştirdi, bu değişiklikler derde çare olmuyor, şimdi 29 ey- lül kurultayı öncesinde iki taraf birbirlerine karşı kesin tavır aldı- lar ve kılıçlarını çektiler. Ya biri kazanacak ya da öbürü. Bir uz- laşma olanağı şu asamada görun- müyor. 29 eylüie kadar da bu kar- şılıkb katı tavırlann büsbütün ka- nlaşacağı anlaşılıyor. Şimdi sonuç ne olacaktır? Ya tnönü kazana- caktır ya Baykal kazanacaktır. Benim gorüsume göre; SHP, Bay- kal kazamrsa kuçülür, tnönü ka- zamrsa surünur. Benim göıilşüme göre SHP'nin sonu görünmüştür ve 19 agustos Bayrampaşa seçimi de SHP için sonun başlangıci ol- muştur. — SHP InHderiııde, Sayuı Inö- al'aüa karalUyda DSP'ye yeııi- dea ç*tnd* bataaacatı, dar kad- roca olaralı iahaieMÜrflca grabva yöoetiıMea tmttytti d a r u ı u d a CHP özieminiıı gerçekleştirilme- si iciıi caba baıcaamasuu isteye- cegi söylentlleri yaygınlaşıyor. ECEVtT — Bu söylentiler ve çağnlardan bıktım usandım. Yal- ruz ben değil bütün Demokratik Sol Partıliler bıktılar, usandılar. Bir kere SHP'nin sorunu hizipci- likten ibaret değil. Baykal'ın dar kadroculuğundan ibaret değil. Onun kadar dar kadroculuğa aday başkaları da var SHP'de. Bir parti kendi sorunlanna kendi içinde çözüm arar. SHP içinde bir birlik var mı ki DSP ile birleşme çare olsun? Bu, sosyal demokrat tabanın birleşmesine kesinlikle engel değil. Türk halkı sağlıklı bir seçim ya- pabileceğini 19 ağustosta Bayram- paşa gibi önemli bir yerleşim merkezinde göstermiştir. Kunıltaydan sonra zatert başla- mış olan SHP'den umut kesme süreci daha da hızlanarak devam edecektir. Biz 1991 veya 1992'de yapılacak bir seçimde nasıl sonuç alırız? Biz Türkiye'nin hemen he- men her yerinde Bayrampaşa'da- kine benzer sonuçlar alabüir ve bi- rinci parti durumuna gelebiliriz ama bunun bir şartı vardır. Tü- züğümüzde öngörülen örgütlenme modeli Bayrampaşa ve tstanbul'- da tam değilse bile büyuk ölçüde gerçekleşmişti. Bu örgütlenme modelinin her yerde olabildiğin- ce gerçekleşmesi gerekir ve örgü- tün Bayrampaşa'daki kadar dina- mik bir çalışma yapması gerekir. Bu iki koşulun gerçekleştiği he- men her yerde çok iyi sonuç ala- biliriz ve birinci parti durumuna gelebiliriz kanısındayım. Bu ko- nuda eskisinden çok daha umutluyum. Bazı yorumcular "DSP'nin ör- gütü yok, DSP Ecevit'in aile par- tisi, DSP bir parti değil bir firma" diyorlar. Ben eskiden de Ecevit'- tim. Bundan önceki seçimlerde de Ecevit'tim. Partinin ad- DSP idi. Bazı sonuçlan alamıyorduk. Eti- mesgut bizim çok zayıf olduğu- muz bir yer. Orada da SHP oy- ları düşerken bizim oylarımız bir hayli yükseldi. Bayrampaşa ola- yını daha gerçekçi bir biçimde tahlil etmek gerekiyor. Gönlü hâ- lâ SHP'de olan bazı yorumcula- ra göre SHP yönericileri Bayram- paşa'ya daha gerçekçi teşhis ko- yuyorlar. Son patlamarun Bay- rampaşa olayından kaynaklandığı nı açıkça dile getiriyorlar. Uma- nm ki bazı yorumcular da aynı noktaya gelirler. Sosyal demokrasi önündeki en- gelleri asacak ve iktidara şu veya bu şekilde gelecektir. SHP'nin kurtulması diye bir şey söz konu- su değil. Türk toplumunun da SHP'yi kurtarmak gibi bir işlevi, mecburiyeti yok. önemli olan sosyal demokrasinin başansı." K U R U L T A Y Ö Y K Ö L E R İ Kahverengi ceket SHP Tekirdağ Mitletvekiti Enis Tütüncü anlatıyor. SODEP'in kuruluşundan bu yana sOrekti kurultay var. Kurultaylardan birinde yazlık astanız kahverengi bir ceket giymişti Rastlantı bu ya ardından yapılan kurultayda da aynı ceket üzerinde. Üçüncü bir kurultay yapılıyor. Ben yine o ceketleyim. Bir ilin -delegelerîn adını vermeyeyim- toplanmışlar, "Khne oy vereüm" diye tartışıyorlar. Biri diyor ki "Tütûncûyt vereüm. Baksatuza mütevazt adam. Üç laırultaydv aynı eeketi giyiyor. Belti ki namushu" Bunun üzerine bana oy veriyorlar ve kurultayı kazanıyorum. Delegelerin sağduyusuna hayran kaldım. Ama elbette, "O kadar çok kurultay yapüdt ki ceket çıkarmaya bile fırsat bulamadık"ya da "Bir ceket eskimeden üç kurultay yaptldt" diye espri de yapılabilir. G E Ç M İ Ş K U R U L T A Y O L U R K İ l r ı i T i ı l t f i v CHP'nin 24. kurnlUyı 24 Mayıs 1979 günü bas- ğ ikuı uııuy lttmış ^kavgaJl d ö v ü ş l ü b i r a ö n o s f e r d e s ü r m ö ş . tü. Genel Başkan Bülent Ecrvit'e karşı parti içi muhalefeti olusturan Baykal grubu ve sol kanat ovlamalarda Ali Topuz grubuyla işbirliği yapıp yapmama konusunda kararsızhk çekmiş, PM'nin yeniden belirlenmesi için muhalefetin verdigi töziik de- ğişikligi önerisi de delegekrce oy biriigiyle reddedilmişti. Divan baskanlıgını şimdi- Id SHP miDetveidH Erol Köse'nin yapugı kurultay Ankara Atatürk Spor Salonu'ada polisin müdahalesinc varacak olaylara sahne olmuştu. Kurultay nedeniyle CHP'li ve ll'ler grnbnndan bağımsız bakanlar bir mya gelmisti. Fotografta soldan sağa Ali Topnz (Köyişleri ve Kooperatifler Bakanı), Orkan Eyüboglo (Basbakan Yardım- ası), Hilmi lşgıjzar (Sosyal Güvenlik Bakanı), Yüksel Çakmar (Gençiik ve Spor Bakanı), Tnncay Mataracı (Gttmrük ve Tekel Bakaaı), Baykal (Enerji Bakanı). COHEYT >BCAYOREK yaayor Mersiıfe Tersine...ANKARA — Son iki günü hemen her olasılığı İnönü ve Baykal'la tartışarak geçirdik. Belirgin sonuç şöyle özetlenebilir: İki tarafın krize bakış açıları giderek kemikleşiyor. İnönü çıkış yolunu olağanüstü kurultayın erdeminde ararken Bay- kal, tam tersine olağanüstü kurultayı gereksiz, anlamsız, hem parti hem de lider için sakıncalı buluyor. İnönü, Baykal ekibinin daha önce kendi ara- larında aldıkları kararlarla yönetim toplantılanna geldiklerini, bir yerde genel başkanın elini kolu- nu bağladıklarını öne sürerken Baykal, genel başkanın isteği dışında, onaylamadığı hiçbir yap- tırıma gidilmediğini attını çizerek söylüyor. inönü, partiye dışa dönük dinamizm verebil- mek için kurultayın ya kendisini ya da Baykal'ı yeğlemesini önkoşul görüyor. BaykaJ ise inönû'- nûn durup durduk yerde hem de somut hiçbir ge- rekçesi yokken yapay bir "parti içi hesaplaşma" sorunu yarattığında direniyor. inönü'nün düşüncelerinı içeren kurgusu açık. Güvenilir bir lider, dinamik bir genel sekreter for- mülünün ise yaramadığını, sonunda iki başlı bir yönetime dönüştüğünü, kurultaydan bu kez işe yarayan yönetim kadrosuyla çıkılmasını istiyor. İnönü'yü hesaplaşma dönemini açarak "ken- di açısından da siyasat bir hata yapmakla" suç- layan Baykal ise ne aday olmayacağını ne de ye- ni PM'nin oiuşmasında etken görev üstlenmeye- cegini söylüyor. Dünkü söyleside yeri geldiğin- de bugünkü sözlerinin 14 eylül tarihine özgü de- ğerlendirmeler olacağını özenle belirtryof. Hesap- lar "yanna" açık! Bu, İnönü'nün hedefi açık seçik söylemesine karşın, Baykal'ın günübirlik gelişmelere, hatta ça- lışmalara göre amacı açıklayacağını gösteriyor. Baykal'ın adaylık konusunda vurgulayıcı açıkla- ması yok. Ama İnÖnü'ye oranla bir haftadır öi/i- nen başka strateji uyguladığı dünkü söyleside bir kez daha ortaya çıkıyor. Adaylığı için baskı yapıldığını yadsımıyor, fa- kat -yine dünkü tarihe göre konuştuğunu öne sürerek- şu anda direndiğini özetliyor. Partinin genel başkanı varken anlamsız bulduğu olağa- nüstü kurultay serûveni çıkanlmasaydı dışa dö- nük, partiyi ayağa kaldıracak yönetici kadronun bulunabileceğini belirtryor. Bu "somut ger- çeklerden" kaçınmanın nedenlerini birtüıiü an- layamadığını öne sürüyor. Olayın dünkü durağında liderlikten önce yeni PM seçimini Baykal'ın ön planda tuttuğu izleni- mi alınıyor. Olağanüstü kurultayda l/derlik yarı- şını şimdilik yadsımasının nedeni ise açık. Parti Meclisine ağırhğını koyarak ağır aksak sonuncu aşamaya gelmeyi istiyor. PM'ye ağırhğını koy- maktan vazgeçmediği ve ne olursa olsun geç- meyeceği anlaşılıyor. inönü'nün adaytığını koy' çağrısına tepki gös- teriyor. Kararı ancak kendisinin verebileceğini söylerken, kuşkusuz kurultaya on beş gün kala henüz delegelerin çoğunlukla arkasında olup ol- madığı hesabını yapamadığını anlatmak istiyor. Elbette İnönü, bugünkü PM üyelerini işe ya- ramaz, bir hizbin adamı olarak görmüyor. Bay- kal, İnönü'nün PM konusundaki sözlerini kendi- ne göre değerlendiriyor. "istediği biçimde bir PM" dayatmasıyla en azından PM üyeleri, dele- geler ve örgûtle İnönü'nün terse düştüğünü içe- ren, suçlayıcı bir manevra yapıyor. Böyle bir da- yatmanın delegelerin özgür iradesi karşısında si- yasal değer taşımadığını vurgulayarak bir bakı- ma İnönü'nün kurultayı "Ya dediğim olur, ya da?" ikilemiyle baskı altında tutmaya yöneldiği- ni dokunduruyor. Aday olmaması durumunda Baykal'ın PM se- çimini etkileyecek davranışlardan kaçınmasını is- teyen inönü'ye verdiği yanıt "olumsuz". Gerek- çesi ise kurultaylarda tek listeyle seçime girilme- deki siyasal olanaksızlığa, hatta kurultay üslûbu- na yakışmayan bir davranış gibi görerek bir yer- de SHP doğasına aykırılığa dayanıyor. Aday olacağını ya da olmayacağını kesinkes acıklamayan Baykal, PM seciminde mutlaka baş- ka lıste çıkacağını, örgütün eğilimleri yönünde bu listenin yanında yer alacağını ilan ediyor. PM seçimini yine Baykal'a kaptırırsa İnönü'- nün siyasal geleceği üzerinde önemli varsayım- lar yapılıyor. Ne var ki rüzgâr tersme esebılir, Baykal ekibinin tüm çabalarına karşın İnönü'nün listesi çoğunluğu sağlayabilir. Ya o zaman ne oia- cak? inönü yitırirse ıstifa edebileceği hesaplanır- ken Baykal, savaşı btrakmayacağını, bir "sosyal demokrat olarak üzerine düşeni yapacağını' be- lirtiyor. Kısacası, olağan kurultaya kadar ipin ucunu bırakmayacağı anlaşılıyor. Dünkü söyleside öy- le bir manzara çiziyor ki, genel başkanlığa bu aşamada soyunmanın hesabını henüz berrak bi- çimde yapamamış. Fakat PM'de çoğunluğu yi- ne kazanacağından kuşku duymuyor. Bir uzlaşma zemini aranabilir mi? İnönü ile Baykal biriikte çalışmayı öngörmeseler bile krizi daha yumuşak bir ortama götürebilirler mi? İnönü zincirin halkaları gibi birbirine bağlı, uyumlu bir yönetim arayışındayken Baykal ağır- lıklı yeni PM ile bir yere varılamayacağını, yeni- den düne dönüleceğini bilerek "uzlaşma formül- lerini" önceki gün yadsıyordu. Baykal tersine bir bakış açısı sergiliyor. "Hiçbir sorunu olmayan" İnönü ile oturup görüşebileceğini, çözümler ara- yışına yardımcı olabileceğini söylüyor. Uzlaşma ancak İnönü'nün olağanüstü kurultayı toplama- daki haklı gerekçelerinden bir ölçüde vazgeçme- si, Baykal'ın aday olmayacaksa yeni yönetımı en- gelleyecek kadro oluşturmalarından ödün verme- siyle gerçekleşebilir. Son iki gündür böylesi bir anlayış birlikteliğini destekleyecek bir veri, süregiden tartışmalarda tek bir öğe bulamadık. Daha on beş gün var, yi- ne de küçük olasılıklan gözden ırak tutmamak gerekir. 14 eylül günü durum: İpler gergin, kopacağı saati bekliyor! O R G U T L E R D E N tSTANBVL 10 belediyeden BaykaFa destek YAXÇIN ÇAKIR 29 eylüldeki kurultay öncesin- de bugün Beyoğlu Dünya Sine- ması'nda İnönü ve BaykaTın ka- tılacağı ilk "bölge toplannsı" SHP'liler arasında heyecanla bekleniyor. tnönü ve Baykal ta- raftarlan, tavırlanm açıkça or- taya koyarak tnönü ve Baykal'ı karsılamak için yoğun hazırlık- lar yaptılar. Bu arada, beşi ata- mayla saptanan 10 ilçe belediye başkanı, Baykal'ı destekledikle- rini ve aday olmasını istedikle- rini duyurdular. tnönü-Baykal yönetimindeki partide ilk kez bir seçimli kurul- taya gidecek olan Istanbul dele- gasyonunda yoğun bir kulis ça- hşması görülüyor. SHP'li ilçe başkanlan arasında İnönü'ye destek verenJerin ağırhklj olduk- lan belirtiliyor. Baykal'a yakın- lığı ile bilinen partililenn, Anka- ra'da genel merkeze gidip geldik- leri bildirilirken, bazılarının Beyoğlu'ndaki il merkezinde "nöbele" yatarak gelişmelerden haberdar olmak istedikleri kay- dediliyor. Liste hesaplaşmaları- nın yani sıra tnönü'ye destek ve- receklerini söyleyenler, "listeye göre" koşulunu getirirken, "ye- nilikçi gnıp" ile daha sol eğüimli partililenn inönü'ye destek ver- mek konusunda yakmlaştıklan gözleniyor. tnönü'nün eşi Sevinç