Katalog

13 EYLÜL 1990 CUMHURÎYET/7 ANKARA HAVASI Cuntıuriyet Aakara Bürosu DİZDAROGLU'NUN YAKINMASI Limon satan mühendis ANAP Mardin Milletvekili Abdülvahap Dizdaroğlu'nun bugünlerde en büyük sorunu öğrenimini ABD'de tamamlayan oğlunun iş bulamaması. Dizdaroğlu, Meclis kulislerinde, "mühendis olan oğlunun işsizlikten limon satarak geçindiğini" şöyle anlatıyor: "Oğlum VVashington'da çalışırken emrinde 20 mühendis vardı. Memlekete hizmet etsin diye buraya getirttik. Bir bakanın danışmanlığını yaptı, DPT'de de iyi bir pozisyonu vardı. Sonra istifa etti. Şimdi iş bulamıyoruz. Limon satarak geçiniyor." ANAP'lı milletvekili bile yakınırsa, varın hesap edin gerisini. HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ HUSHED'DEN KUVEYT'E KİM KİME DUM DUMA BEHiç AK Fakslanamayan mesaj NÜSHED (Nükleer Savaşın önlenmesi İçin Hekimler Demegi), bütün barış kuruluşlan gibi, "Körfez Bunalımı"nın başlangıcından bu yana yoğun günler yaştyor. Dernek yöneticileri, bir yandan, olası bir savaşta nOkleer ve kimyasal silahlan kullanmanın insanlık için yeni bir yıkım olacağını anlatmaya çalışırken, öbür yandan, sorunun banşçı yollaria cözûmü doğrultusunda çaba gösteriyoriar. NÜSHED, tûm dünyadan 69 üikenin temsil editdigi ve üye sayısı 250 bin kişiyi geçen IPPNW'nin (Nükleer Savaşın önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler Birliği) henüz "resmi" üyesi değil. Çünkü, NÜSHED'in bu konudaki başvurusu, Dışişleri Bakanlığı'nın olurunu bekliyor. Ama merkezi Amerika'da olan IPPNW, NÜSHED'i öz üyesi gibi tanıyor. NÜSHED yöneticileri, IPPNW'nin Kuveyt örgütüne, son Körfez bunalımı dolayısıyla bir mesaj iletmek istediler. Ancak, göndermek istedikleri mesaj, Irak'ın ülkeyi işgali dolayısıyla yerine ulaşamadı. NÜSHED Bastn Danışmanı Atllla Aşut da faksa takılan bu mesajı, son çare olarak, Kuveyt'in Türkiye Büyükelçiliği'ne postalamak zorunda kaldı. Mesajın sunuş yazısı şöyle: "Sayın Büyükelçi, NÜSHEO olarak, ülkenizin yabancı güçlerce işgal ve ilhakından duyduğumuz derin üzüntüyü, Kuveytli meslektaşlarımıza iletmek istedik. Ancak, tüm çabalarımıza karşın Kuveyt'le itetişim kuramadık. Ülkenizle telefon bağlantısı kesik bulunduğundan, 5 eylül günü, Kuveyt Tabip Odası aracılığıyla IPPNVV Kuveyt Şubesi'ne geçmek istediğimiz faks mesajı da elimizde kaldı. Dernek Başkanımız Prof. Dr. Lezlz Onaran'ın, TOrkiyeli hekimler ve sağlık emekçileri adına gönderdiği mesajla, NÜSHED'in, Körfez bunalımının banşçı yollardan çözümünü isteyen basın açıklamasını ilişikte, tarihsel belgeler olarak bilgilerinize sunuyoruz. Sesimizin Kuveytli meslektaşlanmıza ulaşması, bizi mutlu edecektir." üfiMi' ı/e yt da inanmıyorurrt GUNUN F0T06RAFI fflZU GAZETECÎ \ECDET ŞEIS . _. . , . ---ÖN6M VERPISİMİ, ÖZeU-İKie DE KAPlMLÛRI 5AD6CB FlZlK SEL Xap»İ.A£?iyLA PEâE7?LENİC?