26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 1990**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19 3 mezjann nakli Devlet törenîne davet yokMenderes, Zorlu ve Polatkan için îmralı ile îstanbul'da 2 tören düzenlenecek. Özal, pazar günü TV'den konuşacak ve pazartesi günü de cenaze namazına katılacak. Eski DP'liIer, protokolde yer almak için Başbakan Akbulut'a başvurdu. Aydın'dan kalabalık bir heyet, otobüs ve trenle törene katılacak. Demirel dün Menderesleri ziyaret etti. ANKARA (Cumfauriyet Büro- sn) — Menderes, Zoriu ve Polat- kan'ın mezarlannın İstanbul'a nakli ile ilgili olarak 17 eylül pa- zartesi günü yapılacak "devlet tö- reni"nin programı dün açıklandı. Başbakanlık Müsteşan Sabahal- tin Çakmakoğlu dün duzenledıği basın toplantısında, 11 Nisan 1990 tarihli kanun gereği gerçek- leştirilecek nakil işlemi için yapı- lacak tören, lrnralı ve îstanbul'- da olmak üzere iki bölümden olu- şacak. Aksaray Muratpaşa Cami- si'nde kılınacak cenaze namazına Cumhurbaşkanı Özal da katıla- cak. özal, törenden bir gün önce TV'den bir konuşma yapacak. DYP lideri Demirel, Menderesleri dün ziyaret ederek tören öncesi bir arzulannın olup olmadığını sordu. Devlet töreninin programını açıklarken gazetecilerin sorulan- nı yanıtlayan Çakmakoğlu, töre- nin sadeliğine ve olgunluk içinde gerçekleşmesine büyük önem ver- diklerini belirterek bu konuda ka- tılanların görevlilere yardımcı ol- masını istedi. Tabutlann, tmralı'- daki mezarlanndan Truva feribo- tuna, daha sonra da 2.5 kılomet- relik tören alanında asker ve po- lislerden oluşacak "karma bir tim" tarafından taşınacağıru da kaydeden Çakmakoğlu, "İşin hassasiyeti ve dini gdenekler göz- önünde tutularak" törende pan- kart taşınmasına, slogan atılma- sına izin verilmeyeceğini söyledi. Düzenlenen töreni "partiler ttstü" bir olay olarak da niteleyen Çakmakoğlu, tören alanında her- hangi bir konuşma yapılmayaca- ğını, ancak Cumhurbaşkanı Özal'ın törenden bir gün önce, pazar günü TV'den konuya iliş- kin açıklamalarda bulunacağını bildirdi. Çakmakoğlu, yurtdışın- dan hiç kimseye toren için her- hangi bir davette bulunulmadığı- nı, yurtiçinde de herhangi bir da- vette bulunulmayacağını belirte- rek törende devlet protokolünün uygulanacagını, gelmek ısteyenle- rin protokoldeki yerlerine göre to- rene katılabileceklerini söyledi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in protokoldeki yerinde törene katılmayıp vatandaşların arasında yürüyeceğinin anırasatıl- ması üzerine, "Törene, kendi dü- şüncesine göre istediği yerden katılır" diyen Çakmakoğlu, töre- nin TV'den naklen yayımlanıp ya- yımlanmayacağına ilişkin bir so- ruya da, "Bu tamamen TRT'nin inisiyatifindedir. Konunun haber değerine göre bunu takdir edecek kurum TRT'dir. Kendilerine bu konuda özel bir görev verilmemiştir" karşıhğını verdi. Çakmakoğlu tarafından açıkla- nan tören programı şöyle: 15 eylül cumartesi gunü saat 22.00'de Truva feribotu İstanbul Sarayburnu'ndan Imralı'ya hare- ket edecek. Feribot, pazar gunü saat 01.00'de tmrah'ya varacak, konukiar geceyi feribotta geçire- cekler. Sabah saat 06.00-08.00 arasında mezarlar ziyaret edile- cek. Saat 16.00'ya kadar ise me- zarlann açılarak kemiklerin top- Iarup kefenlenmesinden sonra ha- zırlanan tabutlara yerleştirilmeleri işlemleri yapılacak. Bu nedenle düzenlenecek törene Adalet Baka- nı Oltan Sungurlu, Basbakanlık Müsteşan Çakmakoğlu, Bursa Valisi, Mudanya Kaymakamı, Mudanya Belediye Başkanı, Jan- darma Alay Komutanı, Adalet Bakanhğı ve Diyanet tşleri Baş- kanlığı temsilcileri, Protokol Da- ire Başkanı, ayrıca aile temsilci- leri ve eski çalışma arkadaşlan ka- tılacaklar. Tabut daha sonra mezarlar ile feribot arasındaki yaklaşık 800 metrelik mesafede asker ve polis- lerden oluşturulan "karma tim" tarafından tasınacak ve özel cena- ze araçlarına konulacak. Törene katılanlar geceyi feribotta geçire- cekler. Pazartesi gunü saat 08.00'de İmralı'dan hareket edecek olan feribot, saat 11.45'te İstanbul Sa- rayburnu iskelesine yanaşacak. Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın naaşları burada İstanbul Vali Yardımcısı, Eminonü Kaymaka- mı ve Belediye Başkanı, Protokol Genel Müdürlüğu temsilcileri ile bölge inzibat komutanı tarafın- dan karşılanacak. Tabutları taşı- yan araçlar saat 12.00'de sahil yo- lundan Vatan Caddesi'ndeki (Ad- nan Menderes Bulvarı) Muratpa- şa Camisi'ne getirilerek musaUa taşına konulacaklar. Saat 13.05 ile 13.55 arasında, öğle namazı- nın ardından kılınacak cenaze na- mazı sonrasında, tabutlar bura- dan alınarak toren konejinin oluşturulacağı alana getirilecek- ler. Kortej, saat 14.00'te hareket ederek saat 15.00'te tören alanı- na ulaşacak. Tabutlar 15.00-15.30 sıralannda da anıt mezardaki tö- ren yerlerine konulacaklar. Cum- hurbaşkanı ve ailelerin çelenkle- rinin anıt mezara konulmasının ardından, saygı duruşunda bulu- nulacak ve tören saat 16.00'da so- na erecek. Aydın'dan tren Aydın'dan kalabalık bir gru- bun İstanbul'daki törene katıla- cağı bildirildi. Vali Yardımcısı Ül- kii Altuğ'un başkanlığında ANAP, MÇP, DYP ve RP tem- silcilerinin, oda ve esnat dernek- leri başkanlarının ve resmi daire müdürlerinin katıldığı toplantıda, kiralanan otobuslerin pazar günü saat 18.00'de.tstanburakalkma- sı kararlaştırıldı. Bu arada karı- şıklığın önlenmesi için Adnan Menderes Bulvarı'nın kapatılma- sına karar verildi. Ayrıca DDY'nin aym gün Aydın'dan İs- tanbul'a 400 kişilik özel bir tren seferi düzenleyeceği belirtildi. SHP ve DSP il başkanlan toplan- tıya katılmadı. DYPMilerin hazırhğı DYP İstanbul İl Başkanı Orhan Keçeli de DYP tarafından hazır- lanan "görkemli program" için çalışmaların sürdüğünü bildirdi. Keçeli, Dr. Münif İslamoğlu, Mehmet Diilger, Saadettin BUgiç, Özden Özbilun. Rafahattin Şa- hin'den kurulu komitenin bugün İstanbul'a geleceğini, tören güzer- gâhı ve anıt mezar çevresinde in- celemeler yapacağını bildirdi. Öte yandan, Başbakan Yıldınm Akbulut'u ziyaret eden Demok- ratlar Kulübu Başkanı Prof. Rıf- kı Salim Burçak da cenaze töre- ninde bütun DP'lilerin protoko- le aynlan bölümde yurümesini is- tedi. Burçak, tören sırasında kor- tejde DP'lilere 10 kişilik yer ay- rıldığını anımsatarak bunun Yas- sıada'da yargılanan DP'lilerin arasında yakınmalara yol açtığı- nı söyledi. Burçak, "17 eylülde- ki tören özel bir törendir. Allah bir daha Türkiye'ye böyle tören- ler göstermesin. bu törende savı- sı azami 60-70 olan arkadaşlan- mız bep biriikte yüriiyelim" dedi. Başbakan Yıldırım Akbulut da törenin hiçbir siyasi yanı bulun- madığını bildirerek, "Esefle mü- şahade ediyoruz ki bunu bazılan siyasi bir olay haline getirmeye ça- lısıyorlar. Bu şekilde öne çıkan- lar veyahut çıkmak isteyenler, DP'nin mirascısı olduğunu iddia edenler 25 sene boyunca miras bı- rakanlan hiç hatııiamadılar" di- ye konuştu. Akbulut, düzenlenen devlet töreninde DP'lilerin hepsi- nin kortejde yürümesini sağlamak için çaba harcayacağmı sözlerine ekiedi. Demirel'in ziyareti DYP lideri Süleyman Demirel dun saat 18.00'de, GİK üyeleri Münif İslamoğlu ve Necmettin Cevheri ile biriikte Mendereslerin Çankaya'daki evini ziyaret etti. Yarım saat süren görüşmeden sonra bir açıklama yapan Aydın Menderes, Demirel'in kendisin- den Berin Menderes ile görüşmek için randevu talebinde bulundu- ğunu ve göruşme sırasında 17 ey- lüldeki devlet töreninin konu edil- diğini söyledi. Demirel'in, annesine Menderes ailesinin kendilerinden bir arzusu olup olmadığını sorduğunu belir- ten Menderes, "Biz de olmadığı- nı söyleyip teşekkür ettik" dedi. Menderes, görüşme sırasında De- mkel'in babasıyla ilgili bazı anı- larını anlattığını da ifade etti. Türkiye, Cuellar'ın açıklamasından memnun (Baftarafı 1. Sayfada) ğini çağnştırmıştı. Ankara dün, bu açıklamanın "AT'ye bir uyan" niteliğinde olduğunu ve 17 eylülde Rum başvurusunu görü- şecek olan AT Bakanlar Konse- yi'nde dikkate alınacağını umdu- ğunu duyurdu. De Cuellar'm basın sözcüsü açıklamasında, Kıbns'ta iki lider tarafından ortaya çıkarılması ge- reken çözümün bütün konuları kapsaması gerektiğini vurgula- mıştı. Kıbrıs'ın AT'ye tam üyeli- ğinin de bu bağlamda tartışılaca- ğını söylemişti. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar dun düzenlediği haftalık basm toplantısında gaze- tecilerin konuya ilişkin soruları- nı yanıtlarken, BM Genel Sekre- teri adına yapılan açıklamayla "Türkiye'nin beklentisinin yerine gddigini" söyledi. Sungar, bu ko- nuda şunları belirtti: "Dün ögkyia (önceki gun) BM Genel Sekreteri'nin sözcüsü bir beyanatta bulundu. Esas itibany- la Güvenlik Konseyi'nin 649 sa- yılı karar tasansına atıfta bulun- du. İki toplumun eşitligine işaret etti ve 'herhangi bir nihai çözüm- de iki lider arasında vanlacak kapsamlı anlaşma Kıbns sorunu- nu teşkil eden bütün meseleleri içenneUdir' dedikten sonra, "Kıb- ns'ın AT'ye yönelik müracaatına ilişkin hususlann bu çerçevede müzakeresi öngöriilmektedir' de- di. Genel sekreter esas itibanyla bir uyanda bulunmuş oldu bizce. Dolayısıyla bu noktanın 17 eylül- de yapılacak AT toplantısında na- zan itibara alınmasını bekliyo- nız." Genel sekreterin sozcüsunün açıklamasının, "Türk toplumu- nun da bu müracaatta söz sahibi olması gerektigi" şeklinde yorum- lanması gerektiğini bildiren Sun- gar, söz konusu açıklamanın 17 eylülden once yapılmış olmasının da anlamlı olduğunu vurguladı. Sungar, bir diğer soru üzerine, Türkiye'nin AT üyesi ülkeler nez- dindeki girişimlerinde konunun aynntıları hakkında bilgi vererek ve hukuki nedenlerini ortaya se- rerek Rum başvurusunun dikka- te ahnmaması gerektiğini belirt- tiğini anlattı. Rum başvurusunun Topluluk Konseyi tarafından Topluluk Komisyonu'na havale edilmesi olasıhğı konusunda ise şunları belirtti: "(Komisyona havale edilecegi yolunda) bir izlenim alındığını söyleyebiliriz. Fakat bu havalenin dan ileri sünilen sebeplerie, huku- ki gerekçelerle, bu müraeaaun ko- misyona havale edilmemesi gerek- tiöini söyledik." şeİdi nasıl olacak o belli değil. Bir ÖZ çerİ'nİn Zİyaretİ şerhle havale edilme hakkından — bahsediliyor. Netice itibanyla bu- Sözcü Sungar, Dışişleri Bakan- nun, müracaatın aslı ile ilgili ol- ı,g, Müsteşan Büyükelçi Tugay madığı, sadece bugüne kadarki özçeri'nin İtalyan meslektaşı Bü- Utbikattan doğan usule ait bir şey yukelçi Rottai ile istişare.lerde bu- olduğu, dolayısıyla önemsenme- ıu n mak üzere bugün Roma'yagi- mesi gerektigi şeklinde gayri res- deceğini de bildirerek, bu istişa- mi bazı telkinler var. Fakat bun- relerde AT Dönem Başkanı İtal- ya ile Rum kesiminin AT başvu- rusunun da görüşuleceğini söyle- lar bizi tatmin edecek hususlar de- gildir. Biz daha önce, gerek KKTC gerekse bizim tarafımız- di. Özal: Gerekirse asker gönderirim DENKTAyEN ANKARA TEMASLARI (Baştarafı I- Sayfada) son kullanılacak bir kozdur. Ben şahsen yüzde 99 oranında banşın saglanacagına inanıyorum: Sava- şa yüzde 1 ihtimal veriyonım." Cumhurbaşkanı Turgut Özal, "Hiçbir şey ummuyoruz, ancak Türkiye ambargonun delinmeden sürdürülebilmesi için kilit ülke dunununda" dedi. "Herkes şunu bilmeli ki eger biz Irak petrol boru hatnnı kapat- masaydık bu ülke ambargodan kurtulabilirdi" şeklinde konuşan Özal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu karar bize şimdiye kadar 4 milyar dolara mal oldu. Buna rağmen diğer ülkeler tereddut ederken biz BM'nin ilk karann- dan hemen sonra, bir saatten kı- sa zamanda (boru hattını) kapat- ma karan aldık." Cumhurbaşkanı Özal, "Şindi sıra Baüh üikelerde, yapüklanmı- zt göz önüne almalan lazım. Bi- zim kaybımızdan prensipte yarar- lananlar Batılı ulkeler. Zaranmı- zı nasıl ve ne kadannı karşüaya- caklan onlara bağlı" diye konuş- tu. Özal, "Aslında 4 milyar dolar- dan çok daha fazla kayba ugra- yacağız, ancak Avnıpa bu kadar kayıpla Körfez krizinden yara al- İrarfdan ABD'ye gözdağı (Baştarafı 1. Sayfada) fuzumuzu sür- dürdüğümüz, sesimizin Müslii- manlar tarafından tslam'ın sesi olarak kabul edildigi bölgede, Amerika'nın yerieşmesine ve yö- reyi kendi nüfuz bölgesine dönüş- türmesine izin vermeyeceğiz. Amerika'nın Müslümanların, özellikle kutsal topraklann işine kanşacak güce ka>ıışmasını kabul etmeyeceğiz. Amerika'nın Körfez bölgesindeki varhğııun ve yörede- ki utanmaz politikasının şiddetle aleyhindeyiz." Hamaney konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hangi hakla bölgede güvenliği korumak zonında ol- duklanm ve bölge güvenliğinin sıirmesi için oradaki varlıklanıun gerekli olduğunu soyieyebiliyor- lar? Bu üstlerine vazife mi? Ame- rikan kuvvetlerini topraklanna çagıran ülkelerin hükümetlerini kınıyorum; yabancılann bölgede- ki ülkeleri savunması utanç veri- ci bir şeydir. Bu hükümetler ken- di milletlerine dayansaydı, railli haysiyeüerini savunabUirierdi. Bu hükümetler savunmalan için ya- bancılan çağırmakla milletlerini aşağılamışlardır. Bu hakaretin le- kesi uzun yıllar silinmeyecektir." İran'ın dini lideri "Daha önceki BURSA'DAN BÜLENT DÜZYA TAN TAHMİNLER 1. KOŞU: F: Mimosa (3), P: Ege 1 (7), P: Azrak (1), S: Mil- yoner Burhan (5). 2. KOŞU: F: tlayda (3), P: Ne Halo (2), P: Muratşah (4), S: Yel- kut (5). 3. KOŞU: F: Sakallı (5), P: Uğur 56 (2), P: Toptepe (7), S: Fatih 7 (10). 4. KOŞU: F: Silver (1), P: Se- rap 25 (4), P: Muradiye (3), S: Er- genekon (6). 5. KOŞU: F: Forli (2), P: Why Not(l), P: Robinia(ll), P: Gol- den Egg (9), S: Yavuzhan 2 (6). 6. KOŞU: F: Gülay 3 (1), P: Balkıı 2 (3), P: Gazal 1 (2), S: Ilı- calı (4). 7. olaylardaki gibi bölge güvenliği- nin sağlanması ve başkalannın baklanna karsı saldırganlığa giri- şenlerin bölgeden ellerini çekme- leri amacıyla diger Körfez ülkele- riyle işbirliği yapmaya hazır oldu- gumuzu tekrar açıklıyonız" şek- linde konuştu. Hamaney Körfez krizine çö- züm bulmanın bölge ülkeierine bı- rakılması gerektiğini sözlerine ek- ledi. AP, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in de Körfez krizinin Arap ülkeleri tarafından çözülmesi gerektiğini söylediğine işaret ediyor. Tahran, daha önce de Körfez'- deki Amerikan yığınağım kına- mıştı. Ancak İran'dan ilk kez bu denli sert bir açıklama yapıhyor. İran, Amerikan yıgınağının yanı sıra Irak'ın Kuveyt'i işgal etme- sini de kınamıştı. Ambargo deliniyormu? Hamaney'in açıklaması, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in Tahran'ı ziyaretinden üç gün son- raya rastladı. Diplomatik kaynak- lar, Tank Aziz'in Tahran yöneti- mini Irak'a karşı uygulanan am- bargoyu delmeleri için ikna etme- ye çaliştığını bildiriyorlar. AP'nin haberine göre Tahran'- da bir kaynak İran hükümetinin Irak'a besin maddesi ve ilaç sat- mayı kabul ettiğini bildirdi. Ba- tılı yetküiler böyle bir davraruşın, BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a karşı ambargo karannın ihlali an- lamına geleceğini belirttiler. An- cak İran ya da Irak'ta bu konu- da resmi bir açıklama yapümadı. Fransa'nın yorumu Reuter'in haberine göre Fran- sa Cumhurbaşkanı François Mit- terrand'ın üst düzeydeki bir da- nışmanı, Hamaney'in konuşma- sının, tran'ın Irak'a meylettigi an- lamına geldiğine inanmadığını söyledi. Yetkili, "Paris hüküme- tine göre Hamaney'in konuşma- sı İran'ın politikasında bir deği- şikliğe işaret etmiyor. Bu, İran'- daki iç mücadele ile ilgilidir. Tah- ran'da bazı gruplar, Cumhurbaş- kanı Haşemi Rafsancani'nin Kör- fez politikasım yıpratmak için fır- satları değerlendiriyorlar" dedi. Hisse senetleri düştü Reuter ajansı, Hamaney'in ko- nuşmasının Federal Almanya ve Fransa'da borsaları etkilediğini, hisse senetlerinde duşüşe yol aç- tığını bildirdi. madan kurtulursa bu, onun ka- zancı olacaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Özal, "Belki bir gün bunu anlayacaklardır. Ancak Dogu Avnıpa'da son bir yıkhr mevdana gelen değişiklikier dolayısıyla bizi tamamen unut- tular" şeklinde konuştu. Türkiye'nin AT'ye girrnek için Doğu Avnıpa ulkelerinden daha hazırlıklı olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı özal, "Polonya ve Çekoslovakya'nın AT'ye gire- meyecegini söyiemiyorum. Ancak demokrasi düzeyi ve AT'ye giris hazırlıklannda bizim seviyemize gelebilmeleri için yapmalan gere- ken çok şey var" dedi. Kerkük ve Musul ABC gazetesinin röponajımn Dİr bölümünde, Türkiye'nin, bir ;avaş çıkması halinde Musul ve Kerkük'ü alma eğiliminde oldu- |u yolundaki dedikoduların An- <ara'da yaygın olduğu belirtildi. Bu konuda kendisine yöneltilen >oruyu ise Cumhurbaşkanı Tur- ^ut Özal, "Bu konuda konuşmak ıstemiyonım. Daha önce bu ko- nudaki dedikoduları yalanlanuşük" şeklinde cevaplan- dırdı. Cumhurbaşkanı Özal, Kurtler- le ilgili olarak kendisine yönelti- len bir soruyu da şoyle yanıtladr. "Bazı terörist kuçük Kürt gnıp- lan hariç, tüm Kürt halkı Türki- ye'de yıllardan beri banş ve ahenk içinde yaşamaktadır. Türkler ve Kürtler arasında hiç- bir aynm \oktur. Devletin üst ka- demelerinde görev almış Kürtler bulunmaktadır. Türkler ve Kürtler aynı dini paylaşmaktadır. Kürtler toplumu- muzun üyesidirler." Iraklı çocuklar sütsiiz kalırsa Irak'taki çocuklar sütsüz kalır- sa bundan Türkiye'nin sorumlu olacağı yolundaki Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in bir demeci- ni de yanıtlarken Cumhurbaşka- nı Özal, şunları iöyledi: "Bu sözler Irak halkının sözleri değildir. Saddam tarafından Dı- şişleri Bakanı'na bizzat dikte edil- miş sözlerdir. Bu kriz nedeniyle Irak hükümetiyle olan iyi ilişkile- rimiz kesildi. Ancak Irak halkı ile olan iyi iliskilerimiz sürecektir." Muhalefeti eleştirdi Parlamentoda kendisine yönel- tilen eleştirileri de cevaplayan Özal şöyle konuştu: "Körfez krizi sırasında muha- lefeti n parlamentoda bana karşı yönelttiği eleştirileri doğru bulmu- yorum. İspanya'da bile Körfez'e üç ge- mi gönderilmesi konusunda ikti- dar ve muhalefet aym gönişte bir- leştiler. Eğer biz de teker teker millet- vekillerine Türkiye'nin bu konu- da bir şeyler yapması gerekip ge- rekmediğini sorsak bepsi 'evef der. Fakat parlamentoda birleşince hıikümete saldınyorlar. Bunu da hiç düşünmeksizin, konulan ana- liz etmeksizin yapıyoriar. Çünkü bu tavırlan kamtıoyunda reklam oluyor." Ankara'ya çalışma ziyareti yapan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Cumhurbaşkanı Özal, Baş- bakan Akbulut'la göriiştü. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi, taraflar arasında tam bir gorüş birliği bulunduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) Tam görüş birliği sağlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Bir "çahşma ziyareti" amacıyla dun Ankara'ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Cumhurbaşkaru Turgut Özal ve Başbakan Yıldmm Akbulut ile gö- ruş alışverişinde bulundu. Goruşmelerde Kıbns so- rununun mevcut durumu değerlendirilirken bu çer- çevede Kıbns Rum kesiminin AT'ye yaptığı tam uye- lik başvurusu uzerinde ağırlıklı olarak duruldu. Rum başvurusunun AT Bakanlar Konseyi'nin 17 ey- lıildeki toplantısında ele alınacak ohnasının, An- kara'da yapılan bu gorüşmelere ayrı bir önem ver- diği bildirildi. KKTC Cumhurbaşkam Denktaş, beraberinde Cumhurbaşkanlığı Müsteşan Taner Etkin, Sa\oın- ma ve Dışişleri Bakanı Kenan Atakol, Savunma ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Osman Ertug ve di- ğer bazı ilgililer olmak uzere dün Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı Özal ve Cumhurbaşkanı Denk- taş arasında dün sabah yapılan görüşmede, Başba- kan Akbulut, Dışişleri Bakanı Ali Bozer ve Kıbrıs işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Yazar da hazır bulundular. Daha sonra bir açıklama yapan Cumhurbaşkan- lığı Sozcüsu Buyükelçi Kaya Toperi, görüşmede iki devlet başkanının, bölgedeki ve Kıbns ile ilgili son gelişmeleri gozden geçirdiklerini bildirdi. Taraflar arasında tam bir görüşbirliği bulunduğunu belir- ten Toperi şunları söyledi: "İki Cumhurbaşkanı, Kıbns Rum tarafının AT başvurusunun, çozüm çabalannın önüne çıkardıgı ciddi engele bir kez daha dikkat çekmişler, yasal ve meşru bir dayanaktan yoksun bu girişimin, aranan çözüme ilişkin ilke ve kavramlan kuşkuya diişür- düğünü vurgulamışlardır. Kıbns'ın bir bütün ola- rak gelecegi uzerinde adanın iki halkının eşit söz hakkı olduğunu tebarüz ettiren iki cumhurbaşka- nı, bu nedenle, Rum toplumunun Kıbns Türk hal- kının siyasal ve ekonomik geleceğini layin etme ve Kıbns Türk halkı adına uluslararası yukumlüluk- ler yaratma yetkisi bulnnmadığını belirtmişlerdir." Toperi, Cumhurbaşkam Özal ile KKTC Cumhur- başkanı Denktaş'ın, AT Bakanlar Konseyi'nin önu- muzdeki gunlerde Kıbrıs Rum başvurusu uzerinde alacağı kararda, AT üyelerine ayrıntılı olarak ile- tilmiş olan bu temel gerçekleri, 649 sayıh BM Gü- venlik Konseyi kararım ve BM Genel Sekreteri'nin 11 Eylül 1990 tarihli uyarısıru da goz önünde bu- lunduracağını kuvvetle ümit ettiklerini söyledi. Sungar: "Kuveyt-Kıbrıs benzetmesi talihsiz bir gelişme" Ankaradan Mitsotakisie tepki Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar, Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in Kuveyt'in işgali ile Kıbrıs sorunu arasında bağlantı kurmaya çahşması konusunda, "Herhalde kendisi de dünya kamuoyunun buna inanmasını beklemiyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Yunanistan'ın, Türkiye'nin Körfez krizi nedeniyle dünya ka- muoyunda artan önemini çeşitli siyasi manevralarla dengeleme ça- balan Ankara'da tepki ile karşı- landı. Başbakan Konstantin Mit- sotakis'in Kuveyt işgali ile Kıbns sorunu arasında irtibat kurmaya çahşması, "talihsiz bir gelişme" olarak nitelendirildi. Mitsotakis'in bu benzetmesi konusunda, "Her- balde kendisi de dünya karnnoyu- nun buna inanmasını beklemiyor" ifadesini kullanan Dışişleri Ba- kanlığı Sözcüsü Murat Sungar, "Yunanistan Başbakam'nın böy- le zoraki bir benzetmeden kaçın- mış olmasını ve Körfez'deki krize doğru bir teşhis verebilmiş olma- sını temenni ederdik" dedi. Sun- gar, buna rağmen, Türkiye'nin Yu- nanistan ile diyaloğun devam et- mesinden yana olduğunu anımsa- tarak, önümüzdeki dönemde bu çerçevede bazı üst düzeyli temas- ların beklendiğini açıkladı. AT Bakanlar Konseyi'nin, Kıb- rıs Rum kesiminin topluluğa baş- vurusunu değerlendireceği 17 ey- lüldeki toplantısına da değınen Sungar, Türkiye'nin görüşüne gö- re bu başvurunun AT Komisyo- nu'na havale edilmemesi gerekti- ğini yineledi. BM Genel Sekrete- ri'nin bir sözcüsünün, söz konu- su başvurunun adadaki iki toplu- mun liderleri arasında gönişülme- si gerektiğini belirten açıklaması- na da işaret eden Sungar, "Bu noktanın 17 eylülde yapılacak AT toplantısında nazan itibare alın- masını bekliyoruz" dedi. Sözcü Sungar, dün düzenledi- ği haftalık basın toplantısında, Yunanistan Başbakanı Mitsota- kis'in Selanik'te yaptığı bir konuş- mada, Kuveyt'in işgali ile Kıbns sorunu arasında yaptığı benzetme- ye ilişkin bir soruyu yanıtlarken, bunu "talihsiz bir gelişme" olarak nitelendirdı. "Herhalde kendisi de dünya kamuoyunun buna inan- masını beklemiyordur" diye konu- şan Sungar, şunları söyledi: "Yunanistan Başbakam'nın böyle zoraki bir benzetmeden ka- çınmış olmasını ve Körfez'deki krize, doğru bir teşhis verebilmiş olmasını temenni ederdik. Yuna- nistan'ın Türkiye-AT ilişkilerinin geliştirilnıesini engelleme politika- sı, hem bu ülkeyi AT içinde yal- nızlaştırmakta hem de ikili ilişki- lerimize olumsuz etkiler göster- mektedir. Böyle zararlı bir politi- kaya bahaneler bulmaya çalışmak bizce yararsızdır. Kıbns meselesi- nin ortaya çıkmasında ve bugüne kadar çözümsüz kalmasında Yu- nanistan'ın büyük sorumluluğu olduğunu hatıriatmaya gerek gör- müyonım." GOZLEM UGUR MIMCU (Baftarafı I. Sayfada) madıkları için de toplumda gereği kadar kök salamazlar. Ülkemizdeki sosyal demokrat partiler, sosyal demokrat partileri sosyal demokrat parti yapan yapısal özelliklere sa- hip değiller, özetle Türkiye'de sosyal demokrat parti kurup yaşatmaya 'mevzuat müsait değil'! İşin gerçeği bu. Buna benzer bir başka gerçek de Marksist partiler için geçerlidir. 141. ve 142. maddeler kalkmadan Türkiye'de komünist partisi kurulamaz, kurulsa bile yaşayamaz. Komünist par- tileri de olmadan sosyal demokrat partilerin sol sınırları çi- zilemez. Bu ıdeolojik sınır uyuşmazlığından en çok 'alaturka McCartyisf çevreler yararlanır. Sosyal demokrat partiler hep 'komünistlikle' suçlanırlar. Türkiye'de oldum olası sağ partiler hep yasakçı oldular. Bırakın komünizmi... ANAP, 12 Eylül öncesi siyasetçileri için askeri dönemin yasaklarını savunmadı mı? Sağ partiler, bu yasakçılıkiarı nedeniyle hiç 'liberal' olamadılar. Solda, sosyal demokrat olamayan sosyal demokrat par- tiler ile komünist olamayan sosyalist partiler ile sağda, li- beral olmayan sağ partiler bugünkü 'siyasal aşureyi' oluş- turdular. Ne sol sol oldu, ne sağ liberal: Sosyal demokrat partilerin sağ sınırlarını da liberal par- tilerin çizmesi gerekir. Sosyal demokratlar, komünist parti- leri ile liberal partilerin arasındaki alanı doldururlar. Sosyal demokrat partilerin sol sınırları belli değil; çünkü ülkemizde komünist partilerin kurulmaları yasak... Ülkemiz- de 'liberal' denecek bir tek sağ parti olmadığı için sosyal demokrat partilerin sağ sınırlarını çizmek de olanaksız. 'Mevzuat müsait olmadığı' için de "sosyal demokrattnf di- yen partiler sosyal demokrat değil! Bu curcunanın nedeni de işte bu. Bu yapısal nedenler Türkiye'de demokrasinin kurulmasına ve gelişmesine yıl- lardır engel oluyor. 1980 öncesi CHP'de şimdi de SHP'de yaşanan olaylann nedenini biraz da bu yapısal bozukluklarda aramak gerekir. Türkiye'de 'ekonomilerin militarizasyonu' modeli uygula- nıyor. Bu modele karşı kitleleri örgütleyecek emekçi sınıf ve tabakaların tümüne dayanacak ve bu güçle iktidara ge-_ lecek bir partiye gereksinim duyuluyor. Bu parti SHP mi? Hayır! Bu parti DSP mi? Hayır! Bu parti HEP mi? Hayır! Oemokrasinin önündeki bu yapısal engelleri aşacak ve bütün bu partileri ve oluşumları kucaklayacak bir yeni par- ti gereklidir!. Böyle bir parti kurup, bütün bu partileri ve oluşumları top- lamadan sosyal demokrasi bir adım atamaz. Ya ne yapar? Özal'ı ve ANAP'ı iktidarda tutmaya yarayan ligüran partileri' olarak siyasal sahnedeki yeıierini korurlar. inönü mü? Baykal mı? inönü kazansa ne olacak? Baykal kazansa ne olacak? Ne değişecek? İçkî ve sigaraya zaııı (Baftarafı 1. Sayfada) len yabancı içkii ve sigaralardan bazılanmn eski ve yeni f şöyle: Maımılüı cinsi lyatlan Eski flyatYeni fiyat FİLfRELİ SteABALAR (Yerii) Samsun (Uzun) Maltepe (Uzun) Sipahı (Uzun) TBMM (Uzun) Sılahlı Kuv. (Uzun) Lûx Bitlıs (Uzun) Lüx Tokat (Uzun) İzmir (Kısa) Samsun (Kısa) Maltepe (Kısa) Mettem (Kısa) TBMM (Kısa) Silahh Kuv.(Kısa) Tokat (Kısa) Bitlıs (Kısa) Bafra (Kısa) Best (Kısa) Teke! 2000 Barış 1300 - 1300.— 1300.- 1300- 1300 — 1300.— 1300.- 2 0 0 0 - 1100.- 1100 — 1100 — 1100.- 1100.- 1100.— 1100 — 8 0 0 - 2000 2600.- 1300.- 1600 — 1600 — 1600- 1600- 1600.- 1600- 1600.- — 1300.- 1300- 1300.- 1300.— 1300- 1300.- 1300.- 1000.- 2 5 0 0 - 3200.- 1600.- 8 0 0 - 800.- 800.- 700.- 5 0 0 - 3 0 0 - FİLTHESİZ SİGARAUR (Ter«) Yenice 700.- 8( Bahar 700.- Gelincık 7 0 0 . - Bafra 6 0 0 - Bırinci 4 0 0 - Bittis 3 0 0 - TÜTÛIIlfR (Yerti) Tatlısert Tütünû (25 gr) 2 0 0 - 250.- Tcmbekı(500 gr.) 20000- 25000.- Tûrk Pipo (50 gr) 2900.- 3600.- Yayladağ (50 gr.) 2900.- 3600.- Enfiye (50 gr.) 4500.- 5600.- PUR0UR (YerU-5 adet) RAKMR Altnbaş 35 Cl. Altınbas 70 Cl. Kulûp 35 Cl. Kulüp 70 Cl. Yeni Rakı 35 Cl. Yeni Rakı 70 Cl. DİĞER İÇKİLER Bınboğa Votka 35 Cl. Bınboğa Votka 70 Cl. Votka 35 Cl. Votka 70 Cl. T. Kanyak 20 O. T Kanyak 35 O. Truva Kal. 70 Cl. Vermut 70 Cl. 1. Sınıf likor 50 Cl Cin 35 Cl. Ankara Vıskısi 70 Cl. Sofra Şarabı 70 Cl. İSPİRTOUR Saf İspirto 35 Cl. Tuvalet Is. 50 Cl. 8000.- 10000.- 15000- 18000.- 6800.- 8500.- 12500- 15500.- 6000.- 7500.- 11000.- 13500.- 6000.- 7500.-,. 11000.- 13500.- 5500.- 6800.- 10000- 12500- 4200.- 5200- 6000.- 7500.- 15000- 18700 — 3500- 4300.- 6000- 6300- 7500.- 7800- 19000- 23700.- 2500- 3100 — 5500- 5000.- 6800.- 6200.- Ankara Corona 7500.- ist. Panatolla 3 6 0 0 - Pazar Cıgr. 3600.— Marmara Cıgr. 2100.— Marmara Uçlu 2300.— TUZ Tuz (kılo) İTHAL SİGARAUR Marlboro 100's 3 7 0 0 - Parliament 100's 3 7 0 0 - Cartier 3700.— Barclay 3 7 0 0 - Silkcut 100's 3700.- Sılkcut K/S 3700.- Dunhill Int. 3 7 0 0 - Kent 100s 3700.- Camel 100's 3700.- Camel K/S 3700.- Camel Lights 3700.- Salem 3700.- Rothmans K/S 3100.— Rothmans int. 3 1 0 0 - J.P.Special 3400.- HB Crown Rlter 3400.- Emte 23 3 4 0 0 - Efes 100's 3400.- Samsun 216 3000.— Samsun Gold 3000.— Senatör 2500.— Hanımeli 2500.— 9000 4500 4500 2600 2800 İlaç zammı giindemde Türk Eczacılar Birliği Başkanı Prof. Dr. Meldn Tanker, ilaca zam yapüdığını, ancak zam oranlannın Sağlık Bakanlığı tarafından resmi olarak açıklanmadığıru söyledi. UBA'nın haberine göre Ecza de- polanna bazı ilaçlann zamlı ola- rak geldiğini belirterek, "Zatea ağustostan itibaren bir zammın yapılmasım bekliyorduk. Bazı ec- za depolanndan ilaçlar zamlı ola- rak geliyor. Ancak bunun Saglık Bakanlığı tarafından resmen btt- dirilmesi gerekiyordu." dedi. - Opera bileti 6 0 - 75.- 4500.- 4500.- 4500.- 4500.- 4500- 4500- 4500- 4500.- 4500- 4500.- 4500.- 4500.- 4100- 4100.- 4100.- 4100.- 4100- 4100- 3600.- 3600.- 3000.- 3000.- İstanbul Devlet Opera ve Bale- si'nin bilet ücretlerine yüzde 60 oranında zam yapıldı. Emekliler, basın mensuplan, öğrenciler, öğ- retmenler ile çeşitli sanatsal mes- lek kunıluşlanna yüzde 50 indi- rim yapılacağı, 65 yaşını doldu- ranlar ve raalul-rnuharip gazilerin de oyunları ücretsiz izleyebileceği bildirildi. Perdelerini 1 ekimde açacak olan tstanbul Devlet Ope- ra ve Balesi'nin ekim ayında ser- gileyeceği oyunlann biletleri 14 ey- lül cuma gününden itibaren, Ata- türk Kültür Merkezi gişeleri ile Suadiye-Taksim Vakkorama, Pan- galtı Gençler mağazaları ve Ata- köy Galleria Danışma Bürosu- ndan temin edüebilecek. tstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin yeni bi- let fiyatları şöyle: "AKM Büyük Salon'da 1. parter 10 bin (tenzilat- sız), 2. parter 8 bin, 1. balkon 7 bin, 2. balkon 5 bin lira. AKM Konser Salonu'nda ise 1. parter 7 bin, 2. parter 5 bin lira." KALBİNIZI KORUYUNUZ TURKKALPVAKFI Muayene, Teşhis, Tedavi, Kontrol, Laboratuar, Röntgen 175 12 44/45 - 14S 58 66 172 87 24 BABAM NURULLAH ATAÇ Meral Tolluoğlu 2000 lira (KDV içinde) \AZMAK \AŞAMAK Oktay Akbal 2000 lira (KDV içinde)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle