Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurı>« Malbaacılık %e Gazetecılık Turk •Vnonım Şırketı adına
Nadır ISadl # Genel Yaym Mudunı Hasan Ccnal, Muessese Muduru
Ematt Lşakbgll. Yazı lşlerı Muduru Ok»> Goaensın, 0 Haber Merkezı
Mudurü Yıfçın Bayer. Sa>fa Duzcnı Yöneırnenı All Acar 0 Temsılclle'
ANK\RA Ahntt Tan. 1ZM1R Hlkmel Çetınka>a. -\DANA Çrtıa
k Polıtıka Crfal •**!••(*. O; Habcrler EıtM Mo."Ekonomı Ct^kt Tırtu. 1* Sendıka Şakıu bMcı. kjltur C*W Latf Isıanbul
Habtrtaı Knnl ka<ık Ffıı™ Gc«sy Şaylan. Habn Arajurma haan BcrUıı. Yur Haberlrrı \ı«M Dotu Spor Daoiinunı
AMalkadir l u t t e u . Duı Va2ilar Kcna Çafc^ku Arajıırma ŞakiB Alpa». Duzelıme AMnBaa \ttxt 0 Koofduuıor Aknn Konha»
0 Ma liin Lrol E>kM 0 Muhascbc b i » k » 0 Buıce P anlama. S«t> OuaulKi«ıtl> 0 Rcklam Anc Tona 0 Ek
>aym!ar Haiyı Ak>«l 0 Idare Hsscyıa Gsnr 0 İ!le!me Ö^cr Çdik 0 Bılg) !*lem NMI İHİ 0 Penonel Srvfl
K»uı idını/ı/ Bukan s«)ır Na* Saun v« l ı u ı Cumhunyn vtıtbaaalık vc GuOKüık T A.Ş. Tılrk Ocaiı Cad «
OUa; Akk.1 ıHça Baytr. Haaa «-'» lu PK 2W luanblll Td 512 05 05 120 hal). Tda 22246 Fu. (1) 526 «0 72 0
CCMJ, HikaM ÇMmk«)«. Okay Burolar AafcM*. Zıya GûUlp BJv Inkıiap & No 19'4, Tri 133 II 41-47 Tdc* 42344. Fu (4) 133
Goaeaoa L».t H a n llku 05 65 0 İJmtr H Zıya Blv l)<2 S 2/3. Td 13 12 30 Tctat 52359 Fu (51) N 53 60
S<*iık Atı «ranı Aaarl Tu # U w Inoıu Cad 119 S No I Kaı 1 lel I» 37 52 (4 baı). Trin 62155 Fu Hll 1937 52
JAPONHEYETJ
Soma
santralı
tehlîkelî
TEK'in çağnhsı olarak
gelen Japon heyet, Soma
Santralı'na kirliliği
önleyen desülfırizasyon
tesisi kurulması
gerektiğini söyledi.
İZMtR (Cumhpriyet Ege Bıi-
rosu) — Soraa Termik Santralı
1
na kirliliği önleyen desulfirizas-
yon tesisi kurmak için Japonya
1
dan gelen heyetin, incelemeleri
sonunda santralı tehlikeli buldu-
ğu ve "Böyle bir santral, bu na-
liyle Japonya'da olsa calışbnl-
maz" değerlendirmesi yaptığı
öğrenildi. Soma Belediyesi Çevre
Sağlığı Daıre Başkaru Mustafa
Topçu, heyetin kendıleriyle de
göruştuğunü belirterek, "Japon-
lar santrala mııtlaka desülfiri-
zasyon tesisi kurmak gerektiği-
ni söylediler. Ancak kendUerini
çağıran TEK, santral maliyeti
kadar olan bu tesisi yapar tnı bil-
mem. Yatağan için de desıilfiri-
zasyon gereki>or demisierdi yıl-
lar once, ama goruldugü gibi
hiçbir şe> yapılmadı" dedi.
Turkiye Elektnk Kurumu'nun
çağnhsı olarak Soma Termik
Santrah'nda incelemelerde bulu-
nan Masao Hashimioto baskan-
lığındaki Japon heyeti, çevrede
yoğun bir kirlilik olduğunu be-
lırledi. Soma Belediyesi Çevre
Sağlığı Dairesi Başkanı Musta-
fa Topçu, heyetin kendileriyle de
goruştuğunu belirterek, "Santra-
lın çevreye ölum saçtığım onlar
da görduler. Mutlaka desûlfiri-
zasvon tesisi kurulması gerekti-
ğini belirttiler. Ancak tabii bu
heyel kendi teknoiojilerini getir-
raek ve para kazanmak istiyor"
dıye konuştu.
Topçu, Japonların kendisine
ve Soma Beledıye Başkanı Otaan
Vazar'a "Bo>le bir santral Ja-
ponya'da olsa bu haliyle çalıştı-
nlmaz. Soma'daki dunım bizim
40 yıl once yasadıgınuz gibi" de-
diklerini anımsatarak şunları
soyledı:
"Japon hevetini TEK getir-
miş. Desülfirizasyon tesisi kur-
mak ve sanlralın kirliliğini kal-
dırmak için incelemeler yaptılar.
Bilindiği gibi desulfirizasyon te-
sisinin maliycti neredeyse sant-
ralın kendisi kadar. Yani çok pa-
halı. Japonlar raporlarında çok
tehlikeli boyutlarda kirlilik oldu-
ğunu soylediler. Ancak TEK bu
tesisi kurar mı, şuphelerim var.
Çünku Yatağan'da da yıllar on-
ce incelemeler yapılmış ve Ja-
ponlar santrala desülfirizasyon
tesisi kurulması gerektiğini söy-
lemişlerdi. Ama her şey ortada.
Yatağan'a bu tesis kunılmadı.
Yatağan'ın durumunu herkes bi-
liyor."
OYLUMHÖYÜK
M.Ö. 2000'e
ait belge
aranıyor
GÜLÇİN İLCİ ~
Hacettepe Unıversıtesi Arke-
oloji ve Sanat Tarihi Bölumu öğ-
retim uyeleri'den Doç. Dr. Engin
Özgen'ın başkanlığında dordu
Amerıkalı, üçu Kanadalı, seki-
zi Turk 15 arkeoloğun katıldığı
"Oylumhöyük" kazısı surüyor.
Gazıantep'in Kıhs ilçesi yakın-
larında bulunan Oylum'un, 45
metre yuksekliği ve 200 bin met-
rekare tepe alanıyla Türkiye'nin
en buyuk hoyüklerinden biri ol-
duğunu belırten Doç. Dr. Engin
Özgen, geçen >ılki kaa çalışma-
larında 20 adet mezar ortaya çı-
kardıklarını, bu >il da işe mezar-
larla başladıklannı bildirdi.
"Küp", "çomlek" ve "doğnıdan
gömme" mezarlarda tunç iğne-
ler, kolye, bilezik, kupe gibi bu-
luntuların ele geçirildiğini anla-
tan Özgen, Oylumhöyuk'ün llk
ve Orta Tunç ile Helenistik çağ-
lara ilişkin buluntular verdiğini
belirtti.
M.O 4 bın yılından M.S. 2.
yuzyıla kadar yerleşim gördüğü
belirlenen höyıikte, uzun yıllar
süren yüzey araştırmalanndan
sonra başlatılan kapsamlı kazı-
ların ikinci yılında olduklarını
vurgulayan Ozgen, "Gaziantep
bolgesi bilimsd araşünnalar açı-
sından bakir bir yer. 1950'lerden
bu yana herhangi bir çalışma ya-
pıimamış. Son 30 yıhn ardından
başlatılan geniş çapta, çeşitli
uluslardan bilim adamlannın,
Hacettepe ve Bilkent universite-
lerinden öğrencilerin katıldığı
sistematik bir kazı" dedi.
Amaçlarının, guneydeki ulke-
lerle ekonomik, siyasi ve kültü-
rel ilişkilerı orta>a çıkarmak ol-
duğunu belırten Özgen, "Yazılı
belgeler de eliraize geçerse, ya-
zınm Anadolu'daki ilk dönem-
leri aydınlanacak. M.Ö. 2 bine
ait yazılı belge bulursak, bu bi-
zim için çok yararh olacak. Çun-
kü Halep yakınlannda Ebla'da
İtalyanlann yaptığı kazıda ele
geçen yazılı belgeler Ebla Kral-
lığı'nın M.Ö. 1600 >ıllarında
Anadolu ile yakın ilişkide oldu-
ğunu ortaya koydu. Oylum da
bu ilişkilerde önemli rol oynaya-
bilecek çok stratejik bir yere sa-
hip. Olasılıkla Oylum'da, Ebla
ile çağdaş, bnemli bir krallığın
merkezini giınışığına çıkanıca-
ğız" dıye konu$tu.
TAKVİM: 8 AĞUSTOS 1990 Imsak: 4.18 Guneş: 5.59 ögle: 13.14 Ikındı: 17.07 Akşam: 20.20 Yatsı: 21.54
Neyse halin,çıksın faliıı...Kimileri için boş inanç,
kimileri için ruhsal bir
rahatlama, kimileri için
bilinmeyeni ve geleceği
öğrenme tutkusu...
Kadınlar kadar
erkeklerin de ilgisini
çekiyor fal. Ancak
onlar falcıya
gittiklerini pek
söylemiyorlar.
SERPtL GÜNDÜZ
"Her gece 'suya bak, suya bak'
dîye ru>a göriıyordum. 8 yaşın-
daydım. Önceleri hiçbir bedensel
hastalığım yoktu. Anoemlere an-
lattım. 'Bu sadece ruya' dediler.
Sonra tasa bakmaya basladım.
Bulutlanma hissetüm. Bulutlar in-
san şekline donuştu. Babamın bı-
çaklandığım gördum. Gerçek çık-
tı. 3 gun komada kaldım. Uyan-
dıgunda doktoriar havale atlaüyor
dediler. Elimle ayağım tutuluyor-
du. Sonra dUim tutuldu."
Gaziantepli 28 yaşındaki sosye-
te falcısı Keto nasıl fal baktığım
anlatıyor. Cinleri var Keto'nun!
Her akşam onları topluyor. Cin-
lerinin sayısı 4. Birisi ile evli ve bir
oğlu var. 2 de ayn cine sahip. İçi
su dolu bakır tası ile falına bak-
tığı in&anlar için cinleri her akşam
ne yapması gerektiğini anlatıyor-
lar ona!
"Gerçek hayatta iki kez evlen-
mtş Keto, ancak cinleri" eşlerini
istemediği için evlilikler yürume-
raiş. Bir de oğlu var. ölünce cin-
lerinin ona geçeceğine inanıyor.
Küçükyab'da bir apartman dai-
resinde konuşuyonız Keto'yla...
"Sıradan bir insanım, dindar
değilim" diyor. "Bu bir cin ola-
yı ve korkulacak bir şey yok. tn-
sanlar buraya birtakım bunalım-
lannı anlatmak için geliyorlar, fe-
rahlıyorlar. En guzel duyguyu da
ben o an tadıyonım."
Keto içki içtiği geceler cinleri ile
daha kolay buluştuğunu ve her an
onlarla birlikte olduğunu anlatı-
yor.
Her isteyene su falı bakıyor.
Uzun siyah saçlan, kara gözleri
var. Altın seviyor. Elleri ve kol-
MEHMET MEMİŞ — 3 yıl önce cinlere kanşmış Mehmet Memiş.
Haftada 50 kişinin fal baktırma.na geldiğini söyluyor.
KETO — 28 yaşındaki Keto'nun 4 cini var. Her akşam onlan top-
luyor. Birisi ile evli, bir oglu var. (Fotoğraf lar: Erdogan Koseoğlu)
larını altın bilezik ve yüzuklerle
donatmış. Ailesiyle birlikte oturu-
yor. Ortaöğrenimini Gaziantep'-
te yapmış. Üniversite sınavları
için Ankara'ya gelmış. Sonra da
tstanbul...
Müşterilerinin çoğunluğu sos-
yete hanımları Keto'nun. Hafta-
da 50-100 kişinin falına baktığım
söyluyor.
"Çok para kazanmıyonım, ba-
kın hâlâ kirada oturuyorum" dı-
yor. Ancak aldığı ucreti söy-
lemıyor.
Yuzde yuz bir tepkiyle karşılaş-
marruş. "Bu işi en iyi ben yapıyo-
rum demek acayip olur" diyor.
Keto işini şöyle anlatıyor:
"Içinde su olan bakır bir tasım
var. Ökunmuş falan değil. Bir du-
ası var. Fal baktıracak kişiye an-
ne adını ve kendi adını sornyo-
rum. Parmaklannı sokup çıkan-
yorlar suya. Sonra ben parmağı-
mı sokuyorum. Suda gördükleri-
mi anlatıyonım. tnsanlan anla-
nm. Gelecekte olabilecek kötü-
lukleri soylemiyonım onlara."
"Bana en çok sorulan sonı,
'Kocam beni aldatıyor mu?' Bu-
nu soran kadınlar aslında koca-
lannı aldaüyoriar. Büyii çözdür-
meye gelenler var. Birisine yapıl-
dıysa ona kimin büyu yapüğını,
ismiyle buluyoruz."
Ruh sağlığı bozuk olanlar, sa-
ra hastalan, özellikJe çocuklan ol-
mayanlar ve 'koca arayan kıdar'
geliyor Keto'ya.. Yüzde 80 sonuç
alındığını anlatıyor. Perşembe ve
pazar gunleri suya bakmıyor.
"Perşembe olmasaydı sizin de fa-
lınıza bakardım" diyor.
Politikacılarla hiç ilgisı olmadı-
ğını anlatıyor. Muşterilerın çoğu
da erkek. Bazı sosyete hammları
bir erkeği kendılerine âşık etmek
için Keto'ya başvuruyorlarmış.
"Ben bu işleri yapmıyonım, ama
yapanlar var" diyor.
Cinleri ile buluştuğunda ters bir
olay olursa, işkence edip «"övüyor-
larmış Keto'yu. Bu yüzden onla-
n kızdırmamaya bakjyor. Eşi
olan cin ise Keto'ya ılgi duyan
öteki dişileri kıskanıyormuş. "Bir
tanesi de benim gozlerime âşık"
diyor.
Fatihli Mehmet Memiş ise 3 yıl
Geleceği okumak için değişik yöntemlerASTROLOJt - Gökyuzu fenomenlerinin yeryuzunu
nasıl etkilediğini inceleyen bir yöntem.
TABOT - Bilinen en eski üç faldan bın. tskambil
kâğıtlannın atası. Kökeni eski Mısır'a
dayandırılıyorsa da kesin olarak bilinmiyor. 78
karttan oluşan destenin 22 kartı, arkanamajör,
insanlığm evrimini anlatıyor. 56'lık deste,
arkanaminör sonradan ilave edılmış.
YtKİNG (tKlKG) • Değişimler kitabı. Çin'in en
eski kıtaplanndan biri. Dünyanın da eski fallarından
biri. Çubuklarla bakılıyor. 64 değişik şekil mevcut.
RE.MİL • Kum falı. Yazıdan önce Araplann
uyguladığı fal yöntemi. Kum üzerine atıian noktaların
yorumlanması.
KAHVE FALI - Fincan ve tabağın üzerinde
meydana gelen kahve telvelerinin şekillerine bakılarak
yorumlanır. Geleneksel Turk fallarından birisi.
Telvelerde insan, hayvan ve bir olayın tasvıri ve
sembollere göre kehanette bulunulur. Çay falı da
kahve fıncanına bakıldığı gibi bakıhr.
ZAR FALI • Zarlar bir kabın içine konularak atılır
ve gelen rakamlara göre yorum yapılır.
KRİSTAL KÜRE • Kristal kureye konsantre
oiunarak ıçınde belıren göruntulere göre geçmış, hal
ve gelecek yorumlanır.
EL FALI • Kökeninin Hindistan olduğu sanılıyor.
Elin içindeki çizgiler tepeler, çukurlar, parmak ve
tırnaklann biçimine göre kişinin kaderini okuma
yöntemi.
Sl
T
FALI • Suyun içinde beliren şekillere göre
bakıhr.
BAKLA FALI • Çıngene kadınlar bakar. Kokeni
Şamanızme dayanıyor.
Zenginlik
önemli,
seksilik
şart
Dış Haberier
Servisi — Paris
moda dünyasının
ünlu ismi Jean-
Paul Gaultier
geçen hafta
Londra Wembley
Stadyumu'nda,
moda danışmanj
olduğu
Madonna'nın
konserini
izlerken aynı
saatlerde Paris'te
1991 sonbahar-
kışı için
hazırladığı
kreasyonları
sergileniyordu.
Gaultier,
Madonna için
çızdiği gıysıleri
"hot couture"
(sıcak giyim)
olarak nitelerken
bir kelime oyunu
yapıp "haute
couture" (moda
giyim)
konusunda
şunları söylüyor:
"Madonna halk
için, moda ise
seçkinler için."
Yakın
zamana kadar
ancak ünlu ve
zenginlerin
giyebildiği moda
kreasyonlan,
giyebilmek için
artık sadece
zengin ve ünlu
olmak yetmiyor.
Örneğin Gianni
Versace'in siyah-
beyaz suiti gece
eğlenceleri için
ideal bir giysı.
Ancak bu süitin
içine mayomsu
bir bluz giymek
gerekıyor.
"Observer"
gazetesinde
moda tasarım
uzmanı lain
Webb, "Moda,
insanlar neyi
isterse onu çizer.
Kadınlar da
artık genç ve
seksi gönınmek
istiyor" diyor.
Miffiparklar
yok oluyor
Türkiye'deki 21 milli parkın çoğunun, hayvan
sürüleri, piknik yapanlar ve beton yapılaşmanın
tehdidi altında olduğu belirtildi.
ADNAN BAŞTOPÇU
BLRSA — Türkiye'de 21 milli
park bulunduğu, bu parklann bir-
çoğunun, hayvan suruleri, piknik
yapan vatandaşlar, beton yapılaş-
ma ve bilgisizük tehditi altında ol-
duğu öne sûriıldu. Türkiye'nin
doğal yaşamını koruyacağına iliş-
kin Birleşmiş Milletler ve Avrupa
Konseyi çerçevesinde uluslarara-
sı sözleşmelere imza atmasına
karşın "milli parkçılık" anlayışı-
nın broşürler çıkarmaktan öteye
gitmediği, milli parklardaki flora
(bitki örtüsü) ve faura (doğal hay-
van topluluğu) konularında tam
bir "bilgisizligin" egeraen oldu-
ğu savunuldu.
Ankara Üruversitesi ile Orman
Genel Mudürluğü arasında imza-
lanan bir protokol gereği Uludağ
Milli Parkı'na karayosunlarının
araştırılması amacıyla gelen A.Ü.
Fen Fakültesi oğrerim üyelerinden
Dr. Barbaros Çetin, Uludağ Mil-
li Parkı'na ilişkin izlenimleriru
şoyle anlattı:
"Uludağ Milli Parkı, Antalya'-
daki Köpriilü Kanyon, Aydın'da-
ki Dilek Yanmadası ve Bandır-
ma'daki kuş Cenneti ile birlikte
en önemli milli parklanmızdan bi-
ri. Uludağ'da pikniğe gelenlerin
çevreye ne denli zarar verdikleri-
ni gördum. Milli park sınırlan
içinde çevre köylerin hayvan sü-
rüleri otluvordu. Aynca olmama-
sı gereken villalar gördum. Bu vil-
lalann su gereksinirai için açılan
su kuyulan, bitkilerin kökleri için
gerekli suyu emerek onlan olume
mahkûm ediyor. Uludağ'daki
otellerde bu kuyulardan oldukça
fazla var. Uludağ Milli Parkı'n-
da 'paralı parkçılık' dışında tum
olumsuzluklar gozle göriılebili-
yor."
Bir sanayi kenti olan Bursa'run
zehirli gazlarının havaya yuksele-
rek "asit yagmurlan" şeklinde
Uludağ'daki bitki örtusünu öldür-
düğünü de gödemleyen Dr. Çetin,
"Uludağ, eskiden bir oksijen cen-
neti olarak bilinirdi. Hatta 21 gün
kalanlann kanının temizlendiği
söylenirdi. Uludağ'da kiriilik ve
asit vağmurlan bitki örtusünu ol-
durmuş. Uludağ bu özeltiğini çok-
tanjitinniş" dedi.
Protokol gereği bölgede inceleme
yapmak isteyen Dr. Barbaros Çe-
tin'e, Orman Bolge Muduru Mus-
tafa Yılmaz tarafından izin veril-
medi. Elindekı protokolu ve ba-
kanlığın izin yazısım göstermesi-
ne karşın bilimsel araştırma için
izin alamadığmı one süren Dr.
Çetin Ankara'ya döndü. Çetin
Ankara'ya dönmeden önce Or-
man Bölge Müdur Yardımcısı Os-
man Çelik'in de Bursa Bölge Mü-
dürluğu'ne faks çektiğini, Bolge
Müdürü Yılmaz'ın bunu da dik-
kate almadığmı soyledi. Çetin,
Yılmaz'ın kendisine, "İsterseniz
resmi talimat getirin. Ama o ya-
zıyı da burada 15 gün bekletme
yetkim var" dediğini öne surdu.
Bursa Osman Bölge Muduru
Mustafa Yılmaz ise, Dr. Çetın'in
iddiaları konusunda, "Başvunı
yapıldığı andan itibaren gereken
yapılmışür" dedi. Yılmaz, Orman
Genel Mudürluğü ile universite
arasında imzalanan protokol ge-
reği, Dr. Çetin'e vasıta, yatacak
yer ve harcırah verilmesi gerekti-
ğinin belirtilmesı üzerin de "Ol-
mayınca neyi vereceksin" diyerek
yanıt verdi.
önce cinlere kanşmış. Keto'nun
aksine dindar.. "Bakanı, millet-
vekih bepsi fal bakonnaya geüyor
bana" diye antatıyor. Fal için ge-
lenlerin çoğunun erkek olduğunu
söyluyor o da...
Başka falcılara da gitmiş
Memiş.
"Hepsi abp tutuyorlar bo işin
ticaretini yapıyoriar. Cenab-ı Al-
lah'ın ilmi parayla satılmaz. Pa-
ra ortamına karşıyız. Halktan pa-
ra almıyorum, ama zenginlerden
alıyorum" diyor.
Mehmet Memiş'in falcılık serü-
veni şöyle başlamış:
"3 yıl önce bazı ziyaretlere gi-
diyordum. Cenab-ı AHah'ın yakın
dostlan nıyama girdi. Ibadet dersi
yapıyordum o sıralarda. Ders
yapmaya basladığım zaman cin-
lerim oluştu. Her gece onlan top-
Inyonım. 8 tane cinim var. Yusuf,
Höddam gibi de isimleri var."
Dualarla bir hastayı ayağa kal-
dırdığını öne sürüyor Memiş... Ve
ekliyor, "Tıbba karşıyım, iddia
ediyorum ki benden yeteneklisi
Kayıp eşya bulunuyor
Su falı ile gerçekleştirdiğini id-
dia ettiği işleri şöyle sıralıyor:
"Rub hastalannı iyileşririyo-
rum. Adam başka kadına gitmiş,
bir gecede döndürnyorum. Kan
koca yakınlaşması için muska ya-
pıyorum. Kayıp eşyayı bulmak
için üç gün geçmesi gerekiyor.
Hayıriı her şeyi yapıyonım. tş
dünyasından geliyorlar. Birçok
kişiyi iflastan kurtardım. Geçen-
lerde bir adama gittim. Seansı bir
saat sürdu. Sen her şeyi biliyor-
sun deyip S milyonlnk çek yazdı
bana. Bir adamın da çocuğu ol-
muyordu. tki seans evine gittim.
Şimdi çocuğu olacak. Gendlikie
evlere çağınyorlar beni. Kadın ba-
na kocam bana yakın olsun isti-
yorum diyor. Ben de sen kocana
yakın ol diyorum. Her duruman
ayn duası var. Ankara, Izmir,
Antalya ve Kayseri'den çagınyor-
lar. Uçak paramı da veriyorlar.
Fahna baktığım insanlann arasın-
da politikanlar ve ünlüler var.
tsim vermek istemem. İnsanlara
zarar gelraesio. Ben hayıriı şeyler
yapıyonım."
Türkiye ile Ugili kehanetleri var
Memiş'in. Gelecek seçimi DYP
kaaanacak. Erdal tnönü genel
başkanlıktan aynlacak. Arap âle-
mi Irak'a saldıracak. Türkiye 'iki
müddet' sonra refaha kavuşacak
gibi..
Keto gibi uzun saçb, insanlar
onu futbolcuya benzetiyormuş.
Haftalık muşteri sayısı 50.
Gelecekte bir ev almayı planlı-
yor. 1997'de de MÇP ya da
DYP'den milletveküi adayı olmak
istiyor. Aynhrken, eğer kötü şey-
ler yazarsak, bizi 'bağlayacağıaı'
söylüyor.
Fal:
Akla gelebilecek her türlü gelir
ve kültür düzeyinden insanlar il-
gileniyor. Hemen herkes hayatın-
da bir kez olsun kahve ya da is-
kambil falı baktırmış. Binlerce in-
san, geleneksel kahve falından
şimdilerde moda olan tarot falı-
na uzanan fal yelpazesinde yeri-
ni alıyor.
Büyü, ruhlar dünyası, kehanet,
telepati ile insanlar etkileniyor.
Kimileri için boş inanç, kimileri
için ruhsal bir rahatlama, kimileri
için bilinmeyeni ve geleceği öğren-
me tutkusu.
Hemen her semtte unlenmiş
falcıiar var. Para getiren bu iş için
isim yapmak yeterli. Fala meraklı
değişik kesimlerden insanlarla ko
nuştuğumuzda ortaya şu tablo çı-
kıyor:
Falcıiar, daha çok 5-10 kişinin
toplandığ] evlere gidiyorlar.
Faladan randevu alabilmek
için bir tanıdık aracılığyıla ulaş-
manız gerekiyor.
Kadınlar kadar erkeklerin de il-
gisini çekiyor, ancak onlar falcı-
ya gittiklerini söylemiyorlar.
Faicı, 30-100 bin lira arasında
değişen ücret ahyor. Ücret sosye-
tenin merakı ile orantılı artıyor.
Fala merakü sosyeteden G.S.
fal baktıracak kişilerin bir evde
toplandığını anlatıyor. özel şoför
ya da taksi üaeti ödenerek falcı
eve çağrılıyor. Falcı Istanbul dı-
şındaysa uçak parası da ödeniyor.
Geleneksel kahve falımn yanı
sıra, fallar şimdi çok çeşitli. Su fa-
h, bakla falı, yıldız falı, el falı, is-
kambil ve tarot falı. Değişik fal-
lara merak ise 1980'li yıllarda he-
men her kesimden insanlar arasın-
da yaygınlaşmış.
Doğu'ya 64
bin tıırLst
• ERZURUM (AA) —
Tarihsel zenginliklere ve
doğal guzelliklere sahip
Erzurum, Ağn ve Kars'a
son üç ay içinde 64 bin
yabancı turist geldiği
bildiriliyor. Turizm il
müdürlüklerinden alınan
bilgiye göre, 1 mayıs - 31
temmuz tarihleri arasında
Erzunım'a 28 bin, Kars'a 19
bin, Ağn'ya 17 bin yabancı
turist geldi. Bölgeye gelen
turist sayısmda geçen yüa
göre yuzde 100 artış
olduğunu belirten yetkililer,
geçen yıl aynı dönemde bu
üç ile 32 bin dolayında
yabancı turistin geldiğini
söylediler.
Hamitabat
santrab
• KIRKLARELİ
(Cumhuriyet) — 1987
yılında hizmete giren
Hamitabat Doğalgaz
Çevirim Santralı'nın çevre
kirliliği yarattığı ve yörede
bitki örtüsûnün kurumasına
neden olduğu ileri sürüldü.
Yöre çiftçileri, santral
yapımından sonra ÖzellikJe
salatalık, kabak gibi toprak
yüzeyine yaydan bitkilerin
kurumasının ilgililer
tarafından dikkate
alınmasını istiyorlar. Bir
santral yetkilisi, santralın
yılda 750 milyon metreküp
doğalgaz tükettiğini, bunun
yüzde 80'ini elektrik
enerjisine dönüştürdüğünü
söyledi. Aynı yetkili, gazın
yüzde 20'sinin de fabrika
bacasından egzoz gaa
olarak havaya kanşarak,
geniş bir bölgeye yayüdığını
açıkladı.
İçel'de orman
yangınları
• MERSİN (AA) — Içel
Orman Bölge Mudürluğü
çahşma alanı içinde yer
alan Mersin, Konya ve
Karaman'da orman yangını
sayısında artış, yanan alan
miktannda ise büyük
ölçüde azalma kaydedildiği
bildirildi. Bölge
ormanlarında bu yıhn
ocak-haziran döneminde 43
orman yangını çıktı ve bu
yangınlarda 223 hektarlık
alan yandı. Bölge
ormanlarında 1989 yüının
ilk 6 ayında ise 36 orman
yangını çıkrruş ve 434
hektarhk orman alanı
tamamen tahrip olmuştu.
Çocuk
egitimiııde TV
• İZMtR (AA) —
Ailelerde, çocuğun şiddete
dayalı şekilde
cezalandınlması
uygulamasının giderek
yaygınhğını yitirdiği
belirtildi. Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Ahmet Çelikkol,
ailelerin, çocuğu uygun
olmayan davranışlarından
dolayı şiddete dayalı veya
onun ruhsal yapısında yer
edecek şekilde cezalandırma
yerine, sözlü olarak bu
davranışının yanhş
olduğunu anlatma yoluna
gittiklerini söyledi.
Çelikkol, bu olumlu
değişimde TV'nin büyük
önemi olduğunu kaydetti.
Avcısız av
sezonu
• ANTALYA (AA) —
1990 av turizm sezonu,
avcısız başladı. 1 ağustos
tarihinde açılan av
sezonuna, bugüne kadar
hiçbir avcınm katılmadığı
bildirildi. 1990 av turizm
sezonunun ilk yabancı
avcısının, 10 ağustosta
Antalya'ya gelmesi
bekleniyor. ABD'den
gelecek olan sezonun
beklenen ilk avcısının,
Düzlerçamı av koruma
sahasında, yaban keçisi
avlayacağı bildirildi.
KÜVETE GİREN TERLER...