tnönii- nün, partili kadınlarla sık sık gö- rüserek "göruş altşverişiode" bu- lunduğu belirtiliyor. tstanbul tl Kadın Komısyonu Başkanı ve kurultay delegesi Ptrihan Ergun, "Bu kurultayda delegelerimiz sagduyu ile hareket eder ve tnö- nü'nün etrafında tüm orgüte hi- Up edecek bir PM seçebilirler- se SHP guçlenip büyüyecektir" dedi. tl Başkam Ercan Karakaş, dün kendisinin de aralannda bu- lunduğu yenilikçilerin haarladı- ğı "sosyal demokrasi anlayısla- n, parti anlayışlan ve örgntsel sorualann çönimüne iliskin göriisleri" içeren bir raponı ör- gflte sundu. Karakaş'ın, "Ama- amız sosyal demokrat siyasete çagdaşlık ve kalite kazaadırmak. Parti içi tartışmalann fikri te- melde yapılmasına katkıda bulunmaktır" diyerek taruttığı üç sayfalık raporda sorunlann çözünrünün çaresinin *sosyal demokrasi' olduğu fîkir irdele- nerek bütünleşme çağrısı yapıl- dı. Kurultay öncesi dagıtdan ra- por hazırlayanlann "daha öoce- den kararlasönlııuşrj" demeieri- ne karşın, Baykal'a yakınlığıyla bilinen partililer, yenilikçilerin 'destek' çağnsı yaptıklanm be- lirttiler. Bu arada tstanbul'da dün en cok tartışılan konu ise 10 ilçe be- lediye başkanınm Baykal'ı des- tekleyen bir açıklama yapmala- rı oldu. Başkanlardan atamayla gelen Ertugrul Dglay (Küçük- çekmece), Hüseyin Aslan (Be- yoğlu) Burhan Köscogln (Pen- dik) Mahmut Özdemir (Kâğıt- hane), YıMınm Aktuna (Bakır- köy) ile biriikte thsan Yalçu (Sa- nyer), Naci Akgün (Eminönü), M.Ali Buldü (Kartal), Hasan Yılmaz (Zeytinburnu) ve Şioasi Ökten'in (Umraniye) imzaladığı açıklamada parti içi gelişmele- rin olumlu bulunmadığı belirti- lerek, "sorunJanmızı diyalogla çözmek yerine 'itham' edid 'suçlayıcı' şekünde de alanlann arasına maaJesef genel başkam- ııuz da katdmış bulumnaktadır" dendi. ESKİ SHP'LİLER NE DtYOR? Ekinci: İnönü kazamrsa döneriz SEVtNÇ BAYSAL BURSA — SHP Genel Mer- kezi tarafından 2 yü önce görev- den aündıktan sonra büyük bir kitleyle biriikte partiden istifa eden SHP eski il başkanı Kemal Eklnci, olağanüstü kurultayda tnönü'nün üstünlük kazanma- sı durumunda partinin dirilece- ğini savunarak, "Bu dirilişin gerçekleşmesiyle SHP'ye yeni- den dönebiHriz" dedi. SHP'deki '"antMemokratik uygnbunalar ve parti progranu- na aykın davranışlann yojun- Ink kazandıgı" gerekçesiyle partiden koptuktan sonra geniş tabanlı bir demokratik örgüt- lenme içinde yer alacağını açık- layan ve kuruluşundan bu ya- na Halkın Emek Partisi'ne (HEP) yakınlığıyla bilinen Ke- mal Ekinci, tnönü'nün kazan- masıyla geri dönebileceklerini söyledi. Genel Başkan I nün, Baykal ile hesaplaşmaya gjrmesinin parti programına sa- hip çıkılması anlammda önemli bir gelişme olduğunu vurgula- yan Ekinci, "SHP icisdeld anti- demokratik uygulamalar sıra- dan üyeleri okhgu kadar Gewi Başkanı da rtküedi. tnön», par^ tiain bnyümesi ve programa sa- bip çıkılması için yeni bir tae- saptaşmaıun gtrektigiiK inandı. Baykal'ın kendi genel baskaa- lığına gidecek yollan bkayan bütün öfgntleri tasfiyeetmeaiy- le başlaynn hizip aalayışı parti- yi tıkamıştır. Baykal, arük ka- zansa da kaybedecektir" dedi. Baykal'ın kaybetmesiyle parti dışında kalan tüm arkadaşlan- nın hiçbir kararsızlık gösterme- den yeni bir durum değerlendir- mesi yaparak SHP'deki kimlik- lerini yeniden kazanacaklarım bildiren Ekinci, SHP'nin toplu- mun genel yapısını yansıtan bir politika sergileyecek duruma gelebileceğini belirtti. Cezmi Kartay Sistem 2 başlı yönetimi zorluyor Ozaai Kartay (Eski SO- DEP Cenel Başkanı) "12 Ey- lül 'ün siyasi partilere karşı uy- guladığı yanlışJar şimdi sonuç- lannı veriyor. Bu sonuçlar da en çok sosyal demokrat kesim- de görülüyor. Benim kişisel değerlendir- mem, CHP tüzüğünden devra- lınmış bulunan genel başkanlık ve genel sekreterlik sisteminin aranan çözümleri zorlaştırdığı seklindedir. Şöyle açıklamak is- terim: CHP tüzüğune göre ge- nel başkanın yanında örgütten sorumlu, partinin örgütsel, yö- netsel ve parasal konularında yetkili genel sekreterlik mode- li, SHP tüzüğünde de yer almış- tır. Şimdi bu görevi üstlenenler dahil, partide iki başhhğın ra- hatsızlığım dile getirmektedir- ler. Gerçekten de CHP döne- minden bu yana geçen süre içinde parti için olaylann getir- diği rahatsızlıklara baktığımz- da, o partiyi Atarürk'le beraber kurmuş bulunan tnönü'nün de yaşadığun ve sonunda kendi kurduğu, geliştirdiği, uzun yıl- lar genel başkanJığını yaptığı partisinden istifa etmek karan- m, genel başkan, genel sekre- ter anlaşmazhğından dolayı al- mak zorunda kaldığı hatırlar- dan çıkmış değildir. SHP döneminde alınan ka- rarla 1986'dan bu yana 8. ku- rultaya gidilmektedir. Ve her kurultay öncesi bu rahatsızlık- lar kamuoyunda izlenmektedir. O halde parti tüzüğündeki bu . hatanın değerlendirUmesi ben- ce güncel bir nitelik kazanmış- tır. ÇünkU mevcut sistem taraf- lann şikâyetlerine rağmen 2 baslı parti yönetimini zorlayıcı niteliktedir. Bu konuda ihtiras sahipleri, sosyal demokrat ve sosyaüst partilerde genel sekreterlik dü- zeninin varlığmı gostermekte- dirler. Bu doğru olabiür. An- cak orada, aynı partide genel başkanlık yoktur. Parti yöne- timinin sahibi o sistemde genel sekreterdir. Bu da bizim düşün- cemize aykırdık taşımaktadır. öyle inanıyorum ki, SHP bu örnekleri de göz önünde bulun- durarak, önümüzdeki dönem- lerde genel başkan ve genel sek- reterin otorite beraberliğini sağ- layacak bir tuzük uygulaması ile sorunlanna yeni bir yakla- şım fırsatı bulabilir. 19 agustos seçim sonuçlan; parti genel merkezinin bu so- nuçlan değerlendirip yeni bir karar alması kamuoyunun bek- lentisi idi. Ahnmış olan olağa- nüstü kurultay karan bu bek- lentiye verilmiş bir yanıttır. Bu kurultayla SHP, içindeki so- runları bir sonuca ulaştu-mayı amaçlamaktadır. Kurultay son- rası oluşacak yeni yönetim, Türk toplumunun beklentileri- ne yanıt verecek aktif, tutarlı bir politikaya elbette yer vere- cek tir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle