Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 EYLÜL 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
meleteoroloıı Genel Müdüriüğü'n
den alınan Mgiye gûre, yundun taızey-
doOu teamtori parçak, yer yer çok bu-
kıhu, orû ve OoOu Karadenz, iç Ana-
dokı'nun kuzey dofiusu ile Doğu Ana-
doh'nun kuayi saganak yajışlı, öte-
ki varier açık geçecek. HNA SICAK-
U ö : Yaöış atan yerterte defişmeye-
eek. öteki yertorde artac*. RUZGAR
Knzey ve Babytaienton o rta kuvvette
« t c * . OeNELBftfİZDE RÜZGÂR:
Doflu Akdeniztfe gûnbatsı ve
lariyei, fltekı üenızlerimizde yıldız
ve karayefclen 3-5 kuvvetınde saatte 10-21 denızm* hızla ese-
cefc. Dalga yOKsekliği 05-15 yer yer 2 m. dolayında bulunacak.
VAN GÖLÛ: Açık geçecek, göl küçük dalgalı olacak
Adana
Adapazan
Adıyaman
AJyon
Ajn
Anlara
Antakya
Antatya
Artvm
* » n
Balıte*
Bılecık
Bırvgöl
Bıths
Bolu
Bursa
Çanakfcale
Çorum
Denıdı
A 31° 21° DıyartHlür
A 25° 12° Edırne
A 31° 19° Erzincan
A 22° 5°Erajrum
Y 17° 10° Esfcşehtr
A 22° 8°GaaantBp
A 28° 19° Gıresun
A 29° 18° Gûmûşhane A
32° 17° Marosa
25° 12° K Maraş
18° 11° Mereın
15° 8°Mu0a
23° 8°Mu$
28° 15° NİJde
20°15°0fdu
18° 12° Hakfcân
A 28° 13° ispam
A 25° 7° Isfcnbul
A 2<° 9° talır
A 24° 14° Kare
A 22° 12° Kasomonu A
A 22° 8°Ka»swî
A 24° 10° Kırtdarelı
A 25° 12° Koıva
Y 20° 19° KüOtıya
A 24° 10° MJatya
26° 18° Samsun
24° 7°Sirt
24°i6°Sinop
26° 15° Sıvas
16° 10" TehnlaO
21° 8°TrataHi
20° 9°Tunceİ!
25° 11° Uşak
24°10°Van
23° 6°>tozgit
24° 13° ZonguldJ*
A 27° 14°
A 31° 17
A 29° 22°
A 25° O°
A 23° 13°
A 20° 9°
Y 20° 14°
A 20° 15°
Y 20° 14°
A 30° 19°
Y 20° 15°
Y 20° 8°
A 24° 16°
A 20° 15°
A 23° 11°
A 24° 7°
A 22° 12°
Y 20° 8°
A 20° 14°
« * ı Duk/ttu ' pgmurtu A-aç* B-buluUu G-gûnest K-Urtı S-sıs» V-yaJmurlu
BULMACA
1
2
3
4
5
6
.
9
1 2 3 4
-•-
d
5 6 7
| I
M
İ
8 9
n
SOLDAN SAĞA:
1/ Kimi giyeceklere
sertlik vermek için
kullanilan bir tür ku-
mas. 2/ Yabana... Ye-
rel olarak kolesterol
ve kalsiyum tuzlan
birikmesine neden
olan atardamar iç
gömleği soysuzlaşma-
sı. 3/ Çift öküzünün
boyunduruktan çık-
maması için boynu-
nun iki yanından bo-
yunduruğa geçirilen
çubuk... Baba. 4/
Satrançta bir taş...
Voleybol ve teniste küt iıune. 5/ tzma-
ritgillerden bir balık.. Su. 6/ Habeş
soyiusu... Gözleri görraeyen. 7/ Orta
Anadolu'da bir göl... Düğün armağa-
m. 8/ Bilgiçlik taslayan kimse... Ender,
seyrek. 9/ Kürtür... Bir içki.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Islam edebiyatlannda ünlü kişilerin
yaşam öykülerinin toplandığı yapıtla-
rın genel adı. 2/ Bir tür lngiliz bira-
sı... Doğu Karadeniz bölgesinin dağlık
kesimlerinde yaşayanların giydiği, bacağı çorap gibi saran bir tür
çizme. 3/ Çanakkale'nin bir ilçesi. 4/ Mırrapla çalınan bir çalgı...
Unlü bir şairimizin soyadı. 5/ Dinsel inançlan olnıayan... Eski Mı-
sır'da güneş tanrısı. 6/ Bir cetvel türii... Koraisyoncu. 7/ Kutsal ki-
taplarda, Suriye ile Mezopotamya'yı içine alan bölgeye verilen ad...
Bir haber ajansının sirngesi. 8/ Pilotlar ve havacılar için yayımla-
nan bülten... Yırtık, yarık. 9/ Dört kişiyle oynanan bir iskambil
oyunu. •
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Gazetecilerin tevkifi
15 EYLÜL 1930
S. C. F. Reisi Fethi Bey baa
gazetecilerin tevkifinden
bahisle dün şu beyanatta
bulunmuştur:
lzmir'de çıkan "Anadolu"
gazetesinin neşriyatı
meydandadır. Bu gazete temiz
ve faziletli bir halk kütlesini
"sarhoş ve para ile satılmış"
tabirlerile tahkir etmiştir. İzmir'e muvasalâtımın mülhakatta
pek fena tesirler uyandırdığına dair gazetesine binlerce
telgraf geldiğini yazarak asılsız neşriyatta bulunmuştur.
Kanununun halkı tehyiç edici hâvadis neşredenlere taallûk
eden rnaddesinin tahtı hükmünde kalan bu neşriyat ve
tasniatın muharriri serbest gezerken ve tzmir'deki acıklı
hâdiseye bu neşriyatın sebep olduğu bugün hükümet
gazetelerinin de tahtı itirafında iken, Teşkilâtı Esasiye
kanununun millete bahş ve temin etmiş olduğu tabii ve
mukaddes bir hakka istinaden salâhiyetini istimal ederüeri
tevkife kalkışmak Türk Cumhuriyeti ve bu Cumhuriyetin
temin ettiği matbuat hürriyeti namına protesto edilecek bir
vak'adır.
Anadolu gazetesini itham ediyorum. Cumhuriyet
hâkimlerinden adaletin bitarafane tecelli ettirilmesini
beklemek hakkımızdırf'
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Kongo meselesi
15 EYLÜL 1960
Güvenlik Konseyi, Kongo meselesini
görüşmeye devam etmek üzere, GMT
ayan ile 19.49 da toplanmıştır.
Amerikan temsilcisi James
Wadswarth, Güvenlik Konseyi
çalışmalanna katılmak üzere
Kongo'dan iki heyet gönderildiğini,
yani idari bakımdan Kongo'nun bir
kanşıklık içinde bulunduğunu, Nknım»h
durum aydınlanmadan evvel Konseyin toplanmasının doğru
olmayacağını söylemiş ve başka bir zaman toplanılmasını
teklif etmiştir. Gelecek toplantı için bir tarih tespit
edilmemiştir.
Birleşik Arap Cumhuriyeti Hükümeti sözcüsü bu akşam
tertip ettiği basın toplantısında "Birleşik Arap Cumhuriyeti
Kongo'nun meşnı hükümeti olarak Lumumba Hükümetini
tanımaktadır. Lumurnba, bir hükümeti devirmeye yegâne
yetkili olan, her iki Meclisten de güven oyu almıştır"
demiştir.
Sözcü, bundan sonra Birleşmiş Milletler inzibat
kuvvetlerinin Kongo'da giriştikleri faaliyeti acı bir dille
tenkid etmiştir.
Gana Cumhurbaşkanı Kwame Nkrumah, bugün Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Hammarskjoeld'e bir mektup
göndererek, "Kongo Başbakanı Lumumba'nın
Leopoldville'deki kendi radyo istasyonunu kullanmasına
müsaade edilmediği takdirde Gana'nın, Kongo'da Birleşmiş
Milletler Komutanlıği emrine verdiği birliklerini geri
alacağını" bildirmiştir. Nkrumah, Gana'nın kendi birliklerini
Lumumba'nm emrine vennek hakkını mahfuz tuttuğunu da
açıklamıştır.
Kongo Başbakanı Lumumba, Birleşmiş Milletlerdeki Asya-
Afrika topluluğana bir telgraf göndererek, "kendisine çok
sayıda silâh ve cephane, mürettebatiyle birlikte 20 uçak ve
kuvvetli bir verici radyo istasyonu göndermelerini"
istemiştir.
1
Amslenlan
Afnman
ABna
Bafldal
Bamlona
Basel
Mgrad
Berfn
Bom
Brtksel
Budapeşfc
Cennre
Ceayır
Ckkte
Duba
FrmKtun
Snw
Hetsınlo
Kafiıre
Kopenhag
K6ln
Uftosa
DUNYA'DA BUGUN
l A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
20°
35°
27°
38°
26°
20°
19°
18°
18°
18°
21°
22°
35°
37°
41°
21°
29°
12°
35°
18°
18°
32°
LHnnjrad
Londra
Madnd
MÜ3HO
MootreaJ
Mosfana
MOnih
NoıYırt
Osx>
Para
Prag
Roma
Sot»ı
%l hm
Hnus
Varşrna
Viyana
Vltehtngto
Zünh
¥ 10°
A 22°
A 31°
A 26°
A 25°
Y 12°
A 19°
Y 22°
A 18»
A 24°
A 17°
A 42°
A 29°
A 20°
A 25°
A 29°
A 37»
A 18°
A 24*
A 20»
nY 22°
A 21°
GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet
Meclisteki idamlar
15 EYLÜL 1989
Idam cezalan için bir iyi, bir de kötü değişiklik. lyi
değişiklik, halen idam dosyası TBMM'de bulunan 244 kişi
için Meclis 2 yıl içinde "idam" karan almazsa cezalan
otomatik olarak müebbete çevrilmesi yolunda. Kötü
değişiklik ise, önümüzdeki dönemde verilecek idam
cezalannın infazını otomatiğe bağlama sonucunu
doğurabilecek.
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Bakanlar Kurulu'nda kabul
edilen Türk Ceza Kanunu ile anayasa değişikliklerini basına
açıkladı. Değişikliklerin açıklanma tarihinin, Türkiye*deki
insan hakları ihlallerinin Avrupa Parlamentosu gündemine
girdiği güne ve Başbakan Turgut özal'ın Avrupa Konseyi
Parlamenter Asamblesi'nde konuşmaya gideceği tarihten
önceye denk gelmesi "anlamlı" bulundu.
Oltan Sungurlu'nun dün açıkladığı değişiklik tasarısı başlıca
beş konuyu içeriyor.
TARITSMA
İnsanımızm Size İhtîyacı Var
Söylediklerinizi harfi harfine uygulamaya ve öğretmeye hazır
öğretmenler, genç anne adayları, bilge, yaşlılar, aydın
muhtarlar bulacaksınız oralarda.
birhkte geçirilecek günlerden ve gecelerden ça-
lınarak kitap sayfaları arasma dalınıyor. Mes-
leki olarak bir birikim yaratmayan çahşma bi-
çimlerine yöneliniyor. "En çok, en az, en fay-
daiı, bangisi uygulanabilir, hangisi doğnıdur"
soruları arasında doktor adaylan ülkemiz in-
sanmın özellikle kırsal kesimde karşı karşıya
olduğu prüner sorunlardan uzaklaşıyor. Us-
telik mecburi hizmet başladıktan sonra da du-
Mecburi hizmete gitmek daha üniversitenin
ilk yıllannda genç doktor adaylarının içinde
bir korku yaratıyor. Hiç bilinmeyen bir yere
gitmek, orada tıbbi yetersizliklerle tek başına
karşı karşıya kalmak, üniversitede öğretilen
hastaya yaklaşım, tanı ve tedavi ilkelerini uy-
gulamak bir yana, en basit tanı araçlanndan,
temel tedavi prensiplerinden bile yoksun ol-
mak ve belki hastayla aynı dili bile konuşa-
mamak.
Sosyal yaşamdan bir daha dönemeyecekmiş
paniğini yaşayacak kadar uzaklaşmak, Türki-
ye koşullarında çok zor elde edilen bir mesle-
ğe sahip olup da ışıksız, yolsuz, banyosuz me-
kânlarda barınmak!
Ve "Neden buradayım?" sorusunu günler
boyu, geceler boyu sormak. Aslında yapabi-
lecekleriyle, koşullara bağlı olarak yapamadık-
larını düşünüp tıbbi birikiminin, enerjisinin
ve zamanının harcandığını düşünmek. En aası
"boşunalığına" inanmak.
Işte bütün bunlar doktorlan farklı çözüm-
ler bulmaya yöneltiyor. Ya ne yapıp edip, ken-
dinize saygınızı bir parça yitirmek pahasına
da olsa, bir rapor ayarlayarak büyük şehirler-
den birinde kalacaksınız, ya eş durumunu kul-
lanabileceğiniz bir mantık (!) evliliği yapacak-
sınız, ya dost durumunu kullanarak tayin şansı
yaratacaksımz, ya da Tıpts Uzmanlık Sınavı-
nı (TUS) kazanacaksınız.
TUS yaklaşık on doktordan birine uzman
olma şansı tanıyan oldukça güç bir sınav. 4-5.
sınıftaki stajyer doktorlann, 6. sınıftaki intern
doktorların zamanının, söyleşilennin ve plan-
lanrun tümünü dolduruyor. Ve ne yank ki has-
ta başında, 'nöbetlerde öğretim görevlileriyle
Tıp adına koşullar iyileştirildiğinde, yararlı
olacağına inanarak Türkiye"nin her bölgesin-
de "mecburi" isrnine gerek kalmadan hizmet
verebilecek pek çok doktor bir an önce geri
dönmeye çabalıyor.
Peşpeşe yeni mezunlann verildiği şu günler-
de genç meslektaşlarıraa seslenmek istiyorum.
Sizleri mecburi hizmete bu koşullar altında
gönderen nedenler tartışılabilir. Kendiniz sağ-
lıklı yaşama olanağına sahip değilken, sağlık
adına neler yapabileceğiniz de tartışılabilir.
Ama gene de her şeye rağmen dünyanın en ve-
rici mesleğini seçmiş kişiler olarak en olum-
suz koşullar altında bile insanlık için yapabi-
leceğiniz şeyler var mutlaka.
Vereceğiniz her şeyi büyük bir susamışlık-
la, sevgiyle, hiç kaybetmeyecekleri bir minnetle
alacak insanlar yaşıyor oralarda. Söyledikle-
rinizi harfi harfine uygulamaya ve öğretmeye
hazır öğretmenler genç anne adaylan, bilge
rum değişmiyor.
öğrendikleriyle uyguladıklan arasındaki
korkunç uçurumu yaşayan, çoğu kez olanak-
sızlıklar nedeniyle "ismen ve cismen" bir yer-
de olduğu halde fonksiyonel olarak yarar sağ-
layama>
f
an ve alt yapısına pek de sahip olma-
dığı idari işlerle boğuşmak durumunda kalan
doktor, tek çareyi gece-gündüz ders çalışmakta
buluyor. Ve böylece yaşadığı bölge>i ve sorun-
lanru tam anlamıyla tanıyamanuş, kavrayama-
mış olarak kapılar arkasına kapanıp kitaplar
arasına göraülüyor.
yaşlılar, aydın muhtarlar bulacaksınız oralar-
da. Sizden gördüğünu kendinden sonrakine
duraksamadan geçirecek eller var oralarda...
En önemlisi sizi seven, mesleğinizi ideal
edinmeye açık, sizi örnek alacak, nice pınl pınl
çocuklar var oralarda...
Unutmayınız ki insanımızm size ihtiyacı var
oralarda...
Dr. MEHTAP PASİN
AÜ Tıp Fakültesi
Fizyoloji Anabilim Dalı
Araşbrma Görevlisi
Döner Sermayeden Prinı Dağıtınu
Bu tür bir değerlendirme sisteminin istense bile nesnel
olamayacağı, şeflerin tamamen duygusal bir puanlama yaptığı
ortaya çıkmıştı.
Bakırköy Ruh ve Sinir HasUlıklan Hasta-
nesi'nde ilk kez 1.6.1990 günü sağlık persone-
line üç aylık (ocak, şubat, mart 90) prim ve-
rildi. O güne dek hastanede bolca miktarda
lafı edilmiş, başhekimlikçe "şimdilik üç ayda
bir bir maaş civannda verilebUeceği" resmi ya-
zılarla uzman hekimlere bildirilmiş, başhekim,
hekim, hemşire ve personelle ayn ayn toplan-
tılar yapıp bu uygulamarun özünü ve yararla-
nnı anlatmış, puanlamalar şeflere birkaç kez
tekrar ettirilmişti. Bu yoğun ve titiz çalışma-
lann neler doğuracağı hastanede merakla bek-
leniyordu.
Primlerin dağılacağının açıklanma-
sıyla tüm çahşanlar muhasebede "milli piyan-
go sonuçlannın açıklanmasını beklemekle öz-
deş bir nıhsal durum içinde" kuyruklar oluş-
turdular. Gerçekten de primler milli piyango
ikramiye oranlarma büyük benzerlikler gös-
teriyordu ve aradaki farklar, değişik oranlar
aynı ölçüde mantıklıydılar. Kimine yüklüce bir
şeyler çıkmış, kimi ise amortiyle yetinmişti ve
bu seferlik kimseye boş yoktu. Farklann özel-
likle asistan hekimler kesiminde büyük fark ol-
ması bazı arkadaşları şaşırtmış, hayal kırıklı-
ğına uğratmıştı. Oysa sonuçlar bu uygulama-
run ruhuna tamamen uygundu ve özünü ay-
nen yansıtmaktaydı. Bazı hastanelerde yapıl-
dığı gibi şimdilik herkese eşit prim verme ci-
hetine gidilmemiş, herkes şefi tarafından "bil-
gi, beccri, zekâ, itaatkâriık, ilerieme kapasitesi,
muhbfrfik, zihinsel yetenek, dözcnlilik, has-
taneye para kazandırma" gibi nıtelikleriyle
orantıh olduğu iddia edilen bir şekilde puan-
landınlarak bu sonuca ulaşılmıştı.
Yetersiz olan maaşlara az da olsa bir katkı
olur düşüncesiyle bu uygulamaya hoşgörüyle
bakanlar bile ortaya çıkan tablodan rahatsız
olmuşlardı. özellikle asistan ve bir kısım uz-
man hekimin primleri arasındaki fark olduk-
ça büyüktü. Asistanların primi 350.000 -
950.000 TL arasında değişiyordu. Aynı eğiti-
mi almış, aynı işi yapan, aşağı yukan eşit mik-
tarda hasta bakıp nöbet tutan asistanlar ara-
sında 3 misline yakın fark vardı. Büyükleri-
miz bu durumu "beş parmağın bir olmadığı"
esprisiyle açıkhyorlardı. Şefler boyutunda ise
tablo oldukça farkhydı. Hastanedeki 9 şeften
7'sinin primleri 1.100.000 TL civannda aşagı
yukan birbirine eşitti. 2 şefin primi ise 900.000
TL civarındaydı.. Demek ki asistanken var
olan bu üç misli fark yılların geçmesiyle or-
tadan kalkıyor ve 5 parmak bir olabiliyordu.
Keza başhekim ve muavinlerinin primleri de
1.100.000 TL civannda birbirine yakındı. Alt
kademelerdeki heterojenlik, yukanlarda yerini
homojen bir görünüme bırakıyordu.
Sonuç olarak ortaya çıkan tablo, asistan ve
uzman hekimler arasında büyük tepkiye ne-
den oldu. Bu tür bir değerlendirme sistemi-
nin istense bile nesnel olamayacağı, şeflerin
tamamen duygusal bir nuanlama yaptığı or-
taya çıkmıştı. Ve son derece öznel bir değer-
lendirmeye göre farklı primler verilecek kişi-
ler arasında yapay farklılıklar yaratılmak is-
tenmişti. Bir şefin en düşük priminin, bir di-
ğerinin en yüksek priminden fazla olması bu
durumun en somut göstergelerinden biriydi.
"Subjeküflik ve haksızitktan" başka bir şekil-
de tanımlamanın oldukça güç olduğu bu ola-
yı, asistan ve uzmanlar başhekim ve şeflerine
verdikleri dilekçelerle sorgulamaya başlamış-
lardı:
"Aldığım puan ve prim yelersizligirain bir
göstergesidir, yetersiz bir başasistanı yanımz-
da çalıştırmaya devam edecek misiniz? Bu ye-
tersiz kadroyia egitim nasd sürecek? O zaman
bu hastanenin verdiği uzmanlık egitimi de ye-
tersiz olacak. Başanlı kabul edilmem ve pua-
nımı yüksellme.-n için neler yapmalıyım, ne-
lere dikkat etmeliyim? Benimle yüksek ve dü-
şük prim alanlar arasındaki farkı bana açık-
layabilir misiniz?"
Kuşkusuz bu sorular havada kalıyor ve kim-
se bir şey söyleyemiyordu, verilmeye çalışılan
her yanıt olayuı haksız ve subjektif boyutunu
ve mantıksızlığmı bir kez daha vurguluyordu.
Döner sermaye uygulamasının ardındaki
gerçeğin somut bir şekilde ortaya çıkmasına
fırsat tanıdıklan ve bu konuda bulanık olan
zihinleri aydınlattıkları için Bakırköy Ruh ve
Sinir Hastahklan Hastanesi başhekimine, mu-
avinlerine ve şeflerine aslında teşekkür etmek
gerek. Paranın adıyla çekici kılınmak istenen
bu olayın gerçek boyutunu bize göstermiş ol-
dular.
lstanbul Tabip Odası
Asistan Hekimler Komisyonu
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN
1- Florya Sosyal Turistik Tesisler Müdürlüğü'ne ilave te-
lefon hatları çekilmesi ve santral odasına bağlantılarının ya-
pılması işi 382.000.000.— TL + KDV. muh, bedelle ihale
olacaktır.
Geçici Teminatı: 11.460.000.— TL. dtr.
Şartnamesi: 100.000.— TL. dır.
2- Aksaray Yeraltı Çarşısı havalandırma ve klima tesisa-
tı onarımı ve yenilenmesi işi 650.000.000.— TL.+ KDV.
muh. bedelle ihale olacaktır.
Geçici Teminatı: 19.500.000.— TL. dır.
Şartnamesi: 160.000.— TL. dır.
3- Aksaray Yeraltı Çarşısı yangın alarm tesisatı yıllık ba-
kım tadilat ve yenilenmesi işi 212.500.000.— TL.+ KDV.
muh. bedelle ihale olacaktır.
Geçici Teminatı: 6.375.000.— TL. dır.
Şartnamesi: 60.000.— TL. dır.
Şartnameleri Yatırım Planlama Müdüriüğünden alınabi-
lir.
Yukarıda yazılı işler 4 Ekim 1990 saat 11.00'de İst. Bü-
yükşehir Belediye Encümeni'nde; 1 ve 2. İşler 2886/36.
mad. göre kapalı zarf eksiltmesi usulü ile; 3. iş 2886/45.
mad. göre açık eksiltme usulü ile şartnameleri veçhile ayn
ayrı ihale olacaktır.
İhaleye katılmak isteyenler ihale tarihinde en az 5 (beş)
iş günü önce Belediyeye müracaat etmeleri gerekmekte
olup şartnamesinde yazılı diğer belgelerle birlikte 1 ve 2.
iş için tekliflerini içeren kapalı zarflannı saat 10.00'a kadar
yukarıda belirtilen gün ve saatte İstanbul Büyükşehir Be-
lediye Encümeni'nde hazır bulunmaları gerekmektedir.
İlan olunur.
SATILIK TEKNELER
• Bodrum 1987 yapımı, 11 m. ttrrtandil. 3 kabin, duş, tuvalet ve
salon. 78 HP orijinal Marin. Perkins diesel 75.000.000 TL.
• İnşa halinde Bodrum yapısı 14 m. Gulet. Arması ve diğer ah-
şap işleri isteğe göre tamamlanmak ûzere 65.000.000 TL.
• 8 m. "Pilot Cutter" ahşap, tek direkli, yelkenli tekne. 1989
yapımı, motoru ve arması tamam, faal vaziyette. 15.000.000 TL.
Tel: Mesai saatlerinde: 175 17 85
Hafta sonu: 168 06 37
SATILIK
MCS 5 COMPUGRAPHIC
TERMİNAL
356 66 44
NUfus cuzdammı ve okul
kimlik kartımı kaybettım.
Hükumsüzdür.
SADIK DELtCÖZOĞLU
TÜM MAKİNA
MÜHENDİSLERİ VE
TESCİLLİ BÜROLARA
DUYURU
Son günlerde İGDAŞ tarafından basına verilen ilan-
larda, doğalgaz projesi yapacak makina mühendis-
lerinin İGDAŞ'ın açacağı seminerden geçmelerinin
zorunlu olduğu izlenimi yaratılmaktadır.
Makina mühendisliğinin ilgj alanına giren konular-
da yetki verilmesi; yasalarla tanımlandığı üzere üni-
versite veya eşdeğer kuruluşlara tanınmıştır. Bir ano-
nim şirketin ne adına olursa olsun mühendisleri yet-
kilendirmesı söz konusu olamaz.
Üyemiz olan makina mühendislerinin böyle bir se-
minere katılma zorunluluğu kesinlikle yoktur.
İGDAŞ yönetimini hiçbir geçerli nedene dayanma-
yan bu uygulamadan bir an önce vazgeçmesi konu-
sunda kamuoyu önünde uyarıyoruz. Aksi halde şube-
miz bu uygulamayı durdürmak için gerekli hukuksal
girişimlerde bulunacaktır.
|j
y!
W% tmmob
İLcxJi
m a
*
c
'
n a
mühendisleri odası
r^^^H istanbul şubesi
TENİS KORTLARI YAPIM VE
İŞLETME İLANI .
İstanbul Yelken Kulübü Spor Derneği'nin, İstanbul Kadıköy
Fenerbahçe'deki tesisleri içerisinde yap-işlet-devret
prensibine göre 4 adet tenis kortu ile buraya ait soyunma
ve dinlenme ve seyir yerlerinin inşa edilmesi işi kapalı
zarfla teklif mektubu verilmek suretiyle yapiırılacaktır.
Teklif alma şartnamesi, teklif mektubu ve sozleşme örneği
Kulüp Idaresi'nden 100.000.— TL. mukabilinde temin
edilebilir.
Tekliflerden Kulüp bünyesine ve menfaatlerine en uygun
olanı seçme, yeniden teklif alma veya pazarlık usulüne
dönme hakkı Kulübe aittir.
İlgilerten kişi, kurum ve kuruluşlarm, teklif mektuplarını en
geç 30 Eylül 1990 saat 18.00 e kadar Kulüp idaresi'ne
tevdi etmeleri ilan olunur.
İSTANBUL YELKEN KULÜBÜ
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KE3»IAL
Savaş Düşleri Görenler
Öğrencilik yıllarımızda meydanlarda toplanır hep bir ağızdan
cumhuriyetin erdemlerini belirten marşlar söylerdik. Bunlardan
iki dize belleğimden hiç çıkmaz. Biri, "On yılda on beş milyon
genç yarattık her yaştan" öteki, "Demir ağlarta ördük anayurdu
dört baştan" dır. O yıllarda çoğalmayla övünürken bugün altmış
milyona tırmanıyoruz. Demiryolları ile göğsümüz kabarıyordu.
Bugün demıryolunun modası geçti. Demiryolundan söz eden-
ler neredeyse "komünistlik' le suçlanıyor. Baş yöneticimize gö-
re kim demiryolu derse, biraz değil iyice komünist sayılıyor.
1930'larda Serbest Fırka kurulduğunda, CHP ile Fethi Bey'in
(Okyar) Serbest Fırkası arasındaki tartışmada başı demiryolu-
nu çekiyordu, Partisinin programını açıklamak üzere İzmir'e gi-
den Fethi Bey (Okyar) serbest ekonomtden söz ederken demir-
yolunu Ankara'dan Sıvas'a değin uzatan İsmet Paşa, istasyon-
da verdiği söylevde,
"Eğer Ankara-Erzurum yolu olsaydı Avrupa, Sakarya savaşı-
na girmezdi" dedi.
Fethi Bey demiryolunu dilediğince yadsrya dursun genç cum-
huriyetçiler için yurt savunmasında demiryolunun yeri çok bü-
yüktü. Eğer demiryolu olsaydı izmir, Sıvas'tan 24 saatte savu-
nulabilirdi. Bugün de yurt savunmasında demiryolunun yeri bü-
yüktür. İstanbul-Ankara arasını iki saatte alan demiryolu var, ama
bizde yok. Demiryolunun değerini bilenler olduğu gibi düşman-
ları da çıkıyor. Bugünkü yöneticiler gibi bir donemin genel kur-
may başkanı Fevzi Çakmak da Antalya'ya demiryolu döşenme-
sine karşı çıkmıştı.
Antalya-Konya arasına demiryolu döşeneceği zaman, "Sakın
ha, olmaz" demişti. Gerekçesi şöyledir: İtalyanların, özellikle
Mussolini'nin Antalya'da gözü var. Eğer Antalya ile Korrya arası-
na demiryolu döşenirse, bir savaş durumunda kıyıya çıkan İtal-
yanların Torosları aşarak Anadolu ortalanna inmeleri işten bile
değildir. Mareşal bu yüzden demiryoluna düşmandır.
Söz Mareşal'dan, Mussolini'den açılmışken bir de Atatürk için
öykü anlatırlar. Mussolini'nin Antalya'da gözü olduğu söylenti-
leri Atatürk'ün de kulağına gider; bir konuşmasında şöyle der,
"Söyleyin o deliye, bana çizmelerimi giydirmesin."
Ünlü bir komutanın çizmelerini ayağına geçirmesi bir savaşa
hazır olduğunu belırtmesıdir Çizmeyı giymenin birinci anlamı
budur. İkinci anlamı ise İtalya haritalarda bir çızmeye benzemez
mi? "Gider, o çizme biçimindeki ülkeyi yerte bir ederim" demektir.
Tuhaftır, Roma imparatorluğu düşleri gören Mussolıni, halkı-
na bir savaş göstermek ıstedı, Habesiştan'a saldırdı. Okla, mız-
rakla savaşan Habeş cengâverleri ile baş edemedi. Sair Nâzım
Hikmet, bu savaşı Taranta Babu'ya Mektuplar' adlı şiir kitabın-
da alaylı bir dille anlatır. ikinci Dünya Savaşı'nda Musolini kü-
çük Arnavutluk'a saldıracak oldu, Almanlar yardıma koşmasa-
lar'yüz geri dönecekti. Faşizmin yaldızlı görkemi altındaki güç-
süzlüğü nasıl belli oluyor.
Nâzım Hikmet, Duçe'nin A edrom'da parlak nutuklar atışını şöy-
le anlatıyordu:
"Musolini çok konuşuyor Taranta-Babu
Tek başına/ yapayalnız/ karanlıklara
Bırakılmış bir çocuk gibi bağıra bağıra
kendi sesiyle uyanarak
korkuyla tutuşup/ korkuyla yanarak
Durup dinlenmeden konuşuyor
Mussolini çok konuşuyor
Çok korktuğu için
Çok konuşuyor."
Körfez bunalımından ötürü çevremizde savaş yelleri esiyor. So-
nunun nereye varacağı, neye bağlanacağı belli değil. Savaştan
hoşlananlar, ayranı kabaranlar var. Ama bilmezler ki bundan yıl-
larca önce binlerce kişiyi yiyip bitiren bu çöller yenilerini de ye-
meye açıktır. Kursaklarında Mussolini hevesleri taşıyanlann, Mus-
solini gibi dazlak kafalarını kaşıyanların çok dikkat etmesi gerekir.
ÇALKANLARIN
SORULAR1/SORUNLARI £«
Y1LMAZ ŞİPAL
M
Kadrosuzluk Nedeniyle"
SORU: Sanat Ensütüsü mezanuyam. 1987 yılında 4. derece,.
6. kademeden emekli odum.
331 sa>ılı yasa gücündeki kararname Ue intibalum ye-
niden yapılarak 3. derece, 3. kademeye getirildim.
Bu dunımda Damştay Içtihadı Birieştirme Karan kap-
samındaki, ek gösterge farkından yararianabilecek
miyim?
Kadrosuzluk nedeniyle 3. dereceye çıkaınamıştım. Çı-
kamadığım için bu derecenin ek gostergesinden de ya-
rarlanmamış oldum. İntibak kararnamesi çıkmamış
olsaydı 4/6'dan aylık almaya devam edetektim.
Bilindiği gibi Danıştay tçtihadı Birteştirme Karan,
1984-1989 yılları arasındaki beş yıllık birikmiş ek gös-
terge farkını kapsamakladır.
Ben de bu beş yıllık ek gösterge farkından yararia-
nabüecek mi>im?
EJL
YANITi 30 Temrnuz 1989 günlü Resmi GazeteMe yayımlanan Da-
mştay Içtihatlan Birleştirme Kurulu'nun 14/6/1989 tarih, 1989-1/2
esas ve 1989-2 karan ile 30 Haziran 1988 günlü Resmi GazeteMe
yayımlanan, 331 sayılı yasa hükmünde kararname ayn olaylan çöz-
mektedir. '
331 sayılı yasa hükmünde kararname, 1 Mart 1975 tarininden
sonra derece yukselmesine ilişkin koşullan tasıyan, ancak kadro-
suzluk nedeniyle derece yükseltilmesinden yararlanamayan memur-
lan kapsamaktadır. 331 sayıh kararnameye göre derece yükselülmesi
koşullarına sahip olup da "1/3/1975 tarininden sonra kadrosuz-
luk sebebiyle derece yukselmesi yapamayanlann bu şekilde geçen
ijaşanh hizmet süreleri, öğrenim durumlanna göre yükselebilecek-
leri dereceleri aşmamak kaydıyla her yılı bir kademe ve her üç yüı
bir derece verilmek suretiyle kadro şartı aranmaksızın değerlendi-
rüir:'
Ancak 331 sayıh kararname ile geriye dönük bir uygulama ön-
görülmemişdr. Karaınamenin yürürlüğe girdiği 30 Haziran 1988
Ue 1 Mart 1975 arasında geçen süre için gerek görev aylığı alan
memurlara, gerekse emekli olanlara aylık ve ikramiye farkı öden-
meyeceği vurgulanmıştır.
Danıştay Içtihadı Birleştirme Kurulu ise memur ve emeklilerin
görev ya da emekli aylığı aldıkları derecenin, ek göstergesini de
almaları gerektiğine karar vermiştir.
Bu nedenle ve görüşümüze göre 331 sayılı yasa hükmünde ka-
rarname ile derece yukselmesi yapanlar için 30 Haziran 1988 ön-
cesine ilişkin aylık farklannın ödenmesi söz konusu değildir.
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ
MÜZİK VE SAHNE SANATLARI
FAKÜLTESİ TİYATRO VE KORO
ŞANAT DALLARI
LİSANS DÜZEYİNE
ÖZEL YETENEK-BURS SINAVI İLE
ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
Sınav Tarihleri:
Tıyatro Sanat Dalı: 21-22 Eylül 1990
Koro Sanat Dalı: 25-26 Eylül 1990
Aday Kayıtlan:
Tiyatro Sanat Dalı: 17-20 Eylül 1990
Koro Sanat Dalı: 17-24 Eylül 1990
Aday kaydı ve ayrıntılı bilgi için:
Bilkent Universitesi Müzik ve Sahne Sanatları
Fakültesi
Tel: 266 41 38