İI?piâ/Ml 5ÖYixi/CX?OU • Tû6iı 6oWU ŞfRAÇ. 50KAK AâZİYLÛ ue 6toûı?A //SPT/Sı ICİN, /SiM SİZ£ BOlUK MUUA8&E AYNı KONuSArJ (?ASTLApy/W.. \ ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI ÇUingire gerek yok. Ben açanm. (Fotograf: Hasan Aydın / AA) SIYASAL BILGILER ZIRVE VE TRT 1402lik Fişek'in intikamı Prof. Kurthan Flçek, 9 krtap, 124 bilimsel makale sahibi bir bifim adamı Rşek îşmalarının semeresini 7 Nisan 1983 tarihinde 1402'lik olarak ödedi. Hşek, yıllarca verdiği hukuk mücadelesi sonunda çoğu 1402'likle birtikte yargı karartyta ünrversiteye döndû. Fişek'in dönüş tarihi, 18 Haziran 1990'dı. 17 yıl görev yapttğı Siyasal Bilgiler Fakürtesi hayli değişmişti. Fişek, garip şeyler hissediyordu. Kendi deyişiyle sonunda bir "vicdan muhasebesi" yaptı, ardından da şu açıklamayı: "O zorba yönetimin gayrimeşru evladı gördüğüm, ıslah olmasına da imkân vermediğim YÖK'ün altında çalışmama imkân olmadıgt için, kendimce anlamlı. Türkiye tarihi açısından anlamsız bir günde, üniversite eğrtimini medrese tedrisine indirgeyen bir zihniyetin 'işbaşı' yaptığı bir günde, çok üzülerek, az ferahlayarak, bağımsız yargı organlarınca iade edildiğim görevimden istifa ediyorum." Fişek, böylece üniversiteye döndükten sonra istifa eden ilk 1402'lik oldu. Diğerlerinin YÖK üniversrtelerine nasıl uyum sağlayacaklan ise merak konusu. UZUNTU Petrol karan Akaryakrt fiyatlarına bir ayda üç kez zam yapılınca, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler de sık sık gazetecilerin bu konudaki sorulannı yanıtlamak zorunda kalıyor. Keçeciler, son benzin zammından sonra TBMM'ye girişinde daha gazeteciler sormadan benzin zammını savunmada geçti: "Bakın karalar giydim. Ben de üzülüyorum." Ve neden zam yapmak zorunda kaldıklarını anlatmaya başladr. "Saddam, açıklama yapıyor. Petrol fiyatı bir dolar fııiıyor. Bush bir görüsme yapıyor, bir dolar daha artryor. Eskkjen santim santim artardı. Şimdi dolar dolar artıyor. Biz ne yapalım?" Umalım ki Sayın Keçeciler, daha da kararmasın. Çünkü bir zam daha yaparsa artık kara takke de takmak zorunda kalacak... KUCUK BİR YANUS GUL GEC SHP Izletecek olan da izledi 9 eylül günü Bush-Gorbaçov buluşması nedeniyle gözler Helsinki'ye çevrilirken TRT de bu önemli olaya "kayıtsız" kalmama çabası içindeydi. Zirve öncesinde iki lider görüşmeyle ilgili son hazırlıklarını yaptığı sırada TRT'de de gözle görülür bir telaş yaşanıyordu. TRT zirveyi 55 milyon izleyiciye aktarmak için Helsinki'ye 3 kişilik ekip göndermeyi kararlaştırdı. Ancak çok önemli bir sorun vardı; bu üç kişinin masrafları nasıl karşılanacaktı? TRT yönetimini telaşa düşüren Helsinki'deki yüksek fiyatlar oldu. Bu kentte sıradan bir otelin yatak ücreti bile TRT'nin günlük harcırahından daha yüksekti. Sonunda parlak fikirli yönetici önerisini söyledi: — Arkadaşlar pansiyonda kalsınlar ya da yabancı basın temsilcileriyle birkaç yatak ilave edilerek ortak bir oda kullansınlar. Durum Finlandiya Büyükelçiliği'ne iletildi. Gelen yanıt TRT'yi hayal kırıklığına uğrattı. Maalesef, ülkemizde pansiyonculuk yapılmamaktadır, yabancılarla aynı odayı paylaşmak ise ahlaki açıdan sakıncalıdır. Sonunda olay çözümlendi, TRT Helsinki'ye muhabir göndermedi ve tüm dünya basınının izlemek için birbiriyle yarıştığı Helsinki Zirvesi'ni TRT yabancı ajans ve televizyonlar aracılığıyla ekran ve mikrofonlarına getirdi. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JM DAVIS l*ADA TUTMA- I' >İXLİ DÜŞÛ NE CtDP Sq?tÛ>OPUM. ÖNCE. BEMI ivfCE. BESLE - 5DN«A [% SENf ÖNEMSIZ. PEgTUVİKl' K5NU - Gösterilmeyen ilgiye teşekkür TARİHTE BUGÜN MİİMTAZ ARIKAN 13 Eylül Körfez krizinin en yoğun oMuğu günlerde, Türkiye Birinci Esnaf ve Sanatkârlar Şûrası yapıldı. Şûrayı Devlet Bakanı Hüttmettin örüç örgûtlemişti. Devlet Bakanlığı'ndan gazetelere telefon açıldı. Şûrada oluşturulacak Basın ve Halkla Ilişkiler Kurulu'nda yer alacak gazeteci adlarının bildirilmesi istendi. Ancak Körfez krizinin gazete bürolannda yol acttğı kriz nedeniyle adı bildirilen birçok gazetecinin şûraya katılmaları rnümkün olmadı. Aradan bir süre geçti. Bürolara birer yazı geldi. Basın müşaviri Cengiz Toksan'nın imzasını taşıyan yaztda şöyle deniliyordu: "6 Eylül 1990 tarihinde Türkiye Birinci Esnaf ve Sanatkârlar Şûrası'nın Basın ve Halkla Ilişkiler Kurulu'nun 1. toplantısına katılarak gösterdiğiniz yakın ilgiye teşekkür ederiz." Yazıda gazeteciler kattlmadtklan ilk toplantımn ışığında yapılacak başka bir toplantıya çağrılıyorlardı. Teşekkür mektubunu alanlar şimdi ikinci kurul toplantısına katılmayı düşünmüyortar. Çünkü varlıklan ile yoklukları bir. Kenan Evren, yazarımız Uğur Mumcu'ya açılmış: "12 Eylül bir darbedir. İçerden istenilmiştir. Milletvekili geldi, senatörü geldi, özel sektörden geldiler, askerden geldi." Bunlar işten ne anlar! Sen de işçileri çağırsaydın!.. * • * Basın özgürlüğü-. "Baki kalan bu ülkede bir hoş seda imiş!.." ADI FUZ9LERE VERILEN PERSHING 8USÜN, SÜVAgi SuSAVt OCAGAtC Sİn'ÜPlKrSM SONRA, İLK GÖKEVINİ Y£RİNS 6£TİRM£K ÜZSgE K/Z/U>£&Ü- PA DA 8İGÇOK AKT/F KÜBA KUÇATM/İS/, FİL/PMceK AYAZt^MMASl', SİKA £EF£ei VE Z.PÜNYA SAISAŞt, Ö BİYDİ- 8U SONÜHCUSU, OMUKI EM D£NEYİMLl O£l/- RESİNE /eASTZ^Mtf;BıH^Z G£Ç t>£ OlSA, I.DÜN- yA SAI/AŞl M KArrtAM JMEEİKtftJ K Ni ALMAHLAe/* /CAGŞf YÖN£71M/fr/. ENC9+8) Y/LLA/? SON&1, MAr le/tVCE Al/KUPA'XA yEGLEÇrffiitLSM NÜZLEEg EÜZELERE OMUA/ AOl \SgRIL£CEtCTf... TO A8D. JOU