Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 HABERLER 13 EYLÜL 1990
Japon Prenses'in Istanbul turu
• İSTANBUL (AA) — Japon Prens Tomohito Mikasa ve
eşi dün de lstanbul'uo tarihi ve turistik yerlerini gezdiler.
Konuk Prens dün sırasıyla Kapahçarşı, Sultanahmet Camii,
Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarayı, Beylerbeyi Sarayı'm
gezdi, Ataköy Galleria'da alışveriş yaptı. Prenses Mikasa'ya
Sultanahmet Camii'ni ziyareti sırasında caminin
başmüezzini Halit Yılmaz tarafından bir tespih hediye
edildi. Konuk Prens Tomohito da Galleria'da yaptığı
alışveriş için 865 dolar ödedi. (Fotoğraf: AA)
NAIO havaalanında yangın
• BATMAN (Cumhuriyet) — Batman'daki NATO Askeri
Havaalanı'nda kuru otların tutuşması sonucu çıkan
yangında 15 er dumandan zehirlendi. Saat 12.30 sıralannda
havaalanındaki depo, hangar ve benzeri kapalı bölümlerin
yer aldığı açik kesünde başlayan yangın rüzgânn etkisiyle
kısa sürede çevreye yayıldı. Uç saat süren çalışma sonucu
söndürülen yangın sırasında dumandan zehirlenerek
Batman Devlet Hastanesi'ne kaldınlan erlerin sağbk
durumlannın iyi olduğu bildirildi. Batman Valisi Tuncer
Perçinler, yangının atılan bir izmaritten kaynaklanmış
olabileceğini söyledi. Perçinler, yangında havaalanının
ışıklandırma sisteminin devre dışı kaldığını ve buradaki
F-104 uçaklanmn sistem yenilenene kadar geceleri eğitim
uçuşu yapamayacaklannı kaydetti.
Milletvekilleri yakmdı
• ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) — TBMM Dışişleri
Komisyonu'nda Körfez krizi tartışılırken, milletvekilleri,
Dışişleri Bakanlığı bürokratlarından yakındılar. ANAP'lı
komisyon üyesi Bülent Akarcalı, bürokratlann siyasetçiden
korktuklarını ve milletvekillerini ilkokul çocukları gibi
gördüklerini savundu. Dışişleri Komisyonu Başkanı Adnan
Tutkun da ABD ve SSCB büyukelçileri ile gorüştuğünü,
önümüzdeki günlerde ABD Büyukelçisi Abramowitz'in
komisyona davet edilerek Körfez krizi ile ilgili bilgi
vereceğini açıkladı.
Kripto tutanağı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ile ABD Başkanı George Bush arasındaki
özel görüşmeye ilişkin kripto tutanağı ile Ankara
DGM'deki dava dosyasında bulunan örneğini
karşüaştıran Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire
Başkanlığı incelemesini tamamladı. Daire Başkanı
Muhittin Kaya, Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi
Tlıgay özçeri'nin 7 mart tarihinde evinin posta
kutusunda bulduğunu söylediği kripto örneğinin Dışişleri
Bakanlığf ndaki aslından elde edildiğini saptadı. Daire
Başkanı Kaya'nın hazırladığı rapor yargılama aşamasında
gündeme gelen Dışişleri Bakanlığı memuresi Hande "
Mumcu'nun görev yaptığı Pasifik Dairesi'nin, kriptomm
saklandığı bölümünün kapısının kırılması olayının önem
kazanmasına yol açtı. Ankara DGM'deki davada Hande
Mumcu ile birlikte yargılanan Güneş Gazetesi Ankara
temsilcisi Uluç Gürİcan, bilirkişi raporunun Dışişleri
Bakanlığı'ndaki komployu ortaya çıkardığını söyledi.
3 PKKTı öldürüldü
• DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — Mardin'in Dargeçit
ilçesi yakınlannda guvenlik güçleriyle çatışmaya giren üç
PKK'lı olü olarak ele geçirildi. Olağanustü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre Mardin'in Dargeçit
ilçesine bağiı Batur köyü kırsal kesiminde arazi taraması
ve devriye görevi yapan guvenlik güçleri, bölgede
bulunan bir sığınak yakınında teröristlerle karşılaştı.
Guvenlik güçlerinin "Dur" uyarısına ateş açarak karşılık
veren teröristlerden üçü çıkan silahb çatışma sonucunda
ölü olarak silahlarıyla birlikte ele geçirildi. Bölge Valiliği
öldürülen teröristlerin kimliklerinin belirlenmesi
konusundaki çalışmalara başladığını, olayla ilgili
araştırma ve operasyonlarm sürdüğünü bildirdi.
Tanrıbilir için suç duyurusu
• DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — PKK örgütüne yardım
ve yataklık ettiği gerekçesiyle guvenlik guçlerince gözaltına
alınan ve dört saat sonra da Cizre llçe Jandarma
Komutanhğı nezarethanesinde kendini asarak intihar ettiği
iddia edilen Abdurrahim Tanrıbilir'in yakınları Cizre
Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunarak
yeniden otopsi yapılmasını istediler. Tannbilir'in annesi
Hediye Tanrıbiür tarafından yapılan duyuruda evlerine
guvenlik güçleriyle birlikte gelen Bedran ve Bineş kod adlı
itirafçı sanıklann oğlunu dövdüklerini öne sürdü. Cizre
Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri, yasalar çerçevesinde
otopsinin gerçekleştirildiğini, sonışturmanın sürdüğünü,
kanıt bulunması halinde anne Tannbilir'in dilekçesinin
dikkate alınabileceğini söylediler.
Iranh, tathdan zehirlendi
• ISTANBUL (AA) — Amerikalının ikram ettiği tatlıdan
yiyen Iranlı öldü. Polis yetkililerinden alınan bilgjyegöre,
Laleli'deki Diplomat Oteli'nin 103 nolu odasında,
Amerikan uyruklu Anderson Morton (30) adlı bir kişi, içine
uyuşturucu madde konulmuş tatlıyı, Iran uyruklu Kazem
Hoor (77) ile eşi Molok Zomoro Diah Rad Hoor ve kızı
Fatameh Hoor'a ikram etti. Yetkililer, Fatameh Hoor'un bir
süre sonra yediği tathdan rahatsızlanması uzerine, annesi
Molok Zomoro Dian Rad tarafından Haseki Hastanesi'ne
götürüldüğünü ancak, annenin de hastanede fenalaşarak
tedavi aJtına alındığını kaydettiler. Kazem Hoor'un oteldeki
odasında ölü olarak bulunduğunu belirten yetkililer,
Anderson Morton'un işe olaydan sonra kaçtığını bildirdiler.
Izmitli taksiciler
• KOCAELİ (AA) — Izmitli taksi sürucüleri, araçlarını
Kocaeli Fuan önüne çektiler ve bir saat süreyle kontak
kapama eylemi yaptılar. lzmit Taksiciler Kooperatifi'ne
bağb olarak çeşitli duraklarda çalışan 642 taksi sürücüsü,
son yapılan akaryakıt zamları sonucu zararına çalıştıklarını
ifade ederek lzmit Belediyesi'ne başvurdular ve taksimetre
açış ücretinin 2 bin liraya çıkarılmasını istediler. Görüşme
öncesi Kocaeli Fuarı önündeki alanda toplanan ve bir saat
kontak kapatarak eylem yapan taksi sürüculeri, akaryakıt
zamları, lastik ve yedek parça fiyatlarının artışı nedeniyle
çok zor durumda kaldıklarını söylediler.
Irticadan MC hükümetleri sorumlu
UĞUR MUMCU
sordu
KENAN
EVREN
yanıtladı
1980'den sonra îslamcıhğın Türkiye'de adım
adım yayılmasını teröre bağbyorum. 12
Eylül'den evvelki dönemde sol örgütlerin yurt
çapında yaptıkları katliam, terör olayları milleti
canından bezdirdi. Sağ da yaptı, ama sol daha
çok yaptı. Ama karşılaştırırsak, yakalananları
ve mahkemeye veril&nleri, mahkûm olanları
yüzdeye vurursak biri yüzde 90'dır, birisi yüzde
10...
Atatürk'ün bir sözü var: "Dinsiz millet olmaz"
der. Dinsiz millet olmaz, dini de çocuk
ailesinden öğrenemez. Dinin öğretileceği yer
okullardır, mekteplerdir. Bu bizi etkiledi.
Kaçak Kuran kursları konusunda ben her
valiyle konuşurken hep, "Aman bölgenizde
kaçak varsa buna dikkat edin" demişimdir. E,
özel bir ekip kurup da bütün yurt çapında
bunları araştıracak değiliz ya.
— s —
MARMARİS — Eski Cumhurbaşkanı Kenan Ev-
ren, anayasada "din dersleri" değil, "din kiltüıü
dersleri" okutulması yolunda kural getirdiklerini,
okullarda okutulan din derslerinin irticanın nede-
ni oltnadığını söyledi.
Evren, Rabıta örgütünün konuğu olarak hacca
giden valiler konusunda da "Banlan ttsvip
etmiyorum" dedi.
Evren ile yaptıgımız söyleşinin ikinci bölümü 12
Eylül ve irtica ile ilgiliydi.
Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e 12 Eylül dö-
neminde dinsel akımlann neden güçlendiğini sor-
duk.
Söyleşinin bu bölümünü yayımuyoruz:
— Peki Sayın Evren, simdi gekUm irtica olayı-
BJL Hepimizra özellikle dnyarb oldngn irtica olayı-
na. Şimdi din derslerinin anayasaya zomnlo olarak
konnlması bu irtica olayını guçlendirmedi nü? Geç-
mişte tartışma konusu olan Rabıta obryının da bnn-
da bir etkisi yok mu? Şn ünlö 'yeşıl kuşak' teorisi
uygalanmadı mı 12 Eylül'de?
EVREN — Ben din derslerinin okul programla-
nnafconmasınınirticayı körüklediğine inanmıyo-
den birkaç tane ve onlan attınük. Bunu Türkiye ça-
pında, bu kadar okulda ders verecek kişüerin hep-
sinin de iyi olmasını düşünemeyiz. Yani arada çıkı-
yor.
— 1980'den sonra tslamcılık Ttrldye'de adım
adım yayıldı. Buda neyin payı var öyleyse?
EVREN — Valla ben neye bağlıyorum biliyor
musunuz? 12 Eylül'den evvelki dönemde sol örgüt-
lerin yurt çapında yapüklan kaüiamlar, olaylar, te-
rör olayları, milleti canından bezdirdi.
— Sağ da yaptı; sağ, terör yapmadı mı?
EVREN — Tamam, sol çok daha fazla yaptı. Sağ
da yaptı, o da yaptı. Ama karşılaştınrsak yakala-
nanlann ve mahkemeye verilenlerin, mahkûm olan-
lan yüzdeye vurursak biri yüzde «KAİır, birisi yüz-
de 10. Şimdi...
— O oranda değil biliyorsunuz...
EVREN — Şimdi neyse, yani şimdi hatınmda de-
ğil rakam. Ama yüzde 80, yüzde 20 mesela. Ben o
80'den önceki dönemde birçok aileleri bilirim, 'Ben
çocugumn imam hatip oknhına verecefim.' Niye?
'özel oknla veriyorum, olaylar bir türiö bitmiyor.
Sftg-sol kavgaa var. tmam hatip oknlnnda hiç böyle
bir sey yok. Anasna babasına saygıh, devteüne mil-
— Hacca giden vaü var mıydı Atatürk dönemin-
de Sayın Evren?
EVREN — Zaten gidecek parası da yoktu ki!
— Ama gidebflir miydi Atatürk döneminde?
EVREN — Ama bak, bunu diyorum, şimdi bir-
birine kanştırmayahm. Doğru bir şey degil, o baş-
ka! Bir vaUnin böyle başkasının parasıyla davet edi-
lerek gitmesini ben de tasvip etmiyorum. Gidecek-
sen kendi paranla gidersin. Bedava gitmişsin, o şey
degil. Fakat hacca gitmek bir irtica değil.
— Hiç şüpbesiz degil. Biz yabancı deviet para-
sıyla gitmesini aygun görmâyornz.
EVREN — Tamam, onu tasvip etmem. Bu doğ-
ru değildir. tnönü döneminde de olmuştur. Ama o
koalisyonlar dönemi var ya, MC hükümetleri dö-
nemi. MC hükümetlerinde o zarnan bu işler bir hay-
11 almış yürümüştü. Onlann zamanında yetiştirilen
elemanlar devlet mekanizmalanna gelmişti. Şimdi
12 Eylul döneminde diyelim ki 83'te 84'te, eğer ir-
tica çoğalmışsa, "Ne zaman bunlar mezun oldn da
devlet kademeleruK gekH?" diye sorulmaz mı... Da-
ha altı sene gecmiş demek. Altı sene içinde daha
liseyi bitiremez. Üniversiteyi de okuyacak da ondan
sonra devletin mudüran tabakasına gelecek. Müm-
Eski konsey üyeleri dfln Evren'i ziyaret ederek birlikte yeroek yediler. Evren yemek için "özel bir amaayok. Hasret gTderiyoraz" dedi. (Ümit Ota»),-,.;.,
Marmaris'te 12 Eylül yemeği
MARMARİS (Cumhuriyet) — 12 Eylül askeri darbesinin 10. yılında, eski
Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri Nurettin Ersin, Nejat Tümer ve Tahsin
Şahinkaya Marmaris'te eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile bir araya
geldiler. Dün sabah eşieriyle birlikte Evren'in Armutalan'daki evine gelen
Ersin, Tümer ve Şahinkaya, eski cumhurbaşkanı ile bir süre söyleştiler.
Evren ve eski konsey üyeleri akşam da Lidya Oteli'nde akşam yemeği
yediler. Yemeğe Muğla Valisi Erol Çakır ve Marmaris Kaymakamı Samli
Seçkin de katüdı. Kenan Evren, otelin girişinde art arda patlayan flaşlar
uzerine "Rahat kalmak istiyoruı, sade vatandaş gibi" dedi. Evren, yemekte
gazetecilerin sorularını yanıtlamaktan kaçındı, ancak bir gazetede
yayımlanan habere deginerek " Arkadaşlar iki gün önce buraya gelmediler"
diye konuştu. 12 Eylül'ün yıldönümunde bir araya gelmelerine dikkat çeken
gazetecilere Evren, "Özel bir amacı yok. Hasret gideriyonız" karşılığını
verdi. Evren ve eski konsey üyeleri, yemekten sonra Marmaris Iskelesi'nde
dondunna yediler ve sohbet ettiler. Gece Şahinkaya ve Ersin eşieriyle birlikte
kaldıkları Lıdya Oteli'nin diskosunda bir süre eğlenirken, Evren,
Armutalan'daki evine döndü. Diğer konsey üyesi Sedat Celasun'un
rahatsızlığı nedeniyle Marmaris'e gelemediği belirtildi.
rum. Nedeq inanmıyorum? Bu yeni konmuş degil...
— Ama zornnln dcgildi eskiden...
EVREN — Gayet tabii, ama çoğu kimse, çoğu
çocuklar alıyordu. Yani olmayan bir şey değildi, var-
dı. BLnm normal Milli Eğitim Bakanhğı'na bağlı
orta dereceli okullar, imam hatip okullanm bir ke-
nara bırakalım, diğer lise ve ortaokullardan çıkan
çocuklar murteci değil. Esas mürteci, Kuran kurs-
lannda. Hatta ben imam hatip okullannda da irti-
canın kol gezdiğine inanmıyorum. Çünkü oradan
çıkmış, görev alan çok imamlarla ben görüşmüşüm-
dür. Ama ayru fıkirdeydik. Aydın, Atatürkçü imam-
lar var içlerinde, ama öteki türlü olanlar da var. Hiç
imam hatip okulu okumamış, irticaya kapümış.
— Mtthendis var!
EVREN — Hah onlar, onlar da var. Demek ki
din dersi koymak, din dersi koymak irticayı körük-
lememiş. Onlann zamanında din dersi yoktu. Ama
sonradan bu işe bulaşmışlar demek ki. Mesele, o
imam hatip okullanna ve diğer okullara gönderi-
lecek öğretmenleri iyi seçmekte.
— İyi seçiliyor mu şimdi?
EVREN — Onu bikmem. İçlerinde iyüeri de var,
belki kötüleri de var. Benim dönemimde kötüler-
letine saygüı' diyenler görmuşümdür. Şimdi 12 Ey-
lül olunca sol da sağ da mahkemeye verildi, bunla-
ra gerekli cezaları verildi. Zaten millette böyle sağa
karşı bir meyil başladı. Bir de vaktiyle koalisyon-
lar döneminde dikilen tohumlar yeşermeye başladı.
— 12 Eylül köriiklemedi mi?
EVREN — Siz imam hatip okullanyla belki bi-
raz bu işi bağlayacaksımz ama...
— Yok. İmam baüp oknllanna baglamıyonını \ı-
ticayı...
EVREN — Bir sene 70 imam hatip lisesi açılmış.
Bir sene içerisinde. Bir sene içerisinde 77, ertesi se-
ne 84 mü 86 mı imam hatip lisesi açılmış? Hiç o
zamanlar ses çıkmamış. Ee, peki imam hatip lise-
lerinin hepsi mürteci mi yetiştiriyor? Yok, bunu da
söyleyemern, böyle şey olmaz. Bunu söylemek de
insafsızlık oluyor.
— Ban mürteciler de teknik üniversiteden çıkıp
nerdere yükseliyorlar Sayın Evren?
EVREN — (Gülüyor.)
— Evet, dofnı degil mi?
EVREN — Şimdi irtica Türkiye'de yeni değil.
Atatürk döneminde yok muydu irtica? Vardı. Ona
rağmen vardı, yeraltında seyrediyordu.
kün değil. Bunlar daha yeni mezun olmuş kişiler.
Bunlar eskiden, hep eskiden mezun olmuşlar.
— MC kiikiimederi zamaundan...
EVREN — Tkbii, tabii. Bdki hatırlarsmız âz. Bir-
çok karamameler, Bakanlar Kurulu kararnameleri
o MC hükümetindeki koalisyon ortağımn masasın-
da kalmıştır. 'Eğer banlar yapümazsa bnno
imzalamam' demişler ve öyie imzalanmıştır. Siz bi-
liyonunuz, o dönem unutuluyor, 12 Eylül'le irtibat-
landırüiyor. Biz niye koyduk? Atatürk'ün bir sözü
var, 20lerde söylediği bir söz vardır: "Dinsiz mil-
let olmaz" der. Dinsiz millet olmaz. Dini de çocuk,
ailesinden öğrenemez. Dinin öğrenileceği yer okul-
lardır, mekteplerdir. Bu bizi etkiledi. Hiçbir bilgi
almadan çıkan çocuğu düşünün. Annesi, hiçbir şey
öğretmemiş, din hakkında hiçbir bilgisi yok. Hat-
ta o kadar yok ki annesi babası ölüyor, cenaze na-
mazını küacak, bilmiyor. Nasıl namaz küınacak bil-
miyor. Elini böyle mi bağlayacak, böyle mı bağla-
yacak? Ne okuyacak? Bilmiyor. "Şunlan hiç ohnaz-
sa öfrensin" dedik. Ve din nedir, nasıl dinler orta-
ya çıkmış...
— Dbüer tarihi okntnlmalı örnegin...
EVREN — Hah, "düı kiUtürü" dedik zaten, "dfa
dersi" demedjt
— Ama yanhş knllanıhyor o zaman...
EVREN — Yanhş, esas program din kültürü uze-
rine. Oyle bıraktık biz programı. Ama oraya gelen
öğretmen bunun dışına çıkıp da başka şeyler de an-
latıyorsa onu bilmem. Bir yerdeki konuşmamda de-
dim ki: 'Artık biz oknllara da din dersini koyvyo-
rnz. Karan kanUıua çocoldannızı göadermeyu.
Çünkü Knran knnfauınm köti öraek oMngnwı ma-
myoram. Esas mürteciler oralardan çüuyor. ÇÜB-
kü çocuk cakil, daha ilkokul çagmda. O yaslarda
olacak şey degil. Oradaki boea ona ne sdylediyse
ona inanıyor. Ondan sonra çıkıyor, yanm yamalak
bir bügiyie fetva venneye kmOayor etrafua.' Onu is-
temedik, ama önleyemedik.
— Pdd Sayın Evren Pasam, Bans Denıegi'oe da-
va açünu, yasadışı Knran knrslannı neden kapat-
madınız?
EVREN — Banş Deroeği'yle Kuran kursunu ne
bakımdan karşılaştınyorsunuz?
— Şn bakımdan; yani btediginiz örfüti kapao-
yorsnnuz gerektiginde...
EVREN — Suç var, ondan!
— Yasadışı Knran kursunda yok mn?
EVREN — Kuran kursunda suç, müfettişler te»
pit ederse biidiriyorlar, ilgilıleri hakkında gereği
yapüıyor. Yani Kuran kurslannın hepsi de suçlu de-
ğil ki...
— O zaman, yani o manügı da diger loMaU der-
nekier için de gecerii kılmak gerekmiyor ••?
EVREN — Bir çocuğun var, "Ben bnna ögrete-
miyorum, Knran-ı Kerim oknsnn, ögrensin" diyor-
sun. Ataturk'e de annesi, babası yapmış. Bana da
yaptılar. Ben de üç defa, üç seans gitmişimdir ma-
halledeki kadına. Vardı, eskiden de vardı mahalle-
lerde mahalle kadım, orada öğretilirdi. Bu, bir ka-
nunla kurulmuş vaktiyle. Bizim zamaıumızda ku-
rulmuş değil ki. Daha evvel kurulmuş, biz onlan
yıkmadık.
— Devletin denetimindeki Knran knniannı kas-
tetmiyorum. Yasadışı Knran knnlanndan sdz edi-
yornm.
EVREN — Ha, kaçak olanlar mı? Kaçak olan-
lann zaten kapatılması lazım.
MC hükümetleri zamanında irtica
işleri bir hayli almış yürümüştü.
Onlann zamanında yetiştirilen
elemanlar devlet mekanizmalanna
gelmişti.
— Ee, niye kapatamadınız 12 Eylül'de?
EVREN — Yoo, bize gelmişse, ihbar gelmişse ka-
patmışızdır. Hayır, kaçak kurslar kapansın deme-
ye gerek yok. Zaten kapatılır.
— Ama devlet erki, devlet gücö, bu kadar etkin
knllamlmadı yasadışı Kuran knrslan uzerinde di-
yomm.
EVREN — Kaçak Kuran kurslan konusunda ben
her valiyle konuşurken bunu hep söylemisimdir,
"Aman bölgenizde kaçak varsa bana dikkat edin"
demişimdir. E, biz özel bir ekip kurup da bütün yurt
çapında bunlan araştıracak değiliz ya. Bunu yapa-
cak olanlar valiler.
— Mantar gibi bitti Knran knrsfauı. özdükle An-
talya, Denizli, Manisa. Oralarda çok örgatfeadaer.
EVREN — 12 Eylül döneminde mi bitti?
— 12 Eyiil döneminde kapaülamadılar en azın-
dan. Yani devlet gücn DİSK'İ, Banş Demegi'ni ka-
parn, onn kapatamadı. Neden?
EVREN — Şimdi bak, benim onu sormam la-
zım, acaba o dönemde kaç tane böyle kaçak kurs
kapatıldı diye sormam larim Şimdi bilemem. Bun-
larla ben uğraşamadun, açık söyleyeyim.
— Peki Sayın Evren, ban hukokcnlar '12 EyHU
yargıfauHu' diyorlar.
EVREN — Derler.
— Peki, siz ne diyorsnnnz?
EVREN — Herkes istediğini söyler. Dilin kemi-
ği yok ki demişler büzesin. Onun için 12 Eylül'den
büyük zarar görmüş, mahkûm olmuş veya mahke-
meye verümiş kişilerin 12 Eylül'ü iyüikle yad «me-
lerini beklemek herhalde büyük bir iyimserlik olur.
Elbette bunlar kötü karşılayacak. Adamın derneği
kapatılmış. partisi kapatümış, milletveküiymiş mil-
letvekilliği gitmiş, senatörmüş senatörlüğü gitmiş.
Bunlar şimdi "12 Eylül iyi ki yapıkta" der mi? Bun-
lar içinde diyenler var. Akhselim sahibi olanlar di-
yor, ama bir kısım var ki "şimdi elimize fırsat geç-
ti, bonlardan intJkam alahm diyebflirler" yani. Beni
mahkemeye verdiler biliyorsun.
— Ama o şahsi dava... Aziz Nesin'in davasu_
EVREN — Neyse, tamam verdi. Ne yapalım ver-
di.
— O başka, ceza davası başka.
Kuv vele girmemizi istedi
Akbıılut'tan dinî eğitiıne destekANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Başbakan Vıldınm Akbu-
lut, hükümetleri döneminde din
bizmetlerine verilen önem ve ay-
nlan kaynaklann arttığını belirte-
rek bunun devam edeceğini söyle-
dL Akbulut, Diyanet İşleri Baş-
kanlığı'mn Acıköğretim Fakülte-
si'ne bağlı ilahiyat bölümü kurul-
masına ilişkin çalışmalanm da
"memnuniyet verid" bulduğunu
bildirdi.
Başbakan Akbulut, dün Koca-
tepe Camisi'ndeki Diyanet tşleri
Başkanlığı Konferans Salonu'nda
başlayan il müftuleri seminerinin
açılış törenine katıldı. Akbulut,
her yıl düzenlenen ve bu yıl da
başta hac faciası olmak üzere de-
ğişik dini konulann ele ahnacağı
müftüler toplantısına katılan ilk
başbakan oldu. Bunun Diyanet İş-
leri Başkanlığı'mn Devlet Bakan-
lığı'ndan alınarak direkt olarak
Başbakanlık'a bağlanmasından
kaynaklandığı ifade edildi. Açılış
törenine Adalet Bakanı Oltan
Snngurlu ile Devlet Bakanı Cemil
Çiçek de katıldılar.
Diyanet Jşleri Başkanı Prof. Dr.
Mustafa Said Yazıaogln, törende
yaptığı konuşmada başkanlığın
trilyonu aşan bütçesi ve 80 bini
aşan personeli ile yurtiçinde en üc-
ra köşeye kadar, yurtdışında da
ABD'den Avustralya'ya kadar
uzandığım kaydetti. Başkanlığın
en önemli sorununun yükseköğ-
renimli ve nitelikh' yetişmiş perso-
nel olduğunu söyledi. Başkanlık
personelinin sadece yüzde
4.Tsinin yükseköğrenimli olduğu-
na dikkat çeken YazıcıoSlu, bu so-
runu çözmek amaayla 4 ilahiyat
fakültesi bunyesinde iki yılhk mes-
lek yüksekokulu açılmasırun ka-
rarlaştınldığmı, acıköğretim prog-
ramı açılması için de çahşmalan-
nın sttrdürüldüğünü ifade etti.
Yurtiçindeki kadroların
1984'ten bu yana hükümetlerin
desteğiyle 31 bin arttınldığını,
yurtdışında da aynı dönemde gö-
revli sayısının 100'den 800'e çıka-
nldığını belirten Yazıaoğlu, ancak
bu konudaki sıkıntılarının tam
olarak giderilemediğini bildirdi.
Müftüler toplantısına tarihinde ilk
kez katılan bir başbakan olması
dolayısıyla Akbulut'a teşekkur
eden Yazıcıoğlu, bu yılki iki gün
sürecek toplantıda başta hac dü-
zenlemesi gelmek üzere değişik di-
ni konulann ele alınacağını ve
özellikle hac düzenlemesi konu-
sunda hükumete değişik alterna-
tifler sunulacağını kaydetti.
Akbulut'tan destek sözü
Toplantıda konuşan Başbakan
Akbulut da ANAP hükümetleri
döneminde başta eğitim gelmek
üzere dini hizmetlere verilen öne-
me değindi. Din kurumunun top-
lumun ortak değer hükmü oldu-
ğunu, laikliğin de dini, her türlü
siyasi ve ideolojik istismarlardan
koruyan bir ilke olduğunu anla-
tan Akbulut, ANAP hükümetle-
ri döneminde dine verilen desteği
rakamlanyla şöyle ifade etti:
"1983 yılında 18 mflyar lira olan
edilen ve tamamı serbest bırakılan
toplam 31 bin 130 kadroyla birük-
te bugün 84 bin 712'ye ulaşmıştır.
Böylece Diyanet tşleri Başkanhğı-
nın kadro sayısında hükümetleri-
miz döneminde yüzde 58 artış sağ-
lanmıştırf
Dini acıköğretim
Konuşmasında hükümetin bir
süredir işlemeyen Din İşleri Yük-
Ankara'da başlayan il müftülükleri
seminerinin açılışına katılan Başbakan
Yıldınm Akbulut, ANAP hükümetleri
döneminde dini hizmetlere önem arttığını
yurgulayarak Açıköğretim Fakültesi'ne bağlı
ilahiyat bölümü kurulmasının da memnunluk
verici olduğunu söyledi. Akbulut, müftüler
toplantısına katılan ilk başbakan oldu.
Diyanet tşleri Başkanlığı butçesi,
din hizmetierini yaygınlaştınnak,
daha etkin ve verimli hale getir-
mek amaayla hükümetlerimiz dö-
neminde surekJi artünlmış ve 1990
ydında 788 miljar liraya ulaşmış-
tır. Bu rakamın 1991 yılında 1 Iru-
yonun üzerinde gerçekleşeceği
mubakkakür."
Diyanet İşleri Başkanlığı'mn
1983 yılında 53 bin 182 olan kad-
ro sayısı hükümetlerimizce ihdas
sek Kurulu'nu faaliyete geçirmek
için kanun hükmünde kararname
çıkardığına değinen Akbulut, 50
bin dolayındaki imam hatiplinin
eğitilmesinin planlandığı ilahiyat
meslek \Tlksekokullannin açüma-
sını memnuniyetle karşıladıkları-
nı söyledi. Akbulut, "Bunu sağ-
larnak uzere açıkoğretim progra-
mı uzerinde duruluyor olması da
memnuniyet verici bir gelişmedir"
dedi.
Diyanet personeline sağlanan
bazı ekonomik destekleri de dile
getiren Akbulut, hac organizasyo-
nunun A grubu seyahat acentele-
rine de açılması sonucunda orta-
ya çıkan gelişmelerin hükümetçe
yeniden değerlendirileceğini bil-
dirdi.
Dini yayınlarda gelişme
Akbulut, konuşmasında dini
yaymlara da değinerek şöyle dedi:
"Hnkümetimiz döneminde Di-
yanet tşleri Başkanhğı'na biitçe-
den sağlanan mali destek sayesin-
de yazdı, sesli ve gönintülü dini
yayınlarda bir gelişme olmuştur.
Nitekim Uk defa 1987 yüında baş-
kanfakca dini konulu film ve çizgi
film yapılması yılhk icra planla-
nna alınnuş; toplumnn video-TV
aracıhğıyla aydınlaülması amaç-
lanmıştır. Hükümetimizin bu ko-
nudaki desteği devam edecektir.
Aynca ilk defa 1990 bütçesine
ilave ödenek konmuş ve Diyanet
gazetesinin ucretsiz olarak dağıtıl-
ması, personelin ve cemaatin di-
ni konnlarda aydınlaülması sağ-
lanmıştır."
Kuran kurslanna destek
ANAP hükümetleri dönemin-
de Kuran kurslanna da destek ve-
rildiğine işaret eden Akbulut, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetlerimiz döneminde
yatriı bölge Kuran knrslan yapımı
yatınm programlanna alınmak
sureüyle din eğitimine bu açıdan
da destek sağlanmıştır. Nitekim,
Türkiye'de mevcut Kuran kmrsu
hizmetlerine yardımcı olmak, bn
faaliyetlerin devlet kontrolünde
yüriirülmesini saglamak ve istis-
mannı önlemek için bilhassa kal-
kuunada öncetildi yörelerde 11 ya-
ülı bölge Kuran kursu hizmete
açılmış olup, halen 10 yatılı böl-
ge Kuran kursunun inşaatlan de-
vam etmektedir.
Aynı şekilde kalkınmada önce-
likli ybrelerdeki koylerde görev ya-
pan imam hatiplerin lojman ihd-
yacını karşılamak maksadıyla ilk
defa 1988 yıhnda 106 köyde imam
evi yapılmıştır. Bundan sonra da
bn yörelerde devlet desteği ile loj-
man yapımına devam edilecekdr."
Atatürk'ün dinin geregine olan
direktifleri doğrultusunda hükü-
metlerin din hizmetlerine olan
desteklerinin süreceğini savunan
Akbulut, sözlerini din hizmetieri-
ni her tttrlu siyasal ve ideolojik de-
ğerlendirmelerin üstünde kalarak
yürüteceklerini belirterek tamam-
ladı.