06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 4 AĞUSTOS 1990 Dinler ve Çağdaş Y ortım GereğL.. Ozgürlükçü ve karışmayan, ama her şeyin yaratıcısı olan Tanrı anlayışı, Islamın altın çağında yaygın bir felsefeydi. Zamanla devlet gücünün pekiştirilmesi güdüsiiyle inananlara her şeye karışan Tann düşüncesi telkin edilmiş ve halifenin de Tann'nuı yekili olarak bu durumun gözleyici ve uygulayıcısı olduğu söylenmiştir. Bu anlayış içinde laik devletten söz etmek kuşkusuz olanaksızdır. Prof.Dr. NlYAZt ÖKTEM İstanbul Üniversitesi papaz ve rahibelerin yönetırainde liseler, flniversi- teler bulunmaktadır. Hıristiyan demokrat partiler, Saint Thomas d'Aquin, Jacques Maritain gibi ün- lü Hıristiyan fılozoflann demokrasi anlayışına bağlı bir siyaset yürütmektedirler. Avrupa'da Hıristiyan- lık çağdas ve akılcı yorumJan beniraseyerek laik güçlerle "bans içinde bir arada yaşamayı" yeğle- mektedir. Hıristiyanlıkta Saint-Augusten daha tu- tucu bir yorum içindeyken Saint Thomas d'Aquin daha özgürlükçüdür. Hıristiyan siyaset bilirai'ni, genelde bu iki fılozof sistemleştirmiştir. Tutucu-özgiirlükçü akımlar Her din kununsaUaşmış haliyle bir yorumdur ve gUnümüze değişik yorum biçimleriyle gelir. Tek Tanrılı dinler bir kitap ve o dinin peygamberinin yaşam öykülerinde kaynağını bulur. Kitap ve pey- gamber davranı; ve sözleri dinin öz ve temelini be- lirlemektedir. Yaşamın karmaşıklığı, değişen ve ge- lişen dilnya koşullan içinde kutsal kabul edilen her satır ve her söz yorum gerektirir. Bu nedenledir ki örneğin Islamda "icma-ı ümmet", "kıyas-ı fukuha" gibi kurumlar ortaya çıkmıştır. Kuran-ı Kerim, hadis ve sünnetler kaynak alınarak insan- lar, bilim ve din adamlan ibadet ve toplumsal iliş- kileri düzenleyen kurallar türttmişlerdir. Bu haliyle din, özde Tann buyruğu olmakla birlikte geniş bir biçimde insan beyninin uğraş alanı içine girmiştir. Dinler insan beyninin yorum ve müdahalesiyle ku- rumsallaşır. Yorum yapan beyin eğer bilgiye do- natık değilse çıkar, tutku ya da politik amaçların emrindeyse karanlık, kurnaz, yobaz, çağdışı yorum- larla karşılaşınz. Yok o beyin bilimden, doğrudan, ahlaktan, hakikatten yanaysa ozgürlükçü yorum- lar gündeme gelir. Bilim ve doğru verilerle dona- tık beyin, akla dönüşürj akılcılık, o dine egemen olur. Bu durumda, dinler hakkında "O din özgürlük ve laikliğe elverişlidir, öbürO değildir" demek ha- talı bir yaklaşımdır. "Hangi yorumu?" diye sor- mak gerekir. Aslında devlet desteğinde olan ya da devlet çatı- sı altında yer alan hiçbir din, laik olamaz. Devlet, manevi bir destekle iktidannı sürdürrnek isteyin- ce, teokratik düzenler ortaya çıkar. Bazı "panelistler" Hıristiyanhğın laiklik ve öz- gürlüğe elverişli bir din olduğunu ileri sürmekte- dirler. Tek bir cümleden hareketle Hnistiyanlığı ku- rumsallaşmış haliyle ozgürlükçü ve laik yaprnak, son derece eksik bir değerlendirrnedir. Hıristiyan- lık devlet dini olduktan sonra, insanlığı din savaş- lanna süriikleyecek derecede teokratik kaJıplara bü- rünmüştür. Bugün de "günah çıkarma" kurumuyla özel yaşama girilmekte; Avnıpa'nın her ülkesinde Tutuculuk-özgürlükçülük ikıliğinı lslama ilişkin yorumlarda da görmekteyiz. Islam felsefesinde tu- tuculuğu "cebriye" akımı, iieririliği de "mutezile" temsil etmektedir. Türk toplumunun çoğunluğunun bağlı olduğu "ehl-i sünnet" ise iki akım arasında "orta yolu" izler. Yazgıcı düşünceyi dile getiren cebriye, yandaş- larına göre her şey Tann iradesi tarafından belir- lenmiştir. Tann, her şeyin yaratıcısıdır ve her şeyi yönetir. özgür insan iradesinden ve özgür seçişler- den söz etmek olanaksızdır. Tann "iyi kullannı" yaratır, onlan cennete gönderir; "kötüler ve kötülük" ibret olsun diye mevcuttur. Tann her an, her yerde bu dünyanın işlerine müdahale eder; in- sanoğlunun kendini bu yazgıya bırakmasından baş- ka seceneği yoktur. Cebriye anlayışından bazı si- yasal sonuçlar çıkanlmaktadır. Bunlara göre Tan- n'nın buyruklannı peygamberin halifesi olarak gös- terilen yetkin insan uygulamaya sokacaktır. Yet- kin insanın buyruklarına uymak, Islamiyetin zo- runlu ana ilkesidir. Emeviler bu siyasal anlayışı yoz- laştırarak halifenin, peygamberin değil, Tann'nın halifesi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Yanılmaziık, bilyüklük, yücelik gibi sıfatlanyla halifeye ve onun kurallanna boyun eğme zorunlu görülmüş; despotik bir teokratik düzene, düzlem hazırlanmıştır. tsla- mı, şeriatçı cebriye acmndaa ele ahrsak, ne laikli- ge ne de özgtiritt|e yer vgrdır. Her şeyi, her iki dttn- yada da Tann düzenlemekte; her hareketin içinde Tann iradesi bulunmaktadır. Bu durumda devlete de Tann ilkeleri ve onun halifesinin iradesi egemen olacaktır. Cebriyenin tam karşısında olan akım "mutezi- le"dir. Mutezile, Islam akıicıhğını temsil eder. Mu- tezile yandaşlanna göre Tann, evrenin yaratıcısı- dır. Tann maddeyi yarattığı gibi manevi kavram- lan da yaratmıştır. tyi-kötü, güzel-çirkin, doğru- yanlış, Tann iradesinin eseridir. Tann, insana be- lirli bir yaşam vermiştir; kendi yarattığı maddi ev- rene onu yollamış; kitaplar da göndererek neyin iyi, neyin kötü olduğunu peygamberlerin yaşamiann- daki ömeklerle belirtmiştir. İnsan, kitaplardaki iyi kavramına uygun bir yaşam sürmelidir. trade ve bilinç sahibi insan, iyi ve kötü arasında tercihier yapacak; iyiyi seçerse cennetle ödüllendirilecek; kö- tüyü seçerse cehennem azabı onu bekleyecektir. Tann, insan seçişlerine müdahale etmez. Eğer mü- dahale etseydi, onu sorumlu tutamazdı; seçiş Tan- n'nın olurdu ki sorumluluk da onu ilgilendirirdi. Oysa insan özgürdür, çünkü sorumludur. Görülü- yor ki, mutezile akımına göre evreni yaratan Tan- n, bu dünyaya ve bu dünyanın insanının fiiUerine kanşmamaktadır. Kanşsaydı, insan sorumluluğu- nun anlanu kalmazdı. Mutezilenin devlet anlayışı da ozgürlükçü doğ- rultudadır. Ozgürlükçü olması, laik devlet sistemine olanak sağlar. Tann evrenin temelidir, ama insan yaşamına kanşmadığı gibi devletin işleyiş biçimi- ne de kanşmaz. Bu dünyanm fiillerini o, öte ev- rende yargılamaktadır. Yöneticiler, tslamın esas- lan olan iyiye, güzele, adile, ahlaklıya, doğruya uy- gun hareket ediyorlarsa ne mutlu onlara. Cennet onlan beklemektedir, sorumluluklan bireyseldir. Yok baskı, zulüm, yalan dolan, haksızlık içindey- seler, sorumludurlar; cehennem ateşi onlann üze- rindedir. Devlet işi, Tann'yı doğrudan ilgilendir- memektedir, dolayısıyla laik devlet mutezile felse- fesine uygundur. Ehl-i sünnet ise cebriye ve mutezile arasında bir yol izlemektedir. O da akılcı ve bireysel sorumlu- luğa dayalı bir tutumu benimsemiştir. (Imam-ı Ga- zali gibi cebriyeye yaklaşan, katı Sünni filozoflar da mevcuttur. Ancak genel olarak ehl-i sünnet, oz- gürlükçü bir tutumu benimser.) Sünnet ehlinin an- layışı içinde Tann, mutezileden farklı olarak her an için bu evrenJe ilgilidir. Tann katmda zaman kavramı yoktur: O, insanın ve evrenin geçmişini, şimdiki anını, geleceğini ayru anda görür. Insamn kötülük ya da iyilik yapacağını bilir, ama müda- hale etmez. Evren, bir tümel oluşumdur. Tann tam merkezde her şeyi her an görür. Bu tutumuyla ehl- i sünnetin de ozgürlükçü ve laik yaklaşıma yakın olduğunu söyleyebiliriz. özgürlükçü ve karışmayan, ama her şeyin yara- tıası olan Tann anlayışı, Islamın altın çağında yay- gın bir felsefeydi. Zamanla devlet gücünün pekiş- tirilmesi güdüsüyle inananlara her şeye kanşan Tan- rı düşüncesi telkin edilmiş ve halifenin de Tann'- nın vekili olarak bu durumun gözleyici ve uygula- yıcısı olduğu söylenmiştir. Bu anlayış içinde laik devletten söz etmek kuşkusuz olanaksızdır. Ne ya- zık ki günümuzde de "kanşan Tann" anlayışını ge- lenekçiler benimsemektedir. Onlara göre yüce güç, nasıl olur da kendi yarattığı evrene ve insana mü- dahale edemez? Oysa yamt son derece basit: Tan- n, fanilerin tutku ve arzulan, günlük yaşamlany- la ilgilenen Zeus değildir. Tanrı, bu kerte basit şey- lerle uğraşmaz. Onlar bireysel özgürlüğü bir türlü kabul edememektedirler ve bir gü;e kayıtsız koşul- suz boyun eğmeyi yeğlemektedirler. Oysa Tann, onurlu, kendine benzeyen, özgür "irade-i cüziye" sahibi insanlan yaratmıştır; yoksa bir hayvan za- valhlığıyla kendini kör yazgıya terk etmiş mahluk- ları değil! Yazgjcılar, aslında kendiierini Tann'nın değil, başka insanlann yorum ve çıkarlanna bırak- maktadırlar. Kanımızca ulkemizde ehl-i sünnet ağırhkta iken ehl-i sünnetin yukanda belirttiğimiz mutezileye ya- kın yonımlannı canlandırmak daha akılcı bir tu- tum olsa gerek. Cebriyeye yakın tmamı Gazali'nin tüm yapıtlan Türkçeye çevrilmişken ozgürlükçü tb- ni Rüşt'ün çok az kitabı Türkçeleştiriimiştir. Ehl-i sünnet içinde bir de Muhammet Abduh yorumu var. XIX. ve XX. yüzyılda geliştirilen Abduhcu öz- gürlükçü Islam yorumlanna göre Kuran-ı Kerim'- de iki tür ayet vardır: Muamelata ilişkin olanlar- ibadete ilişkin olanlar. tbadete ilişkin olanlar ve ah- laksal içerikli ayetler evrenseldir, değismez. Mua- melata ilişkin olanlar insan davranışlanm düzen- lerler ve o çağ için gelmişlerdir; bugün için gecerli- likleri yoktur. Hz. Muhammet döneminin sosyal koşullannı düzenlemek için gelen muameiata iliş- kin ayetler, o dönem için reform mahiyetindedir. Hz. Muhammet kadına yanm da olsa bir statü ka- zandırmıştır. O dönemde birdenbire kadıru erkek- le eşit düzeye getirmek büyük sorunlar doğuraca- ğından, aşamalı bir yöntem izlenmiştir. Bugünün gelişen koşullan içinde, aşamalar surdüruhneli, ka- dınla erkek eşit düzeye getirilmelidir. Artık kadın "Kuran"daki hükmün tersine mirastan tam pay al- malıdır, şahitliği erkeğinki kadar geçerli sayılma- lıdır. özgürlükçü yorumlar ne gariptir ki ülkemiz- de gündeme getirilmemektedir. Son günlerde, özgürlükçü yorum olarak Alevi- lik gündeme getiriliyor. Ancak çok duyarü davran- mak gerekmektedir. Derinden saygı duyduğum, mensuplanndan çok şeyler öğrendiğim Alevilik, ge- nelde özgürlükçü bir yorumdur. Bununla birlikte tek bir Alevilik yoktur; onda da değişik yorumlar vardır. Şiilikle, Türk Aleviliğini nasıl aynı potaya koyamıyorsak, Suriye'deki ve Irak'taki Alevüik de değişiktir. AlevUikle birlikte özgürlükçü öbür yorumlar can- landınldığı takdirde, laiklik daha bilimsel ve sağ- lıkb bir ortam içinde tartışılıp benimsenebilir. TEŞEKKUR 27.7.1990 günü kaybettiğimiz sevgili eşim, babamız, ailemizin büyüğü AHMET DOĞAN SÖNMEZ'in cenaze merasimine katılan, TEV'e bağışta bulunan, telefon, telgrafla ve bizzat evimize gelerek acımızı bizlerle paylaşan tüm dost, akraba ve arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç biliriz. BAŞSAĞLIĞI Dr. HÜSAMETTİN GÜLCAN'ın ölümünü üzüntüyle öğrendim. Ailesi ve yakınlanna başsağlığı dilerim. NURTES AYDEMİR ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1990/217 Davacı Muammer oğlu, 1965 D'Iu Şemsi Tazegul tarafından mah- kememize açılan hasımsız cek iptali davasının mahkememizde yapı- lan açık yargılaması sırasında: Davaya konu Antalya Garanti Bankası şubesinden alınmıs 1600391/5 hesap nolu, 16.5.1990 vade tarihli, 624837 nolu çekin, Antalya Esbank şubesinden alınımş 1290/6 hesap nolu, 21.6.1990 vade tarihli, 512617 nolu çekin, Antalya Yapı Kredi Bankası şubesıne ait 4322/4 hesap nolu, 15.7.1990 vade ve 576237 nolu çekin, Antalya Yapı Kredi Bankası şubesine ait 543 hesap nolu, 19.7.1990 vade tarihli ve 645639 nolu çekin, Antalya Akbank Bahceli şubesinin 145-1-2145 nolu, 15.7.1990 vade tarihli, 65757 hesap nolu çekin, Antalya merkez şubesine ait 15.924/4 DHM hesap nolu, 15.7.1990 vade tarihli, 865735 nolu çeklerin çabndığını, davaamn bu banka- larda hesabı bulunduğu, yukanda hesap numaralan, çek numarala- n ve vade tarihleri yazılı çekleri elinde bulunduranlann ilan tarihin- den itibaren üç ay icerisinde mahkememizin 1990/217 esas sayüı dos- yasına ibraz etmeleri, aksi takdirde çeklerin iptaline karar verileceği ilan olunur. Basın: 47383 EVET/HAYIR OKT4YAKBAL "Türkiye'm, Nereye Götürüyorlar Senı?" Türk basını, bu gidtşle 'Türk basını' olmaktan çıkacak! Mur- dock'lar, Maxwell'ler, Asıl'ler büyük gazetelerimizi, dergilerimi- z\ birer birer ele geçirmekteler. Dışarıdan yönetilen, patronları yabancı uyruklu işadamları olan Türk gazeteterini 'ulusal baan'ın birer parçası saymak olası mıdır? Diyorlar ki yabancı basm patronlan Türk gazetelenni satın alır- sa teknolojik alanda büyük gelişmeler sağlanır, çalışanlar şim- dikiyie ölçülmeyecek kadar yüksek ücret alırlar. Dünyanın dört bir yanında sayısız radyo, TV istasyonuna, pek çok dilde yayım- ianan gazete ve dergilere sahip kişilerin ulkemizin tamtımında, sanat ve kültürümüzün dünyaya yaygınlaştırılmasmda katkıları olur. Bakın, yabancı şırketler. bankalar ulkemizde iş yaptyor, bun- dan ne zarar geliyor? Varsın yüksek tirajlı gazetelerimizi de ya- bancı işadamları yönetsin. 8u tür düşünenlere ne ad vermek gerekir? Kopkoyu bilinçsiz midırler, sa( mıdırlar, yoksa yurttaşiık, ulusallık duygusundan te- melli yoksun mudurlar? O hale geldik iste! Atatürk'ün ulusal dev- let', 'ulusal bağımsızlık' ilkelerine dayanan, daha doğrusu da- yanması gereken Türkiye Cumhuriyeti edilginlik, sömürgeleştir- me doğrultusuna girmiş gibi!.. Yabancı basın patronları geliyor, Çankaya'da konuk olarak bulunan Bay Özal'la görüşüyor, TV ve basın konusunda bilgiler alıyor, bu bilgilere dayanarak kararlar veriyor! Bu alışveriş işlerine Bay Özal'ın aracılık eder görünüm- de olması ulusal bir suç sayılmasa bile hafife alınmaz bir du- rum, hepimiz için de üzücü bir gerçek... DYP Genel Başkanı Demirel bile karşı çıkıyor, diyor ki; "Türki- ye televizyon, radyo ve basınını yabancı ellere teslim etmek yan- lıştır. Evet, fabrika, gelsin kursun, ama yapılmış fabrikayı yagma eder gibi başkalarına vermekle bir yere gidilmez. Fabrikanm ar- kasından televizyonun üçüncü kanalını, sonra başka şeyleri sa- tarsın. Bunlar yanlıştır! Murdock birkaç gazete alacak, Maxwell de alacak. Büyük te- sisler kurulacak. Bunlann başına İngiltere'den, Amerika'dan uz- manlar getirılecek. Yabancılara hizmet vererek büyük kazanç el- de etmek isteyen Türkler de çıkar elbet. Babıâli'ye New York- tan, Londra'dan buyruklar yağacak, şunu yazın, bunu yazma- yın. şu konuya dokunmayın, falanca sorunu araştırmayın.' Bay Asil'in sahibi olduğu gazete ve dergilere gönderdiği faks yazı- sıyla Kıbrıs konusunu yasakladığını nasıl unutalım? Nitekim Kıb- rıs'ta Asil'in dostu Bay Denktaş tek başına egemenliğini sürdü- rüyor. Neyse ki Kıbrıs muhalefet partileri ve liderleri bizim mu- halefet partilerinden, liderlerinden daha kişilikli! Seçimlerde mil- letvekilliğini kazanan 12 muhalefet mılletvekili Denktaş egemen- liğinde görev yapmayı reddedip Meclise girmediler. Nerede biz- dekilerde bu özveri, bu uygarca yüreklilik! Bu büyük gazete patronlarından biri gerçeği ağzından kaçır- dı: "Biz meşru iktidarlara yardımcı oluruz." Meşru iktidar! Özal partisinin iktidarı meşru sayılırsa ki öyle sayanlar da var, bu ya- bancı holdinglere bağlı gazeteler Özal'ın politikasını destekle- yecek, muhalefeti umursamayacak!.. Ulusal bağımsızlığımız tehlikededir. Ulusal varlığımız ise Ata- türk Cumhurıyeti'nın tam bağımsızlığını sürdürmesine bağlıdır. Türk gazetecisinin, yazarının, çizerinin, aydınının yabancı elle- rin güdümüne teslim edilmesi, Türkiye'nin tümüyle yabancı he- gemonyasına teslim edilmesi anlamına geliyor. O zaman sor- mak gerekmez mi 'Türkiyem nereye götürüyorlar seni?' diye... Bir değerli şairimiz, dostum Şükran Kurdakul bu soruyu so- ruyor, yanıtını arıyor, sizin gibi, benim gibi. hepimizin sorması gerektiğı gibi: "Darda kaldık seferberlikte gibi / Bakakaldık gidenlerin ar- dından... / Ekmeğin şiirini yitirdi ortalık /Türkiye'm nereye götü- rüyorlar seni? Sesim var, yüreğimin dağlarında seslenir / En gencimizin du- daklarında ürperen / Yaralı analann yediveren gülü / Türkiye'm nereye götürüyorlar seni? Karanhğın gizinde milyonla yürek / Aç kapıyı zindancıbaşı / Bana soru gerek, yanıt gerek / Türkiye'm nereye götürüyorlar seni?" AĞUSTOS sayısı tüm gazete-dergi satıcılarında... bir GAMEDA ortaklığıdır TÛRKİVE MÛMESSİLİ VE DAĞITIMCISI Bölge Müdüriükteri: İstanbul: 567 11 67 izmir: 26 10 61 Ankara: 342 11 21-23 Adana: 15 99 94 SİBEL KILINÇ (BAŞAK) FERİDUN KILINÇ evlendiler 3.8.1990 İSTANBUL Üniversiteye giremeyenler! Zaman kaybetmeyin, aldanmayın. Gelin sizi, eğitim garantisiyle, güzel sanatlara biz hazırlayahm. T.C. M.E.B. RÖNESANS SANATEVt Bağdat Cad. 258/7 Caddebostan-Kadıköy 368 00 88 HAVA KUVVETLERİNDE ÜÇ AY SONRA 'TEĞMEN' OLARAK F-16'LARI UÇURANLARLA ÖZDEŞLEŞMEK İSTER MİSİNİZ? 1. Hava Kuvvetleri Kommanlıgı'nda subay olarak istihdam edilmek üzere alınacak personelin sı- nıf/branşlan: a. Mühendis/yiiksek mühendisler: Bilgisayar mühendisi (IBM'in en gelişmiş büyük boy btlgisayarı ve işletirn sistemi üzerinde ABD'de eği- tilerek istihdam edilecektir.) Elektronik mühendisi (Bilgisayar ve veri iletişim ağları konularında ABD'de eğıtılerek istihdam edile- cektir.) Uçak, makine, elektrik, endüstri ve inşaat mühendisleri yapılacak sınavlarda basarılı olan mühendisle- re, ODTÜ ve diğer üniversiteler ile yurtdışında, yüksek lisans ve doktora eğitim imkânı verilebilecektir. b. İzmir Hava Lisan Okulu için Ingilizce öğretmeni (ABD'ye tekamül egitimi imkânı verilecektir). Astsubay sınıf okullan için elektronik ve bilgisayar öğretmenleri, c. Akademik karıyer yapmaları sağlanarak İstanbul Hava Harp Okulu için öğretim üyesi yetiştiril- mek üzere hukuk, Türk dili ve edel iyatı öğretmenleri (bilim uzmanlığı ve doktora yapan/yapmakta olan- lar dahil.) d. Eğitim yönetimi ve denetimi uzmanı. e. Hv. K.K.lığı için GATA'da uzman tabip yetiştirilmek üzere pratisyen tabip ve her bransta uzrnan tabipler. f. Diş tabibi (uzman yetiştirilmek üzere) ve uzman diş tabipleri g. Eczacı h. Hâkim 2. Isteklilerde aranılan nitelikler: a. Erkek, Türk vatandaşı olmak ve yabancı uyruklu ile evli olmamak. b. Sivil ve askeri okullardan çıkanlmaraış, öğrencilikle ilişkiferi kesilmemiş ve sabıkasız olmak. c. Sınav ve mülakat değerleniirmesinden sonra sevk edileceği askeri hastaneden 'sağlam' raporu ve yaptırılacak güvenlik soruşıurmasından olumlu îonuç almak. d. Düzeitilmemiş nüfus kaydına göre 3 Eylül 1990 tarihi itibarı ile lisans öğrenimini yapmış olanlar 30, lisans üstü öğrenimini tamamlamış olanlar için 35 yaşından büyük olmamak. e. Öğrenım ile ilgili koşullar: (1) Mühendis/yüksek mühendisler: Bilkent, Gazi, Hacettepe, ODTÜ, Boğaziçi, 1TU, Yıldız, KTÜ, Ege, Dokuz Eylül ve Uludağ Ü.'nün ilgili mühendislik fakülteleri mezunları. (2) Öiretmenler: Bilkent, Gazi, Hacettepe, ODTÜ, Ankara, Boğaziçi, Marmara, M.Sinan, Yıl- dız, tstanbul, Ege, Dokuz Eylül ve Uludağ Ü.'nün Fen-Edebiyat, Eğitim, mesleki/teknik eğitim fakültele- ri ilgili bölüm (Ing. öğretmeni, tng./Amerikan dili ve ed., elektronik işleri/bilgisayar öğretmenliği ve bil- gisayar teknolojisi bölümleri, Türk dili ve ed.) mezunları ve pedogojik sertifakaya sahip olmalıdır. (3) Hukuk öğretmenliği için ilgi duyan tüm hukuk fakülteleri mezunları; hâkimlik için sadece ha- len yedek subaylık hizmetini yapanlar başvurabilecektir. (4) Pratisyen tabip, diş tabibi ve eczacılar: Hacettepe, Ankara, İstanbul, Gazi, Marmara, Dokuz Eylül ve Ege Universitelerinin ilgili fakülteleri mezunları. (5) öğrenimini kendi hesabına yapmıj olmak (Yurtdışı öğretim diplomalan denk'lik beigesi MEB' - den alınmahdır ) f. Askerlik hizmetine ilişkin şart aranmamaktadır. Askerlik hizmetini henüz yapmamış ve karar al- dırmış, yedeksubay/8 aylık kısa dönem olarak lamamlamış ve yapmakta olanlar müracaat edebilecekler- dir. 3. Başvuru için istenilen belgeler: a. Muvazzaf subay olma isteğini ve kişisel öz geçmişini içeren dilekçe ve iki adet fotoğraf, b. Son üç ay içinde aiınan adli sicil raporu, c. Yetkili makamlar tarafından onaylı resimli nüfus hüviyet cüzdanı örneği, d. Noterden onaylı diploma veya okul cıkış beigesi sureti ile transkript veya mezuniyet derecesi beige- si. Varsa lisansüstü öğrenimine ait belge. e. Yedeksubay/askerlik terhis belgesi sureti (yedek subaylık/askerlik hizmetini bitirenlerin 1 yılını dol- durmamış olmalan şarttır. Lisansüstü öğrenimine başlayan veya bu öğrenimini bitirdikten sonra müraca- at edenlerde bu süre aranmaz.) 4. Başvuru sekli ve tarihi: a. Nitelikleri uygun olanlar, başvurularını; "Hv. K. K.'lığı Personel Başkanlığı 06100 Ankara" adre- sine, üçüncü maddede belinilen belgelerle, en geç 3 Eylül 1990 tarihine kadar bizzat veya posta ile yapa- caklardır. b. Hâkimlik dahil diğer branşlar için müraeaat edecek yedek subaylar; bu belgelerin "Muvazzaf Su- bay Nitelik Belgesi" ile birlikte bağlı bulunduğu komutanlık kanalından müracaat süresi içinde gönderil- mesini sağlayacaktır. c. Noksan belge gönderen, başvuru tarihini geciktirenler ile nitelikleri uygun olmayanların dilekçesi- ne işlem yapılmayacaktır. d. Sınav ve mülakat tarihleri başvuranların adresine bilahare bildirilecektir. DAKTİLO BİLEN BAYAN SEKRETER ARANIYOR. TeL 556 32 08-584 09 84 SÜREYYA PLAJI SAHİL YOLUNDA SATILIK DAİRE TcL: 355 32 88 HEP ADOÜRK'ÜN YANINDA Salih Bozok-Cemal S.Bozok 4000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbut ödemell gönderflmez. Türk Dil Kurumu Türk Tarih Kurumu Atatürk Arajtırma Merkezi Atatürk Kültör Merkezi . . : . • ! . ' . : . UZMAN \ARDIMCISI VE KÜTÜPHANECİ ALEVACAKTIR Ataturk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kuruluşlannın 8., 9. dereceli uzman yardımcı- sı ile 6., 7. dereceli kütüphaneci kadrolanna en az 4 yülık yükseköğretim kurumlanmn aşağıda belirti- en bölüm mezunlanndan, parantez içinde gösterilen sayilarda, sınavia eleman alınacaktır. a. Uzman Yardımcılan: Türk DiU ve Edebiyatı (6) Hititoloji (1) Sanat Tarihi (1) Ingiliz Dili ve Edebiyatı (1) Fransız Dili ve Edebiyatı (1) Tarih (1) Hukuk (1) tngiliz Dili ve Edebiyatı (1) Türk Dili ve Edebiyatı (1) Tarih (1) Türk Dih' ve Edebiyatı • (1) Sosyoloji '•• •' ' (1) .•,--;.:-:*-. Müâk . (1) Tiyatro (1) Türk Sanat Tarihi (I) b. Kütüphaneciler : Kütüphanecilik (3) ARANACAK ŞARTLAR: 1. Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde belinilen genel nitelikleri taşımak. 2. Sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak. Uzman Yardımcılığj için konulan ile ilgili yerli ve yabancı literatüre hâkim olmak, yüksek lisans ve doktora yapmış olmak, ilgili konularda yayın sahibi olmak, iyi derecede Osmanhca bilmek (Tarih ve Türk Dili Bölümü mezunlarında), iyi derecede Ingilizce bilmek (Hititoloji ve Sanat Tarihi mezunla- rında) tercih sebebidir. SINAVLAR: Uzman Yardıracılığı için, yukanda belinilen öğrenira dallanyla ilgili konulara Uave olarak, "Kad- rolu Uzmanlık Yönetmenliği"nde, Kütüphanecilik için, "llk Defa Devlet Kamu Hizmeti ve Görevleri- ne Devlet Memuru Olarak Atanacaklar İçin Mecburi Yeteriik ve Yanşma Imtihanlan Genel Yönetme- liği"nde belirlenen konularda yapılacaktır. Sınavlar yazılı ve mülakat olmak üzere iki aşamaudır. Yazılı da başanlı jlanlar mülakata çağnür. BAŞVURU: Sınavlara katılacaklar bir dilekçe ile "Atatürk Kültür.Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Genel Sekreter- liği, Atatürk Bulvan 217, Kavaklıdere/Ankara" adresine, aşağıdaki belgeleri de ekleyerek şahsen ve- ya posta ile başvuracaklardır. (Uzman Yardımcılığı için başvuranlar, dilekçelerinde sınavına girmek istedikleri bağlı kuruluşu da belineceklerdir.) Nüfus cüzdanı aslı veya onaylı örneği, yükseköğrenim diploması aslı veya noterden onaylı örneği, özgecmişi, dört adet vesikalık fotoğraf. Sınavı kazananlardan ayrıca, askerlik görevini yaptığını veya sınav tarihinde ertelenmiş olduğunu gösterir belge, savcılıktan alınacak iyi durum belgesi, tam teşekkullü bir hastaneden alınacak sağlık raporu istenir. Son başvuru 31 Ağustos 1990 Cuma saat 18.00'e kadardır. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. Adaylara fotoğraflı "Sınava Giriş Belgesi" gönderilecek. Giriş Belgesi olmaksızın sınava katılına- mayacaktır. Sınav tarihi ve yeri, sınava giriş belgelerinde belirtilecektir. Sonuçlar Yüksek Kurum ve bağlı kuruluşlannda asılı olarak duyurulacaktır. Yüksek Kurum uzman yardımcıhğına alınacak olanlar, bağlı kuruluşlar uzman yardımcılığını kaza- nanlar arasından Yüksek Kunımca seçilecektir. Basın: 29732 Türkiye'nin en güzel düğün salonlan' NİŞANTAŞI 1 RESTAURANT Düğün Salonlan 150 ki$i için Yemekli 1 785 000 Yemekli meıeli 2.175 000 Rez:147 62 39-147 74 40 • Salonlanmz klimahdır • İNGİLTERE'DE İNGİLİZCE (İLM'nin ÖCRETSİZ) yurtdışı hizmetleri genç bayanlara aile yanında AU- PAIR öğrencilere (bay-bayan) kamplarda çalışarak para kazanma ve Ingilizce öğrenme imkânı İSTANBUL ÜSAN MERKEZİ Graçtitt Ca*. Na: 5fl Lateü Tel: 520 81 99 Öğrenci kimliğimi ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. SALİH DOĞAN MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN MALtYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca 16.10.1990 Sah günü başlamak üzere Ankara ve Istanbul'da Maliye Müfettiş Var- dımcılığı Giriş Sınavı yapılacaktır. I- SINAVA KATILABtLME ŞARTLARI: 1. Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı nitelikleri taşımak, 2. 01.01.1990 tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak, 3. Siyasal Bilgiler, Hukuk, tktisat, Isletme ve iktisadi ve Idari Bi- limler Fakülteleri ile aynı konularda öğretim yapıp bu fakoitelere denk- liği Yüksek öğrenim Kurumu'nca kabul edilmiş yerli ve yabancı vükseköğrenim kurumlanndan birinden mezun olmak, 4. Sağlık durumu Türkiye'nin her yerinde görev yapmaya, her tür- lü iklim ve yolculuk koşullarına ve her türlü taşıt araçlanyla yolcu- luk yapmaya elverişli olmak; 5. Erkeklerde askerliğini yapmış veya erteletmiş olmak (halen as- kerlik görevini yapmakta bulunanlar, terhislerinden sonra atamalan yapılmak üzere sınava kabul edilebilirler); 6. Maliye müfettişliği niteliklerini taşımak, 7. Daha önce bir defadan fazla maliye müfettiş yardımcılığı giriş sınavına katılmamış olmak; II- SINAV KONULARI: Yazılı sınavlar, Maliye, lktisat, Hukuk, Muhasebe, Matematik ve Yabancı Dil (Ingilizce, Fransızca, Almanca ve Italyanca dillerinden biri) olmak üzere 6 grupta yapılacaktır. Yazılı sınavı kazananlar ayrıca Ankara'da sözlü sınava tabi tutula- caklardır. Istekliler sınavlarla ilgili ayrıntılı biigi içeren broşür ve müracaat formlarını Maliye ve Gümrük Bakanhğı Teftiş Kurulu BaşkanlığVn- dan ve Ankara, İstanbul ve Izmir'deki Maliye Müfettişliklerinden te- min edebilirler. III- SON BAŞVURU TARİHİ: Sınavlara katılabilmek için isteklilerin gerekli belgelerle birlikte en geç 28.09.1990 günü mesai saati bitimine kadar Maliye ve Gümrük Bakanhğı Teftiş Kurulu BaşkanlığYna bizzat veya bu tarihte Teftiş Ku- rulu Başkanlığı'na uiasacak sekiide posta ile basvurmalan gerekmek- tedir. Postada vaki gecikmeler nedeniyle bu tarihten sonra Teftij Kurulu Baskanlığı'na ulaşan müracaatlar dikkate alınmayacaktır. tlan olunur. Basın: 30392
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle